.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

22 Mayıs 2009 Cuma

Galatasaray Maçı Öncesi

Hemen belirteyim, Pazar günü saat 15:00 - 15:30 saatleri arasında Ntvspor'da yayınlanan Yenilsen De Yensen de adlı programa blogumuzdan Yuki The Zorba ve ben katılıyoruz. Hep söylüyorum, Beşiktaş futbol takımı Fenerbahçe ve Galatasaray'a oranla henüz emekleme döneminde olan bir bebek. Belli bir oyun şablonumuz yok, oyuncu şablonumuz yok. Varsa da, Galatasaray ve Fenerbahçe bize göre bu konuda çok önde. Her ne kadar oyuncuları doymuş da olsa, çeşitli yönetsel problemler de yaşıyor olsalar, oyuncuların belli bir ezberleri var. İşte sırf bu yüzden Fenerbahçe'yi evimizde yenmemiz mümkün olmadı. O maçta Fenerbahçe kendi standardının dışında da bir oyun oynamamıştı üstelik. Mustafa Denizli'ye hak verdiğim bir husus ta yok değil. Beşiktaş'ın mevcut kadrosu, bu ligin üst düzey ekipleriyle çatır çatır oynayacak kıvamda değil. Yani bu rakipleri ufak detaylarla, ufak numaralarla ve şapkadan tavşan çıkararak yenebiliyorsunuz. Bu bağlamda, "Ne yapacağı belli olmayan takım" olma zarureti var. Pazar günü Beşiktaş çıksa, kendi futbolunu oynama gayreti içinde olsa Galatasaray'a diş geçirebilir mi endişeliyim. Bunun nedeni açık, Beşiktaş önce rakibini bozmaya çalışan bir futbol takımı. Rakibi bozduktan sonra gidip iş bitiriyor. Lakin ligin bu devresinde rakibi bozmaktan öte iş bitirmeniz gereken bir dönemdesiniz. Beşiktaş ligde, kupa maçındaki Beşiktaş olamıyor o yüzden. Kupada 0-0'a fit bir oyun stratejisi kabul görürken, ligde gol atılmayan her dakika futbolcuların üzerine yeni ve ağır yükler olarak eklenmekte. Beşiktaş'ın rakibin hatasını beklemeden üretmesi lazım. Üretmek... Beşiktaş planlı programlı şekilde "üreten" bir takım olmadı ki. Özellikle savunmayı sağlama alan güçlü rakipler karşısında çaresizliğiyle hepimize saç baş yoldurmadı mı? İnönü'deki son maç olan Fenerbahçe maçının hikayesi tam da bu değil miydi? Galatasaray, klasik olarak maçın ikinci yarılarında temposu düşen bir takım. Bunun nedeni, bozuk kadro yapısı. Kewell, Arda, Baros, Lincoln, Nonda gibi oyuncular oynayınca elbette tempo düşecektir. Ancak Bülent Korkmaz son haftalarda Kewell'ı 11'de düşünmemekte. Bu bağlamda Arda, Ayhan, Topal, Barış dörtlüsünün tempo problemi yaşayacağını düşünmüyorum. Neticede Beşiktaş şunu yaparsa kazanır diyemediğiniz bir maç. Fenerbahçe'yle oynanan kupa maçına hiç aldanmamak lazım. Orada bir başka strateji izlendi. İşte o strateji Beşiktaş'ın en sevdiği strateji zaten. Ama Beşiktaş'ın bu sefer bir başka şeyi denemesi lazım. Daha önce denediği, daha önce hep kaybettiği şeyi. Üretmek için gidip, başarıp dönmeyi. Tello mu olur, Yusuf mu olur yoksa Bobo yine sahneye çıkar mı bilinmez... Beşiktaş'ın oyun planına değil, oyuncuların anlık parlamalarına ve özel yeteneklerine endekslendiğini söylemeye gerek var mı bilemiyorum. Ama bir ihtimal daha mı var acaba? Yoksa... Haftalardır, aylardır her maç en az 1 gol pozisyonu kaçıran adı ankette saklı oyuncumuz en değerli anda, şampiyonluk golünü atacak oyuncumuz mu olacak acaba? Hangi oyuncumuz açacak o kilidi? Kim dersiniz...?

36 Yorum:

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bu arada, her maç 1 gol kaçıran oyuncumuz kafalarda soru işareti oluşturmasın. ankette de işaretlediğim oyuncu; tomas sivok'tur.

bu sefer atacak inşallah.

Malvinas dedi ki...

valla yorumu görmeden önce sivok aklımdan geçiyordu.

Açıkçası, kilit açar mı bilmiyorum ama Galatasaray tarafını kapayacağına eminim...

yuki the zorba dedi ki...

Ben ilk 11 çıkarsa formamı yemeye karar verdiğimden Serdar Özkan'ı işaretledim...

beşiktaş'ın sorununun genel olarak üretememek olduğu konusunda haklısın ve fakat ligdeki fb maçında sorun üretememek değildi. daha doğrusu sadece üretememek değildi. asıl sorun rakibi bozamamaktı. zira beşiktaş zaten üretememeye alışkın. o yüzden üretememe olgusu bir kriz yaratmıyor. ama rakibi bozamadığı zaman işte o maç oynanıyor. yoksa selçuk-emre ikilisinin xavi-iniesta'ya dönüşmesi nasıl açıklanır?! demek istediğim eğer beşiktaş o günkü fb orta sahasını bozabilseydi öyle bir sonuç çıkmazdı. en kötü beraberlik alınırdı, ki mevcut koşullarda 1 puanın önemi tartışılmaz bile.

simplextablosu dedi ki...

kupa maçının son anlarında kaçırdığı talihsiz gol sonrası, 2003 yılınada bir selam çakarak, İbrahim Üzülmez'in Galatasaray'ın kilidini çözeceğine inancım tamdır =)

Swift dedi ki...

Bir kilit olursa Tello veya Yusuf acar sanki. Bobo Inonu'de pek patlayamiyor.

Ama kilidi artik acmaya pek gerek yok, Delgado oynamayarak o kilidi kirdi zaten sagolsun.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

şampiyonluk ödüllü anket bu.

duygusal davranıp ernst diyorum.

Bu nasil totem lan? Pesimizmi birakmiyoruz elden alooo.

Tello Baba 'ya adak adadım ... Pazar 20.38 civarı kulaklarımı çınlatacaksınız ...

SİYAH ULAN! dedi ki...

takım üretkenliği konusundaki tespitlerine kısmen katıldığımı söylemekle birlikte niye bu kadar olumsuz bir tablo çizildiğini anlayamadım maalesef. tamam süper bir takımımız yok avrupa çapında ama türkiye ligini baz alırsak gerçek kapasitelerini ortaya koydukları sürece farklı koşullarda farklı meziyetlere sahip oyuncularımız olduğunu düşünüyorum. inönü'deki fb mağlubiyetinin (ve kötü oyunun) asıl sebepleri de bana göre yanlış oyuncu tercihleri & değişiklikleri (koskoca o.sahayı ernste bırakıp yetmezmiş gibi 2.yarıda ernstin yerine serdarı oyuna alarak oyunun kontrolünü tamamen fb'ye bırakması) ve şampiyonluk stresi (her ne kadar büyük takımlar için bu bir bahane olmaması gerekse de oluyor maalesef)
gs maçına gelince, eğer denizli en ideal o.saha düzeniyle (cisse-ernst-tello) ile çıkarsak ve en önemlisi inanırsak kazanacağımıza eminim. maçın kilidini çözecek adam olarak da tello diyorum..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

SİYAH ULAN, hiç bir taraftar bugün cisse-ernst bozulmaz diyemiyor. bozulmamalı diyor ayrı konu. ama denizli'ye yine bi abzürtlük üretmeyeceği konusunda güvenen var mı? yok. öyleyse bu maçın skoru da her türlü tavşana açık bir hale geliyor.

SİYAH ULAN! dedi ki...

tabi ki hiçbir maçın garantisi yok, ama ideal o.saha ve savunma kurgusuyla çıktığımız sürece skorda olmasa bile oyundaki üstünlüğümüzü kabul ettireceğimizi düşünüyorum, ki istatistikler de bunu gösteriyor zaten (bu ideal düzenle oynaduğımız maçların büyük bir kısmını oyuna hükmederek kazandık)

Gürcan Ulusoy dedi ki...

istatistikler hiçbir büyük lig maçının kazanılmadığını gösteriyor ama biraz da.

istatistik bir yana, ernst-cisse'li bir ortasaha kurgusunun bile iyi futbol oynamaya yetmediği gibi de bir gerçek var.

beşiktaş ne zaman iyi futbol oynamış? kupada fener'e karşı 1-2 öne geçtikten sonra. ama öne geçene kadar oyun hakimiyetinden söz etmek mümkün değil. ha, hakimiyeti biraz da bilerek vermiş ama işte gol atman gereken bir maçta ne olacağına dair uzun boylu laflar etmek zor o yüzden.

ati99 dedi ki...

bobo yu isaretledim. ama simdi yorumları okurken farkettim. keske delinho'ya verseymisim. daha cok istiyomusum delinho'nun gol atmasını. yine sag ayakla atsa, ibo atsa sampiyonluk gelse bu sefer. hey yavrum hey...

baskan iade i itibar yapar, delinho yine kaptan olur. kupayı o kaldırır. o gazla futbolu falan bırakır. iyice siirsel olur ayrılısı. guzel olmaz mı be?

aamet jr. dedi ki...

Taze baba Holosko açar o kilidi.

SİYAH ULAN! dedi ki...

sadece skor bazlı konuşmuyorum, oynanan oyun da önemli. ligdeki fb maçı ile kupadaki fb maçı güzel bir kıyaslama şansı veriyor aslında. ya da 10 kişi kalmamıza rağmen bursa'ya karşı olması gereken tertiple ve akılcı bir oyunla 2. yarıyı domine etmemiz. ben demiyorum ki bu maçı havada karada 5 atıp yeneriz.. elindekş kadroyu en efektif şekilde kullanıp futbolcuların mental performanslarını en üst düzeye çıkarırsak (bu da denizlinin görevi tabi) bu maçın favorisi biz oluruz diyorum. yoksa hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor..

T. Egemen Gul dedi ki...

Ben geçen hafta çizgiye kadar top sürdükten sonra ceza sahasina yoneldigi ve basarisiz olmasina ragmen gidip reklam panolarina dislerini sikarak tekme attigi için kendi teknik direktörünü dahi gülümseten muhterem sol kanat oyuncumuz Ibrahim Uzulmez'i işaretledim.

Baktim gordum ki şu an Holosko ve Tello'dan sonra Bobo'yla birlikte en çok oyu almış oyuncu almış.. Ben gerçekten beni çok sevindirecegini hatta gol atacagini dusunuyorum, hissediyorum.. Haa olmazsa da "ne sikim hismiş" diyip boşveririm.. Rahatım yani..

purplepurple dedi ki...

bizimkiler kazanmak zorundayız tertibiyle ve ona bağlı olarak kazanmak zorundayız psikolojisiyle oynayınca kaybediyoruz. kupa fener maçında o 90 dakikanın sonunda daha fazla gol atan biz olmalıyız gibi bir durum yoktu, çünkü işin uzatmaları vardı. yendik. bursa maçında 10 kişi kalıp hem denizli hem de sahadakiler için 'kazanamazsak'ın bahanesi oluştuğu an, iyi oynadık.

lig fener maçındaysa bizimkiler sanki 'olm kazanmamız için kaçıncı dakikada gol atmamız lazım? geç kalmadık di mi.. hadi onu geç, nası atcaz lan! hücum mu yapsak şimdi napsak, gol lan, zor iş ha' derken futbol oynamayı unuttular. bir kere de oyundan kopunca, ipleri fener gibi bi rakibin eline verince böyle yanındaki adama pas veremez hale geliyorsun.

şimdi galatasaray maçında eminim mustafa denizli bizimkileri, beraberlikle ne liderliği ne de şampiyonluğu kaybediyoruz, ama yenersek şampiyonuz onu bilin diye hazırlayacak ve ona göre bir takım çıkaracaktır. sırf olmasa da, işte bu yüzden, pazar günü kazanırız.

kilidi deli ibo açsın. dinimiz amin.

yunus dedi ki...

herkes "sergen attı şampiyonluk geldi" yi biliyordur, içimden bir ses bu senede "yusuf attı şampiyonluk geldi" diyecekler diyor.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

emre aşık'la vedat inceefe yok dimi? :( onlar olsa hiç böyle kim atacak derdine düşmezdik :(

Jokond dedi ki...

Şimdi bu sezon oynanan önemli maçlara bakıyorum. Hadi ilk Trabzon maçında Ertuğrul risk almadı yenemedik, Fener-Gs maçlarında hakem on kişi bıraktı gücümüzü gösteremedik, Sivas'ı İstanbul'da boğduk Sivas'ta taktiksel olarak beraberliği istedik, İstanbul'daki Trabzon maçında her şeyi yaptık ama kısmet değildi, İnönü'deki Fener maçı strestendi eyvallah tamam. (Neyine tamam lan?)

Bu maçı almamak için hiçbir mazeret, negatif etken yok ortada. 11 kişi çıksınlar, 11 kişi girsinler soyunma odasına gerisini dert etmiyorum.

Eger tarih tekerrur edecekse biz yine 90'da atar sampiyon oluruz, bu blogdakilerin yarisida ben dahil kalpten gideriz... :))

ilgisiz dedi ki...

ligdeki durumumuza bakarak aman ne süper kadromuz var, avrupayı bile titretiriz yanılgısına düşmüyorum elbette ama bu takım ligin üst düzey takımlarıyla istediği gibi oynayabilecek kalitededir. bu sene galatasarayın fenerbahçenin onca maçını izledik, yeri geldi küme düşen takımlar bile anadolu takımı mantığıyla değil çatır çatır pas yapıp hücum ederek top göstermeden yendiler gs ile fbyi. kimine karşı %40 topla oynayıp yenildi gerek galatasaray gerek fenerbahçe. kimine karşı da %60 la oynayıp beraberliği zor kurtardılar.

theotheo dedi ki...

beşiktaş bu maç şampiyonluğunu ilan edecektir.

bunda en büyük pay, bülent korkmaz'ın olacaktır.

pclion dedi ki...

Bu arada kilidin açılacağı kesin mi, ben de bunu sorayım. :)

Son yorumda haklılık payı var, bu kilidi açarsa bence Bülent Korkmaz açar. Ben Galatasaray'ın yenileceğini düşünmüyorum normal şartlarda...

İstatistikler çoğu kez kendi kendini çürütür.Ben de size başka bir istatistik vereyim.Gassaray ilk 10 sıradaki takımlarla deplasmanda yaptığı maçlarda sadece gaziantep'i o da rezil bir futbolla ve gaziantep'in hiç bir iddiası kalmamışken yenmiş.İlk 6 takım geyikleri tamamen safsatadan oluşuyor.İlk 6yla oynadığımız içerideki tüm maçları statta diğerlerini de tvden izledim ve hepsinin ayrı ve özel bir hikayesi var.Jokond çok güzel yazmış zaten şimdi yenilemeyelim.
Maça gelince kupa finali maçından önceki yorumumu yine aynen tekrarlıycam:
Maçın kilit noktası 60.dk'ya kadar maçı berabere durumunda götürmekten geçiyor.Galatasaray gibi bir takıma karşı 60.dk'dan sonra maçı kazanamamız mucize olur burdaki tek sorun 60.dk'ya kadar maçı berabere götürmek bu da aynı kupa finali gibi defansif bir oyun anlayaşıyla maça çıkmayı gerektiriyor.Varsın yine bizi anadolu takımı gibi oynuyor desinler fenerle oynadığımız lig maçında gördük ki bu takım büyük takımlara karşı büyük takım gibi oynayınca istediğini alamıyor ama 60'dan sonra bu takımın insiyatifi ele alacağı kesin.Maçın diğer kilit noktası da ernst-cisse ikilisidir.Umarım mustafa hoca yine bizi şaşırtıp bu ikiliyi bozmaz.Galatasaray kadrosunun bu maçta belirleyici olduğunu düşünmediğim için analiz fln yapmıyorum ama haberlerde jessie'nin söylediğinin tam tersi olarak lincoln'un sakat olduğu yerine kewell'in oynayacağını duydum.

gökhan dedi ki...

genel kanının aksine çokta zorlanacağımızı sanmıyorum. fizik/kondisyon farkı maçın ibresini tamamen bize çeviriyor. arda, kewell gibi adamlar bıraktım 60-70 dakika dayanmayı 30. dakikadan itibaren düşüyorlar. eğer takım maçın başında abuk sabuk işler yapmaz, denizli yine şapkadan tavşan çıkarmaya kalkmaz ise zor olmaz. hele de 60. dakika civarı önde isek kupa finaline benzer bir sonuç çıkabilir.

tabi derbidir, havası başkadır, hakemlerdir ayrı mevzu. sadece saha içine bakarsak açık ara favoriyiz.

bu arada nobre oynayacak diye haberler dönüyor. kaç haftadır yok, fiziksel olarak tam hazır değilse lütfen oynamasın. fit olmayan nobre yarardan çok zarar verir. kenarda dursun, önemli bir koz olarak maçın sonlarına saklansın.

Gökhan'a kesinlikle katılıyorum.Nobre'nin en önemli meziyeti fizik gücü zaten ama eğer %100 hazırsa da kesinlikle oynamalı.Bobo-Nobre eksik ğs defansına karşı harika olur.Oyumu da nobre'ye verdim bu arada sever Ğs maçlarını :)

Gürcan Ulusoy dedi ki...

nobre oynamaz. 70.dakikada skor iyi değilse girer...

http://www.kartalhaber.com/haber/13023416/denizliden-5-emir.html

"2-) Dörtlü savunma bozulmamalı

Galatasaray, bireysel yetenek yönünden Fenerbahçe'den daha üstün bir takım. Bu maçta dörtlü savunma oynayacağız ve bu düzeni hiçbir şartta bozmayacağız. Savunmada oynayacak Ekrem, İbrahim Toraman, Gökhan Zan ve İbrahim Üzülmez, rakiplerine bir an olsun nefes aldırmamalı. Bu oyuncular maçın ilk dakikasından itibaren ağırlıklarını hissettirmeli."

Savunmada üzülmez-toraman-zan-ekrem oyuyorsa sivok yine orta saha oynuyor demektir.İnşallah yalandır bu haber korktuğum başıma geldi.

Bobo, haberin yazari Ismail Er adli futbol profesoru iken cok dert etmeye degmez.

Aslinda dert etmeye deger, biliyoruz ki bu adam ismarlama yazi yaziyor...

Ya yok ya, Cisse'nin gitmeyecegi de konusulmus, kendisine moral verilmisken o ikili bozulmaz; Denizli o kadar manyamis olamaz.

gökhan dedi ki...

http://www.ntvmsnbc.com/id/24968926/

http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&hid=56834

herkes farklı şeyler söylüyor. kadroyu görene kadar küfür etmicem.

@shelybl

Haberin sahibinin İsmail Air olması benim de tek umudum.Bir de Mustafa Denizli maç günü stata gelirken takım otobüsü içersinde kurduğu kadroyu değiştiren bir td.Hatta ankaragücü maçında kadrolar açıklandıktan sonra ekrem'i çıkartıp zapo'yu defansa koymuştu.O şimdi şu aralar maçı kafasında oynuyordur :)Maç saatine kadar saat başı kadroyu değiştir. Umarım sivok-ernst'li kadro da maç saatine denk gelmez.

asist time dedi ki...

tabiki ekrem

Ankara macında skor 1-1 e gelmişken son anda kademeye girip golluk bir pozisyonu engellemişti.

Ankaragucu macında oyuna sonradan girip cok iyi bir direnc saglayıp durum 2-1 iken ceza sahasında sağ dipte bombos bir oyuncunun sutuna son anda mudahele etti. Daha sonra da bobo-holosko ile beraber harika bir gol attırdı.

Bugun ki maçın da kiilit adamı olacaktır.

Kilidi Mehmet Topal acti, hem de bir degil iki defa.

Bu sitede yapilan tahminlerin hepsi ters cikar. Boyle ters cikmasi imkansiz gibi gozuken bile ters cikar. Ne totemmisiz be..

Yorum Gönder

Ara