.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

31 Aralık 2012 Pazartesi

2013

32. Hafta...

Eskişehir deplasmanındayız.

Kusura bakmasınlar, Eskişehir'i yenip Şampiyonluğu ilan etme noktasına gelmişiz...

Düşünüyorum, hayal ediyorum, en azından etmeye çalışıyorum.

Olmuyor arkadaş olmuyor.

Sanki o günleri hiç göremez mişim gibi geliyor. Hayır, o günler gelir de, ben göremez mişim gibi.

Beşiktaş'ın başarısına olan inancım tam, olursa olur, tutturursak gideriz, mesele orada değil.

Ben o Eskişehir deplasmanındaki maçı bekleyemem. Dayanamam.

Düşünsenize hakikaten. Takım sahaya çıkıyor, buz kesmişler. Güleç Holosko bile somurtuyor. Hepsinin kariyerinin en önemli anları. İşin kötüsü; farkındalar. Galip geldiklerinde tarihte olduğu gibi Eskişehir'den Beşiktaş'a taraftar konvoyu içinde geleceklerini biliyorlar.

Lan düşünsene Necip'i, Oğuzhan'ı, Olcay'ı... O çocuk daha 3 ay önce Beşiktaş forması giydi de İnönü'ye çıktı diye ağlıyordu. Hepsini geç, Necip'i hayal et. O etrafına anlamsız anlamsız bakan çocuğu... Kazanırsa, ne kazanmış olacağını hayal et, onun gözünden... Bir topa zaten 3 kişi saldırıyorlar. Öyle bir maçta kaç kişi saldırırlar...

Olmaz mı? Olur lan olur. Sorun da o zaten.

Beşiktaş bu sene şampiyon olur. Olur da, biz ne oluruz işte orası muamma.

Sırf o yüzden bu sezon bazen yarıştan kopalım istiyorum.

2013; isteyene o günü, istemeyene başka günü yaşatsın...

Mutlu Yıllar Ekşi Beşiktaş!

56 Yorum:

sozcelyk dedi ki...

senaryo gercek olsun, eskisehir'den besiktas'a ciplak kosmayan cimbomludur.

Bjk_KnightS dedi ki...

Olmalı. Hatta o gün milli bayram olmalı. Milli bayram olmasa da en azından Beşiktaş'lı Bayramı olacağı kesin...

theotheo dedi ki...

böyle boş şeyleri hayal eden bir tek jessie olurdu zaten. şampiyon olamazsın da olsan da öbür sene şampiyonlar liginde 8 yedikten sonra başlarım öyle şampiyonluğa ben.

had bilmek lazım biraz.

Adsız dedi ki...

Yaldızlı transferler ve rakkamı bol oyuncularla dolu takımlardan başkasını tanımayan 10 kaplan gücündeki theotheo'ya bu yılın son gününde gelsin (bu arada kaplan demişken "Life of Pi" filmini 3D olaraktan izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim):

-------------

İtalyan ekibi Lazio Türkiye'den üç büyük kulübün istediği Zarate'nin yerine bakın kimi alıyor?

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş için ismi geçen Zarate'yi gözden çıkaran Lazio, Arjantinli yıldızın yerine Isveçli Jiloan Hamad'ı transfer ediyor.

Geçen sezon Samsun'dan kovulan ve bu sezon Seri A'da zirveye oynayayarak takımını ikinci sıraya yerleştiren Petkovic'in teknik direktörlüğünü yaptığı Lazio'nun Türkiye piyasasına 8-10 milyon euroya pazarlamaya çalıştığı Zarate'nin yerine maliyeti 1 milyon euroyu bulan Jiloan Hamad'ı transfer etmek istemesi dikkat çekti. Malmö formasıyla yıldızı parlayan ve İsveç Milli Takımı'na kadar yükselen 22 yaşındaki oyuncunun önümüzdeki günlerde İtalyan ekibine imza atması bekleniyor.

Azeri ve Kürt kökenli bir ailenin çocuğu olan Hamad'ın Lazio'ya transferine calciomercato.com adlı internet sitesinde de yer verildi. Genç futbolcunun Türkiye haklarını Tekin Birinci elinde bulundururken, menajerliğini ise Ferhat Çiftçi yapıyor. Diğer taraftan Lazio Başkanı Lotito, Zarate konusunda bugün yaptığı açıklamada, "Fenerbahçe'ye satmazsak başkasına satacağız" demesi dikkat çekti.

http://skorer.milliyet.com.tr/muha1-/buyuk-ders-/YazarYazisi/1649433/default.htm

Adsız dedi ki...

theotheo'nun vereceği yanıtı da yazayım tam olsun:

"Bu adamı 1 milyona alsınlar kafamı kuma sokayım. En az 3-4 verirler".

3 olsun 4 olsun be theo. Adamlar Zarate için bizim çok akıllı(!) 3 büyüklere kapıyı 7-8'den açıyor, yani iki katına. Üstelik ücret olarak Zarate gelse yıllık en az 3 vereceksin. Bu çocuk bizde 1 milyona oynardı. Dahası da var. Vatandaşın parlaması yeni değil, İsveç liginde 2 senedir ben buradayım diyormuş zaten.

Lem 2 yıl öncesine kadar transfere para saçan ve akıllanmaz denilen kafatasçı Lazio bile akıllandı ama bizim lig böyyükleri ayıkmadı ya, ben ona yanarım.

Bu senaryo olsun bende times square'in ortasinda kafama huni takip pacali donla gezerim...

theotheo dedi ki...

@sneijder

sen zaten beşiktaştan çok feneri falan takip ediosn ak. bu haberi görmemiştim.

olaylara gerçekçi bakalım. bu takımın şampiyon olması bu takıma bir fayda sağlamaz. futbolda başarı parasız olmaz.

ben bu sene şampiyon olup önümüzdeki 5 yersem şampiyonlar liginde bu sene 3.olmayı tercih ederim. bu kadar rezil olduğumuz yeter.

ama galatasaray gibi orda şakır şakır top oynucaksak ona okey. ama bu kadroyla orda ancak nal toplarız.

okka dedi ki...

@theotheo şu klavye mastürbasyonunu bırak. zorlama, olmuyor. şampiyonluğu hayal edicek bu taraftar, başka neyi hayal edikcek?

@Theotheo: 2013'ün ilk küfrünü kimden yiyecem diye biriyle iddiaya girdin sanırsam.

Adsız dedi ki...

@theotheo

GS gibi şakır şakır top oynanması illüzyonuna inanan harbiden bir tek sen varsın. Toplamda 10'a yakın GS'li arkadaşım var. Onların teker teker hepsi bile Shalke karşısında (ki diğer alternatiflere göre iyi kura sayılır) ancak dua edebiliriz diyorlar. Ama senin duaların yeter belki kim bilir. Ben de beddua edecek değilim çünkü ezik değil Beşiktaşlıyım.

Futbolda başarı parasız olmaz derken; mesela hala Barça'nın şimdiki futbolcu değerlerine bakanlardan mısın bilmem, ama hem Real hem de Morinyo kan kusuyor. Beter olsunlar diyeceğim ama zaten olmuşlar, İspanya'da 16 puanlık fark tamı tamına girip de açılan şemsiye gibidir, öyle kolay çıkaramazsın. Franco ağlıyor lem Real, utan utan.

Bu arada Dortmund halen grup lideri olarak ilk 16'da. Bir elense, diyecekler için fazla umutlu olmayın derim. Shakhtar'ı katlayacakları kesin bana göre.

Ah Macaristan galibiyeti. Ne günlerdi o günler değil mi. O zaman bile ztar olanları sahaya gömmüştük gerçi.

theotheo dedi ki...

@sneijder

gs li arkadaşların var demek :D schalke maçı ortada. gs de geçse şaşırmam schalkede. ama sonuçta gsnin beşiktaş gibi ezilmeyeceği kesin.

real geçen sene şampiyon oldu. o zamanda ağlayan barcaydı heralde.

ya bırakın bu işleri. senin kadar boş atan bir adam daha görmedim.

BJK4EVER dedi ki...

GS mi sakir sakir top oynamis? Manchester United ve biraz Cluj deplasmaninda GS'nin iyi top oynadigi bir mac yok. Iceride United'in bebelerini anca duran top goluyle bala gote yendiler. Son macta hicbir iddiasi kalmamis yedek kadroyla cikan Braga'yi nasil yendikleri ortada. Ic sahada Braga'ya rezil oldular, 80 dakika 10 kisi oynayan Cluj'e gol atamadilar. Hala cikip da kalite olarak UEFA Kupasindan hallice gruptan bala gote sansiyla cikan (son 2 mac iddiasiz takimlara karsi, sansa bak aq) bir takima sakir sakir top oynadi demek nasil is anlamadim.

Kaldi ki CL'de sakir sakir top oynayan ulkemizin Barcelona'si ligde bizim sadece 3 puan onumuzde, o fark da hirsiz Burak ve bizim sanssizligimizdan kaynaklaniyor (Bursa, Trabzon, Eskisehir, Genclerbirligi maclari).

Daha sene basi Ispanya ligi gibi oluruz, FB-GS 20 puan fark atar diyen biri olarak ben olsam susardim, hic konusmazdin arkadas. Bu kadar haksiz ciktiktan sonra uste cikmamak gerekir bence.

P R N C P S dedi ki...

ya şu eziklik kavramını anlamadım gitti arkadaş! Tüm gs ve fbliler liverpool dan 8 yiyen Bjk nin ezik olduğunu söylerler bunu anlarım da Bjk liler neden bunu kabul eder anlamam. Bjk liverpool dan 8 yediği sene bile 2. turu son maçta kaçırdı. Hiç 0 puan almadı mesela. Şu gs deki balın 10 da biri olsa şimdiye kadar 2 kez 2. tur görürdü. Bjk şampiyonlar liginin en farklı yenilen takımı ise gs kendi evinde en farklı yenileni fb ise 0 çekeni. Hangisi daha buyuk eziklik anlamadım gitti.

Ayrıca Beşiktaş şampiyonlar liginin en farklı yenilen takımı değil.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eampiyon_Kul%C3%BCpler_Kupas%C4%B1_ve_UEFA_%C5%9Eampiyonlar_Ligi_rekorlar%C4%B1_ve_istatistikleri

Sampiyon olursak Sampiyonlar Ligi'nden hic para gelmeyecek evet. Seneye borclarimizi da odemis olmayacagiz. O yuzden olmayalim sampiyon bosver. Yanlislikla olursak da hemen cekilelim.

Besiktas su anda bu ligin en formda takimi degil mi? Daha hala ne Galatasaray'indan bahsediyoruz? Los Galacticos alabilecegi toplam puanin ancak %63'unu alsin, bizim 3 puan onumuzde olsun, hala bidi bidi breh arkadas trollugun de bir haddi var yahu.

Adsız dedi ki...

@theotheo

GS'li arkadaşlarım var elbet. Çoğu da Beşiktaş'a gayet saygı duyuyorlar. Hatta senden daha fazla.

GS'nin ezilip ezilmemesi değil mesele. En büyük tezatın şu: Herhangi bir faaliyet için para söz konusu ise o faaliyet hakkında herşeyi kar/zarar hesabı ile birlikte değerlendirmek zorundasın. Ve bunu yaptığında karşılaştığın şey sadece para ile başarı sağlanamıyor olduğu ise (ki dünya futbolu bunun örnekleriyle dolu; en basiti ilk yarı sonu oluşan ve tek maç galibiyet demek olan 3 puanlık fark) senin bastır parayı götür karayı anlayışın futbolda toptan güme gidiyor demektir; tabii şimdi olduğun üzere kendinle çelişmiyorsan.

Barça La Masia'yı 1979'dan beri işletiyor. Asıl meyvelerini ise doğal olarak son 10 yıldır almaya başladı. Bu sene şampiyon olacakları neredeyse bariz gibi, dolayısıyla son 5 yıldır Barça'nın 4, Real'in tek şampiyonluğu var. Bu yılı saymasak bile son 10 yıldır 5-4 üstünlüğü mevcut.

Real'in geçen sene şampiyon oldukları sezon transferdeki açığı 47 milyon avro, Barça'nın ise 13 milyon. Fakat hepsinden önemlisi, Real hala takım değil ve en önemli ismi bile kulüpten gitmek için fırsat kolluyor, giden oyuncuların neredeyse hepsi kulübe sallayarak gidiyor. Üstelik TD'lerini taraftar bile sevmiyor. Barça'da Guardiola sessiz sedasız, kendi isteğiyle giderken alkışlanırken, yerine gelen hoca zaten yıllardır takımı tanıyor. Ayrıca kimse bu adam nereden çıktı demezken (çünkü zaten tanıyorlar) takım takır takır oynamaya devam ediyor. Üstüne geçen sezon ve bu sezonun ilk yarısı toplamda Real'den 2 kat sakatlık yaşamış olmaları gerçeği de dururken.

Bu sezonun ilk yarısı için daha feci bir istatistik var. Barça'da A takımda zorunlu ve uzun sakatlıklar vs dışında kağıt üzerinde hazır olan oyunculardan 1 tanesi hariç hemen hepsi futbolda kritik baraj kabul edilen en az 5 lig maçında bir şekilde görev almış. Toplam 26 kişilik kadroda B takımdan gelen 6 oyuncu ile birlikte söylüyoruz bunu. Real'de ise bu sınırı geçemeyen 5 oyuncu mevcut (Essien dahil) üstelik altyapıdan 27 kişilik kadroya giren sadece 2 oyuncu varken.

Derler ki La Masia'daki hocalar 2 tanesi A takımda ve 1 tanesi B takımda olmak üzere her bölge için 3 oyuncuyu hazır tutmakla görevliler. Barça'nın anlayışında A-B ayrımı yok. Dolayısıyla 26 kişilik kadro A takım ise kimisi de B takımda olabilir, sorun yok. Konu hakkındaki 3 yıllık ama güzel bir yazı için:

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/11/ev-yemegi-ucgenler-ve-galatasaray.html

Gerçi bütün yazı boyunca aydedeyi işaret ettim ama malum theotheo yine de verdiğim linkteki GS vurgusuna gönderme yaparak onu işaret eden parmaktan bahseder. Ne demişler: sırasıyla kişileri, olayları ve idealleri değerlendirenler.

Adsız dedi ki...

Bu arada itiraf: Cinali formatındaki "aydede" lafından hiç hazzetmesem de, öteki türlü "ayı" demekten daha iyidir diye düşünmüştüm. Hata mı ettim lem.

Adsız dedi ki...

Şunu da ekleyeyim:

Beşiktaş'taki menemen vakası ile ortaya çıkan takımdaşlığa fazla aldırmadan yine sadece "parmağa" bakıp menemenle dalga geçenler için yine ve en güzel örnek Barça'dan geliyor (yabancı medyadan okunmuştur):

2 sezon önce Guardiola İbrahimoviç'in kişisel becerilerine hayran olaraktan kendisini Barça'da görmek istiyor. Takımdaki oyuncularsa tek ses (Puyol dahil diyorlar) görüşlerini hocaya aktarıyor: bu vatandaş bizim ritmimizi kesin bozar, bize sorarsan alma. Neticede Guardiola bu sesi dinleyip İbrahimoviç sevdasından kendi özgür iradesiyle vazgeçiyor. Bir Barça sempatizanı olarak iyiki de oyuncularını dinlemiş diyorum ancak.

Şimdi gözünüze bir menemen mi battı lem. O halde yine enterneyşınal medyada çıktığı şekilde Real soyunma odasında yerlerde pizza kutularının dolaşmasına karşın Barça soyunma odasında sadece meyve tabağının tabağına rastlanıldığına da takın kafanızı.

Adsız dedi ki...

Pardon, Guardiola'nın tercihi 2 yıl önce için değil geçen sene için olacaktı, zira Ibrahimoviç Milan'a kiralık verildiydi ve dönme durumu vardı. Düzeltir özür dileriz.

tearkan dedi ki...

abi futbolda basari parasiz olmaz ve sampiyonluk bu takima fayda saglamaz argumanlarini ayni cumle icinde kullanan birine inatla cevap veriyorsunuz yahu. o besiktas'a fayda saglamaz denilen sampiyonlugun sana kapisini acacagi sampiyonlar liginin ayak basti parasi 3,9 milyon bunun yaninda grupta oynanan 6 mac icin toplam 3,3 milyon (mac basi 550 binden) bir de market pool denilen bir kavram var. kabaca yayin hakki ve organizasyon gelirleri. katilan takimlar bu organizasyonu olusturdugundan her takim ulke puanina gore bu gelirden pay aliyor. turkiye'nin 12-13 milyon civari bir payi var ve tek takim giderse bunun tamamini aliyor. toplamda 19-20 milyon euro (tek takim katilirsa) sifir ceksen dahi alacagin para. ikinci takim da katilirsa market pool payi kaba hesapla yari oraninda azalir (orada da pay takim puanina gore belirleniyor) yani 13-14 civari bi sicak para girisi olur. buna ragmen sampiyon olmak yerine 3. olalim para olmadan basari olmaz demek enteresan. ha sampiyonluk kafa karistirir, her sey toz pembe sanariz diyorsan da denizli zamani kafasi degil yonetimin kafasi. (bu arada bu hersey biz kucukken bitisik yazilirdi. degistirip benim gibi 80'li yillarin cocuklarinin ezberini bozunca tdk'nin basi goge ermistir insallah)

theotheo dedi ki...

saptırıyosunuz her zamanki gibi.

ben eğer beşiktaş bu kadroyla oralara giderse 8 lik olur gene. o yüzden bu politikayla şampiyon fln olmasın yarardan çok zararı olur dedim.

şampiyonlar liginin maddi açıdan katkısı ortada. ama 25 senedir beşiktaşı izliyorum bu takıma gelmiş bi tane iyi yabancı oyuncu görmedim. iyi gibi olanlar da fazla oynamadı zaten. bundan sonra da o parayı muhtemelen nene gibi yaşı geçmiş salaklara harcıcağımız için faydası olmaz.

ben memnunum bu durumdan her sene 3. olup uefaya giderim kafam rahat eder.

BurkayJK dedi ki...

tearkan'ın dedikleri çok doğru. Sırf katılım payı vb. şeylerden gelecek olan para için şampiyonluk nefis olur. ŞL'ye katılmamak için şampiyonluğu tartışmak nedir onu anlamadım zaten. Ne sekiz yeriz ne de sıfır çekeriz. Ayrıca bunun ayıp bir tarafı yok, yeter ki mücadele etsinler.

Bu sezon hep diyorum; "bu sezon şampiyon olalım, önümüzdeki 3-4 sezon olamasak da olur."

theotheo dedi ki...

valla devamlı 8.6.5 fln. ben bu skorları görmek istemiyorum. amk bütün cümle aleme rezil olduk lan liverpool yüzünden. bütün dünyaya rezil rüsva olduk.

bu şekilde bir facia olur mevcut ekiple oraya gidilirse. bu kesin. boktan oyuncu transferleriyle daha da kötü olabilir.

bu yüzden istemiyorum. zamanında katıldık oradan gelen paralar bu nene tarzında heriflere gitti. şimdi de öyle olacak. çünkü buraya doğru dürüst yabancı gelmiyo. getiremiyosun. bütün yönetimler gerizekalı olamaz heralde. h50 yılda koskoca türk ligine iyi olarak 6.7 tane yabancı fln gelmiştir.

Deniz dedi ki...

Şampiyonlar ligi'ne direk katılım hakkı alınırsa (hani olur ya) sol bekte uğur boral, orta sahada ibrahim toraman'la gitmeyiz gibi geliyor bana. 2 milyon avro değil de 5 milyon avro harcarız transfere seneye, verimlisini buluruz Olcay'ın da. Kim şu anki kadroyla oraya gitmekten bahsetti?

Bir de, gruptan çıkan galatasaray'ı oyuncu oyuncu karşılaştırırsan ancak bir-iki mevkide daha iyi oyunculara sahip olduğunu görürsün. O mevkilere senin istediğin dünya yıldızları alınmaz ama verimlileri alınır.

BJK4EVER dedi ki...

8 yedigimiz sene bile o 8 yedigimiz takimi iceride yendik, o sezon son maca kadar ise gruptan cikma sansimiz kendi elimizdeydi, gruptan cikmak diyorum bak. Ondan evvelki sene Almanya, Rusya ve Ingiltere sampiyonunun oldugu grupta 4 puan toplamistik, ondan evvelki sene de zaten son dakika goluyle gruptan cikamayip 3. olmustuk (Chelsea-Sparta-Lazio'lu grup).

Bizimkisi rezil olmaksa zamaninda 0 ceken FB, Olympiakos, Lokomotif Moskova, Real Sociedad, Olympiakos gibi takimlarin arasindan cikamayan GS, kendi evindeki en farkli yenilgiyi (0-5) alan GS rezil olmadi mi?

Kaldi ki iddia ediyorum su GS'nin kiytirik grubuna biz dussek biz de en az GS kadar puan toplardik, gruptan cikardik. Aradaki farkin daglar kadar olmadigini ligde goruyoruz zaten, ki gecen sene daha kotu bir takimla o Braga'yi eleyen de bizdik.

Ama bizde sans yok ki, gider 5. torbadan Tottenham, 4. torbadan Wolfsburg'u cekeriz amk. Sonra da GS gider 8 takim arasindan Schalke'yi ceker, Avrupa takimi olur mnk. Bahtimiza sicayim.

Sampiyonlar Liginde basari (ki basari kistasi ne o ayri konu) icin salt transfer yatmak yetmiyor. GS 30-40 milyon euro transfer yapip Braga ve Cluj'lu gruptan ite kaka cikti, gorduk iste. Kura sansi, fikstur sansi vs hepsi etken. Sen 50 milyon euro'luk transfer yaparsin, 1. torbadan Barcelona, 2. torbadan Juventus, 3./4. torbadan da Dortmund cikar, o zaman 90 takla atsan yine en iyi ihtimalle ikina sikina 3. olursun. Biraz da sansin yaver gidecek.

Maxim Tsigalko dedi ki...

Yahu bu açıklamalara bile gerek yok. Kura şanssızlığımız olduğu bir gerçek, o ayrı. Ancak eğer GS taraftarı ve GS'ye hayranlık besleyen kitle transferler sayesinde gruptan çıktığını ve bunun bir başarı olduğunu düşünüyorsa başarılarının devamını dilerim.

Trasfer olayının çok afedersiniz bokunu çıkaran City gruptan çıkamadı yahu. Burada neleri konuşuyoruz.

Adsız dedi ki...

Efenim Altınsay da kimmiş, ne kariyeri varmış, ne yapmış, vb. yorumlar için 2. perde gelsin (malum ilk perde Oğuzhan ve Olcay'dı).

Altınsay görevde kaldığı süre içinde Beşiktaş'ın şu an almak için uğraştığı Karabük'lü Ahmet İlhan Özek'i kulübe önermekle kalmamış, gayet "FEDA"lı bir rakamla oyuncuyla da anlaşmıştı. Şimdi git al bakalım neye kaça veriyorlar.

Aynı şey Alman 3. Liginde Karlsruhe'de oynayan 18 yaşındaki Hakan Çalhanoğlu ile yaşandı (attacking midfielder oynayan Hakan bu sezon 21 maçta 7 gol 9 asist yaptı). Karlsruhe'nin geçen yıl Hamburg'a 2,5 milyon avroya satmasından sonra Hamburg'un pişsin diye satıştan hemen sonra tekrar Karlsruhe'ye kiralık verdiği oyuncu için yeni Özil denilmekte, aynı zamanda Ümit Milli Takımımızda oynuyor. Altınsay kendisini satış opsiyonlu kiralık almak istiyordu ve bayağı yol almış-tı.

Şu anda başlandığı söylenen altyapı hamlesini de detaylı planlarıyla o sunmuştu zaten. Kim bilir daha bilmediğimiz hangi oyuncular, hangi öneriler vardı.

Hayırlısı olsun:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1108371&Yazar=

Adsız dedi ki...

Yıllardır bir şey söylüyorum. Mesele altyapıya yönelme veya yönelmeme tercihindeki doğrular veya yanlışlar değil. Sadece forma reklam vs gelirlerinden yıllık 50 milyon avro kazanan Barça bile altyapıya bakıyorsa bizim haydi haydi bakmamız gerekir.

Ama bu iş devlet bürokrasisi zihniyetiyle yapılamaz. İşte altyapı için bir yönetici görevlendirirsin, hatta Beşiktaş'ın geleneğinden geldiği şekilde sadece Fulya ile sınırlı kalmayıp bir sürü futbol okulu da açarsın vs. Fakat sonuç yine değişmez, değişmiyor da zaten. Bu durum aynı üniversite sayısını yapay bir şekilde çoğaltmaya benzer. Bir bina ve 50 tane de öğretim görevlisi koydun mu (bunların yarısı devlet bursuyla dönüp geçici olarak zorunlu hizmetini tamamlayanlardır zaten) al sana üniversite; ama işte olmuyor, olamıyor.

Futbolumuzdaki kulüplerin altyapı sistemi de böyle işliyor. Peki nedir eksik olan. Aslında kabak gibi ayan ve beyan, gayet açık ve net: Öncelikle bu işin “bilimine” inanmıyoruz. Zira hep dile getirilen bir söyleme hala artık inanan var mı bilmem; yani, “Almanlar bizden daha disiplinli ondan başarılı oluyorlar” söylemi. Bu “Almanlar savaşı kaybetti biz de yenildik sayıldık” deme abukluğuyla eşdeğerdir, ne bir fazla ne bir eksik. “Bilim”i derken ilkokuldan doktorasına kadar örgün eğitimde olması gereken ciddiyetten bir farkı yok ki bu işin.

Büyük Başkan tepki göstermiş, neden Beşiktaş altyapısında Beşiktaş kökenliler görev almıyor diye. Bir yandan doğru söylemiş, ama diğer yandan durumu Beşiktaşlılar veya diğerleri olayından tamamen kopartmamız gerekli. Yahu 40 yaşındayım. Ben daha ergenken bile Cruyff'un futbol okulu BBC yayını olarak TV'lerimizde gösteriliyordu ve oradaki eğitim tekniklerini ağzım açık izlemiştim.

30 defa yazdım ama yine yazayım. Maliyetin öyle aman aman olmayacağı aşikar. Getirelim emekli olmuş defans, orta saha ve hücum oyuncularını ve dahi teknik adamları, deneyimlerini aktarsınlar. Hatta bunu yaparken ex-oyuncular bizzati altyapımızdaki gençlerle antrenmanda bir araya gelip saha içi çalışsınlar. Ex-TD'ler de teknik ekibimizle think-thank yapabilirler. Bunu yapmaya başlarsak eminim 2-3 yıl sonra bu sefer daha seçici olup belirli bir ekole ait insanları çağırmaya başlayacağız, biz bunu adapte ediyoruz diye. Getirelim derken bir ex-oyuncu ayda 2 haftalık dönemde toplam 3 ay gelse bile yeterli.

Yoksa siz Barça Muhammed'i misterken hata yaptığını mı düşünüyorsunuz. Hayır yapmadılar. Fakat kesin olan şey artık istemiyorlar. Bir düşünün bakalım neden?

Yönetim bilimi okuyanlar bilir; bir işletme için en büyük hata, yeni sistemi hataları değiştirmeden eskinin üzerine kurmaktır. Çünkü o zaman artık kimseyi yenilenmeye inandıramazsınız. Tıpkı olması gerekene değil de sadece sonuca bakanların altyapı tukaka demesi gibi.

Adsız dedi ki...

Boşuna demiyoruz demek ki. Aklın yolu bir:

http://www.fifa.com/worldcup/archive/southafrica2010/news/newsid=1264637/index.html

"I do commentary on matches for television. It's something I've enjoyed doing a lot, especially when Italy won in 2006. I also trained the youth players at Inter in 2008, and since last season I've been looking after the students at the Monza football school."

Yoksa Senegal'li defans oyuncularının ağaçta mı yetiştiğini sanıyorsunuz:

http://www.guardian.co.uk/football/2007/may/23/championsleague200607.championsleague

theotheo dedi ki...

@james sneijder=açık öğretim terk.

Adsız dedi ki...

@theotheo

İçinde gayet enternasyonellik de olan nasıl bir eğitime sahip olduğumu bilmemen normal. Ama ben buna sunulan görüşler açısından değer vermezken asıl soru şu:

Bütün bunları bu konuya nasıl bağladın?

Cidden sosyolojik bir vakasın. Hatta yardıma ihtiyacın var.

Adsız dedi ki...

"sevgili günlük. bu sene de altyapıdan sağlam bir genç çıkmadı. zaten son 10 yıldır da çıkmıyordu. elin oğlu yapıyormuş diyorlar. mutlaka ya hile vardır ya da bize uymayan salyangoz satışı. hatta toprağından suyundan bile olabilir. istanbul'un sularını bir tahlil ettirsek faydası olurmu ki. yok lem bu gayet saçma durdu. en iyisi altyapısı topyapısı neyse, zaten ne mok olduğunu da anlamıyorum, hepsine tukaka diyelim olsun bitsin. zaten insan dediğin anlık yaşar. planlamayı işi gücü spor kulübü yönetmek olanlar düşünsün. biz yeri geldiğinde oluyor-olmuyor çerçevesinde konuşuruz nasılsa. forum derken korumla ne farkı var zaten. ha bu arada hepiniz açık lise mezunusunuz".

theotheo dedi ki...

yazdığın şeylerden ortaya çıkan sonuç bu. senin kafandaki ideal dünya gibi değil bişey. bunu önce bi sil kafandan.

daha 10 sene öncesine kadar devamlı teknik direktör değiştiriyodu barcelona dediğin takım. şu anki yakaladıkları futbolcu jenerasyonları dünyaya gelmiş geçmiş en iyisi. bırakta başarılı olsunlar. messi gibi bir oyuncun var. dünya futbol tarihindeki en iyi adam. her sene de 50 milyon euro transfer yapıyosun. daha ne olmasını bekliyosun?

Adsız dedi ki...

Öncelikle: “ideal dünya” tanımın tamamen subjektif ve senin vizyonuna dayanıyor. Aslında çok şey denir de, kısaca bazı örneklerle açıklayayım:

1) Ligimizin 4 büyük kulübü olarak adlandırılan kesimi son 10 yılda transfer için yıllık 15-25 milyon avro aralığında para harcıyor (son sezon Beşiktaş hariç). Bunu Barça'nın harcadığı 50 milyon avro ile kıyaslarsan hiç de az bir rakam değil, özellikle alınan sonuçlarla ve gelecek için belirenlerle değerlendirirsen. Üstüne üstlük bu takımların hepsi bu transferleri borca girerek yaparken, Barça'nın böyle bir derdi yok. Örnek olarak Beşiktaş'ın son 10 yıldır yaptığı borç 200 milyon avroya yakın ve bunun neredeyse tamamı futbol şubesinden kaynaklanıyor (zira diğerleri için Fulya gelirleri yetiyor da artıyor). Sonuç ne?

Türk futbolu bu şekilde yoluna devam ederken 2002'deki dünya 8.ciliğinden halen 40.cılığa düşmüş durumda. Üstümüzde Zambiya, Macaristan, Karadağ, ABD ve İsveç gibi ülkeler var. Oysa bizdeki kulüpler hala elin Lazio'sunun gözden çıkarıp haftalardır ilk 11 oynatmadığı adama 10 milyon avrolar verme peşinde.

Şimdi eğer benim yazdıklarım ütopya ve gelinen bu nokta gerçekse, ben ütopya olanını alayım. Çünkü birilerinin egosunun elinde paçavra olan ülke futbolundaki mevcut durumu kabullenmenin herhangi bir gerçekle ilgisi yok. Sadece o egolarla ilgisi var.

2) Bir şeyi ütopya olarak nitelendirirken kişisel subjektifliğinden dışarı çıkıp gerçek örnekler vermek durumundasın. Bunu yaparken de geçmişte olan bitenleri örnek diye verirsen iyice komik olur. Konu zaten değişim üzerine; “şu yapıldı olmadı, bu yapıldı olmuyor” demek kadar mevcut abuklukları desteklemekten öte gitmeyen yorumların kendisi de aynı derecede abuk olur. Bahsettiğim model için maliyet mi? İstersen hemen kısa bir maliyet tablosu yapalım. Kaynaklar açısından olabilirlik mi? Önceki mesajımda verdiğim link ve haberde Bergomi'nin spor yorumculuğu dışında yaptığı işleri de yazdım, Maldini'nin Afrika'daki gençler için yaptığı gönüllü işleri de. Şimdi tutup futbol kulüplerinin yönetim zihniyetinden vs yazacaksan hiç yazma. Aynı şekilde yanlışlar üzerinden kural belirlemekle kalırsın.

3) Bir şeyin yanlış olmasıyla yanlış uygulanması arasında birbiriyle alakasız büyük bir uçurum var. Mesela herkes çocuğunu çok özel görür. Okuldur, iştir, bir değil 30 defa hiçbir işte kararlılık göstermediğinde onun yerine diğerlerini mi suçlayacaksın. Neticede hata ile yanlışı ayırt edebilmek önemli. Eğer Beşiktaş'ın Seba dönemlerini bilenlerle konuşmuş olsaydın şunu bilirdin ki, özkaynak düzeni Seba'ya ilk sunulduğunda Büyük Başkan buna inanmamıştı. Fakat gelinen durumda başka çıkar yol yoktu ve maliyeti de çok az olduğu için önce kabul etti; sonra başarılı olabileceğini gördüğünde kısa süre içinde en büyük savunucularından oldu. Zaten başkan olarak “büyük” olmak bana göre böyle bir şey.

4) La Masia modeli Barça'nın kendi Katalan futbol ekolünden gelen bir konu değil. Cruyff tarafından o dönemki kulüp başkanına önerilen ve sonra da uygulamaya geçen bir sistem. Aşağıdaki linkte detaylarını bulabilirsin.

http://en.wikipedia.org/wiki/La_Masia

Eminim o dönemki Barça'nın içinde ve civarında bulunan isimlerden de bu işe karşı olan, çomak sokmak isteyenler olmuştur. Fakat işte vizyonu geniş bir başkan ve yönetim herşeyi değiştirebiliyor. Tanıştığım ve benden yaşça 8-10 sene büyük bir İspanyol futbolsever Barça için aynen şöyle demişti: “birden ekol oldular, kimse farketmedi bile”.

Bana sorarsan senin bu “ütopik” tanımlamanın zamanında Hezarfen için yapılanlardan farkı yok. “Ben baktım, gördüm, olmaz”. Bitti gitti. Aynı zamanda bir Barça fan'ı olarak neyse ki Josep Nunez'in vizyonu bu kadar değilmiş.

5) Barça'nın devamlı TD değiştiriyor dediğin dönem için şampiyonluklarını yazıyorum: 1991, 1992, 1993, 1994, 1998 ve 1999. Bu söylediğin benim altyapı tezimi çürütmekten çok, tersine kim gelirse gelsin bu özkaynak düzeni sayesinde yine de başarılı oluyorlar söylemimi destekliyor.

Adsız dedi ki...

Bu arada:

"Düniya Yıldızı"nı oynatamayanlar şeklinde Beşiktaş yönetimini eleştirenlere de bu haber gelsin:

http://www.kartalbakisi.com/futbol/iste-quaresmanin-yeni-takimi-h17632.html

Kendisine ehlen ve sehlen diyor, oyun tarzı, futbol mentalitesi ve bilimum diğer konsept dahlinde esas yeri olan bir ligi tercih ettiği için de tebrik ediyorum. İyi yallelliler.

Şimdi yönetime sallayanlarrr düşünsünnnnn...

onderizo dedi ki...

@james sneijder
Abi sende özenip bezenip araştırıp buna cevap yazıyorsun boşuna adam okumadan direk boş cevap veriyor. Ama eline sağlık ben okuyup futboldan anlayan bir insandan bilgi alıyorum. Ayrıca 'theo'yu çözümledim bu ilk okumayı öğrendiğinde nasrettin hocadan parayı veren düdüğü çaları okumuş o günden beri zihniyet oturmuş

Adsız dedi ki...

@onderizo

Çok teşekkürler, bu senin öngörüşlülüğün.

Ben insanlar hakkında ne "ilk izlenim" lafına inanırım ne de "değişmezler" lafına. Bilirsin, bazıları bu aleme hamallık yapmaya gelir ve ben bu laftan hiç yüksünmem.

Ki söylediklerim de mutlak doğru değil, hatta sonuna kadar değil. Her zaman çürütenlere açığım. Forum diyorsak blog diyorsak tartışırız. theotheo'nun üslubu bana göre farklı olsa da, iyi ki var.

Saygılar

Adsız dedi ki...

Ayrıyeten Q7'nin bir yalelli takımıyla sözleşme imzalaması an itibariyle forza'da hiç yer almamış.

Ağlayalım mı gülelim mi şimdi.

Adsız dedi ki...

Ne gece be. Lem yaz yaz bitmiyor. Hey buraya yazıp ahkam kesen GS'liler. Bu da size gelsin:

http://www.kartalbakisi.com/gundem/ve-burak-itiraf-etti-penalti-degildi-h17620.html

Kolay değil değil mi ahlaksızlığı fanatiklikle desteklemek. Mide lazım mide.

demetevler dedi ki...

theotheo cum trolluk yapmak bazen cok zevklidir ben de yaparım bloglara girerim, hakim goruse sacma sapan iddialarla saldırırım, insanların köpürüşünü seyrederim :) ama bak burda o ortamı olusturamadın iste, yapamadıgın yerde durmasını bileceksin, cunku suan senin anlattıkların ciddiye alınmıyor bile. basarısız oldugunun kanıtıdır bu.

ben bu satırları neden yazıyorum biliyor musun, cunku galiba sen troll degilsin ve hakikaten bunları dusunuyorsun az once bu sonuca vardım. ama senin icin bu durum cok vahim de olabilir cok guzel de.

vahim cunku, sebep-sonuc ilişkisi kuramayan bi beynin var ve bunun sıkıntıları ilerde cok fazla cekersin bugune kadar pek sorun yaratmadıysa eger.

cok iyi cunku, muhtemelen 15 yasından buyuk degilsin ve onunde uzuuun bi hayat var, kıskandım dogrusu. genc olmak guzel sey, sokaklarda steveee mcmanamannn diye bagırdıgım gunler geldi aklıma. gelismek ve baska bi insana donusmek icin hala cok zaman var onunde, ben o treni coktan kacırdım.

demetevler dedi ki...

@ sneijder

baskan, o attıgın post a baktım kartalbakısı sitesindeki ama o bastaki cumleler editorun yorumu, orijinal metni bul istersen daha acıklayıcı olur.

burak kendini zaman zaman attıgını itiraf ediyor ama herhangi bi mac ozelinden ornek vermiyor, o site besiktas sitesi oldugu icin, kendi pozisyonları icin hemen uzerlerine alınıyorlar ve bu sekilde bi yorum ekliyorlar metnin kendisine.

theotheo dedi ki...

ya burda yorumun ciddiye alınsa ne olur, ciddiye alınmasa ne olur. yazsan ne olur, yazmasan ne olur. ne salak adamlarsınız ya. sanki yönetim kurulundayız da beşiktaş için kararlar alıyoruz.

beni sallamıyosan önemsemiyosan cevap verme, benimle ilgili yazı yazma arkadaş. sneijderle konuşuyoruz biz aylardır, sana giren çıkan ne?

blackeyes82 dedi ki...

blog önceden baya hareketli oluyordu. şu aralar tık yok.

theonun üzerine gereksiz gidiyosunuz. saçmada bulsanız fikrini söylüyor. eleştiriyide kabul ediyor. renk katıyor.

bir ara nedim vardı buradan nasıl kaçtı biliyoruz. şimdide theo kaçsın.

Ayrıca teonun fikirlerine katılmıyorum.

Adsız dedi ki...

@demetevler

Sen söyledikten sonra bir kez daha baktım, üstüne Burak'ın GSTV'deki açıklamalarını da bulup dinledim. Netice: resmen fanatiklikle sazan olup atlamışım. Bunu kibarca dile getirdiğin için teşekkürler.

@theotheo

Yazdığının bir kısmıyla ilgili:

Yıllarca forumlarda, orada burada 8 yıllık berbat yönetimden bahsettim. Hatta bir aralar halen aktif olmayan önemli bir taraftar grubunun sitesinde üye olarak da bunları dile getirdim. Bu nedenle "sanki Beşiktaş yönetim kuruluyuz da" sözüne katılmıyorum. Beşiktaş kongresinin seçtiği ve hatta kaçıp giderken ibra ettiği vatandaşın yaptığı icraatlar ortada. Yeni yönetim hala Ferrari'nin borcunu taksitlendirmekle, reklam anlaşmasından kalan borcu indirmekle ve "hibe edeceğim" deyip etmeyeni ikna etmekle meşgul. Berk Hacıgüzeller çok yenekli bir maliyeci. İlk ikisinde başarılı olduk gibi, sonuncusunda bir başarıyı ise zaten beklemiyordum. Şu işe bakın: Hepsini geçtim de; Türk futbolunun başında olan kişinin bir Süper Lig takımından alacakları var. Böyle bir durum normal olabilir mi?

Kısacası: yerine geldiğinde yönetimin icraatlarını da eleştiririz, tavsiyelerde de bulunuruz. Bunu en iyi Beşiktaşlıların anlaması ve bilmesi gerekir. Pragmatizm denilen konu öyle bir şeydir ki, bunu tek kural kabul ettiğinde dünyanın bir tarafında otobüste tecavüze uğrayan ve sonuçta öldürülen genç kızın durumu için "oluyor böyle şeyler, 500 sene önce de olurdu" demeye kadar götürür işi.

Aslında pratikte şöyle bir durum da var: zaten Beşiktaş için bunları konuşmuyorsak geriye sadece bir word dosyasına kaydedeceğiniz ve ihtiyaç halinde copy-paste yapabileceğiniz 3, bilemediniz 5 paragraf kalır.

Bir de; "ciddiye almak ve alınmak" bir kriter değil. Ben burada bir yorum yazıp herkese düz gitsem ve diğerleri bunu 10 ay ciddiye alıp işi arbedeye götürse, gerçek olan bu mudur? Oysa olan biten, dışarıdan birinin (örneğin bir uzaylı diyelim) bakıp hemen görebileceği üzere bir manyağın yazdığı mesaj ve diğerlerinin bunun için ortalığı kan revan haline getirmesi olur, başka bir şey değil. Bu durum sadece insana özel, çünkü bir ego meselesi. Yoksa doğaya bakın insan dışında "ciddiye alınmak" gibi bir kaygısı var mı diğer yaşayanların.

İlaveten blackeyes82'ye de katılıyorum; tartışalım, yazalım.

Adsız dedi ki...

Merak ediyorum, son TS tutturcup maçından sonra hala Cenk McGregor'un yerine geçmeli diyen bir ademoğlu var mı bu evrende. Adam ben kaleciyim ve bunu sahada gösteriyorum diyor. Üstüne Vittek'in üzerine bir yürüyüşü vardı ki, işte Beşiktaş kalecisi budur dedim.

Helal lem braveheart. İnşallah bu maçta gayet olumlu sinyaller veren Gökhan'ın gelişiyle bu defans ızdırabın biraz olsun son bulur.

Bu arada Escude'ye sallayanlara: memlekette şimdi almaya kalksak sadece sözleşme parası 4-5 milyon avrodan az bir defans oyuncusu vardı da biz mi göremedik.

Pheaglix dedi ki...

keşke mcgregor'un boyu 6-7 cm daha uzun olsaydı. sırf boyu yüzünden yediği goller var bu sene (mesela biraz daha uzun olsa sow'un golünü çıkartabilirdi bence). ha yine de cenk'ten 2-3 gömlek üstün bi kaleci. kalede cenk olsaydı mcgregor'un kurtardığı topları kurtarabilirdi belki, ama ilk dakikada janko'nun kafa vuruşunda boşa çıkıp yerdi golü.

Pheaglix dedi ki...

bu arada emin değilim, ancak yd'nin genel kurulda "hibe ediyorum" diyip hibe etmemesi konusunda bir dava açılabilir sanırım. (yazılı olmasa da delillendirilebilecek bir vaat. yönetim kurulunun çoğunluğu biz hibe ediyor diye ibra ettik derse ordan bişeyler çıkabilir. borçlar hukukunda buna benzer bişeyler vardı tam hatırlamıyorum.)

Adsız dedi ki...

Körlük nasıl bir şeydir biliyor musunuz, aylar öncesinden bu vatandaşın tek oynayabileceği lig Katar takımlarından biridir derken üzerimize çullanan "sözde" Beşiktaşlıların, vatandaşın BAE takımlarından biriyle anlaşmasına rağmen hala kendisine tapmalarıdır.

Oysa dünya futbolunu hiç takip etmediklerinden bilmezler ki, o ya lelli liglerin arasında bile çok büyük bir fark vardır. Üşenmeyin gidin neti kullanıp sorun: Katar ligi ile BAE ligi arasında dağlar kadar fark vardır. Ve o idolünüz Katar ligine değil bir BAE takımına gitti.

Zaten herşey ayan beyan değil mi. Yani kulüple anlaşıp sözleşmesini eline alan bir oyuncu madem o kadar değerli idi, neden bir Avrupa kulübü kendisine gel de oyna demedi.

Quaresma boş bir balondur. Son transferi bile bunu size gösteremediyse başka bir şey gösteremez. Haydi biz bu konuda salağız, daha İtalya'da oynarken bile taraftarlarca bidone d'oro, yani altın bidon seçilen bir adamdan bahsediyoruz. Üstelik daha geçenlerde son 10 yılın en boş transferlerini kapsayan oylamada yine ve yeniden bu ödülü aldı. Herşeye karşısınız anladık, ama gerçeklere de karşı olursanız ve hepsinden önemlisi bunu Beşiktaş'ın üzerinde tuttuğunuz bir oyuncu için yaparsanız, bir zahmet Beşiktaşlıyım demeyi de bırakınız.

İstikamet belli. Katar bile değil BAE ligi. Uydu frekansları için yardımcı oluruz.

Adsız dedi ki...

@Pheaglix

Bence McGregor'un en önemli farkı pozisyon bilgisi. Dikkat edilirse bu son maçta yediği golde bile topun nereye gideceğini ve nasıl tehlikeli olabileceğini görüp ileri çıktı, ki McGregor çok fazla ileri çıkan bir kaleci değil. Ama defans olarak rakibe bu denli kolay kafa vurabilme şansı verirsen o da vurur işte.

@Pheaglix

Konuyu önceden mali müşavir arkadaşlarımla konuşmuştum. Maalesef spor kulüpleri için tek kriter ibra edilip edilmemesi. Yani bu halde fazla bir umut yok. Onlar da kulüplerin kote olmaları halinin abukluklarla dolu olduğunu söylüyor. Ama arkasından ekliyorlar da: dünyada da böyle.

Pheaglix dedi ki...

@james sneijder

benim bildiğim kadarıyla sözleşme taraflarından birisi verilecek kararı etkileyecek şekilde karşı tarafı aldatırsa, aldatılan taraf sözleşmenin iptalini talep edebiliyor. benzer şekilde harcadığı parayı hibe edeceğini söyleyip hibe etmemek genel kurul üyelerini aldatmak olarak sayılabilir belki, ama bilmiyorum tabi spor kulüpleri için ayrı bir yönetmelik olabilir.

eğer yönetimin hukuken yapabileceği birşey kalmadıysa yapılabilecek tek şey demirören üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak, ki o da bir işe yaramaz. dört büyükler içinde (hatta bursa ve eskişehir de katılabilir buraya) bu tarz bi baskıyı en beceremeyecek taraftar grubu biziz. şu olayın benzeri fenere olsa mesela, nefes aldırmazlardı aziz yıldırım'a. ama bizim yapacağımız baskı (veya protesto) en fazla lafta kalır, üstüne ertesi gün gideriz demirören avm'ye alış veriş yapmaya.

Adsız dedi ki...

@Pheaglix

Aynen coni waynen, yani normal bir şirket bağlamında. Ama spor kulüpleri için bu konuşmalar, vs sorasında tek bir şeye bakılıyor: ibra. Şimdiii ibra edenler düşünsünnnn, demek istiyorum ama emin ol 1-2 tanesi belki ne yaptığını biliyordur, gerisi fasa fiso.

Baskıyı aynen dediğin gibi unut zaten. Bizzat kendisi hibe yok demiş. İstanbul'da 2 gece konaklamalı beleş hafta sonu tatiline geldim modunda kongreye gelip ibra eden dangozlar düşünsün. Ama onlar bile senin benim kadar düşünmez emin ol.

Pheaglix dedi ki...

@james sneijder

bilmezler tabi ne yaptıklarını. sonuçta "ibra gelenektir"...

Adsız dedi ki...

Ne yazık ve "ayıp"tır ki konuşmasını kesmeye kalkanlar, o eski Divan Başkanları hala beyanat verebiliyor. İşte Berk Hacıgüzeller'in 2009 konuşması (kendisinin konuşmasını kesmeye kalkanlar şimdi gelsin de yapsın bakalım):

http://www.youtube.com/watch?v=spByXj_BzKA

Pheaglix dedi ki...

@james sneijder

bu konuşmadaki durumları yıllardır bağırıyoruz zaten. bazı arkadaşlar "siz ne anlarsınız yöneticilikten, hiç yöneticilik yaptınız mı?" diye dalga geçiyordu (baş harfi theo).

yalnız o zamanki rezil duruma bakınca şimdiki halimizin ne kadar vahim olduğu daha da anlaşılıyor. kulübü 2009'daki mali haline döndürebilse fikret orman'ın heykelini dikecek durumdayız.

Adsız dedi ki...

@Pheaglix

İyi durumdayız çünkü o konuşmayı yapanlar yönetimde. forza gibilerine gelince: Ya Beşiktaşlaysanızdır ya da değil. Seçin.

Saygılar

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yorum Gönder

Ara