22 Mayıs 2009 Cuma
Onlarınki Futbolsa Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi
Şu televizyonların yabancı maçları vermesi yeni bir papağan türünün çıkmasına neden oldu. "Onlarınki futbolsa bizimkisi ne?" diye sayıklıyor sürekli, durduramıyoruz. Yahu bizimkisi de futbol, onlarınki de futbol, halı sahada top oynayan adamların maçı da futbol. Tanımı basit; sahada iki ayrı takım, takımlara ait birer kale ve bir top varsa ve takımlar topu rakip kaleye atmaya çalışıyorlarsa, oynanan şeyin adı futbol oluyor maalesef. Ha; halı saha maçında yarım saatlik bir mücadele sonucunda, nefesi kesilenlerin yere yattığını görürsünüz, bazı kategorilerde kördöğüşüne benzer bir oyun görürsünüz, bazı maçlarda da iki takımın satrançvari hamlelerini görürsünüz. Ama bazen sokakta maç yapan çocukların maçını dahi izleyebiliyorsak, demek ki bu mereti izlenebilir kılan, iki takımın kazanmak için mücadele vermesi. Ama yine de taraf olmak, en büyük kıstas. Eğer tarafsanız, tüm kanserojen etkilerine rağmen bir rengin peşinden gitmeniz kuvvetle ihtimal. Hatta mayıs ayı gelince olası şampiyonluk sevincinden çok yaklaşan iki aylık ayrılığın burukluğu da hissedilebilir.
Herneyse, işin romantikliğini geçelim. Bir de gerçeklere dönelim. Şimdi misal Manchester United; çok güzel top oynuyor, şöyle alımlı böyle güzel, çok başarılı. Onlarınki futbolsa biz kahrolalım...Kahrolalım da o zaman işin içine biraz da iki ülkenin hayat standardı girmez mi? Mesela, İngiliz'lerinki hayatsa, bizimkisi ne? Bunu diyeni göremedim, ama futboldan şikayet eden çok. Bu futbol sadece saha içindeki doğru organizasyonla alakalı olsa tamam ama o kadar çok değişken var ki, biri eksik kalınca sahada o eksiklik bazen somut olarak görünmese de, maçın sonucunda ya da şampiyonanın sonunda er yada geç ortaya çıkıyor. Şimdi eğitim şart deyip işin içinden çıkılabilir, bu bağlanması zor paragraf bir çırpıda hallolur, 17 yaşında yetenekleri açık seçik meydanda olan Türk oyuncularının 27 yaşında hem o yeteneklerini kaybetmiş hem de mental problemleri ile dibe vurmuş olması açıklanabilir ama o da değil tek mesele. Eğitim şart ama para şart, güzel stadlar şart, hayatta çoğu derdini halletmiş ve tek derdi haftasonu nasıl eğleneceği olan taraftarlar şart, biryerlere gelmek için yöneticiliği kartvizitten ibaret görmeyen yöneticiler şart, spor basınını ekmek kapısı olarak görmeyen yazarlar şart, siyasetten uzak federasyon şart..vesaire...vesaire.
Uzun lafın kısası, yabancı takımların maçlarında zevkten dört köşe olan birisi olamadım hiç. Bu tanımı gari yapmıştı sözlükte, ben de yineleyeyim; benim için en güzel gol 22 kısa pasın sonucunda Messi'nin ayak içi ile köşeye bıraktığı gol değil, kalecinin teptiği topu ıska geçen onca fubolcudan sonra Beşiktaş armalı formayı giyen futbolcunun kaval kemiği ile attığı goldür. Onun dışında da yapılacak tüm hesap kitap var oluş sancısına kadar gider...
Etiketler:Beautiful Freak
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
6 Yorum:
rep++++++++, tıkladım teraziye
diğer yandan sanki dünyanın her yerinde premier lig kalitesinde maçlar oynanıyormuş gibi konuşuluyor. ispanya liginde bile ölesiye sıkıcı, kalitesiz maçlar var. bizimkiler tüm ligleri kenara bırakmış, liverpool-arsenal maçını veya bir şampiyonlar ligi yarı finalini kıstas belirlemiş. sonra beşiktaş-fenerbahçe maçı mı izlenir, oy anam yazık bu gözlere modunda. izleme zaten.
bir de düşen takımlarını/yenilen takımlarını alkışlayan taraftarı övdükten sonra sahalarımızda görsek keşke böyle görüntüler falan diye yorumcusuyla tartışanlar var.
Be pezevenk hiç mi izlemedin Beşiktaş'ı dedirtiyorlar.
o zaman gelsin messi,tuttuğun takıma yaglasın 10 tane.sen de "ne güzel futbol var sahada.şiir gibi üstadım!" de.
çok net; futboldan önce Beşiktaş gelir.
"Mes Que Un Club" ama di mi baba yeaa?
Son paragraftaki yoruma bittim yalnız. Ne güzel açıklamış en güzel golü.
Alakasız ama o gol tanımını görünce aklıma 92'deki 4-3'lük Gs şampiyonluk maçında Şifo'nun göbeğiyle attığı 4. gol geldi aklıma. Belki de gayet alakalıdır bilemedim.
yazıya genel olarak katılmakla birlikte ilk iki paragrafa küçükte bir itirazım var. elbette o düzeye çıkmamız mümkün değil. ama aynı futbolu oynamak gayet mümkün. o yapıyı örnek alır, benzer ama bizim düzeyimizdeki futbolculara yönelirsek aradaki uçurum kalkar. en azından 8-0 gibi skorlar ortaya çıkmaz.
2003-2004 chelsea beşiktaş maçını hatırlayın, birde iki hafta önceki chelsea-barcelona maçını. anlatabildim umarım.
koyu bir beşiktaşlı vedat özdemiroğlu ile - beşiktaş kısıtlı olmak üzere - sanatına dair bir röportaj yaptım, okumak isteyeni beklerim
http://alperr.blogsome.com/p328/