.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Aralık 2009 Pazar

Maç Oldu

Mustafa Denizli ve Beşiktaş'ın beraberlik golünü yediklerini unuttukları maç oldu. İkinci yarıdaki oyunu, oyuncu değişikliklerini başka türlü açıklayacak futbol bilgisini ve sevgisini kendimde bulamadım açıkcası. İlk yarıdaki oyun beraberlik golüne rağmen umut vericiydi. Beraberlik golü sonrası çok rahatsız hissetmedim kendimi. Bunda Beşiktaş defansının bu sene yaptığı ender hatalardan birinin gole sebebiyet vermesi belki de etkendi. Lig maçlarında neredeyse hatasız bir savunmanın arada bir hata yapmasına sabrımız olmalı sanırım. Zira golde Ferrari'nin kaçırdığı adamın İbrahim Toraman'ın belki de arkadan bir müdahale sonrası öne eğilmesi sonucu kafanın vurulmuş olması o pozisyon için bir konsantrasyon eksikliğinin göstergesiydi. Maçın genelinde de Beşiktaş savunması çok iyi değildi. Haddinden fazla pozisyon verdi rakibine savunma. Rüştü'nün sağ kolu bir maçta ne kadar çok havaya kalkarsa, Beşiktaş savunması o maçta o kadar kötüdür. Ama dediğim gibi sezon başından beri lig maçlarında mükemmele yakın oynayan savunmaya çok haksızlık etmeyelim. Hücumda ise ilk yarıda biraz olsun pozitif bir görüntü vardı. Nihat'ın kaçırdığı pozisyonları nedense ikinci yarıda da rahatlıkla bulacağım düşüncesi içerisindeydim. Nihat'ın Türk futbolundaki yeri sanıyorum ki tartışılmaz. Herkesin bir şekilde saygı duymuşluğu vardır Nihat'a. Beşiktaş'ın çocuğudur. Bu "Yer" yüzünden de üzerinde büyük bir baskı vardır. Ama ligin ilk yarısı bitiyor. Hala o baskıyı üzerinden atmış değil. Bulduğu pozisyonlarda "Yaradana sığınarak" topa vurması çok amatör gösteriyor Nihat'ı biz izleyenlere. En azından topu önce bir kontrol edip vursa belki bir şeyler olacak. Vurmadığı tek pozisyonda asist yaptı Bobo kendine has kontrol ve vuruşla bu pası gol yaptı. Nihat'ın bu baskıyı bir an önce atması gerekiyor üzerinden bulunduğu "Yer"i kaybetmek üzere. İkinci yarıyı nasıl anlatsam bilemiyorum. Herhalde Beşiktaş soyunma odasına girerken yedikleri beraberlik golünü unutarak girdi.İkinci yarıda da sahadaki skorboard arızalandı diye düşünüyorum. Bu futbol başka nasıl açıklanır bilemiyorum. Manisaspor ikinci yarıya daha istekli, daha atak başladı. Mesut Bakkal'ın bu ülkede oynattığı oyunu ben sevmeyenlerdenim. Press yap, pressi aşarsa faul yap. Denk gelirse kontratak oyna. Ben bunu sevmiyorum. Ama Beşiktaş öyle bir oyun oynadı ki. Press yapacak bir şey bırakmadı Mesut Bakkal'a. E madem öyle ben de biraz top oynayayım demiş olsa gerek, Gayet rahat oynadı ikinci yarının ilk 20 dakikasını. Mesut Bakkal'ın başarısına futbol bilgisine saygısızlık etmek haddimize değil ama dediğim gibi ben ligde varoluşundan beri sevmiyorum onun tarzını. Diğer tarafta Mustafa Denizli skor nasıl olsa 1-0 biraz daha oyuncu değiştirmeyeyim. Biraz ilerlesin zaman Uğur İnceman'ı sokarım oyuna diye düşünüyordu. Hani Tabata/8 Milyon Euro geyiği yapmak istemiyorum ama niye yedek böyle bir maçta skor 1-1 iken. Yusuf bu sene formsuz ama bu maçın ikinci yarısındaki futbol Yusuf'un oyuna girmesini haketmedi mi ? Nobre değişikliği tamam ama Uğur İnceman değişikliği niyedir ? Öyle ki, hani futbolcular oyuna girdikten sonra diğer futbolculara sen oraya geç sen sağ kanada geç ben ortada oynayacağım şeklinde teknik direktörün talimatlarını iletir sahadakilere. Uğur oyuna girdi kimseye bişey söylemedi. Demek ki taktiksel bir değişiklik değil. Çıkan oyuncu kim ? Ekrem. Ben kanat oynuyor diye biliyorum Ekrem'i. E şimdi Uğur kanada mı geçti girince ? Mustafa Denizli'yi anlamak gerçekten zor. Hatta bu maç için mümkün değil. Oyuna o kadar müdahalesiz ki, bir orta yapılacak, Beşiktaşlı oyuncuların hepsi aynı yere koşuyorlar. Daha orta yapılmadan. Hani bir dağılayım, ön direğe yalancı bir koşu yapayım yok. Herkes aynı yere. Halı sahada oynar gibi. Beşiktaş'ın 8 maçlık çıkışı şöyle bir bakınca aslında bu maçın benzeri. Bir gol atılıyor bir şekilde. Sonra defansın hata yapmaması bekleniyor. O 8 maçta defans hata yapmamıştı. Haliyle ona bir çözüm üretmesi gerekmiyordu. Bu maçta defans hata yaptı o üretemediği çözüme ihtiyaç doğdu. Bakalım bundan sonra ne olacak, kötü oyna kazan için birden fazla çözümün olması gerekiyor. Lig TV'den maç izlemek bir futbol sever için bazen çok üzücü olabiliyor. Yeteri kadar para kazanamıyor mu ki acaba o tribünlere konulan reklam anlaşmaları yapılıyor merak ediyorum. Hani ingiltere'de Sky Tv'de filan böyle midir acaba ? Maç öncesi, maç arasından gerekli tadı alamıyorum. Açık kanalda Şampiyonlar Ligi maçı izler gibi oluyorum. Maç başlayana kadar reklam. Devre arası hemen reklam. Bu sanal reklamdan sorumlu arkadaşlar bazen unutuyorlar reklam ekranda kalıyor. Sol kanattan akıyor sanarsın orta yapacak. Maçı anlatan Melih Şendil için eşimin yorumu : "Bir daha hakemin otoritesinden bahsederse döveceğim ya :)"

2 Yorum:

Pamukk dedi ki...

ferrari sarı kart görmemek için konsantrasyonunu kaybetti sanırım

maç 1-1 takım kötü ve değişiklik yok müdahale yok öff hep aynı ama biliyoruz ki Denizli bu 70den önce değişşiklik yapmaz

thug love dedi ki...

Lucescu da 70'den önce yapmazdı değişiklik ama yapınca bir şeyler değişir diye düşünürdük hepimiz. 70. dakikada Uğur İnceman'ı kenarda görmekten sanmıyorum ki hiç birimiz hoşnut olalım.

Yorum Gönder

Ara