.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

31 Ocak 2012 Salı

Beşiktaş'ta İyi Giden Şeyleri Yazalım

Böyle bir şey daha önce de yaptığımızı hatırlıyorum. Ekşi Beşiktaş'ın, Beşiktaş'la ilgili sadece kötü şeylere değindiğini, aslında Beşiktaş'ta iyi giden bir sürü şey olduğunu anlatan bir güruh var. Kendilerine sesleniyorum; buyrun 2011-12 sezonunda iyi giden şeyleri buraya yazın. Bizim kötü gittiğini düşündüğümüz şeyler malum; Demirören'in şike konusunda yanar-döner tavırları, kulübün şikeye bulaşanları aklama çabalarına katkıda bulunması, borçların rekor derecede artması ve bu durumun kulübü Demirören'e bağlılığı daha da artırması, borç bahane edilerek gelecek vaad eden genç Türk futbolcuların Fon'a devredilmeye çalışılması, stat konusunda Fenerbahçe'den, Galatasaray'dan ve hatta Melih Gökçek'ten bile geride kalınması ve ne işse bu konuda tek suçlu olarak Kültür Bakanının görülmesi... Yönetime muhalif taraftarlara takınılan tavırlara değinmeyeceğim.

Mikrofon sizde, buyrun... "Anlamayana davul zurna az" gibisinden geyiklere karnımız tok.

50 Yorum:

box2boxMC dedi ki...

CC nin sevinci
Hilbert'in hırsı
Ernst'in varlığı
Egemen'in cengaverliği
Fernandes'in pasları
Necip'in enerjisi

tamam zorladım anca bu kadar çıkarabildim, yukarıda yazılan olumsuzlukların yanında solda sıfır kalır belki ama bunlar bile beni mutlu ediyor.
Bir BJK taraftarı olarak her ne olursa olsun ki bundan daha kötü bir duruma düşeceğimizi düşünmüyorum ama takıma küsülmesi gibi birşey kabul edilemez bence.
Ben hala yukarıda yazılan bütün olmusuzluklara rağmen maç günü heyecanını yaşıyabiliyorum, 96. dakikada gol atınca sevinçten koltuktan yere düşebiliyorum.
Ha bunları yaşayabiliyorum düşük profil bir taraftar olarak beni değerlendirirseniz eyvallah.

BJK ne Demirören'dir ne de Çarşı dır ne de ekşibeşiktaştır.
1000'e yakın takipçisi olan ve zamanında günde 3-4 post açılan bir blog bu hale geliyorsa hiçbir bahane uydurmayın arkadaşlar. Tamam bir sürü olumsuzluklar var eyvallah, o zaman bunların üzerine gidin, nasıl olsa ağırlıklı olarak futbol yazan ve hala o heyecanı kaybetmemiş Cartalete gibi bloglar var. Sizde saha dışı olayları yazın, prostesto edin, burdaki insanları örgütleyin ama ben küstüm oynamıyorum geyiklerine girmeyin lütfen.

Bu yaşadıklarımızı Man UTD'da yaşadı Liverpool'da yaşadı. Stadları boş mu, blogları kapanmak üzere mi?

Bence burda hala içinde BJK heyecanını yaşayanlarla dalga geçer gibi post açmak yerine BJK için bişeyler yapmaya başlayın artık.

Adsız dedi ki...

-Luxemburg'dan-
BJK nin kurtulusu Demiroren ailesinin kulupten elini cekmesine bagli..
Kulube yaptirttigi borclar nedeniyle, verdigi parayi her an isteme tehdidi ile BJK'nin gelecegini karartmaya daha ne kadar devam edecek?
2013'de UEFA kriterleri uygulanmaya baslayinca, bilancolarda arti'lar, eksi'ler kuluplerin mali durumlarini tam olarak yansitmaya basladiginda, bu adam su an pek de gitmek istemedigi Avrupa Kupalarina katilmak icin, bilancolarini dogrultmak gerektiginde kulube daha fazla borc takacak. Kulup bu B.y.ns.z Baskan'a!.. ipotekli hale geldi ve durum daha da kotulesmekte...
Dun ku macta da hocanin neden orta sahayi direncli kilmak icin kosabilecek ve mucadele edebilecek gencleri Simao, Ernst yerine monte etmedigini anlayamadim..!!!
Son soz:
"Yeter Demiroren Yeter !!!"

@box2box size iyileri yazın dediğimizde gene lafı evirip çevirip bize geçirecekseniz yazdıklarımızı haklı çıkarırsınız diye düşünüyorum.

sozcelyk dedi ki...

carvalhal,ernst,hilbert,sivok,necip,fernandes,egemen,ismail,veli.

BJK4EVER dedi ki...

Bence sportif olarak durumumuz fena degil. Takim iyi, guclu, gelecegimiz parlak, onumuz acik.
Ancak sportif olarak iyi durumda olup da yonetim olarak bu kadar kotu olan baska bir camia yoktur. Idari olarak berbat durumdayiz, finansal, stratejiksel, yonetimsel, say say bitmez. Ve yonetim (oku: baskan) degismedikten sonra bir degisim olacagini da sanmiyorum.

Adsız dedi ki...

Biz futbolu seviyoruz.Bu kötü gittiğini düşündüğün şeylerin de sahaya bir yansıması yok.Onun için no problem.Beşiktaş şirket değil bir spor kulübü.Taraftarlar da stada futbol izlemek için gidiyorlar.That's okey ?

Adsız dedi ki...

saydığınız futbolcuların kaçı kalacak acaba seneye

Adsız dedi ki...

ki ismail, cenk ve necipi fona satmaya çalışan bir yönetimden bahsediyorken...

box2boxMC dedi ki...

@fitneci biz beşiktaşı seviyoruz, ekşibeşiktaş platformunuda seviyorduk, o yüzden size geçirme gibi bi durum olduğunu düşünüyorsan bu daha önceden başarılı bir iş çıkarmanızdandır. Şu anda da bu blogu bu hale getirmenize kılıf uyduruyorsunuz gibime geliyor. Aç arkadaşım postu herkes kussun nefretini YD'ye.
Ben artık eski heyecanımı duymuyorum, artık futbol beni çekmiyor, TÜPKAFA gidene kadar maça gitmeyecem diye birşeyi burda kimse kabul etmez. Artık heyecan duymuyorum ne demek. İzlediğim maçın satıldığınıda bilsem acaba satılmış hakemleride yenebilirmiyiz diye heyecanla izlerim ben yine.

radyo dedi ki...

beklenilenden cok puan toplanması(ligin bu sene kötü olmasının katkısı da var)

borcumuz olmasından dolayı arada saçma transferler yapmamamız.

fernandes'in kazanılması.

uefa'da iyi maçlar cıkarmamız.

strwind dedi ki...

Bugün de güzel gelişmeler olmuş anlaşılan bunu kutlamak lazım:

kaynak:bjkbasket.org

Erkek Basketbol takımının eski borçları yüzünden, basketbol şubesi zor günler geçiriyor.

Gün içinde Bekir Yarangüme’nin alacakları için, Başkan Yıldırım Demirören’in makam aracına haciz getirmesinden sonra, şimdi de transfer yasağı ile karşı karşıyayız.

Geçtiğimiz sezondan alacakları bulunan oyunculardan Fedor Likholitov, kulüpten alacaklarına karşın açtığı davada haklı bulundu ve kulübümüz yasal faizlerle beraber yaklaşık 260 bin dolarlık bir ödeme yapmak zorunda kaldı. Bu borcu ödemeyen kulübümüze, Fedor Likholitov’un menajeri transfer yasağı getirmeye hazırlanıyor. Kulübümüz bu borcu ödemediği takdirde, Likholitov’un menajeri transfer yasağı ile beraber, kulübe 100 bin İsviçre frangı tutarında tazminat davası açacağı da gelen bilgiler arasında.

Yine geçtiğimiz yıl A takım kadrosunda bulunan Cüneyt Erden’in alacaklarından dolayı kulübe açtığı dava ise henüz sonuçlanmadı. Benzer bir sonucun bu davada da çıkması kaçınılmaz gözükmekte.

BjkBasket Özel Haberi.

tt dedi ki...

Ne demişti Metin Tekin? "Beşiktaş aşktır aşk"... her zaman sevecek birşeyler bulursunuz ya bu duygunun ekseninde.. Bu bazen Carvalhal'in deparı, bazen Ernst'in gol sonrası Sivok'a sarılışı, bazen Quaresma'nın maç öncesi özürlü bir çocuğu sevmesi, bazen de tribünlerin astığı anlamlı bir pankart olur..ama bulunur birşeyler hiç merak etmeyin..hiç birşey bulunmasa çubuklu formayı seversiniz. Hastasınızdır çünkü..Bilirsiniz..Hoşunuza gitmeyen, o lanet ettiğiniz herşey anlamını yitirir küçücük bir kıvılcımda. Tuttuğun takıma eleştirel yaklaşmanın entelektüel hazzına saygı duymakla beraber, sabit bir muhalif tavrı (özellikle ilk can sıkıcı detayda ortaya çıkıyorsa) sıkıcı, renksiz ve tatsız buluyorum. “Anlamayana davul zurna az” gibi bir klişeye girmenin anlamı elbette yok ama bazen “öeehh” efekti çıkabiliyor ağzımızdan: ) Son olarak..lütfen “sen öyle diyorsun ama bak BJK batıyor! Klübün borçları blah blah blah…” şeklinde şeyler yazılmasın. Bu da fazlasıyla sıkıcı. Ben de bu cümleyi banlayayım bari: )

BJK4EVER dedi ki...

@Adsiz

Yarin oburgun odenemeyen borclardan dolayi UEFA lisansimizi iptal ederse, transfer yasagi koyarsa vs bunlar zaten sportif olarak bize yansiyacak. Bir spor kulubunun sirketten farki yok. Sirkette calisanlar varsa onlar da burada futbolcular. Sirkette manager varsa burada antrenor var. Sirketler piyasadaki rakipleriyle savasiyorsa biz de futbol sahasindaki rakiplerle savasiyoruz. Ve bir sirketin zor gunler gecirmesi, stratejiksel olarak hatali yonetilmesi eninde sonunda sahadaki sonuclara yansiyacak, bizde de oyle. Finansal tablodan dolayi oyuncular 3-4 ay maas alamasin gor bak neler oluyor.....

Bu "kustum oynamiyorum" degil. Internetteki iletisim, insanlarin bazen gercek hayatlarinin da oldugunu, bunlarda islerin ters gidiyor olabildigini falan unutturuyor. Unutmamak lazim.

Cunku unutunca birkac insan gelip bana "samimiyetsiz" diyor, ben de uzuluyorum. Sonra aciklama yapiyorum, kimse tepki vermiyor. Ama sonra biri daha gelip "samimiyetsizlik" imasinda bulunuyor.

Galiba bir tane "sahsi meramim" yazisi yazmam lazim.

fyodor dedi ki...

Beşiktaş küme düşse de,30 maç üst üste yenilse de, avrupa'da bir 8 gol daha yese de burada bir şeylerin yazılması bir şeylerin tartışılması gerek.. Rezil bir başkan ve bir kaç yönetici bizleri küstürüp köşemize çekilmemize, iletişimsizliğe neden olacaksa vay halimize..

O halde ne diyoruz:'beşiktaş aşktır aşk...'

Adsız dedi ki...

kötü giden şeylerin sahaya yansıması yok derken?

takımda 10 üzerinden istikrarlı olarak ortalama 6-7 tutturan kaç oyuncu sayabiliyorsunuz? yani hem oyun istikrarı hem de oyun bölgesi gereği tüm yapması gerekenler açısından. ortalaması 8-9 olanların oynadığı kulüpler belli zaten. imkansız değil, bizde 6-7 olanlar geçmişte oynadı ve başarı geldi. guinti gibi, pascal gibi, mansız gibi, münch gibi.

nasıl yansıdığını söyleyelim o zaman.

1) adam gibi bir futbol yönetimin yoksa doğru yere doğru oyuncu alamazsın. örneğin: iyidir, kötüdür, herkese göre değişebilir; ama kimsenin reddedemeyeceği şey 5 milyon avroluk ismail'in beşiktaş gibi bir takımda oynayabilecek bir bek olmadığıdır. sağ açıktan bozma hilbert şu anda kadrodaki en iyi bek. varın gerisini siz düşünün.

2) kulübü inanılmaz borçlandırırsan ve cas'ta, orda burda eski futbolcularının alacak davaları devam ediyorsa elindeki kaynaklar azalmış demektir. bu şekilde doğru iş yapmaya başlasan dahi (dahi diyorum çünkü halem öyle bir şey yok) gerekli kaynağın olmaz.

3) burada yazıldığı gibi futbol artık bir şirket meselesi. idareyi yanlış yapar, gelir kaleminde olması gerekenleri yanlış düzenler ve hesaplarsan o yediğin hurmalar bir gün gelir bir tarafını tırmalar. bknz: hem işe yaramadığı, hem de yabancı kontenjanı nedeniyle başka takımlara kiraladığımız oyuncuların maaşını vermemiz ve 10'a alınanların bir an önce elden çıkartılması için el-arabiya takımlarına 1'e satılması. işletme okuyanlar bilir, bunu ancak üretim yapıyor gibi görünmek isteyen ve bu nedenle rakip firmalardan mal alıp zararına satan hayırsever schindler gibileri yapar; ki onun niyeti para kazanmak değildi, dediğim gibi insanlık adına iş yaptı.

bence özeti:

pes güzel oyun amma, futbol taraftarını gerçeklikten uzaklaştırdığı kesin.

Adsız dedi ki...

Gerçek anlamda "kötü giden" birşey ama yazı çok hoşuma gitti buyrun:

http://hagininkosani.blogspot.com/2012/01/dev-derbi-oncesi-tumer-metin.html

Deniz dedi ki...

shelbyl, abi herkesin meşgalesi, hayat gailesi, bu bloga yazmaktan daha önemli işleri vesaire olur. ve hatta futboldan ve beşiktaştan çok soğumuş da olabilirsiniz. bunların hepsi oldukça geçerli sebepler. ama beşiktaşın en azından skora bakıldığında başarılı olduğu dönemde bu blogun düzenli takipçilerinin altında düzeyli bir maç kritiği yapacağı bir maç postu açılması atlanırken, ters giden bir şey oldu mu o gerçek hayat bi tarafa konup iki kelime laf etmek için fırsat bulunabiliyor.

demirören'in, yönetimin, kaypak taraftar gruplarının, türkiyedeki genel futbol ortamının sıkıntılarını temcit pilavı gibi tekrar tekrar dile getirmek sizi sıkıyor olabilir, e zaten bizi de sıkıyor. ama takımın iyi oynayıp kazandığı, kötü oynayıp kazandığı, vasat oynayıp hakemle kazandığı maçlar güncel bi şekilde üzerine iki çift kelam edilmeye değer sportif olaylar gibi geliyor bana. burada kimse maç kazandığımızda "hadi ekşibeşiktaş takımı övsün" diye beklemiyor. en azından ben kendi adıma beklemiyorum. ama samimiyetsiz görülmenizin sebebi belirttiğim şu "takım iyi giderken blogun sallanmaması, takım tökezlediğinde blogun akla gelmesi."

@Adsiz

Tumer'in kitabini bekleyecegim, hadi bakalim. Ben hala daha affedebilmis degilim kendisini sahsen.

@deniz

Anliyorum, gayet de mantikli dedigin sey. Ama izlemedigim macin kritigini yapamiyorum iste, sorun o. Noat bile -ki her macin kitabini yazardi adam- sallamiyor artik. Cartalete'den takip ediyorum ben maclari, onun bile es gectigi zamanlar oluyor. Bir de Twitter muhabbeti var tabii, hizli hizli yaziyorsun geciyor.

Bunlarin hepsi etken.

Ha bir de su var: Ben Turkiye siyasetini de sacma bir seyler olunca hatirliyorum. Yani ya iktidar, ya muhalefet -bana gore- sacmalayinca bir seyler yaziyorum. Bazen de ayni konu tekrar tekrar gundeme gelince diyorum "Gene niye yazayim, zaten sallayan yok, degisen bir sey yok."

Yukaridaki paragrafin nesnesi degisiyor, tutumum ayni. Arada oyle bir sey oluyor ki -mesela son 3-5 gunde yasananlar- "Yuh la artik!" dedirtiyor, sonra Demiroren post'u atiyorum 10000. kere cunku adam gene kendini asmis oluyor.

Baktiginda "kotu gidince" Besiktas aklima daha cok geliyor, dogrudur. Ama madalyonun oteki yuzunde de "dayanamayacak sekilde sinirlenip Besiktas'a karsi hissizligim gecince" Besiktas'in aklima gelmesi var. Ne yazik ki bu ikisinin korelasyonu yuksek.

Adsız dedi ki...

siz sanırım genel olarak insanların sizi neden samimiyetsiz bulduğunu anlamamışsınız.. takımdan kimsenin tamamen memnun olduğu filan söz konusu değil.. takım hiç iyi gitmiyor.. hala bu takımda ne sağ ne de sol bek var.. forvetimiz de yarım var gibi.. başkan ve yönetimsel mevzulara girmiyorum bile artık gına geldi..

yukardaki şeyleri uzattıkça uzatabiliriz.. ama gelelim esas meseleye.. maç yada puan kaybettiğimiz haftalarda yazılar yayınlanıyor herkes yerden yere vuruluyor ki bazı noktalarına herkes katılıyordur eminim ki ama maç kazanmaya başlıyoruz bakıyorum tık yok.. ne bi başlık ne bişey.. herkes pusuda puan kaybetsek de yine herkesi eleştirmeye başlasak havasında.. malesef durum bundan ibaret.. bunu da başlatan gürcan ulusoydur.. takım maç kazanırken de en az kaybettiğimiz maçlardaki kadar eleştirilcek yanları bulunmaktayken nedense herkes susmayı tercih ediyor.. burda bu durum herkesin dikkatini çekmişken siz bunu inkar edemezsiniz.. tabi tüm bunlardan takım kazanınca da göklere çıkartmanızı beklemiyoruz çünkü dediğim gibi kazandığımız maçlarda da çok eleştirilcek yanı var.. ama bu dönemde susup ilk puan kaybında yada yönetimsel sorunda ortaya çıkıp eleştiriler başlarsa işte o zaman biz de haklı olarak SAMİMİYETSİZSİNİZ deriz kusura bakmayın..

Cok uzaga gitmeyelim, sadece Aralik ayindan uc tane yazi linki veriyorum:

http://eksibesiktas.blogspot.com/2011/12/gecen-haftaya-dair.html

http://eksibesiktas.blogspot.com/2011/12/kartal-duas.html

http://eksibesiktas.blogspot.com/2011/12/carvalhaln-yolu.html

Evet goruldugu gibi tamamen isler kotu gitsin diye ellerimi ovusturuyordum, o yuzden en iyi zamanlarda bile kotu kotu seyler yazdim.

Lutfen. Hayatimin ayrintilarini burada paylasmayacagim, ama lutfen. Insafsizlik etmeyin. Ayiptir, gunahtir.

alper dedi ki...

@shelbyl

sana samimiyetsiz diyen karşısında beni bulur.:) Birisi sana laf söyleyecekse icabında onuda biz söyleriz.:)

O kelimeyi fazla üzerine alınma sen.Orda o kelime(samimiyetsiz) ile kimin kast edildiği (gürcan ulusoy) ve neden kast edildiğini sen gibi zeki bir adamın anlamamasına imkan yok.Blogu ve posttaki samimiyetsiz vurgusunu kendi üzerinden cevaplama stresine girme üzülürüm senin adına.Eleştirilerin öznesi sen değilsin çünkü.

Ben Gurcan'i da samimiyetsiz bulmuyorum.

1. Eger uretmeme ise bu elestirinin sebebi, Gurcan bu blogdaki son iki mac yazisini yazdi, ben "sabbatical"da iken de mac post'larini aciyordu.

2. Eger Gurcan'in "muhalif" olmasi ise sebep, gene anlamiyorum zira bu adam hep muhalifti. Gurcan'in 3 yildir "sasirtan" bir yazisi oldu mu? Eger adami hep sevmiyorsaniz, demek ki adam samimi ki hisleriniz degismiyor?

Benim samimiyetsizlikten anladigim su: "X gibi gozukup aslinda Y olma". Kimse kimsenin dusunce yapisini, yaklasimini begenmek zorunda degil ki zaten zenginlik buradan gelir, ama "samimiyetsiz" anlamlandiramadigim uzucu bir laf. Ister bana densin ister ona, ben bu bloga yazan ve yorum yapan kimsenin "samimiyetsiz" oldugunu dusunmuyorum.

Yazılanları çok net anlıyorum; siz saha dışından çok saha içini konuşmak istiyorsunuz, takımın potada olması sizi ciddi anlamda motive etmiş. bu olay geçen sene olsa beni de en az sizin kadar motive etmişti ama bu senenin farklı olduğunu gelin kabul edin. Bu sene sonunda Play-off'a kimin kaldığı değil, verilmesi gereken cezaların uygulanıp uygulanmadığı konuşulacak.

Blog'un maçları düzenli takip etmediği eleştirisini kabul ederiz ama maç seçip kötü maçları takip ettiğini ima ederseniz çok ama çok ayıp edersiniz. böyle bir ayıp yüzünden de huzurumuz kaçmaz, biz ne yapıp yapmadığımızı iyi biliyoruz neticede.

ara yol bulmamız gerekecek olursa, gürcan'a önerim, bu sene maçları düzenli takip edip yorumlayan, tanıdığı güvendiği biri varsa bloga eklemesi olacaktır.

Adsız dedi ki...

Sevgili Arkadaşlar büyük Beşiktaş bloğunda Beşiktaş adına iyi işler yapmaya çalışıyoruz... Örnek aldığımız okuduğumuz olmak istediğimiz tek yer burası evet rakibimizsiniz ama böyle rakibin eli okunur, yazarları, yazarların olaylara ve gündeme yaklaşımı gerçekten süper.. Bize yardımcı olmanızı bekliyoruz bunu birkaç kere gündeme getirdik ama tepki alamadık, 16.000 Twitter, 5.000 Facebook takipçimiz var 2.100.000 sayfa gösterimine ulaştık 15 yazarımız var.... bizde eksik olan şeyler sizde ziyadesi ile fazla olan şeyler, bizde fazla olan ise açık yüreklilikle söylüyorum Beşiktal kürek takımındaki gelişmelerin bile bizim için üzerinde tartışılabilir, blog konusu yapılabilir doneler olması..

Sözü çok uzattım, Ekşi Beşiktaş Canlansın önden yürümeye devam etsin, Beşiktaş için bu ışığa ihtiyacımız var.

Önce Beşiktaş dedi ki...

EkşiBeşiktaş ne zaman öne geçmiş ki, şimdi devam edecek?

Eski kadrosuyla hoştu, internet çağında camia için güzel ve yararlı bir oluşumdu. Şimdi ise çokca muhalif ve az biraz marjinal. Fazlası değil.

Düşman bu işi blogspot sayfalarında yapmıyor. Kongre üyesi olmak lazım. Aklı başında ve oyunu satmayacak üyelere tek tek ulaşmak lazım. Salonlarda, İnönü de tepkiyi koymak lazım.

Gerekirse 1 kez daha dayak yemek lazım kendi stadımızda. Utanmadan, onurluca. Ölecek değiliz ya. Ama kaçarak olmaz artık. Kaçıp, klavye başında -olmaz olsun böyle Beşiktaş- -abiler rantçı- demekle olmaz. Bunlar dünün haberiydi.

Şu durumdan bile rant çıkarılması midemi bulandırıyor. 15 yazarın hangi biri küme düşecek olan kadın basketbol maçlarına teşrif etmişler?

Camia için gereken, yeni bir oluşum değil. Bireysel Beşiktaşlılığın değerlenmesidir. Sözde başkan ve yandaşları dışında hiçbir oluşumu düşman görmeden, karşımıza çıkanlardan korkmadan, Beşiktaş ı kurtarana kadar bağırmaktır yapılması gereken.

Sene başında tepki olarak kombine almadık, o zaman o doğruydu. Şimdi ise doğru olan her ortamda, her fırsatta tepkimizi koymak. Stadı ve salonları sahipsiz bırakmamak. Yere düşmüşken tekmelemek o onursuzları. Bu savaşın kuralı bu.

Şu demet-sinan-seda tapeleri bir patlasın, istifa gelecektir. Ama onu beklememek lazım. Rıdvan Akar gibi, iki elimi havaya kaldırıp çarpraz sallayacağım. Beşiktaşlı olmak için benim de kimseye, gruba, oluşuma ihtiyacım yok. Yaşasın bireysel Beşiktaşlılığım.

Adsız dedi ki...

Arkadaşlar,blogun yazarlar listesinde bir çok isim var. Blog hakkındaki böyle bir tartışmada dahi sadece 2 yazarın (fitneci ve Shelbyl) açıklamada bulunmaya yada cavap vermeye çalışması eleştirilerdeki haklılık payını ortaya koymuyor mu? Ki artık açıkça isim verilerek eleştirilen Gürcan Ulusoyun gelip tek kelime etme tenezzülünde bile bulunmaması samimiyetsizliğin en açık göstergesi değil mi?

posedion dedi ki...

Tartışmayı başından beri dikkatlice takip ediyorum. "samimiyetsiz" ifadesinin hangi yazar için, ne gerekçeyle kullanıldığı açık.Evet Gürcan Ulusoy başından beri aynı çizgide kendi doğrularını yazan, paylaşan bu anlamda gayet tutarlı bir muhalefet yürüten bir yazar. Ancak postların açılış ve açılmayış zamanlamaları bizleri rahatsız eden.
Ayrıca daha önce de değinmiştim. Sol framede 9 yazarın ismi geçiyor.
Tartışmayı sadece shelbyl ve gürcan üzerinden yürütmek anlamsız. Her nekadar zamanlamasından hoşnutsuz olsamda diğer yazar arkadaşlardan en az Shelbyl ve Gürcan kadar katkı bekliyorum.

~Poseidon~ dedi ki...

Beşiktaş bir sene içinde başkan'dan kurtulmazsa net bir şekilde batacağız bu açık.

Kimsenin keyfinin olmadığı oldukça aşikar ama bu blog bir şekilde en azından her maçta bir başlık açmalı. Kulüp ölüyor bari biz ölmeyelim.

Poseidon arkadaşım buraya iki deniz tanrısı fazla... :)

başlık: Beşiktaşta iyi giden şeyleri yazalım
yazılanlar: gürcan, şelbil...

demek ki beşiktaşta iyi giden şeyler bunlarmış :))

gnyz dedi ki...

Zaten negative comment'i kapatmasından belliydi samimiyetsiz olduğu. Yıllardır kullandığı nicki değiştirmeside ayrı bir samimiyetsizlik örneği değil mi?

Eey Gürcan Ulusoy samimiysen bu eleştirilere cevap verirsin :)

Adsız dedi ki...

Sosyal medyada yeni bir atılım yapmak başlangıç için mükemmel bir adım olacaktır.

Ben ilk aylak zamanimda butun senenim maclarinin postlarini ilgili haftalara kuracagim, boylece mac postu acamama derdinden kurtulacagiz o zaman. Gerci NBA gibi degil ki takvimi onceden bilelim, neyse, oldugu kadar.

Adsız dedi ki...

@fitneci başlığın açılış amacının o olmadığını biliyoruz.. haliyle bizde ne demek istediğimizi belirtmek istedik.. tekrar tekrar belirtiyorum Beşiktaşta işlerin iyi gittiği filan yok.. ama çok kötü gittiği de yok.. saha içinden bahsediyorum.. yönetimden memnun olan zaten yok o yüzden o konuya girmek bile istemiyorum umarım yarın bayanlarımız bir tepki başlatır olmazsa biz soraki maçta gerekeni yapıcağız.. gelelim esas soruna.. bi bakalım isterseniz açılan maç başlıklarına yada yönetimi eleştiren başlıkların açılış zamanlarına.. tabiki de yönetimi eleştirel başlıklar açılıcak ama nedense bunlar hep takımın puan kaybettiği maçlara denk geliyo.. önceki yazımda da belirttim biz maç kazanırken de en az maç kaybettiğimiz zamanlardaki kadar eleştirilcek noktalarımız var..

ayrıca kimse play off a giricek diye gaza gelmiş bi durumda değil.. herkes herşeyin farkında.. ister istemez insan havaya girmiyor değil ama bu demek olmuyor ki bizler bazı şeyleri unuttuk.. lütfen kazandığımız maçlardan sonra da eleştirilerinizi getirin ki yada zamanlamaları kaybettiğimiz maçlara denk gelmesin.. çünkü hayatta tesadüf diye bişey yoktur..

BJK4EVER dedi ki...

Bloga elestiriler gelmesi dogal bence. Haftalardir post atilmiyor, mac yazisi bile yok. Yogun olabilirsin, icinden gelmeyebilir, sorun yok, ancak o yazarlar bolumunde 10 kisi'nin adi var, hicbiri yazmiyorsa sikinti var, hele ki ayni kisiler negatif haberleri hemen belirtiyorsa. Kimse yazmak istemiyorsa yazar alimi yapin, isteyenler yazsin o zaman, bu blog olmesin. Eskiden ne guzel tartismalar olurdu, fikirler uretilirdi, simdi o eski tad da kalmadi. Artik biraz canlanmamiz lazim, Noat da yazmiyor, Cartalete de bir yere kadar yetiyor......

can dedi ki...

Herkes blogun canlanmasini istiyor, Besiktas iyi de gitse kotu de gitse. Bunun sizi sevindirmemesini, demek ki sevenimiz varmis dedirtmemesini tuhaf buluyorum Fitneci. Ama tepki de bokunu cikartti yani. Shellbyl'in haksiz yere cok ustune gidiliyor. Adam hic bir zorunlulugu yokken bir duyarlilik gosterdi, tepesine cikildi hemen. Su "samimiyetsiz" geyigi de bitsin artik. Kimse kimseye samimiyetini kanitlamak zorunda degil. Ama Gurcan hakikatten nerdesin kuzum?

Benim onerim altyapidan gelen yazarlara yer acmayi dusunmeniz. Hatta somut bir yol gosterilirse ben talibim bu ise diyerek maskemi siyirip, sinsi yuzumu gosterebilirim.

Bu arada Ferrari davasini kaybettigimiz ve 7,5 milyon euro gibi yeni bir bedelle karsilastigimiz yaziyor her yerde. Yonetimin "dava devam ediyor" aciklamasini daha once Del Bosque olayinda da cok duymustuk, o yuzden neredeyse eminim bu soylentilerin gercek olduguna.

Ya sisko kaptani denize atacagiz ya da batacagiz.

YSY dedi ki...

Oy zamanı gidip oy atmak lazım. Artık demirörenin karşısına kim çıkarsa bakmadan atacağım. O hale geldik.

Stadda getirelecek herhangi bir tepkiye genellikle karşı çıkılacaktır, takım böyle iyi gidiyorken böyle potaya girmişken olmaz diye. Bu durumada uyuz oluyorum. Her sene bu sebepten dolayı adamı eleştiremez olduk aman birşeyler kötü gitmesin diye. Resmen turkiye kupasıyla uyuttu adam bizi..

box2boxMC dedi ki...

@can hocam dediklerine katılıyorum, burda ekşibeşiktaş yazarlarının sevinmesi gerekirken anlamsız bi şekilde kendilerini savunmalarını anlamıyorum. Olm anlayın işte blog canlansın istiyor herkes. Adı gibi ekşi olsun blogda, protestoysa prostesto, eleştiriyse eleştiri yapılsın, maç günü de pre-post açılsın, sadece maçı yorumlayalım, diğer günlerde YD ye ve bilimum yardakçısına nefretimizi kusalım.

Pamukk dedi ki...

bulamadım

Adsız dedi ki...

Lan bu adam değil mi Bjkmizin adının dünyanın her yerinde geçmesine sebep olan. Mendes'le şu denli ilişkiye girmek için Gs'si de Fb'si de şu an götünü yırtıyordur net. Şu anda takım 3 kulwarda da başa oynuyor, lütfen sabote etmeyin. Suç başkanda değil her olumsuzlukta bik bik eden sizlerde. Başkan Fenerbahçemiz derken, KB başkanı titriyle konuşma yapıyordu. Bunu da mı ayırt edemediniz?

Buraya kadar okuduysanız we bana bir sürü küfür ettiyseniz -ki ettiniz biliyorum- ha işte ben o küfürleri haşşa burdan yanına kadar Yıldo yawşağına gönderiyorum. Bi de yukarıdaki yazdıklarımla hala onu korumaya çalışan götwerenler war. Onların da Bjk sewgisini sikeyim afedersiniz.

Btw, münferit Bjk'lileri sanal ortamda toplayacak bir oluşum artık şart olmaya başladı. Hani Fe Ağbi, ZDemirkubuz, Rıdwan Akar'ın sürekli yazılarını paylaştığı bir yer tadından yenmez. Sadece Twitter'la olmuyor bu işler.

Ps. Klawyede v harfi çalışmıyor :(

alper dedi ki...

klavyede v harfi çalışmıyor derken çalışan v harfini yerim ben yerim yerim.:))

Hani gene maç postu yok.ee ben ekrem sövecektim daha maç başlamadna nasıl olcak şimdi.

Adsız dedi ki...

Adsız kardeşim.

Mendes vs demişken nedense birden aklıma cep telefonu tek taraflı Kremlin'e açık Kadirov dangozu geldi. Malum teşbihte hata olmaz, o arkadaş da doğumgünü için Van Damme'dan Hillary Swank'a, Kevin Costner'den Vanessa Mae'ya kadar bilimum ztartrik insanları getirip kendince şov yapmıştı. Küçücük ülkelerinde koca bir orduya karşı ölümüne savaşanların gömüldüğü topraklar üzerinde hem de. Yersen.

Tabi ki böyle bir teşbihle alakası kısıtlı. Ama bunun bana anlattığı tek bir şey var, o da her türlü yaldızın kendisinden çok sonuca nasıl yansıdığının önemli olması. Ztarlarımız geçen sene geldi, daha yeniler bekleyelim dedik. Bu sene bakıyoruz katkılarına; detaylı yazmaya gerek görmüyorum hepsi ortada. Kaldı ki Mendes'in gacırt diye ses çıkaran ve yarısına 3 küsür milyon avro verip A2'de oynattığımız bir de hediyesi var, üstü kırmızı kurdela kaplı.

Hepimiz Beşiktaş'ın iyiliğini istiyoruz orası kesin. Amma velakin ben bu Mendes işinin artılarını bir türlü anlamadım. Hele ki borçlar yüzünden transfer yapamazken.

Demek ki kapasitem yetersiz. Ne diyelim hayırlısı olsun.

makavel dedi ki...

totem yapın bu senenin sonuna kadar yazmayın bence..

Adsız dedi ki...

Başka takımı tutmama rağmen diğer takımların bloglarını da takip ederim ve BJK ile ilgili takip ettiğim bloglardan biri de bu blog. Gürcan Ulusoyu da hem burdan hem twitterdan takip ediyorum ve yukarda bazı kişilerin dediği gibi samimiyetsizlikle suçlanmasını çok agır buluyorum. Adam fazla sert, fazla muhalif, hatta bazılarının zamanlama ile ilgili olaak şikayetleri üzerine en fazla artniyetli olabilir-ki bunu düşünmüyorum sadece eleştirilerin gelebilecegi en son nokta nedir diye yazdım- ama samimiyetsiz olamaz. Ayrıca türk futbolunda iyi giden ne var ki allah aşkına... bir kulüp şike davası ile uğrasıyor düştü düşecek, digeri kupamı isterim de isterim diyor ama onlarında maşallah yemediği halt yok, diğer desen ak kaşık gibi dolanıyor ama kongreye gönderdiği adam 2000 ruhundan Mehmet Agar , diğerlerini saymaya bile gerek yok.... ve bunların arasında yeni kurulmuş olan GS, takımı dagıtıp kalite düşüren FB, en önemli adamlarını kaybeden ve sürecten dolayı az da olsa zarar gören TS ile birlikte ligin üst sıralarında olan bir takımda saha içinde de güzel şeyler oldugunu söylemek bence fazlaca iyimserlik olur. En son Ferrari'ye verilecek olan tazminat 5 milyon, mendes ve cetesi ve mali tablolar ki bunu da en iyi "hatice degil netice" isimli blogdan izleyebilirsiniz durumun cok kötü oldugunu ben dısardan görebiliryorum ve bu blogda yazan insanların bunu söylemesinin nesi yanlış onu anlamıyorum. iyi günler

Adsız dedi ki...

@alper ben de senin kopyala yapıştır kawramını bilmeyen beyinciğini yerim yerim cnm :)

Pamukk dedi ki...

bulamadım derken haklıymışm

tvizle dedi ki...

canlı tv izle full canlı tv izle
www.fullcanlitvizle.blogspot.com

sezen dedi ki...

blogu harika buldum. son derece süper

durdu dedi ki...

canlı tv sitesi açıldı
tvizle-tv.blogspot.com

Yorum Gönder

Ara