.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Mayıs 2020 Çarşamba

Muhabbet Postu

Son karara göre Süper Lig 12 Haziran tarihinde geri açılacak ama bunun üzerine iki karar daha gelebilir tabii. Basketbol dahil diğer bütün spor branşları sezonlarını noktalıyorlar, tabii futbolun pastasının büyüklüğü bunlarla kıyaslanamaz. Almanya deneyinden bütün dünyanın çıkaracağı dersler olacak, eğer başarıya ulaşırsa -işin içine başka lobiler girmezse- ben bu sezon biraz daha futbol izleme ihtimalimizi az görmüyorum.

Ama o zamana kadar muhabbet etmek isteyen olursa şuraya bir post iliştireyim.

212 Yorum:

«En Eski   ‹Eski   1 – 200 / 212   Yeni›   En yeni»
Ahmet Usal dedi ki...

Madem geldik, ıslatalım, hem muhabbet buradan devam etsin :)

@Huzeyfe, @BJK4EVER

Hocam hepsi mantıklı değerlendirmeler, güzel söylüyorsunuz da, atan(mevcutlar değerlendirilirse alınmayabilir) - tutan ve 8 e parayı bayılıp kalanı eldekilerle idare edeceksek, ki çoğumuzun müştereği bu, Fatih Aksoy da, Dorukhan da, Boyd da, Larin de, gençler de, hatta Umut da değerli, eşik atlamaları gerek, zaten öyle olursa şansımız olur. Bahsettiğimiz oyuncular daha gelişebilecek yaşta ve mentalitede oyuncular. Şapkadan böyle tavşanlar çıkarabilmemiz lazım çünkü(Sana diyorum Sergen Hoca:) Fantazi yapıyorsam mali duruma bakıp yapıyorum :)

Ben Fatih Aksoyun Rıza Hocadan alan oyunu ve markajı iyi öğrendiğini düşünüyorum, her yara basacak ruhu da tribün verir ve mental olarak güçlü olursa olabilir, patlayabilir. Mesela Okay Yokuşlunun oynafığı yerde Milli Takıma bile alternatif olabilir, çünkü daha markajcı ve mücadeleci, havadan da daha iyi. Derin ve dengeli pas atabiliyor, ayağı düzgün. Bana hayal ettiriyor, ha olur olmaz, genelde siz haklısınız olmama ihtimalinde, ama bana 6 da Dorukhandan önde geliyor, oyun bilgisi açısından en azından. Dorukhan zaten kanadı da kapatabilecek kapasitede, ciğeri en önemli vasfı. Çok aman aman teknik oyuncu değil, Aksoydan fazla görünmedi gözüme, biraz daha çabuk, o kadar.

Yine bunlar benim düşüncelerim, lig için de artık o kadar kolay olmadığını düşünmem gibi. Ama farklı düşünenlerin de haklı gerekçeleri var...

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER

Kayserinin başında sağlam tüccar bir hanımefendi var, Mensahı kimselere yedirmiyor diyeyim ki her büyüğün gözü üstünde.Bu sene yaşadıkları mali krizde serbest kalmasın diye ilk parasını ödedikleri oyuncu, en az 2 - 3 milyon almadan vermezler, ellerindeki en değerli oyuncu. Versatile bir oyuncu ama o da hiç bir şeyde mükemmel değil. Kayseride gelişimi durdu, hatta geriledi, hala potansiyeline, yılda kendini gösterdiği bir iki maça bakılarak konuşuluyor.

Bir de senin dediğin yardımcı forvet işi para harcamadan Larin ve Umutla olabilir, yani daha iyisini alamıyorsak ilk denenmesi gereken bu bence..

fidddas dedi ki...

mensah konusunda zaten şüphem vardı transfermarkta baktım. sene başında 3.6 milyon euro ile bonservisini almışlar. bonservissiz bırakmaları biraz zor.
@ahmetuysal dediği gibi maaşını bu sebeple önemseyip vermişlerdir, serbest kalmasın diye.
bu devirde bizim ligden kim 3.5 milyonu çıkarır verir, biraz zor. avrupaya falan bi şekilde verirler, düşerlerse. kontratında düşerse serbest kalır maddesi olduğunu da sanmam.

beagle dedi ki...

Aman diyeyim Mensah ve milyon Eurolari bir araya getirmeyelim. Özetlerde iyi topcunun tillahi. Top ayagindan çıktığı an yürümeye basliyor. Hatta fizik kurallarina aykiri şekilde stop ediyor. Muazzam tembellik.
Ayni dinamizm eksigini Pedro da yakalamistim ki, hadi stoper idare eder demistik. O bile olmadi.

can dedi ki...

Takıma seviye atlattırmayacak hiç bir transfere para harcamayalım derim ben. Oğuzhan, Dorukhan, Atiba, Fatih, Ljajiç, Necip ve İlaveten durumu belirsiz Boateng ve Elneny varken bonservisli Mensah peşinde koşmak çok mantıklı gelmiyor bana. Ha eldekilerden satılabilen olursa olasılıklar değerlendirilir.

Ahmet Usal dedi ki...

Spor basınında ve sosyal medyada dönen haberlere göre, Ljajic %15 maaş indirimine yanaşıyormuş, İstanbulda mutluymuş, ev bile satın almış.

Boatengin menajeri de oyuncunun kalmak istediğini ve yine ufak miktar indirime gidebileceklerini açıklamış.

Bir de Nskala ile 850.000 Euro yıllığa kesin anlaşılmış. Nskalayı hoca çok istiyormuş, versatile oyuncuymuş, sol bek dışında stoper ve sağbek de oynayabiliyormuş.

Son haber makul fiyata gurbetçi genç aradıkları.

Herşey oldschool görünüyor, Batı cephesinde yeni bir şey yok.

beagle dedi ki...

Nsakala'nin hiz ve gücünü begendigimi hatirlamakla birlikte, 1,70lerde boyu ile adının stoper kelimesi ile geçmesi kanimi dondurdu.
Diğer konu malum solbek pozisyonunda 3 tane genç milli oyuncumuz var. Risk alacaksan bu pozisyona alacaksin. Bu kulüp böyle yonetilmeye devam edecekse vah vah.

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

İşte oldschool ve batı cephesi derken diğer haberlerle beraber bunu kastetmiştim. Caner yolcu demek ki. Gençler birinci yedek olacaklardır en azından. Stoper mevzuu Fransız altyapı, oynamayı biliyordur, işte bak değerli oyuncu diye basının gazıdır biraz da. Tabii ki öncelikle sol bek olarak aldılar.

Yararlı olur mu? Olur. Onu da çok izledim. Defansı Canerden en az iki misli iyi. Teknik olarak da kalitesiz değil. Hızı, gücü ve çabukluğu da var. @BJK4EVER a anlatmaya çalıştığım şeylerden bir buydu, Anadolu takımlarında en az 10-15 tane böyle iyi, büyüklerde oynayacak kalibrede makul paraya transfer edilmiş-bulunmuş oyuncu var. Bakmadım ama muhtemelen Alanya verdiğimizin yarısını falan vererek oynatıyordu. Scouting bu. Bizi kurtaracak altyapıyla beraber bunları bulmak ama öyle bir plan yok, haberlerden görülüyor. Ha, oyuncu aslında @beagle ın ara ara işte şu oyuncular gayet iyi iş yapar alaydık diye bahsettiği tarz oyunculardan.

Ahmet Usal dedi ki...

Hatta aklıma gelen iyileri sayayım, tabi alalım diye değil, neden daha önce biz bulamadık diye..

Alanya :Wellington, Bakasetas(Tam 8 Numara)
Malatya : Mina, Fas Milli sağbek Chebake(1 gol 2 asist), Acquah(İtalya kariyerli izbandut zenci ve teknik 6 numara),
Kasımpaşa : Hajradanovic(10 nımara, 3 gol 5 assist), Koita(7 gol 4 assist)Pivot santraforun babası, Burağın yanında çift forvet arıyorsanız adamı buydu)
Sivas : Appindangove(Stoper
Ç.Rize: Boldrin, Brezilyalı 10 numara, gayet mücadeleci, presçi, çabuk, teknik. Umar Aminu(Sol kanat-açık)
G.Antep: Jefferson (Brezilyalı 6 numara, sağ ön ve sağbek de oynayabiliyor)
Denizli : Barrow (Sol açık-Nkodounun biraz iyisi ve 5 te biri maliyetlisi, Denizli de bile bu sene 3 go iki assist).
G.Birliği: Sio( Santrafor arkası, 10 numara, 9 gol, 3 assist, Ljaicin 5 te biri maliyet)
Ankaragücü: Gerson Rodrigues(3 gol, 2 assist sadece 2. devre, izbandut pivot, Burağın yanına olabileceklerden biri), Orgill(9 gol 3 assist-yine Burağın yanına izbandut pivot)

Bu rakamları verme nedenim; 10 numara ve santrafor-kanat oyuncularının hepsinin istatistiği bizim aynı mevkilerdeki oyuncularımızdan daha iyi, onu göstermek için.

Yani, Ljaic, Boateng, Lens, Diaby, Boyd, Nkodou, Orkan Çınar, Umut, Güven bu adamlara göre boş yapmış. Nir tane çıtkırıldım ya da Sio ve Koita (ki yaşları 30-31 ve mevkillerine göre yaşlı değiller)dışında 30 üstü adam da yazmadım. Öyle yapsam liste daha da genişler. Yerli oyuncuları @beagle daha iyi biliyor.

Transfer aklı bu tarz adamlarla iyi kadro mühendisliğiyle lige uygun yapılandırmayı oluşturmak demek. Geçen sene o aklı acayip kaybetmişiz.

beagle dedi ki...

@Ahmet
Evet Nsakala normalde ucuzsa begendigim tip. Problem bu yoklukta en çok idare edecek hatta para kazandiracak oyuncu okan yere gelmesi. Caner giderse ilk 11i güçlendirir ama kestiği hatta Ridvanin yasindan dolayi kulubeyi bile zor görecek Ahmet 1.87lik teknik solbek. Kendi Srna'mizi yetiştirme fırsatını tepiyoruz. Beni Ridvan pek umutlandirmiyor ama Ahmet çok özel fırsat.

fidddas dedi ki...

8 pozitif daha çıkmış takımda. 14 gün karantina desen bizim takım 12 haziranda maça çıkamaz.
bu 12 haziran işi en azından bizim takım için rafa kalktı galiba

rey dedi ki...

@beagle
Ahmet'in 1.87 olduğundan emin misin? O kadar uzun boylu görünmüyordu sezon başı hazırlık maçında.

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

Sanırım çok sıkıntı olmayacak, yönetim Canere sözleşme teklif etmemiş, bir de Nskala ile anlaştık haberleri heryerde, demek oluyor ki niyetleri yok yenilemeye. Tabi Canerinden son para kazanacağı sözleşmesi olacağından o da çok indirim yapmayacağını görmüşlerdir.. Nskala defans-ofans dengesi açısından daha iyi isim, sanmıyorum 850.000 euro verdikten sonra Canere de öyle bir paraya sözleşme önersin yönetim.

@fidddas

Aslında ligi şu haliyle tescil etmeleri lazım ama Kırmızılı renkli şımaracağından yapmıyorlar. Yapacak bir şey yok, belki fiili durum böyle tescil etmelerini sağlar diye umut etmek dışında...

can dedi ki...

Tamamlanmamış lig tescil edilemez, edilmemeli bence. Bu seneyi (hatta muhtemelen seneyi de) iptal etmek en doğrusu olacak.

beagle dedi ki...

@Falanca
Ahmetle Almosun biri daha uzundu ama hangisi kaç karıştırmış olabilirim. 85 civarindalar. Gene de 16 yaşında 80 üstü ve ayagi, kalibi hepsi iyi olduğundan Ahmetten çok umutluyum.

yilmaz dedi ki...

Ljajic eğer kalırsa takımın yıldızı olmalı ve takım onu oynatıcak şekilde dizayn edilmeli. Elde ne varsa onu oynatmalıyız.

Emrah D dedi ki...

@Ahmet Usal
Örnek verdiğin isimler iyi hoş ama anadolu takımları bunları bulana kadar kaç tane de boş transfer yapıyorlar, bizde o kadar deneme şansı malesef yok

Lig tescili ya da iptali konusunda bence acele edilmemeli. Beşiktaş taraftarlığımdan veya çıkarlarımızdan bağımsız olarak işin mantığını ve hakkaniyetini düşününce olması gereken tescil de etmeden iptal de etmeden salgının azalmasını beklemek, sonra kaldığı yerden devam etmek. Salgın yeniden alevlenirse yeniden durdurmak azalınca yine devam etmek.

Diğer türlü de ki şimdi tescil veya iptal ederek ligi bitirdik seneye de bir tarihte yeni lig başladı. Sonra ikinci dalga üçüncü dalga yeniden virüs hortladı onu da mı iptal edeceğiz habire maç oynayıp asla lig nihayetlendiremeyiz bu şekilde. Yavaş yavaş toplum açılıp kapandıkça 3er 5er maç sıkıştırarak gerekirse bir sezon iki senede biter ama biter öteki türlü başladık aa yeniden salgın çıktı iptal yenisine başladık aaa beşinci dalga geldi derken yalama olur.

Altyapıdan çıkabilecek oyuncular ve onların önünün tıkanmaması noktasında @beagle ne derse katılıyorum.

Yeni mali durumları düşündüğüm zaman bize eskiden nispeten kelepir gibi gelen 850-900 bin euroluk maaşlar bile kırk kere düşündükten sonra verilmeli. Sergen Hoca tanıyor olmasından ötürü bir artısı var, fizik olarak da iyi ama ben Nsakala formatındaki oyuncuya şu ortamda öyle bir yükümlülük altına girmezdim. Bunu o mevkiden altyapıdan çıkabileceklerden de bağımsız olarak söylüyorum. Toplam aynı maaşa 5 tane noname gurbetçi 5 tane alt lig topçusu 5 tane de kabilesinden yeni kopan yabancı getirirsen 3 tanesinden Nsakala performansı alırsın bence.

Nsakala demişken ismi de tam Amerikan aksiyon filmlerinde ortadoğulu baş kötü adam ismi gibi değil mi? El sakala.

Huzeyfe dedi ki...

@disko

Aynen. Niye gelecek sezon için kasıyorlar anlamıyorum. Çeşitli modeller var, birçoğu yeni dalgalar olabileceğini öngörüyor. Aç kapa oynanacak bir süre. Dediğin gibi fırsat oldukça maçları oynayıp mevcut sezonu 2019-2021 diye yazıp bitirmek gerek. Bu arada aşı bulunur, herkese ulaşır filan ayrı mesele, ona göre planlama yapılır.
Bir de belli ki guideline yok. Yani sağlık bakanlığı tesisler için birşey önermemiş, maçlar için belli başlı kurallar önermemiş. Hatta direk oynamayın kardeşim diyor da olabilir. Eğer öyleyse oynamamak gerekir.

Ahmet Usal dedi ki...

@can, @diskonnektus erektus, @Huzeyfe,

Hocam şimdi düşününce haklısınız. Bana en renkli yanar döner rakibimiz moraracak diye duygusal açıdan çekici gelmişti, bir de Fransızlar da öyle yaptı ya, tam bizim frankafon takımımıza layık uygulama. ŞL katılımları da olmayacağı için ekstra güzel geliyo ligin tescili. Onlar da iyice batar, yaklaşır bize, pahalı yabancılarından ve kalitelerinden olurlar, fark açılıyor çünkü kafasıyla bakmışım.

@yilmaz

Hocam +1, kim kalıyorsa dibine kadar kullanmalıyız.

Emrah D dedi ki...

GS'nin ŞL gelirlerinden olması ayrı mevzu, orada da kimi ihtimaller var. Ya UEFA Avrupa turnuvalarını düzenlemeyecek, o zaman zaten kimse gelirleri alamayacak. Veya da düzenleyecek ve federasyona takım bildir diyecek oysa bizim lig henüz bitmemiş olacak o noktada artık çarşı karışır son X yılın en çok Avrupa puanı almış olan mı gitsin o anki lider mi gitsin kim gitsin diye tartışma çıkar.

Bu arada bu veya benzeri tartışmalar bana göre başka ülkelerde de çıkabilir, belki de UEFA bir kriter belirler ona göre gönderin der veya kendi çağırır. Bu Türk futbolunun habis kitlesini liderlikten uzak tuttuğumuz müddetçe onların gönderilmesi gibi bir durum olmaz.

Biz ŞLye de gitsek Kainatın Hakimleri ligine de gitsek batmaktan kurtuluşumuz imkansız gibi bir hal aldı o apayrı bir mevzu malesef. Halen de önceki yönetimin yaptığı banka anlaşması nedir ne değildir detayı belli değil. Durumun toparlanması çok güç. Kriz fırsata dönüşür de koronavirüs sebebiyle bir finansal rahatlama imkanı (düşük veya sıfır faizli, TL cinsinden, diğer tüm borçları ödeyecek miktarda, gevşek ödeme planlı ama mali disiplini şart koşan evliya gibi bir kredi) sunulursa belki öyle bel doğrulur.

Huzeyfe dedi ki...

Uefa’nın seneye turnuvaları oynamak isteyeceğini sanmıyorum. Çünkü her ülkenin şartları farklı, hastalığın ilerleyiş hızı farklı. Atıyorum, İtalya’da sürü bağışıklığı Norveç’ten çok önde filan. Kış geldiğinde her ülke başka bir seviyede salgınla mücadele ediyor olacak. Yeniden CL oynamaya kalkarlarsa yeni sezonun da erteleneceği kesin gibi birşey.
Bence UEFA da mevcut turnuvaları bitirmeye odaklanıp, gelecek sene için kısa bir turnuva düşünebilirler.
Elitler ligi söylentileri vardı bir ara, onu denesinler. Son 5 yılın en çok CL puanı toplayan takımlarından 8 tanesini alıp turnuva düzenlesinler. Bir anda yayılırsa hastalık iptal ederler, standalone bir turnuva olarak ligleri etkilememiş olur sonuç ne olursa olsun.

Ahmet Usal dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ahmet Usal dedi ki...

@diskonnektus erektus

Hocam işte tam dediğin nedenlerden bu renkli kafa gitmesin diye bakıyom, onlar da batarsa, aynı anlaşmada imzaları var, kesin borçları yeniden yapılandırma gündeme gelir, o zaman yeni yöneticileri de borçlardan sorumlu tutan ve daha bir çok reform yapan mecliste bekleyen yasa çıkar, borçlar yeniden yapılanır, biz de türk futbolu da kurtulur. 

beagle dedi ki...

Arkadaşlar ticari sözleşmelerin çoğunda mucbir sebep falan kısmı var. Yani bu tip felaket durumlarında yükümlünün ödeme yapamaması, kontratlarin fesh edilmesi falan yasal oluyor, mahkemeler bir nevi arabulucu oluyor.
Yani yüksek maaşlı ve bonservis beklemedigimiz bütün topçular için yallah opsiyonu olabilir. Kariusa yapilan gibi Lens Roco falan hallolur. Hatta Burak bile.

Problem Vida,Ljajic grubu. Bence de @yilmaz hakli. Bunlar eldeki tek değerli grup. Takimi bunlarin etrafina sekillendirelim.

Ersin(Dogukan)
Doruk(Kerem) Vida Alpay(Ruiz,Erd) Nsakala(Ahmet)
Oguzhan Öz(Elneny)-Atiba(Fatih, Kartal, Atamer)
Nkudu(Mertcan) Boateng(Oguzhan Akg) Ljajic(Almos)
Larin(Umut)

Ciddi transfersiz bu kadro geçen yildan daha iyi iş yapar.
Kritik karar şu zararli pahalilar(Burak, Lens, Caner, Mirin) arti umutsuzları (Roco, Diaby, Güven, Boyd, Utku) şutlayip sade kadro, daha genç, diri bir takim oluşturup Vida Ljajic Atiba, Boateng hatta Ozyakup/Elneny gibiler uzerine omurga kuracaksin.


fidddas dedi ki...

25 Mayısta UEFA toplantısından liglerin temmuz sonuna(sanırım) kadar bitirilmesi kararı gevşetilir diye haberler çıkmaya başladı.
mehmet demirkolun söylediği senaryo en gerçekçi senaryo gibi duruyor. bir şekilde bu ligi daha geç başlatarak (eylül gibi) ve zamana yayarak bitirmek. böylece her türlü takımın dava açma imkanını elinden almak ve en hakkaniyetli çözümü uygulamak.

hollanda ikinci ligi lideri dava açmış puan farkım var, beni şampiyon ilan edin diye ama mahkeme red etmiş. alt ligde kaldılar. mevzuatı bilmiyorum ama bence avrupa birliği mahkemelerine de giderler bu gidişle. fransa liginde de benzer sorunlar var diye okuyorum.

mehmet demirkolun senaryosunun çözemediği sorun takımların nakit akışları. hadi bizim takımların çoğu iflas etti, zaten durum kötü ama diğer avrupa takımları için de durum iç açıcı değil. nakit akışı sorunu çözülmezse ligin geç başlayıp bir şekilde tamamlanması da çözülmez.

futbolcular maaşlarını bıraksa desek bile sıfır gelirle mevcut borçları ödemek mümkün değil.

neresinden tutsan boklu değnek, ucu başı kalmamış. daha önce de yazmıştım, yukarıda @beagle da kadrosunu yapmış. 80 lerin sonundaki takım yapılanmasına dönmek mecburiyet gibi bir şey. nskala 850 bin euro deniyor. 500 binden fazla verecek bir bütçe olduğunu sanmıyorum ben açıkçası.

yilmaz dedi ki...

Valla bana kalsa hergün Beşiktaş'ın maçı olsun, hergün izleyim. Sıkılmam. Oyuncular yoruluyor filan da demem. Ama gerçekçi olmak gerekirse liglerin başlamasından ziyade devam etmesi pamuk ipliğine bağlı. Maç ertelemek o kadar olağan olur ki, insanlar bazı vakalara şüphe ile bile bakar. "Türkiye bu herşey olur" der.

Ya bi de maçlar seyircisiz oynanacak. O feci kötü. Gerçekten saman gibi. Milyonluk oyuncular, halı sahada "terse terse" diye bağıran mahalle abileri gibi gözüküyorlar gözüme :)

BJK4EVER dedi ki...

@Ahmet,

Anadolu takimlarindan ornek verirken 2 seyi goz ardi ediyorsun bence;

1 Sen sadece onlarda on plana cikmis oyunculari soyluyorsun, digerlerini soylemiyorsun. Alanya'nin 13 yabancisi var mesela. Bakasetas'i yaziyorsan Tzavellas'i da degerlendirmeye vs almalisin. Ortalama 15 yabancili Anadolu takimlarindan 1-2 tane sivriliyor evet, bu oran bizim transfer basari oranimizdan farksiz.

2 Anadolu takiminda oynamak farkli, buyuk takimda oynamak farkli. O yazdigin oyuncularin cogu buyuk takima gitse vasata donusur. Anadolu takiminda sadece hiz ve fizikle birsey yapabilirken, buyuk takimda mental guc, top teknigi, oyun zekasi gibi seyler on plana cikacak. Bizden ornek vermek gerekirse; Tyler Boyd. Gecen sene bu listeyi yapsan Boyd kesin yazilirdi. Sonuc? Ankaragucu'nde 14 macta 1.235 dakikada 6 gol 4 asist, Besiktas'ta 21 macta 1.162 dakikada 2 gol 0 asist.

Yani diyecegim odur ki; Anadolu takimlarinin yabancilarini ovmeye gerek yok. Evet, ara sira iyi isimler tutturuyorlar. Ama bunun nedeni scouting'lerinin iyi olmasi falan degil. Kaldi ki bizim 15 tane vasat yabanci alip 2 tanesi iyi cikinca ovunecek luksumuz yok. Onunla ovunsek zaten Besiktas olmayiz, Malatya oluruz ve her yili 10. sirada bitiririz. Bizim icin dogru yabanci ve yerli skalasi bence:


Yabanci:
- 2 tane 2.5 milyon euro maasli (kaleci, stoper, forvet gibi key)
- 4 tane 1.5 milyon euro maasli (orta saha, 10 numara, 1 kanat, 2. stoper)
- 4 tane 1 milyon euro maasli (diger ilk 11'deki mevkiler ve oyuna ilk girecek rotasyon oyunculari)


Yerli:
4 tane 1.2 milyon euro maasli (ilk 11 ve ilk girecek yedekler, boylelikle 14 tamamlaniyor zaten)
4 tane 0.7 milyon euro maasli (yedek oyuncular, 18'i tamamlamak icin)

Geriye falan 5-10 oyuncu da altyapi oyuncusu olmali. Ortalama 23 milyon euro'luk maas butcesi ve mantikli bir dagilim demek bu.
Tabii ki ben ortalamalari yazdim, alacagin 2 baba adamdan biri 2.8 diger 2.3 (atiyorum) da alabilir. Ama anafikir bu olmali bence, kadro boyle kurulmali. Boyle bir kadroyla hem basari yakalanir, hem mantikli bir finansal politika yurutulur.

Bizdeki sikinti mevcut oyuncularin ederinin cok ustunde maas almasi. Bu gerci bizim sikintimiz degil, 3 buyuklerin sikintisi (Trabzon cok iyi noktada bence). Hem ligimiz cazip olmadigi icin, hem 3 buyukler arasinda rekabet cok fazla on plana ciktigi icin maaslar haddinden cok fazla yukseliyor. 3 buyukler aralarinda bir centilmenlik anlasmasi yapmadigi surece bu serbest piyasadaki denge asla kurulamayacak.
Fenerbahce Caner ve G.Gonul'e baska yerli olmadigi icin haddinden fazla bir sekilde yillik 1.5 milyon euro teklif edecekse bunlar bizde 1 milyon euro'ya imza atmaz. Ayni sekilde biz de misilleme olarak, piyasada adam olmadigi icin Hasan Ali'ye 1.3 milyon euro teklif ederiz, halbuki ederi o kadar degil. Normal sartlarda anlasilan skala uzerinden teklifler yapilsa hem Caner hem Hasan Ali kendi kulubunde kalir ve normal piyasa sartlarinda hak ettigi parayi alir.



BJK4EVER dedi ki...

@beagle,

Bence Caner gidip N'Sakala gelirse net bir dusus olur bizim icin. Bizim ihtiyacimiz olan rakibin sag acigini tutacak defansif bir solbek degil, kucuk takimlari acmamiza yardimci olacak ofansif bir sol bek.
Caner gecen sene 9 asist yapmis, bunlarin bir kismi duran top olmus olsa bile iyi bir rakam. N'Sakala'nin 4 senedeki toplam gol sayisi 0, asist sayisi 6. Zaten kisir bir takimken bu degisimin ilk 11'i guclendirecegini dusunmek asiri optimist bir yaklasim bence.

Caner'in sevilmedigini biliyorum cirkefliginden ve defansif sikintilarindan dolayi, ama icinde bulundugumuz takimi ve ligi iyi analiz etmek lazim.

Eger sampiyon olmak istiyorsak Caner gibi oyuncular ligimiz icin bir cevher'dir, ne kadar cirkef olursa olsun, modern futbola ne kadar uzak olursa olsun. Maci birakmamak, hirs yapmak, hatta bir miktar cirkef olmak ligimiz icin cogunlukla artidir, eksi degil. Ve ayagi duzgun, iyi orta kesen bir oyuncu her zaman is yapar ligimizde.

Bu arada N'Sakala'yi ilk yazan bendim, celisiyor gibi gozukmesin. Benim dusundugum rol bazi maclarda Caner'in defansif eksigi sikinti olmasin diye kullanmasi ve iyi bir yedek oyuncu olmasi. Ve cift forvet dusuncesiyle bir ihtimal arkali-onlu oynamalari, ki bu sekilde oynarlarsa gayet iyi bir kanat olur bence gorev dagilimi acisindan. Ama Caner'in kanatta oynamasi icin cift forvet sart, 4-3-3'te cok zor bence. 4-3-3 oynayacaksak Caner icin sol ic rolu daha mantikli bence. Olmadi yine takimin as solbeki olur.

beagle dedi ki...

@Bjk4ever
Bu asist sayisi problem. Ayni Q zararlisi gibi Caner de takimi ciddi bozacak şekilde çok top şişiriyor. Hatta önündeki tahtabacak da geri dönüp şişirsin diye ona veriyor. Arkada Nsakala Onde Ljajic/Almos çok daha verimli olur bence.

Nsakala'dan yararlanmak icin problem birinin tahtabacagi "sol acik" yapmaktan vazgeçmesi gereğidir. Amatör topçu koysan daha çok skor yaratır.

can dedi ki...

@bjk4ever
Nsakala ile ilgili kaygılarına katılıyorum ama Caner’in bireysel hatayla yedirdiği gol skor katkısından çok daha fazla. Caner’in kanatta da beş para etmez bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Hırslı, iyi orta kesiyor, uzaktan şutu da var ama yavaş, driplingi yok, gol bölgesine sızamaz vs. O maaşla ne beki ne kanadı dolduran, üstelik de son kontratını yapan futbolcu gereksiz bir lüks. Takım oyununu bozması ve karaktersizliğine girmiyorum bile. Kalması bir tek önüne içe kaçacak uzak forvet bir kanat ve arkadını toplayacak defansı kuvvetli bir 6 numara alınmasıyla mantıklı olur. Ama o da maaşa takılır.

Huzeyfe dedi ki...

@BJK4EVER

Ben Caner’in hırçınlığıyla Beşiktaş’a birşey kazandırdığına şahit olmadım. Tam tersine birçok derbide rezil top oynadı, kendini gereksiz yere gerdiği için. Bu tarz işler oyun yönetimi halihazırda zaten Caner’in oynadığı takımı destekliyorsa fayda sağlar. Ama 2020 senesinde bu takım Gs. FB de değil Beşiktaş da değil.
Yaptığı asist sayısını sıfırlayacak kadar hatayla takıma gol yedirdiğinden de eminim.

BJK4EVER dedi ki...

@beagle,

Tartisma tekrari olacak, ama ayni elestiriler Quaresma ve Talisca'ya da yapiliyordu.
Talisca gidince yine super pas yapan takim olacakti, eskisi gibi oynayacaktik, Quaresma gidince top kayiplari minimuma inecek, takim cosacakti falan? Ne oldu? Talisca'yi mumla ariyoruz, Quaresma yerine alinan 3 kanat oyuncusu toplamda onun ceyregi kadar katki vermedi.
Sen takimdan Sosa ve Oguzhan'i uzaklastirirsan, cift 6 ve Talisca ile oynarsan Quaresma topu sisirir.
Sen cift altiyla oynarsan o onliberolar oyun falan kuramaz, top donur dolasir Vida ve Caner'in sisirmesine bakar.
Takim pas yapabildiginde o oyuna Quaresma 16/17'de gayet uyum saglamisti, catir catir katki saglamisti. Ne oldu da 1 sene sonra daha fazla orta yapmaya basladi bu adam? Vahiy mi indi?

Bence Caner ve Vida oyun kuramadigi icin bunlar uzun top kullanmiyor, takim organizasyonu iyi olmadigi icin bu role burunuyorlar. Begenmediginiz Caner'in top sisirmeleriyle FB Ersun Yanal zamaninda nisan'da sampiyon oldu.
Demek ki oluyormus. Takim organizasyonu Caner'in sisirmesine kalmazsa o kadar sisirmez, normal katkisini verir.

Caner'in 9 gol yedirdigine inanmiyorum, abartiyorsunuz. Caner giderse 9 asist eksilecek, matematik bu. O 9 asisti yapacak tas gibi duran top kullanan bir oyuncu, firtina gibi ofansif bir solbek/ sol acik gelecegini dusunuyorsaniz iyi hayaller size, oyle birsey olmayacak.
Tipki Talisca'nin yeri doldurulamadigi gibi, Quaresma'dan sonra sag acigin bombos bir kume oldugu gibi.
Bu tur oyunculari gunah kecisi yapmak yerine buyuk resime bakmak lazim ve nasil verim alabiliriz dusunmek lazim. Kabul etseniz de etmeseniz de Caner Turkiye ligi icin onemli bir oyuncudur ve ciddi bir silahtir.

Huzeyfe dedi ki...

Bence Caner & Quaresma’nın asistleri üzerinden faydalı olduğunu düşünmek ezber bir yorum.
Quaresma sezon başından beri Kasımpaşa’da. 4-5 asisti vardır kesin, küme düşecekler neredeyse. Son iki maçta kesik yediği için kazanıyorlar.
Mesele Caner’den Quaresma’dan kurtulunca daha iyi takım olmak iddiası değil. Bunlar hamle oyuncuları bana göre. Caner ligde oynadığı sürenin yarısında oynayarak da 9 asist yapabilir. Ama Caner’i birinci sol bek yazarsak 9 değil 19 gol de yedirir. Sene başından beri sürekli soldan yiyoruz. Ceza sahasına adam sokamadığımız dakikalarda Caner’le oynamak saçmalık bence. Adamın tek olayı bu çünkü. Quaresma için de aynısı geçerli. Beşiktaş kariyerinde en çok asist-gol katkısı verdiği sene kimi zaman yedek kalıp hamle oyuncusu olduğu sene.
Caner’le ilgili problem maaş. Yedek oyuncu maaşına razı olacak. Fiziksel olarak oynayabileceği kadar, sahadaki takıma faydası olacaksa oynayacak. Diğer problem de bu tarz adamların egosu. Quaresma gitti Kasımpaşa’da kaptan oldu. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Caner de benzer bir karakter, Fb’yi ben şampiyon yaptım diye ortalığı karıştırmıştı 2014’te. Bilmiyorum bu kadar negatif varken 90.dakika karambol gollerine asist yapacak diye bu tarz adamlara katlanmaya değiyor mu.
Caner kadar duran topu Oğuzhan kullansa onun da 6-7 asisti olur.

beagle dedi ki...

@Bjk4ever
Bence zaten o tartışma kapandı. Q küme düşüyor, Talisca Çin'de boğuldu. İkisi de tam da anlatıldığı şekilde zararlıydı. Problem yerlerine Diaby gibi oyuncular gelmesi. Burak kara deliğinin kurtarıcı sanılması. Yani aynı zihniyet devam edince gelinen sonucu gördük.

Türkiye liginde vasat takımlarda kendi boyutlarına göre Q ve Talisca olan adamlar var. Hiçbiri bize gelip de işi kotarmaz. 15/16 da Töre olmasa Qımıl gene verirdi aynı zararı zaten. Çöküşün başı Q'yu getirip Töre aptalını yanlış yola sokmak oldu.

Yani ben futbol görüşü olarak şahsi oynayıp, yeterli gol atamayan kimseye inanmıyorum. Gözlemler de hiç haksız çıkarmıyor. Ama takımın berbatsa Emenikeler, El Kabirler öne çıkar. Bu ortamlarda Talisca Q Kabir vb parlar da biz bunun için fikir beyan etmiyoruz mesela.

Seninle buluştuğumuz iki nokta var. 1.si Çift 6 oynamamalıyız. Futbol katili bir sonuç doğuruyor. Yarattığı zaaf her yere yansıyor.
2.si Çift Forvet. Bu oyunun amacı gol, bir sürü gol atamayan kanada, 10a vb para gömeceğine ve 25-30 gol atacak mucize santrafor peşinde koşacağına 10-15 atan Tuncay, Ali, minimum Ahmed Hassan ve 20-25 atan Feyyaz,İlhan bulup, ona göre sistem kurmak gerekli. Nkudunun bonservisine 10M değer biçip 5m ödeyen kerize tekrar selam söylüyorum.

Emrah D dedi ki...

gündeme dair eyyorlamalarım:

1- Talisca'nın Q7 ve Caner'den şöyle bir farkı vardı, takım savunmasına ve pas oyununa katkısı Sosa'dan sonra göz acıtıcı derecede az bile olsa en azından ofansta yarattığı istatistik başına top kullanma yüzdesi düşüktü. Şunu demek istiyorum Q7 veya Caner 10 asist 5 gol yapmak için 1000 tane orta kesip 500 kere çalıma girip top kaybı yaşatıyorsa (sayıları uyduruyorum) Talisca 15 tane golü 50 tane şutta 100 tane top kaybıyla atabiliyordu.

2- Öte yandan bu demek değil ki Q7 veya Caner'in verim verebileceği bir yapı olamaz. Böyle bir yapı olabilir, ama en akla yatkın hali hamle oyuncusu olarak @Huzeyfe'nin dediği gibi hamle oyuncusu maaşıyla kulübede olmaları. Son yarım saat gol atma ihtiyacı keskinleşmiş rakip Çanakkale geçilmeze dönmüşken ve ceza sahası içinde standart olarak kalabalık bulunduğumuz bir oyun oluşmuşken faydalı olurlar mesela. Ama dediğim gibi bu rolün maaşına razı olmaları gerek. Bir de Caner aşil kopardıktan beridir eski Caner değil maalesef.

3- Ceza sahası içinde kalabalık demişken, ve yanlış kanat transferi konusunu açmışken enteresan bir durum da kendi kariyerinde de bizde oynadığı dönem de tek verim verdiği yer ikinci forvet olan Diaby'yi inatla kanatta oynatıp sinir hastası olmak. Oysa @beagle'ın verdiği örneklerden mesela Ahmed Hassan'a benzeyen bir profilde oyuncu olarak değerlendirebilirdik. Ha hiç kiralamayıp o maaşı hiç vermesek daha iyi ama madem ki kadroda bari doğru şekilde kullanmak lazımdı.

4- Vida ve Ljajic üzerine takım kurma mantığı (sözleşmelerini feshetmek yerine) doğru bir mantık, ama düzgün teklif gelirse de o maaşlarla hiç düşünmeden satılmaları gerekliliği var.

5- Sihirbaz hocalık diye bir şey varsa Nkudu'yu iyi oynuyormuş gibi gösterip satmayı başarırsak onu başaran hocaya derim.

6- Topu çift 6 oynadığımız için mi şişirmeye başladık, yoksa şişirmeden harici gol atma ihtimalimiz kalmadığı için mi çift 6 oynamaya başladık halen kararsız kaldığım bir konu. Yumurta tavuk gibi. Her nasıl olursa olsun sonu kötü oldu.

beagle dedi ki...

@disko
Güzel gosterge tespiti yaptin :"kullandığı top başına skor uretimi"

Açık noktası, az iş yapıp, oyunda saklanip toplam skoru yetersizse kaçar, başka gosterge de buna bakmalı. Talisca oynatiyorsam penalti hariç sezonda 20-25 atmali.

BJK4EVER dedi ki...

@Huzeyfe,

Agree to disagree diyelim o zaman. Ama senin su soyledigin cumle cok onemli:
"Ceza sahasına adam sokamadığımız dakikalarda Caner’le oynamak saçmalık bence."

Sorun da zaten buradan cikiyor zaten. Ceza sahasina adam sokamayacak kadar korkak, sinameki bir takima donduk zaten. Benim kafamdaki Besiktas oyle bir Besiktas degil.
Top rakipteyken hem rakibi seyreden, bizdeyken de skora katki saglayamayip orta sahada artist artist gezinen 10 numara yok. Rakibe baski yapan, stoperlere oyun kurdurtmayan, fizikli hayvan gibi bir forvet var Buragin yaninda. Orta sahada Atiba gibi citkirildim, hicbirseyi tam yapamayan bir oyuncu yerine sert bir 6 ve iyi top yapan bir 8 var. Rakibi bogacak, belki gol yiyecek ama her zaman maci cevirebilecek sagli sollu saldiran bir Besiktas var. Belki modern guzel futbol oynamasa bile tempoyla rakibi olduren, zorlaya zorlaya hata yaptiran bir Besiktas var. Ve bu Besiktas'ta Caner katki saglar.

@beagle,
Talisca bu sene takimda olsaydi Ljajic yerine su an liderdik.
Bu arada cift forvet konusunda hemfikiriz, zaten 10 numara istemememin nedeni de bu. Yillardir 10 numarali 4-2-3-1 oynayacagiz diye takimlarimiz bir suru bal yapmayan artist yapti. Bazi 10 numaralar cidden iyi gol katkisi verdi ve yildiz oldu Alex, Talisca gibi. Bazilari da Sosa gibi 8'e evrilip basarili oldu. Ama cogu top rakipteyken takimini 10 kisi birakti, top kendi takimindayken artistlik ve ara sira guzel bir frikik golu disinda birsey yapmadi.
Ben acikcasi iyi bir 10 numara bulamayacagimiz icin onunla ugrasmak yerine pazarda bol olan fizikli pivot forveti tercih ederim.

@diskonnektus erektus
Vida pek uzerine takim kurulacak adam degil, kaliteli sert stoper alt tarafi. Partneriyle uyumlu olmali tabii, ama o saha icindeki her ikili icin gecerli.
Ljajic konusunda negatifim ben. Kendisi herseyi biraz yapan, ama ne idugu belirsiz, Atiba'nin 10 numara versiyonu bence. Ne sol acik, ne 10 numara, ne 9.5 numara kendisi. Gecen senenin 2. yarisinda iyi istatistik yapti, ama o sanki kariyer ve potansiyelinin ustune ciktigi tesadufi bir donem gibi geliyor bana. Seneye sanki asla bu istatistigi yapabilecekmis hissini vermiyor bana. Ki o istatistigi yapmasa bile 8 numaraya evrilecek oyuncu asla degil, oyun karakteri ve liderlik vasfi yok maalesef. 10 numarasi Ljajic, 9 numarasi Burak olan takimin isi cok zor bence. Boyle bir takimla ligimizde sonuca ulasmak cok cok zor. Veya canavar gibi 2 bek bulup baklavali 4-4-2 deneyeceksin, ama o bekleri kolay kolay yedirmezler bize.

beagle dedi ki...

1. Sezonunda Talisca sever idim. 22 lig maçı 13 gol. 0.6 ortalama ve iyi frikikler.

2.sezon 33 lig maçı 14 gol. Frikikler de bozuk.

2. sezonki istatistikleri takim oyunuma hic katilmayan biri için yeterli değil. Bu kadar gol atiyorsan Kuyt, Ali, Elmander vb gibi oyunda kalacaksin. Sergenin Beşiktaş kariyerindeki inis çıkış da bundan. Onun da skoru düştüğünde takim tasiyamiyordu. Yoksa sorun yetenek değildi tabiki.

turgay dedi ki...

Vasatlaşmak yerine potansiyele yatırım yapmanın zamanı bu zaman. Gelirler %50 düşecek önümüzdeki 2 sene. Bununla beraber tüm ülke altyapılarına baktığımızda en potansiyelli yaş grupları bizde. Yatırım için tam zamanı. Takımın yaş durumu ortadayken ben olsam 29 yaşındaki bence vasat bir oyuncuya 3 senelik 800bin euro bandında kontrat vermezdim.

Ahmet Usal dedi ki...

@diskonnektus erektus +1

@Huzeyfe, @beagle ve @BJK4EVER ın tartışmayı getirdiği noktayı güzel açmış, artıları eksileri değerlendirmişsin. Konu tartışıldıkça her yönü dikkate alınıyor, aha bu iyi bu da kötü yanı, hangi tarafı ne kadar faydalı, ne kadar zararlı, hepsinden bir şeyler öğreniyoruz, kendimizce fikirleri tartıya koyuyoruz. En güzeli yazmayıp takip edenler için de güzel fikir cimnastiği olur. Sağolun cümleten.

@BJK4EVER

Öncelikle Ljaic ve Talisca konusunda sana katılıyorum.

Söylediklerine temelde itirazım yok, bu seneye kadar durum dediğin gibiydi zaten. Ama son iki sene, yabancı serbertisi nedeniyle, özellikle bu sene özelinde durum bence farklılaştı. Neden GS tekrar yerli yatırımına döndü? Neden Federasyon yabancı sayısını azaltacağız dedi? Milli Takım başarılı, rekabet yaradı,o zaman gerekçe ne? Bence tek gerekçe uçurumun kapanması.

Yani, maddi kanıtlarıyla anlatıyorum. Böyle bir boyutu var. Benim derdim bu bahsettiğim isimler gibi isimleri scoutingle, fazla hata yapmadan bulmamız gerektiğini göstermek. Krizden çıkmak ve başarılı olmak istiyorsak hem altyapımızı mümkün olduğunca değerlendirmeli, hem de scouting organizasyonumuzu bu tür isimleri ıskalamayacak ve seçimlerde az hata yapacak şekilde kurmalıyız. Boyd örneği daha net değil bir de. Elde faydalı olma potansiyeli en yüksek adam, sıkıntısı mental, o da düzelebilir, bilmiyoruz.

Yani Anadolu takımları bile bulup bizimle zidik yarıştırır hale geliyorsa(çünkü kalitemiz düştü, Fenerin de öyle), biz Diabyler Rebocholar, Nkodoular, Rocolar Fener de Reyesler, Zajclar, Freyler falan buluyorsa bir şeyler yanlış. GS nin iyi scouting ekibi var, Taylan Antalyalı, Marcao falan buluyorlar (son sene için söylüyorum özellikle, az çok ekiplerinde kim var biraz bilgim var) Bence lig zorlaştı, hiç bir şey olmasa fizik ve teknik kalite arttı. Verdiğin örneklerdeki gibi kolaylık sürse en başta @Huzeyfenin bahsettiği meymenetsiz öyle oynatır. Ama o bile hızlı ve çabuk adamlara öncelik veriyor, artık ligin bugı bu mesela. Avcı da bunu düşünüp bu tür adamlara onay verdi ama Diaby, Boyd, Nkodou, Rebocho ne kadar çabuk olsalarda savruk, ligin fizikalitesi için zayıf ve Boydun geçen seneki istatistiği hariç o üretim olarak da yetersiz, verimsiz adamlar. Hala aklımıza geldikçe burada kazıtıyoruz değil mi?

Mesela senin çift forvetli taktiğine gayet makul paralara Ankaragücünün iki izbandut zencisi de, Kasımpaşanın Koitası da uyar, eldekilerden çok daha uyar, bizse çok yürekli ve kulübe yakışır bir karakter olmasına rağmen ligin belki de en zayıf pivot santraforunu(Umut) alıyoruz. Nasıl bir transfer aklıdır?

@beagle

Taliscanın ikinci sezonunu, özellikle frikikleri bozan direk Qımıl zararlısı, bu lakabın nedenlerinden biri bu, her frikiğe maydanoz oluyor, Taliscayı bırakmıyordu rahat atsın diye. Ben Quaresma araya girmese en az 20 gole ulaşırdı diye düşünüyorum. @BJK4EVER ın haklı olduğu nokta Caner, Qımıl ve Talisca gibi adamlar iyi kontrol edebiliyorsan yararlı olur, Quaresmanın ilk sezonu ve namağlup ŞL performansı, Canerin Sergenden sonra çok daha az sallama orta yapması, yine Aboubakar gibi bir dağıtıcı varken ve Qımıl kontrol edilebildiğindeki Talisca performansı - istatistiği. Sorun bu adamların iki ucu b.klu değnek olması, o açıdan haklısınız.

@turgay

Hoşgeldin, özledik...

Bir kaç güncel renkli spor basını haberi de var ama ne kadar doğru belli değil. Hocanın G.Töreyle 1 senelik düşük maaşa sözleşme imzalanmasını istediği gibi. Valla Töreyi de Malatya da baya izledim, bizdeki ilk dönemi gibi değil ama yine de Nkodou + Diaby den fazla. Ne diyeyim bilemedim.

Ahmet Usal dedi ki...

Asıl unuttuğum ve gerçek olmasını gönülden dilediğim haber Vida'yı Arsenalin istediği, yönetimin de kapıyı 10 milyon bonservisten açacağı haberi. Olursa Zaitsev haklı çıkmış olacak PL de talibi olur, oynar yorumunda ama olsun, ben dünden razıyım :)

BJK4EVER dedi ki...

@Ahmet Usal,

Elbette oyle, sonucta Vida, Ljajic vs gitse de gitmese de ucuz oyuncular almak zorundayiz artik. Belki 1-2 kursunumuz vardir sikacak, ama o bile belli degil.
Ki Anadolu takimlarindan da begendigim oyuncular kesinlikle var.
Cift forvet oynayacaksak 1 tane baba forvet yerine Koita tipinde oyuncuyu tercih ederim. Senin soyledigin Gerson tas gibi adam, is yapar. Michalak da baya etkili oyuncu, ama o biraz daha bos alan oyuncusu oldugu icin riskli olur. Zamaninda alsaydik bence Rodallega da is yapardi mesela.
Onun disinda N'Sakala, Junior Fernandes, Mensah, Fernando bence bizde oynayabilecek oyuncular. Hicbiri elbette kilit oyuncu olamaz, ama kadroda yer bulur kendine ve faydali olur.

N'Koudou konusunda ben negatif degilim. Kullanma kilavuzu olan bir oyuncu bence. Hollanda liginde oynasa ucar mesela, ama bizde bence A plani oyuncusu olamaz. Top teknigi fena degil, ama oyun zekasi bu kadar dusuk bir oyuncuyu set hucumunda zor kullanirsin. Pirpir sag acik olur mu, emin degilim.
Ama o rolde olmayacaksa bile sonradan girip her turlu faydali olur. Onde oldugumuz maclarda fisi cekmek, diger maclarda yorgun bekten faydalanacak bir oyuncu bence. Onyekuru, Garry Rodrigues, sampiyon oldugumuzda Kerim Frei'in yaptigini yapabilir bence. Onyekuru da bitiriciligi son derece vasat bir oyuncu, ama GS icin cok maci kopartmistir bos alan buldugunda. O sekilde kullanabiliriz. Ama bizdeki sikinti zaten N'Koudou'nin o sekilde faydali olabilecegi ortami yaratamadik. Erken gol bulup bos alan yakaladigimiz fazla mac olmadi, ve oldugunda da onu kaciracak pasor orta alan oyuncusu yoktu zaten. Evet, bonservisi capinda bir oyuncu degil, ama bence bombos, vasat bir oyuncu da degil Diaby gibi. Talibi yoksa uygun rolde seneye gayet faydali olabilir bence N'Koudou.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1

Hocam haklısın, defansı da var Nkodounun, iş yapamama nedenleri biraz da anlattıklarin ama oyun zekası tesbitin kazıģın büyüklüğünü ortaya koyuyor, 1 milyonluk oyuncunun yarı bonservisine 4 milyon vermişiz, yok zamanda bide.

Huzeyfe dedi ki...

@BJK4EVER

Ersun Yanal yada Ekşi Surat futbolu istiyorsun. Haklısın, ligi bu oyunlar kazandırıyor. Ama başka oyunlar da kazandırıyor. Biz 15-16’da modern futbol oynayarak kazandık. Çünkü kadro birbirini tamamlayan oyunculardan kuruluydu. Yine 2003’te oynadığımız futbol arkaik değildi, Avrupa alışkanlığı olmayan bir takımken çeyrek final gördük, CL’de gruplardan çıkmanın eşliğinden döndük.
Korkmadan oynamak lazım evet, ama Beşiktaş korkmadan modern futbol da oynayabilir. Burada problem biraz kırılganlık. Yani muazzam bir işleyiş gerekiyor o yapıyı çalıştırmak için. Birbirine alışkın, topu almadan ne yapacağını bilen oyuncular, sahaya yerleşimi oturmuş takım, birbirini tamamlayan hücum hattı, geri ikili, 6-8 numaralar, vs. Öte yandan direk ceza sahasında çoğalıp gol atmak üzerine bir takım inşa etsen kısa yoldan Anadolu takımlarıyla oynadığın 25 maçın en azından 15’ini kolaylıkla alabiliyorsun. Anlıyorum bunu.
Diğer ayrıntılarda esasen aynı fikirdeyiz, belki ben hala biraz romantik yaklaşıyorum. Tribüne giderken çok daha romantiktim, Beşiktaşlıyız sonuçta :)

Ahmet Usal dedi ki...

@Huzeyfe +1

Hocam kimayadaki meşhur N.Ş.A.(Normal Şartlar Altında) sen, @beagle, @turgay ve sizin gibi düşünen arkadaşlar "en haklısınız". Sorun bizim N.Ş.A mız gümledi, son 10 yılda iki kez gümledi, arada kulüp tarihinin en başarılı sonuçları alındı bir de. 2015-16 sezonu dışında hepsi de lige uyan formülle, hatta o sezon bile "Gomez" faktörüyle.

Bir Beşiktaşlı olarak derdim eşitler arasındaki fazla eşitlerin derin bağlantıları ve kapalı kapılar ardındaki güçleriyle tekrar seriler yakalayıp kalan mazisi güçlü ekonomisi güçsüz kulüplerin iyice batmasına vesile olup aradan Bayern Munich tarzı hegomonya çıkarmaları. Ben bunun önüne geçecek her yola razıyım kendi adıma, çünkü karşı taraf bunun olması için her yolu mübah gören türden. Senelerdir birikti dediğim gibi. Yoksa güzel oyuna fittim, gündelik başarı da umurumda değildi, Biz bu cefalar-fedalar döneminde Avrupa'da son 10 yıldın en başarılı Türk takımı olduk, aslında bu daha önemli mesela. Batmasaydık eyvallah, kulüp kültürüne uyan şekilde yapılanmak ve yarışmak en yakışanı ve tatmin edeni. Çamurla çamur olacağına...

Şimdi ki kriz de fırsat, ama tüm takımların eşit şartlarda batık olması şartıyla, o zaman belki borçlar yeniden yapılandırılır, yasayı çıkartıp altyapıyı çok sağlam usül ve esaslara bağlarlar, yöneticileri harcamalarından sorumlu tutarlar, ülke futbolu kurtulur. AMa bazılar daha eşit olduğu sürece onlar kurtulur, bizler batarız. Bence durum bu, buraya yazmaya başladığımdan beri de ismimle cismimle bu konuda resmen ağlıyorum, çünkü artık kanıma dokunuyor. Hayat zaten zor, tuttuğumuz takım tesellilerimizden, ne idüğü belirsiz bir kaynağa satılıp içi boşaltılmasın, kültürü değişmesin...

yilmaz dedi ki...

Sürekli GS örneğini veriyorsunuz da, geldiğimiz noktada onların bizden 7-8 şampiyonluktan fazlaları yok. Evet başarı derseniz bizden başarılılar. Ama geldiğimiz noktada onlar da borçlarını çeviremez vaziyetteler. Yıllardır ŞL'nin kaymağını tek başına yemelerine rağmen bizim mali durumdan biraz daha iyiler. Ve her sene şampiyon olmaya mecburlar. Kupa sayısına bakarsanız evet çok açtılar arayı, ama Bayern'miş, Juve'ymiş filan mümkün değil olmaları. 2010'lardan sonraki şampiyonlukların neredeyse tamamı Fener'le bizim ağır krizler yaşadığımız dönemlere denk geldi. Neredeyse her sene üç kupalı td'lerini bir sene sonra devre arasında gönderdiler. Bunlar normal göstergeler değil. Biz de iki şampiyonluktan sonra "görece" ambargo koyacağız diye yalancı bir sarhoşluğa kapıldık. Ama aynı GS'nin yaptığı hataları yaparak küçük başarılar için (ŞL'de ikinci tur) boyumuzu aşan yatırımlar yaptık. Ve bir sonraki sezon şampiyon olamayınca neler oldu gördük.

O yüzden biz evet bu sene 4-5 tane kelepir, ama yaşı 32 33'lerde, sezonluk başarı getirme ihtimali yüksek oyuncu getirip şampiyon olabiliriz. Ama bir sonraki sezon herşey yine sıfırdan başlayacak. Bunun olmaması lazım. +1 şampiyonluk için yine 4-5 seneyi çöpe atmamak gerekiyor.

Tekrara düşüyorum ama, bence bir miktar para ve onun 4-5 katı kadar akıl harcayıp yatırım yapmamız şart.

29 30 yaşındaki N'Sakala bizim elimizde kalır. Satamayız. Boateng de öyle. Ama bu oyuncular bir sezonluk başarı getirebilir. Tercih meselesi tabii, ama ben ikincisinde yine kriz görüyorum.

yilmaz dedi ki...

Bu arada, tarihten ders çıkarmak adına bir katkıda daha bulunayım. 2003 senesi de şampiyon olmak için kurulmuş, yaşlı bir kadroydu. Önüne geleni deviriyordu. O sene de UEFA'da çeyrek finale yükselmiştik. Fakat takım yaşlıydı ve bir sonraki sene de önemli bir takviye yapılmamıştı. Yenilenmeyen, gençleşmeyen takım; önce ŞL'den dramatik bir şekilde elendi, sonra UEFA kupasında o yılın şampiyonu Valencia'ya elendi. Sonra lig için yeterince doymuş takım Papilla'nın da etkisiyle fişi çekti. Öyle bir çöküş yaşadık ki, Lucescu'nun oyunculara cebinden prim vererek "oynayın lan .koduklarım" dediği rivayet edilir.

Ahmet Usal dedi ki...

@yilmaz

İki aşamada fikrimi yazayım :

Bu 1 :
GS ın 22, bizim 15 şampiyonluğumuz var, 18 Türkiye Kupaları, 16 Süper Kupaları, 1 UEFA, 1 UEFA Süper Kupaları ekstrası. Bizim tam yarısı kadar Türkiye Kupamız ve Süper Kupamız var. Şampiyonluklarda 7 , kalanlarda iki misli fark var.

Son on yılda 5, son 20 yılda 10 şampiyonlukları var. 2 sene olamazlarsa ne yapıp yapıp 3. sene oluyorlar. Şampiyon olamadıkları sene genelde FT nin yönetmediği seneler. Zaten 2 defa başarısız oldu, gitti. Tek başına 9 şampiyonluğu var.

Kötü de oynasalar, kadroları daha zayıf da olsa şampiyon olabiliyorlar. Bizim böyler bir tane senemiz var mı? FB nin en iyi zamanında yarı şampiyonlukları yine daha zayıf kadro ve oyunlarla aldılar.

Son 10 senenin ve son 5 senenin Avrupada en başarılı takımı Beşiktaş, iki renkliyi de istatistiklerde ikiye katlamışız, kupamız yok sadece. Peki nasıl oluyor da içerde bizi üçe kaplamış sayın kırmızı renkli?

Başka bir örnek vereyim. Biliç Hırvatların başındayken, ve o Hırvat kadrosu daha ünlenmemişken, oyuncuları hala Hırvatistanda falan oynarken İngiltereyi, Almanyayı yendi. Bizde Arsenale neredeyse 10 da biri değerinde kadroyla kök söktürdü, Liverpool ve Tothenamı yendi - geçti.

Bir kere bile Terimi yenemedi. 2008 de FT nin Scott Piri aşırı antreman dopingli(Turnuvayı 13 kişi tamamladık, sonraki sene o kadronun çoğu oyuncusu verimli olamadı, Nihatın futbol hayatı bitti) kadrosuyla yürüdü, bizden iyi takımlar olan Çekleri ve Hırvatları son dakika golleriyle, sırf adele patlatan kondisyonla geçti. Peki kalıcı başarı? Terim dahil hiç İngiltereyi, Almanyayı yenebildik mi? Bırak onu, öncesinde sonrasında hiç Hırvatları yenebildik mi?

Ve Biliç Francolarla falan oynadı, adama bir Gomez, Marceloyuu bırak Rodolpho bile veremedik. Yine de her sene ligi sonuna kadar götürdü. Bir tane bile derbi kazanamadı, Loser olarak Türkiye'yi terketti. Ve hatırlayın, olaysız GS derbimiz yok.

Ben iddia ediyorum, Avrupanın başka bir ülkesinde bu rekabet yaşansaydı Biliç derbi de alırdı, ikinci ya da üçüncü senesinde de şampiyon olurdu. Arsenal, Liverpool, Tothenama kafa tutuyoruz, GS yenemiyoruz, yok ya, nasıl iş?

Ahmet Usal dedi ki...

Bu da 2 :

Bahsettiğimiz kulüp ve tepesindeki yaşayan efsanesi türk futbolunun gelişmesine en büyük engel, çıbanbaşı. Ahbap çavuş ve torpil ilişkilerine dayalı altyapı seçmeleri, gençlerde en başarılı Beşiktaşken Milli Takıma GS lı oyuncuların ağırlıklı çağrılması, Futbolun her köşe başında, medyada kendi gazete ve tvleri olması (Fotomaç-Aspor). Bununla herkesi aptal yerine koya koya her istediklerini yaptırabilmeleri. Fikstürü bile Federasyonla beraber kendi işlerine gelecek şekilde ayarlamaları. Her battıklarında devletin el atıp onları çıkarması. Yoksa transfer hovardalıkları bizim 10 mislimiz!

Her yol mübah başarı kültürünün bir numaralı temsilcisi, her şeyi yaptıkları halde şike lekesi bulaşan takımlar FB ile biz. Pardon ya!

Eğer GS ŞL ye giderse (ki bakın herşeyi yapıyorlar ligler devam etsin diye), devletten en son aldıkları arazi kira desteğiyle beraber, doğru yatırımlarla(en iyi Türk oyuncuları topluyorlar, ellerinde para edecek yabancıları var satacak) ve yeniden yabancı sınırlaması getirilmesiyle başarıya mahkum olacak, batık FB ile bizim aramızdan yine sıyrılacaklar. TS zaten yırttı, Abdülkadir ve Uğurcanı satmaları bile yetecek.

Yani olan başta FB ye ve bize, sonra anlaşmayı imzalayan diğer kulüplere olacak. Batıcaz, satılıcaz. Neden futbol reformunu Mecliste bekletiyorlar?

Şampiyon olamaz ve ŞL ye gidemezlerse yeniden borç yapılandırması için en büyük lobi onlarda. Başarısızlıkları yasanın geçmesi ve yeniden yapılandırmayla diğer kulüpleri de oyunun içine katar. Yoksa zaten türk işi Bayern Münih gibiler, fark açıldıkça açılır, lobileri, medyaları daha da güçlenir, aradaki kadro kalitesi açıldıkça ülke futbolunda rekabet de ettirmiyorlar: Bknz : Biliç dönemi...

Zaten batığız, yapılanma olmadıkça değişmeyecek gerçek bu. Diğer gerçek de en cafcaflı rakibimiz başarısız olmazsa olacaklar. Bence açık kitap gibi. Olanlar olacakların teminatı. Eğer banka anlaşması yeniden yapılandırılırsa her türlü projeye evet, beklenir. Kalan durumlarda gündelik başarı için ne gerekiyorsa, sırf rakibini yanına çekip herkesi yapılandırmaya zorlamak adına bile böyle...

Bence az bile söylüyorum, yazıyorum, ama bıkkınlık yarattıysam özür dilerim. Kusura bakmayın.

Yine hatırlarsanız benim buraya yazmaya başlama nedenim kötü gidişin bizi düşüreceği halle ilgili üzüntüm, ve bu zamana kadar yukarda özet geçtiğim yaşananların toplamı. Yoksa daha spor ve taktik ağırlıklı tartışmaların yaşandığı bir ortamı zevkle takip ediyor, Theoya bile tahammül ediyordum. Hiç de yazma ihtiyacı hissetmiyordum, çünkü zaten herkes güzel yazıyordu, bir şeyler öğreniyordum, fazlalık olmaya gerek yoktu. Çok rahatsızlık verici olduysa uyarın, susarım. Yaptığım çokça iç dökmek, biraz da kayıt düşmek. Fazla olduysam affola...

yilmaz dedi ki...

Senin söylediklerin benim söylediğimi destekliyor aslında. Bu kadar başarı farkıyla hem ekonomileri bizi katlamalı, hem Avrupa başarısı. Ama değil. Gs şampiyon olmak için hep topunu tüfeğini sattığı için elinde bol bol kupa ama 2.5m€ borç var. Buna özenmenin bir anlamı yok, biz iki sene denedik şanzumanı dağıttık.

Emrah D dedi ki...

Her zaman söylemişimdir biz bu takımı bu federasyondan çıkartıp Yunanistan futbol federasyonuna dahil etsek; orada da federasyon, hakemler, devlet filan komple milliyetçi, Türklere düşmanlık edebilecek kesimlerin elinde olsa aha işte o federasyon o hakemler o devlet utanır da bunların ettiğinin yarısı kadar düşmanlık etmez bize. Burada maruz kaldığımız muamelenin seviyesi bu.

@Ahmet Usal
Yaz kardeşim ne affı ne güzel yazıyorsun

Ahmet Usal dedi ki...

@diskonnektus erektus

:))) +1

Eyvalah, sağolasın...

Huzeyfe dedi ki...

Aynen, bence de yazmaya devam et @Ahmet Usal.

Benim bir itirazım var, yalnız. Bence Türkiye’deki durum Bayern Münih ve Almanya ile çok örtüşmüyor. Malum takım 90ların ortalarından beri bir adım önde herkesten, onu da Bayern’in yaptığını yaparak, Dortmund’un bulup yetiştirdiği oyuncuları satın alarak yapmıyorlar. Zira ligde Dortmund gibi takım da yok. Zaten yapısal olarak da Türkiye futbol ligleri Almanya liglerine benzemiyor.
Bence korkulacak birşey yok. Oğuzhan-Olcay-Töre-Frei-Cenk gibi oyuncularla Gomez gibi oyuncuları harmanlayarak bir kadro kurduk, hepsinin eli ayağı titriyordu. Ekşi sözlükte ‘lig çok sıkıcı yha’ başlıkları açıp ağlaşıyorlardı. Sürekli başarı sürekli ilgi ve sürekli çalışma gerektiren birşey. Yöneticilerimiz azıcık profesyonellik gösterip, sen kimsin lan havalarına girmeselerdi, Oğuzhan’ı, Olcay’ı, Töre’yi en prime yaşlarında kullanabiliyor olurduk. Yeniden başlamamız lazım. Ben buna inanıyorum. Altyapıdan mı gelecek, gurbetçilerden mi çıkacak, nereden olursa olsun genç oyuncu bulup bir iki transferle harmanlayıp, yeniden bir takım oluşturmamız lazım. Bunun için şu anda doğru ortam yok Beşiktaş’ta. Burak’la Caner’le o gerginliğin ortasında genç oyuncu oynayabilir mi? Ben hayal bile edemiyorum. Bizim önce bu dinazorlardan kurtulmamız lazım. Bence takımın hepsini kovup satabilirler. Gitmesin aman diyeceğim tek oyuncu yok.

Ahmet Usal dedi ki...

@Huzeyfe

Hocam anlattığın şeylere itirazım yok. Hepsi güzel tespitler. Bayern örneği hegemonya olma ihtimalleri açısındandı ki şu an zaten öyleler bence. Umarım senin düşündüğün gibi olsun, o zaman her nevi proje de, temizlik de uyar bana taraftar olarak. Benim gözlemim anlattığım gibi.

beagle dedi ki...

@Ahmet
Biliçin takima ve sampiyonluklara Senoldan daha fazla katkisi var diyen biri olarak diyorum ki: 3.lukte sabit kalmak da kendi hatasi.
Bir noktada elinde Oguzhan Sosa Demba Cenk Pektemek Olcay Tore varken, kanatlara hiç yer degistirtmeyip, cift santrafor dusunmeyip Veli kazmasindan asla vazgecmedi. Veliyi mecburiyet disinda merkezde oynatan bir hocanin kapasitesi ne yazik ki budur.

Biliç 2. adam olarak gene gelsin isterim. ama 1. adam olmaz.

@bjk4ever
Hersey tamam da Nkudu'dan kosmasindan baska ne umuyorsun mesela(hele sol acikta)? Tekniğini falan da yeterli gormussun. Bjkye 35 senedir gelmis gecmiş en kotü sol ayaklı sol acik listesinde top 3e girer. 1. de olabilir.
Sağ kanatta kosturup, duz ayakla orta acarsa belki 3-4 macta 1 asist yapar. Benim tum umudum bu kadar. kariyeri de bu kadar zaten.

mesela en kotulerden diabyi, hele boateng yokken 2.forvet kullansaydik, biraz daha iyi olacagi belliydi. Teknigi Nkududan iyi ama fizik berbat.

Velhasil Ljajic Vida falan gidip digerleri kalirsa Samet Aybaba ve Carvalhal sezonlari kalitesizligine geri doneriz. Satilmalarina karsi degilim ama para gelince Ruiz, Nkudu, Boyd, Burak falan oynayacaksak, para hicbir ise yaramaz. basarisizlik ortaminda genç de yetismez, en kotu senaryo olur. Copler gitmeden eldeki en iyiler gitmemeli.




BJK4EVER dedi ki...

@Huzeyfe,

Anliyorum, ama ben o yolu istemem. Modern/tiki-taka/guzel futbolla sampiyon olmak hepimiz isteriz, ama bir de gercekler var. Ben Ersun Yanal futbolunu, bir degisle kaos futbolunu tercih ediyorum. Nedenleri;

1 Tiki taka duzen isteyen bir sistem, kurmasi uzun suruyor. 15/16'da sampiyonlugun temelleri S.Aybaba'yla ve sonraki 2 sene Bilic'le atildi. 3 seneden sonra 4. senede sampiyon olabildik. Koskoca Barcelona bile ten Cate, Rijkaard ile berbat donemler gecirdikten sonra yavas yavas sampiyonluklar almaya basladi, Guardiola ile zirveyi yakaladi. Kaos futbolunda oyle birsey yok, her sene tamamen yeni takim kurup sampiyon olabiliyorsun. Bizim gibi maddi durumu kotu takimlarin 3 sene CL gelirlerinden mahsur kalmayi goze alip belki 4. senemde sampiyonluk gelir dusuncesinde olamaz. Ki 15/16 senesi hep ornek veriliyor, ama o sampiyonluk da 10 puan farkla nisan'da falan gelmedi, 33. haftada geldi. Kime karsi? 1 senelik takim olan FB'ye karsi. Yani 3 sene yatirimi yapiyorsun 4. senede ite kaka belki sampiyon olmak icin.


2 Ligimize uygun bir yapi degil. Biz bu tiki-taka'yi oynadik ve 1 kere sampiyon olduk. O da Gomez sayesinde. Ilk pozisyonu gole ceviren forvet olmayinca kapali savunmalari asamiyorsun hocam, zorlaniyorsun. Trabzon da guzel futbolu 3 senedir deniyor, anca Sorloth gibi bir gol canavari bulunca sistem islemeye basladi. Kasap rakipler, zirt pirt duduk calip temponun anasini siken hakemler, 85 faule 1 sari karti anca veren hakemler, modern futbolu ovmek yerine yermeye calisan menfaatci orospu cocugu gazeteciler, yorumcular varken islemiyor bu. Ha, sen haz alabilirsin oynadigimiz futboldan, ama aldigin haz karin doyurmuyor, borclari odemiyor.

3 Bu maddi yapidayken o takimi kursak bile uzun soluklu tutamayiz. Kiraliklari birsey yapmamiz muhtemel, elde parlatacagimiz vasat/genc oyunculara teklifler gelmesi muhtemel. 2-3 senelik yatirimla kuracagin takim 1 senede dagilacak, sonra sil bastan. Kaos futboluyla bu olsa bile 1 senede tekrar sampiyonluga ulasacak takim kurabilirsin. Bu sekilde olmuyor maalesef.


4 Kadromuz bu oyuna musait degil. Beklerin defansif olarak guclu, orta saha oyuncularini rahatlatan, ofansif olarak pas istasyonu disinda onemli katkisi olmayan oyuncular olmasi lazim. Bizdekiler tam tersi, tamamen ileri gitmeyi seven oyuncular, defansla pek alakari yok biraz G.Gonul disinda. Douglas ve Caner zaten yari-acik sayilir. Ki G.Gonul-Caner'in prime donemi E.Yanal doneminde degil bosuna.
Stoper cok onemli olmamakla beraber Ruiz tam bu oyunun adami.
Orta saha tamamen les. 6 numaralar uygun degil. 8 numarada sadece Oguzhan var, ki tam bu oyunun adami olmasina ragmen mental olarak nasil donecek belli degil. Ljajic'in alakasi yok, oyun kurmayi sevmiyor, 8 rolune asla burunemez, oyun liderligi yapamaz. Boateng Ljajic'e gore daha uygun, ama o da Sosa tipinde oyuncu degil, kaos futbolu oyuncusuyum diye bagiriyor bana gore.
Kanat oyuncularimizin top teknigi les resmen. Lens, N'Koudou'nun pas kabiliyeti sifir, dar alan oyuncusu hic degiller. Boyd fena degil, ama bu heyecanli yapisiyla kusursuz islemesi gereken sistemin oyuncusu olmaz.
Forvette Guven disinda uyumlu oyuncu yok. Umut Nayir pivot santrfor, gecebilirsin. Burak ara paslarina kosar, ama duvar olamaz ve Gomez kadar bitirici degil.
Kafamdaki kaos futboluna 2-3 transferle ulasabiliyorken modern futbol oynamamiz icin bence kafadan 8-9 transfer gerekli. Ki daha once de yazdigim gibi, 2 seneyi cope atmayi belki 1 sene sampiyon olmak icin mantikli bulmuyorum.

BJK4EVER dedi ki...

@beagle,

Ben N'Koudou'nun teknigi iyi demiyorum, iyi olsa zaten A plani oyuncusu olur. Dar alanda, set oyununda cop kendisi. Ama sonradan oyuna girecek oyuncu olarak fayda saglayabilir. Yorgun bek karsisinda, bos alan buldugunda hiziyla fark yaratabilir ve dar alanda oynamak yerine bos alanda oynayinca top teknigi eksigi daha az goze batar. Denizli macinda attigi golu mesela ilk 11'de baslamis olsa atamazdi, sonradan girip rakibine 5 metrelik alanda 3 metre fark atti ve bombos pozisyon yaratti kendine mesela. Onyekuru sirf bos alan oyunuyla kac maci kopartti.
Bence o rolde faydali olabilir, onu soyluyorum sadece.


beagle dedi ki...

Hizli güçlü adam ben de seviyorum. Madem almışız yedekten destek vermesi de olur, sağda oynamayi ogrenmesini de umabiliriz. Yeterki solu, forveti tikamasın.

Ahmet Usal dedi ki...

BEŞİKTAŞ'IN AVRUPA DEVİ OLMASINA KİM İZİN VERMEDİ ?
Fırat Günayer'den burun kıvırmadan izlenmesi gereken video :

https://youtu.be/gOu-eAsxfhs

@yilmaz

O çok acayip şeyler oldu dediğin sezonun hikayesi burada işte...

Huzeyfe dedi ki...

@BJK4EVER

Net anlatmışsın, eyvallah. Ama arada kaçırdığın bir nokta var. İyi kurgulanmış bir takımla bir sene değil sürekli şampiyonluk imkanı var. Sen ikinci şampiyonluğu Talisca’ya yazıyor olabilirsin ama Talisca Oğuzhan’ı oynatmayan kurguda şampiyon yapamadı takımı. Bu takımı Fikret Orman’ın egoları ve profesyonel kalamaması bozdu. Uzun süreli bir kurguydu evet, takım 3-4 senede kuruldu evet ama sonuç da sürekli başarı getirecek bir yapıydı. Üstelik bizi iflas ettiren transferler bahsettiğim gençler değil tam tersine gündelik başarılar için alınan Taiısca, Aboubalar, Negredo, Pepe, Vagner Love transferleriydi. Yani 3 sene uğraşıp bir takım kurup bir sene şampiyon oluyoruz doğru bir analiz değil. Biz zaten o yoldan ayrılıp kısa vadeli planlamalara yöneldiğimiz için başarısız olduk, finansal olarak tükendik.
Bu yüzden katılmıyorum. Bu yüzden ffp gibi zorlamaların Beşiktaş’ın hayrına olduğunu düşünüyorum. Ha, sonuçta yönetici gerçeği var bir yandan da, evet. Bu yaklaşım belki orada duvara tosluyor.

turgay dedi ki...

2.senın sampiyonluğu tolgay-Oğuzhan orta sahasına geçişle özetleyebiliriz bana kalıraa. Ne zaman atiba sakatlandı olay değişti. Yoksa onu da verecekti Şenol Güneş.

1 takımın bence temel dinamiği orta saha direncidir. 2tane sağlam box to box oyuncumuz olmalı net şekilde. Bu adamlar senede 34 maçın 30unda aynı katkıyı vermeli. Ben olsam önce oraya para harcarım. Ayrıca bu lig asla tek forvet ligi değil. Yine bana kalsa 3-4-1-2 oynarım ki sağ ve sol bek sıkıntımız ortadayken çok rahat yapılır bu sistem. Ne kadar az defans oluraa bizim ligi o kadar fazla domine ederiz. Yani 2 sağlam orta saha 1 tane ilk pozisyonu atan golcüye para vermek lazım.

fidddas dedi ki...

bu üçlü sistemlerde üçünün de stoper olmadığını söylemek lazım. bu tip sistemlerde genelde bir tanesi defansif beklerden devşirme, bir tanesi 6 numaradan devşirme bir tanesi de stoper oluyor.
ofansta ve defansta takımın yerleşmesi böylece daha kolay oluyor.

850 bin euro maaşı fazla ama mesela nskala 3 lünün solunda oynayabilecek bir oyuncu. örnek olması açısından söylüyorum.

Hasta ti dedi ki...

@turgay
3-4-1-2 aslinda mantıklı,gs deplasmanındaki kanatların defansif katkisi düşünülünce buna uygun boyd, nkoudu, lens, caner felan... gokhanda bek-stoper oynar, forvete de boatengi attık mi ohhh
şu curry 3'lukte 3'luk getirdi NBA'e, alex'te 4-2-3-1 !!! sonra ne defansa ne ofansa katkisi olmayan serbest meslek 10 numaralar...

turgay dedi ki...

@fidddas

3 tane stoper orijinli oyuncu ile oynamamak lazım zaten. ama burada ortadaki 2linin fransız sömürgelerinden seçilmesi gerektiğini belirtmem gerek. bu adamların hem topla hem de topsuz iyi olması gerek. yoksa çöker bu sistem.

@hasta ti

çünkü ezberciyiz ilke olarak. eğitim sistemimizden tut sosyal yaşantımıza kadar ezber işlemiş bize. farklı şeyleri göremiyoruz bu nedenle. 1 tanesi farklı sistemle oynadığında hemen fark ettiriyor.

rey dedi ki...

Hasta ti'nin ne demek istediğini anlamayan bir tek ben miyim?

Ahmet Usal dedi ki...

@Falanca

:)) Herhalde mevcut kadro muhabbetiyle, ama net anladığım özellikle 10 numara kültüyle ilgili kafa yapıyor, standart hale gelmiş tarzıyla, eksik olmasın :))

beagle dedi ki...

Tcde 3 lü defanslar kenara bek konmasi ile 5liye dönüyor, orta merkezede 2 defansif kondu mu ohh, hocalar mutlu, taraftar kanser.

442 versiyonlarindan bu memlekette vazgecmeyeceksin. Beklerin hucuma çıkıyorsa zaten ayni etkinliği yakaliyorsun. Mevzu 10 denen garabetten kullanmamak.
Ileriye gayet hesapli bulabilecegin Kuyt, Ali G., Tuncay, Elmander gibi adamlardan bir pivot bir koşan koyacaksin işlem tamam. Tabi takimin kalaninda fizik ve koşu zaafin olmayacak.

yilmaz dedi ki...

442 de zamanla 4411'e evriliyor. Sonra orta ikili kazma'ya, forvet arkası da bildiğimiz 10 numara garabetine dönüşüyor :)

Aslında sanki diziliş ne olursa olsun hücumda fazlalaşmanın yolu beklerin fullback olması ve ortasahaların boxtobox olmasına bakıyor. Kulakları çınlasın Denizli hocam bir Fener maçına ortasahada Ernst Fink Toroman, forvette de Ekrem Dağ ile çıkmıştı :)

Huzeyfe dedi ki...

3’lü sahaya sürdüm oldu mantığıyla işleyecek bir sistem değil. Ciddi çalışma gerekiyor. 4-2-3-1’in popülerliği de biraz buradan, en tembel yerleşim.

Ama 3’lüyü doğru oynamayı başaran takımlar her bölgede ekstra oyuncuyla rakibin karşısına çıkabiliyor.

Benim hayal ettiğim takımın bir projeye ikna olup gelmiş, kolunda kaptanlık bandı olmasa da sahada yaptıklarıyla takımın karakterini (winner) belirleyen bir forveti ve/veya kalecisi var. Gerisi de altyapı/gurbetçi kaynaklı bir kadro. Belki bir 6 numara veya stoper yatırımı yapılabilir ekonomik olarak mümkünse. Bu tarz yapılanma uzun vadeli başarı getirir bence. Israrla mevcut kadronun dağıtılması gerektiğini düşünüyorum. Alıcı bulan ayrılsın. Mevcut oyuncuların hiçbiri sözleşme uzatmaya değecek oyuncular değil.

can dedi ki...

@ Huzeyfe
Kadronun dagitilmasi degilse de ciddi temizlik yapilmasi konusunda hepimiz hemfikiriz herhalde. Zannetmiyorum ki bu blogdan kimse 5-6 kisiden fazla kalsin diyebilecegi oyuncu sayabilsin. Ama sorun su ki kurtulabilecegimiz kontratlar degil elimizdekiler; oyuncularimizin ya piyasasi yok, ya da maaslari cok yuksek. Herhalde o yuzden pandemiyi firsat belledi yonetim, kadro temizligi yapabilmek icin.

beagle dedi ki...

@Yilmaz
Alpayi sağacik(Daum), Mehmet Sedefi sampiyonluk maçında ilk 11(Tigana), Gol Krali Ertugrulu fi tarihinde oynamis diye stoper (Toschak) oynatan güzide hocalarimizi da sayende andım. Ama sanirim en uzun eziyetlerim Bilicin Vatibası ve Senolun Qimilidir. Özellikle Loveı tek santrafor kullanip Caner Quaresma ortalari falan dahiyane(!) taktikti.
Son olarak Liverpool maçının ikinci yarisina 170'lik oyuncular sokan Ertugrul hep 1. kalacak gönlümde.

@Huzeyfe
Yetistirme ve scouting destekli sistemsel bir devrim tabiki müthiş olurdu. Ama bu ülkede Yasin uzun bir başarıli donem sonrasi kizakta çok daha "supheli" hocalar ise aktif gorevde. Böyle sistem olmaz. Yasin şu an 2.adam olmaliydi.

yilmaz dedi ki...

@beagle senin verdiğin örnekler daha çok oyuncuların pozisyonlarının değişmesi. Benim esas kıl olduğum mevkiilerin başka mevkiilere kayması.

2021 model gıcır gıcır paketi açılmamış oyunculardan kurulu bir 442 ile sezona başlasak;

*- ilk 10 hafta istikrarsız skorlar alırız.
*- Devre arası hoca gider. yerine "ligi bilen" bi hoca gelir. İlk iş öndeki çift forvetten birini biraz daha ortasahaya çeker. Tabii forvet adam ortasaha işini kotaramaz oraya daha önce çalıştığı takımlardan bi 10 numara getirir.
*- Takım savunmasında zaaf olmasın diye orta ikiliyi iki ön liberoya çevirir.
*- Sonra lan takım çok kısır oldu diye kanatlara biraz daha özgürlük verir. İşte sana mis gibi 4231 :)

4 adımda nasıl anadolu takımı hocası oldum. Seçkin kitapçılarda.

Sporting'den sol bek olarak alınan Tello'nun Mustafa Denizli zamanında uzaktan iyi vuruyor diye forvet oynaması ve Basının da Ertuğrul Sağlam'ı "Tello bekte oynatılır mı" diye eleştirmesi de benim favorim.

Huzeyfe dedi ki...

@can

Bence kadroyu temizlemek için daha radikal önlemler lazım. Lens, Boyd, N’koudou gibi oyuncular Beşiktaş’ı kısır döngülere hapsediyor. Yani bu maaşları bonservisleri verdik, oynasın belki satarız mantığıyla yaklaşılıyor biraz. E bu oyuncular varken alttan gençlere zaten sıra gelmiyor. O bölgeye transfer yapmaya kalksan en fazla 3-4 milyon harcayabiliyorsun. Türkiye’deki menajer sistemiyle bu oyuncu en iyi ihtimalle Boyd falan oluyor. Ha gayret bir 3 yıl daha beklersek belki Lens gider 32 yaşındaki Visca’ya 4 yıllık kontrat veririz.

Gerekiyorsa mobbing falan yapıp gönderelim şu adamları. Bak Karius gitti ne güzel. Lens 3 senede 2 gol atacak diye bekliyoruz. Vermeyelim parasını zaten veremiyoruz, gitsin Hollanda’da oynasın 300 bine. Hakettiği o.
Belki çok etik değil ama çalışan sistem zaten bozuk, kazığı biz yiyoruz. Bence yönetim krizden çıkacaksa böyle çıkar.

can dedi ki...

@huzeyfe
Karius gitti, ceza almazsak güzel. Ama Karius kiralıktı, diğerlerinin ise kapı gibi sözleşmeleri var, zorla gönderemiyorsun. Hem sonra Ferrari’deki gibi tüm kontrat parasını cezasıyla ödemek var. O yüzden pandemik bize “ilaç” gibi gelmiş olabilir. Yönetim bu bahaneyle maaşları olur seviyelere çekip, Lens gibi işe yaramazları postalama yolu bulabilir belki- ki öyle yapıyor görünüyorlar.

BJK4EVER dedi ki...

@yilmaz,

Ne demek istedigini anliyorum, ama 4-4-2'ye ona evriltmemek de hoca'nin isi. O zaman bir 6 ve bir 8'den vazgecmeyeceksin, mac kaybetsen bile. Forveti her daimi 2 klasik forvetten kuracaksin, takimda artistik 10 numara barindirmayacaksin. Is biraz hoca'da bitiyor bence.

Onun disinda o bahsettigin sacma sapan defansif derbi kadrolarini defalarca gorduk, hicbirinden de sonuc elde edemedik. Bilic'in kritik bir Kadikoy deplasmanina boyle bir kadroyla ciktigini hatirlarim, son dakikada Sow atmisti sampiyonluk gitmisti.
Veya GS deplasmanina bir anda Necip'i de ekleyerek 3 onliberoyla falan cikmistik. Tabii B.Yildirim faciasi da vardi, ama gram da top oynamamistik.
Ne zaman biz derbiye boyle bir takimla ciksak hucum edemeyiz, rakibi cesaretlendiririz, iyi dayansak bille illa bir noktada sacma birsey yapip gol yeriz ve mac avucumuzdan kayar gider.

BJK4EVER dedi ki...

@yilmaz,

Mourinho etkisi mi, Lucescu etkisi mi bilmiyorum, ama belirli bir sebepten dolayi ligimizde hocalar toplu sozlesmeye imzalamis gibi temkinli futbol kafasina sahip oldular. Iyi defans yapmanin sirri sanki defansif karakterli oyunculari sahaya surup bunlarin sayisini mumkun oldugunca fazla tutmak zannediyorlar, halbuki iyi defans yapmanin sirri oyun zekasi, dogru yerlesme ve fizik gucle oluyor. Sirf bu ugurda nice bek oyuncusu acik, teknik stoper onlibero, onlibero 8 numara, 8 numara 10 numaraya evrilmistir ve kaybolmustur.
Solbek Ekrem Dag solacik, stoper I.Toraman onlibero olmustur, say say bitmez. Birde son yillarda direkt olarak sampiyonluga malolmus Veli'den 8, Oguzhan'dan 10 numara yaratma cabalarina girmiyorum bile.
Halbuki tam tersi evrilmeler daha basarili olmustur. Mesela Caner beke gecince Fenerbahce'ye uzun yillar cok faydali olmustur. Keza Tosic bizde sol ayakli dinamik stoper olunca cok faydali olmustur. Yine santrfor Burak sag forvette kendini buldu, Umut Bulut keza oyle, H.Balta keza sol stopere evrildi ve katki sagladi.

Tabii hocalar disinda dis faktorler de o yone itiyor biraz. Tempo yapan takimi garip sekilde durduran hakemler (artik duduk calmayi bir bok yapmak mi zannediyorlar, tempoya mi yetisemiyorlar bilemiyorum), faul yapan takimlarin ekmegine yag suren hakemler, ofansif futbolla 4-2 mac kazanmis takimi 2 gol yedi diye asiri elestiren yorumcular vs de bu yone itiyor biraz.

Ama ben hala hucum futboluna cesaret eden hocalarin ligde agir favori oldugunu dusunuyorum. Ve Ziya Dogan artik is bulamadigi ve Abdulaziz Ayman'in 10 numarada oynadigi maclari gormedigimiz icin memnunum sahsen.

beagle dedi ki...

@bjk4ever
FTnin bu ligde ne yaptığına bakmak yeterdi aslinda. Hiçbir zaman 8 defansif adam kullanmadi. Burak Selçuk iyi giderken Sneijder Drogba falan aldirdi. Transfer seçimleri iyi olmasa da ofansif adamları iyi kullandi. Bu ligde defansif oyunla sampiyonluk 10 yilda 2 defa falan oluyor ancak.

Huzeyfe dedi ki...

Daha önce de bahsi geçmişti ama, derbilerde özellikle kadroya göre maç yönetiliyor bizim ligimizde.
Geçen sene Necip Atiba Dorukhan oynamıştı. Ben hakem olsam bu adamlar top oynamaya gelmemiş zaten derim. Ki hiçbirşey yapmadığımız bir maçtı.

2015-2019 arasında 3 kere son düzlükte kaybettik şampiyonluğu. Prensiplerinden vazgeçip korkak kadrolarla maça çıkan hocalar kadar yüksek tansiyonlu maçlarda kaybolan forvetlerimizin, rakiplerin kalecilerinin de etkisi var ama.

beagle dedi ki...

Barcelona'nin en kötü transferi konusu açmışlar adi en çok geçenlerde Douglas ve Boateng var. Az yaşı olanlar da Qımıl demiş.
Nasıl bir transfer sistemimiz varsa artik. Chgvinsky gibi acayip adlı bir rusu kaçırmışız yanlış. Hala oynuyorsa alalim.

Hasta ti dedi ki...

fm'de kariyer acayim dedim, malum evde hapis durumları, boyd,lens,diaby felan görünce kapattım:) biri sakat, öteki yaşlı, para yok

turgay dedi ki...

Leroy fer ile anlaşılmış haberleri çıkıyor.

BJK4EVER dedi ki...

@beagle,

Yapanlar baya bos yorum yapmis.
Transfer basarisini degerlendirirken biraz da beklentiler ve maliyete bakmak gerekir. Douglas, Boateng falan zaten takimi kurtarsinlar diye alinmis oyuncular degil. Gelecege yatirim ve gecici cozum olarak alinmis maliyetsiz oyuncular.
Barcelona ve basarisiz transfer dersen ilk once oraya Barcelona sistemine asla uymayan, kadrolarinda hicbir sekilde ihtiyac duymadiklari, bir evvelki takimdaki performans ve etkinin yarisini gosterememis 120 milyon euro bonservisli Griezmann ve 80 milyon euro bonservisli Frenkie de Jong'u yazin derim.
Bunlarin ardindan Coutinho, Dembele'yi yazin derim. Bunlardan sonra Arda Turan, Cillesen, Keirrison diye uzar bu liste. Boateng ve Douglas acikcasi benim aklima bile gelmez bunlarin arasinda.

BJK4EVER dedi ki...

@turgay,

Fer'i baya izledim (canli da), iyi bilirim.
Tam olarak ortada kalirim Fer konusunda.
Bence maliyet olarak cok uygun olur, kalite olarak da Elneny'nin bir tik alti, ama ligimizin net ustunde oyuncu. Ligimizdeki orta saha oyuncularinin neredeyse tamamini domine edebilecek kalitede bir adam.

Ama sisteme ne kadar uygun, ortasi tartisilacak konu. Benim kafamda hep 2'li orta saha var ve klasik sert bir 6 ve oyun kuran klasik bir 8 (regista) var. Boylece 10/9.5 numara tamamen forvet ozellikli oluyor.

Bu acidan bakarsak bence bos bir transfer olur, ne 6'yi tam doldurur, ne 8 olabilir. Oyun kurma yetenegi hic yok, fiziksel olarak guclu, ama sert degil. Ofansif katkisi daha cok dripling ve ceza sahasina girisleriyle oluyor. Bu baglamda kendisini tam bir Dorukhan advanced aslinda. Ama Fer'in 8 numarada oynadigi takim oyun kurmakta buyuk sikinti yasar, ileriye topu aktarmakta zorlanir, kaliteli oyun oynayamaz. 6'da oynarsa da ligimizde bazi maclarda olur, bazi maclarda sikinti cikar ve sonra yine baslariz Caner'e, Vida'ya suc bulmaya.

Kendisinin cuk oturacagi sistem 4-3-3. Yanina klasik bir 6 numara ve 10'dan ziyade geri gelip oyun kuran, maestro bir 8 numara (Sosa diyelim kisaca) ile pis cosar Fer kardesimiz. Ama onun disinda zor.

Sergen'in dusuncesi ne bilmiyorum. Ne kadar referans olur bilemem, ama kendisini sanki tek bir 6 ve onunde 2 tane 8 numara, daha klasik bir 4-3-3 dusunuyor gibi. Atiba'yi 8 yapmasi, Ljajic'i geriye cekmesi, Elneny'i stoperlerin arasina giren 6 yapmasi buna isaret. Bu baglamda Fer dogru transfer olabilir, ama bu sisteme gececeksek Fer'den ziyade forvet hattina transfer gerekecek. Mevcut forvet hattiyla 4-3-3 oynayacaksak degil 1, bence 3 tane cok saglam transfer gerekecek.
Yoksa orta saha'ya kimi alirsak alalim fayda saglamaz.

beagle dedi ki...

@bjk4ever
Senin dediğin açıdan en çok Dembeleye giciklar. Bizim Tabata, Ayhan, Ohen transferleri gibi

Onlarin baktigi açı ise bizim taraftarin Baki, Necip gibi oyunculara bakışı. Barcelonada gördükleri en kötü oyuncuları belirtmişler ki bu bizim transfer listesi olmuş.

turgay dedi ki...

@4ever
Sergen hoca günümüz futbolunun aksine geriden oyun kuran veya değişik dizilimler deneyen biri değil. Düz bakıyor oyuna. Benim gördüğüm onun sisteminde hücumcu kanat oyuncuları önemli. Djalmadan ve j.fernandezden alanyada, bifuma ve konyadan aldıkları zenci oyuncudan aldığı verim ortada. Hızlı ve skor yapan kanatları seviyor. Fizik gücü onun için önemli. Alanyada ceyhun ve ozandan aldığı verim ve malatyada gidene kadar orta saha dinamizmi önemliydi.

Bu veriler ışığında kalecilerimizin illa da ayakları iyi olsun derdinde değil.

Stoperler orta saha özellikli olsun istemiyor. Ama sert olmalarına önem veriyor. Fizikli olmalılar boğuşmaktan çekinmemeliler. Alanya ve Malatya stoperlerini hatırlayalım.

Hücumcu kanatlar ve klasik 9 numara hücumuna inanıyor.

Orta saha 3lüsü dinamik olmalı. Bu bağlamda dorukhan gibi sürekli ortalığı karıştıran ve sürpriz şutlar çıkaran oyuncular önemli. Ben dorukhanın yerinde olsam ayrılmak için acele etmezdim.

Bence bu çıkarımlara göre fer fırsat transferi olarak ortaya çıkıyor. Bende nereye konacak hocanın kafasında bilemiyorum. Tabi ki daha resmi sözleşme yok ancak her serbest kalana da hücum etmemek lazım. Çünkü hocamız oyun yapısı olarak daha ortaya uzun vadeli bir plan koyamadı. Umarım bizde daha uzun ömürlü olur hayatı

Zaitsev dedi ki...

Sergen'in Anadolu takımlarında oynattığı oyunun büyük takımda tutma ihtimalini de düşünmek gerekli. Anadolu takımları top rakipteyken kapanan, topu kapınca ise arkadan uzun pasla hızlı çıkan bir oyun yapısı ile oynuyorlar. Bu oyunu pas yapan oyun görüşü yüksek orta sahaları olmadıkları için tercih ediyorlar.

Biz Anadolu takımlarına karşı bu oyunla oynarsak başarılı olma ihtimalimizi zor görüyorum. Zaten arkada 4-5 kişi çıkmadan bekleyecek takımları hızlı kanatlar ile her maç çözemeyiz.

Onun için orta sahada topu hızlandıracak, dikine çıkacak, yeri geldiğinde dikine yeri geldiğinde çapraz uzun pas atarak oyunun yönüne değiştirecek kalitede adamlara ihtiyacımız var.

Sergen hoca bu yüzden Atiba'yı daha öne, Boateng veya Ljajic'i daha geri getiriyor oyunda. Bu şekilde hem Atiba'nın pres gücünü kaybetmiyor hem de hücuma çıkarken daha az top almasını sağlıyor. Bu şekilde oyun hızımız artıyor. Ama bu lokal bir çözüm. Sezon sonuna kadar gider.

BJK4EVER dedi ki...

Oyun dusuncesi o olacaksa islemez. Ileride tek santrfor, 3 orta saha ve klasik kanatlarla Anadolu takimlarini mumkun degil cozemezsin.
Ki Alanya bile bu tarz oyunla bir yere kadar geldi, sonra tikandi. Ki onlar da klasik 4-3-3 oynamiyor, daha ziyade 4-2-3-1 oynuyordu.
Malatya'yi fazla izlemedigim icin bilemem.
4-3-3 olacaksa kanat forvetlerin belirli profilde olmasi sart, yoksa hucum hattinda skor yapman imkansiz olur.

turgay dedi ki...

Sorun zaten elimizde başka done olmaması. Aynı oyunu mu oynatacak yoksa farklı bir oyun mu ortaya çıkacak. Çok fazla medyaya konuşan bu konu da fikir beyan eden biri değil hoca. Tabi bu virüs mevzusu da etkiledi herşeyi. Velhasıl ne istiyor ve nasıl oyuncu istiyor bilemiyoruz. Tek bildiğimiz büyük takım gibi oynayacağız söylemi. Ama bu büyük takım gibi oynamak hocanın kafasında ne demek bunu detaylı bilemiyoruz. Transfer de ne istiyor bilmiyoruz. Önümüzdeki zamanlarda umarım hocanın oyuna bakşını daha derin öğrenebiliriz.

Huzeyfe dedi ki...

Sergen Beşiktaş’ı yönettiği her maçta 4-1-4-1 oynadık. Heralde iki 8 numarayla oynayarak takımın gol sorununu çözmek istiyor. Pozisyon kalitesi, 3.bölgede topu hızlı dolaştırmak filan gibi noktalarda gelişme göstersek de kaliteli gol pozisyonuna girme noktasında Avcı’nın takımından çok ileride değiliz. Bunda oyuncuların tabi ki etkisi var. Boateng pek ince işleri beceren tip değil, Ljajic 8 oynayamıyor, zaten en çok verim aldığımız adamın 8 oynayan Atiba olması acıklı halimizi ortaya seriyor. Ama ben bu iki sekizli sistemde de problem olduğunu düşünüyorum. İlkin, çözümü çok basit: Elneny’ye baskı yapıldığında bütün yük Ruiz’e biniyor, Caner ortalarına dönüyoruz. Ankaragücü maçı böyle geçti. İkinci olarak, elde bir tek 8 oyuncusu yokken iki 8’e ihtiyaç duyan bir sistem kurmanın anlamı ne? Mesele bir an önce puan toplamaksa bunu yapmanın daha pragmatik yolları var, ön alanı ikilemek gibi. Değil bir sistem oturtuyorsa, 4-1-4-1 ile Başakşehir deplasmanı gibi çok maç görürüz ve bence şampiyonluk hayal biraz.

Zaitsev dedi ki...

@ Huzeyfe

Aslında tam 4-1-4-1 oynadığımızı düşünmüyorum. Hücuma çıkarken daha farklı bir yerleşim olduğunu düşünüyorum.

Kaleci
Vida-Elneny-Ruiz
GG Boateng(Atiba) Caner
Boyd Atiba(Boateng) Nkodou
Burak

Elneny stoperlerin arasına giriyor. Vida Ruiz kanatlara doğru açılıyor. Bekler orta sahaya çıkıyor. 3-4-3 veya 3-3-3-1 gibi bir yerleşim var hücumda. Boateng tükeninceye kadar saha yerleşimi buna yakın. Boateng bitince Atiba daha geride Boateng daha önde oynuyor. Sonra Boateng Ljajic değişikliği.

Sezon ortası bu tarz bir sistem değişikliği doğal olarak oturmaz ama oyun akış hızımızın arttığı, eskiye göre daha az orta yaptığımız bir gerçek. Ama ortada hala sorun var. Top yeterince hızlı akmıyor. Kartal veya iyileştiyse Dorukhan'ın bu rotasyona girmesi gerekli.

Esas mesele Sergen hoca bunu eldeki malzemeye göre mi uydurdu yoksa bu şekilde devam mı edecek?

Zaitsev dedi ki...

Bir de bu Anadolu takımlarındaki oyuncular mevzusunu da oynanan oyun ve rakip profilinden bağımsız değerlendirmek hata olur.

Bu takımlar birbirleriyle oynarken denk oyun oynandığından ve sonuç olarak birbirlerini yenme ihtimali olduğu için oyun daha açık oynanıyor. Hızlı kanat forvetlerde alan buluyorlar. Keza büyük takımlarla oynarken de baskı yedikleri için rakibin arkasında uzun toplara uygun boş alanlar oluyor. Ligde sezon sonları hariç bu adamlara uygun bir oyun oynanıyor.

Sezon sonu savunmalar sıkılaştıkça iyi kafa atanlar ile iyi şut atanlar ön plana çıkıyor.

Beşiktaş'ta oynadıklarında bu alanları bulamayacaklar. Ben o yabancılara yatırım yapılacağına Erdem gibi gençlerin oynaması taraftarıyım. Düşük maliyet eşdeğer katkı alırız.

yilmaz dedi ki...

Ben kontra atak futbolunun gereğinden fazla küçümsendiğini düşünüyorum. Gerçi bunda sebep aslında bizim "defansa çekileyim, bulursam bi gol bulayım" diyen vizyonsuz anadolu takımı hocalarının rolü var. Bence "hakkıyla" oynanan bir kontra atak futbolu gayet keyiflidir. Tabii bunun için iki tane "genel deyimle" 6 numara, bir tane yeteneksiz pır pır forvet ile olmaz bu işler. Kontra atak oynayan takımında da hemen her oyuncunun vizyonu ve topla ilişkisi ortalama üstü olmalıdır. Bu da kendiliğinden "kapanan takım" problemini de çözüyor zaten.

Ha büyük takım böyle oynanamalıdır diyene de saygım var, evet edilgen bir futbol gibi gözüküyor. Ama bence değil. Futbol içinde fiziksel mücadeleyi barındırsa da, taktik çekişmesi içeren de bir oyun. Bu yüzden 34 maçın 28'inde rakibine senin istediğin taktiği dikte edebilirsen, bence herhangi bir sistemi küçümsemenin bir gereği yok.

Mazimizden hatırladığım en güzel kontra gollerinden birini bırakayım bu yorumun şerefine :)

https://www.youtube.com/watch?v=OQLZYTjycGM

sports guy dedi ki...

Oo karantina nasil uyutmus bizi ya, yeni post acilmis neler neler donmus :)

Kontra tartismasi yapilmis biraz, o hususta iki kelam edeyim ben de bari.

Tempolu hucum ve kontra ikilisi iyice birbirine girdi bence gunumuz futbolunda. "Cabuk cikmak" tempo yapmak midir yoksa bir kontra hucum mudur mesela?

Benim icin onemli olan kendi sistemini rakibe ne kadar kabul ettirebildigindir. Mesela buyuk takim olmana ragmen karsindaki anadolu takimina "gel hadi ustume" illuzyonunu yarattirabiliyorsan, o sistem tutar.

Tabii celik gibi 6(lar)a ihtiyac var onun icin, yilmaz'in da dedigi gibi.

Bunun ligdeki yakin zamandaki en enteresan ornegini Advocaat 16/17 sezonunun ilk yarisinin ortasi ile sonu arasinda sunmustu. Ilk haftalarda hukmetmeyi deneyip beceremeyince rakipleri uyuta uyuta kontra toplarla avlamaya baslamisti.

Ha uzun vadede tutturamadi tabii, ama o kisa donem fener'i izlemek enteresan bir deneyimdi.

Kupa macinda bizi inonu'de de oyle yenmislerdi, ki 10 kisi olmamiza ragmen kontrada yakalanmistik :)

Kadikoy'de de "gel gel" yapmisti Advocaat ama SG oyuna gelmeyip takimi geride tutunca tarihin en bayik derbilerinden birini izlemistik, skor 0-0a resmen kilitlenmisti.

Ben sahsen hicbir sisteme komple karsi degilim futbolda. Tek istedigim secilen sistemin yuzde 80 verimlilikle uygulanabilmesi.

"Besiktas dedigin soyle oynar" lafina asiri kilimdir. Bunu diyenler herhalde 100.yili da saymiyor olmali, cunku "soyle oynar" da kastedilen oyunun tam tersini oynamistik tum sezon.

Tabii ki keyifli futbol onemlidir, buna lafim yok. Ama iyi uygulanan bir sistemle gelen basarida ben keyfimden odun vermeyi cok rahat goze alirim, problem degil. Yeter ki sahada bilincli bir seyler goreyim.

rey dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
can dedi ki...

@sports guy
Hoşgeldin. İçimden geçenleri yazmışsın. Özellikle post-tiki taka dönemde tempolu futbolla kontratak arasındaki çizgilerin muğlaklaştığı yönündeki tespitin önemli. Ben iyi oynandığında kontratak futbolunundan gayet keyif alıyorum. Feda yılında Olcaylı Oğuzhanlı hızlı çıkışlarımızın tadı damağımda.

beagle dedi ki...

@sportsguy
Hosgeldin, hemen karsi cikayim :)

100.yil oyunu bir cok acidan berbatti. sampiyonluk haftasina kadar 2nin altinda gol atip 0.5e yakin yedik. Sergen, Zago, Guinti gibi çokca yasli/tecrubeli adamin becerisi oldugu kadar Ilhanin insanustu gayreti ile mumkun oldu. Ama o kadar yalniz mucadele edip tekme yemesi futbol hayatini bitirdi. ertesi seneki buyuk çöküş sadece diş kaynakli degildi.

şu anki butcelerde Cordoba, Zago, Sergen, Tumer, Ilhan, Nouma, Guinti gibi bir kadroyu elde tutup, yarisini yedekten sokarak falan da oynayamazsin. tipki Senol Gunesin CL performansi gibi, ozel bir kadro
ile bir seferlik iş oldu.

özetle Besiktas defansif sistem kullanmaz, kullanmamali. Yapimiza, ruhumuza da aykiri, hakemlerin bize tutumuna gore de uygun degil.

can dedi ki...

@beagle
1- 26 galibiyet, 1 yenilgi. Kurban olayım öyle berbat oyuna ben.
2- Benim anladığım kadarıyla Sports guy’ın savunduğu kontratak illa defansif futbol demek değil artık. Sahanın neresinde kaparsan kap, top çevirmeden kısa yoldan tempolu bir şekilde karşı kaleye gitmekten bahsediyoruz.

Huzeyfe dedi ki...

@beagle

Kadroya ek olarak Türkiye’de futbolun gerçeklerini gözardı etmemek gerek (bkz @BJK4EVER’ın yukarıdaki postu).
Nitekim 17-18’de CL’de oynadığımız geçiş oyunu bizi şampiyon yapmadı. Ben daha da ileriye götürerek M. Denizli, Yanal, Terim gibi hocaların oynattığı kaos futbolunun da Beşiktaş’a uymayacağını düşünüyorum. Lobi gücüyle film alakalı bu. Biz ancak oyunla domine ederek şampiyon olabiliyoruz.

02-03’teki futbolla ilgili de itirazım var. Başlarda tutuk ve zor kazanan bir takım olsak da Nouma’nın hastalığını atlatmasıyla ikinci devrede çok daha ofansif oynayan bir takıma dönüşmüştük. O takım da ligi net domine ediyordu. Hatta ekşi suratın kariyeri boyunca baştan sona oynayıp kaybettiği tek şampiyonluk oydu.

beagle dedi ki...

Sanırım herkesin kafasındaki karışıklık 03/04 sezonunun muhteşem ilk yarısı Pancu Sergen Tümer İlhan grubu artı Ahmed Hassan kullandığımız ve ortalama 2.5 gol attığımız o rekor 17 maçlık ilk yarı...

Bahsettiğiniz 100.yıl ise 1lerde gol atıp, aklınıza gelen tüm defansif opsiyonları kullanıp Sergen'den mucize beklediğimiz sezondu. Şampiyon takımın gol kralı Sergen 11 golde. İlhan 7 mesela.
İlhan'ın önemi hücumda topu tutup, tek başına ölümüne mücadele etmesiydi. Bu da kariyerine mal oldu aslında.

Puan ortalaması çok farklı olmasa da benim hatırladığım övülen 02/03 sezonu eziyet maç doluydu, 03/04 ilk yarısı ise cidden keyifliydi. Keşke adam gibi yönetimimiz olsa ve devre arası 1 sağlam santrafor alıp tarih yazabilseydik.

Huzeyfe dedi ki...

@beagle

Ben o sezonun ikinci yarısında bol gol attığımız maçlar hatırlıyorum, Göztepe Kocaeli filan. Daha rahat galibiyetler vardı sanki ikinci devrede. İlk haftalarda daha 3-5-2’ye bile tam geçmemiştik, oyun da oturmamıştı ama Lucescu bir şekilde kaybetmeyen bir takım yapmıştı. İkinci devredeki oyun daha olgundu ki bence bir sonraki sezonun ilk yarısı filmin devamıydı bir nevi.
Baktım şimdi ilk yarı 28 gol atıp 41 puan almışız, ikinci devre 35 gol 44 puan. Lucescu’nun oynattığı oyunun sıkıcı olduğunu hatırlıyorum ama ikinci devre çok rahat maç seyrettiğimi de hatırlıyorum.

turgay dedi ki...

kontra atak futbolu artık günümüzde evrilmiş vaziyette. topun olduğu yere baskıyla beraber rakibi eksik yakalayıp hızlıca kaleye gitmek günümüz futbolunun önemli bir özelliği. bence bu kontra atak futbolu zaten. ancak bu oyun içinde akıllı adamlar lazım. bizde de çok az akıllı adam var. ayrıca sağlam fizik lazım. bizde sağlam fizikli oyuncu da pek yok.

beagle dedi ki...

28 golle 41 puan almak da tabi büyük verimlilik ama ben almiim :)

Bütün bunlari konuşurken hayran olduğum Gordon dönemi de çok farkli diyemem. Sabit bir sistemle oynadigimizdan rakipler iyi önlem aliyor ve kesat maçlar oluyordu. Ama orada özel olan, diri takimin yilmadan hücum etmesiydi. @Turgayin söylediği hizli hücumu sürekli yapiyorduk. Zaten geride top çevirecek bir sayida adam da yoktu.

BJK4EVER dedi ki...

100. yildaki oyun bir daha zor oynanir. O cok cok ozel bir kadroydu. Defansif olarak muhtesem bir kadro degildi, ki sag beki forvetten bozma Kaan Dobra, stoperlerde GS'den kovulan A.Yildirim, dusuk profilli Zago falan vardi. Ki Zago ve Giunti haric yuksek profilli oyuncu yoktu, ama cok tecrubeliydi takimimiz ve tum oyuncularin iyi yonunu ortaya cikaracak bir sistem vardi.
4-4-2'de pert olacak Ronaldo yoktu mesela, hucum bek rolunde ortalariyla sac bas yolduracak Ibrahim Uzulmez yoktu, oyun kurma eksikligi goze carpacak Tayfur yoktu. Tum oyunculara cok dogru roller verilmisti ve herkes birbirinin acigini kapatiyordu, hem tecrube hem oyun karakteri ile. Oyle bir uyum ve oyle tecrubeli, kaliteli kadro kolay kolay yakalanmaz.
Ikincisi, cok kaliteli bir hucum hatti vardi. Hic yoktan gol atabilecek oyuncular vardi. Belki de yetenek olarak en dusuk kalan oyuncumuz Pancu bile derbi deplasmaninda 30 metre top surup 30 metreden koseye lamba gibi asacak kadar yetenekliydi. Daha Sergen, Tumer, Ilhan, Nouma'dan bahsetmiyorum bile. Ahmet Dursun bile 3. forvetti dusun.
7, bazen 8 defansif oyuncuyla oynayan takimin hucum gucunu tek basina cekecek kalitede bir 3'lu hucum hatti gunumuz futbolunda mumkun degil. O butce yok, o oyuncular yok, ve ligin dinamikleri de o doneme gore farkli.

Ve acikcasi o futbola benzer oyun oynadigimiz ve puan topladigimiz anlar oldu. Abdullah Avci doneminde ilk yaridaki 7 maclik seri, veya gecen sene ligin 2. yarisindaki oyunumuz. Ama bana onlar sistemsel degil tesadufi basari olarak geldi. Asla o takim 100. yildaki takimin guvenini vermiyordu, ki eninde sonunda sans bitti ve cakildik, 2. bile olamadik. Butun sezonu o futbolla goturebilecegimiz bir durumu ben kafamda netlestiremiyorum.

beagle dedi ki...

Uzun süredir verimsiz kanatlar yerine sagada görmek istedigim henüz 1 dk oynatmadigimiz Almos:
https://twitter.com/AlmosKalafat/status/1265592416012304384?s=20

BJK4EVER dedi ki...

Bu arada dusuk profilli Zago yazmisim, ama Ronaldo olacakti tabii.

Zevk alma meselesine gelirsek; ben sahsen takimim kazandigi ve bunu sistemsel olarak, guven vererek yaptigi surece zevk alirim. Sahsen Mourinho'nun Real'i, Klopp'un Liverpool'u gibi asiri direkt ve kontra futbolu oynayan takimdan da zevk aliyorum, Mourinho'nun Inter'i, Simeone'nin Atletico Madrid'i gibi asiri sert, kalabalik defans yapan takimdan da zevk aliyorum. Tabii biz daha cok CL maclarini izliyoruz, belki taraftari olup lig maclarini izlesek kanser oluruz, ama kazandigin surece sikinti olmaz.
Canimi tek sikan temposuz amacsiz endless tiki-taka oyuncu, ama benim icin ana madde kazanmak. Biz kazaniyorsak ve sampiyon oluyorsak, kazanacagiz hissini, guvenini veriyorsak oynanan futboldan bagimsiz olarak ben memnun olurum, zevk alirim.

O yuzden bu kadro, oyun tartismalarini yaparken ben her zaman mali sartlari, kadroyu, ligimizin dinamiklerini goz onunde bulundurarak yorum yapiyorum. Hayalimdeki Besiktas veya oyun gibi gerceklikten cok uzak, utopik dusunceleri bir kenara koyuyorum. Fark biraz da burada belki.

Ahmet Usal dedi ki...

@sports guy

Hoşgeldin, pragmatik yaklaşımına haksız diyemem, mevcut dönemde bir şekilde kazanalım ki beraberinde kazanabileceğimiz en çok parayı da kazanıp batık durumdan çıkma umudu oluşturalım kafasındayım çünkü. En azından kamuoyu oluşturup sosyal baskıyla borçları yeniden yapılandırabilmek için yarışan ve başarılı bir takım daha etkili olur.

Kontratak futbolu ayrımı pek kalmadı mevzuuda güzel tesbit. Ama @turgay ın tesbiti neden yapamayacağımızı da anlatıyor mevcut kadroyla.

Ayrıca, işin temelinde @beagle a katılıyorum. Sergen Hoca da öyle düşünüyor, ilk düzeltmeye çalıştığı şey de bu oldu. Nedeni tam da @beagle ın ve zamanında @Huzeyfe hocamın dediği neden: Biz bu tarz oyunla sürekli tepede kalamıyoruz, Lucescu istisnası hariç şampiyon da olamıyoruz. Hakemlere bizi ince ince doğrayıp ezmek için çok fırsat veriyor oyunu tutalım, araya bir sıkıştıralım, yatalım tarzı, sonra bir tane kazara yediğimizde çıkartamıyoruz, en son Avcı ile canlı yaşadık. Bu soğukkanlılık tribünlere uymuyor, coşkuyu kaybediyoruz, o zaman da diğer Anadolu takımlarından farkımız kalmıyor, heleki kadro kalitesi düşükse. Evvelden de Biliçle yaşadıydık. Biliç iyi savunup oyunu tutarak İngiltere ve Almanyayı, bizde Liverpool ve Tothenam ı yenip geçebildi, ama ligde doğradılar, derbi de alamadı. Ki ne oynattığı çok belli ve kaliteli bir oyun oynatıyordu. Güzel bir sistem de kurmuştu, çok sevdim, çok da üzüldüm onun döneminde. Bugünkü fikirlerimin de temelini oluşturan dönemdir. Çünkü Gordondan beri hayallerimdeki sistemli ve Avrupa'da da başarılı olabilen bir oyun kültürü en son Biliçle oldu, kısa Luce dönemi hariç. Oluşturulan takım da güzel bir proje takımıydı, tam biziö kültürümüze uyan türden. Ama @beagle ın hep anlattığı fazla defansif tercihlerden ve dış etkenlerden üçün üstünü göremedi ligde ki şampiyon olabilmeliydi, çünkü o üç senenin en sistemli ve iyi oynayan takımıydı.

Sonuçta biz bol pozisyona girip eze eze oynayabilmeliyiz, özellikle iç sahada, böylelikle hakem etkenini minimuma indirme şansımız olur ki Gordon dönemi mesela tam böyleydi.

@BJK4EVER ın bahsettiği ligin dinamikleri zaten hücumla şampiyon olunduğunu gösteriyor bu ligde, kaos futbolu. Ha, başarı kaygısı ve batıklık durumu olmadığında bana da uyar ne oynandığı belli ve sistemli bir oyun, uzun vadeli başarı ve hep tepelerde olma açısından bu da lazım. Oyuncu yetiştirip satmak istiyorsak da kaostan fazla adam çıkartamayız. Yine iyi bir projeyle oluşturulmuş bir kadroyla Biliçin daha damıtılmışı ve gerektiğinde risk alabileni benim için ideal olurdu. Sanırım bu konu herkesin bir açıdan haklı olduğu durumlardan biri..

BJK4EVER dedi ki...

Akiskan pas futbolu denince hep 16/17 sezonuna bakiyoruz, ki bu oldukca anlasilabilir. Su son 10 senede o kadar akiskan, guzel pas futbolu oynayan baska bir takim olmadi ligde. Bir tek Unal Karaman'in Trabzonspor'u esintiler sundu, ama onlarda da kalite ve istikrar sorunu oldu. Bizim disimizda baska bir takim gercekten yok. Ama o doneme bakacak olursak bazi gercekleri de goz ardi etmemek lazim:

1 Biz biraz daha underdog rolundeydik, mahallenin sempatik delikanlisi rolunde. Anadolu takimlari ortalamanin cok altinda bir sertlik gosteriyordu.
2 Gomez gibi bir bitirici vardi takimda.
3 Quaresma'nin kenar ortalari ve Sosa'nin frikikleriyle de baya mac cozmuslugumuz var.
4 Kadro tamamen o oyuna uygun bir kadroydu. Klasik eli belinde gezen 10 numara yerine orta saha oyun kuran, aslinda 8 olan bir Sosa. Dunyanin en yavas, en adam gecemeyen, ama pozisyon alma, pas ve bitiricilik konusunda cok iyi bir Olcay. Daha ziyade klasik kanat gibi gozuken, ama pas ve top teknigi konusunda bir 10 numara kadar marifetli bir G.Tore ve bitiricilik konusunda master degree seviyesinde olan bir Gomez. Oguzhan'in soylemeye gerek bile durmuyorum. Simdiki kadroda bu oyuna uygun Oguzhan haric 1 oyuncu bile yok bana gore. Ve belki biraz Guven ve Burak.

O tiki taka futbolu kagit uzerinde guzel gozukse de ona uygun sartlar da olmali. Bence ligimiz icin asla ilk akla gelen, mantikli olan futbol zaten degil. Hakemin surekli tempoyu kestigi, rakip faullerin tolere edildigi ve cezalandirilmadigi, rakiplerimizin neredeyse tamaminin kendi ceza sahasina gomuldugu ortamda oynanacak bir futbol degil.
Oynarsak bile o kadroyu kurmak bizim icin su an mumkun degil, ki kursak bile bu oyunu basariya tasiyacak diger ogeleri de bulmak zaman alacak; gol yemememizi saglayacak defans/kaleci, duran top gucu, asiri bitirici santrfor, uzaktan sut kabiliyetine sahip oyuncular vs.
Istedigin kadar kaliteli akiskan tiki taka oyna, tikandiginda oyunu ustte yazdiklarim acacak ve buna da sahip olmalisin. Yoksa Unal Karaman'in Trabzon'u gibi 3. olursun ve anca guzel futbol oynadim diye kendini avutursun. Zaten bizim icin ana sorun 1-0'dan sonraki oyun degil, onu zaten yapariz. Bizim icin asil sorun 1-0 one gecmek.

fidddas dedi ki...

@beagle

hocam biraz daha kaslanması gerekir mi sence? ligin bekleri ile omuz omuza gelince basıp geçebilir mi?

BJK4EVER dedi ki...

Bilic donemi harbiden guzel ornek. Takim istedigin kadar disiplinli olsun, birbirini tanisin, modern futbol oynasin, ligin dinamiklerine uygun bazi seyleri yapmadigin surece bos hocam.
Gidip Tottenham'a deplasmanda futbol dersi verip beraberlige uzulursun, Arsenal'i hayati onem tasiyan eslesmede tek gol farkla elinden kacirirsin, Liverpool'u da elersin hatta, ama ligimize donunce derbilerde 0 cekip 3. olursun.
Cok sacma gelse de, sacma olsa da, ligimizin gercekleri bunlar. O yuzden dogru futbolu kafamizda idealize edip tasarlamak yerine ligin gerceklerine uygun hareket etmek gerek bence.
O 3.luktan sampiyonluga yol kisa gozukebilir; bir 5 puan daha aldin mi sampiyon olursun falan diye dusunebilirsin, ama oyle olmuyor. Bilic'den sampiyonluga giden yolda neler degisti?

1 Ba yerine Gomez. Ba sevdigimiz bir kardesimizdi, Ilhan'dan beri vasat veya verimsiz forvetlerden sonra ilac oldu, ama derbilerde yoktu, ligin kritik haftalarinda kayboluyordu. Gomez geldi de winner forvet nasil olur gorduk, derbilerde 0 cekmekten 4 macta 3 galibiyete donduk.
2 Quaresma etkisi, ki 16/17'de sonraki yillar kadar etkili olmasa bile Gomez'e yaptigi kenar asistlerle ekstra birkac maci cozdu. Belki o tiki taka futboluna direkt uymayan oyuncu gibi gozukse bile tikanan maclari acacak kilit oldu.
3 Veli yerine Oguzhan, ki bu sonucu degil, direkt oyunu temelden degistiren bir degisimdi. Ligimizde savunmanin degil, hucumun basari getirdiginin canli kanli ornegi.
4 Yukarida ligin dinamiklerini cozmek icin gerekenler listesinde yazmayi unuttum, ama kenardan gelip mac kazandiracak kaliteli yedek forvetin onemi (Webo, Semih, H.Kabze, C.Tosun vs). Ki Bilic kabiz Pektemek'i kullanip Cenk'i unutmusken Senol Gunes Cenk'ten 12. adam olarak buyuk katki sagladi. Hem maci cozecek, hem tek farkli onde oldugumuz maci 2'ye tasirip finish him yapacak forvetin onemi buyuk.
Ki soz acilmisken; bence ligi degistirecek kalitede 9 numaramiz yok, olamayacak belki de, ama yedek forvet acisindan bence ligin en iyisiyiz acik ara. Umut Nayir ozellikle ic sahada acamadigimiz rakipleri acacak forvet (Kasimpasa maci bence net ornek), Guven Yalcin da 1 farkla onde oldugumuz maclarda son darbeyi vuracak oyuncu (gecen senenin 2. yarisindaki performansi referans bence). Ki Guven karambollerde, uzaktan sutlarla kilitlenen maclarda da rol oynayabilir. Hatta Larin bile fizigiyle yedekten gelip is yapabilir. Her ne kadar as forvetimiz sikinti gibi gozukse de, kenarda bence koc gibi 3 tane yedek forvetimiz var. Ki israrla cift forvet dememin nedenlerinden biri de bu zaten. Eli bezinde gezen 10 numaranin kahrini cekecegimize bu oyunculardan maksimum verim almaya bakmaliyiz. Bence hem Guven hem Umut buyuk potansiyel tasiyor.

beagle dedi ki...

@fiddas
Bu çocuk çok ani uzadı. Ona bağlı sorunlardan bir sene top da oynamadi. Ama sonra müthiş bir zenginlik sunuyor, cift ayakla sut, iceri girme kafa golu, cizgide top da surebiliyor solda. Profesyonel lig sertligine alışması tabiki birkaç maç alır en az. Hoş o işi(omuz omuzayi) yapabilen Muhammed Enesi de oynatmadan gonderdigimizden ne desem bilemedim. Ama Almosun kenardan skor katkisi çok özel. Oyunculara son adim icin sans verirsek 2 sene sonra Almos, Oguzhan Akg. Semih Kilicsoy, Mertcan forveti görsek çok da şaşırmam.

Zaitsev dedi ki...

Gençlerin kaslanması işine fazla takılıyoruz. Basketbol oynasak bu kaygıları anlarım ama futbolun olmazsa olmazı değil. Bu oyuncu güçlensin filan derken gelişebilecek potansiyeller çekirdekçi oluyor kulübede.

Stoperler ve santrforlar hadi eyvallah. Ötesi sahada oynayarak ve idman salonunda zamanla gelişir. Önemli olan onları geliştirecek zihniyette antrenörün olması.

Benim için oyuncunun yere basma gücü ve zekası ön plandadır. 100x60'lık sahada oynuyoruz. Aklını kullanan oyuncu kendini ezdirmez. Zaten bizim sorunumuz kadromuzda aklını kullanan oyuncu sayısının azlığı. İşler kas hafızası ile ilerliyor.

Unknown dedi ki...

@beagle
kısa görüntü de olsa ceza sahası içine girmelerini ve vuruşlarını beğendim. uzun boylu olması da büyük artı bence.

@zaitsev
belirli bir yetenekte gibi göründüğü için kaslanmasını sordum.
yakın zamanda ülke içerisinden yetişmiş tek kanat oyuncusu cengiz ünder. onun dışında benim aklıma gelen yok(abdülkadir ortada daha iyi). hadi 1-2 tane daha sayalım. bu kadar az olmasının bir sebebi olmalı. ben yeteneğin yeterli olduğunu düşünüyorum. ama ligin çoğu takımı kasap olduğu için bu tip ince yetenek sahibi oyuncular fırsat bulamıyor. bunun en uygun yolu da çabuk yıkılmamaları. bir de bizim takım özelinde bariz faullerin çalınma sıklığının bize yarı yarıya falan olduğunu düşünürsek oyuncunun ayakta kalması önemli oluyor. yoksa oğuzhanda oyun görüşünün dik alası vardı, rakip bu aklı durduramayınca indirmeye başlıyor hemen.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1

On numara geçmiş değerlendirmesi, hakkaten sadece Cenki kenarda unutmasa sayın Biliç belki bir 5 puan daha mümkün olabilirdi. Pektemekte Biliçi yanıltan Arsenal maçındaki olağanüstü performansıdır, minimum 2 kişilik, hatta üç kişilik oynayıp anormal bir pres yaptıydı, tek başına Arsenal defansını çıkartmadıydı. Geleni yazan Cenki Pektemek yüzünden beğendiremediydik Hocaya.

Umutu bilmem ama Larin kalıyor gibi, ondan bir patlama bekliyorum açıkçası, fizik de zayıf değil onda, son vuruş ve gol sezgisi Umuttan iyi, Güven değerlendirmesinde de haklısın ama çocuk mental açıdan zayıf çıktı, yırtmıyor kendini gibi görünüyor, bakalım...

Almos konusunda da @Unknown a katılıyorum, bizim ligde kanat forvet-açık çıtkırıldım olamaz, çocuk yetenekli, oyun aklı gol sezgisi ve son vuruşları güzel, ama şu haliyle ligde sağlam sopa yer, sabredilip fiziki gelişim sağlanırsa olabilir, kalite var. Ama Nkodou bile neredeyse sırf savunma ve fizik mücadele becerisiyle oynuyor, biz Diaby den bile dağınıklığının yanında savaşmasına rağmen yetersiz fiziğinden de soğuduk. Kısacası bir omuz yediğinde topu verirse Süper Ligde oynayamaz. İnşallah başarılı olsun, güçlensin..

beagle dedi ki...

Bu unknown bizim fiddas bence.

Almos pek citkirildim da değil. En sevdiğim yani biraz Metin Tekin gibi, zor maçlarda gol atmasi. Yani dandik macta 3 5 atip istatistik yapan biri değil. Ama derbide çat kafa vuruyor, santrafor pozisyonuna yanaşıp gol atiyor. Avrupada olsa cidden alamazsin. Hazir olmasa bile bu özellikleri yakalayan ucuza satmaz.

Huzeyfe dedi ki...

@beagle

Macar milli takımlarında hemen her çıktığı maçta gol atmış. Tutmayan transferlerle ilgili nefret ettiğim bir klişe var “henüz takıma alışamadı”. Bazı çok spesifik rol oyuncuları hariç, eğer fitse bir oyuncunun ne olduğunu bir iki maçta anlamak mümkün.
Bu çocuk baya futbolcuya benziyor. Ben Türkiye’deki alt yapı liglerinde attığı gollere çok önem vermek istemiyorum ama milli takımda yaptıkları baya Cengiz Ünder’i andırıyor. Şutlar, direk kaleyi düşünmesi, ne yapacağına önceden karar vermiş olması filan..
Umarım yakında izleriz a takımda.

BJK4EVER dedi ki...

Altyapi maclari beni pek sarmadigi icin seyretmedim, sadece twitter'daki kisa videosunu seyrettim. Bana second striker olarak is yapabilir gibi geldi.
3'lu forvet hattinin bir sikintisi da bence altyapi oyunculari icin zor bir sistem olmasi. Mesela Almos'a bakarsak, 9 numara olarak oynamasi zor. Tek mevki, takimin en onemli 2-3 mevkisinden biri ve onunde Burak, Latin, Umut, Guven var, olme essegim olme.
Uzak forvete evrilmek mumkun olabilir, ama bu rolu de her oyuncu benimseyemiyor. Hem yeri geldiginde adam eksiltebileceksin, hem pas oyununa katilacaksin, hem beke yerdim edeceksin, aralara sizacaksin.
Zor is. Guven'de de mesela o sikinti yasandi. Acilmis takimlara karsi bos alan bula bula etkinligini gosterdi, ama o donem bitip lig yeniden basladiginda rolunu bulamadi. 9 numara icin fiziksel olarak zayif kaliyor, kanat oyuncusuna da evrilemedi, ki o yastan sonra evrilmek kolay da degil.
Ama Almos, Guven, Oguzhan Akgun gibi oyuncular icin cift forvette yer almak bence her zaman daha iyi olur. Tecrubeli bir forvetin yaninda pisersin, hem sorumlulugun daha az hem serbestligin daha fazla.

fidddas dedi ki...

evet, unknown benim:) google kaynaklı bir sorun yaşamışım gibi duruyor...

@zaitsev'e durumu açıklamaya çalışırken biraz yanlış yere götürmüşüm konuyu, bu tip kanat forvetlerin kas yığını olması gerektiğini ben de düşünmüyorum. aslında bana göre yeten @beagle
'a sorduğum gibi beklerle birebir kaldığında basıp geçebilir mi? o kadar kaslansa bile yeterli olur normalde ama bizim lig özelinde bunun biraz daha fazlası da gerekebilir.

rey dedi ki...

Özlediğim klişe yorumlar...
1)Kötü oynayabilirsin ama kötü mücadele edemezsin.
2)Yenemiyorsan yenilmeyeceksin.
3)Haddimizi bilerek oynadık.
4)Maçın bazı bölümlerinde rakibimizden daha üstündük.
5)Artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Huzeyfe dedi ki...

Tiki-taka ve 15-16 sezonundan bahis açılmışken birkaç şeyi ayırt etmek lazım. Domine etmek gibi saçma bir ifade kullanmışım ben, esasen demek istediğim Beşiktaş’ın oynadığı maçta Beşiktaş’ın sahadaki oyuna karar veren takım olması. Bu her zaman illa ki topa %80 sahip olup rakibi pasla gebertmek anlamına gelmiyor. Kaldı ki 15-16’daki oyun da bu değildi. Oğuzhan-Sosa bağlantısıyla kolay önlem alınamayan bir direkt oyun oynuyorduk zaman zaman. Bu tutmadığında M.Gomez’in ayağına bakıyorduk. Esas konuya döneyim, Beşiktaş topa %55 sahip olarak da oynayabilir. Uzun top atarak oynayabilir, 2 forvetle 3 defansla, başka binbir farklı şekilde oynayabilir. Süper lig için olay istediği zaman rakip ceza sahasında çoğalabilen bir Beşiktaş dizayn etmek. Artı, rakibin ancak Beşiktaş’ın izin verdiği bölgede izin verdiği hızda top çevirmesi. Simeone örneği vardı yukarda bir yerde, İnönüde bize 3 attıkları maçtan sonra Arda anlatmıştı aktif dinleniyoruz filan diye. 90 dakika topu geveleyip hiçbirşey yapamadan kendi sahamızda rezil olduğumuz herhangi bir Avrupa maçıydı esasen. Anlatmak istediğim şey için çok güzel örnek. Bizim Anadolu takımları Avrupa’da maça çıktıklarında nasıl afallıyorlar, bir düşünün. Bunu sadece hakemlerle filan açıklamak mümkün değil, Avrupa’da da çok rezil maç yöneten hakemler var. Karşında organizasyonu senden güçlü, ne yaptığını ezbere bilen takım görünce afallarsın. Her zaman böyledir bu. Biz niye ısrarla sporcuya bile benzemeyen Caner gibi adamlarla futbol oynamaya çalışıyoruz? Hala niye sahada 40 yaşına merdiven dayamış Atiba’nın oyun zekasına muhtacız? Çünkü 3-4 yıllık bir organizasyonumuz, planımız yok. Gündelik takım kuruyoruz, neticesi de bu. O gençlerin takıma girmesi lazım, bunun başka bir yolu yok. Potada kalmak istiyorsak 2-3 transfer yeterli, yeter ki menajer transferi değil aranıp bulunmuş oyuncular olsun.
İşte biraz ütopik, tamam. Nerede altyapı oyuncusuna futbol öğretecek sabırlı teknik direktör, nerede futbolcuyu arayıp bulacak yönetici, nerede adı Mahmut olunca burun kıvırmayacak taraftar? Ama çok fena batıyoruz. Başka türlü nasıl olacak? Hem bundan 30 sene önce MAFla, Sergenle, Milne’le yapılmış birşey bugün neden yapılmasın?

fidddas dedi ki...

çıkan transfer haberlerine bakıyorum. santrafor için hep kule forvet (1.90 civarı) bakıyoruz gibi görünüyor. haberlerin ne kadarı doğru bilmiyorum ama eğer gerçekten kule forvet bakıyorsak bu durumda kanat forvetleri golcü düşüneceğiz ya da ikili forvet oynayacağız gibi görünüyor. bir de ceza sahasına sürekli şişirme ihtimali var tabii.

yilmaz dedi ki...

@fidddas

Yılmaz'ın 433 hayalleri yine yattı desene :'(

BJK4EVER dedi ki...

Hollanda basininda surekli adimiz geciyor bu gunlerde, belki Erdan Torunogullari etkisi, bilemem. Simdi de Zoet ve Narsingh'i yazmislar.
Fer konusunda biraz notr fikrim, ama bu ikili hakkinda pek pozitif degil.
Zoet gecen senelerde PSV'nin de tas gibi takim olmasiyla fena degil seviyesinde kaleciydi, ama takim gidince bu sene kendisinin de eksikleri ortaya cikti. Hicbir zaman ekstra, kaliteli bir kaleci goruntusu vermemisti zaten. Yenmeyecek goller fazla yemeyen, ama ekstra mac alip kurtaris yapan bir kaleci de hic olmadi.
Bazi mevkilere ucuz alternatifler bulunabilir, bulunmak zorunda. Ama bence kaleci mevkisi bir kez daha vasatlik kaldiracak bir mevki degil.
Surekli transfer gundemimiz vasat oyunculari alip, onlarin performansindan memnun kalmayip onlari gondermek ve yerlerine yeni vasatlar almaktan olusuyor.
Narsingh de oyle. 5 sene evvel PSV'de cok iyiydi, ondan sonra tamamen bitti arkadas. Alirsak en kotu ihtimalle Lens, en iyi ihtimalle Elia kadar performans verir. Halbuki bizim ihtiyacimiz Visca, Onyekuru, bizdeki Babel. Bu adama para harcayacagina hala senin oyuncun olan ve maasini takir takir odeyecegin Lens'in ustunde dur daha iyi.
Fer ismini bir mantik cercevesinde degerlendirebiliyorum, ama bu iki isim harbiden bombos. Allah sonumuzu hayir etsin.

yilmaz dedi ki...

TS'yi avrupadan men etmişler. Bu durumda GS bir şekilde yine atacak ŞL'ye kapağı. Herşey bir takımın lehine bu kadar mı işler arkadaş.

Belki bize de küçük bir AL yolu gözükür. Hayal işte :)

can dedi ki...

TS, havuz medyasi, damat, ve yandas isadamlari eliyle parlatila parlatila ay gibi olmustu halbukisi

Emrah D dedi ki...

Eldekileri göndermeden oyuncu almanın anlamı yok ama bir şekil gönderip almaya bakacaksak Raul Asencio ucuza iyi bir forvet olabilir. Genç, boylu poslu kalıplı, top tekniği kale önü soğukkanlılığı hareketliliği havadan yerden bitirmesi gayet iyi, ama göz önüne çıkıp parlamış bir hali de yok. Genoa'da iki yıl daha sözleşmesi var ama önünde 3-4 tane başka forvet var umursayacaklarını sanmıyorum. Riski biraz yüksek ama cuk oturabilir.

can dedi ki...

@disko
Almaya kalksan “Ispanya’san topçu mu alınır”, “ikinci Guiza” muhabbetiyle başlamadan biter bu transfer

can dedi ki...

Tam iddiamız bitti, gençleri oynatacağız, Karius gitsin, Elneny de gitsin derken ŞL öneleme şansı doğdu. Bakalım ne yapacak yönetim ve Sergen?

Huzeyfe dedi ki...

Hamza Barry ilginç bir hamle olabilir.

https://www.scoutedftbl.com/post/scenic-scouting-hamza-barry

Özetle seviye atlamaya hazır, kariyerinin başında amc olarak çok ileri gidememiş bir oyuncu. Sebebi de ön alanda çok iyi kararlar vermemesiymiş. Hajduk’ta çapayı iyi oynadığı söyleniyor. Çok top kapması ve topu doğru kullanması öne çıkan özellikleriymiş. Premier lig için hazır olmadığını söylüyorlar, ama İskoçya’da Gerard’ın oyuncusu olabilecek seviyedeymiş.

Huzeyfe dedi ki...

@can

İspanya’da Guiza da var, Aduriz de. İkincisi Türkiye’de rahat gol kralı olurdu bence.

can dedi ki...

@huzeyfe
Aman yanlış anlama olmasın. İspanyol ligi bizim lige göre daha yumuşak ve güzel futbola açık olduğu için bazı mevkilerde uyum daha zor ama Türkiye’ye gelen bir elin parmağı kadar oyuncu üzerinden dönen bu tür genelleyici muhabbetler saçmalık. Ama taraftarın büyük bölümü böyle düşünüyor. Aduriz’e gelince hatırladığım bir oyuncu değil; İspanya’dan gelip Türkiye’de gol kralı olacak pek çok oyuncu olduğu kesin. İ.

BJK4EVER dedi ki...

Trabzonspor'a bu nefretin nedenini pek anlamadim. Adamlar bu sene harbiden korundu cezalar ve hakem yonetimi konusunda, ama yillardir en buyuk sikinti ceken de bizden sonra kendileriydi. Yine de korunmalari GS'nin 5'te 1'i kadar degildir.
Ki finansal ve sportif olarak kulubu cok iyi yonetiyorlar son 2-3 yildir. Acikcasi ekonomik olarak bu kadar dogrulari yapan Trabzon'u Avrupa'dan men yemesi, ama Falcao'lara, Feghouli'lere absurt maaslar veren takimin yememesi bence adaletli falan degil.
Allah'a sukur ki Marcao sakatlanmis da biraz olsun karma gorevini yapmis.
Pislik himmetciler sampiyon olacagina Trabzon veya Basaksehir olsun daha iyi.

Emrah D dedi ki...

@can, @huzeyfe

Hem İspanyol olmaz diye bir şey yok, hem Raul Asencio İspanyol ama 16 yaşında Genoa altyapısına gelmiş 3 yıldır da çeşitli Serie B takımlarında kiralık oynuyor.

Risk yüksek oyuncu, ama Muriç de 1. ligdeydi mesela yakın zamana kadar.

beagle dedi ki...

Yatirim yapacaksak 2-3 seneliğine yetistirmek için Brian Brobbeyi kiralasak keske. Ilk 11de 20 maç garanti verelim.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1111111

Sırf artı birlemek için girdim, her satırı doğru, güzel tesbitler...

Emrah D dedi ki...

@beagle

Brobbey listemde parlayan bir oyuncu ama bize alabileceğimiz bir fiyata vermezler diye düşündüğüm için hiç yazmadım. Yoksa Raul Asencio'dan (veya atıyorum Vedat Muriç'ten) bence bir gömlek daha kaliteli bir oyuncu olacaktır.

can dedi ki...

@BJK4ever
Trabzon ne kadar iyi yönetiliyor, ne kadar açık ve gizli politik destekle yol alıyor ben emin değilim. Hükümete yakın işadamlarının, bunların arasında başka kulüpleri desteklediği bilinen isimler de var, TSden gerçek fiyatlarının on katına loca aldıkları ortaya çıktı, kimse de yalanlamadı. Sturridge, Obi Mikel skandalları bizim başımıza gelse medyada on yıl başka şey konuşulmazdı. Şimdi ise yazarken hatırlıyor musunuz olanları kestiremiyorum bile. Trabzon’un başarılı yanları altyapıdan gelen iyi oyuncuların takıma katılması- ki onların seçilip yetiştirilmesinin bu yönetimle ilgisi yok- ve Sörloth ve Novak transferlerindeki isabet.

can dedi ki...

Ufak bir ek: GS-TS kıyaslaması doğru değil. GS’nin gelirleri TSnin 10 katı filan herhalde. Ki GS de kar açıkladı TS gibi.

BJK4EVER dedi ki...

@can

Ne alakasi var, ne 10 kati falan, kafayi mi yediniz? Uc buyukler Trabzon'dan daha fazla gelire sahiptir, ama 3 kati vs demek komik, olsun olsun 1.5 kati. GS ve FB de bizden biraz ustundur gelir olarak o kadar. FB de pacayi Ali Koc'un bazen direkt, bazen sponsorluklarla cebinden koydugu paralarla donuyor.

Kar acikladigi icin super yonetilen GS'den son 2 sene cikar bakalim CL gelirini (40*2=80 milyon euro=550 milyon tl), bak bakalim o kardan ne kaliyor geriye. Hasbelkader hakem destegiyle biz sampiyon olsaydik son 2 sene, veya 2. olup CL'ye gitseydik ve o para bizim kasamiza girseydi Fikret Orman paralar neredeye yerine ekonomi bakani Fikret Orman diye tezahuratlar yapilirdi.

3 buyuklerden hangisi CL gelirini kaparsa gotu kurtariyor, digerleri kuyuda daha da derine dusuyor, hepsi bu.
Bu arada super yonetilip kar yapan GS'nin maas butcesi 65 milyon euro, bizimkisi 40 milyon euro, Trabzon'unki 18 milyon euro, hadi 25 milyon euro olsun. Adamlar GS'nin yarisindan daha az bir maas butcesiyle onlardan daha iyi top oynuyorlar ve ustundeler.

Ki Trabzon'un cok daha az maasla bu isi yaptigini gormek icin finansal raporlara bakmaya gerek yok, sahada gozukuyor zaten. Adamlarin yuksek profilli, yuksek maasli 3 oyuncusu vardi (Sosa, Sturridge, Obi Mikel), 2 tanesi gitti.

Birinin forvetinde sezonun yarasini sakat gecirmis yillik 7 milyon euro alan Falcao var, digerinde buraya gelmeden evvel kimsenin adini bilmedigi, ama ligin en iyi forvetine evrilmis Sorloth. Birinin kalesinde 4.5 milyon euro alan Muslera, digerininkinde altyapidan cikmis ve Premier League'den teklif alacak seviyeye gelmis Ugurcan.
Ekuban, Nwakaeme, Novak vs gayet dusuk profilli ucuza dogru scout edilmis oyuncular. Altyapidan cikarttiklarina girmiyorum bile.

Bu oyuncularin cogunu getiren Agaoglu, bunlari paralaten hocayi getiren de Agaoglu. Hatta Novak'a limitleri cercevesinde teklif yapan, sirf FB'ye gitmesin diye abuk subuk paralar odemeyen de Agaoglu bu arada. Bu arada, Novak 800 bin euro aliyormus, bir de 3 buyuklerin solbekleri ne kadar aliyor ve Novak'in yaninda nasil bir katki sagliyor bakmak lazim.

Trabzon destek aliyordur, belki onlarin uzerindeki baski da 3 buyuklerdeki kadar degildir, ama su son 3 sene cok iyi yonetildikleri gercegi de kabak gibi ortada. Bunlari hele ki abuk subuk maaslar verip basariyi anca lobi gucuyle saglayan, bok gibi futbol oynayip Avrupa'da samaroglanina donen GS'yle kiyaslamayin, ayiptir.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER

Yine bir satır dışında hepsine artı bir. Ama bence bu kıyaslanmaz demek başka, ayıptır demek başka. Tartışıp, paylaşıp keyif almak amaç bence. yani haddim olmayarak kendimce böylesi daha kulağa hoş gelir, kimseyi kırmaz diye fikir belirteyim,.Yoksa fikirler ayrı, kişiler ayrı. ben bir yerden bakarım, diğeri başka yerden. Birimizin gözüne TSnin aldığı destek de çok batar çünkü biz habire kırpılırken birilerinin destek alabilmesi doğal olarak rahatsız edici. Ama fikren katılıyorum, TSnin durumu ölçü değil, evvelden çok hakları yendi, artık siyaset devrede, yapacak bir şey yok, politika konu dışı olmalı bence, o nedenle..

Bunun dışında sağolasın, keyifle okuyorum yazdıklarımı, ama diğer arkadaşları da. Zaten karşılıklı fikir çatıştırmasak ortaya düşünülecek bir şeyler de çıkmaz. Ki zaten herkes biliyor, benimki biraz ukalalık işte :)

Ahmet Usal dedi ki...

Yazdıklarını, olacaktı, iPad klavyesi işgüzarlığı...

can dedi ki...

@Bjk4ever
Argumanini savunmak icin sozlerimi carpitmissin biraz. 10 kat lafinin mubalaga oldugu cok aciktir diye dusundugum icin gercek tablolara bakma geregi duymamistim. GS'nin gelirleri TS'nin tam 3 katiymis (900 milyon TL, 300 milyon TL). Tabii ki bu farkta en buyuk etmen SL gelirleri- benim yazdigimda bunu yadsiyan bir sey mi vardi? GS de SL'ne kalamasaydi muhtemelen o da Avrupa yasagi yiyecekti. "Derin GS"ler filan o yuzden goreve cagrilmadi mi? Ama bu gelir tablolarinin cok farkli oldugu gercegini degistirmiyor.

Trabzon kotu yonetiliyor da demedim ben. Ama abartildigi kadar iyi yonetiliyor mu emin degilim, bunu ifade ettim. Sorloth gibi bir duses olmasaydi butun yapilan iyi isleri cope giderdi- bkz bizim mac. Damat emriyle teknik direktor kovacak kadar "kurumsal" bir yapidan gercek bir planlama vs. de beklemem ben acikcasi. Sadece Sturridge ve Obi Mikel olaylari bile yonetim mentalitelerinin GS'den cok bir farki olmadigini gosteriyor bana. Oyunculari cok daha makul fiyatlarla getirdikleri dogru ama hic bir menajer de uc buyuklerle Anadolu takimlarina ayni fiyati cekmiyor, bu da dogru. Neyse... Soylemek istedigim gibi isler iyi giderken, hukumet destekli medya gazi arkasindayken daha parlak gorunur tablo. Benzer bir donemi biz de yasamadik mi Orman'la?

Son bir not: Yuksek profilli oyunculari nasil geldi, nasil gitti? Sikeci Sturridge, TS'ye ve Turkiye'nin pandemi yonetimine sert elestiriler getiren Obi Mikel ile ilgili medyada nasil haberler cikti? Ayni seyler Besiktas'ta olsaydi neler cikardi? Sadece bu sorular bile TS'nin nasil kollandigini gosteriyor bana.

can dedi ki...

@ Ahmet
Pardon, senin yazdiklarini gormemisim. Eyvallah. 4ever'la bizim aramizda kirginlik olmaz herhalde, soylediklerine bazen katilmasam da her zaman yazdiklarini keyifle okurum. Bizimkisi muhabbet yurusun hesabi.
Pandemi uzeri ayaklanmanin ortasindan hepinize selamlar.

BJK4EVER dedi ki...

@can,

O gelirlerin icinde muhtemelen Florya satisindan elde edilen gelir de var, bu arada farkin ciddi bir kismi da CL geliri senin dedigin gibi. Bunlari eleyince buyuk bir fark kalmiyor. Elbette var, ama birinin maas butcesi 65 milyon euro, digerinin 18 milyon euro. Adamlar gelir farkini onemsemeyip 3 kati ucuz takim kurmuslar ve bu takimlar adamlarin onundeler. Bence bu saygiyi hak edecek bir basari.

Bu arada TS bu sene kesinlikle korundu, ona lafim yok. Sorloth'a verilmeyen ceza, hatta indirilmesi vs komik otesi. Hakemlerden de hic rahatsiz olmadilar. Ama yillardir hakemle sampiyonluklar kazanan bir camia varken bu destek onun yaninda devede kulak kalir. Ayni sekilde evet belediyeler olmayacak paralara localar aldi, baska turlu ortulu odenek destegi vs saglanmistir. Ama bu ulkede 3 buyukler vergi indirimlerinden ne kadar faydalandi, ona da bir bakmak lazim.
Demek istedigim; butun spor kulupleri bir sekilde korunuyor, 3 buyukler arasinda en az biz, bizimle ayni seviyede olan, son 1 senedir de net daha fazla korunan bir Trabzon var. O konuda haklisiniz.

Ama bu kiyaklarin daniskasini almis bir camia (adini vermeme gerek bile yok) varken onlarin karsisinda Trabzon'u ben desteklerim hocam. Cunku kiyaklara ragmen bence sportif olarak dogru yonetiliyorlar ve o butcelerle hepsinden iyi top oynuyorlar. Hatta tamamen siyasi bir olusumdan dogan, tv'de gordugumuz Arda-Acun-R.Dilmen'den olusan yalaka tayfanin futbol subesi Basaksehir'i bile desteklerim malum camia'ya karsi.

Bu arada diger soylediklerinde haklisin. Trabzon mukemmel yonetilmiyor, Unal Karaman'in gonderilme sekli cok cirkin. Destekleniyorlar da. Ama sportif olarak bence 4 buyukler arasinda en iyi yonetilen onlar (destekten bagimsiz olarak).

beagle dedi ki...

@disco
Brobbey 15 yasindan beri takibimde. agzimin suyu akarak her sene yaziyorum. Artik satmazlar ama 2 yil kiralik alabilirsin. sonucta u21 oynamasindan cok daha iyi olur. bizim lig ise tam ona gore. Bizden sonra Ispanyaya gitse mesela yikar gecer ortaligi.

Emrah D dedi ki...

@beagle

Ben hep satılık açısından bakıyorum, kiralık olarak aslında çok iyi iş görür ama kiralık gelip bir parmak bal çalıp gidenlerden çok üzüldük. 2 sene sonra gitmesine yüreğimiz dayanmaz :/

beagle dedi ki...

Valla kafayi az kullanirsa Ferdinand gibi olur gider bizden. Bize de minimum 1 sampiyonluk birakir.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1

Hocam ben yazsam bu kadar yazarım, tam duygularıma tercüman oluyorsun, yine her satırına +1, sırf teşekkür için yazıyorum:)

@beagle, @diskonnektus erektus

Valla öyle bir anlatıyorsuniz ki keşke bunlar gelse diye hayal ediyor insan. Eğer yanıltmaca değilse transfer söylentileri, vasat bir 6 numara ile vasat bir kaleci geliyor, Hollandalı, umarım olmaz da transfer akılsızlıklarına kazıtmak zorunda kalmayız, iyice vasat adamlarla doldurmasınlar takımı, gençler oynasın çok daha iyi..

Ahmet Usal dedi ki...

@can

Eyvallah, TS yorumların gayet geçerli, hepsine katılıyorum..

beagle dedi ki...

@Ahmet
Fizigi iyi, maliyeti makul adamlar vasat da olsa uyar. Onlar bizde performans veriyor. Maliyetli fizigi kötü vasatlar asil problem.

Yani çok da paniğe gerek yok. Zoet ve Fer ucuza gelirse uyar bana. Fer 1M, Zoet 700 maasa mesela

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

Hocam anladım, mantıklı o zaman, haklısın, kıstasına katılıyorum. Öbür türlüsü Diaby falan oluyor, hiç çekilmiyor.

Emrah D dedi ki...

@Ahmet, @beagle

fiziği iyi maliyeti makul olmayanın hiç zaten lafı bile geçmemeli. artı bir de hangi yemeği yapıyorsak onun malzemesi lazım. takım musakkayken transfer muz olunca da olmuyor takım pastayken transfer patlıcan olunca da. kimi oyuncu yağ gibi un gibi her menüye bir şekilde uydurursun ama işte diaby gibi (fiziğinin zayıflığını zaten bir yana koyuyorum) negredo gibi spesifik durumda verim verecek oyuncuyu bambaşka sistemin içine koyunca sırf ziyanlık.

bu arada yine de raul asencio'ya alıcı gözle bir bakın, 1.90 civarı boy ama gayet hareketli, her iki ayak ve kafayla golü var, doğru yerde bulunmalı tilki golü de var trafik içinde akrobatik rövaşata golü de var, topla arası da iyi pozisyon yaratma özelliği de var, oynadığı lig de topla tüfekle dayakla oynanan serie b. yaş 22, muhtemelen ihmal edilebilir bir fiyata ve maaşa da alınabilir.

Ahmet Usal dedi ki...

@diskonnektus erektus +1

Hocam bana değil Sergen Hocaya, yönetime söyle, ben zaten ikna oldum:) Transfer denemesi olacaksa o tarz olsun, cümleten haklısınız.

Ha kızım sana diyom yönetim - hoca sen anla diyosan o başka, işallah okuyolardır :)

BJK4EVER dedi ki...

Transferleri degerlendirirken bence gideceklerden ve genel kadro muhendisligini bilmeden degerlendirmek zor oluyor.
Maaslar dusecek, o kesin. Ama her halukarda biz basarili olmak istiyorsan 2-3 tane yuksek profilli, tecrubeli oyuncu sart. Mevki dagilimi tartisilir, ama 2-3 tane bu tarz oyuncu olmadan basari asla gelmiyor. Bu oyuncular olmayinca da iste en fazla 3. 4. falan oluyorsun. Bizim zaten 3. 4. olmamiz icin transfere de ihtiyac yok, bir sekilde oluruz. Ki sampiyonluga gitmiyorsak benim icin 3. olmanin da hicbir anlami yok, bizim konjunkturdeki takim icin Avrupa Ligi tamamen gereksiz yuk.
Mesela Barry bana atanamamis Mensah izlenimi verdi.
Tam alinacak zamani aslinda, ki bu oyuncuyu Atletico almadan alacaksin ki 2 sene posasini cikar, sonra iyi bir paraya sat. Atletico'ya gittikten sonra anca kiraliyorsun, 1 sene agzina bali verip ucuk gidiyor diskonnektus erektus'un dedigi gibi.
Tam alinacak donem, mantikli bir transfer gibi geliyor. Ama gel gor ki orta sahayi toplayacak, kalite katacak adam mi? Bence degil. Alacagimiz oyuncu Luiz Gustavo standardinda veya ona yakin olma, bizim icin referans o olmali.
Ha, her transferimiz boyle olmayacak tabii, olamaz. Ama bu tur yuksek profilli oyuncudan mutlaka 2-3 tane bulundurmaliyiz takimda. Takima 6-7 tane bu tarz oyuncu katip onlarin hepsinin tas gibi olmasini bekleyeceksek o tamamen polyanna'cilik oluyor. O zaman bol bol 4.luk hayirli olsun demek duser bence.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1

Yüksek profil tanımına ne kadar uyarlar tartışılır ama elde Ljaic, Vida ve Burak var maaşları o profilde olan. İyi kadro mühendisliğiyle verim de alınabilir. Bence ne kadar yapılanrsak yapılanalım Hoca da, yönetim de yarışmaya çalışacak. Dertleri maliyetleri düşürmek, çünkü Başkanın açıkladığı rakamlara bakıldığında kulüp bu maliyetle yönetilemez durumda.

Bence bu kadar transfer haberi spor basını magazini. Gidecekler belli olmadan transfer yapılamaz, çünkü bütçe belli olmayacak en başta o zaman. Takip ettiğim kadarıyla anladığım Caner net gidici, Nskala kesin gibi. Onun dışında net bir şey yok, bu şartlarda ve bu zamanda olamaz da zaten.

Emrah D dedi ki...

@Ahmet Usal

Yönetimle veya hocayla bağlantım olsa anlatırım tabi, ama maalesef yok burada böyle ötüp durduğumla kalıyorum.

Alsak çok iyi iş görür dediğim gurbetçi bir çocuk vardı kontratı biten (Eren Dinkçi), onun da 2022ye kadar uzatmış kulübü.

Anca nefes tüketiyoruz böyle, güya forvet için Eder ile anlaşılmış inşallah yalan haberdir. Tam kel alaka transfer olur eldekilerden fazlası olmayan geçkin biri.

beagle dedi ki...

@disko
Raul da tam arada kaldim. Görüntülerde bahsettiğin yetenekleri var. Ancak muazzam bir yirticilik veya fizik avantajla- ite kaka goller görünmüyor.
Kariyerinde ise sadece 1-2 defa kisa periyotlarda istenen gol yuzdesi var ki bunlar alt ligler veya genc ligleri. Totalde 160 dkda 1 gol bu liglerde.

Ben tek santraforda gol işini emanet edecegimiz adamın "gol için cildirmasini" bekliyorum. Yani zayif ligi, iyi ortami vb bulunca mac başı 1e yaklasacak ki, Beşiktaş'ta 25 lig golü görsün. Almeida Bobo hatta Carew ve Negredo bile tam bu sebepten olmadilar. Iyi ozellikleri olan iyi fizikli adamlar, ama gol için FBye gelen Fernandao ayisi bile daha istahliydi.

Emrah D dedi ki...

@beagle

onu da yapsa piyasası pahalı olurdu gücümüz yetmezdi, ama diğer şeyler ya boy pos gibi veya yetenek gibi allah vergisi şeyler. adamın fiziği atletizmi var sadece gaza ihtiyacı var o da inönüye çıkınca olur sanki :)

Huzeyfe dedi ki...

Aldin Cajic’in adı geçiyor. İstanbulsporda Eslem diye bir çocuk var, 6 yaş daha genç, aynı gol katkısını verdi bu sene.

rey dedi ki...

Eslem'in bizim altyapıdan çıkmak gibi bir kabahati oldu.

beagle dedi ki...

Eslem merkezde o kadar çok yönlü ki bedava niye gönderdik aklım almıyor. 6-8-10 oynayabilen bir adamı gönderip Neciple devam ediyorsun. Şenol Güneş takımın geleceği için büyük zaaf yarattı. Avcı daha da beterdi. Makul bir hoca Alpay, Mertcan, Oguzhan Akgün ve Eslemi rotasyona çoktan yerleştirmiş olmalıydı.

Eslem çok zamansız sakatlandı, ben pek beğenmesem de bizde kalsa gene de şans bulacağını sanmıyorum. Alpay 2 kez üst üste çapraz kopardı ki çok çok iyi buluyordum. Hücum için düşünmesem de önlibero ve stoper mevkilerini rahatça altyapıdan doldurabiliriz. Mesela Erdoğan oynamak için çok çok yeterli, Kartal son 5-10dk oyuncusu olur, girdiği maçta bunu gösterdi. Senelerdir kiralık gönderdiğimiz Sedat Şahintürk mesela, bek pozisyonunu bile yedekler.

Bana kalırsa genel kadroda 15 as oynayabilecek oyuncu olmalı, bunun içine 2 futbolcu özkaynaktan sokabilirsek (stoper, bek, önlibero) harika olur, 7 yedekten kaleci dahil 4 topçu özkaynaktan gelmeli. Hücum oyuncusu haricinde yedekte yabancı kullanılmamalı.

can dedi ki...

Trabzon’un ne kadar iyi yönetildiği ve devlet nezdinde kayrılması konularında @bjk4ever’la bir tartışmaya girmiştik. İki gündür federasyonun ve medyanın Trabzon’un UEFA’dan aldığı ceza üzerine yırtınmasını bizim zamanında aldığımız cezalardaki oh olsun yaklaşımıyla kıyaslayıp akıl tutulması yaşıyorum. Bugün ise Kürtler ve devlet bürokrasisi üzerine 2020 verilerine dayanan bir araştırmayı okurken şunu farkettim: kabinede en çok Trabzonlu bakan (3) var; bakan yardımcıları arasında 7 kişiyle Trabzon başı çekiyor (ikinci İstanbul 5 kişi); devletin kurumlarındaki genel müdürlerde 2., vali sayısındaysa birinci Trabzon kökenliler. Nüfusunun küçüklüğü (760bin) gözönüne alınınca resmen bir Trabzon kliğinin devletin başına yerleşmiş olduğu görünüyor. Bu da Trabzon’un iyi yönetilmesi mevzusuna ilginç bir ışık tutuyor.

Ahmet Usal dedi ki...

@can

Basit kriterler geldi aklıma TS için, yazayım :)

- Fenerden kupalarını alabildiler mi?
- Henüz şampiyon olabildiler mi?
- GS çok daha ağır şartlarda UEFA kriterlerinden yırttı, yırtıp UEFA ya katılabilecekler mi? Şampiyon olurlarsa ŞL ye gidebilecekler mi?

Benim için olay baya basit : Düşmanımın düşmanı dostumdur. TS zaten aldığı destekler ve oyuncu satışları - ve gelecekte garanti satabilecekleri oyuncularla - yırttı. Mühim olan kırmızı renklinin başarısız olup Banka yapılandırmasını tekrar masaya yatırmak için lobi yapması. Yoksa biz battık, GS ile TS yırttı, biz satılıcaz, onlar yollarına devam edecek.

O yüzden, @BJK4EVER ın dediği gibi, Başakcity ya da TS şampiyonluğu ve Avrupaya gidebilmeleri beni üzmez. Mühim olan GS gitmesin. Çok açıldılar, mecburen Banka anlaşmasını yeniden yapılandırmak için baskıya başlarlar. O zaman 10 yıla yayılan falan yeni bir ödeme planı olur. Ayrıca, mecliste yasa tasarısı bekliyor, altyapıya düzenlemeler ve zorunluluklar getiren, harcamalardan yöneticileri sorumlu tutan falan, futbol reformu yani. Biz satılmadan banka anlaşması yenilenip bu reform yapılırsa yine yırtarız. Yoksa şafak karanlık.

Hep diyorum ya, bunlar benim yazmaya başlama nedenim. Yoksa Serpil Hamdi Tüzün - Milne - Biliç, proje, beklemek, sadece hakederek kazanmak, tuttuğum takımın kültürü ve benim de - hiç tamah etmezdim diğer türlüsüne. Ama kulüp bu gidişle gidecek bir kara para aklayıcıya, olacağı en fazla tüpçü zamanı gibi olur, ve öyle olsun diye satılır zaten. Çünkü mevcut kulüp kültürü zamanın ruhuna aykırı, dert bunun bitmesi, bir gecede hortlayan yeniçeri seyirci grupları falan - yormayayım şimdi, hepimizin bilmesi gereken hikayeler...

turgay dedi ki...

@can

bürokrasideki bu kadar fazla trabzonlu olmasının nedeni berat albayrak ve süleyman soylu'dur. bu 2 ismin trabzona olan destekleri de yadsınamaz bir gerçektir. trabzon'un ekonomik olarak bu kadar ileriye çıkmasının sebebi bankalar birliği ile yapılan anlaşmanın temelinde trabzon'un borçlarının ödenmesi vardır. kredilerin diğer kulüplere hiç mi hiç uymamasının nedeni trabzonun borçlarına göre kurgulanmasıdır. biraz araştırma yaparak buna ulaşabilirsiniz. bu nedenle devlet desteğini gözardı etmemek lazım. ayrıca ünal karaman'ın cesareti de unutulmamalı. o kadar genç oyuncuyu kimse oynatmaz çünkü.

yilmaz dedi ki...

Eslem, Sedat, Fatih ve Erdoğan gibi oyuncular, kalemine güvenilen spor yazarlarının yabancı sınırlaması konusundaki sığ bakış açısının kazığını yediler. Yabancı sınırlaması gündem olduğunda, başta Demirkol ve Meleke olmak üzere, bazı spor yazarlarının günler süren yazı dizileri beni hayretlere düşürüyor.

Özellikle bu iki isim, Yabancı sınırlaması olmadığı dönemde Merih, Çağlar ve Cengiz gibi çok ekstrem örnekleri vererek, oyuncu ithalatını buna bağlıyor olmaları tam bir akıl tutulması.

Hep de argümanları şu: Kendi takımında yabancı oyuncuyu kesemeyen, milli takımda rakip olduklarında o oyuncuyu nasıl geçecek?

Bir çok yanlış içeren bu önermedeki en temel ve çözülemeyecek sorun da, Türkiye'de hiçbir yerde olmadığı gibi, futbolda da liyakatin olmaması. Sanki tüm teknik direktörler hakedene formayı veriyor da, Fatih "yeteri kadar" iyi oynarsa formayı Roco'dan alacak. GS sezon başında aldığı Babel ve N'Zonzi'yi devre arası gönderip Ömer Bayram'ı her ikisinin yerine de kullanıyor mesela. Yabancı sınırlaması olsaydı, Ömer Bayram belki de en az birinin alınmasını engelleyecekti. Daha da beter olsunlar da, bu iki oyuncunun bir yıllık toplam maaşı 5m€ civarında. Kulüpler bu paralar yüzünden batıyor.

Kulüplerin müteahhit kafalı yöneticiler tarafından yönetildiğini her konuşmalarında söyleyip, gerçekten yılda 2m€ verilerek alınan yabancı oyuncunun, alt yapıdaki çocuk tarafından kesilebileceğine inanmak kadar naif olmalarına da çok şaşırıyorum.

Israrla örnek verdikleri Tarık Çamdal konusu da, beceriksiz yöneticilerin kabahati. Gol ve asist üretmemiş bir oyuncuya 4m€ verirken, "oha amk" demeyen yönetici suçlu değil, Tarık Çamdal suçlu. Halbuki sıfır (0) istatistikli bir alt yapı oyuncusu da oynatabilirlerdi yerine.

TFF kulüplerin "doğru" yönetilmesinden de sorumlu olmalı. Eğer kulüplerin saçma sapan oyunculara saçma sapan maaşlar ve bonservisler verdiğini ön görüyorsa, alt yapıdan çıkan oyuncuların yeteri kadar A takımda şans bulamadığını ön görüyorsa yabancı sınırlaması getirmesi hatta bence komple transfer sınırlaması getirmesi gayet mantıklı. Sonuçta UEFA bile sen listeni verirken 4 Homegrown, 4 altyapı oyuncusu sınırı getiriyor. Kulüpler 4 alt yapı kökenli oyuncu veremediği için eksik kadro bile verdi bu memlekette.

BJK4EVER dedi ki...

Ahmet'in sordugu sorular dogru sorular. O yuzden Trabzon korunsa bile bu konuda GS'nin yanina yaklasamaz. Ki dedigi gibi bu konjunktur'de GS'nin CL'ye gitmemesi lazim. Adamlar maas butcesi konusunda bizim en yuksek oldugumuz donemin fersah fersah ustunde.
Muhabirlerinin taraftari susturmak icin Belhanda ve Feghouli'yi pazarlamadiklari takim kalmadi, utanmasalar Al-Jazeera'yi da yazacaklar o derece.
Ki tam sampiyon olmasalar batacaklar derken Trabzon'un ceza haberi geldi, ki nasil denk geliyor hala sasiyorum. Adamlarin her tarafindan bal damliyor resmen. Umarim 3. olurlar, ama zor.

Onun disinda dedigin o yoneticileri sorumlu tutmak isi yas. Ben yonetici olacagim, kulubu mesela muhtesem yonettigim zaman ve buyuk kar acikladigim zaman para kulubun kasasinda kalacak veya shareholder'lara dagitilacak, ama zarar edince cebimden karsilayacagim veya hapise gidecegim. Oyle bir dunya yok, olamaz da. Hicbir a.s.'de boyle bir durum olamaz, dunya hukukuna, financial management'a tamamen ters, sacma sapan bir olay.
Ama cogu olayda oldugu gibi burada da cozumu sacma sapan yerde ariyoruz. Cozum kongre'lerdeki sacma yapiyi degistirmekte. Yonetim kurulunu shareholder'lar kongre'de secer ve gonderir. Burada ahbap-cavus iliskilerine gore oy veren 85 yasindaki dinazorlar yerine mantigiyla oy verenler olsa zaten kulupler bu hale gelmez, bu kadar berbat yonetilmez. Sirf geleneklere ters diye sacma sapan sekilde her onune geleni ibra edersen boyle olur. Cozum burada asil, sacma sapan kanun cikarmakla olacak is degil.

Bir yandan profesyonelleselim diyorlar, marka degeri diyorlar, diger yandan hep bir gelenekcilik, Turkish stayla dusunme tarzi, guce tapmak bir sekilde kaliyor. E haliyle oyle olmuyor tabii.

BJK4EVER dedi ki...

@yilmaz,

O yazarlar temelinde hakli ama. Ekstrem ornek diyorsun da, o ekstrem ornekler tarihimizde olmadigi kadar cikti bir anda 2 senede. Ki o orneklere Ozan Kabak, Zeki Celik, Cenk Tosun, pek birsey duymasak da Umut Meras vs de eklenebilir.

Bence burada temel nokta su; yurtdisindaki kulupler genc oyuncu gelisimi konusunda ulkemizde cok cok daha ustun. Buna antrenman bilimini, psikolojik destegi, taktiksel egitimi vs katabilirsin. Arda Turan ve Emre Belozoglu'nun Atletico Madrid'deki antrenmanlar hakkindaki soylediklerini bir arastir istersen. Adamlar burada Hikmet Karaman'la, Fatih Terim'le ugrasmak yerine Premier League hocalariyla muhattap oluyor, otesi var mi.

Yabanci siniri varken Turk Anadolu topcusunun yol haritasi belli. 3 buyuklere transfer olursun ve;
- iyi oynayip kariyerinin sonuna kadar kalirsin (Selcuk Inan)
- rotasyonda olabildigi kadar kalip ayrilirsin (Y. Oztekin, U.Bulut vs)
- iyi olmayip gonderilirsin (Erman Kilic, G. Emreciksin vs)
- iyi olmazsin ve inat edip parani alirsin (S.Kesimal, T.Camdal vs)

Buradaki en onemli nokta oyuncularin yurtdisina gitmemesi, yurtdisina gitmek icin bir incentive'in olmamasi. Adam 3 buyuklerden alacagi maasin 3'te birini alamiyorken niye kassin? Ya da Enes Unal gibi paraya onem vermeyen ekstrem bir ornek olacak, ama zor.
Haliyle 3 buyuklerde rahat rahat takiliyor, parasini cebine atiyor o kadar.
Ama yurtdisina cikmak icin bir neden olunca ve gidince farkli oluyor.
Selcuk Inan 2.5 milyon euro gibi absurt bir maas alamasa bu kadar sene GS'de kalirmiydi? Caglar, Cengiz yabanci sinirlamasi olsa yolu ilk once 3 buyuklere dusmezmiydi ve dusse 3 buyuklerde yeteri forma sansi bulup, kendini gelistirip yurtdisina gider miydi? Gitmezdi, ve yeni bir Yasin Oztekin, Serdar Aziz olurlardi maksimum, baska birsey degil.

Omer Bayram ornegini vermissin de, bence zorlama olmus. Omer Bayram'da bir bok yok, sadece beklenti tamamen 0 oldugu icin ve kendisi fena olmayan bir performans sergiledigi icin biraz goze batti o kadar. Omer Bayram'da zaten bir bok olsa adamlar haril haril 8 numara aramazdi gelecek sene icin. Omer Bayram gibi vasatlar 1-2 sayisinda kisitli kaldiginda idare ediyorsun, yabanci siniri donemindeki oldugu gibi 6-7'ye cikinca tamamen siciyorsun. Biz CL'de gruptan namaglup ciktiysak bunun nedeni takimin anasini sikecek vasat yerli sayisinin Necip haric 0 olmasiydi. O takimdaki yerliler ya Caner, G.Gonul gibi kaliteli yerlilerdi ya da T.Arslan, C. Tosun, O. Ozyakup gibi yurtdisinda yetismis belirli bir seviyenin oyunculariydu.
Koy o takimda stopere Necip veya Ali Turan'i, sagbeke Sabri'yi, forvete M.Pektemek'i gor ne oluyor.

Yabanci sinirlamasi kalkmis durumda kalmali ve olmamali. Kan emici yeteneksiz Anadolu topcularinin yan gelip yatip sportif olarak katki saglamadan kulubun kanini emmelerine izin verilmemeli. Yetenekli olanlar gitsin yurtdisinda gelistirsin kendini, yeteneksizler de Anadolu takimlarinda veya alt ligde, yani ait olduklari yerde takilsin kendi halinde.

Ahmet Usal dedi ki...

@turgay TS nin durumunu-konumunu en iyi şekilde açıklamış.Ünal Karaman konusunda da +1. Sanırım bizim ihtiyacımız da o cesareti görmek Sergen Hocadan.

@yilmaz sen de tesbitlerinde haklısın, zaten mecliste bekleyen reform altyapıdan 4 oyuncu zorunluluğu getiriyor hatırladığım kadarıyla - yani ilk 18 de. Bir de seneye 6 + 4 yabancı planlıyorlarmış.

Yöneticiler geçmişe yönelik sorumlu tutulmayacak yasada bildiğim kadarıyla. Mali işlerden çok anlamam, ama maksat - yönetim - menejer - topçu üçlü çarkına havadan ödenen paraları ve indra gandileri mümkün olduğunca engelleyip çürümeyi azaltmak ve genç oyuncu yetiştirmeyi teşvik etmek. Bu kadar bekletilmesi ne kadar çok çanak yalayan olduğunu gösteriyor kanımca.

Bunların dışında @BJK4EVER a katılıyorum. Yönetimlerin ibra ve dinazor idaresi geleneği baya sorun. GS Yabancı maaşları için verdiği örnek de süper ötesi, hep ŞL içinde kalmak demek hep o maaşları ödeyebilip haksız rekabetle üstte olmak demek, üstelik batıkken. Onlar bizden az batık değil, sadece destek alıyorlar, hem de UEFA dahil her yerden. Nasıl bir organizasyonsa!!!

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER

Hocam yine hepsine +1, rekabet en başta Milli Takıma yaradı, ilk defa hurra - ya Allah demeyip düzgün savunup Avrupai sistemli oynamaya çalışan bir Milli Takımımız var, üstelik ŞG nin olağan tarzı da değil. Bu yurtdışında oynayan oyuncu çokluğundan. Rekabetin ilk yaradığı yer burası. Fransa maçları en güzel örneği.

İkinci yaradığı yer de ligde kalite farkının kapanması, ki bence tam da bu nedenle tekrar 6 + 4 falan yapacaklar, Milli Takım falan yalandan bahane, tam tersi geçerli.

yilmaz dedi ki...

@BJK4EVER dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Sorun bir oyuncuya 2.5m€ vermek zaten yıllık. Bu yabancı sınırlaması varken Selçuk İnan oluyor, olmayınca NZonzi oluyor. Üretim problemimiz var. Alternatifi de çok basit. Yurt dışından al, ya da kan emici Anadolu takımlarından al.

Beşiktaş kendisi gelişimine sabredemediği oyuncuyu, baskının dik alasının olduğu TFF 1. Lig'e gönderiyor. Böyle oyuncu yetişmez tabii.

Allah aşkına, dört tane kanat oyuncumuz da (N'Koudu, Lens, Boyd, Diaby) yabancı. Bunların hiçbirinin alternatifi, altyapı ya da yerli oyuncu olamaz mı? Bunların hiçbirini de çerez parasına almadık. Diaby hariç hepsi bonservisli, Diaby de kiralık. Söylemek istediğim, yabancı yasağından yana değilim, fakat yabancı yasağının kaldırılması için sunulan argümanlar hatalı.

Cengiz ve Çağlar ekstrem örnek, çünkü ikisi de zaten amacı bu olan Altınordu kulübünden yetiştiler. Çocukluktan beri, genel-geçer Türk futbolcusu profiline tepki olarak yetiştirildiler. Bunu ispatlayamam tabii, ama yabancı sınırlaması olsa da bu adamlar yurtdışına gideceklerdi bence. Ozan Kabak ve Tosun -bence- ŞL vitrini sayesinde giti. Diğer oyuncular da tabii ki yabancı sınırlamasının etkisiyle düşen maaşlar yüzünden.

Ömer Bayram örneğini verme sebebim de belli. Onlar oynamasın Ömer oynasın değil. Ömer Bayram'ın bile boşluğunu doldurabildiği oyuncuları tek kalemde transfer ediyor kulüpler. Bir takımın bir transfer sezonunda, 3 tane yabancı -üstelik de kiralık- iç ortasaha oyuncusu transfer etmesi bir çarpıklık. Bu çarpıklığı düzenleme görevi de TFF'nin olmalı. Bunun için yabancı sınırlaması getirilmesi gerekiyorsa getirilmeli. Başka zorlayıcı tedbirler alabiliyorsa ne ala.

@Ahmet Usal,

Trabzonspor'un şampiyon olamamasının baş sebebi futbol aklı eksikliği, son birkaç seneye gelip giden teknik direktör, futbolcu, başkan, yönetici sayısının haddi hesabı yok, ülkede yerli futbolcu olup Trabzon'dan yolu geçen topçu epey fazla, buna rağmen Özkan Sümer gelene kadar futbol aklı konusunda iyi bir organizasyon yaratamadılar. Lobi konusunda @can'a katılıyorum, İstanbul ve Bursa başta olmak üzere alakalı alakasız belediyelerin Trabzonspor'a sponsor olduğu ortaya çıkmıştı, Gs'nin Abdürrahim vb.leri üzerinden lobisi daha sağlam o yüzden ben arada pek fark göremiyorum.

Yabancı sınırı konusunda yedekte 3 oyuncu hariç hepsinin yerli olması hatta bu konuda altyapı sınırının olması gerekli, şuan yabancı sınırı konuşulmasının baş sebebi menajer yönetici menfaat çeteleri, ülke içinde paranın dönmesi isteği. İlk 11'de yabancı sınırının kesinlikle faydalı olacağını düşünmüyorum, burada antrenör ve yönetici konusunda kalite eksikliği bariz, bu konuda bir çalışma olmazsa sunulan önerinin samimiyeti olmaz.

Kongre üyeliğimiz halka açılıp 100 bin kişi bile olsa aynı başkanlar seçilir eski yönetimler ibra edilmese bile yeni yöneticiler hesap sorma makamı olduğu için gene değişen birşey olmayacaktır. Anç'nin bu konuda başarılı olacağını düşünmüyorum, sevmesem de Şafak M.'nin iddiaları ciddi iddialardır, bu konuda tekrar güveni sağlaması gerekir çünkü tarihin en büyük borcunu yapmış yönetimde yer aldı. Bana kalsa Rahmi Koç'un oligarşi oluşturmasını, gücünü kullanarak kurulları oluşturmasını isterdim.

Huzeyfe dedi ki...

Problem sadece yabancı sınırında değil, ha bire yabancı sayısını değiştiriyoruz ama hiçbiri koşulda futbolcu yetiştiremiyoruz. Sınır olmadığında hiç değilse genç yerli oyuncular için yurtdışında “öğrenme” olanakları doğuyor.

Problemi as takım hocalarında, bir farming sisteminin olmamasında aramak lazım. Şenol Güneş sağolsun yeri gelir 3 kalecili 18 kişilik kadrolar kurar yine de çocukları oynatmazdı. Ben Sergen’de de gençleri değerlendirme adına bir ışık görmedim açıkçası.

TFF 1.Lig farming mantığıyla yönetilmeli. Kasap gibi 9 tane adam, bir tane Afrikalı forvet süper lige çıkalım kadroyu yeniden kurarız kafası oyuncu gelişimine, sirkülasyonuna imkan tanımıyor. Sadece üst lige çıkan takımların adı değişir. Son yıllarda Cengiz, Çağlar gibi örneklerin çıkışında Altınordu’nun parmağı var. İlla ki yabancı sınırı olacaksa TFF 1.ligde olsun. Hatta yetiştirme sınırı da olsun. Düşün Ümraniye’ye oyuncu kiralıyorsun teknik direktörü hazır değil diye oynatmıyor. Diğer tarafta, Chelsea teknik direktörünü + 3-4 oyuncusunu resmen şehzade gibi yetiştiriyor alt ligde. Uzak bir örnek ama çok net.

Altyapı oyuncularıyla as takım arasında temel bir seviye farkı var. Çalışıp didinip o farkı kapatanlar olsa da tek tük. Büyük oranda insan israfı bizim yaptığımız. O farkı alt lig tecrübesi kapatabilir. Orada %100 yerli zorunluluğu olursa mecburen o çocukları eğitmek zorunda kalır teknik direktörler.

1922 Bucaspor'un forveti vardı 18 yaşında, devre arası transfer etmişler sonradan oyuna girerek 47 dakikada 1g 2a yapmıştı yanılmıyorsam, kulüpten biri açıklama yapmıştı geçen, bizim bu oyuncuyu oynatma gibi bir durumumuz olamaz çünkü üst lige çıkmak istiyoruz kadroda 2 tane gol kralı forvet varken şans veremeyiz demişti.

Belki de yaş sınırının getirilmesi en doğrusu, yabancı genç oyuncuyu alamayacak olan kulüpler mecbur yetiştirmek ya da keşfetmek zorunda kalacak.

fidddas dedi ki...

yabancı yerli konusunda ben uefanın kendi organizasyonlarında uyguladığı yöntemi beğeniyorum ben. 18 yaş üstü 25 kişilik kadro kısıtı ve bunlardan 4 nün 18-21 yaş arası ülkede yetişmiş olması 4 nün de 15-21 yaş arası klüpte yetişmiş olması zorunluluğu. Kalan 17 kişi kim olursa olsun serbest.
Burada tabii avrupa birliği işi falan var ama eğer amaç oyuncu yetiştirmeyi teşvik etmekse bu durumda bu kuralı 4+4 yerine daha da sertleştirip 6+6 yapabilirsin. Ama parası olan klüpler için 4+4 ü zorunlu tutup (ki uefa ile uyumlu olur) 2+2 her oyuncu için dağıtılmak diğerlerine dağıtılmak üzere havuz yaparsın. Gurbetçiler için de bir + rakam bulursun. Bu sayede kısıtlamalar ve yarışmacılık aynı anda yüryebilir. Hem de uluslararası ile uyumlu olursun.

fidddas dedi ki...

Ama bu 15-21 arası oyuncu sayısını ne kadar arttırırsan o durumda da olmamış altyapı oyuncularının değerini rantlaştırmış oluyorsun.
Ülke futbolunda yetişmiş kaliteli oyuncu üretmenin şartı rakamlı kısıtlamalar olamaz... her zorlama kendi rantını oluşturmaya başlıyor.

Ahmet Usal dedi ki...

Tartışma güzel ilerlemiş, benim gördüğüm herkes konunun bir yönünü net yakalayıp ortaya koymuş, toplandığında büyük resmi görmek kolaylaşıyor, bknz: Yiğit Özgürün meşhur karikatürü : Gocuman :)

@yilmaz sorunun bir oyuncuya 2.5 milyon vermek olduğunu güzel yakalamış, Ömer Bayram örneğini de güzel sonuca bağlamış, işte bunları engelleyecek kurallar ne olmalı, zaten o kısım tartışma konusu, ülke futbolu nasıl kurtulurun cevabı biraz da oralarda gibi görünüyor.

O bağlamda @Huzeyfe hocamın ürettiği fikir süper mantıklı, ama ticari mi ve yaparlarmısı soru işareti. Çünkü alt ligi tamamen devlet finanse ediyor, orada da sağlam siyaset dönüyor gibi, pilot ve basamak takım olmak yerine, rekabette çetin görünmek o takımların, yönetenlerin ve taraftarlarının birinci derdi bence. Devlet zorlamasıyla olur ancak. Ama yapılır mı bilemem.

Sonrası @Fernando Claudse ve @fidddas ın önerileri de üzerinde düşünülmesi gerken türden mantıklı öneriler. UEFA'nın modeli aha onlar böyle yapıyor diye satılması ve dayatılması politik olarak daha kolay bir model, o sanki daha olabilir gibi.

@Fernando Claudse Hocam ben TS konusunda @BJK4EVER gibi düşünüyorum. Bu sene özelinde tamam, ama Ağaoğlu ve Karaman gelene kadar ne doğru modeli yakalamış ne de geçmişle kavgayı bırakıp birleşip bugüne odaklanabilmişlerdi. Bence de siyasi desteği kabul etmekle beraber maaş bütçeleri ve genç yetiştirme becerileri ve oynatma cesaretleriyle iyi modeller. O model batarsa da siyaset yüzünden batar bence : Bknz: Karamanın gönderilişi.

2010-11 sezonundan vazgeçmeme kavgaları nedeniyle senelerdir ligde de sağlam doğrandılar. Ha yine şampiyon olacak organizasyonları yoktu ama benim gördüğüm bu şekilde. Lobi olarak GS nin tırnağı olamazlar, sesi yüksek iki bakanları var, o kadar. Diğer grup her zaman sessiz ve derindendi, dualarıyla yardım eden Pensilvanya hikmeti ve himmeti gibi diyelim, daha da üstüne bişi söylenir mi, size bırakayım.

BJK4EVER dedi ki...

@yilmaz,

Bence tartismayi ikiye bolmeliyiz; 1 Turk futbolunun genel sikintilari 2 yerli-yabanci tartismasi.
Biraz konular birbirine giriyor bu sekilde.
2.5 milyon euro maas sikinti, ama bu genel bir sikinti. Turk kulupleri fazla maas oduyor, ki bu fazla maas Turkiye/Super Lig vergisi ile aciklanamayacak kadar fazla. Ama bu maas meselesine yabanci siniri acisindan bakarsan, sinir koymak sacmalik. Cunku Turkiye pazari sinirli, eli ayagi biraz duzgun Turk futbolcu sayisi sinirli (ilk basta kaliteli yazdim, sonra dayanamadim sildim dusun). Boyle olunca fiyatlar inanilmaz artiyor, sisiriliyor (A.Potuk, M.Topuz, S.Kesimal klasik ornekler iste, tekrarlamaya gerek yok). Yabanci siniri varken alt ligdeki Erciyesspor yerli solbeki icin 3 milyon euro bonservis istemisti bizden. Komple Erciyesspor'u alsak daha ucuza gelirdi herhalde. Ama yabanci serbest olunca boyle bir sikinti yok, koca dunya, koca pazar. Arastir bul ucuza getir. Ha, bizim kuluplerde scouting islemedigi icin, tamamen menajere dayali transfer yapildigi icin abuk subuk maaslar veriliyor, hep ayni isimler donuyor, hatta dunyada binlerce lisansli sporcu varken 3 buyukler ayni yabancilara talip oluyor, o ayri mesela. Ama dedigim gibi, yabanci siniri acisindan degerlendirirsek sinirin olmamasi mantikli, gerisi Turk futbolunun genel sorunu.

Bizim 4 kanat oyuncusunu ornek verip uzerinden gitmisstin, ama ben biraz genisleteyim perspektifi. Son 5 sene biz basarili olurken hangi oyuncular katki sagladi ve ne kadari yabanci, ne kadari yerli? Fabri, Adriano, Pepe, Marcelo, Atiba, Sosa, Talisca, Babel, Quaresma, Aboubakar, Gomez. Hepsi yabanci.
Yerlilerden kim var?
Oguzhan ve Cenk Tosun. Ikisi de yurtdisi cikisli. Sadece ciddi katki saglayanlari yazdim, eh iste diyecegin rotasyon katkisi veren G.Tore, Olcay, Tolgay var, onlar da yurtdisi cikisli. Eeee, hani Omer Bayramlar falan?
Ben soyleyim; onlar takimi sikmekle mesguldu. Ama Ismail Koybasi, Serdar Kurtulus, Tolga Zengin siktirolup gittigi icin birseyler basardik Avrupa'da. Kalede Tolga Zengin olunca Sporting, Brugge faciasini yasiyorsun, kalede Fabri olunca UEFA'da ceyrek final, CL'de 2. tur.
Bu yukarida yazdigim yabancilarin yarisini ele, sinir varmis gibi onlarin yerine 5 tane yerli oyuncu yaz, sende oyun ve basari olarak ne kalirdi geriye? Yorum senin.

Agirlikli olarak yabanci aliyoruz, gecen sene de iyi transfer yapmadik. O yuzden senin verdigin ornekler olustu. Ama bu eksiklikler yabanci sinirlamasini mesrulastiracak ornekler degil, bence alakasi yok.

BJK4EVER dedi ki...

Onun disinda bence bu yabanci sinirlamasi konusunda fazla derine inmeye gerek yok bence, cok fazla analiz kasiliyor. Bence ana fikirden yola cikarak cok cabuk sekilde sonuca variliyor. Bu kurali TFF kaldirmak istiyor. Peki neden? Ana fikir olarak yerli oyuncular yeterince sans bulmuyor deniyor. Soylenen bu. Tabii birde menajer/yerli oyuncu cikari da deniyor, ama o zaten karanlik bir kapi ve kurali uygulamamak icin baslica bir neden, ama neyse. Diyelim yerli futbolcunun oynamasini tesvik etmek istiyorlar. Ana soru su: yerli futbolcular neden oynamiyor? Ihtimaller:

1 antrenorler, kulupler yabanci sevdalisi, yerli dusmani
2 yerliler cok yetenekli, kaliteli, ama bunun farkina varamiyoruz veya egitemiyoruz
3 yerliler daha kotu oldugu icin yabancilar oynuyor

Federasyon veya kurali isteyenler 3. ihtimali dusunmuyor, 1 ve 2 uzerinden gidiyor.
1. soru bence cevabi belli olan bir soru, boyle birseye ihtimal vermiyorum. Olsa olsa yerlilere pozitif ayrimcilik yapilir, ki camia'nin evladi vs gibi laflar cok duyduk. Cenk Tosun-Negredo olayi en guzel ornek bence. O yuzden bunu eliyorum.
2 Kismen dogru olabilir, ama dogru olsa bile probleme onerilen cozum dogru degil. Bu oyuncular gelismiyorsa bunun nedeni aldiklari sure degil, zira sure aldiklarinda bir bok yapamadiklarini defalarca gorduk, takimlarini batirdilar.
Biz sinirlama varken Caner Osmanpasa'yi 5 milyona alip oynatinca bir anda Merih Demiral, Caglar Soyuncu olmayacak, en fazla Hakan Balta, Serdar Aziz olacak yine.
Bunun nedeni olarak farkli seyler gosterebiliriz, ama sinir koyup zorla oynatmak birseye yaramayacak.
Sen bu oyuncunun bonservisini, maasini serbest piyasaya gore belirlemedigin icin adam hak ettigi paranin 5 katini alacak. Top seviyesine ulastigi icin daha yukari cikmasina gerek kalmayacak, adeta demir atacak kulube.
Boyle hayvani bir para aldigi icin, hedefleri bittigi icin adamin tek derdi qanqalarla narqile keyfi, daha pahali spor araba ve instagram'da kari kaldirip sikmek olacak. Ondan sonra hayir gelir mi? En guzel ornek Ozan Kabak kardesimizin gecen verdigi roportajda Almanya'da mobilya teslimatinin uzun surmesi nedeniyle ettigi sikayet mesela. Kendisi Almanlar praktik zekali degil diye anlatmis, ama onun tercumesi benim yavsak zengin pici oldugumu bilip ona gore davranmak yerine normal bir vatandas ile esit gorup oyle davranip beklettiler. Sikayet bu. Iste bu mentalitede bir Turk genci Almanya'ya transfer olmayacak, 3 buyuklerde kalacak. Ne beklersin? Batuhan Karadeniz. Ama en azindan yurt disina gidince biraz yontuluyor, adam ediyorlar.
3 Ben 3. sorunun cevabinin pozitif oldugunu dusunuyorum, ama onlar dusunmuyor maalesef. Yetenekli olan bir Turk oyuncu grubu vardir; onlari gelistireceksek Turk futbolunun temel sorunlarini cozmeliyiz, ama bu sinirlama ile olacak degil. Yabanci sinirlamasi aksine ters etki yapiyor saydigim nedenlerden dolayi. Ki kuluplerimiz daha iyi konuma gelse bile bence asla yurtdisindaki gelisimine yaklastiramaz.
Antrenman metodlari, taktiksel bilgi konusunda vs asik atamazsin adamlarla. Ki mac gelisimi denen olay da var; Caglar ve Merih her hafta Aguero, Firmino, Lewandowski, Immobile, Lukaku'ya karsi oynayip gelisirken ayni gelisimi Genclerbirligi'nin kosmaktan baska birsey yasamayan izbandut zencisine karsi gosteremez mesela.
O yuzden bu oyuncular burada kaldigi surece bir limit her zaman olacak. O limiti asmak icin de yurtdisina cikmalari gerek; e haliyle buradan aldiklari para sinirlama nedeniyle sisirilmis oldugu icin incentive yok, yine basa donuyoruz yani.

yilmaz dedi ki...

Tabii ki, ayıralım. Ben zaten yabancı sınırı koyarsak uçarız gibi bir iddada bulunmuyorum.

Çok fazla uzatmak istemiyorum ben de. Ama TFF "ya bizim oyuncularımız kalitesiz, o yüzden sınır mınır yok, gidin istediğinizi alın" tarzı bir yaklaşımda. Bu çok hatalı. Bizim oyuncularımızın kalitesiz olması da TFF'nin çözmesi gereken bir sorun. İşin yabancı sınırına indirgeniyor olması, TFF'nin ve kulüplerin üzerindeki yükü alıyor sürekli.

Ve eğer kulüpler bu transfer şımarıklığına devam edecekse, alttan oyuncu yetiştirmek yerine sürekli kolay yolu, transferi seçecekse (yerli/yabancı farketmez) bu işe bir düzenleme gerekli. Bu yabancı sınırı mı olur, yabancı kriteri mi olur, yerli kotası mı olur, kiralık oyuncu kotası mı olur neyse bilemem artık.

Benim itirazım, yabancı sınırlaması kötülenirken kullanılan argümanlar çoğu zaman. İşte sınırları kaldırdıki Melih, Çağlar, sınır varken Alper Potuk, Tarık Çamdal. Bu iş bu kadar basit değil ve örnekte belirtilen oyuncuların transferleri, çok farklı ekonomik dönemlerin transferleri.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER +1

Hocam burada seni onaylamak dışında bir şey yazamamaya başladım. Ne düşünüyorsam onu yazıyorsun, şu sosyo-ekomomik ortamda ülkede yabancı sınırı olduğunda aynen anlattıkların gerçekleşir. Ülkedeki en top seviyeye ulaşmış - kariyerli oyuncu bile sonradan görme instadan hatunlara yürüyen bir şehir magandası formatına bürünüp İspanyaya kendi mahallesini taşıyıp yaşamaya kalktıydı. Mevcut oyuncu yetiştirme modelinde en başta iyi sporcuyu bırak iyi insan yetiştiremiyoruz - ki Altınordu projesinin iddialarından biri bunu düzeltmekti, az da olsa meyvesini verdi. Bize @Huzeyfenin bahsettiği türden yeni modeller lazım. Ülke değişti, ekonomi değişti, ülkenin gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcusu şu an hocamız - ve gençliğini de bilirdik. Bu kültür, oyuncu yurtdışına gidip kendini aşmazsa en fazla bunu çıkartıyor - yetiştiriyor. Değişmesi gereken bu.

Mevzu derin!

Ahmet Usal dedi ki...

Ve bu değişim bizden başlasa baya güzel olur, bize yakışır çünkü, kolejli gençler mottosu bizden çıktıydı, zamanın magazin kralı Tanju ve Rıdvanlara karşı okumuş terbiyeli Gökhanlar, Rızalar, MAF, devam etmenin bir yolunu bulmak en çok bize yakışır.

Emrah D dedi ki...

Ben yabancı sınırı konusunda @fidddas kardeşime katılıyorum. 6+6 homegrown ve clubgrown zorunlu tutarsın (milliyetinden bağımsız), yerlilikle yabancılıkla ilgili herhangi bir kural koymazsın.

TVde filan en çok duyduğum sebeplerden biri yabancı sınırı istemek için, kulüplerin çok para harcayıp borca girmesiymiş. E kulüpler yabancı sınırı varken de aynı miktar parayı yerlilere harcıyorlar? Başarı gelince, hatta başarı gelmese bile afilli transfer yapınca pohpohlanacak ama kulüp batarken cebinden 1 kuruş çıkmayacak yönetici kulübün gelecek sezonların gelirlerini karşılık göstererek kredi çekip onu kafasına göre harcayabileceği ortamda yabancı sınırına nasıl formül getirirsen getir kulüpler aynı miktarda batar. Sanki para verebilecekleri futbolcu havuzu sadece Türk pasaportlular olarak daralınca mali sorumluluk modülü mü yüklenecek yöneticilerin beyinlerine? Bunu çıkıp TVde söyleyenler de zaten bütün çevresi yerli futbolcu olan eski yerli futbolcular, kendi zümrelerinin gelirini 5 katına çıkaracak şeyi savunmamalarını beklemek saçma olur.

Futbolcu gelişimi konusunda da, alt ligden süper lige hiç gelme ihtimali neredeyse olmadan giden çağlar ve başakşehirde kısa bir bekleme yapan cengiz hariç neredeyse hepsi 3 büyüklerde kulübe ısıtıyor olurlardı. Maç tecrübesi yaşayamayacakları, ama şimdi Avrupa'da alıyor olduklarından çok maaşı İstanbul'da alıyor olacakları için azılı birer gece kuşu olarak yetişiyor olurlardı.

Ne yapmak lazım peki derseniz, en başta dediğim gibi federasyona yazılabilecek kadroya en az 6 tane homegrown 6 tane clubgrown hatta 8+8 bile olabilir zira 28 kişi yazma hakkı var 8 altyapı oyuncusu mecbur olsun ki en az bir kaç tanesini yazsınlar.

Bunun dışında da yapılabilecek bence en önemli şey, bir kaç tane 23 yaş altı oyuncu oynatma hakkı da koyarak 21 yaş altı takımları geri getirmek ama her takımın 21 yaş altı takımını iki alt lige 19 yaş altı takımını üç alt lige koymak. Çocuklar o kemikkıran liglere alışacaklar ki sonra profesyonel oynayacak olunca sudan çıkmış balığa dönmeyecekler. Mesela bizim U21 takımı muhtemelen bir üst lige çıkar 1. ligde sabit olur oyuncu gelişimini gayet güzel yaparız. Kendi takımımız olduğu için transfer dönemi dışı da sene içinde oyuncu kaydırma imkanı olur duruma göre.

Yani U21 ve U19 takımlarının profesyonel liglere (alt seviyelerden başlayarak) eklenmesi ve A takım kadrosuna altyapıdan yetişmiş olan oyuncu yazma mecburiyeti yeter. Yeteri kadar barzoyu zengin ediyoruz maaşlarını beşe katlamaya gerek yok.

rey dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
turgay dedi ki...

tff'nin asıl amacı maliyetleri düşürmek gibi görünse de temel istek türk oyuncu piyasasını canlandırmak. elinde türk oyuncu havuzu daha fazla olan menajerler oyuncu satamıyor. satsa bile 5 sene önce kazandıklarının çok altında. çoğu da 1.lig veya daha altında takımlara gidiyor. çoğu takımın 14 yabancısı var adam volkan şen, barış başdaş, sercan yıldırım, erkan zengin, batuhan karadeniz, tolga zengin gibi alt seviye adamlara para vermektense gidip yabancı alıyor. bir ara osmanlı sporun tüm kadrosu yabancıydı aynı kadro önce aksihar ve ankaragücüne geçti. yani demek istediğim siz yabancıyı serbest bıraksanız da bırakmasanız da türkiyedeki sistem menajer sistemi. ahmet bulutla çalışırsan pepe, talisca, negredo, falcao gibi adamlar geliyor daha alt seviye menajerle çalışırsan daha farklı oyuncular getiriyor. burada sorun kulüplerin zihniyetinde. daha önce yaşadık 6+2+2'leri. ne oldu 14 yabancı yine alındı 4 tanesinin kontratı donduruldu. kim kazandı bu sistemde yine menajerler. şimdi de onlar kazansın diye sistem değiştiriliyor. futbolumuz ve futbolcumuz gelişsin derdinde değil kimse.

Ahmet Usal dedi ki...

@diskonnektus erektus +1

Hocam altliglerde altyapı takımlarının oynamasıyla verdiğin örnek yakın zamanlara kadar gerçekleşebilen bir örnekti. TS nin ve GB nin (Oftaş) alt lig takımları alt liglerde şampiyon olup Süper Lige çıkabilecek seviyedeydiler. Hatta GG nin çıktığı takım Oftaş, TS de o kadrodan çok adam çıkardıydı.

Bir de benim yasa tasarısından hatırladığım zaten A takım kadrosuna altyapıdan yetişmiş olan oyuncu yazma mecburiyeti vardı - 4 gibi kalmış aklımda rakam. Şu anda var ama rakamı hatırlamıyorum.

@turgay, futbol ekonomisine yönetenlerin yaklaşımı açısından çok mantıklı söylediklerin maalesef. Bence yine de o kadar karamsar olmamalıyız. Başarı için insan yetiştirmenin yolunu da bulmalı yönetimler, farkındadırlar. Ticaretle aradaki dengeyi deneye yanıla buluyorlar, tarzları bu. Tabi ticaret her zaman ağır basıyor. Yoksa yabancı kuralına homegrown zorunlulukları ve altyapı reformu dışında dokunmaya gerek yok @BJK4EVER ın dediği nedenlerle. Hani futbolu içinden gelenler yönetsin diyorlar ya, bence futbolumuzun en büyük sorunu bu içinden gelenler, çünkü zamanında içinden geçenler de onlar. Bıraktıktan sonra yorumcu-menejer falan olanlar işte :)

@Falanca

Hocam çok Aziz Nesinvari olmuş:) TS olayı, zamanında biraz yazdıydım burada, yörenin sosyoekonomik durumundan kaynaklanıyor birazda, sanayi yok, hep fakirler, bir genç futbolcu olup yırtarsa sülalesi yırtıyor (Aynı Güney Amerika-Afrikadaki gibi) ve başaranın forsu çok yüksek oluyor, bu yüzden başarıya açlıkları var.

Onun dışında protein hikayesinde köy ekmeği - tereyağı -yoğurdu -peyniri - yumurtası yeter de artar bile bence. Tavuğu da unutmayalım, ucuz protein kaynağı. Zamanında @beagle falan da yazdıydı, bizde kavruk çelimsiz oyuncuların altyapılarda çok olmasının nedeni bir torpil iki teknik ve yetenekli olmaları, onlara öncelik tanınıyor, yetiştirme mantalitesi ve sistemdeki bir hata bu daha çok. Yoksa aç bir ülke değiliz bildiğim kadarıyla, hele Güney Amerika ve Afrikaya kıyasla :) Karadenizin görece fakirliği bile oraların fakirliğine göre zenginlik. Bir de coğrafi - etnik kültüre bakarsak hep hırslı insan modelleri. Bununla da alakalıdır.

beagle dedi ki...

@Ahmet
Şöyle bir ekleme yapayim, Almanya'da aksam saat 6-7 gibi restoranlarda yer yok. Evde yemek pişme işi yerlerde sürünüyor. Burada defalarca agirladigim varlikli bir Alman arkadasim hevesle evine cagirdi, bütün dolaplara bakip bir kuru waffle buldu ikram etmeye. Çocuklar okul sonrasi lahmacuncuda kuyruklar. Restoranlarin çoğu ise italyan, yani milli yemek pizza olmuş durumda. Ancak sirketlerde, okullarda falan öğle yemeği yiyenler biraz daha zengin besleniyordur. Benim favorim ise hemen her yerde taze sandviç bulunmasi ki o da epey karbonhidratli.

Bence fark yediklerinden değil yemediklerindendir. Bizi yemek üzerine baklavalar, kadayiflar, bayram ziyaretleri, düzensiz saatlerde çocuğun eline yarim ekmek vermeler falan yakiyor.

Bir notu tekrarlayayim, altyapi oyuncularin fizikleri Tüpçü dönemine göre çok iyi. Geçen yillarda 195 üzeri yapili bir oyuncumuzu yurtdışına verdik(Berke).
Sistemde şu anki problem oynatmamak. Bu hafta 17 yaşında çocuğu Bayerne karşı oynattilar, gol atti.

BJK4EVER dedi ki...

Ali Ece'yi eskiden severdim, hatta Ali Ece cildirdi videosundaki cikisiyla baya sevmistim. Ama seyrettikce cok kil olmaya basladim. Yapamadigi ve surekli denedigi itici taklitler, karsisindakini dinlemeyip konuyu surekli farkli yerlere cekmesi, her video'da Reina, Lovren, Almeida ve son donemde Karius uzerinden espri kasmasi ve kasabilmesi icin her konuyu oraya cekmesi, surekli Atiba ve Senol Gunes'i neredeyse Allah yerine koymasi vs. Inanilmaz kil oldum.
Neden kil oldugumu da gosteren bir video izledim, bizim tartistigimiz konu oldugu icin paylasayim dedim.

https://www.youtube.com/watch?v=8P_M8OlPd6c

12:15'ten itibaren SAC Trabzon'un aldigi cezayi gundeme getiriyor ve giderden ziyade aciklanamayan gelirlerin sorun oldugunu soyluyor. Ve o anda Ali Ece'nin konuyu hemen kapatma israrina ve hizina bakin derim. :)

Iste cesur, ozgun yeni nesil spor yazari dediginiz adamlardan biri. Birakin o meselenin tartisilip fikir belirtilmesini, adam dillendirilmesine bile tahammul edemiyor, odu kopuyor. Sonra ben digerlerinden farkliyim havasina girersin, ama anca kimsenin siklemedigi takimlarin kadrosunu ezbere sayip bir bok yedim sanirsin. Gazetecilik, yazarlik bu degil, olmamali.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER :))

Hocam normal, bir daha ekranlarda kasamaz fazla açıldı mı:)) Yeni Türkiye bu, buna çözümümüz yok. O yüzden çözebileceklerimizi tartışmak makulu. Karakteri de ben oldum olası sevmem, her zaman fazla yaygara, gürültü, saygısızlık, Beşiktaşlılık kavramının tam tersi ne varsa şahsiyetinde barındırıyor, iyi bir renkli takım taraftarı profili aslında bana göre. Ha sevenine, katılmayanına saygı duyarım ama tam hasta Fenerli karakteri olup o karakterin tüm sterotip özelliklerini taşımasına rağmen SAÇ i daha severim, ne olduğu belli ve anlattıklarını dinlettirmeyi biliyor en azından, ve daha hayat adamı...

Kalanı imaj dünyası, neyi satıyorsan ona sahipsin gibi ama değil, sadece algısını satıyosun, yoksa alakan yok. Bu da yeni teknoloji sosyal medya insanı profili, ona da çözüm yok. Zeitgeist dedikleri bunlar, gülüp, yeri geldiğinde kazıtıp geçiyorum, yoksa zaten çekilmiyor, haklısın..

Emrah D dedi ki...

@Ahmet

Evet 4 tane altyapıdan yetişme oyuncu yazma zorunluluğu var ama maksimum kadro büyüklüğü zaten 28 kişi. Hiç yazmayan takım bile 24 kişilik kadro teslim edebiliyor. Bunu en az 8e filan çıkartmak lazım ki altyapıdan çıkma oyuncusu olmayan takım kadro yazarken zorluk yaşasın.

Alt liglerdeki takımlarla ilgili eskiden oftaş ve 1461 vardı ama bunlar sadece ana takımla aralarında anlaşma olan veya da ana takım tarafından lige sokulmuş olan normal takımlardı, yani demem o ki herhangi bir yaş sınırı filan olmadığı gibi transfer sezonu dışında oyuncu gidiş gelişi de olamıyordu. Benim önerimde hem yaş sınırlaması olacak hem de oyuncu gidiş gleişi serbest olacak. Bu ne demek mesela geçen sene Rıdvan U21 takımıyla 1.ligde her hafta oynayacaktı profesyonel lig maç temposuna girecekti, Caner'in sakat/cezalı olduğu haftalar da gelip A takımında oynayacaktı. Eski sisteme göre futbolcu gidiş gelişi sadece transfer döneminde normal transfer gibi olabiliyor.

Huzeyfe dedi ki...

Diyet spora yaklaşımdaki bilimsellik eksikliğinin bir parçası sadece. Çok temel bir anlayış kıtlığından çıkıyor bütün sorunlar.
Bilimsel yaklaşım yerleşirse diyetisyeninden, psikoloğuna bir yığın insanı istihdam etmek durumunda kalır futbol endüstrisi. Mevcut sistemin kilit adamları olan menajerlerin işine gelmiyor tabi ki bu.
Ben hayal ediyorum herhangi bir yöneticiye bir yığın profesyonel çalışma yapıp bir tane oyuncu sunsan, riskleri tartışsan bir karar vermek için, “ne anlatıyorsun kardeş sen” olur cevabı. Diğer tarafta “al bu oyuncuyu, kralsın” diyen bir adam varsa, onun sunduğu oyuncu şüphesiz tercih edilir. Yorumcusundan, yöneticisine böyle. Değişir mi? Değişir bence. Biraz cesaret biraz mecburiyet.

Ahmet Usal dedi ki...

@Diskonnektus Erektus

Hocam anladım şimdi, oyuncu yetiştirme açısından önerdiğin model daha mantıklı ve verimli görünüyor, dünyada başka örnekleri var mı acaba, merak ettim doğrusu.

Bir de @Huzeyfe hocamın alt liglere yabancı sınırı ve altyapı-genç kontenjanı zorunluluğu getirilmesi önerisi vardı, mecburen gençleri yetiştirmek zorunda kalır Hocalar dediydi de, şimdi aklıma geldi, güzel öneri, mevcut durumdan iyi ama yarıştırıcı Hocalardan yetiştirici hocalara nasıl geçecek o lig, genetiğine aykırı. O kadar yabancı oynatma nedenleri zaten Süper Lige çıkmak, büyük arpa torbasına ortak olmak.

Bir de bizde yetiştiriciler ne kadar yetiştirici, orası da baya soru işareti. Mesela şu an süper ligde aradan sıyrılan iki yerli hoca varsa (Buruk ve Bulut) en büyük özellikleri 2 - 3 yabancı dili konuşabilmeleri. Bizimki o anlamda eski model mesela. Bunun avantajı dünyayı - gelişmeleri daha iyi takip edip kendini daha kolay geliştirebilmek ve yabancı oyuncularınla dolaysız çok daha sağlıklı iletişim kurabilmek. Altyapı ve 1. Lig Hocalarından kaçı böyle acaba, aha bu da derin konu. Çünkü bizde altyapı hocalığı ne ekonomik ne manevi anlamda tatminkar bir meslek değil gördüğüm kadarıyla, idealist altyapı hocalarını tenzih ederim. Altyapı hocalığı sadece daha iyi bir takım çalıştırabilmek için sıçrama tahtası gibi. Hele Genç Milli Takımlarımızın hocalarının seçimine bakarsak orada nasıl bir arpalık sistemi kurulduğu daha iyi farkedilir sanırım. Vedat İnceefeler falan Genç Milli Takım Hocasıydı yaf, bırak Hocalığı mahalleye gelse kafanı çevirirsin, öyle tipler...

fidddas dedi ki...

@disco

merakımdan soruyorum almanya 3. liginde oynayan bayern II ile bayern munich arasında veya ispanya ikinci liginde oynayan barcelona II ile barcelona arasında sezon devam ederken oyuncu değişimi oluyor mu? sanırım buna benzer birde porto II takımı vardı.

rezerv lig yerine belirli yaş kısıtlaması ile oyuncuların iki takım arasında sezon içerisinde yer değiştirmesi iyi bir çözüm olur (yaş kısıtı olmazsa, rezerv lig mantığıyla sakatlık dönüşü oynatmak falan ikinci takımın olduğu ligin dengelerini gereksiz yere değiştirir. ikinci takımlar en üst lige çıkamasa da o lig için lig dengesini fazla sarsmamak gerekiyor. )

Emrah D dedi ki...

Azıcık da transfer eyyorlaması:

Adettendir bir sürü transfer yazılıyor, oysa 4 kiralık oyuncuyla ve Caner'le uzatmıyorsak bile 28 oyuncumuz var (8-9 tanesi Ersin, Utku, Erdoğan, Rıdvan gibi çeşitli yaşlardan gençler olmak üzere) ve seneye kadroda yer alacak gençlerin bir kısmı da bu listede yok.

Mesela sürekli stoper transferi yazılıyor basında. Elde Vida, Ruiz, Roco, Erdoğan, Alpay, Mirin var. Fatih'i artık ön libero oynuyor diye yazmadım. İki tane de iyi mi kötü mü bilmediğim ama seneye doğum tarihlerinden ötürü U19 takımımızda oynayamayacak olan Harun ve Halil var. Hadi onları saymıyorum ama 6 tane stoper varsa, 1 tane de (bir sürü isim geçiyor ama hadi biri alındı diyelim) transfer olacaksa, en az 2 hatta 3 tanesini satmamız lazım öte yandan satışla ilgili bir haber yok. Maaşını vererek birilerini göndereceksek onu da yeni senenin maaş bütçesinden düşüyor gibi düşünmemiz lazım yine başka transfer yapmamamızı gerektirecek sebep.

Uzun lafın kısası en az 5-6 kişiyi satmadan kimseyi almamalıyız bence.

Buna benzer örnek her mevki için geçerli.

@Ahmet, @fiddas

Benim bildiğim mesela La Liga'da bu şekilde. Hollanda'da kesin bu şekilde. Almanya'dan emin değilim ama tahminim o da aynı şekildedir. İki kısıtlama var normal ikinci lig kulüplerinden bu kulüpleri ayıran, 1 yaş kısıtlaması 2 ana takımlarıyla aynı lige yükselemiyorlar. Yaş kısıtlamasının da bir limiti var sanırım (sallıyorum 1 tane 21-23 yaş arası oynatabilirsin filan gibi esnemeler oluyor ama temelde 21 altı şart).

beagle dedi ki...

@Disko
Halil Duman da milli ve fizik gücü iyi bir oyuncu. Oynatmadan atilacak bir adam degil.

Emrah D dedi ki...

@beagle

o zaman roco mirin vida ruiz dörtlüsünden üç tanesini maaşını ödemeyeceğimiz şekilde göndermemiz lazım ki başka stoper transferi yapılsın. hiç stoper almayacaksak da iki tanesini aynı şartla göndermeliyiz. o yönde haber maalesef hiç çıkmıyor.

Emre Toraman dedi ki...

Umarim fazla oryantalist bakiyorumdur ama Turkiye'de 3 buyuklerin alt liglerde reserve takim oynatmasi lig sonlarina dogru muhtemelen dusecek performansla birlikte agir bir sike muhabbeti doguracaktir diye dusunuyorum. Oftas ve 1461 icin hatirlamiyorum ama Altinordu icin bu muhabbetler yapiliyordu sanki. Alt liglerdeki sehir takimlarini ve belediye baskanlarini falan dusununce rant girmemesi cok zor geliyor. Ustune Ahmet Cakar gibi A Haber gibi medya kaynaklari falan da eklenince tam bir Turkiye resmi ciziliyor kafamda.

beagle dedi ki...

@Disko
Roco ve Mirin kalmaz da, Ruiz problem işte. Mesela Vida da gidip Marcelo dönse Atiba Marcelo Ruiz gobegi olur. Altlarina smart falan cekmemiz lazim ki kosabilsinler :)))

Zaitsev dedi ki...

Eldeki stoperlerden bir tek Roco'nun temelli gitme ihtimali var. Sözleşmesinin son senesi. Kendi piyasasını yapmak isteyecektir. Yaş itibariyle 2 tane 3 senelik kontrat var önünde. Bu yüzden bonservisini bedava verirsek yollayabiliriz diye düşünüyorum.

Mirin yine kiralık gider. Maaş karşılığı bedava kiralama ile sözleşmesini bitireceğiz.

Ruiz kalır. Vida düşük bir ihtimal satılır.

Oyuncu yollayamasak bile seneye Vida-Erdoğan tarzı bir 2li denemesi yapılmalı. Erdoğan biraz tutturursa devre arası para kazandırır. Ozan Kabak, Atınç gibi. Avrupa bizim defans oyuncularını tercih ediyor.

Transfer kiralama ve sözleşmesi biten oyuncu üzerinden dönecektir. Düşük profilli oyuncu alınacaksa alınmasın daha iyi.

Artık Hollanda, İspanya gibi ülkelere değmiş topçu alınmasın.

Saçma sapan bir kaleci alınacağına gençlerden biri geçsin kaleye. 2-3 maç saçmalar sonra toparlar.

Güven ile ilgili haberler var. Cidden alıcı varsa hemen satılsın :)

Emrah D dedi ki...

alt liglerde şikeyi çıkma veya düşme ihtimali kalmayan orta sıra takımları ya zaten sürekli yapıyor veya da yapmasalar bile yapıyorlar diye dedikodu sürekli çıkıyor

@beagle

marcelo ruizle aslında güzel üçlü defans oynanır yanlarına bizim gençlerden birini (hatta maç maç rakibe göre bazen birini bazen diğerini) koyarak :D

fidddas dedi ki...

@disco
ara ara ben de açıyorum bu 3lü defans olayını ama daha bloğa kabul ettiremedik :)

«En Eski ‹Eski   1 – 200 / 212   Yeni› En yeni» Yorum Gönder

Ara