.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Karne: Beşiktaş 3 - 1 Torku Konyaspor


20 Yorum:

du, levande dedi ki...

ersan son iki maçtır fena oynamıyo ama sezon başında rakibin duran toplarında hiç tehlike yaşamazken sivok-escude ikilisi bozulduğundan beri duran toplar hep tehlikeli oluyor. akhisar'dan zaten yemiştik, kayseri maçında da bi çok tehlike olmuştu, bugün de yedik.

maçın en iyi üçü de oğuzhan, olcay ve hatasız oynayan tolga'ydı bence. kayseri maçında spikerlerden birisi söylemişti olcay geçen sezon 10. haftadan sonra başlamıştı gollerine diye, bu sezon da öyle olacak gibi, böyle devam eder umarım. oğuzhan sahadayken formda bi olcay'ın takıma katkısı çok büyük.

sadrazam dedi ki...

@ du, levande

Tolga dışında kesinlikle katılıyorum. En iyi üçlüye Almeida'yı koyardım.Tolga çok önemli bir top çıkardı ancak hem konya golünde hem sonrasındaki kornerde 2 kere boşa çıktı. Tolganın yan toplara daha güvenli çıkması lazım. Birde Ersan her duran topta kale çizgisinde. Bilmem dikkat ettiniz mi? Takımın duran toplarda almeida ve sivokla beraber en önemli oyuncusu, üstelik stoper'i alan savunmak yerine ne diye kale çizgisinde bekler anlamak mümkün değil.

O değil de Almeida attığı golde pası verdikten sonra 35 - 40 metre depar attı, ağlayacaktım golün tekrarını izlerken.

Gökhan ilk asisti yapana kadar takımın en kötüsüydü. Serdar olmayacak gibi.Şu an takımın en zayıf halkası gözüküyor. Olcay'ın performansı giderek artıyor. Kerim 'in işi maalesef zor. Bilmem Sağ kanat oynayabilir mi?

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Milli takim arasimi iyi degerlendirmisiz. Klasik kuraldir zaten, sicrama yapmak isteyen takimlar icin birebirdir bu aralar. Takim cok diriydi, ozellikle ilk yarida isiran, pres yapan ve kaptigi toplari efektif degerlendirip ayaga paslarla hizli cikan ozlenen Besiktasi'i izledik.

sadrazam dedi ki...

Bugün özetleri tekrar izlediğimde gördüm ki, Almeida'nın 2. golde attığı depar 60 mt. üzerinde. Ferdi den aldığı topu orta saha çizgisinin 3-5 metre gerisinden en efektif bölgeye, yani koşu yapan olcayın önüne(15-20 mt) çok iyi bırakıyor. Sonrasında en doğru yere (arka direk değil)depara kalkıyor,
Koşu Mesafesi: Yaklaşık 60 mt.
Süre: 7 sn.

He şimdi bunları Almeida hayranlığımdan yazmıyorum. O pozisyonda Almeidayı çıkar diğer alternatiflerini koy. Pektemek-Eneramo-Şişmanoğlu. Sizce bunlardan hangisi pasın ardından o bölgeye, o koşuyu yapabilir. Bırakın tek tek düşünmeyi bu üç oyuncuyu birleştirip bir mutant yaratsanız bile bence zor.
Söylemek istediğim; evet Almeida 3-4 milyon Euro etmeyebilir. Ancak alternatifleri bu oyuncular değil. Nasıl olsa üç forvetim var deyip sezon ortası Almeida gönderilirse sonu hüsran olabilir.

Mete dedi ki...

Tolga - Golde hatalı çıktı gibi geldi bana ama, hem arka direkte, hem ön direkte iki oyuncunun da kafayı rahatça vurmaları hesabın sadece Tolga'ya kesilmesi adına da haksızlık olur düşüncesindeyim. Son dakikada köşeden çıkarttığı top ise tam jeneriklikti.
S.Kurtuluş - Vasattı, ilk yarı hatasız oynadı, 2.yarı siyahi oyuncu o bölgede biraz silkeledi.
A.Hutchinson - Orta alanda kullanmalıyız.
Sivok - Takımın ilk yarıdaki öndeki baskısı Sivok gibi tüm savunma oyuncularına rahat bir maç çıkarttı ancak 2.yarıda hatalı bir dokunuşu bariz gol tehlikesi yaşattı.
Ersan - Dün beğendim. Neredeyse hatasız bir maç çıkarttı.
Veli - Üzerine baskı yapılmadığı maçlarda koşu performansı, agresiflik ve top kapma özellikleri ön plana çıkıyor ve takım için faydalı bir oyuncu oluyor.
Fernandes - Dün oyunda kaldığı tüm süre boyunca maçın içindeydi. Önceki haftalara nazaran biraz daha topu az tuttu ayağında.
Oğuzhan - Çok iyiydi. Bence bir tık daha üste çıkması için bir derbi maçına damga vurma vakti gelmiştir.
G.Töre - 2 asistlik bir performans ve oyunda kaldığı sürece oldukça etkiliydi. Bir seviye daha üste çıkması için golü düşünmesi lazım, zaten etkili bir oyun stili var ve böylece savunulması daha zor bir oyuncu profili ortaya çıkar.
Olcay - İyiydi. Son maçlarda direkt skora katkısı yapıyor.
Almeida - Maçın tartışmasız en iyi adamıydı.
Yedekten girenler içerisinde yorumlanacak tek oyuncu;
Holosko - Uzun bir aradan sonra ilk maçına çıktı ve topu alınca direkt kaleyi düşünerek karşı karşıya bir pozisyona girdi. Oyun stili itibariyle özellikle Sezonun 2. Yarısında takıma çok faydalı olacağını, şayet Almeida ile oynarsa takıma 8-10 gol arası bir gol katkısının olacağını tahmin ediyorum.

Tabi bu yorumların hepsi BENCE...

Deniz dedi ki...

Golde Tolga hatalıydı ya, boşa çıktı kabak gibi. Onun dışında iyiydi ama.

Adsız dedi ki...

Beşik'TAŞ' gibi. Handikaplarımız yok değil. Serdar en zayıf halkamız. Almeida'ya Dünya Kupası heyecanı yaramış o da belli oldu.

can dedi ki...

Galatasaray'in macini izledim bugun. 70 dakikaya yakin 10 kisi oynayan bir rakibe bu kadar teslim olup 4 gol yemek oldukca aci. Real'den 4 yemek sorun degil, herkes yiyebilir ama Real'in eksikken bile sadece biraz tempo yaparak bu kadar rahat galibiyeti sadece GS'nin degil futbolumuzun genel durumu hakkinda da bir seyler soyluyor. Fakat gene de GS'ye bir parantez acmak lazim. Sampiyonlar liginde is yapma hedefinde oldugunu soyleyen, bunun icin on milyonlarca euro para doken bir takimin kalesinde Eray Iscan, sol bekinde Dany, stoperinde Gokhan Zan oynuyor. Kanatlarinda bonservislerine toplam 20 milyon eurodan fazla verilmis ama oynadiklari 50 macta toplam attiklari gol "1" olan Amrabat ve Bruma oynuyor ve dokuluyorlar. Bu rezalet kadro planlamasi Real'den iki macta 10 gol olarak geri donuyor ister istemez. Bu durumu izlerken bizim cok elestirdigim kadro planlamamiz nerdeyse "dahiyane" duruyor.

Mayor dedi ki...

@can
sana katiliyorum. Sahadaki 11'in cogunlugu yabanci futbolculardan olustugu icin bu basarisizligi Turk futbolcusunun fundamental eksikligine de baglayamiyorum. Bu olsa olsa yonetim ve transfer komitesinin hatali kararlarinin sonucudur.

cemekici dedi ki...

@shelbyl vaktin olduğunda ortalamaları koyar mısın, geç olmadan görüp üzerine konuşalım.

cochise dedi ki...

@ can, mayor
Zaman bizim kadro planlamamızın, transferlerin eleştirilmesine kızıyorum; sanırım referansım GS ve FB olduğu için. Yoksa fiyat/fayda analizi yaparsak 10 üzerinden 3-4 veriririm bizimkilere ama bunlar 1-2'yi geçemiyor yahu. Forvette drogba olsun 2. kalecin Eray. Orta göbek Melo-Selçuk; geride gökhan dany. Bir de Eray'a yükleniyorlar; napsın çocuk hayatında kaç maça çıkmış ki Real maçında hata yapmasın. En iyi takımlarının bunlar olduğu bizim ülkeden bir cacık olmaz. On yılda bir sanal başarılar...

Deniz dedi ki...

Yıldızlar topluluğu denilen Galatasaray şampiyonlar ligi maçına kalede Eray, defansta Gökhan, solbek'te Dany ile çıkıyosa orada bir hata yapıldığı muhakkak.

Bu arada Theo alakasız konularda işi Galatasaray'a getirdiğinde nasıl kızıyorsak bizim de oylama yazısında Galatasaray'dan bahsetmememiz lazım kanımca. Görüşlerini sevmiyoruz diye adamı eleştirdiğimiz hareketi yapmasak iyi.

cochise dedi ki...

@ Deniz
eyvallah, haklısın.

Bu arada Necip'ten bahsedilmemiş. Ben onun artık ilk 11 oyuncusu olabileceğine yönelik umudumu kaybettim ama bu sezon 3-4 maçta 60 sonrası oyuna girip verdiğimiz orta sahayı geri almamızı sağlayan enteresan bir katkı sağladığını düşünüyorum. Belki ona da böyle bir rol düşer ve bence yerine getirebilecek gibi görünüyor.

Mete dedi ki...

@Deniz
Bravo aynen katılıyorum. Maalesef 3-1 kazandığımız bir maçın sonunda topam yapılan yorum sayısına bakınca gerçekten çok üzüldüm.
Aslında oldukça derin bir mevzu ancak ben de üzerine uzun uzadıya birşeyler yazmak istemiyorum. Çünkü benim bu ezik taraftar topluluğundan hiçbir ümidim kalmadı.
Ben jenerasyon olarak ligi domine eden Beşiktaş'ı izleyerek büyüdüm. Şu çok bariz ki, benim jenerasyonum ile benden sonraki nesil-ki onlar bizim kadar sık başarı göremediler- arasında Beşiktaş'a bakış farkı resmen uçurum. Misal verecek olursak; Benim neslime sabahtan, akşama kadar Türkiye'de sadece 2 büyük vardır hikayelerini hiçbir zaman yutturamazsınız. Ancak yeni nesil maalesef bu algıyla büyüdü ve yine maalesef ki, bu eziklik bu taraftar topluluğunun adeta üzerine yapıştı kaldı.
Arkadaş nasıl bir psikolojidesiniz ki 3-1 galip geldiğin bir maçta takımın hakkında 2 kelam etmezsin de, ilk puan kaybettiği maçta burada yorum üstüne yorum yazarsın. Ben bunu anlamıyorum.
Demek istediğimi daha net anlatmak gerekirse, sağda solda duyduğum ya da okuduğum 3-5 yorumda da "2.yarı takım derbi için SOS veriyormuş". Yani senin takımın ilk yarı şiir gibi top oynasın ve sen yorumunda 2.yarıdaki kötü futboldan bahset. Şimdi ne kadar ezik ve olumsuzluktan beslenen bir taraftar grubu olduğu daha net anlaşılmıştır umarım.
Yarın Feneri yensek de bu ruh hali ilk olumsuz maçta yine hortlayacağı için ben bu taraftar grubundan iyice umudumu yitirdim.
Yazılacak çok şey var ama, artık yazmak içimden gelmiyor

can dedi ki...

@Deniz
Eyvallah haklisin da ben Galatasaray'dan siteye iki gun boyunca kimse post atmadigi ve GS'nin sampiyonlar ligi maci yaptigi bir ortamda attim. Besiktas hakkinda konusulurken sacma sapan bozuk plak gibi, ustelik de akli mantigi bir kenara birakarak, GS'yi ovup Besiktas'i kotuleyerek muhabbeti ve blogu sabote etmedim. Dolayisiyla bu kiyaslamayi reddediyorum. :) Mac postunun altinda olmasi konusunda evet katiliyorum ama acik kursu gibi bir sey olmadigi icin en son nerde post varsa oraya yollamak ya da dusuncelerimi paylasmamak arasinda secim yaptim.

can dedi ki...

@Mete
Muhtemelen ayni kusaktaniz. Daha genc taraftar kusagina baktigimda, ozellikle de post-Quaresma kusaginda benim de icimi kaldiran egilimler var. Ama bu ezik (ve ayni zamanda narsist) psikolojinin sucunu taraftara atmak buyuk bir kolaycilik olur kanaatindeyim. Cunku bu Bilgili doneminde baslayan Demiroren doneminde ise tavana ve sonra da tabana vuran Besiktas'i neoliberallestirme projesinin bir yansimasi. Yonetimleri, medyayi, devlet kurumlarini vs. tartismadan anlasilabilecek bir olgu degil. Obur taraftan bakacak olursak da Besiktas'in giderek basalti bir takim olmaya dogru evrilisi de gercek bir surec. Bu surecte taraftarlasan insanlarin da benim ilkgencligimdeki Besiktas algisina sahip olmalari da beklenemez. Bu kisirdonguden cikmanin tek yolu Besiktas'in tarihsel degerleri ile beslenen bugunun Besiktas'ini yaratabilmek. Ozen-Bilic projesine, yapilan hatalara vs. ragmen, o yuzden gonul vermedik mi?

Mete dedi ki...

@Can
Dostum yukarıda da bahsettiğim gibi bu mevzu oldukça derin ve üzerinde uzunca konuşulacak bir konu. Elbette senin bahsettiğin faktörler yaşanılan dönüşümün açıklanmasında önemli. Ben direkt sonuç üzerinden yani ortaya çıkan bu taraftar profilinden hareketle en basitinden rahatsız olduğum bir durumu izah ettim. Sana katılmadığım tek konu Beşiktaş'ın başaltı takımına evrilmesi. Kesinlikle katılmıyorum. Esasında anlatmak istediğim de yaratılan bu suni algı içinde debelenmemiz ve devamlı bir negatif durum vaziyetleri.
Al işte muhteşem kadrolu Gs CL'de 2 kez rekor kırmış. Evinde en farklı yenilgi ve 10 kişiyle en farklı yenilgi. Oysa herkesin dillendirdiği Cl rekoru 8-0'lık Liverpool maçı. Örnekleri her konuda (finansal, oyuncu kalitesi, şampiyonluk sayısı, vs.vs.) uzatabilirim.
Algıdan kastım bu.

can dedi ki...

@Mete
Yanlis anlama olmasin diye ekleyeyim. Ben Besiktas'in basalti takima evrilis surecinin durdurulamayacak bir surec oldugunu dusunmuyorum. Ozellikle Turkiye futbolu gibi istikrara ve uzun donemli planlamalara son derece yabanci bir kurumsal baglamda takimlarin basarilari genelde gunubirlik faktorlere bagli. Ama YD yonetimleri boyunca giderek konsolide olan sampiyonluga yarisamama, yarissa da kazanamama halinin camia ustundeki psikolojik yikimi da cok acik. Buna ilaveten iki takimli bir rekabet yaratma konusunda Lig TV'nin basini cektigi endustriyel bir baski oldugu da acik; senin suni algi dedigin durumu inanilmaz korukleyen bir guc bu. Bu da yilginligin ustune tuz biber ekiyor. Yarin obur gun kosullar bir araya gelir, stadimiz acilir, iyi bir kadro yakalariz, gene ligi domine ederiz, belli mi olur. Ama su andaki durumda, ozellikle de bizim gibi Besiktas'in ustuste sampiyon oldugu, derbilere rakiplerini senelerce surklase ettigi, kotuyken bile cikip Kadikoy'de Fener'i ezdigi, hatta 2004'te tek takimli lige evrildigimiz konusmalarinin yapildigi bir ortami yaratan takimi hatirlamayanlar icin durum cok da umut vermiyor. Ama tabii ki sen kesinlikle haklisin, Cimbom'un, Fener'in sefaletleri, borclari, problemleri vs.hep hasir alti ediliyor ama biz kendimiz anti-Besiktas soylemlerde hep basi cekiyoruz.

Mete dedi ki...

@Can
Aynen katılıyorum, sonuna kadar haklısın.
Gelmeyen başarılar konusunda iyice dibe vuran bu taraftar profili acaba bizim yaşadığımız Malatya'ya giden Tofaşları, 8-0'ları ya da ne bileyim sırf bir yöneticisine saygısız davranışı yüzünden (bu arada yöneticinin adını dahi şu anda hatırlamıyorum) Sergen gibi bir oyuncusunun gözünün önünden kayıp gidişini yaşasaydı, demek ki bitkisel hayata girerlerdi. Oysa ki Beşiktaş demek herşeye rağmen yeniden ayağa kalkabilmek demektir.
Ben gayet iyi hatırlıyorum, Daum ilk geldiği sene Gs ve Fb maçlarını dışarda oynadığımızda o maçları "deplasman" olarak nitelendirmiş ve beraberliğe oynadığında taraftardan ciddi bir tepki gelmişti. Çünkü biz herhalukarda deplasmana da galibiyet için giden bir takımdık. Bunun adı özgüvendir. Bu önce taraftar da olmalı ki, takım da sahaya çıktığında buna göre oynamalı.
Ezcümle önce taraftar silkelenmeli...

Adsız dedi ki...

woow internette ligtv canlı maç izlemek için sizleride sitemizde görmek isteriz.

Yorum Gönder

Ara