.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

25 Mayıs 2012 Cuma

Lale Devri Bitti

Geçmişe dönüp öyleydi, böyleydi konuşmanın artık bir anlamı yok. Yıldırım Demirören Beşiktaş kulübünü batırıp gitmiştir. Bugün itibariyle herhangi bir "paralı başkan" başkan adayı olmazken Fikret Orman aday olmuş ve seçilmiştir. Fikret Orman'ın söylemleri ve izleyeceği yol dün de belliydi, bugün de belli. Onu seçenler aslında bu yolu seçmişlerdir. Eğer bu dönemde "Şu kadar param var, borçları siliyorum, kaldğımız yerden devam ediyoruz" diyebilen bir "paralı başkan" adayı olsaydı, bugün Beşiktaş'ın başkanı Fikret Orman olmazdı.

Ekşi Beşiktaş takipçileri geçmiş dönemdeki tartışmaları bilirler. "Diatta'lar, Higuain'ler" denerek sembolize edilen bir geçmiş dönem vurgusu vardı. Düşük maliyetli, düşük kaliteli oyuncuları anlatmak için kullanılan bir örneklemeydi. Onun karşısında da "Simao'lar, Quaresma'lar" koyulurdu. Tartışmalar, bu iki farklı oyuncu grubu üzerinden dönerdi. Quaresma'yı eleştirdiğinizde "Size Diatta'lar layık" denirdi. Karşı görüş olarak da, "Quaresma'lar ne verdi?" sorusu sorulur, tartışma uzayıp giderdi.

Bugünün bazı gerçekleri var. Beşiktaş bu sezon itibariyle, Simao-Quaresma ekseninden çıkmış durumda. Bu esasında bir tercih olmaktan da çıkmış durumda, artık bir zorunluluk. Çünkü Beşiktaş'ın cebinde para yok, olmayan parayla Quaresma'yı oynatamıyorsunuz. Dolayısıyla, cepteki paraya göre oyuncu seçimi yapılıyor.

Ben kişisel olarak, Quaresma dönemini Lale devri olarak nitelendiriyorum. Gerçeklikle alakası olmayan bir zevk-sefa dönemi. Kaldı ki, bu devrin mimarı Yıldırım Demirören'in bile artık sıfır noktasına dayanıp kaçtığı, hayatın gerçekliğinden ve ciddiyetinden uzak bir dönem...

Beşiktaş Diatta'lara mı layıktır, bu ayrı bir tartışma konusu. Lakin Quaresma'lara layık olmadığı kesin. Bu, yanlış anlamaya müsait bir ifade. Ben Quaresma'yı sevmem. Quaresma; maliyetli, kariyerli, tek başına tribüne oyuncu çekebilecek oyuncuyu sembolize eder. Beşiktaş'ın bu oyuncuları kaldırabilecek mali yapıda olmaması ise, hayatın gerçeğidir. Pek tabii ki, Beşiktaş'ın bugün bu mali durumunun sebebi Quaresma transferleri kadar, esasında -yine- yanlış transferler olan Diatta, Schildenfeld, Higuain gibi oyuncuların da etkisi vardır. Netice itibariyle, ödediğinin karşılığını vermeyen her oyuncu, adı Quaresma da olsa, Mehmet Akyüz de olsa, yanlış transferdir. Birinin zararı daha büyük olur, diğerinin daha ufak, ayrı mesele.

Bugün artık Beşiktaş Quaresma'ları elden çıkarmadan yaşayamayacak hale geldi. Michael Fink, Manuel Fernandes geldiğinde işlevini yitirmişti. Şimdi Fernandes gidiyor ve Beşiktaş tekrar Fink standardına geri dönüş yapıyor. Demek ki, Fink'in gidip Fernandes'in geldiği süreç, Beşiktaş'ın şartlarına uygun davranılmayan bir süreçmiş.

Önümüzdeki sezon Beşiktaş'ta aldığı paranın karşılığını vermeyen tek bir oyuncu bile olmayacak. En azından, hedeflenen bu. Paranın karşılığını verse bile, maliyeti yüksek olan hiç bir oyuncu elde tutulmayacak. Bunun içerisinde Tomas Sivok'u da koyabilirsiniz, İbrahim Toraman'ı da, Filip Holosko'yu da, Fabian Ernst'i de, Ricardo Quaresma'yı da. Yani çok ciddi bir kırılma yaşayacağımız bir sezonla karşı karşıyayız.

Eskisi gibi, sezonun her maçına, hayatının son maçı gibi çıkan, çok daha düşük profilli, elde avuçta ne varsa veren bir Beşiktaş... Özetle, Sivasspor bütçesiyle Beşiktaş yönetilecek. Beşiktaş her sezona şampiyonluk parolasıyla başlardı. En azından bize öyle söylerlerdi. Sanmıyorum ki, gelecek sezon için bunu yapabilsinler. Kadronun tamamen değiştiği, mali programa endeksli, uzun vadeli bir planın ilk senesini yaşamak üzereyiz. Malum, bu tip dönüşümlerde, ilk yıl hep en zor yıl olmuştur.

Beşiktaş artık kendi Doka'sını, Eneramo'sunu, Fink'ini bulup, o oyucularla yola devam edecek. Tahminim o dur ki, oyunculara ödenecek tavan ücret de, 1 - 1,500.000 Euro seviyesinde olacak. Dolayısıyla, bonservisine 1.500.000 Euro verildiği söylenen Salih Uçan'ların diğer takımlara kaptırılmasına kimse şaşırmamalı. Beşiktaş'ın Salih'e verecek parası yok. İsterseniz "bu çok acı"diyin, isterseniz başka bir şey diyin... Ne derseniz diyin, Beşiktaş'ın vaziyeti budur.

Fransa'da Montpellier şampiyon oldu, önceki senenin de şampiyonu da Lille. Almanya'da Borussia Dortmund'un nerelerden gelip Bundesliga şampiyonluklarına ambargo koyduğu sıcak örnek. Cüzdanla yönetilen Newcastle takımının nerelere düştüğü, akılla yönetilenin Şampiyonlar Ligi kovaladığı ortada. Doğru yapılanmayla Olympiakos takımının Euroleague şampiyonu olabildiği de tarih sayfalarında yerini aldı.

Dolayısıyla, moral bozmaya gerek yok. "Açın sol kanadı Quaresma geliyor" diyen ben değildim. Öyle olsaydım, bugün içim kan ağlardı. Ben bugün yanlıştan dönülmesinin mutluluğunu yaşıyorum. Yanlışın parçası olmamanın da gururunu.

Beşiktaş geleceğine dair umudum var. Bu, gelecek sezon 14. olmayacağımızın garantisi değil elbette. Bakın tekrar söylüyorum; Beşiktaş'ın bugünkü durumunun farkında değilseniz, gidip yüzünüzü yıkayın, durumla hemen yüzleşin.

Beşiktaş yeni yönetimi #feda organizasyonu ile - her ne kadar eksikleri de olsa - önemli bir adım atmıştır. Yıldırım Demirören gibi, "Beşiktaş'ın gerçek sahibi kongre üyeleridir" zihniyetinin yerine, Beşiktaş için bir fikrim var projesini hayata koymuştur.

Ben, gelecek sezon 14. olsak da, yeni yönetim bu çizgisini sürdürdüğü müddetçe destekçileri olacağım. Basketbol takımının ateşlediği, Demirören sonrası duygu patlamasının Beşiktaş'ın lehine kullanılması dileğiyle...

O gece oturup düşündüm. 
Oğlum Bekir dedim kendi kendime... 
Yolu yok; çekeceksin, 
İsyan etmenin faydası yok; kaderin böyle. 
Yol belli; Eğ başını, usul usul yürü şimdi... 

29 Yorum:

Batistuta35 dedi ki...

Yeni sezonda gerçek taraftar ortaya çıkacak,artık ne olursa olsun takıma hocaya futbolculara yönetime destek olmamız lazım,deniz bitti artık. Yönetimin feda projesinde forzadan 2 kişinin önerilerini tasarımlarını kullanması bile başlı başına bir destek sebebi bence

Maxim Tsigalko dedi ki...

Gelecek sezon için şampiyonluğa oynayamama kısmı hariç tamamına katıldığım bir yazı. Türkiye liginde şampiyon olmak için çok çok iyi bir kadroya ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Ayrıca maliyeti düşük oyuncularla iyi bir kadro kurulamaz diye bir şey yok. Örneklerini vermişsin zaten.

Bence bizi bu sene en çok zorlayacak konu maliyeti yüksek oyuncularla yolların nasıl ayrılacağı konusu. Fernandes, Quaresma ve Almeida piyasası olan oyuncular. Ama ben onların bile tek bir transfer döneminde elden çıkarılabileceğini sanmıyorum. Maaşlarında indirime gitmelerine zaten ihtimal vermiyorum. Onların dışında Holosko ve Simao'nun da gönderilmesi de çok zor olacaktır. Ayrıca Egemen, Ernst, Ersan gibi klübün planladığı ücretlerin çok üzerinde maaşları olan oyuncularla da maaş indirimi için anlaşmak gerekiyor.

Adsız dedi ki...

Dün rüyamda Beşiktaş'ın yeni sezon ilk maçını gördüm, Antalya deplasmanıydı, gerçi inandırıcı değildi, Antalya'nın kovduğu oyuncular kadrodaydı, Ömer Çatkıç'ın saçları vardı falan.. Beşiktaş güzeldi, Ernst forvet ikilisinin arkasında hücumcu oynuyordu, forvette Bobo ve Burak Yılmaz vardı, Burak yine her 10 şuttan birini dışarı vuruyordu. Takım tamamen gençti, Hilbert-Ekrem sağda değişmeli, İsmail-Tanju solda bek-açık değişmeli oynuyordu. Necip vardı, Veli, Egemen, Ersan.. Hocayı göremedim, maalesef.

Rüyalar saçma sapan zihin oyunlarıdır da, Burak Yılmaz'a rağmen o kadar öyle güzeldi ki, hiç kimseye küfür etmiyor, kimseyi yerin dibine sokmuyordum yaptığı anlık hata için. Öyle zayıf takım gibi değil, Beşiktaş gibi oynuyordu üstelik.

Lafı bağlamak istediğim yer, Beşiktaş'ın Beşiktaş gibi oynamak için paraya pula transfere ihtiyacı olmadığı. Güzel bir hoca ve güzel adamlardan oluşan 15-20 kişilik kadro, bize yeter.

Unknown dedi ki...

Eline sağlık. Tek altı çizilmesi gerekli yer, her takımın bir yıldıza ekstra ücret vermesi anlaşılabilir ama her sene yap-boz yapması anlaşılamaz. Kulübün batışı bu zihniyetle oldu. Q7 ile değil.

Her maçta Cenk'e, Ekrem'e, İsmail'e söverek bu günlere geldik. Ama şampiyonluklara baktığımda hiç de öyle süper kadrolar görmüyoruz. Mücadele görüyoruz.

Destek çok kolay bir sözcük, Ben ne olursa olsun (kimse için birşey ifade etmese de) bu yönetimin ve Fikret Orman'ın arkasındayım. Hataları da olacak elbet ama böyle özverili ve aklı-selim bir ekibi yakalamışken arkasında durmak lazım. Aziz Yıldırım gibi bir TEK adam bile kaç kere direklerden döndü.

Takım niye top oynamıyor diye tempo tutarsak, Ekrem, İsmail topu aldığında ıslıklarsak asla kendi değerlerimize geri dönemeyiz.

Ama ben biliyorum 2 maç sonra bu Hoca nerden geldi, bu adam Beşiktaş'ın topçusu değil atışları başlar. Tüm bu tartışmalar düşünceler de havada kalır..

posedion dedi ki...

Her şey iyi güzelde, İsmail ve Ekrem gibi geçtiğimiz sene beklentilerin yarısı kadar katkı vermeyen oyuncuların "yeni sürecin direnişçileri" gibi lanse edilmesini anlamıyorum.

Önümüzdeki sene için yeniden yapılanma uğruna başarı beklentisinin düşük tutulmasını anlarım.Ancak bu sürçte 2 senedir zorla futbolcu yapılmaya çalışılan, üstelik bahsedildiği üzere "lale devri" yaşanan bir dönemde kendilerine fazlasıyla şans verilip verim alınamayan oyuncuların "SEMBOL" ilan edilmesi neden?

Adsız dedi ki...

@poseidon

hadi ekrem neyse de ismail'den ne bekliyordun da alamadın allah aşkına? onun oynamadığı maçlarda folloş olduğumuz yetmiyomuş gibi doğru düzgün ortasahayı da geçemedik. Bir bekin tek görevi orta yapmaksa evet o konuda eksikleri var. Q7 kadar asist yaptı çocuk. daha gol öncesi pasları ve paslaşmalarda aldığı rol dahil değil bu sayılara. Elinizi vicdanınıza koyun arkadaş, Hiç bişey hatırlamıyosanız Atletico maçının ikinci yarısını seyredin.

Yılmaz

Batistuta35 dedi ki...

@Poseidon
Onların sembol ilan edilmesi durumu yok,aksine bu akdar ön planda tutulmalarının nedeni en ufak bir arızada,kötü pasta bunlaırn durmaksızın küfür yemesi ama asıl hataya sahip olanalrın göz ardı edilmesidir.Bu zihniyetten kurtulmak için ekrem,iso vs ön plana çıkıyor.Kaldı ki ismail geçen sene katkı vermedi diyemezsin,aldığı ücretin hakkını verdi ama gel gör ki herkes bonservisi yüksek diye adam trilyonalr götürüyor sanıyor.Ayrıca şampiyon olduğumuz sene ekremin katkıları,mücadelesi gayet iyiydi.İyi yağrulmuş bir kadroda gayet iyi bir rol elemanı olur gelecek sene

Unknown dedi ki...

Poseidon,
Bence şundan; yeteneği olup da yatanların arkasından duruyoruz (Q7, almeida, Simao, Guti), ama yeteneği kısıtlı olup da elinden geleni yapanları ıslıklıyoruz.

Cenk, İsmail bu sene maç başına bakınca en az kazanan adamlar ama taraftarın da en çok ıslıkladığı adamlar. Bu lig kaliteyle değil mücadele ile kazanılıyor, oynanıyor. Net söylüyorum İbrahim Toraman oynasın hata yapsında suna bir sallayalım diyen o kadar çok ki..

Hep demiyor muyuz mücadele edin yeter diye?Ya gerçekten yetmiyor ya da kendimizi kandıryoruz.

Bu futbolcular Beşiktaş'a yakışmıyor demek mi görevimiz, formayı ıslatanın arkasında durmak mı? Ne kadar futbolcu oldukları bizim tartışmamız gereken bir konu mu?

Kimse zorla gel Beşiktaş'ta oyna bu kadar da para al demiyor herhalde. Eleştirilecek başka noktalar var.

Belki de hayal dünyasında yaşıyorum ama napalım. Nacizane görüşüm budur.

KCKF dedi ki...

Her şeye tamam, seneye takım şampiyonluğa oynamasın, küçülme olsun, mücadele gücü yüksek oyuncular alınsın falan ama...
Ama taraftar buna kaç sezon dayanır? Bu kötü günleri unutmamız ne kadar sürer? Önümüzdeki sezonu örneğin 7. bitirdik, taraftar ayaklanmaz mı? Yönetimden çatlak sesler çıkmaz mı? Elbet çıkar. Eminim çıkacaktır. Onlar çıkınca da bu yönetim yapmak isteyeceğini yapamayacaktır.

Sizin de dediğiniz gibi, Beşiktaş'ın 2-3 sene gerçek Beşiktaşlılara ihtiyacı var.

Adsız dedi ki...

1-) Beşiktaşın Buca Sporlu Salih uçana verecek parası yoksa, bu futbolcu neden günlerce Beşiktaşla anıldı. Neden bazı yöneticiler yüzde 90 anlaştık bile dedi.

2-) Sürekli olarak farklı yöneticilerden farklı farklı açıklamalar demeçler geliyor.

3-) Carvalhal ve daha sonra Tayfur Havutçunun teknik direktörlüğü, yapılan açıklamalar, açıklmaların tam tersi icraatler, vb. tutarsızlıklar.

4-) Hedeflerin muğlaklığı, yani küçülücez, bütçemize göre hareket edicez. Ama somut olarak açıklanan bir plan ve program yok. Ne kadar olağanüstü kongreyle gelmiş olsalarda, yönetimin üç aşağı beş yukari şartları kestirip, bir rota belirlemesi gerekirdi. Ayrıca yönetim, rotasını açık ve net bir şekilde çizmeli ve bunu kamuoyuyla paylaşmalıki, ben ona göre destek vereyim ve ileride eleştireceksem de ona göre eleştiri yapayım. bak sen şunları şunları yapıcam dedin, ama yapmadın ya da tersini yaptın gini. Ama şu anda söylenen içeriğinin ne olduğu belirsiz, herkesin farklı anlamlar yükleyebileceği bir küçülme hedefi.

4-) Takımın durumu, futbolcuların performansı oldukça kötü. Orta sahamız neredeyse kaleye şut atmadan sezonu tamamladı, beklerimiz orta yapamıyor, stopelerin Bank Asya liginin orta halli takımlarının stopelerinden hallice, forvetin bitirici golcu ozelligi yok, kalecilerin keza öyle, baraj kurdurmaktan aciz. İyi kotu bir tek Q7 var elde, oyle yada böyle sonucu değştirebilecek, maç kazandirabilecek. Ama onunda genel perfromansı yetersiz ve istikrarlı değil, fiyatıda yüksek.

5-) Altyapıya umut bağlanıyor deniliyor, ama neye dayanılarak bu yapılıyor. Bugün altyapılarda 16 yaşındaki futbolcular 700 bin TL ye transfer oluyor. Yani devir, Feyyaz Uçarın Avcılar Spordan bir takım forma, yani spor malzemesi karşığında altyapıya tarnsfer edildiği günler değil. İşte gördük Necipi. Oyunun iki yanınında oynayan Lampard tarzı bir futbolcu olarak lanse edilen, büyük beklentilere konu olan ama vardığı noktada vasat bir orta saha oyuncusundan ileri gidemeyen. Son 25 senede altyapıdan gelen oyuncular Sergen, Nihat kahveci, Yasin Sülün, Serdar Özkan, Ali küçik, Batuhan Karadeniz, Necip Uysal vs. Sergenle Nihatı bir kenara koy, diğerlerini toplasan komple bir futbolcu etmez. Yani epi topu 25 senede 3 tane futbolcu yetişmiş altyapıdan, ki altyapı hocalarınında maaşlarını aylardır ödemiyorsun, önümüzdeki bir kaç yıl içinde derdimize derman olucak oyuncular beklemek fazla iyimserlik olucak.

6-) Elbette mevcut yönetimin, klübün içinde bulunduğu şu zor şartlar altında, göreve talip olmaları, taşın altına ellerini sokmaları tek başına alkışı hakeden, takdire şayan bir davranıştır benim gözümde.
Bu yüzden bu yönetime başarılar diliyorum, umarım şanşlarıda yaver gider. Ama Fikret Orman'ı ve ekibini zor bir dönemde yönetime geldikleri için takdir etmek, desteklemek, başarı dilemek başka bir şey, ortada henüz somut hiç bir done yokken, bu yönetimin Beşiktaşı bu zor dönemden kesinkes çıkaracağına inanmak başka bir şey. İkincisi bence aşırı bir iyimserlik ve bunu haklı çıkaraıcak ortada hiç bir somut veri yok.

Ali

Maxim Tsigalko dedi ki...

@ali
Abi sen de naptın ya? Kapatalım gidelim o zaman klübü.

Salih'e verecek paramız yok Gürcan'ın yorumu, hiç bir yöneticiden duymadım. Ama anlaşılamadığına göre sorun para.

Bank Asya stoperi dediğin Egemen ve Sivok milli takımlara sürekli çağırılan adamlar ve bugün Türkiye liginde Egemen'i kadrosunda görmek istemeyen teknik direktör olduğunu sanmıyorum.

Takımın performansı için de bu kadroyu kuran Demirören yönetimine kızabilirsin ancak. Oyuncuların tek tek performansını çok kötü bir takım içinde değerlendirmek zaten çok yanlış. Senin düşündüğü gibi olsa bu sene bizden hiç bir oyuncu milli takımlara çağırılmazdı.

Adsız dedi ki...

biz yakın tarihli mi olsun uzun vadeli mi derken, avrupa'da dönüşüm çoktan başladı bile. wenger'ler, guardiola'lar, ferreira'lar, paciencia'lar, lucescu'lar, hatta kulübe aslını hatırlatarak başarıyı yakalayan ve konuya en güzel örnek olan de boer. kimisi çocukken aldıklarını yetiştirdi, kimisi eski sömürgesinden getirdiği gençleri, kimisi de ucuz maliyetle keşfettiği körpe yıldız adaylarını. ama felsefe hep aynı: uzun vadeye yayılmış, maliyeti yüksek olmayan ve bir oyun yapısına göre düzenlenmiş sistemler. peki barçası arsenali yüksek rakamlar harcamıyor mu. harcıyor malumunuz. ancak elinde olup da harcarken bunu yapmasalar bile (ajax ve braga örneklerindeki gibi) yine de sistemin başarılı olduğunu görüyoruz.

“uzun vadeli td'ler bizde olmaz”. şu anki durumumuzda bile mi? peki şimdi değilse ne zaman, onlar değilse kim. malum kısa vade isim bile belirleyemiyoruz. sizce nedenkine? hemen başarı diye serbest atış yaptığımızdan olmasın?

not: fikret başkan santini boşta.

murat

Adsız dedi ki...

menajer olarak da 'öz' beşiktaşlı,beşiktaşın kadrosunun aziz yıldırmdan saklayan(?) hakiki beşiktaşlı Sinan Engin gelsinn...

Adsız dedi ki...

@Wrucw Bills,

http://spor.milliyet.com.tr/besiktas-salih-icin-muhammet-i-bile-teklif-etmis/spor/spordetay/04.05.2012/1545421/default.htm

http://www.haber1903.com/Besiktas-874-atalaydan_salih_ucan_aciklamasi.html

http://www.kartalbakisi.com/futbol/besiktas-salih-ucan-ile-anlasti-h10676.html

http://kralspor.ensonhaber.com/besiktas-salih-ucan-ile-anlasti-2012-05-15.html

ozzy dedi ki...

alakasiz olacak ama basket maclari niye abdi ipekcide? sinan erdemi ortak kullanamiyo muyuz efesle? ayrica 2 macta da yendigimiz efes nasil oluyo da saha avantajina sahip? ne bicim is lan bu?

tearkan dedi ki...

gelmez biliyorum da su surece en uygun adam tigana aslinda.

@ ozzy

sinan erdemde turkce olimpiyatlari varmis. saha avantaji da normal sezonun siralamasina gore belirleniyor.

tearkan dedi ki...

gelmez biliyorum da su surece en uygun adam tigana aslinda.

@ ozzy

sinan erdemde turkce olimpiyatlari varmis. saha avantaji da normal sezonun siralamasina gore belirleniyor.

Adsız dedi ki...

medya'ya göre altınsay almanya'da td bakıyormuş. rangnick olmadığına göre slomka über ötesi olurdu. gerçi hannover'de inanılmaz bir sevgi var adama. bu yüzden zor gibi.

Adsız dedi ki...

bu arada öyle görünüyor ki altınsay yeni td ve bazı genç oyuncuları paket halinde getirecek. td ile oyuncuları görüşüyor olması muhtemel. ya da ben öyle olsun diye umduğumdan hayal kuruyorum. keşki.

5 defa yazayım olursa diye.

slomka.slomka.slomka.slomka.slomka.

~Poseidon~ dedi ki...

http://eksibesiktas.blogspot.com/2009/05/anket_18.html

Bakın ne buldum eskilerden. Sonuçlara bakınca oldukça şaşıracaksınız. Burda bile paralı başkan rüzgarının ne kadar sert estiği dönemlermiş onlar. :)))

ozzy dedi ki...

basketbol niye üvey evlat muamelesi görüyor hala anlayamıyorum.

başarı var, ezeli rakiplere ezici üstünlük var, taktik deha var, görsel şov var, genç oyuncuların mücadeleleri var, herşey var.

bunca yıldır futbolda aradığımız herşey, ama HERŞEY bu basketbol takımında var. niye kimse konuşmuyor, niye herkesin derdi hala futbol, ben anlamıyorum.

spor mantalitesi olarak fenerbahçenin ne yazık ki çok gerisindeyiz, bu sezonki bunca özveriye rağmen hala basketbolu tartışacak, mücadeleden sonra keyifle yazacak insanları çıkaramamışız.

köybaşını, simaoyu, q7yi, ragnicki, rıza çalımbayı bi kenara bırakıp şu takımın keyfini sürmek varken niye bunu görmezden geliriz, niye beşiktaş'ı yalnız bırakırız anlamak mümkün değil.

şu bizim yaptığımızı fener yada gs yapsa, 2 ezeli rakibini elese, avrupa kupası alsa, final serisinde efesi yense ortalık yıkılır...

Murat dedi ki...

Beşiktaş avrupa kupalarından men edildi !!!!! sonunda oldu.. rezalet..
http://www.nationalturk.com/son-dakika-besiktas-avrupa-kupalarindan-men-edildi-110034

KCKF dedi ki...

Vay be 2-3 senedir pek de kötü işler yapmıyorduk Avrupa'da. Bu seneki 0 puan gelecek senelerde de çok etkileyecek bizi. Fazlası gelmese bari. Bu kadar kötü durumdayken Finansal-Fair Play kurallarını nasıl yerine getireceğiz merak ediyorum.

ERKUT dedi ki...

Beşiktaş an itibari ile Uefa tarafından Avrupa Kupalarından men cezası aldı.Artık iyiice idbe vurduk. Q7 , F10 , X5 topunun canı cehenneme ..

ah yd ahhhh bir gün hesabını vereceksin

JimmyLue dedi ki...

Bu adam, ona oy verenler, ibra edenler nasıl olur da ihrac edilmez kulüpten?

Yahut nasıl olur da halen Futbolun en tepesindeki adam olarak yaşaya-yaşatılabilir ?

İnanılmaz bir kepazelik.

Hibe vs diye kandırdı herkesi.Sonuna kadar alacak parasını..Senetler bağlandı.

Ya bu herif çok zeki - ki sanmıyorum- ya da bizler fena halde aptalız.

Adsız dedi ki...

bize bindigi yetmedi, sira turk futbolunda: http://i.imgur.com/6Wukd.jpg

CDiS dedi ki...

bursa ve g.antep de men cezası almış. bu gidişle, antalyaspor şampiyonlar ligine giderse şaşırmayın derim..
şaka bir yana, bu karara hiç üzülmediğimi belirtmeliyim, top yere çarpmadan yükselmez misali, dibi görmemiz gerekli. bu bir krizdir ve yönetimin krizi fırsata çevirmesi gereklidir. zaten taraftarın beklentisinin en aşağı seviyeye indiği bir dönemde, eski, çürümüş, heyecanını yitirmiş, köhnemiş bir yapıyı yıkarak, yeni bir yapı inşa edilmelidir. bunun için, akıl, zaman ve kudret vardır beşiktaş 'ta.
ancak tüm bunlara karşın, eğer yine günü kurtarmaya çalışırsa yöneticiler, bundan 5 sene sonra, bir zamanlar bir beşiktaş vardı, her sene şampiyonluğa oynardı diyeceğiz.
soru şu; bu mali krizlerden sonra lazio mu olacağız yoksa dortmund mu? sorunun cevabı, tüm beşiktaşlılarda..

ERKUT dedi ki...

Yolu yok çekeceğiz tamam çekelim çekmesine ama klüp kendine geldiği gün meydana çıkanlara da Fikret başkanı yedirmeyelim.Yeniden fiestalara ismi büyük işlevi küçük oyunculara dönüş yoluna bizi sokmaya çalışacaklara ,kendi reklamı için klübe yanaşacaklara Fikret Başkan ve mesai arkadaşlarını yedirmeyelim.

Yorum Gönder

Ara