25 Ocak 2013 Cuma
STSL19 / Galatasaray - Beşiktaş
Pazar / 19.00
Liderlik mücadelesine, deplasmana gidiyoruz ve 2 puan gerideyiz. Rakip Sneijder gibi bir ismi transfer edip psikolojik üstünlüğü, en azından geçici bir süreyle ele almış. Hücum çeşitliliğinin işlerliğinde temel elemanlardan Almeida sakatlandığı için sahada yok. Fernandes belli ki henüz hazır değil. Skor tutamama sorunumuz devam ediyor.
Tam Beşiktaşlı olunacak maç değil mi bu?
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
81 Yorum:
Galatasaray'dan bu kadar korkmamaliyiz acikcasi. Kasimpasa bile dort hucumcuyla cikip catir catir oynadi, sag onde Hilbert falan bunlara hic gerek yok.
Hoca Holosko'yu ucta oynatir mi bilemem. Gayet basit ve mantikli bir tercih, ama Ankaragucu maci disinda bunu hic denemedi, ki ozellikle bazi maclarda boyle bir formasyona donmek mantikliydi, ama denemedi.
GS'nin defansi kesinlikle cok cok zayif. Holosko o bolgede dinamikligiyle is yapar. Sag kanat icinse bence Olcay dusunulebilir, sol tarafta da onde Ugur veya Gokhan oynayabilir. Ozellikle Ugur Sabri'nin zaafiyetlerinden yararlanabilir, birebirde etkili bir oyuncu.
Bence asil kritik nokta onlibero olacak. Necip ve Veli oynarsa sikinti olur, geride Ersan/Escude onde Toraman olursa daha hayirli olur bizim icin. Benim gonlumdeki 11:
------------McGregor------------
Hilbert---Sivok---Ersan---G.Suzen
----------Toraman--Necip---------
Olcay-------Oguzhan-------Ugur
----------Holosko----------------
6-4 aliriz...
Psikolojik Üstünlük Galatasaray tarafında şeklindeki yorumlar açıkcası bizi hırslandırmasından öteye gitmeyeceği kanısındayım. Basının bu tarz haberlere yer vermesi ve yeni transfer konusu Gs tarafını bu noktada abluka altına almış durumda, henüz maça adapte olmalarını beklemiyorum ki bu ücrette bir oyuncuyu sahaya sürmek ve performansının analiz edilmesiyle ortaya çıkacak problemleri şimdiden görebiliyorum.
Hiç bir baskı altında olmadan sahaya çıkacak olan Beşiktaşımın her açıdan bana göre favoridir. Gol atma sorunumuz yok, rakibi tutamama sorunumuz var. Fernandes ve Ön liberolu oyunla bu hususu ortadan kaldırabiliriz. Oğuzhan, Holosko ve Olcay yıpratıcı bir güç olarak sahada olacaktır. Rakibin savunma zaaflarını bilmeyenimiz de yok. bana göre tek husus Burak Yılmaz'ın sahada ki ekstraları ( sahtekarlık ) penaltı, frikik gibi duran top organizasyonuna dönüşmesi olurki, beni en çok rahatsız eden taraf bu...
gs savunması çok kötü, stoperlerinin üzerine top sürebilcek, araya kaçabileck iki hızlı elamanımız da var.ozi ve ferdi orta sahada pas trafiğni ortalama bir performansla bile sahaya yansıtsa olcay ve holosko bir çok fırsat bulur bence biraz şansla farklı bir skor bile çok uzak değil. almeyda bence sistemin çok önemli bir parçası ama bu maç için çokta ihtiyacımız olacak adam değil hatta pektemek sakat olmasaydı olcay pektemek holosko tadından yenmezdi. iyi senaryonun dışına çıkacak olursak gsnin stoperlerinin oyun kurmasına izin verirsek işimiz var demektir zira gsnin orta sahası tamda istemeyeceğimiz teknik kapasitesi yüksek bir orta saha. her iki takımında farka gitme ihtimali bulunsa da biz klasik rakip stoperlere sürekli basan, dikine çabuk hücuma çıkan, rakip ceza sahası içinde hızlı çoğalan takım özelliklerimizden ödün vermezsek 3 puana yakın taraf oluruz aksi durumda gs oyun kontrolünü eline alır biz rakibi kendi orta sahamızda beklersek liderliği bir kaç hafta ötelemiş oluruz.
açıkçası toraman'ın savunmanın önünde olmasının şart olduğu bir maç bence.
bunun yanında oğuzhan, iniesta gibi almeida'nın yokluğunda sol açığa konulabilir. bu durumda olcay da sağda holoskovari bir oyun oynayabilir.
tek sıkıntı galatasarayın oyun sisteminin önde baskı olması ve bizim bu baskıdan sıyrılmamızın zorluğu. sıkıştığımızda başvurduğumuz "almeidaya uzun top" da bu maçta mümkün değil. Bu sebeple fernandes eğer oynayabilecek durumdaysa (geçen maçta çok kötüydü) mutlaka sahada olması gerekiyor. Yani kadro:
Holosko
Oğuzhan-Olcay
Ferdi-Necip
Toraman
Gökhan-Ersan-Sivok-Hilbert
McGregor
olmalı bence.
NTV'de Uğur Boral sezonu kapatmış haberi var, doğru mudur? Sevmesem de üzüleceğim. Nedir bu şansızlık?
Yenmemiz lazım
Beraberliğe razıyım ama yeniliriz.
Almeida'nin sirti donuk oyununu Holosko'dan bekleyecegiz ama o tarz bir oyuncu degil o.Hal boyle olunca Holosko'nun yuzu donuk,kaleye direkt kosularindan mahrum kalacagiz. Almeida'nin olmayisi buyuk sikinti.
Toraman kesinlikle on libero oynamali; aksi taktirde orta sahamiz duser. gs kotu motu ama moralmen ve kagit ustunde ustunler. Ben beraberlige uzulmezdim sanirim bu macta. fb maci gibi olmasin da...
Dentinho oynamalı :)
McGregor, Mehmet Akgün, Sivok, İbrahim, Gökhan Süzen, Necip, Veli, Fernandes, Hilbert, Olcay ve Holosko.
Afedersiniz ama bok gibi bir ilk 11 olmus. Hilbert'in sag acikta birsey yapamadigini defalarca gorduk. Toraman'in savunmada berbat, orta sahada faydali oldugunu gorduk, yine stoperde herif. Escude su 5 yabancili 11'de zorlu tecrube isteyen derbide stoperde oynamayacaksa ne zaman oynayacak? Veli'den faydasiz bir adam mi Escude? En az 2 farkla maglup oluruz bu kadroyla, insallah yanilirim.
muhtemel oyuncu değişikliklerimizi de yazalım tam olsun.
fernandes devam edemeyecek gibi olursa en geç 45'te oğuzhan veya dentinhoyla değişir. 1 gol gerideysek 80 gibi dentinho mehmet akgün hilbert ikilisinden hangisi kötüyse onun yerine girer. herhangi bi sakatlık yaşanmazsa 65-70 arası ve 80-90 arası yapılan toplam 2 oyuncu değişikliğiyle maçı tamamlarız.
bu kadroyla zerre umudum yok şu maçtan, ama istanbul'da kar yağışı ne durumda bilmiyorum. eğer sahayı etkileyecek düzeydeyse saha şartları yüzünden pas dağıtımı olumsuz etkilenecek fernandes - oğuzhan ikilisindense rezil bi zeminde rakiple güreşmek için çıkan necip - veli ikilisi daha iyi olabilir. ama yok zemin gayet normal durumdaysa geçmiş olsun, puan farkı 5'e çıktı demektir.
evet. tedbiri elden bırakmamak lazım. fernandes yerine ersan'ı alıp 90. dakikaya kadar skoru 1-0'da tutup uzatma dakikalarında atacağımız iki golle maçı kazanabiliriz sanırım.
Yine kafadan gol yedik,son yıllarda GS maçları hep böyle başlıyor
Bravo Olcay bravo Toraman...
takımı bir arada tutmada çok iyi olduğu kadar berbat bir taktisyen olan korkak hocamıza sevgiler...
bu hocaya transfer falan yapmasinlar amk. ezigin teki. altyapidan 11 kisi versinler onlarla takilsin. toraman da toraman baska bir bok bildigi yok. toramanlar kovalasin seni amk.
ha bu arada belli ki nurtopu gibi bir polemigimiz olustu: Oguzhan ile Fernandes birlikte oynamaz.. lkasjlkajslkjsla
walla yalan yok ben de ekşiye böyle bir kadroyla çıkmamız ideal olur diye yazmıştım oğuzhan tercihi dışında .
mehmet akgün 1 parmak balı çabuk tüketti antalya maçından gelen yapacak birşey yok.
samet aybaba sistem filan değiştirip maç kurtaracak adam hiç bir zaman olmadı.maç veren oldu ama alan hiç olmadı.
en fazla yapacağı akgün'ü çıkarıp dentinho'yu almak ve ferdi'yi çıkarıp oğuzhan'ı almak olacak.o da gs 2. yarı büyük ihtimalle oyunu tutmak için oynayacağından samet'in taktikleri işe yarıyor durumuna gelecek.
mehmet akyüz'ü oyuna almasından korkuyorum ben.
Ya ben harbiden anlamiyorum arkadas. Senelerdir burada antrenorlerden sikayetciyim, ama mac oncesi soyluyoruz sacmaliklari, aynen dedigimiz cikiyor. Ya biz futboldan cok anliyoruz, ya da bu herifler mal gerizekali bir bok bilmiyorlar.
Arkadas, futbolda en cok istikrar gerektiren bolge savunma. Simdi ben bizim savunmaya bakiyorum. Sezon basindan beri Ugur-Ersan-Sivok-Hilbert oynuyor. Ugur sakat zaten yerine G.Suzen geldi tamam. Ama Ersan saglamken bomba Toraman'i oynatiyorsun, Hilbert varken Akgun'u oynatiyorsun. Birbirine alismis 4 kisiden 3 kisilik degisiklik cikiyor, bu nasil is arkadas? Biri bana bunu aciklasin yahu? Su pust spiklerler de mal mal konusup duruyor, Almeida sakatlaninca 3 degisiklik yapmak zorunda kalmismis. Amk Almeida sakatsa onun yerine Batuhan oynarsa, ya da olmazsa Sinan oynar arkadas, bu kadar basit, hic degisiklige gerek kalmaz arkadas. Bunu dusunecek beyin mi yok sizde? Antrenor mal, spikerler mal, herkes gerizekali anasini satayim. 1 gram futbol zevki kalmadi amk. Sonunda illallah dedirtiyorsunuz adama.
Ayrica bu GS'yi de sisirmeye gerek yok arkadas. Dreamteam dediginiz takimda yemedigi kufur kalmamis Umut, Sabri, Emre Colak oynuyor. Adamlarin stoperi Danny arkadas. Ve sen bu takima karsi ezilip buzuluyorsun. Mesut Bakkal, Hikmet Karaman, Yilmaz Vural kadar bir yurek yok arkadas. Bize gelen antrenorlerin tamami niye ya ezik buzuk korkak oluyor ya da tamamen cilgin oluyor anlamiyorum. Hic bu isin normalini yapacak, normal bir antrenor yok mu?
bu sene hem fb'yi hem gs'yi bitirme şansı geçti elimize. alex'i gönderen fb'yi deplasmanda yensek darmadağın olacaklardı. şimdi de sneijder'i transfer edip sene başındaki "küçük dağları ben yarattım" davasına dönen gs'yi yenip özgüvenlerini yerle bir edebilirdik. iki maçta da abuk subuk kadro seçimleri ve kötü oyunla fırsatı teptik. hoş bu maçta yine bi şans geçti elimize, daha devre arasında attık golü, şimdide melo kırmızı gördü ama yine de gol atmamız çok zor.
10 kişilik takıma baskı kuramıyoruz, o da yetmezmiş gibi baskıyı biz yiyoruz.
Oğuzhan keşke yapmasıydın bunu..ama sanırım küfürden gitti melo
Oğuzhan dökülüyor resmen
Insallah Mehmet Akyuz, Veli ve Mehmet Akgun sakatlanip sezonu kapar da bir daha izlemeyiz. Veya Samet Aybaba bir sekilde defolup gitsin. 30 dakika 10 kisi oynayan takima karsi birakin pozisyona girmeyi, rakip kaleye giremedik neredeyse.
abi 2. yarı ne olsa bu maçı kazanabilirsiniz diye aybaba'ya sorsalar direkt rakip 10 kişi kalmalı , erken gol bulmalıyız ve terim bütün forvetlerini çıkarmalı derdi sanırım.
bir penaltı eksik , maç beşiktaş'a gelmek için resmen yalvardı.
ama biz ne yaptık ?
adamlar 10 kişi kaldıktan sonra 29 dakikada beşiktaş'ın kaleyi tutan şut sayısı " 1 " .
ben böyle birşey görmedim abi.şanssızlık olur goller kaçar hepsine eywallah ama 10 kişi kalmış gelmeye hiç niyeti olmayan bir takım 5 tane net pozisyon buluyorken bizim tek şutumuz var.
samwet aybaba neden şimdiye kadar bjk teknik direktörü olamadığını bizlere hatırlattı maalesef.
Fernandesin bir katkisi olmadigi gibi Oguzhan'in oyununu da bozdugunu dusunuyorum. 60'dan sonra Terim cok akilli is yapti takimi geriye cekerek biliyo bizdeki kazmalarin kilidi acamayacagini. Hizli hucumlarimiz falan bitti o an itibari ile.
şu maçı şu durumda rizespor dahi olsa çevirirdi. takımın kalitesini bu kadar nasıl yere düşürebilirler aklım almıyo yazık.
10 kisi kalmis rakibimize karsi 30 dakika sag acik Necip ile oynadik. Necip'in yerine giren oyuncu da Mehmet Akyuz. Batuhan ve Sinan Kurumus ne diye alindi diye merak ediyor insan? Boyle ezik, korkak bir antrenor olmaz. Insallah Samet Aybaba gonderilir de oyuncularin emegine, mucadelesine yazik olmaz.
devamlı büyük maçlarda yenilen bir beşiktaş, devamlı. yani şu bir istatistik çıkarın.
gaziantepspor mu beşiktaşmı daha çok yenilmiş son 5.6 senede. bir bakalım. ben arada fark olacağını düşünmüyorum.
dentinyo da bir nev-i burak yilmaz turevi olmaya aday palyacoymus.
Hoca maalesefki takımı hazırlayamamış. Gs bizden çok daha konsantre olmuş maça. Devre arası pek yaramamış gibi görünüyor. Ayrıca şu veli oynayınca takım iyi gitmiyor. Var bir cenabetlik
Samet Aybaba sayesinde tipik, güçlü arada büyüklere ters gelen bir takım olma huviyetine büründük arkadaşlar. Anadolu'nun yeni kaplanina Merhaba deyin simdi...
Hey Allah'ım ya. Samet'ten büyük takım td'si olmaz diyenlere çok kiziyordum bu maca kadar çooook. ..
geçen sezon 3 yenilgi 2 beraberlik(gs.fb ilk yarı) trabzon galibiyeti ilk yarı quaresmalı sezon theo süper final ilk 3 mac yenilgi sonra fener galibiyeti ts gs beraberliği. sonuçta çok bişey değişmemiş. ha hepsini yenilse ne olacak aq bırakalım mı bu takımı desteklemeyi? cenk e yapılan gibi sahaya girip futbolculara mı sövelim sameti mi dövelim?
ayrıca geçen sezon boksporları öyle ahım şahım yenemiyorduk ki bu kadar güçlü değillerdi o boksporlar.
Samet hocanın açıklamasını dinledimde...yeterli kaliteli oyuncumuz yok diyor olanlarda sakat, hazır değil vs..hocam rakip takım en az bizim kadar yenilmiş ve berabere kalmış. Yenen nasıl yeniyor peki ? Anadolu takımları messi yimi klonladı bizim haberimiz yok.
Samet'e hak veriyorum. Bizim takimimiz gecen hafta oynadigimiz IBBden bile daha kalitesiz oyunculardan kurulu. Simdi cikip Fernandes falan demeyin, 2 yanar doner hareket yapinca hepinizin basi donuyo. Bunun disinda kalanlardan elle tutulacak bir tek Almeida, Oguzhan, Sivok var. bu kadar, ve bu takim liderin 5 puan gerisinde.
Ben ibb'den bile kötü olduğumuzu düşünmüyorum. Kusura bakmayın o kadarda değil. Türkiyenin en büyük klüplerinden birisiyiz. Arkasında milyonlarca taraftarı var, tesisi var sponsoru var vs.. Şu takım artık derbilere özgüvenli çıksın, yensin artık..
beyler boşverin purplepurple'ın dediği gibi "sikimize kadar"
http://www.youtube.com/watch?v=-VzJv3B6W5I
Açıkçası theo'nun söylediği şeyi yaptığımız bir Fenerbahçe maçı vardı Schuster'in ilk geldiğinde, ama yine kazanamadık. Bir de Denizli döneminde 3-0 yenildiğimiz bir maç vardı ki aynı şekilde çok gol pozisyonuna girmiştik. Ancak sorun bana biraz daha psikolojik gibi geliyor. Maç geldi dediğimiz her anda "beceriksizlik" ayyuka çıkıyor, bunun da iyi oyuncu kötü oyuncu ayrımından değil, takımın kendi ruh haliyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Almeida'nın geçen sene Fenerbahçe maçında kaçırdığı karşı karşıya da aynı şekilde. Sonra yine aynı şekilde Kleberson atar son dakikada, hop dönersin Tuncay atar golü, hiç olmadık adamlar Kezman ve Güiza kral olurlar. Bunların hepsinin bir oyuncuya yıkılmasını da doğru bulmuyorum ancak, Toraman defansta lider olamıyor, sorumluluk alması mühim değil, defansı devamlı kontrol edebilme yeteneği.
Şanssız olduğumuz maçlar da var, geçen sene Gs'yi evimizde yenemediğimiz maç buna örnek olabilir. Ya da geçen sene Fener'e 2-0 yenildiğimiz maçta Ernst'in tavan vurduğu top. Bu sene ise takım daha özgüvenli oynuyor, ama ne oluyorsa artık derbi maçları gelmesin diye dua etmeye başlayacağız. Yok yani yenebileceğimize kimse inanmıyor, teknik direktör dahi, halbuki rakip takım üzerime gel diyor ne oluyorsa o anlarda bir anda tutukluk başlıyor. Gitsek atacağız belli, ama gidemiyorlar. Heralde derbi maçlarına özel diziliş yapan tek takım biziz, Trabzon, Bursa bile kemik kadroyla oynamıyor önemli maçlardan önce, Bjk 4 Ever'ın dediği gibi, oynatsana abi takır takır oynayan kadroyu, en fazla bir değişiklik yap olmadı iki, kendi oyun tarzının dışına çıkınca rakip takımın oyununa mahkum oluyorsun. Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da bir fırsatı daha teptik, gs illa ki puan kaybedecek kaçarı yok, ama bizim takımın reaksiyonu ne olacak, artık "öteki" ne göre hesap yapmayı ne zaman bırakacaklar merak ediyorum iyi-kötü oluşmuş oyun tarzı ve ivme yok yere heba olmasa bari.
Valla ortada bir sorun var ama artık nedir bilemiyorum. Herneysede gına getirdi. Hoca diyor ben antremanda dedim böyle böyle yapacaklar diye maça çıkıyoruz dediklerimi yapmıyorlar diyor ama bu hal sene başından beri böyle. Futbolcu kalitesi dedikleri şey bu olsa gerek...ama dediğim gibi artık sıktı. Şu takım bir istikrarlı futbol oynasın.
Arkadaslar,
Gecen hafta bu blogda bir kullanici buradaki diger kullanicilara cok agir kufurler etti, kendisinin yorumlari da burada yayinlanmayacak bu yuzden.
Lutfen ona cevap vermeyin. Lutfen. Lutfen.
Sevgiler.
@theotheo
Ben de çok üst düzey kaliteli futbolcularla oynadığımızı iddia etmiyorum, ama elinde iyi kötü oturmuş bir kadro var, tek eksik Almeida, şimdi onun gibi oynayabilecek başka bir oyuncumuz da yok. Zaten bugün baskı oyununu yapamamamızın sebebi de yine Holosko'nun onun orada yarattığı genişliği yaratamaması, ama Almeida yok diye de defansı tamamen yıkıp bozmanın anlamı ne onu anlamıyorum. Veli'nin olmadığı dönemde orta saha bir kimlik kazanmışken Veli kaç maçtır takımı orada top yapma konusunda geriye itiyor, Toraman bile daha olumlu oynuyordu. Maçı kesinlikle kazanma niyetimiz yoktu, çıkan kadro da bunu gösteriyor. Derbi maçlarında beraberlik için oynuyoruz, olursa galibiyet diye. Eğer zihniyet eleştirilecekse sorun burada, GS İnönü'ye kazanmak için geliyor biz ise korkuyoruz.
Önde baskı oyunuyla kazandığımız maçlar da var, öyle duran top falan olmadan, ama fark şu bugün Fatih Terim sırf psikolojik baskı oluşturmak için Sneijder'i oyuna aldı, biz ise takıma en başından itibaren psikolojik olarak geri çekilmeyi anlatıyoruz ya da böylesi daha kolayımıza geliyor. Bunun oyuncuların yetersizliklerinden doğmuş bir zorunlu sonuç olduğunu söylüyorsun, ben ise Beşiktaş'ın en yetenekli oyunculardan kurulu zamanlarında dahi böyle oynadığını söylüyorum. Lucescu zamanında öyle süper sonik yıldızlarımız yoktu, ama teknik direktör oyuncu psikolojisini yönetmeyi iyi biliyordu, ee orta karar adamlar o dönemde hala konuştuğumuz yıldızlar haline geldi bkz. Pancu, Ronaldo, Ahmet Yıldırım.
He pas oyunu oynanmasını tabi ki isterim, ancak öyle bir anda olacak iş değil o, bugün elde var olan oyuncu profiliyle olabilecek en iyi ihtimal kimya yakalandı. Bir şekilde de işliyor, orta sahamız öyle kötü falan da değil ama takımdaki alternatif çok az. Aybaba da kendince bir şeyler deniyor, ancak şu deneme işini derbilerde yapması takımı bozuyor. Rakip takım da biraz daha oturaklı olunca- ki kesinlikle iyi değiller- takım ezbere dönüyor, bugüne kadar kısmi kazanılmışlıklar, görece oluşan oyun yapısı bir anda unutuluyor. Sorun rakibin bizi oynatmaması değil, biz ona göre oynamaya karar veriyoruz, yoksa aynı düzende ısrar edilse GS nin bir sürü defosu var, onlar ortaya çıkacak. Bugün maçı izlediğim yerde ki taraftarın yüzde 90 ı gs'liydi, yüzlerini görmeliydin, Beşiktaş doğru düzgün bir şey üretememesine rağmen adamlar kangren geçirdiler, ilk yarı sonunda "hadi geçmiş olsun diyen" adamın sıkıntıdan yüzü kıpkırmızı olmuştu. Halbuki rakip bize bizden daha çok önem veriyor, daha çok korkuyor, sen ise hala ezbere Anadolu takımı olduk lafını söyleyip duruyorsun.
@Shelbyl
Yorumu önceden yazmıştım, ancak küfür etmediği sürece burada yazmasında bir sakınca görmüyorum, öbür türlü alternatif fikri yıkıp kendi kendimize çalıp oynarız. Ama yine de blog yöneticisi olmadığım için son karar sizin.
ben burayi her ne kadar cokca sacmalasa da teoteosuz dusunemiyorum.
mantikli oldugu zamanlar mantiksiz olanlarin yaninda minicik yer edinse de kufretmedigi surece takilsin.
eglensin, eglendirsin.
onunla bi maca gitmek istiyorum halen, -karabuk maci olabilir bu. merakim ne kadar 'gercek' oldugunu gormek.
ben ilgi gormek istedigini saniyorum. bi sekilde ilgi..
bu geceden bahsetmeliysek eger; ben ilk yaridaki fb macindan hic ders alinmadigini gordum.
hayatinda ilk defa yan yana oynayan defans oyunculari gordum.(bir tanesi bbu yil sadece bir devre oynami$)
almeida'nin kafasi olmayinca kilitlenen oyuncu toplulugu gordum.
halen ama halen acemilikler yapan bir necip gordum.
defansta 'olmayacagi' a$ikar toraman gordum.
ne yazik ki derby deplasmanlarinda yenilgiye ali$an bir kulup ruh hali gordum.
takimin deorganize olmasi,rakibin hic abartildigi kadar iyi olmamasi,ustune ustluk yarim saat on kisi oynamasi,veli'de neden israr edildigi,hasan turk'e ne oldugu .. uzerine konusulacak seylere eklenmeli sanirsam.
JimmyLue ve Yani,
Arkadaslar anladim, genis ve hosgorulu insanlarsiniz. Yalniz sanki alternatif ve aykiri fikirleri varmis da ondan dislaniyormus muamelesi yaptiginiz adamin bir fikri yok yahu! Bir kac yorum once James Snejder arkadasin usenmeden yaptigi kolaj gostermiyor mu ne derece tutarsizca sacmalayan bir adamla karsi karsiya oldugumuzu. (Ki ne olursa olsun, yaptigi mantiksizlik da olsa, ilgi cekmeye calistigini JimmyLue zaten soylemis) Bu bir fikir ozgurlugu, farkliliga saygi vs. meselesi degil. Dupeduz blogu sabote eden, her firsatta Besiktasla ilgili her seyi asagilayip, rakip takimlari manasizca yucelten, her aklina estiginde insanlara kufreden, pek cok insani bu blogdan sogutan, blogdan ban'lendiginde bile gitmeyecek kadar yuzsuz, terbiyesiz, karaktersiz bir adama Besiktaslilik kardesligi, kalenderlik vs. gibi bahanelerle tavir koymama luksu sizin yaptiginiz. Lutfen kisisel almayin; yazilarinizi zevkle ve saygiyla okuyorum ama internette ve anonim de olsa kamusalligin, takimdasligin ve kardesligin bir ahlaki vardir, olmalidir. Surekli birilerine erkek egemen saldirgan bir dille ana avrat kufreden, sonra da hic bir sey olmamiscasina yilisikca muhabbete devam eden bir adamin su blogda olmasi, sizin gibi arkadaslarca korunmasi, ve buna da Shelbyl disinda da bir blog yoneticisinin mudahale etmemesini ben kiniyorum. Ozellikle de blog yoneticilerini! Cercevesini kendi cizdikleri kurallari uygulamama kararliliklarini da hayretle karsiliyorum.
Kadromuz o kadar kotu degil. Ama antrenorlerimizin cok sacma sapan isler yaptigi, sapittigi ortada. Oyuncu yetersiz kalir kaybedersin anlarim, hakem hatasina sinirlenirsin ama ondan dolayi kaybedersen anlarim. Ancak koskoca Besiktas boyle sacma sapan antrenor hatasiyla kaybetmemeli. Kimse kadro yetersiz falan demesin.
Bu takimin en tecrubeli oyuncusu Escude. Adam kac tane Avrupa macina cikmis, yillarca Real Madrid'e Barcelona'ya karsi oynamis bir adam. En cok tecrube gerektiren mevkide oynuyor ustelik, sen yine kalkip karin agrisi Toraman'la cikiyorsun maca. Bunun izahi falan olmaz hocam.
Almeida sakat, buyuk eksiklik anladik. Ancak Almeida sakat oldugu zaman ayni tipte bir oyuncu olan Batuhan alindi eksikligi belli olmasin diye. Sen kalkmissin Batuhan'i oynatmiyorsun, hadi Batuhan kilolu hazir degil falan neyse. Batuhan yetersiz diye uc forvet olarak Sinan alindi, o niye oynamiyor? Niye takimin tertibinin icine ediyorsun hocam? Boyle mantik mi olur? Adam 1 hamleyle hem hucumu hem orta sahayi hem defansi tamamen bitirdi ya, helal vallahi!
Uzerinden 1 gun gecti hala uzgunum, sinirliyim yahu. Merak ediyorum, bu Besiktas'a 1 tane adam akilli antrenor gelmeyecek mi?
Yapmamiz gereken seyler o kadar basit ki. Oguzhan-Fernandes birlikte oynayacak, Toraman sadece onliberoda kullanilacak, Gokhan-Ersan-Sivok-Hilbert hicbir sekilde bozulmayacak, Necip ve Veli one gectigimiz maclarda sonradan girip skoru korumamizi saglayacak. Bu kadar zor mu arkadas? Yani bunu herkes goruyor da bir antrenor nasil goremiyor arkadas? Bunu nasil bir insan goremez yahu? Biri bunu bana izah etsin, kafam almiyor arkadas....
Benim de en takıldığım nokta o. Daha önceden yapardık bu işi biz, takımda bir kişi sakatlandı mı üç kişinin yeri değişirdi. Takımda bir kişi sakatlandı mı, onun mevkisine adam koyarsın sadece, çalışan sağ beki, çalışan sağ açığı bozup takımın kimyası ile oynamazsın. Bu garanticilik yüzünden (ki vermiyor hiç bir sonuç) kaybettik dün maçı. Sağ beke akgün geçti, onun hatasıyla gol yedik. hilbert sağ açıkta kayıptı. Holosko santrforda kayıptı. Tek yapması gereken almeida yoksa yerine mehmet akyüz, dentinho, sinan'dan birini alıp koymaktı. en azından belki almeida'nın katkısını veremezdi o adam ama, holosko ve hilbert kendi oyunlarını oynardı.
Benim açımdan maçın özeti bu. Bu şekilde kimyamız bozulup oyunumuzu oynayamayınca maç da gitti. Kötü oyuncularımız olduğundan falan değil. cincon da top oynamadı yoksa.
Bence Yilmaz Vural bir sansi hakediyor. Samet Hoca iyi adam hos adam ama korkak. Deplasmanlarda hele hepten ezik. Bu yuzden madem birinci sinif yabanci bir hoca getirecek paramiz yok o zaman daha az korkak bir yerli hoca alsak fena olmaz.
Samet Aybaba'nın gelmesine karşı çıkanlardan biri de bendim. Şimdi burada, kaybedilen bir derbinin ardından "haklı olduğumu" ya da "doğru düşündüğümü" savunarak saçmalamayacağım elbette. Sonuçta on maç üst üste kazanır takım şampiyon olur vs...
Ama o dönemde kimse, benim gibi düşünen insanları dinlemedi. Bizim derdimiz, takımın/kulübün geriye doğru attığı adımdı aslında. Bir nevi o Avrupa vizyonundan Anadolu topraklarına dönüşe karşı bir duruştu.
Kim ne derse desin, mesele asla Quaresma olmadı, onun temsil ettiği değerlerden vazgeçmek oldu. Dünya standartlarına çekilmek istenen bir vizyondan vazgeçmemek gerekiyordu. Ayrıca Q7 ve "pahalı futbolcu" tanımlarını da karıştırmamak lazım. Sonuçta Beşiktaşımızın maddi olarak bir sıkıntısı varsa elbette kimse gidip on milyonlarca euro harcansın istemez, ama bunun tek yolu da bu değil.
Çok düşük ücretlerle de bazı şeyler sağlanabilir. Ama öncelikle antrenörden başlamak kaydıyla, futbolcuları bir üst seviyeye, Avrupa çıtasına yükseltecek birileri/yöneticiler lazım. Şimdi Avrupa'da oynamıyoruz diye sırıtmıyor elbette ama orada olsaydık halimiz ne olacaktı, tahmin bile edemiyorum.
Tecrübeli denen Samet Hoca'nın, kendi liginde Galatasaray'a karşı kurduğu kadro ve acemilik ortada iken, biz kendi evinde kaplan olma hayaliyle, yıllarca Avrupa platformunda aval aval gezinmek zorunda kalacağız demektir. Çünkü bir de hocanın orayı öğrenmesi -ki kendi liginde öğrendiği ortada- gerekecek, böylece mücadele eden "3.5 uncu büyük takım" olarak giderek çaptan düşeceğiz.
Bazıları da karıştırıyor, zannediyorlar ki Samet Hoca başarılı olunca utanacağız. Ya hu, hangi taraftar takımının kaybetmesine razı olur?
Değil Samet Aybaba, azılı düşmanım bile Beşiktaşıma antrenör olsa yine desteklerim. Şampiyon olmayı ben de isterim ve şu maça kadar inanıyordum ki, şampiyon olacaktık.
Ama bu vizyonsuz hareketler gerçekten umut kırıcı. Samet Aybaba'yı yollamak çözüm olmaz elbette, bu sene geçirilecek bir şekilde.
Yine de insana koyuyor ve bu aslında bir derbi yazısı değil, gelişen ve Feda adı altında bize dayatılan "küçük kulüp olma" haline karşı bir isyan esasında.
Bence şiddetle buna karşı çıkmalıyız.
Fazla da eski muhabbetlere dönmek niyetinde değilim, bir yol/vizyon seçildi ve gidiliyor.
Fakat söylemeden edemem milyonlarca euro harcamadan da bir şeyler yapılabilir, Avrupa'da bunun onlarca kanıtı var.
Sonuçta Mehmet Akgün ve Akyüz ile oynuyoruz.
Ve bu sefer faturayı Samet Hoca'ya kesmek zorundayız.
BesiktaskUlan'a katilmamak elde degil. Bu ugurda harcanan Ibrahim Altinsay oldu, isin en aci kismi da budur maalesef.
maç maç gitsek daha iyiydi
Hoca diyorki "Almeida sakatlanınca bütün planımız bozuldu, Holosko'nun ileride top tutamayacağını biliyorduk" Ya Allah aşkına kendin söylemişsin zaten be adam, kendin daha başta olacağına inanmamışsın. Daha ne oynattın o zaman holoskoyu orada. Koy başka forveti, bozma kadroyu. Bana rakip takımda çok iyi oyuncular var, bizde yok gibi bahanelerle gelme. Gs'yi bu sezon yenmeyen kalmadı. Adam gibi hazırlasaydın o zaman takımı. Bana kalırsa bunlar büyük takım tecrübesi olmamasından kaynaklanan sorunlar. Allah iyi etsin.
Teo,
ya bu zihniyet meselesi dersen bu seneki halimizi değil, geneli eleştiriyor olman lazım. 7 sene evvel adamlarda lukunku oynuyordu, bizde sergen oynuyordu. Yani sırf son iki senede hem galatasaray'ın hem beşiktaş'ın kadrolar neredeyse baştan aşağı değişti, yönetimler değişti, anlayışları da değişti. Bu yüzden bizim galatasaray karşısındaki başarısızlığımızı 7 sene üzerinden değerlendirdiğin zaman kendi argümanlarını desteklemek için kaçak güreşmekte olduğun sonucuna varıyorum, kolaya kaçma, adabıyla savun demek istediğini. Ve biraz tutarlı ol. Bu sene feda sezonu, sıkıntı yok dediğin postların da var bu blogda, önemli olan stad dediklerin de var, bir de adamlar şınayderi aldıktan sonra yine karamsarlığa kapılıp niye böyle vizyonsuzuz dediklerin de var. Onu anlayamıyorum.
Benim bu sene şampiyon olmak gibi bir beklentim yoktu en başından. Hala da yok, güzelce mücadele etmek önemli benim için şu aralar. Onu yapıyoruz. Arada Samet'in amatörlükleri oluyor, futbolcuların amatörlükleri oluyor puanlar veriyoruz. Maddi durumumuzu toparladıkça bu kadronun oyun aklını, yeteneğini, uzmanlığını vesairesini direk üst seviyeye çıkaracak adamları da alma fırsatımız olacak, hem oyuncu hem de teknik kadroya yönelik. O zamanlar gelince şu an senin gözünde büyüttüğün adamlarla zaten baş edebiliyor olucaz. Önemli olan şu an içinde bulunduğumuz durumu iyi analiz etmek, beklentileri ona uygun hale getirmek, sahada mücadele eden çocuklara saygısızlık etmemek.
Ve Hilbert sağ bekte olsa o orada olsa olur muydu diyosun, olurdu. Sen ne kadar olmazdıya inanıyorsan ben de o kadar olurduya inanıyorum. Takımın kimyasını bozdu Samet, benim için üzücü olan o. Kendi oyun tarzımızda oynasaydık Mehmet Akgün'ün Emre'yi öyle boş bırakmamış olacağını ön görüyorum ben sadece. Sen daha genel bakıp ne alakası var, herifler şınayderle drogbayla oynuyolar diyosun. Genel olarak baktığın zaman da ben sana diyorum ki, bu herifler madem şınayderle drogbayla oynuyorlar, neden bizden anca 2 puan çok toplamışlardı bu maça kadar?
@ Can
Bence olabilecek en iyi çözüm görünmezi oynamak, saçma ve tutarsız konuştuğu zaman cevap vermemek, zaten bugün de gördüğümüz gibi kendini toparlayacaktır. Kendince "pragmatizm" akımını temsil etmiş gidiyor. Günlük hayatta her daim karşılaşıyoruz böyle adamlarla, o zaman adamı hapse atmıyoruz, ya da ıslak sopayla dövmüyoruz, ki yapanlar da var o ayrı, böyle yaparsak aynı seviyeye düşmüş oluruz. Sadece biz de arada sırada onun gündemine ister istemez ortak oluyoruz. Bundan vazgeçebiliriz, biz de ister istemez buna kapılıp gidiyoruz. James Sneijder'in dediği gibi, adamın ortaya attığı gündem bir anda "doğru" olmaya başlıyor. Daha önce de demiştim, esnaf ağzı muhabbetini, zaten küfür ettiği zaman silinecek bunun kaçarı yok. Öbür türlü konuştuğu zaman da gündem oluşturmasına cevap vermeyiz olur biter. Zaten kişiselleştirmeden güzel argümanlarla adamın söylediklerini çürütüyoruz, bu düşünceler zaten hep var, hep de var olacak. Zaten hep genellediği için her zaman bir defosu var, analiz yeteneği yok, ezbere konuşuyor. Zaten gündem oluşturamayınca küfürler saçıp sabote ediyor ortalığı, ee onu yapmasına izin vermezsek, zaten ilgi görmek için illa ki kendini düzeltecek, burada yazmaya devam etmek istiyorsa. Ayrıca mümkün değil ki adamı aforoz etmek, başka adla girer yine yazar, bir şekilde yazar, mesele "savsak" düşüncenin her türlü platformda ilgi görmesini engellemek.
@BesiktasUlan
Abi katılmıyorum görüşüne, bunu biz kendimiz yapıyoruz, geçen senelerden farkımız, tonla adam alıp, artık Dünya kulübü olacağız deyip bu hale gelmedik, bu sene zaten yapabileceklerimiz belliydi ve elimizdeki kadroyla olabilecek en iyi kimya yakalandı. Bu maçta hata yapan Samet Aybaba'ydı, ama bu maçı kazanabilirdik de o denli hata yapılmış olmasına rağmen, öyle Anadolu takımı muhabbetini hiç kabul etmiyorum, teknik direktör de aynı futbolcu gibi performans kazanabilir, Aybaba'nın ilk büyük takım tecrübesi, Yılmaz Vural'la falan karşılaştıranlar var aman diyeyim, o tarz riskler, yürekli oyun falan muhabbeti Anadolu takımında (ki küçümsediğimden değil) daha rahat yapılabiliyor, çünkü zaten kimse galibiyet beklemiyor. Tutunca da teknik direktör kral oluyor. Diğer büyük takımların hiç biri de öyle bir mantaliteyle maça çıkmıyor. Tek farkları korktuklarını belli etmemek için her türlü numarayı yapıyorlar, biz ise baştan korktuğumuzu belli ediyoruz. Teşbihte hata olmaz köpekten korkarsan üstüne gelir, korksan bile en azından belli etmeyeceksin.
Örnek olsun diye söylüyorum, Yılmaz Vural kendi takımlarında hiç istikrar yakalayamamış bir teknik direktör,ama Samet Aybaba bunu büyük bir takımda ilk geldiği sene başardı. Yani GS'yi yenip de Anadolu deplasmanlarında tek puan alamayacaksam açıkçası o iyi bir teknik direktörlük değil, Yılmaz Vural her zaman takımı büyük maçlara hazırlıyor özellikle, çünkü oradan reklam yapıp büyük bir takıma gitmek arzusu her zaman var.
Şuan takımın önünde bir kırılma noktası var, Samet Aybaba şu noktada anlamsız radikal kararlar alırsa dediğinizde haklı olursunuz, ama eğer hem takımı psikolojik olarak diri tutup hem de her zaman oynadığı taktik plana ve dizilişe dönerse bir şey kaybedildiğini düşünmüyorum. Daha 2. yiz be durun. Eğer o Dünya kulübü olacağız durumuna geri döneceksek yine böyle döneceğiz, ki bana çok soyut bir kavram gibi geliyor, Dünya kulübü mesela farklı milli takımlardan yıldız oyuncu getirmek falan mı? Shaktar mesela Dünya kulübü müdür? Öbür taraftan Anadolu kulübü kavramı da anlamsız. Bence şu ikilikten çıkıp adam gibi futbol konuşmalıyız. Kendimizi özellikle şu iki ne idüğü belirsiz kavramla açıklamaya çalışıyoruz.
@ Yani
Aslında benim demek istediklerim tam olarak onlar değildi. Yani Fotomaç tarzı bir "Anadolu takımı" aşağılaması ya da güzellemesi, kısacası klişesi yapmak değildi amacım. Benim yakındığım nokta daha farklı.
Yazımda da belirttiğim gibi, mesele dünya yıldızları ya da büyük bütçelerle transfer değil, hiçbir zaman da olmadı. Hep bu konuya saplanıp kaldık, taraftar olarak bize iki seçenek sunuldu; ya kolej takımı ya da büyük paralara iş yapmayan topçular algısı.
Farkında isen, bu seçenekler gayet taraflı. İlla uçlarda gezmek mi gerekiyor? Ben de diyorum ki, bunun bir ortası var. Bu yolun tartışması için daha derinlikli ve uzunca konuşmalıyız o yüzden es geçiyorum, lakin bu, altı doldurulmayan bir argüman olduğu anlamına gelmiyor.
Yılmaz Vural ile karşılaştırdığına göre, muhtemelen ben tam olarak derdimi anlatamamışım demektir. Daha detaylı düşünerek cümlelerime dikkat etmeliydim. Yoksa elbette Yılmaz Vural ve onun yancı basını ile ilgili görüşlerine katılıyorum ama benim bahsettiğim durumla Yılmaz Vural'ın ilgisi kesinlikle yoktur. Aksine, o duruma özenmemiz ve takımın "sadece" koşmasından memnun kalmamız isteniyor. Ben de buna karşı duruyorum. Zaten koşmayan takım mı olur? diyorum, kolej takımı yeteneksiz futbolcuların yan yana gelmesi midir? diyorum.
Ayrıca "2.yiz daha" lafına da katılmıyorum. Ben, Beşiktaş'ın menfaatlerinden mesulum bir taraftar olarak. Ve bu açıdan bakınca, 60 puanın 31 ini toplayabilen bir Beşiktaş görüyorum. Olağan şartlarda şu anda muhtemelen ligin ortalarında bulunuyorduk. Şimdi bu bir başarı mıdır? Elbette, oradaki gençleri -ki üç tane genç var, dikkatini çekerim, biri yedek- tebrik ederim ama diğerlerine müsamaha göstermem mümkün değil.
Sezonların ortalamalarına bakarsak, genel olarak derbileri kazanan takımların şampiyon oldukları da aşikardır. Neticede Anadolu'ya puan kaybetmek, uzun vadede büyük takımlar arasında dengeyi kurarken -ki hepsi kaybediyor- derbileri kaybetmek geriye dönüşü olmayan bir yola sokuyor.
Beşiktaş son senelerde derbi kazanamıyor ve bu da sonuçlara doğrudan etki ediyor. Neredeyse tüm şampiyonların ortak noktası budur.
Ve son olarak dünyada futbol takımları üç gruba ayrılır; 1. Sınıf olanlar: Real Madrid, Barça, Manchester vs...
İkinci sınıf olanlar: Porto, Shaktar, Dortmund vs...
Üçüncü sınıf olanları saymaya lüzum yok.
İşte Dünya Kulübü olmak, ilk iki sınıftan birine girmektir benim için. Sadece "pahalı topçulardan" ibaret değil, aynı zamanda finansal yapısı güçlü bir takım haline gelmektir. Zaten bu yüzden kimse Samet Aybaba ve Fikret Orman'a nefret duymuyor, ama laf da mı etmeyelim yani? Şimdi onların içeriklerine açıklamalar getiremem uzun uzun, lakin söylediklerimin anlaşıldığını sanıyorum.
Kısacası mesele oyuncular ya da onlara ödenen ücretler değil, yeteneklerine bakarak anlaşılan seviyede sıkıntı var. Renkli basın Simao - Q7 gelince "Oynarlar mı acaba?" diye başlık atıp onların üstünde tepinirken, Snejder ve Drogba gelince "GS yıldız gibi parlıyor" diye ortalığı yıkıyor. Bu ikilemde olan bize oluyor.
Herkes bizi yeniyor. Bizim de itirazımız buna.
@Teo,
10 milyon euroluk transfer yaptığında 20 milyon euro'nun kasana gireceği garanti olmuyor. Adamlar 20 milyonluk transfer yaptı, 20'yi garantilemiş olması gerekenler onlar senin mantığına göre. Kasaya girmemiş parayla ticaret yapılmaz, daha doğrusu yapılır da, o para girmezse kasaya batarsın. Zaten batmışız. Bizimkiler de garanti oynuyor, biz zaten ödeyebileceğimiz noktada tutalım diyorlar. Dediğin-dediğim gibi stadı yapıp 2 senede 30-40 milyon oradan gelmeye başlayınca yaparlar o transferleri de. Şu an risk alacak son adamlar biziz, o da o kadar borcumuz olduğu için.
Yani bu senin dediğin garanti olsa 10 milyona iki adam al nasılsa 20 getirecek, dediğini anlayayım. Ama garanti değil.
Yılmaz Vural karşılaştırması senin için değildi, "diyenler" de var dedim, örnekleme açısından söyledim. Aslında sorun biraz Basket takımının oluşan kadrosuna da benziyor, burada yönetimin hatalarını konuşmakta da bir beis görmüyorum. Ama o söylediğiniz medya baskısı, yönlendirmesi, taraftarların bir bölümünün bunun peşinden sürüklenmesi de yapılabilecek iyileştirmeleri baltalıyor. Bu Melo'yla Riera'nın kavgasında GS müthiş bir medya kontrolüne girişti, ve adamların ikisini de göndermeden hem de istenen adam haline getirerek takımda tuttular. Şimdi önümüzdeki yollardan biri aynı medya kontrolüne sahip olmak, ki bunu yapmak hiç de mümkün görünmüyor, gerek taraftar sayımız, gerek harekete geçmekteki eksikliğimiz vs. İkincisi ise vurulan o sembolik darbelere rağmen "mucizevi" (onlara göre) bir şeyleri başarmak. Burada tek engel, kulübün mali yapısı değil, menajerlik şirketleri, politik iradeye olan yakınlık, federasyondaki etkinliğe kadar gider. Yani, GS ve FB transfer politikalarında her zaman daha rahatlar, adamlar Drogba deyip deyip Necatiyi aldıktan sonra bile, ya da çilek muhabbetinden aylar geçmesine rağmen ancak Sneijder'i hem de uçuk fiyatlara getirdiklerinde eleştirilmiyorlar, bunu da taraftarı manipüle ederek başarıyorlar. Ben açıkçası bu tarz bir manipülasyona kurban gitmek istemem, ama kulüp medya ilişkilerinde başarısız olduğu için biz de medyanın oyuncağı oluyoruz, manipüle etmese bile, kendi avlusuna bu denli sokmaması lazım.
İkinci yol ise, daha akıllı bir transfer politikasıyla, pahalı oyuncu bulunmasına da gerek yok, bir futbol zekasının ortaya konulması, ama bu ihtimal de kulübün kendi iç idari dinamiklerinde devre dışı bırakıldı. O kadar simsar var ki içerde, iş yapabilecek adamları istemez hale gelmişler. Ancak dediğiniz gibi takımı desteklemeyi bırakmıyoruz, bırakmayacağız, zaten ötekilerinin de istediği bunun tersi. Ama ben Samet Aybaba'nın beklenenden daha olumlu iş yaptığını düşünüyorum ve performansını geliştirebilir. Ayrıca ben hiçbir zaman ortaya bir "başarı" kıstası koymayı doğru bulmuyorum. Genel beklentilerin altında bir sezon geçirildiği düşünülebilir, ama geçen sene GS'nin şampiyonluğu da benzeri bir ortamda geldi, onların şansı takımı sırtlayacak zenginlerin ve yeni bir stadın oluşu, rakip takımların şike davasıyla cebelleşmesi, ve Avrupa'da olmamalarıydı. Şimdi biz de onlar da yok, ee FT gibi herkesin eyvallah diyeceği bir adam da- ki iyi bir taktisyen olup olmadığı tartışılır.
Dünya kulübü kavramı YD'nin içini boşalttığı bir kavram, o yüzden oraya biraz mesafeli duruyorum, ama aynı şekilde "küçülme" muhabbeti de medyanın bir numarası. Dünya kulübünden kastettiğiniz Avrupa'da başarılı ve istikrarlı sezonlar geçiren ve bunun yanında yüksek televizyon, forma satışı gibi gelirleri olan kulüpler sanırım. İkinci sınıf olanlarsa o büyük kulüplere oyuncu pazarlayan ve böylelikle, hem para kazanan hem de güçlü bir scouting ekibiyle gidenlerin yerlerini dolduran kulüpler. Sanırım Beşiktaş bu ikincisine girebilir ancak, fakat şöyle bir sorun var ki, bu takımda yıllardır farazi Dünya Kulübü ninnisiyle unutulan bir sistemsizlik var. Şimdi böyle bir kaynak ayrılması ve aynı zamanda taraftarı çekebilmek için şampiyonluk gibi bir başarı gerekiyor, kabul edersiniz ki bu bir senede olabilecek bir iş değil. Ben burada aceleci olunduğunu düşünüyorum. Maslow'un üçgeni gibi önce bir yiyecek yemeği bulalım sonra özgürlükleri konuşabilme fırsatımız olsun. Bu kısır döngüden çıkmanın tek yolu da bir anlamda sabır göstermek gibi geliyor, sonuçta takım performansı olarak uçurumda değiliz. Derbi konusu ise Gs'nin Fenerbahçe durumuna benziyor, takım performansından ziyade psikolojik olduğunu düşünüyorum. Ki onun dışında bu sene en az 10 puanı çok küçük detaylarla verdik.
@ Yani
Bir-iki nokta dışında fikirlerinin tamamına katılıyorum, hatta aslında bana göre aynı şeyleri söylüyoruz.
İtiraz edeceğim iki kısım var.
Birincisi; aceleci olmamız konusuna katılmıyorum, çünkü senin de belirttiğin gibi "futbol aklı" olan isimler, yönetim ekibinden kadro dışı bırakıldığı anda, ne kadar uzun vadeli planlar yapılırsa yapılsın, herhangi bir noktaya gelinmesi mümkün değildir. Burada benim dediğim, farz-ı misal, İbrahim Altınsay -ki isimler değişebilir- gibi bir adamın gelmesi konusunda acele etmenin şart olduğudur. Yoksa onun yapacağı planlar ile ilgili bir zaman sıkıntımız olamaz elbette.
İkincisi ise, başarı kıstası.
Ben burada da, şampiyonluğu esas almıyorum. Senin, bence son derece güzel özetlediğin gibi bir "sistem" arıyorum, benim için başarı bu yapıyı kurabilmektir. Ve bence, bunun kapitalist futbolla ilgisi yoktur. Esas olarak amacımız, iş bilmez bir başkanın birkaç yıl içinde nasıl bir yıkıma sebep olabileceğini gören Beşiktaş taraftarları olarak, bunun bir daha başımıza gelmesini engellemek olmalıdır. Bu yüzden bir yapı kurulmalı ve Beşiktaş'ın kişiler ile ilişkisi sınırlandırılmalıdır.
Yoksa tüm söylediklerin, benim de anlatmak istediklerimdi.
Ama derseniz ki Samet Aybaba ile ilgili muhalif olman, bununla bir tezat oluşturmuyor mu? Yine bir kişiden örnek vermek gerekirse, benim bakış açımdan, Aybaba'yı istemeyen Altınsay'ın durumu örnek verilebilir. Kendimi onunla ya da başka biriyle eş değer tutmak veyahut bahsi geçen ismi desteklemek değil amacım, sadece benim Beşiktaş için seçeceğim yola dair bir örnek vermektir.
Yoksa dediğim gibi, şampiyon olmayı da istiyorum elbette. Ve umarım Samet Hoca da bunu başarır.
@BesiktaskUlan
Basket takımı için de aynısını söylemiştim, Fikret Orman'ın bu sene feda edilse bile önümüzdeki sene bu sene başında söylediği şeyleri hayata geçirmek için somut adımlar atması gerekiyor. Ancak bu sene yapamadılar, ne stat konusunda, ne kulüp içi dengeler konusunda önlerine engeller çıktı, ya da şuan güvendiğimiz yönetim aslında şartların zorladığı bir çark etmeydi ki, o zaman o anlattıklarının hepsi hikaye olur ki, bu sene olası bir şampiyonluk onları böyle bir adım atmaktan geri çekebilir. Biz de onunla öylece avunuruz. Fakat eğer gerçekten söylediklerini yapacaklarsa şampiyonluk kulübü rahatlatabilir, üzerindeki baskıyı kısmen alabilir. Ama şöyle bir sorun var, sonraki dönemde kulüp menfaatlerini medyaya, menajer şirketlerine vs. yine malzeme yapmaya başlarlarsa bu sefer şampiyonluk da bir işe yaramaz, hatta takımı daha da geriye götürebilir.
Sistem oluşması için kulübün içindeki arızların tespit edilmesi lazım, teknik direktör konusunda ise katılmadığım nokta Aybaba'nın kendini geliştirebilme ihtimali, çünkü takım şuan en önemli kırılma noktasında, önümüzdeki 3-4 maçtaki performansı önemli, performanstan kastettiğim takımın oyun düzenine sadık kalması. Genç oyuncuların oynatılması konusunda ise Aybaba'ya hak veriyorum, takıma yavaş yavaş monte etmesi lazım, öbür türlü herkes bir anda bu adamların üstüne gelmeye başlar ki, içindeki yetenekliler de bu sefer heba olurlar.
http://www.fanatik.com.tr/samet-aybaba-batuhan-artik-bizimle-degil_3_Detail_33_293598.htm
bu sene ligi beklentilerimizin üzerinde bitirmemiz büyük olasılık.. gelecek sezonun yatırımlarına şimdiden başlasak iyi olurdu esasında, yani biz şampiyonlar ligine kalırsak ona göre yatırım yapalım, olmazsa daha cüz-i bir kadro kurarız kafasından vazgeçmemiz lazım. antep oldukça kaliteli olan yabancılarını çok cüz-i rakamlara bıraktı, kaçırdık, sezon sonu holmen gibi bir adam serbest kalıyor, aurelio için zamanında yaptığımız hatayı yapmadan almalıyız bence.. hatta fiyatta anlaşıp visca bile alınabilir ibb'den.. keza trabzonda oynamayan (gitmek için canı atıyor) colman, kaçırılmamalı.. yani daha fazla düşünerek ve göz önünde olan değerlere yönelerek adımlar atmalıyız.. dentinho sanal alemde başarılı bir transfer gibi gözükse de ilk maç itibariyle pek de iyi bir itibar yaratmadı gözümde.. 1 milyon euro gibi bir rakamı hakeden bir yatırım değil gibi.. neyse adamı hemen asmayalım..
aybabaya ise yönetimde de levent erdoğan (biran önce kurtulabilsek keşke) dışında bir desteğin olduğunu düşünmüyorum.. zaman gösterecek lakin çanlar aybaba için çalıyor...
fatih terim'i gunahim kadar sevmem fakat cesareti sayesinde bircik basari elde ettigini de gormezden gelemem. pazar gunu ft bizim basimizda olsaydi(allah korusun) almeida yerine sinan kurumus'u oynatirdi. bizim ezik gibi butun takimin akoruyla oynamaya yeltenmezdi. mac bitince de kivirmazdi. bu mac bende samet hocanin 3 kurusluk kredisini tuketti. kalan 15 macta anadolu takimlarina karsi kontratak futbolumuzu oynar derbilerde kapaniriz. buyuk takim huvviyetimizi de feda ederiz. bakin pahali transfer falan demedim. lider ruhumuzu savasci ruhla degistiriyoruz demek istedim. Ilhan Mansiz yerine Mehmet Akyuz le yetiniyoruz demek istedim.
https://twitter.com/kakbas/status/295980536806133760
"Besiktas internet sitesi gideri olarak 1.1miotl gider yazmis son 3 ayda. Facebook hissesi mi aldilar naptilar anlamadik?"
Birileri fena duduklemeye devam ediyor klubu.
@Mayor, finansal tablo dipnotlarında şöyle bir ifade var:
"6) Uluslararası Muhasebe Standardı 38 "Maddi Olmayan Duran Varlıklar (UMS 38)" standardına göre, bir maddi olmayan duran varlık sadece ve sadece varlıkla ilişkilendirilen beklenilen gelecekteki ekonomik yararların işletme için gerçekleşmesinin muhtemel olması ve varlığın maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi durumunda muhasebeleştirilir. Beşiktaş Sportif Ürünleri A.Ş. 2004 yılında Şirket'in ana ortağı olan Beşiktaş Jimnastik Klübü Derneği (BJK Dernek)'nden 3.306.582 TL tutarında internet kullanım hakkı satın almıştır. İlgili maddi olmayan duran varlık UMS 38 kapsamında ilk kez 30 Kasım 2012 tarihi itibariyle Şirket tarafından incelenmiş ve 30 Kasım 2012 tarihi itibariyle sona eren altı aylık kapsamlı gelir tablosunda gider olarak kaydedilmiştir. Söz konusu inceleme geçmiş dönemlerde yapılmadığından cari döneme gider olarak yansıtılan bu tutarın geçmiş yıllara ait kısmını tespit edebilmemiz mümkün olmamıştır."
Yani 2004'te dernekten satın alınan bu 3küsur milyonluk rakama denk hak ancak giderleştiriliyor. Dipnotta da bunu belirtmişler.
önce para diyenlerden bonsu sakatlandı, maccabi'ye transferi yattı, sonra erceg, aylardır cska formasından uzakta, takip eden süreçte aroyyo işsiz kaldı ve daha sonra yine "PARA" diyerek renklileri seçti, ardından hawkins keyif verici madde kullandığı gerekçesiyle ceza almak üzere.. lanet olsa bu kadar olurdu.. aroyyo akıllı ol :)
Niang'i da almisiz. Tamamiyle ofansif oynayacagiz, ya batacagiz ya cikacagiz herhalde. Hucum hatti muthis oldu, o kesin. G.Suzen beklenen katkiyi verirse (GS macinda iyiydi), Necip ilk yarinin ortalarindaki gibi oynarsa, Oguzhan tekrar formayi kaparsa, Olcay ilk yaridaki performansini devam ettirirse, Toraman sadece orta sahada kullanilirsa hala sansimiz olur.
------------McGregor------------
Hilbert--Sivok---Ersan---Gokhan
-----------Toraman-------------
----------------Oguzhan---------
Holosko------Fernandes------Olcay
------------Almeida-------------
Kulubeden katki:
Dentinho, Niang, Necip/Veli. Hic de fena degil aslinda.
Niang gibi bir oyuncu varsa çift forvet oynamak daha iyi olmaz mı ? Almeida'nın yanına mesela ?
almeida
Oğuzhan - Fernandes - Niang
Necip - toraman
Süzen - Ersan - Sivok - Hilbert
yukarıdaki diziliş çılgın atar!