1 Ekim 2010 Cuma
Maç Yazısı: Rapid Wien - Beşiktaş
Futbol maçlarının, yaklaşık olarak da olsa, dakika ve skor akışını tahmin etmek imkansıza yakın. Kimin kazanacağını bilebilirsiniz, emin de olabilirsiniz; ama bu nasıl olur-maçın senaryosu nasıl şekillenir; tahmin edemezsiniz. Maçın konusu ise çoğunlukla tahmin edilebilirdir. Bu maç da konusu itibariyle gayet beklenildiği gibi kağıda aktarıldı.
Beşiktaş yine dizilişi, orta sahasında kullandığı adamların tanımlarının ne olduğu farketmeden; oyunu çok ileride kurdu. İhtiyaçtan değil, artık iyice yerleşmek üzere olan oyun mantığıyla aksiyonu karşı alana yıktı. Öyle ki, geçtiğimiz haftaki Fenerbahçe deplasmanı olmasa; şu maçtan sonra en büyük merakım en üst düzey maçlarda takımın oyununun nasıl evrileceği olurdu. Onun cevabı Kadıköy'de verildi. Orda ilk 25 dakikada görüldü ki, 'Beşiktaş takımı' (Sergen selam) 'ben rakibe göre önlem alabilirim ama kendi oyunumdan ödün vermem' diyor. Ayağa pas, hareketli oyun ve 'orta saha geçilmez' mantığı yine sahnedeydi.
Eminim Schuster takımın her oyuncusunun, oyunun her anında bir aksiyon içinde olmasını istiyor. Savunmada veya hücumda, topa yakın olsan da-olmasan da; bireysel olarak alabileceğin daha iyi bir pozisyon her zaman vardır ve sen onu aramak zorundasın. Sanırım yüksek pas yüzdesinin ve orta sahada başarıyla topu kapıp ona hükmedebilmenin anahatarlarından biri bu.
Belli ki Porto karşısında da bu mantığın muhtemelen daha makul versiyonunu göreceğiz ve 'beraberlik istiyor olabilirim ama polemiğe girmem, önce o topu bana ver' denecek.
Rapid bugün muhtemelen böyle bir oyuna hazırlıklı olsa bile istekli değildi. İlk 5 dakika dengede bir orta saha mücadelesi kurmaya çalışsalar da, kısa süre içinde yıkıldı oyun Rapid'in üstüne. Bu da Beşiktaş'ın topa hükmetmesinin ve oyunu karşı sahaya yıkmasının rakiplerin Beşiktaş'ın silahlarından korkup önlem almasının sonucu değil, kaçamadıkları bir son (veya başlangıç) olduğunu göstergesi. Açıkçası bu da benim şimdiye dek izlediğim en alışılmadık ve memnun edici Beşiktaş'ı ortaya çıkarıyor.
Bu Beşiktaş muhteşem son bölge hamlelerinin ve ardı arkası kesilmeyen pozisyonların yaratıcısı değil, bunu tabi kabul etmek gerek. Ama henüz 2-3 aylık ve muhtemelen gelişmekte olan bir takımdan bahsediyorsak daha da ümitlenebiliriz. Son dakikalara 2-1 veya 1-1 de girsek; taraftarın içinde bir rahatlık var. Bu nasıl olsa atarız veya yemeyiz rahatlığı değil; belki ilginç gelebilir ama; 'olmasa da olur' rahatlığı. 90. dakikada sıkışıklığa kalmayalım diye ufaktan merdiven boşluğunda maçı izlemeye başlayan taraftarlar tedavülden kalkmış durumda. Son düdüğe kadar Beşiktaş'ın seyircisine verdiği bir şeyler var. Aynı bugün Rapid maçında olduğu gibi..
Orta sahada kaptırılan topu derhal geriye koşup kendini güvende hissedeceğin bölgede karşılamak değil de; hemen orda geri alıp, hem de oyun kurma iştahı bugünkü Rapid maçının 'highlight'ı belki de.
Ne var ki, bunca umut verici veya keyif verici durumun yanında; savunmada hala beklenmedik hataları izliyoruz. En güvendiğimiz adam en basit çalımı yiyebiliyor. Rapid'in ilk golünü kaç Beşiktaşlı dengesiz hamleleriyle hazırladı ve peşinden izledi; yer kamerasından izleyince kolaylıkla sayabildik. Yine de savunma oyuncularını kötüydü diye silemiyoruz. Aynı adamlar kalenin '45 metre' ilerisinde 'soon andaa' hamleleriyle pozisyon önlüyorlar ve oyun kurma adına seçeneklerini arıyorlar.
Bu kadar Polyannacılığa rağmen, iyi yönden bakamayacağımız bir durum var ki; yenen bir golden sonra Beşiktaş'ın tüm hatlarıyla dengesi bozuluyor. Geçtiğimiz senelerden alışıldık bir tablo ortaya çıkıyor. Bunu Fenerbahçe maçında en acımasız haliyle hissettik, bugün Rapid maçında da yaşadık. Sanki Schuster bir mekanizma kurmuş, futbolcular o mekanizmanın parçası ve çarka çomak sokulmuş gibi herkes gerçek dünyaya, insanlığına dönüyor. Sıradan takımlar önünde dahi ne yaptığını bilemez oluyor. Ta ki bir 'mola' anına dek. Bu Fenerbahçe maçında devre arası oldu. Rapid maçında bir kaleci hatası. Bunu yine önemli bir maçta 55. dakikadan 90. dakikaya yaşamak kabusların en büyüğü olur.
Dediğim gibi şimdiye kadar anlattığım her şey bu seneki Beşiktaş'ı ve aynı zamanda Rapid maçını anlatıyordu. Senaryo yine farklı oldu.
Son olarak da bir kaç adamdan bahsetmeden gitmek olmaz diyerek;
Hilbert'in sağ bekte olmasından ziyadesiyle memnunum. Ve orda kalmasını, takımın sağ beki olarak ilk algılanan adam olmasını diliyorum.
Tabata'nın oyun bilgisini ve yeteneklerini en doğru ölçüde tartabilip, tarttığının üstüne elinde olmayanı koymaya çalışmamasını ve akla Tugay'ın orta saha algısını getiren oyununu her maç takdir etmeye başladım.
Holosko'nun yine ve yine -maalesef- elinde olmayan yetenekleri sergileme çabasından ve oyun bilgisinin çok düşük seviyede olmasından rahatsızlık duyuyorum. Bobo'nun bu böyle yapılır göndermesini almıştır umarım.
Bobo ve golü demişken; gole gittiği pozisyonda tek ayak üstünde ve ofsaytta yakalanmışken; hem akıştan kopmayıp hem de ofsayttan kurtulmak için beklediği bir an ve topla ofsayta düşmeden buluşması, gol vuruşundan çok daha değerliydi bence.
Ernst için bir şey söylemek hiç birimizin haddi değil. Susup izlemekten başka yapacak bir şey yok.
Ps. Quaresma'yı 2-3 hafta futboldan koparacak olan sakatlığı için, biz milli maç arası girdi neyse ki derken, o Portekiz kadrosundan ayrı kalacağı için gözyaşlarına boğulmuş. Birden tokat gibi yüzüme çarptı bu da. Büyük geçmiş olsun. Onun üzüntüsü, yani takımın bir parçasının sakatlığının üzüntüsü, olası bir 3 puan kaybından daha fazla etkiledi beni. Özlediğimiz Beşiktaş da buydu açıkçası.
..İlhan Mansız'a üzülürmüşçesine.
Not: Fotoğraflar ntvspor.net ve haberturk.com'dan alınmıştır.
ps. haberturk'ün maç fotoromanını tavsiye ederim, harika fotoğraflar var.
Etiketler:maç yazısı,Purplepurple
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
35 Yorum:
Allah'a çok şükür 2/2 yaptık. Ve Cska ile Rapid'i ekarte ettik.
Bu maç;
Ekran başında yüreğini koymuş milyonlara,
Beşiktaş için mesafe tanımadan orada boğaz paralayan tüm Kartallara,
Maçı kenardan bacağında buz torbası, gözleri dolu dolu izleyen Quaresma'ya,
Büyük konuşmakta tarih yazan Rapid Wien teknik direktörüne,
En az onun kadar şişinen Veli Kavlak'a,
Beşiktaşlı oyuncu sakatlanınca tribünde sevince boğulan viyanalılara,
Beşiktaş Avrupa'da birşey yapamaz diyenlere gelsin.
Gelsin ulan, hepsine gelsin.
Alemin Kralından sevgilerle,
Hedefimizi en başta belirledik,
GPS'i Dublin'e ayarladık.
Allah'ın izniyle,
bu sene bizim senemiz.
Ve bir söz de sana Porto,
2007'nin rövanşına hazır mısın?
Ama bir kötü haberim var...
Artık Quaresma bizde...
***
Ah be Ricardo'm içim yandı içim...
Bu galibiyet hem sana hediye olsun, hemde sen sakatlanınca sevinç naraları atan rapid wien eşeklerine hediye olsun(!)
Yarın açıklanacak Portekiz Milli Takım kadrosunda seninde ismin olacaktı, kendini tekrar tüm Portekiz'e göstermek istediğini, onlar için hala "Harry Potter" olduğunu "Dragao'nun prensi" olduğunu gösterecektin. Ama şimdi hiç beklenmedik şekilde sakatlandın.
Çok iyi başladığın, çok hırslı başladığın maçta sakatlandın. 3 maçtır sana kamyon gibi giren futbol fahişelerini Allah'a havale ediyorum.
Ve takım otobüsünde ağlamışsın, seni zor teselli etmişler...
Ağlama be koçum,
daha çok güzel günler olacak önünde.
Sen hiç merak etme...
Güzeldi velhasıl, eskiden olsa maçta geriye düştüğümüzde hemde avrupada hemde deplasmanda asla o maçı çevireceğimize inancım olmazdı, ilginçtir artık en azından denerler zorlarlar diyip, gerilmeden maç izleyebiliyorum.
yazıya katılmadığım tek nokta ise Holosko hakkındaki söylediğin, hernekadar formsuz olsada onun hala bizim için değerli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum, sonuçta herkes için hayırlı olsun bu galibiyet... Sağol Shuster ;)
Güzeldi velhasıl, eskiden olsa maçta geriye düştüğümüzde hemde avrupada hemde deplasmanda asla o maçı çevireceğimize inancım olmazdı, ilginçtir artık en azından denerler zorlarlar diyip, gerilmeden maç izleyebiliyorum.
yazıya katılmadığım tek nokta ise Holosko hakkındaki söylediğin, hernekadar formsuz olsada onun hala bizim için değerli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum, sonuçta herkes için hayırlı olsun bu galibiyet... Sağol Shuster ;)
Maçla ilgili sadece şunu diyicem. Beşiktaş futbol tarihinde görüp görülebilecek en kral forvet Bobo'dur. Yurt içi yurt dışı her maçta bir insan gol atıyor futbol uleması gözükenler Bobo'yu beğenmiyor. Yok hamile yok şöyle yok böyle. Görende diyecek Beşiktaş'a öyle forvetler gelmiş ki biz görmemişiz. Futbol meyvesi goldür. Sen istersen 1000 tane atak yap gol atamadıktan sonra mücadele etmişsin şu olmuş bu olmuş hikaye. Tarih kupaları şampiyonlukları alınan galibiyetleri yazar.Deli dana gibi sağa sola koşmak ile olsa idi alırdık 10000 mt maratoncuları koştururduk bütün maç boyunca sağa sola:)Bu takım İlhan Mansız'ı da gördü derbilerde golü yoktu Bu takım Nouma'yı da gördü en önemli maçlarda takımı yalnız bıraktı. Bu takım Ailton'u da gördü 7 milyon euro verilip 3 gol atıp bedavaya gittiği. Beşiktaş 100 yıllık klüp açın tarihini bakın toplasan 11 tane sağlam yabancı bile zor bulabileceğin 10 transferin 8 fos çıkan bir takım Beşiktaş öyle Bobo'yu yollayıp üstüne sanki daha iyisi gelecek diye beklemek aptallıktır.
1. toraman fener maçında ve bu maçta konsantrasyonunu ara sıra kaybetti. aman canım aman gülüm diyorum.
2. ah q7 ah... golü asisti geçtim direk renk katıyosun takıma...
3. bu takım 2 aylık beyler.. ağustos,eylül... eleştirmeye yüreğim elvermiyor. kiminin 2 senede oynatamadığı topu 2 ayda oynadık. O yüzden "eksi"lerin kapanmaması için hiç bir sebep görmüyorum. ve inanın bu takım sade q7 ve guti'yle bu hale gelmedi. bu ikisinin oynamadığı ve rahat kazandığımız günler de gelecek bence. yeter ki bu sene mümkün olduğunca sabırlı ve bir o kadar (bak bu önemli) mütevazi olalım. wien'e çakıp "uefa kupasını alcaz uleeen" demeyelim.
ya bi de şu maçı izleyip holosko ilk 11in vazgeçilmez ismi olmalı yazan köşe yazarlarına hayret ediyorum. schuster'in kendi de demiş "türkiye'de rakipler defansı çok daha geride kuruyor" diye. bu maçı al, wien defansını geride kur. ne yapacak holosko? keşke yapsa ama bilemiyorum... trabzon açılacaksa elbette holosko oynayabilir ama ligin geneli için güvenilecek biri değil.
Su mactan sonra "Holosko vazgecilmez isim olmali" yazan bir kose yazari varsa derhal kalemini biraksin ve Marmaris'te bir yazlik ayarlasin kendine birikmisiyle.
skoru bildim
Gutinin sevinçleri çocuk gibi hakkaten mutlu adam
porto bizi 2maçta da yener
Toramanı ısrarla stoperde oynatıyor sarı melek o da ısrarla kötü oynicam diyor
hakan arıkan kaleci değilsin
bakın schustere dikkat edin.
nasıl doğru hamleler yapmış ve yapmaya devam ediyor.
türkiyeye gelmiş geçmiş en iyi antrenör olabilir. oyuncu değişklikleri, kadro seçimi, adamlığı. herşey bu adamda var. sezon başında yapmış olduğu bir hata herşeyi yoluna soktu çok çok zeki bir adam. ve asla sabit fikirli değil bunu öğrenmiş olduk. helal olsun schuster.
beşiktaş takımı tüm avrupa deplasmanlarında dünyanın en basiretsiz en rezil takımlarından biri olmuştur senelerdir. daha iyi deplasmanlar çıkaracağımızdan eminim.
aynı zamanda quaresmanın milli maçı düşünürken viena maçında takımı yalnız bırakmama çabası da ayrı bir üzüntü doğuruyor bünyede. belki ilk pozisyonda çıksa ve o gutinin pozisyonunda deparı atmasa basit bir sakatlıkla birkaç güne geri dönecekti...
uaresma'nın ekstra üzüntüsünün sebebi, portekiz milli takımının yeni bir yapılanma arayışında olması. 2 maçlık mourinho teklifi düşünüldüğünde yeni gelecek teknik adam için kadro belirlerken özellikle bu maçların mercek altında olacağı aşikar.
milli takıma çağırılmayan bir oyuncu için formda olduğu zamanda gelen bu sakatlık tekrar çağırılmama riskini yaratıyor. üzüntüsünün sebebi bu sanırım.
ronaldo'nun yerine çağırıldığı dönemde 2 maç üstüste ilk 11 oynadı. bu maçlarla birlikte temmuz ayından beri aşırı sıkışık bir süreçte tüm resmi maçlarda oynaynamış bir quaresma vardı. 1,5 ayda 13 maç. sanırım hepsi de 90 dakika.
quaresma'da bu maçlardan sonra da fiziki açıdan düşüş ve sakatlıklar oluşmaya başladı. milli takımdan sakat döndü ve ankaragücü maçında oynamadı. cska maçında sonradan oyuna girdi. fener ve antalya maçından sonra rapid maçında tekrar sakatlandı.
bu sakatlık arası moral olarak sıkıntı yaratacaktır ama quaresma için iyi bir dinlenme fırsatı ayrıca.
bu da böyle bi tespitti :)
EN AZ 1ay yokmuş Q7 :/
@shelbyl
"Schuster’e bir mesajım var:
Sevgili Schuster hoca; Holosko’yu kaybetme. O bu takımda oynar. Benden sana tavsiye. “Tabata mı Holosko mu?” dersen, hep Holosko derim. Onun her zaman 11’de olması gerekir. Dün akşam da bunu gösterdi."
sinan engin, adam her zaman 11de olması gerekir diyo ya hehe.. emin ol sadece sinan engin dese yazmazdım ama böyle diyen bi kaç kişi daha var, sporyazarlari.comdan takip edince böylelerini de okumak zorunda kalıyo insan
holoskoya nihata kaldık tribünler onları bitirir sıçış dolu 1 ay
ts maç başlığı nerde?
yahu milli maç arası var. 2 hafta maç yok. quaresma en fazla evimizdeki manisa maçını kaçırır. o da q7 olmadan kazanabileceğimiz bi maç zaten.
21 ekimdeki porto maçına da yetişmek için özel bi çaba sarfedilecektir. yetişmezse bile avrupa liginde durumumuz iyi zaten.
bu sakatlık onun dinlenmesi için bi şans aslında. q7 siz süreç için en uygun zaman bu dönem.
konuya bu açıdan bakın.
Bence Çarşı'nın acilen sahada futbolcularımız durdurmak için pata küte giren baltalara gereken cevabı verecek bi beste yada slogan yapması gerekir. Zaman geçirenlere "yere yatsana yere yatsana bünyamin gezer yere yatsana " dediğimiz gibi...
En azından bize yapılan her faulden sonra "Kasaplar dışarı " diye bağıralım...
Çünkü hakemlerin bizimkileri koruduğu yok... Bizim elimizden de zeka içeren bi tezahurattan başka bişey gelmiyor....Hadi bulalım bu futbol katillerine cevabımızı...
fabian bu macta da parladi...
yalan degil, bakin :
http://2.bp.blogspot.com/_G0buwgbRDrg/TKVp-vJPxkI/AAAAAAAACRs/lvr2_ubfrIA/s1600/how2.jpg
Guti'nin Bobo'nun golündeki sevinci gerçekten çok güzeldi. Bu yaşında bu kadar kariyerli, doymuş bir adamın iş ahlakı saygı duyulası.
KÜ7'nin sakatlığı milli maç arasını getirmişti aklıma; fakat milli takıma gidemediği için ağladığını duyduğumda ulan ne bencilmişim arkadaş dedim.
Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş, İMKB’ye yaptığı açıklamada 75 milyon dolarlık bir kredi sözleşmesi imzalandığını bildirdi
battık da haberimiz mi yok
Açıklanacak Özel Durum/Durumlar:
Denizbank A.Ş., Şekerbank T.A.Ş. ve Bankpozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş.'den oluşan bankalar konsorsiyumu ile Şirketimiz arasında; kısa vadeli borçların orta vadeye yayılması ve işletme sermayesini karşılamak üzere, ilk 1 yıl anapara ödemesiz, 6 yıl vadeli 75.000.000.-USD tutarında bir kredi sözleşmesi imzalanmıştır.
Başka bir şeye değinmek istiyorum. Aslında başka bir post açılabilir, iyi de olur ama ben burada yazayım. Seri galibiyetler, yeni isimli hoca, yıldız futbolcular diyince aklıma ister istemez geçen seneki galatasaray geliyor. Gelmesinin sebebi aslında özellikle galatasaraylıların geçen sene biz de böyleydik, bakın ne hale geldik lafları.
Yoruma geçmeden önce elano,keita gibi isimlerle quaresma,guti gibi şöhreti ve yeteneği çok üst isimleri karşılaştırmak ve yahut elano,keita'yı yıldız kategorisine sokmak geçen seneki haldun üstünel ilizyonunu açıklıyor bir bakıma. Buna jo ve nispeten dos santos'u katabiliriz heralde. Yine de dos santos'u bal yapmayan arı gibi olsa da yetenekleri ve ne olursa olsun barcelona günleri olduğu için bu kategoriye sokmayalım. Dışardan bakarak anlayamadığım kewell fenomeni ve ilk geldiğinde rakip takım olduğu için şöhreti ve kariyeriyle beni korkutan Rijkaard faktörü başka bir konu.
Ha kaç kişi geçen sene çoğu galatasaraylılar gibi uefa şampiyonluğu total futbol diyor orası başka bir konu ama diyenler olabilir ki böyle bir algı oluştu.
Geçen sene ve daha önceki senelerdeki futbol mentalitesi ile bu sene arasında çok fark var. Bunu belki diğer takım taraftarları anlayamaz ama yediden yetmişe tüm beşiktaşlı bilir. Bir çok beşiktaşlı bu açıdan umutlanmıştır. Fakat rijkaard gelmeden önceki sene ile o ilk haftalardaki galatasaray arasında çok uçurum yoktu. Kişisel olarak son 7-8 yılda görsel olarak en iyi futbolu galatasaray'ın oynadığını düşünürüm. İstikrarı pek yoktur, ama beni imrendiren zaman zaman zirveye çıkan hücum kültürü yansımaları olmuştur.
Tabii ki her ne kadar objektif olduğumu düşünsem de Beşiktaş'lı olduğumuz için yanlış değerlendirebiliriz, abartabiliriz, yine de her ne kadar karamsar ve daha ihtiyatlı olduğunu düşündüğüm bir taraftar topluluğu olsak da. En azından şu blogda. Bu bakımdan şu geçen seneki gs-şimdiki bjk mevzusu hakkında nasıl düşünüyoruz merak ediyorum.
cok guzel bir yazi noktasindan virgulune kadar katiliyorum ozellikle holosko hususuna.
özlemiştim valla purple imzalı postları :) bide beautifulfreaki görebilsek buralarda..
merak ettiğim toraman'ı milli takıma çağırmıyor diye beşiktaşlılar adama demediğini bırakmamıştı değil mi?
Sorma matiasemilio, beautiful freak ayri bir dunyaya uctu, onu gorenimiz duyanimiz yok artik.
küsmemiştir inşallah buralara, yoksa canı sağolsun yahu, kafa iznine çıktı belli ki ;)
Bir kredi ihtiyaciniz var mi? Eger bir is baslatmak için bir kredi ihtiyaci var mi? Eger bir is var ve isinizi genisletmek için bir kredi gerekiyor mu?
Herhangi bir finansal karmasa içinde olan ve bir kredi ihtiyaci? Eger borçlari temizlemek için bir kredi gerekiyor mu? Ne olursa olsun kredi sorunlari, burada 3% düsük ve uygun faiz oranlari kredi sunmak olarak yardimcidir. Bize bugün, E-posta:(garrycoleman_loanoffice@yahoo.com) Daha fazla bilgi için.
Isim: ___________________________
Soyadi: ____________________________
Cinsiyet: _______________________________
Medeni Hali: _______________________
Adres: ______________________
Sehir / Posta kodu: ______________________
Ülke: ______________________________
Dogum Tarihi: ________________________
Kredi olarak Gerekli Miktari: ________________
Kredi Süre: ________________________
Aylik Gelirleri / yil: _________
Meslek: ___________________________
Kredi için Amaç: _____________________
Telefon: ________________________________
Faks: __________________________________
Ingilizce biliyor musunuz?