25 Ağustos 2012 Cumartesi
Liderlik Sorunsalı
"Milli birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımız olan şu günlerde" sağolsun haftalık sıkıntı dozumuzu sabit tutan bir Beşiktaş var. Mehter takımı misali her güzel gelişme sonrası gelen bin musibet ile birlikte uzun süredir bu kadar düşük bir beklentiyle başladığı bir sezon olmamıştı Beşiktaş’ın.
Evrenin bir şakası mıdır bilinmez, sahasındaki ilk maçını da UEFA kupası
zamanlarından bu yana bu kadar yüksek bir gazla sezona başlamamış olan
Galatasaray ile yapıyor Beşiktaş.
Elimizdekileri bir alt alta yazalım:
-
Yetmişli yıllardaki “Kibrit çak” kampanyasından beri en kapsamlı yardım kampanyasına girip taraftarından FEDA bekleyen bir Beşiktaş
- Van Gaal – Eriksson karışıklığı sonrası tamah edilmiş görüntüsü veren ve Quaresma türü kritik kararlarda vakit geçirmeden taraftarın önüne atılan bir Samet Aybaba seçimi
- Rakipler Krasiç, Kuyt, Hamit, Burak gibi yeni bayramlıklarını sergilerken taraftarın çok sevdiği Egemen, Ernst gibi oyuncuların vedası ve “yıldız” Almeida, Fernandes ve Quaresma’nın yolcu olma ihtimali
- Kariyer, kalite ve karakter eksiklikleri nedeniyle tepki alan Mehmet Akgün, Uğur Boral ve Batuhan Karadeniz transferleri
- Bir önceki yazıda “aklı ön plana koymuş gibi gözüken” diye nitelediğim İbrahim Altınsay, Cem Bilge ve İsmet Berkan’ın birkaç ay içerisinde art arda gelen istifaları
- Standart üstü başarı göstermiş basketbol takımının kötü Türk dizilerindeki parçalanan aileler gibi dağılması
Hawkins'in gidişine herkes çok üzgün. |
Biraz da ülkede baş gösteren daha önemli meselelere saracak kadar kuvvete sahip olmayan medyanın Beşiktaş ve Fikret Orman’ı kolay hedef olarak görmesi ve Youtube’da futbolcu izleyip hemen heyecanlanan 15-20 yaş arası taraftar kitlesinin sürü psikolojisiyle hareketlenmesi ile saha sezon başlamadan kredisi sıfıra inen bir yönetim kaldı elde.
İnsan maalesef yapı gereği meseleleri basitleştirip siyah ile beyaza
indirgemeye yatkın.
İlk Beşiktaş simgesi |
“Binary” düşünce olarak adlandırabileceğimiz bu zayıflık politikadan
spora kadar her alanda ve her kültürde kendini gösterecek kadar evrensel. Beşiktaş’ın
bu iç savaşı sırasındaki taraftar psikolojisini de biraz buna bağlıyorum
aslında; nasıl Quaresma bu kulüpte ters giden her şeyin simgesi ve karışıklığın
baş sorumlusu değil ise, onun varlığı da takımı bir anda şampiyonluğa oynayan
bir hâle getirmeyecek. Aynı şekilde satılan 130,000 FEDA tişörtünden yapılan 1.7
milyon Euro’luk ciro (ki 30 liralık fiyatın çoğu kâr olsa dahi vergi sonrası
elde kalan miktârın bunun yarısından az olacağını ve Quaresma’nın Haziran-Temmuz-Ağustos
maaşını anca karşılayacağını da belirtelim) nasıl bu kulübü düzlüğe
çıkarmayacaksa, Batuhan, Olcay ve Cenk’e ödenen maaşlar bu kulübü tartışma
konusu olmayı hak edecek kadar dibe oturtmayacak.
Her ne kadar gazete ve forumlarda konuşulanlar bu yönetimin Demirören
yönetimini arattırmak için özellikle oluşturulduğunu düşündürtse de, şu ana
kadar alınan kararların Demirören döneminde alınanların yanında çok daha
ölçüp-biçilerek alındığını itiraf etmek gerekir.
Beşiktaş’ın şu anki eksikliği -her iç savaşta olduğu gibi- iyi bir liderlik.
Yönetime dahil olan herkesin kendisini büyük fedakârlık yapmış bir kahraman olarak
görmesi sebebiyle bir yetki problemi söz konusu, ve bu problem her yöneticinin
kendisini teknik direktör seçimi ve futbolcuların akıbeti konusunda birer
otorite olarak hissedip yazılı ve sosyal medyada açıklama yapmalarına sebep
olabiliyor. İşin acı tarafı, FEDA meselesine kombine/tişört/çakmak alarak veya
kongre üyesi olarak katkı yapmış olan taraftarlar da kendilerini bu yetki hiyerarşisi
içerisinde üst sıralarda görüp, aynısını yapmayanlardan hesap soruyor.
Sevsek de sevmesek de, iyi bir lider, ne kadar haksız olduğu yüzlerce
sayfalık iddianamelerde afişe edilmiş, hatta bir sene hapiste tutulmuş olsa bile,
hiçbir şekilde otorite problemine mahal vermeyebiliyor. Yönettiği takımı büyük
karışıklıklardan eskisinden daha güçlü bir şekilde çıkarabiliyor.
Süleyman Seba’dan beri camiayı birleştirememiş Beşiktaş’ın eksikliği
de, çok sevdiğim Quaresma’dan çok daha öncelikli olarak, bu. Yoksa yukarıdaki
yin-yang içerisindeki siyahlıkta yer alan o küçük beyaz nokta gibi, güncel başarısızlıkların
tek güzel tarafı olan “gelecekten duyulan umut” var.
Belki Umut Kaya’nın dediği üzere bir Umutoviç yok, ama Batutelli
var, Mamidona var, Olcay van Şahan var.
Kısa vadede belki sakalı kestirecek olabiliriz
ama, uzun vadede son andaki müdahale sayesinde kangren olmadan kurtarılan iki
kuvvetli kol var.
Lazım olan tek şey bunları yönetecek akla sahip bir lider kafa.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...3 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...6 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.8 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...9 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...10 yıl önce
-
-
3 Yorum:
Blogun böyle bir taze kana ihtiyacı vardı güzel olmuş. Hayırlı uğurlu olsun :)
Eline sağlık Kalten. Hafiften mizah da katarak güzel yazılar yazıyorsun.
İmza atılası bir yazı. Ellerine sağlık yazanın.
Nedim