.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

25 Kasım 2010 Perşembe

Hayaller ve Gerçekler 2

31 Temmuz 2010 tarihinde yazmış olduğum yazının son bölümü. Okuyalım bakalım kim ne zaman ne yazmış...


Mesele Miroslav Stoch'a mı benzemek, yoksa Kazım Richards olmak yolunda mı ilerlemek?

Bunların hiçbiri bugünden yarına düzelmez. Oysa Schuster bugün var yarın yok.

"Guti'yi de getirsen, Quaresma'yı da getirsen Viktoria Plzen karşısında zorlanacaksın. Dün Quaresma penaltıyı aldı, kurtardın. Yarın Guti 25 metreden atar kurtarırsın. Ancak üçüncü maçta kurtaramayacağın açık. Çünkü temelde mücadele eden futbol kültürleridir.

Bu şartlarda da ne modern futbol hayali kurabilirsin, ne de UEFA kupası. 5 ay sonra buraya gelip, "Denizli bile Schuster'den daha iyiydi" dersin. Yapılan tüm transferlere şapka çıkarıp, hiç bir teknik direktörü beğenmezsin.

Guti ve Quaresma transferleriyle umutlandığımız şu günlerde Plzen maçı gibi maçların oynanması çok kötü. Futbolun gerçeklerini yadsımak istiyoruz, UEFA kupasının favorisi addetmek istiyoruz kendimizi. Hangi takımda Guti, Quaresma var Allah aşkına?

Aman canım, millet sevinsin, mutlu olsun işte ne var bunda?

O zaman Plzen'le falan maç yapılmasın diyorum ben de. Lige de katılmayalım, her hafta A2 takımıyla maç yaparız. Hiç yenilmeyiz. Uefa'ya katılıyor olsak kesin kazanırdık deriz. Kazanamazsak kesin Schuster hoca değildir.

Quaresma iki kişiyi bağlar, ayağa kalkarız. Üçüncüsünde kaptırır, İbrahim'e küfrederiz... Sonra da Ernst niye oynamıyor? Nasıl oynasın!

71 Yorum:

ço güzel bir ben demiştim yazısı olmuş. 10 numara.

her zaman haklı çıkmana bayılıyorum Gürcan.

Her gece allahım ne olur Gürcan haklı çıkmasın diye dua ediyorum ama sanırım Allah kullarına kabul konusunda eşit davranmıyor.

Demek ki onda da bi planlama hatası var. aksldjhakjsd

sozcelyk dedi ki...

yalnız adam haklı beyler.

söylemişti çıktı.

stoch ilk geldiğinde top alışverişi için gezinirdi şimdi açık alan olsun da koşayım bana pas versinler de asist yapayım modunda.

vivid , boby bobo diyecem de neyse lan asjfdsak

Gürcan Ulusoy dedi ki...

siz anca dalga geçin.

sezon başı biz bu kadro yamalı. bu kadro problemli dediğimizde evet doğru diyorsun diyen kişi sayısı kaçtı merak ediyorum?

sanki hepiniz sezon başı bu kadronun problemli oldğunu söylüyordu da bi biz biliyordumculuk yapıyoruz...

uefa kupası hayalleri kuran da bendim. şimdi sonuçlar kötü gidince akbaba kesildim.

bu muhasebeyi, sezon başında atarız, uçarız, kaçarız diyenler yapsın bi zahmet.

bugün tabata-nobre-holosko-nihat çok kötü yæ diyenler sezon başı şampiyonluk hayalini neye dayanarak kurdu biri önce onu yazsın.

schuster futbol kültürümüzü yekten değiştirebilir diyenleri;"Bunların hiçbiri bugünden yarına düzelmez." sözüme davet ediyorum.

"Yapılan tüm transferlere şapka çıkarıp, hiç bir teknik direktörü beğenmezsin." sözümle de bugünkü duruma ters bağlama yapmışım. guti, quaresma'lı kadroya bok atılamayacağına göre kadroya salla, hocaya güvenmeye devam et.

sozcelyk dedi ki...

ben açıkçası sezon başı şampiyonluk hayallerimi 'guti bobo quaresma hilbert ersnt hep oynar heralde eşşek değiller ya' diye kurmuştum.

bunların beraber oynadığı 4 lig maçını da kazandık geri kalan maçlarda quaresma sağ sol adelesini yırttı bobo'nun bi bacağı diğerinden ufak çıktı guti'ye de insansın diye davranan futbolcu-hakem çıkmadı.

her maç tabata holosko'nun ayağına bakacağımı bilseydim böle bi hataya düşmezdim , affola.

Pamukk dedi ki...

günaydınlar
jessienin haklı çıkacağınnı biliyordum durum çok belliydi bence. sanırm çok polyanna var.

ah gürcan ah gürcan.

haklısn diyorum ben daha ne diyeyim? umarım hep haklı çıkarsın. sizin haklılıklarınızla yaşadığınız beşiktaş'la benimki çook ama çok farklı.

ben her sene şampiyon oluruz diye sezona başlayıp olamazsak olsun amına koyim seneye oluruz diyorum.

ama son dönemde bakıyorum vegörüyorum ki sen bu takımdan hiç bi sik olmaz deyip sonra "ee ben demiştim" diyorsun.

eleştirilecek çok şey olduğuna da kulüp yönetiminin kötü olmasına da, total oyuncu kalitesinin kötü olmasına da katılıyorum. katılıyorum da bundan sado-mazo bir zevk almayı, yaşasn ben demiştim demeyi, haklı çıktım çıkıyorum deyip de gemi azıya alıp oradan yürümeyi anlamıyorum.

bayaa bi süredir okumuyordum bloğu, okuyunca da farkettim ki yürü ya kulum demiş allah.

ekşi beşiktaş yine negative comment generator'e dönmüş.

neyse ben beşiktaş'ı seviyorum ama sen beşiktaş'ın acısını daha çok seviyorsun.

ben beşiktaşı amatör kümede olunca da izlerim, ama sen bu görünüşle beşiktaş küme düşse 1 ay biz böyle olur demiştik deyip "planlaması kötü" başka bir takım bulup izlersin.

beyler merhabalar,
ben şuster, kehanetlerinizi alayım.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

her şeyi eleştiriyor olsa idik, roberto hilbert trasferini, ernst transferini de, ferrari transferini de eleştirirdik. ama eleştirmedik. buralarda yazıyor işte.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

"ben beşiktaşı amatör kümede olunca da izlerim, ama sen bu görünüşle beşiktaş küme düşse 1 ay biz böyle olur demiştik deyip "planlaması kötü" başka bir takım bulup izlersin."

şu yorum da son derece terbiyesizce.

ohoo sen de her sike terbiyesizce deyip sıyrılıyorsun.

her postun altındaki bir yorumda mutlaka bir "böyle terbiyesizce yorum görmedim" deyip sonra nerenizle okuyorsunuz diyen ben değilim ya gürcan.

terbiye kavramını lütfen çorbada bırak. ona buna terbiyesiz deyip de milleti "adam haklı beyler"e bağlatmak daha terbiyesizce.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

"5 ay sonra buraya gelip, Denizli bile Schuster'den daha iyiydi dersin."

Evet (sakatliklarin yardimiyla da olsa) dedigin aynen cikti, Denizli ozlemi duyan arkadaslar turedi. Aferin Gurcan, 13.haftada olacaklari iyi tahmin etmissin. Yalniz marifet sezon sonunda ne olacagini tahmin edebilmektir.

"Wer zuletzt lacht, lacht am besten." diyerek Herr Schuster'e de bir selam cakalim.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

sezon sonu için de sezon başı yaptığım tahmin geçerli. guti-quaresma-ernst aynı anda sahada olmazsa ilk 4 içinde bitiremeyiz.

devre arası radikal işler yapılır bu ayrı.

quaresma'nın guti'nin sakatlanacağını tahmin etmek zor değil. çünkü futbolcuların hepsi sakatlanıyor.

mesele 2 adam sakatken de başarılı kalabilmek.

bir takımın 3 tane A kalite, 15 tane C kalite futbolcusu varsa o takımın total kalitesi c seviyesine yakınsar.

ve beşiktaş bu yaşlı kadrosuyla bir maça çok çok nadir as kadrosuyla çıkabilir.

burada hesap edilemeyen fatih tekke / schuster problemi oldu.

gerçi fatih tekke'nin eski formunda oldğuyla ilgili de elimizde veri yok.

devre arası schuster'in sezon başında olduğu gibi hızlı golcü isteği olabilir. bu da fatih transferini anlamsızlaştırır. biz buna halk arasında plansızlık diyoruz. yani plansızlığın somut örneği.

öyle işkembe-i kübradan salladığımız yok.

kma dedi ki...

daha dün spor servisi programında fuat aktağ, mehmet demirkola çıkan olumsuz bir ferrari haberi için "bak zamanında sen demiştin, söyle! ben haklıydım de!" tarzında bi pas attı. mehmet demirkol da bu pası çok iyi değerlendirdi. ferrari'nin parma macerasında gençlerbirliği ile yaptığı maçda nasıl rezil olduğunu, geniş alanda nasıl hoşbeş olduğunu biliyorduk da söyledik tarzında ego sıvıları ata ata konuştu.

mehmet demirkol zamanınında yaptığı tespitinin ne kadar doğru olduğuna dair müthiş bir zemin bulmuş oldu.

sorun şu ki tespitler ciddi elle tutulur dayanakları olduğu müddetçe doğruluğu için gerçekleşmesi beklenmemeli. demirkolun zamanında ferrari için söylediklerinin dayanağı vardı. önemli olan da budur.

dayanağı ve desteği olmayan fikirlerde sorun var.

Buraya yorum yaparken genelde kahvehane tarzı yazdığımı farkettim.Demek istediğimi anlatamaya çalışırken 2. kelimeyi yazdığımda bile bambaşka yönlere kayıyorum düşüncelerimi toparlayamıyorum komik ama bunun sebebide sürekli aynı postlara farklı kişilermiş gibi o anlık ruh halimle yorum yapmam olsa gerek :)

Bence tepkini göstermeye devam et.En azından tutarlılığın sende kalsın.Zaten ülkenin başına ne gelirse ben mi kurtarıcam lan tarzında ki vurdumduymazlıktan geliyor.Artık baygınlıkta vermiş olsa doğru bildiğin yoldan şaşmadan savunmaya devam etmek önemli.


Amma velakin yukarıda tahminimce Tribal'in eleştirisi " Eline ne geçti bunları bilince hocam ?" daha mı çok seviyorsun BJK'yı takipçilerden,daha çok mu okunmak istiyorsun , ilgi mi çekmek istiyorsun.Sana bu postu yazdıran olay nedir ? Biz seni zaten " 50'lerin oyunu" gibi yerinde tespitlerinle okuyor,ciddiye alıyor, tartışıyoruz ,görüş alışverişinde bulunuyoruz :) Tabi sende bizi dikkate alıyorsan ..

Gürcan Ulusoy dedi ki...

bana göre mehmet demirkol da haklı çıktı eleştirisinde.

çünkü o gün ferrari'ye sallayan bir çok insan 3. haftafa "ferrari bu sistemde oynamaz" demeye başladı.

ben oynar diyorum. hala oynar diyorum. benim nazarımda demirkol haklı çıkmadı. ama genel yaklaşım olarak toplumun çoğuunun "şimdi" doğru dediğini 1 sene evvel söyledi.

oysa ben 3. haftada "değil matteo ferrari, elvan abeylegesse'yi koysan zor geri koşar" diye post atmıştım.

yine atarım.

ferrari özel hayatı nedeniyle gönderilecekler listesindeyse satarsın kimse bir şey de demez.

ama ferrari bu sistemde oynamaz dersen, ben de "o zaman ferrari'nin oynayacağı sistemde oyna" derim.

veya dönerim, j. terry çok mu hızlı oyuncu ki oynayabiliyor, walcott'la eşleşmesinde 15 metre fark yemeyecek stoper var mıdır? derim.

Bu post bir tepki post'udur. Tepki de tribal'in bu yazi yazilinca o kinayeli yorumu birakacagini bilmenin tepkisidir. Zira tribal iki gun once de mac post'una "Yenilelim de Gurcan planlama yazsin asdahdjsa" yazmisti.

Bu tepkiyi niye vermek zorunda kaliyor Gurcan? Yazin bunlari yazdiginda "Birader sus da eglenelim" dendi, "su guzel gunlerde ic kararttin" dendi. Adamin o gun ona gosterilen -ve bugun de gosterilmeye devam eden- tepkiye bu sekilde yanit vermesi de en dogal hakkidir.

Internetin guzel yani bu: Yazdiklarimizin tarihi duruyor aynen kiyida kosede. Soz ucar, yazi kalir. Kalan yazilari da arada hatirlamak lazim tabii.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Takim halinde on alan presini iyi yaptiktan sonra stoperlerin hizli olup olmamasi cok farketmez zaten. Onemli olan pozisyon bilgisi ve oyuncularin nerede duracaklarini iyi bilmeleri, alani iyi parsellemeleri. Bizde su an eksik olan bu, ama ogrenecekler, ogrenmek zorundalar. Ogrenmemekte israr edenlerin yerine de baskalari gelecek.

haah tam oldu.

ben yarın da aynıını yazarım sevgili shelbyl.

hep diyorum (ki kontr sen de aynı şeyi söylüyorsun) benim beşiktaş'a bağlılığım, beşiktaş görüşüm, beşiktaşkım farklı sizden.

ben bu olmazsa yarın bir başka takımı tutarım demedim, diyemem.

hala diyorum, kesinlikle katılıyorum arkadaş, yönetim ve başkn kötü, takımın total kalitesi düşük, bu düşüklük evet planlamadan kaynaklanıyor. da işte ben beşiktaş'a hep böyle bakmaktan da bakanlardan da yoruldum ve sıkıldım.

açık ve net söylüyorum, bana ne yahu 10 ay önce ne dediğinizden? y.d. kadro planlaması yanında benim kızımın gelecek planlamasını yapacak mı?

bana her yenilgi vey kötü gidişte "ben söylemiştim", "e işte bu takım kötü" demenizin bana veya beşiktaşa ne yararı oluyor. adam haklı beyler denince beşiktaş şahlanıyor mu?

ben her hafta "lan beşiktaş maçı olsa da izlesem" diyorum. yenince deli gibi sevinip yenilince deli gibi üzülüyorum.

her sezon başında şampiyon oluruz deyip sonra olamayınca kısfmet diyorum.

sonuçta "ben demiştim" i kabul etmiyorum. daha doğrusu bravo diyorum.

bence kulüp yetkilileri iletişime geçsin de hakikaten sizin dediklerinizi yapmadığımız için yarra yedik, buyrun kulübün anahtarı desinler istiyorum.

hakikaten güzel olur. en azından bir şey söylediğimizde "yeter artık" diyen de "terbiesiz" diyen de kulüp yetkilisi olur.

son dönemde yardırallah bin tane "ben demiştim, planlama eksik, takım nasıl da yarraa yedi, oh olsun siz çakar geçeriz diyordunuz" postuna da tavrım budur.

benim beşiktaşım sizin acılarını meze yaptığınız değil purple'ınki gibi threepointinki gibi acıyı bal eyleyen, beşiktaşı meze değil mey yapan beşiktaş.

kah içince sarhoş olurum kah içince mideyi bozarım.

Ekrem'in dediğini belki 10 defa yazmışımdır burda yorumlara.

Olay Ferrari'nin yavaşlığı değil keza Pique olsun Puyol olsun hızlı adamlar değiller.Olay o topu oraya attırmamak ,topu oraya attırdıysan zaten golü yiyorsun ayrıca gol yemiyceksin diye olay yok hocam 8 kişiyle hücum ediyorsun ama karşılığını alamıyorsun yediğin goller tabi ki göze batar.Schuster o topun oraya attırılmamasını istiyor ama bizimkiler hala topu kendi yarı sahamızda karşılama derdinde neden çünkü pozisyon bilgileri(iyi pozisyon alan adamlar yaşlı maalesef) zayıf neden çünkü duracakları yerleri rakibin ne zaman hangi pas kanalını kullanacağını tahmin edemeyecek kadar uzaktan geliyor pres yapmaya,neden çünkü konsantrasyonlarıda problemli ...

Ha diyeceksin ki o zaman ona göre oynatsın.İşte Denizli oynatıyordu.Onada sövmedik mi defans çok geride Anadolu takımı gibi oynuyoruz diye ? Ee onu istemem bunu isteme ne istiyoruz ?

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Biraz sabredersek bu isi beceremeyen oyuncular yakinda ayiklanacak zaten. Bu kadar oyuncuyu nasil degistireceksin dersen, gerekirse A2 takimindan bunu uygulayabilecek, gelisime acik oyuncular monte edilir. Necip'in sagladigi uyumu saglayabilen 1-2 oyuncu bile fark yaratir. Schuster ne yaptigini cok iyi biliyor, kimse merak etmesin.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

cska deplasmanı dönüşü bu bloga attığın son postun ana teması "nobre-rüştü-demirören siktirsin gitsin" di ama, nasıl oluyor da acıyı bal eyleme oluyor?

sen değildin ama ekşi beşiktaş mail grubunda holoskonun anasını sikeyim mesajını da ben atmadım.

yada purple'ın hala bir ışık var dediği, acıyı bal eyleyen beşiktaş kapalı tribünü holoskoya aynı küfrü edince mi benden farklı beşiktaşlı oluyor?

quaresma iki bacak arası atar bana yeter, sikmişim futbolu, beşiktaş'ı diyen adamla aynı takımı tutmuyorum evet ben.

ama bunu bugünden de ifade ediyorum.

beşiktaş her sezon 5. olursa 5000 kişiye oynar. beşiktaş'ı bu denli takip edilir kılan; başarısıdır. bunun dışındakiler fazla duygusallık.

arkadaş, ben bu adamların yönettiği beşiktaş'ı tutmuyorum diyen adam da az beşiktaşlı değil, bana göre çok beşiktaşlıdır.

6 ay geriye gitmeye bile gerek yok.

beşiktaş'ın iverson'a değil, düzgün bir basketbol yönetimine ihtiyacı var. taraftar iverson'u değil, bunu talep etmeli diyorum. daha bugünün konusu. aynı 6 ay öncesi gibi, yönetim iverson'u getirmiş, daha ne yapsınlar" deniyor... daha bugün yahu.

Bu blog niye var?

Ben bu blog'un varligini Besiktas uzulunce iki adama kufredip, sonra hafta icinde "Ah ne guzel sevdik seni be Besiktas'im" diye raki esliginde yazi okumakla iliskilendirmiyorum. Yeri gelir ona da ihtiyac olur, o ayri.

Bu blog, insanlarla tartismak, insanlarin futbol goruslerini degistirmek/gelistirmek ve ona perspektif katmak icin var.

Benim bu blog'dan once, noat'tan once, borges'den once futbola bakisim ile simdi bakisim farkli. Ve su an daha cok zevk aliyorum.

Eger amacimiz her mactan sonra Holosko'ya kufredip desarj olmak ise, arada da romantik takilacaksak, eksisozluk'ten niye koptuk geldik buraya?

Planlama yazmayalim degismez, medya yazmayalim degismez, x yazmayalim biktin, y yazmayalim hodo.

Koyalim yana bir chat box, oradan butun gun ashfjsahdjkashdjka diye takilalim o zaman, blog'a gerek yok yani.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Birbirimizin Besiktasliligini sorgulamaya gerek yok bence. Hepimiz Besiktas'i sevdigimiz icin buradayiz. Bakis acimiz, uslubumuz, dusuncelerimiz, hayat gorusumuz cok farkli olabilir ama ortak noktamiz: Siyah/Beyaz, Besiktas.

yahu ben bu gün holoskoya da küfrederim, yarın tabataya da. ki sabah akşam söverim.

ama gol atınca da sevinirim. şimdi siz nobre gol atınca sevinmezsiniz diyenlerden de olamdık kusura kalmayın.

acı fetişizmi yapmaktan bahsetmiyorum zaten. "ben" holoskoya sverim, "ben" nobreye söverim. gol atarlarsa da lan atabiliyordun da niye atmadan şerefsiz der yine gole sevinirim

ben beşiktaşı seviyorum çünkü. kazanırsa beşiktaş kazanır. golü atan da beşiktaşın futbolcusu.
bobo gol attı ben yanlış çıktım diye ellerimi başımın arasına alıp üzülmem yani.

öte yandan shelby ben zaten canımın istediği yerde asjkdgjasd diye goy goy yapıyorum, blogla da bir bağım yok hatırlarsan. blogda aslkdjlasd yaptığımda verdiğim rahatsızlıktan.

ekşi sözlükte aradığım küfürleşem ortamını bulamadığımdan geldiğim yerden de ayrılışım aynı sebebpten. suyu bulandırıp konuyu dağıtmaya gerek yok.

blogun varlığını da ilişkilendirdiğiniz yer değil mevzuu. ana konu beşiktaş

siz blogu beşiktaşın önüne koyduğunuzdan dolayıdır diyorum zaten "ben beşiktaş küme düşse de takip ederim" diye.

lütfen bu sebeple blogunuzla beşiktaşı ayrı değerlendirin.

teşekkürler.

sozcelyk dedi ki...

beşiktaşla blogu ayrı değerlendirmek sanırım söz konusu olamayacak

zira ben beşiktaşlıysam burda bunları konuşabilidğim eleştirebildiğim için kendim gibi düşünenlerle beraber iki kelam edebildiğim için beşiktaşlıyım o da yoksa zaten beşiktaş benim neyime gider başka bi takım bulurum çok da fifi dendiğini hatırlıyorum.

ama başta da belirttiğim gibi bu yazının ilki olan futbol kültürümüz ve yabancıların ayak uydurması konusunda gürcan abi haklıymış, özellikle takip ettiğim adamlar baroni,stoch : isyan edenler niang,guti,quaresma,schuster.

işte o noktada beşiktaş ile ekşi beşiktaş blogunu ayırmadığınız zaman kendinizi koyduğunuz yer saçmalaşıyor.

beşiktaş ekşibeşiktaş için mi var yoksa ekşibeşiktaş beşiktaş için mi?

hayır gürcan desin ki arkadaş yarın bir gazeteye kapağı atarsam sikerim kulübü de planlamayı da blogu o ayrı ama şu içinde bulunduğumuz durum çok kafa karıştırıcı

Blog ile Besiktas'i ayri degerlendirmeyen ben miyim acaba?

Ben blog'u Besiktas sevgimden ve taraftarligimdan ayri, bir fikir paylasma platformu olarak goruyorum oncelikle. O yuzden burada belirli konulara odaklaniyorum.

Besiktas taraftarligim ben ile bilgisayar ekranim arasinda. Mac izlerken ben de kufur ediyorum, ama gelip buraya kufur edemem. Burada neden kufur ettigimle ilgili cikarim yapip, kufur etme motivasyonundaki ortak noktayi ararim. Benim kafamdaki blog dusuncesi bu, benim yazma motivasyonum bu. Sen mac esnasinda desarj oluyorsun, ben sonrasinda yazarak.

Buradan bakinca tam da senin istedigin gibi, ikisini ayri goruyorum boylece.

Daha kisisel boyutuna gecersek:

Sen geldin Gurcan'in "planlama"sina laf attin. Ben de senin asdjsakdjaskl'ne laf attim. Alinilacak bir sey gormuyorum o elestiride. Blog'la baginin olup olmamasi ile alakasi ne onu da cozmus degilim.

Bugune kadar bir kere Bobo gol atinca uzulduysem Bobo gibi bir bacagim kisalsin.

TA dedi ki...

shelbyl

bu durumda ya dükkanı kapatacaksın yada dükkanı romantiklere devredeceksin.

romantiklerin dükkanı nasıl işleteceklerini bende merak ediyorum.

tribale katılıyorum.reelde hiçbir etkide bulunamadığın bir duruma ben demiştim demek gereksiz ve anlamsız.

Bu son soruyu neresinden tutayim bilemedim.

Besiktas olmazsa Eksibesiktas olmaz. Eksibesiktas, Besiktas icin var. Eksibesiktas Besiktas icin varsa, Besiktas icin de fikir uretecektir.

Ama Eksibesiktas neticede toplu bir "kisisel blog"dur. Burada insanlar, Besiktas ile ilgili "kisisel" fikirlerini belirtir ve tartisirlar.

Gurcan'in Besiktas ile ilgili fikri planlama ise gider onu yazar. Besiktas olmasa Gurcan o yaziyi yazmayacakti.

Bu blog sadece Gurcan'in blogu da degil. Gurcan planlama yazar, altina yorumlar yapilir yazi bambaska yere gider, sonra gelir yuki bir sey yazar.

Benim etrafimda oturup Besiktas konusacagim adam yok. Cunku yurtdisindayim. Aklima gelenleri konusup tartismak istiyorum. Bu kadar.

sevgili shelbyl,
kusura bakma ben o kadar süslü cümleler kullanıp bir paragraf oluşturamıyorum.

dediğim gibi asdhkasd kısmını zaten başka yerlerde yapıyorum, blogda küfretmemek için, aslkdjlasd dememek için yokum diyorum.

çok yalın ve süssüz ifadelerle tekrar söyleyeyim, ben beşiktaş'ı söylüyorum sen blog niye var diye soruyorsun.

blogun varlığını beşiktaş'a mı dayandırıyorsun yoksa tam tersi mi dedim sadece.

sonuçta yine söyleyeyim, eleştirdiğim husus beşiktaş'a bakış açınız. en baştan beri de hep bunu söyledim her seferinde de cevap olarak sozcelykk'in dediği cümle geliyor.

ben de o kadar sözü boşa etmiş oluyorum.

öteki hususta da bırakalım gürcan planlamasına atılan lafı cevaplasın.

Ha, sen Gurcan'i "planlama planlama" diye Facebook tabiriyle "poke" edersen adam da bir noktada durur ve bunu yazar mesela. Gurcan'in daha once bu tarz bir yazi yazdigini da hatirlamiyorum ben

Ha, Gurcan'in bunu yazmasi da Besiktas ile ilgili bir fikirdir neticede, cunku bu post'un varligi, antitezinin varligini isaret eder kendi icinde.

ekşibeşiktaş tabii ki beşiktaş için fikir üretsin. ben üretmesin demiyorum ama hobi oalrak üretsin.

her maçın sonucunu bekleyip koyduk mu diye post atmakla koydular mı diye post atmak arasında fark yok.

birinciyi ben yaptım, ikinciyi siz. ben sadece bende bu algının oluştuğunu ve rahatsız olduğumu söyledim.

ötesi yok.

tabii ki blog sizin blogunuz, da bırakın beşiktaş hakkında söyledikleriniz için ve beşiktaşa bakış açınız için eleştiri getirebilelim.

sergen'e oktay'a siz ne diyonuz yapraam diyorsam size de diyorum tek fark daha yakından diyorum. siz duyuyorsunuz onlar duymuyor.

yarın öbür gün siz de duymazsınız diye şimdide söylüyorum askdgjkahsd

Besiktas'a bakis acimi elestirmen, benim hayata bakis acimi elestirmen demek total anlamda.

Ben sadece Besiktas hakkinda degil, politika, muzik vs. boyle dusunmekten zevk aliyorum. Boyle dusunmekten zevk aldigim icin bu blogda yaziyorum, baska blog'da yaziyorum, Bianet'te yaziyorum; yaziyorum oglu yaziyorum. Senin gibi dusunsem/yaklassam yazmazdim. Sen de yazmiyorsun zaten.

Demek ki olay sebepsel degil, sonucsal bir yerde.

ben sabah akşam gürcan'ı pokelerim işte onu diyorum. sergen'i oktay'ı pokeleyemiyorum, arkadaş olarak ekli değiller çünkü.

siz de o mesafeye uzaklaşırsanız sizi de pokeleyememiş oluruz.

gürcan zaten bu aralar kendisinin ak dediğine kara dendiği an hırsla epik postlar atıyor.

bir de tutup onun özetini geçmeye yok yani.

ha her eleştirilen (dalga geçilen, taşşak geçilen, küfredilen vs abart dildiğin gibi)noktada bu tarz post olacaksa diyorum iş maksadını aşıyor

"Birakin da elestirelim" tarzi bir cumle kurman cok garip.

Elestirmen demek, elestirin tartisilmayacak demek degil. Ben senin elestiri getirmeni degil, elestirini tartisiyorum.

Ya da istersen sen elestir biz hicbir sey demeyelim, madem olay "birakin da elestirelim"e gelecek.

Hıncal da Gs'da göreve gelen her hocaya mesai yaptıktan en fazla 2-3 ay sonra derhal kovulmalı der ve salladığı her hoca da sonunda kovulur.Ee Mouruinho gibi dünyanın en iyi hocası bile Chelsea'den kovuluyor netçede.Sonunda da hep Hıncal haklı çıkar.Bu da biraz öyle olmuş.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

"hayır gürcan desin ki arkadaş yarın bir gazeteye kapağı atarsam sikerim kulübü de planlamayı da blogu o ayrı ama şu içinde bulunduğumuz durum çok kafa karıştırıcı"

peki sence benim burada herhangi bir yazım bir medya kuruluşunda yayınlanır mı? Sence ben gazetecilik hayali mi kuruyorum?

Bu yazdıklarımla bana gazetede köşe verirler mi sence?

Bu arada jessie'nin ekşi sözlükte quaresma başlığında yazdığı ve tutmayan öngörüleri de var.Şimdi onları da buraya taşıyıp nasıl morarmışsın diye dalga mı geçelim.Gereksiz şeyler bunlar.

allah allah, konuyu iyice demagojiye getirelim.


ben sizin eleştirinin şeklindn çok eleştirilmenize takıldığınızı düşünüyorum ki öyle söyledim.

eleştiildiğinizde 30 sayfa bakın ben demiştim, koyduk mu postu atıyor olmanızdan bahsediyorum karşısına ne cevap geliyor.

neyse tamam siz haklısınız, allah belasını versin beşiktaşın.

yarın öbür gün allah beşiktaş'ın belasını verirse ben demiştim demek için yazdım bu son sözü de.

derim ben allah belasını versin demiştim, verdi de diye

Ya bir de cok ilginc bir nokta kaciriliyor:

Gurcan'in yazisinda olgularla ilgili kehanet yok, algi ile ilgili kehanet var daha cok.

Adam demis ki: "Boyle diyeceksiniz. boyle davranacaksiniz".

Bu post'u attiginda da diyor ki: "Bugun bana kiziyorsunuz, dun de kiziyordunuz, ama ben hala ayni seyi diyorum."

Gurcan'in burada "Ben demistim." demesi kahinlik degil, gene bir diyalog.

Gurcan sezon basinda "13. haftada 6. sirada oluruz, puanimiz 21" falan demis olsaydi ve de bugun gelip onu "Ben demistim" diye buraya koysaydi ilk "Siktir"i ben cekerdim.

Aradaki nuansi gorebilirsek cok mutlu mesut olurum, valla bak.

"neyse tamam siz haklısınız, allah belasını versin beşiktaşın."

Biri demagoji mi dedi?

sevgili gürcan,
keşke yayımlansa. yani ben isterim yayımlansın. sen de istersin eminim.

ama yayımlamazlar, her yazının sonrasında gelen yorumlara

ben böyle terbiyesizlik görmedim, siz beni anlamıyorsunuz, ben zaten önceden söylemiştimle iş tutan bir tek hıncal uluç var. ki bunu millet gürcan hıncal olmuş dediğinden falan söylemiyorum.

hani fm'de attribute filter yaparsın 2-3 oyuncu çıkar ya onungibi düşün.

kötü maksatla söylemiyorum hıncal olayını.

ama bir tanehıncal var, o yüzden medyada onun gibi yaklaşım gösteren adamlar tutunamaz

cımbızla shelbylciğim cımbızla.

konuyu da iyice sapla samanı ayırd edemeyecek noktaya getir ki renklensin ortam.

Cimbizlar karsilikli tribalcim.

neyse kaş bıyıkda yardımcı olur karşılıklı cımbızlar o zaman ne yapalım.

o cımbızlar çünkü ancak o işe yarıyor.

BJK4EVER dedi ki...

Yazacaklarim 1 kerede sigmadi, part 1:


Son gunlerdeki cogu yazina harfiyen katiliyorum, ama buna kesinlikle ve kesinlikle katilmiyorum Jessie.

Bir defa kadro planlamasi deyince gecen seneden baslamak lazim analize. Gecen seneki durumumuz neydi? Bana gore (ki cogu kisi herhalde katilir) iyi defans yapan, ama hucumda isi bitiremeyen bir takimdik. Takimin omurgasi, ki onlibero ve stoperleri kastediyorum, oldukca kaliteli ve saglamdi (Ferrari Sivok Ernst Fink), takim savunmasi cok iyiydi ve az gol yiyen bir takimdik, cok az pozisyon veriyorduk.

Ancak gol atmakta sikinti cekiyorduk, hucum oyuncularimiz hem yetersiz hem formsuzdu. Nihat ve Nobre bekleneni veremedi, Holosko anlik patlamalari disinda vasat ve istikrarsiz, Tello Holosko'dan biraz iyi ama yetersiz, Yusuf enerjisini zaten sampiyon oldugumuzda bitirmisti, Delgado hakkinda konusmaya gerek yok cunku onun hakkinda farkli fikirlerim var ama onun da performansi yetersizdi, Tabata ise Holosko kadar odun olmamasina ragmen maliyetinin altinda ezildi ve BJK'nin 10 numarasi degil, tek yeterli gorebilecegimiz isim Bobo, ama o bile tartisiliyor, dusun artik. Aslinda takim olarak fena ofans yapmiyorduk, pozisyona da giriyorduk (Trabzon, Diyarbakir maclari vs), ancak silahi temizleyip kursunu dolduran, silahi dogrultan ama tetigi cekemeyen bir takimdik.

Ve cogu kisi hemfikirdi ki bize lazim olan sey ofanstaki bu kalabalik ama etkisiz toplumun yerine 2-3 tane mac cevirebilecek ust duzey oyuncu idi. Ki bana gore Guti ve Quaresma bu klasmana giriyor, maliyetleri de oldukca makul bana gore. Ve bu 2 oyuncu alindi. Buna ek olarak takimimiza uygun disiplinli ve mucadeleci bir ekstra kanat oyuncusu geldi (Hilbert), Aurelio ve Fatih gibi tecrubeli yerli alternatif olabilecek oyuncular da geldi, Sivok sakatlandiktan sonra yonetim fedakarliktan kacinmayip (bkz GS-Baros-forvet) hemen Ersan'i da Hilbert, Aurelio ve Tekke gibi 0 maliyetle getirmesini bildi. Bence yonetim ustune duseni yapti kesinlikle. Ihityacimiz olan sey 2-3 tane ust duzey ofans oyuncusuydu, onu aldilar. Belki Quaresma'ya alternatif olabilecek bir sag acik oyuncusu lazimdi, ama butce yetmedi sanirim ve Robinho'yu sponsorlarla zorladilar (o da tamamen dogru hamle), ama olmadi.

Aslinda yonetimin yaptigi hersey dogruydu. Ancak dusunmedigimiz ve beklemedigimiz 2 olay Schuster ve sakatliklardi. Yeni antrenorun yapmasi gereken sey M.Denizli'nin takimini yeni 2 transferle entegre edip devam etmek iken Schuster parcalari degistirmek yerine sistemi komple degistirmeye karar verdi. Tabii burda suc Schuster tarzinda bir teknik adami getiren yonetimde mi yoksa esnek ve uyumlu davranmayan Schuster'de mi orasi ayri konu.

BJK4EVER dedi ki...

Part 2:


Aslinda iyi de basladik, iyi de oynuyorduk, sonuc da geliyordu. Ancak IBB maci ve son haftalardaki maclar gosterdi ki Quaresma, Bobo, Guti olmayinca veya iyi oynamayinca bu sistem iflas ediyor. Savunma takimlarindaki aslinda onemli olan olay forvetlerdir. Savunma takimlarinda zaten defans sorun degil, genellikle bu tarz oyun oynayan takimlarin zaten iyi bir defansi var, mentaliteyi de ekleyince saglam oluyor zaten. Ancak etkili ve efektik hucum elemanlari olmayinca bu sistem iflas eder. Ki yillarin savunmaci Italyan takimlarinda bile bu yuku kaldiran ofans oyunculari Kaka, Shevchenko, Inzaghi, Del Piero, Milito, Sneijder gibi oyuncular, bizde orada sikinti vardi iste.

Ancak Schuster sistemi degistirdi ve asiri ofansif oynatti. Bizde Bobo, Guti, Quaresma gibi oyuncular varken ustunluk kurabiliyorsun, ancak bu olmayinca hucumda efektiflik kurulamiyor, o golu bulamadikca da oyun disiplininden kopuyoruz, ki Konya'nin ilk golu buna en guzel ornek. Bu sezon defansif bir mentalite ile oynadigimiz mac sayisi azdir. Bence sadece Gencler ve Kayseri maci sayilabilir, ki ilkini Quaresma ve Guti varken ilk bahsettigim sekilde kazandik, ikincisinde ise o hucum elemanlari ile tek farkli skoru yakalayamayip disiplini elden birakip 90'da golu yedik. Yani ilk sozlerimde bahsettigim sistem ve yapiyi sadece G.Birligi macinda (Bobo'suz) sahada gorduk, o maci da 0-2 gibi net bir skorla kazandik.

Ancak elbette sikintilar hala vardi ve var da. Sivok'un uzun sureli ve Ferrari'nin kisa sureli sakatliklari defanstaki sikintiyi arttirdi, buna Bobo, Guti ve Q7'nin sakatligi eklenince hucumda da yeterince becerikli olamadik. Aslinda kadro planlamamiz ve yapimiz oldukca saglikli, fakat Schuster'in yanlislari ve sakatliklar bizi bu noktaya getirdi.

Kadro planlamasi ile ilgili elestirilere de katilmiyorum. Bence yapilabilecek yegane planlama elestirisi Quaresma'nin alternatifinin olmamasi, ancak buna butcemiz musade etmedi ve kadronun yasli olmasi. Ancak bu da dogru degil, cunku Cenk Ismail Atinc Ersan Ridvan Cumali Necip Onur A.Kucik Erkan gibi hemen genc bir kadro yazilabiliyor, yani gelecek kaygisi da olmamali.

Kadro planlamasinin bizi bu noktaya getirdigine kesinlikle katilmiyorum. Yonetim herseyi dogru yapmistir, dogru transferleri dogru maliyetlere yapmistir, hatta kendini asmistir. Bizi buraya getiren ise Schuster'in gereksiz sistemi ve yasadigimiz sakatliklardir.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

quaresma'yla ilgili tutmayan kahanetlerimi konuşalım mesela.

ama geçenlerde biri yazdı, bu adamın da götüm attı başım attı portekiz'e gidiyorum demesi baydı arkadaş... demiş.

onu da tartışalım o zaman.

ben hep aynı şeyi söylüyorum; beşiktaş kazanmazsa bugün holosko ıslıklanır, yarın quaresma. benim kehanetim budur. ne kadar kehanet kabul edilecekse...

galatasaray taraftarının taptığı lincoln'ün nasıl gittiğini biliyoruz. yok canım, beşiktaş farklı falan demeye gerek yok.

arda turan için söyledikleri bile türk futbolunun, türk seyircisinin durumunu ortaya koymaya yetiyor.

bunlara gerek yok demeye gerek yok. tam da bunlara gerek var.

yoksa her boku eleştiren veya her boku onaylayan adam oluyoruz.

Pamukk dedi ki...

holosko dan önce tribünler istifa etsin.

quaresmanın hallerini de görüoruz özüne döndü.

Sertug Ozgur dedi ki...

Bu postun açılması gereksiz olmuş.

Ben de Tribal gibi son zamanlarda bir okuyucu olarak ben demiştim plansızlık temalı yazılardan sıkılmıştım. Bu yüzden hafif sinir kriziyle geçenlerde Ferrari-Fink'in kalmasını isteyen sizdiniz ne oldu şimdi haksız çıktınız ana temalı bir yorum yazmıştım.

Bu post yazıldıktan sonra gürcan ulusoy'un kendisini tanımadığım için ulan Beşiktaş yenilsin, şu hata yapsın da ben haklı çıkayım diye bir düşüncede olduğu kanısına varabilirim. Bu son derece normal. Ha gerçekten böyle de hissediyor olabilir, bunun yargılanacak bir tarafı yok.

En sevmediğim şey kendisini öven insanlardır. Ferrari-Fink konusunda böyle yorum yapma motivasyonum da bu idi. Burada gürcan ulusoy kendisine gelen tepkiler yüzünden böyle bir post açmış olabilir, orasını bilemem. Ama dışardan bakınca ilk şık daha olası geliyor.

Yine kendisini övmek için bunu yazdığı kanısından hareketle, aynı yazıyı keşke shelbyl veya yuki ya da purplepurple koysaydı diyorum.

Övün ulan beni ibneler şeklinde tevazudan da hoşlanmam ama bu tip bir yazı talihsiz olmuş.

keyifadami dedi ki...

şahsi kanaatimce gereksiz olan bu tartışmanın içine girmek istemiyorum. ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. hani şöyle bir şey yazılmış:

"beşiktaş her sezon 5. olursa 5000 kişiye oynar. beşiktaş'ı bu denli takip edilir kılan; başarısıdır. bunun dışındakiler fazla duygusallık."

basitçe şöyle söyleyeyim; bunu yazmak için ya tarihi ya gerçekleri reddetmek gerekir!

bu savımı da uzun uzadıya savunma ihtiyacı hissetmiyorum nedense.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

@keyifadamı bundan 30 sene önce dediğinizde haklı olabilirdiniz.

ama quaresma sakat diye bilet satışları %50 düşüyorsa, yarın holosko bile olmadığında bilet satışının ne olacağı şüpheli.

AQ-47 dedi ki...

quaresma olmazsa takım saldıramıyor, gol atamıyor... artı son 4 maçtır oynadığımız futbol bi boka benzemediği için ondan başka da gol atacak adam da olmadığından seyirci gol ve galibiyeti geçtim güzel futbol için bile Q7yi izlemeye geliyor olabilir, gelmiyorsa da haklıdır. bu durum çok garip değil, sırf messiyi izlemeye giden barcelona taraftarı yok mudur sizce?

biri leri dedi ki...

Tribal'in tribini anlamak mumkun degil. Besiktas'i yasattigi kederiyle severim, mey ederim vesaire. Uc buyukler orantisiz artan mali guclerine ragmen hala yerinde sayiyorsa bunun sorumlularindan biri de Turk insaninin her tabakasina kok salmis bu yuzeysel romantizmdir. "Ayrintisi sikimde degil babus, Besiktas yenerse sevincten aglar siir yazarim, yenilirse kederden geberir yine siir yazarim" Sorumsuz yoneticilerin verdigi gunu bile kurtarmaktan aciz sikko kararlara en buyuk gucu; gozyasini, siirini, futbolun yarattigi hissiyati, tavsaninin suyunun suyunu, futbolun, olayin ozunun onune cekip duz adam koltuguna kurulan milyonlarca taraftar veriyor. Tribal ve bu kafadaki tayfa, her hafta aglayip sevinecek baska bir sey bulsa Besiktas'i amator kumede falan izlemez. Zaten onlarin asik oldugu sey de ne futbol, ne Besiktas. Toplumun erkekten esirgedigi duygulu ruh halleri, sulu zirtlak aglasmalar, goril gibi tepisip girtlak parcalanincaya kadar bagirma ozgurlugudur sevdikleri. Bu kafayla da plan program muhabbeti yapilmaz, yarina bakilmaz. Zaten plan program olmamasi islerine gelir, takim kaybederse kederden gebermek, sagi solu suclamak, kufur etmek galibiyet sevincinden daha tatlidir.

fabianernst dedi ki...

@tribal
öncelikle teşekkur edrim :)
bu arada bence jessie o yorumu bir anlık sinirle yazdı o satır yakışıksızdı ama olur boyle şeyler. bende çok laf soyluyorum elame burada. belki onların birikmesiyle yazmıştır.her ne kadar terbiyesizlikle suçlayıp o yorumu g.t.nuzle mi okuyorsunuz iması yapması luzumsuzdu...olayın sıcagı sıcagına da o cumleye değil diğer cumleye cevap yazdım zaten boşverr olur boyle şeyler

Unknown dedi ki...

burası bir blog; farkında olun be abiler; inanılmaz büyük misyonlar yüklenmeye gerek yok.

ki 2 senedir okudugum bu blogda da tek bir gerçek somut bir öneri de okumadım. klasik bıdı bıdı lar " planlama,altyapıya yatırım,özkaynak.."

bunları biliyoruz da önemli olan soru nasıl? nasıl olacagına da verilen bir yanıt gelmeyince klişelerde debelenmek dışında bir şey oldugu yok.

noat gibi inanılmaz teknik analizler de okuyamadıgımıza göre geriye kalıyor futbol ve beşiktaş romantizmi. bekledigim ve bu blogda son zamanlara kadar genel olarak da buldugum bu keyfin son zamanlarda "kendine aşırı önem atfetme ve anlamsız kısır gereksiz tartışmalar" yüzünden biraz azaldıgını söyleyebilirim.

bu tartışmaya attıgım bu mal yorumla destek verdim. haydi devam edelim.
oyum tribale gidiyor. kutumu da açmak isteyebilirim.

Baskin Hoca ile zamaninda gerceklestirdigim diyalogumdur:

- Hocam insanlarin yanlis bildikleri seyleri yaziyoruz, tabu olarak gorulenleri elestiriyoruz ama neticede degisen bir sey yok. Yaziyoruz ama bosluga gidiyor. Yazmak cozum getirmiyor, daha farkli ne yapmaliyiz?

- Daha cok yazmalisin.

Herhalde anlattim maruzatimi.

TA dedi ki...

@birileri

plan proğram yapmak taraftarın işi mi yani?

o işleri bırakalımda o işleri yapanlar yapsın.

taraftarın hiçbir etkisinin olmadığı bir durumda planlar yapmasıda enteresan.

@TA

Taraftarin neye etkisi var?

O zaman taktik konusmayalim taktige etkimiz yok. Transfer konusmayalim transfere etkimiz yok. Mac konusmayalim maca etkimiz yok. Secim konusmayalim secime etkimiz yok.

Perspektif.

Ben burada futbol konusmuyorum. Zaten futbolu iyi bildigimi de iddia edemem. Ama burada futbol konusuyorum kisvesi altinda farkli bir perspektif sunmaya calisiyorum. Cunku benim bildigim o.

Plan program yapmak taraftarin isi degilse, taktik transfer konusmak da taraftarin isi degil. Ama onu yapiyorsun?

Farki ne?

TA dedi ki...

bende kendimi sıyırmıyorum bu boş konuşmalardan tabi.

futbola daha romantik bakmak mantıklı olan.sistem,alt yapı,kulüp ekonomisine bulaştıkça futbolun romantik yanını görmek zorlaşıyor.(tribalin dertlendiği nokta)

eskiden taraftar bu işlere bu kadar kafa yormuyordu.işlerde yürüyordu.şimdilerde taraftar bunlara kafa yoruyor ama işler yine bilindik yürüyor.yani değişen birşey yok.

gereksiz bilgi kirliliği var sanırım.

Ekrem Ph.D. dedi ki...

Taraftar takimin arkasinda dursun, Schuster'e destegini cekmesin yeter. Iste taraftarin en buyuk etkisi budur.

biri leri dedi ki...

@TA

"plan proğram yapmak taraftarın işi mi yani?

o işleri bırakalımda o işleri yapanlar yapsın.

taraftarın hiçbir etkisinin olmadığı bir durumda planlar yapmasıda enteresan."

Enfes bir Türk kafası, ders kitabına örnek resim konulacak olsa daha iyisini bulmak zor.

Toplumun siyasetle ilgili olması gerektiği kadar, taraftar da 'hiçbir etkisi olmayan' durumda, tuttuğu takımın yarınında sağlıklı bir görüş sahibi olmalı. Hiçbir etkisinin olmadığı da palavradan başka bir şey değil zaten; trivelasına kurban olduğunuz şaşaalı transferler sırf öyle denk geldiği için, Demirören Portekiz'den geçerken kara kaşına vurulduğu topçuyu kolundan tutup getirdiği için gelmiyor, aklınızı almak, günü kurtarmak, sağı solu dökülen ama farları afilli takım sıçınca da postu kurtarabilmek için geliyor; sen beğeniyorsun diye, sağlıklı bir fikrin yok diye, Beşiktaş'ı mey edeceğin zaten aşikar olduğundan geliyor. Öyle akıl almaz kısır döngüler gönüllülük esasıyla öyle güzel yaratılıyor ki Nolan görse aklı çıkar, üç değil beş, on, on beş rüyayı iç içe geçiren, her uyandığında arkasında bir ıslaklık hissedip yarabbi şükür diyen kalabalıklara bu haller müstehak gerçi.

AQ-47 dedi ki...

Bloga müthiş anlamlar ve misyonlar yüklendiği konusuna katılıyorum.
Taraftar muhabbeti heryerde aynı, herkesin kafasında çözüm önerileri var, romantizm de var, ama burada farklı olan bir olgu daha var, kahvede planlama, transfer, taktik yorumu yaparsınız, karşınızdakiyle de tartışırsınız, deşarj olursunuz. Burada ise, önce tartışırsınız, sonra karşınızdakini kendi fikrinizi kabul etmezse hor görürsünüz, egonuz daha da isterse analizlerde tavan yapar, tetikte bekler ve diğerlerini haksız çıkarmak için yorum yazmaya başlarsınız. Bir yerden sonra Beşiktaşın sadece bir futbol takımı olduğunu unutursunuz...
Taraftarın etkisine gelince: konu çetrefilli olmasına rağmen en sonunda en azından olumlu bir etkisinin olmadığına çıkıyor tartışmalar.
Niye mi...

AQ-47 dedi ki...

Başkan gidip Quaresmayı almış olabilir, hatta taraftar istedi biz de aldık demiş de olabilir...inanacak mıyız? fiyatı uygun olmasa, hatta bence çok gerekli bir transfer olmasa, YD de en azında bu yıl akıllıca transfer yapalım para saçmayalım demiş olmasa yine alınır mıydı? (tabii ki alınca "bakın istediniz aldık yae" diyecek, vermiş parayı havasını atmasın mı? yöneticilik biraz da bu fırsatları akıllı kullanmayı gerektiriyor)
Gutiyi taraftar mı istedi? geçen yıl boyunca "orta sahaya oyun kurucu ve mücadeleci adam lazım" diye tezahürat mı yaptılar da böyle akıllıca bir hamle yapıldı?
Taraftar zamanında Başkan bize Lucescuyu getir, defansa da öyle 2 adam al ki gol de yemeyelim, üstüne de gidip maç aldırsınlar diye başkanla mı görüştü?
Peki taraftar kongede o verebiliyor mu? Planlamacı, altyapıcı bir başkanı seçme şansı var mı?
Daha da iyisi 1 sene bir adama sövüp gitmesine neden olabiliyor mu?
O zaman etkisi yoktur arkadaşım, maalesef takımı sahiplense de sahibi değildir taraftar...

O Yıldırım Demirören'e özgü bir mevzu.Ahmet Dursun Seba gitsin dedik gitti,Bilgili'ye küfür ettik gitti,Ertuğrul istifa dedik gitti,Pascal Nouma gelsin dediniz(kendisinden her daim nefret ediyorum,BJK'Yı kullanan abuk bir şovmenden başka birşey değil gözümde) geldi.Gördüğünüz gibi taraftar gayet etki edebiliyor,.Ama bu adam bambaşka birşey.

Kendiside söyledi zaten bu kulübün sahibi taraftar değil kongre üyeleridir diye.Adam parasını verdi düdüğü çalıyor bize de çenemizi yormak düşüyor.

Ama şu mantaliteyi gerçekten anlamıyorum " Zaten bir etkimiz yok o zaman kafamızı yormayalım bizi zikmeye devam etsinler. ".Böyle birşey olabilir mi ? Zaten Türk milletinin başına ne gelirse bu mantaliteden geliyor.Hep yeni bir Atatürk beekliyoruz gelsede bizi kurtarsa ...

AQ-47 dedi ki...

Kafa yormak ayrı, birbirini göt etmeye çalışmak ayrı...
Seba konusunda haklısın...
Bilgili küfür yüzünden mi gitti?
Ayrıca şunu demiştim, taraftarın olumlu etkisi olamaz diye...adam gönderme konusunda vukuatlarımız var şüphesiz, Ertuğrul gibi...

Bloga muthis anlam yuklenmiyor yahu, nasil o havaya girildi anlamadim. Muthis anlam yuklenen sey "fikir", blog degil.

Gurcan'in bir fikri var, bunu da yazmayi en sevdigi yerde yaziyor. Benim de fikrim var, jokond'un da, purple'inda...

Ben blogda hararetle taktik ve transfer konusmak ile, hararetle plan program konusmak arasindaki farki goremiyorum. Biri bana anlatsin su farki.

Bu blog Anadolu Ajansi gibi sadece haber mi vermeli o uzerine yuklenen "muthis" anlamdan kurtulmak icin? Iyi de o degil ki olay?

Gurcan, belli ki sinirle, su post'u atmis. Buradan nasil "muthis anlam" soylemine gelebildik, takdire sayan hakikaten.

Ben kendi motivasyonumu soyledim: Etrafimda Besiktas tartisacagim adam yok, ve Besiktas konusmayi seviyorum. Arada birkac insanin olaylara farkli acidan bakmasini saglarsam/birkac insan da benim farkli acidan bakmami saglarsa misler gibi olur.

Bu kadar iste blogun anlami. Muthis falan degil yani.

Ha, unutmayalim ki bu blogdan Fanatik haber carpti, yonetim aciklama yalanladi vs. Demek ki burada yazilanlar bir sekilde bir yerlere gidiyor. Bu da benim yazmam icin ayri bir motivasyondur.

TA dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
TA dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
outlaw dedi ki...

"ben siyaset bilimciyim. işim siyaset benim. hatta geçenlerde islam ve eşcinsellik hakkında bir makale yazdım. eşcinsel değilim, müslüman hiç değilim. ben makaleyi yazdım diye "islam dünyası"nda eşcinselliğin ve eşcinsellerin konumunda da, yazıyı okuyanların islam ve müslümanlar hakkındaki görüşlerinde de ani ve büyük bir değişiklik olmayacağından eminim. peki bu benim yazdığım yazıyı anlamsız mı yapar? yazmasa mıydım?

ben bir tane insanım ve toplumsal konumum, iktidar ilişkileri içindeki rolüm açısından alabildiğine sıradanım. kısacası "cürmüm kadar yer yakarım". ama düşünüyorum ve düşündüğümü yazıyorum. ne kadar olumlu etkileyebilirsem dünyayı, o kadar etkiliyorum. ve insanların, toplumların, insanlığın düşünceleri, dünyaya bakışı - inanın - "büyük olaylar"la değil, "küçük şeyler"in biraraya gelmesiyle değişiyor."


bunu bambaşka bir platformda yazmıştım. içinde eksibeşiktaş, gürcan, beşiktaş ve hatta futbol da geçmemesine rağmen bu tartışmaya da uygun düştüğünü düşündüğüm için buraya koyuyorum.

@outlaw

Tesekkurler ve +1.

Simdi zaten benim mutlulugumda burada outlaw gibi, Gurcan gibi, yuki gibi bazi seyleri -belki de haddinden fazla- ciddiye alan insanlarla konustukca oluyor. Blog da bunun bir araci.

Misyon denilen sey bu kadar iste.

Yorum Gönder

Ara