.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

3 Ekim 2023 Salı

UCL 02 Beşiktaş - Lugano

 


Tarih: 05 Ekim 2023 Perşembe 19.45

Stadyum: Tüpraş Stadyumu

Hakem Hakkında Bilgi: David Fuxman

Eksik Oyuncular: Tayyip Talha Sanuç, Emrecan Uzunhan, Gedson Fernandes, Ante Rebiç / -

Cezalı Oyuncular: - / -

17 Yorum:

Zaitsev dedi ki...

Önceki forumdan devam edeyim. Konya kendi kalesine gol atmasaydı biz o maçta gol filan atamazdık. Berbat bir oyun, devre sonu kaza golü ve gaza gelip kırmızı gören bir Konyalı sayesinde maçı aldık. Eksik rakibe rağmen doğru belli pozisyon yine yok.

Gedson'u acilen iyileştirip defans önünde 6-8 2lisine monte etmeliyiz. Salih-Gedson, Demir Ege-Gedson olabilir.

Bu maçta da duran toptan, karambolden bir gol çıkaramazsak işimizi zor görüyorum. Tek şansımız Avrupa maçı olması sebebiyle yabancı oyuncuların kendilerini ekstra motive etme ihtimalleri.

@ Sarper
Bugün hala Cenk, Necip ve hatta Salih, Mert gibi oyunculara mahkum olmamızın sebebi Şenol hocanın genç oyunculara hiç bir şekilde güven duymaması kaynaklı bir durum.

Bence Demir Ege, Semih, Ersin gibi gençler bu takımda çok rahat oynarlar. Hatta ileri taşıyayım. Kerem-kartal orta sahası şu ana kadarkilerden daha iyi verim verir 6-8de.

Salih'in durumu biraz daha Oğuzhan vari. Ozzy'ye nasıl güvenmiyorsa ona da güvenmiyor bence hoca ama yerli sorunu sebebiyle mecburen oynatıyor. Bence Onana transferi de bu sebeple. Talha sakat olmasaydı Onana-Amir orta sahasını izler, Atiba-Tolgay'a rahmet okurduk.

Mert ise tamamen yaşı sebebiyle tercih ediliyor. 2 maçta bir saçma sapan goller yiyor. Kafası maçta değil. Sürekli ileri hızlı ve uzun oynayıp top kaybettiriyor. Ersin'de en kötü ihtimal bu kadar kötü oynayabilirdi. Ersin'in ayağı kötü ama bence oyunu Mert'e göre daha iyi okuyor ve oyunu soğutabiliyor.

koşu mesafesi dedi ki...

Beşiktaş'ta kimin sakatlığı geçti, kim ne durumda gibi bilgi akışı olmadığı için muhtemel 11'i yazmak zor.

Elde var 1; ligdeki yerli kuralı yok.

Elde var 2; son maçta Bailly yoktu ama yedekti. Gedson, Rebic kadroda yoktu. Mert yoktu.

Muhtemel 11; Ersin / Rosier-Amartey(Bailly)-Colley-Masuaku / Amir(Onana)-OX(Gedson) / Rashica-Aboubakar-Muleka-Ghezzal olabilir.

İş gören 4-4-2'den devam gibi...

koşu mesafesi dedi ki...

Ligdeki rakibin Manchester deplasmanından 3 puanla dönerken kendi sahamızda acaba Lugano'yu yenebilir miyiz diye hesap yapmak: Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durum.

Galiba sponsorlu stadyumdaki ilk maç olacak.

Basın toplantısında Bailly olduğuna göre ilk 11'de olacak. Gedson ise bu maçta ve pazar günü olmayacakmış. Valerien bile bir ara Gedson'u yedek bırakıp farklı bir şeyler denemişti. Şimdi Şenol hoca için mecburi denemeler vakti. Geçen olaydan sonra 90 dakika oynattığı için Salih'in forma giyme mecburiyeti de ortadan kalkmıştır herhalde.

Ersin / Rosier-Bailly-Colley-Masuaku / Amir-OX-Bahtiyar / Ghezzal-Aboubakar-Rebic hücumcu bir anlayış için münasip olur gibi.

Savunurken ve saldırırken acı çekiyoruz. Artık oyunuyla az da olsa umut veren bir ilk 11de ısrarcı olup sonucu görmeliyiz.

Huzeyfe dedi ki...

Şenol Güneş dünyanın en balon teknik direktörü. Beşiktaş’ta takım savunması, oyun, hücum planı tamamen sıfır. Hiçbirşey yok. Sahada pozitif olan herşey tamamen doğaçlama. Bugün ilk gol Bailly’nin, ikincisi Abou’nun işi.
Sanırsın 10 kişi değil 5 kişi kaldı takım. Son 4-5 maçta gördüğümüz rezilliği 4-5 senede yaşamadık.
Defol git Şenor.

Pheaglix dedi ki...

lugano'ya da maci anc kaybettirdi. oradan anc'ye istifa tezahurati, senol gunes'e de bir karanfil buketi alalim.

not: umarim ikisi de tez zamanda trabzon'a kesin donus yaparlar.

Artık hiçbir şey hissetmiyorum. Zihinsel ve fiziksel olarak çökmüş bu takım. Hoca da soyunma odasını tamamen kaybetmiş olmalı ki oyuncular mücadele bile etmiyor. Yönetim ve hocanın kaldığı her dakika zarar.

koşu mesafesi dedi ki...

Yalnız Onana'ya yazık. Adama nasıl denk geliyorsa o kadar hafta sonra oyuna girmek için saha kenarına gelince 1, oyuna girince 2 gol birden yiyor takım. Onana'nın sahada olduğu dakika başı BJK'nin yediği gol sayısını hesaplasın birisi.

Aslında bunun mantıklı bir açıklaması var. Onana kadroda o kadar düşünülmüyor ki ancak ilk 11 dışındaki oyuncularla oynama imkanı buluyor. Beşiktaş'ın ilk 11'i ile yedekler arasında da müthiş seviye farkı var. Uçurum derecesinde.

Takımdan Aboubakar'ı çıkarıp Bahtiyar-Muleka-Rashica üçlüsüyle ileride top tutma hayali kuramazsın. Sağ bekin kırmızı görünce orta sahadan eksiltip Amir-Salih sonra da Amir-Onana ikilisiyle baskıyı kıramazsın. Sadece 10 kişi kaldın diye kendi evinde bu kadar baskı yiyemezsin.

Lugano'nun teknik direktörünün gösterdiği efor ve coşkuya bak. Bir de BJK'deki ezbere değişikliklere.

Şaka maka bir N'Koudou şu maçı çözerdi.

Şenol hocanın şimdi içi içini yiyordur belki, keşke Amartey ve Necip'i oyuna alıp 4 stopere dönseydim diye.

Pheaglix dedi ki...

onana'nin iyi ya da kotu oyuncu oldugundan bagimsiz, sanssizliktan ote, senol hoca'nin oyuna bakis acisi yuzunden her girdiginde gol yiyoruz. adami sadece rakip ustumuze akin akin gelirken oyuna aliyor. mantigi da "oyuna defansif orta saha alirsam iyi defans yapar, bu kadar atak yemem". takimin sorunlari da tek defansif orta saha ile cozulecek kadar basit olmadigindan atak yemeye devam ediyoruz. hatta onana girince genelde takimi ileride tutabilecek oyuncular (orn. salih, abou) ciktigi icin rakip daha da ustumuze geliyor. sonuc olarak da gol yiyoruz. hani oyuncu istedigi kadar iyi ya da kotu olsun, o onemli degil. bir oyuncuyu sadece takim gol yemeye mahkumken sahaya atarsan o oyuncu her oyuna girdiginde gol yersin. olay bu kadar basit.

bu arada, senol gunes bunun aynisini zamaninda oguzhan'a da yapti. ucuncu ve dorduncu senesinde ligdeki maclari hatirlayin. sahadaki tek organizasyon mac basina 30-40 tane acilan quaresma ortalariyken, takimin ne zaman skora ihtiyaci olsa 65-70 gibi oguzhan'i atiyordu sahaya. takim rakip acikken bile pozisyon bulamiyor, onun ustune mac bitecek iyice kapanmislarken oguzhan girip maci kurtaracak diye bekliyordu. belki oguzhan'in bizde "yildiz oyuncu" olarak miadi dolmustu, ama senol hoca'nin tercihleri onu olabilecek en kotu sekilde gosterdi.

Zaitsev dedi ki...

Şenol hocanın oyun vizyonsuzluğu bize bu maça da mal oldu. Takım 10 kişi kalmış. Topu ayağında tutabilecek ne kadar adam varsa hepsini 10 dakikada kenara aldı. Maç ondan sonra tamamen elimizden kaydı gitti. Bu adam senelerdir bunu yapıyor ve kimse ağzını açıp tek kelime etmiyor.

Hadi kendi kafasında bir mantığı var olsa bile yediğimiz ilk 2 gol 6-8 pozisyonunun savunması gereken alandan geldi. İlk golde Salih arkadan gelip Amir'in seyrettiği(açın izleyin) bölgeye dalınca onun ilk bulunduğu yerden gol yiyoruz. 2nci golde de Amir yine izleme modunda.

Maç 10 dakika uzasa maç 5e giderdi. O kadar rezil bir durum var ortada. Bu aksam yönetim veya hoca istifası gelmeden kadro dışı kararları gelirse de şaşırmam.
Tamamen dibe gidiyoruz. Bu transfer zararını çıkarmak için 3-4 sene lazım.

yilmaz dedi ki...

Şenol Güneş'in başarısızlıkları için her zaman bir mazeeret vardır. Ya oyuncuların maaşları ödenmemiştir, ya elindeki "çok iyi" kadro tutulmamıştır, ya hakemler operasyon çekmiştir, ya çok kötü kadro kurulmuştur.

Aslında bunların hepsi olmuştur, ama bunlar başına gelmeyen tek bir Beşiktaş teknik direktörü olmamıştır. Ne hikmetse hepsi beden hocası, yeniköy kasabı, kürdanlı z.nci, "bi derbi kazan be hocam", fitnesçı diye gönderilmiş, bir tek şenol güneş'in başarısızlıklarına "rasyonel" sebep arayışına girilmitir.

Yönetimin hocayı kovup, hemen kongre kararı alması ve tek bir yöneticinin bile tekrar aday olmaması gerekir. Eğer ki kulübü seviyorlarsa sorumlu davranmak zorundalar.

koşu mesafesi dedi ki...

Aslında meselenin salt kadro kalitesi olmadığı dün görüldü. FB, konferans liginde yedek takımla ilerlerken BJK'nin yedekleri takıma bu kadar çehre değiştiremez.

Transfer komitesi; sakatlık geçmişli, uzun zamandır oynamayan veya Afrika kupasına gidecek transferleri özenle seçip kadroya eklerken teknik direktörün sadece mevcut şartlardan yakınması onu kurtaramaz.

Fatih Terim stoper olmayınca altyapıdan çat diye Ozan Kabak'ı koydu takıma. Şampiyonlar ligi, seviye farkı filan demeden oynattı. Bu seviye farkı da Sergen hocanın futbolumuza kazandırdığı çok şekilli bir bahane. Seviye farkı Atiba,Josef,Topal orta sahasıyla kapanmıyormuş meğer.

Beşiktaş'a ve Şenol hocaya konferans ligi seviyesi bile ağır geliyorsa yapacak bir şey yok. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Futbol romantikleri hariç zaten bu sezon Beşiktaş'tan beklentiler dipteydi.

Yönetim, TFF, "Beşiktaşspor" başkanı konularına girmeye hiç gerek yok. İşin garip tarafı; 3 sezondur şampiyonluk yarışına girmeyip federasyonla bu kadar negatif ilişkiler içinde bulunmak. Sanki Beşiktaş bu sezon futbolun saha dışı gündemini ve gerginliklerini sırtlanmış gibi. Ortaya çıkan senaryo ise FB ve GS uzun soluklu bir şampiyonluk yarışıyla beraber heyecanlı bir Avrupa macerası yaşayacaklar gibi.

Beşiktaş'tan devre arasında da bazı oyuncular ayrılırsa pek şaşırmamak gerek.

koşu mesafesi dedi ki...

En sonunda Şenol hoca gitti, yönetim de gidici. Olağanüstü kongreyle geri gelirler mi, belli olmaz.

Galiba Trabzon, Adana, Lugano kombosunun üzerine federasyon başkanının olayı da gelince bazı şeyler hızlandı.

Şimdi karam tayfa pardon Burak hoca önderliğinde izleyeceğiz Beşiktaş'ı...

Şenol hocanın bir ülke klasiği olan takıma neşter vurmadan, (aynı Sergen hoca gibi) problemlere yeni çözümler denemeden gitmesi gerçekten enteresan.

Bir sürü belirsiz konu var şimdi.

koşu mesafesi dedi ki...

Hani geçen sezon Beşiktaş için büyük bir şans vardı. Kadronun büyük bölümünün sözleşmesi bitiyordu ve maaş yükleri azalacaktı. Yeniden yapılanma için süper bir fırsattı. Peki bir sonraki sezon başı durum ne?

Sakatlık, form durumu vs hariç as kadro; Mert/Rosier-Bailly-Colley-Masuaku/Amir-Gedson-OX/Rebic-Aboubakar-Ghezzal,

yedek kadro; Ersin/Onur-Necip-Amartey-Tayfur/Onana-Salih-Bahtiyar/Muleka-Cenk-Rashica desek (sürtünme kuvveti misali) yönetimi ihmal edip oyuncuları "kimlerin aldırdığına" bakalım:

As kadro: Sergen/Sergen-Şenol-Şenol-Valerien/Şenol-Valerien-Şenol/Şenol-Şenol-Sergen

Yedek kadro: Sergen/Şenol-Denizli-Şenol-Şenol/Şenol-Sergen-Şenol/Valerien-Valerien-Şenol

12 oyuncu Şenol hoca, 5 oyuncu Sergen hoca, 4 oyuncu Valerien hocadan armağan, Necip ise Denizli döneminden miras.

Şimdi bu takıma nasıl bir teknik direktör gelmeli?

koşu mesafesi dedi ki...

Yarın İstanbulspor maçı var hem de içeride. Saat 16:00'da. Sonra milli ara.

Aslında bu maç Şenol hocanın veda maçı formatında kurgulanabilirdi. Teknik direktörümüz İstanbulspor maçıyla son maçına çıkacaktır ve seçimli olağanüstü kongre kararı alınmıştır gibisinden.

Milli arada da teknik sorumlu kim olacaksa artık bol bol hazırlık zamanı olurdu. Hem bu sefer de Montella'yla BJK'li oyuncular hep kesik yemiş kadrodan. Numune niteliğinde Cenk çağrılmış sadece. BJK forması ve milli takıma çağrılmak arasında negatif bir korelasyon yoktur herhalde. Öyle denk gelmiştir bu kez.

Şimdi yarınki maç "Burak hoca"nın ilk maçı olduğuna göre sahadaki takım ve oyuna göre problemin kaynağını anlayabiliriz.

Benim Burak hocadan beklediğim kadro:

Ersin/Onur-Necip-Bailly-Umut/Gökhan-Amir-Salih/Ghezzal-Aboubakar-Cenk

koşu mesafesi dedi ki...

Medyadaki haberlere bakılırsa A Milli Takım'a yardımcı antrenör olacakken son gelişmeler üzerine Beşiktaş teknik sorumlusu olmuş Burak hoca. Montella'nın yardımcısı da şimdilik FB'li eski oyuncu kontenjanından seçilmiş.

Şimdi Burak hocayı geçici olarak düşünürsek Beşiktaş futbol takımının başına nasıl bir profil gelmeli?

-Bu sezon yalan oldu, gelecek hoca önümüzdeki sezonun takımını hazırlasın laflarının boş olduğu (Valerien hoca ve Şenol hoca örnekleriyle) yaşanarak tecrübe edildi. Hatta bunun üzerine, geçen sezonki GS ve bu sezonki FB gibi "sıfırdan" takım kuran kulüplerin "oyun oturtmakta" hiç zorluk çekmedikleri görüldü.

Demek ki bu sezon başka, gelecek sezon başka. O yüzden sadece bu sezon düşünülerek bir çözüm geliştirilmeli.

Ortada hala; erken geriye düşülen bir lig yarışı, 4 maçlık konferans ligi macerası ve hiç oynanmamış Türkiye Kupası var.

O yüzden bir an önce; 1-Beşiktaş'ın ağırlığını kaldırabilecek,
2-Spekülasyonlara yol vermeyecek,
3-Başka camialarla özdeşleşmemiş, "Beşiktaşlı" denilebilecek bir isim üzerinde uzlaşmak gerek.

Kimisi de; yönetim zaten gidici, yeni teknik direktör getirmesinler diyebilir ama futbol takımının kaybedecek dakika veya puan lüksü yok artık.

Medyada ismi geçen bazı adaylar:

Rıza Çalımbay
Sergen Yalçın
İbrahim Üzülmez

koşu mesafesi dedi ki...

Ligde 8. hafta itibarıyla Beşiktaş; Fenerbahçe'nin 8, maç eksiğiyle Galatasaray'ın 9 puan gerisinde. Ligde üst sıralarla alt sıralar arasında büyük uçurum açılıyor. Şimdiden oluşan puan farkları da suni farka benzemiyor.

Avrupa kulvarında FB zaten rotasyon yapıyor, İngiltere'den dönen GS ise rakibinin boş kaleye gol kaçırdığı maçta Antalyaspor deplasmanından 3 puan çıkarıyor. GS ve FB'nin rakiplerinin bitiricilikleri böyleyken kolay kolay puan kaybı yaşamazlar.

Beşiktaş'ın yeni bir şeyler denemesi gerekiyor. Önce şu kolay gol yeme meselesini çözmek gerek. Yakın zaman içerisinde 3 maçta 3 ve üstü gol yendi.

Eldeki stoperlerin hepsini kullanabilecek bir 3-4-3 iş yapar mı?

Ersin/Bailly-Amartey-Colley/Onur-Gedson-OX-Masuaku/Semih-Aboubakar-Ghezzal

3 stoper, Onur-Masuaku wing-back, Gedson ve OX box to box, Semih bu sezon oynamayacak da ne zaman oynayacak?

İstersen; Mert/Bailly-Amartey-Necip/Rosier-Gedson-Amir-Bahtiyar/Rebic-Aboubakar-Rashica da yapabilirsin. Colley'yi stopere alıp Amir yerine Demir Ege'yi de koyabilirsin.

İstanbulspor maçına 18 saatten az kaldı.

Yorum Gönder

Ara