Onder hocanin liderlik vasfi yok. Simdi laylaylom gidiyoruz ama ilk krizde fena dagiliriz.
Yonetim de tam buna oynuyor sanki. Bakin kriz oldu dagildik Senol Gunes gelsin toparlasin diyecekler gibi.

rakipte tam bize ters gelecek pesic de yok. defansları da eksik. olimpiyat rüzgarı hariç herşey lehimize gidiyor.
sonraki rakip malatyada da sumudica kırmızı görmüş, ayrıca mçları ertelendi. ikincilik önemli milli maç arasına girmeden bu iki maçı 6 puan ile geçmeliyiz.

Hayaller 3-5-2 ve Ghezzal 10 numarada

Gercekler 4-3-3 ve Vida-Necip tandemi :D

takimda ghezzal'den pjanic'e herkeste bir beceriksizlik havasi var. pjanic-oguzhan ikilisi asiri statik kaldi. larin de fazlasiyla etkisiz/hareketsiz kalinca hucumlarimiz tamamen rakibin hata yapmasi ve bats'in firsatciligina bakiyor. neyse ki caner'in plonjon yapacagi tuttu da one gectik, yoksa su takim sabaha kadar gol atamazdi. ikinci yarida larin-guven oguzhan/pjanic-can degisiklikleri belki takimi kendine getirir. umarim kazaniriz ve mehmet/gokhan/kenan oyuna girmez.

Çin işkencesi gibi geçen son yarım saat ve maçın adamı Ersin🧤

sergen hocayı neden eleştirdiysek aynılarını önder hocanın da yaptığı bir maç izledik. durağan ve tahmin edilebilir oyun, kenardan geç ve yanlış müdahaleler, maç içi taktik muhafazakarlığı vs. bunlar zaten sergen yalçının yaptıklarıydı. onu gönderip yerine aynı şeyleri yapacak birini getirmek en hafif tabirle saçmalık. 22. haftaya geldik hala aynı oyunculardan farklı performanslar bekliyoruz. hala aynı taktik ile oynayıp farklı sonuçlar hayal ediyoruz. beşiktaş'ın çok zamanı var sanırım bunları yapabilmek için.

Yönetim yapıyor herhalde kadroyu. yoksa üç gün önce gençler ile Atakim arasi köprü kuracam diyen adamin Sergen Yalçın a bağlamasının başka bir açıklamasını bulamıyorum.

Baya berbat futbol oyunuyoruz ya. Ben Sergen'in sisteminin üzerine tek bir gelişme görmüyorum.

Tamamen aynı sistem, hiç bir organizasyon yok, topsuz hareket yok, tempo yapmak için bir çaba yok, kaliteli bir baskı yok, fizik kalite yerlerde sürünüyor, hiçbirşey üretemediği için anlamsız ortalara mahkum kalmış bir takım var. Gerçekten oldukça üzüntü verici.

Çıkıp projeden filan bahsediyorlar, sahada zaten milli olmuş 2 oyuncu dışında projeye dair hiçbirşey görmediğimiz gibi kiradan çağırdıkları adamı da ilk maçta kadro dışı bırakıyorlar.

Yani kardeşim diyinki bizim için 2.lik çok önemli, o yüzden bu sene böyle böyle yapacağız günü kurtaracağız Vida-Welinton-Necip filan devam, o zaman anlayacağım. Ne şiş yansın ne kebap ile bu iş olmaz. 20 puan geri düştüğün sezonu bile yakamıyorsun sonra çıkıp proje hikayesi anlatıyorsun. Anlamak mümkün değil. Meramını anlatamıyorsun kimseye ne istediğini de bilmiyorsun. Zaten Önder Karaveli'nin takdim toplantısı da saçma sapan birşeydi. Mehmet Demirkol FT'nin kovulmasının BJK ve FB'nin elini rahatlattığını bu sebeple Önder Karaveli'nin ve İsmail Kartal'ın birbiri ardına açıklandığını söylediğinde gülmüştüm ama o toplantıdan sonra bunun doğru olduğunu düşünmüyorum değil. Doğru yaptığın şeyleri bile eline yüzüne bulaştırmak önemli bir başarı.

Abi teknik direktörlük böyle basit birşey değil. Bir kere en başta bir felsefen olacak. Kendini senden önceki hocanın uzantısı olarak kabul ettiğin anda zaten bitiyorsun.
Önder hoca altyapıya geri dönsün. Veya gerçekten takım yönetmek istiyorsa gitsin Avrupa’da bir yerlerde yardımcı hocalık filan yapsın.

Bir kere en başta şunu kabul edelim, biz millet olarak teknik direktörlüğü futbolculuğun default devamı olarak görüyoruz. En azından 30 senedir Almanya’dan Türk oyuncu yetişiyor. Niye bir tane Türk TD yok? Güya kadar futbolla yatıp kalkan bir milletiz. Çünkü bunun başlı başına bir iş olduğunu, hatta çekilecek çile olmadığını, deli gibi kafa yorulması gereken, sürekli yenilenme ve çalışma gerektiren bir iş olduğunu kabul etmiyoruz. Neticesi de vasatlık işte.
Hakan Kutlu denen adam teknik direktör olabiliyor bu ülkede. Kariyer puan ortalaması 0.7 filan.

Çebi ŞG’i getirecek yani belli birşey. Aynı tas aynı hamam, biz de izliyoruz. Bir parça aidiyet duygusu, biraz çocukluk sevinci Beşiktaş. Yoksa taraftarlığı da çekilmiyor.

Haha son cumlen cok dogru bak. Sadece Besiktas degil, Turk futbolu cekilir gibi degil. Yani izledigimiz kac mac sonunda 'iyi ki izlemisim be' diyebiliyoruz.
10 macta 1 kere belki.

Onder hoca bence iyi baslamisti, Rize maci da benim icin umut oldu. Ama sonraki maclarda Sergen Yalcin'lasti. Hatta SY degil, bildigin yerli teknik direktorlesti diyebiliriz.

Garanti tercihler, 4-3-3/4-2-3-1 kirmasi bir sistem, genclere dusmanlik vs.

Ben su son 2-3 macta hele ki sakatlar duzelsin sonra bakariz duruma dedim de, olmayacagi belli oldu bence.

Yine futbolu birakma raddesine gelmis Atiba'nin Can'in yerine oynayacagi, Emirhan dururken Tore veya Kenan Karaman'in oyuna girecegi, sene sonu dehlenecek Vida'nin piril piril performans sergilemis Serdar yerine oynayacagi sacma bir yapi.

Ikincilik iddiamiz olsun eyvallah, ama oyle bir motivasyon varsa hissettirin bize abi. Hakemler bizim agzimiza siciyor tik yok. 35 koronali varken mac oynuyoruz tik yok. Neredeyse 1 gun arayla sacma sapan bir fikstur acikliyorlar tik yok. Sonuc istiyorsan motivasyonu goster bari.

---------------------Ersin-----------------------

------------Serdar----Necip----Montero-----------

Rosier---------Josef-------Pjanic--------Ridvan

---------------------Ghezzal----------------------

-------------Batshuayi------Guven--------------------

Soyle bir 11 denemek cok mu zor?
Sonradan Can ve Oguzhan girer, Teixeira ve Emirhan girer mis gibi olur. Larin, Welinton, Vida, Atiba vs artik forma yuzu gormesin abi, ne gerek var. Seneye takimda kalacak olan veya kalmasi istenilen oyuncular oynasin. Bu performansla Vida ve Larin'i ne yapacagiz? Pjanic ve Batshuayi'yi de oylesine yazdim, pek alternatifi olmadigi icin. Yoksa Pjanic ciksin Can veya Oguzhan/Salih oynasin o da olur.

Adamlar 10 kisi hakemin ustune cullana cullana istedigi penaltiyi aldi. Bizde olsa 1 kisi bile itiraz etmez, seyirciler sarkilarina devam eder ve mac 1-1 biterdi. Bkz Trabzon macinda Vida'nin itildigi pozisyon mesela. Bu motivasyon, hirs iste sampiyonluk getiriyor maalesef.

Neye karşılık şampiyonluğu verdiler merak ediyorum, bu kadar göstere göstere en son 18/19 rize-gs maçı aklıma geliyor en yakın. Adil oynansın, iyi oynayıp isterlerse üst üste şampiyon olup ambargo koysunlar ama böylesi çok yazık.

Adamlar o kadar loser ki 2 kere penaltiyi atamadilar haha. Insan bunlari boyle gorunce Kasimpasa, Rize ve Giresun macindaki puan kayiplarina ekstra uzuluyor.
Bu gibi 2-3 gereksiz macta puan kaybi yapmis olmasa su an nurtopu gibi bir sampiyonluk yarisimiz olurdu.
Ve bu loser'lari da gecerdik bile.

şu milli arada kondisyon yüklemesi yapılsın hala aynı bayık topu oynarsak o zaman önder hocanın da düzenin içerisinde bir fark yaratmayacak biri olduğunu daha net söyleyebiliriz. takım çok net sezon başında hiç çalışmamış. bu kadar durağan olmak buna da bağlı. 60dan sonra bitip bir kamyon pozisyon yediğimiz için rölantide oynuyoruz.

trabzon zehirli oku yaya yerleştirdi, galatasaray maçını kaybederlerse trabzon camiasının ve avcının looserlığı bir sinerji yaratır gibi duruyor trabzonda. üstüne 15 gün boşluk var ve yerel medya tek tek bütün oyuncuları yerden yere vuracaktır, bugün iki penaltı kaçıran bakasetas ile başlarlar gibi.

Son düzlükte Abdullah Avcı çöküşü loading..
O kadar kötü oynuyoruz ki Trabzon’un şampiyon olamayacağını düşünmeme rağmen umutlu değilim.

durağanlığın temel nedenlerinden biri maç içilen seçilen stoper ikililerinin top kullanmadaki başarısızlığı. necip ve vida. inanılmaz kötü ayakları olan bu 2linin yüzünden olay tamamen pjanic ve gezzala kalıyor. oğuzhan geriye geleyim top alayım diye bir derdi olmayan josef de garibim oğuzhanı mı kapatayım pjanici mi kapatayım hücuma mı çıkayım savunma mı yapayım ne yapayım ben durumunda olduğundan durağan kalıyoruz. bu takımın stoper 2lisi beğenmesek de wellinton ve monterodur. çünkü bu 2 arkadaş top kullanmayı biliyor. topu dikine vuruyorlar. kamikaze gibi orta sahada basıp rakibi hazırlıksız yakalamayı sağlıyorlar. ve tekrar söylüyorum bunu söylemekten de bıkmayacağım bats kardeşimiz solda oynamalı. çünkü alanı bulduğunda pası da veriyor şutu da atıyor. hızlı ve güçlü olduğundan topu da ileriye taşıyabiliyor.

son olarak şunu da ekleyeyim. kontrat uzatma konusunda çok geç kalıyor yönetim. maça çıkan 21 kişilik kadrodan 9 tane adamın seneye devam edip etmeyeceği belli değil. ilk 11de ise bu rakam 5. bu çok fazla bir rakam. bu durumun bir an önce çözülmesi lazım. trabzonun önünde çok zorlu bir fikstür var muhtemelen konya 4 haftaya lider olur. ancak bizim için liderlik veya 2lik şu oyunla imkansız. bizim başka dertlerimiz var. buna adapte olmak yerine yalandan altyapı goygoyu yapıyoruz. ülke yönetimi ile beşiktaş yönetimi arasında o kadar çok benzerlikler var ki insan gerçekten hayret ediyor.

"Fiziksel olarak takımı yukarı çekmek için milli arayı bekliyoruz. Fiziksel çalışmaları oyuncuların sağlıklarını korumak için şu an yapamıyoruz. Oyuncuları araya sağlıklı bir şekilde sokabilirsek, bu çalışmaları en iyi şekilde planlıyoruz.
O günler bizim için çok kıymetli. Fiziksel ve taktikle ilgili hazırlanmak için kıymetli zaman olacak. Aradaki çalışmaları kendi tesislerimizde yapacağız. Zaman zaman bir, zaman zaman iki antrenman yapacağız. Belki oyuncularımızla tesislerde kalıp iyi bir değerlendirme yapacağız. Fiziksel seviyelerini bugünkünden biraz daha yukarı taşımaya çalışacağız."

Önder hocanın maç sonu basın toplantısında söyledikleri bu şekilde.. daha önce de söylediği gibi 3 günde bir maç oynanan bir periyotta taktiksel yenilikler için gereken çalışmaları yapmaya vakti olmuyor.. fiziksel yükleme desen ha keza.. diğer takımların aksine 10 günlük bir devre arası boşluğu bile olmadığı takımın, o arada da katar'a gidip geldik!
dolayısıyla şu anda takımın dağılmasına ve Önder hocanın da görevi bırakmasına sebep olacak skorlar almadan bu süreci atlatıp kendini milli araya atmanın tek yolu, bu 8 günde 3 maçlık dönemeci kazasız atlatabilmekti.. bu nedenle de hoca pragmatik yolu tercih etti; fb-konya-rize maçlarındaki gibi oyunu kazanıp skoru alamamak yerine, geldiğinden beri çıktığı tüm iç saha maçlarındaki gibi oynayıp, daha az risk daha skor odaklı oyunu tercih etti..
"korkak olma, cesur oynat" vs. demesi kolay, düşünün bu haftaki 3 maçı da kazanamasak ne olurdu? Önder hoca ile devam edilir miydi? ihtimal dahilinde bile değil! adam önce kendini kurtarmayı, sonra da kafasında uzun vadeli ne planlar varsa uygulayabilmeyi tasarlıyor, bu da çok doğal..

karagümrük maçındakı ilk 65 dakikadaki doğru ve üstün oyunu çoğunluk görmezden geldi ve son yarım saatteki mahkum oyuna odaklandı.. oysa o 65 dakikada yakaladığımız fırsatlarda becerikli olsak net skorlu rahat bir galibiyeti konuşuyor olabilirdik.. geçen sezon bu şekilde oynadığımız ama aboubakar sayesinde 60 dakikada kopardığımız çok maç olmuştu.. ama bu maçta da sezon başından beri olduğu gibi becerikli olamayınca soğuk hava, olimpiyat stadı şartları ve yorgunluk gibi etkilerle geri çekilip skoru korumaya oynadık, bu da kimsenin hoşuna gitmedi.. halbuki bu oyun sayesinde 16 hafta üst üste gol yiyen takım 2 maçtır gol yemiyor!
tahminimce malatya deplasmanında da benzer bir oyunla skoru almaya çalışacağız.. umarım başarırız ve hoca da ihtiyacı olan krediyi alarak 15 günlük araya girer.. o arada yaptıracağı çalışmaların ardından lige tekrar dönüşte yine taktiksek anlamda idealist maçlar izleteceğini düşünüyorum.. gelecek sezona yönelik adımlar atarken bu sezonu da çöpe atmamak gerekiyor.. bir türkiye kupası ve bir lig 2.liği/3.lüğü hiç de küçümsenecek başarılar olmaz bu saatten sonra.. geçen seneki şampiyonluk öncesi de S.Yalçın 7.sırada aldığı takımla 3.bitirmişti ve bunun morali yeni sezona yansımıştı...

Türk futbolu bilinenin aksine, asıl Türk teknik direktörler için sağlıklı bir ortam değil. Yurtdışında herhangi bir eğitim almadan, yeterince çaylak olarak çalışmadan mevcut türk teknik direktörlerden bir farkınız olması imkansız.

Önder Karaveli için olumlu olarak söyleyebileceğimiz, skora rağmen kötü oyunu kabul etmesi, yedek oyuncuların performansının yetersizliğinin farkında olması, rakipleri hakkında Sergen Yalçın ya da Şenol Güneş'ten daha fazla bilgisi olması vs. Yoksa teknik-taktik olarak fark yaratacak bir özelliği yok. Pjanic'i orijinal mevkiisine çekip Joseph'i iki 8'den biri yapmasıda bize bir ivme kazandırmıştı ama iki maçtır çok kötüyüz ve yapılan değişikliklerle daha da kötü oluyoruz.

Bireysel performans olarak bu maçta Rıdvan çok kötüydü, bence bir önceki maçta da kötüydü. Ayrıca Töre ve Güven'i değerlendirme dışı bırakıyorum da, Can da hayal kırıklığı yaşattı. Kiralık sözleşmesinin satın alma opsiyonunun kullanılması için olabilir belki, çok altından kalkamayacağı hareketlere yöneldi. Güven de aynısını yapıyor.

Ben Beşiktaş'ın ligi 2-4 arası bir sırada bitireceğini düşünüyorum. FB ve GS'de yaşanan kaos bizimkinden çok daha ağır. 14 maçta 3 beraberlik alabilen takıma karşı alınan galibiyetten sonra, gol asist yapan adamın açıklamalarına bakın. Ben sıralamada Başakşehir, Alanya ve Hatay ile çekişeceğimizi düşünüyorum. Onlar arasında da Başakşehir dışındakilerin sıralamaya tutunma motivasyonu olduğunu düşünmüyorum.

ben konyanın trabzon için ciddi bir rakip olabileceğini düşünüyorum, hatta trabzonu bu aradan sonra ciddi bir strese sokacaklar bence.
bizim durumumuz ise aradan sonraki ilk maçta aşağı yukarı belli olur. hoca bilmediği için mi yapamıyor yoksa yapmak istediklerini takımın fiziği mi kaldırmıyor göreceğiz. yazdıklarımdan öyle müthiş umutlu olduğum fikri çıkmasın ama oyun üzerine kafa yoran ve ezbere takılmayan her hoca bu ligde hemen fark yaratır. bunu geçen sene tecrübe ettik, hasbelkader arka direk larin ile şampiyonluk havasına girdik ve devamı geldi.

bu arada yönetime düşen en önemli görevlerden birisi töre, topal, vs gibi oyuncuları kadro dışı veya sözleşme feshi ile kadrodan uzaklaştırmak. bir kaç tane daha var ama onlar imkansız diye yazmıyorum. bu tip adamlar kadroda olunca niye kadroya girmiyorum diye de sorun çıkarırlar. devre arası temizlik yapılmalıydı. ama sanırım geçen senenin son haftalarının da travması var bir yandan. olur da bir şekilde yarışta olursak veya kupa yarışında bir de covid zamanı kadro çıkaramayacak durumda olmayalım diye de düşünülüyor olabilir.

Biraz düşününce aslında önder hocanin TD olarak kalması hem Beşiktaş'ın hem de hocanın pek hayrına değil. Söyle bir durum tahayyül edin: herhangi bir yönetici gelip hocaya akıl verse, şunu oynatma bunu oynat dese hayır diyebilir mi sizce? Futbol bilgisi iyi hoş ama memur zihniyetli bir insan kendisi. Bu kötü bir şey değil ama böyle kafadaki bir insanın TD olamaması lazım, yönetim oyuncağı olacak ve sonunda çok sevdiği Beşiktaş tan uzaklastiralacak sanki.
Sportif direktör olarak sunulan şahsın hangi yeterlilikle o göreve geldiğini bilen varsa açıklasın lütfen."al sana kadro cm oyna" gibi gözüküyor. Son iki maçta hem taktik hem kadronun Sergen Yalçın dönemine dönmesi bundan olabilir.
Şu 3-4 ayda altyapıdan birkaç oyuncu kazanacağız derken, hem Önder hoca gibi kendini Beşiktaş'a adamış bir insanı kaybedegiz, hem bir kaç paralı yöneticinin Beşiktaşi oyuncak gibi kullanmasıni izleyeceğiz üstüne Gökhan töre yi türk futboluna yeniden kazandırma çabalarıda bonus olur.

fazlasiyla bencilce olacak ama macin saatinin degismesi kotu oldu. bulundugum yerin yerel saati ile mac gece 3'te basliyor. umarim rakip ve zemine ragmen iyi oynariz da mac bitene kadar uyanik kaldigima deger :)