.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

11 Aralık 2019 Çarşamba

SL 15 Beşiktaş - BTC Türk Yeni Malatyaspor


Tarih:  15 Aralık 2019 Pazar 19.00

Stadyum: Vodafone Park

Hakem Hakkında Bilgi: Yaşar Kemal Uğurlu

Sakatlığı Bulunan Oyuncular: Dorukhan Toköz, Douglas, Victor Ruiz, Kevin Nkoudou / -

Cezalı Oyuncular :  - / - 

Not :  Sakatlık ve Cezalı Bilgileri Transfermarkt'tan alınmaktadır. 

230 Yorum:

«En Eski   ‹Eski   201 – 230 / 230   Yeni›   En yeni»
Ahmet Usal dedi ki...

@Zaitsev

Hocam o zaman haksızlık etmişim, kusur bakma..

Söylediklerin de kendi açından mantıksız değil, oyunu biliyorsun.

Ben senin gibi bakmıyorum Hocam, adamdan Guardiola olmasını, ya da Büyük Hoca olmasını beklemiyorum, o bizim memlektte yok zaten. Eski takımında bizim oyuncular ona göre eşkiyaydı, şu anda özgürlük savaşçıları, eldekinden nasıl iyi verim alırım diye bakıyor, daha evvel bunlara karşı planı olması elinde olunca ana plan olmasına engel değil, yapılacak daha iyi bir ana plan yoksa..Hakkaten Hocam, bize ya da rakiplerimize gelen kaç tane "öngörülemez" Hoca gördün? Ana plan iyiyse önlem de alsalar tutar, örnek Gordon, aynı planla 5 sene ya şampiyon ya da 2. olduk, bir tek Yılmaz Vural çözdüydü! Ayrıca ana planı kanattaki ve forvetteki adamlar habire gezinsin, kim nereden gelecek vuracak belli olmasın. Oyuncu yetersizliği sorun bence ve bunu eleştiriyorum! Yani en son gelen iki Hoca farklı mıydı? Yerli farklı var mı?

Bahsettiğim kanat forvetlerle ilgili yorumlarında haklısın, alsak nereden buldular bunları denirdi. Bahsetmeye çalıştığımı anlatamadım, bu adamlar fizikalite ve atletizm olarak bizimkilerden iyi, teknik olarak daha zayıf değiller, boğuşmaları - presleri de var, bizim aldıklarımıza göre baya kontrast. Diaby de Boyd da izlediğim maçlarda ellerinden geleni yapsalar da fizik olarak eziliyorlar, yetersiz kalıyorlar, Nkodou zaten aman sakatlanmasın modunda oynatılıyor. Kaliteden bahsetmedim. Tamam Boyd pahalı değil, okutulur yaşı uygun, Diaby 450.000 Euro kiralık, ama Nkodou nun açıklaması yok! Ha var garanti adam geçer oyun çözer diye ama mevcut devamlılığına 4 milyon verdik, hani pres boğuşmada da pek bi katkısını göremeyeceğimiz oyuncu, o açıdan..

Belki bizim Lens bu bahsettiklerimden bir gömlek iyi, en azından fizikli ve atlet, ve de oynamıyor! Ama şu vitaminsizleri alıp özellikle sık sakatlanan bir oyuncuya 4 milyon gömeceğine bu adamlara gömsen biri bile tutsa daha faydalı olurdu gibi, ısrarcı değilim :) Bahsettiğin özellikleri nedeniyle ucuza alırdık, en azından tutmasa yine rahat okutulurlardı, vitaminsiz ve fiziksiz kalmazdık, yani Güven kanat forvet oynayıp Bifumaya madara olacağına bunlar oynardı en azından o hataları yapmazlardı, fiziksel yeterlilikleri var çünkü! Ha yine de şu şu nedenlerle hiç denenmezdi dersen dinlerim, kendi kısıtlı bilgimle bakıyorum olaya çünkü..

Ahmet Usal dedi ki...

@Zaitsev

Hocam bir de maç sonu Metin Tekinle İlker Yağcıoğlunu dinlediydim, onların dediği daha ne yapsın, yapılacak herşeyi yaptı, Vole de Ali Ece ile Serdar Alinin vardığı netice de aynı. Bu maç özelinde tek hatası "beraberliği cebe koymama" gibi! Burada herkes futbol üzerine derin kafa yorduğundan ortalamanın çok fazlası bekleniyor Hocalardan, sadece bir gözlem..

Zaitsev dedi ki...

Yılda 2.5 milyon avro sadece bu işi yapmak için para alan adamlardan bu beklenir hocam. Kimse kusura bakmasın. Maç başı 100TLye yapmıyorlar bu işi. Bir at bir deve değil yaptıkları iş.

Antrenörlerin planı bellidir zaten. Benim kastım rakibi okumak ve ona göre aksiyon almak.Sen bu aksiyonları alamayıp hep aynı döngüde döndüğünde tahmin edilebilir bir adam oluyorsun.

Şenol hoca gibi ben oyunumu oynarım, işime bakarım, rakip önemli değil diyerek bir noktadan öteye gidemezsin. Sonra pozisyona bile giremeden maç bitirirsin. En kuvvetli sezonunda pazara gidersin.

Biliç kadro olarak dar bir rotasyonla oynuyordu ama kadrosu kısıtlıydı. Buna rağmen son haftalara kadar iyi geldi. Takım sahada yapacağı işi biliyordu.

Terim ve Denizli'nin genç halleri daha cesurdu. Yaşlandıkça onlarda garantici oldular.

Mesela Sergen bozulmaz ise dediğim sınıfa doğru gidiyor. Hücum oynayan bir takımı 3 günde defansif olarak karşımıza sürdü. Avcı'da Malatya'nın saldıracağını düşünüyordu muhtemelen. Oyun ve sistemimiz orada patladı.

Kemal Özdeş, Yücel İldiz bence büyük takımda iş yapacak adamlar. Kafaları farklı ama onlarda Yılmaz Vural'la aynı kaderi paylaşacaklar.

Ayrıca Avrupalı niye 35-40 yaş civarı antrenörlerin peşinde. Arsenal niye Arteta'yı kovalıyor? Herkes yeni bir görüş, yeni bir sistem peşinde başarı için.

****
Oyuncu konusunda ise Boyd yanlış transfer ama Diaby'nin çeyreği kadar şans almadı. Ben bu kadar net silinmesini anlamıyorum. Avrupa maçlarında başarılı çünkü rakip kapanmıyor. Ankaragücünde başarılı çünkü rakip kapanmıyor. Ligde ise bu nedenle kötü. Dar alanda onu oynatacak bir el lazım.

Boyd, Diaby, Lens gibi adamların varsa 6-8-10 grubundan en az 2si topla hareketli, saha görüşü kuvvetli oyuncular olacak. Sadece Ljajic ile olmaz bu. Oraya bir Giunti de lazım ayrıca.

Nkodou'nun sakatlanması konusunda bir yorum yapamayacağım ama bu sezon herkes döküldüğü için ya sağlık ekibi ya da antrenman temposunda bir sorun var. Ayrıca en hareketli oyuncunu tırt bir kupa maçında anlamsızca sahaya sürüp sakatlamakta ayrı bir yetenek.

Ljajic ve Nkodou öyle kalıplı bir adamlar değiller ama ezilmiyorlar. Dar alanda Nkodou ile Ljajic ile iş yaparsın ama Bifouma ile Barrow ile işin zor. Mesela Diaby Sivasta çok iş yapar ama bizde yapmaz gibi.

Ayrıca oynatalım Erdem'i. Anadolu'da en az bu sayılan yabancılar kadar iş yapar. Bizde de Boyd'dan, Lens'ten, Diaby'den kötü oynamaz.

beagle dedi ki...

@Ahmet

Öngörülme konusunda şu önemli, kurarsin Gordon 442'si veya Ersun'un 433ü gibi birşey. Herkes tahmin eder de durdurmak zordur. Bizim sistem ilk 60 dk kaleyi bos biraksan Beşiktaş kaleyi göremez, sonra mal gibi merkezi boşaltır, kenardan top şişirir sistemi.

Evimizde, Anadolu takimina karşı kaleyi ancak 91.dkda tutturduk arkadaslar. Inanılmaz. Utanmadan daha taktik vb konuşuyor bunun mimarı. Apo Besiktaş'ı terket!!!

Ahmet Usal dedi ki...

@Zaitsev, beagle +1

Bu kadar zaman ayırıp açıkladığınız için sağolun, hepsi makul ve kuvvetli argumanlar, yine birşeyler öğrenip oturuyorum aşağı, o zaman vitaminsizlerimuzin yerine Erdem oynasın, haklısınız.

Nkodou nun sakatlık problemi bizimle alakalı deģil, son iki senesi öyle geçti, sık sakatlanabileceğini bilerek aldılar, o yüzden Hoca azar azar oynatıyor, verektiği zaman sorun çözecek kadar..

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

Senin kadar radikal diilim, onu da diyeyim:)

dominic molise dedi ki...

mactan sonra bu kadar yorum yapilmis, bi kisi de dememis ki besiktas aslinda elneny cikana kadar iyi oynadi, hatta cok iyi oynadi 30 ile 85 arasi.
elneny'i cikaran da aslinda "taraftar" ve turkiye'deki taraftar algisi

Huzeyfe dedi ki...

@yilmaz

15 haftada herşeyi düzeltebileceğimizi düşündüğüm için değil, bir an evvel yapılanmaya başlamamız gerektiğini düşündüğüm için söylüyorum. Boşuna Övünç'ün de podcastte söylediği gibi seneye bu takımda olmayacak oyuncularla vakit kaybetmeye gerek yok. Bizim toparlanmamız için bir iki "feda" sezonu gerek. Şimdiden başlamak lazım.
Gerçekten Beşiktaş'ın yarışın içinde olacağını düşünüyorsanız bence bir illüzyona kapılmışsınız. Bu ligde şampiyonluk yarışına girmek çok kolay, şampiyon olmak çok zordur. Bunu bilmek lazım. Bir kere çok iyi golcü ve çok iyi kaleciden en az birine sahip olmak gerek. Bizde ikisi de yok. Ayrica Beşiktaş herkesten çok daha iyi top oynamadan sampiyon olamaz. 2008-2009 gibi bir sene de yaşamıyoruz, puanda kopma yok. Üstüne ligin sonunu iyi oynayan bir hocamız da yok. 25. haftaya geldiğimizde hep birlikte aynı şeyi söylüyor olacağız: "Abdullah Avcıyla bu seneyi heba ettik"
Beşiktaş Şenol Güneş şampiyonluklarını ondan önce gelen iki teknik direktörün geriye bıraktığı bazı oyun ve futbolcu değerleri üzerine inşa etmişti. Güneş geriye birşey bırakmadı oyun veya futbolcu anlamında ama kupalar kazandırdı. Abdullah Avcı bunların hiçbirini yapmadan ayrılacak Beşiktaş'tan. Bu da bir kehanet değil, gözlem.

Adsız dedi ki...

@dominic

Bana göre asıl algı rakibin aldığı taktiksel pozisyonu dikkate almadan ve belirli bir düzene uymadan ama sürekli koşturan kadronun iyi oyun oynadığının sanılması. Misal tv'de yorum yapanlar; siz en azından taze olarak nitelendirilebilecek son 20 yıl içinde herhangi bir medya yorumcusunun asıl olması gereken hakkında derinlemesine bir analizde bulunduğunu gördünüz mü? Bırakın bunu, tüm yorumlar hep sezonun başlamasıyla maçlar üzerinden yapılır ve bu yapılırken dahi maçın her anı binbir sayfaya ayrılıp şurada bu olsaydı şeklinde konuşulur da konuşulur. Nedenini çok fazla uzakta aramaya gerek yok, haftalık programlar her hafta sonu alınan sonuca göre hafta içi geyiğini yapan taraftara yönelik işler yapar, bir de hem şiş yanmasın hem de kebap bir başka önemli unsur tabii. Zaten bu işler böyle olmasaydı ligin hali bu durumdayken hala oturup saatlerce futbol konuşulabilir miydi. Eh işte konuşulması lazım bu nedenle böyle demek daha doğrusu.

Ahmet Usal dedi ki...

@dominic molise +1

@james

Değerlendirmelerin doğru ve derin, ama oyunun kuralı bu, bahsettiğin illüzyon futbol ekonomisinde beşiktaş özelinde sattığımız ürün zaten, mesele oralarda mısın? Rekabette misin? Tartışılıyor musun? Ne kadar oralardaysan ve hakkında ne kadar konuşuluyorsa o kadar taraftar stada geliyor, ürün alıyor, borsada hisselerin tepelerde kalıyor, yorumcular hakkında konuşuyor, bir iki iyi maçın oldu mu "Kartal parçaladı" falan gibi gazete manşetlerine konu oluyorsun. Büyüklük algın ve marka değerinin etkisi rakiplerin gibi devam ediyor.

@Huzeyfe

Tamam, sizleri anlıyorum, ne kadar önce başlarsak o kadar iyi, kaybedecek zaman yok diye düşünüyorsunuz. Peki kendinize soruyor musunuz, Ne kadar gerçekçisiniz? Hadi ben illüzyonla mutlu olmak isteyen taraftarım, takım ve oynanan oyun özelinde ne kadar haklı olursanız olun, hala memleketteki üçüncü en maliyetli ve son Orman geldiğinden beri ağırlıkta ilk üçten, en kötü dördüncülükten düşmemiş bir takıma sezon ortası yarışıyor illüzyonu sürerken sıfırlama yaptıracak bir güç var mı?

Bahsettiğiniz kaleci ve golcü özelinde memleketin bonservisi en pahalı, genç ve kariyerli(Liverpool) kalecisi, yine ligin oynayanlar arasında yaşlı da olsa en çok gol atmış yerli oyuncusu kadroda. Ayrıca ligin en pahalı ve değerli stoperi, kağıt üstünde ve piyasa değeriyle de en iyi 10 numarası da kadroda. Son 5 senedir yarışan ve son iki seneyi taraftarsız ve camiasız olarak üstünde bitiren takımın eski hocası şimdiki hocanız, Nasıl yarışmayı bırakırsınız? Konuşması bile abes!

Hani bu olsun istiyorsanız zaten öngördüğünüz gibi 25. haftada yarışa havlu atan bir takım olursa ancak istenilen türden bir yapılanmanın ideolojik altyapısı oluşmuş olur taraftar ve medya gözünde. Bence en az 30. haftaya kadar da yarışırız, hele bu ligde..

Haklı olup geleceği görmek doğru olmak anlamına gelmiyor yine kahrolsun bazı şeyler - ya da bknz: memleket şartları bağlanmında..

Ahmet Usal dedi ki...

Ya bir de marka değeri nedir? Güç nedir? Bir düşünün!

Güç, rakiplerinin seni "hesaba" katmasıdır! Sensiz oyun kuramamasıdır. Milyonlarca taraftarın senin "başarı, güç ve rekabet edebilirliğin" algınla mutlu oluyor, hayat içinde rakiplerine karşı kendi klanını savunmaya, değerli hissetmeye, farklı olmaya devam ediyor. Kazandığın her derbi, rekabete devam edip yarışta olduğun her sene taraftarın hayatın daha içinde, benim de sizlerden bir eksiğim yok duygusuyla yaşıyor! Bu haliyle kulüp bir ürün ve bir meta, bundan gelen gelirle yaşıyor, bu gelir de işte bu bahsedilen algılara bağlı, marka değerini de bu oluşturuyor! Büyük bir başarısızlık olmadıkça, ya da sene başı taraftarın algısını "bu sene feda dönemi" diye yönetmedikçe yarıştan vazgeçilme gibi bir durum bu futbol ekonomisinde sözkonusu olamaz!

Dediğim gibi, konuşulması bile abes! Futbolu "belki" bilmek ama hayatı,ekonomiyi ve sosyolojiyi bilmemek demektir!

Adsız dedi ki...

@Ahmet

Beşiktaş taraftarı önce Samet Aybaba ile menemen (aslı melemen biliyorum) dönemi yaşadı ve gayet bağrına bastı, sonrasında Bilic'li dönemde 500bin-1 milyon avro bandında tonla oyuncu transfer etti gıkını çıkarmadı ve bekledi, devamında da Feda geldi yine ok diyerek ses etmedi. Daha da ilgincini söyleyeyim, bu üç kemer sıkma süreci hakkında bugün niye oldu ya da keşke olmayaydı diyen Beşiktaşlı bulamazsın.

Öte yandan Beşiktaş'ın borsadaki hisselerinin değeri daha doğrusu borsaya kote hali ne demek burada kısa süre önce dile getirildi, üstüne üstlük halen gelirine de borcuna da hiçbir etkisi yok. Onu da geçelim, zaten mevcuttan daha fazla hisse satamayacağın gibi ülkemizdeki hiçbir futbol aş sahibi kulübün hisseleri kendini kurtaracak kadar değer kazan(a)maz. O halde geriden Caner'e ve kanatlara şişirilen oyunla çekirge zıplasın tadındaki oyunun hangi marka değerinden bahsediyoruz. Bir ara Çin min işleri vardı hani büyük başkanın ne oldu o işler? Öyle kolay mı Real Barça City seviyesinde işler yapmak, zaten bir tek biz akıllıydık da misal Sloven Liberec değildi Çin'de kamp yapıp forma sattıracak kadar.

Futbol ise işte neticede sahada olan biten kadardır. Elbette kimse taraftardan bu haldeyken her durumda full stat ya da rekor store geliri beklemiyor, ama kendi özelimde söyleyeyim, ben bu durumu işte olan biten duruma bağlıyorum ve burada yazan bir sürü insan da bu halin garabetinden bahsediyor. Sense, kusura bakma teşbihte hata olmaz, Untergang filminde bunkere sıkışmış vatandaş gibi marka değeri diyorsun. Bu arada seyirci sayısına bakarsan ligin mevcut ortamında yerlerde sürünen renkliler ve TS'nin de ardındayız (kesin bilgi).

Güç dediğim gibi sahada. O 500bin'lik adamlarla Liverpool'a, Arsenal'e, Tottenham'a kök söktürüyorduk da işte evimizdeki Malatya maçını yanlış oyuncu tercihleriyle kaybettik diyelim ve kuyruğu dik tutalım.

Ahmet Usal dedi ki...

@james

Tamam, doğru tesbitler ama yarışmak ne demek, bu hafta Malatya maçında olduğu gibi "kapalı gişe" oynamak demek. Umut olunca stad doldu değil mi, Kartal Yuvalarında da bu hafta çok ürün satılmıştır!

Mesele Orman'ın yanlış Çin Vizyonu değildir. O vur denildiğinde öldürdü. Ama kulübün Tüpçü den sonra kamuoyunda olumlu bir imajı ve "büyüklük" algısı varsa, yaptığı tüm yanlış işlere rağmen, "Orman" sayesindedir. Çünkü hiç bir şeyi bilmese "ürün satmayı" biliyordu!

Ben burada en başta ne dedim? Sene başı "feda" deselerdi seve seve razı olurdum, evet bizim taraftarımız öyledir. Ama daha sene ortası bir "feda" ya hiç bir "büyük" geçinen kulüpte rastlamadım. Eldeki kadro değeri, örnek verilen kilit mevkilerdeki rakiplerinden bile kaliteli ve bazıları değerli oyuncuların, burada beğenilmese de, medyada desteği ve lobisi olan "yarışmacı" Hocanla ligde ilk üçteyken feda dersen taraftar da seni tefe koyar, medya da, tüm büyüklük algını ve imajını bu sene bazında darmadağın edersin, borsada da dibi görürsün, kendi değerlerine "değer" vermeyene kimse değer vermez! Yarışırsan eldeki ekonomik değerlerin, oyuncuların mundar olmaz, daha iyi paralara satarsın, kurtulursun!

Hayal kırıklığı olacaksa yarışırken olmalı ki sene sonu taraftarı - medyayı algıyı yöneterek bir yapılanma yapma imkanın olsun. Bu işler ya sene başı olur, yada sene sonu "başarısızlık" la. Bir de hakikaten, ne söylediğinize bir bakın, sene ortası "sıfırlama"dan bahsediyorsunuz! İmaj olarak tam bir "Anadolu Kulübü" haline gelmenin bundan daha iyi bir yolu olamaz! Oynanan top "Anadolu Takımı" gibi olsa bile yarıştığın sürece arkadan desteğin olacaktır!

Kusura bakmayın, futboldan anlıyosunuz ama benim anlatmaya çalıştığım şeyler hakkında gerçekten fikriniz olsa itiraz etmezsiniz!

Adsız dedi ki...

@Ahmet

"Kusura bakmayın, futboldan anlıyosunuz ama benim anlatmaya çalıştığım şeyler hakkında gerçekten fikriniz olsa itiraz etmezsiniz!"

O konuda hemfikirim ve ironi içermiyor.

beagle dedi ki...

@Dominic

Bu ligde başarı için maç başı 2 gol atmak bunun için de rakip kaleci veya pozisyon kalitesine gore biraz degisse de yaklaşık 8 defa kaleyi tutan şut bulmak gerekiyor. 30 85 veya 1-90 arasinda kaleyi bulan şutumuz 0.

İyi falan oynamadık yani. rakibin taktiğine göre eğilip büküldük. Pas rekoru kirmisiz, arenadaki en farkli yenilgimizi getirdi bu rekor. Seçtiği oyuncular, sistem, mentalite, değişiklikler hepsi hurda Avcı'nın.

Ahmet Usal dedi ki...

@james

Eyvallah, bu şekilde yazıyorum çünkü bu tartışmanın anlamsızlığını göstermeye çalışıyorum, derdim "ego" yarıştırmak değil, hepiniz kulübün iyiliğini istiyorsunuz, ben de.. Pek çok şeyde de haklısınız. Benden de bilgilisiniz! Ama bu mesele başka, kaş yaparken göz çıkarmak çünkü sene ortası feda, okuyan da ne olduğunu düşünürken bunları görmeli, o yüzden kuvvetli ifadeler kullanılmalıysa kullanılır..

Hatalı olduğumda özür dilemesini de bilirim ve burada yaptım da! Ama bu tartışmalar devam edecekse, kamu önünde de tartışıyorsak, mesele sizlerle iyi geçinmek değil, kulübün iyi olması!

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

Fırat Günayer seninle aynı düşünmüyor, istatistiki bakacaksan belki burayı da kontrol etmek istersin : https://www.youtube.com/watch?v=sYJJ3pBcNPY

Huzeyfe dedi ki...

@Ahmer Usal

Dostum birşeyleri savunmak için savunmayalım. Beraber düşünelim. Rakibimizin son 5-6 şampiyonluğunda direk katkı veren, ligin sonunda üst-üste maç kurtaran kalecisi var. Daha önce nerede oynadığı nereden geldiği filan önemli değil. Karius böyle bir kaleci mi? Hayır, değil. Kariyerinin hiçbir noktasında bu tarz bir performans vermiş değil henüz. Hatta tam tersine, en önemli yerlerde kariyerini ziyan edecek basit hatalar yapan bir kaleci. Forvetimizin geçmiş kariyerinin bir önemi yok. Çünkü 34 yaşında, sürekli sakatlıkla boğuşuyor ve bu seneyi 20 golle bile bitirmesine imkan yok. Kenar oyuncularımız arasında seneyi 10 golle bitirebilecek olan var mı? Yok. Kariyerinde toplam 10 golü olmayan oyuncumuz var ama. Hem de 4-5 milyon euro bonservis bağladık.
Ligin en iyi defans oyuncusu dediğin adamın Beşiktaş'a katkısı negatif bu sene. Bu adam geldiğinden beri elek gibi defansımız. Bayern maçından, Gaziantep maçına ayni çizgide vasat bir stoper performansına senelik 4-5 milyon euro ödüyoruz.
Gerçeklikten filan bahsediyorsun ama gerçeklerden kaçıyorsun biraz. Kağıt üzerindeki değerler değil, gerçek sahada gördüklerimiz. Bu takımın mevcut kadrosuyla şampiyon olması im-kan-sız.

Ahmet Usal dedi ki...

@Huzeyfe

Hocam değerlendirmeleriniz hatalı demiyorum ki, olay basit aslında, siz nasıl olsa bu takım şampiyon olamayacak, kurulan kadroda gelecek yok, Hoca da yeterli değil, devre arasında Hocayı gönderip, mevcut değerlileri satıp geleceğin altyapısını kuracak yeni bir plan ve yapılanmayla yola devam edelim diyorsunuz. Kısacası, bir şey olacağı yok, bu eziyeti çekeceğimize zaman kaybetmeyelim, kaç feda gerekiyorsa bir an önce yapalım, sıfırlanalım görüşündesiniz.

Oynanan oyuna bıkıp baktığımda bende "hakkaten ya, yapalım bir an evvel de bu öğretilmiş çaresizlikten kurtulalım" oluyorum, oldum. Sonra zaman geçip üzüntü azalınca daha sağlıklı değerlendirme imkanı oluyor. O zaman da akılcı gelmiyor, nedenlerini yukarıda iki - üç yorumda detaylıca yazdım, özetleyip bir daha yazayım:

- Yarıştığın, yarışmaya uygun bir yatırım yapmaya çalıştığın bir sezonun ortasında, çok büyük bir başarısızlık olmadıkça, vazgeçilmez, bu seni küçük düşürür, değerini azaltır, eldeki değerlerin de mundar olur!

-Mesele eldekilerin en iyi en kaliteli olması değildir, yatırım olarak en pahalı üçüncü kulüpsün, arada bir maç kurtaran kalecin - Kariusun sene başından beri 2 - 3 maçı var böyle, yeterlililiği konusunda sana katıldığım ve yerine Marcelo istediğim, ama son maçımızda iki pozisyonda oyunu daha evvel kaybetmemize de engel olmuş, ligin en pahalı stoperi, defansif beklerde ligin en kariyerli ve geçmişi başarılı iki oyuncusu, Arsenal patentli ligin en iyi 6 numarası, Ligin yine kağıt üstünde en pahalı ve en iyi 10 numarası, yılda 20 maç oynasa da "Kral" lakaplı ligin en çok gol atan santraforu. Peki bunlar ne anlama geliyor? Buna popüler yorumcular "Omurga" diyor. Sen bu adamları haraç mezat devre arası satıp "ben yarışmayacağım, batığım" dersen hakkında ne düşünürler? Malını mundar etmiş olmaz mısın? Taraftar ne düşünür? Medya Seni Ne Yapar? Yarışan büyük takım algın ne hale gelir?

Devam edecek ...

Ahmet Usal dedi ki...

Yine yukardaki yorumlarımdan alıntılıyorum :

"Güç, rakiplerinin seni "hesaba" katmasıdır! Sensiz oyun kuramamasıdır. Milyonlarca taraftarın senin "başarı, güç ve rekabet edebilirliğin" algınla mutlu oluyor, hayat içinde rakiplerine karşı kendi klanını savunmaya, değerli hissetmeye, farklı olmaya devam ediyor. Kazandığın her derbi, rekabete devam edip yarışta olduğun her sene taraftarın hayatın daha içinde, benim de sizlerden bir eksiğim yok duygusuyla yaşıyor! Bu haliyle kulüp bir ürün ve bir meta, bundan gelen gelirle yaşıyor, bu gelir de işte bu bahsedilen algılara bağlı, marka değerini de bu oluşturuyor! Büyük bir başarısızlık olmadıkça, ya da sene başı taraftarın algısını "bu sene feda dönemi" diye yönetmedikçe yarıştan vazgeçilme gibi bir durum bu futbol ekonomisinde sözkonusu olamaz!

Ben burada en başta ne dedim? Sene başı "feda" deselerdi seve seve razı olurdum, ama daha sene ortası bir "feda" ya hiç bir "büyük" geçinen kulüpte rastlamadım. Eldeki kadro değeri, örnek verilen kilit mevkilerdeki rakiplerinden bile kaliteli ve bazıları değerli oyuncuların, burada beğenilmese de, medyada desteği ve lobisi olan "yarışmacı" Hocanla ligde ilk üçteyken feda dersen taraftar da seni tefe koyar, medya da, tüm büyüklük algını ve imajını bu sene bazında darmadağın edersin, borsada da dibi görürsün, kendi değerlerine "değer" vermeyene kimse değer vermez! Yarışırsan eldeki ekonomik değerlerin, oyuncuların mundar olmaz, daha iyi paralara satarsın, kurtulursun!

Hayal kırıklığı olacaksa yarışırken olmalı ki sene sonu taraftarı - medyayı algıyı yöneterek bir yapılanma yapma imkanın olsun. Bu işler ya sene başı olur, yada sene sonu "başarısızlık" la. Bir de hakikaten, ne söylediğinize bir bakın, sene ortası "sıfırlama"dan bahsediyorsunuz! İmaj olarak tam bir "Anadolu Kulübü" haline gelmenin bundan daha iyi bir yolu olamaz! Oynanan top "Anadolu Takımı" gibi olsa bile yarıştığın sürece arkadan desteğin olacaktır!"

- Sonuç olarak, mesele şampiyon olmak değil, yarışmaktır, elinde yarışacak gücün varken "iddiandan" vazgeçmemektir. Seni "büyük kulüp" olarak taraftarın ve kamuoyunun gözünde algılatan geçmiş başarılarınla rekabete ve yarışmaya "devam" etmendir.

Öngördüğünüz başarısızlık geldiğinde taraftar ve medya yeni bir feda için maddi - manevi hazır olmuş olacak zaten. Bunun olabilme yolu da ya sene başı planlama, ya da sene sonu başarısızlıktır!

Bunun savunmak için savunma ya da gerçeklikten kaçıp kaçmama olduğuna okuyanlar karar verecektir, sıkıntı yok.

yilmaz dedi ki...

@Huzeyfe

"2008-2009 gibi bir sene de yaşamıyoruz, puanda kopma yok."

Amacım doğruluğumu ispatlamak değil. Daha fazla da uzatmayacağım.

Ama O bahsettiğin sezon, GS ilk yarının finalinde bizi ezerek 4-2 yendi. 5 ya da 6. sıradaydık lig bittiğinde. Ernst ve "telefon kulübesinde adam geçen Yusuf" transferiyle yol aldık. Ama bu sezona benzer yönleri vardı. En önemli benzerliği GS ve FB'nin üçüncülük için çekişmesiydi. GS ve FB'nin ikisinin birden ilk 2 dışında kaldığını tek ya da nadir sezonlardan biriydi.

Bu sezon diğerlerinden çok farklı bir sezon. Bütün takımlar kötü. Tek kötü biz değiliz. Sivasspor bu performansını devam ettirir de ligi alır derseniz, birşey diyemem olabilir. Ama doğal şampiyonluk adayları arasında bir fark yok. Bizim seneye oynamayacak oyuncu sayımızdan daha fazla GS'nin oynamayacak oyuncu sayısı var.

Ayrıca benim tek beklentim şampiyonluk da değil. Takım belli ki bir kaç sezon kış uykusuna girecek. Bu sürede Avrupa'da olamayacağımız sezonlar olması muhtemel. Dolayısıyla bu sezon Avrupa'ya kalifiye olmak da önemli. Abdullah Hoca ve ona akıl veren bir kaç medya mensubunun beğenmediği bir Avrupa Ligi galibiyeti 3mTL civarında. Gruplardan çıkarsan yaklaşık 10 15m TL civarında gelir getiriyor. Bu paraya Ludugorets, Cluj, Slavia Prag, Malmö, Legia gibi takımlar takım kurup, Avrupa'da boy gösteriyor.

Devre arası bir operasyon yapılırsa "lan napıyonuz olum" demem. Keşke sezonun ilk yarısı bittiğinde federasyon kupasını almış olsak, o zaman ikinci yarı satıp savuralım, kalan maçlarda u15 oynasın, umrum olmaz.

Ahmet Usal dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ahmet Usal dedi ki...

@yilmaz +1

Mesele bir şeyler kazanmak, özellikle bunu yapabilecek kalibrede bir takımın elde halen varken ve yeniden yapılandığında önündeki bir kaç sezon kazanamayacağını da hesap ederek!

beagle dedi ki...

@Ahmet
Yalniz istatistik o değil. Geçen haftalarda fenomenin teki galip gelinen 6 maçtır en çok ikili mücadele kazanan Elneny yazdi. Sallamanin daniskası.

Teknik terimlere girmeyecegim ama üzerinde konuştuğun rakamin istenen sonucla iliskili olup olmadığını anlamak(regresyon, korelasyon vb), istatistik tartismak için ilk adim olmali.
Topa sahip olma ve pas sayisinin galibiyet ile ilişkisi hiç de yüksek çıkmayacaktir.
Ama 34 mac sonunda 2-1 ortalamayı yakalarsan büyük ihtimalle şampiyon olacaksın.
Gol atmak için de kaleyi bulan şut lazim. Çok da başka şey konusmayalim. Sutlar kalecimizi 4den az, rakip kaleyi ise 7-8 defa görüyorsa sampiyon oluruz.

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

İlk paragrafındaki bilgi doğru : https://tr.whoscored.com/Players/125209/MatchStatistics/Mohamed-Elneny

Detaylı istatistiklere baktığında Kayseri ve bu maçta en çok top çalan adam, Kayseri maçında en çok top kesen adam! Hani senin beğenmediğin yönü, son maçlarda ortalaması da 7 ye yakın 10 üzerinden. Fenomen belki abartmıştır ama takımın en faydalı bir kaç isminden biri, 6 numara olarak ve istatistiki olarak.. Son maç en net pozisyonumuzu kaçıran da o.

Bizim şu an belki de en kilit oyuncumuz, örnek, çıktı son maç dönen topları toplamada zorlanmaya başladık. Geldiği gibi değil, yükselen ivmesi var. Kalitesi net, tabi bana ve spor medyasının çoğunluğuna, ayrıca hocaya göre.

Kalan yorumların doğru da, rakiplerinde senden çok farklı değil. Sen az atıyorsan savunman daha iyi, FB çok atıyorsa defansı patlak, GS zaten sadece kaleci ve savunmada iyi, hala hepsinin üstündesin!

Bi şey demiyorum, bunlar sadece istatistiki ve teknik veriler, devre arası gerekirse ben de bir regresyon ve korelasyon analizi yaparım, yabancısı değilim, tabi uzmanları daha güzel el atar, bekleriz efendim :)

Huzeyfe dedi ki...

@yilmaz

Rakipler ne kadar kötü oynasa da bir tarafta Terim faktörü var. Üstüne kadroları değerinin çok çok altında performans veriyor şu anda. Diğer tarafta da ciddi başarıya açlık var. Herşeyi yapmaya hazır başkan var. Bizim bu kadar motivasyonumuz da yok, kadro kalitemiz de yok, hoca performansımız da yok, vs.

@Ahmet Usal

Tekrar söylüyorum, oyuncunun nereden geldiğinin hiçbir önemi yok. Elneny 6-8 gibi oynuyor bu takımda. Gol yok, asist yok, asist öncesi pas yok, progresif pas yok, vs.
Bir de tartışmayı başa sardın. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri konuşuyoruz. Elneny bu takımın futbolcusu değil. Kiralık futbolcunun zirvesi Talisca'ydı. Elneny şampiyon yapsa 18 veremeyeceğimiz için arkasından gelen 2 sezon yine boşa gitmiş olacak. Israrla söylüyorum ama duymazlıktan geliyorsun, yaş ortalamasına indirgedin daha önce de tartışmayı. Oyunun en kilit oyuncuları ya 34-35 yaş bandında, yada kiralık. Bu oyuncular üzerine sistem inşa edip başarılı da olsak, bir sonraki 2 sene önceki 2 sene gibi geçecek.

Fırat Günayer gibi adamlar sana duymak istediklerini söylerler. Onlar içerik satıcısı. Ben birşey satmıyorum. Gördüğümü söylüyorum. Izdırap çekiyoruz taraftar olarak. Artık bazı şeyler değişsin istiyorum ben. Saffet Sancaklı'yı dinle. Yolun sonuna geldik. Takımımızı kaybetmek üzereyiz.

Ahmet Usal dedi ki...

@Huzeyfe

Hocam ne anlatmak istediğinizi anlıyorum. @yilmaz için yaptığınız GS yorumundan başlayayım; değerlendirmeniz doğru, elde büyük yatırımları var, batık halden çıkarmak için gerekli düzeltme ve takviyeleri yapacaklardır. 2. yarıyı da "silme" götürme ihtimalleri var. Haklısınız. Diğer renkli kardeşimizin motivasyonunu ve çabalarını da anlıyorum. Ama üzülen taraftar modundan çıkıp sakinleştiğimde yine eski tezlerime dönüyorum. Çünkü hem ışık görüyorum, hem de doğru olanın tam da bu şartlarda imkan varsa yarışmaya devam etmek olduğunu düşünüyorum.

Bir de, sağolun, bu kadar değerli zamanınızdan ayırıp dert anlatıp ikna etmeye çalışıyorsunuz, ama ben yönetime etki edecek bir konumda olan biri değilim, sadece taraftarım. Herhangi bir "icra" gücüm yok. Eğer doğrusu devre arasından itibaren yeniden yapılanmaksa Yönetim karar verir ve yapar, bana da kabullenip destek vermek düşer. Endüstriyel futbolun göbeğinde olan onlar, şartları en iyi onlar biliyor, kulübü "kurtarma" iddiası ile "seçilip" geldiler, biz sadece "nasıl olur?" diye kafa patlatıyoruz, aynı görüşte olunsun ya da olunmasın!

Önce argümanlarınıza cevap vereceğim, sonra kendi nedenlerimi, zaten diğer yorumlarımda detaylı yazdım, çok daha kısaca ve net olarak, yormadan alıntısız özet geçeçeğim. Herhalde karşılıklı iyi gerekçeler olmasa tartışıyor olmazdık, değil mi?

Elneny den başlayayım; istatistikleri eksik olmuş, yukarda verdiğim linkten alarak söylüyorum; sadece ofansif istatistikleri, defansifler epey daha iyi : Lig ve AL Maçları dahil, 14 şut, 14 kilit pas, 1 assist, 1 de aldığı penaltı var, ki çoğunlukla 6 numara oynuyor, o mevkiide değerli oyuncu, rakamsal olarak rakiplerinden iyi. Pas yüzdesinde de ligde en tepelerde. Benim tezimde yarışan takım için faydalı, rakiplerimizde olmayan bir artı(istatistiki olarak Gustavodan iyi mesela), tabii sıkıntımız hepinizin bahsettiği gerçek şutor çift yönlü bir 8 numara. Seneye olmamasına gelince, eğer Sivası izliyorsanız, ben son üç maçlarını izledim, Fatih Aksoy onu seneye aratmayacak kadar iyi geliyor, Rıza Hoca sağolsun.

Başarılı olsak sonraki seneler bu kadronun sürdürülebilirliği yok, doğru, zaten en önemli gerekçelerinizden biri, ama başarı olursa alttan gençler ve iyi scouting ile aksayan eskiyen parçalar yenilenebilir, dert zaten başarı, çünkü ekonomik açmazı çözmenin, alttan sizin vurguladığınız genç oyuncu yetiştirmeyle beraber en kestirme yolu.

Ben Fıratı izlediğimde hem iyi bir içerik satıcısı hem de pozitif bir taraftar görüyorum, olumlu lobilerimizden de biri uyandırdığı sempatiyle(bir diğeri de Ali Ece mesela), o bile benim kastettiğim anlamda rekabetin, marka değerimizin ve yarışın bir parçası, çünkü pozitif reklamımızı yapıyor, ilgi ve sempati topluyor, takım hakkında düşündürüyor ve konuşturuyor, gündemde kalmamıza katkı veriyor. Daha önce medyada böyle isimlerimiz de yoktu. Evvelce bahsettim, ne kadar gündemdeysek ve konuşuluyorsak, yarışabilirlikle birlikte, ekonomik değer üretecek "büyüklük algımız" ile taraftar ilgisi o kadar sürekli olur. Bu da bize stat doluluğu, ürün satışı, vb gibi geri döner. Başarının stat doluluğuna etkisi için bknz:Malatya Maçı.

Sizin iyi niyetinizden kimse şüphe edemez, işler iyi gitmediğinde olacakları ve denizin bittiğini söylüyorsunuz, oyundan ve takımdan da mutsuzsunbuz. Ben de diyorum ki iyi gitme ihtimali var, o zaman olacaklar da batmamızı engeller, engellemiyorsa ve deniz bittiyse Yönetim zaten sizin dediğinizi yapar. Yapmıyorlarsa deniz o kadar da bitmemiş demektir!

Siz nasıl ısrarla sizi anlamadığımı ve aynı şeyleri söylediğimiz düşünüyorsanız, benim için de aynısı. Çünkü burada yarışmaya devam etmek neden önemli diye 32 kısım tekmili birden yazdım önceki yorumlarımda. O yüzden, aynı şeyleri tekrarlamadan, neden burada herkesin farkında olduğu dezavantajlara rağmen yarışmaya devam edebilirizi anlatayım.

Devam edecek...

Ahmet Usal dedi ki...


-Rakiplerimizin durumu; en çok ihtiyacı olan FB, ama önümüzdeki derbiyi kazanmamız ya da berabere kalmamız bile onları bitirir. Çünkü o zaman mevcut hocalarını gönderip Jorge Jesusla devam edecekler, adam ligi ve takımı tanıyana kadar yarış dışı olurlar. Kadroları bizden yaşlı ve sadece daha dengeli bir kadro, santraforları hariç bize ağır basan bir kadro da değil, Transfermarka göre onların değeri 90, biz 80 milyonuz. ŞL ye kalamazlarsa aynı bizim durumumuza düşecekler, Koçları bile kurtaramayacak. Bu, daha önce de anlattım, rekabette iyi bir şey, sıradan kapitalizm. Talep olursa tekrar anlatırım.

-Başakşehir oyuun ve kadro olarak bizden iyi ve dengeli, ama seyircileri yok, AL leri var, çok çok başarılı olmaları lazım üstümüze çıkmaları için.

- TS, kilit oyuncuları bizimkilerden yaşlı, Obi Mikel ve 35 lik Sosasız hiç birşeyler. Gençleri tecrübesiz. Yarışırlar ama devre arası iyi çalışılıp sistem oturtulursa onların da üstünde bitirebilme ihtimalimiz yüksek.

- Sivas , çok dar bir kadro ve rotasyonla, çok zor bir "fizik oyunu" oynuyor. Taktiklerinin panzehiri bulunursa 2. devre zaten yarışamazlar. Yarışırlarsa hem Türk Futbolu, hem de hepimiz için iyi. Çünkü onlar şampiyon olup 4 büyükler olamaz ve ŞL ye gidemezse hepimizin yatırımları elde patlayacak ve özellikle ekonomik olarak daha zora düşecek GS zaten yaşlı kadrosunu yok paraya yenileyecek, bizim seviyelerimize yaklaşacak. FB yi zaten yazdım.

- GS, sona sakladım, eğer 3 - 4 transferle kadrolarını daha da iyi hale getirirlerse en büyük aday. En çok onlar çalışacak çünkü en büyük risk onlarda. Başarısız olurlarsa bırakın bizi ülke futbolu kurtulur ki bunla ilgili de ufak tefek yazdım, ama çok derin bir tartışma konusu. Sadece rekabete devam etmemiz bile başarısızlık ihtimallerini arttıracaktır.

- Siyasi otorite ülke futbolunda yapısal devrimler yapmadıkça bizim kendi kendimize rekabetten vazgeçip yapılanmamız kısa vadede bizi kulüp olarak küçültecek ve pastadaki payımızı rakiplerimize ikram etmek olacak. Bu da aradaki uçurumun açılmasını sağlayacak ki tam kapatıyorduk! Bu aslında bu en kuvvetli argüman, blog yazısı konusudur! Kasımpaşa maçı ertesi sizle bunu detaylı tartışmıştık ve orada yazmıştım, o argümanlar istediğiniz devrime karşı en büyük gerekçelerimdir, başarılı olup tatmin olmak isteyen bir taraftar hezeyanıyla yazıp yazmadığımı, amiyane tabirle boş konuşup konuşmadığımı anlamak isteyen olursa o yorumları bir daha okuyabilir. Çocuk değiliz, duygusal olmakla salak olmak arasında farkı bilecek kadar yaşlıyım! Gerekirse çok daha açık ve net bir daha da yazarım!

Hocam aynı görüşte olmak, hatta ortak bir noktada buluşmak zorunda değiliz! Ben aklınızdaki ve gönlünüzdeki çözüme saygı duyuyorum, kendi açınızdan kulüp için en iyisini hayal ediyorsunuz. Beni de farklı düşünmeyin...

Huzeyfe dedi ki...

Bence bu görüş ayrılığı değil. Finans-matematik filan bunlarla ilgili konuştuğumuz şeyler. Bence subjektif birşeyi tartışmıyoruz.
Yeni göreve gelmiş yönetimin 2 ayda geldiği noktaya bakın. Fulya'yı satmaktan başka çare bulamadılar. Deniz bitti. Bence Çebi derbiyi kaybederse Avcı'yı postalar. Umarım bir kadro mühendisliği ve teknik yapılanma adına planları vardır. Yoksa Fulya'yı satıp Diaby, Boyd, Lens, N'koudou almaya devam ederiz.

ayac dedi ki...


Telefonda sikişmek için sabırsızlanan kızlarla sohbet numaralarını bularak iletişime geçebilirsiniz

«En Eski ‹Eski   201 – 230 / 230   Yeni› En yeni» Yorum Gönder

Ara