Sergen’i ikna turları devam ettiğine göre Beşiktaş’ın puan kaybı yüksek ihtimal bir başka maçı. Sergen hocam tatildeymiş galiba. Yeterince dinlenince takımın başına geçecektir herhalde.

Bu maçta da geçici hoca Serdar hocadan radikal bir deneme göremeyiz. Farklı bir varyasyon, 11’de sürpriz bir altyapı oyuncusu falan mı aa ne gerek var şimdi?

Şu garanticilik kafasından ne zaman vazgeçilirse o zaman bu takım adına umut ışığı görünüyor denebilir.

Bizim için hava hoş tabii. Buralardan sallamak. Ama en azından sallamayı layıkıyla yapalım;

Mert / Svensson-Musrati-Emirhan-Bahtiyar / Gedson-Muci-Rafa / Semih-Mustafa-Yakup Arda

Tabii bu 11’de ileri üçlüye ilk 45 dakika durmadan press emri vereceksin. Sizin işiniz 45 dk diyeceksin.

Sonra 2. Yarıya

Mert/Svensson-Talha-Emirhan-Bahtiyar/Musrati-Gedson-Muci/Rafa-Ciro-OX kadrosuyla devam edeceksin

Fantezi futbol gibi oldu sanki ama hiç değilse izleyenler “bir şey deneniyor galiba” falan der…

Salih-Musrati, 10’da Gedson, kenarda Rafa tercihlerini Rize’nin hocası yapsa ancak anlaşılır.

Salih, Musrati, Grdson 3 etkisiz sahada takiliyorlar. Hucuma cikarken hareketli degiller. Dikine etkili degiller. Top alisverisleri zayif. Bunlara ondeki 3lunun gevsekligi de eklenince Rizeyr eziliyoruz. Sahada Bahtiyar ve Svenson harici aksiyon alan yok maalesef.

Zaten rakibi durduramiyoruz. Bu kadsr drfansif adama ihtiyac ve gerek yok bu oyunla. Tek orta saha cift forvet deneyelim bari

Serdar hoca, Beşiktaş'ı seven beni kovsun kıvamında antrenörlük yapıyor. Oyuna neden mudahele etmiyor anlamiyorum artik. Gedson berbat oynuyor. Rafa ve Immobile hic sahada yoklar. Muçi gelen topa dokunmadan bir yerlere atmaya çalışıyor. Nasil olacak bu is

Rizespor’a oyunda ezilen bir takım. Değişen bir şey yok. Kazanma hırsı yok. İsyan yok. Son dakikalarda kazanma düşüncesi yok. Neredeyse 1-1 bittiğine sevinecekler.

Sergen de yarın tatil masasından kalkıp takımın başına geçmiyorsa hiç gelmesin.

Benim adayım artık Üzülmez! Onun tarzında oyuncular görmek istiyorum sahada. Oyun şart değil hırs ve mücadeleye fitim.

O kadar sıradan ve o kadar olağan gelmeye başladı ki puan kayıpları. Rize zor deplasman, 1 puan iyidir diye düşünmeye başladım. Başaltı takım olmaya gidiyoruz diyorduk, ciddi ciddi orta sıra takımı olduk. Haftaya Bodrum gözüne kestirmiştir bizi. Pan kaybı yaşarlarsa üzülürler.

Ya herkes her şeyi görüyor, yorum yapmak da abes de, 90. dakikadan, 90+2'nin ortalarına kadar, yani toplam 2.5 dk rakip kaleye yüzümüzü dönemedik. Şutu, pozisyonu filan geçtim, oyuncular topu alıp kameranın açısını bizim kaleden karşı kaleye çeviremedi ya. Bu kadar acziyet gerçekten mağlubiyetten filan kötü koyuyor.

Takım 2 tane çok tehlikeli yerden frikik kazandı. Topun başında gedson'la bahtiyar vardı. Biri hadi auta gitti yine de, diğerinde barajdaki kendi oyuncumuzu vurmayı becerdik. Talisca'yı, Quaresma'yı, Delgado, Tello'yu filan geçtim, duran topta bir takım Cenk Tosun'u da aramamalı artık yaa. Bilmiyorum, serie A gol kralı adam, 18-20 metreden de bir şut çıkarabilsin artık ama. Zaydunitdinov'u görünce bari desin, sen bırak ben atayım diye. Bu kadar egon da mı yok?

Bu kadar gamsız oyuncu grubunu arasan bulamazsın. Beşiktaş tamamen kişiliksiz edilgen bir orta sıra takımı şu anda. Bir karakter ortaya koyabilen hocası da yok. Oyuncuların saygı gösterdiği bir kaptanı yok, takım içinde bir hiyerarşi yok, saha içinde iletişim sıfır, yardımlaşma birbirinin açıklarını kapatma sıfır. Efor yok. Hiçbirşey yok.
Çok daha kötü oynadığımız olmuştur ama ben bu kadar zavallı bir Beşiktaş hatırlayamıyorum.

Rize’deki Ghezzal ve Amir Beşiktaş’ta rahat rahat oynarmış. Müthiş kadro planlaması gerçekten. Amir’e yatırım yapıp üzerine Onana ve Musrati’ye bir dolu para dökmek. Ghezzal’ı kronik görüp yerine! son günlerde Joao Mario’yu bulmak. Beğenilmeyen Emrecan bile girip asist yapıyordu az kalsın.

Artık top taraftarda. Sergen’i gerçekten istiyorlarsa bunu göstermeliler. Yeni başkan da beklemeden reaksiyon almalı. Öyle tatlı bir fikstür var ki aslında değerini bilene. Geçen sene 6 teknik adam geldi gitti. 2 kupa geldi. Şimdi Sergen naz yapıyorsa normalde Beşiktaş’ın başına kolay kolay gelemeyecek başka teknik adamlar da bir şoklama için düşünülebilir.

Piyasada 100 tane yerli vardır. 2 maçlığına da gelirim, tazminatsız gelirim diyecek. Ama yani altyapı hocasıyla bir yere kadar. Belki geleceklerden biri bir biçimde tutar.

Aklıma Üzülmez geliyor ama Şifo da olabilir. Geçen seçimde Adalı’nın yanında olacaktı. Mesela Atiba neden düşünülmüyor? Adamda futbol aklı olup uygulayabildiğini yıllarca gördük. 40 yaşında skorer forvet arkasına bile dönüştürebildi kendini. Gelsin Josef de yardımcısı olsun. Böyle sürekli yokuş aşağı giden takım için yeni bir şeyler denemek şart!

Serdar hocanin tekrar tekrar ayni hatalari yapmasi inanilmaz. Eldeki kadro icinden cozum uretmek yerine yetistirdigi genclerden bir tanesini kanatta kullansa farkli isler olabilir.

Pres gücünü arttırmak icin Gedson'u 10 numara gibi kullaniyoruz ama bunu yaparken Rafa'yi kanatta kullanip etkisiz hale getiriyoruz. Bu da yetmezmis gibi OX'u oyuna alip onu da kanada yerlestiriyor. Manasiz hareketler.
Defans orta saha baglantisi kurulamiyor. Mecbur uzun topa kaliyoruz. Bunu kuramiyorsak niye Salih Musrati oynatiliyor inatla.

Bu arada Sergende farklı bir oyun oynatmayacak. O da kabiz bir oyun oynatacak. Bence teklif gelen butun oyunculari devre arasi elden cikarip U19dan destek alarak devam etmeliyiz.

Beşiktaşlı fenomenler, sosyal medya hesapları, kanaat önderleri, duyumcular neden sessiz?!?

Tamam yönetim yeni ama çare olma iddiasıyla geldi. Hani teknik direktör? Hani transfer haberleri? Ne anladık şimdi bu işten?

Yaa bugün de Beşiktaş’ın maçı varmış heyecansızlığıyla lig mi takip edecek taraftar?

Hani seçim öncesi bir santrafor, bir kanat, bir de bek transferi (isimleri) ?
Hani “Hüseyin’e ben de söyledim” diyen ve camiayı seçime gönderen “o” beklenen teknik direktör?

Salı geliyor salı. Elde kalan tek kulvar (Lig ve Avrupa için şu ortamda optimist olamayacağız). Salı gününe kadar takım ve kulüpte bir gelişme olmazsa sıkıntı var.

Isi ruha mucadele eksikligine baglayabiliriz de bu kulup son 4-5 yildir teknik olarak berbat yonetiliyor. Kadro muhendisligi diplerde, sacma sapan sportif kararlar aliniyor ve teknik adamlar inanilmaz kotu tercihlerde bulunuyor. Devre arasinda tarihimizin en pahali 2 transferini yaptik.
Biri derin kurucu olmasina ragmen profiline uymayan seyler bekleyip adami kotu kullaniyoruz ve yanlis degerlendiriyoruz. Agir diye elestiriyoruz, sanki hiz gelisebilen birseymis gibi. Niye 2’li mucadele kazanmiyor diyoruz sanki klasik 6’ymis gibi. O zaman gidip klasik 6 alacaktin.
Digeri gelir gelmez net 10 olmasina ragmen sag acikta bok ettik. 4-5 ay sonra onune kesemeyecegi bir adam alip moralman bitirdik, sonra alakasi olmadigi sag acikta sol acikta onu da bok ediyoruz.
Elimizde kisa driplingi iyi, calim yetenegi cok iyi, son vurusu saglam net bir 9.5 wonderkid var. Tek forvet icin fiziksel olarak yetersiz ve sirti donuk oyunu pek yok, ama net bir pivot’un etrafinda cosup 20-25 gol rahat atacak potansiyelde. Ona guvenip ideal mevkisinde kullacanacagimiza onune once Muci sonra Rafa geldi, kendisini de kaleden uzaklastirip sol acikta bok ettik.
Tarihimizin en pahali oyuncusunun onune sirf kel’in biri reklamini yapsin diye 3-4 oyuncu’ya toplam verecegimiz maasi gomduk. Sonra takimda ne sol acik var, ne acik yedegi, ne santrfor yedegi.
Yetmezmis gibi takimin antrenorleri takimin en iyi oyuncusunu defalarca acikta veriminin dusmesine ragmen israrla acikta oynatiyor. Israrla Gedson gibi net bir 8’i forvet arkasina cekiyor. Sanki Besiktas 4-2-3-1 disinda bir sistemde oynarsa kume duser maddesi varmis gibi israrla kanat oyuncusu yokken bu sistemi oynatiyor. Illa 4-2-3-1 oynayacaksan o zaman Rashica, Can Keles cikacak sahaya. Onlara guvenmiyorsan baska bir sistem oynatirsin. O kadar zor degil, yap Musrati-Salih-Gedson’lu baklava orta saha, onlerinde Muci veya Rafa serbest oynasin, forvette de Semih ve Mustafa oynasin.
3 tane iyi dedigimiz baba transferin hepsi berbat. Immobile en son 4 sene evvel performans sergilemis, takiminin bonservissiz kontratindan cikmak icin ugrastigi bitik bir adamdi, bosuna aldik dunya kadar maas bagladik. Rafa Silva cok iyi oyuncu, ama mevkisinde dunya para bayildigin Muci ve wonderkid Semih varken gereksiz, bizim icin cok luks. Paulista ihtiyacimiz olan tipte stoper degil, ustelik sakatlik ve istikrar sorunu olan oyuncu. Bizim yapacagimiz yapilanma stopere Nino gibi bir adam cekmekti. Muci, Rafa’ya falan girmeden forvete Weghorst veya Onuachu’yu cekip arkasina Semih’i koymak, yatirimi kanatlara yapmakti. Sacma sapan dengesiz bir kadro kurduk.
Iki senedir lige ekim-kasim’da havlu atiyoruz. Hadi o birsey de, iki senedir ikinci devre’yi yapilanmak yerine bombos kullaniyoruz. Degil onumuzdeki sene, 2 sene sonra bu takimda olmayacak hicbir oyuncu’yu artik oynatmamak lazim.
Masuaku’nun oynamasinin anlami yok, Emrecan’i oynat full, et mi balik mi belli olsun.
Emirhan ve Talha’yi oynat kendilerini bulsunlar.
Demir Ege ve Kartal’i cagirabiliyorsan cagir oynat. N’Dour’un alacagi her dakika bosa gecmis dakika.
Immobile bize simdi de gelecek sene de birsey veremeyecek. Mustafa ve Semih’i full oynat cift forvet olarak iste. Hem birbirini iyi tamamlayacak tipte oyuncular, hem de 2 tane gencecik oyuncu’nun verecegi performans taraftari heyecanlandirir. Kadayifa donmus Immobile ne verecek bize?

Son düşen haberlere göre Sergen gelmiyormuş.

Eski Beşiktaşlı onlarca teknik adam bulunur. Beşiktaş sayesinde Şenol hoca gibi Sergen hoca da (muhtemelen kariyerinde ilk ve son olacak) şampiyonluk yaşamıştır. Beşiktaş, teknik adamlara değer katan bir camiadır.

Şimdi “B planı” devreye sokulmalıdır. Ne yazık ki salı günü kupadaki Sivas deplasmanına kadar yeni hoca yetişmeyecek gibi görünüyor.

Üzülmez’in Sergen’in çeyreği kadar lobisi yok galiba. Adamın oyunculuğu kazma bek olarak hatırlanıyor ama Lucescu, zamanında hücumu adamın üzerine kurmuştu. GS’de Hasan Şaş’a yaptırdığını BJK’de Üzülmez’e yaptırıyordu. Şimdi Razvan veya babası gündeme gelecektir ama futbol iklimimize göre sıra yerli hocada!

Üzülmezci gibi yazmaya başladım ama aklınıza gelen başka alternatifleri de yazın.

Yani şimdi Pascal’ın teknik adam kariyeri olsa o gelsin diyeceğim. Pascal ve Üzülmez’in oyun hırsında, Güneş ve Lucescu’nun öğreticiliğinde, Bilic ve Terzic’in taktik bilgisinde olup “Beşiktaşlı” kimliğine sahip bir hocaya ihtiyacı var takımın.

Yeni yönetim için zaman icraat zamanı.

Antrenor konusunda yerli opsiyon olmamali bence. Elimizde kariyerli ve kariyersiz bu kadar yabanci oyuncuyu yerli bir profilin kontrolune vermek dogru bir tercih degil. Uzulmez veya Sergen oyuncular uzerinde hangi oyunculuk veya antrenörlük basarilari ile hakim olacaklar. Ilk başlangıç icin buna ihtiyac var. Hadi kocum aslanim modu ile olacak is degil.

Boşta olan çok parlak bir yabancı teknik adam ismi vereyim. Avrupa liginde Rangers ile final oynadı. Uçan kaçan Galatasaray’ın elinden 5-0’la kupa almışlığı da var. Oyuncuların çoğu yabancı, hepsiyle anlaşır. Ama gidip durduk yere wonderkid Semih’i kesebilir. Buna mukabil kadro planlamasında yedek santrafor olarak 17 yaşında başka bir gence güvenip sezonu da patlatabilir. Hem bizim gibi biraz Asyalı hem de biraz Avrupalı. Biçilmiş kaftan. Gelsin “Beyaz Futbol” gibi futbol paydaşlarını “Yapı”, “Düdüğünü astırıcan”, “Baba sutoper ” gibi yerli üretim kavramları ve “bu takımın forması şampiyonluğa oynar” gibi özdeyişleri sezon sonuna doğru kavrar belki.

Beşiktaşlıların özlemle beklediği teknik direktör adayını tv programında ligi yorumlarken izlemek de varmış.

Şaka maka Atiba-Quaresma modeli nasıl olur? İlhan-Guti modeliyle bir ara post-Şenol projesi denenmişti ama tutmamıştı.

Sergenciler Q7 ile de tatmin olur, çingenem şarkısı eşliğinde editli videolar döşerler. Atiba da Beşiktaş demek mücadele demek diyenleri tatmin eder. Hem yarı yerli sayılır.

Tabii herkesin aklında bir hoca, daha doğrusu futbolun yönetimi ile ilgili fikirler vardır. Ama bence Beşiktaş'ın en en en önce yapması gereken, hangi kararı verecekse versin, bu konuda fazla demokrat olmamalı. "O bunu dedi, şu bunu dedi" gibi yönlendirmelerle hoca belirlememeli. Geçmiş tecrübeler tabii ki belli boyutlarda ele alınmalı ama geçmişe takılıp kalmamalı.

Sergen Yalçın görüşmeleri de sanki planlanmış iyi niyetli bir "win win" olayı gibi geldi bana. Serdar Adalı'nın baştan beri Sergen Yalçın konusunda çok istekli olduğunu düşünmüyorum. Keza Sergen Hocanın da bu haldeki bir takımı almak istediğine inanmıyorum.

Bir youtube yayıncısı, Beşiktaş ile ilgili, "kendi sikletindeki takımlar arasında, dünyada en kötü yönetilen kulüp" demişti. Hakikaten doğru. Beşiktaş şu an ligin -bence- en kötü takımı. Kendisi gibi krizde olan ADS ve Hatay, Beşiktaş'tan daha "solid" bir takım görüntüsü veriyorlar sahada. Ve bu durum yeni bir olay değil, yılların birikimi. Millet en iyi olmak için yıllarca istikrarlı bir şekilde çabalar, biz ise en kötü olmayı ilmek ilmek örerek başardık.

Ben olsam ne yaparım: Valla kitabın oratasından konuşayım. "Beşiktaş küçülemez!!!111" gibi beylik laflara yer yok artık. Beşiktaş çok afedersiniz seve seve küçülecek. Beşiktaş'ın "Büyük takım" olmadan önce bir "takım" olması gerekiyor. ŞL'de son 16 oynadığımız günden buralara gelmek onur kırıcı, ama geçmişte yaşananlarla hesaplaşma başka bir disiplinin konusu ve yeri geldiğinde hesaplaşılmalı. Ama "biz Bayern'le laf atıştırıyorduk, ne ara buralara geldik" lafına artık takılmamak lazım. Olan oldu. Her şey kötü yönetildi, ama her şey. Oyuncu yönetiminden başkan seçimine, td seçiminden kadro yapılanmasına, sportif kararlardan stadyumun çimlerine. Bok edilebilecek her şeyi bok ettik. Artık boka battığımızı kabul edip, buradan çıkmak için küçük adımlar atmaya başlamak gerekiyor, bizi bok çukurundan çıkaracak helikopteri beklemek değil.

Tüm bu bok çukurundan da çıktıktan sonra, bize şöyle eli yüzü düzgün, ortalama bir avrupa futbolu takip eden birinin "şak" diye tanıyacağı, ingilizcesi şıkır şıkır, takım elbiseyi üzerine geçirince manken gibi duracak, yabancı bir oyuncu ya da menajeriyle görüşüleceği zaman, "kim la bu lavuk" dedirtmeyecek bir "futbol yüzü", "futbol elçisi" artık ismi her ne skimse biri lazım. Tercihim tabii ki bizim takımda oynamış bir oyuncu ya da td olması. Bu konuda aslında iki aday var. Birincisi zaten öyle olması beklenen Atiba. Atiba'nın avrupa futbol camiası tarafından bilinirliği pek yüksek olamayabilir, ama diğer özellikleri sanırım uyuyor. İkincisi Guti. Bizi uzaktan uzaktan takip ettiği ile ilgili haberler çıkıyor. Belki böyle bir pozisyonu kabul eder. Zaten bayılıyordu bizim istanbul gecelerine. Quaresma olabilir, ama onun da dil meselesi biraz sıkıntı sanırım. Her neyse bu konu bizim için fazla lüks tabii şu ara. Bizim önce "acaba ligden mi çekilsek" diyen Adanademirspor'u yenebilen bir takım olmayı başarabilmemiz lazım, bunlar çok sonraki mevzular.

Yine söylüyorum saha dışında ne olursa olsun, saha içinde oyuncular arasında birliktelik olmadan bu takımın gerçek potansiyeli ortaya çıkmaz. Bir Fb maçındaki efora bakın bir de diğer maçlara. Aynı ilk 11 Rize’ye ezildi. Bence Beşiktaş göründüğü kadar kötü değil, hedefsizlik sendromu yaşıyor. Ve sahada oyuncuları savunmaları gereken alandan, koşudan, ikili mücadeleden sorumlu tutacak saha içi lideri olmamasının ciddi handikaplarını görüyoruz. Mesela Paulista net bir liderdi ve saha içinde bunu görüyorduk.
Attığımız yediğimiz goller de bence gösteriyor bunu. Herkesin kafasına göre takıldığı bir takımız şu anda.

Taktiksel olarak kesinlikle yaratıcılığa ihtiyaç var ve bu maalesef Serdar hocada yok. Baklava denenebilir bence sahte 9 denenebilir Rafa’yla. Bu adamı ve Semih’i kaleye yaklaştırmamız lazımken tam tersini yapıyor hoca. Bence Muçi kesinlikle oynamalı. Temposunda, pas dağıtımında bence sorun yok. Ama genç oyuncu. Muçi 10, ilerde Rafa’yı sahte 9, Semih kenar gibi ama Rafa’ya yakın oynayabilir. Bir de Musrati Gedson bence iki tamamen farklı rollerde CM. Ne 6 ne 8. Biri pas trafiğini düzenleyecek savunmada pas arası yapacak diğeri de topu driplingle taşıyacak, savunmaya hem koşuyla hem ikili mücadeleyle destek verecek. Niye kurcalıyor bunu Serdar hoca ben anlamıyorum.

Kadro mühendisliğine gelince, herkesi gönderelim, bunlardan birşey olmaz yolu çok tehlikeli bir yol. Oyun ve rollerin oturduğu bir takımda Mert, Muçi, Musrati, Rafa, Paulista, Semih şampiyonluk seviyesinde oyuncular. Felix, Rashica, Gedson, Svensson gayet iyi rol oyuncuları. Ama hiçbirinin yedeği yok ve iki kulvarda çok zor maçlara rotasyonsuz, alternatifsiz çıktı bu takım. Neticede sakatlıklarla dağıldı. Lugona’ya elensek veya Mario transferi yerine doğru bir sağ/sol açık transferi yapmış olsak belki ligde iddiamız devam ediyordu.

Kulüp olarak kırılgan bir yapıdan çıkmaya çalışırken Hasan Arat’ın çok saçma bir şekilde kulübü yönetememesi bizi çok zor durumda bıraktı. Bence sakin kalırsa yönetim, özellikle yerli oyuncu konusunda rotasyona girebilecek bek, açık, 6 numara, forvet pozisyonlarını destekleyecek oyuncular bulabilirse yönetim çok fazla para harcamadan gayet iyi bir kadro kurabilir.

Bence en önemlisi İmmobile’den çıkmak lazım. Hem Rafa’yla iyi bir ikili değiller hem de ikisi beraber ciddi fiziksel zafiyet.

Hocaya gelince, bence şu anda yönetimin ödemelerle vs bir istikrar sağlaması herşeyden önemli. Kaos oralardan çıktı çünkü. Şu anda Klopp’la Çağdaş Atan arasında bir fark yok Beşiktaş için. Aslolan yönetimin oraları çok kurcalamamadan esas işini yapıp para kaynağı bulması. Transferde de Veli, Oğuzhan, Olcay profilinde ucuz yerli rol oyuncularıyla kadroyu desteklemesi.