8 Eylül 2011 Perşembe
Onlar Kıvıracak, Biz Dik Duralım
Demirören'in dünkü açıklaması, artık ne yazık ki kanıksadığımız bir çizgide olduğundan kimse de şok etkisi yaratmadı. Artık verilen tepki "Yok be bunu da demez... Aaa, dedi" şeklinde. Kara mizah sevenler için bulunmaz bir nimet.
Demirören'i eleştirmekle bir şey değişeceği yok, lakin Demirören'e o açıklamayı yaptıran unsurlara bakarak taraftar algısını eleştirebiliriz. Demirören'in, ve hatta diğer kulüplerin bu tür taklalar atmalarının sebeplerini irdelemek lazım ki, taraftar kendini oldukça aşağı bir müşteri olarak konumlayan kulüp yönetimlerine karşı bir perspektif kazansın.
Neden kulüpler Fenerbahçe'nin derdinde? Cevap basit: 1. İleride bizi de yakmasın. 2. Yayın gelirleri azalmasın. (Tabii siz adalet, hak, hukuk, kardeşlik falan diyebilirsiniz de, fazla naif kaçar.)
İleride bizi de yakmasın, Türk futbolunun şu anki durumuna çok net bir ayna tutuyor, onu geçelim. Lakin burada altının çizilmesi gereken bir nokta var. Blogger'lar, birkaç bağımsız ve akıllı gazeteci vs. bu yeni Sporda Şiddet Yasası'nı eleştirirken, kulüplerin hepsi siyaset kapılarında dolaşıp lobi yapıyorlardı. Amaçları netti: Taraftarları istediğimiz gibi kontrol edelim, fişleyelim, protestolar olmasın, kendi borumuzu öttürelim. Keser dönünce, o zamanki tükürdüklerini afiyetle yalamaya hazır olduklarını gördük. Şaşırtıcı mı? Hayır. Fakat bu gelişmeler olurken "Onlar da haklı" deyip egemenle empati yapan taraftarlara bir ders olmalı bu.
İkinci madde ise daha trajik. Bugün kulüplerin bir çoğu berbat şekilde yönetiliyor. Finansal olarak kötü durumdalar, ve de yayın gelirleri nakit akışında çok önemli bir pay sahibi. Yaklaşan UEFA kriterleri uyarınca kulüpler bu finansalları sürdüremez, gelirlerini arttırmak, borçlarını ödemek zorundalar. Önceki mafyatik düzende, kulüpler bir şekilde yolunu bulacaklarını düşünüyorlardı, zira Türkiye'de hiçbir kulübe dokunulmazdı. Lakin bu gelişmeler, artık onlara dokunulabileceğini gösterdi. Paniğin bir sebebi de bu.
Eskiden beri "paralı değil, akıllı başkan" düsturunu savunanlar, "Ya bırak, finansallar size mi kaldı, keyfinize bakın abicim, o adamlar sizden iyi biliyor" diye öteleniyordu. Bugün görüyoruz ki, o adamların bizden iyi bildikleri şey kanunsuzluk ve mafyalığı idare etmekmiş. Oraya bir gün çomak gireceği belli idi, girince de bu eşsiz kıvırtmaları görmek nasip oldu bize.
Lafı daha fazla uzatmayayım: Aklı savunmak varken, kısa vadeli başarıya tapan taraftar profili, bugün bu gelişmelerden sonra, kendisiyle yüzleşmeden "Demirören bizi utandırdı" deme hakkına sahip değildir. Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir zira.
Hayatta her şeyin bir bedeli var, dünya yıldızlarının da, taraftara atılan dayağın da. Bunu ödememek için kıvıranlarla taraf tutmanın değil, onların daha da üstüne gitmenin zamanı. Sular durulunca, hele ki eski düzeni bir şekilde tahsis ederlerse, alacağımızı sittin sene çekemeyiz bunlardan çünkü.
Neden kulüpler Fenerbahçe'nin derdinde? Cevap basit: 1. İleride bizi de yakmasın. 2. Yayın gelirleri azalmasın. (Tabii siz adalet, hak, hukuk, kardeşlik falan diyebilirsiniz de, fazla naif kaçar.)
İleride bizi de yakmasın, Türk futbolunun şu anki durumuna çok net bir ayna tutuyor, onu geçelim. Lakin burada altının çizilmesi gereken bir nokta var. Blogger'lar, birkaç bağımsız ve akıllı gazeteci vs. bu yeni Sporda Şiddet Yasası'nı eleştirirken, kulüplerin hepsi siyaset kapılarında dolaşıp lobi yapıyorlardı. Amaçları netti: Taraftarları istediğimiz gibi kontrol edelim, fişleyelim, protestolar olmasın, kendi borumuzu öttürelim. Keser dönünce, o zamanki tükürdüklerini afiyetle yalamaya hazır olduklarını gördük. Şaşırtıcı mı? Hayır. Fakat bu gelişmeler olurken "Onlar da haklı" deyip egemenle empati yapan taraftarlara bir ders olmalı bu.
İkinci madde ise daha trajik. Bugün kulüplerin bir çoğu berbat şekilde yönetiliyor. Finansal olarak kötü durumdalar, ve de yayın gelirleri nakit akışında çok önemli bir pay sahibi. Yaklaşan UEFA kriterleri uyarınca kulüpler bu finansalları sürdüremez, gelirlerini arttırmak, borçlarını ödemek zorundalar. Önceki mafyatik düzende, kulüpler bir şekilde yolunu bulacaklarını düşünüyorlardı, zira Türkiye'de hiçbir kulübe dokunulmazdı. Lakin bu gelişmeler, artık onlara dokunulabileceğini gösterdi. Paniğin bir sebebi de bu.
Eskiden beri "paralı değil, akıllı başkan" düsturunu savunanlar, "Ya bırak, finansallar size mi kaldı, keyfinize bakın abicim, o adamlar sizden iyi biliyor" diye öteleniyordu. Bugün görüyoruz ki, o adamların bizden iyi bildikleri şey kanunsuzluk ve mafyalığı idare etmekmiş. Oraya bir gün çomak gireceği belli idi, girince de bu eşsiz kıvırtmaları görmek nasip oldu bize.
Lafı daha fazla uzatmayayım: Aklı savunmak varken, kısa vadeli başarıya tapan taraftar profili, bugün bu gelişmelerden sonra, kendisiyle yüzleşmeden "Demirören bizi utandırdı" deme hakkına sahip değildir. Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir zira.
Hayatta her şeyin bir bedeli var, dünya yıldızlarının da, taraftara atılan dayağın da. Bunu ödememek için kıvıranlarla taraf tutmanın değil, onların daha da üstüne gitmenin zamanı. Sular durulunca, hele ki eski düzeni bir şekilde tahsis ederlerse, alacağımızı sittin sene çekemeyiz bunlardan çünkü.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
4 Yorum:
tepki koymak lafla olmaz. lafla koyulan tepki etkisiz olur daha dogrusu. kacimiz 2004'ten beri kombine aldi ve/veya aliyor? kendimize bu soruyu sormaliyiz kimin tepki koyup koymadigi sonucuna varabilmek icin. yoksa buradan YD yeter demekle arpa boyu ilerlenmiyor.
Abi zamaninda YD yeter dedik, protesto duzenlemeye de calistik, olmadi.
Ben kendi adima Besiktas'a da, Digiturk'e de para harcamiyorum yillardir. Elimden gelen buysa, yapacagim da bu. Zaten yurtdisindayim yani, dahasi da yok.
Bu yaziyi da "gaz verme" amacli yazmadim yani. Ben gaz degilim zira, biktim. Lakin gaz olacak varsa, basim ustune, arkasindayim.
yarın maç var, mümkünse bir post açılsa.
Malesef ülkemizde futbol bu, lakin üç büyük takımdan birinin başkanın bir diğerinin td sinin ve asbaşkanının şike suçlamalrı yüzündden içerde olmaları ülkemizdeki olumLu değimşimlerin göstergesi olsa gerek...yazı çok güzel fakat birinci maddeye katılmıyorum keza Türkiyedeki yöneticilerin çoğu işadamı olduğu için kendi itibarları açısından bir daha şikeye yeltenemiyeceklerdir..
Türkiyede uykuda tutulması gereken bir halk vardır.Bu topluluğu uyutan narkozun içindeki maddelerden biride futboldur(diğerleri diziler evlilik programları haberler)Sinema sektöründe olduğu gibi futbolun sahipleride ne futbolcular nede futbolun içinden gelen insanlardır.İllaki karşımıza bir yerden çok parası olan yapımcılar çıkacaktır malesef dünya böyledir..oyüzden bu olanları normal karşılıyorum..