29 Temmuz 2011 Cuma
Süreci Yorumlayalım
En başından söyleyeyim, Beşiktaş'ın küme düşüp düşmemesiyle zerre ilgilenmiyorum. Zira bu bir sonuçtur. Ben nedenlerine bakarım. O gerekçeler var ise, düşüp düşmediğinin benim nazarımda önemi yoktur. Bu bağlamda saatlerce Fenerbahçe küme düşer mi, düşmez mi muhabbeti çevirenleri de anlamak zor. Fenerbahçe şike yaptıysa ve bu kanıtlandıysa oturup hala düşer mi düşmez mi diye mi konuşacağız? Türk sporunun hassasiyeti Fener'in küme düşüp düşmediği mi, yoksa şike yapıp yapmadığı mı?
Denkleminiz "Şike < Küme düşmek" ise geçmiş olsun size.
Herkes taraftarlık kimliğini bir kenara koydu ve hukukçu oldu. Deliller yetersiz, o delillerle küme düşürülemez, hukuki süreç çarpık, gözaltılar şöyle böyle... Oturduk bunları konuşup dinliyoruz. Elbette konuşalım, dinleyelim ama bunu sanki hukukla, davalarla, adaletle çok ilgileniyormuşuz da ondan ilgileniyormuşuz gibi yapmayalım. Basbaya, takımımızın zarar görmemesi adına takip ettiğimizi itiraf edelim. İşte o yol, çok dikenli bir yol.
İbrahim Akın'ın söyledikleri yetmez, yeterli delil yok vs dersiniz... Ancak bu yol bizi "şike yapmış olabiliriz ama elinde kanıt yok" noktasına götürür. Bir taraftarın bakış açısının bu olması da bana çarpık geliyor. Sen hukukçu değilsin, dosya nedir, iddianame nedir, delil nedir, delillerin ne kadarını biliyoruz, hukuki prosedür nasıl işler bilmeden ortalığı bulandırmanın anlamsızlığına inanırım.
Bildiğimiz şey şu; Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı İbrahim Akın'ın menajeri üzerinden bazı iletişimlerde bulunmuşlar. Bunların tamamının basit bir transfer görüşmesi olduğunu kabül edelim.
Size şu soruyu sorayım;
Beşiktaş İBB ile kupa finali oynuyor. Finalden 3 gün önce bir gazete "Beşiktaş İbrahim Akın'a transfer teklifinde bulundu" başlıklı bir haber yapsa ne düşünürdünüz? O gazeteye dağarcığınızdaki tüm küfürleri ederdiniz değil mi? Beşiktaş kulübü resmi sitesinden bir güzel açıklama yapardı, "Beşiktaş kupa finalinde oynayacağı takımın oyuncusuna transfer teklifi yapmaz..." diye.
Transfer teklifi yaptık ama yapmadık diyoruz yöntemi, neden kullanılıyor? Madem hukuki veya ahlaki hiç bir çarpıklığı yoksa, Beşiktaş neden İbrahim'i istediğini açık açık ortaya koymadı. Veya bu, basına yansıdığında neden "biz öyle şey yapar mıyız?" diyorlar. Neden, basına "biz öyle şey yapar mıyız?" diye sorup, kapalı kapılar arkasında yapmaya devam ediyorlar. Çünkü etik değil, ahlaki değil ve bazı boyutlarıyla hukuki değil. Etik veya hukuki olsa zaten bu yöntemi kullanmazlar birbirimizi kandırmayalım!
Şimdi taraftar oturmuş, bu şikeye girerdi girmezdi diye konuşuyor. Beşiktaş'ın kupa finalini etkileyebilecek transfer teklifini konuşan yok. Hukukçu olduk ya, o delillerden şike çıkar mı, çıkmaz mı derdimiz bu. Şike çıkmaz ise veya deliller yetersiz ise, Tayfur Havutçu'yu bağrımıza basacağız. İbrahim'e son derece yanlış bir zamanda transfer teklifi yapmamış gibi...
Enteresan tarafı, medyanın Siyah / Beyaz kısmı devamlı bu kişilerin suçsuzluğu üzerinden haber yapıyor. Bugün istediğiniz Beşiktaş haber sitesini açın "Tayfur'a inanıyorum" , "Tayfur'a güveniyorum", "Tayfur'a destek çıkın", "Ben yaparım Tayfur yapmaz" haberlerlerinin pompalandığını göreceksiniz. Neden? Neden yani sen yaparsın da Tayfur yapmaz? O zaman bu açıklamaya da inanmayalım, çünkü sen yaparsın. Olay yargıya intikal etmiş, Ahmet'in Mehmet'in Tayfur tasvirine, Tayfur'la ilgili inancına, söylemlerine ihtiyacımız mı var? Süreç, Tayfur'un karakter özelliklerine göre mi işleyecek? Taraftar, "Ben yaparım, o yapmaz" üzerinden mi konumlansın? Bizim inanmama gerekçemiz, sizin inanmıyor oluşunuz mu olsun? İnanç nedir yahu?
Medyanın aynı Siyah / Beyaz kesimi Emenike'nin Spartak Moskova'ya gidişini "kaçırma" olarak yorumlarken, büyük oranda aynı olayda, Beşiktaş konusunda farklı tavır alıyor. Bunu yaptığınızda "renkli" basını eleştirme şansınız elinizde kalmıyor, kusura bakmayın.
Beşiktaş taraftar boyutu ise çok acayip. Bence tüm bu hukuki süreç içerisinde hayranlıkla izlediğim bir tavır... Pompalanan haberlere de, karşı haberlere de mesafeli yaklaşıyorlar. Bekliyorlar, izliyorlar. Olması gerektiği gibi...
Gelelim yönetim boyutuna. Oldu da şike veya bir başka usulsüzlük kararı çıktı. Beşiktaş ceza aldı. Sayın Yıldırım Demirören koltuğunda kalabilir mi? Neden kimse bunu konuşmuyor, neden bunu konuşmaya dair önemli konulardan biri saymıyor? Yahu bu konu, Beşiktaş'ın küme düşüp düşmediğinden çok daha önemli. Çünkü küme düşmek sonuç. Sonucu değil, süreci konuşmalıyız.
Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı bireysel olarak ceza alırlarsa, yani hukuk, bu kişilerin "bireysel" suçluluğuna kanaat getirirse yönetimi ilgilendirmeyebilir. Ancak Beşiktaş kulübü ceza alırsa, burada yönetimin kurtulur tarafı yoktur. Kimsenin bu ihtimali konuşmaması da ziyadesiyle enteresan...
Tayfur Havutçu'nun da suçsuzluğu ortay konar ise, teknik direktörlüğe iade edilmesinin yolunun açık olması da en önemli gereklilik. Beşiktaş yönetimi, bu kişilerin masumiyetlerine inanıyor ise, döndüklerinde koltuklarının boş bırakması gerekir. Zira bu saatten sonra Beşiktaş'ın sportif başarısının hiç bir önemi yok.
Denkleminiz "Şike < Küme düşmek" ise geçmiş olsun size.
Herkes taraftarlık kimliğini bir kenara koydu ve hukukçu oldu. Deliller yetersiz, o delillerle küme düşürülemez, hukuki süreç çarpık, gözaltılar şöyle böyle... Oturduk bunları konuşup dinliyoruz. Elbette konuşalım, dinleyelim ama bunu sanki hukukla, davalarla, adaletle çok ilgileniyormuşuz da ondan ilgileniyormuşuz gibi yapmayalım. Basbaya, takımımızın zarar görmemesi adına takip ettiğimizi itiraf edelim. İşte o yol, çok dikenli bir yol.
İbrahim Akın'ın söyledikleri yetmez, yeterli delil yok vs dersiniz... Ancak bu yol bizi "şike yapmış olabiliriz ama elinde kanıt yok" noktasına götürür. Bir taraftarın bakış açısının bu olması da bana çarpık geliyor. Sen hukukçu değilsin, dosya nedir, iddianame nedir, delil nedir, delillerin ne kadarını biliyoruz, hukuki prosedür nasıl işler bilmeden ortalığı bulandırmanın anlamsızlığına inanırım.
Bildiğimiz şey şu; Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı İbrahim Akın'ın menajeri üzerinden bazı iletişimlerde bulunmuşlar. Bunların tamamının basit bir transfer görüşmesi olduğunu kabül edelim.
Size şu soruyu sorayım;
Beşiktaş İBB ile kupa finali oynuyor. Finalden 3 gün önce bir gazete "Beşiktaş İbrahim Akın'a transfer teklifinde bulundu" başlıklı bir haber yapsa ne düşünürdünüz? O gazeteye dağarcığınızdaki tüm küfürleri ederdiniz değil mi? Beşiktaş kulübü resmi sitesinden bir güzel açıklama yapardı, "Beşiktaş kupa finalinde oynayacağı takımın oyuncusuna transfer teklifi yapmaz..." diye.
Transfer teklifi yaptık ama yapmadık diyoruz yöntemi, neden kullanılıyor? Madem hukuki veya ahlaki hiç bir çarpıklığı yoksa, Beşiktaş neden İbrahim'i istediğini açık açık ortaya koymadı. Veya bu, basına yansıdığında neden "biz öyle şey yapar mıyız?" diyorlar. Neden, basına "biz öyle şey yapar mıyız?" diye sorup, kapalı kapılar arkasında yapmaya devam ediyorlar. Çünkü etik değil, ahlaki değil ve bazı boyutlarıyla hukuki değil. Etik veya hukuki olsa zaten bu yöntemi kullanmazlar birbirimizi kandırmayalım!
Şimdi taraftar oturmuş, bu şikeye girerdi girmezdi diye konuşuyor. Beşiktaş'ın kupa finalini etkileyebilecek transfer teklifini konuşan yok. Hukukçu olduk ya, o delillerden şike çıkar mı, çıkmaz mı derdimiz bu. Şike çıkmaz ise veya deliller yetersiz ise, Tayfur Havutçu'yu bağrımıza basacağız. İbrahim'e son derece yanlış bir zamanda transfer teklifi yapmamış gibi...
Enteresan tarafı, medyanın Siyah / Beyaz kısmı devamlı bu kişilerin suçsuzluğu üzerinden haber yapıyor. Bugün istediğiniz Beşiktaş haber sitesini açın "Tayfur'a inanıyorum" , "Tayfur'a güveniyorum", "Tayfur'a destek çıkın", "Ben yaparım Tayfur yapmaz" haberlerlerinin pompalandığını göreceksiniz. Neden? Neden yani sen yaparsın da Tayfur yapmaz? O zaman bu açıklamaya da inanmayalım, çünkü sen yaparsın. Olay yargıya intikal etmiş, Ahmet'in Mehmet'in Tayfur tasvirine, Tayfur'la ilgili inancına, söylemlerine ihtiyacımız mı var? Süreç, Tayfur'un karakter özelliklerine göre mi işleyecek? Taraftar, "Ben yaparım, o yapmaz" üzerinden mi konumlansın? Bizim inanmama gerekçemiz, sizin inanmıyor oluşunuz mu olsun? İnanç nedir yahu?
Medyanın aynı Siyah / Beyaz kesimi Emenike'nin Spartak Moskova'ya gidişini "kaçırma" olarak yorumlarken, büyük oranda aynı olayda, Beşiktaş konusunda farklı tavır alıyor. Bunu yaptığınızda "renkli" basını eleştirme şansınız elinizde kalmıyor, kusura bakmayın.
Beşiktaş taraftar boyutu ise çok acayip. Bence tüm bu hukuki süreç içerisinde hayranlıkla izlediğim bir tavır... Pompalanan haberlere de, karşı haberlere de mesafeli yaklaşıyorlar. Bekliyorlar, izliyorlar. Olması gerektiği gibi...
Gelelim yönetim boyutuna. Oldu da şike veya bir başka usulsüzlük kararı çıktı. Beşiktaş ceza aldı. Sayın Yıldırım Demirören koltuğunda kalabilir mi? Neden kimse bunu konuşmuyor, neden bunu konuşmaya dair önemli konulardan biri saymıyor? Yahu bu konu, Beşiktaş'ın küme düşüp düşmediğinden çok daha önemli. Çünkü küme düşmek sonuç. Sonucu değil, süreci konuşmalıyız.
Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı bireysel olarak ceza alırlarsa, yani hukuk, bu kişilerin "bireysel" suçluluğuna kanaat getirirse yönetimi ilgilendirmeyebilir. Ancak Beşiktaş kulübü ceza alırsa, burada yönetimin kurtulur tarafı yoktur. Kimsenin bu ihtimali konuşmaması da ziyadesiyle enteresan...
Tayfur Havutçu'nun da suçsuzluğu ortay konar ise, teknik direktörlüğe iade edilmesinin yolunun açık olması da en önemli gereklilik. Beşiktaş yönetimi, bu kişilerin masumiyetlerine inanıyor ise, döndüklerinde koltuklarının boş bırakması gerekir. Zira bu saatten sonra Beşiktaş'ın sportif başarısının hiç bir önemi yok.
Etiketler:Gürcan Ulusoy
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
14 Yorum:
Akin ve Alin'a transfer teklifinin kupa finalinden 3 gun once oldugu Gurcan'in sozun gelisi kullandigi bir ifade mi, yoksa gercekten olay boyle mi olmus? (Ben hic bir yerde tarihine rastlamadim ve Adali ve Havutcu kupa finali belli olmadan once yaptiklarini belirtmislerdi teklifi.) Biri bu konuda aydinlatabilir mi beni?
FİNALDEN 3 GÜN ÖNCE BİR GAZETEDE BJK AKIN-ALIN-ABDULLAH AVCI VE HATTA GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ'İSTİYOR HABERİNİ OKURSAM TAKIMIMLA VE YÖNETİCİLERİMLE GURUR DUYAR VE HELAL OLSUN YUVARLAK BİR TOPUN NE YAPACAĞINA BIRAKMADAN İŞİ GARANTİYE ALDILAR DİYE TEBRİK EDERDİM.
BİR TARAFTA ŞİKE YAPMAYA UYGUN ADAM VARSA VE YAPIYORSAN ACIMAM AFERİN DERİM.ÖNEMLİ OLAN O ADAMI BULMAK VE YAPMAKTIR.
BJK LILARA ŞİKE YAPTILAR VE YAPMADILAR DİYE KIZMAM YAKALANDILAR DİYE KIZARIM BEN ARKADAŞ.
GS NİN AVRUPAYA GİDEMEYECEĞİ BELLİ OLMUŞKEN BJK NINDA TEK ŞANSI KUPAYI ALMAK KALMIŞKEN AVRUPA İÇİN SAHAYA ÇIKMADAN FEDERASYONUN HAKEM SAYESİNDE O MAÇI ZATEN BİZE VERECEĞİNİ GARANTİ ETMESİ LAZIMDI.BEN ORDAN KIZGINIM FEDERASYONA VE ÖZGENERE ZATEN.
KÜME FALAN DÜŞMEZ KİMSE BU LİGDE OLACAK İŞ DEĞİL ODA.KULAKLAR ÇEKİLİR BAŞLA ÖNE EĞİLİR DEVLET BABANIN VARLIĞI HATIRLATILIR YENİ KAR VE KAZANÇ ORANLARI PAYLAŞTIRILIR HERKES SERBEST KALIR AZİZ YILDIRIM HARİCİNDE.
3 gün, öylesine bir ifade... 3 gün, 5 gün, 15 gün.
süreçten sıkıldım
süreçten sonrasını okumadım.
Bjk taraftarı bu tutuklamalar sonrası tavrıyla sınıfta kaldı, Çarşı gibi kendini anarşist bir yapıda gösteren (tabi ki alakası yok, Bakunin mezarında ters dönüyor) bir grubun onlar aklanana kadar kupayı verelim tavrı aslında Adalı ve Havutçu'nun yanında olmak değil tam tersine emniyet ve iktidara kendini bırakmak ve koşulsuz itaat etmektir.
Burda tavır kupayı vermek değil "biz Çarşı olarak bu 2 ismin suçu kanıtlanana dek masumdur ilkesine göre masumiyetine inanıyoruz ve kupayı hakkımızla aldığımıza inanıyoruz " tavrı olmalıydı.
Yani işin kolay ve şov kısmına kaçarak kendilerini içinde gördüğü muhalif duruşa aykırı hareket etti Çarşı.
Yönetimde buna ayak uydurdu, kupayı verirken kupadan gelen 3.650 bin doları iade etmeyekej veya bir hayır kurumuna vermeyerek işin samimiyetsizliğini de ortaya koydu.
twitterda Carlos Augusto Soares da Costa Faria Carvalhal ile anlaşıldığı haberleri dolaşıyor?? demirören ben sana ne diyim?
hocanın isminde bile meymenet yok copy paste yaptım anasini satim
Olurda bir ihtimal takim dusurulurse YD bize buralardan ekmek yok artik deyip gidermi?
daha fazla ayrıntı olsa mehmet baransu orda burda anlatırdı. büyük ihtimalle basında dönen delillerin toplamı bu kadar ki yeni birşey çıkmadı ortaya. mevcut delillere bakınca tayfur hoca, serdal adalı ve ateş'in şike yaptığına kanaat getirmek oldukça güç.
Bir tek bu degil bu yazida soylenmek istenen bu sureci gecmisten baslayarak degerlendirmek lazimki, sadece bu olaya odaklanip digerlerini gormemezlikten gelmeyelim. Bu son 8 sene icerisinde Cakici, Sinan Engin, Denizlispor maci, YD'nin surdurdugu yonetim sekli ve aklima gelmeyen hersey bu surecte ortaya cikartilip yorumlanma firsati bulabilir. Bunun icin bundan iyi bir zaman olamaz. Sonuc olarak Besiktas durusu, mantalitesi vs... varsa bunun karsiti bir durus ve mantalite gercekte var, ve biz tepkimizi koymadigimiz surece var olmaya devam edecek, bu mantalite ister bu sekilde kanun zoruyla ister ic hesaplasmalar ve entrikalar yoluyla her zaman yuzeye cikacak. Simdi icimizdeki disari cikartma zamani ama taraftar maalesef icerdekiler sucsuzmu degilmi noktasinda takilip kaldiki bu olaylarin en onemsiz noktasi su anda budur.
Y acidden anlayamıyorum bazı şeyleri ben.tutturmuşlar bir duruş falan diye.ne şikesi ne belgesi arakadaş.ortada bir bok yok.hepsi yalan dolan.bizim hocayı hadi hocayıda geçtim işi gücü kariyeri parası pulu olan bir adamımızı içeri almıuşar bedavadan ne duruşundan bahsediyosunuz siz ya.içerdeki o adamların dureuşumu olur şimdi.bedavadan atıp tutmak durmak duruşmak ne güzel.adamın ne zamna çıkacağı belli değil.ondan sonra haa ne güzel durdu.bırakın bu işleri arkadaş.para kazanmak maç kazanmak için oynanan bunun için milyonlarca avro para harcanıp transfer yapılan bilet kombine alınıp satılan oyunun duruşu mu olur yav.boş iş.tayfura söyleyin şimdi siz duruşu.desin sokayım böyle işe bilsem hep yardımcı antrenör kalır duruşsuz olurdum içeri girmezdim.
carvalhal gelmiş. tayfur'un yardımcısıymış (yersen)
toteme başlayayım;
ligden düşürülmezsek, ilk haftalarda saçma sapan beraberlikler(0-0) alırız, sonra biraz toparlanır gibi olur ikinci devre ligten koparız. bitime 6 hafta kala ankaragücünü 4-0 falan yeneriz,portekizliler şov yapar. seneye kesin şampiyonuz, hoca ligi tanımıyor deriz.
önce şunu bi yorumlayalım da:
http://www.ntvspor.net/haber/spor-toto-super-lig/45349/necip-atinc-ve-muhammedde-yeni-gelisme
yıldırım demirören yeter....
gencler, yazar arkadaslar ben fenerbahceliyim hatta kulubun de uyesiyim uzun zamandir, su sike sureciyle ilgili goruslerinizi yazmaya devam edebilir misiniz? Su an gorusleriniz nelerdir, bu sureci nasil takip ediyorsunuz merak ediyorum bir fenerbahce taraftari olarak. Fenerbahce bloglarinda bu kadar bi intihal varken (tabi dogal olarak olaylarin boyutlariyla orantili doguyor tepkiler ama sanki eksibesiktas olarak kafanizi kuma gomdunuz bi kac yorum haricinde) bence sessiz kalmamali, konusun, yazin abiler.. okuduklariniz, gazeteler size hic mi yalan gelmiyor (dogru yanlis abartili bir dezenformasyona maruz birakilmak niye diye dusunmuyor musunuz) ya da gercek olduguna inaniyorsaniz servis edilen bilgilerin, elestirinizi de yapin gitsin de sesiniz cikmali, ciksin!
Benim merakim gorusleriniz, lutfen paylasin..