.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

7 Aralık 2010 Salı

-


35 Yorum:

purplepurple dedi ki...

eline sağlık. çok güzel yazı ve iyi bi fikir olmuş.

nacizane 2 ekleme yaparsam;

ernst'in yaklaşık 1.5 aydır süregelen yorgunluğu ciddi bi problemdi. ernst'in aldığı zaman konusunda iyi dengeleme yapılamadığını hissettirdi iyice.
bursa maçı da dahil, ernst'in topa vuracak gücü kalmadığı; önünde boş alan olmasına rağmen top sürmeye yeltenemediği anlar izledik. üzücü oldu.

tekke konusunda da yönetimi suçluyorum ben. o olay yaşandığı gün fatih tekke'nin kulübümüz ile hiç bir bağı kalmamıştır açıklaması görmek isterdim.

bacon1903 dedi ki...

1)Cok onemli bir is bence avrupada devam etmemiz
2)Neredeyse pozisyon vermemekmi???Yapma dostum 2 mactada bir hayli pozisyon verdik bence
3)Haklisin
4)100de 100 haklisin
5)Bu isi iyi yapiyor hakikaten
6)En buyuk sorunum bu konu takim onde oynamasina ragmen gerekli pozisyonlari yakalayamiyor bence kisiriz bu konuda
7)Basinla konusup neler yapmak istedigini daha iyi anlatabilirdi bunu hic beklemiyordum gelirken
8)Ferrari defans oyuncusuna gore cok sik sakatlaniyor gitmesi lazim

Cok guzel bir yazi olmus.

Bu kondüsyoner konusu hallolması gereken bir şey, devre arası kondüsyoner transferi mi olur ne olur...Bu yoğunlukta maç yapan elalemin takımının kondüsyon ve sakatlık miktarları bizdeki gibi olmuyorsa bir şeyler düzeltilebilir demektir.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Alti aylik periyod sonunda sunu rahatlikla soyleyebiliriz ki, Herr Schuster sinifi gecmistir. Ustelik her firsatta agzindan salyalarini akitarak ona saldiranlara ragmen.

"Herr, unser Herrscher"

carlito dedi ki...

artıların hepsine katılıyorum, özellikle de genç oyunculara yaklaşımı konusunda.. bir de hocanın çok güzel bir özelliği var ki, hatalı olduğunu farkettiği konularda gereksiz inatlara girmemesi, hemen hatasından dönebilmesi..
ayrıca hiçbir oyuncuya şans vermeden yol vermemesi de önemli bir artı.. örneğin sezon başında holosko da zapo da yolcuydu, ama şimdi takım kalacak isimler olarak görünüyorlar.. kalmalarının doğruluğu tartışılabilir, ama burdaki mesele o oyunculara fırsat vermiş olması.. rıdvan, sivok, ekrem gibi pek oynama şansı olamayan oyuncular da aynı derecede şans bulacaktır eminim.. bu kadar cömert bir hocanın fatih konusunda tam aksi davranması da o işin suçlusunun başka olduğunun göstergesi diye düşünüyorum.. farkedildiyse kayseri maçından sonra ne olduysa hazırken dahi 1 dk bile şans bulamadı fatih.. işte o arada ne olduğunu bilemediğimiz için yorum yapmak anlamsız olur..

eksiler bakımından da kondüsyoner olayına katılıyorum, bu ciddi bir sorun yarattı, bu konuda da hoca biraz pasif kalmış gibi göründü..
puan kaybedilen maçlarda ise bana göre sadece kayseri ve konya maçlarında bize yakışmayan bir futbol ve mücadele gücü gördük, diğer puan kayıplarını ayrı tutuyorum.. bu iki maçı da eksi hanesine yazabiliriz diyorum..

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Mehmet Demirkol'un en son yazisindan:

"Cruyff, Barça’daki ilk antrenmanlarından birinde savunmayı ileri çıkarır ve kaleci Zubizaretta’ya da ‘Savunma çıktığında sen de çıkıp ceza sahası önüne geleceksin ve son süpürücü olacaksın!’ der.
Zubizaretta özür dileyerek ‘Ama o zaman rakip bir aşırtmayla golü bulabilir’ diyerek itiraz edecek olur.
Cruyff’un cevabı çabuk ve nettir. ‘O zaman sen de gider o golü atanı tebrik edersin’.
Bu mantık Cruyff’a, Şampiyonlar Ligi Finali’nde Milan’a 4-0’lık ağır bir yenilgi tattırmıştı. Ama bugünün Barça’sından bahsederken kimse Cruyff’un etkisini unutmuyor.
Schuster’in seçimi işte böyle bir seçim. Bugünü ya da yarınları kazanmak.
Bizim kararımız belli de, onunki inşallah farklı olur."

tomates dedi ki...

Henüz kaybedilmiş hiç bir şey yok...Hala 3 de 3 yapabilir...
Eksileri olarak Holoskoyu solda, Nihatı Sahada, Hakanı kalede tutarak ıslıklanmalarına sebep olmasını da sayabiliriz.
(ertuğrul sağlama; kadro dışı bırakmak öyle olmaz böyle olur dersi vermesi - (Tekke vs Volkan Şen) güzeldi)

BJK4EVER dedi ki...

Katildigim noktalar var, katilmadigim noktalar var. Ama bazilari Schuster sinifi gecmis vs diyor da. Bu yazi 2 hafta evvel yazilsa ne derdiniz? Vay efendim sakatliklar, uzun vade, istikrar cart curt, 2 mac kazandi diye bir anda sinifi gecmis oldu. Farkinda misiniz bilmiyorum, ama hala ligde 5nciyiz, lider ile aramizda 9 puan fark var. Turkiye kupasinda ilk macta gruptaki en zayif takima yenildik. Avrupa Liginde ise gruptan cikti, ama cok kolay bir grutpa idik, gruptaki tek guclu takimi da gecemedik. Bu seneyi gecmis yillarla kiyaslamak lazim, gecmis yillarda Bolton Zenith Tottenham Sevilla gibi kazik kazik takimlarla eslesiyorduk ve takim kadromuz vasatti, bu sene iyi bir kadromuz var ve zayif rakiplerle eslestik. UEFA'daki basariyi bundan sonraki maclar belirler, grup maclari degil. Son 2 mac cok cok kritik, 6 puan bizi cok iyi noktaya getirir, cunku ben onumuzdeki takimlarin puan kaybi yapacagini dusunuyorum son 2 haftada. Eger 6 puan ile kapatirsak 2. yari onumuz acik, Turkiye kupasini zaten takmiyorum bile, tamamen 3. planda.

Zibidi dedi ki...

Geçen haftaki yok "Beşiktaş şudur, Beşiktaş budur" yazılarından sonra bu ve gürcanın yazısı ilaç gibi geldi... Ekşibeşiktaş yine form tutmaya başladı

Asphalt Monkey dedi ki...

Avrupa liginde gruptan cikmamizi kücümsememek lazim...Bu takim Avrupa ligi gruplarina seri basi olarak 1. torbadan girdigi zamanlarda dahi ilk ikiye kalamamisti.

Schuster kavgasi cok ilginc gercekten, bir yanda basarisizliklara cok asiri tepki göstermeyip istikrar ugruna sabir isteyen bir taraftar profili diger tarafta büyük transferler sonrasinda basariyi hemen yakalamak isteyen taraftar profili. Schuster bu tartismanin ana sebebi midir yoksa samar oglani midir? Takim iyi gitse ancak büyük umutlar baglanan bir futbolcu (mesela Guti veya Q7) cok kötü oynasaydi, o zaman da bu iki profil yine catisacak miydi?


Ben acikcasi sabirli taraftar profiline giriyorum. O kadar tantana kopardik öldü bitti sezon diye ancak su an Trabzon'un liderligine ragmen cogu kisi tarafindan hala sampiyonluk favorisi gösterilen fenerbahce'nin sadece 3 puan gerisindeyiz.

Daha türk futbolunu yeni ögrenen bir teknik direktöre elbetteki zaman tanimak gerekir. Insanlar her basarisizlikta Metin-Ali-Feyyaz tezahurati yapmasini biliyor ancak o MAF'li dönemlerin baslarinda yasanan sikintilari ve buna ragmen Gordon Milne'ye gösterilen sabiri görmezlikten geliyor. Tekrarlamak gerekirse, sabir göstermek lazim diyenler bugün Schuster degil bir baskasi olsa yine ayni seyleri söyleyeceklerdi eminim. Yani kisacasi bana ya da benim gibi düsünenlere kizip hirsinizi Schuster'den almayin, cünkü o olmasa baskasi Ali olacakti Mehmet olacakti bugunkü tartisma konumuz.

sozcelyk dedi ki...

bi tam kadro olalım sanırım alayını öttürücez.

hem savunma arkası toplar renk katıyo bence beşiktaşa , ne o öyle mustafa denizli gibi 76 ön liberolu futbol oynamak pozisyon vermemek pozisyona girememek filan.

hiç sevmem keçiboynuzu futbolunu.

büyüksün şuster dayı.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bizim tam kadro olmamız harry kewell'ın sakatlanmaması gibi bir şey :)

Sertug Ozgur dedi ki...

Esasında Avrupa kupalarında başarılıyız demek için erken. Fakat arkadaşların dediği gibi biz ne gruplardan çıkamadık. Ama yine de bu ölçü olmamalı.

Benim fikrimi olumlu yöne çeviren şey porto maçlarıdır. İddia ediyorum ben uzun zamandan beri böyle bir mentalitedeki Beşiktaş izlemedim. Ondan umutluyum ve mutluyum. Ayrıca yine bir sezon içinde derbi maçlarındaki performansımız bana umut veriyor. Mesela Fenerbahçe deplasmanında bazıları fener yakaladığını atsa fark yapardı diye bakar, diğeri maçın 70 dakikalık bölümünde rakibine oyun olarak üstünlüğünü kabul ettiren takım diye bakar. Ben ikinci seçenekteki gruba dahilim.

Şu son Bursa maçındaki takımın ve kulübenin sevincini, motivasyonunu da görünce, o futbolcular kendisinden nefret ediyor veya kulübede yatıyor tarzı saçma sapan lafların da ne kadar boş olduğu gözüküyor.

Ama biz şovmen teknik adam diye dalga geçeriz, şovmen isteriz.

Medyayı eleştiririz ama yazdıkları üzerinden yorum yaparız. kendi medyamızı kursak bu küfrettiğimiz medyayı bile geçeriz.

Jokond dedi ki...

Dört dörtlük bir analiz olmuş, eline ve yüreğine sağlık Yuki.

Sarper dedi ki...

Derli toplu bir eleştiri olmuş, ellerine sağlık

Amerikan usulu olmus ama begenmedigim yanlari var :)

Ben ilk maddede Europa League organizasyonu ile UEFA Kupasi'nin lig halinin ayni kefeye konmasini onaylamiyorum. 4 takimli iki mac usulunde 6 mac oynanan nispeten daha kolay takimli gruplar ile 5 takimli ve tek mac usulu bir organizasyon bir degildir. O yuzden bunu kritik bir arti olarak gormemeli bence.

Tekke konusunda hocaya suc bulmuyorum. Hizli forvet istedi, son gun eline sakat bir Tekke'yi verdiler. Kullanmak istedigi maclarda da, hocanin istedigi forvet olma yolunda bir isik gostermedi. Zaten kafasinda Besiktas yoktu Fatih'in muhtemelen, o yuzden zorlama bir transferdi, olmadi. Gecen seneki Denizli - Tabata iliskisi gibi, bu olanlar normal.

Basinla iliskilerini mesafeli tutmasi da, sonuc almayi bildigi surece benim icin uygundur, eksi degildir.

Bu katilmadigim noktalarin yanisira sunu da diyeyim: Genclerden verim almak konusu yerinde ve onemli bir tespit. Zira genc oynatmanin/oynatmamanin kriter oldugu bir donemde yasiyoruz (Gencleri vaktinde mitolojik kahramanlar olarak degerlendirme sebebim de budur). Schuster neredeyse zorunda kaldigi icin Cenk'i, Ali Kucik'i, Necip'i oynatinca basarili olmaz, fakat bu isimlerden verim almayi bildigi icin basarili olur.

BJK4EVER dedi ki...

Fatih konusunda bence istedigi tarzda forvet olmamasi pek onemli olmamistir. Sonucta Nobre ve Bobo (birazcik) da istedigi tarzda forvet degil, ama oynadilar. Schuster'in istedigi tarzdaki tek forvetimiz Holosko, ama o da kalite olarak yetersiz. Fatih konusunda baska birsey var, futbol disi birsey.....

yuki the zorba dedi ki...

Abi bes takimli gruptan ilk ucun ciktigi o gruplarda uc kerede mi, dort kerede mi her neyse, bir kere mi cikilmaz! kimler cikti, kimler... Ilk uc yahu. Birinci torbadan girdik tottenham cektik de 6 puan da mi alinmaz? 6 puan alinca cikiyorsun iste. onu alamadik. O kadar sene... 5 torba var, biz 1'den girip 4. olduk, olur mu yani...

Daha onemlisi bu psikolojik de bir esik. Su anda takimin sahaya ciktigindaki guveni beni rahatlatiyor acikcasi. O yuzden Avrupa + derbiler + bursa gibi kirilma maclari bence birarada degerlendirilmesi gereken unsurlar...

marpione dedi ki...

fatih tekke konusunu geçmek lazım bence artık. denendi, tutmadı maya. benim tahminim schuster fatih'in hırpani türk delikanlısı tavırlarına prim tanımadı. orda bir sorun aranacaksa ben fatih tekke'ye bakarım.

ben schuster'den delicesine memnun değilsem bile şikayetçi değilim. şu son iki maçtan önce medyada "ipe çekilme sırası" schuster üzerinden bize gelmişti. karakterini bozmadan çıktı o ağırlığın altından. zaten bariz olan bir şeyi tekrarlamak olacak ama quaresma sakat olmasaydı bu sıkıntılar olmazdı, en az 2-3 maç daha çevrilmiş olurdu. adam sihirbaz değil. hatasız da değil.

yuki bunun bir de "schuster döneminde yönetim" hakkında olan versiyonunu yazsan ne güzel olur.

gnyz dedi ki...

şu gruptan çıkmamız normal, anormal olan 3 kere uefanın 5'li gruplarında ilk 3'e giremememiz. Bunu başaran tek takımız muhtemelen :) Bu başarının üstüne sabote etmeyin uefa'ya gidelim diyenler vardı gerçi.

Levent dedi ki...

Fatih Tekke konusunda artılarına yazılacak bir şey de verdiği kararın arkasında ne olursa olsun durmasıdır. Elimizde forvet kalmadığı maçlar dahi oldu ama yine de "Aman yetiş Fatih" olaylarına girmedi. Bu kadrodaki diğer oyunculara da önemli bir mesajdır aslında.

alper dedi ki...

Öncelikle güzle yazı olmuş diyerek sözlerime başlıyor ve büyüksün dayı diyorum.en büyük schuster diyorum.alper adlı bazı mastürbastör arkadaşlar eleştirsede schuster büyüklüğünden bişey kaybetmez.allahlık ile peygamberlik arasında gidip gelen bir put olmak üzeredir kendileri.eleştiren çarpılır.her ne kadar bu hafta sanırım 0 dereceye yakın sıcaklıkta oynanacak bir es es deplasmanından alınacak mağlubiyetle 16 haf sonunda liderin 12 puan gerisinde kalmış olabiliriz ama kendileri büyük hocadır.türkiye kupasında bir ikinci lig takımına yenilip bu macerada da işi zora sokmuş olsakta yined e büyük hocadır.yaklaşık 30 maç yapmış bir takımda TSL nin en zor deplasmanlarından biri olan keyseride boyu kilosundan 15 fazla ONUR adlı bir çocuk oynatmış her ne kadar o çocuk bir daha hiç görünmemiş olsada genç kazanma uzamnıdır aynı zamanda hüyük hoca.kendini noatsamisa sanan bazı denyolar rakibe çalış TSL yi önemse ayrıntılara dikkat et deme edepsizliğini yapmış olsada büyük hocadır kendileri.

iki şehrin birinde kü7 ve guti gibi transferler yapmış bir takım ligin 15 haftası sonunda kendi sahasında manisa-kasımpaşa-belediye-konya gibi takımlara puan verirken ve liderden 9 puan gerideyken masadan kalkılır oyun kahveciye kalır.diğer şehirde de aynı durumda kahveci daha çok kazanmak için inat ve ısrarla oyuna devam ettirir ve sen büyük oyuncusun dayı der.taş yada kağıt istemiyor seni der.

Levent dedi ki...

@alper

Adam yazıyor beyler.

:(:(:(

carlito dedi ki...

@alper

adam liseli beyler!

Schuster'in salak kondüsyoneri yanlış yüklemeler nedeniyle takımda sağlam futbolcu bırakmıyor.
18 kişilik kadroyu tamamlayıp maçlara çıkmak için paf takımdan takviye yapmak zorunda kalıyoruz.Ondan sonra da Schuster genç oyuncuları oynatıyor oluyor.Nasıl iş lan bu ?!?! Dünyanın en ballı insanı olmalı herhalde Schuster.Bokunun bile hayra yorulacağı bir ülkeye geldi çünkü.
Şimdi size soruyorum.Sezon başında yönetimin önerdiği,dahi Daum'un kader ortağı ve Türkiye ligini avucunun içi gibi bilen Roland Koch şu takımın başında olsa şu an lider ya da en kötü ihtimalle ilk 2'de değilmiydik.Peki Koch'u istemeyen kim ? Schuster'in ta kendisi.Bu da eksilerin 7.maddesine bir ekleme olsun !

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bobo'nun salak kondüsyoner ve genç oyuncuların oynatılma tesbitine bayıldım :) kahve ağzıyla yazmış ama bence genç oyuncular özelinde gerçekten olan o. :)

BJK4EVER dedi ki...

@bobo

Maalesef oyle birader, Schuster fetisistlerine laf yetistirmeye degmez zaten. M.Denizli Necip'i cikartip oynatir zaman zaman, birsey olmaz. Schuster Onur'u zor bir deplasmanda atese atip sonra 4-5 mac oynatmaz, ama genc oyunculari oynatan hoca olur.
M.Denizli Atinc'i oynatir, bu sefer de iddiamiz kalmamisti zaten vs denir. Ancak Schuster Nobre, Bobo, Quaresma, Nihat sakatlandiktan sonra oynatir, super olur.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

atınç nerde hakkaten? bu sene beşiktaş kadrosunda yedek olarak oturmayacak idiyse geçen sene neden oynatıldı? taraftar oynattı desin diye mi?

bunu anlamıyorum işte.

bi adama yatırım yapıyorsan yaparsın. yapmıyorsan da a takıma falan almazsın

Levent dedi ki...

Allah'ım yardım et sinir krizi geçiriyorum şuanda.

Yahu arkadaş, size niye laf anlatamıyoruz, niye anlamak istemiyor, ya da bilerek işinize geleni anlıyorsunuz? Nesiniz siz yahu? Amacınız nedir?

Ya hay Schuster'in a.ına koyayım affedersiniz, ulan Schuster'le yatan kalkan ben miyim siz misiniz bir sorun kendinize. Guti'yi tartışıyoruz, alttan bir sivri fırlıyor "Yæææ Schuster işte böyleydi" diyor. Yazıda, "Schuster gençleri zorunluluktan oynattı ama onlardan verim almasını bildiği için artı oldu" diye bas bas bağırıyor, bu gelmiş hala aynı boku söylüyor. Ya arkadaşım şu son iki yorumun sahibi yüzünden sinir stres sahibi oldum. Derdiniz ne anlayamıyorum ya. Ya Schuster benim Allah'ım olsa ne yazar arkadaşım, ne hala "Yok eleştirilemiyor bu bile yææ, boku bile hayra yoruluyor" diyorsun? Schuster benim dinim kitabım anasını satayım, ne diyebilirsin ya sen bana?

Hay Mustafa Denizli nereden geldi şu takıma da altı aydır dillerde bir Mustafa Denizli. Ya Mustafa Denizli şu Bursa maçında takımın başında olsa Ersan yerine Zapo, Necip yerine Yusuf, Ali yerine Tekke, Cenk yerine Rüştü olmaz mıydı cevap verin bana? Necip ne zaman oynadı yahu söyleyin bana. Son üç hafta milletin bitse de gitsek havasında oynadığı maçlarda bile ilk 11 başlamıyordu ya, tribünler bağırmasa girecek falan mı sanıyordunuz. Ben bu sene bir ayda geçen seneki süresini geçti diyorum, "Yæææ, zorunluluktan oynattı işte yæææ"

Ne bitmek tükenmez kininiz, nefretiniz varmış arkadaş ben sizi anlayamıyorum. Bambaşkaymışsınız.

Schuster'in kulu köpeğiyim, o benim Allah'ım, bokunu bulsam yerim. Schuster tarikatının bir müridi olarak yazıyorum bunları.

Hay Allah bildiği gibi yapsın sizleri.

@yuki

Abi biz 6 alamadik ama 5 aldik, 4 aldik. 4 alan Fenerbahce ve Galatasaray cikti o gruplardan aldiklari tek senede. Diger senelerde bizden baska grup asamasini gecen bile olmadi. Gecen sene de o gruplarda FB ve GS cikti elini kolunu sallaya sallaya kura sonrasinda.

Biz esigi bu seneki kurayi cektigimizde gectik bence, o yuzden basari da olsa benim gozumde zaten olmasi gerekendi o, hele ki SL'de 2 senede de sansimizi cok az da son maca kadar surdurebildikten sonra.

tearkan dedi ki...

Bu Uefa işini önceki senelerde gruptan bile çıkamıyorduk diye düşünüp aşırı bir başarı olarak görmek yanlış. Önceki yıllarda aşırı başarısız olduğumuzu düşünüyorum ben. Yine de takımın kendine güvenli oyunu ve ne yaptığını bilen hali umut veriyor insana.

Atınç denmiş, Onur denmiş. Atınç konusunu Denizli'ye sormak lazım taraftar Necip diye tezahürat yapınca Necip'i almıştı oyuna, Atınç'ı da aynı mantıkla koymuştur kadroya. Onur'a gelince biz geçen sene Erhan Güven neymiş Rıdvan nerelerde deyince sakat, antremanda ne oluyor biliyor musunuz da hemen eleştiriyorsunuz deniyordu, Onur'un iki hafta önce sakatlandığı haberlerini okumadınız yada okuyup unuttunuz sanırım. Sırf genç futbolcu oynatmış olmak için oynatacaksa hiç oynatmasın. İhtiyacı olduğunda oynatacak ve verim alacaksa ne ala. Schuster de bu yönü sayesinde takdir kazanıyor. Yarın Bobo iyileşmişken Ali'yi oynatsa en başta siz topa tutarsınız zaten şimdi çıkıp da ihtiyacı vardı oynattı geyiğine girmenin ne manası var? Adam ihtiyacı olduğunda oynatacak zaten, tutup da Ernst varken Necip'i, Guti varken Onur'u oynatacak hali yok ya. Mesele sakatlar varken, bu adamlara ihtiyaç varken onları oynattığında verim alabilmesi. Ersan'ın o gol sevinci de gösteriyor ki o çocuklar bu adamı seviyor. O sevginin kaynağı da hak ederlerse karşılığını alacaklarına olan inançlarından geliyor. Ayrıca şu da var ki yeterli verimi alamamış olsaydı dahi sözünden, tavrından dönüp fatih'i oynatmasından iyidir Ali'yi oynatması. (tabi benim gözümde) En çok katıldığım maddelerden biri olan 4. ve 5. maddeye bile bir şeyler eklemek zorunda kaldım sayenizde.

Eksiler konusundaki basınla ilişkilere ise pek katılmıyorum açıkcası. Bizim basın hep böyleydi, Schuster de. Kondüsyoner konusuna da sonuna kadar katılıyorum. Bu konuya mutlaka çözüm bulunmalı. Hele ki Kü7 önceki yıllarda oynamamanın etkisiyle sakatlıklar yaşıyorken.

@ levenpolat

abi sakin. günaha girdiğine değmez. :)

Bu arada akşamki basketbol maçı için hangi alakasız posta yorum yazabilirim diye düşünmüyor da değilim. :)

fabianernst dedi ki...

@tearkeen
tearkan strikes again :).şaka bir yana ben hani chatman çok erken bir uçluğu salladı sokamadi ya o sırada ulan gene mi yenilcegiz dedim. 3 dakka kala mi neydi .orada çok korktum.neyse ki yendik.
şaka bir yana onurun kilosuna takan varken atinç ı soran var vay babam vay...

Levent dedi ki...

@tearkan

Abi iyi aklıma getirdin, onu da söyleyeyim şimdi. Dediği gibi, Onur'u, Ali'yi eksik yokken oynatsa demediğinizi bırakmazsınız. Kaldı ki Onur oynadığında neler dediğinizi siz unutmuş olabilirsiniz ama ben unutmadım. "Yææ Yusuf varken böyle maçta Onur mu oynar?" dediniz, ertesi maç Yusuf oynadı, "Yææ Yusuf bitmiş artık, Onur'u niye oynatmıyor?" dediniz. Şimdi de "Onur'u oynattı kenara attı, zaten hep eksikler varken oynatıyor" diyorsunuz. Vallahi billahi bambaşkaymışsınız.

Bana, bize Schuster fetişisti diyen adamın ağzından "Mustafa Denizli" ifadesi günde sekiz yüz kez çıkıyor, o da ayrı ironi. Ya da ne yaptığından haberi yok.

Bir de şu basketbol maçını kazanmamız iyi oldu. İkili averajda da öne geçtik, bir sabit post olsa iyi olurdu aslında.

Sertug Ozgur dedi ki...

Necip bu sene geçen sene toplamda forma giymediği kadar oynamıştır.

Abi bak şöyle örnek vereyim.

Geçen sene Uğur kaç maç oynamış? Bu sene başı sözleşmesi uzatılmasına rağmen uğur'u kim göndermiş? Bak Fink bu sene ne kadar oynamış diyip bel altı vurmucam. Çünkü objektif olmaya çalışıyorum.

Bu sene sakat filan değilken yusuf ne kadar oynamış?
Onur ne kadar oynamış?

Elinde forvet yokken Tekke'yi affetmiş mi? Yine elinde forvet yokken Holosko tek forvet oynayıp kalabalık bir orta saha ile maça çıkamaz mıydı?

15-16 yaşındaki bir stoperi A takıma koymak doğru mudur yoksa şov amaçlı bir iş midir?

Yine 15 yaşındaki Erkut'u A takımla idmanlara çıkarıp oynatmamak(kadroya almamak) neyin nesidir? Şampiyon olduktan sonraki sene Erkut ismini duyan var mıdır? Daha doğrusu bu kadar genç oyuncu madem düşünülmüyorsa A takıma çıkarılması doğru mudur? Bakın bu çocuk 18-19 yaşında olsa ve kadroya alınıp oynatılmasa hiç bir lafım olmaz.

Aynı şekilde kulübeye iki tane kaleci alan bir hocayı kimse ya o da oynatıyordu şunu bunu diye savunmasın, çünkü burada art niyet arıyorum.

Schuster'e gelirsek hiç bir oyuncuya ön yargılı olduğunu düşünmüyorum. Çoğu kişiye şans verdi. Ferrari sakat değilken oynadı, Delgadoyu denedi, Uğur'u 1-2 maç oynattı. Bir tek Fatih Tekke konusu istisna.

Kişisel görüşüm takım yolunda gider ve üzerindeki baskı atılırsa bu genç oyuncular kadro zenginliği olarak dönecektir. Zaten genç oyuncuları takıma kazandırmanın yolu budur. Her zaman dediğim gibi Necip'in önünü tıkayan Aurelio değildir, Necip'in önünü tıkayan Uğur İnceman'dır. Rıdvan'ın önünü kapayan Erhan Güven'dir.

yuki the zorba dedi ki...

Fatih Tekke, Fink, Zapotocny, Hakan Arıkan, Yusuf

Necip, Ersan, Ali Kuçik, Cenk

Şimdi şuraya bakın ve bana söyleyin. Denizli olsaydı, Daum olsaydı, sen olsaydın ben olsaydım şu üç maçta kimi oynatırdık?

Herkese soruyorum bu soruyu, sakin sakin durmaya çalışıyorum olmuyor, şuna verilecek cevaba göre kimi muhatap almak gerektiğini anlayayım... Yemin ediyorum şu son yorumları okuyunca blog da bitti bende, yazma hevesi de...

Gürcan sene başında yerli rotasyonuna girebileceğini yazdığın bir milyon tane adam koydun bloga, şu çocuklar hepsinden daha iyi olmadılar mı? Bunu Denizli olsa becerecek miydik? Denizli bunları mı oynatacaktı yoksa diğerlerini mi? Hepimiz biliyoruz cevabı, bilmiyor muyuz? Demek ki hoca doğru yapmamış mı? Hayır yanlışlara tamam da, hoca iş yapmış yüzde yüz, elle tutulur katkı yapmış. Bu çocuklar çıkıp en kritik maçlarda oynamış. Kazanmışız. Soğukkanlı futbol oynamışız. Bundan daha önemli bir veri var mı?

Gürcan sen şu yazılana katılıyorsan abi ben zaten boşuna konuşmuşum yukarıda. Kahve ağzı diyorsun, bu kahve ağzı bile değil. Bunu Beşiktaşlı adam nasıl der arkadaş? Al sana veri, Yusuf, Tekke, Hakan, Zapo, Fink. Ne saçmalık bu ben neyi yazıyorum buraya?

"18 kişilik kadroyu tamamlayıp maçlara çıkmak için paf takımdan takviye yapmak zorunda kalıyoruz.Ondan sonra da Schuster genç oyuncuları oynatıyor oluyor.Nasıl iş lan bu ?!?! Dünyanın en ballı insanı olmalı herhalde Schuster.Bokunun bile hayra yorulacağı bir ülkeye geldi çünkü."

Bu mudur yorum yani? Bu mu Ekşi Beşiktaş? Biz neyi konuşuyoruz hala? Vay anasını...

Yorum Gönder

Ara