Bir sezonun bitip yenisinin başlaması artık championship manager'daki sezonlardan daha hızlı olmaya başladı sanki. Ne ara bitti de ne ara yenisi başladı, kaç yaşına geldik, Sergen ne zaman futbolu bıraktı hepsi muamma. Muamma olmayan, 34 haftada Beşiktaşlılar olarak 60 ila 80 kere arasında gol be diyeceğimiz, 15 ila 30 kere arasında hassiktir diyeceğimiz, 34 maçın en az 18'inden galibiyetle çıkacağımız, en az 2 en çok 8 kere mağlup olacağımız, arada hakemlere arada kendi futbolcumuza sık sık Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin'e saracağımız bir sezon bekliyor bittabi. Gönül ister ki Mayıs ayı geldiğinde en sevdiğim yönetici beyanatı olan "Taraftarlar Bayraklarını Hazırlasın" başlığını gazetelerde görelim. (Var mı bayrak hazırlayan taraftar modeli, o da ayrı konu) Birçok Beşiktaşlı bu yönetimden gelecek herhangi bir başarıyı istemese de, benim açımdan bu sezonki Beşiktaş şampiyonluğu çok önemli. 101. yılında uzun zamandır unuttuğu "kazanan takım" olmuşken, yolundan birden çıkan ( veya çıkarılan) Beşiktaş şu an tıpkı 100. yıl şampiyonluğunun öncesine benzer şekilde yine büyüklük kompleksine doğru itilmeye çalışılıyor. Şuyuu vukuundan beterdir, iki büyük yaratılmak isteniyor komplo teorisi (veya öngörüsü) mevcut yönetimle birleşince doğal olarak taraftarın ruh hali de bozulmuş durumda. İş bu halde bu sene Beşiktaş için çok önemli. Zira 100. yıldan beri oluşturulan en iyi kadro da bunu başaramazsa, yine herşeye sıfırdan başlayalım derken hepten sıfıra vuracak Beşiktaş ve yeniden doğrulması da uzun zaman alacak. Hele böyle bir durumda taraftar hepten sıyıracak ve doğru birşey yapılacaksa bile bu ruh halinden dolayı insanlar sakin şekilde düşünemediğinden herşeyin daha da kötüye gideceğini varsaymak sadece karamsarlık olmasa gerek.