.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

16 Mayıs 2010 Pazar

El Matkapıyla Duvar Delinmez

Başlık faul kokuyor. Bu bloga yakışmaz gibi gözüküyor. Bu başlığa kırılan birileri varsa, kırılmakta acele etmeyip yazının devamını okusunlar lütfen... Birkaç hafta önce; Türkiye Kupası finalinden sonra Trabzonspor'un aldığı kupaya sevinen Trabzonsporlu olmayan taraftarlara, Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdükleri için saydırmıştım. Ki o posta bile, sadece başlığı okuyup yorum girenler olmuştu ne yazık ki... Biraz da bu yüzden başlığı atarken çekindim biraz...

Çok yıprandım son 5 ayda... Çalıştığım efektif(!) saatleri toplayıp, son 5 aydaki haftaiçi günlerine bölseniz 13 saati aşan bir sayı çıkar karşınıza... 2 yıldır dönem dönem yaşıyorum böyle şeyleri. Yine ve yine; her zaman olduğu gibi bu günleri de Beşiktaşım'la aşmaya çalıştım. Buhran öylesine boyumu aşmıştı ki, kendi kendimle konuşur gibi bloga karaladım bir şeyler. 2 gün önce belirttiğim gibi, şu anda da şampiyonun kim olduğu o kadar umrumda değil ki... Tek bir temennim vardı, Beşiktaş'ın attığı gole, birkaç hafta önce "El matkapıyla duvar delinmez" diye Beşiktaşlılar'a yüklenen Fenerbahçe taraftarlarının da aralarında bulunduğu Saraçoğlu tribünlerinin sevinip çıldırmasıydı.  O kadar istedim ki...

Sevdiğim bir arkadaşımın düğünündeydim. Maçların 2. yarısında bir dakika dahi salona girmedim devamlı dışarıdaydım. Telefonu radyo, arkadaşımı spiker gibi gördüm. İlk yarıda özellikle yediğimiz 2. golün ardından içim cız etti. Toraman için ürktüm, bazı aklı evvellerin güzel adama nasıl da yükleneceklerini düşündüm. Son 15 dakikaya girilerken ben Beşiktaş, diğer arkadaşlarım Fenerbahçe maçını takip ediyorlardı. Temennimden onların da haberi vardı, temennimi Fenerbahçeliler dahi saçma buluyorlardı. O sırada golü attık, beraberlik gollerine bile çok sevinmeyen ben, farkı bire indirdiğimiz bu gole deli gibi sevindim. Fenerbahçe'yi şampiyon etmek mi istiyordu canım, elbette hayır, ya Bursa'yı ilk hayır kadar bu da hayır... Beşiktaşlı'yım ben... 3 hece 8 harf...

Maçı anlatan arkadaşım yorulmuştu, artık mikrofonlar Bafra'da, babamdaydı... Babam "Oğlum Fenerbahçeliler seviniyor, galiba gol attık, meşaleler yandı şimdi" dediğimde sevinçten ağlayacak gibi oldum. Tribün kültürüne çok yakın olmayan babamın bile farkedeceği şekilde bizim attığımız gole seviniyorlardı. Ellerimi açtım, kendi inancıma göre her maçtan önce ettiğim duayı tekrar ettim. Galatasaraylı ve Beşiktaşlı diğer arkadaşlarım bana deli gözüyle bakıyorlardı, bir yandan biz Beşiktaşız diye mırıldanıyordum ki haberin aslı geldi... Gol atmamıştık, haber yalandı. Ama bir gerçek vardı, Fenerbahçe tribünü bizim atmadığımız golle kendinden geçiyordu. Ya bir de gerçekten atsaydık? 

Eve geldiğimde olayın Fenerbahçe bakış açısıyla vehameti tam olarak önümdeydi. El matkapıyla duvar delinmez diyerek eleştirdiğin taraftarların desteklediği takımın atmadığı gole sevinen, sahaya girip futbolcuları bağırlarına basan Fenerbahçe taraftarı, ezeli rakibi Beşiktaş'ın golü atmadığını öğrenmesiyle bu defa, kendi yönetimine, hocasına, futbolcusuna yüklenmeye başlıyordu. 

Gerçekten mutluyum, net! Sanmasın kimse ki mutluluğumun kaynağı 18. şampiyonluğunun alamamış olması, yani eşittir Bursa'nın şampiyon olması... O kadar umrumda değil ki kimin şampiyon olduğu ve Fenerbahçe tribünün Beşiktaş'ın golüyle çıldırmasını o kadar istedim ki... Benim istediğim oldu... "Buhran" başlıklı yazıma gelen tek yorumda bir işim olduğu için şükretmem gerektiğini söylüyordu bir Fenerbahçe taraftarı... Ona, şükretmeyi ondan öğrenmeyeceğimi söylemiştim, benim duam da şükranım da hep bana özeldi bu yazıya kadar. İstediğimin olduğuna şu anda şükrediyorum... Belki ikincil bir mutluluk nedeni için 2,5 yıl öncesine, Kadıköy'e gidiyorum... Son dakikada Higuain'in attığı golle çıldırıp, Kadıköy'de yıllar süren yenilmezliğimizi devam ettirdiğimizi zannederken saçma sapan bir şekilde iptal edilen golden sonra Fenerbahçe taraftarlarınca "nah" (kusura bakmayın bu kelime için, kusursuz bir sesteşini bulamadım) çekilen rakip takım tribündeki 2,000 güzel Beşiktaşlı'ya ithaf olunsun o olmayan gol ve o büyük hayalkırılığı. 

Bursa'yı hiçbir şekilde tebrik etmiyorum, öyle bir olgunluğa ulaşamadım henüz, zaten ulaşabileceğimi de zannetmiyorum. Ancak taraftarlıkla müşteriliği karıştırmayan salt taraftar olan Fenerbahçeliler'e en içten dileklerimle geçmiş olsun diyorum salt bir taraftar olarak. Size tek tavsiyem, bu melankolinin tadını çıkarın, yaşamayı bilirsen, melankoli gerçekten çok tatlıdır, sıkça yaşadım, ondan biliyorum.

25 Yorum:

sozcelyk dedi ki...

mafazanallah fenerbahçeli olsaydım son paragrafta hüngür hüngür ağlardım , şükürler olsun kimliğime.

sevincim ne fenerbahçenin şampiyon olamaması ne de bursaspor un şampiyon olmasıdır

sevincim haftalar önce kadıköyde saçını çektikleri adamın hakkının çatır çatır alınmasıdır

sevincim penaltı noktası kazan şeref yoksunu insanı bir gün sonra resmi sitesinden savunan lalelerin kıpkırmızı olmasıdır

sevincim götüyle top tutan adamın burak yılmaz ın ortasını tutamamasıdır

ferneli topçular şu an hala o penaltı noktasının içindeler , gözü dönmüş taraftarından sakındıkları için

bu 'epic fail' i sonuna kadar haketmediklerini söyleyecek şu dünyada bir allahın kulu yok , hüznünün çıkarsınlar.

Kartal Bafiler dedi ki...

Higuain'in attığı ve hakemin hâlâ kimsenin neden iptal ettiğini anlayamadığı o golde staddaydım,o günde gönül koymuştum Bilica'nın çukurunda da...

Böyle böyle çıkıyor bu işler...

sozcelyk dedi ki...

siz taraftarın fener şampiyon oldu diye sevindiğine emin misiniz ?

http://www.facebook.com/#!/video/video.php?v=114487855259222

bildiğin timsah yürüyüşü yapıolar .

threepoint dedi ki...

http://i41.tinypic.com/1hf982.jpg

Adsız dedi ki...

18 nisandaki maçta;

- tribünde bize it imalı kareografi yapan,

- futbol ahlakını yerle bir ederek sahayı kazıyan,

- her türlü pisliği ve çirkefliği yaparak hakemlere saldıran,

- sahaya üzerinde köpek resmi olan binlerce balon atan,

ve iki kupa alacağını sanan herkese gitsin bu gece.

ama Allah biliyor ki, 18 nisan gecesi bizim canımız çok yandı, yüreğimiz yandı. hakkımız yenilmişti, gasp edilmişti.

Allah'ın adaleti yerini buldu, bize acı çektirenler bugün o acıyı rezil olarak kat be kat çektiler.

ve ben mutluyum.

Unknown dedi ki...

yazdıklarının her satırına imzamı atarım. ağzına sağlık. o değilde sözlüklerde fenerliler işi iyice mallığa vurdu. yok beşiktaş nasıl kaybeder, yok bilmem ne?. kendi adıma bursa'nın şampiyonluğuna zerre kadar sevinmediğim gibi fenerlilerin düştüğü ve hala devam ettirdiği rezil hallerini görmekten derin mutluluk duyuyorum.

bacon1903 dedi ki...

Merak etmeyin fbli kardesler biz sizi seneye daha cok mutlu ederiz atacagimiz gollerle!!!!Birisi birgun herkes fbli olacakmi demisdi ne demisti????Yoksa birgun butun fbliler bjkli mi olacak demisti!!!!!

helldoradotcom dedi ki...

cok guzel yazmissin. yorumu falan olmaz bu yazinin.

Pamukk dedi ki...

harika yazılmış. son dkda bizim golümüzle sevinseler de gam yemezdim.

ama şuna da eminim.öyle bişi olsaydı hiç de iplemez yüzsüz yüzsüz "biz elşeyiyle gerdeğe girmioz" derlerdi

opposite13 dedi ki...

bursa'nın şampiyonluğuna ya da fenerbahçenin kaybedişine dair yazılacak en güzel yazı budur sanırım. hatta bana göre bütün beşiktaşlıların da, bu paralelde düşünmesi lazım.

belki de hayatımda en fazla haksızlığa uğradığımı/zı düşündüğüm akşamdı 18 nisan 2010.

"bu dünyada acaba ilahi adalet var mıdır?" sorularının cevabının bulunduğu akşamdı dün. allah size bundan daha beterlerini yaşatsın!

neo_494 dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
neo_494 dedi ki...

Beşiktaş gol atsın diye dua eden fenerliler gördüm ya artık ölsemde gam yemem

Unknown dedi ki...

üstteki balon resminin büyüğü var mı arkadaşlar? google da arattım bulamadım.

Okechukwu dedi ki...

"İlk yarıda özellikle yediğimiz 2. golün ardından içim cız etti. Toraman için ürktüm, bazı aklı evvellerin güzel adama nasıl da yükleneceklerini düşündüm."


Bunca komplo teorisinin dillendirildiği, bakanından simitçisine herkesin ayak oyunlarına gücü nispetinde dahil olduğu şu ortamda alın Toraman'ı giydirin Trabzonspor formasını. Trabzonspor oyuncusu Toraman'ın kendi kalesine attığı ve Guiza'ya ikram ettiği goller sayesinde Fenerbahçe şampiyon olsaydı eğer; bugün, yarın ve Dünya Kupası başlayana dek neler yazılacak, neler söylenecekti ülkemin güzide basın yayın organlarında? Kimler yürüyecekti aşınmayan yollarda, ne renk çelenkler bırakılacaktı acaba pembe federasyon binasının kapısının önüne?

Sen görüp duydun mu hiç Toraman hakkında yazıp çizen maçın ardından. Şaibeden, şikeden, soru işaretinden bahseden. Yerel gazeteler dahil, olursa rastladığın paylaş linkini sana zahmet...

bacon1903 dedi ki...

Sen kanalturk seyretmiyon hic herhalde!!!!Serhat uluerer ahmet cakar sinan engn bariz sekilde sucladilar toramani.Aziz babalari yarin bir duduk calsin hepsi mansetlerde yayinlar bunlari!!!!Fb ile dalga gecme(son dk.sampiyonluk tatbikatiniz yuzunden)ve fbli taraftarlarin yaptigi olaylar gayet normal bir sey gibi gosteriliyor.Bu olaylari bjk taraftari yapmis olsaydi offf offf offf!!!(Hurriyeti soylemiyom bile ercan saatci basa gectiginden beri fb resmi yayin organi benim gozumde!!!)

threepoint dedi ki...

@uche...

Diyeceğin var mı? Toraman için içim sızlamıştı ama hedef en açık şekilde Rüştü oldu. Bir de öyle medyaymış taraftarmış değil direkt başkan tarafından. Yazıklar olsundur!

Okechukwu dedi ki...

@threepoint

Var elbet diyeceğim 3point.Mevzu başkanın ya da taraftarın söyledikleri olmamalı. Onlar taraf zaten.

Önemli olan kendince tarafsız, sizlerce Fenerbahçeli diye nitelendirilen medyanın haftalardır hatalı gol yiyen her kalecinin "şerefsiz" olduğunu bağırmasının ardından, biri bizzat kendi kalesine atılmış, diğerinde ciddi bir savunma hatası yapılmış 2 golü görmemezlikten gelmesi.

Rüştü'nün telefon görüşmesi vs. hikayeleri hedef saptırmaktan öte bişey değil. Makul her adam bunun farkında ancak iş Rüştü'nün adamlığına gelirse onu en az Fenerbahçeliler kadar Beşiktaşlılar'da anlamış olmalı bunca senenin ardından.

threepoint dedi ki...

@uche

taraf olana her şeyi demek mübah mıdır? nasıl mevzu olmaz onlar, hele ki mevcut tüzel kişiliğini de düşünürsen bence medyanın yazdıklarından çok daha vahim durum.
kaldı ki toraman hakkında kanaltürkte atılmış tutulmuş, izlemedik.
biz Rüştü'nün adamlığını bize gelmeden önce de bilirdik sson olarak.

Okechukwu dedi ki...

http://eksibesiktas.blogspot.com/2010/05/sevgili-bursa-camias.html

Yok başka sözüm.

threepoint dedi ki...

ne demek yok başka sözüm?

moloztash, Bursa'nın bakış açısına göre olan durumu yazmış. sen bundan neyi çıkardın?

moloztashın yazısını hızlı bir şekilde okudum zamanım pek olmadı bugün, anladığım, sebata rizeye karşı hedefsiz amaçsız kaldığı durumda yenilen Beşiktaş'ın bursaya karşı da böyle çıktığı bir maçta yenilmesinin doğal olduğunu, 2004'teki maçların kaybının gayet de sıradan olduğunu anlatmaya çalışmış.
Sense yazıyı alıp "başka sözüm yok" diyorsun. Ben ne diyeyim karşılığında, tamam yaaa sattık mı diyeyim?

Okechukwu dedi ki...

Sattıysa eğer koskoca Beşiktaş, Allah sahibine bağışlasın...

Yok eğer satmadıysa ve moloztash ironi yaptıysa ve senin anladığın gibi "sebata rizeye karşı hedefsiz amaçsız kaldığı durumda yenilen Beşiktaş'ın bursaya karşı da böyle çıktığı bir maçta yenilmesinin doğal olduğunun" altını çizdiyse eğer neden benzer vurguyu yapan Fenerbahçe Başkanı'nın söylediğini anlamamazlıktan geliyoruz 3 point?

Franco, Murat, Serkan veya İvesa'nın hatalarının bilinçli olduğu üzerinde birleşen kamuoyu, neden Rüştü'nün benzer hatalarına olur verir ve kırılan kalbini onarmak için seferber olur. İsmi geçen kalecilerin hepsi "şerefsiz" iken, Rüştü şeref timsali midir?

Yahu iki gun tatil yapiyoruz, neler oluyor he.

Yahu arkadasim, moloztas diyor ki: "Eger Besiktas iddiasiz ciktigi macta yenilince "satti" oluyorsa; sizin sampiyonlugunu satin aldiniz."

Diyor ki: "Besiktas mac satmaz. Ama siz Bursalilar olarak hala daha "Rize'ye satti uhu uhu" diyecekseniz; kabul edin ki size de sattik. Cunku kosullar ayni."

Simdi bunun gibi (a=>b ise b=>a)gibi bir onermeyi alip da Aziz Yildirim'in soyledigini "Aslinda sunu demek istedi baskan" diye kivirtarak niye benzestiriyoruz ki?

Aziz Yildirim, basin aciklamasinda moloztas'in dedigi gibi "Eger Ivesa, Serkan vs. mac sattiysa Rustu de satmistir." dese idi, o zaman sonuna dek hakli olurdu. Bak tekrar ediyorum, kesinlikle hakli olurdu. Ama Aziz Yildirim ne dedi?

"Rustu diger takimlara mesaj atiyormus, bu suctur. Haa, ben de yegenimi gonderdim Rustu'yle konussun da iyi oynasin diye, bu normaldir."

Simdi buradaki "ironi"yi gorebiliyor muyuz? Ve sonrasinda, moloztas'in yazisindan farkini anlayabiliyor muyuz?

Baska sozum yok. (Lan boyle bitirince cok karizmatik oluyormus...)

Okechukwu dedi ki...

Yahu shelbyl,

Aziz Yıldırım ne demiş bak şurada yazıyor;

"Serkan Kırıntılı, Murat Şahin, Ivesa bunlar hata yaptı. Rüştü ne yaptı? Rüştü çıksın söylesin, ’Ben bunları aramadım’ desin. Neden arıyorsun. Beşiktaş Kulübü’nün kalecisisin ne işin var bunlarla? O zaman Bursa’da yediği gol de bana şaibeli gibi geliyor. "

Hadi Aziz Yıldırım'ı bırak, ben ne demişim;

"Franco, Murat, Serkan veya İvesa'nın hatalarının bilinçli olduğu üzerinde birleşen kamuoyu, neden Rüştü'nün benzer hatalarına olur verir ve kırılan kalbini onarmak için seferber olur. İsmi geçen kalecilerin hepsi "şerefsiz" iken, Rüştü şeref timsali midir?"

Ya da sen bırak biz fenerbahçelilerin cemil cümlesini, malum hala şoktayız ve de farzet ki sağlıklı düşünemiyoruz. moloztash'ın yaptığı ironi'nin altını dolduran beşiktaşlı kardeşler kendi aralarında fikir birliğine vardılar mı sence "ya arkadaşlar bizim çocukların hedefi kalmayınca, soğurlar toptan moptan. gayet normal bir durum bu vs..." kurgusu üzerine.

Fark etti isen son yazdıklarım soru cümlesi olmasına karşın, sonunda soru işareti yok. Ben senin cevabını biliyorum, sen benim ne hissettiğimi.

O sebepten hoşçakal.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

bugün fenerbahçeli çok yakın bi arkadaşımla konuştum. fb-ts maçındaydı, kombinesi olan taraftar yani. kendi cümlelerini yazayım "ts 2.yarı falan top oynamadı, orta sahayı direk geçtik, serkan falan resmen bıraktı. bi kaç kişi koşuyodu sadece,gökhan gönül elini kolunu sallayarak geçti adamları". valla ben dinlerken çok şaşırdım, bildiğimiz "fenerli"dir kendisi.

Yorum Gönder

Ara