14 Eylül 2017 Perşembe
Karne: Porto 1 - 3 Beşiktaş
Goller: Anderson Talisca (13'), Cenk Tosun (28'), Ryan Babel (86')
En iyi üç: Cenk Tosun, Pepe, Ryan Babel
En kötü üç: Dusko Tosic, Ricardo Quaresma, Necip Uysal
Anket: 65 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.
En iyi üç: Cenk Tosun, Pepe, Ryan Babel
En kötü üç: Dusko Tosic, Ricardo Quaresma, Necip Uysal
Karne:
Şenol Güneş | 8.8 |
Beşiktaş | 8.6 |
Porto | 6.3 |
Anthony Taylor | 8.5 |
Fabri | 8.5 |
Dusko Tosic | 6.7 |
Pepe | 9.0 |
Caner Erkin | 7.7 |
Adriano (87') | 8.3 |
Oğuzhan Özyakup (65') | 7.3 |
Atiba Hutchinson | 8.1 |
Anderson Talisca | 8.2 |
Ryan Babel | 8.9 |
Ricardo Quaresma (73') | 6.9 |
Cenk Tosun | 9.4 |
Gary Medel (65') | 8.0 |
Alvaro Negredo (73') | 8.0 |
Necip Uysal (87') | 7.2 |
Takım Ortalaması | 8.0 |
Anket: 65 kişinin katılımıyla tamamlanmıştır. İlginiz için teşekkürler.
Etiketler:Karne,Maç Raporu,Porto
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
74 Yorum:
Yaslandik dedim karamsarlik yaptim ama kadromuz bu sene daha da genis o dezavantaji dogru degisikliklerle kapatabiliyoruz.
Medel kesinlikle ilk 11 oyuncusu, hatta Atiba ile beraber bile oynarsa ortasahayi kimseye vermeyiz gibi bir durum gordum ben. Hakikaten pasiyla defansiyla salt futbol oynayan bir adammis.
Pepe hakkinda bisey soylemek istiyrum ama ne diyeyim, zira tam CL seviyesinde dersem komik olur adam o seviyeyi belirleyen oyunculardan biri son 10 senede.
Oguzhan bence kotu degildi sadece defansif olarak cok daha efektif olmak zorunda oldugu icin cok goremiyoruz ama her an gole donuk bir hamle yapabilecek durumda.
Negredo aslinda bir Hugo Almeida, ben her zaman Almeida'yi savundum hala daha savunurum cunku hucum zekasi aynen bu sekilde idi, ama o zamanki Besiktasin duzenine uymayan bir zekaydi. Negredoyu salt attigi veya kacirdigi ile degerlendirmeyenler degerini bilecek, digerleri(cogunluk) "bu adama 4.5 milyon euro verdik goller nerde diyerek" ipini cekecektir.
Bu arada mac once postlarina bir bakip tahminlerimiz ve ongorulerimizde ne kadar yanilma payimizin oldugunu tetkik etmemiz iyi olur. Zira o tablo ile bu tablo baya farkli.
Ekşi'de biri yazmış ama maç izlerken ben de farketmiştim; daha maç bitmemişken, ev sahibi rakip taraftarlar stattan ayrılıyorlardı. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde bunu da yaşattı.
Inanilmaz.. Bu kulubun bir parcasi oldugum icin gurur duyuyorum. 8 yasindan beri Besiktas liyim.. Dayimlarimin baskisi ile Gsarayliydim oncesinde, daha sonra farkina varinca Babamin izinden yurudum ve simdi 3 cocugum var hepsi Besiktas li.. Yabanci esim var O da Besiktas li.. 2012 den beri de kongre uyesiyim..
Ofisde bugun cift ekran da biri Besiktas digeri islerle ilgilenirken inanilmaz keyifliydi..
Hic suphem olmadi mactan..
Bu guveni veren Senol Gunes ve Tum Takima sonsuz tesekkurler..
Hakem normal, saha normal olunca Besiktas dunya klasinda bir takima donusuyor..Patates tarlalari ve Satilmis Hakemlerle bu curcuna da Besiktas karanlikta parlayan tek isik ...
Korunmali..
Bizlerde daha cok sahip cikmaliyiz..
SaldirBESIKTAS
Ptesi Yobaz Konyanin icinden gec...
@truant
Soru sorayım, ister cevaplarsın ister cevaplamazsın.
1. Bugün Beşiktaş'ın Porto'yu yenmek için oyun planı neydi?
2. Bu oyun planına en uygun oyuncu tipleri kimlerdi?
3. Beşiktaş sahaya en olgun oyununu hangi dakikalar arası yansıttı?
Şimdi diyelim bu kadro, Allah muhafaza başka bir Şampiyonlar Ligi maçına çıktı ve puan kaybetti. O zaman "hocanın bir bildiği yokmuş" mu diyeceğiz? Böyle bir düşünce olabilir mi yahu?
Ha, ben böyle sonuç odaklı bir taraftar grubu tanıyorum; onlar hiç "defeatist" değiller. Yazın astıkları hocayı ve başkanı iki transfer yapıp üç takım yenince göğe çıkarıyorlar, sonra çıkardıkları hızla batırıyorlar. Bizim bir farkımız olsun.
Burada maçtan sonra Beşiktaş'ın oynadığı oyunu övmeyen yok. Karne sonucu da gösterir zaten.
Ben böyle taraftarlık kafasında değilim. Olmak isteyen olur tabii ona itirazım yok.
Ama sanki sistem takımıymışız gibi Medel'in ancak bugün hazır olduğuna ya da rolünün sadece bu olduğuna kimse beni inandıramaz. Trabzonspor uçaktan indirdiği Sosa'yı oynatırken, hem de takır takır oynatırken hem de.
Enflasyonist baskıyla, altyapısız büyüyen ekonomiyi "büyüyor ya işte" diye övmek ne kadar sağlıksızsa Cenk kariyerindeki ilk 35 metreden golünü attı diye oyun planımızı övmek o kadar sağlıksızdır. Bu benim kanaatim. Maçı kazansak da, kaybetsek de bu değişmez. Oynadığımız oyunun kalitesiyle değişir.
Bugün Beşiktaş sahaya mükemmel bir mental direnç koydu. Ben Beşiktaş'ı geçtim, bir Türkiye takımının böyle bir duruş sergilediğini hatırlamıyorum ne zamandır. Cenk harika mücadele etti, müthiş bir de gol çıkardı. Oğuzhan omuz koydu top aldı, Atiba ikili mücadele kovaladı vs. vs. Hoca da oyuna biraz geç de olsa kendi standardı için epey erken müdahale etti.
İlla "oooo nasıl koyduk" türküleri mi söyleyeceğiz? Taraftarlık sadece bu mudur? O zaman ben taraftar değilim demek ki. Kısmet.
"Sanki önerdikleri kadro da aynı sonucu alacakmış gibi, varsayım üzerine varsayım!"
Hadi üstteki yazılar bir kulaktan girip öteki kulaktan çıkarsa diye bu argümanın neden kendi içinde tutarsız olduğunu göstereyim. Dünkü maç dünkü kadrolarla 5 defa oynansa 5'i de aynı sonuçla mı bitecekti? Casillas biraz daha gününde olsa, Porto'nun direkten dönen topu, Fabri'nin parmağının ucuyla çeldiği top olmasa hangi skoru konuşacağız? Çok net gol pozisyonları mı ürettik?
Beşiktaş dün sahaya mental olarak "winner" bir oyun ortaya koydu. Bunu da winner oyuncularla yaptı. Maçtan elde edeceğimiz veri budur, ki bu Şampiyonlar Ligi için inanılmaz bir veridir. Ama sanki mükemmel bir pas haritası yapmışız, Quaresma takım oyunu oynamış, 3 golü aynı maçı 10 defa oynasak 8'inde de atarmışız gibi havalara girmeyelim bir zahmet de.
Yapabilmeye sevinmek ile yapabilirlik hissini geçerli kılmaya çalışmak arasında bir çizgi var, kalınlığı görenin gözüne göre değişir. İkinciye ulaşmaya çalışmak, ilkini hissetmiyorsun demek değildir.
@shelbyl
Soylediklerin yoruma çok açık ama kendi içinde tutarlı itiraz edemem. Ama şunu da anlamıyorum: Şampiyonlar Ligi'nin ilk haftasının en büyük sürprizini yapmışsın, belki haftanın takımı secileceksin, o coşkuyu, sevinci hic yansıtmadan (insanların içlerinde ne yaşadığını elbette ki bilemem) anında hoca eleştirisi çok garip geliyor. Olayların arka yüzüne o kadar hakimmisiz gibi yapılan yorumlar beni cok rahatsız ediyor. Sanki antrenman performanslarini cok yakından takip ediyormusuz gibi yorumlar. Algoritmalarını ne kadar gelistirseler bu is CM/FM oynamaya benzemiyor. Bu maca Quaresma'siz veya Oğuzhan'siz başlamanın takım icinde yaratacağı etkiyi bu kadar uzaktan bilemeyiz. Hocanın ne kadar inatçı, kendi doğrularında ısrar eden bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz ama Cenk'in dünkü oyunundan sonra hocanın tercihlerine biraz olsun saygı duyalim. Medel ve Negredo girdikten sonra olgunlugumuz çok arttı kabul ama maca da cok iyi başladık. Hatta ilk yarı ozellikle gecis oyununu çok iyi oynadık. Ben skordan bağımsız ilk yarıdaki oyuna bakarak demek ki hocanin 11 secimi doğruymuş diyorum.
Böyle bir gecenin sonunda işin taktiksel eleştiri kısmını sabaha bıraksak daha sağlıklı olur bence.
dün akşam adrianodan pepeden atibadan zaten bu oyunu bekliyorduk. ama takım olarak beklentilerin üzerinde mücadele ve denildiği gibi beklentilerin üzerinde winner olma durumu maçı bize getirdi. en önemlisi de winnerlık. çok saygı duydum buna. konsantrasyonun yukarılarda olması önemliydi. sorunlar konuşulur açıkçası konuşmakta istiyorum ama bu güzel galibiyetin tadını çıkarmam gerek kendi adıma. cumartesi-pazar konya maçı postunda konuşuruz yine oyunumuzdaki sorunları
@emruli
Bence bilakis sahada o golleri atan oyuncularımız ne kadar vakur sevindiyse biz de öyle sevinmeliyiz. Öyle sevindikçe büyürüz. Bu tamamen kişiden kişiye değişecek bir kanaat tabii ki herkes öyle yapsın demiyorum.
Ben zaten oyuna dair konuşmak yanlısıyım. Maça çok iyi başladığımızı düşünmüyorum ama olabileceği kadar iyi başladık diyelim. Zaten ulaşmaya çalıştığımız nokta o "olabileceği kadar"ı yukarı çekmek.
Yoksa n'olacak ki yani Beşiktaş yenince burada dünyanın en iyi takımıymışız yazısı yazarım, yenilince de her şeyden şikayet ederim. Ama eksikleri görmenin zamanı kazanmak, artıları görmenin zamanı da kaybetmektir bence. İşin zor kısmı odur çünkü, onu yapınca reaksiyoner bir şekilde değil bilinçli bir şekilde ilerlersin.
Evet, bravo, harika... yaşlı ve modası geçmiş atiba, oynatılmayan medel, cenk'in arkasında kalan negredo vs vs vs... konu kapanmıştır. Takımda herkes kendini bu maça hazırlamış, hoca da öyle. Kalecin böyle oynarsa, stoper tandemin ve savunma hattı böyle oynarsa, hücum elemanların böyle oynarsa, ortasahanın göbeğine de ufak bir ayar yaparsan al sana CL son 16 takımı, bu kadar.
Şenol hocanın oyun planı olmadığını iddia veya ima etmek gerçekten anlaşılabilir değil. Ayrıca ne hikmetki hocaya karşı negatif, kötümser ve dozu kaçmış yorum yapan zevat hala bloga uğramadı, ilginç, teo bir kaç kılığa mı büründü?
Mükemmel bir oyun oynadık diyemeyiz, ama çok güvenli ve çok etkiliydik. Kazanmamızı sağlayan bu iki etkene bakarsanız ("Shelby") olayı daha iyi anlarız.
Neden güvenliydik? İki sene üst üste şampiyon olan takım olma ve birbiriyle oynama alışkanlığı bu güveni sağlıyor. Yani, yeniler daha kaliteli, onlar oynasın dediğinde, bu oyun güveninden de bazı şeyleri alıp götürecek.
Neden etkiliydik? Çünkü kadro yapımız "etkili" oyunculardan kurulu. Futbolu oyun zevki veren en önemli oyuncular 10 numaralar, yaratıcı oyuncular. Biz, 10 numara pozisyonunda "yaratıcı" değil, "etkili" oyuncu kullanıyoruz. Çevresini oynatan değil, sokora etki eden. Bu da ister istemez, "etki"mizi artırıyor, ama seyir zevkimizi düşürüyor.
Yapılan podcast'leri beğeniyorum, ama kimi zaman fazla önyargılı ya da bir kalıptan bakan yorumlar oluyor. Yapılan yorumun karşı-argümanı fazla düşünülmüyor. İzin verirseniz bir eleştiri getireceğim. Örneğin, hocanın "hep standart" değişiklikler yaptığı eleştirisi vardı. Bu maçta "Medel-Oğuzhan", "Negredo-Q7" değişiklikleri örneğin standart dışı değişikliklerdi. Borges güzel yazmış twitter.da, 20 hocanın 19'u 2-1 öndeyken, santrafor çıkarır santrafor alırdı diye. Keza ben Medel ne alaka dedim, değişiklikle oyun bize geçti. Gürkan'dı adı sanırım, onun da hocanın vizyonu ile ilgili, bir tuhaf yorumu vardı, ben aksine hocayı tutarken değil, hep saldırırken görüyorum Beşiktaş'ta ve bunun için seviyorum.
Eleştiren çoğu arkadaşı anlıyorum. Futbolda hep yeni yüzler görmek istiyoruz, eskileri izlemek biraz sıktı. Futbol zevki açısından katılıyorum, yenilik cezbeder.
Ama performans açısından katılmıyorum. İki sene önce hoca takıntılı Boyko'yu oynatmıyor muhabbeti vardı. Geçen sene de Gökhan İnler neden oynamıyor furyası vardı, adam şimdi, Başakşehir'de 3 değişiklik oyuna girmiyor. Aras'ı isteyen takım çıkmadı. Oyuncunun antreman performansını vb. bilmeden, bazı oyuncuların geçmiş cv.lerini fazla önemsiyoruz.
Bu oyun güvenini, deplasmanda 85. dakikada sol bekin ceza sahası yayında gol öncesi pası vermesini sağlayan önceki yılki oyuncular arasında oluşmuş uyum ve güven.
Özetle, biraz sabır.
o degil de bi Smaug falan vardi, ugramadi heralde mactan sonra. Duzgun bi sekilde herkes elestirilebilir tabiki de, ama bu arkadasin her yorumu hocaya kin kusuyo. Ismi her gordugumde bakalim nerden cakacak hocaya simdi diye dusunuyorum.
Oyunumuzda eksiklerin oldugu gercek, su olabilirdi bu olabilirdi diye bir suru sey de soylenir. Ama Besiktas, eskiden Porto gelip inonu'de seni oynatiyo gibi gosterip en sonunda ensene vurup puanlarini nasil aliyosa aynisini dun Porto'ya yapmistir. Bu da Sampiyonlar Ligi arenasinda en az oyununun kalitesi kadar onemlidir.
Selam,
Maçtan önce yazdıklarımızı okumak takıma, oyunculara, hocaya ve birbirimize olan saygıyı x10 arttırıyor, size de tavsiye ediyorum. Biz burada ancak klavye başında FM zihniyetiyle maçtan önce save et maça çık yapabilecekken, Şenol Güneş çok güçlü ve dengeli bir takım ve taktik kurgusu yapıyor. Tebrikler Beşiktaşım.
Takımın oyununun oturması için biraz sabra ihtiyacımız olduğunu, ekim ayı ortalarını beklememiz gerektiğini yazmıştım.. Bazı arkadaşlar ise sabretmememiz gerektiğini, daha ilk hafta bu oyunu oynamamız gerektiğini düşünüyorlardı.. Eh, istedikleri oldu diyebiliriz sanırım :)
Tabii ki takım herşeyiyle oturmuş değil, ama nerden nereye geldiğimizi, gösterdiğimiz gelişimi de görmek lazım.. Shelby'nin eleştirilerini anlıyorum, mental gelişimi kabul etmekle birlikte taktiksel gelişimi yetersiz buluyor.. Ama bu maç özelinde "bir taktiğimiz mi vardı" gibisinden bir yaklaşım ağır ve haksız olur.. Maça nasıl etkili ataklarla başlayıp rakibi afallattığımızı herkes gördü.. Talisca'nın ara pasıyla Babel'in yakaladığı ve kornere dönüşen pozisyon sırasında daha dakika 4'tü ve Babel normalde o golü yapacak bir oyuncu..
Tosic'in kendi kalesine atmadığını ve onun yerine direkten dönen topun gol olduğunu varsayalım.. O durumda gol dışında tek verdiğimiz pozisyon ikinci yarı Fabri'nin kurtardığı olurdu.. deplasmanda bunu başarmak takdire değer, ki biz artık her maçta az pozisyon veriyoruz.. bu benim şahsen yıllardır hasretini kurduğum bir şeydi ve kendi ligimizle sınırlı kalmadığını görmek çok mutlu etti..
hocanın tercihleri konusunda da peşin hükümlü ve önyargılı olmamamız gerektiği hususunda ders alabileceğimiz bir maç oldu.. ben de maç öncesi Negredo ile başlanması gerektiğini, Cenk'i oynatsa bile kanatta kullanması gerektiğini yazmıştım.. Bunu da yapacaktır, ama dün değil.. Lens ile Medel ile de başlayacaktır yakında, ama dün akşam değil.. Oğuzhan, Atiba, Q7 gibi adamlar iki yıldır bu takımın demirbaşları.. Böyle bir maçta onların yerini hemen yenilerin alması istenen sonucu vermeyebilirdi.. Ozzy ve Q7 çok iyi maç çıkarmasalar da, ikisi de skora etki eden işler yaptı.. Atiba bitti diyenleri mahcup etti..
Cenk sadece nefis golüyle değil mücadelesiyle de gelişim gösterdiğini ispatladı.. Evet halen yapamadığı işler var ama geçen seneki Cenk değil, önceki seneki hiç değil.. Her geçen yıl üzerine koyarak ilerliyor ve buna helal olsun diyorum..
Adriano oynamazsa galibiyet beklemem yazmıştım, o da yanıltmadı, sağda da oynasa farketmiyor, o mevkiide takım lideri gibi oynayan bir oyuncunun varlığı büyük şans..
Bence maçın yıldızı Babel'di, onu getirenlere de helal olsun..
Dün tarihimizde ilk kez CL'ye galibiyetle başlamamamızı, hem de bunu deplasmanda ve daha önce bu kupayı almış tecrübede bir takıma karşı yapmamızı sağlayan şey en başta kadro ve hoca kalitesidir.. Bu kadar deneyimli ve winner karakterli oyuncu biraraya gelirse illaki bunun etkisi CL'de görülecekti, ama yetersiz bir hocayla bu kadro da yetmezdi.. Şenol hocaya tekrar tekrar teşekkürler, bize bu mutlulukları yaşattığı için..
gruptan çıkma hesaplarını ilerki postlarda konuşuruz, biraz dün gecenin keyfini sürelim ;)
Porto'yu deplasmanda yenmek elbette önemli bir olay . Önemli olan buradan üzerine ne koyduğumuz . İçeride RB'yi Monaco'yu yenemeyeceksek bir anlamı yok. Geçen sene Napoli'yi deplasmanda yendik . Yarı finalin eşiğinden döndük mevzu o eşikleri aşmak olmalı . Türk futbolunun büyük gecesi filan işleri CL'de deplasman maçı kazanmak olmamalı ...
O eşikleri aşılması için burada hep konuştuğumuz atletizm problemi , organize atak geliştirememe , top rakipteyken sahaya yerleşememe , atak sonlandırma yüzdesi vs vs Porto'yu yenince yok mu oldular ? Konuşulmayacak mı ? Şimdi konuşulmasın elenince sezon sonu konuşulur ? Biliç döneminde de aynı geyik , sonunu hepimiz biliyoruz .
Quaresma'nın takım yerleşimini nasıl etkilediğine dair onlarca veri paylaşıldı . Hala hoca Cenk'i çıkarmadı Quaresma'yı çıkardı başkası olsa Cenk'i çıkarırdı vs filan geyik muhabbeti oluyor . Bu takımda hamle oyuncusu olması gereken adam zaten Quaresma . Ben söylemiyorum , sahada yaptıkları söylüyor .
Benim de asıl vurgulamak istediğim gösterdiğimiz mental olgunluk . Beşiktaş artık bas bas "ben buraların takımıyım gardaş" diyor . Olay bu . Şenol Güneş'in en büyük başarısı da bu . Öveceksek bunun için övelim ki sonuna kadar hakkıdır .
Lakin bu sahada 3 tane CL kazanmış oyuncuyla oluyor buraya da bir şerh düşelim .
maçtan önce kadro tercihi nedeniyle eleştirmiştim , yine aynı yerdeyim . attığımız ilk gol ve o zamana kadar denediğimiz plan zaten bizim parmak izimiz diyebileceğimiz tek plan . oyunun yönünü ani olarak uzun toplarla quaresmaya çevirmek ve o'nun yapacağı ortalarla gol aramak . birinci gol en iyi yaptığımız şey'di .
benim başarı sürekliliğinin sağlanması için olması gerektiğini düşündüğüm şey medel ve negredo girdikten sonra biraz biraz gözümde şekillenen şey . çok eleştirdiğim cenk belki de beşiktaş'a geldiğinden beri en iyi performansını gösterdi . fakat attığı gol bir oyun planının karşılığı değil . sık sık atılacak bir golde değil . başarı tabiki de küçümsenecek gibi değil . allah bereket versin . cebimize koyduk 3 puanı.
hoca'nın tercihlerini beğenmiyorum . oyun planını beğenmiyorum . sanane ! senin gibi düşünmek zorundamıyım ? beğenmiyorsan okuma , geç git . "smaug" ile bir benzetme yaptım ve hoca'nın geçen yıl oynayan kadroya düşkünlüğünü betimlemeye çalıştım . sen mi belirleyeceksin benim ne yazacağımı . galibiyet nedeniyle ayakların yere değmiyor , "gökyüzünde yürüyorsun" galiba . sadece eleştiren ben miyim. maçtan sonra bile eleştirilere devam edenler var ,onları oku .podcast'leri izle ,gürcan bey'i dinle gel o'na da yaz eğer hoca'nı dokunulmaz buluyorsan . smaug nerelerdeymiş . senin emrindeydi !
Shelbyl'in söylediği yanlış anlaşılıyor bence.
Beşiktaş'ın attığı 3. gol mükemmel değil mi ?Peki oyuncu becerisi mi yoksa çalışılmış organize bir atak mı ? Negredo yerine Cenk olsa aynı koşuyu yapar , aynı pası verir mi ? o esnada Quaresma sahada olsa Babel merkez forvete o koşuyu yapar mı ? Mesele bu . Shelbyl'in eleştirdiği bu .
Gerçi hocanın tarzının oyunculara bireysel özgürlük tanımak , onların potansiyeline inanmak olduğunu da söyleyebiliriz ama insan mikro detaylar görmek istiyor 3. senede . Bakın bu Beşiktaş golüdür diyebilmek .
Bununla mutlu da olabiliriz , daha fazlasını da talep edebiliriz . Bu da son derece subjektif ve kişisel bir mevzu .
açık konuşayım, kadroyu gördükten sonra gerçekten umutsuzluğa kapılmıştım. Çünkü enerjik bir takıma karşı, üstelik deplasmanda fazlaca riskli bir kadroydu. Zaten korktuklarımızın başımıza gelmediğini söylemek yanlış olur, özellikle de ilk yarının belli bölümlerinde.
Hoca şu yönden bizi taca çıkardı, porto kulüp olarak, avrupanın bu seviyedeki en tecrübeli takımlarından biri olsa da, oyuncu bazında tecrübesi yeterli olmayan bir takımdı. Yetenekli oyuncularla yaptığımız tehditkar atakların onları önlem almaya iteceğini hesaplamış belli ki hoca. Bu anlamda bence gayet başarılıydı.
Ayrıca Talisca ve Cenk'ten bu seviyede bir performans bekliyor muydu, merak ediyorum. Hakikaten kusursuza yakın oynadılar. Özellikle Talisca tam bir yıldız gibiydi.
Bu bizim şl'de ilk maçlarda aldığımız ilk galibiyet. Diğer sezonlarda hep iç maçlarda puan aldık. Belki bu bizim bu seneki ŞL serüvenimizin rotasını diğerlerinden farklı olarak çizer.
Leipzig'den çok çekiniyorum. Wolfsburg maçı gibi olacak diye korkuyorum. O maç için de tek artımız tecrübe olacak. Ben içeride olmasına rağmen o maçta 1 puana tavım. İçerideki monaco ve porto maçlarında galibiyet hedefi koymalıyız bence.
@emruli, turkkant +1
Beyler biz bu golleri çok seyrettik inönüde. Ama hep yiyen taraftık. Evet 'beşiktaş golü' diye birşey yok, bu da bizi engellemeyi zorlaştırıyor. Napolide 3 attı portoda 3 attı bunu yapabilen kaç takım var? Takımın gol sorunu olsa (biliç dönemi demiş övünç) kaygılarınızı anlıyacağım fakat takım her maç gol atıyor pozisyona giriyor. Siz barcelona gibi makine golü görmek istiyorsunuz fakat takım belirli felsefeler üzerinden improvize şekilde oynayabiliyor. Rmadrid her maç gol atıyor kaç tanesi barça gibi kopya gol? Bu da bir oyun tarzıdır iyiysen durdurulması daha zordur ama kötüysen taça çıkması da kolaydır.
Klüp tarihinde ilkleri yaşarken bence yaptığınız eleştriler çok ağır. Bünyelerde memnuniyetsizlik depolanıyor ve takımın gerçekten kötü ve desteğe ihtiyacı olacağı bir anda biz demiştikçilerin (individual olarak siz olmasanız bile) işi daha kötüye götüreceğinden korkuyorum. Yoksa isteyen eleştirsin tabiki.
Quaresmayi Porto'da alkislattigimiza göre artık ısın politik tarafını bitirmiştir hoca. Bu kadar oyuncuyla isi zor ama kendi kariyerine yeni başarılar ekleyebilir ve bunu quaresmayi keserek yapabilir. Artık takımın oyun IQ'su bir hayli yükseldi ve quaresmaya muhtaç değiliz. Son iki oynadığımız maç bize net bir şekilde Quaresma'sız çok daha iyi oynadığımızı gösterdi. Golde efsane orta yaptı, bir tane çok güzel uzun pas denemesi yaptı ama onun dışında gerçekten takım oyununda son sırada geldi. Portekiz milli takımı gibi son 30 dk kullanırsak çok daha olumlu isler olacak. Yorulmuş bir takıma karşı fit bir Quaresma en azından bazı istediklerini yapabilme imkanı verir. O da maçına göre tabi.
Maçlara Pepe, Medel ve Negredo'yu yazıp sonra diğer oyuncuları yazarak başlamak lazım. Bu takımda Negredo oynasin, yanına macına göre Cenk'i, Talisca'yı, Lens'i bir sekil oynatırız. Burada çoğumuzun yazdığı tezler doğru çıktı. Negredo merkez, Cenk sol, Babel sağ net bir şekilde oynayabiliyor. Ki Cenk çok yorulmuştu.
Bunun dışında, Medel girince macı söndürdü. Dk 72 macı izlediğim arkadaslarıma beyler tamam CL macı ama bu maçı artık vermeyiz dedim. Çok degil 7-8 dakika önce tırnaklarımı yiyordum. Bu konforu Medel verdi.
Ben bir çok fikirde shelbly katılsamda, onun kadar karamsar değilim. Adam yönetmek dünyanın en zor işi, hocanın elinde 16-17 tane ilk 11 oynayacak adam var. Bunun dışında takım yaşlı, geç forma girmesi gerekiyor. Bu süreç (bazı takıntılar olsa da) normal.
Harika bir galibiyet ve geleceğe doğru da yükselen bir grafik. Daha fazla ne istenebilir zaten? Hepsine teşekkürler!
@basar
Medel tespitine katılıyorum. Porto hocası belki de biraz fazla acele edip çok erken 2 değişiklik yaptı. Evet, ikinci yarı, istedikleri baskıyı kurdular, ama bu baskıyı kurarken muhtemelen enerjilerini de idareli kullanmadılar. Gol gelmeyince, hoca Medel'i alıp oyunu bitirdi. Necip de enerji katıyordu, ama Medel'de o enerji + pas yüzdesi + pozisyon becerisi var.
Bir önceki yazıyı servisteyken zor koşullarda yazmıştım, bazı şeyleri unutmuşum. Ufak eklemeler yapayım.
Sizlerin Beşiktaş sevgisini, galibiyet mutluluğunu ölçebilecek birisi değilim, haddim de değil. Yazdığınız eleştirilerin iyi niyetli, takımı ileri götürme amaçlı olduğuna da eminim (fırtınalı havayı bekleyen birkaç troll hariç). Ama benim vurgulamak istediğim bazen olumsuzluktan besleniyormuşuz gibi geliyor. Bu çok yorucu: Hep olumsuza konsantre olmak... Tabi ki olumsuz tarafı görmezsek gelişemeyiz ama olumluların da sonuna kadar hakkını vermeliyiz. İstatistik olarak doğrulayacak zaman bulamadım ama dün roller tersine dönse, sıklıkla yaşandığı gibi, iyi görünen bir oyundan sonra evimizde Porto'ya 3-1 yenilsek muhtemelen şu an yazılanın 2 katı yorum olurdu burada. Yine karşı bir tez, bundan 2 yıl önce bir hedef maçına göre çok doğru ve iyi bir oyunun ardından, tamamen kaleci hatasıyla 3-1 yenildiğimiz Sporting Lizbon maçı sonrası burada yine büyük umutsuzluk ve sert eleştiriler vardı. Yani derdimiz bazen kötü oyun, bazen kötü skor oluyor ama illa olumsuz taraftan bakıyoruz :)
Elimden geliğince skora bağlı yorum yapmamaya çalışıyorum ama üzerine konuştuğumuz şey bir oyun ve görselliğinin yanı sıra maalesef sonuç odaklı. Örneğin, Napoli benim hayallerimin futbolunu oynuyor ama hep bir şeyler eksik kalıyor. Bence sertlik düzeyi yüksek maçlarda Q7 ve Talisca'dan en çok birisi oynamalı ama daha maçın başında biri ortalıyor, diğeri golü atıyor. Hücum şekli, futbol doğrularımıza uymadığı için kötü oynuyoruz diyemeyiz bence. Q7'yi sevmediğimi çoğunuz hatırlarsınız ama dün yine dikkat ettim top ondayken etrafında 2-3 kişi oluyor, top onda olmasa bile rakibin aklını çok yoruyor ve akan oyunda adrese teslim orta yapıyor. Bunları görmezlikten gelemeyiz. Neyse, en korktuğum şey, Quaresma tartışmasına dönmesin :)
Bir de son olarak, Negredo her bakımdan bana çok ağır geliyordu ama dün kısa mesafede patlayıcı koşu yapabildiğini görmek çok hoşuma gitti. O sırada Q7 oyunda olsa, siftahı yapardı :))
Sevgiler..
Bildiğim kadarı ile forumun teknik altyapısı en az 10-15 senelik. Sağda solda geçiş yapan "Yenge" resimleri de şenlikli sayfalar yok. Ama bayağı bir okunma-yazı trafiği var. Bunun sebebi mantıkla analiz yapabilen, ezbere konuşmayan adamların burada yazı yazması (forumun kurucu/ana yazar grubunu kastediyorum.)
Bir galibiyet alındığında buraya gelip onlara giydirmeyi çalışmayı da çok manasız buluyorum. Haydi bunu açalım:
1. Bu maçı domine ettik, süper futbol oynadık, ilk 11 seçimimiz mükemmeldi de kahrolası bağzı eleştirmenler mi yanıldı?
11 Korner Porto 3 Korner Beşiktaş,
20 şut porto, 12 şut Beşiktaş
27 orta porto, 12 orta Beşiktaş (ikiside %25 isabet)
2. Cenk hayatının gollerinden birini atmış olsa da, oynadığı 90 dakikada Negredo'nun 15 dkda yaptığı işi yapamadı. Çok çaba sarfetti OK. Çok mu iyi oynadı? O iyiyse eleştirdiğimiz Babel'e ne diyeceğiz?
3. Shelbyl güzelce yazmış, ilk 7-8 atakta Quaresma ile gelişen bütün ataklar top kaybı, Talisca ile gelişenler iki tehlike, birinde top Q'nun önüne düştü de orta yaptı. Adam orta yapamıyor diyen yok zaten, ama gelişen atağı top ezip, kaybedip bitiriyor, savunma da yapmıyor. İlk yarı Q'nun arkasında neler oldu izlediniz mi? Adriano yerine Hilbert, Serdar falan oynasa neler yaşardık acaba? Beck bile kırmızılık olabilirdi. Şimdi bu ilk 11 tercihi doğru mu oldu?
4. Kimsenin reddedemeyeceği, Medel girdikten sonra rahatladığımız. Bu ne demek? "Bunalıyorduk". Herhalde taktiksel üstünlük durumunu tanımlamıyor bu hal.
5. Son notum niye aşırı kutlama yapmadan düşünmemiz gerektiği üzerine. Geçen sene Napoli'den 4 puan aldık. Ne oldu sonunda? Dinamo Kiev'i gerçekten hakem yüzünden mi yenemedik? Yoksa İstanbul'da da yenememiştik, hakem hatalı karar verdiğinde zaten yeniktik mi gerçek olan?
Bırakın yazsın abi adam. Kimsenin halay çekmesine kutlamasına engel değil. Ha bu 11 süper, sen yanlışsın diyorsan zaten mutlu ol. 11i yazarlar yapmıyor. Uzun bir süre daha bu 11 çıkar bu gidişle.
RB'den ben de müthiş çekiniyorum fakat şu net bir avantaj: Bu tecrübeye sahip değiller ve bizim sahamızda gerçekten önemli bir atmosfer var (kah baskı kah motive etme)
Muazzam çekinmekle birlikte yukarıdaki iki etmen bu seviyede çoğu zaman yön verici olabiliyor. Sahamızda en kötü 2 beraberlik 1 galibiyet çıkartırsak grupta 8 puan yeterli olabilir.
Dün akşam beni en keyiflendiren olgu da şuydu: Eskiden Türk takımları bir Avrupa takımı ile oynadığında uğraşır didinir, pozisyona da girer ama rakibin gelip tık tık tık inci gibi sıraladığı golleri buz gibi olarak seyrederdi. Dün akşam aynı hissiyatı biz yaşattık. Ha her maç olmaz ama demek ki o mental seviyeye gelmişiz.
Bir de Negredo, Medel, Lens'in yedek, Tolgay'ın hasta, GG ve Töre'nin sakat olduğu bir kadrodan bahsediyoruz. Hele GG-Adriano bekleri ile oynayalım, daha da iyi olacağız. Yeter ki Allah takımımıza zeval vermesin ve Şenol Hoca şu Quaresma olayını bizim gördüğümüz şekilde görebilsin. (gördüğüne de eminim ama işin içine işine olan saygısı, çalışma disiplini, politik sebepler giriyor)
Oluru var bu işin ki TR ligi için haydi haydi oluru var.
Not: Şu 2000 çıldıran(!) Beşiktaş taraftarını duyan oldu mu?
Not 2: Bu konuda esas sorun RB deplasman maçında. Bütün olayların sebebi Çarşı Berlin denilen grup. Aramızda gurbetçi varsa kusura bakmasın ama Türkiye ile ilgili konularda hep Almanya'da davrandıklarına göre farklı davranıyorlar. Normalde olay da çıkartmıyorlar, normalde bu yaz dönüş yolunda yaptıkları gibi yolları çöp ile doldurmuyorlar... A be güzel abim, madem Almanya'da medeni davranabiliyorsunuz, kurallara uyuyorsunuz, ne diye Beşiktaş'ın başını yakıyorsunuz? Adam gibi destekleseydiniz ya takımı, Avrupa'nın göbeğinde bir sürü terör olayı olurken torpil atmak da neyin nesidir?
hocam porto deplasmanında kalemizde toplasan 2 pozisyon vermişiz 3-1 galip ayrılmışız zaman zaman gayet de güzel top yapmışız ama hala 11 tercihini sorgulamak bana acaip geliyor. adam bir plan çizmiş oyunculara anlatmış planı uygulamaya yönelik en iyi takımı çıkartmış kazanmış ilk defa cl grubunda lider olmuşuz artık "demek ki hocanın bildiği varmış"a dönmek gerekmiyor mu yahu. hani geçen sene uefa kupasını almış olsak avrupada çeyrek finaller normal olsa anlıyacağım veya ligdeki maçlarda ben de eleştri yapıyorum fakat sanki her sene buralardan geçiyormuşuz hedefimizde CLde en az yarı final varmış gibi bir kimliğe bürünmüş durumda blog. 5 yıldır barcelonada yaşıyorum, (katalanların barçadan beklentisi)/(barçanın potansiyeli) = 1.5 ise bizim bekletimiz/potansiyelimiz 10. bu yüzden mutlu olamıyoruz elimizdekinin değerini bilmiyoruz ve çabuk kaybediyoruz. neyse bu birazda hayata kişisel bakışla ilgili sanırım. yorumlarına güvendiğim insanlardan bu kadar eleştri varsa belki de sorun bendedir.
@planck
Açiz(hala), dolmuşuz, borçtan korkunç endişeliyiz. 1 maça, 1 sezona sevinemiyoruz. Belki ondandır sebep.
@emruli-planck
Burada büyük yanılgılar var . Porto kaliteli iyi bir takım sorun yok . Ama kalemizde pozisyon vermedik filan doğru argümanlar değil.
Porto'nun ceza sahasından 13 şutu var. Bizim 9 şutumuz var. Emsal olması açısından söylüyorum . RB- Monaco maçında ceza sahası içinden 2 takımın toplam 10 şutu var.
Geçen sene Napoli deplasmanında yine ceza sahamızdan 12 şut çekildi . Lyon maçında 17 şut çekildi . Bunlar normal rakamlar değil . Bu şekilde gün kurtarılır ancak . Uzun vadede bir yere varmanız mümkün değil . Marega atamaz , Falcao atar maç 2-0 olur ne olduğunu bile anlamazsın . İşin özü burada saklı .
Böyle git gel oyunları bizim gibi takımlar için çok tehlikeli ve hemen her maçımızın(oyuncu seçimlerinden ötürü) böyle gitgele dönme ihtimali var ve bu çok korkutucu .
@beagle
"2. Cenk hayatının gollerinden birini atmış olsa da, oynadığı 90 dakikada Negredo'nun 15 dkda yaptığı işi yapamadı. Çok çaba sarfetti OK. Çok mu iyi oynadı? O iyiyse eleştirdiğimiz Babel'e ne diyeceğiz?"
İtirazım var:
Cenk attığı gol dışında da çok şey yaptı, ve bence evet bir santrafor için gayet de iyi oynadı. Muhtemelen Negredo tam formunu bulduğunda daha fazlasını yapacak ama bu dünkü maçta Cenk'in oynadığı oyunu gölgede bırakmamalı.
Yine emsal olması açısından Napoli'nin 4 gol attığı maçta ceza sahası içinden 8 şutu var , Dynamo maçında 6 şutu var . Bu seviye için bunlar bile ekstrem rakamlar bizimkine bir de öyle bakın .
Cenkin golü güzeldi ama bee :) Bu adamlara da hep jeneriklik atıyoruz orası enteresan. Aynı golü gomez atsa bak işte alman nasıl soktu derdik :)
Neyse işi şakası daha gidilecek yolu olduğumuzu bilmek önemli o yüzden vakur kalmak güzel takımda bunun bilincinde sanırım.
Talisca iki gözüm bak tamam dün kıpırdadın hatta sanki bana maç seçiyormuşsun gibi de gelmeye başladı ama hadi iyi niyetli düşünüyorum ya cenk e açtığın topları takip etsene yahu. Adama topu atıyor ondan sonra ufka dopru kaybolan sevgili gibi bakıyorsun topa.
@Yılmaz
FC Merkez Santrafor olarak katilmam. SS olarak iyi oynadiya katilabilirim. Yani rakip orta çizgi ile ceza sahasi arasinda iyi işler yapti bence de.
Yazdigin seylere elestiri istemiyosan git facebook'da arkadaslarina yaz. burasi forum. sana mi soracagim ne yazacagimi? merak etme ne varsa okuyup dinliyorum ben. hoca'yi da bin kere elestirdim, elestirene de bazen katilirim katilmam. Ama sinsi sinsi her cumlesinde hocaya kin kusmak amacli biri varsa o da direk kendini belli ediyo rahat ol sen. Theo kiliklilardan pek hazzetmiyorum kusura bakma.
@övünç
abi merak ettiğim şey şu: biz bu şekilde oynayarak (11den bağımsız söylüyorum bunu) uefa kupasını alsak seneye alamayız zira sürdürülebilir değil, seneye barça madrid ile aynı gruba düşersek 5lik oluruz diyerek sevinmeyi erteleyecek misiniz?
ayrıca dediğin şut rakamlarını rakibe sadece tehlike oluşturmayacak şutları çektirme imkanı vermek olarak da okuyamaz mıyız? highlight olmanın yanından geçemeyen şutları bunlar, bunları gol yapabilecek oyuncular dünyada 3-5 takımda varlar o da eğer günlerindelerse. eh o kadar da olsun artık.
@planck
Ben kendi açımdan cevap vereyim. Bence de, defansif anlamda sorunlu bir maçtı dönem dönem. İlk yarı Adriano-Q7 kanadı otobana döndü; ikinci yarı Caner'in arkasına ellerini kollarını sallaya sallaya sarktılar. İyi savunma yapamadık. Bu konuda eksiklerimiz olduğu açık. Öte yandan, bu biraz da "seçim". Beş ofansif oyuncuyla (hatta Caner'i de sayabiliriz) Porto deplasmanına çıkmak bir tercihtir, getirisi de olur (3 gol), götürüsü de olur...
Biraz önce Ş. Güneş'e baya sallayan, Haber1903'de de dönem dönem yazan C. Çıkın ile konuştuk -ki futbol görüşünü çok beğenirim (kimi zaman ultra eleştirel olması haricinde). Ben 76'dan beri Beşiktaş'ı seyrediyorum, bu derece kendi futbolumu oynayacağım niyetiyle Avrupa'da maçlara çıkan bir Beşiktaş hiç hatırlamıyorum, dedi.
Hafızası iyi olanlar hatırlayacaktır, Milne zamanında zaten 3. sınıf Avrupa takımıydık. Lucescu dönemi defans üzerine kuruluydu. Biliç iyi Anadolu takımlarının zihniyetiyle dinamik orta sahayla göbeği kapa, hızlı kanat hücumcuları ile kontra ara taktiğini oynuyorduk. Başarıyoruz başaramıyoruz, ama Porto deplasmanına da, kendi oyunumu oynarım arkadaş zihniyetle çıkan belki de 4 yıllık Terim GS'sinden sonra ikinci takım Beşiktaş.
Yahu arkadaşlar,
Aynı anda tek bir duygu mu yaşayabiliyoruz? Bunu anlayamıyorum ben. Porto'yu yendik, gollere bağırdık, muhteşem galibiyet diye tivit attık, mental zaferimizi övdük, buraların takımı olduğumuz mesajını verdik dedik. Bunlar sevinç değil midir? Bunları dedikten sonra da sahadaki 11'e dair bir tespit yaptık.
Bakın çok net bir örnek var karşımızda. Geçen sene Tolga ile çıkmıştık ilk ŞL maçına, o da hatalı gol yemesine rağmen bir tane karşı karşıya çıkarmıştı, Talisca sonradan girip gol atmıştı ondan sonra da "hocanın bir bildiği var" tartışmaları dönmüştü gene. Neyse taraftar tepkisi falan konuşuldu sonra Fabri kaleye geçti. Sonrası malum.
Halbuki Tolga Beşiktaş için yetersiz bir kaleci, Fabri ise "daha yeterli" en azından. Bu gerçeği değiştirmeyecekti o Benfica maçı 10 defa oynansa da.
Şenol Hoca, Beşiktaş'a büyük başarılar kazandırmıştır. Bugün sahada mental direnç gösteren bir takım varsa Şenol Hoca'nın da muhakkak bunda katkısı vardır. Ama yani oyuncu tercihleri konusunda "bir bildiği vardır"dan ziyade "bir ezberi vardır" tespitini yapabilmeliyiz. Bunu da sevinç ve coşkumuzun zirvede olduğu anda diyebilmeliyiz. Bence yani.
* * *
"Expected goals" diye bir veri çıktı futbolda, beklenen gol. Takımların yarattığı pozisyonların golle sonuçlanmasını şut açısı, etraftaki defans oyuncuları, atağın şekli vs. göre analiz ediyor. Eksisiyle artısıyla bir veri. Opta'nın o verisine göre çalıştırılan bir model diyor ki dünkü maç 100 defa oynansa 47'sini Porto alır, 30'u berabere biter, 23'ünü Beşiktaş alır.
Bunu galibiyeti küçümsemek için söylemiyorum, bilakis mental gücümüzü göstermesi için söylüyorum. O mental güç ki bizi ileri taşıyacaktır. Zira senelerdir kırılma maçlarında en beklenmedik şekilde kırılan bir takımdık.
Ama işte geçen sene Napoli zaferinden sonra, bundan daha kolay bir gruptan çıkamamıştık bazı sebepler yüzünden.
* * *
Tekrar ediyorum, dünkü galibiyete sevinmemek gibi bir durum söz konusu değil. Fakat benim karakterim bu. Yapacak bir şey yok.
hoca'ya eleştiriye tahammülün yoksa , hoca ne derse doğru diyorsan , asıl sen burada yazma . otur arkana yaslan maç izle . eleştiri yapmak başka , külhanbeyi edasıyla ".... vardı ne oldu " demek başka .daha önce de yaptın ,cevap vermedim. önemsemiyorum . sen de önemsemiyorsan isim verme , gönderme yapma. ben rahatım ,seni ne takip eder ,ne cevap verir ,ne de yorumunu okurum önemsemediğin adamı geç . kronolojik olarak bakılırsa rahatsız olanın kim olduğu ortaya çıkar. ben de zihinsel yeterliliği olmayan ,takıntılılardan pek hoşlanmıyorum.
Yani oranlar üzerinden gidersek, dünkü maçlarda iddia'da en yüksek galibiyet oranı (Apoel'e 3 handikap açıldığı için saymıyorum) bizimdi. Bu yönden de bakarsak zaten porto'nun kazanması muhtemel bir maçı, neredeyse onlar kadar iyi oynayarak kazandık.
Maçın ikinci yarısının başı ile Gary Medel'in oyuna girişine kadarlık bölümünde Porto bizi oldukça bunalttı. Fakat burada bizim zaaflarımızdan başka, Porto hocasının da son kurşununu oynaması da etkiliydi. Yaptıkları iki oyuncu değişikliğiyle, bizim takımın göbeğinin yumuşaklığını ve Tosic'in sakarlıklarını iyi kullandılar. Sonuç olarak Porto karşısında 25-30 dakika pasif gözükmenin ben bir sorun olduğunu düşünmüyorum, zaten favori olan takım Porto idi.
Ayrıca Porto ile deplasmanda 100 maç yapsak ve 23'ünü kazansak bence gayet iyi bir istatistik.
@yilmaz
Farklı şeyleri söylemiyoruz (bu arada bahsettiğim oran değil, oynanmış maç üzerinden gerçekleştirilen bir model). Dünkü maç mental bir zaferdir, daha önce de yazdım ben Beşiktaş'ı geçtim, Avrupa kupalarında uzun süredir böyle bir duruş gösteren Türkiye takımı hatırlamıyorum. Terim'in Galatasarayları falan belki. İnanılmaz bir saha duruşu bu. Porto'yu 65'ten sonra sahadan sildik. Attığımız 3. gol zaten aman yarabbi.
* * *
Ya bir de şimdi yazdığımı aratırken fark ettim, bakın ben Beşiktaş'ın oyun planı yoktu demedim yahu yapmayın böyle. Beşiktaş'ın oyun planı neydi, ve buna en uygun oyuncular sahada mıydı diye sordum.
Hep "hocamızın bir bildiği vardır" diye maç izleyeceksek bu blog anlamsız zaten biz niye futbol konuşuyoruz ki? Otur, izle, kalk. Hocanın bildiği oldu, olmadı. İki ihtimalli.
Hocanın ne bildiğini anlamaya çalışmak da Beşiktaş'tan aldığımız zevkin bir parçası değil midir?
Defansif anlamda sorunlar gozukmesinin sebebini soyle de dusunebiliriz;
Senol Gunes Porto hucumcularinin bitiriciliklerinin yeterli olmadigini gordugu icin 5-6 ofansif oyuncu ile en bastan Porto'ya baski kurmak istedi. Zaten bu yuzden Besiktasin oyunu hakim oyun olarak gozuktu.
Dediginiz gibi Monaco karsisinda bu kafayla cikamaz zira Marega yerine Falcao varken, gelsinler nasil olsa kolay atamazlar mantiginda olmayacaktir.
O zaman da simdi gordugumuz defansif bosluklar yerine hucumsal zaaflar gorulebilir rakibe gore duzenlenen taktik icerisinde.
Bu da yorumlarimizi afaki kiliyor cunku sikayet edilen sekilde, "iste Besiktasin Oyunu/Sistemi" diyebilecegimiz oyun cikmiyor meydana.
Senol Gunes sonuc odakli bir adam onu biliyoruz. Tutan bir sistem TFF'de oynatir ama CL'de her mac farkli bir Besiktas cikartacaktir. Tek umidimiz her seferinde bunlarin basarili olmasi.
Şşşt tamam lan gelin halaya:
Şen Ola Kartal Şen Ola!
Açık tribün gunlerimin en güzel anlaridir. MAF sağolsun çok söyledik.
https://twitter.com/1982denBeri/status/883051628902961152
@semioticus (shelbyl) eyvallah, yanlış anladım sanırım, özür dilerim :)
Şahsen kendi adıma söyleyim, kadroyu görünce yenileceğimizi, hatta rencide edileceğimizi düşündüm, ne Talisca'dan ne Cenk'ten böyle bir performans beklemiyordum ve ne mutlu ki g.. oldum :)
Bir de sanki Talisca avrupa maçlarında lig maçlarında olduğundan daha rahat oynuyor. Bu gözüme çarptı. Geçen seneki Lyon maçlarında da (ilk maçın ikinci yarısı hariç) çok iyiydi. Tabi bunda ligdeki takımların forvetlerinin bile talisca'yı oyundan yıldırmak için oynadığını da hesaba katmak gerek.
Hepiniz benzer seyleri soyluyorsunuz.biraz usuller farkli.dun yayinci kanal maç biter bitmez gs-neuchatel ardindan fb-sevilla maclarini verdi.medya oyle boyle o.ç degil.federasyonun fenere verdigi ceza ortada.birlik zamani.taktik teknik tartisilir ama mental olarak çelik gibiydik önemli olan bu bence.bu arada serdar topraktepe nin bu aralar ne iş yaptigini bilen var mi?
Her yazilani okuyamadim ama bazi yorumlar cok at gozluguyle yapilmis yorumlar. Bence olup biteni dogru algilamak icin daha genis bir perspektif lazim. Bu acidan Turkkant'a katiliyorum. Bir ipi iki ucundan cekerseniz hangi kuvvette koptugunu anlarsiniz. Metafor ama, bir konuyu da tam anlamak icin iki uc argumani beraber ortaya koymak gerek.
Cenk Negredo'nun 3.golde yaptigi kosuyu yapmazdi denmis mesela. Bilmiyoruz bunu. Yapma ihtimali vardi bence, ornegin ilk golde Talisca'nin onune dogru bir kosu yapmisti.
Sonra ceza sahasindan sut istatistikleri verilmis. Bu net olarak oyunu oynayan iki takimin tarziyla ilgili. Tabi ki Leipzig-Monaco ikilisi daha az sut atacak. Leipzig direk oynayan bir takim, ceza sahasi cevresinde baski kurup bombalayan bir takim degil ki. Leipzig'le oynarken farkli bir stratejiyle oynarsiniz. Yine Napoli ornegi de kotu bir ornek, onlar da topu dolastirip sadace bitirici anlarda kaleye vuran bir takim.
Ayrica Porto'nun bizden daha cok sut atmasi da cok normal. Macin 70 dakikasini geride oynadilar. Ilk yari sonunda baksaydiniz Besiktas deplasmanda Porto'ya daha fazla sut atmisti. Ayrica bu bir CL maci. Real Madrid de Porto'ya deplasmanda Porto'dan daha az sut atar. Nicelik degil niteliktir aslolan. Pozisyon zenginligine bakabiliriz. Porto'nun iki net pozisyonuna karsilik bizim de 2-3 net pozisyonumuz var. Ayrica maci bitiren golu 85-90 araliliginda degil 75 civarinda 15 civari pas yaptiktan sonra attik. Bu cok net bir sekilde oyun ustunlugu demektir.
Eger salt istatistikle mac yorumluyorsaniz maci izlemeden de yapabilirsiniz bunu. Maci izledikten sonra hala ayni salt istatistikle yorum yapiyorsaniz da sabit fikirlisiniz demektir. Ayrica unutmayin, gol de bir istatistiktir. Ve en onemli istatistiktir.
Ben de hocayi elestirdim neden yenileri oynatmiyor diye. Ama bu mac, Karabuk maci, Kayseriyle oynanan hazirlik maci gosterdi ki hocanin bir bildigi var. Bizim gozlemlerimiz sinirli sonucta. Hocaya guvenmek lazim.
@Kuzeyfo
* Yoo golü 86'da attık?
* Leipzig Bundesliga'da maç başına 20 şut kullanıyor. Porto 19.8'di Portekiz Ligi'nde. Monaco daha az evet, maç başına 16.
* İlk yarının sonlarına doğru maç Rus ruletine döndü, ikinci yarının başında da -beklendiği ve de hesaplandığı üzere- baskı yedik. O dönemde Porto'nun 3-4 tane gollük pozisyonu oldu, en tehlikelisi de Fabri'nin çıkardığıydı. Biz, ki beni mental gücümüzden sonra en şaşırtan kısım bu, neredeyse girdiğimiz her gol pozisyonlarından elimiz dolu döndük, üzerine bir de 35 metreden yazdık :) Net pozisyon konusunda Porto'dan daha üstün olduğumuzu düşünmüyorum nicel olarak.
Ayrıca başkalarını bilmem ama ben maçın başından beri Medel sayıklıyordum, Twitter'da falan dahil.
@ shelby
Gol dakikasi icin ozur dilerim. Yine de atilis sekli oyun ustunlugunun cok net bir gostergesi.
Leipzig'in sut istatistikleri Bundesliga'da oynadiklari 3 mac icin. Oynadiklari tek ciddi rakibe attiklari sut sayisi 9.
Bunlar hala salt istatistik. Anlatmaya calistigim sey de bu. Tek basina birsey ifade etmiyor.
Porto'nun 3-4 tane golluk pozisyonu macin tamaminda bile olmadi. 2 tane. Biri direk. Biri Fabri'nin cikardigi.
Attigimiz 2 gol + Babel'in iki pozisyonu net bence. Her girdigimiz pozisyonu atmadik.
Oyun icinde reaksiyon gosterip sakin kalabilmek sadece tecrubeyle degil ayni zamanda rakip analiziyle ilgili. Sahada mac oncesi calistigini gordugun anda ozguven ustunlugunu eline gecirirsin. Bunu eger Pepe mac sonunda soyledi. Pepe.
medel girdikten sonra işlerin değişmesiyle ilgili güzel bir örnek:
https://twitter.com/ozgenonur/status/908309914937851904
@Kuzeyfo
Abicim bak tekrar söylüyorum. Ben rakip analizi yapmamışız demiyorum. Beşiktaş'ın oyun planına uygun bir 11 ile sahaya çıkmadığımızı düşünüyorum (Medel bazında), bunu da 65'ten sonra gördük diyorum.
Ha, Medel çıksaydı maçı gene kazanır mıydık? Belli olmaz. Aynı 11'le bu maçı kaç defa oynasak kazanırdık? O da belli olmaz. Çünkü futbol bu, basketbol değil.
Ha, mesela Tosic yerine Medel ile başlasaydık dün yaptığımız neyi yapamazdık? Ya da Quaresma yerine Medel (o mevkide değil tabii) oynasaydı? Benim en başta truant'a sorduğum sorular bunlar.
Oyuncuların ısı haritalarını inceleyen bazı arkadaşlar vardı, bir zahmet son 2 maçtaki Negredo ısı haritasıyla Porto maçındaki Cenk ısı haritasını kıyaslayabilir miyiz?
Negredo gol atamıyor, Negredo gol de kaçırmıyor. Binaenaleyh Negredo gol pozisyonuna girmiyor.
Sahada ilginç işlere imza atıyor tamam da sahada pozisyon alma olarak sanki AMC kafasında takılıyor gibi bir izlenim ediniyorum. Isı haritalarını bu yüzden merak ediyorum.
@kuzeyfo
Hocam Porto'ya farklı ona farklı buna farklı diye bir mevzu yok ortada onu anlatmaya çalıştım zaten ben de .
Lyon'da gelmiş vurmuş , Napoli'de gelmiş vurmuş , Porto'da gelmiş vurmuş . Bu takımlar aynı şeyi senin ayarındaki bir takıma veya birbirlerine yapamıyorlar . RB - Monaco örneğini de bu yüzden verdim .
Buradan şu sonuca gittim ve dedim ki oyun gitgele dönmü . Gitgele dönen oyun Beşiktaş'ın fizik yapısına uygun değil yorumumun sebebi Beşiktaş'ın malum atletizm defolarıdır . Bu 1-2 defadan fazla karşılaşılmış bir hadise .Bunun için Beşiktaş'ın kalitesini sorgulayabilirsin elbette ama ben sana Biliç'li Beşiktaş'ın Opare'li Serdar Kurtuluş'lu kadrosuyla şut çektirmediğini hatırlatırım .
Meramım o ki böyle bir yapı bize günlük başarıdan fazlasını getirmez . Daha solid bir takım olmak gerekiyor . Bu da doğru oyuncu tercihlerinden geçiyor . Dediğim gibi subjektif bir bakış açısı . Futbola aynı bakmak zorunda değiliz . Ben kendi kısıtlı sabit fikirli penceremden bakıyorum .
Cenk Tosun'un oyun yapısı ile ilgili net bir fikrin olduğuna inanmıyorum . Cenk'in asistlerinin çoğu duvar olduğu pozisyonlardan geliyor . Dribling ve verkaç üzeri asisti ( ki kariyerinde 35 asisti vardır istersen tek tek açar bakarız ) toplasan 1-2'yi geçmez (11'i Beşiktaş'ta hiç biri dribling üzeri değil) . Bu onun oyun karakterinde olan birşey değil . Cenk onu yapmazdı diye bir genelleme gayet yapılabilir . Bu da benim sabit fikirli istatistik bazlı tahminimimin bir sonucudur . Dediğim gibi subjektiftir . Belki de hayatında ilk kez de olsa o koşuyu yapardı . İlklere bağlı oyun olmaz biz de onu demek istedik ama ifade problemim hep vardır ...
@Quaresma
http://www.mackolik.com/Mac-Plus/2931330/Porto-Besiktas
Takimlarin ustundeki yesil kutuya basip hepsini bosaltiyorsun. Sonra Cenke basip bakabilirsin. Asagida ilk yari butonu da var.
Negredo varken de yokken de Ceza alaninda ve merkezde Cenk hic olmamış. Kanat oyuncusu olarak is yapmış mac boyu.
Negredo'nun pek verisi yok ama Karabük macinda Ceza alani on sol ve orta merkezde yogunlasmis. Yani uzun toplara cikmis almış. Dagitmis.
5 maç veri olursa Negredo hakkinda daha destekli konuşuruz. Cenkin ne olup olmadığını biliyoruz zaten. Ikinci forvetin krali ;)
@ beagle
Teşekkür ederim. Şimdi bu 2 maçın ısı haritalarını inceleyince Negredo daha merkezde, Cenk de daha kanatta olsa bile ikisinin de kaleye uzaklıkları arasında öyle çok da fark yok.
Dediğin gibi daha fazla örnekleme ihtiyacımız var ama Karabük maçı ısı haritası özelinde baktığımızda ve dünkü kısıtlı dakikaları da düşünürsek Negredo'nun "servis yapma" olayı kadar gol pozisyonlarına girmesine de ihtiyacımız var. GS Süper Kupa maçında kaçırdığı gol dışında ceza sahasında girdiği bir gol pozisyonu hatırlamıyorum.
@ Ovunc
Tam tersine Bilic'in sut cektirmeyen oyunu uzun vadede basari getirmez, getirmedi de ve Senol Gunes'in rakibe karsilik veren gecisli oyunu uzun vadede fayda basari getirir ki getirdi de. Bilic'le Liverpool'u, Tottenham'i yenebilirsiniz ama Club Brugge'e aci cekerek elenirsiniz. Senol Gunes'le iki senede butun Avrupa maclarinda Kiev haricinde sadece Sporting ve O.Lyon (ikisi de bireysel kaleci hatalariyla kaybedildi bu arada) maglubiyetleri yasadiysaniz gitti-geldili oyunun biraz fazla basite indirgenmis bir analiz oldugunu anlarsiniz. Daha solid bir takim olmak gerekmiyor. Daha fazla oyuna hukmeden bir takim olmak gerekiyor.
@ shelby
Oyunun tamaminin Medel'i cagirdigini soyluyorsaniz kesinlikle katilmiyorum. Ilk yarida bariz bir sekilde bizim istedigimiz oyun oynandi. Bulduklari tek net pozisyonu kaleci degajindan buldular. 45-65 arasinda rakibin kurdugu baski ilk yarida oynanan gecisli oyunun yordugu Oguzhan-Atiba'nin karsisina devre basinda orta sahasinin 4 oyuncusunun ikisini tazeleyen bir de ustune Brahimi'yi ortaya ceken rakibin hamlesiyle oldu. Bu oyun Medel'i cagirdi. Ilk yaridaki oyun bundan tamamen farkliydi bir kere. Burada da hocanin 65'i beklemesini anliyorum. Cunku bunun bir benzerini Kasimpasa macinda yasadik. Medel oyuna girdi, golu yedik ve Medel-Atiba-Talisca uclusuyle 3.bolgede is yapamadik. Ornegin, Medel'in topladigi bir ikinci top vardi, sacma sapan bir sut atti halbuki solunda Caner bombostu.
Medel tabi ki orta sahada hareketliligiyle inanilmaz enerji katiyor. Ama ayni zamanda 3. bolgeye gecislerde ciddi bir eksiklik ortaya cikiyor Oguzhansiz oyunda. Zaten arkasindan gelen Negredo-Quaresma degisikligi bunu kapatmak icin yapildi. Bu degisiklikleri 65-70'ten once yapmak da akillica degil, maca boyle baslamak da akillica degil. Cunku butun aptalliklarina ragmen Quaresma'dan baska ilk golun ortasini yapacak oyuncumuz yok.
Oyun olarak başabaş oynadığımız güzel bir galibiyet aldık. Bu maç mental bir zaferdir bizim için. Beraberlikten sonra panik yapmadık, baskılı anları bir şekilde kırdık ve maç sonunda panik yapmayıp 3ü attık.
Yapılan ilk 2 değişikliğimiz çıkan oyuncular açısından pişmanlıkla sonlanabilecek değişiklikler. 2 fark olmadığı sürece Q7 veya Oğuzhan'dan birisinin sahada kalması gerektiğine inanıyorum. Kazara 2-2 olsa büyük sıkıntı olurdu.
Bu oyunun havasıyla diğer deplasmanlara çıkarsak sıkıntı yaşarız. Leipzig hareketli koşan bir takım ve bu oyun bize ters. Monaco daha bitirici ama o konuda avantajımız var. Nice ve Leipzig nasıl gol atılacağını gösterdiler son 2 maçta.
Cenk'in attığı golün maç içi kusurlarını kapattığını düşünüyorum. Varlığı rakip defansı rahatsız etmiyor. Baskı konusunda iyi değil. Yaptığı işleri iyi yapan ama mevki itibariyle yapması gerekenleri yeterince yapamayan bir oyuncu. Ayrıca Cenk'in tahmin edilebilir olduğunu düşünüyorum. Daha önce de yazmıştım. İlk goldeki gibi topların büyük bir çoğunluğunu kaleye bakmadan yakın direğe vuruyor. Son goldeki koşuyu yapabilir ama oradan pas değil şut çıkardı muhtemelen.
Yanlış görmediysem yediğimiz golde ön direğe en yakın oyuncumuz o. Muhtemelen ön direk görevi ondaydı ya da ona bıraktılar direği ama onun haberi yoktu :)
Medel ve Negredo'nun takıma montajının hızlanması gerektiğini düşünüyorum. Negredo'nun topsuz etkili koşuları vardı ve defansı rahatsız etti. Talisca'nın faul almak amacıyla mundar ettiği bir pozisyonda iyi bir koşusu var. Medel-Oğuzhan denemeleri de hızlanmalı.
@Quaresma
Super sacma kupa finali Konyaylaydi. Aslinda Vodafone'da normal atak oynadigimiz bir macta görene kadar bilemeyecegiz.
Guzel olan toplam 180 dakika oynamadan Negredonun akillarda 3-4 iyi is birakmis olmasi. Ama sezon oncesi tahminime doğru gidiyor iş. Kendi 15-20 golü zor görürken Babelle Talisca kendi rekorlarina koşabilir.
Bu arada Basaksehir bizden cok yipraniyor. Emre ile Visca butun oyunu götürmeye calisiyorlar. Visca'ya sezon bitmeden ağır kas sakatligi görünüyor.
Favori olunca hayat işte boyle zor. Adebayor gayet surat asarak çıktı. Tum rakiplerimize bol bol Uefa maci dilerim hep. Kazanci yok, derdi çok kupası.
Negredo ile severek, isteyerek evlendik ve tam aradığımız forvet olduğuna mutabıktık ama Cenk bu form durumunda devam ederse forvet rotasyonu geçen seneki gibi devam eder. Yani iki forvetimizin aldığı dakikalar eşit olur. Bunda da gocunacak birşey yok, hak eden oynar. Cenk yıllardır kendini yırtıyor, çalışıyor, didiniyor ve kendini çok geliştirdi. Satılmamasına da çok sevindim. İnşallah sene sonunda da CL'de de piyasa yapmış haliyle, bize sene başında önerilen rakamın 1.5-2 kat fazlasına transferini yapar.
Negredo ise Karabük ve Porto maçlarında iyi izlenimler bıraktı ama tek eksiği gol. Bir yandan Karabük'teki penaltıyı Negredo'nun atmamasına sevindim. Kötü zemin yüzünden kaçacaksa Negredo da kaçıracaktı ve onun kaçırması baskıyı daha fazla üstüne yıkacaktı.
Talisca'nın bu sene Negredo'nun daha çok gol atabileceğini ben de yazmıştım. Benim Negredo'dan bu seneki beklentim gol+asist sayısının lig+CL'de 20'yi bulması. (Cenk ile süreleri paylaşacağını da düşünerek) Kupa önemli değil. Dağılımı önemli değil.
Başakşehir yıpranacak elbette, gerçi kadroları nispeten geniş yine. Yedekleri bizim geçen seneki yedekler. :) Hedef maçlara yine FB maçındaki gibi yükleneceklerdir. Sevilla'yı neredeyse elediklerini unutmayalım.
@kuzeyfo
Ya zaten subjektif görüşler bunlar nihayet. Ben Beşiktaş'ın Quaresma'nın ortasına mahkûm olmadığı bir oyun oynayabileceğini düşünüyorum, onun arayışı içindeyim. Yoksa tabii ki futbol farklı perspektiflerden bakınca güzel. Sevdiğim bir söz var: "Herkes aynı şeyi düşünüyorsa kimse düşünmüyordur." diye.
Ben derdimi anlatabileyim, anlatabildiğim derdim üzerinden tartışalım, gelişelim, esas meselem o. Demediğim şeyleri tartışmak yoruyor yoksa. Ecnebinin tabiriyle "let's agree to disagree" diyebileceğimiz ama ne dediğimizi anladığımız noktaya geldik ya, benim için ilk etapta bu kâfi.
Ha, Cenk konusunda yanılacağım sanırım ve umarım. Ben 15 milyon Pound'un üzerine değer olarak çıkamayacağını düşünmüştüm; gerçekten çalışıyor, spektaküler işler yapıyor, hırsını dinginleyip hırsıyla aynı seviyede olmayan futbol aklını ön plana çıkaran bir oyun oynadığı zaman da değeri artıyor, artacak da.
@ shelbyl
Cenk biraz tipten kaybediyor. :)
Yoksa İlhan Mansız olma yolunda ilerliyor adam, hatta belki oldu bile. İlhan gibi kaptanlık materyali de taşıyor ama işte adı Cenkinho olsa, tipi daha Avrupai olsa, saçlar Mario Gomez kafası subay traşı olsa taraftardaki algısı da daha farklı olurdu gibime geliyor.
@kuzeyfo
Abi hangi geçişli oyundan bahsediyoruz yahu ? 2 sene öncesinde kaldı o . Caner'in soldan sağa 60 metrelik pası mı geçiş oyunu ? Takım 2 sene öncesinin 2.5 katı sürede topu geri kazanıyor nasıl geçiş oyunu bu ?
Hocanın elindeki kadrodan kazanacak yapıyı kurma kabiliyeti var. Verilen takım geçiş oyununa müsait değildi , o da zaten topla daha çok oynayan bir takıma evrildi .
Evrildi evrilmesine ama topu verdiği zaman sıkıntı yaşıyor . Burada solid bir yerleşim yok . Takımın bekleyiş şekli problemli . Bunu sadece ben demiyorum . Beşiktaş analizi yapan herkes söylüyor . Bu da hocaya yazsın bir zahmet yahu ?
Biliç'li Beşiktaş'ın problemi takım bütünlüğü değildi ki özgüvendi . O özgüveni verecek adam değildi zaten . Nitekim hocanın yaptığı en büyük iş o . Taktiksel olarak bambaşka yerlerde bir takım yok . ÖZgüven olarak çok başka seviyelerde bir takım var . Bunda hocanın olduğu kadar kadro kalitesinin de etkisi var .
@QuaresmA
Tip demeyelim de, vücut dili diyelim. Tipi gayet düzgün çocuğun :) Ama sahada istedikleri olmayınca verdiği tepkiler falan biraz ofsayt. Bir de kendini fazla yere atmaya başladı Euro 2016'dan sonra. Onun haricinde sevdiğim ve gayet takdir ettiğim bir futbolcu ama duygusal olarak İlhan kadar, Gomez kadar sevmememi bunlar etkiliyor olabilir bilinçaltısal olarak.
cenk'in vuruş kalitesinin , gücünün ilhan'ın seviyesine falan çıkacağını düşünmemekle birlikte asıl eksiğinin fiziksel olduğunu düşünüyorum . daha doğrusu stoperlerle mücadele gücü . ortalama üstü takımlarda oynayan her stoper , cenk ile top arasına girebiliyor ya da cenk ,top ile stoper arasına giremiyor . yani bu tür maçlarda cenk'in neredeyse bir ortasaha oyuncusu gibi gezmesi sadece oyun kurgusunun sonucu değil , kendini stoper baskısından kurtarmak olduğunu düşünüyorum . uzaktan şut çekmeyi denemesi de boşuna değil . çünkü bu tür maçlarda kaleye yakınken pek pozisyon bulamıyor. bu yıl geçen yıldan farkı o bölgelerde gezmesi zaten , hareketli olması . daha atletik stoperlere karşı eksikleri ortaya çıkacaktır . lyon maçının üzerinden ne kadar zaman geçti , ya da ligin son maçlarının , ne değişti ?
negredo'ya gelince , negredo asisti değil de oyunu oynamayı seviyor . adam oyuncu .altyapısıyla aldığı eğitimle de birleşince babel'in arkasına koşuyu yapıyor ve tekrar topu babel'in önüne bırakmaktan gocunmuyor .seviyor adam oyunu. cenk'i sevimsiz gösteeren şey ,devamlı gol atma baskısını üzerinde hissettiği için yaptığı hareketler . kendini yere atması vs ... adam stresten maç içinde tırnaklarını kemiriyor.
cenk'in adı cenkinho olsaydı geçen yıl abu'dan 800 dk fazla oynayamazdı inanın. belki de adı cenk diye bu kadar süre almıştır geçen yıl..
@ Quaresma
Cenk nere İlhan nere? Yapmayın lütfen. Cenk iyi bir golcü ama bir İlhan olamaz.
Cenk'in kurgulanmış şutu daha kuvvetlidir belki. O kadar. Akan oyunda İlhan'ın yanından geçemez. İlhandaki güç, istek,hırs, ruh yok bu çocukta. İlhan Stoperlere huzur vermezdi. Yanından temassız geçemezdin. Cenk, İlhan profilinde olsa ne geçen sene Aboubakar tartışması olurdu ne de bu sene Negredo oynasın isteği tartışması.
Negredo oynarsa Talisca ve Babel kariyer sezonu yapacaktır fikrine katılıyorum. Ama burada Talisca'nın transferi için altyapı yapma isteği(ingiltere özel yetenek izni) ve Babel'in son kontrat için ekstra performans verme isteğini de göz önüne almalıyız.
@ shelbyl
İngiltere ligi harici Cenk 10 milyon avro/pound üstü bonservisi bulamaz. İngilterede fiyatlar yayın ihalesi sonrası koptu gitti. Yoksa orada da zordu.
Cenk, Cenkinho olsa ilk maç harici hep Negredo oynardı :)
Kazanılan çok güzel bir galibiyetten sonra yazılan bazı eleştiriler bile hemen bildik refleksle karşılanıyor. Bir örnek vereyim. Burada Şenol Güneş'in bir yönünü eleştirirken Biliç döneminden bahsettim diye hemen tukaka edilmiştim. Olabilir, görüştür ve derdim zaten Biliçli Beşiktaş daha iyiydi demek değildi, söylediğim gibi o dönemki takım oyunundan dem vurmaya çalışmıştım.
Şimdi Beşiktaş'ın Liverpool'u elediği o güzel maçtan sonra bu blogda asılan postta yazılanları kopyalıyorum:
http://eksibesiktas.blogspot.be/2015/02/uel-2tur-2mac-besiktas-liverpool.html
Özeti: Dozajında olduğu sürece "kritik" her maç sonu yapılabilir.
Bu arada o maçla ilgili yorumlarda Serdar ve Opare efsane olmuş, Franco "adamsın" formatına yükselmiş :) Şimdikilerin sonu benzemesin.
Bir de ekleme, Cenk'in Negredo'nun koşusunu yapabilip yapamaması durumu ile ilgili. Şimdiye kadar hiç yapamadığını görüp söyleyenlerle, bu maçtaki istekli haline bakıp nereden biliyorsunuz yapamayacağını diyenler arasında hangi tarafın görüşüne daha yakın olduğunuzu seçmek bedava. Ve hepsinden önemlisi her iki tercihe de saygı duyulur. Ama: 3 puan geldi heyooo yok yorum morum lenklimisiniz yaaa, formatında olmasa dahi, yapılan kritikler sırf kritik diye tukaka yapılınca neticesinde aynı sonuca çıkan işler bana garip gelen işler.
agzina saglik birader 😁
trollunuz hayirli olsun..neden beslediniz ki
Hepiniz benzer seyleri soyluyorsunuz.biraz usuller farkli.dun yayinci kanal maç biter bitmez gs-neuchatel ardindan fb-sevilla maclarini verdi.medya oyle boyle o.ç degil.federasyonun fenere verdigi ceza ortada.birlik zamani.taktik teknik tartisilir ama mental olarak çelik gibiydik önemli olan bu bence.bu arada serdar topraktepe nin bu aralar ne iş yaptigini bilen var mi?
@ Ovunc
Attigimiz 3 gol de gecis oyunuyla atildi ornegin. Hicbirinde de Caner'in 60 metrelik uzun topu yoktu. Izleyebilirsin tekrar. Birinde Atiba-Oguzhan ikilisinin oyunu risk alarak ileri oynamasi sayesinde Talisca driplingle orta alani gecti, digerinde Atiba israrla ileri oynayarak Caner'i 3. bolgeye gecirdi. Digerinde de yine topu israrla ayaga oynayarak 3. bolgeye gectik.
Bilic'in ezik futbolunu kadro yetersizligiyle filan savunmayin rica ederim. Atiba-Oguzhan-Sosa vardi elinde. Demba Ba-Tore-Olcay vardi. Ilk sampiyonluktaki tek fark Mario-Demba farkiydi. Ismail ve Serdar'la sampiyon oldu bu takim. Bilic'in Atiba-Velisiyle 4 farkli one gectigin Anadolu takimlarina karsi bile maclari rahat bitiremiyorken bugun Porto deplasmaninda oyun oynayarak mac bitiriyorsun.
Tabi ki hersey mukemmel degil. Bu takimin bekleyis problemi yok. Bekleme problemi var. RM, Man City, ManU, Barcelona ayarinda takimlarla oynamadigin muddetce bu takim oyuna hukmederek oynamali. Beklememeli.
Arti kirilganlik sadece mental bir durum degil. Oyun plansizligiyla da ilgili bir durum. Sahada mac oncesi calistigin seyi gorursen ozguvenin yukselir.
Hoca tabi ki elestirilir. Ama bu mac ozelinde elestirmek, Bilic uzerinden elestirmek mantikli gelmiyor bana.
Beyler 4. torbadan Leipzig yerine Karabag, Maribor falan ceksek bu gruptan garanti cikiyorduk valla, en cok ona yanarim.