.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

3 Ekim 2010 Pazar

Maç Yazısı: Trabzonspor - Beşiktaş

Not: purplepurple maç saatini 21.00 gösterdiği için fosur fosur uyumakta olduğumdan ilk yarıyı izleyemedim, ah be adaşım oldu mu böyle? :) O yüzden aşağıdaki yorumlarda çok isabetsiz şeyler söylemiş de olabilirim, bunlar benim kısıtlı süre tespitlerim.
Yenildik, dünyanın sonu değil tabii. Ama genele dair birkaç çıkarımım var bu maçla ilgili, onlara bakalım. 1. Nobre - Holosko Çıkmazı Nobre'nin sırtı dönük oyun anlayışını şöyle özetleyebiliriz: d = Nobre ile rakip oyuncu arasındaki mesafe. (metre cinsinden) 1. d = 0. Hiç düşünmeden en yakınında gördüğün Beşiktaşlıya pas ver. 2. d > 0 ama d < 2. Biraz daha uzun mesafeli pas dene, en fazla yan pas olsun. 3. d > 2 ama d < 3.5 Fazladan iş yapmaya yelten, yapama, topu kaybet. 4. d > 3.5 Top sür, diyagonel paslar ver, mesafe kritik değerin altına inmemek kaydıyla olumlu işler yap. Bu durumda Nobre üzerinden bir akışkan hücum sağlamak imkansız oluyor. Bu durumda bir partner ile eşleşmesi lazım ki, kendisinin fiziki yıpratıcılığı ve rakip stoperlere olan cazibesi takıma olumlu olarak geri dönsün. Bu maçta o partner Holosko idi. Holosko'nun oyun anlayışı daha basit. p = topa sahiplik (binary değişken) 1. p=1. En yakın rakibin pozisyonunu belirle ve içinden geçmeye çalış. 2. p=0. Topla buluşmak için koşu yap, p=1 halinde ilk maddeye dön. Hal böyleyken, Nobre - Holosko partnerliğinden bir numara çıkmıyor. Beşiktaş'ın hücum anlamında en kafası kesilmiş tavuk olduğu maç buydu (CSKA maçından beterdi durum).
2. Aurelio Etkisi
Aurelio, kendisinin varlığından önce Ernst'in aldığı görevi yapıyor. Görev tanımı dahilinde iyi bir iş çıkarıyor, oraya laf yok. Ama fiziksel yetersizliğinden, takıma uyumsuzluğundan ya da sadece kalite farkından dolayı Ernst'in yaptığı ekstra katkıyı yapmıyor. O en başlardaki dinamizm yok. Çok daha hareketli bir ortasaha yapısı yerine, Aurelio'nun çapa olduğu bir sisteme geçiş yapıldı. Aurelio çapa iken, Quaresma gibi bir adam çok önemli bir etkiye sahip oluyor, Quaresmasızken de Holosko ya da Tabata'nın patlayıcı performans göstermesi gerekiyor, onun da olasılık değeri yüksek değil.
Aurelio'nun varlığının takıma daha çok denge kattığı söylenebilir, lakin Beşiktaş'ın sene başındaki karakteri dengeden çok boğuculuktu. Bugün ortasahada, son 10 dakika hariç, düzgün bir hakimiyet kuramadık, sürekli pas hataları geldi, golden sonra biraz "skoru dengeleriz ya" havası oluşsa da mağlup olduğumuz sürede o hava hiç ama hiç yansımadı.
Aurelio'nın Ernst'ten çaldığı rol, Ernst'in de uzun vadede o tükenmezliğini, yenilmezliğini azaltıcı hale de gelebilir.
3. Hakan
Hakan, topu oyuna en iyi sokan yerli kalecilerden. Eğer konsantrasyonunu kaybetmezse, gerek ayakla gerek elle olsun oyunu iyi okuyabiliyor. Ayrıca karşı karşıya pozisyonlarda da iyi kurtarışlar yapıyor, bu da bir artı. Lakin Hakan'ın bu cezasahası dışına hakimiyeti, ceza içine aynı derecede yansımıyor. Özellikle yan toplarda kaleden çıkıp çıkmama arasında tereddüt etmesi tehlike olarak geri dönmekte. Bugün Mustafa'nın kafa vuruşu çok da çıkarılacak bir top değildi, yani "X'in hatası" diye yaftalanmayacak bir gol neticede. Ama gene de ben duran toplarda panik yapmak istemiyorum. Sonuç: Bu maç sonrası karalar bağlamaya gerek yok, ben Schuster'e hala güveniyorum, ilk yarı sonunda sistem tamamen oturmuş olacaktır ve o zamana kadar ne kadar maç kazanırsak o kadar iyi.
*Fotoğraflar www.milliyet.com.tr sitesinden alınmıştır.

41 Yorum:

BJK4EVER dedi ki...

Nobre kritik degerin ve istatistigin amina koyuyor zaten.

Aurelio konusunda katilamayacagim, ekstra katki yapmiyor demissin, ama zaten uclu orta alanda 1 tane tamamen defansif oynayan onlibero olur, bu Barca'da da boyle, Chelsea'de de, Aurelio ekstra isi yapmiyor, ama Ernst ve Guti'nin o isleri iyi yapmasini sagliyor, bu da yeter zaten.

Hakan konusunda iyi yakalamissin, ceza alani hakimiyeti cok tirt. Bugun yedigi golde zaten dikkatli bakarsan cikip tereddut ediyor ve donuyor, belki cikmamis olsa en azindan ucabilip tokatlayabilirdi, veya en azindan denerdi.

yapay dedi ki...

Aurelio için Necip'i kesiyorsun. Değil Beşiktaş'ta ilk 11, paf takımında oynamayacak Nobre denilen futbol katiline 90 dakika tahammül ediyorsun. Holosko ise ayrı bir alem, hakkında kelam etmeye değmeyecek yeteneksizlik abidesi. Herr Schuster resmen sıçtı maçın içine. Bu adama birinin yol yakınken Türkiye Liginden bahsetmesi lazım. Sanırım kendisi TL'ini Faroe adaları ligi gibi sanıyor.

ederlezi12 dedi ki...

Necip'i Ernst'in son zamanlardaki formu kesti sanırsam..

Fink de kenarda bir yerde ara ara dursa fena olmaz bence.

Ben üzülüyorum ama çok da dert etmemek gerek belki.

vts dedi ki...

hakan konusunda hata olmasın, bu adamın degajları berbat. bu sezon schuster dayı uyarıyor besbelli, yerden oynuyor çoğu zaman.
birkaç tane iyi top atacak diye de her maç 1 hatalı gol yemeye hiç gerek yok. hele ki cenk varken.

AQ-47 dedi ki...

-Hakan Trabzon maçlarında şahlanıyor, karşı karşıya kurtardığı topları unutmamak gerek, golde de hatalı bulmuyorum
-Deplasmanda oynuyorsak Nobre işimize yaramaz, kendi sahamızda da Bobo ile iş yapar, Holoskoyla yine iş yapamaz. Hal böyleyken, hem deplasmandayız hem de yanında Holosko var. Beni bilen bilir, Nobre'ye kızmıyorum bile, Holosko varken...Ben de ilk 2 sezon düzelir, daha iyi olur sanmıştım, ama yanılmışım...
-..

Buyuktur kucuktur isaretleri kullaninca HTML kafayi yedi, sapitmayacak bir sekilde ancak yazabildim yahu!

Necip konusunda su var. Necip oyuna girdigi anda ekstra direnc getiriyor, orasi muhakkak. Lakin Necip daha henuz sablon oyuncusu degil.

Mustafa Denizli'nin takiminda Necip cok degerliydi, cunku zaten defansif bir mantalitedeydik, Ernst ve Fink'in yaninda ekstra katkisi olunca Necip "coldeki bir vaha" gibi degerlendi. (Ertem Sener kacti lan icime!)

Bu sablonda Necip bazen fazla, nasil desem, "heyecanli" oynayabiliyor. Yetenegini kaybetmeden yontulmasi lazim. Tabii ki sans bulacak ve gelisecek ve de cok onemli bir oyuncu olacak, ona suphem yok. Ama su an icin Necip'e uzulmemize gerek yok, daha sezonun basi.

BJK4EVER dedi ki...

Aurelio'nun oynamasi dogru, defansif olarak takimi toparliyor ve dengeyi sagliyor, ki Ernst'in tam anlamiyla box-to-box oynamasi ve daha fazla katki yapmasini sagliyor, Necip bunlari yapamaz.

Holosko oynamasin da kim oynasin, alternatif var mi? En fazla Ibo bekte Ismail acikta oynar, bunu da belki ileride deneyecek Schuster. Ama Holosko 3 gun evvel bir macta 4 pozisyona girip 1 gol atmis, tercih edilmesi normal.

isaac newton dedi ki...

bu maçı kaybetmemizde ki en büyük etken kesinlikle çok yaşlı bir takımımızın olmasıdır. üst üste maçlar oynayan ernst-guti-aurelio üçlüsü dinanizmini kaybetti, tamamlayamadılar maçı. asıl rotasyon bu maçta olmalıydı en azından ernst-guti dinlenmeliydi. necip ve finkle bu maçı tutup (bireylerden çok takımın sistemi bunu sağlayabilirdi) gutiyi sonradan alarak oyunu koparabilirdik beraberlik bile iyi bi sonuç olacaktı. Schuster'den bugün bunları beklemiştim :((

Çok düz mantıkla konuşmak gerekirse, ligde 3 maçta puan kaybı yaptık, 3'ünde de Necip ve Bobo'yla başlamadık. İnsan hiç mi ders almaz yahu?!

Bir de şu Holosko bu maçı tamamladı ya, ben de temiz bir 30 dakika çıkarırdım herhalde bu maçta.

Hakikaten yahu, bir Fink vardi, n'oldu ona?

BJK4EVER,

Abi dogru diyorsun, Barcelona'da da Busquets var; ama bizim Messi bu macta sakatti mesela. Bizim sagda da bir karadeligimiz var.

O yuzden Aurelio'nun gorev taniminin genislemesi lazim biraz.

BJK4EVER dedi ki...

Abi bizim Messi sakatsa o zaman onun yerine bir Pedro veya Iniesta bulmak lazim, o is daha da cift yonlu bir onlibero bulmakla olmaz, hele ki zaten Ernst ve Guti varsa. Keske sezon basinda saglam bir kanat/forvet daha alsaydik, bu sikintilari kesinlikle cekmezdik. O gunlerde Robinho'ya burun kiviranlara da selam ederim.

BJK4EVER dedi ki...

@natura

Kazandigimiz maclarin cogunda da Necip baslamadi mesela? O zaman Yusuf'la mi baslasaydik, puan kaybettigimiz tum maclarda o da sahada yoktu.:)

Necip VE Bobo'yla başlamadık yazdım, Necip VEYA Bobo'yla demedim farkındaysan.

kma dedi ki...

hiç hilbert eleştirisi gelmiyor artık. sağ bek olarak herkes seviyor onu sanırım :)

bu maçın mazereti var.

bu maç üzerinden kadro seçicimi ile ilgili eleştiri yapmak doğru değil.

karşı takım maçı gerçekten çok istiyordu. trabzonsporun daha kötü zamanlarında kendi sahasında oyuncularun yere yatıp zaman geçirdiğini görmemiştim ben.

holosko kötüydü ama bu maç için alternatifi de yoktu. ben yusufun oynayacağından korkmuştum açıkcası.

bobo nobre seçimi sürekli eleştiriliyor ama kabul edin artık nobre ve bobo rotasyonda birbirleri yerine oynayacaklar. ama daha çok bobo oynayacak. koca sezonda 60 maçın hepsinde bobo oynasın diyorsanız yanlışınız var.

ben tabata'nın da 11'i hakedecek kadar oynamadığını düşünüyorum. güçsüz ve oyun yönlendirme işini yapamıyor. sadece pas alışverişi için oyunda kalıyor.

3 gün önce viyadana oynayan takım ülke içinde 1000 kmlik bir deplasmana gittiğini ve bu sezon çok sıkışık bir tempo ile maç yaptığını hatırlatmak lazım.

dediğim gibi bu maçın mazereti var.

Abi benim dedigim su, Aurelio'nun gorev tanimi genisleyecek. Eger o olmuyorsa Necip konacak oraya. Ben sene basindaki takim ile simdiki takimi karsilastirmaya calisiyorum, farki Aurelio olarak goruyorum. Yapacak bir sey yok.

Bu arada Robinho'ya burun kivirmayanlar icin iki altta "davalar" ve "kredi" baslikli iki post var, ben de onlara selam ederim :)

Sertug Ozgur dedi ki...

Pek bahsedilmiyor ama perşembe deplasmandan sonra pazar deplasmanı pek hatırladığım bir şey değil.

Şu mağlubiyetten olumlu bir şey görmek istersek, takım olma olgusu ve her ne olursa olsun maçı bırakmamak önemliydi. Guti çıktıktan sonra orta saha bocaladı gerçi de. Guti demişken hırsı hoşuma gitti. Gerçi sinirlenmesi oyununu düşürmüş olabilir ama sinirlenmemek elde değildi.

Bu arada bu maçta en çok kimi aradık derseniz ibrahim üzülmez derim. Hatırlayın fenerli futbolcuların hakemi etkilemeye başladığı anda tecrübesini koyarak sarı kart almasına rağmen dengelemişti. Bu maçta her ne kadar mücadeleyi bırakmadık desem de aslında gol bulma çabası desek daha doğru, futbolcular sindi, konsantrasyonlarını kaybetti.
İşte o kaptan ibrahim olsa bu kadar demoralize olmazdık bence.

carlito dedi ki...

Schuster'e ben de hala güveniyorum ama bugünkü tercihleri beni büyük hayal kırıklığına uğrattı..

Öncelikle Bobo'yla başlamaması, son derece düz, ağır ve hiçbir özelliği olmayan bir oyuncuymuş gibi oynayan Aurelio ile rezilleri oynayan Holosko'ya bu kadar sabretmesi çok şaşırtıcıydı..
Bunlar bir tarafa, yaptığı değişikliklere inanamadım! Takımda ne yaptığını bilen, en güvenilir kimler var deseler, taraflı tarafsız herkes Guti ve Ernst cevabını verir.. Bu iki oyuncuyu oyundan çıkararak olası bir beraberlik ihtimalini bence ortadan kaldırdı Schuster, adeta intihar etti.. En azından Guti oyunda kalsa fener maçında penaltıyı kazandırması gibi tek bir pasıyla golü bulmamızı sağlayabilirdi..

Bana göre Bobo oyuna girerken hiçbir şey yapmayan Holosko çıkmalıydı, Necip girecekse Aurelio'nun yerine girmeliydi.. Veya illa Guti çıkacaksa Yusuf onun yerini almalıydı.. (Sahi Yusuf madem oynamayacak neden götürdü ki Trabzon'a? Öylesine mi!)

Bu mağlubiyet büyük bir kan kaybı değil, uzun lig periyodunda telafisi de zor değil, ama bu maçtan gereken dersler de mukakkak çıkarılmalı..
En basitinden Bobo'suz başlanmaması gerektiği görülmeli mesela.. Bu tarz zor maçlarda Üzülmez'in vazgeçilmez olduğu, Necip'in Aurelio'dan bir eksiği olmadığı, kendine hayrı olmayan, bitik Holosko'dan bir hayır beklenmemesi gerektiği görülmeli artık..
Bu yanlışlardan dönüldüğü takdirde zirve Beşiktaş'a uzak değil zaten..

o değil de ben artık büyük bi heyecanla fatih tekke yi beklemeye başladım. şu lig arasından sonra en azından oyuna sonradan girebilecek kadar fit olabilir umarım.
çünkü sanki bana hem bobo ile rotasyon, hemde sağ açık için güzel bir alternatif olacakmış gibi geliyor.
hele sağ taraf için olumlu bir performans gösterebilirse, şu uzak forvet denilenden, hakkaten çok yol katederiz...

Levent dedi ki...

Alakasız olacak ama, ekşi'de biri zahmet edip http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=20504762 adresindeki entryi yazan arkadaşı uyandırabilir mi?

Şu maçta Schuster'in rotasyon veya kadroyla ilgili bir hatası yoktu ki. Kaldı ki kazanılan maçlardan sonra rispekt Şuster, reyis Şuster diyenler şimdi Schuster'e sövüyorlar. Bu durumdan aşırı derecede rahatsızım. Kazandığımız maçlarda da rotasyon vardı, niye o zaman herkes "rotasyon yapıyor, bu çok gerekli zaten, süper hoca" diyordu? Neden rotasyon yapılıyor diye sıkıştırmıyorlardı?

Neyse, entrye gelirsek. Arkadaş çok merak ediyorsa perşembe gününden kimlerin ilk 11'de oynamadığını ben söyleyeyim: Quaresma, Bobo, Ferrari ve Üzülmez. Quaresma zaten malum, Üzülmez hocanın tercihi olarak kenara çekilmiştir. Bobo ve Ferrari'de ise sakatlık olduğu maça yetiştirilmeye çalışıldığı her yerde yazıyorken hala Bobo niye oynamadı diyoruz. Quaresma'yı sakat sakat oynattık 2 hafta, sonunda patladı. Burada Bobo'yu riske etmek mi daha mantıklıdır yoksa oyunun gidişatına göre Bobo'yu oyuna sürmek mi?

Fantezi hocasıymış, birkaç maç bir-iki maç daha mağlup olursak "Schuster futbol bilmiyor" diyenler çıkacak, peşinen onların aklını seveyim.

kma dedi ki...

sergen'in yorumlarını izliyordum dayanamayıp kanalı değiştirdim.

rotasyon mantığı ile ilgili yanlış bir anlayış var.

rotasyon sezonun 50-60 maçlık temposunu 25 kişilik kadroya yayabilmek için yapılır. asli anlamaı budur ama 3 gün önce ciddi bir avrupa deplasmanından sonra yapılan rotasyonda oyuncu yorgunluk seviyesi rol oynar.

1)bobo neden oynamadı?

sakat olduğu söyleniyordu fakat sakat olmamamış olsa bile 3 gün önceki rapid maçına ilk 11 çıkıp 76 dk oynadı. sakat olmasa bile daha güçlü olabilecek nobreyi tercih etmesi mantık dahildedir.

2) holosko neden oynadı?
alternatifi yoktu. sol tarafta yusuf düşünülebilirdi. bence yusuf bu maçı hiç kaldıramazdı.

3)guti ve ersnt'i neden çıkardı?
ersnt bu sezon bütün resmi maçlarda 90 dakika oynadı. iyi de oynadı. ama bu maçta ilk defa yorgunluk belirtileri gösterdi. bu sezon en kötü maçıydı.
guti sakat olmadığı zaman bu sezon sürekli oynadı. rapid maçında 86 dakika oyunda kaldı. yoruldu. hakemle oynamaya başladı. sinirliydi. çıkması normaldi.


şu maçta şenol güneş aksayan yattaranın yerine ceyhunu alarak ilk yarıdaki oyunu kilitledi. duran toptan kazanılan golle üstünlüğü ele geçirince de daha da kontollü oynayabildi.

bugun maç berabere bitebilirdi. direkten dönen topa nobre dokunsa maçın tüm hikayesi değişebilirdi.

bugun kazanacak oyunu oynayamadık ama oyun felsefesinden ödün vermedik. yorgunduk ve daha çok isteyen kazandı.
bu sezona ait hiç bir iddamızda azalma olmadı.
bu maçın mazereti var.

bacon1903 dedi ki...

Ya benim canimi sikan verdigimiz pozisyonlar degil tam aksine bence defansif yapida bir ilerleme var ama ofansif yapida beklenen gelismeler yok bence!!!!Tabiki bu is sabir istiyor bizde sabir var sayin schuster.

Sertug Ozgur dedi ki...

Aynen ben de dayanamadım sergen'e kapattım.

Hay şu rotasyon kelimesine, şimdi bana küfür ettirecekler.. Acayip tiksindim şu kelimeden ya.

Yahu rapid maçında olup da bugün olmayan ferrari,ibrahim,bobo.

ferrari'nin geçen seneden beri kronik hale gelen sakatlık problemi var. Yine var mıydı bilmiyorum. Bobo'nun da sakatlığı olduğu söyleniyordu.

Bobo'nun ne pahasına olursa olsun ilk 11 başlamamasını hatalı buluyorum. Sakatlığı ne durumdaydı bilmiyorum ama sonradan girdiğine göre baştan da girebilirdi. Ama oynamamasının nedeni rotasyon değil ki.. Yabancı sınırından dolayı oyuncu tercihi! Keşke orta saha biraz daha dirençli olsaydı, tabata olmasaydı veya bu kadar yorgun ernst. Ama ernst olmasa bu sefer derdik, ernst nasıl olmaz nasıl rotasyon bu filan.

Bobo oynasa rapid maçında oynayan başka bir oyuncu oynamayacaktı. Bu sefer de rotasyon mu diyecektik ne saçmalık bu ya!

Maç öncesi kadromda nobre yerine bobo, tabata yerine necip'i yazmıştım. İsmail'i ilk 11'e koymuştum. Ama maçtan sonra bakıyorum ki ismail zorlandı, üzülmez demoralize olan, ezilmeye başlayan takımı hırsı ve tecrübesiyle ayağa kaldırabilirdi. Tabata da içeri kaçarak ilk yarı Hilbert'in etkili olmasını sağladı. Bizi atağa taşıyan tek oyuncu Hilbert'ti. Tabata çok da düşük bir performans sergilemedi, schuster doğru yapmış diyorum. Nobre konusunda hocaya katılmadığımı söyledim. Ama takımda Ernst'i kesebilirdi. Rıdvan Dilmen'den aşırma bir yorum olacak ama hoca da maçtan sonra Ernst yerine Bobo'yu koysam demiştir belki, ama bu kadar formda olan Ernst'in yorgun olacağını tahmin etsek de kimse kadrosunda yedeğe koymazdı heralde.

Sonuç olarak, Fenerbahçe maçında schuster oyuncu seçimlerinde daha büyük hatalar yapmıştı ama bu kadar acımasız sert eleştiri yoktu, bu da ne kadar skora yönelik konuştuğumuzu gösteriyor.

Takım daha önceki maçlara göre daha kötü olsa da felsefesinden ödün vermedi, son dakikaya kadar riski alıp golü kovaladı, ezilmedi.
Onun için bu kadar karalara bağlamak doğru değil. Schuster'e güveniyorum ve memnunum.

Bizi asıl düşündürmesi gereken şey Nobre-Nihat-Holosko meselesi ve hücumda yapılacak hamlelerin oldukça sınırlı olması, beni düşündüren bu!

Uğur ! dedi ki...

aynı geçen seneki Galatasaray incileri

- dünyaca ünlü bir hoca
- dünyaca ünlü yıldızlar
- hiç bitmeyeceği düşünülen bir kredi
- hiç olmadığı kadar beklenti
- güzel futbolun genlere aşılanacağı heyecanı
- barcelona karşılaştırmaları
- total futbol rüyası
- mutemadiyen gerçekleşemeyeceğini anlamaya başlayan bir idrak

futbolu sistemlerle zorlaştırmayın yahu olay psikolojik

purplepurple dedi ki...

trabzon'dan da bahsetmek lazım. bu sene beşiktaş'a oyunun her anında, özellikle savunmadan top çıkarırken ve orta sahadan itibaren oyun kurarken, böyle basan bir takım olmamıştı. bunu ilk yarım saatte yaptılar; beşiktaş onu biraz hakan'ın, biraz da şansının yardımıyla bertaraf etti. sonra kendi oyununa yakın olan bir düzene dönebildi.

ikinciyarı aynı şekilde ilerleyebilecekken; şenol güneş yattara'yı çıkarıp korktuğumuz düzene geri döndü. ceyhun+selçuk'lu orta saha. resmen maçın başına geri sardılar, yine tempolu şekilde baskı yapmaya başladılar. tamam, ben beşiktaş'ı durdurdum, artık vurayım diyerek yattara'yı çıkarıp benzer karakterde bi adam alsaydı biz ilk yarının sonundaki tempoyla yere sererdik trabzon'u. bu da şenol güneş'in farkı olsun.

tüm bunlarda beşiktaş'ın zihin olarak da fena şekilde yorgun olduğu gerçeği var tabi. zihinsel yorgunluğu daha ilk 10 dakkada hissettik. fiziksel yorgunluk da kendini 70'ten sonra gösterdi. kabullenmiş bi görüntü vardı.
yapcak bişey yok nihayetinde. sağlık olsun. canları sağolsun.

TA dedi ki...

2. yarı ceyhunun oyuna girmesi beşiktaşın hızını kesti.

TA dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Benim sustere hala guvenim var diyen arkadaslari anlamakta sikintilarim var. Takim gayet iyi gidiyor bence. Hani 5 mac ust uste kaybetse bi nebze anlarim.

Avrupada ilerleme kaydediyor, ligde 90+ larda mac ceviriyor, ceviremese bile maci birakmiyor, bu sene gelen yildiz yabancilari A takimina yeni yukselmis gencler gibi hevesli...

Sahsen bunlari goruyor olmak bana yetiyor, Trabzona yenilmis olmak bu kosullarda bana eski sezonlardaki kadar koymuyor...

fabianernst dedi ki...

ohaaa be gozlerime inanamadim çoğu kimse ts yi tebrik eder durumdaymış .. teofilo egemen burak. beyler bu maç geçen seneki fener maçi gibiydi adamların alayi çirkeflik yapti ha biz maçi hakketmedik orası ayrı konu .. bilica rolunde egemen i izledik ..fenerbahçe bunlari yapsa çıldiriyoruz ts yapinca ses yok..bana kimse anadolu futbolu devrimi fln demesin sampionluğa oynayan ts nin avcili ibb den zerre farki yoktu tabi anlayana..yok adamlarin alayi maç içinde hep dirsek attilar. ibo maçin 60inda yan hakeme dedi zaten şenol hocaya helal olsun belli bazı şeyler sahada bir oyuncu yapmadi alayi 11 ide yaptiysa bunu vardir birşey yok smpatik yok iyi huylu yemeyelim birbirmizi..kazanmak için her yol mubah mantigiyla ts izledik geçen seneki fener den ne farki var..

alper dedi ki...

bu maçta rotasyon lazımdı diyenleri anlayamıyorum ya.önümüzde 15 gümlük mnilli maç arası varken,gs yenilmişken,gündüz bölümünde bursas puan kaybetmişken rotasyon yapılacak adam dinlendirilecek maç bu değildi.bu maçı kazanıp 15 günlük arada dinlenip lider olarak girebilirdik bu araya.

Schuster'in 2 Delgadolu maçı haricinde en kötü olduğumuz maçtı.Umarım bunun sebebi yorgunluktur ama nedense bana hiç öyle gelmiyor.Beşiktaş kalite eksikliğinden uzun süredir önde basan takımlara karşı yamuluyor.Rakip Trabzon biraz oyun kurgusuna bağlı olup üstdüzey konsantrasyonla orta sahayı eline geçirince ne yaptığını bilemez bir takım olduk.A planımızın işlemediği rakibi boğamadığız,oyunu rakip sahaya yıkamadığımız her maçta puan kaybedeceğiz büyük ihtimalle.Trabzon'unda hakkını yememek lazım çok iyi konsantre olmuşlar ve bizim sistemi iyi çözmüşler.Bundan sonraki hedef maçlarda umarım rakibin istediğini kabul eden olmayız ama ayağında top tutup önde basan takımlara karşı ne yapacağımız koca bir soru işareti ...

Nobre konusuna gelince , adam aslında bizim oynamak istediğimiz sistemde iyi bir görev adamı.Rakip yarı alanda oynamayı seven bir takımız ve böyle bir takımın hava hakimiyeti yüksek forveti kenar toplardan goller bulabilir.Netekim Nobre 2 maçta 3 gol attığında da bildiğimiz kazma Nobreydi ama sistem ona uygundu oda bunu değerlendirdi.Yani Baros'suz GS durumuna düşmemek için Nobre'yi hazır tutmaya çalışmak tamamda adam bu sistemde olmuyor.Yani 2li orta sahanın birini Delgado yapmaktan hiçbir farkı yok, rakip yarı sahada oynayamadığımız bir maçta tek santraforun Nobre olmasının.Bu adama top sürdürmeyeceksin bu adamdan 10 metre pas beklemeyeceksin,çapraz koşu beklemeyeceksin,top tutup oyunu açmasını beklemeyeceksin.Bu adam tehlikeli noktalardan faul alıyor,hava topu alıyor olayı bu kadar ve buna ihtiyacımız olduğu zamanlarda koy yapsın.Ama nedense Schuster'de hedef maç adamı Nobre gibi bir fikir oluşmuş ve FB maçından sonra bu maçtada aynı sistemde aynı açmazı yaşattı.Büyük ihtimal Porto maçında da Nobre'yi göreceğiz yine takım kilitleyecek ...

Umarım arasının bozuk olmadığı Tayfur tribünde sadece maç izleyip çekirdek çitlemiyordur da hocam bu iş böyle olmuyor der ....

akn dedi ki...

gece çok güzel bi rüya gördüm. tabata ve nobre moda sahilinden küçük bir kayığa bindirilip marmara denizine salınıyordu. kayığın arkasına da tenekeler bağlanmıştı. yok böyle bi mutluluk arkadaş!

şu ikisinin de hayırlısıyla defolup gittiğini bi görsem.. artık cimbom mu alır, katar şeyhi mi götürür! sırf dün akşam ettiğim küfürleri uc uca eklesen burdan brezilya'ya yol olur...

BJK4EVER dedi ki...

@alper

Milli mac arasiyla ne alakasi var, oyuncu tukenmisse bitmistir zaten, bir anda gaza gelip kosamaz lider olayim, sonra 15 gun yatayim diye. Ernst'teki dusus bugun tesaduf degil, Guti de 60'tan sonra eli belinde dolasmaya basladi, muhtemel oynasa Uzulmez ve Bobo da boyle olacakti, ki Bobo sakatmis zaten. Schuster'in rotasyonunu elestirenler gerizekali olmali, rotasyon yapmadi ki. Kulubeden kimi oynatabilirdi mesela? Necip zaten ideal ilk 11'in yedegi, Bobo sakat, Yusuf hic oynamadi, eeee? Hani rotasyon? Asil rotasyon yapsaydi Necip, Yusuf, hatta Onur belki oynardi. Ben de mac oncesi rotasyon istemeyenlerdendim, ama gordum ki oyuncular harbiden tukenmis, ozellikle Ernst ve Guti, rotasyon olayini daha iyi ayarlamaliyiz, ozellikle Necip daha fazla oynayabilir ve rotasyona Fink de mutlaka katilmali, hatta Tabata artik acik yerine Guti'nin kulubedeki alternatifi olmali.

theotheo dedi ki...

ya bıraksınlar bu işleri, arsenalden nasri.

90 dakika sunderland deplasmanı cumartesi akşamı.

120 dakika tottenham deplasmanı salı akşamı. 2 gol.

90 dakika wba maçı cumartesi öğlen. 2 gol.

nerde dinlenme ak. bi bizde var bu salak hikaye.

carlito dedi ki...

valla ernst ve guti çıkarılmayıp oyunda kalsaydı ölüleri bile iş yapardı, ben onu bilir onu söylerim.. yürüyerek oynayacak bir Guti bile maçın kaderini değiştirebilirdi..
onlar çıktı da noldu, oyuna giren Bobo pas alabildi mi mesela? tamamen boşa kullanıldı değişiklikler.. hele 87. dk yapılan Onur değişikliğine sadece güldüm! sanki zaman geçirmeye çalışıyormuşuz gibi!

hemen hemen hepimiz hocaya güveniyoruz zaten, bu konuda bir sıkıntı yok, trabzon maçının sonucunun da bununla bir ilgisi yok.. ama bu maçta hocanın tercihlerinde hatalar olduğu konusundaki fikrim kesindir..
alternatifi yok diye bu haldeki Holosko 90 dk oynatılır mı yahu! hiç mi başka çözüm bulunamadı? neyse bu maçı daha fazla konuşmak istemiyorum artık, telafisi olacak, önümüze bakalım..

highhopes dedi ki...

Türkiyede hocalık zor zanaat.Tarihinde gruptan çıkamamış takıma iki maçta 6 puan kazandırırsın.Ts maçı hariç bütün takımlara üstün oynarsın.Bİ maçla hoca bozuntusu denir.Böyle gittikçe türk futbolundan bi bok olmaz

Pamukk dedi ki...

schuster hoca değil
haakan kaleci değil
holosko nihat nobre topçu değil
hepsii yuhlansın ilk maçta..

yürüyen yusuf 1kez olsun geçerdi belki de serkan balcıyı yuh dedim ynai bu kadar da olmaz... adam sağga çok becerikliydi sanki şimdi de solda oynuyo.. yok yok keyfi yerinde alıyo parasını miss. bide milli takıma alıyolar cık cık cık

Pamukk dedi ki...

Bobo sakatsa hiç maça girmezdi, o kadarcık oynayabilir durumdaysa Boboyla başla hocam. fatih tekke de nobre gibi olcak diye ödüm kopuyo ztn

Pamukk dedi ki...

e fink vardı o yorgun değildi :s

Pamukk dedi ki...

maç sonunu izleyemedim. bitmeden Ernst ve Gutinin hakeme şikayetlerini gördüm de maç sonu Guti delirmiş galiba, detay bilen anlatsın rica edeiiciim

bir de aq tabata her duran topu bok var gibi sen kullanıyosun

Erhan H. dedi ki...

Besiktas o kadar hizlandi ki onunde oyunu cozucek oyuncular olmadikca surekli kendine carpacakmis gibi gorunuyor.60-70 dakika baskinin sonucunda gelmeyen gol,Besiktasin oyun sisteminin kendiyle celismesi.ancak buna o kadar da sasirmamak gerekiyor cunku burasi Turkiye. Nobre Holosko ve Nihatlarla bu yola cikmissin? hocaya demissin "bunlar senin forvetlerin!" "Gecen sene hepsi toplam 10 gol atti!". top kullanma kabiliyetleri 10 uzerinden 3. Sonra, biz uefada basari istiyoruz.???

Yorum Gönder

Ara