2 Mayıs 2013 Perşembe
Borç şişirme haberindeki şişirme
Bugün Milliyet gazetesinde (sahibi kimdi sahi bunun?) yanda gördüğünüz başlık ve vurguyla, niyeti içeriğinden önce gelen bir haber çıktı. "Son darbe", "büyük skandal", "derin kriz" vurgularını ardı ardına patlatan haberin içine baktığımızda, Denetleme Kurulu eski üyesinin yazdığı bir dilekçeden fazlasını göremiyoruz. Daha "de" kelimesini nerede ayrı yazacağını bilmeyen, "otarite" gibi orijinal kelimeler icat eden, yazdığı okununca da karman çorman ifadelerinden bir şey anlamanın mümkün olmadığı Yeminli Mali Müşavir Mehmet Küçükince'nin ve Milliyet gazetesinin derdinin ne olduğu, satır aralarından gene de anlaşılıyor.
Öncelikle bu 580 milyon rakamının nereden geldiğine bakalım. Yönetim, görevi devraldığında mevcut borcun miktarının bu olduğunu sürekli dile getiriyor. Fakat 31 Mayıs 2012 tarihindeki bilançoda bu rakam 480 milyon lira civarı gözükmekte. Yani burada açık bir hesap tutmazlığı var, ve bu farkın, borç eritme hareketine karşın nasıl oluştuğunu anlamak için dipnotlara ve kalemlere bakmak lazım.
Diğer kalemlerde kapatılan davalar, personele borçlanmalar vs. gibi birbirini nötrleyen değişmeleri atlarsak, 2012 bilançosunda 55 milyon liralık borcun 2013 bilançosunda 141 milyona çıktığı ve farkı yarattığı belli bir kalem var: İlişkili kişilere borçlar. İlişkili kişiler denilen kurum BJK Dernek. Dernek üzerinden borçlu olunan en büyük kişi ise 100 küsür milyon lira ile Yıldırım Demirören. Demirören'e borcumuz hep bu meblağ ise 2012 bilançosunda niye yoktu, vardıysa başka kalem üzerinden mi borç yazıldı, yoksa nasıl bir iş döndü, orası muğlak. Bilen varsa yorumlara eklesin. (Başka iki tahmin Demirören'in kulüple ilişiğinin kalmaması ya da başkanların kulübe verdikleri paranın UEFA kriterleri gereği statüsünün değişmesinin bu sonuca neden olduğu olabilir)
Lakin belli ki Küçükince'nin yazdığı bu dilekçenin derdi tam da bu borç yapısıyla ilgili -haklı olarak- töhmet altında kalması, zira dilekçede şu ifadeler geçiyor: "Böyle bir raporun varlığını kamuoyuna devamlı deklare etmek maksadını aşan tutum haline gelmek suretiyle eski yönetimlerin hesaplarında (a.b.ç.) sanki bir usülsüzlük varmış intibası verilmektedir. Bu olumsuz intiba kişileri haksız şekilde itibarsızlaştırırken, Denetleme olarak bizlerde [sic] ibra edilmemize rağmen dolaylı yoldan nasibimizi almaktayız." (y.n. nasıl resmî tabir yahu bu?)
Şimdi burada farklı açılardan sinsilik var:
1. Zaten Demirören yönetiminin 2012 ilk çeyrek performansı ibra edilmedi. Yani denetçinin benchmark kabul ettiği dönemin malî bildirimi zaten şaibeli.
2. Denetçinin "hayalî rapor" imasında bulunduğu rapordaki rakamlar, şu an resmen KAP'a bildirilen bilançodaki rakamlarla tutuyor. Yani ortada yanlış bir şey varsa, burada başvurulması gereken merci yönetim değil, yapılacak şikayet "ya borç 580 milyon diyorsunuz, şişiriyorsunuz, töhmet altında kalıyoruz" hiç değil. Usûlsüzlük gibi bir iddia ve bunun dayandığı sağlam kanıtlar varsa, bu iş başka yolla halledilir.
3. Dilekçe bu şikayeti birden bırakıp "zaten vergi borcu arttı da demiyorsunuz" -halbuki bildirimde var bu 14 milyon liralık artış-, "zaten tüzüğü de değiştiriyorsunuz" gibi tamamen konudan sapan yerlere gidiyor.
4. Bu dilekçede hakkı savunulan insan, bu acayip dilekçenin çok müthiş bir olaymış gibi haber yapıldığı gazetenin sahibi.
Ecnebi ne demiş: Eğer ördek gibi yürüyorsa, ördek gibi vaklıyorsa, ördeğe benziyorsa ördektir. Bu dilekçe de, gündemdeki gelişmeler ile yanyana koyunca, esaslı bir ördeğe benziyor.
Ekleme: ekrem35 yorumlara eklemiş, konuyla ilgili resmî açıklama da gelmiş kulüpten.
Öncelikle bu 580 milyon rakamının nereden geldiğine bakalım. Yönetim, görevi devraldığında mevcut borcun miktarının bu olduğunu sürekli dile getiriyor. Fakat 31 Mayıs 2012 tarihindeki bilançoda bu rakam 480 milyon lira civarı gözükmekte. Yani burada açık bir hesap tutmazlığı var, ve bu farkın, borç eritme hareketine karşın nasıl oluştuğunu anlamak için dipnotlara ve kalemlere bakmak lazım.
Diğer kalemlerde kapatılan davalar, personele borçlanmalar vs. gibi birbirini nötrleyen değişmeleri atlarsak, 2012 bilançosunda 55 milyon liralık borcun 2013 bilançosunda 141 milyona çıktığı ve farkı yarattığı belli bir kalem var: İlişkili kişilere borçlar. İlişkili kişiler denilen kurum BJK Dernek. Dernek üzerinden borçlu olunan en büyük kişi ise 100 küsür milyon lira ile Yıldırım Demirören. Demirören'e borcumuz hep bu meblağ ise 2012 bilançosunda niye yoktu, vardıysa başka kalem üzerinden mi borç yazıldı, yoksa nasıl bir iş döndü, orası muğlak. Bilen varsa yorumlara eklesin. (Başka iki tahmin Demirören'in kulüple ilişiğinin kalmaması ya da başkanların kulübe verdikleri paranın UEFA kriterleri gereği statüsünün değişmesinin bu sonuca neden olduğu olabilir)
Lakin belli ki Küçükince'nin yazdığı bu dilekçenin derdi tam da bu borç yapısıyla ilgili -haklı olarak- töhmet altında kalması, zira dilekçede şu ifadeler geçiyor: "Böyle bir raporun varlığını kamuoyuna devamlı deklare etmek maksadını aşan tutum haline gelmek suretiyle eski yönetimlerin hesaplarında (a.b.ç.) sanki bir usülsüzlük varmış intibası verilmektedir. Bu olumsuz intiba kişileri haksız şekilde itibarsızlaştırırken, Denetleme olarak bizlerde [sic] ibra edilmemize rağmen dolaylı yoldan nasibimizi almaktayız." (y.n. nasıl resmî tabir yahu bu?)
Şimdi burada farklı açılardan sinsilik var:
1. Zaten Demirören yönetiminin 2012 ilk çeyrek performansı ibra edilmedi. Yani denetçinin benchmark kabul ettiği dönemin malî bildirimi zaten şaibeli.
2. Denetçinin "hayalî rapor" imasında bulunduğu rapordaki rakamlar, şu an resmen KAP'a bildirilen bilançodaki rakamlarla tutuyor. Yani ortada yanlış bir şey varsa, burada başvurulması gereken merci yönetim değil, yapılacak şikayet "ya borç 580 milyon diyorsunuz, şişiriyorsunuz, töhmet altında kalıyoruz" hiç değil. Usûlsüzlük gibi bir iddia ve bunun dayandığı sağlam kanıtlar varsa, bu iş başka yolla halledilir.
3. Dilekçe bu şikayeti birden bırakıp "zaten vergi borcu arttı da demiyorsunuz" -halbuki bildirimde var bu 14 milyon liralık artış-, "zaten tüzüğü de değiştiriyorsunuz" gibi tamamen konudan sapan yerlere gidiyor.
4. Bu dilekçede hakkı savunulan insan, bu acayip dilekçenin çok müthiş bir olaymış gibi haber yapıldığı gazetenin sahibi.
Ecnebi ne demiş: Eğer ördek gibi yürüyorsa, ördek gibi vaklıyorsa, ördeğe benziyorsa ördektir. Bu dilekçe de, gündemdeki gelişmeler ile yanyana koyunca, esaslı bir ördeğe benziyor.
Ekleme: ekrem35 yorumlara eklemiş, konuyla ilgili resmî açıklama da gelmiş kulüpten.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
20 Yorum:
Bunlar son ciyaklamaları. Hepsi temizlenecek.
resmi açıklama gelmiş bununla ilgili.
https://www.bjk.com.tr/tr/haber/55541/
Resmi açıklama maalesef çok net aydınlatmıyor gibi geldi bana.
Zaten genel itibariyle yapılan açıklamalar da bir tatminsizlik var.Başkan'ın Tamer Kıran açıklaması da iyi değildi , tüzük ile ilgili en çok eleştirilen geçici madde ile borçlanma yapısındaki değişikliğin 2016'ya sarkmasına da net bir cevap vermiyor.
Sürekli bir belisizlik var.
Başkan burda kendi açık bıraktı bu kapıyı, ilk geldiğinde tamamen şeffaflık vaad etti, ernst&young2ı raporlarını yazın sonu açıklıycaz dedi. Sonra raporlama hala bitmedi ekime sarktı dedi, sonra da takım kazanmaya başlıyınca kimse ne oldu rapor diye sormadı, klüpten de açıklama gelmedi. O zaman açıklasaydı tüm raporu, şimdi kimse burdan vurmaya çalışıp milletin aklını bulandıramazdı.
yanlız kulüp taşınmazlarını borçtan düşmek harbiden nasıl bir cin fikirmiş ya ...
benim anladığım kırdırılan kira,sponsor, reklam gelirlerinin mali tablolara YD döneminde yansıtılmadığı. SPK denetimine açık olan bir şirkette bu gelirlerin tahakkuk esasına göre bilanço hesaplarında takip edilmesi ve dönemsellik ilkesi gereği zamanı geldikçe gelir tablasuna yansıtılması gerekir. buda tabiki şirketin yükümlüklerini artırmış gibi gösterir ki yapılması zorunlu bir harekettir. Daha önceki dönemlerde YD yönetimi bu denetimleri merdiven altı bir denetim şirketine(itimat YMM) yaptırdığı için onların bu hususları işlerine gelmedikleri için dikkate aldıklarını düşünmüyorum.
Bu adamlar muhasebe ilmini de lekeliyorlar ya... Yalçın Karadeniz beyimiz de kime inanıcaz diyomuş.
ulan bu yalçın karadeniz de hala çıkıp konuşuyor.
ne yüz varmış adamda be.
Buyrunuz:
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/23208146.asp
Hayatınız boyunca İstanbul'un 2 sarılı futbol takımının bir oyuncusu hakkında böyle haber yaptınız mı kendine muhabir/gazeteci diyenler. Ben söyleyeyim: yapmadınız.
Fernandes'in zıçtığını da takip ettiğiniz günleri görebilmek ümidiyle.
@sneijder
ayran olaydı sorun yoktu :)
Yaw senin muhabir dediğin kendi takımından bihabir amk ;) Aslında o gazete haberinin altına: Ferdi'nin taştaşlarını yiyin diyip anladıklari dilden cevap vermek lazımdı da neyssse ;)
tüzüğün değişen maddelerini görebileceğimiz bir yer var mı?
@Pheaglix
Tam metni maalesef ben de bir yerlerde bulamadım. Fakat aşağıdaki linkte bazı kritik maddelerle ilgili görüşler var:
http://www.serencebey.com/tr/
Bu arada Eskişehir maçı tam bir garabet şeklinde. Beşiktaş'ın kötü oyununu da geçtim, komik bir ES var sahada.
ES oyuncuları ve teknik heyeti hep pozisyonda ma'aile hakemin üzerine yürüyor. Oysa faul yok diye itiraz ettikleri bir pozisyonda Tello Fernandes'in ayağına resmen basıyor (ki sarı kart gerekiyordu) diğerindeyse penaltı diye bağırışıyorlar ama ceza alanına gelen şutta Sivok ellerini tamamen arkaya kavuşturmuş halde topu kesiyor. Ötekinde ES'li defans oyuncusu kalelerine gelen serbest vuruş öncesi önünden geçen Holosko'yu birden itiveriyor. Nedir bu telaş? Küme düşme yok, Avrupa şansı yok?
Bir de; Beşiktaş'ın "ex" oyuncuları hırstan kendilerini yemekteler. Nedense bu tipler hep bizi buluyor.
Eskişehir'li oyuncuların bu tavrını ben de anlayamadım ya.O kadar alakasız pozisyonlara itiraz ettiler ki.Bizim ilk golde de kaleci itirazdan sarı kart gördü alakası oyk ofsaytla.
Kongre gergin geçiyor diye yansıtldı ama alakası bile yok.Fikret Orman o kadar ılımlı yaklaştı ki hemen her istek kabul edildi aklı başında kongre gruplarının önerdiği.
Bunun dışında Levent ve goygoycuları kongredeki ağırlığını kaybedeceğini ve dolayısıyla cukkaladıkları rantı kaybedeceklerini anlayınca isyan çıkardılar.Bütün artistliklerinin sebebi bu bunlardan başka da gerginlik olmadı zaten.
Bravo diyorum Fikret Başkan'a ben gerçekten hizmet için orada olduğuna ikna oldum şahsen.Bir de İbrahim Altınsay'ı getirirse gözümde en iyi başkanlar listesinde Seba'yla yarışır duruma getirecek.
Dusuk fiyattan kongre uyeligi hala devam ediyor degilmi?
Bi turlu vakit bulupda savciliktan belge alamadim. Kacirirsam cok uzulurum.
@Mayor
Devam ediyor. Önümüzdeki mali idari kongrede değişme ihtimali var. O zamana kadar ( umarız daha sonra da ) mevcut fiyattan üye olabiliyoruz
Hala 1200 TL / 12 taksit. Üye olmak için şartlar biraz daha zorlaştı ama maddi olarak değil yanlış hatırlamıyorsam. Üyelik için rakamın yükseleceği yer genel kurul. Yine de çok gecikmeden hallediniz.
Buyrunuz 2:
http://skorer.milliyet.com.tr/parayi-buldu-villayi-kapti/-/galeridetay/1703844/default.htm?PAGE=1
"Parayı buldu, villayı kaptı"
"Allan McGregor’un süper lüks villayı satın alması ise siyah beyazlı ekibe transfer olması ile ilişkilendirildi. Glasgow Rangers’tan ayrıldıktan sonra iyi bir transfere imza attığına dikkat çekilen İskoç kaleci için, “Temmuz ayında Beşiktaş’a büyük paralarla gitti” ifadesi kullanıldı, yıllık 1.2 milyon euroluk ücretinin lüks villayı satın alabilmesinde önemli payı olduğuna dikkat çekildi."
Orijinal haber:
http://www.dailyrecord.co.uk/news/scottish-news/revealed-former-rangers-goalkeeper-allan-1870764
Bakalım Beşiktaş'tan parayı kapınca mı evi almaya karar vermiş:
"McGregor made a big money move to Turkish side Besiktas last July and the family now divide their time between Istanbul and Scotland.
An insider said: “When they had Noelle, they decided living in a flat – no matter how luxurious – wasn’t for them. They wanted a proper house and garden."
Ne diyelim. Memleketin spor medyasının bu sallama gücünü roket biliminde kullanmış olsak feza şu anda bizimdi.
Şimdi biz Bursa'nın ağladığı sezonun ikinci yarısı tepetaklak giderken ve bir sürü maç kaybetmişken yenildiğimiz bir maç yüzünden tukaka olduk ya; peki bu FB'nin yaptığına Akhisar ve hatta belki Karabük ne demeli? Çünkü o sezonki bizimle şu anki FB arasında dağlar kadar performans farkı var. FB'liler dağlara taşlara vurdu topu. Züpper Lig. Harbiden züpper. Hatta zipper.