27 Ocak 2011 Perşembe
Maç Yazısı: Beşiktaş - Trabzonspor
Maçı izlerken kafamda bu yazının temasını belirlemiştim: Faydalar. Bu maç, birçok konuda bize önemli göstergeler verdi, onlara değineceğim. Lakin Ersan'ın sakatlığı bütün keyfi kaçırdı, faydalar temasını da bitirdi. Şanssızlık diyeceğim ama, yeterli bir kelime değil... Sakatlıklara daha 3. maçtan başladık gene, hayırlısı.
Fayda I: Çift Önlibero Hikayesi
Türkiye futbol izleyicisinin ve ulemasının belirli zaman ve koşullarda belirli doğruları oluşur, ve de onlara sıkı sıkıya bağlanırlar. Bunu hepimiz yapıyoruz, dünyanın her yerinde yapılıyor, bir eleştiri değil bu yani. Ama her sporun, genel kanı halini almış kuralları olur ve bütün gelişmeler onun ışığında yorumlanır. Olağan budur, ama öyle bir hal alır ki bu, insanlar partizanlaşır yorumlarını yaparken.
Türkiye futboluna bu doğrultuda belirli kavramlar enjekte edildi: "Hakan Şükür tipi forvet" bir 5 sene gitti, bir Dünya Kupası yolculuğuna mal oldu, "Hagi gibi 10 numara" daha 2 sene öncesine kadar aranıyordu, sonra Hagi gitti Alex geldi bu sefer "Bir Alex değil" oldu. Sahaya çift forvet çıkmayanı "korkak" olarak niteleyen futbol ulemaları, en sonunda dünya futboluna göre kendilerini update ettiler, ama bu sefer de elimize "Çavinesta" geldi. 4-3-3. Kanatlardan yardıran adam ve çift ön libero. İyi futbolun ön şartı.
Şimdi benim bu kavrama bir eleştiri getirmem beklenemez, zira trend bu. Ama trend bu diye, herkes aynı oyunu, aynı tip oyuncularla oynayacak diye bir şart yok, bu bir. Bir görevin, neden öyle adlandırıldığına bakmadan, sadece adına takılı kalırsak açılım yapamayız, bu iki.
Aurelio - Guti ortasahası, bu minvalde çoğumuzun kabusu olacak bir düzenlemeydi. "Tek önliberolu çıkarsak intihar ederiz!" Fakat etmedik, maçı kazandık, iyi de oynadık. Neden?
1. Bugün Guti, Türkiye futboluna fazla gelen bir oyun zekasına ve fundamentale sahip. Delgado gibi kafası kesilmiş tavuk olmaz o mevkiiye konunca, gereğini bilir, enerjisini en verimli şekilde kullanarak alan parseller.
2. Çift önlibero ezberinin diğer şartı "10 numara" ya da "10.5 numara". Ama eğer siz Aurelio - Guti'nin önüne Nobre gibi bir presçi ve Almeida gibi bir varlık koyarsanız, rakip takımın kesmek için çift önliberoya ihtiyaç duyulacak atak yapmasına izin vermezsiniz. Aurelio - Guti - Tabata (Delgado) oynamıyoruz, forvet Bobo değil. Bu fiziki fark önemli.
Buradan nereye varabiliriz? Eğer ortasahada Aurelio - Ernst yer alırsa, takım daha dirençli olur, ama bu kadar baskılı ve akışkan olamaz. Eğer önde boğucu pres gelmezse, Toraman'ın hata yapabileceği dakika sayısı artar.
Neticede futbol dinamik bir denklemdir. Şu ana kadar "Manisa ve Buca zayıf ekip, Aurelio - Guti dağılır yoksa" deniyordu. Bugün görüldü ki öyle dağılmıyorlar. Bu, futbol yorumu açısından ufuk açıcı bir maçtı o yüzden.
Fayda II: 45-60 Sendromunda İyileşme
Artık biliyoruz ki, Beşiktaş ikinci yarıya başlarken, Buca maçı yazısında sıraladığımız 4 etkenin (rehavet, direktif, alışkın olmama, rakibin hevesi) bir kombinasyonu vuruyor takımı. Bu maçta da ikinci yarıya Trabzonspor şok bir baskıyla başladı. Lakin işin iyi tarafı, Manisaspor ve Bucaspor karşısında olduğu kadar mahkum oynamamamızdı oyunu, nitekim 55. dakika civarı Trabzonspor baskısını kırdık, dengeye getirdik maçı. Sonrasında Nobre - Fernandes değişikliği, takımın skoru koruma psikolojisine katkıda bulunacak bir değişiklik olduğundan maça denge geldi ve de özellikle son 15 dakikada oyunu tempo olarak kontrol ettik. Bu iyi bir gelişme.
Kötü Haber: Rakibin Siniri
Bu ise ciddi anlamda kötü bir haber. Trabzonspor, içinde bulunduğu halden dolayı belki aşırı sinirliydi, fakat neticede bugün sahada bu sene Beşiktaş'ın karşısında gördüğüm en sert rakiplerden birisi vardı. Eğer Trabzonspor gibi bir takım bir şekilde bu motivasyon ile maça çıkıyorsa, diğer takımların neler yapabileceğini düşünmek istemiyorum.
Ben Şenol Güneş'in özellikle sert oynama talimatı verdiğini düşünmüyorum, çünkü Şenol Hoca öyle bir insan değil. Ama ben burada halı sahada maç yaparken bana 2 defa çalım atan adamın 3.de ayağına sallıyorsam, sahadaki futbolculardan da onu beklemek çok garip olmaz. Zaten ilk yarıda sakatlıktan çektiğimizin haddi hesabı yoktu, bu filmi tekrar görmek sanırım hiçbirimiz istemeyiz.
Özet Geç Lan!
Bugün Beşiktaş, "ama güçlü takıma karşı böyle ne yaparız?" endişesinin cevabını oldukça tatminkâr bir şekilde bizlere verdi. Evet, ilk yarıda yaldır yaldır girişiyoruz ve de ikinci yarıda tempomuz düşüyor, evet 65'ten sonra hücum gücümüz defansı pek ciddiye almamaya başlıyor ve bu bir sorun, fakat müdahale edecek kanallarımız var. Ha, 5 hafta boyunca bu taktiği güdemeyiz, çünkü bu kadro her maça çıkamaz ve o yüzden farklı planlara ihtiyacımız var, ama artık bir Beşiktaş imzası var bu ligde. Bunun da iyi ve kötü yanları var tabii ki, dün "pahalı takım"dık, bugün sinire kestiler, yarın "Quaresma da topa dışıyla vurmasın canım, ayıp bu" diyecekler çıkabilir. Psikolojik olarak bir Mustafa Denizli'ye ihtiyaç duyabiliriz ilerleyen zamanlarda.
Bu haftaki maçta ne Ersan, ne Hilbert olacak. Sivok da muhtemelen yok. Rakibimiz belalımız İBB, Guti - Aurelio yorgun. İşte o maçtan da mutluluk verici bir sonuç alabilirsek o akşam yıllardır çektiğimiz en rahat uykulardan birisini çekeriz.
Ve tekrardan: Geçmiş olsun Ersan. Bu taraftar seni çok seviyor.
Not: Fotoğraflar Ntvspor'un websitesinden alınmıştır.
Fayda I: Çift Önlibero Hikayesi
Türkiye futbol izleyicisinin ve ulemasının belirli zaman ve koşullarda belirli doğruları oluşur, ve de onlara sıkı sıkıya bağlanırlar. Bunu hepimiz yapıyoruz, dünyanın her yerinde yapılıyor, bir eleştiri değil bu yani. Ama her sporun, genel kanı halini almış kuralları olur ve bütün gelişmeler onun ışığında yorumlanır. Olağan budur, ama öyle bir hal alır ki bu, insanlar partizanlaşır yorumlarını yaparken.
Türkiye futboluna bu doğrultuda belirli kavramlar enjekte edildi: "Hakan Şükür tipi forvet" bir 5 sene gitti, bir Dünya Kupası yolculuğuna mal oldu, "Hagi gibi 10 numara" daha 2 sene öncesine kadar aranıyordu, sonra Hagi gitti Alex geldi bu sefer "Bir Alex değil" oldu. Sahaya çift forvet çıkmayanı "korkak" olarak niteleyen futbol ulemaları, en sonunda dünya futboluna göre kendilerini update ettiler, ama bu sefer de elimize "Çavinesta" geldi. 4-3-3. Kanatlardan yardıran adam ve çift ön libero. İyi futbolun ön şartı.
Hakan Şükür tipi forvetin dezavantajları da var tabii...
Şimdi benim bu kavrama bir eleştiri getirmem beklenemez, zira trend bu. Ama trend bu diye, herkes aynı oyunu, aynı tip oyuncularla oynayacak diye bir şart yok, bu bir. Bir görevin, neden öyle adlandırıldığına bakmadan, sadece adına takılı kalırsak açılım yapamayız, bu iki.
Aurelio - Guti ortasahası, bu minvalde çoğumuzun kabusu olacak bir düzenlemeydi. "Tek önliberolu çıkarsak intihar ederiz!" Fakat etmedik, maçı kazandık, iyi de oynadık. Neden?
1. Bugün Guti, Türkiye futboluna fazla gelen bir oyun zekasına ve fundamentale sahip. Delgado gibi kafası kesilmiş tavuk olmaz o mevkiiye konunca, gereğini bilir, enerjisini en verimli şekilde kullanarak alan parseller.
2. Çift önlibero ezberinin diğer şartı "10 numara" ya da "10.5 numara". Ama eğer siz Aurelio - Guti'nin önüne Nobre gibi bir presçi ve Almeida gibi bir varlık koyarsanız, rakip takımın kesmek için çift önliberoya ihtiyaç duyulacak atak yapmasına izin vermezsiniz. Aurelio - Guti - Tabata (Delgado) oynamıyoruz, forvet Bobo değil. Bu fiziki fark önemli.
Buradan nereye varabiliriz? Eğer ortasahada Aurelio - Ernst yer alırsa, takım daha dirençli olur, ama bu kadar baskılı ve akışkan olamaz. Eğer önde boğucu pres gelmezse, Toraman'ın hata yapabileceği dakika sayısı artar.
Neticede futbol dinamik bir denklemdir. Şu ana kadar "Manisa ve Buca zayıf ekip, Aurelio - Guti dağılır yoksa" deniyordu. Bugün görüldü ki öyle dağılmıyorlar. Bu, futbol yorumu açısından ufuk açıcı bir maçtı o yüzden.
Fayda II: 45-60 Sendromunda İyileşme
Artık biliyoruz ki, Beşiktaş ikinci yarıya başlarken, Buca maçı yazısında sıraladığımız 4 etkenin (rehavet, direktif, alışkın olmama, rakibin hevesi) bir kombinasyonu vuruyor takımı. Bu maçta da ikinci yarıya Trabzonspor şok bir baskıyla başladı. Lakin işin iyi tarafı, Manisaspor ve Bucaspor karşısında olduğu kadar mahkum oynamamamızdı oyunu, nitekim 55. dakika civarı Trabzonspor baskısını kırdık, dengeye getirdik maçı. Sonrasında Nobre - Fernandes değişikliği, takımın skoru koruma psikolojisine katkıda bulunacak bir değişiklik olduğundan maça denge geldi ve de özellikle son 15 dakikada oyunu tempo olarak kontrol ettik. Bu iyi bir gelişme.
Kötü Haber: Rakibin Siniri
Bu ise ciddi anlamda kötü bir haber. Trabzonspor, içinde bulunduğu halden dolayı belki aşırı sinirliydi, fakat neticede bugün sahada bu sene Beşiktaş'ın karşısında gördüğüm en sert rakiplerden birisi vardı. Eğer Trabzonspor gibi bir takım bir şekilde bu motivasyon ile maça çıkıyorsa, diğer takımların neler yapabileceğini düşünmek istemiyorum.
Ben Şenol Güneş'in özellikle sert oynama talimatı verdiğini düşünmüyorum, çünkü Şenol Hoca öyle bir insan değil. Ama ben burada halı sahada maç yaparken bana 2 defa çalım atan adamın 3.de ayağına sallıyorsam, sahadaki futbolculardan da onu beklemek çok garip olmaz. Zaten ilk yarıda sakatlıktan çektiğimizin haddi hesabı yoktu, bu filmi tekrar görmek sanırım hiçbirimiz istemeyiz.
Özet Geç Lan!
Bugün Beşiktaş, "ama güçlü takıma karşı böyle ne yaparız?" endişesinin cevabını oldukça tatminkâr bir şekilde bizlere verdi. Evet, ilk yarıda yaldır yaldır girişiyoruz ve de ikinci yarıda tempomuz düşüyor, evet 65'ten sonra hücum gücümüz defansı pek ciddiye almamaya başlıyor ve bu bir sorun, fakat müdahale edecek kanallarımız var. Ha, 5 hafta boyunca bu taktiği güdemeyiz, çünkü bu kadro her maça çıkamaz ve o yüzden farklı planlara ihtiyacımız var, ama artık bir Beşiktaş imzası var bu ligde. Bunun da iyi ve kötü yanları var tabii ki, dün "pahalı takım"dık, bugün sinire kestiler, yarın "Quaresma da topa dışıyla vurmasın canım, ayıp bu" diyecekler çıkabilir. Psikolojik olarak bir Mustafa Denizli'ye ihtiyaç duyabiliriz ilerleyen zamanlarda.
Bu haftaki maçta ne Ersan, ne Hilbert olacak. Sivok da muhtemelen yok. Rakibimiz belalımız İBB, Guti - Aurelio yorgun. İşte o maçtan da mutluluk verici bir sonuç alabilirsek o akşam yıllardır çektiğimiz en rahat uykulardan birisini çekeriz.
Ve tekrardan: Geçmiş olsun Ersan. Bu taraftar seni çok seviyor.
Not: Fotoğraflar Ntvspor'un websitesinden alınmıştır.
Etiketler:maç yazısı,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
38 Yorum:
Eger ersan hakikaten sezonu kapattiysa cok yazik. Deli uzuldum.
Birde ismaili cok begendim, tamam hatalari oldu ama net bi kipirdanma var.
Ersana yazik oldu yau
ismail köybaşı'nda kıpırdanma olduğu kesin ama maalesef futbol zekasını geçtim, normal zekası bile çok iyi değil herhalde. her pozisyonda yanlış tercih yapılır mı abi ya?
Sunu kabul etmemiz lazim: Besiktas, son uc macin ilk yarisindaki oyunu bazi isimlerle oynayamaz, mumkun degil. Deli Ibo da bu isimlerden birisi, digerleri Rustu ve Erhan mesela.
Bu demek degil ki Deli Ibo kotu futbolcu. Hasa, ozellikle son 3 senedir canini disine takti ve iyi isler cikardi. Sadece Besiktas degil, Turkiye futbolu icin ornek profesyonel.
Ama esyanin tabiati geregi olamaz o. Bugun Schuster, zorunlu hal haricinde Iso'nun yerine Ibo'yu tercih ettigi gun bu sistem biter.
Ismail gerekirse super sol bek olmasin da sadece bu sistemle var olsun, hic dert degil.
ben de bu saatten sonra delinho takımın vazgeçilmesi olsun demiyorum ama bu işin ismail'le gitmeyeceği belli.
Bence de boyle oynadigimiz surece Ismail bu takimin degismezlerinden biridir.
Bu dusmeye cozum bulabiliriz aslinda. Ilk yarilardaki tempomuzu 65-70 dakikaya yayarsin, erken oyuncu degisikligi yaparsin, 2. yarilarda bol pas yapip aktif dinlenmeye gecersin, alternatifler mevzut. Ama bu sistemde mevcut alternatifler yaratmak sikinti olabilir. Bakiyorum, kanat alternatifimiz yok bence, Hilbert Ismail one cikabilir ama o tipte bir kanat yedekte yok. Guti'nin yedegi yok, anca Fernandes veya Ernst devsirilebilir. Nobre'nin gercek anlamda yedegi yok, Bobo dolasan bir oyuncu. Solbek ve sagbekin gercek anlamda yedegi yok, sadece Ekrem iyiyse orada o isi yapabilir. Tek ciddi alternatiflerin oldugu mevki onlibero, ama ne Ernst ne Fernandes Aurelio tipinde oyuncu degiller, defansi tek basina toparlayacak adam degiller, daha ziyade destekci adamlar. Yani ilk yaridaki baskin futbolu oynamak istiyorsak o 11 sart, oradan 2-3 oyuncu cikti mi iflas ederiz.
Abi İsmail'le gitmeyecek de kimi alacaksın? Yabancı koyacak halimiz yok oraya. Atila Turan henüz fm efsanesi zaten. O'nun dışında da Gökhan Gönül'ün sol bek versiyonu olabilecek birileri gözükmüyor henüz. Bu adam Antep'deyken yardırıyordu. Oynadıkça olacaktır diye umuyorum ben. Hatta bu sistem sayesinde veya başka bir şekilde İsmail'in oynuyor olmasına da seviniyorum.
Ersan konusuna gelince de Ekrem iyileşti diye, defansa yerli bir alternatif geldi diye illa ki diğer bir alternatifi kaybetmemiz mi gerekiyor? Bu nasıl bir şanssızlıktır yahu?
Spiker konusunda da bir iki şey söylemek istiyorum da hepsinin ucu küfüre bağlanıyor siliyorum sürekli. Arkadaş Guti topa kafa vuruyor hıyarın biri arkadan beline yükleniyor topla alakası yok, spiker tekrarı gösterirken; ''işte Guti'nin müdahalesi.'' Trabzon'un golüne 45 + 1 demeler. Ayıp be kardeşim. Sözde yıllardır bu işin içindesin bir de.
Son olarak da Ersan'ın sakatlığından sonra oyuncu değişikliği yapılacağı sırada Ernst'i kulübede çorapları çekerken görünce, kaç yabancı var lan sahada deyip hepiniz içinizden bi hasss.. çekmediniz mi? :)
Haftasonu en zor, tabiri caizse en pis deplasmana çıkacağız. Bu maçtan da güzel futbol/sonuçla ayrılırsak sakatların iyileşmesi ve uyum sürecinin aşılması için ilaç gibi gelecek 2 haftalık ara var. Ersan'ın yokluğunda öncelikle Sivok'a, sonra Ferrari'ye hatta Rıdvan'a bile ihtiyacımız olacaktır.
Ersan o kadar gereksiz bir şekilde sakatlandı ki insan üzülsün mü kızsın mı bilemiyor. Abi o dakikada o seken topa müdahale etsen ne olacak? Yani ne gerek var? Altyapıyı dışarıda alsan da insanın içi Türk olunca tabi bir yere kadar oluyor.
İlk yarılarda böyle yaldır yaldır saldırmanın sonrasında skor avantajını elde edersek, ki iki maçtır elde ediyoruz, belki devre arasında, belki de erken bir müdahaleyle (dünkü gibi 60ı beklemeden yani) Guti ve Nobre'yi çıkartıp göbeğe iki oyuncu koyabiliriz. Hem yorulan Guti'yi korumuş oluruz, hem de Guti'nin yorulması sonucu rakibe kaptırdığımız ortasahayı korumuş oluruz. Tabi dünü baz alarak konuşmamak lazım. Sonuçta dün ikinci yarının direk 2-1 başlamış olması çok ekstra bir durumdu.
90 dakika kim olsa böyle yaldır yaldır oynayamaz zaten. Üstüne bir de bu adamlar yaşlı olunca bu tarz bir müdahaleyle ikinci yarıları rölantide ve fazla yorulmadan geçirebiliriz sanırım. Scala'nın maç sonrasındaki aktif dinlenme antrenmanları gibi. :)
Kasaplık konusuna gelince abi ben oturduğum yerden o kadar küfür ettim. Bu adamlar iyi dayanıyor saha içerisinde ağız burun dalmadan.
ah be Ersan:(
hep beraber nazarladık şimdi nolcak
böle takım mı olur? böle çıkarsak güçlü rakipler karşısında birşey yapamayız diyen arkadaşlar şimdi başka bir palavra bulmuş o kadronun aynısı maçlara çıkmazsa sorun yaşarmısız. sergen bloga mı dadandı anlamadım ki.. bu beşiktaş daha çok kapak takar hem sergene hem türevlerine
yine ismail'le olmaz fikri yükselişe geçti. abi neden olmaz? adam simao2nun desteğiyle kanadı çok güzel kullanmaya başladı, zaten çizgide adam geçme özelliği vardı...yukarıda bir arkadaş yazzmış antepteyken yardırıyordu. 5 maç kesintisiz oynasın tekrar konuşalım zekasını...Zaten Denizli çocuğu bir maç ilk 11 sonraki maç kadro dışı tutarak bitirmeye yaklaşmıştı, biraz destek lazım
ismail'e karşı acayip bir eleştiri oluyor genel olarak anlamıyorum. yakın çevremde de böyle. yanlış tercihler yapabilir ama onu izlerken brezilyalı bir sol bek izliyor hissine kapılıyorum.
trabzonlu futbolcuların sertliğinden öte ayrıca her faulden sonra el kol hareketleri yapmaları beni çıldırttı gerçekten. cüneyt çakır yerine en basitinden porto maçının hakemi olsa 8 kişi kalmıştı trabzon. ersan'ın sakatlığı da böyle bir kasaplık sonucu mu oluştu tam göremedim malesef.
ibrahim toraman'ı da dün uzun bir aradan sonra ilk kez beğendim.
dün akşamki maçta ben mi yanlış gördüm yoksa sürekli olarak karşısındaki adamı ters taraftan geçmeye çalışan, orta yapacağı yerde çalım deneyen, çalım atacağı yerde orta (orta denebilirse yaptığı şeye) yapan, yattara karşısında perişan olan ismail değil miydi?
sırf bu maç değil, adam sürekli böyle, geldiğinden beri, değişeceği de yok.
mevcutta bir alternatifi olmadığının farkındayım. altyapıdan, gurbetçilerden yada bank asya'dan bir şekilde bir adam bulmamız lazım. ersan'ı bulduysak neden adam gibi bir sol bek bulamayalım?
@Tuco
evet sen yanlış görmüşsün.. İsmail dün maçın en iyilerinden biriydi.
@Batistuta35
iyi anlayışını çok merak ettim. çıtayı çok düşük tutuyorsun herhalde.
Ismail ilk yarının en iyilerindendi. İkinci yarıyı izleyemedim. Trabzon'un Yattara'ya attığı her topu kesti neredeyse, bir-iki pozisyonda direkt Yattara'nın ayağından aldı (attığımız ilk golün başlangıcı). Ceza sahasına bir sürü isabetli orta, Simao ile verkaçlar.. Benim izlediğim en iyi İsmail'di.
@Tuco
Algon benim yerime cevap vermiş:) Ona ek olarak ikinci yarı ismail belki ilk yarı kadar etkili değildi ama asla kötü de değildi.
amanınn o nasıl ilk yarıydı öyle
bu takım ne zaman dkbaşı tekme yemeyecek?
merakla belalı olimpiyat stadında belalı rakibimiz ibbyi bekliyorum. defans yok bakalım ne halt edicez.
üff Ersan..6 ay da yuh ama yani.. yerli biri lazım transfer lazım. pöf.
@Melih
Adin ve postun birini bana hatirlatti ya neyse.:)
Lafi kicindan anlamak da boyle oluyor sanirim. Bu sistemin bu kadroyla oynanabilecegini, bazi oyuncularin alternatifi olmadigini yazdim, rezaletiz kotuyuz diye yazmadim. Nitekim ilk yarida da ayni sikintilar oldu, ki o yuzden su an 12 puan gerideyiz, matematik manyagi olduk.
Sergen vs diye zirvalayacagina mesela kontra argumanlar versen de seviyeli bir tartisma olsa. Mesela Q7/Simao'ya kalite olarak olmasa bile en azindan oyun tarzi olarak alternatif olabilecek birini yazsan, veya Nobre kadar ileride pres yapip orta sahayi rahatlayabilecek birini yazsan, Guti kadar kaliteli top kullanabilecek alternatif birini yazsan. Yazamiyorsan da Sergen vs diye zirvalama.
ismail sizi kötüye o kadar alıştırmış ki iki olumlu hareket yapınca gözünüze iyi göründü tabi :)
BU TAKIMIN BEYNİ OLMAZSA OLMAZI GUTİ ONU ÇOK YORMAMAK LAZIM..
ERNSTİ ÖZLEDİM BİDE.
Bir iki ofsaytı bozduğu pozisyon oldu; fakat öyle Yattara karşısında perşian oldu falan denilecek bir performansı da yoktu yani abartmasak. Bazı futbolcular böyle maalesef. İnsanın gözüne battığı zaman düzelmiyor, ısınamıyorsun bir türlü. İstikrarlı bir şekilde oynadığı sürece ben İsmal'in defastaki zaafını da kapatacağına inanıyorum. Önünde Simao oynarken bindirmelerde ne kadar etkili olduğunu, olabildiğini de gördük zaten. Bu kadar çabuk vazgeçilecek, silinecek bir oyuncu değil. ÜStelik önünde kendisine çok şey öğretebilecek birisi de var. Malum İbo da 36 oldu artık. Biraz sabretmek lazım. Daha kaç maçtır düzenli oynuyor ki?
Bence takımda o kadar yıldız oldu ki sallama kontenjanı mecburen torman ve ismail gibi türklerle dolduruluyor bazıları tarafından...Bakıyorsunuz maça kime salliyim? Guti? ,Q7,simao? I-ıh bunlar olmaz e o zaman kim var bizim türkler.Dün ismail de toraman da gayet güzel oynadı ama hala ikisi de çok kötü diye eleştiriliyor,garip
Aynen Batistuta, Yattara karsisinda bu kadar guzel savunma yapabilmis pek fazla oyuncu yoktur. Ismail hem defansif anlamda cok siritmadi, ofansif anlamda da Yattara'yi surklase etti, koridora cevirdi. Daha ne yapsin bilmiyorum, bundan iyisi zaten Evra oluyor.
Toraman da normalin aksine cok iyiydi dun, oyun kurmasi cok iyiydi ve cok sogukkanliydi, Brozek'in muhtesem bir pasini iskaladi diye bu kadar elestiri yersiz.
Cok sukur su anda takimda vasatin altinda, hatta iyinin altinda kimse yok.
ben de İsmailin sonunda gelişmekte olduğunu düşünüyorum dün iyiydi toraman da iyiydi
bide pzarı görelim öyle emin olucam
Ersan'a gecmis olsun. Ancak tum mac ersan'i takip etmesemde iki pozisyonda kotu hata yaptigini gordum. Birincisinde trabzonun bastirip besiktas'in topu kontrol etmede zorlandigi dakikalardi, top ersan'a geldi, onunde Guti oldukca musait ve eliyle sakin oyna isareti yapiyor 4 metre otesinde ve Ersan topu ileriye 4 trabzonlu 1 Almeida'nin arasina yolluyor. Bunu daha oncede cok kereler yapmisti. Alanzinho'nun cok musait durumda topu disari attigi pozisyondada Ersan hem Alanzinhoyu hemde topu kacirip bu Cenkle basbasa birakiyordu. Bu pozisyonlar keske sivok olsaydi dedigim dakikalardi. Bence sivok oncelikli bir defans oynamamiz daha iyi olur, yabanci sorunununda ekremin donusuyle hilberti arada bir yedege almakla halledebiliriz.
olaya şöyle de bakabilirsin; guti ve simao'yu gördükçe, ismail artık iyice katlanılmaz geliyor insana. eskiden delgado, tabata çer çöp varken bir nebze olsun ona da tahammül gösteriliyordu ama artık iyice göze batıyor.
herşeye rağmen hakkında yanılmış olmayı diliyorum. çıksın adam gibi oynasın topunu, takıma katkı sağlasın, ben sus pus olmaya razıyım.
gaziantep belediye ile eşleşmemizi istiyorum mümkün müdür?
@ Tuco
Abi tamam kimse eleştirme demiyor da sen kalkıp baya güzel oyandıkları maçtan sonra böyle eleştirirsen komik ve garip durur.Kaldı ki ismail asla bi tabata,erhan kıvamında çer çöp muamelesi görecek topçu olmadı. Neyse uzamasın önümüzdeki maçlarda daha güzel değerlendiririz.
@Pamuk
Aynı gruptan takımalr eşleşemiyor hemen bildiğim kadarıyla
O dönemin teknik direktörü Nurullah Sağlam'ın dediğine göre İsmail'in Gaziantepspor A takımdaki ilk resmi maçı da Trabzon maçıydı ve İsmail'in ilk maçı olmasına rağmen Yattara'yı perişan ettiğini, maç boyu Yattara'nın adım attırmadığını, İsmail'in müthiş bir maç çıkarıp takımın değişmezi olduğunu söylemişti. Dün yine Yattara'ya karşı savunma yönü zayıf olmasına rağmen gayet iyi mücadele etti onu içeri katetmek yerine orta yapmaya zorladı. Dikkat ettiyseniz Yattara'nın yaptığı 10 ortadan sadece 1'i başarılı oldu. Hücumda da gayet iyi çıkışlar yaptı. Böylesine tempolu bir maçta o koridorda sürekli ileri gidip gelmek her yiğidin harcı değil, dün İsmail bunu fazlasıyla ve olumlu şekilde yaptı.
İsmail henüz 22 yaşında ve çok tecrübeli sayılmaz. Bizim destek olmamız gerekirken yanlış pas attığında, top kaptırdığında veya uzaktan şut çektiğinde bir homurdanma başlıyor. Bu tv başından duyulurken İsmail'in duymaması imkansız. Bu konuda daha duyarlı olunması gerek.
@sergenin yancısına
ben bloga 3 bilemedin 4 kere yazmışımdır.. genelde okurum senin yazdıklarına çoğu kisi benim yazdıklarım gibi tepki verdigi icin benzetmen normal..sana argümanları bahsettigin topcular olmadığı zaman schuster reyis verecek meraklanma ama eminin sen yine kulp takacak bişey bulursun..
@I. Melih
Eminim ki verir, ya hakeme ya zemine ya rakibin futbol anlayisina birseyler soyleyerek verir. Zaten verdigi icin su an 12 puan gerideyiz, hesap-kitap yapiyoruz surekli.
İsmail genel olarak hep iyi durumdaydı fiziksel açıdan ve belki de bi an önce kendini gösterme çabasıyla yaptığı hatalar olumsuz bi izlenim bırakmıştı.
Ancak bugün, önünde Simao varken ve tempolu oynayan, rakibi boğan bi takımda bence çok çok önemli bi oyuncu. her maç 2-3 defa ceza sahasına çaprazdan giren kaç bek var aklınıza gelen? gerek buca maçında, gerekse trabzon maçında 90 dakika devamlılığı vardı ancak bunu diğer maçlara yansıtıp yansıtmayacağı önemli. eğer devam ettirebilirse boşuna heveslenip 'önümüzdeki 10 sene sol beke ihtiyacımız yok' demeyelim zira yakın zamanda bi Avrupa transferi yapar bu gidişle.
Ersan konusunda bu noktada bize de is dusuyor. Bonservisin alinmasi konusunda yardimci olabilmek amaciyla Ersan yazili forma almak farz oldu.. Hem cocuga destek hem kulube!
"Buradan nereye varabiliriz? Eğer ortasahada Aurelio - Ernst yer alırsa, takım daha dirençli olur, ama bu kadar baskılı ve akışkan olamaz. Eğer önde boğucu pres gelmezse, Toraman'ın hata yapabileceği dakika sayısı artar." <<< buna maalesef çok katılamıyorum. Nobre'yi çıkar, Emre Belözoğlunu koy. Daha mı az boğucu oldu? ya da fernandes diyelim? Aurelio-Ernst'in oynaması 2 önlibero oynamak anlamına gelmeyebilir. Ernst'in önlibero oynamadığı çok maç gördük. ama tartışmanın da manası yok zira daha önümüzde çok maç var, teker teker görcez.
Aurelio - Ernst'in Aurelio - Guti'den temel farki su: Ernst'in kapilan toplari atak olarak geri dondurme hizi, Guti'den cok daha yavas, cunku Guti ayri bir adam.
Guti ileride olursa, Aurelio ve Ernst top kaptiginda Guti'yi arayacaklar. Guti'nin basina bir adam koyar Anadolu takimi, onu yaptirtmaz.
Ama sen Guti'yi ortasahaya eklemlediginde, Aurelio Guti'yi goruyor ve isin icinden cekiliyor. Rakip takim zaten Besiktas'in ustunlugunu kabul etmis oldugundan, Guti'ye yeterinden fazla bir alan kaliyor oyuna hukmetmek icin.
Bu benim gordugum, tabii farkli kadrolari ileride gorecegiz, o zaman daha iyi karsilastirma yapma sansimiz olacak dedigin gibi.
İsmail e nasıl kötü oynadı denilebiliyor aklım almıyor.İlk yarı tam önümüzde oynadı ve Yattaranın anasını belledi.Yanımda maç izleyen 4-5 farklı kişiden "İsmail güçlenmiş mi lan? " cümlesi duydum.
Şu adam destek olun biraz bırakın saçma sapan eleştirmeyi çocuk 22 yaşında daha.
Ayrıca bu sistem oynanacaksa bunu İbrahim Üzülmezle oynama şansınız yok.Ok gibi dikine oynayabilecek adam lazım takıma.Sağ bekte Hilbert in yerini eski formundaki bir Ekrem doldurabilir. O da hiç yorulmayan ve sürekli dikine oynayabilen bir oyuncu.
ismail beşiktaş'ın sol bekidir, konu kapanmıştır :))
bi şeyi de eleştirmeyin kardeşim satılık kalemler gibisiniz :)))