25 Aralık 2010 Cumartesi
N'apacak Bu UEFA Kriterleri?
2012 yılı yaklaşırken ismini çok daha fazla duymaya başlayacağımız bir olgu bu "UEFA Kriterleri" denen şey. An itibariyle bir mitolojik kahraman gibi duyulmakta zira kimsenin hakkında teknik bir bilgisi yok.
I. Giriş ve Prosedür
Haziran 2010 yılında tam hali yayınlanan belgenin adı "UEFA Kulüp Lisanslama ve Finansal Fair Play Düzenlemeleri". Kendisi öyle 3-5 kriter değil, tam 85 sayfalık bir doküman. Bunun içinde bir çok eskiden gelen düzenleme var iken, üzerine yeni maddeler de eklendi, ki esas gündemde olan bu. Bu kitapçığı şimdiye kadar Türkiye'de kaç kulüp avukatı okudu bilmiyorum -ki bizim hukuk bürosu daha hangi oyuncunun oynayıp oynamayacağını bilmezken pek de umutlu değilim kendi açımızdan-, ama geçiş süreci olarak adlandırılan 2.5 yılın ilki geride kalmak üzere.
Öncelikle prosedürün nasıl çalışacağını açıklayalım: UEFA, üye oluşumlarına denetleme yetkisi verecek (yani TFF), TFF denetlemesini yaptıktan sonra raporu UEFA'ya yollayacak, UEFA da bu raporu gözden geçirip onaylayacak ya da reddedecek. Yani Platini eliyle teker teker gidip bütün ülkelerdeki bütün kulüpleri denetlemiyor, beklendiği gibi çok başlı bir mekanizma var. O yüzden de bu çarkın dişlileri döner iken arada mutlaka uygun yağlamalar yapılacaktır.
II. Finansal Kriterler
Bu yeni kriterlerin en çok dikkat çeken tarafı mali düzenlemeler idi. Yeni getirilen mali kriterler için ön şart, IFAC standartlarına uyan bağımsız bir denetim şirketi tarafından denetim raporunun oluşturulması. Bizim halıhazırdaki şirketimiz İtimat YMM, TÜRMOB üyesi olduğundan bu şartı yerine getirir durumda. O yüzden mevcut şartlarda lisans alabiliyorsak, değişen koşullarda da lisans alabilmemiz kuvvetle muhtemel olacaktır.
Peki ne bu mali kriterler? Birincisi, kulüplerin hiçbir vadesi dolmuş borcu olmamalı. Bizim sene başında yaptığımız uzun vadeli kredi alarak kısa vadeli borçları kapatma hamlemizin bir açıklaması da bu durum olabilir o yüzden. Yalnız bu vadesi dolmuş borç kısmının birçok ayağı var. Mesela kulüplerin diğer kulüplere ve futbolculara hiçbir vadesi dolmuş borcu olmaması gerekiyor ki, bizim bu konuda sicilimiz kabarık, geçen yıl Baki Mercimek bile parasını almak için icra davası açmıştı.
Başka bir mali kriter de kulübün gelecekteki finansalları ile ilgili. Örneğin bir kulübün negatif özsermayesi var ise bu ciddi bir sorun teşkil etmekte, ki bizim negatif özsermayemizin durumu malum, -63 milyon lirada idi en son. Gene bu açıdan baktığımızda, gelir gider tablomuzdaki pozisyonumuz 2010 yılında 2009 yılına kıyasla daha kötü durumdaydı, ki bu da ileriye yönelik endişe maddesi altında sorun yaratabilecek bir pozisyon.
Gelelim kar-zarar dengesi maddesine. 2012 kriterlerine göre bir kulübün ilgili geliri, ilgili giderinden az olamaz. Burada önemli olan kelime ilgili (relevant), zira klasik kâr-zarar tablosundan farklılık gösterebilecek yerleri var. Bu maddede ilgili gelirler bilet gelirleri, sponsorluk ve reklam gelirleri, yayın hakları, ticari faaliyetler, diğer faaliyet gelirleri, oyuncunun değeri fazlasına satılmasından doğan gelirler ve finansal gelirler olarak tanımlanırken, ilgili giderler satış giderleri, çalışan giderleri, diğer faaliyet giderleri, oyuncunun değerinin altında satılmasından doğan gider, finansal giderler ve temettü olarak tanımlanmakta. Bu kâr-zarar tablosuna parasal değeri olmayan hiçbir şey girmemekte.
Kulüpleri kısa vadede kurtaracak en önemli kalem yayın hakları, zira çok ciddi paralar alınacak Digitürk'ün yatırımı sayesinde. Bu sene başında ödenen abartı meblağ, UEFA kriterleri ile de ilişkilendirilebilir bu yüzden isteyence. Gene yukarıdaki açıklamalara göre Tabata'yı bedava satmamız demek ciddi anlamda bir zarar etmemiz demek oluyor. Burada biraz muhasebecilerin yeteneğine bakacak işler sanırım.
UEFA'nın bu kâr-zarar dengesinde koyduğu sınır 5 milyon Euro, yani bir kulüp en fazla 5 milyon Euro dönem zararı gösterebilir. Fakat bu zararın özkaynak yahut diğer yatırımcılar tarafından kapatılabileceği gösterilirse bu izin 2014 yılına kadar 45 milyon Euro, sonrasında ise 30 milyon Euro'ya kadar çıkabilir. Bizim mevcut yapıda böyle bir avantajımız yok, ama dediğim gibi, maharet biraz da muhasebecilere ve denetçilere kalıyor bu durumda.
Bu yukarıda değindiğim üç italik finansal maddenin yanısıra bir de ek ilgi gerektiren iki durum var:
* Çalışan giderlerinin kulübün toplam gelirinin %70'inden fazla olması. (Ki bizim şu an futbolculara ödediğimiz para 40 Milyon Euro'yu buldu, bu da kritik bir rakam)
* Net borcun toplam gelirin %100'ünden fazla olması. (Bu madde de hesaplama yöntemine göre bizim için çok sorunlu hale gelebilir)
III. Sonuç
Özetle durum budur. Ben açıkçası özkaynakları -63 milyonda olup da batmamayı başaran bir şirketin, bir şekilde bu düzenlemelerden de açık noktaları ve istisnai halleri bulup yırtacağını düşünüyorum, fakat eğer bu kriterler ciddiyetle uygulanırsa Beşiktaş'ın başı ciddi anlamda ağrıyacaktır.
I. Giriş ve Prosedür
Haziran 2010 yılında tam hali yayınlanan belgenin adı "UEFA Kulüp Lisanslama ve Finansal Fair Play Düzenlemeleri". Kendisi öyle 3-5 kriter değil, tam 85 sayfalık bir doküman. Bunun içinde bir çok eskiden gelen düzenleme var iken, üzerine yeni maddeler de eklendi, ki esas gündemde olan bu. Bu kitapçığı şimdiye kadar Türkiye'de kaç kulüp avukatı okudu bilmiyorum -ki bizim hukuk bürosu daha hangi oyuncunun oynayıp oynamayacağını bilmezken pek de umutlu değilim kendi açımızdan-, ama geçiş süreci olarak adlandırılan 2.5 yılın ilki geride kalmak üzere.
Öncelikle prosedürün nasıl çalışacağını açıklayalım: UEFA, üye oluşumlarına denetleme yetkisi verecek (yani TFF), TFF denetlemesini yaptıktan sonra raporu UEFA'ya yollayacak, UEFA da bu raporu gözden geçirip onaylayacak ya da reddedecek. Yani Platini eliyle teker teker gidip bütün ülkelerdeki bütün kulüpleri denetlemiyor, beklendiği gibi çok başlı bir mekanizma var. O yüzden de bu çarkın dişlileri döner iken arada mutlaka uygun yağlamalar yapılacaktır.
II. Finansal Kriterler
Bu yeni kriterlerin en çok dikkat çeken tarafı mali düzenlemeler idi. Yeni getirilen mali kriterler için ön şart, IFAC standartlarına uyan bağımsız bir denetim şirketi tarafından denetim raporunun oluşturulması. Bizim halıhazırdaki şirketimiz İtimat YMM, TÜRMOB üyesi olduğundan bu şartı yerine getirir durumda. O yüzden mevcut şartlarda lisans alabiliyorsak, değişen koşullarda da lisans alabilmemiz kuvvetle muhtemel olacaktır.
Peki ne bu mali kriterler? Birincisi, kulüplerin hiçbir vadesi dolmuş borcu olmamalı. Bizim sene başında yaptığımız uzun vadeli kredi alarak kısa vadeli borçları kapatma hamlemizin bir açıklaması da bu durum olabilir o yüzden. Yalnız bu vadesi dolmuş borç kısmının birçok ayağı var. Mesela kulüplerin diğer kulüplere ve futbolculara hiçbir vadesi dolmuş borcu olmaması gerekiyor ki, bizim bu konuda sicilimiz kabarık, geçen yıl Baki Mercimek bile parasını almak için icra davası açmıştı.
Başka bir mali kriter de kulübün gelecekteki finansalları ile ilgili. Örneğin bir kulübün negatif özsermayesi var ise bu ciddi bir sorun teşkil etmekte, ki bizim negatif özsermayemizin durumu malum, -63 milyon lirada idi en son. Gene bu açıdan baktığımızda, gelir gider tablomuzdaki pozisyonumuz 2010 yılında 2009 yılına kıyasla daha kötü durumdaydı, ki bu da ileriye yönelik endişe maddesi altında sorun yaratabilecek bir pozisyon.
Gelelim kar-zarar dengesi maddesine. 2012 kriterlerine göre bir kulübün ilgili geliri, ilgili giderinden az olamaz. Burada önemli olan kelime ilgili (relevant), zira klasik kâr-zarar tablosundan farklılık gösterebilecek yerleri var. Bu maddede ilgili gelirler bilet gelirleri, sponsorluk ve reklam gelirleri, yayın hakları, ticari faaliyetler, diğer faaliyet gelirleri, oyuncunun değeri fazlasına satılmasından doğan gelirler ve finansal gelirler olarak tanımlanırken, ilgili giderler satış giderleri, çalışan giderleri, diğer faaliyet giderleri, oyuncunun değerinin altında satılmasından doğan gider, finansal giderler ve temettü olarak tanımlanmakta. Bu kâr-zarar tablosuna parasal değeri olmayan hiçbir şey girmemekte.
Kulüpleri kısa vadede kurtaracak en önemli kalem yayın hakları, zira çok ciddi paralar alınacak Digitürk'ün yatırımı sayesinde. Bu sene başında ödenen abartı meblağ, UEFA kriterleri ile de ilişkilendirilebilir bu yüzden isteyence. Gene yukarıdaki açıklamalara göre Tabata'yı bedava satmamız demek ciddi anlamda bir zarar etmemiz demek oluyor. Burada biraz muhasebecilerin yeteneğine bakacak işler sanırım.
UEFA'nın bu kâr-zarar dengesinde koyduğu sınır 5 milyon Euro, yani bir kulüp en fazla 5 milyon Euro dönem zararı gösterebilir. Fakat bu zararın özkaynak yahut diğer yatırımcılar tarafından kapatılabileceği gösterilirse bu izin 2014 yılına kadar 45 milyon Euro, sonrasında ise 30 milyon Euro'ya kadar çıkabilir. Bizim mevcut yapıda böyle bir avantajımız yok, ama dediğim gibi, maharet biraz da muhasebecilere ve denetçilere kalıyor bu durumda.
Bu yukarıda değindiğim üç italik finansal maddenin yanısıra bir de ek ilgi gerektiren iki durum var:
* Çalışan giderlerinin kulübün toplam gelirinin %70'inden fazla olması. (Ki bizim şu an futbolculara ödediğimiz para 40 Milyon Euro'yu buldu, bu da kritik bir rakam)
* Net borcun toplam gelirin %100'ünden fazla olması. (Bu madde de hesaplama yöntemine göre bizim için çok sorunlu hale gelebilir)
III. Sonuç
Özetle durum budur. Ben açıkçası özkaynakları -63 milyonda olup da batmamayı başaran bir şirketin, bir şekilde bu düzenlemelerden de açık noktaları ve istisnai halleri bulup yırtacağını düşünüyorum, fakat eğer bu kriterler ciddiyetle uygulanırsa Beşiktaş'ın başı ciddi anlamda ağrıyacaktır.
Etiketler:Mali Durum,semioticus,Shelbyl,UEFA Kriterleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
16 Yorum:
Ellerine saglik hocam. Bende baktim demin, 2009 son ceyreginde equity -63 olarak gozukuyor, 1 sene evvel ise sadece -15 idi sanirim. Yanlis biliyor olabilirim, ama sanirim UEFA kriterlerine gore 2012-2013'e kadar yoneticilere olan borcun tamami odenmesi gerekirdi? Bunu bir yerde okudugumu hatirliyorum, teyit edebilir misin?
Sunu da belirtmekte fayda var, negatif equity teknik iflas demek, iflas ilan edilmek icin de bir alacaklinin basvuruda bulunmasi lazim, yani alacaklar odendigi surece boyle birsey olmaz. Alacaklarin buyuk kisminin Demiroren oldugu ve asset-equity dengesinin buyuk bolumu Demiroren'e olan borc tarafindan dengelendigi dusunulurse tam anlamiyla adama mahkum olduk diyebiliriz.
O okudugun sey sanirim 50. madde ile tanimlaniyor "calisanlara (futbolcular, yoneticiler, teknik heyet vs.) ve vergi birimlerine vadesi gecmis borcun olmamasi" seklinde. Bizim kulubun borcu, benim bildigim kadariyla dernege, direkt Demiroren'e degil. Bu yuzden bu maddeden muaf tutulabilirler belki, belli olmaz. Demiroren kulubun yoneticisi degil de "sahibi" olarak gecerse, o zaman belki bu borc degil de yatirim olarak gosterilir falan filan. Cekerler bir ayak bizimkiler kesin.
Gerci bizim bu 10 futbolcu/sene dava hizimiz devam ederse Demiroren'e kalmadan patlatirlar. Artik kulupler paralarini zamaninda odemek zorunda kalacaklar, UEFA kriterlerinin en guzel yanlarindan birisi bu.
Birde kar-zarar mevzusunda da kesin bir degisim yaparlar. Su anda kar yapan bir Avrupa kulubu bilmiyorum ben, Porto bile oyuncu satislariyla anca ufak bir kar sagliyor. Boyle kurallarla resmen earnings management, hatta belki de earnings manipulation tetikleniyor resmen. Bu tur asiri sert uygulamalar hep ciddi sorun yaratmistir, en sonuncusunu fair value accounting ile mali krizde gorduk iste.
Burada kesin ciddi degisimlere giderler, yoksa bu haliyle feci sictik, hatta bizimle beraber bircok kulup feci sekilde sicar (FB, GS dahil).
Sahibi olarak gozukebilir mi ki? Hatta onu gectim, su an sahibi kim gozukuyor? Sadece hissedarlar mi?
Su an yonetici olarak gectigini biliyorum, kap.gov.tr'de yonetim kurulu listesinde var.
Su dernek mevzusunu da anlamadim. Bildigim kadariyla Demiroren dernege borc verip dernek Sportif AS'ye aktariyor. Yarin oburgun Demiroren parasini almak istese nasil olacak o is? AS Dernege odeyemezse, dernek de Demiroren'e odeyemezse anca dernegi sikayet eder ve iflasini ister, bildigim kadariyla da bizim icin ana sirket Sportif AS'dir. Baya karisik isler bunlar.
Merhabalar,
Belki hariçten gazel okumak olacak ama bu kriterlere dair bir şeye rastlamak hoşuma gitti. Bir iki ufak not atayım istedim:
1-) 2011-12 ve 2012-13 izleme sezonları. 2013-14'ten itibaren uygulamaya geçiliyor.
2-) UEFA, dernek-şirket-kulüp ayrımı yapmıyor, aralarında bağ olan durumlarda topluca değerlendiriyor. Bir yerden bir yere borç ya da alacak transferini doğrudan önlüyor.
Ki bunun da ötesinde "fair value" diye bir kavram da getirmişler. Mesela Manchester City'nin borcu çok artınca herhangi bir kişi ya da şahıs bir locaya 40-50 milyon euro ödeyip kulübü tekrar belirtilen kriterler içine çekemesin istiyorlar. Böyle bir işlem yapılırsa o ücret, normal piyasa ücreti neyse ona dönüştürülüp tablolar yeniden oluşturuluyor.
3-) Zarar etmeme koşulu yok. Zarar için belirli limitler ve bunun yanı sıra süreklilik koşulu var.(Bu arada BJK4EVER'ın yorumuna istinaden şunu da belirtelim: Kar eden kulüpler var. Çoğunlukta değiller ama ihmal edilecek bir oranda da değiller. Bundan ayrı olarak: Uefa genel olarak futbol gelirlerine ve giderlerine bakacak. Örneğin, yeni bir tesis yapımı için arazi alımına ya da tesisin yapımına harcanan paralar bu kapsamın dışında).
4-) Bunu belirtmemde art niyet arayacak olan varsa kendi bilir: Ücretlerin belli bir limit dahiline çekilmesi çok önemli. Diğer ayak oyunu yöntemlerini de kapatmak için elinden geleni yapmış Uefa. O yüzden oyunculara ödenen ücretler, orta ve uzun vadede daha büyük önem kazanacak. Bence Beşiktaş özelinde en büyük meselelerden birisi bu. Bonservise para vermemek anlamsız değil, ama çok da fazla bir şey ifade etmiyor. Örneğin Chelsea Ballack ve Cole'u yollarken gözönüne aldığı nokta buydu. %68'e düştüler(Porto'nun da en büyük problemi bu). Ve %70 üst limit. Hiç bir şekilde aşılmaması gerekiyor. Beşiktaş için belirtilen 40 milyon Euro çok ciddi bir rakam.
5-) Bildiğim kadarı ile borç için de borç/EBITDA oranı dikkate alınıyor. Katsayı galiba 3, ama hiç emin değilim.
BJKAS'nin ne kadari halka acilmisti? Sorunun cevabi oradan cikar. Dernek falan hesabina hic girmiyorum ben cozemedim oradaki mekanizmayi.
Kar-zarar konusunda o 45 milyon, 30 milyon gibi istisnalari o yuzden koymuslar zatenm en baslarda biraz gevsek tutulacaktir is, cunku tum futbol endustrisi zarar gorebilir neticede.
Tahminimce en basta birkac ufak kusu avlayip ciddiyet mesaji verecekler, gerisi de lobilerin, reklamcilarin vs. gucune kalacak.
Platini sisteme karsi savasmaya calisiyor, ama kiliclari direkt cekemez. Bakalim, gorecegiz.
@hebenneka
Harici dahili yok canim, hatta cok guzel oluyor boyle kalifiye yorumlar almak, her zaman buyur bekleriz. :)
1) Haklisin, madde 59'da 2013/14 sezonunda uygulamaya gecilmesi ongorulmus.
2) Bu alakali kurum ve fair value kavramlari Annex X'te incelenmis. Benim oradaki kriterlerden okudugum kadariyla, daha cok sirket ve kisisel baglantilari alakali kurum olarak degerlendiriyorlar. Dernek de bu tanim icine girmeli mantiken, ama girmeyebilir de, nasil tanimlandigina bagli.
"Fair value" kavrami bizim ulkeye pek uygulanabilir degil, daha dogrusu ben fair value prensibine aykiri olacak bir ornek hatirlamiyorum.
3) O kosullari yazdim yukarida. Dedigin gibi ozellikle vurguladiklari nokta "parasal" ve de "alakali". Futbol bolumunun kendi yagiyla kavrulmasini hedefliyorlar esasen.
4) 70% yorumunun gectigi tek madde 62. madde, ve orada da su ifadeyle geciyor: "In addition, the Club Financial Control Panel reserves the right to ask the licensee to prepare and submit additional information at any time, in particular if the annual financial statements reflect"
Benim buradan anladigim, yazida da belirttigim gibi sadece "ek inceleme" olacagi. Yani %70'ten fazlaysan sana "Ne is?" diye soracaklar, ama o sinir direkt olarak cezai yaptirim ongormuyor.
5) EBITDA'yi dikkate aliyorlar da, belirttigin gibi bir "3" oranina rastlamadim ben. O belirttigim ek ilginin hasil oldugu kisimda " if net debt exceeds 100% of total revenue" diye bir ifade var, benim gordugum tek oran o.
Tekrar tesekkurler.
Abi o borc-gelir olayi harbiden uygulanamaz birsey. R.Madrid, Manchester United'in vs geliri en fazla 350-400 milyon euro, borclar bundan ciddi derecede daha fazla. Bunlari nasil 3-4 senede kapasinlar? Kaldi ki R.Madrid'in faliyetlerinde ve sirketin devam etmesinde sorun yok, cezai yaptirimlari ne derecede cabuk uygulayabilecekler ve yaptirimlar ne kadar ciddi olabilecek? Bu kriterler cok cok sert geldi bana, kimse kolay kolay basa cikamaz bununla.
@ shelbyl
Ben teşekkür ederim. Bunlara kafa yorulduğunu görmek güzel. Görmezden gelmek olmadıkları anlamına gelmiyor.
Doğru, Fair Value ile ilgili bir durum bizde yok. Kavram benim için, her türlü delik bulma çabasına karşı son derece dikkatli davranmak konusunda kararlı olduklarını göstermesi açısından önemli. Mesele sırf bizdeki dernek meselesi değil, İngiltere'de de ayrı bir -FA'in vakti zamanındaki madde 34'ü sağolsun- ya da çoğunlukla birden fazla şirket üzerinden yürüyebiliyor işler. Ya da kulüp sahibinin çeşitli vakıflarda veya derneklerde ciddi ağırlığı olabiliyor. Bu noktada Fair Value kavramını üretmiş olmaları, bence, bunların hiç birisi üzerinden manipülasyona göz yummama eğilimilerini göstermesi açısından önemli.
3 oranı konusunda haklı olmanız kesin gibi. Ben makul seviye ile karıştırmış olabilirim onu.
%70 meselesinin altyapısını göz önüne alınca, epey katı olacakları kanısındayım. Uzunca bir süredir gündemde olan bir konu. En son bu yılın Şubat'ında bir rapor daha yayınlamıştı UEFA(The European Club Footballing Landscape). Orada Avrupa Futbolunda geçen yıl gelirlerin %10 artmasına karşın ücretlerin %18 arttığı, ayrıca kulüplerin üçte birinin gelirlerinin %70'inden fazlasını ücretlere harcadığını özellikle vurgulamışlardı. %70 ile ilgili bir soruya Gianni İnfantino(UEFA Genel Sekreteri) şu yanıtı vermiş: "The limit would be the break-even rule. You could spend 80% on salaries, if the rest of your costs are 20%. But if your other costs are higher, then the salaries will have to go down."
Kulüplerin %50'sinin her yıl zarar ettiğini, bunun temel sebebinin oyuncu maaşları ve transfer ücretlerinin şişmesi olduğunu söylüyorlar raporda. Ki onlardan önce bu konuda insiyatif koymuş olanlar da var. Bundesliga %50'yi geçmemekle övünür. KNVB(Hollanda Federasyonu) kulüplere %60'ı geçmemelerini "tavsiye etti" Nisan'da(tavsiyeye uymayınca iş puan silmeye kadar gidiyor). Vakit bulursam bu konuda bir yazı yazmaya epeydir niyetim var.
Aslında UEFA bir şey demeden kulüplerin kendilerinin insiyatif koyması gereken bir konu bu. Özellikle Portsmouth'un batışı konunun önemine en inanmayanları bile ikna etti. Eğer sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapı isteniyorsa, UEFA'nın baskısına ya da yaptırımına gerek kalmadan her kulüp kendisi göz önünde bulundurmalı zaten limiti. Ki bence %70 yüksek, onu ayrıca belirteyim. Real Madrid, Manchester United, Arsenal ve Bayern %50'nin altında mesela. Barcelona açısından meseleyi şurada ele almaya çalıştım:
http://lambuja.blogspot.com/2010/12/bir-reklamn-anatomisi.html
Bu kriterlerin doğuracağı bir çok sorun var bence, onlar ayrı bir mesele. Ana çekincem; küçüklerin hep küçük, büyüklerin hep küçük kalacağı bir yapıyı oluşturması.
Bu konuyla ilgili birkaç link not almıştım bir yerlere fakat bulamıyorum, çıldıracam. Bulunca ekleyeceğim efendim linkleri.
"...Küçüklerin hep küçük, büyüklerin hep büyük" olacak, beynim durmuş.
bu yazı içinde elinize sağlık. ufakta olsa bir düzeltme yapmak istedim, ya da ayrıntı vermek istedim diyelim beşiktaşın 2010-2011 sezonu için bütün futbolcularına ödeyeceği miktar ortalama 33.5 milyon euro'dur. alacağı ne kadar belli olmayan manuel fernandes hariç. az gibi gözüksede 6.5 milyon euro iyi para : )
40'i biraz yuvarladim dogrudur :) Ama bir-iki yerli transferi soylentisi var, olasi bir rakam 40.
Bir de Fink'in, Tabata'nin, Zapo'nun parasini kim verecek?
@hebenneka
Degerli yorumlar icin sag ol. Vakit bulup da yaziyi yazarsin umarim da kaldigimiz yerden devam ederiz.
Yalniz "kucugun kucuk, buyugun buyuk kalacagi endisesi" hic aklima gelmemisti, uzerine dusunmek lazim.
zamanında araştırdığım için konusu geçmişken burada yazayım istedim:
quaresma 3,75
nihat 2,5
guti 2,7
Matteo Ferrari 2,5
Mert Nobre 2,2
mehmet aurelio 1,5
Fabian Ernst 2
Michael Fink 1,2
Bobo 1,2
Filip Holosko 1,75
Tomas Sivok 0,8
Tomas Zapotocny 0,75
Rüştü Reçber 0,75
hilbert 1,5
tabata 1,5
toraman 1,5
cenk gönen 0,25
ersan gülüm 0,5
ismail 0,25
ibrahim üzülmez 1
erhan güven 0,15
rıdvan şimşek 0,25
ekrem dağ 0,4
necip 0,25
onur 0,1 (?)
fatih tekke 1,25
yusuf şimşek 0,5
simao 2,2
almeida 1,5
fernandes 1(?)
schuster 2,5
toplam 40,2 milyon avro
gönderilecek futbolcuların maaşlarını tam saydım. zira orada amaç kontenjan açmak olduğu için gönderebilmek adına maaşlar ödenme yolu seçiliyor.
ayrıca bu rakamlara maç başı ücretlerin dahil edildiği ve edilmediği futbolcular da var.
maliyetinden emin olmadıklarımın yanına soru işareti koydum.
ayrıca bu rakamlara şampiyonluk ve kupa primleri dahil edilmedi. olaki 2 kupa alınırsa rakamlar artıyor. örneğin guti'nin 200+200 bin avroluk kupa ve şampiyonluk primi de var.
10 yıl öncede uefa kriterleri gelecek deniliyordu belli bir tarih verilerek.ne gelen var ne giden.uefa kriterleri falan hikaye anlayacağın.bu filmi daha öncede görmüştük.
@TA
10 yil once bunak Johansson vardi, bugun daha proaktif bir Platini var. Benim umudum daha fazla o yuzden genele dair olarak.