Deplasman Tribünü
Bursaspor deyince, yıllar yılı takımın gün yüzü göstermemesinden belki de, söz her zaman ilk önce hiçbir maçında takımını yalnız bırakmayan Teksas tribününe gider. Yiğit namıyla anılırmış misali, Türkiye’de ilk ve tek olarak kendi grup ismini kendi koymayan, adı yaptıklarına yakıştırılan bir tribündür Teksas. 1963 yılında kurulan Bursaspor’un ilk profesyonel yıllarında olaylı Zonguldak deplasmanın ardından basın tarafından “Teksas” ismi verilmiştir. Teksaslıların uzun otobüs konvoylarına emniyet yetkililerinin “Taraftar otobüsünden çok Teksas konvoyuna benziyorsunuz” sözleri bu ismin kullanılmasının asıl nedenidir. Zaten 90’lı yıllara kadar tribünlerde “Teksas Konvoyu” ifadesi kullanılmıştır. 1981–1993 arası sabahlamalar döneminde adından fazlasıyla söz ettiren Teksas, deyim yerindeyse tribünün “icraat” kısmını günümüzde bırakarak şovlarıyla, sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettirmeye devam etmektedir.
“Her türlü Bizans oyununa rağmen İstanbul hegemonyasına son vereceğiz.”
80’li yıllarda Bursaspor tribünlerinin en çarpıcı pankartlarından birisiydi bu söz. Bu aslında bir pankarttan çok bir davayı, bir felsefeyi anlatıyordu. Bizden kalabalık, bizden eski, geçmişi bizden daha başarılı İstanbul kulüplerine endüstriyel futbolun doğal etkileriyle yöneltilen ilgiye, futbolun onları güdümünde yönetilmesine bir başkaldırıydı.
Beşiktaş’ı, düzeni yıkma düsturumuz yolunda gözümüzde herhangi bir farkının olmadığı Galatasaray ve Fenerbahçe’den ayıran yıllara gelirsek:
Çok beylik bir nüktedir, ama tam da yeridir…Yakınları attan düşen Hoca’ya doktor bulma telaşına düştüğünde, Hoca herkesi durdurup: “Doktoru bırakın, bana daha önce attan düşmüş birini getirin” demiş.
Beşiktaş’ı Bursaspor taraftarlarının gözünde ebedi dertleri “İstanbul takımları” üçlüsünden ayrı bir yere alan; daha önceden gözbebeği takımı 2. lig denen çukurda hiç yaşamamış koskoca bir şehre travmalar yaşatan; belleklere asla silinmeyecek acıları, gözyaşlarını kaydeden 2004 yılıyla ilgili Bursaspor taraftarının hissettiklerini hakkıyla algılatabilmemiz için karşımızda da tabiri caizse “attan düşmüş” birilerinin olması gerek…
O günlerde düşülen üzücü durumun başlıca sebeplerini, kabahatlerin büyüklerini, öncelikle kendi içimizde sorgulamamız lazımdı, sorguladık, her zaman sorgulayacağız da… O günlerden bugüne adım adım ilerleyen önce silkinme, ait olduğun yere dönme; sonra istikrar, kurumsallaşma, maddi yönden kendi ayakları üzerinde durabilme çabalarımız, geçmişteki hatalarımızdan çıkarılan dersler üzerine atılan adımlar.
Biz bu iğneleri kendimize batırırken, çuvaldızı kimseye reva görmezdik belki de. Beşiktaş’ın 2003–2004 sezonunun son haftalarında önce evinde Akçaabat Sebat’a, sonra da deplasmanda Rize’ye karşı aldığı mağlubiyetleri, Beşiktaş’ın yaşadığı kötü sezonun doğal sonuçları olarak görebilirdik. Hem de kimi futbolcularının bu maçlardaki aşırı isteksiz, adeta ayakları geri geri giden oyunlarına rağmen. Hem de özellikle Beşiktaş’ın evinde oynadığı Akçaabat maçındaki kötü ve isteksiz futbolunu ıslıklayan taraftarı olduğu kadar, sahadaki oyunla hiçbir alakası olmaması rağmen “Bursa kümeye” diye bağıran taraftarı olduğunu da ekran başından bile işitmemize rağmen… Tüm bunlara rağmen zaman, o maçlara duyduğumuz öfkenin üzerini çok daha çabuk örtebilirdi.
Ta ki 2006 yılında ortaya apaçık çıkan gerçeklere kadar… 2006 yılının Temmuz ayında, Milliyet gazetesinde, Lube Ayar imzasıyla “Örtbas Edilen Şike Belgeleri” başlığıyla yayınlanan bir habere kadar… O haber 2004 yılının son maçlarında bazı Beşiktaşlı futbolcuların davranışlarını “kasıtlı” algılayan gözlerimizin haklı olduğunu ispatlayana kadar… Habere göre “çıkar amaçlı suç örgütü lideri” olduğu iddiasıyla yargılanan Sedat Peker’e yönelik “Kelebek” operasyonu kapsamında, bazı isimlerin telefonları mahkeme kararıyla dinleniyor ve amaç bu olsa da, kayda alınan telefon konuşmalarında Sedat Peker’in ağabeyi ve dönemin Rizespor Futbol Şubesi Sorumlusu Vedat Peker’den Sinan Engin’e, Sergen Yalçın’a kadar birçok isim, söz konusu maçlarda yaşanan anlaşmalı kirliliklerle birlikte anılıyordu. Ve belki de tarihte ilk kez şikenin bir belgesi oluyordu. Mahkeme isteğiyle, resmi yollardan dinlenmiş telefon kayıtlarıyla…
İşte o tarihten sonra Bursa’nın sesi daha gür çıkmaya başladı. Adalet istiyorduk. Suçluların cezalandırılmasını istiyorduk. Biz, aklıselim sahibi Bursasporlular, bütün bir camiayı hiçbir zaman suçlamadık ama 100 yıldan fazla, köklü bir tarihi olan Beşiktaş’ın da arasındaki çürük elmaları ayıklamasını, yaşananlarla hesaplaşmasını bekliyorduk. 2. ligde kaybettiğimiz iki yılın diyetinin ödenmesi gerektiğini düşünüyorduk. Oysaki tek bir şeyi unutuyorduk: Burası Türkiye’ydi. Burada yaşananlar her zaman geride kalır, kolay kolay hesap verilmezdi. İstanbul takımları hiç bir şartta haksız olamazdı.
Beşiktaşlı basının duayeni rahmetli Kazım Kanat her fırsatta yaşananlardan utandığını, Beşiktaş camiasının içindeki bazı kişilerin yaptıklarıyla hesaplaşması gerektiğini söyledi durdu ömrü yettiğince. Tıpkı görmek isteyen gözün görebileceği apaçık gerçekleri gören herkes gibi. Bizler gibi… Değinilmesi gerektiğini düşündüğümüz bir nokta da bir efsane gibi söylenegelen, Bursaspor’un o sezonun son beş haftasında üst üste kazandığı galibiyetler… Yıl boyunca kötü gitmiş bir takımın nasıl olup da son beş maçını kazandığı imalı sözlerle sorulur hep. Oysaki soranların çoğu o maçların deplasmanda düşmeme yolundaki en önemli rakiplerimiz Akçaabat Sebatspor ve Diyarbakırspor’la; evimizde yine en önemli rakip Rizespor ve düşmesi o tarihte kesinleşmiş Elazığspor’la; ligin son haftasında ise tarafsız sahada hiçbir tehlikesi ya da hedefi olmayan Samsunspor’la oynandığını bilmez. Bilse bu maçlarının hangisinin şaibeli olabileceğini önce kendisine sorar.
O günlerden bugünlere gelene kadar içine düşülen en üzücü nokta, yaşanan kirliliklerde hiçbir payı, suçu olmayan her iki takım taraftarlarının karşı karşıya gelmiş olması. Bursaspor taraftarı yıllarca sesini duyurabilmek adına, takımına bir daha hiç kimsenin dokunmaya cesaret edememesi adına yaşadığı bu adaletsizliği Beşiktaş üzerinden haykırdı durdu. Beşiktaş taraftarları ise, çok doğal olarak, sevdikleri kulübe sahip çıktılar, onlara atfedilen kirlilikleri apak gördükleri takımlarına yakıştırmadılar. Çokça da kavga gürültüden hoşlanan, beslenen basının kışkırtmalarıyla, popülist davranmayı seçen kulüp yöneticilerinin davranışlarıyla karşı karşıya geldiler. Oysaki görülecek bir hesap varsa, bu hesap hiçbir zaman Bursaspor ve Beşiktaş taraftarları arasında değildi.
Bugün vardığımız noktaya kadar yıllarca her iki takım taraftarının da sevdalarının peşinden gitmeleri engellendi. İlk yıllar için ateşin sıcağıyla haklı görülebilecek bu tedbirin, acıların unutulmadığı ama küllendiği bugünlerde gerginliği deşmekten başka bir işe yaramadığını görüyoruz. Her iki takımın da başarı hedefleri yolunda yürüdüğü bu yılda, sevenlerinin takımlarına bir ceza aldırarak kendi kendilerini çelmelemekten imtina edeceğini biliyoruz.
Özellikle de aynı ülkenin yurttaşları olarak, ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönemde aramızdaki forma renklerimizin ötesindeki bağın çok daha kuvvetli tutulması gerektiğini düşünüyoruz. Tribün yasaklarının sona ermesini, takımlarımızı sportmence destekleme hakkımızın elimizden alınmamasını istiyoruz.
Son sözü de sevgili Ertuğrul Hocamıza bırakıyoruz:
“Gerek Bursaspor, gerek Beşiktaş taraftarının takımlarını her yerde, her ortamda izlemeye ve desteklemeye hakkı var. Ben bu yasağın cuma günkü karşılaşma ile birlikte son bulmasını bekliyorum. Bursaspor taraftarı takımın oyununu mücadelesi seyredip takımına destek vermek isteyecektir. Bu da bizim taraftarımızın en doğal hakkı. Belki ligin son maçında iki takım zor bir maça çıkacak, o zaman da Beşiktaş taraftarı gelmek isteyecektir. Kimsenin bu hakkı taraftarların elinden almaması lazım."Not1: Bu arada dün akşam saatlerinde Sercan Yıldırım’la konuştum.
Her ne kadar sonradan oyundan alınması moralini bozsa da bu maça çok iyi hazırlandığını ifade etti. Beşiktaş defansının zor olduğunu bana beraberlik maçı gibi geliyor dedim. Kendisi “yok abi yeneriz, bu maç benim maçım olacak göreceksin” dedi.
Bakalım Sercan Yıldırım Corvette’n sonra Ferrari’yi geçecek mi? :)
Sonuç ne olursa olsun sadece Futbol’un konuşulduğu bir müsabaka diliyoruz.
Not2: Bu yazı üzerinde çalışıldığı saatlerde Bursaspor taraftarının maça alınmaması kararı açıklandı. Ona rağmen yazdıklarımızın noktasına virgülüne dokunmadık. Çünkü karardan önce ne düşünüyorsak, hâlâ aynı şeyi düşüyoruz. Her iki takım taraftarının da olumlu yönde bir adım atılmasını beklediği, gerilimin dozunun düştüğü bu günlerde dahi çözüm yönünde karar alamayanların, deplasman yolculuğuna çıkacak bir avuç seyirciyi koruyamamaktan mı çekindiklerini anlayamıyoruz. Umarız bu gün aldıkları kararla çözümsüzlüğe, gerginliğin devamına yol açtıklarının, yepyeni tartışmaların temelini attıklarının farkına varırlar. İş işten geçmiş olsa dahi…
Bülent SABIRLI & Ahmet ÖZEN
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
101 Yorum:
Guzel yazi.
Bir Besiktasli olarak Sergen'in, Sinan Engin'in o sezon yaptiklarini -ki bu sadece yazidaki maclar da degildir- unutmayacagim.
Ne biçim bir Emniyetimiz varmış arkadaş..
Teröristlerin her türlü at koşturmalarına anında izin veriliyor bize maç izlemek yasak...
bu deplasman tribünü değil propaganda yazısı olmuş.
"bursada yaşıyorsan..."lı pankart da ilk pankartın aksine, gördüğüm en iğrenç pankartlardan biri.
Neden son haftadaki Sebat - A.gücü maçı Bursa'nın gündemini bu kadar meşgul etmedi cidden oldum olası anlamamışımdır.. Hem de A.gücü'nün 2 defa öne geçmiş olmasına, hatta o maçta A.gücü'nün alacağı 1 puanın Bursa'nın kurtulmasına yeteceği halde. Adamlar resmen kendi elleriyle ateşe attı Bursa'yı..
ama benim asıl takıldığım nokta Bursa küme düştüğü sezon Beşiktaş'la uğraşmaktan ne ara zaman buldu da iğneyi kendisine batırdı ? Diğer yandan bugünkü Denizli ne ise, o günün Bursa'sı da bundan farksızdı. 1 sezon önce zaten ciddi ciddi tehlike çanları çalmış ve 2002-2003 sezonu 1 puanla kümede kalınmıştı.
madem o kadar şey biliniyor, öyleyse küme düştükleri sezonun 32.haftasında Bursa'da oynanan ve ilk devresi Rize'nin 2-0'lık üstünlüğü ile tamamlanan Bursa-Rize maçına da değinilseymiş, en azından samimi arkadaşlar derdik.
Ne olmuş o maçın devre arasında, Rizesporlu oyuncular nelere maruz kalmış tünelde? O maç nasıl olmuş da 4-2'ye dönmüş, hatta ligin ilk yarısındaki maçı Rizespor 1-0 kazandığı için Bursa'daki maçta 3-2'lik Bursa galibiyeti bile ikili averajda Rizespor'a yarıyorken 90+ da gelen 4.gol hikayesini de dinlemek isterdik, ama böyle her söz hakkı verildiğinde aynı masallar anlatılıp, iş reklama dönecekse ohoo ...
Gecmis sebebiyle olusmus simdiyi sorgulayan bir yazida, bir tarafin "Size tepkilendik, ama bir sor neden?"inin aciklamasinin yaninda, iki tarafin da yaptigi hatalarin altinin daha kuvvetli cizilmesini isterdim. O seneye geri donersek, Besiktas'in ligdeki durumu saibelidir, bu net. Bunu inkar edecek Besiktasli tanimiyorum. Hepimizin aklinda var zaten o sezon neler dondugu, biri bir biyografi yayinlayana kadar da bilmeyecegiz, merak edecegiz.
Ama Bursaspor'un o sezonki durumu da bu yazida vurgulandigi kadar "ak" degil sanki. Eser'in de dedigi gibi, Besiktas'in otelenmesinden once, bir Ankaragucu olayi var mesela; o neden hic tartisilmadi?
Simdiye geri donersek: Herhalde akliselim herkes, bu tribun yasaginin sacmaligin daniskasi oldugunda hemfikir. Ama sesimizi daha guclu cikarmak zorundayiz. Bulent ve Ahmet'in de dedigi gibi: Futbol icin, sadece futbolu konusmak icin.
@stalker yazıyı, fotoğrafları biz değil bursalılar hazırladılar. şahsen benim de hoşuma gitmedi o fotoğraf ama bana ne bursalı değilim zaten. onların pankartı. biz ortaya koyduk, beğenip beğenmemek kişiseldir. beğenmemek te güzeldir esasında.
bu tür yazılara zaten çoğu blog/forumda rastlayabiliyoruz. farklı olarak anlatılan ne? ilk olarak "deplasman tribünü" duyurusu yapıldığına şöyle bir ifadeye yer verilmiş;
"Bu hafta Manisa'ya söz veriyoruz örneğin. Bize Manisa'yı anlatsın istiyoruz. Oradaki taraftarlığı..."
ama ben bu yazıda (ilk paragraf dışında) "şike iddiaları" dışında pek bir şey bulmadım. bursaspor propangadası için mi bu yazdı konuldu buraya?
yazmayacaktım ama söylemeden duramadım; sebat maçında beşiktaş taraftarı 'bursa kümeye' demedi.
@opposite13 manisasporun anlatacaklarıyla bursanın anlatacakları bir değil elbet. onlar futbola dair ilk bunu anlatacaklarsa bunu anlatacaklar. kafamızı kuma mı gömelim? yaz denince bunu yazıyorlarsa bence bu bizim problemimiz olmamalı.
Ciddi propaganda yazısı. Beşiktaş'a "şikeci" diye pankart açan adamlar da bunlar ve kusura bakmayın, "siz şike yaptınız, biz son 5 hafta bileğimizin hakkıyla tüm maçlarımızı kazandık!!!11" diye devam eden bir yazı malesef bu diziye yakışmamış.
Bu yazıda Bursa'nın devam eden ve taraftarlarının içlerinden atacaklarına hiç inanamadığım kuyruk acısından başka bişey göremedim.
''bursaspor da yaşıyorsan bursalı olacaksın o kadar'' ı fazla benimsemiş olacaklar ki üç büyüklerin bursadaki mağazalarını kapatmasını isteyecek seviyeye geliyorlar , ilginç , bence bursaya bursalı olmayan da alınmasın kafa kağıdı sorulsun girişte..
jessie;
biliyorum yazıyı bursasporluların yazdığını/hazırladığını. onların bu pankartı tercih etmiş olmaları zaten vahim olan. zihniyetin göstergesi.
şimdi ortalığı karıştırmış gibi olmiym de, bursa şehrinde bursasporlu kimliğiyle solculara, kürt siyasetine, eşcinsellere, travestilere yapılan, reva görülen muamele bu pankartın ışığında rahatlıkla değerlendirilebilir.
bursa ya vermedigimiz bi baskanimiz kaldi, onu verip husumeti kokunden cozeriz
sinan engin her zaman en nefret edilen adamlardan biri olmuştur Beşiktaş taraftarı gözünde.şike vardır yoktur bilemiyorum.malasef sinan engin gibilerin olduğu bir ortamda bu bir soru işaretidir.Beşiktaş taraftarının "sinananı da al git" tepkisi de en çok bundandır zaten.
Öte yandan Lube Ayar kimdir nedir hiç bilmiyorum.Bu ülkede basının ne kadar obejktif olduğunu(!) hepimiz çok iyi biliyoruz.çamur at izi kalsın.önceki postlarda da değinildiği üzre Beşiktaş'a gelinceye kadar bursaspor'un ilgilenmesi gereken meseleler vardır.
Şahsen bursaspor'un iyi top oynaması ve zirve takımları arasında olması ve bunu iyi top oynarak yapması beni çok sevindiriyor.Küçüklüğümden beri sempati duyduğum bir takımdır.Önyargılı tutumların bir kenara bırakılıp aklı-selim ile hareket edilen günler uzak değildir umarım.
blogdaki iyi niyete rağmen yazının propaganda'ya dönüştüğünü görmek üzücü.
@stalker ;)
Lube Ayar,
antu.com ve taraftar12 üyesi, fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadı kombine bilet sahibi "tarafsız" gazeteci.
diyor ekşi sözlük.
yazmayayım diyorum ama açıklama yapmak lazım. zamanında lube ayar'ın yaptığı haber ayet-i kerime gibi kabul görmeye başlamış. zamanında kartalmania rumuzuyla bu yazıyı protesto etmek amacıyla forzabeşiktaş'ta bir kampanya başlatmıştım. kampanya sonucunda da bir hafta sonra aynı gazetede(milliyet'te) ombudsman köşesinde bildirimiz yayınlandı ve bizzat derya sazak tarafından haber eleştirildi.
unutulmasın bu da tarihe not düşülsün...
Levent Kızıl'ın başkanlığını yaptığı camia için gayet normaldir Lube Ayar diye bir şahsın böyle haber yapması.
Deplasman Tribunu kosesinin amaci, Besiktas'in o tribunden nasil gorundugunu ogrenmemizdir. Bu yazi gostermektedir ki, Bursaspor'un eli kalem tutan iki kisisinin aklina Besiktas dendiginde bunlar gelmektedir. Bu da bir yerde istenendir zaten. Yoksa burada makinelesmis "dostluk kazansin" ile bir yere gidemeyiz. Sorunun cozulmesi icin saglam teshis de sarttir.
Benim dusuncem su: Besiktas tarafi, o donem bunyesindeki adamlarin bir saibeye karismis olabilecegini kabul edecek. Bursaspor tarafi, Ankaragucu'nu neden itham etmedigini dusunecek, Rize macinin garipligini kabul edecek.
Bunlardan sonra da, iki taraf da Turkiye'de futbolun kirli oldugunu, taraftarin piyon oldugunu, ve de bu husumetin belli isimlerin isine geldigini kabul edip, gecmisi bir kenara koyacak, ve ileriye bakacak.
Bu baglamda, yazinin sahiplerinin de bu yorumlari okuyup, gene yorum platformunda cevap vermesi cok ideal olur. Iki taraf da, karsi taraf hakkinda yanlis bildiklerini ve bilmediklerini ogrenir, daha saglam bir adim atilmis olur.
Ortak paydamiz belli iken (tribun yasagi sacmaligi), ileriye adim atmanin sarti, karsi tarafin dedigini olgun bir sekilde karsilamak, analiz etmek ve bu dogrultuda yanit vermektir. Sahsi gorusum budur.
yazıyı beğenmedim,aşırıya kaçılmış yazılırken,ama normal bu.şaşırmadım okurken,zaten böyle bişey bekliyodum.
ama takdir edilesi olan ekşibeşiktaşın yazıya hiç dokunmadan aynen buraya koyabilmiş olmasıdır..
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/31/ombudsman/aokur.html
bursada yaşıyorsan bursasporu tutacaksın ifadesi, afedersiniz ama faşizan bir yaklaşımdır...Beşiktaşlılar kadar başka takımlara sempatiyle bakan bir kitle bulamazsınız Bursalı arkadaşlar, ne o çok methettiğiniz Anadolu'da ne de başka bir yerde. İstanbul'da yaşayan Bursasporlu yok diyorsanız haklısınız...kimseyi döve döve Beşiktaşlı yapmadık çok şükür, siz de deneyin...
olayla ilgili yorumumu daha önce yapmıştım, kepazeliğin daniskası, insan haklarına, haber alma ve seyahat etme hakkına aykırı bir karar bu.
bitsin bu kör dövüşü. herkes istediği yerde istediği takımı tutsun, desteklesin be kardeşim...
bursa taraftari takimin kume dusmesi meselesine bir kilif aramislar ve de bulmuslar. Bu kilifla mutlularsa bizim acimizdan yapacak bisey yok, durduk yere tribunleri gazlamayla ortaya cikan bir dusmanlik yuzunden millet deplasmana gidemiyor.
bursa taraftari bunlarla ugrasacagina daha farkli seylerle ugrasmali ve kendilerine su soruyu sormali: besiktas i her iki macta da yendigimiz nispeten basarisiz bir sezon mu ? yoksa besiktas maclarina asiri manalar yuklenmeden gecirelecek basarili bir sezon mu ??
Dendiği gibi bu yazı dizilerinin amacı Beşiktaş taraftarı 'oradan' nasıl gözüküyoru öğrenmekti, demek ki ordan böyle! gözüküyomuşuz.
Ayrıca,söylemeden edemicem:
''bu maç benim maçım olacak abi göreceksin''
geçin şu muhabbeti artık be! bu futbolcular maçtan önce birileriyle konuşunca başka bişi demezler mi, bu mudur? Eğer bunu Serdan dediyse nurtopu gibi zihniyetsiz bir yeteneğimiz daha oldu, hayırlı olsun.(bana göre çok yetenekli de değil ama)
Shelbyl'in dediği gibi deplasman tribününün amacı zaten "Karşı taraftan Beşiktaş nasıl gözüküyor?" onu öğrenmek. Bu açıdan yazının eleştirilmesi mantıksız bana göre. Çoğu Bursalı eminim ki Beşiktaş'ı böyle görüyor. Yazı da bunu dile getirmekten başka bir şey yapmıyor. Dolayısıyla adamları eleştirecek, kızacak bir durum söz konusu değil. Sonuçta eleştirsin, bazı iddiaları varsa dile getirsin; hakaret etmiyor, saldırmıyor. Doğru-yanlış fark etmez, adam nasıl görüyorsa düzgün bir şekilde bunu anlattıktan sonra sorun yok. Ama ben bu bölümde hep rakip takım taraftarlarından "İnönü çok güzel. Kapalı zaten muhteşem, Çarşı'ya imrenerek bakıyoruz, 3 büyüklerden en sempatik takım Beşiktaş" vb. şeyler duymak istiyorum diyorsanız, beklentilerinizi değiştirin derim.
bir diğer nokta da 'BAŞLIK'
Sanki İnönü'ye gelememek yerine 2. pankart için daha manidar olmuş.
Riefenstahl'ın filmlerinin tadı var yazıda..
Aslinda Levent Kizil'in da asagi kalir yani yoktur sike konusunda ve yazi belki de bu konuda eksiktir.
Ancak buraya yazan bu kadar Besiktas taraftarindan o sene sonundaki maclari boyle korlemesine savunmasini beklemezdim. Bir tek Shelbyl kabul etmis. Sergen'in nasil oynadigini hic mi hatirlamiyorsunuz?
Bu yazıyı okuduğumda aklıma direkt cem yılmaz’ın anlattığı yalancı erkek-kadın hikayesi geldi.buradan yakın lütfen.
Yazan arkadaşlar öyle güzel anlatmışlar ki neredeyse hepimizin beşiktaşımızın şikeci olduğunu kabul etmemizi isteyecekler sandım sonuna doğru.
Katı bi önyargı ile Beşiktaşlı şike yapmaz demiyorum, Sinan engin gibiler yüzünden diyemiyorum. Ama bu Bursalının anlamsız düşmanlığını anlamama yeterli değil.
Bu konuda takıldığım yegane nokta “melek bursa” nın seriye bağlayıp maç kazanması. Ki yukarıdaki açıklamalar da komik bence çocuklar bile güler buna. O rakiplerini ipe dizip üst üste maçlar kazanan takım sene içinde fazladan 1-2 maç kazansa hiç bişey olmayacak oysa.
O değil de, dersten kalınca “ vay a.q cocuğu beni bırakmış” geçince de “ ooo A1’i çakmışım lan” diyorum. Bilmem anlatabildim mi ?
@algon şike var mı yok mu bilmiyorum ama suç bireyseldir. iki kişi sahaya jant kapağı attı diye bütün tribünün ceza almasını kabul etmeyeceksek bir oyuncu şike yaptı diye de beşiktaş camiasını suçlayamazsınız. şike var mı yok mu onu da bilemiyoruz. yapıldıysa ve beşiktaş kulübünün içinde olduğu bir durum varsa, beşiktaş küme düşürülsün ben razıyım.
ya kim söylemişti hatırlamıyorum ama bu şike olayıyla ilgili en güzel yorum şuydu: eğer geçmişi karışıtırırsak işin sonu gelmez, ortada adam, takım vs. kalmaz, iyisi mi çok sağlam bir yasa geçsin, herkes elbirliğiyle razı olsun, bundan sonra ortaya çıkarsa o takım, futbolcu, yönetici vs. yansın...
bence de bu işin başka çözümü yok. yarın öbür gün bursa'nın kirli çamaşırları da ortaya çıkarsa ne olacak? o sezon baştan mı oynanacak?
ama boşuna bekliyoruz, böyle bir yasal düzenlemeyi yapacak g.t yok kimsede afedersiniz, çünkü futbolun yönetimi bizzat eyyamcılığın kaymağını yiyor. biz de birbirimizi yiyoruz buralarda.
@damacana
Aynen oyle abi. Birbirimizi anlayip, dogru hedefe yoneltmemiz lazim sozcuklerimizi, bu tur ufak munakasalarin daha buyuk anlasmalara yol acacagi umidindeyim ben.
bu yazıyı böyle propoganda kokan şekilde değil, geçen haftaki manisa yazısı gibi bir tarzda ummuştum, hayal kırıklığına uğradım..
o sezon bursa küme düştükten sonra yeniden eski günlerine dönebilmeleri için, bir hedefe, bir motivasyon kaynağına ihtiyaçları vardı, bu ihtiyaçlarını da Beşiktaş'ın büyüklüğünü kullanarak karşıladılar, bunu herkes biliyor.. üstelik bunu yaparken hiçbir utanç belirtisi göstermeden bizim taraftarın yaptığı hemen hemen herşeyi taklit etmekten de geri durmadılar!
Beşiktaş'ın şampiyonluk hedefini kaybettiği her sezon son haftalarda rezilleri oynadığını bilmesek ciddiye alacağız kendilerini! örneğin 2001-2002 sezonunda da önce kupa finalinde kocaeliye kaybedip, sonra ligin final maçında fenere 0-2 yenilmemizin ardından ligin kalan 3haftasında sefilleri oynamıştık ve önümüze gelene yenilmiştik..
bursanın düştüğü sezon da a.sebat, rize maçlarından bahsedilip duruyor ama bir hafta öncesinde de haftalar öncesinden düşmesi kesinleşmiş olan adanaspor'a da yenildiğimiz gözardı ediliyor! yahu biz zaten o sezon yüzyılın kazığını yemişiz hakemlerden, 5 kırmızı karttan başlayarak ne oyunlar oynanmış üstümüze.. sonra aylardır beklediğimiz fener maçı gelmiş çatmış, ama adamlar bizi eze eze yenmişler inönüde.. bunun travmasını yaşarken bir de bursayı mı düşünücez! gülünür ancak buna!
(bu arada arkadaşların da bahsettiği ankaragücü mevzularına açıklama gelmiş değil daha!)
bir de şu var, yazılarında belli başlı kişilerin işi olduğuna inanıyor bu arkadaşlar, camiaya maledilmemesi gerekir diyorlar.. ama birkaç sene evvel juventus'un şike olaylarını kullanarak Beşiktaş'ın adını da lekelemeye çalıştıkları o haysiyetsizce pankartı unutmadık! kendi pisliğini örtmek için başkalarına pislik atmak derler buna! tıpkı fenerin denizlisporu yenemeyip, sonra da ağlak bir şekilde önceki hafta oynanmış Bjk-gs maçını kullanıp mızmızlanması gibi.. ne kadar çok benziyormuş fener ile bursa meğer, ben de yeni farkediyorum..
neyse çok uzattım, niyetim burdaki dostça ortamı düşmanlığa çevirmek olmadı asla, ama bazı şeyleri de söylememek olmazdı..
Alen abinin bu stada alınma olayıyla ilgili bir sözü vardı; "önce benim taraftarım bursaya gidecek, tek bir tanesinin burnu kanamadan dönecek. o zaman ben bursalıların samimiyetine inanırım ve inönü'ye gelirler" şeklinde.. tabii karar mercii alen abi veya bizler değiliz ama bence de doğrusu odur.. bu işi bursalılar başlattı, bitecekse de onlar bitirecek..
not: son haftaki maç şampiyonluk maçı olursa yasak masak işlemez, binlerce Beşiktaşlı oraya akın eder, aha da buraya yazıyorum!
Bir Bursasporlu olarak, gerek Kapalı altta gerek kutuda o kadar çok dostum arkadaşım var ki.. Bir çok renktaşımın aksine severim Beşiktaş'ı.. Her ne kadar 2004 yılını unutamasam da bilirim ki diğer İstanbul klüplerine göre gayet temizdir ve herşeyden önce taraftarı ile onlara fark atar..
Ancak Bursa'da genel olarak Beşiktaş görüşü bu yazıdaki kadar soft değildir. Bunun nedeni Kazım Kanat hariç bir Allahın kulunun çıkıp "arkadaş bu maçlardan kötü kokular geliyor ama bu Beşiktaş ile alakalı değil bazı futbolcular tarafından kaynaklandı" dememesidir. Bursaspor taraftarını en çok bu noktada yaraladınız.
Bir kaç maça gidilip gelinse bu sorunun yavaş yavaş ortadan kalkabileceğine inananlardanım.
Hakem hatası olmayan, kavga gürültünün eksik olduğu bir maç olması dileğiyle..
Bursaspor sevmesemde Anadolu takımları içerisinde saygı duyulmayı hakeden takımlardan birisidir..
Bunu söyledikten sonra o sezon Beşiktaş'ın ne durumda bulunduğunun,haftalardan öncesinden küme düşmesi kesinleşmiş Adanaspor'un bile Beşiktaş'ı yendiğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum..O yaşanan travmanın etkilerinin belki daha atlatılamadığının düşünülmesi gerekir..
Ayrıca Bursasporlu "temiz" arkadaşlar Altay'ın küme düşmelerinde oynadıkları rolüde bir anlatsalarda bu şekilde açık açık biz de anlasak..
carlito@
bu maça seyircimiz gelemiyor..
Beşiktaş Bursa'da Şampiyonlar Ligi finali bile oynasa emin ol Bursa'da bir tane Beşiktaş atkısı açılamaz. Değil atkı o gün Bursa'da siyah ve beyaz renk yanyana gelemez.
Aklı selim yorum yapmakta fayda var. Tribüncülüğün en tehlikeli çağları 16-20 yaş arasıdır. Burda sizin yazılarınızı okuyup gaza gelen çocuklar olsa..
Yazıya imza koyanlardan biri olarak öncelikle karşı tarafı (sadece bizi değil, tüm tribünleri) dinleme yönünde attığınız adımı takdirle karşıladığımı söylemeliyim.
Bursaspor ve Beşiktaş taraftarları arasındaki sorunların çözülmesi yönünde atılacak en önemli adımın diyalog kurmak olduğunu düşündüğümden, yorum kısımlarına da katılmak istedim. Her ne kadar kendi başına Bursaspor taraftarını temsil etme titr’ine sahip olduğumu düşünmesem de…
Öncelikle hangi Bursaspor taraftarına Beşiktaş’ı sorsanız, üç aşağı beş yukarı bunları duyacaksınızdır. Amacınız bizden sizi dinlemekse sorunların en büyüğü bu olduğundan konuşulması gereken en büyük mesele de bu.
Beşiktaş’a şikeci yaftasının yapıştırılmasına gelince… Camiaca böyle bir kirliliğe bulaşılmadıkça bu ithamın kimsenin haddi olmadığını söyleyebilirim. Anlatmak istediğimiz Beşiktaş’ın içinde buna bulaşanlarla hesaplaşmaya gitmesi gerektiği idi her zaman.
Bursa’nın da, Beşiktaş’ın da, Türkiye’deki köklü süper lig takımlarının hiçbirinin de tertemiz geçmişleri olduğuna inanmıyorum. Dolayısıyla hiç kimse “melek” değil. Sadece o sezonki son beş maçın direkt rakiplerimizle ya da ununu eleğini asmış takımlarla oynanmış olması sebebiyle, en azından o maçların şaibeyle anılmasının karşı savunma güdüsünden kaynaklandığını düşünüyorum.
Ankaragücü’nün hiç suçlanmamasının en önemli sebebi Ankaragücülü oyuncuların Akçaabat’taki maçın ikinci yarısına silah gölgeleri altında çıkmalarıdır. Benzetme değil, gerçekten silahla gölgeleri altında sahaya çıkan, canı söz konusu olan insanlardan bekleyecekleriniz de sınırlı haliyle.
Silahlı olmasa da benzeri bir şiddet içeren baskı, bizim Rize maçımızın devre arasında da bazı taraftarlarca Rizeli oyunculara yaşatılmıştır. Bunun arkasında durmamız mümkün değil. Bu maalesef ülkemizde genel bir sorun. O sezondan birkaç sene evvel Malatya’da Bursaspor’un soyunma odasına sinek ilacı sıkıldığını da gördü bu gözler. Yalnız attığımız 4. golün ne gibi bir hikâyesi olabilir, anlam veremedim.
İkinci fotoğraftaki pankarta gelince… Kesinlikle katılmadığım bir görüş olduğunu, benim de faşizanca bulduğumu söyleyeyim.
Dediğim gibi, bunlar benim yorumlarım ve beni bağlar. Birbirimizi anlama ve sorunları konuşma adına yanıt vermek istedim. Söz yine bana düşerse yine burada olurum.
Ally16@
biliyorum gelemediklerini.. kendi başlattıkları saçma bir inat var ortada, onlar bunu kaldırırlar da biz önce oraya gidersek, bursa taraftarı da buraya gelmeye başlar.. aslında şu gün de gelseler büyük olaylar olacağına inanmıyorum, zaten kardeşleri a.güçlüler ile gelmiyorlar mı?
yalnız takıldığım nokta şu: evet aklı selim konuşmak lazım, sözünü ettiğin çağları da aştık biz, ama senin yazdığın "Beşiktaş Bursa'da Şampiyonlar Ligi finali bile oynasa emin ol Bursa'da bir tane Beşiktaş atkısı açılamaz. Değil atkı o gün Bursa'da siyah ve beyaz renk yanyana gelemez" cümlesi de tam o yaş aralığının ağzından çıkmış gibi duruyor!
emin ol gerektiği zaman Beşiktaş taraftarı o şehre de gelir, stadına da girer, her yeri siyah beyaza da boyar.. bunun karşılığında bursalıların yapması gereken ortalığı savaş alanına çevirmek değil, tribünde üstünlük sağlamaktır, yapabiliyorlarsa tabii! aynısı bizim için de geçerli, biz bursaya gittikten sonra da onlar gelsinler buraya, doldursunlar kendilerine ayrılan yeri, bastırabiliyorlarsa bastırsınlar sesimizi.. ama kardeşleri a.gücü gibi iftar saatlerinde kazan'ın önüne gelip çarşıyı bastık diye havalara girme gibi atraksiyonlara kalkışmasınlar :)
bu yazımla galeyana gelecekse bursa tribünü, zaten daha alınması gereken çok yol var demektir..
hem postları hem de yorumları çok geç okuyabildim. birkaç ince detay vereyim o zaman.
1. Sebat maçında purple'ın da söylediği gibi bursa kümeye diye bağırılmadı, bursayı düşünecek halimiz yoktu, adrian ilie ve serdar topraktepenin santrafor oynadığı, vites artırmak için ali cansu'un oyuna girdiği bir Beşiktaş'tan bahsediyoruz. Yeni açıktaydım, sen oyna Hüsnü sen oyna diye bağırdığımızı hatırlıyorum. 2-0 mağluptuk, 2. yarı kapalı tribün maçı protesto edip tribünü boşaltmıştı. ikinci yarıda ilie ile penaltı kullanmış, topu çatala nişanlamıştı. o top girse, maça ortak dahi olabilirdik.
2. Rize maçını yurtta izliyordum. Sağ üst köşede diğer maçların skorları yazıyordu. o sezon tayfurun golüyle attığımız golle kazandığımız ilk bursa maçından evvelki yaşananlara dek Bursa kalsın istiyordum, bir de tabii ki olabilecek pis kokular yüzünden de kazanalım istiyordum. ayakta duracak halimiz yoktu, rize basit bir gol atmıştı. son dakikalara girilirken kaan dobra tam kaleciyle karşı karşıya kalmışken arkadan biçildi. verilmeyen tartışmasız penaltılar listemde 3. sıradadır bu pozisyon. o top verilse ve penaltı gol olsa, Bursa bizi sebatla dost rizeyle arkadaş ilan etmeyecekti. ligde o ana dek 2 galibiyeti olan adanaya bile kaybeden takımım, 1 hafta sonrasında deplasmanda rizeye kaybediyordu. ve itiraf edeyim,o gün bursanın durumu bu beterliğe getireceğini hayal bile etmemiştim.
3. İki sezon bank asyada kalıp tekrar yükselen bursanın 2. ligdeki bütün maçlarında çınladı kulaklarımız. antalya için düştük Beşiktaş için çıkacağız diyorlardı. sahamızda ilk maçı 3-1 alırken keyifliydim, sıradan; derbi olmayan bir lig maçını kazanmış kadar. Sonra ligin sondan 3. haftasında yaşanan "hesap soruldu" İĞRENÇLİĞİ yaşandı. Beşiktaş sahaya kurban kesilirken yükselen tekbir sesleriyle çıktı. Tigana gitmeden önce büyük bir hataya düşüyor acemiler mangasını sahaya sürüyordu. Maç sonunda, Rize maçında Beşiktaş forması giyen Sinan Kaloğlu "hesap görüldü" t-shirtüyle kameralara gülümsüyordu, tribününe sevimli gözükmek için de saçmalamaktan yadsınmıyordu.
Bu bloga takılanların neredeyse tamamı taraftar kimliğindeki insanlar. Taraftarı müşteri profiline getirmeye kalkanlarla işleri olmaz. Bu yüzden Bursa tribünü en azından benim gözüme hoş geliyor, tabi akil, akla mantığa uygun davrandıklarında.
övündüğünüz şey bu mu yani, şampiyonluk kutlayan insanlara saldırmak mı?
bu zihniyetle şampiyon değil, insan bile olamazsınız arkadaşım siz.
devam edin...
postu okudum ancak, yorumları pek okuyamadım ne yazık ki. çünkü böyle bir posta ne yorum gelebileceğini tahmin edebiliyorum az çok. bence buradaki temel yanlış, tarafların ispat edemeyecekleri argümanlara çok fazla inanıp, bunun genel kabul görmesini istiyor olmaları. e böyle olduğu sürece de, iki taraf arasındaki husumetin bitmesi gibi bir şans olamaz. bursaspor tarafı şöyle şöyle ettiniz der, beşiktaş tarafı da e ama siz de böyle böyle yaptınız, zaten biz şu haldeydik der ve her sene aynı film tekrarlanır.
o yüzden herkes ya temizinden herşeyin üstüne sünger çeksin, ya da hiç yalandan aslında dost olabiliriz martavalları atmasın. iki kulüp barış sağlamak istiyorsa, ikisi de bazı şeyleri artık geride bırakmalıdır. onun dışında ne denirse densin, en azından benim açımdan inandırıcılığı yoktur.
@damacana
"övündüğünüz şey bu mu yani, şampiyonluk kutlayan insanlara saldırmak mı?"
Bu nereden cikti abi? Yanlis anlama mi oldu, yoksa benim gozumden mi kacti bir sey?
----------------------------------
Freak'in guzel kelamlarinin uzerine ben de ekleme yapayim.
Bursaspor taraftarina desek ki: "Tamam, Besiktas'in sike yaptigi net aciklandi, ceza alip Bank Asya'ya dusecekler." O zaman biter mi bu husumet?
Bu soruya "Hayir" cevabi verilecektir cok buyuk tahminimce. Eger oyle ise, sorun "gecmis" degildir artik, sorun "Bursasporluluk" kimliginin "Besiktas" karsitligi uzerine insa edilmesidir.
Bence bu sorun, Bursaspor'un sampiyonluk veya bir benzeri basari yasaip, kimliginden "Besiktas"i atmasi ile cozulur. Guzel insan Hrant Dink demisti ya: "Ermeniler, kaninizdaki zehirli Turk'u atin" diye, sonra Turkce ozurlu yargiclar lafi bir taraflarindan anladilar, iste o hesap.
Bursaspor taraftari kanindan zehirli Besiktas'i atacak, ileriye bakacak. Baska turlu bir arpa boyu yol alamayiz.
Sozlerimi Fatih Terim'den bir kuple ile bitiriyorum:
"I don't want to see the back, I want to see the front."
Haydi hayirlisi.
@shelbyl
"Beşiktaş Bursa'da Şampiyonlar Ligi finali bile oynasa emin ol Bursa'da bir tane Beşiktaş atkısı açılamaz. Değil atkı o gün Bursa'da siyah ve beyaz renk yanyana gelemez"
sözleri üzerine yazdım onu. buraya iyi niyetli bir şeyler yazmak için kendimizi yırtıyoruz ama boşuna anlaşılan. bu gibi adamlara inat bursa şampiyon olunca taksim'e çıkıp kutlayacağım :) ama nefret biter mi? galiba hayır!
açıkçası threepoint'in yazısını okuyunca sakin şekilde yorum yapabileceğimi hissettim, yoksa hiç niyetim yoktu yazmaya.
threepoint değinmiş; ben tekrar tekrar değinmek istiyorum; sebat maçında bursa kümeye demedik. kim bunu ortaya attıysa yalancıdır, kim inandıysa dolduruşa geliyor.
o maçtan bursa-sebat-rize üçgeniyle ilgili atılan tek slogan 'bu maçı satanın anasını ...'dır. şerefim ve ailem üstüne yemin ediyorum budur.
gel gelelim ben bu sloganı o gün de tasvip etmemiştim. 11 puan öndeki takım 35 puan geride bitiriyorsa ligi, tüm maçları satmış demektir ya da yerlerde sürünüyordur. ama taraftarın o günkü tutumu budur. bu tutumu lekelemek için yalan söyleyen herkes şerefsizdir.
peki buna rağmen geri dönüp baktığımızda maç satma olmuş mudur? bilmiyorum. kimse bilmiyor.
ama bilinen bazı şeyler var; serdar bilgili'nin artık beşiktaş'ı kafasında bitirdiği gerçeği var. o sırada türkiye'de dahi olmadığı gerçeği var. sedat peker'in bu işlerdeki parmağı var. ve o gün, yöneticileri arayıp yardım isteyen beşiktaşlı futbolcular olduğu konuşuluyor. niye yardım istendi, yardım isteyenlerden ne istendi..
sahipsiz kalan ve iddiasız beşiktaşlı 3-4 futbolcunun o gün sahada ne yapmasını bekleyebilirsiniz?
ankaragücü konu olunca sahaya silah gölgesinde çıkıyorlar, beşiktaşlı futbolcular terminatör müdür?
kasasında dönen paralar ortada olan bir kulübü nasıl 'satın' alabilirsiniz?
ortada bir şey varsa ezberle, evet sattınızla açıklayamazsınız bunu.
bir noktadan sonra iş kimliğinizi bu olay üstüne ve beşiktaş düşmanlığı üzerine kurmaya döner, bu bursa taraftarına yakışmıyor, yakışmadı.
eğer merak eden varsa buralardan nasıl bakıldığına olaya; bursa-fb veya bursa-gs maçları oynandığı zaman forza'yı okusun. bir allahın kulu siz yendiğiniz zaman üzülüyor mu, onu da geçtim; 'ama' ile başlayan cümle kuruyor mu?..
olmadı kazan'a bir bira içmeye gelin. bursa-manisa(x,y,z) maçını izleyin, bursa gol yiyince kimseden çıt çıkıyor mu?
o yüzden ki, demek istediğim; aradaki husumeti bitirecek olan sizsiniz. adım atarsanız 2 fazlasını göreceğinize yemin ediyorum. ama kendi adıma konuşuyorum, benim atılacak adımım yoktur. bu blog tahmin edilenden de öte güzel ve büyük bir adım atmıştır, o geniş yürekliliği gösteren herkesin eline sağlık, ne diyim.
son olarak da malum pankartla ilgili; sevdiğim bir pankart o benim. işi 'militar(?)' eyleme dökmediğin sürece bu tip provokatif ve iddialı sözleri seviyorum. ki şehir takımlarına desteğin artırılması konusunda sözlü-yazılı olduğu sürece her tavrı desteklediğim ve haklı bulduktan sonra..
türk futbolu kimlik kazanacaksa ve renklenecekse bu bursa'nın, eskişehir'in, kayseri'nin, denizli'nin, ankara'nın 'yerlisinin' kendi takımını tutmasından geçer. taraftar sayısı arttıkça tribün dolar, yayın dağılımı makul hale gelir, sonucu malum.
pankartların da mealine değil tefsirine bakma tarafındayım. mealine bakarsanız; bursa'da yaşıyorsan bursalı olmak zorundasın sonucu çıkarırız evet. ama maksat bana göre 'şehrinin, doğduğun yerin takımını destekle'dir. kimse 26 yaşında bursa'ya gitmiş doğma büyümwe beşiktaşlı adamdan bursasporlu olmasını beklemiyor sonuçta.
carlito yazmış...
not: son haftaki maç şampiyonluk maçı olursa yasak masak işlemez, binlerce Beşiktaşlı oraya akın eder, aha da buraya yazıyorum!
damacana@
bu yazıya cevaptır bu yazı. elbetteki Beşiktaş şampiyon olursa Bursa'da kutlama yapılamaz. Bu 2004'e bağlı bir olay değil. Yıllardır böyledir. Fenerlisi de kutlayamaz Galatasaraylısı da kutlayamaz. Bunu faşizan bi yaklaşım olarak görmemelisiniz. Ben şampiyon olursam Altıparmak'da kutlarım şampiyonluğumu köyiçinde değil. Bu çok basittir ve düzmantıktır. Her horoz kendi çöplüğünde öter misali. Doğrudur yanlıştır tartışılır.
Ama burda dostluk ve hümanizm mesajları verilecek diye saçmalamanın alemi yok. Kimse müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmasın.
Bursa büyük bir şehirdir dışardan fazla sayıda göç alır. Elbette Beşiktaşlısı Fenerlisi de var. Ama bu şehir bizim. Ve biz şehrimizde İstanbul takımlarına tahammül edemiyoruz.
sana gel köyiçinde kutla demiyoruz. ben bursa'dan bahsediyorum, milyonlarca insanın yaşadığı bir metropolden, bu da hiç hümanist ayağı falan değil bal gibi de tahammülsüzsün işte. sana mı kaldı kimin nerede şampiyonluk kutlayacağı, ali kıran baş kesen misin sen? asar mısın keser misin?
yani demem o ki bunun horozla çöplükle hiçbir alakası yok, sen empati yapmayı bilmiyorsun. taksimde insanlar maç günü bursa formalarıyla rahatça geziyorlar. istedikleri kafede oturuyorlar, muhabbet ediyorlar. istanbul'da dayak yiyen bir bursalı haberi seni üzecekse eğer, sen de aynısını başkasına yapmayacaksın. buna olgunluk denir, ve ben anlayacağımı anladım artık, sorunun büyük kısmı sizden kaynaklanıyor: sizden ve korkularınızdan...madem bu kadar büyük bir şehir ve camiasınız, başkasını hazmetmeyi de bileceksiniz.
köyiçi şehir değil, semttir, kaledir. taksim'de bursa kutlaması yapın, kimse size yan gözle bakmaz. ama sen ally16, beşiktaş adlı bir blogda gelip beşiktaş'a tahammül edemiyoruz demeyi tahammül edilebilir olarak görüyorsun? açıkçası ben de sana katılıyorum. doğrudur veya yanlıştır tartışmıyorum, sanırım
nüanstan öte bir şey bu..
ayrıca cezalı olduğumuz bir maçı, gençler maçını, bursa'da oynadık ve 3-0 kazandık. maçtan sonra da 34 plakalı arabalarla çok da güzel kutladık galibiyeti bayrak ve kornalarla. sanırım bu tahammülsüzlük 2000'lerin başına denk düşüyor?
purple 93 ağustosa mı gittin bana mı öyle geldi, sezon açılış maçı :) oha diyorum sana, hey gidi feyyaz hat-trick.
ally 16'ya benim de bir sorum var. arada husumet olmasa, onu boşver, fener son maçı bursada oynuyor ve Allah göstermesin şampiyon oluyor. tribündeki deplasman takım taraftarı kutlayamayacak mı şampiyonluğu? bir de tabi purple'ın dediklerine katılıyorum,tahammül etme konusuna hele ki... yazının başlığı dahi "deplasman tribünü", ve biz en büyük misafirperverliği sergilemişiz, yazının virgülüne dokunmamışız. bir lafım daha var, yanlış anlama bu lafımı ancak. Bursa'da öyle bir Beşiktaş düşmanlığı var ki, (dönemsel olarak diyorum) neredeyse varlık nedeni bu düşmanlık gibi oldu. Kadıköyde Sinan'ın golleriyle kazandığınız maçta, 2 golden sonra, gol sevinci bitince bize sövüldü :) kadıköyde fenere 2 tane tıkılıyorsun, yaptığını adamların en büyük rakibi kaç yıldır yapamamış ama sen Beşiktaş'a sövüyorsun. Yorumu sana bırakıyorum hocam bu konuda.
Beşiktaşlı olsaydım kendimi aynaya bakar vaziyette bulurdum.
2004 yılındaki kaybedilmiş şampiyonluk nedeniyle Fenerbahçe'ye karşı ekilen nefret tohumları ne oluyor peki?
Bursa'nın son haftalardaki çıkışı ve diğer başka maçlar bu kadar irdelenirken neden 8 puan fark varken bu farkın kapanması Aziz Yıldırım'a, Federasyon'a ve bilimum kişi ve kurumlara bağlanıyor?
Kendini Fenerbahçe nefreti üzerinden tanımlayıp üzerine bir de Bursa-Ankaragücü kardeşliğini bile aşacak vaziyette zamanında 8-0'larla itham edilen Galatasaray ile el ele kol kola yürünüyor?
Mevzubahis şike haberini yapan gazeteci bile fanatik Fenerbahçeli olmakla itham ediliyor.Dikkat edin başka kulüp değil, Fenerbahçe.
Kadın belki hayatında futbolla ilgilenmemiş birisi ama malum internet sitesinde birilerinin yazısına inanılıyor.Kaynak yok tabii.
Son olarak hem Bursa hem Fenerbahçe meselelerinde ortak ismin Sergen Yalçın olması ne tesadüf.Hani şu efsane Sergen.
http://eksibesiktas.blogspot.com/2009/05/sahiden-neden-geriye-dondun.html
Ben size olandan bahsediyorum siz olaya idealist yaklaşıyosunuz. Fark burada. Tribün olayından bahsediyoruz. Bütün dünya buna inansa herkes kardeş olsa şarkısı eşliğinde yazı yazmayı elbette ben de yapabilirim.
Benim tek idealim kimsenin burnunun kanamamasıdır.
Sen Köyiçi kale dersin ben Orhangazi'den Kemalpaşa'ya kadar kale derim.
Burda olayın çıkış noktası Bursaspor'un Beşiktaş'a karşı bakış açısıdır. Ben bireyim. Tribün adına da konuşamam. Sadece bilmeniz gereken benim tribünler içinde Beşiktaş'a en yakın duran isimlerden olduğumdur.
Kimsenin bizi sevmesine ihtiyacımız yok. Sizin de sevilmeye ihtiyacınız yok. Zaten kimsenin kardeş olalım dediği de yok. Amma velakin bu husumetin insanlar ölmeden / yaralanmadan bitmesi için uğraş verilmesi lazım.
Ben giderim ama sen gelemezsin muhabbeti yapılırsa o zaman dur demek lazım. Karşında da Gençlerbirliği taraftarı yok.
aydın sanırım bahsettiğin maçı hatırlıyorum abi, Beşiktaş - Galatasaray maçı, Hasan Kabze'nin golü vs. maçı bir kahvede izledim ve çevremdeki insanlardan gelen tepkilerle fb-gs rekabetinin ne kadar iğrenç boyutlarda yaşandığını öğrendim. o son gole kadar gslilerin bize demedikleri kalmadı; para yemişsiniz, azizden teşviki almışsınız Allah belanızı versin vs. golden sonra bu kez fenerlilerden aynı lafları işittik ve sonra cordoba olayları yaşandı falan.yani maç berabere bitse de bir şey değişmeyecekti, bu sefer tümer kurban olacaktı belki de (zaten maçtan sonra vazifemi yaptım demiş ve sonra fenere gitmişti, olaya bak) o gün kahveden çıkarken Allah'a bir daha bizi böyle bir duruma düşürmemesi için çok dua ettim ve çok şükür o günden beri böyle bir konumda değiliz. o gün ve hergün tek istediğimiz güzel futbol, temiz bir lig ve aşkımızı rahatça yaşayabilmek, bilmem burada aksini iddia edecek birileri var mı...
haha evet abi feyyaz hattrick! 93 mü, o kadar olmuş mu diyeceğim de, feyyaz yani. olsun o kadar da :)
aydın kendimizi fenerbahçe nefreti üzerinden tanımladığımız yok. sadece çok antipatiksiniz o yüzden size gıcık oluyoruz, size daha çok sövüyoruz, olay odur.
yoksa hasan kabze'nin maçında dakika 91 iken salla mendilini adnan polat kurtarsana... veya cimcombom olamazsın şampiyon veya 4tane yediniz bize mi güvendiniz? diye bağırmazdık.
tüm bunlara rağmen kitle olarak inanılmazsınız, insanın durduk yerde size sövesi geliyor. ama dizginliyoruz arık kendimiz uzuun zamandır, bu kadar çok dillendirmenizden hoşunuza gittiği sanrısıyla işkillendik. onu da istemedik. (ulan sarhoş kafayla girmeyecem bu internete, editörden ve diğer yazar arkadaşlardanözür diliyorum. ama hemen hatamı anlayıp özür dilediğim için kendimi kutl..
Bize sövmeniz hoşumuza gidiyor demek.Peki sizin Galatasaray ile yanyana anılmak, 8-0 ve Mühendis Oktay'dan sonra hoşunuza gidiyor mu?
Hoşumuza falan gittiği yok, antipatik bulabilirsin ama bu kadar dillendirirsen bizim hoşumuza gittiği değil sizin kendinizi başka kurumlar üzerinden tanımlama ihtiyacında olduğunuz ortaya çıkar.
ally16 ben seni anlıyorum, böyle kardeşlik türküsü falan da söylediğim yok, zaten olandan memnun olmadığımız için olması gerekeni konuşmuyor muyduk?
kaçıncı kez söyleyeceğim bilmiyorum ama yine söyleyeyim bursa takımına taraftarına asla lafım yok, olamaz da, kuru pastaylan maç seyrettirilen bir ülkede böylesi bir camiayla ne sorunumuz olabilir? inşallah bir gün şampiyon da olacaksınız, çok açık yüreklilikle söylüyorum bunu, ve o zaman çok başka göreceksiniz herşeyi. herkesin bakışı değişecek size karşı, o zaman daha iyi anlayacaksınız istanbul takımlarının ruh halini belki de.
olan şu: iki tutkulu taraftar da deplasmana gidemiyor ve bu çok çok yanlış. birbirimizi sevmek zorunda değiliz ama saygı duyabiliriz ki kendi adıma bunu fazlasıyla yaptığıma inanıyorum.
inşallah daha iyi olur herşey.
zalad gelsin sizi kurtarsın'ı unutmuşsun purple. nasıl oldu bilmiyorum locadaydım o maçta :) tam da zalad'a saydırırken, o top girdi... t.m.(35) golü attıktan sonra ilk olarak en sevdiğim fenerli arkadaşımı aramıştım koyduk diye, biz Beşiktaşız ulan diye.
@ aydın
Galatasaray ne kadar uzaksa Fenerbahçe de o kadar uzak bize. Bir ofis ortamında veya anfide böyle şeylerden bahsetsen çevrende bu modele uyar gerizekalılar bulabilirsin, ancak böyle bir taraftar sitesinde, abi gese iyidir yææ diyen bir Beşiktaşlı'ya rastlayamazsın, öyle birinin bu siteden haberi dahi olmaz. Bir de Ali Şen- Aziz Yıldırım ikilisini objektif değerlendirirsen, niye size daha çok sataşıldığını görebilrsin. Yoksa gs ile ne kardeşliği, biz hepimiz enseste karşılıyız.
Bursalıların Beşiktaş üzerinden reklam yapmadıkları bir tek ekşibeşiktaş kalmıştı o da tam olmuş.
29 Beşiktaş 2-2 Gençlerbirliği
30 Konyaspor 2-2 Beşiktaş
31 Beşiktaş 1-3 Fenerbahçe
32 Adanaspor 1-0 Beşiktaş
33 Beşiktaş 0-2 A.Sebatspor
34 Ç.Rizespor 1-0 Beşiktaş
Sebat ve Rize maçlarının altında bit yeniği arayanlar 11 puandan farktan liderliği kaptırmış, 31. haftada şampiyonluk maçında kendi evinde fenerbahçeye 1-3 yenilmiş takımın nasıl olurda ligin son 3 haftasına konsantre olmasını bekliyorlar bir açıklasınlar hele!
Kaldı ki bu takım 2. yarı 5 galibiyeti var. Konsantre olsa ne yazar
Bizim 34. haftada hiçbir iddiamız yokken ve şampiyonluğu kaybetmişken 1-0 yenildiğimiz Rize, 29. haftada şampiyonluk yarışındaki fenerbahçeyide 1-0 yenmiş. (bak görüyor musun fb de maçı vermiş Rize'ye)
Hatta “kardeş” a.gücü ligin son haftasında 2 kez öne geçtiği maçta Akçaabat Sebat' a 3-2 yeniliyor. Yenseler bursa ligde kalıyor. Acaba bu durumdan haberlerimi mi yok? Yoksa a.gücü üstünden yeterince reklam yapılamayacağı için mi onlara ses çıkartılmıyor?
Ama yok adamların ellerinde belgeleri var. milliyet gazetesinde Lube Ayar yazmış her şeyi
(Tamda buraya 10 kupona g. veren basın bunu da yazın pankartını ekleyesi geliyor insanın)
Hani şu angut yazarı Lube … Kazım Kanat’ da badem gözlü oluvermiş
Beşiktaş’ın şike yaptığını iddia edeceksin ama Beşiktaşlı futbolcuları kadrona katacaksın. (adı geçen maçlarda Beşiktaş forması giyenleri bile) Beşiktaş’ta sembolleşmiş hocaları takımın başına getireceksin
Beşiktaş tribünleriyle husumetin olacak ama 90dakika Beşiktaş tribünlerinden duyduklarını söyleyeceksin .
Sen bir sezon önce son haftada kümede kalacaksın (tesadüfe bak ki lig 3.sünü yenerek) Sonraki sezonda 29 haftada 5 galibiyet almışken son 5 haftada 5’te 5 yapacaksın, ondan sonrada Beşiktaş’ a çamur atacaksın. Ne güzel Beşiktaş be
Ama helal olsun attıkları çamurda kaldı. Samsun maçı unutuldu Cem papila vakası unutuldu, Sebat’la Rize maçları konuşuluyor.
mühendis oktay'dan sonra hoşunuza gidiyor mu.. fener ile yanyana anılmak ne kadar hoşumuza gitmiyorsa, gs de o kadar gitmiyor. bazen daha fazla bazen daha az. hava durumuna göre işte.
niye bu kadar demirören karşıtıyız sanıyorsunuz? 2 kupa az aldı diye mi? mehmet topuz'u alamadı diye mi?
mühendis oktay'la başladım onla bitireyim.. toprağı bol olsun. internetten öğrendiklerinizle argüman üretmeyin. tribün bokuna çok kişinin canı yanmıştır, bazıları da hayata veda etmiştir. tribün savaşlarının bitmesini istenmesi bu sebeptendir, bu bjk-gs meselesi değil, insanlık meselesidir. yitip giden bir can meselesidir, o noktadan sonra adli ve adice bir vakadır. en azından bir çoğumuzun gözünde intikam meselesi değil, acı ve rahmetle anma meselesidir. ama sen acıları alıp argüman olarak sunarsan edepsizlik yapmış olursun. yaptın. yapma.
t.m.(35) golü attıktan sonra ilk olarak en sevdiğim fenerli arkadaşımı aramıştım koyduk diye, biz Beşiktaşız ulan diye.
abi yemin ediyorum ben de o golden sonra fenerli arkadışmı aradım ve aynı şeyi söyledim! o saraçoğlu stad önündeydi ve burası yıkılıyor dedi, helal lan size dedi. maçtan sonra allah belanızı versin diye telefon açtı. hayat acımasız, adaletsiz ve unutkan yaaa.
Rahmetlinin maktulü Fenerli olsaydı ben görürüdüm tantanayı.
Şurada haber yapan gazeteci bile Antulu yapıldıktan sonra.
Yıllarca şikenin ağıdı yakıldıktan sonra aynı kulüple havalar değişince yakınlaşmanın adını ben koymayacağım.
tamam bi ara ben koyarım
yani bir fenerliyle de şike konuşmak ilginç olmaya başladı :)
haberi yapan gazeteci antulu maalesef biz yapmadık, kendi olmuş. buna rağmen haber yalandır demiyorum kendi adıma, bilemem ne olduğunu. fenerbahçenin marifetlerini de vala somalı'dan dinledik yıllardır, ama senin bu bakış açın meseleyi kısır döngüye indirmekten başka bir işe yaramaz. Beşiktaşı seviyoruz, şikeyi sevmiyoruz. galatasarayı ve feneri de sevmiyoruz, katillerden de nefret ediyoruz,rengine bakmaksızın.
evet fenerin sahası kapalıydı purpleım, stadın yanında dev ekrandan izliyorlardı, şu an askerde olan dostum da aynen burası yıkılıyor olm demişti.
sonra noldu, kabze çat diye aldı örümcek ağını... o yuvarlak top, 15 cm daha sağa gitse en kötü direkten dönse ve maç bitse, "gs sizin kardeşiniz yæææ"ciler o zaman ne diyecekti, o gün şampiyonluklarını ilan etselerdi? aydın?
veya topun önüne kendini atan bir beşiktaşlı vardı (aç izle aydın) kim hatırlamıyorum. deli olabilir gibi geldi niyeyse. kabze'nin vurduğu topu bloke edebilse, 0.3 saniye erken davransa yine senin dediğin hesap. seba başkandı yæææ, beşiktaş iyidir zaten yææ derlerdi heralde.
aynı maç dakika 85, maç 1-1. ibo bir şut çıkardı, mondragon örümcek ağından aldı topu. kornere çeldi daha doğrusu. o top girse. aydın?
@aydin
Ilginc bir yoldasin. Bahsi gecen entry eksisozluk'te var. Buraya birisi, o muhabirin ismi gecince, o entry'i aynen kopyalamis. O entry sozluge tam 2006 yilinda girilmis. Sen bu copy-paste olayina ithafen gelip "Neden Galatasaray degil de Fener?" gibi bir sorgulama yaparsan, en hafif tabirle abesle istigal etmis olursun.
-----------------------------------
Dedim, gene diyeyim. "Ama o sene Sebat da soyle yapmisti, Bursa, Besiktas, Sinan, Sergen" demenin hic kimseye faydasi yok. Su net. 2003-2004 sezonu, Turk futbol tarihinin en saibeli sezonlarindan biridir. Itirazi olan?
Bugun "Kim hakliydi?" tartismasi yapmanin hic kimseye faydasi yok. Ileriye bakmayi ogrenmedikce de, burada kurgusal varsayimlar uzerinden "Sen hakliydin, ben hakliydim." tartismasi yapmaya devam ederiz.
Isin ironik kismi ne biliyor musunuz? Ermeni tehciri konusunda "Yahu kac yil once olmus olay, bana ne?" diyebilen Turkiye insani, bu Bursa - Besiktas husumetinde bu gidisle daha 50 yil gecse de "Yahu 50 yil oncesinin olayi, gecmis gitmis ne var?" diyemeyecek.
Bursaspor taraftari! Lutfen kendinizi Besiktas'a karsi olmakla, siddetle, tanimlamayin! Bu, belki de "Kimin c.ku daha buyuk?" kavgasinin hic kimseye faydasi olmayacaktir.
Futbol denince beynimizi birakip popomuzla dusunuyoruz genelde, biliyorum, ama gene de, bir zahmet, deneyin.
Yorumlarda yine konu dışına çıkılmış...
Zaten çoğu arkadaşın da yazıyı tam olarak okuduğunu düşünmüyorum...
Burda vurgulanması gereken asıl önemli nokta Bursaspor taraftarının maçı izleyemeyecek olması...
Bu iki takım taraftarlarının da, emniyetin de çok büyük utancıdır bana göre...
Ama hala biz 5 sene önceki olayları tartışıyoruz, 5 yıldır sorguluyoruz, sadece kaos ortamı yaratmaya yarayan konuları tekrar tekrar tartışmanın hiç kimseye bir faydası yok...
Ya da yazının içine konulan bir pankartı eleştirmiş bazı arkadaşlar, bence çok gereksiz ve de yersiz yani o yapılan yorumlar...
Beşiktaşlı bir arkadaşımla sezon başından beri bu maçı bekliyoruz, haftalar öncesinden her şeyin planını programını yaptık ama bugün alınan kararla her şey iptal oldu...
Bizim insanımız bu kafayla giderse Ligimizde deplasman kavramı kalkacak en yakın zamanda...
Beşiktaş, Fenerbahçe,Galatasaray takımlarının kendi aralarında yaptıkları maçlarda sanki hiç olaylar yaşanmıyor gibi kabak bizim başımıza patlıyor...
@emosimo
ben tam aksine birçok kişinin yazıyı okuduğunu düşünüyorum. başından beri yazılan bütün yorumlarıda okudum şahsen.
böyle bir blog buyrun beyler sizde düşündüklerinizi yazın diyerek söz hakkı tanıyor karşı tarafa. söz hakkı dediysek bişeye cevap verin demiyor. bir formatta diretmiyor karşı tarafa.
ben yazılan yazının içeriğinden bahsetmek istemiyorum. bence dediğin gibi tartışmamız ortaya koyup dikkat çekmemiz gereken konunun bursanın maça gelememesi olduğunu düünüyorum. ama yazı pek bu amaca hizmet etmiş gibi görünmüyor.
böyle bir bloga gelip yazılması gerekenler bunlar değildi kanımca. ha yazdın yazamazmısın, tabi ki yaz! başımın üstünde yerin var. ama böyle bir yazıdan sonra yorum yapan arkadaşlarında yazıya kendilerince cevaplar verip tartışması abest değil bence.
böyle bir blogumuz olduğu için çok gururluyum! emeği geçen geçmekte olanlara helal olsundur.
Bir Fenerbahçeli olarak konu bize kadar dayanmış gelmiş.Deplasman tribünü konulu yazı Bursa-BJK ve o sezon yaşananlara gelmiş.Ben hep aynı şeyi söyler dururum.Evet Türkiye Liginde şike var maç satma var hatır şikesi var.Varoğlu var.Bunu bile bile neden işini başkalarına yüklüyorsun.BJK 8 puandan şampiyonlugu bize vardi.Yok hakemler, federasyon, Aziz Yıldırım hepsi suçlandı.Sonuç şampiyonluk maçında İnönü Stadında FB BJK yi 3-1 yendi.Bunun benzerini biz yaşadık.Hatta bizim yaşadığımızı kimse yaşamadı son hafta şampiyonluğu kaybettik.Allah düşmanıma yaşatmasın.[ GS hariç :) ] Maçtan önce Denizli başkanı neler dedi.Maçtan sonra sustu.Maçın hakemi uzatmalar malumunuz.Ama ne olursa olsun kim ne yaparsa yapsın karşı takım Denizlispor sen FB'sin rakip oyuncuların hepsi doping almadığı süreçte sen o maçı almalısın.Alamazsan şampiyon olamazsın.Cordoba son topu gs a vermiş.Dönen top gol olmuş beni bağlamaz.Aynı yerden dewam edersek Bursa son 5 maçı kazanmış.BJK yenilince küme düşmüş.Banane!Bursa 6 maçı kazansaymış.BJK 8 puandan şampiyonluğu vermiş hakem bir maçta 5 oyuncu atmış.Banane İnönü de FB yi yenseymiş.
İstanbul takımları şampiyonluk yarışında düştüğü zaman 2.liğe oynamaz oynayamaz.İnşalla bir gün Bursasporda şampiyonluk yaşarda bu dediklerimi anlar.Ne tribünün tadı kalır ne sahada ki futbolcunun.Tam hatırlamıyorum ama bir önce ki sene 1 puanla ligde kalan Bursaspor Kadıköy'de FB yi de yenmişti.Hakemin süper yönetimi ile.Kimsenin ak kaşık olmadığı bir sistemden seni üzerinde çamur var dersen adam da çıkar önce aynaya bak der.Susmak zorunda kalırsın.Aynaya bakamadığımız için hala sende çamır var diyoruz orası ayrı...
Bursasporlu arkadaşlar anlamadığı bir nokta siz ne kadar İstanbul takımlarından nefret etsenizde.Ben o kadar eminim ki kardeş dediğiniz Ankaragücünden bile daha çok seveniniz var İstanbulda.Bu sempatinin sebebi TEKSAS değil.Bijediçli , Baliçli, Ercümentli timsah dansı yapan takım.Çözemediğim konu ise teksas neden hep BJK bestelerini söylüyor.Ben BJK tribününde duyduğum besteleri alır söylerim.Allahı var cok güzeller ama gs tribününden alıp soylemem.Söyletmezler.Bursa da siyah beyaz renk yanyana gelmese ne olur komple tribün BJK marşları söyledikten sonra...
Deplasmandayken takımının attığı gole sevincin tadını başka şeye değişmem...Kimse de değişmez herhalde..o ayrı bir duygu bunu kimsenin taraftarların elinden almaya hakkı yok.Bu iki takım Türkiye kupasında fianlinde eşleşirse ne yapacak güvenlik kurulu maçı Almanya da seyircisiz mi oynatacak!!!
Çok mu uzun oldu :))
ally 16 resmen sacmalamıssın daha 4 ay once holıdey ın de sampıyonluk kutlandı
Bu köşe; deplasman tribününden Beşiktaş taraftarının nasıl göründüğü temalı bir bölümdü. Fenerbahçeli arkadaşların yazısını okurken İnönü'de deplasman tribünü tarafından bizim nasıl göründüğümüz çok hoş bir şekilde anlatılmıştı. Ben bu yazıda köşenin anlamına uyan bölümleri çok zor buldum. Daha çok Bursaspor taraftarının wikipedia' da karşılığı türünde bir yazı bu. Uzun süredir o tribündenden izlemiyor bizi bursa taraftarı, belki bu sebebten nasıl göründüğümüzü anlatmaları zor olabilir ama bu yazı biraz propaganda kokuyor. Yani okurken yazıdan yanık kokularını hafiften alabiliyorsunuz.
Diyelim seneye deplasman yasağı kalktı. Bursa 4 senedir süper ligde, 2 senede ikinci ligde kaldı. 6 senelik süreç boyunca iki takımın taraftarı tribünde hiç birbirlerini görmemeişler. Ergenlik çağında olan bir Bursaspor taraftarını nasıl dizginleyebilirsiniz. Çocuk kendini farkettiği yıllardan bu yana Beşiktaş kini! ile bir çok maça gelmiş. Bu çocuğun yapabileceği muhtemel taşkınlığın boyutunu bana kim açıklayabilir?, olabilecek kötü bir durumun kulpunu hangi bursaspor taraftarı takabilir?...
Geçiniz... Eğer taraftarlık kimliğiniz, -anti' cilikle beraber anlam kazanmaya başlamış ise lütfen bana kimse anlatmasın sevdaları masalları. Aynı sorun bizim bir kesim taraftar kitlemizdede var. Beşiktaşlılıktan öte anti-fenercilik...
Pankarta gelince. Ben hiç kızmıyorum ya da sinir olmuyorum bunları görünce. Şampiyon olmamış hiçbir kulübün büyüklük sıfatının karşılığını bulabileceğine, onla yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu bileceğine inanmıyorum. O yüzden gülüp geçiyorum o pankartlara. Bir gün Bursaspor'da şampiyonluklar kazanmış büyük bir kulüp haline gelirse, işte o zaman bizi anlarlar. Bu kavramla bu ruh haliyle yaşamak ne imiş...
Algılanamayan kavramlara yapılan atıflar bu yüzden beni hep ama hep güldürmüştür. istanbul hegomonyasını yıkmaktansa, içlerindeki anti-beşiktaş duygularını aldırmalarını öneririm.
Teksaslıların eline kalem verirsen böyle sapıtır işte.adam kalem değil kılıç kullanmış sanki.
Kusura bakmasınlar da o belge dediği şeyler televizyonda açıklandı.Şike ile ilgili en ufak bişey yok.2.si federasyon 2. başkanı tarafından "operasyon yaptık" denilen enkaz bir Beşiktaştan bahsediyoruz.O travmayı yaşayan futbolcuların bursayı sebatı rizeyi düşünecek halleri yoktu.Ben bursanın küme düştüğü sezondan önceki ve 2 önceki sezonlarda gençlerbirliği ile küme düşme sürecinde karşılıklı paslaşma süreçlerini unutmalarını anlamıyorum.Şike odur.
Bu maçtaki taraftar yasağı aynı zamanda 2.maçın da Beşiktaş taraftarına yasak olması demek..
Ligin son haftası, belki de şampiyonu belirleyecek bir maç olacak ve Beşiktaş taraftarı takımını canlı izleyip, destek veremeyecek...
Bence olayı bir de bu yönüyle düşünmek gerek...
"...Ama bu şehir bizim. Ve biz şehrimizde İstanbul takımlarına tahammül edemiyoruz."
diyebilen bir insanla şurada tartışmanın alemi yok. "ben beşiktaşlıları severim, hatta en çok ben severim" deyip "ama o beşiktaşlı bursada bayrak açarsa g..ne sokarız"... işte bütün çelişki burada. neden sokuyosun kardeşim? neden tahammül edemiyosun? tavuğuna kışt mı dedi o adam, seninle dalga mı geçti, seni mi aşağıladı?
tahammül edememek gibi bir bahane olamaz. Ben de saldırganlık tahrik içermeyen şeylere tahammül edemeyenlere tahammül edemiyorum.
Dilerim ikinci lige geri dönerler bu zihniyetteki taraftarlarıyla beraber..
uyyy nerden nerelere gelinmiş.
konuyla alakalı cevap vereyim; yazı olmamış en azından daha öncekiler gibi olmamış.
dağılan konulara da yorumum; herkes kendi kapısının önünü süpürsün, kıvırmasın, işine baksın. daha da yazarım da bugüne gergin başladım henüz daha fazlasını istemiorm.
@alper küfür yazmıyoruz. editlersen sevinirim. yoksa silmek zorunda kalacağım.
@Cherubim
şimdi sana bir söz söyleyecem ama ayıp olacak...
alper
jessie iyi polislik yapmış, ben kötü polisim. benim sildiğimi hatırladığım 3. yorumun bu. ısrarla bu dili kullanmaya devam ediyorsun. burası ana okulu değil her seferinde uyaralım. lütfen mesaj yazdığın penceredeki kurallara uy, bizi de üzme kendini de.
Arkadaşlar geçmişte kim suçlu kim suçsuz tartışması yapmaya devam edersek 2050 yılında da deplasmana gitme hakkımızı elimizden almaya devam edicekler.
Madem empati yapıyoruz deplasmana gitme hakkı ilk kimin elinden alındı?
Bursaspor'un.
Bazı arkadaşlar demiş ilk biz gelelim bir sorun olmazsa sizde gelin.Sorarım size adalet bumu?
Herkesin kafasında bu sade düşünce olabilse problem ortadan kalkıcak.Bazen ayrıntılara takılmamak gerekir benim görüşüm bu da onlardar birisidir.Bursaspor taraftarı olarak görüşlerim bunlar.
benim anlamadigim sey bursali taraftarlar gelse sanki bir sey olacak. inonuye ankaraguclusunden fenerlisine herkes geliyor bir sey oldugu yok. harp mi cikacak ne olacak? bursadan otobusleri kafile halinde polis eskortuyla getirirsin stada kadar, mac bitince de ayni formatta bursaya kadar goturursun biter gider. Bu gerginlikten kazancli cikan tek kurum ancak bu vesile ile mansetlere tasinma imkani bulabilecek olan bursaspor. Alin bakin iste Kayseri lider kimse lafini bile etmiyor cunku yerel medya disinda anadolu takimlarini mansete cikartmak hic bir ise yaramiyor.
Yanlis anlasilmasin mansete cikmak matah bir sey degil, mumkun olsa Besiktas ile ilgili medyada tek bir haber bile cikmamasini isterim. Ama Bursaspor camiasi biraz da gormemisligin verdigi hevesle adini duyurmak reklamini yapmak istiyor onun icin de 2004 yilinda suni olarak olusturduklari ortak dusmani kullaniyorlar.
Hayvanlar ciftliginde Snowball, 1984'te Emmanuel Goldstein gibi Bursaspor'da da Besiktas var. Kendimi bir Bursasporlunun yerine koyuyorum ve Besiktas'a dusmanlasmaya calisiyorum: "Cebren ve hile ile son maclarimizin buyuk kismini bir sekilde kazanmisiz, kume dusmesi garantilenmis Adanaspor dahil herkese (bu arada bize de) yenilmis olan Besiktas bu arada bizim rakiplerimize de yenilmis, bu rakiplerimizden birine bu arada kardes takimimiz Ankaragucu de tuhaf bir sekilde yenilmis ama buyutulecek bir sey degil Besiktas'tan ocumuzu alacagiz."
Neresinden tutsan elinde kaliyor, ama en akli basindasi bile iste gelmis bunlari iddia ediyor. Oyle bir hayal dunyasi icerisinde yasiyorlar ki inanmak elde degil bu buyuklukte bir camianin boyle bir hipnoz altinda olduguna. Deplasman tribunu kosesi gercekten bu konuda amacina ulasmistir. Mesela ben nispeten akli basinda Bursaspor'lularin mantikli dusunebildigini saniyordum, ciddi sekilde yanildigimi gordum.
O sezon bir suru sey donmus olabilir, gercekten uzerinden yillar gecsin de birileri gercekleri aciklasin diye meraktan catliyorum. Ote yandan donmus olabilecek onca sey arasinda Besiktas'in Bursaspor'u kume dusurmeye calismis olmasi bana gercekten cok gercek disi geliyor (Mesela Besiktas'in sampiyonlugu Fenerbahce'ye bilerek yatip biraktigi bile akla daha yatkin).
Ama bu sacmaligi bir kenara birakip gunumuze donelim. Ankaraspor vs gibi taraftari olmayan bir takimi konuk ettigimiz zaman deplasman tribununu bos gordugum zaman hep bir burukluk yasarim. Bursaspor taraftarinin olmasi gereken yerin bos kaldigini gordugumde de gercekten uzulecegim cunku futbol musabakasinin iceriginde top, hakem, kale, yesil saha, futbolcular, taraftar gibi unsurlarla birlikte deplasman taraftari da vardir ve bence vazgecilmezdir.
Ey Bursaspor taraftari! Her ne kadar ucan spagetti canavarindan bile komik bir seye inaniyor da olsaniz, Sudafedin uzerine biralari cakin gelin maca belki bir sekilde kendinizi atarsiniz iceri adam gibi mac seyrederiz karsilikli. Evet.
Bursalıların tavrında en ufak bir değişim yok, hala diyet isteniyor hala "burası bursa, tahammül yok" fikri işleniyor. Alt lige düşmelerinden kaynaklanan bir tahammülsüzlüğü Beşiktaş'ıma fatura etme cürretinde bulunacaklarına, öncelikle kendilerinin o sezon kazandıkları son maçları sorgulamalarını öneririm. Şikeyi uzakta aramasınlar bence.
Ben şike iddialarının hiçbirini kabul etmiyorum, ne bireysel olanını ne de örgütlü. Kazım Kanat yazmış, Sinan Engin'in gölgesi oradaymış, Sergen'in takati yokmuş gibi sebepler bana inandırıcı gelmiyor.
Ve son olarak gönül isterdi ki yazının sahibi olan arkadaşlar eksibesiktas'tan atılan bu güzel adıma daha şık bir şekilde yaklaşsaydılar. Çünkü böyle giderse nefretle yaşattıkları o tribün ateşine durmadan kurban seçmek zorunda kalacaklar. Böyle gelmiş böyle gidecekler.
diskonnectus erektus@
Çok şeyler yazacaktım aslında ama seni okuyunca vazgeçtim. Biz iddia ettiğiniz kadar hayal dünyasındaysak siz de hayal ettiğiniz kadar bembeyaz bir Beşiktaşa'a inanıyorsunuz besbelli. Onun için de yıllardır Sinan Enginlerle, Yıldırım Demirörenlerlesiniz. Seba devri çoktan bitmiş besbelli.
Biraz empati.. Geçtiğimiz sezon ilk yarıda o kadar geride kalmanıza rağmen toparlanıp seri galibiyetlerle şampiyonluğu aldınız değil mi? Biz bunda bit yeniği mi arayalım. Ha sahi, sadece siz yeni bir hocayla toparlanıp seri galibiyetler alırsınız değil mi?
Son bir şey... Bir gün bizim kadar canınız yanarsa sebebine milyonda bir oranında bile katkı yapanlara neler püsküreceksiniz, o zaman sizi de göreceğiz.
Her şey bir yana, blog sahiplerine takdirlerimi sunuyorum. Yazıyı hazırlayan arkadaşlar da emin olun Bursa'daki hissiyatı çok yumuşatarak özetlemişler.
Bursada yaşayan bir beşiktaşlı olarak ben de bir kaç şey yazmak istedim.
Bir kere ekşibeşiktaş'ın bu girişimi on numara bir iştir. tebrik ediyorum herkesi. onlar gayet güzel bir imkan sunmuşlar, ama o imkana sahip olan arkadaşlar olayı yanlış anlayıp "fırsat bu fırsat, vurun abalıya" mantığıyla bence şık bir biçimde değerlendirememişler, bir çok yorumda olduğu gibi buram buram propaganda kokmuş bu iş..
Ha bu noktada ekşibeşiktaşın bir kusuru ya da eksiği var mı? bence yok, doğru olan yapılmış.
Stalker ve Eser'in yazdıklarına da katılıyorum.."Bizi düşürdünüz işte" muhabbeti açılacak olursa o konuyla yakından ilgilenen biri olarak buraya sayfalarca veri, anektod girerim ama hiç gereği yok..
Son dönemlerde maalesef bursa'nın kestane şekeri ve döneri kadar beşiktaş meselesi de meşhur oldu..ama bu meselenin kötü anlamda meşhur olmasında bursaspor taraftarlarının büyük bir bölümünün yaptığı icraatlar çok etkili oldu.
O meşhur sezonda bursa beşiktaşlılar derneğine yapılan saldırı ve 1.lige çıkılan sezon beşiktaş maçı öncesi dağıtılan bildiriler, "parola galibiyet işareti namus" saçmalıkları bunlardan sadece bir kaçı..
Yıllardır süregelen anti-bizans (istanbul takımlarının bizans olarak kodlanması apayrı bir mesele zaten, sorunun temellerinden biri de budur) olgusunun patlama noktası beşiktaş düşmanlığı olarak ortaya sunulmuş, ve yıllardır bilinçli bir şekilde gayet güzel bir şekilde bursaspor taraftarlarınca beslenmektedir.
Bu husumetin kolay kolay sona ereceğine maalesef inanmıyorum. Bu konuya "çok inanmış" bir kesim var burda ve çok değer veriliyor bu insanlara bursaspor tribünlerinde.Belki bir çok kişi benimle hemfikir olmayacak ama ben iki taraftar grubunun da maçlara alınmamasını bir utanç olarak görmekle birlikte heniz kimsenin hazır olmamasından dolayı yerinde buluyorum.
mert@
bu yumuşamış bir yazıysa, sert olanını tahayyül edemiyorum ben, küfürlerin havada uçuştuğu bir yazı olurdu herhalde! ancak ekşi beşiktaş gibi güzide bir platformun yapabileceği güzellikte bir uygulamaya davet edildi bursalılar, herhangi bir ayrım gözetilmeden.. onlar da bu dostça daveti suistimal ederek burayı kendi acınası propogandalarını sunmak için kullanmasalardı, onun yerine geçen hafta manisalıların yaptığı gibi bir yazıyla gelselerdi ne hoş olurdu.. biri ütopya mı dedi? hmm evet!
biz canımızın yanmasının ne demek olduğunu sizden çok daha iyi biliriz, 87de, 93te ve daha birçok dönemde bunun en bariz ve acımasız örneklerini yaşayan yegane kulübüz.. sizin gibi olmayan olaylarin hayalini kurup, sonra bu hayale kendimizi de inandırmadık, zaten herşey alenen gözler önünde cereyan etmişti bizim canımız yanarken.. o yüzden bu hikayelere karnımız tok!
bembeyaz ve lekesiz olmanın nasıl bir duygu olduğunuz bizler dışında kimsenin anlayamıyor olmasını asla yadırgamamışımdır.. onlar, yani Beşiktaşlı olmayanlar bizim gibi çekinmeden, gururla "biz tertemiziz" diyemezler.. derler ki; "biz kirliysek siz de kirlisiniz!" aradaki fark da burada yatar..
son olarak şunu diyeceğim, bu deplasman tribünü olayı gerçekten iyi oldu.. görülen o ki, zaman geçtikçe her takımın taraftar yapısını en iyi şekilde etüt etme imkanına sahip olacağız...
@mert
senin ve bursaspor taraftarının hala "kavrayamadığı" bir durum var.
bak bu başlıkta beşiktaşlılar bile "o sezon bizim camiamızda bazı rezaletlerin yaşandığını" ifade ediyorlar.
o sezon ligde öyle büyük rezaletler yaşandı ki bu bizle de sınırlı değil. genel bir saçmalama dönemiydi, inşallah bütün sorumluları ortaya çıkarılır, cezasını çeker.
sizin hala anlamadığınız, ısrarla da iddia ettiğiniz durum ise beşiktaş'ın "sırf bursa kümeye düşsün diye" maç vermesi durumu. siz sanıyorsunuz ki biz "camia olarak" bursa düşsün diye organize olduk, bunun için çaba sarfettik, bilinçli olarak sizi ikinci lige yolladık.
aradaki farkı anlayabiliyor musun?
bu artık nasıl bir "hezeyandır", ne tarz bir "saçmalamadır" izahı yok. sizler o sene yaşadığınız hayal kırıklığının faturasını resmen bizim tüm camiamıza kesmeye çalışıyorsunuz.
bunu yaparken büründüğünüz "nefret söylemi" olmasaydı da bu noktalara gelmezdik. siz resmen o sezondan beri sistemli bir şekilde "beşiktaş nefreti" üretiyorsunuz, sizle de kalmıyor, etrafa da bulaştırmaya çalışıyorsunuz. biz de diyoruz ki "yahu ne alakası var kardeşim, bize ne sizin düşüp düşmemenizden. zaten bizim o sezon canımıza okumuşlar, bir de sizle uğraşıyoruz". uzattığınız için de sinirler gerilip duruyor.
size burda "kendi tribününüzün gözünden takımınıza olan sevginizi" anlatmanız için bir bölüm ayrıldı. onu bile genel hezeyanınızın yumuşatılmış versiyonunu aktarmak için kullandınız.
biz içerden ve dışardan aldığımız tüm tepkilere rağmen yazdıklarınıza dokunmadık, hatta size bir terbiyesizlik yapılmaması için de elimizden geleni yaptık.
biz ekşi beşiktaş olarak "tribün taraftarındır" dedik, mutlaka gelip maçı izlesinler dedik. siz hala kendi iddialarınızı ve nefretinizi savunmakla uğraşıyorsunuz. bunu da geçtim bir de manasızca "siz kirlisiniz" yaftasını bize yapıştırmak için çaba sarfediyorsunuz.
devam edin arkadaşım. biz "büyük" düşünüyoruz, siz "küçük" tartışmalara devam edin. sizi içinde bulunduğunuz bu "vizyonsuzluktan" kurtarmak bizim görevimiz değil zaten. bir şeyleri aşabilecekseniz kendi çabanızla aşacaksınız.
biz inandığımızı ve görev gördüğümüzü yaptık. kalanın sorumluluğu sizindir. bu kafalarla büyüyemezsiniz. anlayabiliyor musunuz ne denmeye çalışıldığını?
yarın ki macta keske bursalıların olması gereken bos koltuklara siyah beyaz harflerle burdaki iki yazı baslığını yani "tribun taraftarındır" ve "sevdaya yasak olmaz" yazan pankartları koyabilsek..
buradaki yorumlardan anlaşıldığına göre bu işi sadece beşiktaş taraftarı üstlenebilir..
biri yapmalı bunu ve biz olmalıyız..
saygılar..
Hrant Dink örneği verilmiş ya.. Oradan yola çıkayım. Ermenistan'a gidenler söylerler, Ermenistan'ın ulusallaşma kimliği ciddi bir şekilde Türk fobisine ve nefretine dayanmaktadır. Onca yıllık kültür ve tarihe rağmen, Sovyet sonrası oluşan berbat ekonomi, çorak topraklar, olmayan doğal güzellikler, hiç gelmeyen sanayi vb. etkenler yüzünden, ülkeleşme şifresi Türk'ten nefrettir, 1915 olaylarıdır, zira bundan başka elde tutulacak birşey yoktur.
Bursaspor'un durumu da budur. Ben Bursa doğumluyum, baba tarafından Bursalıyım, oldum olası sevmişimdir Bursaspor'un taraftar profilini ve şehrin takımına bağlılığını. Ama, Bursaspor da ikinci ligden geldiğinden beri "büyük camia" olabilmek hayalini gerçekleştirmenin kaynağını bir büyük takım olarak Beşiktaş'tan nefrety etmekte arıyor. Tabiri caizse, bugün Bursasporluluk temeli Beşiktaş nefretinden geçiyor. Öyle bir hal almış ki, allah muhafaza Beşiktaş ortadan kaybolsa, Bursasporluluğun anlamı kalmayacak. Hiç ihtiyacı olmadığı halde büyük takım olabilmek sevdası içindeki Bursaspor, bu yolda Beşiktaş kininden besleniyor.
Çok komik laflar yazılmış yukarda, çoğuna da gereken cevaplar verilmiş. Ancak bir tanesi manidar: Ankaragücü de Sebat'a yenildi, çünkü o maç silahlar gölgesinde oynandı. Ama velev ki, Sergen Yalçın Sedat Peker'le konuştuysa, o zaman Beşiktaş şike yaptı? Niye? Çünkü Sedat Peker abimiz Noel Babadır, silahla, ateşle hiç işi olmaz.
Ermenistan'ın 1915 olaylarından nemalandığı, bu ezeli krizin sona ermesini hiç istememesi gibidir, 2004 sezonu Bursaspor için.
marpione@
Sizin de ısrarla anlamadığınız kimsenin Beşiktaş camiasını topyekün Bursa'yı düşürmeye azmetle suçladığı yok. İfade edilen camia içindeki bazı Beşiktaşlıların karıştığı olaylar ve hepinizin bunu gözü kapalı reddedişiniz. Bahsi geçen isimlerin gerek hemşericilikten, gerekse aralarındaki bağlardan özellikle Rşzespor'u kollması var.
İfadelerin en komiği ise Bursasporluluğun Beşikta düşmanlığı üzerinden kurgulanması. Sizi duyan da Bursaspor'un lige ilk defa 2006'da çıkan yeniyetme bir camia olduğunu düşünür. Bursalılar 1963'de beri bu kulübün peşinde ve Bursaspor'un ligde İstanbul kulüplerinden sonra en çok mücadele eden en köklü kulüplerinden olduğunu unutyorsunuz.
Ama öyle ya dünya sizin etrafınızda dönüyor ya.. Takım sevgimiz de fikirlerimizde hep Beşiktaş kökenli
İçerdeki Bursaspor maçlarına gidip diğer takımları hiçe yakın takip ederim.bjk ilgili klasik bir ist. Takımı “hakem iyi olsunda” dışında bir düşüncem yoktu.düştüğümüz sene ve sonrası bjk ile ilgili duygularımı yazmak istiyorum.
Kombineye rağmen düştüğümüz sene içerdeki 4. Veya 5.maçdan sonra ilk ve son defa olarak (ikinci liğe kadar) ara verdim maçlara gitmeye (oynana futboldan dolayı) sadece skorları takip ediyordum. 34.hafta yeneriz diye düşündüğümden tv den sesini kısarak bjk macını seyrettim.maçın sonunda gs-fb olsaydı bu kadar salmazdı diye düşündüm.düşmeseydik dahi bjk iddası kalmayınca beklenmeyen mücadele-skorlar olabilir önyargısyla maçı tamamlardım.rakibin bu düşüncesi bir takım hoş bir durum değil.
Bjk hakkında olumsuz ön yargılar edindiysem de düşmemizi kurumsallaşmayı sağlayacak kaliteli ve uzun süreli yönetim çıkaramamıza bağlıyorum.biraz etkileşim biraz ilk defa düşmeyi yaşamak dan çok da Sinan-sergen benzerlerinden ötürü zamanla ön yargılar-olumsuz düşünceler arttı ve kemikleşti.milliyet gazetesi haberi ve Sinan engin in ikinci defa gelmesiyle tavanı yaşadım.bu olaylardan arta kalan konusmadığım-tartışmadığım eskiye oranla daha az karizmatik bir takımdı bjk benim için.
Bu yazıyı yazma sebebim ortam da samimi-empati yapan bjk taraftarının da olduğunu düşündüğümden ve yukarıdaki yazıları dokunmadan yayınlamalarından.laf sokma vb. amaç taşımıyor sadece ne hissettiğimi yazdım.yanlışım varsa afolla…
Umarım bizde rakiplerimizin düşüncelerine kendi platformlarımız da yer veririz.
@mert
Yahu marpione sana bak bu başlıkta beşiktaşlılar bile "o sezon bizim camiamızda bazı rezaletlerin yaşandığını" ifade ediyorlar. diyor. Sen de diyorsun ki cevap olarak:
"İfade edilen camia içindeki bazı Beşiktaşlıların karıştığı olaylar ve hepinizin bunu gözü kapalı reddedişiniz.
Biz diyoruz "Hayir, oldu bir seyler", sen diyorsun "Reddediyorsunuz!"
Reddetmiyoruz. Ama siz bizim reddetmemizi istiyorsunuz. Diyalog boyle baslamaz.
Butun yorumlari okuyamadim ama bu yazida benim takildigim ve sasirdigim nokta ise kendi kendime "Bu Bursaspor ne kadar masum ve mazlum bir takimmis!" dememdi. Arkadaslar orada bir hikaye anlatmislar ve attan dusenin halinden en iyi attan dusen anlar demisler ve bende onlara simdi sormak istiyorum Bursasporlular simdi ALTAY'i anladilar mi? hiiiicccc sanmam hala nato kafa nato mermer... Yok Besiktas son 5 hafta buradaki takimlara yenilmiste onlarda 5 hafta kazanmislarda, ya kardesim gidin bi bizim sampiyonlugumuz gitmis neyleyim Bursa ipegini ben. Burada sormazlarmi onlara niye isleri son 5 haftaya biraktin diger 29 hafta armut mu topladin diye:)))
cok komedi yaa. bende adamakilli bir yazi beklerdim ama nerdeeeee. Bursa-Diyarbakir macinda neden o kadar salak sacma seyler oldugu daha iyi anlasiliyor. Birde nedir yaaa bu yok Sercan'i aramista ne, banane yaaa ben Sercan'in fikrini sorsam alirim Fotomac onda da yazar. Sana boyle bir sans verilmis BJK taraftarina kendini anlatmak gibi ama sen git Fotomac muhabirligi yap.
Kisacasi nerden tutsan elinde kalan bir yazi...
Neyse bu kafadaki yazi yilda en fazla 2 olur 3 degil:)))
Hangi Bursaspor'lu büyük başkanları Levent Kızıl'dan yaptıklarının hesabını sormuş, Altay'la empati yapmışta kalkıp Beşiktaş mevzusunda senelerdir inatla şöyle böyle diyor? Yahu gerçekten çok acaip milletiz ya. Tuttuğu takımın geçmişiyle ilgili iki soru sorsan cevap veremeyecek çocuklar bugün Bursa tribünlerinde asarım keserimcilik oynuyor. Yansıtma psikolojisi diye buna denir. Derdiniz temiz futbol mu abi? Önce kendi hesabınızı temizleyin. Ha yok derdiniz Beşiktaş mı? O zaman samimi olun. Diyin ki bizim temizlikle falan bi ilgimiz yok, işimize gelirse bizde her türlü raconu keseriz, ama mevzunun karşı tarafında kendimiz olduğumuz için bu kadar tantana kopartıyoruz diyin. Bu ne ya?
Ha pardon bi tane hesap soran delikanlı vardı, adıda Aydın Arslan'dı yanlış hatırlamıyorsam, buyrun..
http://www.youtube.com/watch?v=Gu73ygP7VJc
konuyla ilgili ben de bir yazı yazmıştım yaklaşık bir yıl önce;
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=14392000
Bursasporlu arkadaşların takıldığı nokta Beşiktaşlıların olan olayları reddetmesiymiş.Evet arkadaş ben de külliyen reddediyorum.Belge dedikleri konuşmalarda telefon görüşmelerinde belge diyecek en ufak nokta yok.Neymiş sahada isteksizmiş futbolcularımız..2.yarı 14 puanı çalınmış ve yapılan hakem hatalarının büyük çoğunluğu herkesçe kabul edilmiş,samsunspor travmasına uğratılmış takımın şampiyonluk şansı kalmadıktan sonra ne isteği olacak.Futbolcuya ne bana ne bursaspordan,sebattan.Bursaspor taraftarları kurumsallaşmak adına düşman yarattılar.olay budur.gençlerbirliği ile bursanın 1er yıl arayla birbirlerine nasıl yattıkları çok bilinen futbol rezaletidir.isteyen sahasında 3-4 gol yiyen takımları görebilir.Evet türkiyede şike de teşvikde olmuştur.Bu da ayan beyan Beşiktaş aleyhine yapılmıştır.Anadolu takımları kendilerine yapılan haksızlıkların çözümünü namluyu hep Beşiktaşa çevirmekte buldular yıllarca.Ne kadar yazık.
shelby@
Haklısın arkadaşım, yanlış ifade etmişim. "Çoğu Beşiktaşlı" dersem ifadem yerine oturur sanırım.
Bu iş geçmişi konuşmakla, iddialaşmakla değil, geçmişi unutmadan sünger çekmekle durulacak anlaşılan.
Son sözümü Altay konusunda söyleyip çekileceğim.
Altay konusunda hakkımızda iddia edilen Bursaspor'un Altay'ın son haftaki rakibi İStanbulspor'a teşvik primi gönderdiği idi. Şİmdi:
1. Beşiktaş konusundan temel farkı önce sadece Altaylıların iddiası olması, milyonda bir dahi olsa şahit, ispat, itiraf vs bulunmaması. (Beşiktaş olayındaki telefon konuşmaları gibi)
2. Altay son haftaya bizden önde girmişti. Maçlarını kazanıp hiç kimsenin ne yaptığına bakmadan kurtulabilirlerdi.
3.Böyle bir şey olsa dahi teşviki verenden çok alanın suçlanması gerekmez mi? Yıllardır İstanbulspor'a püsküren bir Altaylı duydunuz mu hiç? Bu bizim sizden çok Sebat ve Rize'ye yüklenmemiz gibi bir durum.
Seba ruhu taşıyan, Demirören ve Sinan Engin mirasını reddeden tüm Beşiktaşlılara saygılar göndererek çekiliyorum.
@mert
işte biz o süngeri çekmeye uğraşıyoruz günlerdir, siz hala "eski defterleri" kurcalayıp duruyorsunuz.
en başından bu süngeri çekecek bir yazıyla gelseydiniz, takılmış plak gibi hala bizi yani "taraftarı ve camiayı" suçlamaktan vazgeçseydiniz, her mesajınızda alttan alttan "siz kirlendiniz" sokuşturmaları yapmaya kalkmasaydınız bu akşama güle eğlene, konuşa atışa hazırlanırdık biz. isteğimiz ve hayalimiz oydu.
baştan "har har hır hır" sonra her argümanınıza adam gibi cevap verilip konuşacak konu kalmayınca "sünger çekelim, barışalım" olmuyor öyle.
siz önce şu içinizdeki "beşiktaş kini ve hırsından" kurtulun. hala anlayamadınız bizim bu tavırlar başlamadan önce "size karşı bir kinimiz" yoktu zaten.
siz ne zaman bizi küçük düşürmeye, zarar vermeye, hakaret etmeye başladınız o gün başladı bu tribünler arası gerginlik. yoksa beşiktaş camiasında kimse durup dururken sizinle "hırlaşmaya" başlamadı.
siz ikinci ligden her maçın 16. dakikasında beşiktaş'a küfür edecek noktaya gelirseniz bizim de "ay canıııım ne tatlı adamlar yaa. çok şirinler çooook" diyeceğimizi mi sanıyordunuz?
yeşil beyaz şapkaları bir koyun önünüze de düşünün bunları. şu ortamdaki kadar sizi anlamaya çalışan insanları bir daha da bulamazsınız. onu da bilin.
bursa'nın tribün liderleri kimse de onlara da söyleyeceğim :
kardeşim 15-22 yaş grubundaki güruhu gaza getirip "kendi abiliğinizi ve otoritenizi güçlendirmek" amaçlı yaptığınız şu işlere bir son verin. doğrudur "kin ve düşmanlık" bir tribünü kolayca birbirine kenetler ama uzun vadede zararı siz göreceksiniz. yarın öbür gün bu gereksiz saldırganlığın sonunda birisine zarar gelirse vebali boynunuzadır. hiç bir "tribün rantı" bir insanın hayatına değmez.
bunu da biz kendi tecrübelerimizden biliyoruz.
olaylarla hiç bir ilgisi olmayan beşiktaş taraftarına karşı oluşan bu kin, 2. lige düştükten sonra 4 büyüklerin ardından adının anılmama ihtimali ile ilgili bir kaygı... bu kavga ile sürekli göz önüne gelip, gözden düşmemeye çalıştılar...
sinan kaloğlu gerçeği her şeyi net bir biçimde açıklıyo...
Post aşağılara düşmüş ama konu hakkında benimde söylemek istediklerim var. Çünkü ben bu tartışmalardan artık çok sıkıldım.
Bursaspor "Beşiktaş maçları neden sattı" demek yerine kendi takımına baksın. Ne diye adam gibi takım kuramadınızda ligten düştünüz? Aklınız son 5 hafta mı yerine geldi? Bakın takım iyi olunca bir anda zirve mücadelesine girdi. Beşiktaş'a ihtiyacınız olmuyormuş siz iyi oynayınca.
Fenerbahçeliler Beşiktaş'a laf edeceğine kendi takımına etsin. Son hafta yenemezsen Denizliyi şampiyonluk uçar gider işte. Beşiktaş'a mı güvendiniz? Kendin çıkıp maçını kazanama, sonra beşiktaşı suçla. Bu işlerin temelinde tek adam var. Yıldırım Demirören. Ben bu kadar oksijen ziyanlığı bir adam görmedim. Benim bildiğim Beşiktaş seyircisi gs'yi bir gram sevmez. Ama Demirören Fener düşmanı. Sebebi Aziz Yıldırım. Demirören Aziz Yıldırım'ın yanında çocuk gibi kalıyor. Topuz olayındaki gibi Aziz Yıldırım girdi mi olaya Demirören'i siler. Gidip Gs başkanı ile yemek ye, sonra çık "biz kupayı, gs ligi alsın" de. Aferim sana. Sen neden Fenerlilere koz veriyorsun? Başkan dediğin azcık oturaklı, ağır olur. Konuştuğu lafı bilir. Olan taraftara ve zavallı Cordoba'ya oldu.
Papila olayına gelirsek. Bir maçta gördüğün kırmızılar yüzünden mi bütün diğer maçları kaybettin? Rakibine kasti tekme atarsan kırmızıyı yersin. 2+2 4 eder. Eğer 5 defa yaparsan 5 tane kırmızı yersin. Maçlarda kart limiti diye birşey yok. Diyelimki Papila tüm kartları yanlış gösterdi. Bahane mi bu diğer maçları kaybetmek için? O zaman futbolcular "banane, ben oynamıyorum" desin maçlara çıkmasın. Avrupa'da kaç takımın maçı katledildi. Ne 3 puanlar hakem hatalarına kurban gitti. Ama kimse bütün ligi o bir maç yüzünden bırakmadı. Bu olayda Papila 1 suçluysa Beşiktaş 10 suçludur.
Her yenilen bir bahane buluyor maşallah. Suç hep başkasına atılıyor. Düşünsenize Almanlar yenilince bizde gerçekten yenik sayılsaydık? Fenerbahçe gibi Bursa gibi ağlasaydık, Beşiktaş gibi konsantrasyonumuz kaybetseydik? Ama o zamanlar Almanların yemediğini biz yendik. Sen rakibine bel bağlama, çık kendin oyna, kendin kazan bileğinin hakkıyla. Sonrada bu tartışmalara girme. Çünkü komik oluyor.