.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

19 Kasım 2017 Pazar

Karne: Beşiktaş 0 - 0 TM Akhisarspor

Goller: -
En iyi üç: Fabri, Dusko Tosic, Gary Medel
En kötü üç: Ricardo Quaresma, Jeremain Lens, Cenk Tosun

Karne:

Şenol Güneş 4.1
Beşiktaş 5.3
TM Akhisarspor 3.0
Serkan Çınar 4.4

Fabri 8.6
Dusko Tosic 7.5
Gary Medel 7.4
Adriano 6.9
Gökhan Gönül 5.5
Atiba Hutchinson 5.1
Tolgay Arslan (75')6.0
Anderson Talisca 5.7
Ricardo Quaresma 2.9
Jeremain Lens (46')4.6
Alvaro Negredo (65')6.9

Cenk Tosun (46') 4.9
Ryan Babel (65') 6.4
Oğuzhan Özyakup (75') 6.4

Takım Ortalaması 6.0

Anket: 14 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.


18 Yorum:

Mayor dedi ki...

Taktiksel kisirligi bu kadro genisligine ragmen Senol Gunes'den baskasina yazamazsiniz.
Her takim Akhisari'in yaptigini yapip puan alabilir bizden. Cozum uretiliyor mu buna? Hayir, 4-2-4 'un karsisina defans yapan 10 kisi ciktigi zaman gol atmanin imkani yok. O kadar kalabalikti ki akhisar ceza sahasi, kendi oyuncularimiz birbirlerinin topunu kesip pozisyonlari yokediyordu.

Bilic doneminde burada bir blog yazisi vardi, Besiktasin bilincli top kaybi yapip rakibin atagini kontra-ataga cevirmekle ilgili. O yaziyi bulup Gunes'e okutmak lazim.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Başıma bir şey gelmeyecekse, Şenol Güneş'in miadını doldurduğunu düşünüyorum.

2, (ya da müstakbel) 3 şampiyonluk hamaseti yapmaksızın, ciddi ciddi bu tıkanmışlığın tartışılması gerekiyor. Bana sorarsanız da bu bir tıkanmışlık hali değil; herkesin bildiği sır olduğu üzere, Şenol Güneş'in metal yorgunluğudur.

Taktik/sistem yerine oyuncu performansına dayalı oynatmakla, transferlere karışmamakla, karışmazken de Burak'ı ve 1 senedir ayağına top değmemiş Volkan'ı isterim diye tutturmakla, onlar alınmayınca/aldırılmayınca yerine alınana yok gibi davranmakla, ligde Tamer Tuna'nın sayesinde pozisyon bulabildiğin tek maçın olmasına rağmen aynı diziliş ve aynı taktikle (!) her maça çıkmakla gelip gelebildiğin nokta bu oluyor.

Yok Talisca maç seçiyormuş da yok Türkiye'de o Avrupai futbolu oynatmıyorlarmış da aslında Beşiktaş mükemmel takımmış. O zaman bir B planına sahip olman gerekmiyor mu? Seni çözmüşlerse ligde, ki Guardiola Barça'sı çözülüp madara edilmişse Hatçe seni harcarlar, bu kadro derinliği ile alternatifini üretebilmen gerekmez mi?

Asıl soru; Serie A da kasaplar ligi diye bilinir değil mi? Peki Sarri hocamın canı yok mu? Küçücük, yani bildiğimiz Valbuena ebatındaki İnsigne&Callejon&Mertens ile izleyiciye adeta rehabilitasyon yapıyorlar. Napoli ile kıyaslama yapmıyorum. Bir taktik disiplinin, daha doğrusu kafanda oturtmaya çalıştığın sistemin olunca, oluyor. Ama biz Volkan Şen peşindeyiz. Serdar Aziz de olur.

Sahi, herkesin içinde ukde kalan o 2015/2016 şöleninin de üstüne çıkan ve mükemmel işleyen bir Monaco maçı taktiğimiz/dizilişimiz vardı ya hani, 4-3-3. Ne oldu ona? Doğaçlama mıydı?

Hani mesela Şaklaban yerine daha çok içeri kateden ayağı düzgün gole dönük Lens, hayalet Cenk yerine daha efektif Negredo ve artık özellikle ligdeki çoğu maşta el freninden öte gitmeyen Atiba yerine de Medel. Hazır mı değillerdi yoksa? Ligde ilk yarı bitecek de :)

Ahh pardon Talisca sol ayağının içiynen yabıştıramaz; ayağının dışı canımızın içi de yedek oturamaz. Hem kenarda oturursa ortayı kim açacak? Malum, orta mühim. 92649365 tane olsun, orta olsun. Ortasız olmaz! :))

mit dedi ki...

Leicester ve Raineri derim, başka da bir şey demem. Adam kaç sene sonra bizi şampiyon yaptı. Onu geçtim, yıllardır görmediğimz bir şeyi, çifte şampiyonluğu yaşattı. Üstüne Şampiyonlar Ligi'nde ilklere imza attı. Kredisi bu kadar çabuk bitmemeli.

Bugün Real Madrid, Barça'nın 10 puan gerisinde ama Zidane'ı bizim hocaya yapıldığı kadar eleştiren yok. Neden? E adamın geçmiş başarıları ortada. Kredisi var. Bizimkinin de olmalı. Ama biraz da toparlanmalı tabii. B planı eksiğimiz var, 4-2-3-1 dışında da bir şeyler oynayabilmeliyiz gerektiğinde.

Rıdvan'ın da ağzı kulaklarında bu arada... Şeytan.

beagle dedi ki...

Ben Gs macina kadar FB kopmasin isterim. Basabas kalirsak GSyi yendigimiz vaki değil. Gerçi kokusu çıktı o yillarin,niye yenemedigimizin...

nathan dedi ki...

Şenol Güneş bu sezon sonuna kadar kalmalı, ondan sonrası için yönetimle transferler dahil ciddi bir planlama gerçekleştirilerek tekrar değerlendirilmeli.

Sorun sadece 4-2-3-1'de olsa o kadar da ciddi bir durum olmazdı. Son maçta 4-4-2 de denendi ama bu rakibe ve oyuna göre yapılmadı, nitekim sonra çark edildi. 4-2-3-1 olayı da ne kadar gerçekçi tartışılır, keza doğru bir tespitle 4-2-4 olduğu da söylendi burada. İlerideki oyuncuların tam tabiriyle uyguladığı "emprovize" oyunu gereğince yapabilmek için elinde Real hadi olmadı Atletico seviyesinde oyuncuların olması lazım. Ki Atletico da bu riske girmeyip prese ve pasa dayalı oyun oynuyor (Bakın takım presi hiç yapmıyoruz mesela). Eğer Babel gibi formunun zirvesinde bir all-arounder'i klonlayacak teknoloji buldum 4 tane ürettik salacağız sahaya derseniz buna kabulüm bak, ama mümkün olamadığına göre taktikse taktik oyuncu seçimiyse oyuncu seçimi, alternatif işlere girmek şart.

Eh tabii bir de transfere karışmayan bir yapımız var ortada. Bu durumda eldekilerle ne taktik işler yapılabilir ona bakılabilir. Bunu da yapamıyoruz çünkü yeni gelenler mevcut oyun planına uymadığı için oynamıyor, yani emprovize işlere. O halde geriye kritik edecek bir tek bu saldım çayıra mevzu kalıyor, zira mantık bunu söylüyor.

Bilemiyorum Altan.

can dedi ki...

Naçizane tavsiyem kimse sezon sonunda üst üste 3. kez şampiyon olursak yiyeceği sözler etmesin, buna daha ligin başlarında “korkarım Güneş miadını doldurdu” diyen ben de dahilim.

Blog kamuoyuyla fikirlerim genelde ters düşmez ama iki konuda (belki Başar ve mit dışında) benle hemfikir olan yok galiba.

1-Puan kaybını sadece Şenol Güneş’e yazarımcılık: Niye allahaşkına? Mesela neden penaltıyı kaçıran ve saçmasapan top oynayan Quaresma’ya, üç metreden boş kaleyi ıskalayan Negredo’ya, bok gibi oynayan Lens’e değil? Ya da neden sezon başından beri sağ beksiz oynamamıza yol açan transfer saçmalıklarına değil? Ya da neden bıraktığı borç ve FFP batağı yüzünden bu transfer saçmalıklarında üstbelirlenimi olan tüpçüye değil? Şenol Güneş’in sorumluluğu yok demiyorum- ki bence çok var- ama başarısızlığı salt hoca eleştirisi üzerinden açıklamak niye ki? Şampiyonlukları sadece Güneş’e mi yazıyorduk?

2- Negredo güzellemesi: Yok Cenk caspermiş da, Negredo çok daha efektifmiş. Nerde efektif, gol atamamada mı? Takımın birinci santraforu olacak diye 4,5 milyon euro masala alınan adam 16 maçta 406 dakika forma giyip 1 gol atmış. (11 maçta 136 dakika süre alan müzmin yedek Soldado bugün 3 gol attı mesela. Gomis’i filan geçiyorum zaten.) Pas oyununda daha iyiymiş, çok akıllıymış…Aklını da paşa oyununu da! Tek bir defans arkası koşusu, dripling, ikili mücadele, uzaktan yakından şut filan yok Bugün takımın bu halde oluşuna günah keçisi aranıyorsa ben de Negredo’yu öneriyorum o halde. Bugün Gomez’i filan bir kenara bıraktım, kazma Abus olsaydı bu takım daha fazla puan toplamaz mıydı? Ya da santrafor diye onu getiren yönetimi. Yok Negredo’ya göre oynamıyormuşuz da, yok Güneş hazırlamamış da, mental olarak bitirmiş de… Bir zahmet 4,5 milyon euro maaş alan adam kendi kendini hazırlasın, takımın oyununu yönlendirsin.

Bu kadar sınır bozucu bir haftayı yukarı 1 puan daha yaklaşarak geçirdik. Şu SL grup maçları bitsin, devre arası Çin’e filan gitmeden, bütün takım doğru düzgün kampa girip bir çalışsın, Vida da takıma katılsın işler umarım daha iyiye gidecektir. O zaman biz de (ben de dahil) blogda daha az atarlı konuşuruz. Ters tarzım için şimdiden affola.

@ Mayor "taktiksel kisirlik" konusunda hakli olabilirsin, ama "taktiksel tutarlilik"la "kisirlik" arasindaki cizgi o kadar da keskin degil bence.

nathan dedi ki...

@can

Bizim derdimiz biraz da illüzyonu çözmek aslında.

- Penaltı atması gerekenler kırkbin çeşit olmaz, eldeki kadroya göre bir tane olur ve o da en "rasyonali" olur. Böyle saçmasalak egosentrik olmaz, kısacası. Tıpkı frrikik olduğunda tartışmaları gibi. Seni rahatsız etmiyorsa bilemem, hayırlı işler.

- Transfer saçmalıklarına değil derken kendi tuzağına düşüyorsun; yahu bahsettiğimiz her daim şampiyonluğa oynamaya namzet bir takım ve hocası ben transfer işlerinde yokum diye kaç kere bas bas bağırdı. Şimdi lütfedip bunu açıklarsan devamı da gelir. Zira eğer oynatmak istediği bir "sistem" varsa "bi zahmet" transfer işine de dört koldan sarılmalı. Buna yanıtın Burak ve Volkan Şen ise zaten konuşacak bir konu yok demektir.

- Negredo'nun süre alışları tam bir skandaldır bana göre. Ama hadi öyle değil diyelim. Bu adam alınırken kadrodan birinci derece sorumlu insanın onayı alınmamış mıdır sence. Ya da öyle değilse ortada bir garabet yok mudur. Gerçi senin için her bir olayı kenara atıp fikri sabit olmak default olduğu için bu konu da "detay" kalacak; oysa detay olmayacak en önemli konulardan biriyken.

- "Kritik" yapanlara oha buha diyen tarz yeni değil. Bunlardan her bir alanda her çeşit var. Bu yüzden hayırlısı olsun.

can dedi ki...

@ Nathan

1-Beşiktaş’ın penaltıcıları sırayla Cenk, Oğuzhan, Quaresma uzun zamandır. Negredo hiç bir zaman o listede olmadı, o yüzden orada bir karışıklık yok. Frikiklerde ise tam ne olduğundan emin değilim. Bana kalsa kaleye vurulacak hiç bir frikiğe Quaresma’yı yanaştırmam ama galiba hoca Talisca’yla birlikte kullanmalarını istiyor. Ülkede doğru düzgün spor muhabirliği olsa bu konuda daha net bir fikrimiz olurdu.

2-Bazı hocalar transfer için isim vermezler. Belirli bir sistemi oynatmak isteten ama transfer işlerine karışmayan pek hoca var. Takımın işleyen bir scouting ve sportif yönetim sisteminin olmaması hocaya yazılmaz. Burak Yılmaz konusuna gelince- günahım kadar sevmem ama- Trabzon’da attığı 9 gole bakılırsa şu ana kadar Negredo’dan daha iyi bir seçim olarak gözüktü.

3-Negredo bulduğu şansları daha iyi kullansaydı daha çok süre alabilirdi. Maalesef şu ana kadarki performansı kendisini yılın bidonu sıralamasında rakipsiz birinci sıraya yerleştiriyor. Şenol Güneş’in onay verip vermediğini bilmiyorum Negredo’ya, daha önce hocaların onayını almadan pek çok transfer yaptı Orman, bu da onlardan biri mi bilmiyorum. Onay verdiyse bile bir futbolcunun formsuzluğu sadece hocaya nasıl ihale edilir ondan da emin değilim.

4-Eleştiriyle bir sorunum yok, Şenol Güneş’in performansından da memnun değilim. Ama eleştirilerde bir mantık ve tutarlılık olmalı. Tarihimizin en yüksek maaşlı ikinci oyuncusu Negredo hantal hantal sahada dolaşıp bok gibi oynuyorsa Güneş’ten önce yönetime kızılır. En azından akıl tutulması yaşanmayan yerlerde genelde bu olur.

Valla ben bu maç özelinde Negredo'ya nasıl "bok gibi oynadı" denebiliyor cidden anlayamıyorum. Hani "Negredo'nun performansını beğenmedim" ile başlansa bir yere varılabilir ama "bok gibi oynadı" diyen biriyle aynı frekansı tutturabilmem mümkün değil gibi geliyor. Herkesin futbolu kendine tabii.

can dedi ki...

@shelbyl
Bu maça özel değil o yorum. Kaldı ki hiçbiryerde bu maç özelindeki performansını değerlendirmedim. Ama bu maaşı verdiğimiz bir santrafordan bu maçta aldığımız performansı sen yeterli buluyorsan hakikatten aynı frekansı tutturabilmemiz mümkün değil.

Basar dedi ki...

Bir önceki postta da yazmıştım, konuyu biraz açayım. Hatayı sadece hocanın kucağına bırakmak kolaycılık. Bence durum hem hocadan hem de yönetimin seçimlerinden kaynaklanıyor.

Forvet vakasını örnek bir vaka olarak görüyorum çünkü iki yıldır hücum gücümüz ile şampiyon olduk. Negredo ne kadar iyi bilemiyorum ama performansı hem Gomez'in hem de Abubakar'ın gerisinde. Tamam hoca oynatmıyor ama yavaş yavaş (muhtemelen yaşından ötürü) eskilerde kalan Negredo olmadığını görmeye başladık. Kısaca transferde karavana atıldı. Buraya kadar yönetime pay biçtim ama oyun sistemimiz de çok statik ve kanattan top şişirmeye dayalı. Bu oyun tarzı, alıştığımız, sevip saygı duyduğumuz formatın çok çok dışına çıktı. Halbuki Negredo ortadan al-ver oyunu yapabilecek formatta bir adam. Bu tarz oynamadığımız için sağlıklı bir değerlendirmeyi yapamıyoruz.

Ben hocayı tartışmayı erken buluyorum. Sezonun kalanındaki gidişatı görmek lazım. Yaptığımız yorumlarda insan faktörünü unutuyoruz, belki oyuncular sadece adaptasyon problemi çekiyor. Geçen yıl gibi daha iyi de gidebiliriz, eski yıllardaki gibi sezonu kapatıp kaseti de sarabiliriz. Biraz daha sabretmek lazım.

turgay dedi ki...

her hocanın kendine göre bir oyun anlayışı futbola bakışı vardır. bugün guardiola, klop,sarri,zeman,sampaoli,bielsa,şenol güneş,fatih terim gibi hocalar gittiği her takım da aynı oyunu oynatıyorlar. başarılı başarısız eleştirirsiniz. bu hocaların en önemli ortak özellikleri bir felsefeden yararlanıyor oluşları. yani hepsinin bir felsefesi var. başarıya bu felsefeden ulaşacaklarına inanıyorlar.

şenol güneş türk futbolu özelinde felsefesi olan nadir hocalardan biridir. türk futbolu özelinde büyük hocadır. ama hatalar yapmaktadır. bugün dünyanın her yerinde futbola değer katmış diğer antrenörler gibi hatalar yapmaktadır. eleştirilemez biri değildir olmayacaktır. bunu kabul etmeliyiz. şenol hocanın ben oyuna yeterli derecede konsantre olmadığını düşünüyorum. tek bir planı olduğuna inanmak istemiyorum. çünkü rakipler türkiye özelinde seni durdurmak için çok fazla plan yapmıyor. tek bir planları var onu da cuma akşamı gördük. sen bu plana uygun olarak taktik revizyona gitmen gerektiğini bilmiyorsan veya kenardan birileri sana bunu söylemiyorsa suçlu sensindir. bakın arkadaşlar bugün hocaların takımlarına etkileri %90lara çıktı. eskiden bu oran çok daha düşüktü çünkü oyun bu kadar komplike oynanmıyordu. bugün artık hoca takımları var. her pozisyon ayrı çalışılıp ayrı işleniyor. zamanımızın futbolu bireysellikten takım olgusuna kaydı.

biz bir maçta 40+ orta yaparak maç kazanabileceğimize nasıl inanırız ?
topun kıymetini bilmedikten sonra nasıl 10 kişi kapanan fizik olarak iyi ama kafa olarak kötü bir takımı yenebiliriz ?
artık dikine paslar bir oyunun ana kuralıysa sürekli yan pas ve yan orta ile topu yere indirmeden nasıl gol atabiliriz ?
neden şampiyonlar liginde daha dikine oynarken ligde inatla yan pas ve topu havaya kaldırarak oynuyoruz ? bu oyuna neden ihtiyaç duyuyoruz ?
kapanan her takımı direk dikine paslarla açabilecek kalitemiz varken kolay olanı seçip bir oyuncuya bağımlı şekilde oynama ihtiyacını neden duyuyoruz ?
300 vuruşta 1 tane frikik golü atmış bir oyuncu ile hemen hemen 10 vuruşta 1 golü olan bir oyuncuyu aynı topun başına geçirme hissiyatını neden duyuyoruz ?

bakın bu sorular bizim her puan kaybettiğimiz maçlardan sonra aklımıza geliyor. neden biliyor musunuz ? çünkü puan kaybettiğimiz her maçta aynı hataları yapıyoruz da ondan. buna çözüm bulacak kişi ben sen o değil direk olarak antrenör grubudur.

bakın puan kaybettiğimiz maçlardaki yan top oranlarımız;
kasımpaşa: 8/31
fenarbahçe:7/24
trabzon:1/16
gençler:7/28
başakşehir:6/32
akhisar:12/48

sadece trabzon maçında 20 ortanın altına düşmüşüz. neden acaba ? o maçta kim oynamamış olabilir ?

şimdi bu bir oyun planı olabilir. saygı duyuyorum. ama buna çözüm bulan takımlara karşı başka bişey bulmamız gerektiği açıkken biz bulamıyorsak bu sorumsuzluğu kime yazmalıyız ?

hücum anlamında oyuncularımızı eleştirirken oyun planımızın bu oyunculara ne kadar uyup uymadıklarını da göz ardı etmemek lazım. ben hem cenk hem de negredo'nun yerden oynanan bir oyunda çok daha efektif olacaklarına inanıyorum. bunun çözümü de az çok belli zaten.

sadrazam dedi ki...

Bu "Metal yorgunluğu" deyimini literatürümüze sokanların Allah cezasını versin. Ota boka kullanıyoruz.

Senin takımın maçın başında kapanan takıma karşı penaltı kullanmış mı? Net 4-5 pozisyon bulmuş mu? Maçı kazanacak kadar oynamış mı? Rakibe pozisyon vermiş mi? Bazen olmaz, içeri girmez o top. Bu da bence bu maçlardan biriydi.
Duran toptan pozisyon var, kenar ortadan var, Ortadan gelişen atak 2/1 var, Karambol var, Hatırladığım kadarıyla akan oyunda bir tek ceza sahası dışından şut yok(talisca harici). Bu rakibe karşı defans arkasına uzun top da atamayacağına göre, hemen hemen tüm hücum varyasyonlarını denemişiz. Bunlardan pozisyonlar da bulunmuş. İçeri yuvarlayamamışız topu. Bu kadar eleştiriyi anlayamıyorum. Allah korusun hocamız Aykut, Tudor, Rıza olsa demek ki maç sonu yağlı urgan geçireceğiz boynuna.

@sadrazam

Hocam zaten bütün problem bu ?

Bir sezonda ' bazen olmaz ' diyebileceğin maç sayısı bu kadar fazla olmamalı . Kasımpaşa maçı aynı cümleyi kurduk . Gençler maçı , Trabzon maçı , şans eseri kazandığımız Karabük maçı .

Ters giden bir şeyler var ve bu artık ' bazen olmaz ' kısmını aşmış durumda .
Elimizdeki veriler bize takımın performans anlamında olması gerekenin altında mı olduğunu yoksa Hocanın bazı kararlarının takımı olumsuz mu etkilediği konusunda net bir çıkarım yapmamıza izin vermiyor .

Benim kendi fikrim takımda düşük performans veren oyuncu sayısı maç başına oldukça az . Bireysel arızadan çok kollektif bir arıza var ve bu arıza benzer tarzda futbol oynayan bütün takımlara karşı ortaya çıkıyor . Burada oyuncu tiplemelerimizin yeterli atletizm seviyesine çıkamadığı için sürekli bir tempo arttırımına gidememesinin etkisinden de söz edebiliriz . Lakin özellikle son Akhisar maçında hem topu geri kazanma süremiz bu sezonun en iyisi , hem hakem bütün takdir haklarını bizden yana kullanmışken , gole ihtiyacımız olan anları neredeyse pozisyonsuz geçmiş olmamız organizasyonel anlamda bu tarz rakiplere karşı sıkıntı yaşadığımızın net göstergesi .

yilmaz dedi ki...

bir büyük takım 90 dakika doğru dürüst rakip ceza sahasında top oynamadan maçı 0-0 bitirince 10. dakikada kaçan penaltıya suç bulmamalı. 10. dakikada gol kaçmış ama maç hala 0-0. Hala 11'e 11. Şartlarda değişen hiçbir şey yok. Oyunun kalan bölümü rezalet derecede kötüydü. Golü hep şansa bıraktık. O top da girivermedi işte.

Oyunun genişliğini azaltacak adam kenarda bekledi 75'de oyuna girdi oh dedik ama o zaman da Tolgay çıktı. Ne anladım ben bu işten? Bu sezon duran toptan gol yemeyen rakibe ha bire yüksek orta ile gol aradık. Tosic bile 3-4 orta yaptı. Şimdi bu durum neden bireysel olarak oyunculara yazılsın ki?

Bu oyunla belki ŞL'de yunanistannın 2004'te yaptığını bile yapabiliriz ama Türkiye'de bi cacık olmaz. Bu kadar geniş alanda oynayarak içeri top şişirerek rastgele gol ararsak, bulamadığımız bir sürü de maç olur.

BJK4EVER dedi ki...

Mac konusunda o kadar elestirilecek bir nokta bulamiyorum. Sadece su kanat futbolu niye bu kadar tu kaka ediliyor anlamiyorum. Duyan da sanki Quaresma takimdan kesilince super sekilde paslasacagiz, adeta Barcelona'ya donecegiz ve her maci kazanacagiz zanneder.
Evet, 2 sene evvele gore oyun mantigimiz degisti, ama Tore ve Sosa yerine Quaresma ve Talisca gecince bu system degisikligi mecburen oluyor bir yerde. O begenmediginiz kanat futbolu sayesinde Porto'ya, Monaco'ya, Leipzig'e falan golleri attik. Quaresma takimi bozuyorsa Genclerbirligi macinda Quaresma'siz oynanan oyun ne? Ic sahadaki macta takir takir pas yaparken Quaresma sahada degilmiydi? Bence su pas olayi biraz da rakip ve hakemle alakali bir durum. Ligimizde su sulalesini siktigimin hakemleri yuzunden zaten ust uste 5 pas yapamiyorsun ki. Bir yerde faul yapip kesiyorlar, tempo yaptirmiyorlar. Sen de mecburen kanatlara yayip orta kesiyorsun veya orada duran top sansi yakalamayi deniyorsun. Kaldi ki yas itibariyle uzun sure tempo yapacak takimimiz yok ki o ayri konu.

Akhisar macindaki performansimiz bence fena degildi, biraz da top sevecek, ama bazi seyler artik cok net goze carpmaya basliyor ve bunlar degismezse bence sampiyonluk gelmez;

1 Quaresma artik penalty ve frikiklere karismamali, uyarilmali. Disipline sadik kalmazsa oyundan alinmali aninda (cocukca gibi gelebilir ama anlamiyorsa yapmalisin arkadas). Bize zarar verdigi o kadar bariz ki.

2 Atiba bu tur maclarda tamamen gereksiz. Akhisar macinda futbol anlaminda buyuk bir hata yaptiysa Senol Gunes bence en buyuk hata Atiba'yi sahada tutmasiydi. Atiba her zaman gerekli falan demeyin hic, gecen senenin sonlarinda Tolgay-Oguzhan kagit uzerinde cok daha zor maclarda catir catir oynadi. Gol atmamiz gereken anlarda harbiden inanilmaz kabiz bir oyuncu. Ara pas sifir, sut sifir, yaraticilik 0. Rakip tamamen kontraya donunce de agir kaliyor, sirf akliyla savunma bir yere kadar. Atiba'yi artik daha fazla dinlendirmemiz gereken surece giriyoruz bence.

3 Oyuncu degisikliklerinde detaya girmeyecegim. Lens ve Negredo bence de iyi degildi, eyvallah. Ama su soruyu sorayim; bu maca bilindik hucum hattiyla ciksaydik ve oyuncular ayni performansi gosterseydi, Senol Gunes 45'te Quaresma veya Babel'i cikartip Lens'i alirmiydi bir. Ikincisi, Negredo'yu sokacagi zaman Cenk'i mi cikartirdi yoksa Cenk sahada kalsin diye cift forvete mi gecerdi. Bu sekilde ilerleyen bir macta son dakikalarda Negredo'nun sahada olmayip Atiba'nin sahada olmasi bence teknik direktor hatasi.

GS'nin yenilmesiyle 1 puan yaklasik kagit uzerinde, 4 puan fark falan dunyanin sonu degil. Ama firsatlari sacma sapan sekilde tepmeye devam ediyoruz. Hep derbiye ve GS'nin zor maclarda puan kaybina guveniyoruz, ama Vodafone Arena'da bir sekilde yenemezsek veya biz 1-2 bu tur macta daha puan kaybedersek oradan cevirebilirmiyiz bilmiyorum. Takimin ligi bu kadar az sallamasi bence bize patlayacak bir sekilde ama hayirlisi.

cochise dedi ki...

@bjkever
bir rezerv; orta futbolu ile orta yapmayı etkin bir biçimde kullanan futbol aynı şey değil. O Avrupa maçlarının hepsinin toplamında neredeyse tek bir lig maçı orta sayısına ulaştık. Ve o ortaların hemen hepsi doğru mantıklı gerekli ortalardı. Yani ortanın silahlardan biri olması güzel ve etkili; Avrupa'da öyle oluyor ama ligde kapanan takıma karşı kolaya kaçan bir model olarak neredeyse tamamen ortaya dayalı futbola dönüşüyor olay.

Yorum Gönder

Ara