.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

16 Aralık 2009 Çarşamba

Tribün Taraftarındır

Bu blogun düzenli takipçilerinin artık buranın gerçeklerini ve hedeflerini anlamış olduğunu umuyoruz. Bizim bu blogdaki birincil amacımız Beşiktaş sevgisini, tutkusunu, kültürünü ve bizzat ruhunu elimizden geldiğince temsil edebilmek, kendi dilimizden, aklımızdan ve klavyemizden imkanlar el verdiğince diğerlerine aktarabilmek. Bizler takımımızı, ona atfedilen değerleri ve kültürü seviyoruz, renklerine aşığız, Beşiktaşlılık bizim ömrümüzün ve karakterimizin bir parçası. Bu tutkuyu olduğu gibi ve doğru aktarabilmek bizim birincil hedefimiz. Bunun yanında bizler salt Beşiktaş taraftarlığından da öte, futbol taraftarıyız. Futbolu ve tribünleri seviyoruz. Bu sevginin bizim karakterimize yaptığı hem pozitif hem de negatif tüm katkıları kabullenmiş insanlarız. Bizim bu blog aracılığıyla öncelikle Beşiktaş taraftarına, sonra da tüm futbol seyircilerine ulaştırmak istediğimiz fikirlerimiz ve mesajlarımız var. Elbette ki hepimiz %100 aynı kalıptan çıkmış fikirlere sahip değiliz, hiç bir gün de olmayacağız. Fakat hepimiz aynı değerlere sahip çıkmak istiyoruz. Bunların en önemlilerinden birisi de tribün kültürü. Hepimiz futbolu tribünlerde sevdik, takımımıza tribünlerde aşık olduk, zor bir maçı kazanmanın sevincini de, kötü bir yenilginin üzüntüsünü de tribünlerde öğrendik. Oradaki havayı soluya soluya bugünlere geldik. Tribün olmadan futbol eksik kalır, sakat kalır, tadı tuzu olmaz. Bunları bildiğimiz için bir süre önce blogumuzu "öteki" tribünlerin temsilcilerine de açtık. Trabzon için, Fenerbahçe için, Manisaspor için misafir yazarlar katıldı aramıza. Bizlere öbür tarafın gözünden duyguları aktarmaya çalıştılar. Bu uygulamamıza devam edeceğiz. Bu haftaki konuğumuz Bursa'nın Teksas olarak adlandırılan tribünlerinden olacak. Birazdan yazılarını burada okuyabileceksiniz. Maalesef bu tribün ile bizlerin arasına geçmişteki olaylardan ötürü "kara kedi" girmiş vaziyette. Yıllardır karşılıklı olarak sürdürülen bir uyuşmazlık, hırs ve düşmanlık sürmekte. Bunun nedenini ve niçinini tartışmayacağız, gerek görmüyoruz. Bu gerginlikten dolayı bir süredir ne Beşiktaş taraftarı Bursa'ya gidip takımını izleyebiliyor, ne de Bursaspor taraftarı İnönü'ye gelebiliyor. Biz bunu futbola ve tribün kültürüne bir ihanet olarak görüyoruz. Tribünler taraftarındır, daha da önemlisi ortada iki takımın müsabakası varsa o tribünler her iki takımın taraftarındır. Bu kavganın sona erip ermeyeceğini belirleme gücüne sahip değiliz, keşke olsaydık. Fakat diyoruz ki geçmişte ne olmuşsa olsun Bursaspor taraftarı İnönü'ye gelebilmelidir. Kendilerine ayrılan tribünden takımlarını destekleyebilmeliler, bu sene ligin tepesine oynayan takımlarını canlı canlı izleyebilmeliler. Bizce bunun tartışılacak bir tarafı yok. Bu nedenle diyoruz ki, bu husumet bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Bursaspor taraftarı İnönü'ye gelmeye başlamalıdır, Atatürk Stadı'nın kapıları da Beşiktaş taraftarına açılmalıdır. Bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız, bizim yapamadıklarımızı yapabilenlere de elimizden gelen desteği vereceğimizi beyan ederiz. Kamuoyunun bilgisine önemle arz olunur.

1 Yorum:

Pamukk dedi ki...

hakkatenn biz mi sorumluyuz bu kararın çıkmasından bilmiyorum ama, bursa başkanı sn.yazıcının şu açıklamalarını kınıyorum.

“geçen yıl spor bakanının önünde el sıkıştık. Yıldırım Demirören Bir daha ki maçta İnönü’yü Bursaspor taraftarına açacağım’ dedi.
Bu işin bugüne kadar uzamasanın sorumlusu biz değiliz. Beşiktaş’tır. "

ortam germekten başkabi halt bilmezler.

Yorum Gönder

Ara