.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

27 Ağustos 2013 Salı

Maç Raporu: Kayseri Erciyesspor - Beşiktaş


En iyi üç: Gökhan Töre/Manuel Fernandes, Oğuzhan Özyakup.
En kötü üç: Ersan Gülüm, Hugo Almeida, Olcay Şahan.

Değerlendirme

Beşiktaş - 7.0 : 4 gollü bir galibiyet alan takımın 7'den aşağı puan alması garip olurdu zaten, fakat bunun üstüne çıkamamasının sebepleri üzerine konuşulması lazım. İlk yarıda, özellikle penaltı pozisyonundan sonra Atiba'nın düşen performansı bütün takımı etkiledi. Ortasahada rakibin baskısı takımın boyunu uzattı, stoperler uzun top oynamaya başladı, gaz ile yapılan olgunlaşmamış ataklar ağırlıkta idi. Fernandes ve Gökhan harici hücum bloku durağandı. Bunların hangisi hangisini tetikledi bilinmez, fakat total bir karmaşa vardı.

İkinci yarıya baskı ile başlanıp gol bulununca zaten kırılgan bir defansı olan Kayseri Erciyesspor'a hakimiyet kuruldu. Fakat 3. golden sonra da geçen seneden çok iyi bildiğimiz panik havası takıma sirayet etti, Muhammed ve Oğuzhan'ın soğukkanlılığı olmasa maçın skoru 3-3 olabilirdi.

Neticede takım iyi yolda, lâkin daha yolun ortalarında. Gene de ligde şu ana kadar deplasmanda kazanabilmiş ilk takım olmak güzel.

Slaven Bilic - 7.8 : Takımın en iyi futbolcuları ile aynı notu alması tesadüf değil. Bilic'in oyuna müdahaleleri yerinde idi. Geçen sene 3-2 öne geçince Toraman'ı oyuna alacak bir teknik direktörümüz vardı, bu sene fizikli Gökhan'ı merkeze çekip Fernandes'i ileri atan, Muhammed ve Oğuzhan'ı oyuna alıp sahaya akıl enjekte eden bir teknik direktörümüz var. Bir nispeten ucuz penaltı, bir de bireysel hata sonucu yenen gol haricinde -nazar boncuğu olsun- takım savunmasında sıkıntı yok, hücumda da yavaş yavaş kimlik bulunacak gibi duruyor. Taraftarın zaten onayını almış Bilic, medyanın teknik direktörleri yeme iştahının kabaracağı zamanlara iyi bir kredi ile girecek.

Serkan Çınar - 4.7 : Geçen haftanın hakeminden daha yüksek puan almasını, hem kartlarını daha yerinde kullanması, hem de pek aşina olunan bir yüz olmaması ile açıklayabiliriz sanırım. Çoğu hakem o penaltıyı vermezdi zannımca, fakat onun haricinde geçen hafta olduğu gibi sertliğin çığrından çıkmasını da engelledi. Tolga'nın sakatlandığı pozisyonda da Vleminckx'e sorumsuz hareketinden ötürü kart gösterebilirdi. Ortalama bir yönetime ortalama bir puan aldı.

Kayseri Erciyesspor - 5.7 : Rakibin aldığı puanın bu serideki önemi daha çok bizim performansımıza nispî bir kıstas olması (rakip ne kadar güçlü idi, bizden ne kadar daha iyi oynadı vs.), fakat bir iki kelam edelim gene de: Defansif sorunları ortada, lakin Yasin ve Vleminckx gibi silahlar ile oradan 1, buradan 3 puan toplayacak potansiyeli var. Şu vaziyette ligin orta-altlarına konumlanır gibi duruyorlar. Aldıkları puan hem attıkları iki gol, hem de beklentilerin daha düşük olması ile açıklanabilir sanırım.

TAKIM

Tolga Zengin - 6.7 : Güzel bir vole kurtarışı haricinde gene çok iş düşmedi kendisine, ne penaltı, ne de Yasin'in golü için yapacağı çok fazla bir şey yoktu. Kalede güven vermeye devam ediyor, ciddi bir sakatlığı olmamasını temenni ediyorum.

Ersan Gülüm - 4.8 : İkinci goldeki hatası yenir yutulur cinsten değil. Halı saha maçında sol bek oynayan adam o asisti yapsa bir dahaki hafta çağrılmaz. Aşağıda Gürcan'ın da yazısında değindiği gibi, sıkıntısı pozisyon bilgisizliğinden kaynaklanıyor. Mevkisini idare ediyor etmesine, fakat hem çıkarken yaptığı pas hataları, hem de hiç yapmaması gereken defansif hatalar bir araya gelince sıkıntı doğuyor. Bir dahaki maça daha dikkatli olacaktır, orası kesin.

Julien Escude - 6.3 : Escude'nin aldığı puanda Tromso maçı da var demek yanlış olmaz sanırım, zira hem defansta hata yapmamış, hem de bir gol atmış stoperin daha yüksek puan alması beklenirdi. Tabii ilk yarıda tecrübe+ayak hakimiyeti paketinin ikinci kısmını unutmuş olması da olumsuz etkilemiş olabilir notunu.

Tomas Sivok - 6.8 : İlk yarıda takımın boyunu kısaltmak için elinden geleni yaptı, ikinci yarıda da Erciyesspor ataklarının önünde istikrarlı biçimde durdu. Bildiğimiz performansı ile bildiğimiz puanını aldı.

Serdar Kurtuluş - 6.3 : Hilbert'ten sonraya dair şüphelerim vardı, fakat Serdar ilk hazırlık maçı haricinde o şüpheleri ortadan kaldırmak yolunda istikrarlı adımlarla ilerliyor. Pozisyon bilgisini iyi kullanıyor, ataklara da elinden geldiğince destek veriyor. Sol beke hücum gücü de yüksek bir partner bulursa performansı bir tık daha artabilir.

Atiba Hutchinson - 6.6 : Sanırım nazar değdirdik. İlk yarıda yaptığı pas hataları, organizasyonel eksikliği ve takımın panik futboluna katkısı üzücü idi. İkinci yarıda sahada daha toparlanmış bir Atiba vardı. İlk yarıdaki formu penaltı pozisyonu ile alâkalı mı bilmiyorum, lakin kendisinin sorumluluğu çok fazla olduğu için bu tür düşüşleri minimumda tutması lazım Ernst'in yaptığı gibi.

Veli Kavlak - 6.9 : Veli'nin emeğine, eforuna 10 puan vermek lazım. Dünün görünmez kahramanlarından idi, ortasahayı toparlamada yardımcı oyunculuktan esas aktörlüğe devrildiği zamanlar oldu. Risksiz durumlarda ara ara denediği yaratıcı arapasların, çıkardığı şutların bir ikisi tutsa dahi hücuma katkısı yeterince artar. Veli rolünü gittikçe benimsiyor.

Manuel Fernandes - 7.8 : İkinci yarının ortalarında formu sıfıra düşmese bu maçı 8'in üzerinde puanla tamamlardı. Takımın kısırlık çektiği ilk yarıda yoktan attığı gol, kullandığı duran topların skora direkt katkısı oldu. Kendisinin alıp almadığı inisiyatifler tartışılır, bunun üzerinden farklı değerlendirmeler yapılabilir, fakat şu şartlarda Fernandes varsa ve oynamak istiyorsa oynayacaktır.

Olcay Şahan - 5.5 : Kötüydü, kötü oynadığının da farkındaydı. Bildiğimiz hücum varyasyonlarını yapmadığı gibi, eline geçen fırsatları da kötü kullandı. Bu sene ilk defa en kötü üç arasında yer aldı, ama bunu çok sık göreceğimizi sanmam.

Gökhan Töre - 7.8 : Kariyerinde resmî golü bulunmayan, hazırlık maçlarındaki performansı umut vermeyen bir oyuncunun iki maçta da iyi oynayıp iki de gol atmasına ne denir? Gökhan'ın ilk yarıdaki hâli enteresandı; top ona geldikçe pas verecek, hücum başlatacak aksiyon arıyordu ama kimse hareket etmeyince topu çoğunlukla başarılı bir şekilde gevelemek dışında yapacağı bir şey kalmıyordu. Attığı golde rakibin uyumasının olduğu kadar onun güveninin de payı vardı. Maçın sonlarına doğru savunmaya da katkı yaptı, sahanın en iyisi etiketini hak etti.

Hugo Almeida - 5.1 : Gören Beşiktaş ailesini kaçırmış da zorla oynatıyor sanar. İkinci yarıda bir pozisyonda, gayet de yakalayabileceği bir topu Erciyessporlu defansın kontrolüne bırakıp peşinden yürümesi şahsen benim "yeter be!" dediğim nokta oldu. Varlığının yarattığı bir artı değer var (top saklama ve aldığı fauller), fakat bazen onu eksiye çevirmek için çabalıyor ve başarılı da oluyor. Bu seneki kronik "ne yapsak" problemimiz Almeida olacak bu gidişle.

Cenk Gönen - 6.2 : Ona da çok iş düşmedi, ama düştüğü kadarıyla başarılı bir performans ortaya koydu. Gördüğü sarı kartın illaki adil olduğunu söyleyemem, fakat gene de o anki tavrını beğenmedim açıkçası. Geçen seneye göre daha fazla güven verdiği kesin ama şimdiye kadar.

Muhammed Demirci - 6.6 : Cemcan'a omuz koyup top aldığı pozisyon sanırım bütün Beşiktaşlıları mutlu etmiştir senelerce "fiziği yetersiz" denen bir futbolcu için. Sahaya girdiği andan itibaren akıl ve soğukkanlılık koydu ortaya, pas ve bireysel oyun tercihleri ziyadesiyle yerinde idi. Topu saklaması, oyunu yaymaya çalışması ile isteneni yaptı. Hücuma Oğuzhan gibi daha direkt bir katkısı olsa puanı çok daha yüksek olurdu.

Oğuzhan Özyakup - 7.7 : Almeida'ya gol attırmak, hem de öyle bir asistle gol attırmak, takdir ettik ki hiç de kolay bir iş değil. O pozisyonu açıp tekrar tekrar izleyesi geliyor insanın. Onun haricinde de, tıpkı Muhammed'in yaptığı gibi sahaya akıl sürdü, saçmalama tandansı olan, ortasahada bir oyuncusu güçten düşmüş Beşiktaş'ı diriltti. Keşke Futbol 13 kişiyle oynansa da Oğuzhan, Mami, Fernandes falan hepsini bir araya koysak... Hazırlık maçlarındaki performansından sonra bugünkü kısa şovu "hah, özlemişiz" dedirtti. 10 dakika oynayıp maçın en iyi 3. oyuncusu olarak da katkısını niceliğe döktü.

18 Yorum:

sadrazam dedi ki...

Veliye 8, Almeida'ya 7, Olcay'a 5 puan veren benim.

cochise dedi ki...

@ Sadrazam, abi şaka maka Veli bu yıl bambaşka bir top oynuyor. Geçen senelerde de sene başında çalışkanlığı ve temposu sayesinde ön planda olup diğer oyuncular da fizik olarak daha hazır hale geldiklerinde gerçek yerine dönüyordu. Ama bu yıl bildiğin ön libero oynamaya çaışıyor. Kanat harici hiç bir yerde oynayamayacığını düşünmüş olsam da bu kadar top alıp dağıtma heveslisi olan paslarda geçmişe göre dikkatli bir Veli önyargılarımızı kırdırır. KApasitesi düşük de olsa kendini geliştiren topçuyu her zaman sevmişimdir. Olcay da gördüğüm en kötü olcaylardan biriydi. kyabolup gittiği maçlardan bile kötüydü çok pas hatası yaptı. Bu nedenlerle sana katılıyorum.

sadrazam dedi ki...

@cochise,
Herkes mevkisi olmamasına rağmen ersanın ne büyük zorluklarla!ve fedakarlıkla! solbek olmamasına rağren iyi niyetli mücadelesinden bahsediyor da, kardeşim Veli de ne libero, ne de orta saha. Kanat oyuncusundan 2 senedir oyun kurmasını, mücadele etmesini, yaratıcı pas vermesini, defansa yardım etmesini, ofansa çıkıp 3-5 adam eksiltmesini bekliyoruz.
Bizim beklentilerimiz biraz yüksek galiba.

cochise dedi ki...

@ Sadrazam Ersan yakışıklı, karizmatik olunca herkes ona acıyor da Veli tipsiz, saç sakal karışık, sarsak hatta at hırsızı bi görüntüde olunca ona empati gerek görülmüyor zannımca. Haksızlık etmemek lazım, adam zorluyor potansiyelini...

@sadrazam

Almeida'ya 7 vermesen ayni verecekmisiz.

WiLdHoney dedi ki...

Bugün bi yerlerde bulduğum bir yazıda 2011 yılına ait sanırım, Veli kendisini 8 Numara yani 2 ön liberodan birisi olarak tanımlamış. Bence Atiba'nın varlığı Veli'de bir iyileşmeye sebebiyet vermiş olabilir. Cisse'de ki Ernst etkisi gibi.
Veli, son izlediğim 3 maçta birden takımın en iyi3-4 oyuncusundan birisiydi ve bence bu tesadüf olamaz.

WiLdHoney dedi ki...

Linki'de şimdi buldum, sanırım twitter'da burada da yazan arkadaşlardan birisi paylaşmıştı linki ama affetsin beni adını hatırlayamadım ve bulamadım ismini.

http://scoutgs.com/haberler/veli-kavlak-roportaji-%E2%80%93-scoutgs-ozel.html

sadrazam dedi ki...

@wİLDHONEY,

Avusturya milli takımında kanat oyuncusu olarak oynuyordu bildiğim kadarıyla. 2 senede adama; önlibero-sağ açık-sağ bek ve ortasaha oynatıyoruz.Sonra asli görevi olmayan şeyleri eksik veya hatalı yaptığı gerekçesiyle acımasızca eleştiriyoruz. Aynı eleştiriyi sol ayaklı sol stoper Ersan için yapamıyoruz. Dün vermek istediği geri pas'ın oynadığı mevkii ile ilgisi yok. Benzer hataları geçen sene stoper oynadığı zaman da yapıyordu. Bence sorun mental.

şahsen çift önliberolu sistemde uzun süre kalmayacağımızı düşünüyorum(umut ediyorum)

@SHELBYL,

Evet belki 7'lik bir oyun oynamadı ama forumda önyargı ile 2-3 puan verecek çok kişi var. Ortalamayı biraz yükseltmek istedim:)
Ayrıca 45-60 arası oynanan dominant oyun, pas oyunu değildi. Almeida'ya gönderilen uzun toplar, aldığı faulller ve ardından yapılan şok pres. Geçen seneki kaos futbolu yani. Eğer paniklediğimiz anlarda bu oyunu oynayacaksak Almeida bu topraklardaki en iyi forvet.(belki nobre ile beraber)

alper dedi ki...

Ben anlamadım bu not işini.Koskoca beşiktaşsın lige yeni yükselmiş ve henüz ikinci maçını oynayan bir K.Erciyessporu yenmişsin takım 7 puan almış..Yarın bir gün GS yi bursayı feneri yenince (yenersek) ne vereceğiz 10+ falan mı?Dünkü maçta en yüksek notum 5 tir.Ortalama vasat bir oyun STSL için deplasmanda bir Anadolu takımını yenmeye güç bele yetecek bir oyun için 7 çok puan.
Anadolu takımlarını içerde yenmeye 4 dışarıda yenmeye 5 veririm.Bursa,Eses,G.Antep deplasman galibiyetlerine 6,5 veririm,derbileri içeride yenmeye 8 deplasmanda yenmeye 9 veririm.10 bir maçta veririm içeride dışarıda her türlü pislik yapılarak kazanılmış GS galibiyeti.hele gene haksız yere kazanılmış ofsayt penaltı vs ile yenersek gs yi sezonu kapatırım.

Almeida'ya puan veren varmış . kendisine 1.5'tan 2 veren de benim :)

Kendisi Beşiktaş tarihinin en nefret ettiğim yabancı futbolcuları listesinde 1 numara .Jamal Sallami , Marius Maldraşanu gibi adamlardan bile nefret etmemiş biriyim.

Beşiktaş'ın Almeidasız yolunu daha açık görüyorum.

Fernandes'in de topsuz oyunda jogging yapar modunda takıldığını da hala çok net iddaa ediyorum.

Sezon sonu 15/20gol 15/20 asist oranına ulaşmadığı sürece Fernandes'in mevzubahis mevkide aldığı pozisyon Beşiktaş için saha içinde sahip olmaması gereken bir lükstür.Yani bu adam forvete değil de orta sahaya yakın oynayınca topsız oyunda daha efektif alan kapamada daha etkin olunca duran toptan daha mı az asist yapacak ?

Bu arada Gökhan Töre'nin defansif katkısının da gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum.Yani defans normalde bu adamın mayasında hiç yokken baya kademeli savunma filan yapıyor.

Neyse ben takımın panik olmasını yine geçmişin silinemeyen arızalarına bağlıyorum.Ama gittiğimiz yol baya aydınlık orası kesin.

BJK4EVER dedi ki...

Almeida'ya verilen notu gorunce pes dedim. Dun geceki en iyi 4-5 oyuncudan biriydi. Top indirdi, faul aldi, bos alan yaratti, 2 stoperi yordu ve cikartmadi. Her zamanki gibi faydali oldu, ustune karsi karsiyada gol de atti. Bu adam varken takimin takir takir oynamasi, yokken zorlanmasi tesaduf degil. Bu adam direkt olarak arkasindaki 3 adamin performansina etki ediyor 200% olarak, bunu hala nasil goremiyor insanlar anlamiyorum.

schwadorf dedi ki...

Almeida'nın önemini bir de rakip teknik direktörün ağzından duymak için Fuat Çapa röportajını izleyin derim.

İddia ediyorum, kameralar Almeida'ya yakın çekim yapıp asık suratını göstermese kendisine yapılan eleştiriler en az %50 azalırdı. Almeida'yı asık suratlı, gülmüyor, isteksiz diye eleştirip Fernandes gülmeyince "İşini yapsın yeter, gülmesi önemli değil" diyen kişilerin aynı olması tesadüf mü?

Üşenmesem Almeida'nın oynadığı maçlardaki gol/gol pozisyonu sayısıyla Pektemek'in oynadığı maçlardakini karşılaştıracağım ama gerek bile olduğunu sanmıyorum.

can dedi ki...

@ Ovunc
Soylediklerinin tamamina katiliyorum ve Almeida'yi oven arkadaslari anlamakta cok zorluk cekiyorum. Almeida oynadiginda -ya da oynuyor gibi yaptiginda- takimin daha cok pozisyon buldugu dogru. Ama bu Almeida'nin iyiliginden ziyade denenen alternatiflerinin (Holosko ve Mustafa) o mevki icin korkunc yetersiz kalmalarindan. Yoksa Almeida pozisyon bilgisi ve gol vurusu korkunc zayif, adeta ofsaytta dogmus, kolay sakatlanan, kafasinin arkasinda sanki bingildak varmis gibi her hava topunda yere inen, sahada olu balik gibi dolasan, isteksizligi, duraganligi ile takimin hareketliligi ve motivasyonunu olumsuz yonde etkileyen bir adam. Ben acikcasi kendisinden daha gelmeden nefret ediyordum, kendisine Portekizli Veysel ve deve lakaplarini Besiktas'a geldigi gun takan benim. Ama artik karaktersizligi ve takima ihanet noktasina gelen hareketleri (kirmizi kart almak icin bir tarafini yirtmalar, gol atinca surat asmalar, topa hareketlenmemeler) canima tak etti! Eneramo'nun oynayacagi gunu sabirsizlikla bekliyorum ve iddia ediyorum ki kendisi fiziksel olarak hazir hale geldiginde cok daha fazla katki yapacak takima.

Abi yeterince konuşuldu zaten Almeida hususu.

Bugün 90+'da Almeida hakkında neler konuşulduğunu zaten izleyenler duymuştur.

Beşiktaş'ın Almeida'ya onun düşündüğü kadar ihtiyacı olmadığını bir şekilde hissettirmesi lazım.

Adamın umrunda değil ya.Takım gol mü atmış beraber seviniyormuymuş , bu meşe odunu ofsayttan çıksın diye 15 pas mı çeviriyormuş geride ...

Umursamaz topçuya katlanamıyorum ben.

Ike Shorunmu gibi ...

alper dedi ki...

Burak Yılmaz için 15 milyon Euro diyorlar Lazio için.

1-Burak herhangi bir takıma(Rusya hariç) 15 milyona gitsin bir daha fitbol maçı izlersem namerdim.

2-Burak için gerçekten 15 milyon veren varsa Almeida en az 30 milyon eder.

3-BJK yı oynatan kaleye gitmesini sağlayan Almeida'dır.O yokken takım pespaye bir hal alıyor.Bu Almeida'nın süperliğinden değil Pektemek'in vasatlığındandır yukarıda birinin yazdığı gibi.

4-Almeida'yı zerre sevmem topçuluğunu beğenmem BJK için yeterli forvet değildir ama eldekilerin en en en iyisidir.

tearkan dedi ki...

kabul etmek gerekir ki şu oynadığımız sistem içerisinde eldekilerin en iyisi ve en fazla verim vereni almeida. (eneramo ne verecek bilmediğimizden farazi konuşmanın manası yok bana göre) mami-ozzie girene kadar sürekli top şişirdik. o olmasa hayatta ileride top tutamazdık. ayrıca ülke futbolunda kalıplı, uzun boylu, stoperi yıpratacak forvet her zaman için avantaj. bu meşe odunu olsa da böyle. hele ki yanında pas oyunu fena olmayan, bitiriciliği iyi biri de (olcay gibi) rahatlıkla fark yaratıyor. ayrıca almeida'nın bu suratsız, umursamaz, tavırları sadece beşiktaş'a, burada oynamasına yönelik gibi gelmiyor bana. ozzie quiz programında en tembel oyuncu sorusunda direk almeida yanıtı vermişti. kendine bakan, futbolu ve işini yeterince umursayan bir adam gibi gelmiyor bana. yoksa o cüssenin kolay kolay sakatlanmaması lazım dersin de herfini sakatlık geçmişi de bir hayli kabarık. http://galeri.uludagsozluk.com/r/hugo-almeida-n%C4%B1n-sakatl%C4%B1k-ge%C3%A7mi%C5%9Fi-470426/

tanju ve gökhan'a kendilerine kulüp bulmaları söylenmiş. tanju'yu tebrik etmek lazım. dört farklı teknik direktör'den de olumsuz rapor almayı becerdi. adam adeta istikrar abidesi. transfer konusundaysa defanstan topla çıkabilen bir sol beke hilbert'in olmadığı yerde cidden ihtiyacımız var. erciyes'in baskısı bile bizi dönem dönem top çıkarmakta zorladıysa, maç 3-2 olduktan sonra özellikle ozzie girene kadar aldığımız her topu direk ileri şişirdiysek ersan'la idare edelim demek bana çok da mantıklı gelmiyor. kiralama yoluyla gelecek bir sol bek idealdir.

kapgan dedi ki...

Emre Özkan kalsaydı, İsmail gelene kadar sol bek işini götürürdü. neden sözleşmesi uzatılmadı garibime gitmedi değil. yönetimsel bir inat olabilir belki...

Unknown dedi ki...


dikkat !!!

Ben Terry Bravo, Kredi sirketlerin CEO, ben Terry Bravo duyuyorum ....
Sen Kredi Eger asil ihtiyaciniz var mi? Insaat kredisi? Ögrenci kredileri? YATIRIM Kredi?, Borç

konsolidasyonu kredi? E-posta yoluyla çok daha eglenceli @ Bilgi? (bravoterry99@yahoo.com)

(Bravo_terry_loanfirm@webadicta.org) için bize ulasin .. Biz% 3 faiz kredi vermek unutmayin
Uygulamak için tesekkür ederiz. .

Bravo Terry Kredi firmasi.

Yorum Gönder

Ara