.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

26 Kasım 2018 Pazartesi

UEL I GRUBU 5.MAÇ Sarpsborg - Beşiktaş




Tarih:  29 Kasım 2018 Perşembe 23.00

Stadyum: Sarpsborg Stadium

Hakem Hakkında Bilgi: Harald Lechner (AUS)

Eksik Oyuncular:  Gökhan Töre, Atiba Hutchinson, Gökhan Gönül, Pepe, Enzo Roco, Ryan Babel, Tolgay Arslan, Ricardo Quaresma, Gary Medel / -


Cezalı Oyuncular : - / -


Not :  Sakatlık ve Cezalı Bilgileri Transfermarkt'tan alınmaktadır 

27 Yorum:

carlito dedi ki...

Maçları izlemeye devam etsem de bir süredir iş yoğunluğundan bloga giremiyordum. Gördüm ki, Sivasspor maçına 62 yorum, A.gücü maçında 20 yorum gelmiş! İyiden iyiye olumsuzluktan, negatiflikten beslenen mecralara dönmüş burası da.
En iyisi ben bir süre daha uzaktan takibe devam edeyim..

buzkan dedi ki...

Futbolu çok iyi bildiğini düşünenler, takım kötü gittiğinde pek değerli futbol bilgilerini paylaşmak için kullanıyorlar burayı. Tabii çok değerli taktık_teknik bilgisi analizden ziyade akıl vermeye yönelik olduğu için bir şeylerin kötü gitmesi şart.

sports guy dedi ki...

Bu sene genel olarak ben de fazla yazmadim buraya, ama 2 aydir deplasmanda kazanamayan takim bir mac alinca ortamin gulluk gulistanlik olmamasi normal bence.

Burasi takim iyi giderken de suruyle yorum alirdi eskiden, o kadar basit degil bence olay.

Ben yoruldum sahsen, 3 hafta ust uste iyi futbol oynayabilecegine zerre inanmiyorum takimin ve sezonu kafamda bitireli oldu baya.

Su GS macini da alalim da hayirlisiyla, sonra ne olursa olsun valla. Ligin sampiyonu zaten belli.

GS maçında oynayacak tek bir oyuncu bile oynatilmasin bu maçta. Hatta Norveç'e bile götürülmesin. Ligde ilk iki hayati önem taşıyor.

Tolga-necip-roco-fatih-caner-medel-oğuzhan-dorukhan-pektemek-love-larin

Eksiklerden dolayı derbide forma giymesi muhtemel bazı oyuncuları zoraki oynatacağız gibi. Norveç deplasmanları türk takımları için her zaman zor olmuştur. Tromso,valerenga ve rosenborg'a kaybetmiştik. Galibiyetimiz var mı hatırlamıyorum. Takımı çok hırpalayacak bir maça hiç gerek yok.

Pheaglix dedi ki...

takımın her kazandığı maçtan sonra kaybettiği maçtaki tepkiye eşdeğer bir optimist hava beklemek bence mantıksız. sonuçta bizim için maçı kazanmak ve kaybetmek aynı seviyede değil. bu tarz maçları kazanmak bizim normalimiz olmalıydı, ama arada lige yeni yükselmiş bir takımı 1-4 yendik diye takımı yüceltmemizin beklendiği bir konuma geldik. üstelik o galibiyeti de - bence - tesadüfen aldık. eğer bu kadar sakatlık ve kadro dışılar olmasa (ki bunlar hakkında ayrıca konuşulabilir), bir muhabir tutup ljajic'in frikik isyanını sormamış olsa, muhtemelen yine aynı oyunu oynayıp, kötü oyunu forvet eksikliğine yoracaktık.

bu takım şampiyon olduğu sene de maçlar kaybetti, ama kimse tutup da gelen ilk mağlubiyette takımı yerden yere vurmadı. takım gerek ligdeki, gerek avrupadaki pozisyonu, gerek de geçen maç hariç oynadığı oyunla her mecrada gördüğü tepkiyi sapına kadar hakediyor. geçen senenin şl grup lideri takım avrupa ligi'nde son sırada, ligde de liderin 9 puan gerisinde. ne yapmalıyız ki bu durumda? ankaragücü'nü deplasmanda yendik diye şampiyonluk havasına mı girelim? ya da sezon başından beri avrupa kupası ön elemeleri hariç, neredeyse tamamı bizden daha aşağı seviyede takımlarla oynanan 17 resmi maçın sadece 7'sini kazanınca takıma "üzmeyin kendinizi, olur öyle" mi diyelim?

yilmaz dedi ki...

Avrupa Ligi'inden elenmek normal şartlarda çok sorun olmayabilir bu sezon o sezon değil. Ligde şampiyonluk ihtimalimiz 2-3 takımın formdan düşmesine ve bizim ritm tutmamıza bağlı. Türkiye Kupası desen yok. Ligin en geniş kadrosu bizde olduğu gibi, çoğu da 11 olmayınca afra tafra yapan oyuncular. Daha sadece birini kadro dışı bırakabildik şimdilik!

Ben devre arasında motive olacağı hiçbir hedef kalmamış bir takım görmek istemiyorum. Umarım hoca ve oyuncular da bunun bilincindedir. Ne olursa olsun Avrupa'da üst turu görmemiz lazım. Yoksa ocak ayından sonra oyuncuları lig beşinciliği hedefine motive etmeye çalışırız.

Kadro ile ilgili bir beklentim yok, kim oynar kim oynamaz bilemem zaten lotoya döndü iş iyice. Fakat tek istediğim en azından Genk maçındaki gibi bir konsantrasyon.

Bu arada, "yaşlı takım" dendiğinde ısrarla bu sezon alınan hiçbir oyuncunun 30 yaş üstü olmadığını söylemeye çalıştık. Şenol Güneş'in bu oyuncuları takımın yarısı sakat, yarısı yürüyemeyecek kadar formsuz olduğu dönemde sahaya sürmesi, tebrik edilecek değil, eleştirilecek bir konu.

Basar dedi ki...

Beni istifa eden tff asbaşkanının tornistanı şaşkına çevirdi. Tarafsız olmadığını dosta düşmana ilan eden bir adama o görev tekrardan verilemez, verilmemeli. Veriliyorsa bunda net art niyet aranır.

Evet futbolun teknik taktigini konusalım ama bunun için maza başında teknik taktik yapılmamalı...

EC dedi ki...

@Carlito haklisin.. insanlar nefret duymayi, mutluluga tercih ediyor..
catir catir presli top oynadi takim, 7 sn indirdi kaybettigi topu kazanmayi, hizla hucuma cikti , direkt olarak.. Sarpsborg u da yenecegimizi saniyorum.

GS yi de hakeme ragmen, genc dinamizm, seyirci & takim butunlesmesi bu son olan biten olaylarin BESIKTAS i pozitif yonde etkileyecegi icin elimiz guclu cikacak.. ama ilerleyen haftalarda GS aleyhine penalti veren hakem cikmaz artik!

turgay dedi ki...

Dört 17 yaşında, bir 18 yaşında, iki de 21 yaşında futbolcu götürülmüş. oynamasalar bile orada bulunmaları önemli. tebrikler bunu düşünenlere.

Murat dedi ki...

GS denen aşağılık oluşuma hakketikleri dersi vermemiz lazım öncelikle, aşağılık camianın peşinde olduğu tek şey ayrıcalıktır, şimdi kuyruklarına basıldığı için kudurdu itler tabi, ama nerdeydiniz ulan serefsizler düne kadar tüm klüpler namogluna cephe almışken gebeş gebeş oturuyordunuz.

Bunları yenmek değil sikertmek lazım Pazar gecesi,

Adsız dedi ki...

Valla aslında burada yazan ve bana göre sosyal medya ortalamasının üzerinde "teknik-taktik" bilgiye sahip olanların bu aralar çok yazmamasının nedeni olumsuzluklara bel bağlamaları vs değil. Tersine, ortada bir hayli süredir teknik-taktik yok bam bam modunda oynayan bir takım var ve bu durum da geçen sezondan bu yana defalarca yazıldı ve çizildi. Bir de neler denildi, Güven Alman altyapılı ve bize gelmeden önceki performansının gösterdiği ilerde sürekli hareketli ve yıpratıcı, takımda ilk golcü olmalı. Ljajic kesinlikle bekletilmeden sürekli oynatılmalı, arada performansının kötü görünmesinin nedeni de takım oyunu oynamayışımız ve herkesin bireysel takılması, Dorukhan sağlam kumaş daha fazla süre almalı, Atiba fizik olarak bitik 45 dakikayı zor kaldırır, kadroda gruplaşma var bununla ilgilenilmeli, asıl dert hücumda hareketlilik ve opsiyonların artırılması bu sağlanmazsa takım defansı da çökmeye mahkum, Q7 ve Caner'in üzerine kurulan her aksiyon çöpe gidiyor, gençlerin önü açılmalı başka türlü takım ruhu zor, vs vs. Eh Ankaragücü maçında burada yazıldığı üzere mecburiyetten ötürü sahaya çıkan 11 döktürmüş, rakibe 4 atmış, gençler güven vermiş parlamış, hepsinden önemlisi ortaya takım futboluna benzeyen, uzun süredir kabız olan futboldan daha ötede alternatif oyun tarzlarını gösterebilen bir oyun çıkmış. Kısacası o yorumlayanların dedikleri bunlardı zaten. Öte yandan bu oyun rakibe göre mi ortaya çıktı yoksa süreklilik içeriyor mu, fiziksel ve taktiksel olarak daha da geliştirilecek mi, yoksa eksikler geri geldiğinde yine aynı tas aynı hamam mı olacak, bu gibi soruların yanıtı için erken maalesef.

Ha illa galibiyetlerden sonra laylaylay gerekiyorsa benim pek öyle bir şeklim yok ne yapalım. Bu haleti ruhiye "Beşiktaşlı olmayan ama öyle görünen içimizdeki Antigualılar kriterleri" kapsamına giriyorsa dahi yapacak bir şeyim yok.

beagle dedi ki...

Bu iyi kötü konusu ilginç olmuş. 400km ötede tarafsiz sahada Ankaragücü'nü yenince birden iyi mi oldu herşey de insanlar keyfe gelip sustu. Abdullah Avcı kocamiz oldu, takimda kurtulmamiz gereken 20M euro maaşlı çöp var en az. Kasımpaşa ve Konya'nin santraforlarina "Ah bize olsa" diye bakiyoruz da alma umudumuz bile yok. Benim tek mutlulugum her şey o kadar kotu ki, gencler stressiz sekilde kendini gosterebilir seviyesinde.
Kalıcı yazıya dokmelik birşeyler olmadığında whatsappdayiz. Bekleriz.

@beagle
watsapp grubuna biz de dahil olabiliyor muyuz hocam?

beagle dedi ki...

Tabiki. bdenge@gmail.com a numaranı mesaj atarsan ekleriz.

Zaitsev dedi ki...

Böyle giderse Kiev maçının 2ci versiyonunu yaşarız.

Hidayet dedi ki...

fabri uzaktan her topu içeri alıyor . karius öyle mi , geldi de rahatladık ,kalemiz kaleci gördü .. hey allah'ım..

can dedi ki...

Hani Tolga'nin kotu kaleciliginin simgesi olarak gosterilen Akhisar'in orta sahadan direkten donen topu vardi ya, Karius onu yedi bugun.

İkinci yarı muhteşem bir oyun oynadık. Hocaya ve oyuncularımıza böyle güzel bir futbol gecesini bize yaşattıkları için çok teşekkür ederim. İşte özledigimiz Beşiktaş.

Murat dedi ki...

ah abi ah, şu topu yere indirince ve özellikle 2016-2017 şampiyonluğunda ve geçen sezon şampiyonlar liginde alışmaya başladığımız top class takım sabrıyla oynayınca oluyor işte, bu topu oynamayan kendi bildiğini oynayan adamın işi yok, bu disiplini geri getirirsek istediğimiz futbolu oyanayacağız, disiplinden kastım hem bildiğin alman disiplini hem de daha önemlisi olan ekoli okul anlamı..

lens sana çok laflar ettim ama bu maçla sınırlı kalacağından şüphelerim var, en iyi topun yanında o geri gelip savunduğun pozisyon da o kadar önemliydi, çok yanılmak istiyorum çook...

Zaitsev dedi ki...

** Rezil bir başlangıç. Kötü bir diziliş. Kronik göbekten delinme sorunu. Devşirme sağ bek, devşirme stoper. İlk maçı tekrar izlemediği belli bir hoca. Ama güzel bir toparlama oldu.

** Özellikle Ljajic istemeseydi bu maç bu noktaya gelmezdi. Ljajic ve Adriano işin ucunu bırakmadılar ve Lens, Caner, Vida onları uydular ve Lens'in 2 gol ve 1 asistiyle maçı aldık.

** Topu indirip pas yaptıkça ağır bastık. Uzun topa gittikçe oyunu rakibe verdik.

@ can

** Karius'un yediği gol ile Tolga'nın pozisyonunun ne alakası var. Tolga Akhisar maçında bizim yarı sahanın ortasından Soner'in önüne ayak içiyle atıyor topu.
Yediğimiz 2ci golü "top ileride gidip su içeyim" diyen kaleciler hariç kurtaran zor çıkar. Tutamadığı ve kornere giden top harici söylenecek birşey yok kaleci için.

hastati dedi ki...

oguzhan ne yapıyor?

turgay dedi ki...

2-0dan sonra 2-2ye kadar süper top oynadık. evet akıl almaz goller kaçırdılar ama bizde kaçırdık. ilk yarı 3-4-5 yiyebilirdik ama biz de atabilirdik. hocanın 2-0dan sonra 3-4-3e dönmesini takdir ettim. bu kadar kötü bir havada, alışık olmadığımız bir zeminde bence kötü bir hakemle ve daha soyunma odasından yediğimiz gollerle dezavantajlı başlayıp oyun üstülüğünü belki birazda rakibin bize topu vermesiyle muhteşem yaptık. ancak 2-2den sonra özellikle lens ve adrianonun yorulup sağ kanadı hiç kullanamadığımız dakikalarda caner kanseri ortaya çıktı. içeride topa vuracak 1 tane kalıplı adam yokken inatla şişirdi durdu. onun yüzünden 3.golü daha geç bulduk. şu topu yerden ve doğru adama oynamayı asla öğrenemeyecek. bu da bizi inanılmaz etkiliyor.

karius kötü başlasa da karşı karşıya net pozisyonları çıkarmasıyla maça tutunmamızı sağladı. herkesin bildiği üzere konsantrasyon sıkıntıları yaşamasa zaten buralara gelmezdi. onunla özel ilgilenmek lazım. adem sen muhteşem bir detaysın. inşallah bonservisi alacak para bulur bizimkiler. lens umarım bu 1 maçlık bir şov değildir. ve umarım hocamız seni yine sola atıp hayata küstürmez. güzel bir galibiyetti. depremi yaşayanlara da geçmiş olsun

yilmaz dedi ki...

Bence Avrupa'ya devam etmek hayati önemde bu sene. Bu yüzden alınan galibiyet ve alınış şekli inanılmaz derecede kıymetli. İlk yarı maçın 2-0 bitmesini istemiştim ne yalan söyleyim. Maç çok net 5-6'ya gidiyordu. Sadece kaçan goller değil, her köşe vuruşunda, taçta pozisyon buluyorlardı. Adriano'nun şutları ve Ljajic'in gayreti ilk yarı bizi oyunda tuttu. İkinci yarıda rakibin kapasitesi çıktı ortaya işte. Açık konuşmak gerekirse dünkü şartlarda Sarpsborg'la değil Genk'le oynasak Kiev maçını mumla arayabilirdik.

İkinci yarı takım gayet iyi oynadı, maçta kaldı. Papucun pahalı olduğunu anladı biraz. Bence iyi iş çıkardılar.

Bu arada, rakip takımın kalecisi şimdiye kadar izlediğim en kötü kaleci olabilir. Hele son golde o kaleyi terk edişi var ya, sevinç faslı bittikten sonra defalarca izleyip güldüm. İlk yarıda da yumurtlamaya müsaitti aslında. Kaç topu elinden kaçırdığını sayamadım sinirden :)

beagle dedi ki...

@Turgay
Valla bu +1 işini sevmem ama her yazdığına katılıyorum :) Eklemek istediğim bir mevzu var o kadar:

Quaresma yedekte olsa Lens çıkmıştı, maçı Caner yüzünden 43 orta (13% isabet) ile değil 70 orta ile 3-4 yiyip bitirirdik.

Şenol Güneşin en büyük hatası olan linç işini birakmaliyiz. Lens bildigimiz adamdı. Baskı ile bu hale geldi. Karius hatalar yapsa da üst düzey yetenekli isimli bir adam. Runje gibi dalga geçip sonra pişman olmak var. Töre Larin Tolgay Ozzy vb bunları ne yapip edip kullanmaliyiz.

Bitik ve sahada artistlikle takima zarar verenler, maç oynanirken izleyenler temizlenmeli. Q, Love, Babel. Bir daha da yüksek maaşlı gol atamayan adam almamali. Bütün dengelerin içine ediyor. Cicharito falan sakın ha...

Zaitsev dedi ki...

İlk 12 dakikada 2 gol yedik, 2 net ötesi gol pozisyonu verdik, bir de uzaktan kaleyi tutan şutu var rakibin. 40cı dakika civarı Karius'un üzerine gelen şut var altıpas içinden.

Caner orta yapmadan, Q7 sahada olmadan en az 4-5lik oluyorduk ilk 12 dakika. O yüzden Q7/Caner beraber 3-4lük yaptırırdı işini geçelim.

Adamlar top bizdeyken pres yaparak, top onlardayken de uzun top atıp göbekte dönen topları toplayarak özelikle ilk 15-20 dakika canımıza ot tıkadılar. Adriano-Dorukhan mevki değişikliği bizi biraz toparladı.

İlk yarı 20den sonra Adriano, Ljajic ve belki yarım porsiyon Vida harici herkes çöp bir oyun oynadı.

Caner'e de ezberden haksızlık ediliyor. Herkes oyundan düştü ama o düşmedi. Tek başına sol kanatta ileri geri çalıştı. Sola yakın oynayan Ozzy ve Pektemek doğru belli yardım da etmediler.

90 dakika boyunca yarı saha çizgisinden de orta kesmedi. Ortaların çoğuna takım oyundan düştükten sonra yaptı. Versinler topu Caner'e ne içeri kaçılsın ne pas opsiyonu olunsun. Sonra Caner suçlu. O da versin geri. Ohh ne güzel. Yan pas yan pas.

Ankaragücü maçında göbekteki oyuncular biraz hareketlendi. Caner ve Q7 konuşuldu mu? Hayır. Bu maç Caner ne zaman konuşulacak noktaya geldi. Herkes oyundan düşüp topu ona yıktıklarında.

6-8-10 bölgesi oyuncuları hareketli olsunlar, kolaya kaçmasınlar, Caner ve Q7 konuşulacak mevzu olmazlar.

Bu takımın Caner ve Medel'in enerjisine ihtiyacı var. Bu 2si mücadeleden vazgeçmeyen karakterler. Bizde bu karakterde çok adam yok.

Adım Oğuzhan düşmanına çıktı ama Oğuzhan'ın en azından bir sene kiraya verilmesi gerekli. Dünde sahada jogging yaptı ileri geri. Ankaragücü'ne attığı gol belki üzerindeki baskıyı biraz kırmış ve o maçta yediğimiz goldeki kötü pas tercihini örtmüş olabilir ama ileri doğru fiziksel ve mental bir gelişme görmüyorum.

Bu Töre nerede sakatlanıyor arkadaş?

yilmaz dedi ki...

Ben dün Caner'in oyunun son bölümünde kaleciye kasıtılı olarak oynadığını düşünüyorum. Yumurtlamaya müsait bir kaleci vardı. Canerin son bölümdeki ortalarının hepsi kaleciye doğru. Birini bile tutamadı zaten. Kornerden alıyodu içeri az daha.

İzlediğim en kötü kaleciler listesine (avrupa ligi vb seviyeler için) iki numaradan girebilir (birinci Boiko. Kimselere vermem o sırayı :)) ).

İşin komiği yediği gollerden sadece sonuncusunda bariz hatası var.

Zaitsev dedi ki...

@ yilmaz

İlk yarı Pektemek'in şutuna verdiği tepki muazzam. Topun geldiğini biliyor ama tam netleştiremiyor gibi bir görüntüsü vardı. Son anda bir topu farkedip çıkardı :)

Yorum Gönder

Ara