27 Ağustos 2013 Salı
Sol Bek Üzerine Fikirler
Futbolcu, bir değerdir. Değerin yüksekliği, düşüklüğü elbette tartışılır ama elde hangi değer varsa, o değeri parlatmak, ondan alınabilecek en yüksek katkıyı almak da teknik direktörün esas görevlerinden biridir.
Ersan Adem Gülüm, Beşiktaş'ın kadrosunda aktif rotasyonda kullanabileceği 20'ye yakın oyuncudan biri. Esas bölgesi stoper, sıkıştığında da sol bekte kullanabiliyorsun. İsmail oynadığında farklı katkılar bekliyorsun, Ersan oynadığında farklı katkılar bekliyorsun.
Bizim ülkemizde ofansif bek seviliyor. Şöyle bir hafızanızı tazelerseniz, görüyorsunuz ki, aslında bek olmayan bir çok oyuncuyu da, bu ofansif katkı nedeniyle bek olarak kullanıyoruz. Oysa dünya futbolunda stoper kılıklı bekler de çokça kullanılıyor. Örneğin, Fenerbahçe'nin yeni transferi Michal Kadlec stoper kılıklı bir bek. Gelip oynadığı iki maçtan sonra "bu adam bek değil", "bu adam stoper" diyebiliyoruz. Çünkü bizim öyle bir bek tanımımız yok. Kadlec yıllardır Bundesliga'da, Leverkusen gibi saygın bir kulüpte bu şekilde görev yapıyor olsa bile. Avrupa'daki en önemli örneği de, bana göre Branislav Ivanovic.
Stoper kılıklı bek kullanmanın, ofansif dezavantajlarının yanı sıra bazı avantajı var, doğal olarak. Bir kere savunma hattınızı kağıt üzerinde güçlendiriyorsunuz. Bununla birlikte, bir uzun oyuncu daha kullanarak, duran toplarda +1 yaratıyorsunuz. Fernandes gibi duran top kullanan bir oyuncunun varlığında, +1 çok önemli bir avantaj. Sivok'la eşleşecek rakip stoper, belki Ersan'la eşleşmek zorunda kalıyor... Duran toplarda ciddi bir fiziksel üstünlük kuruyorsunuz. Türkiye'de çok önemli.
Şimdi gelelim, kadro planlaması meselesine. Beşiktaş'ın tercih ettiği iki stoper var. Julien Escude ve Tomas Sivok. Bu oyuncuların yokluğunda, arkada bekleyen bir de Pedro Franco var. Belli ki Beşiktaş yönetimi, stoperi iki yabancıyla geçmeye karar vermiş. Yarın bir gün yabancı kısıtlaması nedeniyle stoperde bir Türk oynatılması zor görünüyor çünkü o tercihte hem Escude'yi, hem de Franco'yu rotasyon dışına itmiş olacaksınız. Bu oyuncuların arkalarında İbrahim Toraman var. Şu ana kadar hangi bölgede alternatif ürettiğini çözemesek de, tanıdığımız, bildiğimiz bir oyuncu. Bir de Ersan var. Dolayısıyla, Beşiktaş'ın elinde 5 adet stoper var. Bunların kadro içindeki ağırlıklarına göre sıralaması;
1- Tomas Sivok
2- Julien Escude
3- Pedro Franco
4- Ersan Adem Gülüm
5- İbrahim Toraman
Eldeki stoper fazlalığından söz etmek çok mümkün. Misal, İbrahim Toraman sadece stoper alternatifi olarak değerlendirilse, sezonda 5 maç oynar mı? Oynamaz.
Bunun doğal sonucu olarak, Beşiktaş elindeki 4. ve 5. stoperlerini beklere yama olarak tercih ediyor. Çok mantıklı ve bence olması gereken...
Beşiktaş bugünlerde gidip bir ofansif sol bek alma uğraşında. İsmail'in sakatlıktan dönüş sürecinde, o bölgeyi yamayacak bir geçici çözüm. İsmail dönemeyebilir. Lakin dönebilir de. Dönemeyebilme ihtimali üzerine strateji geliştirilmez. Sen önlemini alırsın, dönemezse hamleni yaparsın. Çünkü hamleni baştan yaparsan, İsmail'e futbola geri dönme şansı da bırakmıyorsun. Bek yetişmeyen ülkede İsmail'i bir kalemde silecek bir konumda değiliz.
Dolayısıyla, buraya bir geçici çözüm bulana kadar Ersan sol bek oynayacak. Oynamalı zaten. Bu kadar yatırım yaptığın, ümit beslediğin bir oyuncun varsa sol bek veya stoper... Oynatacaksın. Çünkü stoperde oynama ve zinde kalma ihtimali yok.
Deniyor ki, Ersan çok aksıyor. Ersan'ın aksaması, sol bekliğinden mi, yoksa temel futbol bilgisi eksikliğinden mi? Ersan geçen yılın tamamında aksadı. Sol bek de oynamıyordu üstelik... Beşiktaş'ın elindeki malzeme bugün için bu. Malzeme kalitesi bugünden yarına arttırılamayacağına göre, hem bu değerleri kullanacaksın hem de zaman içinde kaliteyi arttırmaya çalışacaksın.
Futbol, bütünleşik bir oyun. Fenerbahçe - Arsenal maçının 30. dakikasında stoper Koscielny sakatlanıp çıkınca, o ana kadar sağ bekte oynamakta olan Bacary Sagna stopere geçti. Lakin futbol anlamında hiç bir şey değişmedi. Çünkü o takım, bütünleşik oynamayı öğrenmiş bir takım hüvviyetindeydi. Oyuncuların görevleri var ve o görevleri yerine getirmeleri, kendilerine çizilmiş çizgiler içinde kalmaları yeterli oluyordu.
Futbolu böyle bir bütün halinde görüp değerlendiğinizde, Ersan'ın da sol bekte idare edebileceğini fark edebiliyorsunuz. Beşiktaş, Trabzon ve Kayseri Erciyes maçlarını Ersan'ın sol bekliğiyle geçti. Geçer zaten... Takım kalitesi buna müsait. Kayseri Erciyes'in sol bekinde 35'lik Ekrem Ekşioğlu, sağ bekinde de Gençlerbirliği'nde orta saha oyuncusu olarak bildiğimiz Cem Can vardı da ondan... Olur bunlar, Türkiye liginin kalitesi bu. Kendimizi seneye Uefa kupasını alacakmış gibi konumlandırmayalım derim.
Diyeceksin ki, yarın Galatasaray, Fenerbahçe gibi deplasmanlara gittiğinde Ersan sıkıntı yaratır. Doğru yaratır. Lakin o seviyede de takımda tek sıkıntı yaratan oyuncumuz Ersan olmaz, bunu da kabul edelim. Şimdi isim vermeyeyim...
Futbola biraz daha bütünleşik bakmak lazım bence. Takımın toplam kalitesine daha fazla odaklanmak gibi... Bireye değil, daha çok takıma! Beşiktaş iyi bir sol bek alırsa, elbette gücüne güç katar. Lakin Beşiktaş'ın sahadaki bütün defolarını da Ersan'ın üzerine atmak bana doğru gelmiyor.
Beşiktaş'ın elinde bu oyuncular var, bunlar oynayacak. Oynadıkça, daha iyi oynayacaklar, daha bütünlüklü olabildiklerinde de daha iyi gözükecekler.
Satın almak, tüketmek kolaydır. Basarsın parayı, alırsın. Beşiktaş yıllardır böyle yapıyor. Oysa sporun, futbolun belki de en önemli güzelliklerinden biri üretmektir. Her sorunu, satın alarak çözmeye çalışmak, bunun tek yol olduğunu söylemek, benim futbola veya hayata bakış açıma ters geliyor.
Futbol, 11 bireyin adlarını yan yana yazabileceğimiz bir oyun değil. Futbol, takım oyunu. Biz önce o takım bütünlüğünün ne kadar sağlanabildiğine bakalım, sonra o takımı oluşturan bireyleri değerlendirelim. Ersan, Beşiktaş'ın toplam kalitesinin çok altında bir oyuncu değil. Öyle olsa başkası oynardı zaten.
Yarın yeni satın alınan o gıcır gıcır bekimiz sakatlanırsa, el mahkum yine Ersan oynayacak. O da oynar, bu da oynar arkadaşlar. Önemli olan "takım" ın ne yaptığı... O sol bek gelirse, Beşiktaş'ın uçacağını ummadan izlemek lazım. Kaldı ki ne Holebas, ne de Büttner gelip bu takımın en iyi oyuncusu olmayacaklar...
Birey olmadan takım olmaz ama sadece bireye bakmak da doğru olmaz....
Ersan Adem Gülüm, Beşiktaş'ın kadrosunda aktif rotasyonda kullanabileceği 20'ye yakın oyuncudan biri. Esas bölgesi stoper, sıkıştığında da sol bekte kullanabiliyorsun. İsmail oynadığında farklı katkılar bekliyorsun, Ersan oynadığında farklı katkılar bekliyorsun.
Bizim ülkemizde ofansif bek seviliyor. Şöyle bir hafızanızı tazelerseniz, görüyorsunuz ki, aslında bek olmayan bir çok oyuncuyu da, bu ofansif katkı nedeniyle bek olarak kullanıyoruz. Oysa dünya futbolunda stoper kılıklı bekler de çokça kullanılıyor. Örneğin, Fenerbahçe'nin yeni transferi Michal Kadlec stoper kılıklı bir bek. Gelip oynadığı iki maçtan sonra "bu adam bek değil", "bu adam stoper" diyebiliyoruz. Çünkü bizim öyle bir bek tanımımız yok. Kadlec yıllardır Bundesliga'da, Leverkusen gibi saygın bir kulüpte bu şekilde görev yapıyor olsa bile. Avrupa'daki en önemli örneği de, bana göre Branislav Ivanovic.
Stoper kılıklı bek kullanmanın, ofansif dezavantajlarının yanı sıra bazı avantajı var, doğal olarak. Bir kere savunma hattınızı kağıt üzerinde güçlendiriyorsunuz. Bununla birlikte, bir uzun oyuncu daha kullanarak, duran toplarda +1 yaratıyorsunuz. Fernandes gibi duran top kullanan bir oyuncunun varlığında, +1 çok önemli bir avantaj. Sivok'la eşleşecek rakip stoper, belki Ersan'la eşleşmek zorunda kalıyor... Duran toplarda ciddi bir fiziksel üstünlük kuruyorsunuz. Türkiye'de çok önemli.
Şimdi gelelim, kadro planlaması meselesine. Beşiktaş'ın tercih ettiği iki stoper var. Julien Escude ve Tomas Sivok. Bu oyuncuların yokluğunda, arkada bekleyen bir de Pedro Franco var. Belli ki Beşiktaş yönetimi, stoperi iki yabancıyla geçmeye karar vermiş. Yarın bir gün yabancı kısıtlaması nedeniyle stoperde bir Türk oynatılması zor görünüyor çünkü o tercihte hem Escude'yi, hem de Franco'yu rotasyon dışına itmiş olacaksınız. Bu oyuncuların arkalarında İbrahim Toraman var. Şu ana kadar hangi bölgede alternatif ürettiğini çözemesek de, tanıdığımız, bildiğimiz bir oyuncu. Bir de Ersan var. Dolayısıyla, Beşiktaş'ın elinde 5 adet stoper var. Bunların kadro içindeki ağırlıklarına göre sıralaması;
1- Tomas Sivok
2- Julien Escude
3- Pedro Franco
4- Ersan Adem Gülüm
5- İbrahim Toraman
Eldeki stoper fazlalığından söz etmek çok mümkün. Misal, İbrahim Toraman sadece stoper alternatifi olarak değerlendirilse, sezonda 5 maç oynar mı? Oynamaz.
Bunun doğal sonucu olarak, Beşiktaş elindeki 4. ve 5. stoperlerini beklere yama olarak tercih ediyor. Çok mantıklı ve bence olması gereken...
Beşiktaş bugünlerde gidip bir ofansif sol bek alma uğraşında. İsmail'in sakatlıktan dönüş sürecinde, o bölgeyi yamayacak bir geçici çözüm. İsmail dönemeyebilir. Lakin dönebilir de. Dönemeyebilme ihtimali üzerine strateji geliştirilmez. Sen önlemini alırsın, dönemezse hamleni yaparsın. Çünkü hamleni baştan yaparsan, İsmail'e futbola geri dönme şansı da bırakmıyorsun. Bek yetişmeyen ülkede İsmail'i bir kalemde silecek bir konumda değiliz.
Dolayısıyla, buraya bir geçici çözüm bulana kadar Ersan sol bek oynayacak. Oynamalı zaten. Bu kadar yatırım yaptığın, ümit beslediğin bir oyuncun varsa sol bek veya stoper... Oynatacaksın. Çünkü stoperde oynama ve zinde kalma ihtimali yok.
Deniyor ki, Ersan çok aksıyor. Ersan'ın aksaması, sol bekliğinden mi, yoksa temel futbol bilgisi eksikliğinden mi? Ersan geçen yılın tamamında aksadı. Sol bek de oynamıyordu üstelik... Beşiktaş'ın elindeki malzeme bugün için bu. Malzeme kalitesi bugünden yarına arttırılamayacağına göre, hem bu değerleri kullanacaksın hem de zaman içinde kaliteyi arttırmaya çalışacaksın.
Futbol, bütünleşik bir oyun. Fenerbahçe - Arsenal maçının 30. dakikasında stoper Koscielny sakatlanıp çıkınca, o ana kadar sağ bekte oynamakta olan Bacary Sagna stopere geçti. Lakin futbol anlamında hiç bir şey değişmedi. Çünkü o takım, bütünleşik oynamayı öğrenmiş bir takım hüvviyetindeydi. Oyuncuların görevleri var ve o görevleri yerine getirmeleri, kendilerine çizilmiş çizgiler içinde kalmaları yeterli oluyordu.
Futbolu böyle bir bütün halinde görüp değerlendiğinizde, Ersan'ın da sol bekte idare edebileceğini fark edebiliyorsunuz. Beşiktaş, Trabzon ve Kayseri Erciyes maçlarını Ersan'ın sol bekliğiyle geçti. Geçer zaten... Takım kalitesi buna müsait. Kayseri Erciyes'in sol bekinde 35'lik Ekrem Ekşioğlu, sağ bekinde de Gençlerbirliği'nde orta saha oyuncusu olarak bildiğimiz Cem Can vardı da ondan... Olur bunlar, Türkiye liginin kalitesi bu. Kendimizi seneye Uefa kupasını alacakmış gibi konumlandırmayalım derim.
Diyeceksin ki, yarın Galatasaray, Fenerbahçe gibi deplasmanlara gittiğinde Ersan sıkıntı yaratır. Doğru yaratır. Lakin o seviyede de takımda tek sıkıntı yaratan oyuncumuz Ersan olmaz, bunu da kabul edelim. Şimdi isim vermeyeyim...
Futbola biraz daha bütünleşik bakmak lazım bence. Takımın toplam kalitesine daha fazla odaklanmak gibi... Bireye değil, daha çok takıma! Beşiktaş iyi bir sol bek alırsa, elbette gücüne güç katar. Lakin Beşiktaş'ın sahadaki bütün defolarını da Ersan'ın üzerine atmak bana doğru gelmiyor.
Beşiktaş'ın elinde bu oyuncular var, bunlar oynayacak. Oynadıkça, daha iyi oynayacaklar, daha bütünlüklü olabildiklerinde de daha iyi gözükecekler.
Satın almak, tüketmek kolaydır. Basarsın parayı, alırsın. Beşiktaş yıllardır böyle yapıyor. Oysa sporun, futbolun belki de en önemli güzelliklerinden biri üretmektir. Her sorunu, satın alarak çözmeye çalışmak, bunun tek yol olduğunu söylemek, benim futbola veya hayata bakış açıma ters geliyor.
Futbol, 11 bireyin adlarını yan yana yazabileceğimiz bir oyun değil. Futbol, takım oyunu. Biz önce o takım bütünlüğünün ne kadar sağlanabildiğine bakalım, sonra o takımı oluşturan bireyleri değerlendirelim. Ersan, Beşiktaş'ın toplam kalitesinin çok altında bir oyuncu değil. Öyle olsa başkası oynardı zaten.
Yarın yeni satın alınan o gıcır gıcır bekimiz sakatlanırsa, el mahkum yine Ersan oynayacak. O da oynar, bu da oynar arkadaşlar. Önemli olan "takım" ın ne yaptığı... O sol bek gelirse, Beşiktaş'ın uçacağını ummadan izlemek lazım. Kaldı ki ne Holebas, ne de Büttner gelip bu takımın en iyi oyuncusu olmayacaklar...
Birey olmadan takım olmaz ama sadece bireye bakmak da doğru olmaz....
Etiketler:Ersan Adem Gülüm,Gürcan Ulusoy
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
17 Yorum:
doğru tespitler var.
galatasaray maçında ersan kadar başına escudede iş açıcak hatta serdar kurtuluşun galatasarayın sol tarafıyla mücadele edebileceğini düşünmüyorum.
bu açıdan tespitler doğru. ancak şöyle gidebiliriz.
bu takımın çok iyi stoper ve 2 bek eksiği var eğer tepeye oynamak istiyosa bunları kapatmak zorunda. yoksa bursa ve galatasarayı yenemezsin.
Bu durumun herkes farkında zaten.
ÖZellikle de Önder Özen.
Sırf bu yüzden adam kiralamaya çalışıyorlar.Zira gelecek sezon ki plan içerisinde İsmail var.Yabancı sol bek yok.
Yoksa BJK'nın hem Büttner'i hem Holebas'ı üzerine de gidip Antonini'yi alacak parası var şu anda.
"İdare edebilir miyiz" i görmeye çalıştılar çok da idare edilemeyeceğini düşünmeye başladıkları için veya biz sabırsız taraftarı biraz oyalamak için bakıyoruz görüşüyoruz modunda takılıyorlar.
Bu işi büyük ihtimal CAS kararı açıklanmadan da çözmeyecekler.
Yani sırf Türkiye liginde oynatmak için Büttner , Holebas almak tespitteki gibi baya baya lüks.
Hakan Balta'nın yıllarca milli takım sol beki oynadığı ülkede ERsan pekiala İsmail dönene kadar idare edebilir.
Şayet İsmail sağlam dönmezse ?
Yine de riski almaya değecek bir adamdır İsmail.
bende elimizdeki ortasaha oyuncuları ile, 3'lü ortasaha oynama ısrarını sürdüren lakin elinde 10 tane orta alan oyuncusu bulunan fenerbahçe dışındaki hiçbir takımın, buna sneijder-selçuklu cinconda dahil, sidik yarışına giremeyeceğini düşünüyorum.
bilmem farkında mısınız galatasarayda selçuk sneijder çekişmesi başladı, yarın öbür günde burak kendini hem drogbadan hem de sneijderden büyük görmeye başlayacak. bu adamların mayasında bu var. biz dünkü maçta olduğu gibi basit hatalarla kendimizi yakmazsak bunların arasından sıyrılırız. diğer taraftan bizde de aynı sorun var, hem almeida hem de fernandes kendilerini takımdan büyük görmeye devam ediyorlar ama biz zaten bu duruma alıştık. herkesin işine bakmayı öğrenmesi lazım..
Ya zaten sıkıntının çoğu şu söylemde; "Elinde esas mevkisi sol bek varken niye stoperden sol bek çıkarıyorsun? Oynatsana tanjuyu, oynatsana gökhan süzeni, oynatsana bilmem kimi vs.." Herkes hoca kesiliyor bir anda. Bunu özellikle bizim taraftar daha çok yapıyor. Herkes futbol üstadı bizde, herkes 7/24 takımla içli dışlı. Aynı kadroyu kuran adam (bilic ve önder özen'den bahsediyorum) herhalde bir ışık veya umut görse sol bekede gökhan süzen veya tanjudan birini koymaktan gücenmez diye düşünüyorum. Niye koymasın ki, adama bir garezi mi var, gıcıklığı mı var lakin yok arkadaş eğer bizim takımda kazayla bir oyuncunun mevkisinde başka birisi oynatılıyorsa tamaam o hoca bitti abi artık, daha yandı dili ile kuş tutsa o adam gerizekalı hoca statüsünden sittin sene kurtulamaz bizim taraftar gözünde.
takıma ve oyuna bütünsel bakmak gerekiyor yazıda denilen gibi.zaten oyun kontrolde olduğunda takım uyumlu olduğunda ersan da dahil kimse sırıtmaz.
Ancak her maç içerisinde takım oyununun kararlılığının bozulduğu belli bölümler olur.Bu noktada takımın direncini sütunlar yani oyuncuların bireysel kapasiteleri oluşturur. herhangi bir sütununuz çatlar ya da kırılırsa tüm yapı çöker.
Kısacası sol bek pozisyonu ciddi şekilde beşiktaşın kırılganlığını arttırıyor. Oyun dengesizleştiği anda rakipten önce kırılıyoruz. Bu özellikle bu sene büyük maçlarda karşımıza bir sorun olarak çıkacak bence.
Yazının büyük bölümüne katılıyorum ancak burada yazılanın sanki tam tersi yapılıyormuş gibi yazılmış. Önder Özen de üstüne basa basa "biz o bölgede İsmail'i düşünüyoruz" dedi. Öyle bir yazmışsın ki sanki tam tersi düşünülmüş, ona göre hamleler atılıyormuş gibi. Övünç'ün de dediği gibi amaç "tüketmek" olsaydı bugüne kadar oraya bir adam alınmıştı.
İlk amaç bir oyuncuyu kiralamak. Bu olmazsa alternatifler düşünülecek ki bence bu alternatifler arasında transfer yapmamak da var.
Senin amacının yönetimden çok yenilen her golden sonra "sol bek alınsın" diyen taraftarı eleştirmek sanırım. Ancak burada Önder Özen'in bu konudaki doğru tespitine ve senin İsmail hakkında söylediklerini daha önceden söylemiş olmasına yer vermen gerekirdi diye düşünüyorum.
Kiralamanın zararı ne ki bu durumda sol bek'i.Ya da tribünde oturmayı dert etmeyecek kadar genç, masrafsız; kiralanabilecek ama potansiyelli bir yabancı sol bek. Mesela Irak U-20 maçlarını izlediğimde tamam dedim buldum bu tanıma uygun kişiyi; kendisi şimdi Rize'de döktürüyor şimdi (Ali Adnan). Kaç kuruşa kapatmışlardır kimbilir. Yoksa tamamen katılıyorum İsmail varken bir yabancıya yatırım yapmanın yanlış olduğuna. Ersan'ın oraya kapatacağına inancım vardı ama pek kalmadı. hep bir ara olabilecek gibi hissettirse de bir türlü olamayan. Potansiyelli ama bunu bir şekilde kullanamıyor. Belki de sorun bizde (Türkiye). Keşke Malaga'ya gitseydi kendisi için.
Bu bolgeye "kiralamanin" zarari oldugunu kimse dusunmuyordur zaten sanirim.. Mesele, o bolgeyi kaldirabilecegine inanilan, gundeme gelen isimlerin (oyuncunun ve/veya klubunun) kiralama formulune sicak bakmamasi.. Zira Onder Ozen de buna benzer bir sey soylemisti, istesek bu bahsi gecen isimleri aninda bonservisiyle alabiliriz ama biz gecici/kiralik cozum ariyoruz, bu da isi zorlastiriyor seklinde..
Özet geçeyim: Büttner ya da muadili kiralanabilirse kiralansın, yoksa bu sene idare edilsin.
Böylece İsmail'in olup olamayacağınız test edip, oradaki tüm olasılıkları değerlendirmiş oluruz.
İsmail oldu: Kiralık bek gider, ismail kalır.
İsmail olmadı: Olmayacağını anladığın andan itibaren en yakın transfer döneminde bek al.
bu arada Ersan ile idare edilmesini ve takımın sadece bir bek transferi ile tüm defolarından arınamayacağını bilmemiz doğrudur. Ama bu bize eksiklikler listemizdeki ilk üç maddeden biri olan bek pozisyonuna (kaldı ki sağ bek konumunda da toplam kalitede eksiğiz) bu sene yatırım yapmamalıyız anlamına gelmez.
Ben katılmıyorum,
Sağ bek Hilbert olsaydı, Ersan idare ederdi. Ama iki bek de defansif olması, maçlar zorlaştığında rakibi açmakta çok sıkıntı yaşatır. Daha önemlisi, ileridi hücum pres yiyeceğiz, mencut dörtlü+Veli omurgası ciddi sorun yaşar, yaşayacaktır. Ben özellikle Bursa ve GS maçlarında ön pres yersek topu ileri taşımakta sıkıntı yaşayacağımızı düşünüyorum.
Ben Hâlen Necip'in sol bekte denenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yukarıdaki yazıya göre sadece duran toplarda +1 den oluruz.
Fernandes-Almeida(Eneramo)-Atiba-Sivok- Bu dörtlünün normal şartlarda sahada olması elzem..
Escude-Franco-Dentinho-Holosko-.Tribünde oturabilir ve tirp yapmayabilir.
Yeni alınacak sol bek ile sahada 5 yabancı hakkımızı doldurmuş oluruz.Eneramo-Holosko forvet ve sağ açık ihtiyacı için yedekte durur eder 6 yabancı.Franco'yu hiç kullanamayabiliriz ve 1 senesini boşa geçirtmiş oluruz.Ayrıca stoperde Sivok partneri olarak Ersan-Toraman ikilisinden birine mecbur kalırız ya da yedekte forvet sakatlığına karşılık sadece Pektemek oturur..
Sol bek(yabancı) transferi yapmak 6+4 kuralının olduğu yerde takımı ve kadro mühendisliğini dinamitlemektir.Az akıllı olup Ekrem Ekşioğlu gibisini 35 yaşında 1+1 ile imzalatsaydık işimizi görürdü.
Benim gözüm de gönlümde sol bek transferine razı değil işin doğrusu ama sağ bekte paytak paytak yürüyüp koşan kağnıdan bile ağır S.Kurtuluş midemi bulandırıyor.2 vakte kalmaz şekeri düşüp sağ beksiz kalmazsak ve sol bek mevzunu unutmazsak daha fitbol izlemem.
Yaziya pek katilmiyorum.
Elestiriler bir stoperin solbek oynatilmasina yonelik degil, Erciyesspor ve Tromso gibi takimlara karsi elde en azindan 2 metre top surebilen G.Suzen, Tanju gibi orijinal bekler varken oynatilmasina, ki ozellikle onliberoda Veli ve sagbekte Serdar varken bunun neden oldugu tartisilir.
Ayrica mesela Holebas'i almak ve 2 milyon euro bonservis bedeli vermek gereksiz olur, ona katilirim. Ancak Buttner'i kiralamak bize hicbirsey kaybettirmez, cok sey kazandirabilir, zira yabanci kontejanimiz var, kendisi ucuz, 1 seneden sonra kontrat yukumlulugumuz olmayacak ve kendisi tam anlamiyla aradigimiz ofansif solbek. Ki Ismail Kasim'dan evvel donmeyecek ve nasil donecegi tam bir muamma (bu sakatliktan Nihat, U.Boral ve Ersan nasil cikti biliyoruz).
Ayrica yukarida birisi yazmis niye antrenor kesiliyorsunuz adamdan daha mi iyi bileceksiniz adama garezimi olacak vs diye.
Gecen sene Aybaba'nin Toraman'i her mac oynatmasi ve Oguzhan'i oynatmamasi da her hafta bikmadan usanmadan elestiriliyordu. Ama bu tur cumleleri hic goremedik nedense. Acikcasi Bilic'e karsi taraftarlarda asiri bir pozitif onyargi seziyorum, hayirlisi.
Turkiye ligi icin luks ne demek yahu? Sen senelerdir 3.luge demir atmis, sampiyon olmayi birak ilk ikiye zor giren bir takimsin o kucumsedigin ligde. Rakiplerinin kadro kaliteleri belli, eger hedefin sampiyonlar ligi ise sartlarini zorlayip eksik mevkilerini kapatacaksin. Ha yok ben 3.luk ile mutlu olurum diyorsan o zaman bu seneki transferler de gereksizdi, gecen seneki Sametin kadrosu da "idare ederdi"...
Pozitif ön yargı değil, en azından şuan için hocanın doğru işler yaptığı görünüyor ve bariz görünen bir hatasıda yok. Önümüzdeki haftalar ne gösterir bilemem ama sol bek için tanju yada gökhan süzenin oynatılmamasının muhakkak bir nedeni vardır diyorum. Kaldı ki bu iki adamıda hazırlık maçlarında çokça denediler.
İsmail opsiyonu için Ö.ÖZen'in koyduğu aklı anlarım.Kendi içinde mantıklı bir durumdur lakin tüm planları İsmail in üzerine kurmak bana pek mantıklı gelmiyor.
İsmail bizde en iyi zamanında defansif açıklar veren ama ofansif katkı sağlama potansiyeli olan bir oyuncuydu.İki tane çok ciddi sakatlık geçirdi İso. Dönse bile eski formunu yakalayabilmesi çok uzun zaman alabilir.Bu adam 2 senedir maç yapmıyor. Döndü diyelim 3. sakatlığı yaşamayıp futbol hayatının bitmeyeceği de garanti değil. Bu olasılıklar da göz önünde bulundurulmalı ve kiralık alınacak olan bek için satın alma opsiyonunun da düşünülmesi gerekir. Bunun dışında yerli sol bek arayışına da başlamak lazım.
BJK takımının sol beki "belki" lere bırakılmamalı.