14 Kasım 2010 Pazar
Schuster'in Kafası (Bir Nevi Maç Yazısı)
Geçen hafta sonrasında Bernd Schuster'in ligin zirvesindeki takımlarla ilgili "Bunlar defansif oynuyorlar, biz öyle oynamak istemiyoruz." tadındaki söylemi kısa süreli gündeme oturmuştu. Herkes "Trabzonspor mu defansif oynuyor, attığı gol sayısına baksın takımının!" falan derken ben olayı farklı yönden yorumlamıştım kendi içimde.
Schuster Trabzonspor ile bir kez karşılaştı bu sene. O maçta Trabzonspor'un Beşiktaş'a karşı Türkiye'de kullanılan anlamıyla ofansif bir düşüncede olduğunu kimse söyleyemez bugün, söyleyenin alnını karışlarım.1 Trabzonspor'un o haftadan önce oynadığı ve Schuster'in muhtemelen -en azından özetlerini- izlediği maç hangisiydi? Kayserispor - Trabzonspor. Skor ne? 0-0. Peki Schuster Kayserispor ile oynadığında pozisyon açısından çok verimli bir maç mı olmuştu? Hayır.
İşte bu noktada Schuster'in neden geçen haftaki gibi bir söylem ürettiği biraz daha anlaşılabilir oluyor.2 Hatta hadi gelin, Şenol Güneş'in dünkü Bursaspor maçı sonrası söylediklerine bakalım:
"Deplasmanda Bursaspor'u 2-0 mağlup eden Trabzonspor'un teknik direktörü Şenol Güneş, rakip defansa baskı uygulamayı denediklerini ve bu taktikte başarılı olup ilk yarıda 2 gol bulduklarını dile getirirken, daha sonra oyuncularının kendi inisiyatifleriyle daha defansif oynamaya başladığını kaydetti." (link)
Kendi inisiyatifleriyle demek ne demek? "Ben öyle bir talimat vermedim, ama futbolcularımın temel mantalitesi bu olduğu için böyle oynadılar." Daha defansif. Türkiye Ligi'nin şampiyonluk favorisi futbolcusunun refleksi. Schuster'in dediğine bir de bu açıdan bakabiliriz mesela.
Fakat işte tam da bu noktada Schuster'in bugünkü söylemine bakmak lazım: "İkinci yarı rakibi oynatıp kontralarla çıkmak istedik ve bunu iyi de yaptık." (link)
Şimdi burada bardağı dolu mu boş mu gördüğünüzü anlayacağınız yorumlar geliştirebilirsiniz:
a) "Hani takımlar defansif oynuyordu Schuster Efendi? Sen resmen talimat vermişsin ikinci yarıda defansif oynayın diye! Bu ne riyakârlık?"
b) "Schuster öğreniyor galiba ligi, futbolcusunun mantalitesini çözmüş, ona göre çözümler üretiyor, helal olsun."
Ya da her zamanki yaptığımız gibi sene sonunda tekrar karşılıklı laf sokuşmak üzere geçip gidebiliriz bu konu üzerinde fazla durmadan, tercih sizin.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1. Ama Şenol Hoca'nın -mükemmel insanlığı haricinde- takdir ettiğimiz yanı da bu zaten, dizilişle çok fazla oynamadan sisteme maç özelinde kritik müdahaleler yapabilmesi
2.Tabii Schuster'i, bu takımların bütün maçlarını izlememiş olmakla suçlayabiliriz zira teknik direktör olarak Süper Lig'i hatmetmek sorumluluğu var, ama bu ayrı bir tartışma. Şu noktada Schuster'i anlamaya çalışıyor.
Etiketler:Bernd Schuster,maç yazısı,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
29 Yorum:
valla aynı şey benim de aklıma geldi. sanırım bu maç "nasıl olursa olsun ama 3 puan olsun" mantığıyla çıkılmıştı. bu değerlendirme için biraz beklemek lazım.
ama eğer ilerleyen haftalarda bu durum devam ederse ben a şıkkını işaretlerim.
Schuster'in arkasında duracak Beşiktaş taraftarı.
Ve çok büyük başarılar yakındır..
biz seni kontralarla çıkıyosun diye sevmedik!
defansı yine önde kursun, çok çok özel durumlar hariç (defansta sakatlık, çok güçlü rakip vs vs) vazgeçmesin. bakalım defans oyuncusu o tarz futbola uymuyorsa gönderilsin.. bkz: ferrari, zapo, hatta toraman(o yine fena değil). eminim herkes arkasında durur. ama kabız bir futbol anlayışıyla (bkz:rijkaard-gs) 2 ileri 1 geri gideriz fazlası olmaz. ozaman da "kelle avcıları 2" filmini izleriz.
adamın kellesini almak için defansın onde tutmasını hep one suruldu adam geriye koydu gene kalaylandı..bu maçta 3 puanın çok gerekli olduğu oyundan daha onemli olduğu belliydi..kadro hocanın oynatmak istediği oyuna error verıor inşallah holoskoyu yollayıp doğru durust bir adam alırız..nobre nihat holsko tabata ile hoca gitsin johan ı getirelim gene de goze hoş geln futbolu 3 maç oynarız anca
http://cartalete.blogspot.com/2010/11/q7911-ve-10.html
Bir güzel maç yazısı da burada var.
Arkadaslar ya BARCELONA dikkat edin barcelona diyorum ne yapiyor????Skor avantajini ele gecirdiginde(bazi maclarda rakibin gucu kendine yakinsa)oyun merkezini geriye cekiyo.Acik alanlari muazzam kullaniyorlar biz bugun q7de olmasa hic kullanamayacaktik.Bu mac net 5-6 olurdu holosko biraz eski holoskoyu hatirlatsa.Ayrica ben tribundeydim bjk 2.yarida ceza sahasina kapanmadi.Oyle bir hava olusmuski sitede sanki gbirligi bjki ceza alanina kapatti yok oyle bir sey verilen net pozisyon sayisi :0 Varmiydi verilen pozisyon???????
Schuster'in açıklamaları benim kafamı karıştırıyor. Olmadık yerde olmadık tepkiler verebiliyor.
Şu son defansif oynuyorlar demecinde ben kendisini tespitinde haksız bulmuyorum. Ama niye böyle bir açıklama yoluna gitti anlamış değilim. Belki diğer liglerde zirvedeki takımlar hücum oynar burada tam tersi, ya da bu lig farklı yeni anlıyorum mu demek istedi bilmiyorum. Belki fm terimi ile mind games idir.
Gençler maçında bardağın dolu tarafına bakarsam;
1)Kadroda Bobo ve Tekke olmadığı için baskılı oynamanın mümkün olmayacağını düşündü.
Nobre'nin de yeni düzeldiği için değil de, tek forvet oyunu için yeterli olmadığını anladığı için oynattıysa bu da olumlu bir gelişmedir. Bu düşünceye paralel olarak Holosko'nun yerine ve mevkisinde Nobre'yi oynatmasını beklerdim. Özellikle uzak koşularda verimli olacağını düşünüyorum.
2)Herkesin istediği üzere Tayfur'la görüştü ve Gençlerbirliği analizi aldı eline. Biliyoruz ki yıllardır Ankaradaki Gençler maçları üç büyükler ile oynarken tatsız tutsuz geçer. Fazla pozisyon olmaz, beraberlik ağırlıklı gider ama genelde deplasman takımı bir golle alır filan. Duran toplar etkilidir. Benim için Konya deplasmanlarından sonra en sıkıcı sevmediğim maçlardır. Buna göre de ve rakibin sürekli uzun top oynadığı için de böyle bir anlayış ortaya koymuş olabilir.
Sürekli böyle bir anlayışa gideceği endişesine de kapılabiliriz ama önümüzdeki maçlarda görürüz onu. Daha erken.
Yine de radikal bir defansif anlayışa geçeceğimizi sanmıyorum ben, bu maç özelinde böyle olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi ileride göreceğiz, mesela sami yendeki derbide. Schuster hakkında görüşümü netleştirmek için çok önemli olacak o maç. Benim için hocaların derbilerdeki anlayışı önemli bir kriterdir ve bundan önceki teknik adamlar pek geçerli not alamamıştır gözümde.
Fakat ayrıca en azından hocanın farklı çözüm yolları aradığını ve denediğini görmek, adam işini ciddiye almıyor eleştirilerinden etkilenen biri olarak beni sevindirmiştir.
Benim burada demek istedigim iki sey var:
1. Bir hoca bir soylemde bulunuyorsa, uzerine atlamadan once niye o lafi dedigini dusunmek lazim.
2. Hocalara, kendi sarildiklari prensipten vazgecmelerine kadar gidebilecek cozum onerileri uretecek zamani tanimak lazim.
-----------------------------------
Bakiniz, Rijkaard Galatasaray'in kanseriydi sozde. 8 macta 12 puan. Hagi geldi, 4 macta 4 puan.
Ve Hagi bugun ilk defa acikca soyledi ki "Sahada acayip isler donuyor."
Bunu Rijkaard demis olsaydi "Oyuncularini basina yem ediyor" da denebilirdi hakkinda. Ki Hagi icin de bunu diyenler cikacaktir.
Neticede durup dusunmek lazim hep, belli bir noktaya kadar sabir her zaman iyidir.
Konuyla ilgisiz ama şu futbolcuların yaşamları ile ilgili sürekli laflar var. Rıdvan Dilmen, istanbuldaki yabancılar trabzona gitsin şampiyon yaparlar diyor, guti quaresma şu bu kendilerine iyi bakmıyor diyor.
Melih Şendil de bana göre abuk bir yazı yazmış. Gerçi burada sadece yabancı futbolculara laf etmemiş ama arada laf sokuyor sambacı partisi filan.
http://www.ligtv.com.tr/Yazarlar.aspx?r=1&hid=82095
Hayır abi kimse de demiyor ki trabzon kaç yabancıyla oynuyor. Teofilo niye şehri terketti. Başkan sadri şener yabancılar trabzonu görünce gelmek istemiyor diyor, yine bir yönetici demişti sanki eskiden yabancılar hiç bilmezdi şehri görmeden imza atardı, şimdi internetten bilgi toplayıp gelmiyolar filan diyor.
Yine Cale'nin bir demeci vardı 1-2 ay önce pek mutlu değilim diye.
Nedir şu Bülent Başkan'ın istanbul'da laila sivas'ta la ilahe var tandansındaki yorumlar.
Futbolcuların pek iyi yaşamadığı gerçeği var ama belli bir dengede olmalı herşey.
Beşiktaş'tan bakarsak Ferrari playboy filan olmuş diyorlar, sık sık adale sakatlığı bunla ilgili midir bilemem.
Guti'nin de gece hayatının hareketli olduğu laflarını görmüştüm bu blogda, rıdvan da demişti sanki ama herifin tarzı buydu gece hayatını sevdiği biliniyor, araştıran bulur, yoksa istanbulda böyle oldu değil olay, rıdvan dilmen'e söylüyorum bunu:)
@Shelbyl
Birak kardesim bu isleri mac postlarini sen aciyosun bundan sonra valla!!!!Onumuzde gutisiz zorlu bir konya maci var!!!
@lakerda
Ridvan sokta abicim.Kolay fiksturun antep deplasmani 0 puan.Daha bunun belediye ve a.gucu deplasmanlari var!!!!Ne dedigini sasiriyor.O adam fbnin sampiyonlugu kaybettigi gece gozumden dustu.Agliyodu adam resmen ayip ya!!!Bizim fiksturde cok kazik bu arada trabzonun onunde antep deplasmani haric bir sey yok gibi.Trabzonun onu cok acik fazla acik!!!!
@lakerda
O Melih Sendil yazisi ile ilgili bir seyler karalayacagim zaten yarin :)
ya rıdvan ağlar eder bilmem de orasını ..guti madrid de manastır hayatı yaşamıyordu yani ..ayrıca trabzona yabancıların gelmek istemediği de bilinıyor ..melih şendilde keşke önceden çekilen istinye parktaki fotoğrafları mağlubiyet sonrası servis eden guzide medyamıza da laf çaksaymış biraz da .turk medyasının nasıl da pusucu olduğu duşerken vurmayı çok sevdiği biliniyor..kaldı ki anadolu kuluplerin de oynayan oyuncular bile ista gelince maçtan sora istinye parka gidiyor..
Abi Hikmet Karaman'da yendi 3 büyük takımı sonra gtti Telegol'de Gökmen Özdanak'la muhabbet ediyor ... Her adamın dediğide dinlenmez yani.
Bir konuda haklısın Schuster hiç futbolculara suç atmadı.İşin içinden sıyrılmaya kalkmadı.Hep sistem üzerine konuştu işin kolayına kaçmadı.O bakımdan dinlemekte fayda var.Adam modern futbol oynatmak istiyor.
Bizim defansçıları Avrupa'da görüyoruz işte.50 senedir defans yapıyoruz Avrupa'da ne oluyor? 2 tane takım 2000 GS ve Zico'lu FB çekilmeden , korkmadan saldırdılar sonuç ortada ... Lig şampiyonuna sponsor bulunamayan bir futbol düzeni var bu ülkede . Bursaspor Arsenal gibi top oynasa böyle olur muydu ?
Birde ben demiştim temalı Hilbert yazısı da yazarsın artık.Ne kadar 2 yüzlüyüz :)
Korkmadan saldirdilar mi? Ne alakasi var yahu? GS takimi da 4-3-1-2 oynayan 3 orta alan oyuncusuyla pres yapan, defansi on planda tutan, hucumda da isleri H.Sukur ve Hagi'nin kisisel becerilerine birakan bir takimdi. Zico'nun FB'si de saldirgan bir takim asla degildi, 4-2-3-1'i cok kontrollu ve bol pas yaparak oynayan bir takimdi. Neredeyse Lucescu'nun BJK'si de ofansifti falan diyeceksin. Defans yapmak zor istir evet, ama yabancilari dogru mevkilere yerlestirirsen Turk takimlari icin defans yapmak zor is degil. Asil sikintilarimiz genelde hucumda, takim olarak organize hucum edemiyoruz, bazi oyuncularin ayagina bakiyoruz ve o ayaklari Avrupa'da kolay kitliyorlar maalesef.
@shelbyl
Sanirim burada b) soz konusu, Schuster artik bazi seyleri ogreniyor ve ona gore hamleler yapiyor. Bazi insanlar da hala keske onde basip kazanmasaydik vs diyor. Evet kardesim, Toraman zaten bu yastan sonra onde savunma yapmayi ogrenecek, seneye cosacagiz vs tamam.:)
O kadar kolay madem o işler niye kimse yapamıyor dostum.Madem hücum presle 2 tane bireysel yetenkeli adamla bu işler oluyor niye kimse bu şifreyi çözememiş 50 yıldır.
Demek istediğimi anlayan anladı zaten.Kendi oyununu rakibe kabul ettirmekten bahsediyorum.GS takımıda FB takımıda ileride basıyorlardı bu başarılar geldiğinde rakiplere kendi oyunlarını kabul ettirip topla oynama izni vermiyorlardı.
3. bölgede topla oynattığın sürece kaybetmeye mahkumsun.O pas savunmanın arkasına atıldıktan sonra yapacak bir şey yok mühim olan o pası attırmamak.Türk futbolunun en büyük problemi o.O pası attırıyoruz arkadaş.Adam atamıyorsa şansa puan alırız.Adam atınca fark oluyor zaten.İşte Türk futbol tarihinde bunu yapan 2 takımın geldiği nokta ortada.
Bu takimlar oyle seyler yapmiyordu. Zico'nun takiminin karakteristik ozelligi bol pas yapip rakibi uyutmasi, sonra kontrollu oynayip organize sekilde gol atmasiydi, Inonu'deki maclarda da gorduk zaten. Avrupa'da da Chelsea'yi, Inter'i bu sekilde yendiler. Orta alanda pres yapip veya cilginca saldirarak degil, gomulup kontrollu oynayarak. GS ise FB'ye gore nispeten daha hucumcu bir takimdi, ama onlar da takim olarak ofansif ve yaratici oyunculara fazla sahip degildi, solbeki Ergun sagbeki Capone olan takimdan bahsediyoruz.
Bizim Turk futbolundaki temel sorun yerlilerin futbolu bilmemesi ve ozellikle defansta inanilmaz hatalar yapmasi, hucumda da organize olmaktan ziyade 2-3 yildiz alip onlarin isini beklememiz. Sen koy defansa Edu-Lugano onlerine Appiah-Aurelio, veya Zago-Ronaldo onlerine Giunti, bak bakalim nasil defans yapiyorsun. Kim ne derse desin ben BJK'nin gecen seneki omurgasini begeniyordum, ama sen oraya Toraman'i koyarsan kendi sahanda Porto'dan 3 gol de yersin, adam deplasmanda sari karti varken kayip 10 kisi de birakir.
Maalesef o kadar kolay da degil bu olay. 2 tane bireysel yetenekli adam diyorsun, ama Hagi ve (o zamanki) H.Sukur 50 senede bir gelir. O yuzden organize hucum etmesini ogrenecek takim. Bunu ogretebilirsen I.Uzulmez'in asistiyle Stamford Bridge'de Chelsea'ye gol atmak bile mumkun.:)
Ha, bu arada 3. bolgeye gelirsek. Sanirim 3. bolge degil de orta saha demek istedin. Aslinda dedigin dogru, defansi cikarmak degil asil sorun, asil sorun orta sahada pres yapmayip rakibe rahat top attirmamak, aslinda mantikli.
Ama bu sistemin kralini uygulayan Barca'dir, bunda hemfikiriz galiba. Barca-Villarreal macini seyrettin mi? Adamlar 15 dakikada 2 defa defans arkasina sarkti, son anda mudahelelerle onlendi pozisyonlar. Ki bu adamlar bizim gibi degil. Elinde inanilmaz pas yapan, ayaginda top tutan oyuncular var, onlar bile acik veriyor, dogal.
Ama bizim onlara nazaran buyuk sikintimiz var o da senin bahsettigin orta saha. Adamlarin rotasyonu Iniesta-Xavi-Keita-Busquets-Mascherano ve baya degistiriyorlar. Ve bu oyuncularin cogunun hem pres ve hem pas ozelligi var biraz Xavi disinda. Bizde ise bu ozellikler sadece Ernst'te var bana gore. Guti pasta var preste yok, Necip henuz toy, cok basit pas hatalari yapiyor, Aurelio ise pas mesafesi biraz uzadiginda kayboluyor. Burada tabii oyuncu kalitesinden de bahsetmiyorum, illa 35 milyon euro'luk oyuncuya gerek yok, tamamen oyuncu karakterinden bahsediyorum.
Sen bu sistemde oynayacaksan Guti'yi almayacaksin abi. Alirsan da dunku gibi 20 dakika oynarsin bu oyunu, sonra da yas ortalamasi 33 olan orta saha oyundan duser ve sikinti yasarsin. Daha fazla eksiklikler de var, hucum merkezi olan kanatlardaki Quaresma disinda yaratici adam eksikligi vs, ama onlara girmiyorum bile. Kisaca bizdeki bu asiri presli, defansi cikaran futbolun dogru olmadigini dusunuyorum.
Schuster böyle birkaç maç daha kazansın burada ona küfür edenler onu kral yapacak, iyice takip edin.
Her neyse, maçı izleyemedim ama Schuster açıklamalarıyla kendi sistemimden taviz vermem katılığının yerine kazanmak için farklı yollar deneyebileceğinin sinyalini vermiş. Geçen seneki takıma benzeyeceğimizi düşünmüyorum, yani defansın ceza sahası üstünde takıldığı sistemden. Bizim sene başında rakipleri kendi yarı alanına hapsetmemizin, dönen topların sürekli bizde kalmasının ana nedeni defans bloğunun "orta sahanın rakip yarı alanına bakan diliminde" durmalarıydı. Dönen top her şekilde bize geliyordu ve opsiyonel şekilde kanatlara ya da merkeze dağıtım yapılıyordu. Eğer defansı çok geriye çekerseniz rakip yarı alanda etkili olamazsınız. Ha bu demek değildir ki pata küte 10 kişi ofans yapalım. Gerekli tedbirler alınarak sistemli şekilde hücum yapmayı bir şekilde becermeliyiz.
Aurelio topla al gülüm ver gülümden başka bir şey yapmıyor olabilir ama Ernst'e çok büyük rahatlık sağlıyor bana göre. Geride Aurelio'nun olduğunu bilmek Ernst'e daha rahat hareket imkanı tanıyor. Mesela Necip de Ernst gibi bir oyuncu, eğer rotasyon olacaksa Necip, Ernst ile değişmeli. Tabi oyun içinde sistem değişiklikleri olabilir, farklı adamların yerine de olabilir.
Her şeyi bi' yana koyarak konuşalım. Dün neden böyle oynadığımızı bir düşünelim. Takım seri mağlubiyetleri atlatmış, galip geldiği maçlarda da çok sıkıntılar çekmiş, görece güçsüz rakipler karşısında beklenmedik sonuçlar almış. Bu dünyanın her yerinde her takımında "Acaba?" psikolojisi yaratır. Bunu takım bazında düşünmeyin, kişisel olarak da düşünebilirsiniz. Uzun süre işler yolunda gitmeyince aynı işi yaparken imtina ederiz. Bu takımdaki oyuncu da, Schuster de bunu yaşıyor. Öncelikle kaybetmemeye çalışıyorlar. Yazıda da bahsediliyor zaten, bakın Şenol Güneş ne demiş. Dün eminim çoğu kişi "Bir şekilde kazanalım da..." diye başlayan cümleler kurmuştur. Tıpkı 2009'da son maçlarda olduğu gibi (hoş, sene içinde de az demedik ya). O yüzden bu maç özelinde sistem değerlendirmesi eksik kalacaktır diye düşünüyorum. Önümüzdeki maçlar daha net fikir verir, özellikle Galatasaray ve Bursa maçları. Schuster de ne diyor zaten, "Zamanımız var, ama bu üç puan bize yararlı olacak"
Burada Schuster'in ligi tanıdığını, hizaya geldiğini, "akıllı ol"duğunu düşünen bazı kardeşlerim için yazayım..
Schuster Avrupa maçları dahil ligin sonuna kadar takımı geriye yaslayacak. dünyanın en süratli ve dribble topçularından birisi olan Quaresma ve görece kontratak gollerine daha yatkın olup çocukluğundan beri bu takımı tanıyan ve değişmez forveti olan Bobo var elinde.. Çift forveti hazır..
Bence büyük bi terslik olmazsa geriye kalan bütün maçları kazanırız.. En kolayları da Sami Yendeki derbi ve içerdeki Bursa maçları..
Schuster, ilk devrenin son maçında Fenere 5 Cimboma 15 puan fark atmış halde ve Trabzonun sadece 3-4 puan gerisinde çıkıp "bu sene biz şampiyon olacağız" derse şaşırmayın.. Olacağız da..
Ama bu memleketteki;
"yaslanayım", "bulursam atayım", "aman neme lazım beraberlik alayım bir ay daha maaşım yatsın kovulmayayım", "yok hücum eden maç kazanır, savunma yapan şampiyon olur", "bak mourinho bile savunma oynattı finalde", "ön libero en önemli mevkidir", tijikuzu, hüseyin, aurello, selçuk, baroni, cana ne güzel adamlardır ay canlarım benim" mantığı devam ettiği sürece
şampiyonlar ligin'de sıfır çekip, değeri 15 milyon Euro olan avrupa takımlarına elenip, almanya'dan sırf mesut özil maçı alttan aldı diye 8 yemeden dönüp,
t.şak oğlanı olmaya devam eder ve böyle yaşlanırız..
Maradona Candır..
Schuster Candır..
Diğerlerinin olduğu yerde meslek vardır..
Bunların olduğu yerde zevk vardır..
adam ol medya
adam olun futbol cahilleri
asıl siz "akıllı ol"un..
ve daha çok ardalar olcanlar necipler emre çolaklar barış memişler mamiler harcanır bu ülkede..
etrafında onların oyununa ayak uyduran topçularla değil, kasap osmanlarla büyüdükçe..
Konu dışı ama şuna bir bakın: http://rakamla10.blogspot.com/2010/11/sergen-yalcnn-orhan-gulle-hakknda.html
Bu hoca yay burcu. Karakterinde ister istemez dengesizlikler olacaktır. Sözüne değil icraatına bakılırsa beşiktaşı uçurur.
@leventpolat
Alkislamamiz dogal, cunku Schuster ikinci yarida takimi geriye yasladi, diger maclardaki gibi defansi cikartip forse etmedi, belirttigimiz gibi oyuncu degisiklikleri de mantikli ve yerindeydi. Benim kimseye on yargim veya nefretim yok, dogruya dogru yanlisa yanlis derim. Bende isterim sizler gibi takimimiz ofansif oynasin, 1-0 ondeyken bile 2nciyi kovalayalim, defans orta sahaya ciksin, gol yemeyelim, 20 pas yapalim vs ama gerceklerle de yuzlesmeliyiz, ki Schuster yuzlesti bile sanirim. Bu takim basarili olmak zorunda ve kazanmak zorunda.
@sergen
Keske yazdiklarin gercek olsa, dogru olan da odur. Bursa zaten kadrosunun genel kalitesi itibariyle buyuk basari yakalayacak kalitede degil, bunu oyun sistemleriyle alakasi yok bence pek. Kaldi ki FB Zico ile ceyrek final oynarken kontrollu ve defansif bir takimdi, derbilerde bile deplasmanda elini kolunu sallayarak gol yemeden kazanabiliyordu. Biz de UEFA'da ceyrek final oynarken delicesine hucum ederek degil de iyi defans yaparak o noktalara geldik.