.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

6 Kasım 2012 Salı

Neden Erman Hoca'yı Seviyoruz vol. 32

"Diğer oyuncular boşa kaçmadı, o hareketi yapmazsanız savunmanın istediği oluyor. Bu pozisyon için sadece Markota'yı suçlayamam. Diğer dört oyuncunun da payı var. Türkiye'de oyuncular pas vermeyi bilmiyor. Öğrenmemiş kimse, modern basketbolun ben pasla oynanabileceğini düşünüyorum. Gel, orada dur. Öbürü gelsin orada dursun. Perdeleme yapalım, hop başka biri gelsin. Basketbol böyle yavaş oynanmaz."

Kaynak: Eurosport Türkiye twitter hesabı. 
Yıllardır katıldığı uluslararası turnuvalarda sadece seyirci avantajına sahipse/bireysel performanslar coşarsa bir şeyler başarabilen, hücum seti olarak yavaşça oynanan pick-and-roll'lardan başka hiçbir dinamizmi olmayan, uzun zamandır kalburüstü şutör dahi yetiştiremeyen Türkiye basketbolunun teşhisi budur, ve umarım Erman Hoca bir gün şu konuda daha yetkin bir pozisyona geçer bir gün.

37 Yorum:

theotheo dedi ki...

valla moruk. türkiyede bir spor eleştirilecekse eğer en son eleştirelecek spor basketboldur. kaç tane oyuncumuz nba de oynuyor., oynadı. bunların hepsi bu altyapılardan yetişmiş oyuncular.

o yüzden bu işleri sevmiyorum. abdullah avcı da aynı şark kurnazlığını yapıyor. takımında liverpool madridde oynayan 3 oyuncu var. geri kalanı da gerçek anlamda kalbur üstü oyuncular. o da eğitim falan diye zırvalıyor.

yenildiysen yenildin arkadaş bu kadar basit. türkiyede basketbolu eleştirirsen gerçekten taş olursun. bu işleri bırakmak lazım artık. baktığın zaman erman kunteri severim ama. o zaman kendisinin başarılarını da sorgularsak işin içinden çıkamayız.

Maxim Tsigalko dedi ki...

Abi basketbol kötünün iyisi diye eleştirilmesin demek çok saçma. Türk takımlarının yaptıkları yatırım, kazandıkları başarı oranına bakarsak Avrupa'nın en kötüsü olabiliriz.

Ayrıca milli takımda da en parlak jenerasyonun bile ne kadar başarılı olduğu ortada.

Eğer bir potansiyelimiz varsa ki bence var, bu potansiyel bugüne kadar neredeyse hiç değerlendirilemedi. Yıllarca başka antrenör yokmuş gibi Tanjeviç'te ısrar edildi, ediliyor. Bu kadar başarılı Türk antrenörlerin olduğu bir yerde neden Tanjeviç'in orada olduğu sorgulanmalı mesela.

Ayrıca Turgay Demirel de başarılı olsa da olmasa da yıllardır bu görevin başında. Nasıl oluyor da 1 kişi bile çıkıp oraya ciddi anlamda aday olamıyor. Adamın hükümetle ilişkisi belli gerçi, sorgulamaya bile gerek yok.

Yani Erman Hoca'nın dedikleri çok naif bile kalmış aslında. Türk basketbolunda eleştirilecek o kadar çok şey var ki.

theotheo dedi ki...

ya eleştirilecek şeyi bulursun arkadaş. dünya sizin kafanızda idealize ettiğiniz bi yer değil yani. herkes barcelona gibi futbol oynasa olur mu yani. böyle bişey olmaz arkadaş. her spor eksiklikler yanlışlar hatalardan ibaret oluşur bu böyledir.

biz şu anda bütün spor dallarında çok hızlı gelişiyoruz. sizin probleminiz yaş. biz 90 öncesinde futbolda gelen gidenden 5 yiyen bir takımdık. bak şimdi geldiğimiz noktada. her takımla başabaş oynuyoruz. bu işler pat diye olmuyo. 10 sene 20 sene alıyo bu işler.

baskette zaten denicek birşey yok. milli takım olarak dünyada avrupada kazandığımız başarılar ortada. he sen her şampiyonada 3. olalım diyosan o zaman git antartikaya.

herşeyi idealize etmeyin hayat böyle birşey değil. sen şimdi hayalinde evleniceğin hatunu lorean bernal olarak resmedersin. ama aynı kıçıma benzeyen bi kadınla evlenirsin bu böyle yani.

erman kunter lütfen işine baksın. elindeki bütçe ortada. haddi bilmek lazım. bu bütçeyle bu kadroyle fenere falan kafa tutamazsın. bu kadar basit.

cemekici dedi ki...

@theo,

sözlükte de yazmıştım türk basketbolu başlığına. burada da tekrar edeyim. erman hoca sonuna kadar haklı. son yıllardan(10-15 sene) bir kaç veri koyayım önce ortaya:

nba'e giden tek bir guard'ımız var: ibrahim kutluay(neredeyse süre alamadan döndü)
nba'e giden 2 tane 3 numaramız var: hedo(yetiştirdiğimiz en önemli basketbolcu), ersan ilyasova(4 numara oynuyor orada)
4 ve 5 numarada ise: mirsad, mehmet, ömer, semih, enes.

draft edilmiş ama hiç nba'e gitmemiş isimlerimiz de var.

şimdi kişisel yorumum:

nba'e giden isimler uzun isimler ve seçilmelerinin nedeni şu. avrupa'lı uzunlar zeki oyuncular olarak biliniyor. aynı zamanda temelleri sağlam. baktığınız zaman hep atletizmiyle değil de zekasıyla orada tutunmuş isimleri görebilirsiniz. türkiye de avrupa'da olduğu için türk uzunlara da atlıyorlar hemen nba takımları. semih gibi basketbol bilgisi özürlüsü(temel bilgisi eksik) uzunlar dışında da genelde az çok süre alıyor adamlarımız. bu güzel bir veri. "neden sadece uzunları gönderebiliyoruz?" sorusunun altında erman hoca'nın yorumu yatıyor.

türk oyuncular temelde eksik. uzunlarda bu pek sırıtmıyor çünkü topla oyunları genelde topu aldıktan sonraki 1-2 saniye içerisinde potaya yollamak üzerine kurulu. ama kısa isimler oyunu okuyan yönlendiren isimler. temeli eksik olunca kimse bizim kısalarımızın yüzüne bakmıyor. durum budur.


theotheo dedi ki...

ya saçma sapan konuşma. nbae avrupanın en iyi gardları gidip tutunamadı. calderon spanolis fln vs. sen neden bahsediyosun. bu kadar at gözlüğüyle bakmayın bu olaylara arkadaş.

nba top top level. sen oraya şu saydığın oyuncuları gönderebildiysen demekki doğru işler yapıyosun demektir. geçiceksin bu işleri.

he biz adam göndericektik. nashi rondoyu kesip oynucaktı adam ha. yok ya. kutluay diye süre alamadı diye küçümsediğin adam avrupaın top takımlarında oynadı.

sallamak serbest tabi. erman hoca doğru söylüyor kesin. pas vermeyi bilmiyoruz. ama ne yazıkki getirdiği yabancılar hiç pas vermeyi bilmio. onu napıcaz acaba

theotheo dedi ki...

bende o zaman erman hocaya. niye top class bi takım çalıştıramadın o zaman senin basketbol bilginde bir zayıflık temelde bir eksiklik var mı diye sorabilirim? böyle bişey sormaya hakkım var mı yani

bu kadar aptal bişey hayatımda görmedim.

bu işleri geçelim arkadaşlar. elde bütçe bu malzeme bu bu malzemenin başına geçebilecek en iyi hocalardan biri de erman hocadır. o da kabul. ama türkiyede yetişen basketbolcular pas vermeyi bilmiyor dersen.

hidayet, mehmet okur, ersan ilyasova, kerem tunceri, kutluay, erdenay, enes, mirsad gibi top class oyuncular yetiştirmiş bir sisteme çok büyük saygısızlık olur.

cemekici dedi ki...

@theo

tony parker, juan carlos navarro, jose calderon, ricky rubio, rudy fernandez, sarunas jasikevicius, aleksey shved, vassilis spanoulis, marco bellinelli, goran dragic, sasha vujacic, thabo sefolosha.

kimisi 1 sene oynayıp paşa paşa döndü, kimisi hala orada. ilk etapta aklıma gelenleri saydım. hangisinin seviyesinde guard yetişti türkiye'de. özellikle son 10-15 yıla bakalım, var mı böyle bir guard. biraz ibo vardı o kadar.

hadi onu geçtim, neden hiç bir türk basketbolcu avrupa'da başka bir ligde oynamıyor.

türkiye guard yetiştiremiyor. gel şunu kabul et.

kır zincirlerini, boz ezberini.

QuaresmA dedi ki...

Basketbolda koşu istatistiği çıkarılsa bizimkilerin foyası ortaya çıkar.

BJK4EVER dedi ki...

Theo bu konuda hakli kimse kusura bakmasin. Turk basketbolculari pas vermesini bilmiyor eyvallah da senin getirdigin Markota, Jerrels ne gibi bir fundamentala sahip arkadas. Turk guardlari oyun gorusu konusunda zayif ama senin yabanci gardin ortalama 20 saniye topu elinde tutup hucumlarin yarisini kendi kullaninca sorun olmuyor ha?

alper dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

dünyanı en acayip tespitlerini yapıon theo .

neymiş o kadar nba oyuncusu yetiştirmişiz bu altyapılardan da bilmem ne.

senin euroleague kazanan takımın var mı hacı ? onu bana bir söyle bakalım ?

basketbol çok gelişmiş , hayvan gibi alt yapı var , yatırım var . 50 senedir sadece 1 takımın sadece 1 kere final four görmüş.

yalansa yalan de ? istatistik ortada ...

Yunanların hiç oyuncusu yok nba'de senelerdir ambargo koyuyorlar final four'a ?

abdullah avcı'yı eleştiriyorsun e dön bak abi 100 senede 1 avrupa kupan var ? 2 tane yarı finalin var 3-4 tane çeyrek finalin var ? ulan romen takımları senden daha çok ilerliyor ? hatta kıbrıs rum takımları senden çok ilerliyor.

sonra gelip bana kalbur üstü oyuncu diyorsun ? ee nerde diyorum ben de sana ? gelip braga'dan tokat yiyen gidip cluj'dan tokat yiyen adamlar mı kalbur üstü topçu ?

real madrid niye yenilmiyor cluj'a hacı ? niye evinde kaybetmiyor braga'ya filan ?

çünkü asıl kalburüstü adamlar oradalar.

bu işler 1 tane liverpool'da oynayan adamla olsa irlandalılar senelerdir avrupa şampiyonu olmalı ...

türkiye'de gelişmiş denebilecek bir spor varsa o da güreş'tir ki onun da içine etti uluslararası federasyon acayip kurallar ile.artık orada da başarılı olamıyoruz.

theotheo dedi ki...

lan ne yüzsenesi daha türkiye türkiye olalı 90 sene oldu sen neden bahsediyosun. daha 30 sene önce sokağa çıkma yasağı konuyodu daha 15 sene önce nüfus sayımında sokağa çıkma yasağı vardı. sen neden bahsediyosun ya.

ulan sen yunanla ispanyolla kendini bir tutabilir misin? bunun parayla pulla ilgisi yok.

yatırım yapıyosun bunun meyvelerini almaya başlıyosun bak son 10 seneki futboldaki başarılara, basketteki başarılara bak bakalım.

2.3 sene içerisinde hepiniz göreceksiniz fenerbahçe de galatasarayda efeste final four oynayacak. bu işler böyle kademe kademe.

bak kardeşim bi bok bilmiyosunuz konuşuyosunuz.

ben erman hocaya soruyorum işte, sen bu kadar iyi tespit yapıyosun, o kadar çalışmayı silip atıyosun türk sporundaki. e kardeşim sen neden bir a class takımı çalıştıramadın hadi onu geçtim b classı niye çalıştıramadın diye sormazlar mı adama?

siz boş atmayı bırakın beyler.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Fener macinda Erman hocanin bazi hatalar yaptigin takimi iyi yonetemedigini susunuyorum, o da formunda degildi pek. Maca cok iyi baslayan Christopheri 2 faul aldi diye hemen cikarip bencte unuttu, halbuki eli cok sicak baslamisti skor yukunu cekiyordu. Ayni sekilde Vidmari oyundan cikardiktan sonra uzun sure sokmadi, o da hucumda etkili oluyordu. Sonra zamansiz denedigimiz basarisiz alan savunmalariyla Fenere bos ucluk imkani verip havaya girmelerini sagladik, adamlari uyandirdik. CSKA macinda da bu tarz savunma basarisiz olmustu zaten. Etkili sutorleri olan takimlara karsi bu kadar hareketsiz alan savunmasi yapmak intihar resmen. Bi de tabi bence tbl icin Falker tercihi son derece yanlis. Hem Dasici kazanamamis oluyorsun, hem de Falker-Vidmar ikilemine dusuyorsun. Bence Vidmar tbl icin gayet yeterli, sayi sikintisi cektigimiz icin Dasici kazanmak zorundayiz. Falker savunmada ekstra sertlik gerektigi zaman faydali oluyor ama hucumda hic potaya bakmiyor. Ama illa Falkerdan vazgecmeyecekse Markota bile cikabilir tribune yani, Dasici soyle adam gibi sure alirken bi seyretsek iyi olacak gibi artik.

theotheo dedi ki...

öyle atıp tutmakla burada emeği olanlar silinemez.

galatasaray yenildi ama 3 maçtada çatır çatır top oynadı arkadaş. yarın yenerse ne diceksin?

ben türk sporu yüzde yüz doğru yönetiliyo demiyorum. ama sen tutup bizi ispanyolla yunanla karşılaştırırsan biz daha çabuk gelişmişiz sonucu ortaya çıkar. 90 öncesini bi defa türk sporundan sil. öyle birşey yok.

türk futbolundada basketboldada 90 dan sonra patlama olmuştur. son 10-12 seneden bunun meyvelerini almaya başladık.

bak bakalım son 10-12 senede futbolda uefa kupamız var dünya üçüncülüğümüz var avrupa üçüncülüğümüz var şampiyonlar ligi çeyrek finallerimiz var.

baskettede aynı şekilde. nba gönderdiğimiz bi sürü adam var. avrupa 2.liğimiz var. turnuvalarda artık önemli bir takım olarak adlandırılmamız var.

siz bi bok bilmiyosunuz. öyle bol keseden atmak çok kolay.

@theotheo

Bak hocam, daha once de dedim sana. Futboldaki trolllugunun arada tutar yani var da, basketbola hic bulasma.

NBA'deki mevcut pivotlarin cogu Avrupali. Cunku NBA basketbolu atletizme evrildikce, iceride kalip gibi duran size'li Amerikan pivotlarinin zamani gecti, Avrupa'dan fundamental'i olan ve floor'u spread eden pivot ihraci basladi. Bu furyaya biz de katildik. Burasi tamam.

Benim elestirdigim, Turkiye basketbolunun guard yetistirememesi. Gene atmissin "Dunyadan guard yok" diye, yukarida sana listelenmis bir cirpida akla gelenler. Daha Knicks bu sene 35 yasinda Arjantinliyi aldi oynatiyor. De Colo, Rubio, Dragic yildiz statusune dogru gidiyorlar. Cunku bu guard'larin saha gorusu cok iyi, ve Amerika'da Rondo, D-Will, Paul ve Lowry harici bu kadar iyi gorusu/pasi olan guard bulmak zor yeni nesilde. Yani oraya da bir evrim var fakat Turkiye Serkan Erdogan'dan beri bir tane saf sutor guard, Tunceri'den beri de gorusu olann bir PG cikarabilmis degil. Burada bir durup dusunmek lazim.

Turkiye'nin turnuvalarda ortaya koydugu hucum setleri ile ilgili istedigin yaziyi ac, hepsi yavas execute edilen pick and roll'lardan bahseder. Cunku azicik basketbol oynamis/izlemis insan bunu gorur hoduk degilse.

Ozetle, o isler oyle kolay degil.

Turkiye'nin Avrupa Basketbol Sampiyonasi'nda aldigi dereceler:

1949 4., 1951 6., 1955 11., 1957 9., 1959 12., 1961 10., 1963 15. ...

Gel 90'lara:

1993 11., 1995 13., 1997 8., 1999 8., 2001 2., 2003 12., 2005 9., 2007 11., 2009 8., 2011 11.

E ne fark var bir tane 2.lik haricinde?

Saman alevi basarilarla 10 sene ovunmek ata sporumuz.

theotheo dedi ki...

@shelbyl

çıkar şu at gözlüğünü. son 20 yılda sporda devrim oldu diyorum anlamıyosun.

yani rakipler artık türkiye ismini duyunca tırsmaya başladı. yoksa 1950 de bilmem kaçıncı olmuşuz mesele o değil. artık bir aşama kaydettik. eskiden bu iş öyle değildi.

o herifin yukarıda yazdığın gardların çoğu nba de tutunamadı.

siz bu boş işlerle uğraşmayı bırakın da bunu diyen erman hocaya şunu soralım.

e arkadaş tamam türk futbolcular sikko. tamam kabul ettik. e senin getirdiği yabancı hücum süresi 2 dakka olsa topu elinden çıkarmıcak o mu iyi pasör. çok biliyoduysan iyisini getirseydin derler adama.

ikincisi e o kadar uzmansan bu konuda. cholet gibi c sınıfı bir takım neden çalıştırdın. neden top eight top four çalıştırmadın derler.

böyle büyük laflar etmeyin beyler. türk sporu büyük bir evrim geçirdi. hala da geçirmeye devam ediyo. çok beklemicez 1.2 sene top 4'da takımlarımız olacak. yeni çok kaliteli gençlerde yetişiyo ilkan enes vs. herkes kendi işine baksın da boş lafları bıraksın.

BJK4EVER dedi ki...

Avrupa'lilarin bizden tirstigi falan yok. Ben Avrupa'da yasiyorum ve bizzat bizler hakkindaki dusuncelerini biliyorum. Bizim hakkimizda dusundukleri Katar, Rusya hakkinda dusundukleri ile ayni. Bize bir Ukrayna gozuyle bakmiyorlar mesela, onu garanti edebilirim. Ki milli takimin dusumu, rakiplerin bize karsi oyunu da ortada.

sadece tek örnek verecem :

zeljko obradovic 2011,2009 ,2007
ettore messina 2008,2006,2001
dusan ivkovic 1997 , 2012
Xavier Pascual 2010
Pini Gershon 2005 , 2004
Jonas Kazlauskas 1999
Božidar Maljković 1996,1993,1990

(tarihler euroleague şampiyonlukları)

yani şu adamlar piyasadayken kim avrupa'da a class takım çalıştırabiliyor ki erman kunter'e takılıyorsun ?

Avrupa'da kaç tane a class takım varmış onu da bir say bana ?

Barcelona
Panathinaikos
Cska
Maccabi
Olympiakos
Real Madrid

başka ? var mı başka A CLASS takım ?

Hadi senin güzel hatrın için Siena'yı da ekleyeyim ...

şimdi bu takımları yukarıdaki yazan adamlar dışında kaç kişi çalıştırmış bir bak bakalım.

emireri dedi ki...

theo bazı söylediklerin aslında aynı yola çıkıyor ama sen kabul etmiyorsun bir türlü, jerells olayında haklısın hoca daha garanti oynayan guard bakabilirdi, doğrudur topu çok elinde tutuyor ama bu takımın hali hazırda bir seti varsa ve oyuncular çok ağır hareket ediyorlarsa jerrels seve seve topu elinde tutacak yada birebiri zorlayacak.. fazla statik oynuyoruz bazen, daha hareketli oynadığımızda sorun kalmıyor zaten..
ilk yarı topun iyi dolaştığında ne kadr boş atışlar bulduğunu gördük takımın, ikinci yarı bunu yapmadılarsa bunda koçun suçu oldukça azdır emin ol..
ayrıca skor sıkıntısı çekmediğimiz ilk yarıda fenerli oyuncuların bomboş attıkları şutlar savunmadaki lakaytlıktan kaynaklandı, "nasıl olsa atıyoruz yaa" tavrı vardı oyuncularda, hiç sevmedim.. o iş at-at kısmına kalırsa elbette fenerin hücum opsiyonları bize göre daha fazlaydı.. yani savunmada kalkmayan ellerin de suçlusu koç olamaz.. o kadar gömülü alan savunması yapmasak bu seferde rakibin uzunlarını kahraman yapıyoruz farkında mısınız? mecburen bu şekilde bu kısa takımla gömülü oynayacağız, yoksa verdiğimiz ribauntlar saç baş yoldurur..

neyse diğer konu bizim nba'e gönderdiğimiz uzunlar.. gittiklerinde önce bir yaz ligi havası alıyorlar bolca, almayanlarsa yaz boyu (milli takımdan fırsat bulurlarsa!!) bireysel antreman yapıp, özellikle fundamental eskiklerini gideriyorlar (ki avrupalı uzunlara oranla oyuncularımızın en büyük eksiği bu oluyor genelde-bkz nba öncesi ömer'in ve semih'in faul atışları)... bkz tanjeviç'in yetiştirdiği semih erden ve ömer aşık.. semih malumunuz geri döndü, eski semihle şuanki semih arasında dağlar kadar fark var. ömer aşık ise avrupa şampiyonasında nba sonrasında kabus gibi çökmüştü rakiplerin üstüne.. bunlar sondan bir önceki jenerasyonun en iyi oyuncuları. son jenerasyonda ise enes var (bir röportajında kendisini yeni nowtizki olarak addetmişti :)) ) ancak onunda aldığı süreye ve istatistiklerine bakınca o seviye için henüz yetersiz olduğu aşikar.. yani altyapılardan petroviçler, sabonisler, parkerlar, nowitzkiler yetiştirmiyoruz ki hali hazırda bir tane bile sabonis yada nowitzki çıkarabilmiş değiliz.. oyuncularımız yeteneksiz değiller ancak gelişimlerine katkı sağlayamıyoruz. son avrupa şampiyonu olan u 16 takımından bakalım gelecek jenerasyonlara kaç oyunucu çıkarabileceğiz?? turnuva mvpsi okben bakalım gerçekten de bir yıldız olabilecek mi.. yoksa yazık oldu mu diyeceğiz yine?

@theo

Bana "cikar at su gozlugunu" dedikten sonra "Avrupa bizden tirsiyor" demene bayildim.

Bak hocam, sana su an NBA'de oynayan kalburustu beynelmilel guard'larin listesini veriyorum:

Carlos Delfino
Manu Ginobili
Tony Parker
Leandro Barbosa
Mickael Pietrus
Rodrigue Beaubois
Marco Belinelli
Jose Juan Barea
Sasha Pavlovic
Goran Dragic
Beno Udrih
Jose Calderon
Ricky Rubio
Pablo Prigioni
Alexey Shved

Gelelim uzun mevzusuna. NBA'de ilk maclarda tam 84 oyuncu yabanci kategorisindeydi. Yukarida listelediklerimizi cikar, kaldi geriye 68. Bunlarin 4'u bizden, iyi guzel. Ama senin beynelmilel duzeyde rakiplerinden Arjantin, Brezilya, Fransa, Italya, Brezilya, Sirbistan, Slovenya, Ispanya ve Rusya NBA duzeyinde yildiz olacak guard cikarirken sen uluslararasi arenada bir sey yapamazsin, cunku bu yukarida saydigim ulkelerin de NBA duzeyinde uzunu var cunku her ulkenin var son trend geregi.

Wruce Bills dedi ki...

@shelbly,

Bu yorumunun da cevabı sanırım "Erman Hoca madem o kadar iyi biliyor bu işi niye Jerrels'ı aldı?" olacak.

Her sıkıştığı yerde bu argümana başvurmuş. Kaldı ki Jerrels da Erman Hoca'nın en çok istediği hayranı olduğu bir adam değil. Şartlar ortada, guard bulmak kolay mı öyle?

Adsız dedi ki...

Bugünün CL sonuçlarından:

ManCity: 2 - Ajax: 2
R.Madrid: 2 - Dortmund: 2

ManCity'nin kendi evinde beraberliği kurtaran golünün dakikası 75. Real'inki ise 89.

4. maçlar sonunda puan durumu:

B.Dortmund: 8
R.Madrid: 7
Ajax: 4
ManCity: 2

Daha ManCity-R.Madrid maçı var bir de.

Eyi futbol ve über ötesi enternasyonel başarılar yaldızlarla kazanılıyordu deyil mi theotheo. Hatta Dortmund bir balondu çünkü Alamanya'da şampiyon oluyordu ama CL'de vs. de bir başarısı yoktu.

Hayırlısı olsun.

theotheo dedi ki...

hahahah dortmund daha ne başarı kazanmış lan. hahahahahaha. amma sallıyosun be.

ligde küme düşmesin dikkat et.

geceleri de beni düşünme bu kadar.

Adsız dedi ki...

@theotheo

Dooru lem ne başarı kazanmış. 100 milyon eder biçilen ama kulübünün 200 milyon verseniz de satmayız dediği Cristiano bir tarafını yırtmış ama yine de olmamış, birşey olmuş da ne olmuş: takım halinde kendi evlerinde 1 puanı anca 89. dakikada kurtarmışlar.

Ha bu arada, totalman ders verir gibi 4 kulüplü grupta diğer bir takım da ManCity. Hani o diğer möhteşem yaldızları barındıran, bazılarının gerekirse Beşiktaş'ı memleketlilerine satarız dediği cenahtan sahiplenen bir diğer über ötesi(!) topluluk. 4 maç olmuş (ki bunlardan sonra R.Madrid ile oynayacağı 1 maç da mevcut) ama 2 puan alabilmiş.

Daha 1,5 ay önce yazdığın "Dortmund ne ki, kendi ligi ne ifade eder, asıl gösterge olan Avrupa'da çuvalladılar" lafının tamamını bulup buraya paste ediyim mi (aynen bahsettiğin gibi gece gece üşendim de o bakımdan) yoksa zaten böyle demiştim ama buna rağmen hala "hahahah dortmund daha ne başarı kazanmış lan" demeyi sürdüreceğim, mi diyorsun.

Hocam millete "PES oynanıyor gibi yorum yazıyorsunuz" derken Dortmund taktı kapağı. Dediğin gibi hala geceleri neleri düşünüyorsak artık. Bu arada: geceleri düşünmek kötü değildir. Yeter ki Yaradan gündüz gözüyle bile görmemeyi vermesin.

Not: Küme düşme fantezisi neredendir bilinmez ama, Dortmund BundesLiga'da da 18 takım arasında halen 5. sırada.

Jackie Brown dedi ki...

@theotheo

öncelikle belirteyim Beşiktaşlı değil fenerbahçeliyim. Ama burayı ve diğer rakip takım blogarın zevkle takip ederim. Çünkü herşeyden önce sporseverim.
yazılarını okuyorum da acaba sen Rasim Ozan Kütahyalı falan mısın hocam ? yani kusuruma bakma ama yazdıklarını okurken aynı tadı alıyorum da .

theotheo dedi ki...

@sneijder

4 maçta 8 puan almakla avrupada başarı kazanlıyosa o zaman halin harap demektir. biraz daha geniş bak.

dortmund porto vs gibi takımlar ne kadar iyi oynarlarsa oynasınlar başarıları kalıcı olamaz. çünkü bu takımlar ellerindeki iyi oyuncuları sene sonunda tutamazlar bu iş bu kadar basit.

futbol iyi oyuncularla oynanır. senin dediğin fantaziler geçicidir. dortmund bu sene kagawayı da sattıktan sonra düşüşe geçmiştir. ligdeki konumundan bu bellidir zaten. bundan sonra da düşmeye devam edecektir eğer oyuncu satışlarına bu mantıkla devam edersen.

ben basket için siz atıp tutarken bu takımdan bi bok olmaz dedim yenilgiler başladı. bu işler böyle. ama sen şimdi bursa şampiyon oldu falan dersin. hep aynı terane.

bende sana bursa şampiyon oldu da noldu derim.

büyüklük kavramı başka bişeydir. bunu senin gibi evinde che kitapları okuyup gaza gelen tipler anlayamaz.

büyüklük köktür soydur. dortmundun şampiyon olması bursanın şampiyon olması bayern münihten daha büyük kulüp olmasını sağlayamaz çünkü bu başarların geçici olduğunu herkes bilir. ama senin gibi tatlı su solcuları 3.sınıf amerikan filmlerindeki kolej basketbol takımlarının siyahi hocasıyla birlikte şampiyonluklarını o kadar çok izlemiştir ki. bunu gerçek hayata implement etmeye uğraşırlar.

ben beşiktaş yönetimini geldiğinden beri savunuyorum. samet hocanın da arkasındayım. herkes kendi işine baksın. bi maç sonra samet şöyle böyle diye başlarsınız sametide gönderirsiniz. bu iş böyle. sizin taraftarlığını futbol anlayışınız sadece kolpa tatlı su solculuğu üzerine kurulmuş kıçınızı bilgisayar koltuğundan ayırmadan saatlerce menejer oyunlarından aldığınız gazla yazdığınız bişey. o yüzden çok kaale almıyorum sizin gibi bebeleri.

herkes işine baksın.

gogo dedi ki...

@ jackie brown
Serefsizim benim de aklima gelmisti

Maxim Tsigalko dedi ki...

theo, senin büyük takım anlayışın kulübün sahip olduğu güçle doğru orantılı. Bayern'in nasıl bir transfer politikası olduğunu herkes biliyor. Her sene diğer takımların en iyi oyuncularını toplayıp hem rakiplerini zayıflatmanın hem de riske girmeden başarılı olmanın hesabını yaparlar. Liginde rakiplerinin toplam bütçesi kadar bütçesi var neredeyse ve haliyle ligde açık ara en çok şampiyon olan takım. Aslında tam senin seveceğin bir tarzları var.

Beşiktaş, Dortmund gibi takımları bizim gibi tatlı su solcularına bırak bence sen.

Benim gözümde Dortmund'un son 2 senede aldığı şampiyonluklar Bayern'in şampiyonluğundan daha değerli. Toplamda da 8 şampiyonlukları varmış şimdi baktım. Sahiden gelip geçici bir başarı.

Dortmund ve Porto'yu Bursasporla aynı kefeye de koydun ya daha ne diyim sana? Porto Avrupa'nın son 10 yıldaki en iyi takımlarından birisi. 10 yılda 2 UEFA kupası, 1 ŞL şampiyonluğu var adamların. Her seferinde de yıldızlarını sattılar.
Bu takımın başarısına gelip geçici demek için theotheo olmak bile yetmez.

Maalesef futbolda tek bir doğru yok. Senin sevmediğin tarzla da başarılı olunabiliyor. (bkz: Porto, Lyon, Dortmund, Shaktar)

Sen lütfen bizi kaale alıp da cevap verme. Zira her cevabında biraz daha saçmalıyorsun.

sedila dedi ki...

theotheo'ya kimse cevap vermesin. Bu durumda belki çekip gider..

cemekici dedi ki...

@sedila

theo'nun gitmesi değil aksine tüm eleştirileriyle birlikte burada kalması gerekiyor. bu şekilde daha farklı görüşleri dinleyebiliyoruz. ben bu yüzden theo'nun görüşlerine hemen hemen hiç katılmasam da, onları okumayı seviyorum.


@theo,

avrupa'daki büyük takımları sayar mısın rica etsem? örnek üzerinden cevap vermek istiyorum sana.

theotheo dedi ki...

@wruce

senin gözünde dortmundun başarıları önemliymiş. sen kimsin arkadaş.

dünyanın herhangi bi yerine munihmi daha büyük takım dortmundmu diye sor tamam mı kardeşim.

benim sevmediğim tarzla falan alakası yok.

benim en sinir olduğum şey, beşiktaşın fenerbahçe ve galatasarayın her anlamda bu kadar gerisine düşmüş olmasıdır. bu tartışmaların çıkma sebebi odur.

erman kunterin açıklamasına bakın, basketçiler pas vermeyi bilmiyomuş. e ulan bilenleri getireydin o zaman. yabancı oyuncuların türklerden kötü be.

eğer beşiktaş feneri yenseydi bu sefer iyi biliyomu olucaktı basketçiler bu işte şark kurnazlığıdır başka bişey değil. aynısını abdullah avcı salağı yaptı ya bu takım 4 sene önce avrupa şampiyonasında yarı finalde almanyayı elinden kaçırmadımı. 4 senede bu takım macaristana romanyaya yenilecek takım haline mi geldi.

ya bırakın bu işleri. bırakın bu eğitim zart zurt işlerini. herkes bi almanya olmak zorunda değil arkadaş. değil yani. biz türkiyeyiz, bizden böyle oyuncular çıkıyo. milli takımımız kulüp takımlarımız böyle.

bu yapılan hatalardan böyle değil. işte verdiğim örneği tekrar verim. hayatta herşey sizin kafanızda olduğu gibi gerçekleşmez. bilmemkimin hayaliyle yaşarsın ama sikko bi tiple evlenirsin. bu iş böyledir.

her ülke sporda kendine göre doğrular yanlışlar yapıyo. ama biz daha 90 dan sonra atılım yapmış bir ülkeyiz. o herifler hep final yarı final oynuyodu. hemen pat diye o noktaya gelinir mi? hangi dünyada yaşıyosunuz anlamıyorum.

theotheo dedi ki...

fener gidio pana yı yeniyo mesela. efes laboral i yeniyo. hani pas yapmayı bilmiyolardı. pas yapmayı bilmeyen ülkenin sporcuları gidip panayı yener mi allaaşkına ya.

erman kunterin işi türk sporunu fln kurtarmak değil. işi beşiktaş koçluğu. bu boş konuşmaları bıraksın işini yapsın. ondan fazla bişey bekleyen yok. cska dan 30 sayı fark yedik hepimiz eyvallah diyoruz. karşıyaka koydu fener koydu eyvallah diyoruz. ama şimdi tutup bize kurnazlık yapmasın onu yemezler.

ben de onun kariyerini başarılarını dökerim ortaya. top 16 ya euroligde ne zaman kalmış acabaları dökerim ortaya. sonra laf attığı türk takımlarının gidip panayı laboralı yenmesine ses çıkaramaz. o yüzden az konuşmak çok iş erman hoca.

Koray dedi ki...

Y.D nin fahri temsilcisi şimdiki yönetim ve Samet in sonuna kadar arkasındaymış..Sen bir tutarlı önce kardeşim, anca yaş, baş muhabbeti..akıllı bir kelam duydumadık senden bari kendi içinde tutarlı ol.

Dortmund un o grupta city ve real deplasmanı görmesine ragmen lider olmsına ne yaptı ki der ? sonra fenerin, efes in birer galibiyetini buraya başarı kriteri olarak yapıştırır..Su blogu çok severdima am bu adam dadandığından beri tadı tuzu yok..

BJK4EVER dedi ki...

+olarak theo theo da Schuster'i en cok elestiren kisilerden biriydi. Simdi antrenoru korumasi en basit tabirle tutarsiz bir dusunce.....

Adsız dedi ki...

@theotheo

Öncelikle “büyüklük” ile ilgili söylediklerin bizzat çelişkili. En basit örnek Real'in kendisidir. Birçok insan Franco'nun Real'i yıllarca desteklemesi için “ne var bunda, geçmişte bu takımı tutmuş olmuş bitmiş” demekte. Ama aynı şahıslar görmezler ki Real bu destekler sayesinde büyük imkanlara kavuşurken, aynı senin de bahsettiğin o “futbolcusunu satmak durumunda olma” haliyle hiç yüzleşmedi. Oysa madem bazı takımların kaderi iyi futbolcu yetiştirmek ama aynı zamanda satmak durumunda kalmak oluyor, bu “büyüklük” de işte böyle Franco'nun desteği ile gerçekleşmiş oluyor. Yani kısacası sana göre Franco = büyüklük.

Oysa bana göre büyüklük Dortmund'un kendisinde gayet rahat görünüyor.

- Bundesliga veya 1. lig hiç farketmiyor, 80bin kişilik stadları her daim full ve destek hiç eksilmiyor.
- Batma noktasında özkaynaklarına yönelip çok değil 2 yıl içinde kafaya oynayan bir takım çıkarıveriyorlar. Hem de çok düşük bir maliyetle, yani kısacası hem kulübe olan sevgi hem de gayet başarılı bir idari-finansal yönetimle.
- Evet futbolcu satıyorlar, takımın belkemiğini oluşturanlardan Kagawa veya Nuri gibi mesela. Ama başarıları değişmiyor. Üstelik ironik bir şekilde Nuri'yi sattıkları takım olan Real onu ciddi şekilde değerlendirmeden gönderirken, kendi evinde Dortmund karşısında son dakikaya karşı ecel terleri döküyor. Daha da bir ironik olanı ise Nuri gittiği Liverpool gibi bir takımda ve Premier Lig'de birkaç maç sonra orta sahaya yerleşti bile.
- Başarı için bir başka faktör nedir? Teknik yönetim istikrarı. Klopp 4 yılı aşkın bir süredir Dortmund'un başında ve sözleşmesi 2016'ya kadar uzatıldı. Klopp'un geldikten sonra pek sektirmediği bir konu da Dortmund'un A2 takımının çoğu maçını kaçırmaması.

Dortmund'u Bursa vs gibi örneklerle kıyaslaman ise gerçekten komik olmuş. 1909 yılında kurulan ve her daim ligde yer alan Dortmund'un asıl altın yılları 1990'lar. O dönemler uzun bir süre boyunca milli takımlarına 4 oyuncu birden gönderebilen Dortmund 8 defa Alman ligi şampiyonluğu, dönemin görünürdeki en etkin takımı Juventus'u tepeledikten sonra 1 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğu, 2 Uefa Kupası finalistliği ve 1 Süper Kupa finalistliği mevcut.

Amerikan filmlerindeki formatı beklemeye gelince. Biz beklemiyoruz ki herşey ayan beyan gözümüzün önünde cereyen ediyor. Bu grupta cereyan eden 4 maçla sonucunda belki de en muhtemel olacak şekilde 7 puana sahip Real ManCity deplasmanında yenilirse ve Dortmund Ajax'ı yenerse şu tablo ortaya çıkıyor:

B.Dortmund: 11
R.Madrid: 7
ManCity: 5
Ajax: 4

Kısacası her halukarda yaldızlı takımlardan biri CL'ye veda edecek (vah ki ne vah). Son maçlardaki duruma göre bu Real bile olabilir. O zaman ergen karakterli Morinyo ne yapar ne eder bilinmez ama bilinecek en bariz şey şu ki, birileri ahan da oyuncu yetiştiriyorlar, ahan da bu oyuncuların bir kısmını keriz kulüplere yüklüce meblağlara satıp para da kazanıyorlar, ve buna rağmen ahan da hala başarılılar.

Keşke Real Madrid'lilere bir Franco daha bulsak maarifi ne güzel yönetirdik değil mi.

Adsız dedi ki...

ho-ho-ho. Memleketin tek CL takımını şifreli kanalda yayınlayanları ve buna izin veren YD federasyonunu sonuna kadar kutluyorum. Niye alınıyoruz ki, Shankly'nin efsunevi lafını daha da ileri götürerek "futbol hiçbir zaman sadece futbol değildir" denmemiş miydi zaten.

Muhtemelen Romanya, Bulgaristan, hatta Moldavya'nın da gerisine düşüp "izleyemeyen" bir nüfusa sahip olduğumuz için gurur duymalıyız da üstüne. Ne demişler, susuz değirmen olmaz ama atsız yiğit pekala olabilir.

Verin arpayı suyundan anasını satıym. Nerde şifre var basar parayı alırız. Birini aldık da yetmedi, gerekirse hepsini alırız. Burası New York'un 4th District'i veya Beverly Hills kompile riyconal zon ne de olsa.

Yorum Gönder

Ara