Spor medyası Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarına odaklanmışken Beşiktaş sessiz sedasız maç fazlasıyla ikinciliğe yükselebilir. Şampiyonluk hayal muhabbeti yapılıyor ama ikinci Fenerbahçe'nin de, kendisini daha önce son maçta şampiyonluktan eden Trabzonspor ile içeride, kendileri için son haftada Galatasaray ile dışarıda maçı var. Şampiyonluk olmazsa ikincilik rasyonel hedef. Beşiktaş zaten hedefi 4'te 4 olarak koymuştur. Kağıt üzerinde Adana deplasmanı atmosferinden farklı görünen bir Antalyaspor maçı. Adana Demirspor Beşiktaş'ı yakalamaya çalışıyor çünkü. Gerçi Antalyaspor yöneticisi de bayram değil seyran değil maç öncesi hakem konseptli bir açıklama yapmış. Eski başkanları da Eto'o transfer şovu ve Beşiktaş maçından önce iddialı paylaşımlar yapıp sonra sessizliğe bürünmesiyle meşhurdu.

Gelelim olası Beşiktaş kadrosuna;

Son eksiklerden sonra, Mert-Rosier(Onur)-Necip(Welinton)-Saiss-Masuaku-Amir-Gedson-Maxim-Redmond-Cenk-Aboubakar on biri beklenir.

Bek ve stoperde yerli opsiyonlar tercih edilmese bile yabancı kontenjanına takılma olmuyor Maxim sebebiyle. Welinton'un stoperde, Necip'in orta sahada başlayacağı ve göz kanatacak bir ilk yarı ihtimali de şaşırtmaz beni. Maxim geldiğinden beri yeterli süre alamadı ama bu maç 11 başlama ihtimali eksikler sebebiyle yüksek. Orta sahaya Kerem, Berkay veya Demir Ege sürprizi gelir mi derseniz Şenol hoca ile zor.

Antalyaspor cephesinde ise Fernando'nun yine "beni nasıl kaçırdınız" dercesine yüksek performans göstermesi bekleniyor. Wright'ın ise özellikle Colley'nin yokluğunda etkili olması muhtemel.

Son not: Derbi öncesi spor medyasında iki takımın oyuncularının karşılaştırmasının yapılıp 9-2 veya 8-3 gibi GS üstünlüğü iddiasında yorumlar olduğunu yazmıştım. Salih de maçtan önce tesislerde bu minvalde yorumları dinlemiş ve maçta ayrı bir hırs yapmış. Skor medyamızda biraz öne çıkanın abartılıp biraz geride kalanın yerden yere vurulması eski bir alışkanlık olarak devam ediyor. Salih o karşılaştırmaları Gedson'a da izletmiş olabilir. Antalya maçı için Gedson'un sezon geneli performansına dönmesini bekliyorum.

Beşiktaşlı oyuncular GS maçındaki galibiyet ile ligi bitirmiş gibi. Ya da kaldıkları tatil otelinin konforu onları rehavete sokmuş. Sadece Welinton ve Maxim eklemesi takımı bu kadar mı değiştirir? İleride Cenk statik, Aboubakar ağır, Redmond eh işte. Gedson geçen haftaki resitalden sonra normale dönmüş. Amir muhtemelen geçen hafta attığı golden sonra daha özgüvenli. Uzun paslar deniyor. Welinton ile beraber Saiss yer değişikliği tandem dengesini bozmuş.

Öte yandan, Antalyaspor'da Fernando Beşiktaş ortasahasına siz hepiniz ben tek diyor. Zamanında Pjanic yerine gelseydi belki o sezon kurtulurdu. Ama o gün Barcelonalı Pjanic'ten vazgeçip kulüpsüz kalmış Fernando'yu tercih etmeyi de kimseye anlatamazdın.

Bugün Beşiktaş'taki rehavete rağmen Antalyasporlular ve kenarda Nuri Şahin adeta şampiyonlar ligi finali oynuyormuş konsantrasyonunda. Puan durumuna bakınca iddiaları da yok oysa. Düşme hattının da 9 puan üzerindeler.

FB ve GS maçlarını hatırlayan BJK'liler takımın geriye düştüğü iyi oldu diyor olabilir. Ama Antalya'nın bu saha yerleşimi ve kompakt futboluna karşı maçı çevirmek gerçekten çok zor. Beklemeden hemen devre arasında (oyun planı ve oyuncu olarak) şok değişiklikler şart.

Hayatımda gördüğüm en doğru VAR uygulamasıydı kırmızı kart. Kesinlikle hakem ilk pozisyonda veremezdi çünkü yukarıdan görmeden o açıyı anlamak imkansız.

İşte yılların teknik direktörü olmanın farkı. Ya da yedek kulübesi alternatifsizliğinin farkı! Hadi Aboubakar son haftalarda "fox in the box" moduna büründü. Oyun kurucu santraforluk yerine direkt bireysel gol katkısı yapıyor. Onu çıkaramazsın. Ama bugünkü maçta yokları oynayan Cenk'in çıkması gerekirdi normalde. Muleka'ya güven olmadığı için yürüyen Cenk tercih ediliyor. Bugünkü maçta gol geldi, "skorer" oyuncuları oyundan çıkarmamak işe yaradı. Ama her zaman bu böyle sonuç vermez.

Bugün maçı çevirmek için Beşiktaş'ın enteresan işler yapması gerekiyordu. Önlü arkalı iki sağ bekli, 4-4-2'ye benzeyen değişik düzen sonuç verdi. İlk iki gol duran top neticesinde gelmiş olsa da oyunun seyri zaten değişmişti.

Weghorst-Ronaldo-Aboubakar takasının en karlısı Beşiktaş gibi görünüyor. Üçüncü Aboubakar döneminde; ilkinden olgun, ikincisinden golcü bir Vincent var.

Antalya tarafına bakılacak olursa;

Nuri kenarda çok farklıydı. Başakşehir teknik direktörünü andırdı. Ekranda çoğu kişi "hayırdır?" demiştir. Bir ara anlaşılmaz tribün olayları falan oldu.

Ömer ev sahibinin tek golünü attı. Onun ve Kaan Ayhan'ın her transfer döneminde Beşiktaş gündemine gelmesi diye bir olgu vardı di mi? Sosyal medyada da Kaan Ayhan'ın bonservisine 4 milyon verilir adam sağ bek, stoper ve orta saha oynuyor diyorlardı. Galiba yeni takımında süre alamıyor. Bu arada Colley'nin kıymeti Welinton izleyince daha net belli oluyormuş.

Puan durumuna bakıldığında maç fazlasıyla ikinci Beşiktaş. Parola revize oldu. Hedef 3'te 3. Adana, Kasımpaşa deplasmanları ve içeride Konya maçı.

Şampiyonluk çok zor, muhtemelen ikincilik de zor. Ancak, Beşiktaş'ın şampiyon olduğu sene Fenerbahçe'nin önüne gelen ama Sivasspor'a yenilip teptiği gibi bir fırsat gelirse diye tetikte olması lazım Beşiktaş'ın. Bir bakarsınız ligin seyri averajla derecelerin belirlendiği bir noktaya gelebilir. Bahsi geçen sezon da kaç hafta önceden Beşiktaş şampiyon ilan edilmişti ve son hafta neredeyse veriyordu şampiyonluğu...

Beşiktaş bu hafta maç fazlasıyla ikinciliğini koruyor. FB, Giresun deplasmanında sürpriz bir puan kaybı yaşadı. FB'nin aşırı geniş kadrosu sezon genelinde ve teknik direktörün rotasyon anlayışı bağlamında iş yapıyordu. Ama ligin boyu kısalınca farklı şeyler gerekebiliyor.

Bu arada, blogda yapılan yorumlar azaldı. Oysa Valerien dönemi beyin fırtınaları havada uçuşuyordu. Kalsa bugün 6'ncılık 7'ncilik hesabıyla birlikte seneye nereye transfer lazım yorumlarımız yüksek olasılıktı. Kimilerinin hoşlanmadığı Şenol hoca ile mayıs ayında kuvvetli ikincilik, sürpriz şampiyonluk olasılığı var masada. Sadece yorumlar mı azaldı yoksa millet Beşiktaş maçlarını dahi izlemeyi mi bıraktı, bilemiyorum açıkçası.

Mevcut durumda gerek Beşiktaşlılar gerek Fenerbahçeliler yarın teknik direktör Emre'den üstün performans bekleyecekler. Avcı dönemi GS'ye 5 atan Başakşehir'in 7 yer duruma gelmesi geçici bir durumsa yarın başa baş bir maç bizleri bekliyor demektir. Ayrıca eski iki yakın arkadaşın mücadelesi olması bakımından Emre-Okan başlığıyla çok hikayesi yazılacak bir maç. Yıllar önce şampiyonluğu o stadyumda kaybeden Başakşehir bu kez prestij için sahaya çıkacak. Bakalım neler olacak?

Beşiktaş ile lider arasındaki fark kapanmadığına, daha yakın hedef ikincilik olduğuna ve bu hafta Beşiktaş'ın maçı olmadığına göre gelecek sezon ihtiyaçlarını görmek için bu tarihli bir kadro analizi yapalım:

Kale mevkiinde 2001 doğumlu Ersin, 2004 doğumlu Emre ve 1989 doğumlu Mert var.

Ersin bu sezon hariç geçen 2 sezonun as kalecisi idi, 2026'ya kadar sözleşmesi var. Emre'nin 2025'e kadar sözleşmesi var. Bu sezonun as kalecisi Mert'in ise 2024'te sözleşmesi bitiyor.

Burada karar verilmesi gereken Ersin'in durumu. Bir sezon daha yedek kaleci olursa potansiyeli gerileyebilir. O söylenen teklifleri bir daha alamaz duruma gelebilir. Yedek bekleyeceğine bir Avrupa macerası deneyebilir. Aksi takdirde uzun yıllar Necip'in kaleci versiyonu olarak kadroda da kalabilir. As kalecilik için (rakiplerinkine kıyasen) tartışmalı, yedek kalecilik için yeterli bir profil. Burada defalarca yazıldığı gibi altyapıdan esas beklenmesi gereken başarı, takım kadrosundaki alternatif pozisyonları doldurabilecek oyuncular yetiştirmesidir. Arada bir Sergen, Nihat, Batuhan, Emirhan gibi yıldız adayları çıkarsa da pastadaki çilek olur. Ersin kalmazsa yerine Anadolu takımlarından yerli ve 20'li yaşlarının ortasında bir profil tercih edilebilir. Tabi bu tercih, mevcut yabancı sınırı şartları dahilinde belirtilmiştir.

Emre'ye gelecek olursak; takımda kalabilir veya sözleşmesi biraz daha uzatılıp alt lige kiralanabilir. Şenol hoca gelecek sezon devam ederse kendisi kaleci kökenli olduğu için Emre için daha makul olanını seçecektir. Emre kiralanırsa üçüncü kaleci pozisyonu yine altyapıdan genç bir arkadaş ile doldurulabilir.

Mert'in birinci kalecilik pozisyonunu sağlamlaştırıp milli takıma da geri döndüğünü belirtelim. Sakatlıktan döndükten sonrasında kendisine kaç sene futbol yaşamı biçiyorsa oturulup konuşulabilir. Bu bağlamda sözleşmesi 2 veya 3 yıl uzatılabilir. Yani totalde 3 veya 4 yıl daha sözleşme olacak şekilde.

A takımın sözleşmeli son kalecisi olan 1997 doğumlu Utku'nun 1 yıl daha sözleşmesi var. Ama muhtemelen seneye kadroda düşünülmüyordur.

Sadece kale için bile çok kompleks bir planlama gerekiyor. Neyse ki Ceyhun bey var, az konuşup çok çalışması tavsiye olunan. Bakalım kendisi de gelecek sezon devam edecek mi?

Beşiktaş kadro analizine savunma hattından devam;

Rosier ve Onur'dan oluşan sağ bek rotasyonu muhtemelen takımın en denk opsiyonlarını oluşturuyor. Aslında Tayfur da buraya alternatif olarak alınmıştı ancak Rosier'in üzerine transfer edilen Onur, Şenol hocanın çok önceden zikrettiği bir isimdi. Transferi sansasyonel biçimde gerçekleşti. Sağ bek pozisyonu için transfere gerek gibi gözükmekte. Tayfur ise 3. alternatif olarak sağ beki ve sol beki yedekleyebilir. Gerektiğinde ortada ve kanatta da kullanılabilir. Aslında Onur da sol beki yedekleyebilir. Beşiktaş'ın bekleri, Gökhan-Caner-Adriano zamanlarından beri bu kadar güçlü durmuyordu. Sol beke geldiğimizde as Masuaku, yedek Umut olarak görünüyor. 1994 doğumlu Onur'un 3 sene, 1996 doğumlu Rosier'in 2 sene daha sözleşmesi bulunuyor. 1995 doğumlu Umut'un 1 sene daha sözleşmesi varken 1993 doğumlu Masuaku'nun muhtemelen sözleşmesi uzadı. Kiralık olan Tayfur'un durumu ise belirsiz. Sol bekte Masuaku'dan memnun olanlar var. Yedek olarak dahi Umut'tan memnun olmayanlar var. Ancak mevcut şartlarda eski A Milli bir oyuncuya, üstelik yedek olarak burun kıvırmak da biraz lükse kaçıyor. Bu çerçevede, beklere takviyeye ihtiyaç yok gibi görünüyor.

Gelelim stoperlere. Colley seneye ya as stoperlerden biri ya da birinci yedek olarak konumlanacak. Beklerde değil ama stoper hattında kalite arttırımına gidilebilir. Yerli opsiyonlardan Necip belki 3. yedek olacak. Talha gelecek sezonun uzun bir kısmını sakatlıktan dönüş çabasıyla harcayacak. Kiralıktan dönecek Emrecan kadroda düşünülecek mi? 1 senelik sözleşmesi kalan Saiss takımda kalacak mı? Sözleşmesi biten Welinton ile muhtemelen vedalaşılacak. Bu tabloda Saiss'in kaldığı denklemde 2, aksi halde 3 stoper transferi gerekli gibi görünüyor. Seneye Avrupa kupası katılımı da olacak ise rotasyondaki stoper sayısı arttırılabilir. Yabancı sınırı hala belli olmadığı için stoper transferleriyle ilgili konuşmak için erken.

Beşiktaş kadro analizine orta alandan devam;

Devre arası transferi Amir, 1997 doğumlu olduğu için 4 sene daha kontratı bulunan bir isim. Konyaspor'da pişen oyuncu bakalım seneye ilk 11 mi yoksa yedek mi olacak? İlk zamanlar burun kıvrılıyordu ama Galatasaray maçında attığı gol, ona olan bakış açılarını bir nebze olsun değiştirdi.

2003 doğumlu Berkay'ın sözleşmesi 2025'te bitiyor. Valerien Ismael döneminde az da olsa şans buldu. Önümüzdeki sene kadroda kalırsa pek şans bulamayabilir. Bir de, stoper mi yoksa orta saha oyuncusu mu olacağına net karar vermeli. Vermiyorsa da ikinci Necip kontenjanına oynayabilir.

83 doğumlu Atiba'nın bu sene sözleşmesi bitiyor. Artık ona ayrılan sürenin sonuna geldik. Bayern ve Lyon maçlarında verdiği tembel geri paslar haricinde iyi hatırlanacak. Bunları yazdım diye "benden önce her sene uefa kupasında çeyrek final oynayıp şampiyonlar liginde gruptan çıkıyordunuz sanki" diyebilir. Haksız sayılmaz. Yalnız konuşulduğu gibi teknik ekibe katılmayıp Kanada'da futbola devam edebilirmiş. Ceyhun'un mu Şenol hocanın mı tasarrufu acaba? Ya da Atiba'nın kendi tercihi mi?

99 doğumlu Gedson'un 2026'ya kadar sözleşmesi var. Başka takıma transfer olsa gelecek bonservis galiba yarıya düşecek. Galatasaray maçında da zirvesini görmüşken seneye Şenol hoca ile tam bir sezon performansını görmek gerek. Kadroda devam etmesi mantıklı görünüyor. Amir'e nazaran ilk 11 şansı daha yüksek görünüyor.

1994 doğumlu Salih'in sözleşmesi seneye bitiyor. Hem 8+6 kuralı hem de yükselen performansı sebebiyle sözleşmesi uzatılabilir.

2000 doğumnlu Kerem Atakan'ın 2026'ya kadar sözleşmesi var. Bu sene pek şans bulamasa da hazırlık maçlarında hırslıydı. Kadroda kalması mantıklı. Kiralanacak ise önce Berkay, Berkay'dan sonra o kiralanır muhtemelen.

1993 doğumlu Tayfur'un kiralık sözleşmesi bitiyor. Çok maliyetli olmayacak düşük bir bonservis ile takıma kazandırılabilir. 30 yaşında olduğu ve rotasyon oyuncusu olduğu için bonservisi milyon seviyesinde olmamalı.

1996 doğumlu Dele Alli'nin sözleşmesi bitiyor. Biraz performans verse Beşiktaşlılar şu an şampiyonluk hesabı yapıyor olabilirdi. İleride yaa bir Dele Alli vardı, Beşiktaş'a gelmişti di mi muhabbetlerinin öznesi olacaktır.

1990 doğumlu Maxim, planlamaların ötesinde bir şekilde Beşiktaş'a geldi. Dele Alli'nin yokluğundan oluşan boşluğu dolduramadı. Esasen Sergen hoca dönemindeki gibi forvet arkası pozisyondan ilk ve ikinci yarı yine verim alamadı bu sezon Beşiktaş. Maxim'in yaşı da düşünüldüğünde muhtemelen bonservisi alınıp sözleşme yapılmayacaktır.

Kartal Kayra geri dönecek ise Amir ile dönüşümlü oynayabilir. Ama pek fazla şans bulamayabilir.

Çok dar kanat rotasyonunda; bu sezon neredeyse hiç verim alınmayan Ghezzal ile bir kaç maçta patlama yapan Redmond vardı. N'Koudou ise belkide en az sakat geçirdiği ve başında yıldızlaştığı sezonu çok kötü bir performans ile bitirdi. Daha forma şansı bulacak gibi görünmüyor. N'Koudou'nun ve Redmond'un sözleşmesi bitiyor ve Ghezzal önümüzdeki sezona dair güven vermiyor. Transfere en ihtiyaç duyulan bölge burası görünüyor.

Son tahlilde, orta saha ortası için garanti olarak elde var; Amir-Gedson-Salih. Görünen o ki burası en az 2 sağlam transfer ister.

Kanatlar için ise kalacağı garanti tek Ghezzal var onun da bu sene istikrarsızlığı malum. Hasic ve Emirhan Delibaş kiradan dönseler de forma bulmaları sürpriz olur. Kanatlar için de en az 2 sağlam transfer şart gibi görünüyor.

Necip orta alanın da rotasyon oyuncusu! Unutmadan!

Beşiktaş kadro analizine forvet hattı ile devam; Muleka(1999), Aboubakar(1992), Cenk(1991) ve Semih(2005) var. Şenol hocanın seneye Semih'e süre vermesi pek mümkün değil gibi. İki sene daha sözleşmesi var Semih'in. Işık varsa uzatıp kiralamak gerek.

Muleka'nın 4 sene daha sözleşmesi var. Bu sene tutar gibi başladı sonrası malum. Yatırım yapılıp alındıysa seneye de kadroda olmalı.

Cenk'in 1 yıllık sözleşmesi kaldı. ABD muhabbetleri çıkmıştı ama muhtemel yeni kontrat yapacak. Sakatlık geçmişi ve yaşı düşünüldüğünde kadroda "yedek" olarak kurgulanması çok anormal olmayacaktır. Kendisi performans verip yine 11 oyuncusu olursa orası başka.

Aboubakar'ın 2 yıllık sözleşmesi kaldı. Yarım devre performansı ile seneye kadronun as forveti olarak yazılır diyebiliriz. Onun da istikrar konusunda geçmişinde soru işaretleri var. Sakatlıklar vs.

Bu çerçevede, seneye daha fazla turnuvada yarışılma ihtimaline binaen Aboubakar-Cenk-Muleka üçlüsü yetersiz kalır.

Zaten esasen yedek santrafor olan Cenk'in ilk 11'de sol forvetimsi oynadığı bir oyun düzeni var. Biraz arka direk Larin'e benzese de onun kadar fiziksel mücadelesi yok ama ondan daha bitirici. Yani Beşiktaş seneye de iki santraforu sahaya atacaksa forvet kadrosu şöyle olmalı:

Santrafor: Aboubakar, Muleka. Sol forvet oynayan santrafor: Transfer, Cenk.

Yabancı kuralına ve performansa dayalı olarak Cenk'i bol bol ilk 11'de görebiliriz, o yüzden transferin profilinin Muleka < x < Cenk şeklinde olması lazım.

Tabi buraya yapılacak transfer kanatlara yapılacak transferlerle birlikte planlanmalı.