.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

4 Şubat 2011 Cuma

Sen Önce Vergini Öde!

Beşiktaşlı duruşu. Bir aralar Demirören ağzına sakız etmişti bu lafı, artık demesine gerek yok, o yüzden bıraktı. Kelimelere dökülecek bir anlamı olmayan, ama net bir çağrışımı olan bir laftı bu, hatta öyleydi ki biraz da Beşiktaşlı olmayanların Beşiktaşlılara atfettiği bir pozisyondu. Sonra 3 laftan biri bu oldu, bizim duruş da paspas oldu.

Şimdi anlat desen anlatamam, ama örnek verebilirim Beşiktaşlı duruşuna.

Ben çocukken senede bir kere gazetelerde vergi haberi çıkardı: "X oyuncusunun esas ücreti bu iken bu kadar bildirilmiş... Fenerbahçe ve Galatasaray şu kadar vergi kaçırmış... Beşiktaş ise vergisini aynen ödemiş." Metin buydu her sene, sabit. İşte Beşiktaşlı duruşu buydu.

Mesela maç kaybederdik, arkadaşlar gelip kızdırırdı "Nasıl koyduk?" diye. Ben ise cevap verirdim: "Biz sizin gibi hırsız değiliz en azından olm". Bu cevapla üste çıkardım ben. Vatandaşlık bilincinin Hayat Bilgisi dersleriyle bana aşılandığı dönemlerde, Beşiktaş'ın kazandığı maçtan değil de, Beşiktaşlı olmaktan gurur duyan bir çocuk profiliydim yani.

Gün oldu, devran döndü, şirketler halka açıldı, vergi kaçıramaz oldular. Bu sefer vergi borçları oluşmaya başladı. O gün alenen vergi kaçırdığı halde hiçbir şey yapmayan devlet, sonra da gidip kulüplerin vergi borçlarını affetmeye başladı. Benim kafama çocukken Zeki-Metin ile "Önce alışveriş, sonra fiş" sloganını kazıyan devlet, milyon dolarları boşverdi. Sonra o milyonlar bana KDV (ÖTV) olarak döndü ya, neyse.

Neticede bugüne kadar Beşiktaş'ın vergi konusunda sicili aktı, artık değil:

Özetle Beşiktaş'ın hem vergisi, hem de vergi cezası iptal edilmiş; 95 küsür milyon borçtan geriye 4 milyon kalmış... O benim çocukken gurur duyduğum Beşiktaş da artık resmen hırsız olmuş.

Bir de duydum ki, bu vergi utanmazı kulüp maça bir heyecanla gelen taraftarının peşinde resmi kanalında "neden korsan aldın ha, 10 lira için değer mi ha?" diye koşturuyor, fişlemecilik oynuyormuş. Gücüne güç katmaya gelen taraftar değil de, parasına para katmaya gelen müşteri olarak görüyormuş onu.

Adama "Sen önce kendi borcunu ödesene .... !" derler. 

16 Yorum:

bu vergi olayı devletin vatandaşına yaptığı en büyük haksızlıklardandır. sen 4tl'ye benzin alırsın, konuştuğunun 2 katı kadar telefon faturası ödersin vs vs vs ama kimilerinin vergi borcu böyle 95'ten 4'e iner. artık vergisini tam ödeyene enayi muammelesi yapılıyor bu ülkede.

AcademY dedi ki...

Çok güzel yazmışsın ellerine sağlık.. Birde bazı idarecilerin "amigolar karaborsa yapıyor, biletlerden rant elde ediliyor" derlerken malesef kulübümüze D.Kiev tarafından tanesi 20 Eur olarak gönderilen deplasman biletlerinin, gene kulübümüz tarafından 1 atkı 1 bere hediyesi ile 100 Eur'a biz Beşiktaş'lılara satılması durumu var.

Malesef kulübümüz deplasmancılardan bağış adı altında 80 Eur fazla para alıyorsa, kendisi vergi kaçırıp sonra korsan ürün almayın diyorsa buna gülünür. Ağlanacak halimize gülüyoruz !!

beşiktaştan çok devlete kızıyorum bu durum için. benim 3 kuruş maaşımdan çatır çatır vergisini alıyorken, yediğim her lokmanın kdvsi cebimden çıkıyorken sen kim oluyorsun da milyonlarca doları "affettim" diyorsun. nasılsa bizim gibi enayilerden çıkarıyosun bu parayı diye bunu yapmaya hakkın yok.

helldoradotcom dedi ki...

Isim vergi benim. Kanunun tanidigi olculerde az vergi vermek icin elimden geleni yaparim. Ama vergi kanunlari sinirlari icerisinde! Besiktas senelerce vergisini zamaninda odemis fakat odemeyenler mukafatlandirilmis. Bu sistem de Besiktas da odememe yoluna gidebilir. Hirsiz tabirini kesinlikle kabul etmiyorum. Burada vergisini soke soke alacak olan kurum Gelir İdaresidir. Boyle yazili olmayan bir vergi avantaji varsa ve butun kulupler bundan faydalaniyorsa Besiktas'a hirsiz denemez. Dense dense bunca yil zamaninda odeyerek enayilik yapmis diyebiliriz. Soyledigimiz rakamlar milyonlarla ifade ediliyor. 5 milyonu bir yil bile gec odeme luksunuz varsa 100 bin'e yakin faiz geliriniz olur. Eski faiz oranlariyla varin siz dusunun. Diyecegim sudur ki devlet'in affettigi bir mali suc icin kimseye hirsiz yaftasi yapistiramayiz. Kanunlarin abes'ligi gelin 10 gun tartisalim eyvallah fakat uzlasmaya girmis ve alninin akiyla cikmis bir kuruma hirsiz demek agirima gidiyor.

tearkan dedi ki...

uzlaştırma? hangi uzlaştırmadan bahsediyoruz yahu? uzlaştırmanın temelinde ''borcun mevcut hali mümkün olduğunca korunarak'' ödenebilir hale getirilmesi (taksitlendirme, faiz oranlarını düşürme vs.) amacı yatar. kanunda yazan uzlaştırma tanımından bahsediyorum ben. 96=4 nasıl bir uzlaştırma yada mevcut borcun nasıl korunması? iyiden iyiye komik olmaya başladı artık bu iş. sadece kulüpler de değil çoğu şirket bu uzlaşmaya güvenerek vergisini ödemiyor artık. bu da öngörülen; fakat toplanamayan vergilerin toplanması kolay; yani genelde peşinen kesilen vergi kalemleri üzerine bindirilmesine neden oluyor. yine dönüp dolaşıp bizim cebimizden çıkıyor yani bu vergiler. sonra da shelbyl'nin dediği gibi utanmadan televizyonunda üç kuruşluk atkının peşine düşüyor kulüp.

yaptığın yanlışı, ama başkası da yapıyor yææ diye savunmak, daha doğrusu savunmaya çalışmak seni haklı çıkartmaz ki.

Maxim Tsigalko dedi ki...

Burada savunma argümanı "ama başkası da yapıyor" değil bence. Aslında olayı savunmaya da gerek yok bence. Devletin 95 milyon TL'den nasıl vazgeçtiği sorulmalı öncelikle. Beşiktaş vergisini düzenli verse bile bu tip şeyler olmaya devam edecek. Bu nasıl bir vergi politikasıdır anlamak mümkün değil. Bu uzlaşmayı yapanın Beşiktaş ya da başka bir klüp, şirket olması benim açımdan çok bir şey değiştirmiyor.
Bu yorumum korsan ürün alan taraftarın fişlenmesi olayından tamamen bağımsızdır. O bambaşka bi olay zaten.

Simdi soyle:

Bu durumda devlet enayi degil, suc ortagidir ve dolayisiyla bu da Besiktas'in -ya da diger kuluplerin- yaptigini affettirmez.

Devlet uzlastiysa uzlassin, Besiktas senin benim emegimizden caliyor. Cunku o butce zaten tamamlanacak, ve o da benim vergimden cikacak. 91 milyondan bahsediyoruz, az buz degil.

Yani bugun parasini verip biletini almis ve maca gelmis taraftara "Neden korsan aldin ha? 10 lira icin mi ha?" dedirten yonetim, o 10 liranin o adamin cebinden afiyetle calinmasina on ayak olmustur.

kma dedi ki...

96 milyondan 4 milyona inmiş borç da baya ilginç. hani cezayı affet anlarım da ana para nasıl affediliyor?

ayrıca bjk tv ile ilgili bi post açın da şu yayın politikasını tartışalım.

çocuk öğreciyiz o yüzden burdan alıyoruz dedikçe "10 lira için mi" diye salak salak sorular soruyor muhabir. "ya üzerimde para yoktu hava da soğukmuş, üşüdüğümüz için bere aldım" gibi bi bahane kabul edilebilir yahu?

insanlıktan da mı çıktınız bjk tv?

Adsız dedi ki...

"ulkemi seviyorum vergimi oduyorum" gibi bir sey vardi dimi?

BJK TV'nin nesini tartisalim ki?

Secimlerden once iki gunde bri baskan muhalefeti yaparken, televizyon kanalinin yoneticiligi sozunu alinca birden dut yemis bulbule donen bir adamin yonettigi kanaldan ne hayir gelebilir zaten?

Iste cika cika "korsan avcilari" cikar boyle. Sarki da yazsinlar bari:

Korsan avcilariyiz
Korsan korsan korsan

Guzel guzel soylerler.

helldoradotcom dedi ki...

Bir noktanin altini cizmekte fayda var. zira devletin vergi toplama politikasi sonuna kadar elestirilmeli fakat yonetimin bu ulke sartlarindaki hareketini elestirmek dogru gelmiyor. Uzlasma da vergi asli'na genelde dokunulmaz cezai faiz belli oranda indirilir fakat belli ki vergi inceleme elemaninin raporunda yanlislik tespit edilmis ve raporda belirtilen vergi aslinda da indirime gidilmis. mutlak dogru tabiiki de besiktas'in vergisini zamaninda eksiksiz odemesi ve devletin de bu vergiyi gerekirse soke soke almasidir fakat boyle bir dunyada yasamiyoruz. Devlet spor kuluplerine yazili olmasa da boyle bir kolaylik sagliyorsa tum vergileri zamaninda odemek de enayilikten baska bir sey degildir. sen devlet olarak saglam bır yaptirim uygularsan kimse odememezlik yapmaz.

jeankier dedi ki...

ne şimdi bu doğrucu davut mu? bir bizim camia kendini vurur hocam, yıllardır gördüğüm budur..

Senin Besiktasliligin her sene kupa kazanmaya calismaktir, benimki ise temiz kalarak kupa kazanmaya calismak.

Ikimizin Besiktas'i farkli diye kendimizi vurmuyoruz jeankier.

jeankier dedi ki...

sevgili shelby ben senin sözlerin üzerine bir yorum getirdim, fakat sen beni tanımadan benim hakkımda yorum yapmışsın. bu bir defa yanlış.
benim söylediğimde hakemler ile saha dışı olaylar ile şampiyonluk, kupa kazanmak yok ki? nereden çıkarttın bunu? vergi affı için başvurmuş, kabul edilmiş, bunu yapan yöneticileri (kusura bakma iyi işleri de taktir etmeni beklerim) kutlaman gerekirken, konuyu temiz beşiktaş olayına çevirmişsin. bak shelby dünyanın en büyük sanayi şirketlerinden birinde çalışıyorum, bu şirketler vergi affı, vergi iltiması olan ülkelerde üretim yapıyorlar, bunlar normal şeyler, alışmalısın.
farkı olan bizim beşiktaş ımız değil, iki taraftarın farklı düşünmesi, buna da alışmalısın.
sevgilerle..

Yoo, ben senin hakkinda yorum getirmedim ki? Senin ima ettigin Besiktas hakkinda konustum. Benim bu yazida anlattigim benim Besiktasim. Uc paragraf giris yazdim o yuzden.

Senin "bir biz kendimizi vuruyoruz" demenden ben sunu anliyorum: "Diger camialar sesini cikarmiyor, biz ise ses cikariyoruz".

Iste bu benim anlayisima ters. Benim Besiktas'im vergisini odesin ama yildizsiz olsun. Buradan bir cikarim yaptim ben. Sen basariyi on plana koyuyorsun diye dusundum, cunku "birak iste ses cikarma" demenin sebebi basariyi engelleyecegini dusunmen diye varsaydim.

Sahadisi olaylar falan ise hic demedim, o senin eklemen olmus.

Neticede sen farkli dusunceni anlattin, ben de farkli dusuncene yorum yaptim. Alismam gereken bir hal goremiyorum ben yani.

Yorum Gönder

Ara