.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Dik Durmak




Beşiktaş Teknik Direktörü olarak kendisine bir türlü ısınamadığım bir zamanların makascı golcüsü Ertuğrul Sağlam'a biraz dikkatle bakılırsa aslında şu ana kadarki en büyük problemi dik duramaması olduğu görülür. Gerek saha dışı gerek saha içindeki olaylarda o kadar çabuk kendisinden ve kafasındaki sistemden ödün veriyor ki, azcık dik dursa kendisi ve Beşiktaş için gelişmeler çok farklı olabilir.

İlk senesindeki ilk maçlarına bakalım. Takımdaki kadroya göre oynanabilecek en doğru taktik 4-4-1-1 ile avrupa mücadelesine başlamış Beşiktaş ve işler biraz ters gidince yazılı-görsel medyada her denileni kaale almış Ertuğrul Sağlam ve sonuç hüsran. Oysa o zaman için o kadro şartlarında nasıl ki 4-4-1-1 en uygun taktikse bugün de yine doğru bir taktik olan (4-2-3-1 ) taktiğinden bir maçta vazgeçmek üzere Ertuğrul Sağlam. Ama ne ki bu şimdi. Hangi taktik bir maçta, bir ayda, oturmuş ki sen daha ilk maçta sisteminden vazgeçiyorsun. Hatta ilk maçta dahi vazgeçmiyorsun, maçın daha 35. dakikasında hazırlık maçlarının en iyi futbolcusuna kementi atıyorsun. Hadi diyelim, Aydın çıksa defansif bir oyuncu girse sol tarafı emniyete almak için ya da Aydın çıksa bir forvet girse, takım iyice hücuma çıksın diye anlaşılır da, Aydınla Serdarın kağıt üzerinde ve gerçekte ne gibi bir farkı var anlayan beri gelsin. Hadi ufak bir farkı var diyelim, 10 dakika daha sabredemeyecek kadar mı bu fark. Halbuki sen sene başında öyle bir intiba veriyorsun ki, sanki bu sene sol kanat Aydın'ın der gibisin ama bu fikrinden sadece 35 dakikada vazgeçiyorsun.

Hadi Aydın'ı geçtim, bir senedir şu orta sahanın doldurulması için bekledik ki, sonunda kavuştuk derken bu da sadece 45 dk sürdü. Merak ediyorum dünyada türkiye dışındaki takımlardan kaçı maç içindeyi bırak sezon içerisinde aynı teknik direktörle çalışırken taktik değiştiriyor. Bir takımın bir dizilişi vardır ve işler ters gidiyorsa değişen sadece oyuncu tipleri olur. Çift libero oynuyorsan ve hücuma yönelik oynamak istiyorsan, çift ön liberolarını tıpkı Antalya maçında olduğu gibi Cisse ve Uğurdan kurarsın. Defansif bir orta saha istiyorsan, Serdar Kurtuluşu, Sivok'u koyarsın. Aynı sistem içerisinde, Aydın-Ekrem, Holosko-Serdar Özkan değişiklikleri oyun mentaliteni değiştirir ama sistem değişmez, sadece isimler değişir.

Ama hocam içimde hala bir umut var, dik duracaksınız diye. Hadi biraz kulağınızı kapatın şu kakafoniye ve bildiğinizi yapmaya çalışın az biraz. Yine doğruyla başladığınız sezonu, sistemsizlik sistemiyle, şapkadan çıkan tavşanlarla geçirmeye çalışmayın. Evet, bu takımın hücumcuları şapkadan çıkmaya müsait tavşanlar ama ne gerek var bu gerilime, elinizdeki şu kadro çok rahat şekilde sistemli bir takım olabilecekken..



3 Yorum:

Adsız dedi ki...

Dik de dursa eğik de dursa ertuğrul hocadan hiçbişey olmaz. gnyz

Adsız dedi ki...

jessie;

futbolda bir kaide vardır.

bir oyuncu kötü bir maç çıkarabilir, maç sırasında kafası başka yerdedir ya da o gün kendini hazır hissetmiyordur. iyi başlamamıştır. etkisizdir. bunun için de onun yerine aynı mevkiide olan bir oyuncuyu formsuz elemanımızın yerine oyuna alırsın. bu kadar basit.

Adsız dedi ki...

sonuç olarak, benim de içimde bir umut olduğunu söyleyebilirim. eğer ertuğrul 3-4 hafta boyunca holosko'yu sağda oynatmaya devam ederse ilk kendi içindeki iç-savaşı o zaman kazanır diye düşünüyorum.

p.s: ibne basına kafam girsin

Yorum Gönder

Ara