.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Aralık 2009 Pazar

Hep Bir Şeyler Eksik

Maçın ilk yarısı çok zevkliydi, iki takım da güzel oynadı. gördük ki bize ikinci bir bobo lazım, yakaladığını sokacak. ah Nihat, vah Nihat... Ekrem'in emeklerine ve -ilk yarıdaki- güzel oyununa yazık. İkinci yarıya da baskılı başladık ama 10 dakika sürdü. 55'ten sonra bizim bloklar tam anlamıyla birbirinden koptu. bunda Manisa'nın önde çok adamla basmasının da etkisi var, bizim takımın ısrarla uzun topla çıkma sevdasının da. önde baskı yapan takım bizim dengemizi fena bozuyor. kameralar Denizli'yi gösterdi "havadan oynayın" derken, demek ki taktik buymuş. bence yanlıştı. İkinci yarıda ciddi bir orta saha zaafı yaşadık. Top sürekli olarak defanstan Fink veya Fabian'a geldi, onlar da her topu uzun oynadılar. Orta saha da 4-5 pas yapıp oyunu rakip alana yıkamadık. Bu takım topu orta sahada dolaştırıp sabırlı bir biçimde fırsat kovalamayı beceremiyor. Ya haldır huldur defans, ya her birlikte hücum. ortası yok, denge yok. Çünkü bu takımın sahada bir beyni yok. Terinin son damlasına kadar mücadele eden ama yöntemi ve maç içi kontrolü olmayan bir takım görünümünde. Fink 65'te bitti, sürekli hatalar yapmaya başladı. Denizli'nin çıkarması gerekiyordu ama daha önce hatalı bir şekilde çıkardığı için bugün çıkartamadı. Önceki hata bugün geldi gene hataya zorladı. Bu takımda ciddi bir şekilde "cümbür cemaat" atağa çıkma sorunu var. Her seferinde yığılıyorlar karşı kaleye, oyun sıkışıyor. Hele oyunda nobre varsa daha da beter sıkışıyor. Çünkü Nobre hala her aldığı topu anında biraz gerisindeki adama gönderiyor. Bu cümbür cemaat çıkma sorunun ortasında da Ernst var. Tamam gidip geliyor, buna gücü de yetiyor ama o bu kadar karşı ceza sahasına yaklaştığında kaptırılan her topta bizim defansa kadar gelmesine neden oluyor rakibin. Takımın boyu uzamak zorunda kalıyor. ayrıca bizim gibi, oyuncularda da aşırı bir güven oluşmuş Ernst'e karşı, herkes topu her seferinde ona atıyor. Bu adam top dağıtıcı değil ki, ön libero. Takımdaki 10 veya 10.5 numara sıkıntısı had safhada. Denizli belli ki artık ya Tabata'yı gözden çıkarmış ya da daha fazla yıpratmadan ilk devreyi kapatmak istiyor. Ben bu İsmail Köybaşı balonunun gittikçe tehlikeli bir biçimde şişmeye başladığını görüyorum. Evet bu çocuk yetenekli fakat hazır falan değil bu yükü taşımak için. Bir sürü eksiği var. Bugün maçta deli İbo'nun son maçlarda gösterdiği etkinliğin yarısını bile gösteremedi. Düşünün son bir kaç maçı, soldan Ekrem-İbo bindirmelerini hatırlayın, ne dediğimi anlayacaksınız. Sol kanattan adam kaçtı ama ben bir tane ikili bindirme veya düzgün orta göremedim. Böyle iyi oyun mu olur? Aynı şekilde sağ kanattan da bindiremedik. Toraman gayet iyi bir maç çıkardı fakat orda da rakibe baskı/üstünlük kuramadık. Onun yerine ne yaptık, sürekli 30 metrelik göbekten hava topu. Bir türlü inmedi o top yere, göbekten paslaşarak delmeyi hiç denemedik bile. Çok ciddi bir duran top problemimiz var. Nedense tello her pozisyonda ön direğe berbat ortalar yapıyor, Nihat'da tam tersi arka direğe veya çerçevenin dışına. Penaltı noktası ile iki kale direğinin arasında oluşan üçgene 1 tane orta inmez mi kaç maçtır? İnmiyor inmiyor. Frikikten gol atacak adamımız da yok. Büyük eksiklik, sıkışan oyunları açamıyoruz. Bunun sonucu sezon sonunda nerden baksanız 10 gol eksik atmış olmak demek olacak. Bence bugün kötü oynamadık, eksik oynadık. Ki bu artık takıma yapışmış bir durum oldu. Takımdaki herkes koşuyor, çalışıyor, çabalıyor ama hep bir şeyler eksik, hep bir şeyler az. O kadar az yöntemimiz var ki gol atmak için, bu sonuçlara şaşırmamak lazım. Tekrar ve tekrar ortaya çıktı ki Trabzon - Fener -Manu maçlarından sonra oluşan pozitif durum ve manasızca havaya girilmesi dönüp bizi bacağımızdan vurdu. Bir anda kendimizi dev aynasında görür olduk. Sadece biz değil, tüm spor basını da aynı havaya girdi. E ne oldu şimdi? Nerde kaldı ilk devre sonunda liderlik hesapları? Devre arasında Delgado'nun takıma dönmesi şart. Bir de gol atan forvet lazım. Nobre, Nihat, Holosko, Batuhan o şu bu önemli değil. Bobo haricinde gol atan bir adama daha ihtiyacımız var. Orta sahadan veya kanatlardan da gol kapasitesi olan yok. Bu net bir şekilde gösteriyor kendini. Duran topta gelip gol atan bir defansımız da yok. Normal yani bu sıkıntıları yaşıyor olmamız. Son olarak, açık ve net bir şekilde geniş kadronun ve düzenli rotasyonun sıkıntısını çekiyoruz. Hem saha içinde, hem saha dışında. aslında olması gerekeni, ideali kadroyu bu şekilde kullanmak. Fakat bunun yan etkileri çok acaip. Ben çok sıkıldım her yerde maç kadrosu açıklanır açıklanmaz "Ya şu oynar mı bu neden oynamıyor?" konuşmalarından. Sonuçta her taraftar bir futbolcuya kafayı takmış durumda. Nihat, Yusuf, Tabata, Tello, Bobo, Nobre, Serdar... Bunların hangisini oynatsan taraftar maç başında da maç sonunda da şikayetçi. Herkes kendi kıl olduğu adamın negatif yanına odaklanıp duruyor. İlk yarıda harikalar yaratan Ekrem ikinci yarı berbat oynadı mesela. Fakat kimse onu konuşmayacak, ikinci yarıda aynı şekilde kötü oynayan Nihat konuşulacak. Bu algıdaki negatif seçicilik durumu resmen sinirimi bozmaya başladı, okuduğum yorumlardan zevk almaz oldum. Her kadro eleştiriliyor, her kadroda bir açık var. Bu da bende bir taraftar olarak bezginlik yaratıyor, ağzımın tadını ve keyfimi kaçırıyor. Evet çok seslilik ve çok fikir elbette iyi fakat bu durumun yarattığı "negatif etkiden" de çok sıkıldım. Sahaya hangi takım çıkarsa çıksın birileri yaygara koparıyor. Nedir ki bu böyle? Konuşmuş olmak için konuşmak, yorum yapmak için zorlamak. Hafta içinde takımı mı çalıştırıyor bu insanlar da hangi kadro çıkarsa çıksın devamlı itiraz halindeler? Bana darallar geldi resmen bu işten.

12 Yorum:

Ismail'e balon demeyelim. Oraya bir ekstra adam koydugun anda Ismail cikamadi; hayir ciksa da top ona gelmeyecekti zaten. Manisa onde baski kurunca bizimkiler topu kanada acmak yerine ortadan sisirmeye basladilar, Tello Bey de top ezince olay bitti. Ismail'e balon demek, ilk yaridaki etkinligini goz ardi etmektir. Denizli'nin hamlesizligidir sorun bence.

sozcelyk dedi ki...

ya bu tello sol açık oyuncusu , arapas atıyor diye neden forvet arkası oynatıyoruz ? fenerbahçenin ''teknik lan bu'' diye defansif oyuncu hamile santosu sol açık oynatması gibi bişey . kabullenemiyorum yakıştıramıyorum ben o adamı o mevkiye.

maç hakkında konuşmaya gerek yok ofansif elemanların cenabetlikleri devam ediyor arada bobo gusül abdesti almış allah kabul etsin...

Bellamy. dedi ki...

ismail'in etkisizliği derken ekrem'in kötü oyununu göz ardı etmemek lazım. ilk yarıda iyi oynadı demişsiniz ama ilk yarıda beşiktaş sağdan 10 geldiyse soldan 1 geldi. sezon başında sol açığa quaresma'yı isteyen taraftar şimdi ekrem'i izliyor.

kornerler daha iyiydi bu maç. toraman'ın 2 topu var, nihat'la denenen bi aksiyon var. olabilirdi olmadı.

quaresma yerine tabata bulduk ekrem'i bulduk yapacak bir şey yok. en iyisini bulana kadar denemesi lazım bir yandan denizli'nin. bu akşam solda serdar özkan'ı kullansa çok daha iyi olabilirdi düşüncesindeyim.

barış dedi ki...

vay anasını, blogda okuduğum en süper yazı. özellikle şu sahaya çıkan 11i herkesin eleştirmesi meselesini çok tuttum.

barış dedi ki...

o değil de, fenerle galatasaray 6da 6 yaptı, şampiyon ilan edenlere ateş püskürdünüz, 2 hafta önce beşiktaş 2.liğe yükseldi takımın şampiyon yapılmasına ses çıkarmadınız, hatta burada şampiyonluğun en büyük adayı beşiktaş diye bir cümle okumuştum.

ha bu demek değildir ki, beşiktaşın şampiyonluk şansı az.

Garip ama gerçek deli ibo'nun oynadığı maçları genelde kazanırken ismail'in oynadığı maçlarda puan kaybediyoruz.

marpione dedi ki...

@shelbyl

ismail balon ya da kötü futbolcu demek istemedim. fakat geldiği günden beri oluşan ve zamanla da balon gibi şişen bir beklenti var, o beklenti hem taraftarın hem de çocuğun elinde balon gibi patlar böyle giderse. ben daha bu adamın çıkıp çatır çatır oynadığı bir maç hatırlamıyorum, belki vardır da benim hafızamn yanılıyordur ya da ben izleyememişimdir.

@Bellamy

Ben ilk yarıyı biraz yarım yamalak izleyebildim. yarım yamalak derken telefonlar falan geldi, bir yandan konuşurken bir yandan izledim. belki de ilk yarıda da kötü oynamıştır. fakat ilk yarının son 15 dakikası soldan yaptığı atakları izledim ve o pozisyonlarda çok etkiliydi. o getirdiği iki top gole dönüşseydi iki asisti vardı.

@barış

teşekkür ederim. maalesef girdik o havaya ve son 3 maçta gördük ki hem henüz her şey düzelmemiş hem de erken havaya girip konuşmak iyi değilmiş. o dönemde de ben bir yorumda yazmıştım "çok uçmayın, halimiz onlara benzemesin" diye.

alper dedi ki...

Dün maçı tribünde izleme şansına sahip olduğum şanslı addediyorum kendimi.TV karşısında bir kaç haftadır beğendiğim beşiktaşımın oyunun aslında bir boka benzemediğini böylece canlı canlı görmüş oldum.
Öncelikle 4-3-3 oynadığı söylenen bu takımın nasıl bir dizilime sahip olduğunu ben hiç çözemedim.Çünkü dün ekrem diye bir adam vardı sahada ama nerede ne iş yapmakla görevli ve yükümlü olduğunu oyunda kaldığı süre içerisinde anlamaya vakıf olamadım.Dünkü diziliş 4-2-2-1 şekline benziyordu.ekremde takımın herhangi bir yerinde oynuyordu.Kendisi bilir artık onu.
Fink için 65 te bitti demiş bazılaırmız ama.Dün benim gözlemlediğim kadarıyla biten fink değil ernstti.65 ten sonra takım tamamen ikiye bölünü.5 kişi ileride 5 kişi geride kalıyordu.ve geride kalan 5 linin içindeki fink arada sırada topu ileriye ve kanatlara atmaya çalıştı.Toraman ın önünde görev verilmiş görülen (özellikle ikinci yarı) nihatın sürekli içeri kaçmasından dolayı toramanın önünde 70 metrelik bir koridor oluştu ve o koridoru kullanacak bir akıla sahip olamadık maçın son 30 dakikasında.34 numaralı eren aydın kendi sol bekinde toraman bizim sağ bekte bekledi maç boyu ve önlerindeki alan bomboştu.oraya birini sokmayı düşünmedik.ki bir yerlerimizi yırttık tribünde nihatın oraya yaklaşması için.sanırım denzli yırtmadı.inanın o ara gözlerim serdar özkanı bile aradı oyuna girmesi için.abdurrahman çelebi olurdu bu maçta oyuna girmiş olsaydı.çizgiye inmeyi beceremeyen ve oyunu enlemesine geniş alanda oynamayı düşünmeyen yada düşünsede yapamayan bir takımız sanırım.
Mnisanın gol ve golcü sorunu olduğunu yakındna bilen biri olarak gol yemeyeceğimiz ve bir şekilde kazanacağımızı düşünüyordum maç öncesi ancak ferrari hatasındna kaynaklanan kalabane vuruşuna engel olamayınca 1 puanla yetindik.bu takım 1 gol yerse berabere kalır 2 gol yerse mağlup olur benim kafamda bu resim şekillendi artık.haa birde yenik duruma düşersek o maçın sonu ne olur hiç bilemem kestiremem çünkü bu takımın oyunu rakip yarı alanda oynama gibi gereksinime düşse nasıl bir reaksiyon göstereceğini bilemiyorum.ve yenik duruma düşmetkten allah korusun diyorum.
son olark bu maç özelinde bir kaç futbolcu değerlendirmesi yapayım.
ismail köybaşı bu haliyle üzülmezin yedekliğinden öte geçemez.daha çok yol katetmesi lazım.
ben bobonun yerinde olsam bu takımda antrenman bile yapmam siz çıkın ben geliyorum derim ve maç başlarken sahaya çıkarım.çünkü bu takımın en komple topçusu olan ernst in bile 2 gömlek üzeridne bir kaliteye ve oyun bilgisine sahip olduğunu çıplak gözle gördüm.rahatlıkla söyleyebilirim bunu.
nihat kötüsün.beşiktaşın çocuğu-evladı-alt yapısı-üst yapısı anlamam ben arkadaş.onunla eksik kaldık dün sahada.holoskoyu arar oldu gözlerim.
manisada ki 4 numara yiğit oğlan iyi topçu.xabi alonsoyu andırıyor stili.sertlikte var.sadece topla münsabetini biraz daha şefkatli hala getirmesi lazım.
not:ismail er ve orhan yıldırım aynı arabada geldiler stada tesadüf mü yoksa ortak menfatlermi bağlıyor bu iki adamı birbirine bilemiyorum.:)

alper ernst konusunda %100 katılıyorum. Dün sahada ne yaptığını bilmeyen birileri varsa 1 Ekrem 2 de Ernstti.. Ernst oyundan düşünce tüm yük Fink'e kaldı. 4-2-3-1deki 3lüden bir kişinin ortasahaya dönüp top alması gerekirdi, yapmadılar. bizim teknik direktörse müdahale edeceğine şişirin dedi. Manisa ikinci yarı defansımızı ileri çıkarmadı ve takım koptu. Derin manalar çıkarmaya gerek yok bu maçta.

asist time dedi ki...

O zaman benden Nihat'a gelsin;


Sen varsan bir sey eksik
Sen yoksan hersey tamam

Pamukk dedi ki...

ilk yarı gayet iyi, 2.yarı önce bi 5 dk sonra son 15 dk diyelim sahadaydık gerisinde yoktuk.
2 tane Bobomuz olsa keşke, yada bütün pozisyonlar sadece Boboya hazırlansa. atarsa o atıyo gerisi yalan olmuş.
16.hafta bitti hala duran toplar 0
şişrme top yapıyoruz ama biz bunu beceremiyoruz ki. defanstan Ferrariden Sivoktan ileriye atılan toplar hep boşa.
deplasmanlarda da Tabatayı denemiyor.
Nihat yerine Bobo-Nobre başlasaydı bari. o olsaydı bu olsaydı hep aynı terane.
Ernst de insan onun da canı can artık çok yoruldu
BAtuhandan asla faydalanmicak Denizli. devre arası gidebilir bile.
Yusuf habire sakat bu sene ondan faydalanamayız
bu hafta Bursa koyar 3 maçlık kazanamama serisi bize de bulaşır.

poh var hemen havaya girilir, poh var 30. hafta şampiyonuz denir bikbikbik .

evet sinirim bozuk hepsini dövcem.

Pamukk dedi ki...

dedim ben havaya girmeyin hemen diye havaya girenleri de dövcem

hem sinirli hem espirikim

Yorum Gönder

Ara