.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

12 Mart 2020 Perşembe

SL 26 Galatasaray - Beşiktaş


Tarih:  15 Mart 2020 Pazar 19.00

Stadyum: Türk Telekom Stadyumu

Hakem Hakkında Bilgi: Abdülkadir Bitigen

Sakatlığı Bulunan Oyuncular:  Dorukhan Toköz, Douglas / -

Cezalı Oyuncular:  - / -

Not :  Sakatlık ve Cezalı Bilgileri Transfermarkt'tan alınmaktadır. 

247 Yorum:

«En Eski   ‹Eski   201 – 247 / 247   Yeni›   En yeni»
Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER

Muhtemelen Hoca da senin gibi düşünüyor, sıkıntı yönetim bu işleri ne kadar becerebilecek, an itibariyle verecek kuruşları yok ellerini ceplerine atmadıkça. Şahsen ben Ljaici tutabileceklerini sanmıyorum mesela, o maaşa yakın piyasası olan tek oyuncumuz, Boatengle de senin korktuğun gibi işler ketenpere görünüyor. Bence Elneny ye de o maaşı vereceklerine yeniden kiralamazlar Hoca istemesine rağmen, çünkü para kısabilecekleri sayılı yerlerden. Elneny de Arsenal da 2.2 ye oynarken (bizden 1.7 - ya da 1.8 ini alıyor) daha da indirmez bence. Yani Arsenali mi ikna edicez sen 1 ver biz 1.2 veririz diye, ha yapsın tabi transfer sihirbazı abimiz Torunoğulları :)

Karius net gitti, kendi feshetti sözleşmesini alacaklarına dayanarak.

Ruiz, Boateng, Nkodou falan da alacakları için ortak hareket ediyormuş, onlar da sözleşmelerini feshedip serbest kalma yolundaylarmış ki (kuşların uçurduğu - insta- bjk haberleri diyeyim -doğruluğu tartışılır ama bu kuşlar çok doğru haber getirdiydi) Boateng zaten kiralık. Yani mali durum bu. Başka bir yabancı oyuncu da var bu liste de ama ismini hatırlamıyorum. Lens, Vida, Ljaic değil ama, hesap et ne kadar sağlam sözleşmeleri var, dertleri fesihten önce alacaklarını almak.

Yoksa tabii ki ŞL için yarışalım, savaşalım, bu derece batıkken zaten ilk doğru hamle bu, ligin dinamikleriyle ilgili değerlendirmen de harika, haklısın. Ama nasıl olacak? O eldeki verilerle net görünmüyor.

Zaitsev dedi ki...

@ beagle

Şenol hocanın boy 1.79muş. Arada temiz 10 cm var bana göre. Fatih Şenol hocaya göre bir tık eğik duruyor.

Şenol hoca da kalecilik yaptığı için daha kısa olacağına ihtimal vermiyorum.

fidddas dedi ki...

kadrodaki daralma, oyuncuların gönderilmesi bir seçenek değil bir zorunluluk bence.
çünkü temel gelir kalemlerinden yayın geliri, kombine ve maç günü geliri, avrupa kupaları geliri kesinlikle en az %30 falan düşecek. üstüne bir de ülke ekonomisinden kaynaklanan kur sebepli gelir kaybı gelecek(yayın anlaşması kur konusunda baya saçma bir hal almıştı en son)

gelirleri incelersek,
- kombine ve maç günü geliri : büyük ihtimalle kalan maçlar kesin seyircisiz, gelecek sezon ise %70 falan seyircisiz olacak. hadi kombine kampanyası yapıldı diyelim, bizim göçebe sezonlardaki gibi, geçen senenin kuruyla bile %20 döviz bazında kaybın var demek. buradan bir darbe geldi.
- ligin yayın geliri : yayıncı kuruluş zaten geçen senelerden kur konusunda bir dolu takla attı. mecburen kabul edildi. ama ülke içi dışında yeterince iyi pazarlayamadığı ligi gelecek sezon için hangi fiyatla yayınlayacak. büyük indirim talep edecektir. bir ülkeden çıkmak istese bu fransa lig 1 olmaz herhalde. yayıncı kuruluş yerine yayın yapabilecek tek oluşum da belli zaten. ama onlarda en iyi ihtimalle geçen sezon fiyatına alırlar ligi ki onu bile mümkün görmüyorum
- cl yada avrupa ligi geliri : avrupa kupalarının statüsü önümüzdeki sezon için büyük ihtimalle geçici değişikliğe gider. doğrudan elemeli sistem en uygunu gibi ama onun da karşısında ülkelerin seyahat yasakları çıkabilir. hele ispanya ve italya için atalanta-valencia maçına biyolojik bomba dedikten sonra. ya da takımların belirli şehirlerde elemeli maçlar oynayıp başka belirli şehirlerde çeyrek final yarı final ve final oynaması gibi durumlar konuşulur. yani eskisi kadar maç olmaz bu hem yayın geliri hem galibiyet primlerinin azalması demek. geçen seneki gibi gruplara hoşgeldin al 30 milyon euro işi biraz zor bence.

ben mehmet demirkolun bu seneyi eylülde falan başlatalım, gelecek sezonun da statüsünde değişiklik yapalım önerisini mantıklı buluyorum. mesela 6 lı 3 grup kurulup, sonrasında çeyrek final yarı final ve finalle şampiyonu belirlemek gibi bir şey olabilir. böylece yaklaşık 20 maçla işi bitirirsin. önümüzdeki sezonun 34 maçın yapılarak bitmesi zor bence.


yukarıdaki şartlar oluşmadan önce bile bizim 30 milyon euro maaşa inmemiz gerekiyordu. yukarıdaki şartlar altında %30 küçülme tahmin edilse 20 milyon euroya inmek gerekiyor. bu da en iyi oyuncuna maksimum 1-1.3 milyon euro maaş anlamına gelir.
şimdi mevcut kadroda en yüksek alan veya iyi performans beklediğimiz kimi 1.3 milyon euroya indirebiliriz. bu çok zor.
eskiden istenmeyen oyuncuyu satarken veya finansal fairplayin etrafından dolanırken kullanılan maaşın 1.3 milyonunu bizim karşılamamız kalanını da gittiği takımın ödemesi yöntemi kullanılabilir. ama bu kez giden oyuncu yerine yenisini almayacaksın. onu da mecburen ya bedavaya bulduğun ya da altyapıdan çıkardığın 300 bin euroluk oyuncu ile kapatacaksın.
misal biz tyler boyda 1.3 milyon falan veriyoruz ama o adama maksimum 300 bin vermemiz gerekiyor.
yani kadrodan 15 adam yolla yerine 10 adam al başarılı ol, çok zor bir yöntem ama mevcut ekonomi de bu yapılmadan nasıl sonuç alınacak bilemiyorum.

yilmaz dedi ki...

@fidddas bu sezonu geniş geniş oynatıp gelecek sezonun kuyruğunu kısmak fikri bence de mantıklı. Hem GS'liler "önümüzü kesiyürlaaaar" diye zırlamazlar. En adilanesi bu gibi. Ama Mehmet Demirkol bu fikrini söylerken sözleşme durumlarını da çözmek gerek demişti. Galiba bu çözülmesi gereken bir mesele.

maaş bütçesini düşürmek bence sanıldığı kadar kötü bir etki yaratmayacak. Oyuncuların maaşları arasındaki uçurum kalktığında, az alan da çok alan da sanki daha özgür olacaklar.

fidddas dedi ki...

oyuncu sözleşmeleri meselesi karışık fifa karar alsa bile yeterli olmayabilir. nitekim anımsadığım kadarıyla bosman meselesi fifa mevzuatına rağmen futbol harici bir mahkemeden ilerlemişti. dolayısıyla fifanın aldığı kararın her sözleşmeyi bağlamasını düşünmek riskli olur.
global bir oyuncu sendikası olsaydı belki o zaman o sendikayla alınan ortak bir kararla bir yöntem belirlenirdi ama bu şu anda mümkün değil.
eğer işler eylüle falan kalırsa bence sözleşme süresi konusuna dokunmadan kalan kısmın yeni transfer dönemi ve sözleşme dönemi ile çözülmesi düşünülür. ama bu durumda da transfer yapamayan herkes ağlar :) ama burada fifa bağlayıcı karar alabilir belki ağlamayın böyle kural koydum diye :) gerçi bizde o durumda da fifadaki adamlar falan konuşulur.

ben liglerin başlasa bile devam etmesini zor görüyorum. oyuncular istemeyecektir.
yani ligi sanki gelecek sezon herşey normal seyrinde devam edecek gibi sıkıştırmanın bir faydası yok. ama futbol sermayesi hemen oynanmasını istiyor. bekleyip göreceğiz.

benim açımdan tek önemli sonuç bizim lig ölçeğinde bile topluca büyük bir küçülme olacak, bunu kabul edip, planları buna göre yapmak gerekiyor. yani plan yapmak gerekiyor.

Ahmet Usal dedi ki...

@fidddas, @yilmaz

Hepsi güzel değerlendirmeler, bir nokta hariç : "Oyuncular istemiyor".

Benim takip ettiğim kadarıyla çoğu oyuncunun en çok istediği oynamak. Oyunun bir şekilde oynanması demek maddi gelir kayıplarının azalması demek oyuncular için. Küçülme onları çok etkiliyor, zaten sınırlı bir zaman dilimi para kazanabildikleri bir meslek futbol - (20 - 35 arası diyelim), Menejerler de oyuncuların can korkusu galip gelen küçük bir kısmı hariç oyun bir şekilde oynansın, mümkün olduğu kadar da kazançları düşmesin derdinde. Sosyal medyada futbolu çok özledim nidalı bir yığın futbolcu ağlamalı gönderiye bakın yeter bunu görmek için...

İşte şimdiki ve önümüzdeki sezonun planlamasını en çok etkileyecek etmenlerden biri bu, Demirkol boşuna bu sözleşme olayı çözülmeli tabi diye dememiş...

fidddas dedi ki...

@ahmet
futbolcular istemiyor diye şuradan söyledim. ankaragücünde bir oyuncu pozitif çıktı ve adı açıklanmadı. tabi bilerek açıklanmıyor, ileride oyuncu kadroda olursa rakip takım sahaya çıkmam demesin diye.

oyuncular ile takımlar arasında şöyle bir çekişme var. oyuncular sezon oynanmadan da tescil edilse ücretlerini tam istiyorlar, takımlar ise oynanmazsa sana kalan parayı vermem diyorlar.

bu durumda mecburiyetten oynamak istiyoruz oluyor. işin mali boyutu şu anda daha önemli.
hatırlarsanız federasyon bütün takımları 26 maça eşitlemek için son haftayı ve eksik maçları oynattı(olası bir erken bitirme durumunda kimsenin eksik maçı kalmasın, derbi de oynanmış olsun diye. ben böyle düşündüklerine eminim, hep bir pozisyon alma:) ) o haftalarda maça çıkarken biz insan değil miyiz diye sürekli demeç veriliyordu oyuncular tarafından. ama tabi işin sözleşme tarafları falan bu kadar düşünülmüyordu(tabi henüz ücretlerinden %30 civarında - bu sezon için- feragat etmeleri gerektiğini düşünmemişlerdi). dolayısıyla ben oyuncuların kendilerini riske atmak istemediklerini düşünüyorum ve haklılar. zamanla işin riski ortaya çıktıkça(pozitif bir görevli ya da oyuncu olunca falan) para meselesi biraz daha fazla kenara atılır.

Ahmet Usal dedi ki...

@fidddas

Haklı olabilirsin, bu işin bir boyutu. Diğer yandan futbolcular fiziksel sağlık ve bağışıklık açısından normal insanların üstünde olan bir sporcu grubu. Hastalığı en hafif atlatacak türden gruba giriyorlar. Tabi muhtemelen genler de etkilidir, garantisi de yok. Korkanlar olacaktır. Ama para mevzuu sanki daha önemli gibi, en azından benim gözlemim bu. Çünkü telafisi olmayacak gelir kaybına uğrayacaklar tüm hesap ve planlarını o gelire göre yapmışken. Can korkusunu da en az hissedecek grup sporcular, günümüz futbolunda hepsi üst düzey atlet diye düşünebiliriz. Normal insandan çok daha güçlü ve kuvvetliler. Liglerin başlaması durumunda hepsi ekstra testlerden geçirilip pozitif olanlar da bir kenara ayrılacaktır, oynamalarına izin verilmeyecektir diye düşünüyorum. Riski en aza indirecek şekilde planlayacaklardır. Aylarca can korkusuyla yaşadıktan sonra sıkıntı ve para galip gelir gibi geliyor nedense, bahsettiğim nedenlerden. Liglerin Haziranda başlayacağı kesin gibi, basından çıkan koku bu, o da ağır bir koku. Şekli şemali çok net değil sadece. Hele salgınla mücadelede görece bir başarı olduğundan bunu değerlendirmek isteyecektir güç sahipleri. Ekonomiyi korkunç vuruyor çünkü, özellikle dar gelir grubunu...

fidddas dedi ki...

@ahmet

henüz hastalığın öldürmediği insanlarda ne gibi etkiler bıraktığı kesinleşmedi. sebep olduğu zatürrenin kalıcı hasar bırakıp bırakmadığı kesin değil. bu konuda farklı bir sürü görüş var. dolayısıyla ölmeyecek olmaları hasar almayacakları anlamına gelmez. hem de böyle bir hastalığı hiçbir şey olmasa bile kapmak istemeyebilirler.

12 haziran ortaya bir tarih atmak zorunda oldukları için ve ayrıca moral için açıklanmış bir tarih gibi geliyor bana. bilim kurulundan falan bu tarihle çelişkili açıklamalar geliyor. konyaspor ben bu koşullarda oynamam falan diyor. az önce okudum adnan dalgakıran 12 haziranda bugünkü şartlar olsa oynanmaz diyor. yani bence 12 haziran bekle gör için güvenli bir tarih olduğu için seçildi. yani o tarihte kesin başlar demek bence mümkün değil. zaten futbol camiasında da şu anda bir birlik yok. herkes kendi lig sıralamasına ve gündemine göre bu durumun bir tarafından tutuyor şu anda.
aynı federasyon gibi biz de bekleyip görelim bence. ama bu arada yönetim mali çöküntü ve olabilecekler ile ilgili planlarını yapsın...

BurkayJK dedi ki...

@can

Atiba başımızın tacı, gönlümüzün sultanı ama artık ya futbolu bırakmalı ya da kenarda beklemeli. Türkiye Kupası gibi dandik yerlerde gençlerle birlikte oynatarak hem hazır kalması hem de gençlere sahada abilik/kaptanlık yapması sağlanabilir.

Bu seneki 11 üzerinden değerlendirmeye çalıştığım için Dorukhan, Oğuzhan ve Necip'i listeye yazmadım. Sıkı bir Oğuzhancı olarak umudumu kestim ancak Sergen Hoca istiyorsa kalsın. Burak'ın gelmesi en başta hataydı. Kurtulabilirsek büyük kazanım olur. Gökhan Gönül ile yarışabilecek bir sağ bek alınacaksa, indirim yapıp kalmasını isterim. Ruiz'in de yanında oynayacak profile bağlı olarak, kalması olumlu olabilir.

Gördüğüm kadarıyla Elneny çok beğeniliyor ama bu adamda ne görüyorsunuz cidden anlamıyorum. :)

Boateng bence de aman aman bir şey oynamadı ama bir hareketi beni çok etkiledi. Sanıyorum içerideki Trabzonspor maçıydı, bir fotoğrafı vardı. Maç bitmiş, yedek kulübesi boşalmış. Boateng tek başına üzgün bir şekilde oturuyor. O fotoğraf çok hoşuma gitmişti. Bize böyle isimler lazım. (Görseli de buldum; https://img.fanatik.com.tr/img/78/394x221/5e5230daae298b71e4738bb5.jpg)

Ahmet Usal dedi ki...

@fidddas +1

Son tahlilde haklısın, ben de oynansın diye ölmüyorum zaten, futbolun canı cehenneme, can her şeyden önde. Sadece saygıdeğmez kapitalizmin ruhuna bakarak fikir beyan ediyorum, güzel değil ama böyle yaparlar diyerek. Yoksa yemişim futbolu, cümlemize bişey olmasın, yeter. Sevdiğimiz kulübün şafağı karanlık göründüğünden nasıl daha iyi olabilir türünden fikir cimnastiği yapıyoruz hep birlikte, e böyle günlerde de ilaç gibi geldi sohbet. Ondan uzuyor biraz da:)

@BurkayJK

Elneny yi bi ben beğeniyorum, bi de Sergen Hoca, neden bilmiyoruz :))

Huzeyfe dedi ki...

Bence her sektör olduğu gibi futbol da yeniden başlayabilir. Ama ön çalışmasını yapmak gerek. Yapılması gereken herkesi test etmek, etkileşimleri takip etmek, vs. Esas soru bunun için altyapı hazır mı? Evetse başlasın sorun değil. Almanya’da lig yeniden başlıyor.
Ama sağlık bakanı sorumluluk bende değil diyor, böyle bir fikir ayrılığı varsa demek ki gerekli hazırlık yok. Benim anladığım bu.

can dedi ki...

@burkay
Elbeny’i ben beğenmiyorum en baştan beri. @Ahmet ve Sergen’in neden beğendiği de muamma ama Sergen istiyorsa Arsenal’le maaşının daha düşük bir bölümü için anlaşılırsa hazır takıma adapteyken tutulabilir.

Atiba’ya gelince daha da düşük maaşla alternatif olmadı taraftarıyım. Hoş, adam bu sene de o mantıkla başlayıp ilk 11’e girdi, yani o tehlike mevcut.

can dedi ki...

Blog yonetimi, umarim iyisinizdir. Yeni bir post acmanizi rica ediyorum. Ikinci sayfaya gectik artik.

beagle dedi ki...

Gelecek için konuşurken takima uzun süredir "ahmakça" zarar veren bir konuyu konuşmak lazım: "Ters ayaklı kanat oyuncuları".

Bugün adı geçen bir başka sol ayaksiz sol açık izlerken duyduğum mide bulantisi üzerine aslinda bu konuyu acmak istedim.

Bu ters ayakli adamlari izlerken kolay top kaybetmiyor, mücadele kazaniyor gibi görüyorsunuz. Doğru güçlü ayaklari cizgi degil, saha iç tarafinda olduğundan bir avantaj sagliyor gibiler. Ama sorun kazandiklari mucadelenin hiçbir işe yaramamasi. Sebepler:

1- Topu kazanip bir iki adim öne geçseler bile çizgi ayağı ile topu kullanamadiklarindan bir kaç adim sonra frene basip az once geçtiği adami tekrar karşısına aliyorlar. Herşey boşa gidiyor.

2. Nadiren çizgiye indikleri veya zayif ayakla boş pozisyonu orta veya şut için kullanirken atagi batiriyorlar.

3. Ilk iki maddenin doğal sonucu olarak takimi yavaslatiyor, santraforlarin da verimini düşürüyorlar.

Peki bunu niye cekiyoruz? Avcı gibi hangi veriyi hangi gostergeyi amaçla iliskilendirecegini bilmeyen TD yaklasimi yuzunden. Yeterki top ayağinda görünsün, oyuna hakim görün. 10 senede 10 gol 20 asist yapamayacak danalar da bizi hasta etsin.

Bu iş tabi Robben, Henry, David Villa falan bulursan farkli oluyor. Ama bu adamlarin zayif ayaginin bile kalitesi, gol istatistikleri falan konuyu degistiriyor. Henry bulursan onu once en verimli oldugu yere koyarsin kalan bosluklari doldurursun.
10M bonservis degeriyle Tahtabacak Nkudu alir da oynatirsan ise böyle kazmalik izler durursun.

Şu bir türlü "yeterli" görülmeyen gençlerde 3-4 tane çok iyi sol ayakli, iyi fizikli kanat oyuncusu var. En kötüsü 10 macta Nkudunun sezonluk istatistigini de gecer. Ters ayakli 1 kanat daha almayin!!!

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

10 numara değerlendirme..

Bu mevzuyu en çok Guardiola kullanıyor, savunma avantajı yanında(ki Nkodou bariz iyi savunuyor, Caner’le falan oynuyoruz ya, bir nebze açığı kapatan bu)herhalde dert içeri havadan tutup tutmayacağı belli orta yapacağına(quaresma) zaten tahta ayak, bari pas atsın, o da görerek bilerek atarsan asist, kilit pas ya da gol öncesi pas olabiliyor. Nkodou yüzünden tüm teoriyi gömmeyelim: ) Çünkü tersinin abartısını da Quaresmada gördük. Ha o da asist kralıydı:)))

Hoca zaten taktik takıntılı değil, ama yakaladığı seriyi de topa sahip olma oyunuyla yakaladı. İşte yukardan şeninde benimde anlattığım trade-off parla. Bu oyunu da oynayabilmemizi sağlayan aslında Ruiz, Elneny, Nkodou:) İlk ikisini daha ileri, hızlı ve dikine oynatmayı ve biraz da sertleştirmeyi başardı. Nkodou Sergen’in tıkandığı yer, çünkü felsefesi top oraya gelsin, sonrası yetenek. Hocanın da görünen sınırı bu. Nkodou da da yetenek bu kadar, tahta ayakla bari bas atsın diye bakıyoruz da, pek olmadı.

Zaten gelen insta BJK kuşlarının haberlerine göre Nkodou, Ruiz falan alacakları ödenmezse Fifaya gidip serbest kalma niyetinde. Belki netice kalbine göre olur;)

Ahmet Usal dedi ki...

Bir de bizim ligimizde Çanakkale geçilmezci hocalar popoları açık kontrata yakalanmaktan çok korkuyor, Nkodou bitiremiyor ama hızlı çıkarıyor, Son maç FT onun korkusundan anca çıkınca Emre Akbabayı almıştı, beraberliği kurtarmamızı sağlayan etmenlerden, alternatiflerden bahsetmiyorum, mevcut olayın özü bu. Kötüyü hepimiz görüyoruz. Neden oynuyoru anlamak için bu muhabbet.

BJK4EVER dedi ki...

Bunu biraz da global futbol gelisimine bakarak degerlendirmek gerekir. Oncesine (catenaccio vs) girmiyorum, ama ozellikle 90larin sonundan sonra futbol degismeye basladi. Hucum futbolundan ziyade orta saha, defans ve fiziksel kalite on plana cikmaya basladi. Juventus, Milan ve sonradan bu zihniyeti tavan yaptiran Mourinho'nun takimlari bu futbolu dunya futbolunun zirvesine yerlestirdi.

Eskiden hucum futbolu ve cift forvet oldugu icin cok rahat klasik winger kullanabiliyordun. Ama orta saha onemini kazandikca orayi 3'lemek sart oldu ve hucumda eksildin. Klasik winger'in en buyuk sikintisi da ceza alaninda adam olmayinca sinmesi, ki modern futbolda asiri gol atan siradisi bir 8 olmadigi surece (Lampard ve Toure'den sonra gelmedi bence) tek forvetle kurtaramiyorsun. Boylece klasik winger'lar kanatforvete evrildi pozisyon ve gol sayisina erismek icin.

10 numara da bu donemde kayboldu; turunun son ornegi Kaka, biraz da Mesut Ozil idi (top seviyede takimi tasimis oyunculardan bahsediyorum). Bu saatten sonra bu eski donemin 10 numaralari ya defansini gelistirip Xavi, Modric gibi 8 numaraya evrildi, ya da Mahrez, Iniesta gibi kanat oyuncusuna evrildi. Bazilari da bunu beceremeyip Coutinho, James Rodriguez, hatta M.Ozul gibi hayal kirikligi oldu ve anca kucum takimlara buyuk umut veren ya tutarsa oyuncularina donustuler.

Ki su andaki dunya futbolunu ikiye bolmeye kalksan bile (savunmacilar ve tiki-takacilar) tiki-takaci takimlarin orta saha hakimiyetini kaybetmemek icin beklerden birini inverted back, hatta bazen orta saha (bkz Delph), kanatlardan birini orta sahadan bozma (Silva) oyuncu olarak kullaniyor. Adamlar orta saha mucadelesini kaybetmemek icin kendi prensibinden vazgecmek zorunda kaliyor.

Ben tiki-takadan asla hoslanmadim, bana sikici gelmistir hep. Benim tercih ettigim, hatta fifa'da kullanmayi sevdigim futbol tarzi fizikli orta saha ve tamamen kontra-atak futbolu. Topu kazan ve kazanir kazanmaz ileri oyna. Simeone'nin takimlarina oynattigi dusuk tempolu set hucumundan ziyade Mourinho'nin kismen Inter'de ve ozellikle Real'de oynattigi simsek kontra-atak futbolu. Tabii Simeone demisken, bir saygi gostermek lazim bence. Mourinho futbolunu Mourinho'dan bile belki ileri tasimis bir arkadasimiz kendisi. Belki oynattigi futbolla kendi liginde basarili olamaz (ki Barca ve Real varken normal sartlarda ne kadar sansi var tartisilir), ama turnuvalarda hep ileriyi gorur, ki Liverpool gibi bir hucum makinasini bile etkisiz hale getirebiliyorsun. Keske Arjantin akil etse de bu adami milli takimin basina getirse. Defans bilmeyen o kalitesiz stoper ve orta sahalara bagira bagira dove dove defans yaptirir ve hucumdaki Messi, Dybala, Di Maria, Aguero ile cok rahat gol bulur, tam onun takimi aslinda.

BJK4EVER dedi ki...

Beagle'in soyledigine donecek olursak; dunya futbolunda ters ayakli ice kat eden kanatlara mecbursun maalesef. Klasik winger'larla basarili olmus en son takim hatirladigim kadariyla Sevilla idi. Ki izlemekten zevk aldigim bir takimdi. Kanatlar makina gibi isliyordu ve Luis Fabiano ve Kanoute'ye takir takir gol attiriyordu. Ki o takimin kanat oyunculari da D.Alves, Adriano, Capel, Navas gibi cok ozel oyunculardi. Ondan sonra klasik Ingiliz 4-4-2'si ile birsey yapan takim cikmadi zaten.

Ama ligimizin dinamiklerine gore en uygun futbol bu bence. Ligimizin rakiplerini SAC mukemmel bir sekilde analiz etti; https://www.youtube.com/watch?v=L1MwVSP2mX8. Klasik beyinsiz adam cokluguyla ve fizikle savunma yapmaya calisan, hucum plani olmayan takim cogu.
Bu sisteme karsi tiki-taka oynamaya calisan Rijkaard, Schuster, Aragones takimlari hep tikandi. Tiki-taka'nin antidot'u faul ve temposuzluk ve ligimizde hakemlerin en cok sevdigi sey duduk calmak ve 85 faul yapan takima sari karti anca 60. dakikada cikarmak oldugu icin bu gercek suratlarina tokat gibi carpti ve gittiler.

Ama ne zaman ki hucumda cogalan, duran toplari iyi kullanan, yedek forvetinden verim alan (Webo, Cenk Tosun, Hasan Kabze) takimlar cikti, onlar sampiyon oldu. Gerets'in Galatasaray'i, Ersun Yanal'in ilk donemindeki Fenerbahce en guzel ornekleri bence. Cunku Anadolu takimlari adam fazlaligiyla savunma yapiyor. Hucumda cogalan takimlara karsi afalliyorlar ve adam ve alan paylasimini yapamadiklari icin cark ediyorlar.

Hadi yabanci antrenorleri gectim, onlar ligimizi tanimiyor. Ama MAF'li Besiktas'i seyretmis, ligimizde nasil sampiyon olundugunu her sene goren Turk antrenorlerin de israrla tek forvet 3'lu orta sahayla oynatmasini anlamiyorum.
Turk futbolunda devrim yapacak, takimini rahatca sampiyon yapacak hoca bu gercegi bilip buna gore takim kuracak hoca.
Guardiola'cilik taslayacagim diye ters ayakli adami kanada koyup seneyi 2 gol 4 asistle bitirecek kanat forvete tahammul etmeyecek bir adam. Her maca 2 tane 6 numara, tek forvetle baslayip default olarak ilk yariyi, bazen 60 dakikayi cope atmayacak hoca. Mac berabere giderken cift forvete gecmekten korkmaycak bir hoca. 5 macta 5 beraberligin sadece 5 puan, ama 3 galibiyet 2 maglubiyetin neredeyse 2 kati kadar puan verdiginin farkinda olacak bir hoca.

Modern futbol, zevk veren futbol baska birsey, ligimizin dinamikleri baska birsey. O yuzden bu hakemler ve rakipler oldugu surece oyle bir futbolla sampiyon olmak cok zor. Benim Besiktas'ta gormek istedigim hoca Umut-Burak-Guven uclusunden ikisini her mac oynatacak, Caner'i senede 15 asiste ulastiracak futbol oynatan, her maca 2 tane 6 numarayla baslamayan, Boateng'den 8 yaratacak, Ljajic'i siktir edecek pragmatist bir hoca. Futbolun gercekleri bence bu. Soz konusu Besiktas ise benim icin kazanmak zevk almaktan once gelir. Zevk icin zaten izledigimiz lig Turkige ligi degil, olamaz. Bu siyah-beyaz gonlumuz olmasa zaten cekilecek bir lig de degil.

Ahmet Usal dedi ki...

@BJK4EVER

Hocam, vay, teoriyi geliştirmişin! Zevkle okudum, bir şeyler öğrendim, sağolasın.

Günün şartlarında hepsi güzel değerlendirmeler, özellikle kulübü sıkıntıdan başarı biraz olsun çıkaracaksa. Şahsen ben Sergenden bahsettiğin pragmatizmi bekliyorum. Yalnız küçük bir itirazım var, yabancı oyuncu serbestliği Anadolu takımlarının oyuncu kalitesini arttırdı, hepsi atlet ve çabuk adamlarla doldu. Duran top ya da kontra golü atmaları eskisinden kolaylaştı. Büyükler için lig daha zor hale geldi çünkü mali durumlar nedeniyle eski kalite farkını ortaya koyamıyorlar, kadro kaliteleri düştü.

Mesela seyircisi olan takımlar, Bursa, Ankaragücü, Göztepe falan lig adil olsa ve diyelim Sivas kadar yapılanabilseler aslında bu yabancı serbestisi ve ekonomik durumla rahat şampiyon olabilirler. Sanırım kuralı değiştirecek olma temel nedenleri bu, yoksa Milli Takım başarılı, rekabet arttı, serbestlik kalite getirdi, kaşıntı ne yani.

Yani hücuma daha fazla adam sokmak oyuncu kaliten ve sistemin sağlam değilse sorunu çözmeyebilir. (Aklıma Schuster dönemi geldi, ilk geldiğinde şahane oynuyorduk ama çok pis 4-5 maç kaybettik süper oynarken, mazi kalbimde bir yaradır!) O yüzden teoride iyi bir futbol takımı olabilmek de önemli, zamanında Biliçin bizi getirdiği hal gibi. İdeali öyle bir takımla atan tutan ve oyun kuranın kalitesiyle, gerektiğinde risk alabilecek bir Hocayla şampiyon olmak ki kalıcı başarı olsun, Azizbahçenin ilk dönemindeki gibi hep bir ya da iki ol, sürekli Avrupada oyna, para kazan, kolay oyuncu pazarla, sat, bul. Zincirleme reaksiyonlar bunlar.

Tabi bunlar yine benim görüşüm :)

beagle dedi ki...

@Ahmet
Zaten verdiğim örnekler Barca ve Bayern'den ki ikisinde de Pep basariliydi. Oralara gelip Villa yerine Neymar koyabilince tartışılır tabi. Niye orta yapacaksın zaten? Messiyle Neymar halleder.

Şöyle bir gozlemim var, 1990 civarinda 60-70lerin futbolunu izlediğimde, oyun çok yavaşmış, şimdi o efsaneler o kadar iş yapamaz derdim. 2020de 90dan itibarenki 10-15 yilin maclarini izlediğimde ise ataklardaki akışkanlık, ortalama forvet oyuncularının becerileri, kaleye dönük işleri aklımı aliyor. Şimdi bunlar bizi 5lik yapar diye izliyorum.
Trend nasıl oldu, ne oldu listeleyemem ama gol becerisi ve atak akiskanligi müthiş düşük bir donemdeyiz. Ters ayakli kanatlar, cift onliberolar vb derken bu hale geldik. Bugün kullanilan voleybol topundan hallice top da olmasa bu kazmalarla çok zor gol görürüz.

Qımıl ilginç adamdi. Milli takimdaki oyununu bizde oynasa gerçek efsane de olurdu belki. Onun yerine topla sevişip takimi seyetti. O yetenekle, o kadar top kaybi ve savunma eksiği ile yilda 2 gol... Nkududan pek de matah değildi. Hatta Nkudu daha az zararli.

Düz adam örneği vereyim, Hilbert mesela. Bence bizde "vasat" kanat performansinin ölçütü olabilir. Bayağı yetenek fakiri ama idare eder seviye üretkendi.

Metin Tekin, Walsh, Mrkela, Munch, Adriano, GG falan bir sürü verim aldigimiz örnek ortada bir kenari düz ayakli tutarsak Olcay, Töre, Babel vb tarzi biri ile de başka performans ekleyebiliriz.

Şu anda Nkudu Lens ve Boyddan kurtulmak imkansiz gibi. Hepsini sağa tikip sola Almos ve bir transfer koymak bence en iyi çözüm. Nkudu sağda en azindan biraz işe yarar.

Ahmet Usal dedi ki...

@beagle

Belki yetenekli ve iyi futbolcu çok ama günümüz futbolunda nefes alamıyorlar, hareket alanları çok sınırlı. O kabiliyeti kullanabilmeleri için yüksek atletizm bekliyor sistem, o yüzden eskinin yetenekli ve keyif veren oyuncu sayısında büyük düşüş var. Bizde Muhammet niye parlayamadı mesela? 90 lardaki Hagi, Prosinecki, Stojkovic Savicevic, Saffet Susic(büyük oyuncuydu), Redondo, Veron, Sergen, Oğuz, Ronaldinho, Rivaldo gibi ortasaha ve 10 numaralar artık yetişmiyor, forvete girmeyelim bile. Günümüzde atletizmiyle Rondaldo, yeteneğiyle Messi, ikisinin karışımı Neymar, Mpabppe, başka da aklıma aha süper diyeceğim oyuncu gelmiyor(Hani bu insan değil yahu kabilinden). Oysa 80ler de 90 larda hatta 2000lerde her mevkiden böyle arasam 10ar oyuncu bulurum.

Düz adamdan başka herşey olan Qımılın 2018 -2019 istatistiğini vereyim, 28 i lig, 9 u AL olmak üzere 37 maç, 4 gol, 14 asist(3 gol ve 11 asist lig). Toplam 18 gol katkısı yani. Tabi sistem onun üzerine kuruluydu, ama ikinci geldiği dönem derbilerde de güzel goller atıyordu, kurtardığı ve aldığı derbiler var(GS derbileri hariç). Verdiği zararı yine herkes yazdı ama o zararın yanına bunları da verdi. Şimdi Nkodou ile daha sistemli ve iyi savunan, görünüşte de hızlı çıkabilen bir takımız. Peki istatistik? :))

Verdiğin örneklerin hepsi çok güzel, ve o örneklerdeki kadar eldeki kurtulunamaz görünen kanat rotasyonundan verim alınamıyor. Son paragrafımın ana fikri "Qımıl verimi bile aranıyor!"du:)) Bakalım Almos kendini kabul ettirebilip bu rotasyona girebilecek mi? Aslında bu yeteneksiz ve şişkin maaşlı kalabalığı yetenekli oyuncu aşabilir. Mental güç de önemli.

beagle dedi ki...

@4ever
Bu sefer oyun görüşünde tam buluştuk. Benim de gecmiste ifade etmeye calistigim notlar:
- Tek 6 olmali. Onu oynayabilecek adam bulmak önemli. 5 medel 1 Aurelio veya Melo etmiyor.
- kanatlar işlerse 10 numara yerine 2.forvet açık ara daha çok yaratıyor. Sadece oyundan kopmayan Ali G., Tuncay Ş, gibi bir tip olmasina dikkat.
- Duran top önemli. Açıklar veya 8 bu işte maharetli olmali. Transfer yaparken topa iyi vurmayan adam tercih etmemeli.
- 9 giydirdiğin adam bebekliginden beri gol atiyor olmali. Genç takimlar dahil kariyer sezonlarinin çoğu 20 üstü lig golü degilse, alma.
- Arkada fizigi, kanatlarda hiz ve dayanikliligi da sağlarsan Türkiye'de ilk 2 her sene cepte olur.

fidddas dedi ki...

kanatlardan en az birinin son vuruşu olmalı. kaleyi görünce nabzı 200e çıkıp ne yapacağını şaşırmamalı. babel ilk zamanlarında bunu çok iyi yapıyordu. eğer gol yüzdesi yüksek olursa ondan sonra ters veya düz ayaklı olması benim için çok önemli değil.
ters veya düz ayaklı kanat topu cezasahasına getirse bile ekstra vuruşu olmadığı durumda içeride en fazla 2-3 adam olabiliyor.
bir ara bir kanat quaresma bir kanat simao ortada almeida varken sağdan bir keser öbür taç çizgisine soldan öbürü keser öbür taç çizgisine bir durumumuz vardı. sorsan uzun boylu merkez santrafor almeidaya orta kesiyorlardı (almeidada yeteneksizdi) kanatların ekstra gol tehdidi yoksa ve orta kesecekleri biliniyorsa bu durumda defanslar aşırı rahatlıyor. böyle kanatlar ile tek çözüm 8 ve 10 numaranın skor yapmasına kalıyor ama öyle oyuncular çok nadir düşüyor buralara.

BJK4EVER dedi ki...

Quaresma enteresan adamdi vesselam. Acin 16-17 sezonunun gollerini izleyin, Gomez'e az gol attirmadi. Bir sonraki sene de Aboubakar, Talisca, Babel'i cok iyi besledi. Hatta CL'den gruptan cikarken neredeyse gollerin tamami onun ortalariyla geldi, oyle bir adam.

Ama dogru sekilde kullanmak gerek. Mesela ben antrenor olsam ve Quaresma deseler alinsin derim, net. Ve ondan aldigim verim Boyd+N'Koudou+Diaby'nin toplamindan daha fazla olur.

Ama Quaresma'yi kullanabilmek onemli. Top kaptiracak bu adam bir sekilde, ama top kaptirdiginda senin tehlikeyi sezdigi anda cat diye rakibi kesip sari kart almaktan korkmayacak bir 6 ve 5 numaran olmali. Geri kosmasi 30 dakikayi bulan ve faul yapmaktan odu kopan Atiba olmayacak. Sonra Atiba ve Elneny yeterince agresif degil, kontra yemeyim diye hucumda top kaybi yapabilecek yetenekli adam kullanmiyorsun, duz veya yari yetenekli adam kullaniyorsun, iyice sinameki bir takim oluveriyorsun. Bu seneki gibi bir hal aliyorsun.

Ben Quaresma'yi alir takima koyarim. Sadece cizgiye yapis, uygun pozisyonda top bekle, adam gecme, topu durtup orta kes derim. Hucum hattinda da 1.70'lik Vagner Love'u tek forvet oynatmam mesela. Burak'in yanina fizikli, deplase olacak zenci bir azman bulurum. Gol vurusu Gomez olmasa bile Youla'dan hallice, Nonda, Webo tipinde, kalitesinde bir adam bulurum. Oralari karistiracak, Burak'a alan acacak ve karambollerde gotune basina topun carpip girecegi bir zenci. Ve Quaresma sezonu 15 asistten az asistle kapatirsa da bu isi birakirim.

Takimin 8 numarasi Boateng olur, hem agresiflik katar hem bu oyuna uygun, bulunmaz hint kumasi. 6 numaraya da tamamen 6 olan, orta sahayi toplayacak agresif, topclass bir adam alirim. Sol acikta Caner, arkasinda onun temposuzlugunu ve defansif eksikligini kapatacak gidip gelen bir adam (N'Sakala ideal).

--------------Kaleci------------

Gokhan---Vida-----Ruiz----N'Sakala

Quaresma-Boateng--Azman---Caner

---------Burak---Azman 2--------

Tam da boyle bir takim kurarim. Ha, sinir eder mi, eder. Goz kanatir mi, kanatir. Avrupa'da follos olur mu? Tamamen follos olur.
Ama ite kaka Anadolu takimlarini yene yene sampiyon olur bu takim.
Oyuncu degisiklikleri bile belli. Skoru bulduktan sonra forvetlerden birini cikarip Boateng'i ileri at, orta sahayi 2'le. Yorulacak Caner ve Quaresma yerine de N'Koudou ve Boyd/Lens girer, gul gibi olur. Macina gore ileride Boateng-Burak, orta sahada Azman-Oguzhan/Dorukhan da olabilir mesela.

BJK4EVER dedi ki...

@fiddas,

Haklisin, bence Boateng o profilde bir oyuncu. Hem 10 hem 8 olarak gol katkisi verir, sezonda 10 golu rahat bulur. Ljajic formda olsa o skor katkisini yapabilir, ama Ljajic'ten gecti bence.

Acikcasi skor bulabilecek bir 10 ve 8 bulmak cok cok zor. Onu bulunca (Alex, Talisca, Melo vs) zaten sampiyon oluyorsun. Ama bulamiyorsan tek forvetten vazgececeksin hocam.

Ben bol forvetle oynayip husrana ugrayan takim gormedim ligde. Fenerbahce Sow-Webo-Kuyt-Emenike'yi kullanarak, tum maclara 3'uyle birden baslayarak nisan'da sampiyon oldu, Anadolu takimlarini o sene yiyip bitirdiler.
Galatasaray Umit Karan-Hakan Sukur-Necati-H.Kabze'yi dondure dondure kullanarak sampiyon oldu.
Trabzon rekor puanla 2. olurken Umut as forvetti, Burak sag forvet, forvet arkasi da 10'dan ziyade 9 ozellikleri tasiyan Jaja.

Ligimizin bug'i bu iste. Senin 11, 7, 8 ve 10 numaran senede toplam 15 gol atamiyorsa cift forvete gececeksin, baslangic taktigi olarak.
Bu sene bizim berabere veya yenik durumda goturdugumuz mac baya oldu. Ama Umut-Burak-Guven'den ikisinin ayni anda sahada oldugu dakika kacti? Eminim 90'i gecmiyordur toplamda. Bunu kimse bana mantikli sekilde aciklayamaz.

beagle dedi ki...

Boateng 8'de aşırı iyimsersin. O iş çok gitmez öyle. Ama Boateng fiziğinde falan 8 çiçek olur.
Quaresma+Burak ile yapacağın top kaybini ve 9 kişi oynamayi da hicbir sistem kaldirmaz.

442 OK ama geri dönecek, atak sonlandirmadan kaptirmayacak sorumluluk sahibi oyuncular, gol atan kanatlar, ileri bindirip orta yapan bekler ile. O kadar basit is değil yani.

Ahmet Usal dedi ki...

Valla Anadolu takımlarıyla ilgili görüşümü yukarda belirttim, bu seneye kadar bu taktik ve yol tutabilirdi, ama bu seneden sonra zor, yabancı kuralını sınırlayıp Anadolu takımlarını eski haline döndürmedikçe.

@beagle a katılıyorum, 9 kişilik geri koşma ve savunmayla follofoş oluruz bu senenin liginde. Quaresma ile de artık olmaz, oldu 35 ya da 36, son senesini Kasımpaşayı düşürmeye çalışarak geçirdi. Artık Porto'da bırakmak istediğini de söyledi. Adamın olayı zaten mental, hep de sıkıntılıydı o konuda, Talisca varken frikik atmaya çalışan, onun frikiklerini yiyen adam işte. Sene başına 2-3 kırmızısı da garanti.

Boateng ile ilgili biri güzel değerlendirmişti burada, yüreği ruhu iyi ama iki maç dışında bir numarasını göremedik, fizik - teknik iyi de 30 undan sonra ne kadar dövüşür, ne kadar sahaya yansıtır soru işareti. Özellikle 8 gibi zor mevkide. Kısa vadeli çözümdü, zaten para mevzuundan durmayacak gibi..

Öte yandan Larin belki biraz geliştiyse Umutla beraber Burağın ihtiyacı olan boşlukları yaratabilir, çocuk aslında fena bitirici de değil, Umuttan iyi o konuda, zaten onun da opsiyonu kullanılmıyor, kaldı şimdilik, değerlendirilebilir, al sana izbandut zenci santrafor :)

Fatih Aksoyla Dorukhan sanırım yeterli fizik kaliteyi verecek, kalan kısım soru işareti bence de..

Huzeyfe dedi ki...

@beagle ve @BJK4EVER
Konu çok güzel, iki nokta önemli bence.

1. İki forvet konusuna katılıyorum ama önce orta sahada canavar gibi bir 6 ve çok iyi top dağıtan-Atiba gibi pas mesafesi 4 metre değil 30 metre olan- bir 8 lazım. GS örneği var, Burak/Umut- Drogba ve Elmander-Necati Ateşle iki kere şampiyon oldular. Ama o orta sahadaki adam eksikliğini Melo-Selçuk-Hamit Altıntop’la kapatabiliyorlardı. Yoksa tablonun üst yarısındaki Anadolu takımları orta sahada adam üstünlüğüyle sahaya çıkarsa takımın boyu 70 metre olur. Hele ki iki kenar oyuncusu iki forveti takımın geri kalanına bağlayan orta ikili yoksa mümkün değil üst sıra takımlarından puan toplamak. Hadi deyince iki forvet olmuyor maalesef.

2. Mesele ters ayaklı kanattan ziyade gol alışkanlığı olan kanat oyuncusu. Ayrıca N’koudou kötü örnek ters ayaklı oyuncuları eleştirmek için. Adam sürekli sıfıra inip sol ayağıyla oynuyor. Sağı da solundan iyi değil ki! Son on yıldaki şampiyonluklara bakın mutlaka en az bir kanat oyuncusu ters ayaklı. Tek istisna GS şampiyonlukları ki onun da mimarı Selçuk-Melo ikilisi kanımca. Bence en ideali iki kanattan birinin golcü ve ters ayaklı olması. Sıfırdan dışa kesilen topa vurabilmesi açısından bir avantaj.

Önünde sonunda mesele gol planı. Golü kim nasıl atacak? Çok çeşitli yolları var. Alex, Sneijder, Talisca gibi adamların ayağına bakarak olabilir, 3 forveti doldurup Caner’le orta yaparak olabilir, Babel gibi kenar oyuncularından 8-9 gol alarak olabilir, iki forvetle olabilir, vs. Hangi oyunu tamamlayan parçalar var elimizde. Atiba-Elnenyle mi 2 forvet oynayacağız? Elek gibi olur o orta saha.
Ekşi suratın en sevdiği şeydir ceza sahasına adam yormak, elinden gelse her maça iki forvet çıkar ama çıkamıyor. Mecburen Onyekuru, Rodrigues ters kanatta oynuyor. Bizim son iki şampiyonluğumuz da böyle. Olcay, Töre, Babel. Ters ayakla oynamak sorun değil, 2 forvet de şart değil yeter ki öndeki oyuncuların gol alışkanlığı olsun.

beagle dedi ki...

@Huzeyfe
1 tanesi neyse de 2 ters ayak cidden takimi çok yavaslatip huni gibi rakip savunma duvarina carptiran bir iş. Içe dönüp ters ayakla yapilan ortalar da kaleci ve stopere armut toplatiyor.

Ters ayak olursun ama çizgi ayağın %50dir, o biraz olur. Töre yakındı buna. Kornere biraz girebiliyordu.

Futboldaki en öldürücü iş belki de savunma hatti ve kaleci arasina yandan sert biraz da falsolu top atmak, yerden, havadan hepsi olur. Qimilin Canerin falan yaptığı gibi geri caprazdan değil, savunma cizgisinden ya da ileriden. Rodrigues sagdan gidip Gomise 10-12 tane attirdi herhalde bu şekilde.

BJK4EVER dedi ki...

@Huzeyfe.

Ikinci paragrafa eklemek acisindan soyluyorum; cift forvet tartismasini bu nokta uzerinden yurutmek mantikli bence. Son yillarda sampiyon olan takimlara bakarsak hep 4-2-3-1 oynayan takimlar sampiyon oldu. O zaman sen niye cift forvet istiyorsun dalyarak diyebilirsiniz tabii, ama cift forvet oynayan takim olmadigi icin dogru bir karsilastirma olmaz. Tek istisna bu seneki Basaksehir, onlarin performansi da cift forvet tezini dogrular bence. Son yillarda hep sampiyonlugu son haftalarda kapanan Anadolu takimlarini acamayip tikanip kaybetiller, ilk defa Anadolu takimlarina karsi bu kadar net ustunler. Ki lige ara verilmeden evvel bir macta bir takima bir devrede 4 tane sallamislardi mesela, ki biz bu gol rakamina ulasmak icin catliyoruz.
Bunu da Crivelli-Demba Ba gibi kagit ustunde gayet vasat bir cift forvet hattiyla yapiyorlar.

Ama tek forvetle sampiyon olan takimlarin ozelligi ne? Ya Gomes, Gomis, Sorloth gibi 25'in ustunde gol atan bir forvet var, ya da Talisca, Sneijder gibi ekstra ekstra gol katkisi yapan bir 10/9.5 numara. Gecen seneki GS bir istisna olabilir, ama orada da cok ekstra gol yemeyen bir kaleci ve cok ekstra goller atan bir Feghouli vardi.
Yani normal sartlar altinda cok acayip bir gol rakamina ulasacak bir forvet, ya da +15 gol atacak bir 10 numara/kanat forvet bulman gerek. Kanat forvetlerim 5-6 gol atsinla cozulecek is degil bu bence.

Sormamiz gereken su; elimizdeki kadroya bakacak olursak, hangi yol daha mantikli? Burak yerine 30 gol atabilecek bir santrfor bulmak mi, Ljajic yerine 20 gol atacak bir 10 numara bulmak mi, yoksa cift forvete gecmek mi?
Optimum cozum bir sekilde olmayacak, cunku elimizde hayvani maasa sahip Burak ve Ljajic var. Ben Ljajic+Burak'la bu isin yurumeyecegini dusunuyorum. Ikisi de cok iyi performans sergilese bile Ljajic 10, Burak 20 atar, yeter mi bilemem. Ki bu ikisinin de en iyi performansi demek, bu oldukca dusuk bir ihtimal. Ljajic'e takim bulmak Burak'a bulmaktan daha kolay bence. 4 milyon euro maas alan Burak'i kulubede oturtacak luksumuz de yok. Burak sag forvete evrilir mi, tartisilir. Bence bu yasta evrilemez, ki bu da bir cozum degil demek ki.

Bence en kestirme ve mantikli yol Ljajic'i mantikli sartlarda elden cikartmak, Burak'i ikinci forvet olarak kullanip yanina onu rahatlatacak bir forvet almak. Bence calistigimiz kisitli butcelerle bir Talisca, Sneijder, Gomez falan bulmak hayalden otesi olmaz. Bu tamamen bir kumar olur, baska birsey degil. Burak'in yanina bir Crivelli bulursan (kac para ulan bir Crivelli) Burak Demba Ba rolunu gayet iyi ustlenir, bos olanlara kacar, karambollerde seken toplara vurur, bir sekilde atar. Mevcut kadroya, lige, butceye baktigim zaman en mantikli cozum bu bence. Ama bir sekilde herkes ligimizde cift forvet oynatmak Kuran'i yirtmakla esdegermis gibi tek forveti zorladikca zorluyor, zorladikca zorluyor. Hocalik da bana gore dunya futbolunda yaygin diye, lige ve elindeki kadroya bakmadan 4-2-3-1'i kopyalamak degildir. Pragmatist ve zeki olmaktir. Conte gibi sikerim geleneginizi diyip 3-4-3'le Ingiltere'de takimini sampiyon yapmaktir, 3-5-2 ile yillar sonra vasat Inter kadrosunu sampiyon yapmaktir. Ferguson da mesela pragmatist hocalara mukemmel bir ornektir. Hatta sezonlara arasi degil, sezon icinde bile surekli sistem degistirirdi. Ji-Sung-Park normal maclarda oynamayip zor maclarda hep denge unsuru olarak sahadaydi. Yorke-Cole ikilisini yakaladiginda korkmadan her rakibe karsi cift forvet de oynatirdi, ama Ronaldo yeteneginde kanat-forvet bulunca Rooney'i de tek forvet oynatirdi, oyle bir adamdi.

BJK4EVER dedi ki...

Pragmatist ve zeki yazmisim, ama cesaretli olacakti aslinda. Inter'i de sampiyon yapmisim bir Juventus hayrani olarak. :)
Ama ne yalan soyleyim, Lazio veya Inter sampiyon olsa gram uzulmem. Kadrolarinin ustunde bir top oynuyorlar. Ki Lazio'nun taraftari ne kadar antipatik olursa olsun, o efsane kadrolari hala gozumun onunde bir Serie A hayrani olarak. Taraftarlarini sevmesem de kulubu severim. Ki Italya ligi o kadar guzel bir lig ki, sevmedigim takim yok Milan haric (Istanbul faciasini yasamis efsane kadrolarina saygim var yine de).
Inter, Juventus, Roma, Lazio, Fiorentina, bir zamanlar Palermo, simdiki Atalanta. Guzel takim bunlar. Ki harbiden cok efsane takimlar cikartti Italya ligi.
Milan'in Istanbul faciasini yasayan kadrosunu her futbolsever ezbere sayar. Lazio'nin kadrosu bir zamanlar efsaneydi. Inter'in 10 tane dunya yildizi forveti toplayip tek forvet oynayarak sicis yasayadigi donem unutulmaz. Roma'nin Totto-Cassano-Batistuta'li efsane takimi, yine Juventus'un Vieira-Emerson orta sahasi, Del Piero-Trezeguet'li hucum hatti ve Buffon-Cannavaro-Thuram'dan olusan duvar gibi defansi unutulmaz. Capello da hem buyuk, hem bir o kadar sansli bir hocadir. Adam hem efsane Milan, hem efsane Roma, hem efsane Juventus kadrosunu yonetmistir. Cogu antrenor antrenor hayatinda boyle 1 tane takim bile yakalayamazken adam 3 efsane takim yonetmis, vay anasini.

BJK4EVER dedi ki...

Capello demisken soylemeden edemeyecegim; futbol dunyasindan 2 olabilecek escinsel evlilik say desen kesinlikle Ziya Dogan-Ayman ve Capello-Emerson derim, hic dusunmeden. Ne gariptir ki Emerson ve Ayman tip olarak da benziyor, evlenilecekleri hocalar da tesadufen ikisi de onlibero manyagi.

Huzeyfe dedi ki...

@beagle

Aynen. Yüzdeyüz katılıyorum huni tespitine. Onun çalışması için zirve formda Robben-Ribéry lazım.
Bence ön alan asimetrik olmalı. Bir ters ayak, bir arka direk golcüsü ve bir ön direk koşusu yapan forvet. Bu tabi eğer önde 3 kişiyle oynayacaksak. Güven mesela arka direk golcüsü olur.

@BJK4EVER

Esas meseleye geldik. 2li forvetle oynayıp orta sahayı nasıl kurtarabiliriz? Melo bulamayacağımıza göre mevcut maaşlarla, dediğin gibi biraz cesur bir hoca lazım 3-5-2’yi deneyecek. Bence Boyd, Lens, N’koudou üçü de kenarı oynayacak fiziksel kapasitede. Geride Vida Roco Ruiz nasıl olur bilmiyorum. Ama en azından bir stoperde hava hakimiyeti olur. Dediğin gibi Ljajic’i satabilirsek ikinci forveti oraya koyabiliriz. Aslında Sergen hoca Alanya maçının ikinci yarısında yaptı buna benzer birşey. Vida’yı sağ öne attı. Ceza sahasında çoğaldık, gol 5 dakikada geldi. Ama bunu sistematik olarak yapacak birikimi, taktik bilgisi var mı bilemiyorum.

Ahmet Usal dedi ki...

Hakkaten bir maden bulmuşsunuz arkadaşlar :)

Elde asimetrik uzak forvet oynatmaya müsait bir adam var : Boyd. Aslında Olcay tarzı gol noktalarına güzel sızıyor, iki ayağı da tahta değil(süper de değil). Orta yaptıracağımıza kanat forvet olarak gayet güzel kullanılabilir.

Lensin sağ kanadı tek başına götürebileceğine katılıyorum. Dorukhan eskisi gibi dönerse o da orayı halledebilir, özellikleri uygun. Hem yedeklerler birbirlerini. Gökhan Gönül kalacak mı belli değil zaten, futbolu lacivert renklide bırakmak istiyor haberleri çıkıyor sürekli, itirazım olmaz çünkü düzgün adam, kalbi neyse ona göre olsun derim.

Nkodou biraz cam adam, daha çok yedekten değerlendirilebilir gibi bu planda.

Orta saha Melo canavarı adaylarım da yine Fatih Aksoy ve Dorukhan. Maçına göre ikisi birden oynayabilir. Fatihin Sivasta yaptığı zaten Meloluk. Çok maçını izledim, ayağı düzgün, kilit pas ve derin pası da güzel atıyor. Sivas gibi kafaya oynayan bir takımın 6 numarası haline getirdi kendini gösterdiği gelişimle. Bizdeki seyirciyle eğer karakter mental sorunu yoksa Melolaşma potansiyeli görüyorum.

Başakşehir değerlendirmesinde eksik kalan bir nokta var: Okan Buruk büyük diye anılan takımlarla oynarken hiç riske girmedi, beraberliğe ya da atarsam bir tane alırıma oynadı. Seyirci baskısı da olmadığından planı en azından büyüklere yenilerek ekstra bir avantaj vermemekti. Küçük maçlarda da çift forvete abandı. Bu tarz senaryolarda Dorukhan ve Fatihle ortayı kitleyebiliriz mesela tek forvete düşüp.

Çift forvet olarak bence Larin işimizi görür. Havadan etkili, kafadan ve havadan gol vuruşu Burağı tamamlayacak kadar iyi, aslında sırtı dönük top da tutabiliyor, bizim lige gelene kadar bu kadar zorlayıcı ortamlarda oynamadı. Geliştirilebilirse gayet iş yapma potansiyeli var. Umut da en azından ortalığı karıştırıp Burağı rahatlatabilecek potansiyelde.

Aynı şey kenar forvet adayı olarak Güven için de geçerli.

Aslında kadro zengin, sadece yeterince kaliteli değil. Hoca iyi yönetip oyuncularda ve sistemde gelişme sağlayabilirse iş yapabilir. Tam Biliç tarzı Hocaların kadrosu:) Bence canavar orta sahadan çok 8 - 10 numara işini kim yapar, o sorun. Ljaic ve Boateng şimdiye kadar verdikleri performansla o bölge için soru işareti.

Kalan maçlarda kalede tutarsa Ersin en azından yedek olur. Plan böyle yapılırsa belki forvet almadan izbandut ortasaha yerine(elde var bu tarz) Ljaic - Boateng falan bir şekilde gönderilip iyi bir 8, kaleci ve sol tarafa çift yönlü bir kanatla transfer tamamlanabilir. Ben Dorukhan ve Fatihten 6 olacağına Boateng ve Ljaicin 8 - 10 olacaklarından daha ümitliyim şahsen, geçmiş performanslara bakarak. Üstelik bu ikili mevcut ekonomik konjektürde kalacak mı belli değil.

Stoper rotasyonunda da iki gencimiz var(Erdoğan, Alpay Çelebi). Sağbekte bir genç, sol bekte de bir genç yedeğimiz yine garanti. Bu malzemeden bir yemek çıkabilir. İyi bir sistem hocası ve sabırla çıkardı. @Huzeyfenin dediği gibi Sergen ne kadar buna dönüşür, soru işareti. Ama dönüşürse en çok kredisi olup tahammül edilecek adam o.

Belki şafak o kadar karanlık değildir :)

fidddas dedi ki...

@ahmet
boyd aslında aranan adam olabilirdi ama ankaragücünde gol yaptığı pozisyonları bizde çok acemice harcadı, Beşiktaşta oynarken o pozisyona girince nabız uçuyor demek ki. beyni ayaklarına o vuruşu yaptıramıyor.
burada da diğer arkadaşların söylediği konu ortaya çıkıyor, bu tip özelliklerinin geçmiş sezonlarında 3-4 kez test edilmiş olması gerekiyor. 1 sezonluk yüksek performans baskının olduğu ortamlara yetmiyor.

diziliş ve çift forvet meselesi ile ilgili ;
4-2-3-1 ligin patentli şablonu, küçük-büyük bütün takımlar varyasyonları ile bunu oynuyor. arada ufak denemeler var ama ilk başarısızlıkta 4-2-3-1e geri dönülüyor. hem eldeki kaynaklar hem güvenli bir diziliş olması hem de herkesin benzer bir şey oynaması buna sebep oluyor.
@BJKFOREVER italya liginden örnekler vermiş. italya ligi gördüğüm kadarıyla diziliş konusunda birçok takımın sürekli farklı şeyler denediği bir lig. bizim lig için de artık bu farklılığı ortaya koyacak bir çözüm düşünülmeli. ben şenol hoca zamanından beri 3lüyü denememiz gerektiğini düşünüyorum. benim aklımda hep 3-4-3 vardı. dönem dönem kadrolarımız tam 3-4-3 oynayacak seviyelere de geldi. ama böyle bir radikal değişimi 1-2 haftada yapmak çok zor.

bu sezon başlarken @disco atibanın defansta değerlendirilmesini önermişti(fizik durumu kötü ama oyun görüşü iyi diyerek) işte 2li stoperde atiba bizi patlatabilirdi ama 3lü defansta atiba bunu becerebilirdi. bunun yanında canerin defans zaafını çözebilecek bir sistem 3lü.
her iki bekimiz de 3 lü için uygundu. ama orada sorun orta 2linin kurulamıyor olması. biri elneny olunca diğerinin oğuzhan olması gerekiyor ama oğuzhan ortalıkta görünmedi.
form durumlarından bağımsız bu seneki kadroyla bir 3-4-3 yazmak istesem,

kaleci
vida-atiba-ruiz??
gökhan-elneny-oğuzhan-caner
boateng-ljajic
burak

burak , boateng ve ljajicin bu dizilimle takımı 8 kişi bırakması hariç fena olmazdı :) ama dediğim gibi form durumlarından bağımsız yazdım.



yilmaz dedi ki...

@fiddas 3'lü savunmalarda 3 stoper yerine bir tane stoper özellikle bek oyuncusu tercih ediliyor artık genelde. Boyu kısa olmasına rağmen Adriano bu profile uyuyordu aslında. Bence Gönül de uyuyor ama yaş artık izin vermez ona güvenerek kadro kurmaya.

Bence biz de her büyük takım gibi 433 ya da 343 gibi bir dizilişle oynamalıyız. 4231, 442, 352 gibi dizilimler ekstrası olan oyunculara muhtaç. 10 numara yok, pivot santrfor yok, 6 numara 8 numara yok.

İlk tercihim 433. Bu dizilişte şuraya şu adam cuk oturur diyeceğim kimse yok. İnanmayacaksınız ama belki Diaby sağ forvet olarak, ya da Ljajic sol forvet olarak olabilir. Onlar da seviye atlatmaz. Bek konusunda, 27 yaşında olsa Gönül'ün yerine 10 sene dokunmam net.

Yine de çat pat birşeyler yazayım

kaleci

gönül / izbandut stoper / ruiz / sol bek

sağ iç (sizce Lens burada nasıl olur?) / atibanın genci / oğuzhan

Feda'nın Holoskosu / leblebici / satamazsak Ljajic


Gördüğünüz gibi, hayalimdeki kadroya mevcut takımdan tek bir ismi güvenerek yazamıyorum. Geçenlerde bir süre uzattığım atan tutan konusundaki fikrimin sebebi bu. ortasaha kara delik, forvetler umutsuz, kanatları yazma ihtiyacı bile duymadım, stoperin en iyisi diğer arkadaşlarının maaşını ödeyebilmemiz için satmamız gereken Vida vs.



fidddas dedi ki...

@yılmaz
ruizin yanındaki soru işaretleri o yüzden aslında :) bir de mevcut kadro ile yaptığım için pek alternatifim yoktu.

BJK4EVER dedi ki...

Ben 3'luye hic sicak bakamiyorum acikcasi. 3'lu oynatmanin mantigi takimin beklerini ve orta saha oyuncularin daha rahat hucuma cikartmaktir. Bunun yani sira dizilis nedeniyle hucumda eksik kaliyorsun, sadece 3 adamla hucum ediyorsun.
Zehir gibi formda bir Martinez+Lukaku, veya bizim 100. yilimizdaki gibi bir Sergen, Tumer, Ilhan, Pancu, Nouma, A.Dursun gibi hucum hattin varsa isler.

Ama tamamen soru isareti olan Ljajic, Burak'la vs yetmez.
Biz 4'luyle yeterince ofansif olamiyorken takima bir stoper daha eklemek mantikli gelmiyor. Ki 3'luye gecsek hangi oyuncumuzun ofansif performansini cok arttiririz diye dusunuyorum; aklima Caner'den baska 2. bir oyuncu gelmiyor. Ki bu bahsettigimiz takimda tum kanadi tek basina otoban yapmasi gereken oyuncularimiz 35 yasinda, bence olmaz.

Ic sahada Malatyaspor'la oynarken oynayacagimiz oyun gozumun onune geliyor; adamlarin hizli zenci forvetini 3 tane stoperimiz tamamen bos yere geride kalarak tutuyor. Hucumda paslasiyoruz, ama Boateng, Ljajic ve Burak tamamen merkezde sikismis durumda, alanlari yok. Topu kanada atinca da adam eksiltme ozelligi hic olmayan G.Gonul ve Caner topu yine stoper ve orta sahalara atiyor, oyun yine sikisiyor. Tamamen gozumun onunce canlanan bu oluyor maalesef.

Ki ligimizde 3'luyle basarili olan da pek yok gibi sanki. Biz 100. yilda yaptik, ama o takimin spesifik ozellikleri ona uyumluydu. Stoperlerimiz asiri agirdi ve Ronaldo gibi 4'lude tirt, 3'lude efsane bir oyuncumuz vardi. Ve hucumda tamamen sapkadan tavsan cikaran elemanlar. Ilhan-Sergen yeri geldiginde bir verkacla 3 stoperi birden oyundan dusurebiliyordu. Ki bu efsane hucum hatti bile ligimiz icin yetmedigi icin Lucescu lig baslar baslamaz Yasin ve Amaral'dan vazgecip Tayfur'un yanina Pancu'yu koyup, sonradan Giunti'yi aldirmisti.
Biz 4'luyle yeterince hucum gucunu saglayamiyorken geriye bir tane vasifsiz stoper daha koyarsak iyice sinameki bir takim oluruz bence.

yilmaz dedi ki...

@BJK4EVER Lucescu döneminin 352'si dersen dediğin doğru. O sistem o zaman için bile demodeydi. Ki Lucecu 361 gibi oynadıyordu daha çok takımı. Ama son zamanlarda özellikle yenillikçi hocalar buna da çözüm buldu. Stoperlerin en az biri kesinlikle bekten hatta mümkünse skor katkısı olan bir bekten devşiriliyor. Bence de oynaması zor bir sistem ve alışmak vakit alır.

"Ic sahada Malatyaspor'la oynarken oynayacagimiz oyun gozumun onune geliyor; adamlarin hizli zenci forvetini 3 tane stoperimiz tamamen bos yere geride kalarak tutuyor."

Bu dizilişten çok oyun anlayışı kaynaklı bir problem. Zaten büyük takım dediğin oyunu bu kadar geride karşılamaz, hele bir de kendi sahasında. Ama tabi büyük takımı, büyük takım gibi oynatmazsan, oyuncuları ona göre seçmezsen, Malatyaspor'un santrfor'u stoperlerini böyle kilitler.

Ahmet Usal dedi ki...

@fidddas

Hocam +1. Boyd bizde top önüne geldiğinde "nereye geldim ben amk, taraftar nasıl bağırıyor ya, ya kaçırırsam" modunda oynuyor. Belki biraz sakinleşir çünkü Hoca ona güveniyor, sürekli kullanıyor. Amerikalı beyaz oyuncular bence mental sorun çözme becerisi gösterirler, spor kültürlerinde var çünkü. Boyd doğru sistemle üzerinde ısrarla durulursa, özellikle baskıyı hissetmeyeceği deplasmanlarda, eninde sonunda olur. Güven mesela o konuda çok daha sorunlu..

Benim kafamda üçlü şöyle denenebilir :

Kaleci (Kim Olacaksa)
Vida, Roco, Ruiz
Burada da Boyd olabilir - Lens(Dorukhan), Fatih Aksoy(Dorukhan), 8, Caner(Nkodou) - ya da transfer - Hatta yine Boyd
Boyd(Kalırsa Ljaic), Larin(Umut), Burak

Ersin, Erdoğan, Alpay Çelebi, Kerem Kalafat, Rıdvan Yılmaz, Mertcan, Almos Kaan, Kartal, Güven de bunların yedekleri olur. Aha proje takımı haline geldi :)

Bu planda çok soru işareti var. Öyle koyduğun gibi oynarlarsa @BJK4EVER ın dediği sinameki takıma döner.

Bu takım iyi al - ver, ver-kaç falan çalışmalı, özellikle ortasaha ve forveti. 8 in kalitesi belirleyici olur. Boyd, Burak dolaşır, ortalığı karıştırır. Güven toparlarsa sonradan girip Nöbetçi golcü Semih olur, kanat forvet tarzında, Umut ta tam Semih rolünde değerlendirilir.

Boyd düzelirse ve Larin, Burak gerekli performansı verirse gol sorunu çözülür, orta sahadan da 8 numara ve kanatların gole katkısı artmalı tabi. Bir kilit de Dorukhan ve Fatihten gerekli performansı almak.

Bir de adam eksiltme konusunda sıkıntılı bu kadro. İşte Hocadan bekleyeceğimiz de eldeki teknik olarak yetenekli, adam eksiltebilen gençleri de yarımşar saat süreler vererek bu ana planda sorun çözen haline getirmek.

Bu arada üçlü tam Lucescu zamanının üçlüsü tarzında, bir tek çabuk Vida(Zago gibi), kalanlar ağır ama ayaklarına hakim, iyi pasçılar, Roco da hava topuna kesin çözüm.

Yani madem hayal ediyoruz, en az maliyetli hayal bu, Ha Vida, Caner, Ljaic, Boateng falan giderse bakarız zaten. Mevcuda göre 8 Boateng olur, kalırsa Ljaic de ön üçlünün kanatlarında gezer.

Boyd, Larin ve Umuta pres yaptırabiliriz, Buranın defansif zaafı en aza iner.

Gibi...


Ahmet Usal dedi ki...

Adam eksiltme sorunu da maç içinde dönem dönem Nkodu ileri üçlü kanatlarında görevlendirilerek çözülebilir. Ljaic, Boyd ve Güvenle dönüşerek oynarlar arada. Şimdi böyle bakınca verim alabilsek iki iyi adam eksilten oyuncumuz var aslında: Ljaic ve Nkodou.

Yani Nkodou 3 - 4 - 3 ün ön üçlüsünde oynatılıp yerden pas ve verkaçlarla, çabukluğu ve adam geçme yeteceği daha çok kullanılıp sorun çözen adam haline getitilebilir,,, teoride tabi...

Zaitsev dedi ki...

Taktik dizilimi değiştirsek, kanatlara kaliteli adamlar alsak bile topu ileri hızlı taşıyamadıktan sonra yapılanlar masraftan öteye geçmez. Önce defanstan top hızlı çıkacak. Bu da 6-8 oynayan oyuncuların oyun görüşü, taktik becerisi ve cesaretleri ile olur. Topu kaybetmekten korkan Atiba veya seyirci ne zaman beni yuhlayacak diye bekleyen Ozzy gibi oyuncular ile bu işler olmaz.

Boyd ile ilgili yazılanları kanat oyuncusu olarak genellemek lazım.

Q7 varken zaten orta-gol oynuyorduk o yüzden sorun çok ön plana çıkmıyordu. Q7 ortalıyordu, forvet-on numara-sol açık içeri dalıyordu.

Avcı gelip Q7 gidince kel göründü. Kanat oyuncularından ayağa oynaması beklendi ama top onlara hızlı gitmediği için Nkodou harici içeri ve öne doğru gidemediler. Nkodou da freni patlak kamyon. O da gitti ama duramadı, pas veremedi, ortalayamadı. Böyle olunca kanatlar topu geri doğru oynayan sıradan insanlara döndüler.

Boyd'un Sergen zamanı bir tık iyi durmasının sebebi Beşiktaş'ın ileri topu taşırken Atiba'yı daha az kullanmaya başlamasıdır. Boateng yoruluncaya kadar geri gelip top almaya başladı bu süreçte.

Biz bu sorunu çözmeden kanat oyuncusu-forvet ikincil sorunlardır. bu tarz kısır bir oyunda forvet ve kanat oyuncularının mükemmel yüzde ile iş yapmaları gerekir ki bu da çok zor.

Ahmet Usal dedi ki...

@Zaitsev

Hocam biz zaten Sergenle hızlı çıkmaya başladık, Ruiz ve Elneny o yüzden var, o yüzden Elneny oyunu başlatıyordu.

Benim Sivastan izlediğim kadarıyla Fatih Aksoy kaliteli 6 ve hızlı dikine ya da uzun oynama işini becerecek, Sivas zaten öyle bir top oynuyor, pişti orada.

Bizim hep anlattığın 8 i bulmamız lazım, olay orada düğümleniyor, yoksa defans Vida dışında zaten ayağı düzgün ve oyun görüşü olan adamlardan kurulu, e kanada ve forvete hızlı top aktarabilirsek zaten hepsinin verimi artacak. 8 lazım, Atiba 8 imizdi, olay bu..

Huzeyfe dedi ki...

@Ahmet

Fatih hazırmış gibi düşünmek için erken bence. Hele hele orta sahanın iki oyuncuya bırakıldığı sistemlerde Melo gibi bir oyuncuya benzetmek çok zor. Umarım o oyuncudur ama kolay değil açıkçası.

@BJK4EVER

Dediğini anlıyorum ama iki forvetli başka bir sistem hayal edemiyorum mevcut kadroyla. Ne 8 var ne 6.
Orta sahayı 2 kişi parsellemek ciddi kalite, oyun zekası, alan bilgisi gerektiren birşey. Öyle Dorukhan, Fatih, Necip, Atiba gibi oyuncuların kotarabileceği rol değil. Yeri geldiğinde sert, rakip atağı durduran, topla çıkıp takımı öne taşıyan, pas servisi olan, dinamik, orta sahada hava topuna vuran, alanı savunmayı bilen 6-8 ikilisi dünyada bayağı az.

3-1-4-2 gibi bir dizilim hayal ediyorum ben. Kanatları Gökhan Caner’le değil, Lens-Boyd-N’koudou ile oynayacak, 6 numarayı dinamik herhangi bir oyuncuyla oynayabileceğimiz, önde Oğuzhan-Atiba’nın olduğu bir oyun oynayabiliriz. Bence en azından denemek lazım.

Mevcut oyuncularla
Ersin
Vida-Roco-Ruiz
Dorukhan
Lens-Atiba-Oğuzhan-Boyd
Burak-Umut

Huzeyfe dedi ki...

@Zaitsev

Topu hızlı bir şekilde öne taşımak tabi ki çok önemli. Ama bu dediğini 34 maçın kaç tanesinde yapabilecek mevcut kadro? Yapsa dahi o maçların kaç tanesini kazanabilecek?
İki örnek vereyim, geçen seneki FB deplasmanında doğru düzgün tek olgun atak geliştirmeden Babel’in şapkadan çıkardığı golle puan aldık. Neredeyse kazanıyorduk. Atan.
Bu sene iç sahada 30 şut çektiğimiz Trabzon maçını kazanamadık. Çünkü elek gibi kalecimiz var, forvetimiz atamıyor. Atan-tutan.
Sezonda 34 maç var. Şampiyonluk demek minimum 23 galibiyet 6-7 berberlik maksimum 4 mağlubiyet demek. En azından 13-14 deplasman maçından puan çıkarmak demek. Gidip Sivas deplasmanında topu öne taşımak mümkün mü? Öyle bir saha yok bir kere. Mecburen forvetinin ayağına bakıyorsun. Geçen sene nasıl kazandık? Burak hayatının frikik golünü attı.
En son ne zaman kalecimiz derbi kurtardı hatırlayan var mı? Ben Volkan Demirel ve Muslera’nın kurtardığı 5 derbi sayarım. En son ne zaman ön alan oyuncumuz derbi kazandırdı? Gomez, Talisca, Bobo, Yusuf Şimşek.
Şampiyonluk buradan geçiyor. Tabi ki içerdeki alt sıra takımlarına karşı 10-15 maçı oynayarak kazanmak zorunluluğu var. Orta sahada top yapacak oyuncular tabi ki lazım. 9 Necip bir kaleci bir forvetle oynayalım demiyorum. Ama transfere para harcayacaksak bu ilkin kaleci ve forvet olmalı.

Ha 9 Necipli Gomezli Muslera’lı takım mevcut Beşiktaş’ı alt eder, hiç şüphem yok. O da ayrı mesele.

BJK4EVER dedi ki...

@Yilmaz,

Abi yanlis anlama da Boyd ve Larin'in maksimum kariyer performansi ne ki bize yetsinler? Rotasyon oyunculari olur, baska olmaz. Burak seneye buyuk ihtimalle kalir, onemli bir role de sahip olur, ama tek basina hucum hattini tasimaz bu saatten sonra, o hayal maalesef. Ama yanina kendisini rahatlayacak, iyi bir oyuncu alindi mi net katki yapar bence. Cop bir oyuncu da degil.

@Ahmet Usal,

Fatih konusunda cok iyimsersin bence. Fatih seneye bizde rotasyonda mutlaka olmali, hem stoper hem onlibero yedegi, gerektiginde sonradan girip sertlik saglar. Ama biz artik orta sahayi sayiyla degil, kaliteyle kazanmaliyiz. Ve bu oyuncu bence Fatih degil. Sivas'ta 6 numara oynamakla Besiktas'ta o bolgenin esas adami olmak cok farkli. Illa risk alacaksak o bolge bence Dorukhan'in olmali.

@Huzeyfe,

Vallahi bahsettigin olay bence ligimiz icin hic onemli degil. Ligimizde tek onlibero Aurelio, Saidou'yla falan sampiyon olan takimlar oldu. Sivas tek onlibero Mehmet Nas'la sampiyonluk mucadelesi verdi, otesi var mi.
Bence bizdeki sorun orta saha hakimiyeti degil. Hakimiyetle kastettigim sey takimin topa sahip olmasi, ikinci toplari almamiz, orta sahadaki pas yuzdemizin yuksek olmasi vs.
Benim seyrettigim kadariyla ilk Sivas maci ve deplasmandaki FB maci haric tum maclarda orta sahada hakim olan taraf bizdik. Macin kopup gittigi hic olmadi bu sene, ama buna ragmen bunu skora yanisatamadik.
Ha, orta sahamiz yeterince gol katkisinda bulunamadi, yeterince kaliteli top cikartamadik o baska. Ama dedigim gibi 4-4-2'ye gecersen o gol katkisini forvette bekleyeceksin ve orta ikiliden biri oyun kurabilen bir 8 olacak.

Ligimizde cok saglam bir orta saha olmadan cok kolay mac kazanan, sampiyon olan takimlar oldu. Transfer butcemiz kisitliysa ve tercih yapmamiz gerekecekse ben orta alanda hakimiyet verip gol yollarinda daha kaliteli olmayi tercih ederim. Cogu rakip zaten bize karsi kendiliginden kapaniyor, cikabilse bile cikamiyor arkadaslar. Niye bu asiri orta saha onemi ben anlam veremiyorum.
Bana sorsaniz iki secenegin var diye; ya orta saha Dorukhan-Boateng/Oguzhan olacak, ama forvetimiz Gomez ayarinda bir adam, kalecimiz de Muslera olmasa bile Fabri olacak, veya orta sahamizda baba bir 6 ve 8 olacak, ama kaleci Volkan Babacan, forvet Burak olacak diye, ben kesinlikle ilk opsiyonu tercih ederim.
Ucuz transfer demisken, N'Skala'dan sonra aklima gelen 2. isim Bernard Mensah. Cok agresif bir oyuncu degil, ama cok iyi bir allround orta saha oyuncusu ve Atletico Madrid'den 2'li orta sahalara aliskin. Tam alip 15 milyona Premier League'e satmalik oyuncu bence. Kayseri'de bu kadar sikinti varken cok istersek alabiliriz gibi geliyor bana.

«En Eski ‹Eski   201 – 247 / 247   Yeni› En yeni» Yorum Gönder

Ara