Bugüne kadarki hlzmetlerin için çok teşekkürler Atiba

Ligin sondan ikinci haftasında deplasmanda temdit penaltısını atarak Beşiktaş'a veda eden Atiba, ligin son maçında kendi seyircisi önünde 2-0'lık maç zora sokulduğu için oyuna giremeden saha kenarında stres içerisinde bitirdi Beşiktaş kariyerini. Şahane veda oldu gerçekten. Bunu şerh düşmek lazım, heykeli dikilsin laflarından nerelere gelinmiş...

Atiba ile ilgili negatif çağrışım yapan iki olay var. Biri Bayern München diğeri Olympique Lyonnais deplasmanında attığı geri paslar. UEFA'da yarı final ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final kapısına gelinmişti. Tabi pek çok kişi, keşke yine o seviyelerde maç oynasak da oyuncularımız böyle hatalar yapsa diyebilir. Tabi iki turda da tüm kusuru Atiba'ya yüklemek haksızlık olur. Vagner Love ve Ryan Babel'in pozisyonları da hala Beşiktaşlıların aklından çıkmamıştır. Kısa bir not: Vagner Love'a o pozisyonda çok haksızlık ediliyor. O pozisyonu birleşik hareketlerle oluşturan zaten kendisi. Hem içeride tek golü atan da kendisi.

Gelelim pozitif çağrışımlara. Atiba görece "yaşlı bir futbolcu" olarak transfer edilmiş olmasına rağmen müthiş bir istikrar ve profesyonellik örneği göstererek Beşiktaş tarihinde yerini aldı.

Atiba sağ bek oynarken transfer edilip orta sahanın vazgeçilmezi oldu. Partneri bazen Veli, bazen Oğuzhan, bazen ise Josef oldu.

Atiba'nın asıl sürprizi son şampiyonluk sezonunda ortaya çıktı. Takımın ihtiyacına binaen bir anda skorer 10 numaraya dönüştü. Sürpriz gol katkısı yaptı.

Atiba her sezon takımdaki çoğu futbolcudan daha fazla katkı verirken ve istikrar örneği sergilerken mevcut yönetimler hep en fazla maaş pazarlığını onunla yaptılar. Atiba'nın onda biri kadar verim vermeyen oyunculara para saçılırken her sezon başı Atiba'nın maaşını ve sözleşme yenileme haberlerini takip ettik son yıllarda. Başkasına kepçeyle Atiba'ya çay kaşığıyla durumu oldu.

Atiba'nın 10 yıl sonrasında neden hala Türkçe röportaj vermediği veya taraftara sempatik gelecek Türkçe bir şeyler söylemediği de ayrı bir merak konusu. Bu dil mevzusu pek "profesyonel" durmuyor.

Netice olarak takıma yıllarca hizmet etmiş ve takım arkadaşlarına kıyasen bunu çok daha az maaş karşılığında yapmış bir oyuncu profili var karşımızda. Buralara bir daha döner mi tartışılır. Heykel mevzusunun haricinde futbolu bıraktıktan sonra yardımcı antrenör olsun deniliyordu mesela. Ama buralarda işler öyle yürümüyor. Bugünlerde onun ismi geçmezken Burak Yılmaz konuşuluyor. Network önemli tabi.

Beşiktaş'tan bir Atiba geçti...

Henüz yeni sezon transferleri postu açılmadığına göre konuyu Atiba'dan bağlayıp buradan devam edelim.

Yıllardır futbolu bırakınca teknik ekipte yer alsın denilen Atiba'ya son maçında süre dahi vermeyen Şenol hocanın yeni yardımcısı Burak Yılmaz olmuş. Bilemedim, Dzeko'nun oynayacağı ligde Burak da oynardı sanki. Yaşı el verirdi. Zaten yerli. Lisans çıkarsınlar bari. Kritik maçlarda 15-20 dk oynasa yeter.

Dzeko demişken Fenerbahçe'nin "dünyaca ünlü golcü" transferine Beşiktaş'ın cevabı gecikmemiş. Somaspor'dan Emrecan Bulut artık Beşiktaş'ta. Galiba bir dönem ebeveynler çocuklarına Emrecan, Emirhan isimlerini fazlaca koymuş. Beşiktaş kadrosunda bu kez iki Emrecan olacak. Transfer demişken spor medyasında Fenerbahçe ve Galatasaraylı yorumcular, Beşiktaş kadrosunun sezona "en hazır" kadro olduğu türküsünü söylüyorlar anlaşmışcasına. Ligi üçüncü! bitiren kadro, lige en hazır kadroymuş.

Beşiktaş sezona anlaşılamayan bir biçimde federasyonla ilişkilerde negatif olarak başlayacak gibi bir ortam oluştu algısı var. Tek aday olarak seçime giren başkan adayına tek muhalif gözüken Beşiktaş Başkanı gibiydi. Bu durumu uzun uzadıya değerlendirmek gerekir. Olay Hatayspor ve Gaziantepspor maçları tartışmaları ekseninde başlamış gözükse de sezon başı federasyon başkanının Beşiktaş ile ilgili konuşurken (Alanyaspor maçı sonrası hakem tartışmaları üzerine) elini kürsüye vurma mevzusuna kadar gider olay. Buna benzer durum pek görmedik geçmişte. Ligi bitirtmem diyenlere "ne demek bitirmem" diye kimse herhangi bir uzvunu kürsüye, masaya veya duvarlara taşlara vurmadı mesela. Sadece Ali Ece'nin bir programda malum konuya atıf yaparak "Beşiktaş yönetiminin" gerektiği yerde elini masaya vurması gerektiğini göstererek anlattığını izledik.

Transfer haberleri güncellendikçe Beşiktaş gündemi güncellenecektir.

Beşiktaş taraftarı olan Tayfur Bingöl'ü şimdilik takımda tutamayan transfer politikası, diğer bir Beşiktaş taraftarı eski futbolcusu Umut Nayir'i ise prime döneminde Fenerbahçe'ye kaptırmış durumda. Her yerden yerli forvet fışkırıyormuş gibi Sergen hoca döneminde Beşiktaş'tan gönderilen Umut, giderken neredeyse ağlayacaktı. Sakatlıklardan ötürü milli takımın as forveti olunca, Fenerbahçe Serdar Dursun tarzı aynı profil oyuncusu olmasına rağmen gidip kadrosuna katmış. Beşiktaş transfer komitesi yedek forvet için TFF 2. ligi tarıyor olabilir gerçi. Bilemeyiz.

"Stoper mutlaka ... orta sahada defansif veya ön tarafa da ... yapabiliriz. Hücumda açık ve forvet arayışı ... duruma göre sol bek" Şenol hocanın bugünkü demecinden önümüzdeki seneye dair kadro planlamasının ipuçlarını çıkarmak mümkün.

Stoper için medyada yazılan Amartey var. Saiss gibi önliberomsu bir stoper profili daha. Orta saha oyuncusuyla ilgili defansif ve ön taraf için "veya" kelimesi çok enteresan. Sadece 1 tane oyuncu alınacağı anlamı çıkıyor. Lafın gelişi ise bir 6 bir 10 numara diyebiliriz. Hücumda açık ve forvet dendiğine göre bir tane Kevin N'Koudou /Quaresma tarzı bir tane de Güven Yalçın/Ömer Şişmanoğlu tarzı oyuncu geliyor insanın aklına. Ama Masuaku ile birlikte milli takım seviyelerini görmüş yedek Umut Meraş varken ve hatta Onur Bulut da sol bek oynayabilecek iken "duruma göre sol bek" planlaması biraz lüks gibi duruyor.

Demeçten çıkarılan sonuca göre yüksek ihtimalle 6 transferden söz ediyoruz. Mert / Rosier-Transfer-Colley-Masuaku/Transfer-Gedson-Transfer/Transfer-Aboubakar-Ghezzal

Bu çerçevede "şampiyonluğa" oynayacak olan Beşiktaş'ın ikinci kadrosu şu şekil oluyor:
Ersin /Onur-Necip-Saiss-Transfer/Amir-Salih-Kerem/Cenk-Transfer-Semih

Monterolar Hasicler ne olacak, Cenk, Ghezzal, Talha ne zaman dönecek, bu oyuncular nasıl form tutacak belirsiz tabi.

Bugünkü demeçte yine "Hatayspor-Gaziantepspor" konusuna girilmiş. Sanki artık yeni sezona odaklanmak daha yerinde olur. Trabzonspor'un 2010-2011 sezonu muhabbetine dönecek bir yerden sonra.

Keko Emirhan gecen sene bizde gecirseydi belki o da Torino'dan cok daha iyi bir transfer yapacakti. Ne diyelim; Sabansin be oglum.

Transferler postunun açılmasını bekliyoruz ama galiba Beşiktaş transfer komitesinin acelesi yok.

Beşiktaş transfer komitesi, transferin iki türlüsüne de bakıyor olsa gerektir. Oyuncu alma ve oyuncu satma.

Sportif başarısızlıkla eleştirilen Fenerbahçe Uzakdoğu'dan stoper getirip yüksek fiyata, Rizespor'dan santrafor alıp yine yüksek fiyata satabiliyor. Gençlerbirliği altyapısından geçmiş genç futbolcusunu kontratındaki "çıkış maddesi"nden daha yükseğe Real Madrid'e gönderiyor.

Galatasaray sadece Marcao satıp Konyaspor'dan yerini yerli stoperle dolduruyor ve tek kalemde 12 milyon euroluk transfer bütçesi çıkarıyor.

Fenerbahçe bu transfer döneminde Dzeko ve Umut Nayir ile forvetini güçlendirdi. Galatasaray Icardi ile uzun soluklu bir anlaşmanın peşinde.

Şampiyonluğun ardından vasat bir sezon geçiren Trabzonspor ise Avrupa kupalarında olmamasına rağmen transferlerini erkenden yapmaya başladı. Oyuncular birer birer havalimanına iniyor.

Gelelim Beşiktaş'a, kaç senedir elle tutulur oyuncu satışı var mı? Emirhan İlkkan ve Rıdvan Yılmaz olmasa ne olacaktı? Bir de Serdar Saatçı var. Bu oyuncuların ortak bir özelliği varmış gibi ama?? Çok da satışı planlanmayan ve altyapı menşeli oyuncular, şu tesadüfe bakın.

Avrupa kupası maçı yaklaşıyor iken alt liglerden kanat oyuncusu transferi ile Galatasaray'da tutunamayan ve "Oğuzhan Özyakup'un forvet versiyonu vibe'ı veren" bir forvet transferi ihtimaliyle heyecanlanması bekleniyor taraftarların. Taraftar heyecanlanacak ki kombine alacak. Lisanslı ürün falan alacak.

Geçen sene limitleri her nasılsa aşmayan limitsiz transferleri gördükten sonra kimse bu sene Beşiktaşlı taraftarlara düşük bütçeli, düşük profilli ve son güne kalan transferleri anlatamaz.

Çünkü transfer yarışlarında geri kalmak, zaten "iki takımlı şampiyonluk yarışı" isteyen medyanın ağır toplarına malzeme vermek demektir.

Şampiyonluk yarışının bir diğer paydaşı tarafsız federasyondan söz etmiyoruz bile.

Lig bittigi anda kagit uzerinde kadro'su en hazir takim bizdik, orasi oyle. Ama kadro anlaminda en dar kadro'ya sahip olan da biziz. Ayrica Mert, Salih, Cenk, Redmond, Saiss gibi onemli oyuncularin da durumu belirsiz ve Cenk, Talha gibi uzun sureli sakatlik gecirecek oyuncular da var.

Tek tek mevki olarak bakarsak:

- Kalede Mert ne pahasina olursa olsun kalmali, herhalde uzatmadi henuz. Mert'i elden kacirdigin an mevcut yerli kuraliyla ligdeki sansin minimuma iner. Mert kaleyi devraldiktan sonra Ersin'in ne kadar bos bir oyuncu oldugunu da gorduk. Kalirsa altyapi kontenjanindan cuzi bir maasla kalsin, yoksa istedigi yere gitsin. Yoldan Turk pasaportu 20-35 yas arasi 2 kolu olan (tek kol da olur) herhangi biri zaten Ersin kadar oynar.

- Sagbekte Rosier-Onur yeterli. Bir ara Rosier gidecek dendi, umarim oyle birsey yapmazlar. Ciddi yatirim yaptigin ve cok iyi oynamis bir oyuncu bu kadar kolay gozden cikarilmamali. Adim gibi eminim ki Rosier giderse cok ucuza gider ve yerine ucuza onun yarisi etmeyecek bir adami getirir bu yonetim. Gerek yok. Hele ki Ghezzal donecekse.

- Solbeke Masuaku-Umut yeter. Oynamaya gerek yok.

- Stoperde Saiss gidecek deniyor. Gitmek istiyorsa yapacak birsey yok, ama ligin en iyi stoperi olan adami bu kadar kolay nasil kaciriyiyoruz anlamiyorum. GS'ye gelen her yabanci bu kadar baglanirken biz oyunculari asiri degersizlestiriyoruz. Adama vereceksin kaptanligi sorumlulugu 2 sene defansta sikinti yasamayacaksin. Giderse yerini asla dolduramayiz mevcut butcelerle. Szalai, Nelsson icin konusulan rakamlar ortada. Saiss onlar kadar oynayan, sadece daha yasli bir oyuncu. Ama bu haliyle 2-3 sene rahat kotarir. Colley'e guvenirsek patlariz. Atletizm okey, ama cogu Afrikali gibi onda da zeka ve teknik problemi var. Hele yanina ayni bokun laciverdi Amartey gelirse sampiyonlugu unutun. Saiss'i 3 kurusa gonderip Colley-Amartey yapmak bu yonetimin en buyuk sacmaliklarindan biri olur. Tipki gencecik yerli ve oynadigi dakikalarda hep katki saglamis, akli basinda oldugu bariz Umut Nayir'i 3 kurus icin gondermemiz gibi.

- Orta sahada Amir beni sasirtti. Bonservis parasini cikaracak mi bilinmez, ama iyi oynadi, ilk 11'e goz kirpiyor. Gedson banko, Salih yerli kontenjani nedeniyle mecburen oynayacak. Klasik bir 6 istedigimiz soyleniyor. Kondogbia gibi yuksek profilli bir adam sacmalik olur. 4 milyon euro bonservis verdigin ve fena oynamamis bir adami 3 ay sonra taca cikaramazsin. Yedekten girip savunmanin onunu doldurup emniyet saglayacak 6 eyvallah, ama butce harcamaya gerek yok. 3. isim olarak da insallah Coutinho, Lanzini, J. Rodriguez vs olmaz, belli ki Dele Alli'den hala akillanmamisiz ki yonetim hala firsat transferi vs diyor bu sorulara. Lanzini en azindan disiplinli birseyler olabilir de, J. Rodriguez'in falan gundeme gelmesi skandal. Hala bu tur adamlarin gelip eski gunlerine donecegini falan sanan polyanna'lar var. Sigir dolu memleket resmen, kimse hatalardan ders cikarmiyoruz. Kallavi bir 6 anca forvete evrilen bir 8'le olur. Oyle bir adam almak yerine Amir'le devam edip 8'e yakin, daha dusuk profilli ama orta sahayi tamamalayacak bir adam tercihim olur. Ki bu adam da gozumuzun onunde (Zajc). Skor katkisi saglar, tembel degil, kariyerinin en iyi gunlerinin arefesinde. Amir-Gedson-Salih-Zajc ve yedekten gelecek dusuk profilli bir 6 ve 8 ile orta saha tamam olur. Redmond kalirsa ofansif 8 rotasyonuna o da girebilir.

- Forvette Redmond sart veya muadili. Muleka bence klasik yanlis mevkide kullanilip yeterince sure alamamis bir kurban modeli. Iyi para vereceklerse ve o parayi dogru kullanacaksak gitsin burada curuyecegine. Onun disinda yerli sol forvet sart. Halil'i bu kadar bekletmenin mantigi yok. Eminim Halil olmazsa pek matah bir alternatifi de yoktur bu yonetimin. Hatta Senol'un prensi Kenan Karaman'a giderlerse gram sasirmam.

Ama asil mesele zihniyet bence. Gomez tuttu elimizde tutamadik. Talisca'yi tutamadik. Aboubakar'i tutamadik. GS Icardi'yi astronomik maas verme pahasina tuttu. Buyuk kulup boyle olur. FB en azindan satis yapti, bizde o da yok. Oyuncu satmak icin risk alman lazim. Hep eylul ayinda pazar artigi curuk sebze meyvelere gidersen, kiralik vs denersen patlarsin. Elinde tutmus kiraliklari bile zar zor tutuyorsun (Redmond). Sampiyonluk da anca transferin son gunu attigin zarin tutmasiyla olur. O da Sergen Yalcin sampiyonlugundaki gibi anca denk gelecek de 1 gol farkla sampiyon olacaksin. Zor isler bunlar. Besiktas elbette tarafar sayisi olarak iki rakibinin gerisinde. Stat geliri, Avrupa geliri daha dusuk. Ama rakibin senelik 10 milyona forvet indirirken senin Halil Dervisoglu'nu 250 bin euro daha dusuk maasla oynatmak icin haftalarca bekletmen kadar degil. Artik bu beceriksizlik maddi konularla aciklanamaz halde.

Benim gelecek sene icin ideal 11'im:

-------------------------Mert------------------------------

Rosier-----------Amartey--------Saiss------------Masuaku

------------------------Salih-----------------------------

---------------Gedson-----------Zajc---------------------

Ghezzal----------------Aboubakar-------------Cenk (Halil)

Kulube:
Ersin veya herhangi birisi
Onur
Umut
Tayfur Bingol
Berkay
Necip
Colley
Dusuk profilli yabanci 6
Amir
Kerem Atakan
Dusuk profilli yabanci 8 (Maxim olabilir)
Redmond
Muleka

Cenk/Halil