.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

13 Şubat 2013 Çarşamba

Kapalı Tribün Neden Boş?

Ben tribünü bilmem. Siyasetine de, kültürüne de, geleneğine de, geçmişine de uzağım. Eksiklikse eksiklik, ben hissetmiyorum, ayrı mesele.

Beşiktaş kapalısı sezon başından beri dolmuyor. Belli ki dolmayacak. Bilet fiyatları sebep olarak gösteriliyor. Ben kendimi ekonomik durumu ortalama üstü olarak görürüm. Açık söyleyeyim, ben son 10 yıldır bilet fiyatlarına baktığımda her seferinde "bu insanlar bu paraları nasıl veriyorlar?" diye düşünüyorum. Yani bir yükseklik söz konusuysa, bu seneye özgü olmasa gerek.

Geçen yıllarla mukayese edersek, Quaresma - Guti ve Avrupa kupası yok. Karşılığında Feda var. Tamam, tribündeki kombine sayısında belli oranda azalma olması doğal. Maç sayısı azalıp, fiyat sabit kalırsa katılım düşer. Tamam da kapalı tribünün hali, bu matematik hesaplarla açıklanamaz. Derbilerde tam dolan, diğer maçlarda da uzaktan bakında en az %70-80 doluluk oranıyla sezon götüren Beşiktaş kapalısı bu sene iyi ihtimalle %30-40 seviyesinde geziniyor. Kaldı ki, tek maçın bileti üç aşağı beş yukarı aynı. Geçen sene maç maç satılan bilet sayısı ne kadardı, bu sene ne kadar mesela. Bu sene tribünde olmayan %30'un Avrupa kupası ve Quaresma eksikliğinden gelmediğini söylemek ne kadar doğru olur, size kalmış.

Bugün insanlar Beşiktaş kapalısının neden dolmadığını sorguluyorlar. Oysa sorgulanması gereken asıl soru, tribünün geçen yıllarda nasıl dolduğu olmalı.

Bilet fiyatları falan demeyin, kapalı pahalı da, açık çok mu ucuz? Geçen sene parasını ödeyip kapalıya giden adam, bu sene ödeyemedi de, açığa mı gitti?

Bunları bence kenara koyalım, ben gerçek nedenini soruyorum.

Bilenler yazsın, hep beraber öğrenelim...

Geçen 10 yılda dolan kapalı, bu sene neden bomboş? Geçmiş dönemde nasıl doluyordu?

Neresinden bakacağınız size kalmış...

68 Yorum:

sozcelyk dedi ki...

Bedava biletin kökünü kazıdıkları için. Malum gruba geçen yönetimlerde bedava bilet-kombine dağıtıldığı hep söylenirdi. Bizzat bu kişilerden tanıdıklarım da var.

Fikret Orman geldiği ilk gün bedava bilet olayını kaldıracağını söylemişti. Seveni vardır, sevmeyeni vardır ayrı mesele ama bedava bilet konusunda geri adım atmadı. Geçtiğimiz senelerde her maç kapalıda gözüken ve o fiyatları her maç için ödemesi mümkün gözükmeyen adamların bu sezon kapalıda olmadığı çok açık.

Bilet fiyatları geçen seneye göre, kapalı için 10-20 lira daha pahalı. Stadın eski olmasından dolayı o fiyatların o civarda seyretmesi normal değildir. Buna katılırım ama pahalılık bu sezona özgü bir durum değil.

Ne Guti -Q7- Simao olmayışı ne de pahalılık. Stadın dolmamasının sebebi, gruplara dağıtılan bedava biletin tamamen kesilmiş olmasıdır.

helldoradotcom dedi ki...

Bence tek bir sebep aramakla yanlis yapariz. Tum sebepler gecerlidir bence. Pahalidir, kapali'dan acik'a gecenler olmustur, belescilerin koku kazinmistir, takimi yetersiz gorenler olmustur. Burada asil onemli veri yeni ve eski aciklarin gecen yila gore doluluk oranlari nasil etkilendi. Yani ortalama toplam seyirci verisi onemli. Baskan surekli stad gelirimiz artti diyor. Bunu bilet fiyatlarindaki %10'luk artisla aciklayamayiz zira kapali'nin nufusu istikrarli bir sekilde bu kadar azalmisken stad gelirlerinin artmasi icin satilan toplam bilet/kombinenin de artmis olmasi gerekmektedir. Tum bu sebepler icerisinde tek sevindirici olani gerceklesmis ise belescilerin kokunun kazinmasidir. Benim kombine almama icin nacizane sebebime gelirsek "koltugumda oturup mac izleyememektir. birisi gelir benden once yerime oturur kalkmaz, yada onumde birisi koltuga cikar ayakta izler bir bok goremem" bu tip ilkel sebeplerden oturu ben kombine almiyorum. Antep macina peder beyle kapali ustten tesrif edecegiz fakat skordan bagimsiz yine mutsuz ve konforsuz bir seyrin bizi beklediginden adim gibi eminim. Maksat tasradan gelen peder bey'i mutlu etmek.

Erdal dedi ki...

Her yorum otomatik olarak mı yayınlanıyor burada, otorizasyon yok mu? Negatifi geçtim adam artık bildiğin kahve ağzıyla yorum yazıyor, küfürlü konuşuyor. Yok mu müdahale edecek bir babayiğit?

Muhoo dedi ki...

Birincil sebebi: Bedava biletin bitirilmesi.

2. Sene başında geleceği belli olmayan ve Avrupa'ya gitmeyecek takım için açıklanan uçuk kombine fiyatları ile kapalı tribünden sıfıra yakın kombine satılması.

3. Sene içinde giderek doluluk oranının artmamasının sebebi de bedava bilet verilmediği için kimilerinin çapulcu kimilerinin ise kemik diye tabir ettiği grubun kapalıya gelmemesi ve o çılgın kapalının yok olmasıyla kapalının bir çekiciliğinin kalmaması. Maç yeni açıktan da gayet güzel izleniyor bizim tribünde kapalıya gidilmesinin sebebi hiç bir zaman daha güzel izleniyor olması olmadı. Kapalıya giden insanların yüzden doksanı atmosfer için gidiyodu. E bu sene atmosfer de yok fazladan para vermiyo adam aynı maçı açıktan da izliyo zaten.

Eyyormlamam bu kadar.

alper dedi ki...

Hem keş ayyaş de hem de oraya nasıl takılıyorlar bedava bilet işi yalan de.Nerden baksan tutarsızca bir yorum.Onu geçelim.

Bedava bilet sanırım gerçekmiş ve önü kesilmiş ki ondan dolmuyor kapalı.

Ayrıca birde nacizane yorumum Beşiktaşı solculuk ve sol jargonla o kadar özdeşleştirmeye çalışan insanlar var ki ve bu sol jargon kapalıyı ve kutu denen o yeri o kadar kutsal görüyor ki eski bir anaplının td olması onları o kadar rahatsız ediyor ki oraya gidecek bazı insanalrı bile zorla alıkoyup gitmelerine engel bile oluyorlardarı sanırım bu çarşı denen sapkın güruh.S.Aybaba nın yerine Tigana ya da mezarıdan kalkıp Che Guevera gelse o kapalı dolar bir gecede o kadar açık söylüyorum.
Bu arada iyi olmuş pahalı olması gariban adamın aç adamın kapalıda işi ne amk.Kapalı denen yere zengin adamın gitmesi lazım.Zengin adamdan da çok para alabilirsin.Önce o kapalıya giden sefil aç kalitesiz insanlar terketsin o tribünü zenginler bakar karısıyla kızıyla sevgilisiyle gidilebilir artık o tribüne seneye giderler.Endişeye mahal yok.

BJK4EVER dedi ki...

Neden dolmuyor bilemem de dolmamasi icin hicbir gecerli sebep yok.

Biletler pahali diyenler gecen seneyle karsilastirsin bakalim, o kada da buyutulecek bir fark yok. Ayrica kapali tayfasi mac gunleri Besiktas'ta raki-balik yapmaya para buluyor da mac biletini mi denklestiremiyor? Onu gececeksin.

Bedava bilet kesildi dersen iyi olmus derim. Bedavaya seyredekse seyretmesin defolsun radyodan dinlesin. Besiktas icin 2 haftada bir cuzi bir miktar feda edemeyecekse zaten hic ahkam da kesmesin. Hem 5 kurus para vermeyen, hem malca parayi baskanin cebinden vermesini bekleyen, hem de transferleri begenmeyip elestiren tip bu ayni mal iste. Zarari bunlar veriyor Besiktasa.

Takimin yetersizligi de sebep olarak one surulmus. Bunu sebep olarak gosteriyorsan o zaman askimiz renklere sizlere degil, sevinmek icin sevmedik gibi laflari, sloganlari da agzini almayacaksin. O zaman BJK taraftari ayridir vs de demeyeceksin. Takimin basarisiyla da tekrar tribune gelecekse hic gelme zaten. Hatta ben yonetimin yerinde olsam sene sonuna dogru mac biletlerinde degisik bir politika uygularim. Daha once bir maca gelmis ve bunu biletle kanitlayacak kisilere indirim yaparim veya oncelik tanirim, sirf gloryhunter'lari def etmek icin.

Ayrica sunu da soylemeliyim ki, kapali'nin eksikligi zerre umrumda da degil. Maclarimizda daha az kufur var, daha az abuk subuk laylaylom temposunda sarkilar yok ve sacma sapan (kartal gol gol gol gibi) tezahuratlarla oyuncularimizi da etkilemiyorlar. Zaten Carsi'nin rakip takimlar ve hakemler uzerinde zerre etki etmedigini hakemlerin ve rakiplerin Inonu'deki davranis ve cesaretlerinden anliyoruz. O yuzden kapalinin dolmamasi eksiklik degil. Bu nedenle bu mevzu zaten niye bu kadar gundemde veya tartisiliyor anlamiyorum.

Parasi olan verir, olmayan defolur gider gelmez maca, evinde radyosunda dinler. Bu ulkede milyonolarca BJK taraftari var, birkac bin kisilik Carsi/kapali tribunu neden bu kadar onemsensin ki? Bu grup BJK'ye faydadan cok zarar vermistir, bkz kufurden dolayti aldigimiz saha kapama cezalari ve odedigimiz cezalar.

alper dedi ki...

fikret başkan'ın dediğine göre kapalıdan bu sene daha fazla para kazanıyormuşuz. bence neden gayet açık.

can dedi ki...

Carsi'ya ve onun lumpen de olsa sol kulturune deger veren biriyim. Ancak BJK4ever kesinlikle hakli. Kapali bosaldigindan beri tribunlerde maci izlemeyen, tekduze melodilerle tribunlerin maci hissetmesini ve tribun baskisi olusturulmasinin onunu kapayan baskin grup yerine daha macla icice ve etkili bir taraftar olustu. Bunun bir yani tabii ki taraftarin musterilesmesi sureci. Ancak Besiktas'in ihtiyac duydugu taraftar destegi acisindan uzun vadede faydasi olacaktir.

Istanbul'da yasarken iki sene kombineyle yeni acikta, sonra da bir sene biletle kapalida cile cekmistim. Kombine ve bilet satma niyetin varsa kombineli ve biletli taraftarin haklarini korumak zorundasin. Yeni stad ve yeni taraftar profilinin yaratimi surecinin bir parcasi kapalinin tasfiyesi. Iyisiyle kotusuyle...

Deniz dedi ki...

Bu konuda burasıkapalıda bişeyler karalamıştım da "kapalının gediklileri" kovmaktan beter etmişti beni :) görüşlerim bjkforever'ınkine yakınsıyor.

box2boxMC dedi ki...

Fikret Orman'ın en güzel icraatı oldu bence bu kapalı olayı.
20 yıldır giderim maçlara ilk defa bu sezon kombine aldım(yeni açıktan)

Gidiyorum rahat rahat maçımı izliyorum yeni açık 3.kattan.

Kapalıyı gözlüyorum devamlı. helldoradotcom un dediği gibi kapalıya o kadar para verip yerime oturamama yada 90 dk ayakta durma riskine girmek istemiyorum. Ha o zaman numaralıya git diyebilirsiniz o ayrı. Ama daha insani şartlarda kapalıda maç izleme durumu olacaksa seneye kapalıdan alırım kombinemi.

tearkan dedi ki...

öncelikle kapalı neden boş şeklindeki bir tartışma çarşı neden maçlara gelmiyor manası taşımıyor. yazıyı yazan gürcan olduğundan bunu daha bi gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum. bu nedenle gelmezlerse gelmesinler mantığıyla yaklaşmanın bir anlamı yok. yazının (tabi benim tahminimce) yazılma sebebi çarşı neden maçlara gelmiyor değil çünkü. orayı dolduranlar cidden (dolduranların bir kısmının dediği gibi) diğer tribünlere mi kaydı, yoksa bedava biletin önü mü kesildi, takımda hedeflerin boyu kısalınca stada gitmek için heyecan mı kalmadı, yıldızların gidişi mi buna sebep oldu vs. konularını tartışmak lazım.

az buçuk maç izleyen herkes bilir ki bu sezona kadar bizim stadda önce kapalı dolar, sonra diğer tribünler dolardı. çarşı ya da başka taraftar gruplarından bağımsız olarak bu kaymanın sebebini ya da sebeplerini bilmek, bulmak bence önemli.

şahsi kanaatim bedava bilet konusunun burada ciddi etkisi oldu. bu çoğunluk bedava bilet alıyordu demek değil yanlış anlaşılmasın. bedava bilet alanların kapalıda yarattığı ortam olmayınca da o tribünden ortam için bilet alanlar da diğer tribünlere kaydı. çünkü açık konuşmak gerekirse kapalının stadı ortadan görmesi ve ortamı haricinde konfor, rahatlık, maçı izleme bakımından en ufak bir artısı yok diğer tribünlere göre. Muhoo'nun yorumunda belirttiği 1. ve 3. maddeler birbiriyle bağlantılı benim gözümde. kemik, beleşçi, çapulcu vs. diye taibr edilen tayfa ve onların yarattığı ortam olmayınca da onlar için kapalıya giden adamlar da yeni açığa geçiş yaptı. tabi bu konuda daha sağlam veriler için kapalıdaki azalma ile özellikle yeni açık ve diğer tribünlerdeki artış oranlarını da kıyaslamak lazım. eğer buralarda kapalıdaki azalmaya yakın bir artış olduysa kapalı diğer tribünlere kaymış dersin, yok artış o oranlarda değilse ağırlıklı beleşcilerin kökü kazınmış dersin.

bunların yanında taraftarın genelinde bilet fiyatlarında yana, bence haklı, bir hoşnutsuzluk da var. geçen yıla göre hedeflerde, maç sayısında bir azalma olmasına rağmen açıklanan kombine fiyatları ciddi hayakırıklığıydı benim gözümde. ayrıca şu parası olmayan izlemesin mantığı nedir arkadaş? kimin haddine parası yok veya az diye birisine sen git staddan izleme demek? her parası olmayanı beleş bilet alıyor, istiyor diye yaftalamaktan vazgeçin. sen kendini, senin gibi taraftarları bu derece gözardı edersen yönetim de sana kibar tabirle müşteri, amiyane tabirle ise sırtına binilecek eşek gözüyle bakar haliyle.

http://www.premierligturkiye.com/index.php/2012/10/27/premier-ligi-stadyumlarda-izlemek-kac-para/

http://bvb09tr.blogspot.com/2012/07/bundesliga-201213-tum-takimlarin-bilet.html

ingiltere ve almanya'dan bilet fiyatları. örnekler çoğaltılabilir. ülkelerin ve ülkemizin kişi başına düşen yıllık gelirlerini de içine alacak şekilde bir oranlama yapıldığında bizdeki bilet fiyatlarının fazlalığı da çıkıyor ortaya. ayrıca bu adamlar her kesimden taraftarı düşünür, ona göre fiyatlandırma yaparken biz çıkıp parası olmayan gelmesin diyoruz. o da güzel.

BesiktaskUlan dedi ki...

@Tearkan'ın değindiği noktalara katılmakla beraber, bence esas tartışılması gereken konu tribünün doluluğundan ziyade, "tribün nedir?" kavramıdır.

Tribün ne işe yarar? Neyi temsil eder? Gereği nedir? Taraftar nedir? Ne yapmalıdır? Kapitalist bir örgütlenme üzerinden mi yürümeli yoksa halka dayalı sistem ile kulüp olarak bazı şeylerden "feda" mı edilmeli?

Daha birçok soru. Bence bunlara karar verdikten sonra, bilet fiyatlarından, taraftar beklentisine kadar, onlarca bahane ya da sebep gösterilebilir. Ama önce, ne istediğimizi bilmeliyiz.

Hatta bence tartışmayı, kapalının sahibi olan Çarşı üzerinden yürütmeliyiz. Çünkü geri kalan kısımda, sıradan taraftar ile Çarşı gibi bir oluşum arasındaki farkı görmezden gelmemiz gerekir ki, bu her Beşiktaşlı için büyük bir uçurum demektir.

Zaten, esasında herkes kapalı tribünden ziyade Çarşı'yı konuşmak istiyor da, kimse onunla ilgili kesin bir karar veremiyor gibi geliyor bana.

Kendi fikrimi söyleyeyim; her ne olursa olsun Çarşı'nın bir gereklilik olduğuna ve eleştirildiği kadar kötü bir vaziyete gelmediğine, aksine onun varlığının korunması gerektiğine inanıyorum.

Hatta bir sonraki noktası, bilet fiyatlarının düşürülmesi ve gerekirse, bedava biletin kesilmemesi dahi düşünülebilir. Bunda anlaşsak bile, sonraki adımda kimilerine göre zararlı olan sloganları dahi tartışmamız gerekir, onun da sonu yok.

Yani konuşmaların bir çözüme ulaşması Çarşı ya da Çarşı'sız bir düzene karar vermemizle mümkün. Öyle bir gerçeği görmezden gelemeyiz.

Esaslı bir yurtiçi/yurtdışı araştırma yapılmalı ve kendi özgün karakterimizden vazgeçmenin eksi ve artı yönleri masaya yatırılmalı.

Şahsen, Çarşı'nın kulübe getireceği maç başı hasılatın, Çarşı'nın tribünde olmasından daha mühim olduğunu zannetmiyorum, üstelik Çarşı grubuna üyeliğim veyahut yakınlığım dahi mevcut değildir.

Mete dedi ki...

96'dan beri kapaliyi bilen biri olarak... cok hikayeli yerdir kapali, oluruna birakmak lazim.
"carsi rakibi hakemi zaten etkileyemez, anca sacma tezaratlar yapar" derken, sapla samani ayirmak lazim.
90'li yillarin sonunda ne yetersiz kadrolarla ne derbiler kazanildi, ne giden maclar donduruldu hatirlamak, ve o yillardaki kapali portfoyunu ve yas ortalamasini bilmek lazim.

JimmyLue dedi ki...

@alper

Hiç kimseyi 'o kapalıya giden sefil aç kalitesiz insanlar' olarak yaftalamamalısın, yaftalayamazsın.

Parası olan da yıllardır kapalıda,olmayan da.. Her parası olmayan adam da resimlediğin üzere 'beleşçi' değil.
Orada ayda 1000 TL kazanan adam da var,hiç kazanamayan öğrenci de.

Para=kalite değil bebeğim.Nice multi milyonerlerin arasındayım işim gereği fakat kalitelisine pek rastlayamıyorum nedense..

Zenginler gitsin numaralıda oturup izlesin maçlarını yahut saracoğlunda..

Her neyse,

Kapalı dolmuyor çünkü artık kapıda bir biletle 2 kişi girilmesine göz yummuyor.Bedava bilet tedavülden kalktı.

Dolmuyor çünkü yukarıda da bahsedilen gibi insanlar orada o eski atmosferi bulamayacaklarını düşünüyor.

Bence hadisenin S.Aybaba ile alakası yok. Ya da takım kalitesiyle - ki takımın oynadığı her oyun ayrı bi heyecan-.

Maç başı neredeyse 2.5 gol ortalaması tutturan takımdan bahsediyoruz ve bence bu takım premier ligin herhangi bi takımı olsa her maç full çeker tribünler.

helldoradotcom dedi ki...

Cahil insan para vermeden elde ettigi mal/hizmetleri kolay gozden cikarabiliyor. Stada baglarsak bedavaci ve cogunlukla cahil/basi bos olan kesim (bakin carsi demiyorum) sahaya caki da atiyor, tukuruk de. Hatta kufuru de sarkilar turkuler esliginde uzatip para cezalari ve saha kapanma cezalarina sebep oluyor. Cunku 2 hafta sonra stada gelememek umurunda degil! Nasilsa para vermedi, en fazla 2 kufur eder unutur gider. Zaten geldiginde de arkasi ayakta ve donuk tribune bakar bir sekilde hic mac izlemiyor. Sorsan en kral besiktasli. Yanlis anlamayin para verip de stada giden adam sahaya birsey atmaz demiyorum, elbette atan o.. cocugu vardir ama oraninin belescilerden daha dusuk olacagini dusunuyorum.
Gorenleriniz olmustur belki yanlis hatirlamiyorsam Sunderland kulubu "israrli ayakta dikilmek" sucuyla bir taraftarin kombinesini iptal etmis, bunu da bir yaziyla ilgili koltuga yapistirmisti ibret amacli. Simdi yarin aksam peder bey'le antep macina gidicez, 250 TL bilet parasi verdik afedersiniz ama muhtemelen esas yerimizden farkli ayakta at misali bir 2 saat gecirecegiz. Normal bir insan bunu yapmayacagina gore bizim Besiktas sevgimizi sorgulayan olmaz sanirim. O zaman bedavacilarin besiktas sevgisini sorulamayin diyenlere ben de: "Besiktas'i bizden daha cok seven varsa bile bedava bilet falan verilmesin!" derim. Kusura bakmayin!

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yani dedi ki...

Açıkçası kapalı üstten en son kombine aldığım vakit Delgado Ricardinho Burak'lı kadronun olduğu zamandı. Ondan sonraki senelerde kombine almasam da maçlara sıklıkla giderdim. Bu sene de yurtdışındayım. Çarşının zaten kendisini izlemeye gelen taraftar ile maç boyu durmadan bağıran taraftar ikileminde tanımladığını bilmeyen yoktur. Ancak, kapalıdaki herkes de çarşı değildir. Kendini öyle anlatırlar ama öyle değillerdir. Bir şekilde orada yaratılan ortamdan kendilerine de pay biçerler. Fakat, buradaki hakim görüşün savunduğu gibi o küfürlerin ya da sahaya atlamaların sebebinin çarşı olduğunu savunmak anlamsız.

Açıkçası Runje'ye nasıl top tutması için her maç üşenmeden çaba harcandıysa, Tottenham maçının son dakikalarında Gündoğdu'yla stat inlerken bunları organize eden Çarşıydı. Arada küfreden takıma zarar veren sesler de sırf çarşıdan değil, oraya çarşının azgın, küfürbaz olarak lanse edilen reputasyonundan nemalanıp içini boşaltmaya niyetli günlük hayatta mazbut görünümlü, ama maça gelince kendini kaplan gören ortamda "çirkinleşen" grupların işidir. Açıkçası ben çok maçta Alen ve çevresinin küfretmeyin, sahaya bir şey atmayın diye oradakilerle tartıştıklarını, ne zaman takımı maçtan koparacak anlamsız sesler çıktığında milleti susturmaya çalıştıklarına şahit oldum. Kimse de yeni açıkta küfür falan olmadığını söylemesin bana, ya da rahat rahat maç izlediğini.

Oturarak maç izleyememesini de belli bir taraftar grubuna mal etmenin de saçma olduğunu düşünüyorum. Kalabalık psikolojisinin eseridir bu. Her tribünde ayağa kalkanlar olur, o kalkanın arkasından da çok doğal bir refleksle ayağa kalkılır. Stadda yerleşmiş maç izleme kültürünün eseridir bu açıkçası.

Onun dışında şike davası sürecindeki tavır, Van için atılan atkılar, desibeller, yaratıcı tezahüratlar, takım yerlerdeyken sonuna kadar destek vermek gibi her Beşiktaşlının herkese caka satmak için kullandığı taraftarlık argümanları da oradan çıkmıştır. Ancak, bir grubun ünü arttığında ondan nemalanmak isteyenler olur, ve hiç bitmezler, kendini gruba kakmaya çalışırlar. Çarşının kemik kadrosu her maça gittiği için aslında statta nasıl davranılması gerektiğini bilir. Ancak, yanlış ününden dolayı, yılda bir maça gidip de aha küfredicez de deşarj olucaz diyen ne doktorlar ne mühendisler gördüm. Şaka değildir. Onlar para verirler ve para verdikleri için de kendilerinde küfretme hakkını görürler. O kalabalık psikolojisinde de Can'ın bahsettiği o kültürün temsilcisi olanlar kimseye laf yetiştiremezler. Millet küfretmek için maça gelmiştir ve bunu çarşının içindeymiş gibi sunarlar.

Ne diyelim balkon sosyologları türemiş. Beşiktaş'ın serserisi çoktur, içeni de uyuşturucu kullananı da, ama bedava bilet noktasında konuşacaksak, sabah akşam sikinin ucunda koşan, takıma bir gıdım yararı olmayan, aha bedava bilet diyen yığınla serseri vardır o Beşiktaş'ta. Bir grup sembolik ve rakamsal olarak büyüdüğünde ona asıl anlamını verenler bunun önüne geçemez.

Bugün kapalıdaki boşluğun sebebi de o çarşıya yamalanan Beşiktaş için hiçbir beklentisi olmayan grubun zoru görünce kaçmasıdır. Ancak, çarşı öyle bir dönüşüm geçirdi ki, o "asi ruh" u basit bir aykırılık gibi algılayan, kendini uyuşturmaktan başka birşey yapmayanlar sayıca çoğalırken, grubun dinamizmini sağlayan kemik kadro, Beşiktaş'a aşık olan grup aslında azınlıkta kaldığını farketmiş oldu. Benim şaşırdığım ise iki üç televizyon görüntüsüyle Çarşıya saydıran gs-fb taraftarlarının argümanlarıyla oluşan hakim bir görüşün olması. Taraftar olarak atölyeden çok uzaklaşmışız.

Unknown dedi ki...

Allah aşkına istifa et Allah aşkına istifa et, yeter artık, 50.dkda takımın kondisyonu bitti, olcay, holosko ve niang 50de bittiler zaten.. çıkar olcayı al emre özkanı, çıkar holoskoyu ve niangı al erkan kaşı veya sinan kurumuş'u, olmadı çıkar Mehmet akgünü al escudeyi çek sivoğu ortaya bundan kötü olmaz ya... Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın be adam....

BJK4EVER dedi ki...

Cenk cok hatali gol yiyor mc gregor guven veriyor aasdsadaddaas.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

ayıp ya wallahi ayıp.

yani öne geçip verdiği puanları zaten sayamıyorum da , 10 kişi rakibi üstüste 2. kez kendi sahanda hem de öne geçmişken yenemiyorsun .

yani samet aybaba kusura bakma da sen bu işten anlamıyorsun ya. wallahi anlamıyorsun yani .

bir olur iki olur bu arkadaş ya . her hafta aynı halt ...

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YSY dedi ki...

Offf off...canım çok sıkkın arkadaş. Samet hoca bu işlere bir çözüm bulamadın. Anadolu takımı mantığı takımı güvensiz bıraktı. Bu böyle gitmez. Ağırlığını koyacak, takıma büyük takım olma hüvüyetini tekrar kazandıracak bir hoca lazım.

maui dedi ki...

Tutayım kendimi diyorum ama tutamıyorum...
maçın 58'inci dakikasında 7 yaşındaki oğluma eğer iki olmazsa 1-1 biter dedim. Nereden biliyorsun diye sordu cevap basitti. 35 yıldır bu takımı takip ediyorum...
Hakikaten rahmetli peder 3 yaşında götürmüş ilk maça beni hatırlamıyorum normal olarak lakin resmi tarihle 38 yaşında olan biri olarak 35 yıldır takip ediyorum.
Malmö, Auxerre, Valeranga, Denizli,Fevzi'nin ıskası hepsini stadda izledim.
Ama hiçbiri bu sezon kadar içimi acıtmıyor. Çünkü bir fırsatımız var ve bir çapsız tarafında bu heba ediliyor...
Bu samet denen ib.nenin takımı nasıl içinden dinamitlediğini gördüm.
Kimse bana onun performansını artırdı hedö hödö yaptı demesin...
Bu p.zevenk renklilerin saçmalamasıyla biraz kafasını kaldırdı hemen demeçleriyle g.tü kalktı.
Ona buna salla dur.
Ulan sadece tek bir lafım var aldırdığın aldırmadığın adamları geçtim.
maçı yine kontrol edemedin neyse bir tane girse ikinciyi atamayacağın belliydi yönetemedin neyse...
Ama 89'da golü yemiş takımına 91'de Sinan'ı sokma girişimi nedir la...
Bu çocuğu geçen maç bitirdin, bu maç kurtarıcı mı olacak.
Senin ben ta...

Abi adam hala çıkmış futbol şansı diyor ya utanmadan ?

Sakatlıklara da şanssızlık diyor ya ?

Yani şu basiretsizliği yapacak mısın Fikret Orman ?

Yeter abi bu nedir ya ? Daşşak mı geçiyorsunuz lan ?

madgoat dedi ki...

Açık ve net Beşiktaş bu maçla birlikte psikolojik olarak bitmiştir. Önümüzdeki Sivasspor Fenerbahçe Trabzonspor ve Bursaspor maçları ile birlikte hızlı bir düşüş olası. En çok karamsarlığa iten nokta ise, işin teknik ve taktik boyutunda sürekli çuvallayan bir teknik direktörün olmasının yanında kenarda kriz yönetebilecek yetenekte bir lider yok. Samet hoca uzun seneler boyunca yaptığı (hiç sevmediğim bir tabirde olsa) “Anadolu takımı” teknik direktörlüğünü bile yapamamakta. En basitiyle 80-90. dakikalar arasında oyuncu değişiklik haklarını kullanmamak nedir? Son dakika golünü yedikten sonra ortaya koyduğu ‘ben napacağım şimdi’ tarzındaki panik içindeki hareketler nedir? Bu hareketleri gören herhangi bir genç oyuncu bu hareketlerle nasıl bir psikoloji içerisine girer? Sezon boyunca tam 7 maçta (Galatasaray, Gaziantepspor-2 defa- Bursaspor, Eskişehirspor, İBB, Karabükspor- bu maçların 6 tanesi kendi evinde) öne geçip geriye düşmek veya berabere kalmak nedir? Takımda yaklaşık 10 futbolcunun genelde darbeye bağlı olmayan sakatlıklarla uğraşması nedir? Bütün bunlar futbol şansı ile açıklanamaz. Evet mali anlamda, kadro anlamında gerçekten çok zor bir dönem olabilir ama şu ana kadar yapılanlar ve takımın lideri olması gerekenlerin ortaya koyduğu vizyon umut vermiyor, büyük bir takıma yakışmıyor. Başarı hiçbir zaman şans ile gelmez veya şanssızlık ile kaybedilmez. Hele futboldaki hiçbir başarı veya başarısızlık şans ile açıklanamaz bence. Bu akşam en çok üzüldüğüm an gol sonrası Samet Aybaba’nın verdiği tepkiyi gördüğüm andı. Onun adına değil ama takımım ve geleceği adına üzüldüm.

Unknown dedi ki...

futbol şansı :) gizli hedefler!!! ile şampiyonluk kovalayan üstad bu defa da böyle mi buyurdu..

saha içinde ve dışında lideri olmayan bir takım bu kadar giderdi ancak.. iddia ediyorum sezon başında şu kadroyu Şenol Güneş'e versek şu haftaya kadar topladığımız puanın yanına 10 puan daha yazardık en az.. onu geçtim ne mc gregor bu denli formsuz olurdu ne de cenk umutsuz.. iki tane canavar gibi kalecimiz olurdu.. defansta giray ve egemenle mucizeler yaratan adam, sivok-ersanla çok çok daha az gol yerdi.. selçuğu ülke futbolunun yıldızı yapan, colman'a iki üç gömlek sınıf atlatan Şenol Güneş ile Oğuzhan ve Necip hatta Veli sürklase ederdi bir çok takımın ortasahasını.. adam Mustafa Yumlu'yu oyuncu yaptı, Burağı Umut'u ligimizin en iyi oyuncuları arasına soktu.. elde bir sürü done var hocayla ilgili.. diğer taraftan bizimkisi hala şansa bağlıyor.. teşekkür etmenin zamanı çoktan geldi geçti.. mali kurulda geldi, şimdi yine bir stad projesi patlar, ağustosa bilemediniz seneye ocağa olmadı önümüzdeki sezon sonu kazmayı vururuz stada.. uyutuyorlar bizi, ben Levent Erdoğan denen mahlukatın samet aybaba transferinden para yediğini düşünüyorum ciddi ciddi...

Pheaglix dedi ki...

takımın "gizli hedefinin" maç günü hasılatını iddaaya basıp sezon sonunda borçların tamamını kapatmak olduğuna inanmaya başladım. veya kondisyoner yetiştirmek de olabilir tabi.

YSY dedi ki...

Bütçe içerisinde kalıp ekonomik gitmeye varım fakat vizyonsuzluk artık yetti. Şu oyuncu girsin bu oyuncu çıksın bu konulara girmeyeceğim çünkü samet hocanın teknik olarak hiçbirşey de yapmayıp denemediğini söyleyemem, bu skor yorumculuğu olurdu. Fakat takımın içine girdiği ve bir türlü çıkamadığı psikolojik travma, kendine güvensizlik, sürekli yaşanan sakatlıklar bir türlü çözülemeyem teknik taktiksel problemler artık afedersiniz eşeğin ..na su kaçırdı. Yazık, beş hafta sonra şampiyonluğumuzu ilan edebileceğimiz bir senede şimdiden yedi puan fark yedik. Tamam takım tecrübesizdir falan fakat o kadar da tecrübesiz olduğumuzu düşünmüyorum. Gregor, sivok, toraman, fernandes, holosko, almeida, hilbert, escude bunların hepsi tecrübeli adamlar.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Deniz dedi ki...

başarıyı da başarısızlığı da sindiremeyen bir takımız. bu kadar kırılgan bir temel üzerine kurulunca da bu tip kazalarda çiğ bir kulüp hüviyetine bürünüp komik duruma düşmek de normal.

misal, boş kaleye topu yuvarlayamayıp 2-0'ı bulduramayan niang'ı 1-0 öndeyiz diye oyundan çıkarken alkışlar taraftar ama, 1-1'e gelince kalecisini yuhalar.

bir samet aybaba klasiği olarak kaybedilen puandan sonra oyuncusunu taraftarın önüne atma şenliklerinin bu haftaki konuğu mcgregor, hadi samet'in böyle bir kişilik problemi var. güntekin onay gibi beşiktaş basınının akil adamlarından diyebileceğimiz bir adam bile her fırsatta kaleciye saydırır mı? taraftarı da yönetmesi lazım bu adamların, ben beşiktaş teknik direktörü olsam, yöneticisi olsam sahadaki oyuncuma yuh çekilse oturur ağlarım lan, sanki adam boğazını sıkmış beni oynatacaksın diye.

Altınsay vizyonum bu hocayla çalışmaya uymaz deyip ayrıldığı gün belliydi.ibrahim altınsayın ne demek istediğini şimdi anlıyorum hoca kararında seçimin ne kadar hatalı olduğu sakatlara bakınca bile anlaşılır.mehmet akgün denen adam 90 dk. oynadı dün şaka gibi yaa.beşiktaş bir devrim yapmak istiyor ise bu ibrahim altınsay önderliğinde olur.sametlerle olmayacak artık bir hamle bekliyoruz yönetimden

Abi sorun başarılı olmak veya başarısız olmak değil burada.

yolunda gitmeyen birşey var ve buna hiçbir şekilde çözüm bulunmuyor ve yolunda gitmeyen şeyler için sürekli "şansızlık " deniyor.

hepimiz buradaydık aga kadronun ne olduğu belli ne olacağı belliydi sorun bu değil.

sorun 2 maç üstüste iç sahada rakibin 10 kişi kalmış atak yapmaya mecali yokken hem de üstün oynarken gol yiyip maçı veriyor olman.10 tane maçı 3 tanesi 2 farklı olmak üzere öne geçip veriyor olman.

bak bu istatistik 50 senede filan bile bir büyük takımın başına gelmez abi.

hee bir de şu kırmızı forma saçmalığından vazgeçsinler artık ne uğuru ben anlamadım sahamızda bu kadar uğursuz basiretsiz olduğumuz çok az sezon hatırlıyorum.beşiktaş çubukludur kardeşim.feda diye diye beşiktaş ın içini boşaltıyoruz.dikkat..

Unknown dedi ki...

yolunda gitmeyen bir değil birçok şey var..
transfer politikamız öncelikle berbattı yine, yine kötü yönetildik, oyuncularımız değersizleştirildi ve bedava göndererek kurtulma yolunu seçtik..
devre arası almeida-ferdiyi satıp kasaya canlı 30u koymak varken, kolay olanı seçtik.. sezon sonu bakalım talip bulabilecek miyiz bu adamlara..
mali açıdan hala ne durumda olduğumuzu bilemiyoruz..
hesap sorulacak diyenler bugün ağız değiştirdi, hesap sormam oldu, sus-pus oldular.. hesap sorulacak dediler, 8 yılın mali kayıtları inceleniyor, 2-3 aya raporu açıklarız dediler, maliyede doktora yapan arkadaşımla konuştum "bir yıl 3-4 ayda zor incelenir" rapor hazırlarlar dedi. kolay değil o işler öyle dedi ama bizim başganın bundan haberi yoktu tabi, ne de olsa çevresinde bu işi bilen hiç kimse yok!
4 kupalı şampiyon basketbol takımı mevzusuna girmiyorum bile...
stat konusunun ne olduğunu hala bilmiyoruz tırnak içinde "çok gizli" yürütülen çalışmalarla yine tırnak içinde "başkan bizzat" ilgileniyor.. o zaman neyi tuttuğumuzu söylemenin vakti geldi sanırım.. daha derin bir çukura gidiyoruz, bu beceriksizlerle, akil adamların hepsini önce biz kaçırdık-sonra bunlar gibilere (bkz levent erdoğan) mahkum kaldık..
kısaca kandırıldık arkadaşlar, fikret ormanın Beşiktaş'ı yönetmek adına en ufak bir fikri olmadığını gördük görüyoruz. kısaca sorun sadece S.A.'nın çapında değil, F.O.'nun herhangi birçapının olmayışıdır. zamanında girdiğiniz taşın altında kalırsınız inşallah, Allahın belaları!

Unknown dedi ki...

Takım son 30 dakikalarda 13 gol yemiş, Karabük ve G.Antep maçları 10 kişilik takımlara karşı bile oyunun son bölümlerinde fizik üstünlük kurulamadığını gösteriyor. G.Saray yine 10 kişiyle bizi fizik olarak ezmiş, kalesine bile yaklaştırmamıştı. Bu kadar geri dönüş imkanı tanıyan ve büyük kısmını son bölümlerde yaşayan bir takımın psikolojik ve taktiksel etmenlerden daha fazla açıklamaya ihtiyacı var. Defansif yerleşim hataları açık fakat dikkat ederseniz bunlar genellikle oyunun son bölümlerinde tehdite dönüşüyor. Takım sadece Eskişehir, Karabük, İBB ve Antep maçlarını göz önüne getirirsek ilk bölümlerde fazla pozisyon da vermemiş. Hücum ritmi rakibi sindirmeyi başarıyor. Ancak takım skor ne olursa olsun maçın 60. dakikasından sonra oyundan düşmeye başlıyor. 2 farklı önde olunan maçlarda dahi bu kadar stres altında kalınmasının nedeni bu. Ortalama bir kadro bile, 2 farklı öne geçtiğinde daha derli toplu durabilmeyi becerir. Biz galibiyetleri ancak bu oyundan düşme dönemlerinde ekstra katkı ve kontraataklarla farkı açabildiğimiz, 3.golü atabildiğimiz durumlarda alıyoruz. Aksi durumda yakalanıyoruz. Dikkat ederseniz takım yakalandıktan sonra ki kısa bölümlerde de oyunu rakip yarı alana yıkacak refleks gösteremiyor. Çünkü fiziken bitmiş oluyor. Defans bloğunun oturtulamaması, orta saha-defans kurgusundaki sorunları reddetmek mümkün değil. Ancak, bunlar temposunu koruyabilen takımda bu kadar vahim sonuçlar vermezdi. Esas değişken kondisyonda yatıyor. Ve tüm bunlar takım sadece ligde mücadele ederken oluyor. Geçen yıl, bildiğiniz üzere inanılmaz bir maç temposu altındaydık ve doğal çöküntüler yaşamıştık. Ancak, teknik adamlığı eleştirilse de Carvalhal iyi bir kondisyon ve fizyoterapi bilgisine sahipti hatta bu alanda uzmanlaşmış çalışmaları vardı. Takımı kısmen ayakta tutabilmişti. Birde şu takımı geçen senenin temposu içinde düşünün. Tahayyül etmek dahi zor.

Kondisyon sorunu iki temel meseleyi içeriyor. Birincisi, sakatlıkları da doğrudan etkilediğini düşünüyorum, takımın profesyonel kondisyoner ekibine sahip gibi görünmemesi. Devre arası da hiç verimli geçirilmemiş. Ağırlık çalışmalarına yönelik sorunları sağdan soldan okuyoruz. Kondisyoner, modern futbolda neredeyse teknik adamın taktik yeteneği kadar mühim bir konu. M.Denizli-S.Morrone dönemini hatırlayın. Koch bence kısmen köhnemiştir ama şimdi mumla aranıyor. Takım net olarak iyi çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

İkincisi, takım zaten az olan gücünü verimli kullanmayı hiç bilmiyor. Bu da teknik ekiple ilgili bir konu. İyi çalışmayan ve üst düzey kondisyonu olmayan bir ekip dahi olsanız yine de bu ligin şartlarında bu hallere düşmemeniz gerekir. Ama biz o kadar amatörüz ki 40 dakika EPL temposu yapıp sonra çöküyoruz. Samet hocanın istediği tempolu oyun yapısını maçın yüzde 50'sinde iyi düzeyde diğer 50'sinde de idare eder şekilde sahaya yansıtsanız bahsi geçen maçları rahatlıkla kazanırsınız. Ancak yine Samet hoca farkında mı bilmiyorum ancak takımın genel kondisyon durumu bunun çok gerisinde. Yani takım 30-40 dakika ligin üstüne çıkan, keyif veren bir tempoya sahip oluyor. Ancak bunu yaparken kendi ayağına da sıkıyor gücünün yetmeyeceği son yarım saatin temellerini atıyor. Yani ne total kondisyonumuz iyi ne de mevcut kondisyonumuzu oyuna yayışımız profesyonel. YÜklemelerde, maç içi güç kullanımları da çok amatör duruyor ve coşku düşmanınıza dönüşüyor.

Esas mesele budur. Kaleci antrenörlüğü makamı ile ilgili de bir o kadar şey söyleyebilirim. Ama o bunun yanında geri planda. Bu mesele köklü biçimde çözülmeden hiç bir plandan-yapılanmadan verim alınamaz. Samet hoca, mevcut kondisyon ekibinde ısrar ediyor ise tüm eksilerin doğrudan sahibidir ve günah onda aranmalıdır. Ya da onunla da konuşarak yeni bir organizasyona gidilmelidir. Yönetimin futbol komitesinin transfer vs.den de önce bugün birinci meselesi bu olmalıdır. Çünkü, bu vasıtayla takım ortaya koyduğu potansiyelinden hiç bir sonuç alamamaktadır.

YSY dedi ki...

Yönetimin doğrularını yanlışlarını eleştirelim fakat anlamadığım nokta, bu yönetim gitsin derken acaba kimi yerine koymayı düşünüyorlar ? YD denen akıl özürlü varlık geri gelsinde bir 300 milyon daha borçlanalım götümüzdeki donuda alsınlar bunu mu istiyoruz. Yada kendilerinin alternatifi varsa buyursunlar (yada buyursalardı) Bugün kimse camiaya sahip çıkmıyor. Kasımpaşa'daki Beşiktaş'lı abilerde ancak başbakanın emri ile biraraya geldiler. Şahsım dahil birçok kişide FO yönetiminin icraatlarından memnun olmayabilir fakat mevcutta ancak bu adamlar var. E var diye de eleştirmeyecekmiyiz diyeceksiniz tabiki eleştiirilir fakat bu şekilde havanda su dövüyoruz. Keşke daha iyi birileri olsada gelse yönetse ama maalesefki öyle birileri yok ve böyle gider.

Unknown dedi ki...

keşke daha iyi birileri olsa da gelse diyince zaten söylemler arasında fark kalmıyor.. y.d. yönetimi ne kadar zeka özürlüyse f.o. yönetiminin de ondan farklı olmadığı gayet açık sanırım.. Kasımpaşalıların da f.o.'nun da sahibi aynı.. siyaset iğrenç bir kurum..

BesiktaskUlan dedi ki...

Samet Aybaba ile ilgili olarak herkesin "sonunda" aynı düşüncede buluşması, Beşiktaş'ın geleceği adına önemlidir.

Galatasaray maçından sonra da yazdığım gibi, mesele tamamen vizyonsuzluk. Genel bir kalibresizlik hasıl. Yoksa Gaziantep maçını, o son dakika topu sahamıza ulaşmasaydı veyahut yakaladığımız pozisyonları atsaydık kazanan taraf olacaktık. Mesele zaten kazanmak/kaybetmekten ötesini görebilmekte.

Ali Ece'nin de dediği gibi, Aybaba sadece "Edirne'den Kars'a kadar" bir teknik direktörlüğe sahip ve bu yüzden de o tipte oyunculara ve "çalışanlara" karşı meyilli. Erzinsporlu "üstad" kondisyonerler gibi. O yüzden Oğuzhan döktürdüğü bir maçtan sonra azar işitebiliyor. Çünkü kendine bakmıyor, çünkü her medeni insan gibi dışarı çıkıp arkadaşlarıyla geziyor. 1980'lerdeki gibi eve gidip okey/batak filan atması gerekiyor herhalde göze girebilmesi için.

Israrla bazı noktaları kaçırıyoruz. Bence, artık futbolcular birbirlerini tanıyıp, oynayabilecekleri oyunu anladılar ve buna çomak sokanın Samet Aybaba olduğunu düşünüyorlar. Kolej takımı havasını yarattığı iddia edilen Aybaba, şu anda o kolejdeki öğrencilere "uzaklaştırma" ve "ihtar" cezaları verip duruyor, böyle bir durumda hangi öğrenci müdüründen memnun olabilir ki?

Neyse, maç üzerine söylenecek pek bir şey yok. Ama bu zihniyet devam ettiği müddetçe, gelecek sene de, aynı şeyleri konuşuyor olacağız. Mesela Samet Aybaba'dan ziyade "vizyon" ise konumuz, bence tartışılacak bir şey yok zaten.

Herkes gerçekleri biliyor.
10 kere üst üste şampiyon olsak da bu gerçekler değişmeyecek.

Son olarak biri bana söyleyebilir mi acaba, Olcay kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda o topa nasıl öyle vurabildi?

Ya hu vurulacak en kötü şut nedir deseler onu söylerdim. Bari kalecinin üzerine vur. Öyle bir şut şekli yok arkadaş. Kendisini severim ama hala aklımda o pozisyon...

BJK4EVER dedi ki...

@emir eri

Maksat yine elestirmek. Almeida-Fernandes satilsa (ki oyuncu degerini bulunca satilmali aynen katiliyorum) o zaman da ne bicim vizyonu var yonetimin, oyunculari tutup CL'ye katilsak 20 milyon gelecekti zaten, ne bicim vizyonsuz yonetim bu derdin.

Ayrica hesap sorma isi basindan itibaren yas zaten, cunku suc unsuru tasiyacak bir veri olmadigi surece kotu yonetimden yola cikarak birsey yapilamaz. Ayrica senin arkadasin kim bilemem ama sallamis biraz. Bizzat bu sektorde calisan biri olarak soyleyebilirim ki BJK capinda bir sirketin 1 yillik audit'i ortalama 2 hafta surer 5-6 kisilik bir ekiple, 8 sene yani en fazla 4 ayda tamamlanir. Ayrica sadece suc unsuru tasiyacak olaylar icin forensic specialist tutarsin o da ayrica arastirma yapar. O kadar da zor degil bu isler. 1 yili arastirmak 3-4 ay surse sektorde Big 4 degil Big 20'den bahsederdik.

Stat konusunda detayli aciklama ve bilgilendirmenin mali kongrede yapilacagi 50 defa aciklandi zaten, kacirdin sanirim. Ama buna ragmen yetkili agizlar stat isi haloldu diyor, ki baskan da defalarca soyledigi gibi kesinlesmeden kesin konusmak istemiyorum. 8 senedir mayista kazma vuran Demiroren dururken stat konusunda Fikret Orman'i suclamak biraz garip geliyor bana.

Basket takimi konusunda tamamen hak veriyorum, ki yonetimin su ana kadarki tek ciddi eksikligi de basketbol bence.

Unknown dedi ki...

bjk4ever,

valla iktisadi idari bilimlerle ilgili pek alakadar değilim ama araştırma yapmanın ne denli zor olduğunu bilirim, kıçı kırık tübitak projesi yazmak için dahi haftalarca araştırma yaparsın, diğer taraftan aileden gelen ticaretle içli dışlı olma zorunluluğu nedeniyle az buçuk hesap kitap yapmışızdır esnaf kafasıyla, verilerin düzenli olmadığı ortamda genelde bu tarz sıkıntılar olur.. Beşiktaş gibi A.Ş. unvanı taşıyan sportif şirketin kayıtlarının düzenli tutulması gerekirken onun bile söz konusu "Şanssız" dönemde düzenli tutulduğuna inanmıyorum.. o "şanssız" dönemle ilgili düzgün bir araştırma yapılırsa onlarca suç unsuru çıkacaktır; örneğin zapatocny ve sivok veya en son yapılan alves transferleri gibi.. hani herhangi bir suç teşkil etmese bile bunların ifşa edilmesine insanların ihtiyacı var. çünkü pek "saygıdeğer" işadamı olan söz konusu zat için bu şekilde ifşa edilmesi bile kendisi için yeterli bir rezillik unsurudur. arkadaşımla hala aynı fikirdeyim ki yine "pek pek saygıdeğer" f.o.'nun da açıklamaları bu yönde.. "8 sene hesap sormayanlar şimdi bana hesap sorsana diyemezler" pişkinliği de anca bu çapsızdan beklenirdi.. sloganla gelenin aynı sloganlarla gitmesi takdiri ilahisine güvenmekten başka şansımız yok.. dua ederim gün gelir ki geçirdiğim bu "şanssız" 9 yılın hesabını soracak bir babayiğit buluruz...
neyse geçelim bu konuyu baştan dediğim gibi, madem uzmansınız zaman kazanmak adına yaptığı "2 ay sonra rapor önümüzde"; "yetişmedi temmüz sonu ağustos başı" "olmadı şu tarih şu gün" gibi açıklamalar bile "acayip sayın" başkanın ne kadar "yetenekli-vasıflı" bir başkan olduğunu göstermeye yeter..

stat yalanına hala inananlar var mı bilmiyorum ama sezon başındaki kazma şenliklerinin "oynayacak stat bulunamaması :)" nedeniyle bahar aylarına kalması daha sonrasında "şampiyonluk potasına girdik sezon sonuna bırakılması" geçtiğimiz günlerde çıkan "mayıs-ağustos dönemi istanbulun kültürel açıdan faal olduğu dönem, o dönemde konser verip şenlikleri büyütmek, mümkünse taksime kadar Gümüşsuyu boyunca halay konvoyu oluşturmak için ağustosta yıkıcaz" açıklamalarını da sen kaçırdın sanırım.. medya işte, nerden nasıl okuduğuna göre değişiyor.. f.o.'dan 8 sene boyunca bu olayı şenliğe dönüştüren y.d. abisine de yakında bir şilt verip, 2014 yılındaki 10. yıl etkinlerinin onur konuğu yapmasını bekliyoruz.. f.o.'dan çıkıp da demiröreni suçlamasını bekleyemeyiz değil mi??
yani senin gibi körükörüne savunmuyor yada eleştirmiyorum.. ben bu yönetimden umudumu levent erdoğanı y.k.'na aldığında kesmiştim.. aziz (karşı yakadaki gibi) ilan ettiniz, zor dönem bakın iyi adamlar dediniz ama eyvallah dedik bu döneme kadar, sustuk, kötü eleştiri yapmayalım dedik ama sabrında bir sonu var. bu basiretsizler ne aybabayı kovabilir ne demirörenden hesap sorabilir. stadı da yaparsa tayyip yapacak zaten, yolu açan o oldu, sağolsun f.o. yönetimi son derece güzel yalakalık yaptı hükümete ve istediğini koparmak üzere ama bakın ki stat yıkılırken biranda kapı dışarı kalmayalım.. yani bunların bi b.k yapmaya yeteneği yok kardeşim. para değil sorun aklın olmaması...

BJK4EVER dedi ki...

O transferlerde ne gibi bir suc unsuru ariyorsun bilmiyorum, ama fahis bonservis bedelleri odendi ve bunlarin hepsi borsaya bildirildi. Ifsa edilmesi ne gibi bir anlam tasiyacak bilmiyorum, hersey borsaya aciklandi seffaf bir sekilde, her mali kurulda tablolar aciklandi, mali tablolar aciklandi. Ne gibi bir ifsa bekliyorsunuz bilmiyorum ama Demiroren'den hesap sorma dediginiz olay Tabata'nin 8 milyon dolarlik bonservis bedelini tekrarlamak midir acaba? Suc unsuru cikacagini hic zannetmem, emin ol bu adamlar isini bilir. Ayrica suc islemeye ihtiyaclari da yoktur zaten. Ki suc islemis olsa zaten bugun bu durumda olmazdim emin ol, bu berbat durumumuz hakkinda fikir sahibi olmadan gullik gulistanlik yasardik.

F.Orman hesap sorma konusunda dediklerinde hakli. Sen kalk adami 8 sene boyunca ibra et, adami her secimde tekrar baskan olarak sec, taraftar olarak 400 milyon borc varken yetmez Demiroren, simart bizi baskan diye bagir. Ancak adam gidince F.Orman hesap sormuyor diye adami agaca as. Boyle bir mantik yok. Hesap sormak, en azindan dur demek senin elindeydi 8 sene boyunca. Sen ne yaptin 8 sene boyunca derler adama once? Ayrica hesap sorma isi o kadar basit bir olay da degil. Turkiye hukuk devletidir, hersey kanuna gore olur. Ortada hesap sorulacak birsey oldugu bile kesin degilken bu sekilde bos bos bagirmak bana sacma geliyor.

Stat konusunu 2-3 hafta sonra beraber gorecegiz zaten, o yuzden uzatmaya gerek yok. Ama F.Orman yalan soyluyor tamam da Suat Kilic da mi yalanci?

Unknown dedi ki...

işte bu tavırla davranıldığı için zaten 8 sene Demirören başkan kaldı, birileri hep susturuldu, farklı düşünenler hep bastırıldı 8 sene boyunca, son döneme kadar onlarca maç sayarım stadın koro halinde "yeter yıldırım Demirören" sesleriyle inlediği ama arkasına sığır grubu almış levent Erdoğan gibi adamlar yüzünden 8 sene boyunca ibra edildi ve başkan kalmaya devam etti.. onu ben seçmedim ki ilk seçildiği seçimde karşısındaki hasan Arat'a da sempati duymuyordum.. çok sevdiğin, fikret orman tek doğrusunu levent erdoğan denen şahsın engin futbol bilgisiyle bozmasına göz yumdu.. transferlerde ne mi arıyorum, udineseden bonservislerinin alınması sırasında usülsüz yapıldığı bu olaydan kişilerin haksız kazançlar elde ettiği gazetelerde ve farklı yerlerde yazıldı çizildi, doğrudur yanlıştır ama okuduğumuz bu..

suat kılıç İnönü stadı için beşiktaş'a yardımcı olacağız dedi, stadın yerinde yapılması taraftarayım dedi, başbakanda aynı fikirde olduğunu söyledi, aynı fikirde olmayan tek kişi kültür bakanıydı o da gitti zaten silüet sayıklamalarıyla.. şimdi buraya kadar her şey tamam ama devlet stadı ben yapmayacağım kulüp yapacak dedi.. yanlış mı biliyorum?? seneye es kaza şampiyonlar ligi görürse bu takım, ki milyarda bir ihtimaldir, olurda sametin kafasına yıldırım düşerse felan, gelecek yıl mayıs ayına kalır şenlikler, ocaktaki kongrede yapılacak proje sunumları ile birlikte başganın elinin güçlenmesi lazım değil mi.. ?? "tüm izinleri aldık, kredi de tamam, kazma da aha burda onu da getirdik verin bize oyunuzu dünya kulübü yapalım beşiktaşımızı" sloganı da benden olsun başganın, düşünseler bundan iyisini bulamazlar çünkü..
neyse sustum tamam, umarım söylediklerimin hepsini yutmak zorunda kalırım, çok isterim...

YSY dedi ki...

Ya o değilde şu istatistik rezalet. İç sahada 12 maç 4 galibiyet...Vay arkadaş.

Yani dedi ki...

@Emireri

Abi yaptığın şey eleştiri değil itin götüne sokmak. Bu mantıkla gideceksek şu blog'da en sert eleştirileri yapan BJK4 EVER bile bir anda körü körüne savunan oldu. Kim daha iyi eleştirir onu mu tartışacağız? 8 yıldan kendini çok güzel soyutlayıp ortalara bağrıyorsun. Bir sonraki adımda cemaate de giricez, hatta İsrail'i falan da ekleyeceğiz bu işin içine. Olmadı bu Beşiktaş taraftarının yüzde 90'ı da aptal diyebiliriz, zaten Anayasaya hayır diyen de bendim.

Ya eleştiri tarzın bu ya da benim eleştiriden anladığım şey senin itirazdan anladığın şeyle eşdeğer. He tabi ekleyeceksin eminim, susturdular beni diyeceksin. Ulan ne yapalım, yönetim kurulunu mu basalım. İnönü'ye maçlara çıplak mı gelelim. Nedir istediğin? Kulüp kendi içinde o kadar kokuşmuş ki, 40 akıllı bile çıkaramaz durumda. Bu şartlar altında kim gelse çalıştırmazlar, ya da çalışamaz adam gibi.

Samet Aybaba gerçekten kredisini sıfıra yaklaştırdı. Eğer önümüzdeki haftalarda bu puan kayıpları devam ederse zaten onu kimse tutamaz. Çünkü halihazırda suçu üzerine yıkabileceği farzı-ı misal Batuhan yada Quaresma gibi bir oyuncu da yok. Bir sihirbazlık yapması gerekir kalmak için. O da şu dakikaya kadar gördüğümüz beceriksizilikleri örtecektir. Örtmesine örter de Aybaba'nın kendini geliştirme ihtimalinin çok düştüğünü görüyoruz. O yüzden bu takımda bir kariyer beklentisi içinde olmasın artık. Nereye kadar idare edecek göreceğiz.

Yani dedi ki...

"ulan" kelimesi kimseye yöneltilmiş değildir, kendi iç konuşmamdır, yanlış anlaşılmalara mahal vermeden belirteyim.

BJK4EVER dedi ki...

Aybaba'nin sihirbazlik falan yapmasina gerek yok. Normal bir antrenorden beklenecek seyleri yapsin yeterli olacak zaten. Sampiyonluk sansimizi surdurmek icin onumuzde 3-4 hafta var. Seri galibiyetlerle potaya girebiliriz, onumuzdeki 3-4 hafta GS puan kaybetmez. Biz tekrar puan kaybettigimiz an is biter zaten, dana'nin kuyrugunun koptugu noktadayiz. Aslinda kendi kendimize bu noktaya getirdik, IBB, Karabuk ve Antep maclarindaki puan kayiplari gercekten olacak gibi degildi. Bu 3 mactan 2'sini kazansak bile su an GS'nin ensesindeydik 1 mac farkla ve GS deplasmanini ve IBB'yi halletmis sekilde olacaktik. Bu sene ic sahadaki abuk subuk kayiplar canimizi cok acitti maalesef.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yani dedi ki...

Sihirbazlık kelimesini kullanma sebebim yapması gereken listesini yazmaya üşenmemdir. Zaten burada her gün neredeyse konuştuğumuz şeylerdir. Ancak bugüne kadar yaptığı her iyi hamleden sonra seyreden haftada kendi kendine çelme taktığını gördükten sonra, takımı dinamitlememe kararı da küçük çaplı bir sihirbazlık gibi gözümde. Yani dediğin gibi yapması gerekenleri yapması için gereken dirayet. Açıkçası, en nihayetinde bir derbi de kazanması lazım şu şartlarda, ancak ben artık Aybaba'yı desteklemek için argüman üretemiyorum, çünkü o kendine destek veren sayısını azaltmak adına bilinçli bilinçsiz bariz hatalar yapıyor. Bu anlamda bu hatalarından vazgeçmesi de bir nevi sihirbazlık gözümde.

can dedi ki...

Fikret Orman yonetiminin pek cok uygulamasi ve kararindan memnun degilim. Ancak bazi gercekleri acikca gormek lazim. YD doneminin hem nedeni hem de sonucu Besiktas kongresinden, "camia"sina, taraftarina kadar sirayet etmis korkunc bir curume. Bu curumusluk ortaminin icinden yeni bir seylerin yesermesi kolay degil. Kaldi ki baskan adayi konusunda da cok secenegimiz yoktu ve hala da yok. O yuzden su anda Orman yonetiminin arkasinda elestirel bir bicimde durmak ve Orman'in Levent Erdogan ve benzeri kongre agalarini ilk buldugu firsatta tasfiye edip, kendi ekibini kuracagi "hayali" ile yasamaktan baska yapabilecegimiz cok fazla bir sey yok.


Aybaba'ya gelince... Sezon sonuna kadar kalmasi, gidisinin fayda degil zarar getirecegi kanaatindeydim, kismen hala oyle dusunuyorum. Sorun bu noktada teknik direktor olarak kimi getirebilecegimiz. Paramiz cok yok, bosta camianin kabul edecegi hoca da kim var bilmiyorum. Su andaki ortamda yeni hocanin elinin kolunun bagli olacagi, transfer, kondusyon vs. gibi konularda yapabilecegi bir sey olmamasi da cabasi. Bu durumda yeni hocanin sezon sonuna kadar eskimesi kacinilmaz olur sanki. Sezon sonuna kadar bekleyip, Samet'ten ilelebet kurtulmak disinda ne umabiliriz bilmiyorum.

Bir de iki gundur sayikladigim bir seyleri paylasmadan gecemeyecegim. Batuhan, Sinan, Dentinho, Niang... Bunlar "feda" senesinde milyonlarca euro harcayip forvet hattimiz icin aldigimiz adamlar. Ligdeki toplam golleri yaziyla sifir, rakamla 0. Genclerin takima entegrasyonu senesi dedik. Ilk 18'e entegre edilen gencler Oguzhan ile sinirli. (O da neden oldugunu bilmedigimiz bir sekilde her hafta zilgit yiyor medya onunde.)Takimdan disentegre edilen Cenk hesaba katilinca takima entegre edilen net genc sayisi yaziyla sifir, rakamla 0. Sivok "genc ve tecrubesiz bir takimiz" diyor; ne desin? Hocamiz bes para etmez, teknik heyet ucuncu sinif, kadromuz cok zayif, transferler fecaat mi desin? Fener'in onumuze gecip, sampiyonlar ligi umudunun da avuclarimizdan kayip gittigi bu haftada benden bu kadar. Bir de arkadaslar: Aranizda Virginia'da yasayan var mi? Fener macini yalniz izleyebilecek gibi degilim.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YSY dedi ki...

Can'ın yorumlarına katılıyorum. Benimde anlatmak istediklerim bunlar. Sadece belki şu şekilde düşünülebilirdi. Evet paramız yok ama bu zor durumda takımı ayakta tutabilecek iyi bir tecrübeli hocaya para verilip alınabilseydi belki ilk bakışta transfere çok para harcamışız gibi görünebilirdi fakat en kötü alınacak bir ikincilikle (ki bunun ne derece mümkün olabileceğini bu sezon gördük) gelecek ekstra yayın gelirleri ve şl katılım bedeli ile hem para hemde prestij sağlayabilirdik. Artık hayırlısı olsun yapacak birşey yok. Bende sene sonuna kadar samet aybaba ile gidilmesi taraftarıyım sonrasına ise bakılır. Bu sene olur ha ikinci falan bitirebilirsek öpüpte başa koymak lazım. Bunun için artık moral bozmaya gerek yok. Biran önce toparlanıp unutmak lazım herşeyi.

YSY dedi ki...

O yüzden yine tribünde olup takımı destekleyeceğim...

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
can dedi ki...

@ james snejder
Buyuk kiyak yapmissin, cok sagol. Gerci Washington'da restoran, bana nerden baksan 3 saat ama seytan da durtmedi degil. Hem ozlenen yemekler, hem derbi. Maci vereceklerse ciddi ciddi gitmeyi dusunuyorum. Yenilirsek de iki tek atar oyle donerim.

Bu arada onumuzdeki haftalarin fiksturune baktim; Sivas deplasmanindaki olasi bir puan kaybini izleyecek bir Inonu'de Fener galibiyeti tribunlerin galeyanina yol acabilir. Bunun da takima hic bir yarar getirmeyecegini daha once gorduk. Gerci Samet'in seneye de kalmasi fikri beni oldugu gibi diger taraftarlari da cok geriyordur. Ama gene de takima maglubiyet halinde bile destek ve moral vermek gerekli. Futbolcular bir sonraki seneye bile toparlanamiyorlar aksi takdirde,

YSY dedi ki...

Bu arada uzun süredir aklımda olan birşey onunla bağlantılı diye burası kapalı'da ki postu görünce aklıma geldi. Yav arkadaş bu lig tv'ye giren çıkan nedir hakikaten. Sanki her hafta gol yiyen kaleci birtek mcgregor. Al volkan'da yemiş her hafta. Temcit pilavı gibi ikide bir daha maç başında totem yapar gibi ne söyleyip duruyorlar. Tamam takım çok gol yiyor onu bizde biliyoruzda bu "değinmeden etmeyelim" "haberiniz olsun ekran başındakiler" mantığı nedir. Hele o adi televole sunucusu bir spikerleri var adınıda bilmiyorum adam 1-1 olduktan sonra uzatmalar 3 dk gösterilince ne dese beğenirsin. "Bu uzatmalarda Allah kanunu gibi hep 3 dk. " Adam resmen antep gol yiyecek diye korktu yani.

YSY dedi ki...

@can ben anlamam arkadaş. artık namus meselesi oldu :) Fener'i inönüde yenmeleri lazım. Bu taraftar patlar yoksa dediğin gibi..

can dedi ki...

@ YSY
Abi en iyisi stada gitmeden patlayip gitmek o maca. Cunku Fener'in ikinci yaridaki maclarinin tamamini izledim ve yeni transferler, ozellikle Emre, onemli bir fark yaratmis. Orta sahalari cok daha dinamik olmus. Bir de berbat da oynasalar oyunun temposunu kontrol edip, pozisyona bile girmeden mac kazanmayi basarabilecek kadar tecrubeli bir ekipler. Bugun Trabzon macinda Emre liderliginde orta sahalari bizim bir turlu yapamadigimiz oyun ve tempo kontrolu, ve pas oyunu anlaminda dokturdu resmen. Trabzon deplasmanindaki o korkunc gergin ortamda pas hatasi yapmadan oynadilar. Bizim gibi hizli hucum konusunda cok iyi degiller ama one gecmezsek kendi evimizde o hucum sanslarini da cok bulabilecegimizi zannetmiyorum. Namus filana dokmeden isi, elimizden geldigi kadar saha avantajini kullanip o maci kazanmaya calisacagiz elbet. Ama ilk yaridaki maci unutmayalim ki kendi futbolcularimizi terorize etmeyelim bos yere.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YSY dedi ki...

Sene sonu Ertuğrul lafları geçiyormuş. Ertuğrul'u severim ama yine henüz erken olduğunu ve şuan için doğru isim olmadığını düşünüyorum. Tecrübeli 50'li yaşlarda hoca lazım bize.

Deniz dedi ki...

Şenol Güneş ve kaleci antrenörü gelsin bize. Kondisyoner olarak da Roland Koch'u alalım tamam.

Mete dedi ki...

Ben de Senol Gunes'i bu takimin basinda gormek cok isterim. Besiktas'a da cok yakisir.

Unknown dedi ki...

ya kusura bakmayın dün serbest günümdü bugün iş başı yaptık yazamıyorum detaylı ama UEFA'dan aldığımız ceza kriterlere uymadığımız için değil evrakta yapılan sahtecilikten dolayıydı. bu bir.. yani Demirören için elle tutulur bir şey yok diyoruz ya o bakımdan diyorum...

ikincisi YSY, bjk4ever ile birlikte basketbol şubesini çokça eleştirdik, yanlış yönetildiğinden bahsettik etraflıca, arkadaşlar dalga geçtiler hatta.. benim eleştiri tarzım yapıcı olmayabilir ama zaman umarım beni yanıltır. şuan için olumlu gördüğüm tek şey, ben f.o. yönetimine güvenmiyorum, yaptıkları ve yapamadıklarını ortaya koyunca elde pozitif bir şey görmüyorum, siz daha erken diyorsunuz en azından.. neyse dediğim gibi inşallah siz haklı çıkarsınız da f.o. efsane olur, siz gurur duyarak alkışlarsınız, ben hafif utanarak kızararak alkışlarım... selametle...

Unknown dedi ki...

"şuan için olumlu gördüğüm tek şey"


"şuan için olumlu gördüğüm tek bir şey bile yok.." olacak..

BJK4EVER dedi ki...

Onun bize verdigi zarar 10 milyon euro civarinda diyelim. Sen bunu adamin onune koy, ertesi gun kulupten borcu olan 20 milyon euro'yu (ilk senet) ister. O zaman ne yapacasin peki? Bunlari da dusunmek lazim.

Tabii sen simdi evrakta sahtecilik yonunden gidiyorsun, bilgilisin az cok. Bazi taraftarlar hala Tabata'nin 8 milyonunu aliriz, adam bizim ona olan borcumuzu hibe etmek zorunda kalir vs zannediyor, bu isleri bu kadar basit zannediyor, ona karsi cikiyorum ben.

Basket subesini konusmaya gerek yok. Yonetimden tut hocaya kadar, taraftara kadar ve oyunculara kadar rezil bir sezon geciriyoruz. Tam anlamiyla rezil durumda bir takim. Insallah sezon en cabuk sekilde biter de seneye tamamen sifirdan bir baslangic yapariz.

Basketbol subesi disinda da yonetimin ciddi anlamda basarisiz oldugu birsey gormuyorum acikcasi.

Unknown dedi ki...

Ekşi Surat İnternet Günlüğü Hiç anlamış değilim bu trübün neden boş tamamen doldurmamız gerekiyor

Yorum Gönder

Ara