9 Kasım 2010 Salı
Mircea Lucescu
Mesele geçmişe dönüş değil. Mesele Mircea Lucescu'nun kendisi de değil.
Beşiktaş'a geldiğinde ilk ifadesi "6. haftaya kadar bekleyin" oldu. Takım gerçekten 6. haftadan sonra bir futbol takımı gibi, sağı-solu belli olan, belli bir stratejisi olan, planı olan bir futbol oynamaya başladı. Yıllar yılı Ali Samiyen deplasmanında Anadolu takımı görüntüsü veren Beşiktaş'a taktik dehasıyla 0-1'lik galibiyeti aldırdı. 0 maçın 60. dakikasında yaptığı taktik ve oyun anlayışı değişikliğini ders diye okutmak gerek. 60 dakika boyunca Felipe'yle adam adama oynayan Amaral'ı oyundan çıkarıp o dakikada "hücum!" emri vermiş, 60 ile 70 arasında takımın sol stoperi Carlos Antonio Zago ile 2 gol pozisyonuna girmiş ve üçüncüsünde İbrahim Üzülmez'le maçı almıştı...
Mircea Lucescu'nun Beşiktaş'ta bir düzen oturtması kaç ayını aldı? Schuster'e sorulması gereken soru bu. "9 kişi geride bekleyip 1 kişiyle hücum ediyordu" martavallarına kanmamak gerek. Beşiktaş'a son 10 yılda en şahsiyetli futbol oynatan adam Mircea Lucescu'dur. Savunma veya hücum ağırlı bir başka konudur ve aslen seyir zevki dışında önemli değildir. Bir sezonu 7 beraberlik ve sadece 1 yenilgiyle bitirmek herkesin harcı değildir.
Lucescu ile Beşiktaş'ın gol ortalaması: 1.85
Schuster ile Beşiktaş'ın gol ortalaması: 1.54
Lucescu'nun 4. ayında oyundan kim çıkacak kim girecek hepimiz ezberlemiş değil miydik? Yapacağı tavşanları bile tahmin edebiliyorduk ki, tavşan da olmuyorlardı o zaman...
---
Lucescu'yla sohbet edenler anlatır. İstanbul'un tarihini nice İstanbulludan daha iyi biliyor diye... Sergen'i tanıması için İstanbul'u da tanıması gerekirdi zira. Ali Eren'le nasıl iletişim kuracağını bilmesi gibi. Çalışırdı. Bugün Noat Samisa Schuster'i Türkiye ligine yeterince "çalışmamakla" suçluyorsa iş zaten bitmiş demektir. Haklı, orası ayrı.
Lucescu bunun olabileceğini hepimize gösterdi. Schuster daha pozitif bir futbol anlayışının temsilcisi olabilir, bu ayrı. O oyun anlayışı oyunculara bir şeyler katıyorsa değerlidir.
Bir tarafta "Başkan hediye ederse seviniriz" diyen Schuster. Diğer tarafta "Bunu alacağımıza, hiç oyuncu almayalım" diyen Lucescu.
Yoksa
Mustafa Denizli'nin Takımı = Bernd Schuster'in Takımı - (Guti + Quaresma) ise,
aklımıza Mircea Lucescu'nun Chelsea maçından önce yaptığı açıklama geliyor;
"Onlarda dünya yıldızları var ama biz iyi bir "takım"ız..."
Allahına kurban be Lucescu...
Senin Beşiktaş'ta koyduğun çıtayı geçeni bırak, yanına yaklaşan yok...
Sen gel demiyorum. Senin gibisi gelsin...
Beşiktaş'a geldiğinde ilk ifadesi "6. haftaya kadar bekleyin" oldu. Takım gerçekten 6. haftadan sonra bir futbol takımı gibi, sağı-solu belli olan, belli bir stratejisi olan, planı olan bir futbol oynamaya başladı. Yıllar yılı Ali Samiyen deplasmanında Anadolu takımı görüntüsü veren Beşiktaş'a taktik dehasıyla 0-1'lik galibiyeti aldırdı. 0 maçın 60. dakikasında yaptığı taktik ve oyun anlayışı değişikliğini ders diye okutmak gerek. 60 dakika boyunca Felipe'yle adam adama oynayan Amaral'ı oyundan çıkarıp o dakikada "hücum!" emri vermiş, 60 ile 70 arasında takımın sol stoperi Carlos Antonio Zago ile 2 gol pozisyonuna girmiş ve üçüncüsünde İbrahim Üzülmez'le maçı almıştı...
Mircea Lucescu'nun Beşiktaş'ta bir düzen oturtması kaç ayını aldı? Schuster'e sorulması gereken soru bu. "9 kişi geride bekleyip 1 kişiyle hücum ediyordu" martavallarına kanmamak gerek. Beşiktaş'a son 10 yılda en şahsiyetli futbol oynatan adam Mircea Lucescu'dur. Savunma veya hücum ağırlı bir başka konudur ve aslen seyir zevki dışında önemli değildir. Bir sezonu 7 beraberlik ve sadece 1 yenilgiyle bitirmek herkesin harcı değildir.
Lucescu ile Beşiktaş'ın gol ortalaması: 1.85
Schuster ile Beşiktaş'ın gol ortalaması: 1.54
- Ahmet Yıldırım'ı hatırlar mısınız? Mircea Lucescu'dan önce sıradan bir kariyer, Lucescu'yla birlikte çok önemli bir taktik oyuncusu.
- Ayhan Akman'ı bilir misiniz? Lucescu'nun forvet arkası -inceci- pozisyondan alıp yeniden inşa ettiği ve Türk futboluna kazandırdığı bir oyuncu...
- Beşiktaş'ın az gol yiyen defansında Ali Eren Beşerler'in, Tolga Doğantez'in oynadığını anımsar mısınız?
- Kaan Dobra'nın 30 küsür yaşında Polonya milli takımına davet edildiğini bilir misiniz?
- Federico Giunti'nin Beşiktaş'a gelmeden önce kendi takımında 18'e giremediğini, futbolu bırakma noktasında olduğunu duydunuz mu?
- İtalya 2. liginden gelen Daniel Gabriel Pancu'nun Lucescu'yla beraber Rumen milli takımının golcüsü olması tesadüf olabilir mi?
- Sergen ve Tümer Lucescu'dan sonra bir daha hiç o performanslarını sergileyebildiler mi?
- Lucescu'nun yoktan var ettiği Guairo Ronaldo neden Lucescu sonrası dönemde silindi gitti?
Lucescu'nun 4. ayında oyundan kim çıkacak kim girecek hepimiz ezberlemiş değil miydik? Yapacağı tavşanları bile tahmin edebiliyorduk ki, tavşan da olmuyorlardı o zaman...
---
Lucescu'yla sohbet edenler anlatır. İstanbul'un tarihini nice İstanbulludan daha iyi biliyor diye... Sergen'i tanıması için İstanbul'u da tanıması gerekirdi zira. Ali Eren'le nasıl iletişim kuracağını bilmesi gibi. Çalışırdı. Bugün Noat Samisa Schuster'i Türkiye ligine yeterince "çalışmamakla" suçluyorsa iş zaten bitmiş demektir. Haklı, orası ayrı.
Lucescu bunun olabileceğini hepimize gösterdi. Schuster daha pozitif bir futbol anlayışının temsilcisi olabilir, bu ayrı. O oyun anlayışı oyunculara bir şeyler katıyorsa değerlidir.
Bir tarafta "Başkan hediye ederse seviniriz" diyen Schuster. Diğer tarafta "Bunu alacağımıza, hiç oyuncu almayalım" diyen Lucescu.
Yoksa
Mustafa Denizli'nin Takımı = Bernd Schuster'in Takımı - (Guti + Quaresma) ise,
aklımıza Mircea Lucescu'nun Chelsea maçından önce yaptığı açıklama geliyor;
"Onlarda dünya yıldızları var ama biz iyi bir "takım"ız..."
Allahına kurban be Lucescu...
Senin Beşiktaş'ta koyduğun çıtayı geçeni bırak, yanına yaklaşan yok...
Sen gel demiyorum. Senin gibisi gelsin...
Etiketler:Gürcan Ulusoy,Mircea Lucescu
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
131 Yorum:
Lucescu cok defansif oynatiyordu yea.
-------------------------------------
Bugunun Besiktas'inin vizyonu Lucescu'yu atlamistir.
Bugunun Besiktas'i, Quaresma'yi ve Guti'yi alir, Iverson'i alir.
Bugunun Besiktas'inda tam Lucescu'luk adam olan Hilbert her hafta kufur yer.
Hatta goruyor ve arttiriyorum, bugunun medya koruklu taraftar kulturunde Lucescu'ya bile yar olmaz basari.
O zaman bile gozleri kor, karton aslan falan diyerek delirttilerdi adami.
Ilk defa senin yazina bu kadar katiliyorum, helal olsun.
Gecen sene M.Denizli'ye sallanip duruldu, kimse kadro kalitesizliginden bahsetmedi. Simdi ayni kadro var, ustune Quaresma, Guti, Aurelio, F.Tekke eklendi, ama Schuster tanri, kadro kotu.
Lucescu ilk geldiginde Giunti yoktu, orada A.Yildirim, Yasin ve Amaral oynuyordu. Stoperde E.Asik yoktu, Tolga ve Ali Eren oynuyordu.
Ama onlardan da verim aliyordu bir sekilde. Tek sikinti yasadigimiz bolge sag kanatti, orada da deneye deneye kimsenin aklina gelmeyecek sekilde Kaan Dobra'yi buldu ve basarili oldu.
M.Denizli gecen sene Fink, Ekrem ve hatta Toraman ve simdi Eskisehir'de yedek olan Tello'dan verim aldi iyi kotu, hatta Holosko ve Tello sampiyonluk yolunda cok ciddi katkilar yapti.
Schuster kimden ekstra ekstra verim aldi? Cenk diyebiliriz ama o yedek kaliyor artik, Hilbert belki ama o da sonucta yabanci ve profili olan bir oyuncu, baska?
Bir alt posta yazdığım yorumun üstüne cuk oturan bir yazı olmuş. Lucescu'nun Beşiktaş'ında ne kadar dışarıdan bakıldığında sıradan görünecek adam varsa, Schuster'in Beşiktaş'ında da var. Schuster'in Beşiktaş'ında ne kadar yıldız sayılabilecek adam varsa Lucesu'nun Beşiktaş'ında da vardı. Aradaki fark Lucescu sadece o yıldızlardan (Sergen, Tümer, İlhan, Nouma, Zago vs.) yararlnmayı bilmedi, aynı zamanda sıradan görülen adamlarla bir takım felsefesi oturttu. Schuster'in ikinci konusunda şu ana kadar çok başarısız olduğu aşikar. Elbette Schuster'e destek olmak lazım ama ortodoks Kemalistler gibi bir adamı da dokunulmaz ilan etmemek lazım. Benimd erdim budur. Tekrar ediyorum, yönetimin planlama sorunu olduğu çok açık. Ancak Schuster'in de verimlilik konusunda sorunları olduğu çok açık.
bu sefer doğru bi yazı.
tigana zamanına bakın. adam mehmet sedef-serdar-fahri üçlüsü ile gs deplasmanına fln çıkıyodu. türkiye kupası süper kupa fln aldı. ligde son ana kadar şampiyonluğu kovaladı. stoperde 1.70 lik koray fln oynuyodu.
*** schusteri ise elinde yok yokla, şu düştüğümüz hallere bak. 10 haftada 8 mağlubiyet almış takımı yenemiyoruz.
FATİH TERİM GELMELİ. bu takımın başka kurtuluş yolu yoktur.
Lucescu'nun oynattığı futbolu sevmezdim, onu da sevmezdim. Ama çok başarılıydı. Değerini kıymetini yıllar sonra anladım. Benim son 15 yılda Beşiktaş'ın başında gördüğüm en sevdiğim hoca Rasim Kara idi. Derbilerde bariz bir üstünlüğüz vardı, yıllar sonra Avrupada gidiyorduk Amokachi Valencia maçında boş kaleye golu atsa belki daha da gidecektik. Takım zevk veriyordu, hoca gençlere şans veriyordu. Takım 88 gol atıp 26 gol yedi ve 74 puanla ikinci oldu. Sonrasında hoca gönderildi Lucescu gelene kadar 5 sezon şamyonluk gelmedi. Ve atılan 88 gol rekor olarak kaldı. Rasim Kara'yı ve 88 golü de hatırlayalım dedim, hücum futbolu konuştuğumuz bu günlerde...
işte sabır denilen şeyin bizde erken bitmesi de böyle örneklendiriliyor bizde.
bazıları eleştirilerini skor üzerinden yaparak anlamsız ve erken eleştirilerde bulunur ve dolayısıyla haklı tepki alır. bazıları da aynı eleştirilerini belirli bir mantığa oturtur ve eleştirileri "adam bu sefer haklı" kabulü görür. oysa ikisi de aynı sonuç üzerinden yola çıkmışlardır.
bu durum ironi mi bilmiyorum ama avrupa'da futbolun geldiği seviyeyi kademeleriyle anlatırken üstünden geçen zamanı da hesaba katardı genelde buradaki yazarlar. şimdi o duygusallıkla "ulan eskiden ne hocalarımız vardı"ya gelmiş konu.
her neyse. ben doğu avrupa takımları karşısında 70-80den sonra kademeli hücuma çıkan takımdan ziyade birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar golü kovalayan, olmayınca savunmadan adam çıkarabilen delikanlı hocaların yanındayım. "taraftar güzel futbolu hakediyor" fikriyle sahaya takım çıkaranlara sabır gösteriyorum. o yüzden kriterimiz "sadece başarı" mı yoksa güzel futbol oynayabilmek adına bazen yenilmeyi göze alabilmek mi bunu tekrar düşünmek lazım. evet bugün olmadı ama daha ilk haftalarda bu takım böyle işliyordu, unutmayalım unutturmayalım.
@ceyhun lucescu'nun elinde saraçoğlu'nda kazandığı bir uefa kupası var. bu sene şampiyonlar ligi'nde 4 maçta 3 galibiyeti var. biz şampiyonlar ligindeki 3 galibiyeti 3 senede alıyoruz...
tabi ki öyle ama shuster'in beşiktaş'a kattıkları benim uzun yıllar beklediğim seninse şu an eleştirirken hiç göz önüne almadığın şeyler.
bu kadar yergiyi sonuçlar itibariyle haketse de mücadelesi açısından haketmiyor.
@ceyhun
şu anki beşiktaş'ın baştan sona golü kovaladığını mı düşünüyorsun? gol pozisyonu sayıları veya atılan gol sayılarını geçtim, sadece sezonu açalı henüz 3 ay olmamışken, oyun merkezini başladığımız noktanın kaç metre gerisine taşımışız onu düşün. çok somut bir şeyden söz ediyorum.
@natura horror vacui
ilk haftalarda takım bunu başarıyordu demiştim zaten. bu anda gayet geriye gittiğimiz kesin ama bu ha diyince olan bir şey olsaydı zaten herkes başarırdı.
ben ispanyada villareal'in ya da daha önceki shuster'li getafe'nin oynadığını oynayabilmek adına beklemeyi göze alıyorum. almayanlar da eleştiriyor. eleştirenlere bir şey demiyorum ama buradaki iyi niyet gözden kaçmamalı diyorum. evet kayseri veya bursa gibi oynayıp lider olmaktansa porto'yu kalesine hapsedip 1-3 yenilmekten gocunmadım hiçbir zaman.
sorun şu, an itibariyle o oyunu oynamaya çalışıp başaramıyor değiliz; o oyunu oynamıyoruz, başka bir şey deniyoruz. iyi oynadığımız porto maçının ikinci yarısı da dahil oyun merkezini daha geride kabul ediyoruz. bir de bunun üstüne mesela aurelio üçüncü stoper gibi oynayınca planlanandan da geriye çekiyoruz.
Tam olarak konusmamiz gereken de o.
Schuster neden en basta israrli oldugu "ileride basma, defansi onde kurma, topu kontrol ederek oynama" felsefesinde artik israrci degil?
1. Oyuncularin kondisyonu kaldirmadi.
2. Rakip bozmaya baslayinca kendi bildiklerini uygulamaya gectiler.
3. Schuster telkinler ile fikir degistirdi.
4. O felsefenin sadece Quaresma ve Guti ile sonuc verecegini dusundugunden takima Quaresma'siz ve Guti'siz cikis yollari aradi.
Falan filan.
Eger sebep 1 ise zaten sabikali olan Schuster'in yardimcisi ile gorusulur.
Eger sebep 2 ise devre arasi beklenir.
Eger sebep 3 ise, ki Schuster'i azicik taniyorsak degildir, Galatasaray oluyoruz demektir.
Eger sebep 4 ise bir dahaki haftaki macta kipirdanmamiz sart olur.
portoyu kalesine hapsedip 1-3 yeniliyoruz. savunma yapıp cska'ya, wolfsburg'a yeniliyoruz.
demek mesele savunma veya hücum değil.
mesele iyi takım-kötü takım.
lucescu 6 ayda bunu yaptıysa schuster neden bu kadar bunun uzağında diyorum.
lucescu'lu sezonun başını hatırlayın.
orta sahayı geçemiyorduk.
nasıl gol atabiliriz diye düşünüyorduk.
ama 6. hafta ve sonrası her şey oturdu.
geldin 11. haftaya en ufak bir ışık yok.
tek ışık quaresma-guti.
e işte onlar da sakatlanınca kaç haftada 1 galibiyet alabiliyorsun.
guti-quaresma olmadan da belli bir çizgiyi tuttursak 5. olsak yine laf olmazdı ama bugün belli ki beşiktaş guti-quaresma varsa beşiktaş var, yoksa yok.
o zaman nerede sistem? nerede schuster'in katkısı?
guti'yi 3 sene sonrası için mi aldık?
Sanırım farklı maç seyrettik. Portoyu kalesine mi hapsettik? yoksa rakip deplasmanda önce 10, sonra 9 kişi kaldığı ve zaten önde olduğu için geri mi çekildi?
Bu arada gol atılmayan, galip gelinemeyen, sonuçta başarı gelmeyen futbol nasıl güzel futbol oluyor anlamış değilim. güzel futbol mu yoksa başarı mı? bu çok garip bir soru değil mi? Futbol başarı getirmiyorsa güzel midir? Ya da güzelse başarı getirmez mi?
Bazı arkadaşlar sene başından beri ısrarla diyorki bizim için başarı önemli değil. Ligde 15. olalım ama güzel futbol oynayalım (nasıl oluyorsa). 3-5 sene şampiyon olmayalım ama Schuster ile devam edelim çünkü o güzel futbol oynatıyor. Bu arada rakipler defans yapıyor, faul yapıyor oyunu çirkinleştiriyor. Futbolcular mal hocanın sistemine uyum sağlayamıyor. Yönetim zaten mal, hocanın eline çok kötü bir takım verdi. taraftar da mal onlar da başarı istiyor.
Bence böyle düşünen arkadaşlar aralarında para toplasın 11 kişi bulsunlar başına da schusteri getirsinler. Heryerde maç yapsınlar. Halısahada, sokakta, havada karada nerde isterlerse Schuster onlara güzel(!) futbol izletsin, onlar da ilzeyip zevk alsınlar. Nasılsa başarı önemli değil :)
@ gürcan
hocam iyi guzel de hocanın şampiyonlar ligi karnesi (lucescu) ve uefa karnesi mukkemmel fakat shaktar daki parayı da soylemek lazım değil mi biraz sonuçta oraya aldığı oyuncuların çoğunluğu hakketen yuksek meblağlarla gelmedimi.lucenin shaktar yıllarındaki kadro yapılanmasını shuster de istedi bir nevi ( ferrari yerine stoper hızlı bir santrafor v.s)
birde yanlış hatırlamıyorsam luce benim içinde beşiktaşin gelmiş geçmiş en iyi hocasıydı.ama amaral ile maldarasanu yu da lucescu aldırmadı mı..
luce elindeki kıt kaynaklarla iyi iş yapan ama iyi para verilirse onlarla da iyi iş çıkartan bir hoca. shuster de ise bence iyi oyuncularla iş yapn bir hoca izlenimi var sadece (malesef). ama nasıl diyim bu maçta hayal kırıklığı yaratmaya başlamasına ragmen sene başinda istedigi transferleri yapmak lazım degil miydi
@shelby
sebebin 4 olmasını umuyor ve tahmin ediyorum. aksi tam bir felaket olur.
@gürcan ulusoy
iyi de bugün guti ile quaresma'yı çıkarırsan takımın zaten geçen seneden farkı kalmaz hatta daha geri bir takım oluruz. sivoksuz, rıdvansız, kötü bir ferrari'li.
bu sene oynamaya çalıştığımız oyun guti ve quaresma tarzı oyuncular olmadan tabi ki olmaz. onlar olmadan farklı bir şeyler denedik, nihat'ın tabata'nı holosko'nun durumu bizim de sonucumuzu belirledi.
shuster oyuncuların performansını yükseltemedi, lucescu bunu başarırdı denirse anlayabilirim fakat shuster'in başına gelen çiğ tavuğun başına gelmedi bunu da diyelim derim.
quaresma'nın sakatlığı tahminlerin dışında bir şey değildi. her oyuncu sakatlanabilir.
ben zaten sezon başında bunu diyordum; quaresma sakatlanırsa ne olacak.
çünkü quaresma 10'sa onun yerine oynayacak oyuncu 3'tü... doğal olarak beşiktaş 5'lik bir performans sergileyebildi.
elinde iyi oyuncular yok ise, ona göre futbol oynatırsın.
bugün guti ve quaresma'yı takımdan çıkarırsa geçen seneden farkı kalmıyorsa schuster denizli'den daha başarılı değil demek ki. hatta daha başarısız.
gerçi geçen sene de çok iyi bir kadromuz olduğu lakin mustafa denizli'nin oynatamadığı konuşuluyordu...
rodrigo tello eskişehirspor'un son maçında 78. dakikada oyuna girebildi...
beşiktaş'ın şüphesiz ki kötü bir kadrosu var. her tarafı yama dolu bir kadro bu. bir senede de oluşmadı.
peki sezon başı beklentiler neyin nesiydi o zaman?
@enerton
porto keyfinden 9 kişi kalmamıştır tahminimce. ilk kırmızı kartı görmeseydiler bobo vien'e attığının aynısını atmak üzereydi.
hocam size mustafa denizli'li beşiktaş'ı verelim, hatta kazanılan kupaları da size hediye edelim bakıp bakıp yüzünüz güler. bize "taraftar iyi şeyler yapmak istediğimizi gördüğünden protesto etmiyor" diyen shusterli takımı bırakın o vakit. o takım istediği seviyeye ulaşıp mesela fenerbahçe'yi burada sahasına hapsedip 3 atarak gönderince shuster'ci olmayın yalnız o mutluluk da bize kalsın.
beşiktaşın kötü bi kadrosu falan yok.
iki tane sol bekin var ikiside milli oyuncu.
stoperler:zapo-sivok-toraman-ferrari üstüne ersan gibi iyi bi genç
sağ bek: hilbert-ekrem-erhan(puşt)
önlibero: ernst-aurelio-necip-fink
oyun kurucu: guti-tabata
kanatlar: quaresma-holosko-nihat
forvet: bobo-nobre
daha yetenekli gençleri de saymadım. eğer bu kadro kötü bi kadroysa. getirde iyisini yapalım jes.
fenere 3 atmak mühim değil. geçen sene atılmışı vardı zaten oley oley sesleri eşliğinde... gerçi o da önemli bir olay değil
@ gürcan ulusoy
shuster'in b planı tutmadığı açık. yalnız oynatmak istediği oyunun kilit oyuncuları sakatlanınca mustafa denizli'nin oyununa dönmemesi bence çok da eleştirilecek bir şey değil. futbol kültürü yerleştirmek tam olarak da bu değil mi zaten?
yıllardır sen eleştirmiyor muydun, klüp olarak süreklilik arz edecek bir sistemimizin olmadığından? işte şimdi hoca yapılması gerekeni elinden geldiğince yapıyor. beşiktaş adına en azından saha içinde bu şekilde işliyor işler. taktiğinden vazgeçmiyor ve türkiye'nin düzeyi kısıtlı futbolunda değişiklik için direniyor.
aksaklıklarıyla da olsa porto'yla başabaş oynuyor mesela daha ilk senesinde...
schuster'le 10 yıllık sözleşme yapılmasına varım.
ancak uzun vadeli plan yapacağım diye türkiyede başarılı olamazsın. kısa vadede hollanda'nın yolunu tutarsın diye boşuna demiyorum. örneğini gördük.
türkiye'de bir yabancı teknik direktörün en başarılı olacağı an kovulma anıdır. o an, stajını bitirmiş olur.
schuster de kovulana kadar aynı schuster olacak. kovulduktan sonra muhtemelen bir daha türkiyeye dönmeyecek ancak dönse çok daha başarılı olacak.
son 10 yıl hep birbirinin tekrarı oluyor.
6 ayda bir şeyler başaran, hala hatırlanıyor. total futbol ise totoş futbol olarak yorumlanıyor...
türkiyenin durumu bu.
liverpool için rijkaard mustafa denizli'den çok daha iyi bir seçimdir şüphesiz.
lakin beşiktaş için tam tersi.
dediğim gibi, bunu ben yazmadım. türk sporunun genetik kodu bu.
bunu da değiştirmeye schuster'in falan gücü yetmez.
öyleyse mevcut duruma uyum sağlayacaksın. onu değiştirmeye çalışan'a hollanda bileti açık...
maalesef veya değil. durum bu.
defansif oyun sistemlerinde; oyuncuların yetenekleri kısıtlı olsa dahi sistem bunu kendi içinde eritebilir. Fakat hucumsal sistemlerde oyuncu yetenekleri ön plana çıkar.
Sanırım bu noktayı gözden kaçırıyorsunuz.
bugün galatsaray taraftarının söylediği şey şu; bu takım total futbol falan oynayamaz. bu takım yapsa yapsa tekme atar... takımı değiştiremiyorsan, futbol yorumunu değiştireceksin.
değlştirmiyorsan, sen bilirsin. ali samiyen'de kaybedersek lig gerçek anlamda biter. ondan sonra sistem oturmak için çok vakti olacak.
@Sade Lucescu'nun gol ortalaması Schuster'den yüksek. Sanırım siz de bunu gözden kaçırıyorsunuz.
hücum futbolu, hücumun bir plan, bir strateji dahilinde kotarılmasına verilen isimdir. yoksa bir takımın daha fazla oyuncuyla hücum etmesi o takımın hücum futbolu oynadığını göstermez.
lucescu'nun beşiktaş'ını düşünün. ne organize goller atardık. bir açın bakın youtube'dan.
sergen'in gençlerbirliğine attığı golü hatırlar mısınız?
4-5 verkaçın üstüne yapılan gol vuruşu.
hücum futbolundan anladığım o dur.
Sezon başında çok iyi kadromuz vardı.Şimdi ligden kopunca birden kadromuz kötü oldu.Geçen sene de sezon başında Gs'lılar ikinci Avrupa kupası falan diyordu.Sezon sonunda ise kadro yetersiz Rijkaard ne yapsın'a döndüler ama 2 sene önce Skibbe,Rijkaard'dan daha başarılı bir performans sergilerken herkes Skibbe defolsun gitsin,bu kadro nasıl ilk 2'de olamaz serzenişleri vardı.
Bırakalım bu işleri.Şenol Güneş,Engin Baytar gibi bir psikopatı milli takıma yükseltiyor gene Teofilo,Burak Yılmaz gibi sorunlu oyuncuları takıma kazandırırken;Daum ise hiç kanat adamı olmadan(sezonun ikinci yarısında sol açıkta Vederson'u oynatmak zorunda kalmıştır.) Guiza,Bilica,Cristian gibi tapon yabancılarla takımını iki kupada final oynatıyor ama Schuster'e gelince eldeki malzeme bu savunması geliyor bazılarından.Beşiktaş'ın bu seneki kadrosu,geçen seneki Fenerbahçe'den de bu seneki Trabzonspor'dan da daha iyi bir kadrodur kimseyle tartışmam bunu.Hadi Del Bosque zamanındaki gibi iyi futbol oynasak gelene gidene 4-5 atsak gene içimde bir umut olacak ama o da yok.Sezon başında o hücum futbolu sandığımız şey meğer yeni hoca gazından başka şey değilmiş.Benim Schuster'e bir inancım kalmadı bu maçtan sonra.
Bence zamanlama açısından biraz yanlış olmuş.
Artık Schuster'i yerler...
yani bugünden tezi yok schuster gitsin mi?
ben de onu diyecektim. shuster gitsin o zaman, bugünü iyi çözümleyecek günü kurtaracak, belki ligde iki kupa alıp ertesi sene yine dağılacak bir takım daha oluşsun. yönetim aklansın taraftar sevinsin medya yağ çeksin yeni hocaya. türk futbolu da seyrine devam etsin kaptanın seyir defteri aynı cümlelerle yazılmaya devam etsin...
ya da şöyle olsun, türkiye futbolunu daum gibi çözecek birisi gelin senelerce burada başarılı olsun ama dünya çapında futbolun yanından geçemeyelim. avrupa takımları karşısında futbolumuz kişiliksizliğin ötesinde devam etsin ama burada bursa'ya kayseriye kafa tutmaya, duran toplarla kazanılan maçlarla sevinmeye devam edelim.
yalnız ben bunları yazarken senin yazıların aklıma geldi gürcan, sanki daha önce bunları çok söylemişsin gibi hissettim bi an. o sebepten senin yazın belirli bir mantığı olsa da duygusal refleksle yazılmış bir yazıdır diye düşünüyorum.
Schuster bence hemen gitsin.Şu an boşta olan Daum'u kaçırmamamız lazım.Schuster'in gitmesi için sezon sonunu beklersek gelecek sezon gene Türkiye'yi tanımayan yabancı bir hoca gelecek ve bize gene deja vu yaşayacağız.Bu sene zirveye oynayan Kayserispor ve Trabzonspor'un yeniden yapılanma hamleleri örnek alınmalı.Şota da ,Şenol Güneş de geçen sezon görev başına gelmişti.(Şota resmen gelmese de kadro ve transfer çalışmalarına sezon ortasında başlamıştı.) Bu seneki başarıları ortada.
Türkiye'yi tanımayan yabancı bir hoca gelse bile şimdi gelmeli.Schuster psikopat çıktı.Daha fazla diretmeye gerek yok.
ben kişisel olarak söyleyeyim, schuster gitsin diye bir derdim yok. problem salt olarak schuster'de değil çünkü. transfer stratejisinde etkide bulunan taraftarda, yönetimde, camiada...
tüm bunlara rağmen lucescu 6 ayda bazı şeyleri başarabildi. mustafa denizli'nin teknik direktörlüğünü beğenmem ama 3 ayda kulübün bırakın futbola, hayata bakışını değiştirdi. daha pozitif, daha güçlü bir kulüp haline getidi tek başına.
yöneticileri organize etti, ümraniyeyi organize etti.
yani yapan yapıyor.
schuster yapamazsa da tek suçlu kendi değil. ama yapan yapıyor gerçeğini değiştirmiyor.
dar alandaki oyununa geri dönsün hazır yıldızlar dönmüşken
ya da gitsin, bi elinde guti bi elinde Q7 ile.
lucescu elindekilerin performansını ileri taşıyan bir karakteri var. bir sistem hocası olmaktan ziyade taktisyendir.
lucescu aslında eleştirdiğimiz günü kurtaran kısa vadeli başarının formülasyon dahisidir.
bu anlamda sistem takımı olmayı, mantık hamleleri yapmayı ve uzun vadede başarıyı hedefleyen bir görüşün örneği lucescu olmalalı bence.
schuster de değil tabi..
adamı resmen bezdirdik yani artık cevapları bile o kdar fena ki..defansı geriye çektirttik maçlarımızın geçen yıldan farkı kalmadı..çok erken başladık Rijkaarddan önce gidecek bu gidişle..
olan polyannalara oldu. herkes bi havalanmıştı totolar yere fena indi
Lucescu uzun vadeli başarının örneği değilmiş.Uefa kupasını alan ve Ukrayna'daki Dinamo Kiev hegemonyasını yıkan Shaktar ne oluyor peki.5-6 senedir hazır bir kadroyla mücadele edilemeyeceğine göre Lucescu kendi sistemini yaratmış demektir.Bu arada Shaktar'ın yaş ortalaması 25.2
30 yaş altı oyuncuları yok neredeyse.
http://www.transfermarkt.de/de/shakhtar-donetsk/startseite/verein_660.html
30 yaş üstü diyecektim.
oysa bizim 30 yaş altı futbolcumuz yok. :) şimdi onur bayramoğlu falan denmesin lütfen. oynayanlar arasında diyorum.
gürcan ulusoy;
"dediğim gibi, bunu ben yazmadım. türk sporunun genetik kodu bu.
bunu da değiştirmeye schuster'in falan gücü yetmez.
öyleyse mevcut duruma uyum sağlayacaksın. onu değiştirmeye çalışan'a hollanda bileti açık..."
mevcut durum buysa eğer kapatıp dükkanı gidelim. neyin tartışması yapılıyor ki o zaman?
bu taraftar bugüne kadar "mevcut duruma" zıt olan bişey yaptığı için arkasında durmadı mı schuster'in? o zaman denizli'yi getirelim tekrar ya da "devrimci ertuğrul efendi"yi keyfimize bakalım. hazır uydurulmuşu varken elin alman pasaportlu ispanyol'unu neden kendi oyunlarımıza alet ediyoruz?
yapılan ilk hata zaten lucescu'nun gönderilmesiydi. lucescu herkesi yönetti ancak sinan engin'i hesaba katamadı ne yazık ki. en nihayetinde bugun bi arkadasın forza'da yazdıgı gibi son 18 senedeki 3 şampiyonluğumuzun biri onla geldi en azından, ikincisi de gelirken yolda kayboldu. o zamandan bu zamana luce ile devam etsek bu 8. senesi olacaktı. olmadı, olamadı ne yazık ki, inşallah bu schuster'e nasip olur diyelim ama bu mourinho'ya bile nasip olmaz ki ona olsun.
@SomosTodos13 bugün schuster gitsin, Fatih Terim gelsin denmiyor mu? Deniyor. 2 hafta sonra belki de daha fazla kişi tarafından söylenecek...
dediğim gibi, bana kalsa schuster 10 sene kalsın. 5 sene kalsın. ama kalmayacağını, hatta 2 sene sonra türkiye'de olmayacağını hepimiz biliyoruz.
maalesef durum budur...
bugün türkiye'de altyapı sorumlusu ersun yanal, milli takım sorumlusu guus hiddink, fenerbahçe'nin başında aykut kocaman trabzonspor'un başında şenol güneş, bursa'nın başında ertuğrul sağlam var. hepsi de belirli bir sistem oturtma derdinde. kafalarında belirli bir yapı var. rjkaard kaybedilen kısımda kaldı malesef.
üstyapı devrimi adına her şey mevcut, altyapı çalışmaları da başlamış durumda. levent bıçakçıların açtığı futbol yöneticisi okulu var mesela. (türkiye'de güzel şeyler de oluyor!:)
keza medya, artık futbol internet üzerinde tartışılmaya başlandı. eski futbolculardan oluşan yazı kurulu olan gazetelerin gücü azalmaya başladı. artık sergen çıkınca futbolsever sergen yorum yapmayı bıraksın diyebilecek kadar futbola hakim. bu "sokakta kimin eline kağıt kalem versen bir 11 çıkarır" mantığından öte bir şey.
eğer bu dönemde türk futbolunun genetik kodunu değiştirmek uğruna mücadele etmeyeceksek gerçekten bırakıp gidelim. bugün shuster gider ve eğer beşiktaş'ın evladı denilen birisi hoca diye getirilirse ben bırakıp gidebilirim mesela. ibrahim altınsaylar bu kulübün başına geçene kadar da ilgimi kesebilirim...
tabi yapabildiğim ölçüde;)
yahu postun ana fikri üzerinden konuşuyorum.
"Beşiktaş'a geldiğinde ilk ifadesi "6. haftaya kadar bekleyin" oldu. Takım gerçekten 6. haftadan sonra bir futbol takımı gibi, sağı-solu belli olan, belli bir stratejisi olan, planı olan bir futbol oynamaya başladı."
yoktan varolmuş toplama takım o sene açık ara şampiyon oldu.
shakhtar'da uzun süredir kalıyor olması ve başarıların devamı yine aynı mantık üzerinden ilerliyor. orda da geldiği ilk sene şampiyon oldu.
lucescu geldiğinde hazırlık maçlarının birinde (sanırım AEK idi) 2 li savunma denemiş ve 5-0 yenilmiştik. sonra sistemi değiştirdi.
yani lucescu 3-5-2 oynar, 4-4-2 oynar, 4-3-3 oynar gibi klasik takıntıları olan bir hoca değil. elindekilere göre en verimli olanı deniyor ve bunu iyi formüle ediyor.
shakhtar lucescu geldiğinden beri şu şekil oynuyor ve o oyununda ısrar ediyor diyebilir miyiz?
lucescu kötü hoca dediğim anlaşılmasın buradan, del bosque gibi bir sistem hocası değil diyorum sadece...
@ceyhun çok güzel yazmışsın ancak o da futbolun genetik kodunu değiştirmek sadece saha içi planlamasıyla olacak bir şey değil bence.
internette futbol tartışılması güzel bir şey. lakin stadyumlara hakim ses çok başka...
Son 10 senedir şampiyonluğa koymuş olduğumuz ambargonun yanısıra CL''de ki yaşadığımız başarılı yıllarımızın ve o muhteşem, dünyanın dilinde olan sistemimizin Schuster denen zavallı tarafından yok edilmesine, sonlandırılmasına katlanamıyorum. Gönderin şu fitbol bilmez ispanyol-alman kırmasını!
:))
gürcan ulusoy;
orası muhakkak ama sadece günü birlik başarılar için, şampiyonluk için fatih terim ve daum gibi isimleri isteyen zihniyet varsa eğer eminim ki benim gibi "sancılı dönemlerden geçeceğiz ama sistemli, karakterli, top oynamayıp başarılı olan" bi takım arzu edenler de var. bi çok insan schuster de bu umudu gördü. belki yapamıcak, başarız olucak ama biz bugüne kadar neyi başardık ki? fenerliyle, bursalıyla sidik yarışına girsem ne olur girmesem ne olur?
konuyu bağlamak istedim nokta şu; schuster gitse yerine van gaal gelse ya da bu takımın başında görmeyi en çok istediğim mehmet özdilek bile gelse mevcut sistem onları da yutacak. 5-6 senede bir şampiyon olmaktansa zihniyeti değişmiş, küçük düşünmeyen, sistemin sıradan bi parçası olmayan bi beşiktaş. ve ben bunun olacağına ilk defa schuster ile birlikte bu kadar inandım.
hadi diyelim schuster gitti, yerine dünyada ismi bilinen ya da bilinmeyen bi teknik adam geldi. ona ne kadar sabredebileceğiz? boyacı küpü değil ki a.k bu sok çıkar tamam olsun. herkes porto'nun 33 yaşındaki teknik adamından bahsediyor, özeniyor. getir beşiktaş'a üzülmez'den yaşça ufak, ibo bunu sikine takmaz derler.
schuster'in bu tasvir ettiğiniz sistem hocası olduğunu düşünmüyorum.
öyle olsaydı, başkan hediye ederse seviniriz diye açıklama yapmazdı.
Shakhtar'in kac yabanci hakki var??
Ukrayna'daki futbol medyasi?
Lucescu neden bugun Turkiye'de degil? O da ayni duruma maruz kalmis olmasin?
Lucescu'nun geldigi ilk sezon yasadiklarini unutan var mi? Lucescu vs. Scala karsilastirmalarini?
Olayin icinde o kadar cok degisken var ki, yarin Lucescu'nun da basarili olacagini ongoremiyoruz. Lucescu Schuster'in 6 haftada yasadigi seyi, 1,5 senede yasadi. Ikinci sezonun ikinci devresinde bazi futbolcular alenen hocanin cukurunu kazdilar. Bunu dusunmeyen var mi? Sergen'i hepiniz cok mu seviyorsunuz?
Bu memlekette hocalara hirlamaya baslayan kopekler ortaya cikip seslerini yukselttikce isler boka sarar. Bu hep boyledir boyle olacak. Lucescu'nun o gun yaptigi seyi bugunun internet medyasi + satilmis medyasiyla yapamazsiniz. Lucescu da yapamaz. Bunun icin baska turlu bir kaynaga ihtiyaci var. Gercek futbolculara ihtiyaci var topcuya degil... Gece kulubune gitmesi gerektiginde gece kulubune, evine gitmesi gerektiginde evine giden; para kazanmanin zor oldugunu bilen futbolculara ihtiyaci var...
Guti Reina'dan cikmiyormus, Ibrahimovic de Armani Privè'den cikmiyor; bu herif neden topunu oynuyor peki? Guti gece kulubunde mi yoruyor kendisini? Bunu soyleyen kim? Sergen Yalcin. Ingiltere'de Sergen Yalcin gibiler Gasgoine gibi sokaga duserler, duskun olurlar. Bizde ise boyle takilirlar, goruyorsunuz... O yuzden Lucescu da gelse, Mourinho da gelse tak diye duzelmez bu isler... Bize Schuster fazla, ben onu anliyorum. Kim gelsin deyince de Fatih Terim diyorlar, La Havle...
Bir de Lucescu'nun son donemde yaptigi beyanatlari okur musunuz? Schuster'in tarzini hos bulmayabilirsiniz, ama hatirlarsaniz Lucescu'nun soylediklerine o donem ayni arkadaslar yine cok kizmislardi. Hangisine yalan diyoruz bugun? Ismail Er'in Tigana'ya yaptiklari? Turkiye'de spor medyasi boyle oldukca nice Rijkaardlar, Lucescular, Schusterler, Yenikoy Kasaplari harcanir gider.
ben şunu diyorum bob; schuster, lucescu'nun türkiye ligine ve türkiye'ye gösterdiği saygıyı gösteriyor mu?
schuster kasımpaşaspor'a çalışıyor mu? lucescu'nun çalıştığını okuduk biliyoruz.
lucescu türkiye'nin tarihiyle ilgili kitaplar okurdu. televiyonda orada burada anlattılar dinledik.
lucescu burayı anlamaya çalıştı. schuster anlamaya çalışmıyor. bildiğini okuyor. bildiğini okumak kadar kolay bir şey yok.
mesele şu; schuster'e adana kebap yaptırmaya çalışıyoruz. ama adam hayatında adana kebap yememiş. bu hatalı. tamam ama sen de aşçıysan bu ülkenin damak tadının ne olduğuna kafa yor. o ülkenin kültürüne, geleneklerini anlamaya çalış. yoksa tutmaz, kapatır gidersin. mcdonald da dünya markası ama sadece kendi hamburgerini değil, adı "köfte" olan bir şeyler de satıyor. damak tadı meselesi.
köfteyi de satmazsan mcdonald bile olsan başarılı olamıyorsun. özünü koruyup içinde bulunduğun, çalıştığın ülkeye göre detayları değiştireceksin. esnek olacaksın.
ben yaptım oldu zihniyeti parasını aldı amsterdam'da dolaşıyor şimdi...
sezon başı şampiyonluk tahmininde rijkaard kalırsa şampiyondan 15 fark yer, giderse tekrar değerlendiririm demiştin...
işte futbolun türkiyedeki gerçeği bu.
lucescu da günü kurtardığı için isteniyor. kısa vadede de çok verimli olduğu için.
bugun daumu isteyen, fatih terimi isteyen mantık ile lucescuyu isteyen mantık aşağı yukarı aynı. deniyor ki elimizde potansiyeli olan oyuncular var schuster bunları oynatamıyor. lucescu oynatırdı!
uzun vadeli başarı için kısa vadeli başarı da lazım ne yazıkki bu karakteristik içinde.
uzun vadeli sistem ve mantık takımı olmak isterken lucescu örneğini vermek o açıdan biraz çelişkili.
olaki arsene wenger beşiktaşın başına gelse, 3 ay sonra holosko, tabata ve nihattan verim alacak mı? o zaman da lucescu olsa bunlarda verim alırdı mı diyeceğiz?
ben diyorum ki, sen ne kadar uzun vadeli plan yaparsan yap, kısa vadede de başarılı olamazsan yaşayamazsın.
schuster'in içinde bulunduğu durum bu zaten.
ayrıca bugünkü durum zaten trajikomik bir durum. kadromuz iyi değil de, bugünkü puan durumu kadar da değil yani.
hadi portoya yenil de, içeride çok vasat takımlara yenilme.
sonra hikmet karaman gelir sanki futbol dehası gibi beşiktaş'ı çözdüm falan der.
schuster'in acziyetidir bu.
schuster'in kasımpaşayı bilmesi istanbul tarihii öğrenmesi isteniyorsa o zaman zaten eleştirilen şey isteniyor demektir. yani hollandalı aşçının kebap yapmasını istemeyi eleştiriyoruz ama kepap nasıl yapılır okusun istiyoruz.. çelişki abicim bu..
Abi herkesin ayri bir yogurt yiyisi var. Mourinho her gun "sizden nefret ediyorum" dedi Italyan medyasina. Hala dalga geciyorlar, her Inter macinda herifler Mourinho Italya'yi sevmedi, ama futbola getirdikleri bambaskaydi diyorlar. Biz simdi Mourinho getirince, Turk kulturune uyum saglamasini mi bekleyecegiz? Ben bunu hic anlamadim. Ben saygi gostermedigi konusuna da katilmiyorum. Bunun tek gostergesi basin midir?
Bir de su var, bunun bu kadar iskalanmasi beni delirtiyor... Acin izleyin diger ligleri; Arsenal ne yapti bu hafta? O seyahatten sonra nasil futbol oynasin adamlar kaybettiler... Inter? Ne oynadi inter? Londra'dan geldiler... Benfica? 5 yedi Porto'dan. Porto UEFA; Benfica Sampiyonlar Ligi'nde.. Bayern Muhih? Marsilya? 7 attilar hafta icinde... Bu takimin butun puan kayiplarini avrupa donusu yasamasi tesaduf mudur? Kadronun darligi problem olmasin? Manchester United nasil kazandi izlediniz mi? Wolvesla oynadilar beyler! Icerde disarda, ayakta duracak mecali yoktu bunlarin...
Ferrari yok, Sivok yok, Quaresma yok, Guti olmus, Bobo bitmis, Ernst yorgun, kalen sallantida, kadron bu. Iskeletin bu iste. Ertugrul Saglam'in takimi zorlaniyor mu maci 2-0'dan cevirirken hayir? Neden? Izlediniz mi ManU Bursa macini? Ben onceki gun tekrarini izledim. Bir takim sahaya cikip saglikli spor yaparsa tabii ki yorulmaz. Aksine iyi idman olur. Hic bir sey yapmadan 90 dakika gecer mi? Geciyor iste. Gecmedi mi bizim icin 2 sene once Porto'da Liverpool'da Marsilya'da?
türk kültürüne uyum sağlamasını isteyen yok ki. türk kültürünü bilsin yeter.
geçen hafta borges yazdı. misimovic'in türkiye'de en çok etkilendiği şey buca deplasmanına istanbuldan 35.000 kişinin gitmesiymiş...
yahu o adam burada nasıl başarılı olsun. biri de çekip, bunlar istanbul'dan gelenler değil. bizzet izmir'de veya çevre illerde yaşayan galatasaraylılar dememiş...
daha türkiye'ye gelişinin 1. gününde anlatılacak şeydir bu.
bunu şimdi kültüre uyum sağlamak olarak mı yorumlayalım? hayır. içinde yaşadığı kültürü bilme, kavrama...
guus hiddink'i anadolu'da futbolcu izlememekle eleştiriyorlar. ben arttırıyorum; hiddink'i adana kebap, karadeniz pidesi yememekle suçluyorum. o yemekleri bilmeden, o müzikleri, o dansları... kısacası o kültürü bilmeden o kültür içinde çok zor başarılı olursunuz.
neticede senin elindeki sporcu genç bir çocuk. ona x dediğinde karşında x anlaşıldığını bilmen gerek.
ben beşiktaş'ta kimlerin oruç tuttuğunu, kimlerin tutmadığını üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirim. onlarla beraber çalışan schuster edebilir mi şüpheliyim.
zaten böyle bir çabasını görsem, zaman veririm.
türkiye'de onca yabancı hoca, onca futbolcu geldi geçti tek kelime türkçe konuşmadan.
sen italya'nca öğrenmeye gayret etmiyor musun? bu profesyonelliğin gereğidir.
bursa'da iskender yemeden bursa'dan gelen volkan şen'i anlayamazsın.
elbette hicvediyorum...
ama gerçeklik payı var.
arsene wenger ingiltereye gittiğinde ingiliz futbolcuların yemek alışkanlıklarını değiştirmiş. wenger'in ingiliz futboluna getirdiği en önemli yeniliklerden biri olarak kabul edilir. wenger hiç şüphesiz ingilizlere schuster'in buraya olduğundan daha yakındı. işi daha kolaydı.
lakin bunun için çaba sarfedildiğini görsem saygı duyarım. ama göremiyorum.
Abi o zaman senin bu anlattiklarini yapacak bir teknik direktor havuzu yok. Bos kume tanimliyorsun... Lucescu evet, bunu bir nebze yapti ama ben iddia ediyorum bugun o bile yapmaz bunu. Senin bu anlattigin bir nevi koy ogretmeni. Ben de diyorum ki, adam vizyon getirecek; baska turlu bir hayatin var oldugunu ortaya koyacak. Madem bunlar bu kadar onemli o zaman hep Ertugrul Saglamla calisacaktik. E onun da goruyoruz boyu ne kadar uzuyor zaten...
Celiskiler icindeyiz, cunku degisim yasiyoruz. Ben bu degisimi sevmiyorum. Bana gelmiyor. Ama bu boyleyken gidip dun dedigimi de inkar edemem. Simdi Schuster'den gelip Lucescu olmasini mi istemeye basladik? Schuster baska Lucescu baska. Iddia ediyorum bu takim Avrupa'da olmasaydi bambaska bir futbol oynuyordu su an. Ama o zaman da benim istedigim, senin istedigin yerde olmuyoruz. Sonucta sacma sapan bir yabanci kotamiz var ve bunun cercevesinde bir resim cizilmis bize, adam da kafayi kirmadan biseyler yapmaya calisiyor. Ben bu arada Besiktas'in pozitif oynadigi mac falan da izlemedim. Benim anlamadigim senin de Noat Samisa'nin da bu noktaya bu kadar cabuk gelmesi.
Onun otesinde, Lucescu o kadar iyi anlamisti da ne oldu? Nerede Lucescu? Neden gitti? Bak kisa vade diyorsun, e orta vadeyi bile goremedi Turkiye'de... Goremez cunku. Su an yaptigimizla biz de bloglar olarak Medyaya malzeme veriyoruz. Medyanin istedigi de bu. Yarin Mehmet Demirkol da programinda bunlari okuyacak, ratingine rating katacak; neticesi ne olacak? Yine evladimiza donucez, bu sefer Sifo gelecek. Su son bes senede olan her sey cok tanidik degil mi?
Bu takimda en savundugum adam olan Holosko bitmis, bunu gordum. Tabata olmayacak, gordum. Hilbert kalabilir, Fink oynatilmiyor, olmayacak belli oldu. E Sivok + bir Sivok daha gelse bu takim ne olur? Baska bir takim olmaz mi? Rotasyondan sikayet eden topcumuz var mi? O zaman rotasyon olmayacak mi?
Bir de nereden biliyoruz Schuster'in bunlari yapmadigini. Bunun bana birisi net ispatini gosterebilir mi? Ben yargisiz infaz istemiyorum artik. Daha uc ay oldu yahu!
abi bu ülkede rijkaard servet çetin'i gönderemez. servet çetin rijkaard'ı gönderir.
vizyon bir teknik direktör parçası tarafından getirilebilen bir şey olsaydı rijkaard havaalanından indiğinde yanında getirirdi zaten.
senin taraftarın iverson'un imza töreni iptal diye maç biletini iade ediyor yahu.
ben zaten lucescu'nun kendisi gelsin demiyorum. lucescu gibi etrafında olan biteni anlamaya çalışan, dinleyen, okuyan bir adam gelsin diyorum. buradan kendine bir şeyler katmak isteyen bir adam gelsin diyorum. lucescu olur, mucescu olur önemli değil.
beşiktaş'ın bu taraftar yapısıyla veya camia yapısıyla teknik direktör değiştirek başarılı olmasına imkan yok zaten.
adam porto maçından sonra, quaresma olsaydı porto'yu yenerdik diyor. yahu porto'ya sahaya çıkmadan yeniksin, quaresma olsaydı yenerdik dediğin için yeniksin zaten.
bizim özünde medya medya dediğimiz şey taraftar. medya taraftarı etkileyebildiği sürece güçlü. ama özünde galatasaray taraftarı rijkaard istifa diye bağırmasaydı rijkaard gitmeyecekti.
o zaman insanlar okusunlar, düşünsünler, izlesinler medyanın gazına gelmesinler. o medyadaki adamlar da tribünden veya saha içinden oralara gitmiş adamlar. gökten inmiş değiller.
schuster'den lucescu olmasını istemiyorum. ama başarılı olmasını istiyorum. yöntemi kendi bileceği iş. ama gittiği yol, yol değil.
beşiktaş -kabul- avrupa kupası oynamasaydı daha başarılı olurdu. ama avrupa kupası oynayacağı bugün belli olmadı ki.
transferine mutlu olunan aurelio - tekke ne kadar katkı sağladı?
ocakta avrupadan elendikten sonra lazım değil tekke bana. şu sıkışık ortamda lazımdı. ama o sakatlık, bu sakatlık, ona kafa attı, buna küfretti. mersin belediye maçında oynadı o kadar.
her şey mi ters gitti yani.
ayrıca ben schuster gitsin demiyorum. zaten beşiktaş'ın oynadığı oyun, aldığı sonuçlar beni pek te şaşırmadı. neticede mesele sadece beşiktaş meselesi değil.
artık üç büyük çatısı altında konuşulması gereken konular haline geldi bunlar. schuster konuşurken biraz schuster, biraz rijkaard konuşuyoruz...
"sistem ve mantık takımı" olmak ile bu basedilen şeyler çok alakasız.
ivan ergiç dünya standartlarında ortalama bi futbolcudur ama müthiş bir insandır. insan kalitesi çok çok üsttedir. ama bu birikimin futboluna katkısı tartışılır. ben ivan ergiç ile futbol oynamaktansa sohbet etmeyi tercih ederdim.
lucescu bu anlamda insan kalitesi yüksek bi adam. dolu biri. ama bu doluluğu futbol için bir gereklilik gibi göstermek yanlış olur. lucescu'nun istanbul tarihini biliyor olması onun tarih ilgisi ile açıklanabilir. o bilgiden futbol karekterime katkı yapayım diye tarih okuduğunu sanmıyorum.
o baska konu, neyse bu konu cok su kaldirir cok isim var.
ben 5 ay sonra schuster gitsin de diyebilirim, o baska bir sey ama bugun su kosullarda kabahatin buyugu schuster'de demek bana tek boyutlu geliyor...
abi 2 post attım. birinde "kabahitin büyüğü schuster'de" demek tek boyutlu geliyor dediler
diğer postta schuster'in hiç mi suçu yok dediler sdşlasid
Açıkcası bu sezon budur dediğimiz bir maç oynamadık şu zamana kadar. Başlarda tempolu bir oyun vardı, isteyen bir Beşiktaş vardı. Üzerine defans kurgusunu da oturtursak bu iş olur dedik; ama bu tempoyu bu maç trafiği içerisinde taktiğin en önemli iki halkası 34 yaşındaki Guti'nin, iki yıldır doğru düzgün futbol oynanamış Kü7'nin kaldıramayacağını aklımıza getirmedik yada getirmek istemedik. Bence de bu takım Avrupa'da olmasa şu an çok daha farklı bir yerde olurdu.
Lucescu'nun bu ülkeyi bildiğini, kültürünü anladığını söylüyoruz da o adam da 1,5 yıl kalabildi burada? Bu mudur yani? İçinde bulunduğumuz durumu eleştirmek, istediğimizi örneklendirmek için kullandığımız kişi 1,5 yıl sonra kovulmuş. Sabredilseydi iyi olurdu. Ee o zaman Schuster'e de biraz sabretsek?
İnsanların algısı ne kadar çabuk değişiyor şaşırmamak elde değil. Sene başında oo harika takım olduk. Üç maç sonra oo Türkiye böyle futbolu kaldırmaz.
Hayır bir de lafına inandığımız adam Sergen yahu. Sergen. Çalışmadığı için Bayern'e transferinin gerçekleşmediğini pişkin pişkin anlatan adam Guti'yi çalışmıyor diye eleştirmeye kalkıyor.
Unutmadan aynı Sergen, Lucescu döneminde İlhanla Ahmet Dursun'un Lucescu'nun üzerine yürümeye kalktığını da söyledi. Yani en kültürümüzü tanıdı dediğiniz adamın dahi üzerine yürüyor üstelik el üstünde tutulan futbolcular.
Bırakın abi Schuster'i falan. Biz bu kafayı değiştirmedikten sonra kim gelirse gelsin olmaz bu iş. Sırf basın toplantıları için bile kalsın bence Schuster. Kafamızı, düşünce yapımızı, bakış açımızı, basınımızı vursun bir güzel yüzümüze. 'Takımda olan her şeyi zaten basından okuyoruz, konuşmaya gerek yok' desin de olan biten her şeyi gözler önüne sersin.
5 sene önce jean tigana kulüpte de değil, gazeteciler lokalinde basın toplantısı yapıp ismail er'e "işte beşiktaş sizin gibiler yüzünden bu hallerde" diye haykırdı da ne oldu... ertesi hafta kendisinin kadro dışı bıraktığı ali güneş alkışlandı :)
Guti araya pas verince oooow süper şöyle profösyonel böyle iyi herkesten önce tesise gelir ayakkabılarını kendi hazırlar çok mütevazı çok disiplinli çalışıyo vs vs
dün penaltı kaçırınca reinadan çıkmıyor oldu aq
Gürcan'ın son yorumları tam anlamıyla anlatmak istediğim ama başaramadığım şeyler. Her noktasına, virgülüne katılıyorum.
Herkes, bu ülkenin olayı bu diyor. Buradaki mantığı bana biri açıklayabilir mi? O zaman gerçekten bırakalım, zira bu ülkenin olayı bu.
Daha maç oynamaya başlayalı 3 ay olmuş, biz burada hocanın geleceğini tartışır duruma geldik. Schuster ile karşılaştırırken isimlerini verdiğiniz Lucescu ne kadar kaldı bu ülkede? Mustafa Denizli sözleşmesini zorla yenilemedi mi? Nasıl gittiğini biliyoruz zaten. Sadece bunlar da değil ki, Rıza Çalımbay'ı var, Tigana'sı var, Del Bosque'si var, Ertuğrul Sağlam'ı var.
Bugün Schuster gitsin deniliyor, tamam gitsin. Kimi getireceksin? Getirdiğin adamda o tarif ettiğin hangi özellikler olacak? Ya da o özelliklere sahip bir teknik direktör var mı? Yeni teknik direktör geldiğinde bana nelerin değişeceğini, bir yıl sonrasında Beşiktaş'ın nerede olacağını söyler misin? Bu istikrar adına yapılmış bir hamle mi olacak, yoksa hep yerden yere vurduğunuz günü kurtarmak adına bir hamle mi?
Sene başında bu takımın 10 ay %100 performansla gelene geçene 5 atacağını düşünen oldu mu gerçekten? Bu takım illa %100 oynamak zorunda mı, tökezleyeceği yerler olmayacak mı? Schuster ligin ilk ayında 4 gollük galibiyetler alırken, Avrupa'da ikide iki yaparken herkes "Rispekt Şuster" çekmiyor muydu? Kötü sonuçlar gelince birden "sarı kelek" olmadı mı? Hayır bir suç varsa bunu niye tümüyle Schuster'e yıkmaya çalışıyorsun? Burada senin de suçun var, yönetimin de var, Schuster'in yardımcılarının da var, futbolcunun da var. Schuster'i yemeye çalışmanın manası ne? Schuster'i yerler diyorsunuz çok büyük marifetmiş gibi, niye?
Schuster oyunculardan verim almasını bilmiyormuş. Bu senenin ölüleri geçen sene de ölü değil miydi?
Son mesajımda tamamen bir paragraf belli bir kişiye hitap ediyormuşum gibi oldu, ama ortaya söyledim. Birine cevap verirken belirtiyorum zaten.
Heralde Schuster'e sallamak için 3-5 postta daha atarsın rahat edeceksin dostum. İsmin değişmiş ama kim olduğunu anladık, merak etme :)
Yedirmeyiz.
@ levent polat
altına imzamı atıyorum .ayrıca bir terim diyor biri ersun bir şifo yahu zaten biz shusteri hakketmemişiz ki yorumlara gel yani ...bunların gelmesini istemek real madrid ile barcelona yı babamda şampiıon yaparcıların yeni icadı. yukinin de dedigi gibi lucescu da turkiye ye alışmak kriteri baz alınırsa oda alışmadan gitti şampiyonluklarla degil zaman zarfiyla gelin lutfen..turk hoca fetişizmi inanılmaz boyutta zaten sanırsın her sene alex fergusonlar çıkıyor trabzon porto deplasmanındaki ikinci yarıda oynanan oyunu oynayabilir mi bizim ikinci yarimızda ki gibi oynayacagina inanmıyorum açık ve net ertuğrulu da gorduk şampiyonlar liginde formaları yeşil beyaz ın ustune paint terk stayla ile siyah beyaz yap gene o 3 sene onceki futbol ortaya çıkar...lucescu bjk ın en buyuk hocasıdır bence ama kimse ikisini kıyaslamasın lutfen o zamanki kadroda vasat oyuncularla aynı anda ligi domine eden oyuncularda vardı..pascal iyiydi mansız iyiydi sergen en iyi futbolunu oynamış olabilir ama onun bir onceki senesinde de galtasaray la şampiyon olduğunu unutmamak gerekir.ozeti o takımın yldızları sonuk adamlar degillerdi parldıkları zamanlardı zaten luce gelmeden oncede o adamlar formdaydılar bir nevi.shuster gelmeden onceki sezonlardaki kadro ilerdeki adamlar aynı nobre bobo nihat holsko ya bu adamlar 3 senedir zaten kotuler luceyi overken o bahsaettiğim adamlari daha da parlatti ama bir ahmet yıldirmdan bir sergen etkisi çıkarmadı demek istiyorum. sergen ilhan pascal tumer o golleri atmasaydı ahmet yıldırımları sistem adamlarını konuşuyor olamazdık .yıldız oyuncun milan da zlatan barça da xavi messi iniesta real de hugain ronaldo kotu oynarsa yapacak hiç bir şeyin yok ozetle zaten diğerleri ile ancak bir yere kadr gidersin...
yani bir nevi villa messi , anelka drogba , rooney , ronaldo hugain in kotu otnadiğinda o takım gene adıyla gol atar ama bunların hepsi surekli kotu oynarsa veya yetersiz olursa işte o zaman olay biter 5 maç kotu oynayabilrler ama her maç kotu oynarlarsa o takım hiç bir şey yapmaz ki boylece yanlarindaki diger takim oyuncusu huviyetindeki adamlar parlayamaz..bobo nobre nihat holosko ile olmaz olamaz çunku bu adamlar oynadıkları mevkiler ve lig itibariyle her zaman yukarıdaki oyucular gibi bir rolde oynamak zorundadırlar ki oynamadıkları zaman bu da yıllardır gordumuz bir şey o zaman ne sistem ne hoca ne takım başarılı olur
Lucescu gelsin! Onun gibisi yok!
http://aksoyugur.blogspot.com/
Şunu söylemeyi de unuttum; madem burası Türkiye ve buranın olayı belli, burada 10 yıllık bir plan-program oluşturman ihtimal dahilinde değil, senin elinde kalan tek opsiyon günü kurtarmak oluyor. Bu durumda ne yönetimlerin, ne de teknik direktörlerin yaptıkları hamlelere ses çıkarma lüksümüz yok.
Lucescu'dan sonra Besiktas'in oynadigi top hic zevk vermedi.
Cok dogru yazmissin, yalniz is bunlari 1-2 ay once yazmakti, hani is isten gectikten sonra yol gosteren cok oluyor, 1 ay kadar once benzer seyleri yazinca yemedigim tepki kalmadi.
Bizim gibilere dusen, kendi egolarimizi feda ederek, linc edilmeyi goze alarak dogrulari is isten gecmeden soylemektir.
adam türkiye'ye geleli 150 gün olmuş, maksimum 120 iş günü çalışmış, sadece kendi karizmasıyla guti, quaresma'yı izleme fırsatı vermiş, bütün maçlarda gözle görülür bir şekilde pozitif futbol oynatmış, futbol takımını rakipleri açısından korkulur bir takım yapmış daha ne yapsın 6 ayda. bir mühendis veya idareci olarak bir şirkete çalışan olarak girdiğinizde 6 ayda neleri değiştirebiliyorsunuz kendinizi sorgulayın ilk önce. alınmaca yok:)
Iste teknik direktoru iyice analiz edip imzayi attiracaksin.
Biz daha Mustafa Denizli gorevi birakmadan once Schuster ile anlasmistik. (Bir de utanmadan tezgah yaptik uzerine) Demek ki Schuster'i analiz etme firsatimiz var idi.
Soru? Neden Schuster?
Ben size soyleyeyim: Baktilar bosta, Real Madrid falan calistirmis, ismi var, getirdiler. Tipki GS neden Rijkaard getirdiyse.
"Hem Schuster'in, hem taraftarin beklentileri ayarlanamadi" diye diye dilimde tuy bitti.
Bankalar ise adam alirken toplan 10 saat mulakat yapiyorlar burada. Biz Schuster'in niteliklerine dair kac saat mulakat yaptik acaba?
Schuster'in bu kisiligini biliyor muyduk? Schuster'in calisma prensiplerini? Schuster'in eldeki malzemeyi optimize eden bir hoca oldugunu mu dusunduk, yoksa "Aliriz Q7'yi hoca oynatir" mi dedik?
Bunlari konusmayacagiz ama. Zaten 6 ay sonra da Schuster gider.
Sonra biz "Iste bence taniyan adam gelsin, bence az taniyan gelsin, bence benim tanidik gelsin" falan deriz. Degisen ne? Yok.
Sene basinda Gurcan "Degisim ve Gelisim" diye bir yazi yazmisti. Orada Aykut'un Fenerbahce'yi gelistirebilecegine supheyle yaklasip, Besiktas'in degisip gelisme sansini daha fazla goruyordu.
Bugun geldigimiz noktada Fenerbahce bizden daha fazla gelismis halde. Bizim degisim ise iki sakatliga bagliymis halbuki.
@fabianernst
Şifo ismini ben telafuz ettiğim için kendimce cevap vereyim. Öncelikle Schuster gitsin demedim, başarısız olursa tabiki gitsin. Gs gibi ikinci yıla devam edersek, bir sonraki seneyi de kaybederiz. Ben Schuster ile istikrar ve uzun vadeli başarı geleceğini düşünmüyorum. Şimdiden gerildi, ligin sonlarına doğru nasıl olur bilemiyoruz.
Neden Şifo dedim; Benim hayalimdeki Beşiktaş başında bizim içimizden bir hocanın olduğu ve çekirdek kadronun alt yapıdan gelme Türk oyunculardan oluşan bir Beşiktaş. Aynı zamanda bu çekirdek kadro milli takımın da iskeletini oluşturacak. (Örn. Terim dönemi GS ve şimdiki Barca -Guardiola -ispanya)
Neden Şifo? Schuster den daha iyi olduğu için değil, başarıya aç gelecek vadeden bir hoca. yıllarca bize hizmet etmiş, kulubun yetiştirdiği en buyuk sporculardan biri.
Ben istiyorum ki Beşiktas Barca modeli uygulasın (Kahkaları duyar gibiyim) Burdan sakın hücum futbolu ya da Total futbol anlaşılmasın. Özkaynak düzeninden bahsediyorum. Bugünkü futbol ortamında görüyoruz ki yeni yıldızlar büyük kulupler tarafından kapılıyor. Bize ise eski yaşlanmış ya da avrupada tutunamamış topçular düşüyor. İçerde de iyi topçular ateş pahası. Tek çözüm alt yapı. Hoca ile alt yapıya verilecek destekle direk 4-5 yıllık sözleşme yapılmalı. İlk sezon dışında tüm sezonlar başa güreşecek bir takım yaratılmalı. Hayal mi? İmkansız mı? İstersek neden olmasın. Eğer 2-3 adım iler gitmek istiyorsak bu düzeni yıkmalıyız. Siz derseniz ki bu yönetimle bu hayal. Haklısınız derim. ya da schuster bu soylediklerini daha iyi yapar dersiniz ona da saygı duyarım ama schusteri gördüğüm kadarıyla sanki şimdiden "ulan benim ne işim vardı burda" der gibi. Başarıya doymuş birisi, bu ağır yükün altına girmez bence.
@gürcan yazından schuster gitsin, teknik direktör değil anlaşılıyor. onu mu ima ettin gerçekten?
shelbyl;
hadi oldu da yönetim bi planlama içine girdi. oturdular, araştırdılar, belli isimlerin üzerine yoğunlaştılar ve birisinde karar kıldılar.
hoca dedi ki; benim a planım bu, b planım bu. geçmiş sezonun tüm maçlarını seyretti, oyuncular hakkında analizler yaptı ve yönetime ben bu adamları istiyorum dedi. yönetim de ilk istediği ismi alamasa da hocanın da onayıyla aynı kalibrede başka isim ya da isimleri getirdi.
sezon başladı ve 5 hafta oldu, 10 hafta oldu fakat takım belli bi düzene oturmadı ve istenilen performansa ulaşılamadı.
kim duracak bu adamın arkasında? hadi sen ve senin gibi düşünen az sayıda taraftar durdu. peki sen, genel anlamda taraftarın(çoğunluktan bahsediyorum) eğilip, bükülmeden
adam gibi arkasında duracağına inanıyomusun?
kim gelirse gelsin, zihniyet değişmedi sürece isimlerin hiç bi anlamı yok. bugün schester gider, van gaal gelir, o gider boas gelir ama bu konuşmalar burda, tribünde ya da sokakta tekrarlanacak.
@enorton
öncelikle şunu diyim ben orada tam olarak şifo yu yazarak o gitsin bu gelsin mantiğini eleştirdim ...neyse benim için şifo en çok sevdigim futbolcudur orası ayrı konu tabi ...ama onu getirirsek onu yeriz biraz daha zamanı var bence. diğer bir deyişle gerekirse bari onu yemeyelim diyorum..
bence shusterle en azından bir yapı oluşturup o gittikten sonra şifo gelmeli..aynen bahsettiğin gibi fatih terim elindeki turk oyunculardan oluşan jenerasyonu iyi kullandı fakat unutmamalıyız ki o kadrodaki turklerin çoğunu bizzat kalli takıma çıkardı kalli gitti bir kaç sene sonra terim geldi o yapiya eklemeyle o kadronun potansiyeli iyice gun yuzune çıktı..demem o durki ben shusterle bir yapı oluşturabileceğimizi duşunuyorum bu tamamen arsenal in şimdiki anlayişi degildir arsenalin ilk çıktigi anlayıştır adams ve keownlara henrylerin vieralarin eklenmesi durumu yani ..mevcut kadroda ise o kazanma duygusunu aşılayacak adamlar yok .keownlar ı bulursun ondan sonra o yapıyı oluşturursun piresi ljunberg i eklersin yapiya ama holosko tabata nobre nihat erhan guven fink aurellio ekrem dağ ile o yapıyı oluşturamazsın..
o ilk yapı ile hocanın ve takımın kredisini artırırsın. takımda saglam bir kaç oyuncuyla saglanır o yapı ama beşiktaşin kadrosu kotu. temelin ilk anahtarı q7 guti ernst in yanına birkaç iyi oyuncuyla tutar 3 oyuncunun yanındaki 10 tane kotu oyuncuyla degil. bu adamlarla ilk hocanın kredisi artar ortam sakinleşir ve asıl boyle sistemin altyapısını oluşturursun. (terim oncesi yetenekli turk oyuncuların o takımda olması gibi)..
mesele o dediğim yapının ilk ayağını oluşturacak gozun kapalı yazdıgın kaç tane adamın var.(ilk once taraftarın sabrını okşayacak krediyi artıracak oyuncu topluluğu). sayıyım ernst guti q7 tam olarak tartışılmaz statusunde 3 oyuncun var ( ismail necip ersan cenk o bahsettiğim bir sonraki yapının asıl oyuncuları olduğu için bu klansmana girmiyor malesef)).
sahi ya bu parantezin içindekilerin ve yukardaki 3 lünün dışında tartışılmaz derecede oynar dediğimiz adam yok .( şu oynıycağına şu oynasın, şu oynatılmalı bu maçta, diye başlayan cumlelerle savunabileceğimiz oyuncu ordusu var bunlar o üçlünün yanına yazılamaz yazılırsa boyle her gun nobre-bobo nihat yerinde oynatılmıyor-oynatmayalım gibi tartışmalarda boğuluruz)..
kabul tekrar eden benzer cümlelerin çokluğunun yanında epey uzun bir yazı oldu.ancak ne soylemek istegimi anlatmışımdır umarım
@SomosTodos13
Olay su: O dediklerimin yapilmasi cok masrafli, cok zor isler mi? Hayir.
Onu bir kere yaparsin, tutmaz; ikinci kere yaparsin.
Biz yillardir ayni kaybeden formulu uyguluyoruz, Avrupa'da elimize yuzumuze veriyorlar, kulupler harcama yapip basari kazanamiyor... Biri de cikip "Lan bir dakika?" demiyor.
Kaybeden formulu israrla uygularken, "dur bir kere de bunu deneyelim" diyememek acizligin 3 boy onde gidenidir.
Simdi tabii artilar eksiler soylensin de, is salt Lucescu vs. Schuster kiyaslamasina gelmesin.
Tigana bizdeyken bir Besiktas forumunda bir arkadas Lucescu mu Tigana mi, diye bir soru sormustu. Ben de "Audi mi Murat 131 mi" diye cevap vermistim. Simdi Schuster icin ayni seyi soylemiyorum ama boyle bir kiyaslama yapmak Schuster'e haksizlik olur, ayni kalibrede degiller, daha baya firin ekmek yemesi lazim. Lucescu kusursuz degildi ama bir gercek var ki futbolun profesoruydu, bir filozoftu, ayakli kutuphaneydi.
Lucescu benim icin her zaman "poor man's mourinho" olmustur. Mourinho'nun Chelsea, Inter ve Real'deki ilk 5-6 maclarini inceleyin bir dolu 0-0, ve tek farkli kisir skorlu galibiyetlerle baslamistir. Ayni Besiktas'taki, Gs'deki hatta Shakhtar'daki Lucescu takimlarinin baslangici gibi. Savunmayi oturttuktan sonra hucumda da goller makine duzeni ile gelmeye baslamistir.
Bu adamlar kendilerinden her zaman sampiyonluk beklenen takimlarda maglubiyetin camialar uzerinde ne kadar sarsici ve moral bozucu oldugunu kavramis insanlar. Ardindan da "takim" olusturup belki goze cok hos gelmeyen ama makine duzeniyle isleyip gayet efektif olan bir hucum sistemi yerlestirebilen insanlar.
Schuster, Rijkaard veya bir baskasi bu mantaliteyi benimsemek zorunda tabii ki degil, ama isler yolunda gitmeyip de maglubiyetler geldigi zaman bunun faturasini odeyecek de kendileri. Bugun dunyanin en buyuk sirketleri cesitli ulkelerdeki pazarlara girdiklerinde ulkenin sosyal, kulturel, ekonomik yapisini inceleyip ona gore bir strateji olusturuyor. Sartlara uyum saglamanin ve buna gore gerekli modifikasyonlari yapmanin onemini biliyor.
Schuster'in dersini calismama meselesine gelince...
Lucescu her zaman Sun Tzu'nun Art of War kitabindan esinlendigini defalarca soyledi roportajlarinda. O kitabin en onemli noktalarindan biri soyleydi, "Hem kendinin hem de dusmaninin ozelliklerini bilirsen yuz tane savastan bile basariyla cikmaktan korkmana gerek olmaz. Eger sadece kendini bilir dusmanini tanimazsan, kazandigin her zafer icin bir de yenilgi yasarsin. Ne kendini ne dusmanini tanimiyorsan, yenilgi kacinilmaz olur."
Schuster simdiye kadar ozellikle Anadolu takimlariyla oynadigi maclarda bu takimlari calistigina dair pek bir emare gosteremedi (tabii istenen sonuclar gelmeyince bunu soylemek kolay ama gorunen de maalesef bu ve 11 macta 4 maglubiyet aliyorsan bir seyleri eksik yaptigin acik).
Bir sure daha deneyip olmuyorsa artik bu yil hasar kontrolu moduna gecilip, takimin kalitesini asagi ceken oyunculardan ivedilikle kurtulmaya bakilmali. Zaten Schuster'i de kovarsak Real Madrid disinda en cok Real Madrid calistiran hocayi kovan takim olma unvanini kazanabiliriz.
@fabianernst
Çok güzel anlatmışsın ellerine sağlık teşekkür ederim.
Söylediklerine katılıyorum, bugün yazdığın üçlüye Bobo yu da eklersek Bobo-Guti-Q7- Ernst bu şablonun etrafına gençleri yerleştirmemiz lazım. Dün de yazdım artık ismaili, cenki, onuru, Ali Kuçik i, Necip i, Rıdvanı görmek istiyorum. Her ne kadar eksik güçsüz, çelimsiz, zayıf olsalar da bu adamlar oynamalaı oynatılmalı. Mehmet A., Deli ibo, Nihat, rüştü, Tabata oynuyor da ne oluyor? günü de kurtaramıyoruz, ligde 8. yiz şampiyonluk gitti gidecek. Hiç olmazsa artık geleceğimizi kurtaralım. Schuster e büyük destek var, sabır var inanç var genel olarak. Bunu pozitif anlamda kullanmalıyız. bu süreçte gençlerimizi kazanabiliriz.
Ligimiz degismez diye birsey yok, bal gibi degisir. Getir 3 buyuklerin + Trabzon, Bursa, Kayseri gibi takimlarin basina Schuster gibi adamlari, bak nasil degisiyor. O zaman bazi yetersiz yerli hocalari da pohpohlayamaz bu skorcu medya, cunku bu takimlardan biri sampiyon olur neticede.
@Starks
cok iyi demissin. Rijkaard 1 senenin sonunda Turkiye ligini anlayabildigini itiraf etmisti. Yani 1 sene sonunda, Turkiye liginde sert, fizigi kuvvetli, teknik futbolcularin is yapabilecegini kavramis.
Peki bu adamin yardimcilari hic soylemedi mi bunu? Adam Neeskensle geldigi, Turk yardimcisi yoktu.
Simdi Schuster'e bakiyorsun, sormuslardi basin toplantisinda "Turkiye hakkinda Daum'dan bilgi aldiniz mi? ". O da " Almama gerek yok, Aragones'in yardimcisi yardimcim olacak ondan alacagim". Ben bundan sonra umidim kirilmisti. Aragones'in yardimcisi kim? En fazla 1 yil calismis, basarisiz olmus bir adam, Turkiye'yi cozup cozmedigi mechul. Ote taraftan Daum gibi bu ligde 6-7 yil calismis bir insan var, ve kucumsuyorsun. Daum'a danissin, Daum bilgi mi vermeyecek, 1 saat danissan, ya da 1 saat Denizli ile konussan.
Ama dedi ki Schuster "Bu takimin gecen sene gol atma problemi varmis, arastirip cozecegiz". Hocam, isin basindaki kisiye sormadan Amerika'yi yeniden kesfetmeye ne gerek var.
Bana ne kardesim turk futbolunu futbolcusunun insanin genetik kodundan falan sana ne ???? ben hayatimda oturup fenerbahcenin macini mi izledim.Bugun kasimpasaya yedi cekersin 2 gun sonra ankaradan 4 yersin bucada berabere kalirsin kayseride son dakikalarda yenilirsin vs vs vs bu boyle gider gidecek schusterinde gidecegi gibi haklisin. sapla samani karistirip burda hocanin ayagini kaydiralim. schusteri anlamak yerine cart curt biletini keselim.
Bu sene gozlerimiz Besiktasimizi guzel gormustur. 11 haftada oynanan 22 macta isik gormeyen at gozluklerini cikartsin. demirorene ters gidecem diye elinizdeki degerlere sirt cevirmeyin.
bizleri yazinizla baska bir futbol adamini tanimaktan alikoymaya calistiginiz icin suclusunuz.sizin lugatinizda sabir destek gibi sozcukler yok. zamanlama acisindan renkli basina tas cikartirsiniz.
suan elimizde bulunan -sizin tabirinizle kotu takim- mustafa denizlinin eseridir.Lucescu nun devamlilik veya istikrar konusunda animsanacak tek ozelligi turkiyede iki takimi sampiyon yapmasidir. tipki daum gibi. bu isimleri ve hatta ve hatta fatih terimi konusarak siz neyin devriminden neyin degismesinden bahsediyorsunuz.verdiginiz ornekler bir kere tedavulden kalkmis orta olmayan birseyin olmamasi konusuluyor.
size siddetle hakan arslanin star gazetesindeki yazisini okumanizi tavsiye ediyorum.
siz schuster'e sabredebilirsiniz, saygı duyabilirsiniz. ama ben ferrari'ye saygı duymayan schuster'e saygı duymuyorum.
çünkü ferrari bu takımın en kariyerli ve en iyi 3-4 oyuncusundan biri. sen bunu elinin tersiyle itemezsin. çünkü benim tapulu oyuncum. benim az buz para vermediğim ve yatırım yaptığım bir oyuncum.
beşiktaş real madrid değil ki, ferrari'yi bir çırpıda silsin.
ferrari ne dedi 1 ay önce... sivok sakatlanmasa tribünde veya kulübede oturacağımın farkındayım, profesyonelim oynuyorum...
bu kaybedilen ferrari'nin beyanatıdır.
ferrari bu sistemde oynamazmış... o zaman ferrari'nin oynadığı sistemle oynarsın. sen kimsin benim oyuncu grubumun %70'inin oynayamayacağı futbol oynatmaya çalışıyorsun.
tüm takımı mı satalım? evet tüm takımı satalım, 2 sene sonra schuster gitsin ve dımdızlak kalalım. sonra da konuşurlar ferrari gibisi gelmedi diye.
schuster'e sabredilecekmiş... schuster'i ben değil, schuster'e sabredelim diyenler gönderecek. rijkaard'ta olduğu gibi.
schuster'in ferrari konusundaki tavrını savunun hadi.
savunmanızın en iyi oyuncusunu bir çırpıda silişini, bunun maliyetini vs düşünmeyişini, umurunda bile olmayışını savunun hadi.
evet schuster beşiktaş'ı çok umursuyor. ferrariyi bir çırpıda silip, 20 milyon euro ödenecek robinhoya başkan hediye ederse seviniriz diyor... işte o yüzden lucescu diyorum. robinho'nun r sini duyduğu an öyle bir hareket yapardı ki, konu kapanırdı.
bu blogda schusterin eleştirilmesi ilginç. yerine koyduğumuz adam da lucescu. tiganayı getirelim hacı oda çok iyi diyodunuz. nitekim defansı önde kurması ofsayt taktiği falan aynı eleştiriler tiganaya da yapılıyordu. yani bjk bu sezon oynadığı 20 resmi maç 5 maç kötü oynadı diye schuster kötü oldu. hem de bu blogda. türkiyeyi takip etmiyor tanımıyor adana yememiş diyorsunuz. nereden biliyosunuz abi bunu? adam belki kafasından başka şeyler düşünüyor ama sahada tutmuyor. olabilir futbolda böyle şeyler.
bu blogun schusterin en ateşli savunucusu olması lazım. beşiktaş taraftarının schusteri ne olursa olsun sahiplenmesi her maç adını bağırması lazım. tabi beşiktaş bir yere gelsin istiyorsanız. yoksa bu adamı göndermek yenisini getirmek bir zaman başarılı olmuş başka bir teknik direktörle kıyaslamak her zaman yapmadığımız bir şey değil. onu denedik abi önceden denemediğimiz hep destek. hep istikrar.
bırakın adam işini yapsın. siz gidin maçınızı izleyin. takım lig sonuncusuna yenilebilir, kötü oynayabilir, 8 yiyebilir. sanki her sene şampiyon oluyoruz.
YEDIRMIYECEIGIM SENI SCHUSTER
önce schuster bu ligi küçümsemeyecek. beşiktaş'a saygı duyacak. sonra ben ona saygı duyacağım.
tigana eğer gelip beşiktaş'ın en iyi stoperini bir çırpıda silseydi aynı şeyler onun için de geçerli olurdu.
o elindekinden maksimum fayda alma yoluna gitti.
kulübün çıkarını düşünen teknik direktör böyle yapar.
yoksa ben de fm'de yapıyorum; tüm takımı satıp kendi oyun felsefeme uygun adamlar alıyorum. ama o fm. beşiktaş ta real madrid değil.
burada mevcut kadrodan en iyi sonuç nasıl alınır derdinde olunur. ferrari'yi de göndereceksen zamanla gönderirsin.
mustafa denizli tello'nun, holosko'nun futbolcu bile olmadığını bilmiyor muydu? niye bir çırpıda silmedi bunları? çünkü "beşiktaş'ın şartları" diye ağır bir gerçek var ortada.
Bu arada Lucescu defansif oynatıyor, pahalı adam almıyor falan geçen yüzyılın tespitleriydi. Shakhtar son derece ofansif oynuyor ama mesela Şampiyonlar Ligi deplasmanlarında yine Lucescu'dan esintiler görülmüyor değil.
Kadroda da pek çok pahalı bonservisle alınmış Brezilyalı var. Tabi Shakhtar zengin. Demek ki yüksek bütçeyi de iyi yönetebiliyor.
Lucescu gittiğinden beri düşlerim; keşke bizim Ancelotti'miz olsaydı. Tırt tırt adamlarla şampiyonluk kovalasaydı, 2-3 yılda bir olsaydı. Arada Şampiyonlar Ligi gruplarında 3. olup UEFA'ya düşse, arada sırada orada çeyrek, yarı final oynasa.. Hala "defansif oynatıyor yea" diye eleştirilse ama yönetim değerini bilip arkasında dursa ve inatla o tuhaf 3-6-1'ini oynatmaya devam etse..
Tamam Schuster'in arkasındayız (en azından bir Del Bosque veya Aragones değil adam) ama Lucescu benim için apayrıdır. Hatta Lucescu > Türkiye'deki ilk senesindeki Mourinho.
lucescu çok iyi hocaydı, ilhan iyiydi zago harikaydı. ama onlar gitti artık yoklar. lucescu gönderilirken bir kişi bile sahiplenmemişti. schuster'e sabır ve saygı gösterilmeli ama sadece schuster olduğu için pozitif oynamaya çalıştığı için değil. ya bırakında 2 yılı tamamlayan bi hocamız olsun. isterse erhan altın olsun hakan kutlu olsun ne bilim sakıp özberk olsun. bu ne ya her sene yeni hoca.
İyide abi nerden biliyorsun bir çırpıda sildiğini.Adama talimat geldi belki yüksek maaşlı adamlardan 1-2 tanesini ele diye ,Delgado gitti 3-5 gün zaman ve Sivok sağlam olsa Ferrari'de eminim gidecekti.Ama sıkıntı o değil abi herkes söylüyor işte adam verim alamıyor eldekilerden.
Deniyor elindekileri ama olmuyor bir maç herhangi birinde ışık görse ertesi maç ilk 11 koyuyor(Holosko - Porto,Hilbert,Nobre-Karabük Tabata - komple ön elemeler) adamı gene eski tas eski hamam.Özellikle Nihat,Tabata ve Holosko.Holosko yeni sözleşme yaptığından beri böyle zaten .. Korkum aynı şeyin Bobo'ya da olması.
Bence bariz 2-3 hatası var Erhan Güven ve Tabata'ya olan bir türlü sarsılmaz güveni,Guti'yi ısrarla çok derinde oynatması ve saçma sapan stoper-kaleci rotasyonu.
@övünç beni de senin söylediğin hataları zerre ilgilendirmiyor. tabata'yı orada oynatmışla, burada oynatmış, kalede bilmemkimi oynatmış önemli değil.
zaten beşiktaş'ta 3 oyuncu var. gerisini nerede oynatırsan oynat.
ben kulübe yaklaşımından rahatsız oluyorum.
bir teknik direktör "başkan hediye ederse seviniriz" dememeli. hediyeyle transfer stratejisi yürütülür ise, sonuç bu oluyor işte.
beşiktaş'ın robinho'ya ihtiyacı mı vardı? var ise, robinho alınmadıysa neden bir başka oyuncu alınmadı yerine?
robinho ihtiyaç değildi, keyiften transferdi de schuster neden "durun yahu ihtiyacımız olan yerler var" demedi...
Ya arkadaş günlerdir yüzlerce yorum okudum, 1 kişi de çıkıp demez mi "sezonu erken açan takımlar genelde Ekim-Kasım gibi düşüşe geçerler" diye.
Önümüzde geçen seneden taptaze 2 örnek duruyor, GS 6 da 6 yaptıktan sonra nasıl dağıldı, FB 9 da 9 dan sonra 6 maçta 6 puan aldı.
FB nin şansı kritik adamlarının uzun süreli sakatlık yaşamamasıydı, bu süreçten sonra toparlandılar, GS battıkça battı.
Bunun çözümü geniş kadro ve rotasyon, Schuster'de bunu yapıyordu sezon başından beri ama o kadar çok sakatlık oldu ki (bu kadar sakatlığın sebebi ayrıca sorgulanmalı) geniş kadro bile daraldı.
Biraz sabırlı olun, sakatlar düzeliyor, bu düşüş bir yerde son bulacak, umalım devre sonuna kadar sürmesin.
Schuster Beşiktaş'a, lige yeterli ilgiyi saygıyı göstermiyor martavalını da kim götünden uydurduysa helal olsun, herkes bir anda Schuster'e buradan vurma furyasına kapılıverdi.
Maç zamanları dışında kalan vakitlerinizi birlikte mi geçiriyorsunuz da bu kadar emin konuşuyorsunuz "Kasımpaşa'yı tanımıyor, incelememiş, Yekta'yı maçın 30. dakikasında farketti" diye.
Ha Schuster'in zikine takmadığı birileri var, o da net olarak Türk spor basını.
Onlarla dalga geçtikçe benim içimin yağları eriyor, sonunda ağızlarının payını verecek birisini gördü şu gözler diyorum.
Basının kaşıntısı da bu, o yüzden kamuoyunu etkilemek için abuk subuk haberler/yorumlar yapıyorlar.
Bari siz kapılmayın bu rüzgara...
Schuster'in gitmesine kesinlikle karşıyım, fakat;
Elindeki malzemeden yararlanamadığı görüşüne yüzdeyüz katılıyorum. Sistem sistem kuruyor durun bi dakka diyorsunuz ama adam sistemden vazgeçiyor, defans kaleye girecek bir kaç hafta sonra. sene başında santrada kuruyorduk hatırlayın. bundan vazgeçeceksen 3-5 kişi homurdandı diye fatih tekkeyi de silersin 2 günde tabi. sistem oturtuyorsan oturt, yoksa rijkaard'ı da gördük ne şiş yansın ne kebap taktiği ile neler yaptı. trabzon defansif oynuyor onlar gibi mi oynayalım diyorsun adam haklı olarak "hadi len sen önce puan durumuna-atılan gollere bak" diyor. Schuster kalsın, ama bir karar versin onu uygulasın, yoksa çok kasımpaşa maçı izleriz daha..
ilginç...
http://www.haber1903.com/yoneticilerde-sikayetci_3_45088
benim aklimin almadigi seyler var. Simdi Ferrari iyi oldugu zaman bu takimda banko oynuyor mu artik? Oynuyor. Bu ne demek? Schuster artik Ferrari'den memnun. Yanlis mi dusunuyorum? Elinde Sivok da olsa adam Ferrari Sivok oynayacak bu ortada degil mi?
Simdi geriye donelim bakalim, en cok ben kizdim bu adama Ferrari'yi gondermeye calistigi zaman. O donemde Ferrari'nin fiziken dusuk oldugu ortada miydi degil miydi? Gecen sezona baslarken de dusuk basladi, 3. haftadan itibaren inanilmaz bir fizik sicrama yasadi. Bursa macindaki sakatlik sonrasi da fiziken eski haline gelemedi. Bu bir gercek mi? Gercek... Simdi adam gorup kotu dedi diye, neden saygi gostermiyor oluyor? Ecnebilerin "jump to conclusion" dedigi yere geliyoruz yavas yavas... Ben bunu soyleyenin Gurcan olduguna inanamiyorum mesela...
Su an Besiktas takiminin stoperinde Ersan Gulum ve Ibrahim Toraman oynuyor. Bunu gecen sene Ocak ayinda soyleseydim hepiniz benimle dalga gecerdiniz. Dahasi sag bekinde Erhan Guven var. Ha derseniz ki neden Hilbert degil Erhan Guven, onu anlarim... Ama adamin eline verildigine gore bu adam sag bek olarak o da kullanmaya calisiyor. Solda oynayan arkadasin artik adini anmak istemiyorum. Okan Koc - Burak Yilmaz - Serdar Ozkan familyasina kosaradim gidiyor bu genc kardesimiz. Allah aklini basina getirsin diyorum...
Neyse, simdi bu defans bloguyla futbol oynamaya calisiyoruz. Ben de diyorum ki, bu blok Ekrem - Sivok - Ferrari - Uzulmez oldugunda bu takim baska yerde olur... O zaman Quaresma yoksa, Nihat atmiyorsa da fark etmez; takim gol yemez zaten... E bu adamlarin yarisindan fazlasi sakat, ondeki katki yapacak topcularin sezonun ucte ikisinde formsuz, yildizlarin yorgun ve sakat, daha ne olsun...
Sahsen Schuster'i linc kampanyasina Schuster Besiktas'a saygi duymuyor diyerek katilmayi dogru bulmuyorum. Bunun verisi "Ferrari'yi gonderin baska adam alin" demesi midir? O zaman Del Bosque'yi yedi kere asmamiz lazim. Besiktas'i koy takimi zannetti de hala Aris'te top oynayan Ronaldo'yu ve Cordoba'yi kesti, gitti Ramazanla falan oynadi...
@mufit
Schuster Beşiktaş'a, lige yeterli ilgiyi saygıyı göstermiyor martavalını da kim götünden uydurduysa helal olsun
sergen uydurduya 100 lira basıyorum.
@cagatay
Noat dahil bircok kisi yazdi bunu, herhalde hepimiz gotumuzden uydurmuyoruzdur?
@yuki
Onemli olan zaten o tur anlarda (sakatlik vs), takim kotu giderken katkini yapmak. Sakat yokken, herkes formdayken, takim oynuyorken ben de antrenorluk yaparim. Ovdugumuz Lucescu Giunti, Ronaldo yokken A.Yildirim'i GS'nin kovdugu Emre Asik ile birlikte oynatip FB'ye deplasmanda pozisyon vermeden yenip dondu mesela. En basta dedigimiz olaya geliyoruz zaten. Ferrari, Quaresma, Guti yokken M.Denizli de bu takimi o kadar oynatiyordu, Schuster daha iyi oynatamayacaksa artisi nedir?
Bjk4Ever, uydurma ifadesi bana ait.
Kimin yazdiginin da onemi yok, somut delil gosterebiliyor mu herhangi biri, oyuncular mi soylemis hoca bize rakip hakkinda bilgi vermiyor, antrenmanlarda kafamiza gore takiliyoruz diye? (ismail air yakinda bu minvalde bir insider information da sallar kesin)
Adam ben rakibe onlem almam kendi bildigimi oynatirim diyor olamaz mi?
5 mac oncesine kadar kimse boyle bir yorum yapiyor muydu, rakibi analiz etmiyor da sezon basi nasil catir catir oynuyorduk o zaman?
Ayrıca övdüğümüz Lucescu (ki ben de kendisini çok severim kendisini, onun Beşiktaş'ına defansif oynuyordu diyene de sadece gülerim) 2. sezonun ortasından itibaren takım tepetaklak giderken ne yapmış, ha keza Mustafa Denizli 2. sezonunda forvetler formsuz dönem geçiriken ne yapmış, senin bakış açınla o dönemleri yönetemeyen adam da başarısız antrenör olmuyor mu?
Komik, Schuster Ferrari'ye saygı duymuyormuş, onu silmiş. Hayır Ferrari takımda kaldıktan sonraki sağlam olduğu dönemlerde maçlara 11 başladığını bilmesek inanacağız. Nasıl silme oluyor bu?
Schuster ligi önemsemiyormuş, rakipleri analiz etmiyormuş. Kim dedi babacım bunu sana? Tesislerde bir hafta mı geçirdin? Habertürk'ün Hürriyet'in haberlerini okuyup bunu buraya niye yazıyorsunuz? Buradan Schuster'e niye vurmaya çalışıyorsunuz?
Schuster, "Başkan bir sürpriz yaparsa" seviniriz dedi. Ee? Aynı adam demedi mi bana ortasaha ve hızlı bir forvet lazım diye? Eksiklerini belirtmedi mi?
Hayır benim en aklı başında Beşiktaş kamuoyu diye düşündüğüm şu blogda bile Fanatik'i Fotomaç'ı aratmayacak yorumların yapılması, dahası bunun zamanlamasının söz konusu medya organlarını bile geçmesi. Ağustos-Eylül'de dört gollü galibiyetler alırken de deseydiniz keşke, ne zaman kötü sonuçlar aldık hepiniz Schuster'e saldırmaya başladınız. Bunu yapana ben niye saygı göstereyim?
Müfit çok güzel örnekler vermiş, 2004 yılında, Lucescu 11 puandan şampiyonluk verirken neredeydi? Ben Lucescu'yu çok severim, buradan farklı şeyler anlaşılmasın ama madem karşılaştırıyoruz, buyrun.
burada bir var olan durum ile ideal durum çatışması var.
bem bilmiyor muyum schuster'e kulübün anahtarını teslim edip, sana güvendim, senin kariyerin bu işi başarmaya uygundur, al nası istersen yap demeyi...
ondan sonra ben arsenal'in a'sın yazdığımda "hadi canım sen de!" orası ingiltere deniyor...
bu ülkenin şartları arasında fanatik te var, fotomaç ta var, sergen yalçın da var.
bazı şeyleri detaylı yazmak lazım, bu ülkede rijkaard servet çetin'i gönderemez, servet rijkaard'ı gönderir derken...
galatasaray getirseydi ya, rijkaard'ın yerine yeni bir sistem hocasını?
önümüzde bir galatasaray örneği var. onlar 1,5 sene bunu yaşadılar. onlar da 6. aylarında rijkaard'ın nasıl muhteşem planları olduğunu ama 2. sene başarının geleceğini yazıp duruyorlardı.
kim kazandı?
onu bilmem ama galatasaray kaybetti.
rijkaard seçimi baştan yanlıştı.
bugün sistem sistem diyen insanlar tigana giderken neden dans edip oynadılar?
bugün schuster oley oley oley diye tezahürat yapan taraftar, tigana gittiği gün neden samet aybaba gelmesin, lucescu gelsin diye tezahürat yaptı, sanki problem teknik direktörmüş gibi.
del bosque istifa diyenler arasında yoktum.
tigana giderken kahroldum.
ertuğrul giderken de gidişini onaylamadım.
mustafa denizli gelirken kahroldum.
ama geldikten sonra denizli'nin gidişine sevinmedim.
söylesene hoca takım niye oynamıyor diyenlerden değildim, çünkü bok gibi bir takımımız vardı.
nihat'ı da ıslıklamadım. holosko'yu da.
bu söylediklerinizi tribünde söyleyin bakalım kaç kişi destek verecek size.
burada neyin doğru olduğunu tartışmıyoruz. neyi yaşanmak üzere olduğunu tartışıyoruz.
schuster gitsin demiyorum. gitmeli demiyorum. ama schuster bu kafayla giderse, kendi de gider.
ve ben artık giden hocanın arkasından üzülmeyeceğim...
ertuğrul da alnım açık, şerefimle cart curt diye diye kovuldu gitti.
futbolda neticeye bakılır.
ya sahada bir devrim göreceksin. ya da puan durumuna bakmaya yüzün olacak.
ama futbolda ilerleme olmadığı gibi puan durumuna bakmaya da yüzün kalmamışsa schuster de ben nerede yanlış yaptım diye düşünecek...
schuster'in ligi önemsemediğini hikmet karaman'dan anlayabiliyoruz.
herif sanki büyük bir taktik dehası gibi beşiktaş maçından sonra ahkam kesti... fark yapacağımız maçı zora soktuk dedi.
beşiktaş'ı yenmek bu kadar kolay mı? oyuncualr kötü de, bu kadar mı kötü? savunmanın arkasına 3 top atan beşiktaş'ı yenebilir mi?
e gördüğümüz o.
gördüğümüz şeyi konuşalım.
beşiktaş çok iyi oynuyor, her şey iyi gidiyor da, medya kötü yazdığı için mi kötü yansıtılıyor?
beşiktaş skandal bir noktada.
bırak schuster'i, mourinho bile açıklayamaz durumu.
kimse schuster gitsin demiyor. ama ortaya koyalım; ortada skandal bir tablo var.
@leven polat
ya bu olay neye benziyor biliyor musun hani reykard ın çok yetenekli oyuncularımız yok deyip ya bu bizi hor goruyor ya demekle aynı...adam dedi stoper ve santrafor lazım diye ..hepimiz isyan ettik onun kral çıplak dediğini kabul etmedik sen kralı soydun ki kral çıplak oldu demeye getirdik ısrarla..
zapo ferrari ibrahim toraman triosunun eksik olduğnu soyleyince veya nobre nin bobonun holskonun nihatin tekkenin adı yeter dedik...
peki hakketen bu topçuların hangisi son iki senedir çok formda ..2 sene top oynamayan ve sakatlıklarla boğuşan tekkeye talim ettik adamı dinlemedik adam istemediğini o zaman da soylemişti ..adam uymayıp o bize uysun diyoruz hala .demezler mi o zaman bu hocayı nie getirdin o zaman diye
@ Gürcan Ulusoy
Hocam adamın istedikleri doğru düzgün yerine getirilse savunmanın arkasına her maç 15 top atılmayacak o pozisyonlardan 3-5 gol yenmeyecek zaten. 40 metrede top oynuyorsun hala adama savunmanın arkasına pas atsın diye 10 metre boş alan bırakıyorsun,bu sistemde böyle birşey kabul edilemez.
Yani arkadaş 2 maç önce yaptığın şeyi neden şimdi yapamıyorsun.O topu yine oraya attırıyordun ama sadece 1-2 defa ve kalecin çıkıp alıyordu onlarıda.Şimdi ne değişti onu niye sorgulamıyoruz ? Aynı oyuncularla Tıkır tıkır olmasa da işleyen sistem nasıl birdenbire Mustafa Denizli Anadolum spora döndü ?Rakiplerimiz daha güçlü desen Kasımpaşa'dan Manisa'dan bahsediyoruz ...
Sorgulanması gereken Schuster değil bence , Q7 ve Bobo dana gibi pres yaparken 40 metre geriden izleyen Nihat ve Tabata,Guti boş alana çıkıcam diye kıçını yırtıp oyun kurmaya çalışırken götünü kaldırıp boşa kaçmayan Aurelio'dur.
Bu ülkenin gerçekleri arasında Fanatik var, Fotomaç var, Sergen Yalçın da var, evet. Ama biz doğru olduklarına inandığımız şeyleri mi savunmalıyız, yoksa bunları bu ulemaların dediklerine göre mi şekillendirmeliyiz? Asıl mesele bu bence. Bugün Schuster neden eleştiriliyor, hatta alenen siktirsin gitsin deniliyor? Çünkü taraftar sene başında bu takımın rekorları kıracağına, üç tane kupa alacağına inandırıldı (kim tarafından olduğu önemli değil), ya da zaten inanmak için bahane arıyordu. Ama biz biliyoruz ki bu takım 3 ayda çılgın atamaz. Buna rağmen ilk bir buçuk ayımız çok güzel geçti, oynanan oyun rakibe kabul ettiriliyordu, taraftar 90+5'te bile olsa bir şekilde gol bulunacağına inanıyordu. Çünkü takımın karakteri değişmişti. Önemli bir nokta bu karakter meselesi. Karşılaştırmalar tabii ki önemlidir, yapıcı eleştiriler çıkarması bakımından da yararlıdır. Karşılaştırmayı sidik yarıştırmaya dönüştürmek istemem ama Mustafa Denizli döneminde biz ne yapıyorduk biraz düşünün.
Rijkaard'ın başarısız olması ve Galatasaray'ın kaybetmesi, aynı kaderin Schuster ve Beşiktaş için de yazıldığını gösterir mi? Ha diyeceksiniz ki, burası Türkiye, buradaki senaryolar bellidir diye, saygı duyarım ama katılmam.
Görmemiz gereken devrimi üç ayda göremeyeceğimizi daha önce söyledim. Yine tanıdıklardan örnek vererek devam edeyim: Gordon Milne bu takımın başında 7 yıl kaldı. İlk şampiyonluk 3. sene sonunda geldi yanılmıyorsam. Bundan sonraki süreçte 4. kez üst üste şampiyonluk averajla kaçtı. Arada namağlup ilk ve tek şampiyonluk da vardı. Rijkaard, Barcelona'ya ilk geldiği sezon ilk devrede 20'den az puan topladı (ya da o civarlarda tam hatırlayamıyorum), ama sene sonunda neredeyse şampiyon oluyordu. Ondan sonraki senelerde de başarılı bir grafik çizdi. Bunların zıttı örnekler yok mu? Var tabii ki. Bu seneki Mourinho, ya da 2003'teki Lucescu bu kategoride güzel örnekler, ama yine de Schuster'e vurmak için kullanmak yanlış olur.
Değil Beşiktaş, dünyadaki hiçbir futbol takımı tüm sezon boyunca muhteşem oynayamaz, mutlaka kötü oynayacağı dönemler olacaktır. Beşiktaş da bu dönemlerden birini yaşıyor, bunun neresi anormal? Beşiktaş sadece Manisa maçına aynı anlayışla çıkmadı ki, Fenerbahçe maçında da kaç tane pozisyon verdi, CSKA Sofya maçında bile net pozisyonlar yakaladı rakip. Bu ligi önemsemediği anlamına gelmez, kendi sisteminden taviz vermemeye çalıştığını gösterir. Hoş, fazlasıyla taviz verdi ya, neyse.
Aslında durum fazlasıyla taraftarla alakalı. Senin taraftarın sene başında sırf adına güvendiği için başarıyı cebe koyarken, maçları iyi oynayıp kazanırken "Dayı'ya laf yok" deyip, şimdi "Siktirsin gitsin" diyorsa ne diyebilirsin ki? Sadece Schuster için de değil ki, şampiyon olurken de, geçen sene de göremediğimiz o pozitif futbolu istemeyi sadece 4. olunan sezondan sonra dile getiriyorsa falsolusundur zaten. "Schuster kim oluyor ki?" dedikten sonra "Tabata Antep'te gayet iyi oynuyürdü, niye şimdi oynamıyür? Çünkü Şuster ondan verim almasını bilmiyür" diyor.
Robinho'nun hediye edilmesi meselesinde en baş suçlu yönetimdir . Yönetim hep bir ağızdan Robinho söylemlerine girdi , Schuster de düşünemez mi yani Guti , Quaresma transferlerini yapan yönetim Robinho'yu da alabilir . Ki kendisi Robinho 'dan en iyi verim alan hocadır.Dünya piyasasında yükselişe geçmesini sağlamıştır. Bence Schuster yönetimin kendisine istersen Robinho'yuda getirebiliriz havasını verdiği için öyle bir söylem de bulundu. O zaman da bir forvet transferinden bahsediliyordu . Onun istediği tariflere de uyan bir oyuncu idi hem çalışmışlığı da vardı. Bu konudaki baş aktör yönetimdir bence.
@Mufit
Ben rakibime onlem almam, istedigim gibi oynatirim diyemez adam, o adamin isine saygisi yok o zaman. Oyle dusunursen de Plzen'e Helsinki'ye karsi iyi oynuyor gozukursun veya iyi oynarsin, sonra Manisa ve Belediye gelip seni kendi evinde elini kolunu sallaya sallaya yenip seni yildiz transferlerinle rezil eder, sen ligde 8.lige dusersin.
Bu adam lige ayak uydurmayacak, rakibi analiz etmeyecek, kisa vadede her turlu kotu skoru alabilecek, kotu oynarsak her turlu bahane onune sunulacak, bu adam yari tanri falan mi acaba?
Schuster gitsin Lucescu gelsin yæ
Schuster'ler fazla bize
başarısız olan her teknik adamdan sonra "imparator fatih terim" diye inleyen! galatasaray taraftarına acırdım ama lucescu da bizim "imparatorumuz"muş!
Artiriyorum ve Rasim Kara diyorum :)
Mehmet Agarlar, Mesut Yilmazlar bulasmasa GS nin UEFA ya gidis yolu olan ilk sampiyonlugu bizimdi, tas gibi de top oynuyorduk.
@BJK4EVER
Birincisi, hala elimizde bir veri olmadan konusuyoruz, bu adamin rakibi analiz etmedigininereden biliyoruz birisi bana bunun cevabini versin.
İkincisi, son 10 senede Turkiye'de sampiyon olmus (bizim Denizli sampiyonlugumuz haric) hic bir takimin rakibe gore oynadigini hatirlamiyorum, buna Lucescu'lu 100. Yil sampiyonlumuz da dahil.
Afedersin de ben Manisa'ya Belediye'ye gore top oynamayayim, oynarsam kucuk kalmaya mahkum olurum.
Luce'de sadece Avrupa'da rakibe gore oynardi, Porto maclarina bakiyorum e Schuster'de gayet rakibe gore oynatti.
İlk mac hepsi bireysel hatadan 3 gol yedik, gollerin defansin onde kurulmasiyla filan da alakasi yoktu, hatta savunma kaleye yakin oldugu icin iskalar sonrasi kademeye girebilecek mesafe de kalmamisti.
İkinci mac kanatlari kapatmak icin forvetleri saga sola acti (bu da Noat'in analizi, ayni duzen Kasimpasa macinda da vardi hatta), ilk yari basta baski yesek de gayet dengeli oynadik.
Demek ki oynamasi gerektigini dusundugu zaman rakibe gore oynatiyor.
Ama lutfen yani kici kirik Kasimpasa'ya, Manisa'ya ozel onlem mi alalim?
Tartışma çok farklı yerlere gitmiş, ama ana hatlarıyla zihin açıcı. Adım da geçmiş madem, birkaç noktayı imlemek zorunda hissediyorum kendimi.
Müfit,
''lutfen yani kici kirik Kasimpasa'ya, Manisa'ya ozel onlem mi alalim?''
Bu takımların kıçı kırık değil, sorun burada. Hoca da ''kıçı kırık'' diye düşüyorsa? Bu ligde alt ligden yükselen takım 3 yıl sonra CL'ye gidiyor, 5 yıl sonra şampiyon oluyorsa Kasımpaşa bile kıçı kırık değil.
***
Dünyada iki çeşit oyun yok. Manisa ve Kasımpaşa'yı tanımak demek, onlara önlem almak, başka bir oyun oynamak değil. Kasımpaşa'nın ondan bundan 6-7 yerken de geçen sezon müthiş maçlar oynarken de savunma hattını hep orta sahada kurduğunu bilmek demek. Bunu bilmek demek, santraforsuz, forvetlerin kenarda olduğu, rakip stoperlerin kucağında kimsenin olmadığı, hiçbir oyuncunun maç boyu koskoca savunma arkası alana 1 tane koşu yapmadığı bir oyun oynamamak demek. Bakınız, her türlü maçı kaybedebilirsiniz. Perşembe mükemmel oynarız ama Antep belediye bile bizi yenebilir, futbolda bu da var. Ama pazartesi günü takım 85 dakika boyunca bok gibi oynadı. Kaleye etkili şutu yoktu neredeyse, bu takımın Kasımpaşa gibi bir takıma karşı daha kötü oynayabileceğini sanmıyorum. Bunun da sebebi açıkça taktikseldi ve hocanın devre arası yaptığı değişiklikle işler iyiden iyiye sarpa sardı. Bunlar olmuş şeyler, şunu yapsaydı vs. varsayım değil.
Başka bir şey Manisa'ya karşı oldu, sene başı İBBSpor maçında oldu. Porto, Kayseri, Trabzon'u saymıyorum, oralarda çokça yapacak bir şey yoktu. Ama aynı hoca deplasmanda Rapid Wien'e ve Porto'ya karşı neler yaptı? Viyana'da Holosko etkisi, Porto'da çok iyi maç planı... Elde bu var, maalesef Ömer Güvenç topçulara ''hoca size rakibi anlatıyor mu?'' diye sormadan bunu doğrulatamayız, ama ben net deliller olduğunu düşünüyorum.
Şu büyüklük sanrısını anlayamıyorum. Beşiktaş böyle oynamaz, rakibi dikkate almaz... bunun adı olsa olsa kibirdir. Elde ne varsa onunla oynanıyor bu oyun ve her hafta bir 90 dakika var. Bir de rakip var, iyi ya da kötü ama sana kafa yoran bir rakip var.
Schuster isterse 25 yıl kalsın, ben başımda taşırım. Ama biraz özveri, ben yalnızca bunu istiyorum hocadan. Ortada 2. senesi olmayan oyuncular (Aurelio, Guti, Ernst, belki Quaresma) var ve bizde bir ''sistem'' lakırdısıdır gidiyor. Bu takımın kaybederek hiçbir şey kazanma şansı yok. Zamanın bu takımı olgunlaştırma şansı yok. Mesele bağcıyı dövmek, suçluyu bulmak değil. Ben şu takımın başarılı olmasını istiyorum ve ileriki yıllara bir şey taşıyamayacağını biliyorum.
Biraz özveri, gerçekten. Her şey büyük ölçüde çözülecek. Sistem, ülke, yönetim... hepsi sonuçsuz, çokça anlamsız bana göre. Futbolun sorunları bu ülkenin sorunlarının damıtılmış hali ve futbol üzerinden çözülmesi imkansız. Beşiktaş'ın şu aralar yaşadığı ise biraz özveriye muhtaç bir aciz durumudur.
güzel futbol mu başarı mı konuları birbirinden nerede ayrılır nerede birleşir, bu konuşulur fakat konuyla ilgili ibrahim altınsay'ın yazısından not düşeyim hazır okumuşken. (kayserispor yazdığı kasımpaşa sanırım)
"Beşiktaş-Kayserispor karşısında bir puana oynadı. “Puanı neden garantiye almadın Schuster efendi” diye kızanlar oldu.
Fenerbahçe Bursaspor karşısında bir puana oynadı. Alınca “En iyi futbolunu oynadı” diye göklere çıkarıldı.
Galatasaray Trabzonspor karşısında bir puana oynadı. Bazılarına göre işler çok iyi giderken Servet’in hatası yüzünden o puanı da alamadı.
Aferin büyüklere! Bir puan bir puan diyerek Dünya takımı olacaklar. Bebelere iyi futbol, büyüklere bir puan."
ayrıca noat'a yazısı için her zamanki gibi teşekkür edip bir şey sorayım. shuster'in oynatmak istediği futbol sistemini oturtmak -eğer gerçekleşecekse- bu sene bir şeyler kaybetmeye değmez mi? en azından bir ikincilik seneye ŞL'ne gidiş bileti ve sağlam bir kadro, ikinci senesi olmayan oyunculardan bazılarının yerine yenileri ile sistemli bir oluşum umudu çok mu kötü?
Rijkaard 2. senesinde ne yapti abicim? Veya gecen senenin sonuna dogru? GS'nin futbolunda veya aldigi skorlarda gozle gorulur bir artis var mi? Tam tersine kotuye gidis var.
Ayrica neden bilmiyorum, acayip bir kani var. Ya bu sene kotu oynayalim, seneye kraliz be. Bu kaniya nereden variyorsunuz? Futbolda uzun vade ve kisa vade arasinda bu kadar mi ucurum var? Bir antrenorun birseyler yapabilmesi icin illa o takimda 1-2 sene kalip basarisiz mi olmasi lazim? Onumuzde bir suru ornek var, defalarca saydik, uzun vadede basarili olup kisa vadede de basarili olan cok hoca var, ayrica kisa vadede basarisiz olan her takim uzun vadede o basariyi yakaliyor diye birsey de yok. Kim uyduruyor bu laflari harbiden anlamiyorum.....
başarının kesinliği yok zaten, öyle de demedi kimse. ihtimali üzerinde konuşuluyor. shuster değil başkası olduğunda kesin başarı olacak diye bir ihtimal olmadığı gibi. doğru planlama ve sabır başarı ihtimalini arttırır demek daha mantıklı sanırım.
Lucescu orneginden devam edelim... Lucescu geldigi ilk sene ne yapti? Galatasaraylilara soralim mi ne yapti? Hepsi ayni seyleri soylemez mi size? Mustafa Denizli geldi sampiyonlugu aldi gitti...
Lucescu Besiktas'a geldiginde en dogru tercihti; nedeni Lucescu'nun muhtesem bir teknik direktor olmasi degil, Turkiye'yi taniyor olmasiydi. Adam sampiyon yaptigi Galatasaraydan kovuldu yahu, bundan muazzam Turkiye tecrubesi mi olur!
Lucescu Besiktas'a gelmeden iki sene once Galatasaray'i calistiriyordu, Schuster Real Madrid'i... Arada boyle bir fark varken, Lucescu bunu nasil boyle yapti da bu yapamiyo denemez. Kabul etmiyorum.
Ahmet Cakar 2000 yilinda Ekim ayindaki Besiktas macindan sonra kendisine alenen gerizekali dedi. Sebebi de "gormedin mi Ahmet Dursun ne oynar bu kadar zamanda" vs. diye her zamanki gibi sacmaladi... Ahmet Dursun hakikatten iyi olsaydi o gun 4 gol atardi tek basina iddia ediyorum... E ne oldu simdi? Lucescu mucizesi, saygi gosteren, kulturu ogrenen ders calisan Lucescu? Ya Daum? Ilk geldigi zamani hatirlayin. Deli dahi denmesinin sebebi Fenerbahce degil besiktastir. Akil hastasi maclar oynardik, nasil unuttunuz. Bu adamlar da degistiler, oyle uc haftada uc ayda olmadilar, elma bile agacta durmadan olmuyor, hanginiz is degistirdiginizde kut diye alisiveriyorsunuz oraya? Ben bu sene basinda ulke degistirdim, hala adapte olmaya calisiyorum her seyine. Kolay mi bu isler?
Gelin biraz da istatistiklere bakalım. Hatırlatma; bu bir Denizli -Schuster kıyaslaması değil geçen yıl ile bu yılki Beşiktaş'ın 11. hafta kıyaslamasıdır.
Geçen yıl 11. haftada (hani 6 maçta 6 puan aldığımız tarihin en kötü başlangıcı olan sezon)
11 atıp 6 yemişiz averaj +5 puan 21.
Bu seneye bakıyorum 17 atıp 12 yemişiz +5 avreaj puan 17
. Averaj yine aynı, 6 gol fazla atıp 6 gol fazla yemişiz. Ama 4 puan gerideyiz. bu sene gidenler Delgado (geçen yıl hiç oynamadı), Tello (1-2 maç dışında vasattı), Batuhan (Manu maçı dışında hiç oynamadı), Serdar Özkan (yuhlanarak gitti). Gelenler Guti-Q7- Fatih Tekke- Mehmet A.- Hilbert -CEnk- Ersan Bu 7 futbolcu da ilk 11 oynar mı, oynar. (Fatih Tekke henüz oynmadı) Geçen seneye göre verimsiz 4-5 oyuncu göndermiş, 7 ilk 11 oynayabilecek çoğu milli takım oyuncusu olan futbolcu almışsın ama averajın aynı puanın 4 puan geride. Arkadaşlar burda çok bariz bir sorun olduğu belli. Sorun hocada mı, yönetimde mi, kondisyonerde mi kimdedir o size kalmış ama durum bu. Tabiki sezon sonu bakarız o duruma diyenler olacaktır, insallah sezon sonunda geçen seneye göre daha iyi durumda oluruz. Bu arada Uğer Meleke'nin son yazısını da okumanızı tavsiye ederim. Çok güzel yazmış.
Yahu, şuna da hastayım: "ayrica kisa vadede basarisiz olan her takim uzun vadede o basariyi yakaliyor diye birsey de yok. Kim uyduruyor bu laflari harbiden anlamiyorum....."
Ne güzel demişsin, biz bilemiyoruz ki bu takım seneye de başarılı olacak. Ama en azından beklemek önemli değil mi? Sen bugün Schuster'e "hoca değil, o kim ki Ferrari'yi siliyor, sarı kelek olur ancak ondan" dedin, kovdun adamı. Yerine getireceğin adamdan ne bekliyorsun, o adam sana ne verebilir? Lucescu gelse, sıçsa batırsa ona da böyle yapacak mısın(ız)? Büyük ihtimalle sorunun cevabı, evet. Sorun ne teknik direktörde, ne yönetimde, ne oyuncuda, ne de onda bunda. Sorun bu "evet"te. Sen taraftar olarak hangi zihniyettesin, işte o.
Hayır, bi' de kim uyduruyor ben de bilmiyorum ama kısa vadede başarısız olduk diye uzun vadede de başarısız olacağıkmışız gibi davranıyorlarmış galiba. Bilginiz var mı?
schuster fatih tekke'yle ilk günden sorun yaşadı. kadroya almıyor.
kim kaybediyor? beşiktaş... bravo kendisine.
peki yarın quaresma'yla sorun yaşasa ve kadroya almasa. ne diyeceğiz? o zaman da, eee schuster'i getiriyorsan, ona güveneceksin diyebilecek miyiz? hayır.
bunlar çok bıçak sırtı işler...
Fatih'in Schuster ile yaşadığı sorunda neler etkili oldu bilemiyoruz. Kafa atmaya çalışması, küfürleşmeler harici net bir bilgi yok. Quaresma ile sorun yaşasa ve bu boktan bir nedenden olsa tabii ki Schuster'i savunmam, savunmayız. Ama çok ciddi şeyler olsa değerlendirilir. Ki, bizim derdimiz burada Schuster'in eleştirilmesi değildir. Herkes eleştirilmelidir, eleştiriden mutlaka olumlu sonuçlar çıkar. Burada yapılan olay, Schuster'e vurmak, ona bok atmak. Schuster'i eleştirseniz ben bir şey demeyeceğim ki. Ben de eleştiriyorum Schuster, kaleci tercihi yanlış diyorum, orta sahayı eksiltmesi yanlış diyorum, Erhan'ın ne işi var diyorum. Diyorum da diyorum, ama Schuster'e hakaret etmiyorum, "adam değil bu, o kim ki, zaten sadece Real Madrid ve Getafe de başarılı olmuş" demiyorum.
Ve ayrıca, bahsettiğimiz konu Schuster'in kısa vadedeki yaşadığı sorun. Bugün bu nedenden dolayı Schuster'i kovdunuz, Lucescu'yu getirdiniz. Lucescu'nun takımı Mart ayında da hala 10 puan geriden gelse Lucescu'ya sövecek misiniz, sövmeyecek misiniz? Ya da, Lucescu bu sene şampiyon oldu ama seneye sıçtı. Lucescu'ya sövecek misiniz sövmeyecek misiniz?
lucescu gelir de robinho gemisine binerse daha gelmeden sövmeye başlarım.
lucescu adını zaten gerçek anlamda lucescu diye ortaya atmadım.
"lucescu gibi" anlamında attım.
yazımın son cümlesi öyle bitiyor zaten.
sen gel demiyorum, senin gibisi gelsin diyorum...
benim için ahmet'i oynatmış, tabata'yı kesmiş zerre önemli değil. o kendi bileceği iş.
Ben de Lucescu'yu lafın gelişi söyledim, istediğiniz herhangi bir ismi koyabilirsiniz. Gerçi bu yazılardan sonra blogda Lucescu fetişi başladı. Lucescu bu arkadaşlar için daha önemli örnek, bu arkadaşlar sadece Lucescu için düşünsünler sorumun cevabını.
Her neyse. Şu Robinho meselesine bir geleyim. Shelbyl'ın en son yazdığı postta ve yorumlarda önemli bir şey var: Schuster buraya gelirken kulübün 5-6 yılda ne gibi zorluklar çektiğini, ne tür finansal problemlerle boğuştuğunu/boğuşmakta olduğunu bilerek gelmedi. Ona söylenen şeyler sadece güzelliklerdi. Üstüne Quaresma ve Guti gibi isimleri de transfer ettikten ve bir ay Robinho peşinden koştuktan sonra düşünmez misin "Bunlar Robinho'yu da alabilirler" diye? Ben düşünürüm. "Başkan sürpriz yaparsa seviniriz" demiş, desin abi, desin. Bunu diyen, eksik olduğu mevkileri de demedi mi? Kaldı ki, ne kadar sorunlu da olsa Robinho gibi bir oyuncuyu kim istemez? Hele ki Robinho'yla daha önce çalışmış ve alabileceğini almış, bunu yapmayı bilen bir adamsan. He diyeceksin ki, burası Beşiktaş, Robinho gibi adam lüks kaçar. Madem öyle, o imajı yaratmayacaktın, ya da baştan Schuster'i getirmeyecektin yine shelbyl'ın dediği gibi.