17 Eylül 2010 Cuma
Deplasman Tribünü: Fenerbahçe
Sezon başında fikstür çekildiğinde, benim gibi birçok Fenerbahçe taraftarı 5. haftada oynayacağımız Beşiktaş maçının atmosferi üzerine konuşmaya başladı. 2 maçlık saha kapatma cezasının bitişine denk gelen bir Beşiktaş maçının varlığı heyecan yaratmaya yetmişti o gün. Fakat bugün bakıldığında 13 gün önce satışa çıkan, 2 gündür de genel satışta olan biletlerin durumu hayal edilen atmosferin hangi aşamada olduğunu gösteriyor. Maça 3 gün kala henüz kale arkası biletlerinin bile satılamamış olması benim açımdan endişe verici. Pazar günü stadda dolu tribünlerle karşılaşacağımı bilsem de oradaki taraftarın maçtan beklentisinin ne olduğunu kestiremiyorum. Çünkü bu sefer sorunun bilet fiyatları olmadığı ortada.
Fenerbahçe taraftarı takıma küsmek için neden arayacak olursa bu sezon zorluk çekmeyecektir. Ama her ne kadar hedeflerin bir kısmından erken kopulmuş olsa da bana göre 4 hafta takıma küsmek için çok kısa bir süre. Önümüzde şu an Avrupa’dan kestirme yoldan elenmiş ve ligin ilk 4 haftasında 2 deplasman mağlubiyeti alan bir Fenerbahçe var. Karşımızda ise beklentilerin tavan yaptığı, başarısızlığına sürpriz olarak bakılacak bir kadro kurmuş ve kurduğu bu kadro ile taraftarı da arkasına almış bir Beşiktaş... Takımların mevcut durumlarını karşılaştırıp olası bir ters sonuçtan çekinen taraftarların varlığı ise aklıma getirmek istemeyeceğim bir ihtimal. Zira takıma desteğini olabildiğince erken tüketmiş bir taraftarın –varsa- bu tip bir çekincesini takıma yansıtması pek lezzetli sonuçlar doğurmayacaktır. Tabi işin bu yönü kısmen felaket tellalığı.
Biraz da iyi ihtimallerden bahsetmek gerek. Pazar gününden öncelikli beklentim, stada gelen taraftarın merdivenlerden çıkıp yeşil zemini gördüklerinde -en azından o günlük- mevcut sıkıntıları unutup günü yaşamaları. Derbilerin en sevdiğim ve bu haftalık en güvendiğim özelliği bu etkisidir. Hani futbolcuların “Önceliğimiz bu maç” şeklinde klasik demeçleri vardır ya, işte taraftar da maç günü dost sohbetlerine bu klişeyle başlamalı. Zira o gün sorulacak bir “ne olacak bu takımın hali?” sorusunun kimseye faydası olmaz. Zaten maç günü geldiğinde taraftar takımına güvenmek için neden ararsa bu konuda da zorluk çekmeyecektir. Kaldı ki çocukluk yıllarından beri gönül verilen takımı sevmek için neden bulmak, o takıma küsmek için neden bulmaktan çok daha zahmetsiz olacaktır. Yine de zorlanacaklar olursa ben 1-2 tane söyleyeyim, onlar arasından seçsinler.
Öncelikle her ne olursa olsun maç Kadıköy’de. Bana sorarsanız bu bile takıma güvenmek için tek başına yeterli nedendir. Bunun dışında Fenerbahçe’nin son yıllarda, özellikle bugünkü gibi sıkıntılı sayılabilecek dönemlerinde kurtarıcısı oldu bu maçlar. Bana göre kurtulacak bir durum yok henüz ama içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulmak isteyen taraftarlar bunu da göz önünde bulundursun. Sıçrayış yapmak için 9. Haftayı beklemeyecek olmamız ise avantajımız. Ayrıca son bir hatırlatma, bu sefer Güiza yok...
Son olarak Beşiktaş’ın bu taraftan nasıl göründüğüne değinelim. Birçok kişi gibi bende de merak uyandıran bir takım oluşturdu Beşiktaş. Öyle ki bu sene İnönü Stadı’nda birkaç maça uğrama niyetindeyim. İlk karşılaşmanın Kadıköy’de olması benim için de iyi oldu. Beşiktaş bu sezona, eskiden alışık olduğumuz Fenerbahçe gibi başladı. Gerek transferleri gerekse beklentileriyle. Beşiktaş’ın şansı ise riskli sayılabilecek Quaresma transferinden verim alınması. Kadro ve sistem karşılaştırmasına girmeksizin maçtan ve mücadeleden keyif alacağımı tahmin ediyorum. Netice Fenerbahçe lehine olsun ama Beşiktaş’ın oyunu beni ilerleyen haftalarda İnönü’ye çeksin. Temennim budur.
Şu dakikadan itibaren taraftar olarak bizim yapacağımız totemleri eksiksiz hazırlayıp maç günü Kadıköy yollarına düşmek. Futbolcular ise bizim totemlerin gerçekliğini ispatlamak için gerekli mücadeleyi verecektir...
www.dimassimotalento.blogspot.com'a bu güzel yazısı için teşekkür ederiz...
Fenerbahçe taraftarı takıma küsmek için neden arayacak olursa bu sezon zorluk çekmeyecektir. Ama her ne kadar hedeflerin bir kısmından erken kopulmuş olsa da bana göre 4 hafta takıma küsmek için çok kısa bir süre. Önümüzde şu an Avrupa’dan kestirme yoldan elenmiş ve ligin ilk 4 haftasında 2 deplasman mağlubiyeti alan bir Fenerbahçe var. Karşımızda ise beklentilerin tavan yaptığı, başarısızlığına sürpriz olarak bakılacak bir kadro kurmuş ve kurduğu bu kadro ile taraftarı da arkasına almış bir Beşiktaş... Takımların mevcut durumlarını karşılaştırıp olası bir ters sonuçtan çekinen taraftarların varlığı ise aklıma getirmek istemeyeceğim bir ihtimal. Zira takıma desteğini olabildiğince erken tüketmiş bir taraftarın –varsa- bu tip bir çekincesini takıma yansıtması pek lezzetli sonuçlar doğurmayacaktır. Tabi işin bu yönü kısmen felaket tellalığı.
Biraz da iyi ihtimallerden bahsetmek gerek. Pazar gününden öncelikli beklentim, stada gelen taraftarın merdivenlerden çıkıp yeşil zemini gördüklerinde -en azından o günlük- mevcut sıkıntıları unutup günü yaşamaları. Derbilerin en sevdiğim ve bu haftalık en güvendiğim özelliği bu etkisidir. Hani futbolcuların “Önceliğimiz bu maç” şeklinde klasik demeçleri vardır ya, işte taraftar da maç günü dost sohbetlerine bu klişeyle başlamalı. Zira o gün sorulacak bir “ne olacak bu takımın hali?” sorusunun kimseye faydası olmaz. Zaten maç günü geldiğinde taraftar takımına güvenmek için neden ararsa bu konuda da zorluk çekmeyecektir. Kaldı ki çocukluk yıllarından beri gönül verilen takımı sevmek için neden bulmak, o takıma küsmek için neden bulmaktan çok daha zahmetsiz olacaktır. Yine de zorlanacaklar olursa ben 1-2 tane söyleyeyim, onlar arasından seçsinler.
Öncelikle her ne olursa olsun maç Kadıköy’de. Bana sorarsanız bu bile takıma güvenmek için tek başına yeterli nedendir. Bunun dışında Fenerbahçe’nin son yıllarda, özellikle bugünkü gibi sıkıntılı sayılabilecek dönemlerinde kurtarıcısı oldu bu maçlar. Bana göre kurtulacak bir durum yok henüz ama içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulmak isteyen taraftarlar bunu da göz önünde bulundursun. Sıçrayış yapmak için 9. Haftayı beklemeyecek olmamız ise avantajımız. Ayrıca son bir hatırlatma, bu sefer Güiza yok...
Son olarak Beşiktaş’ın bu taraftan nasıl göründüğüne değinelim. Birçok kişi gibi bende de merak uyandıran bir takım oluşturdu Beşiktaş. Öyle ki bu sene İnönü Stadı’nda birkaç maça uğrama niyetindeyim. İlk karşılaşmanın Kadıköy’de olması benim için de iyi oldu. Beşiktaş bu sezona, eskiden alışık olduğumuz Fenerbahçe gibi başladı. Gerek transferleri gerekse beklentileriyle. Beşiktaş’ın şansı ise riskli sayılabilecek Quaresma transferinden verim alınması. Kadro ve sistem karşılaştırmasına girmeksizin maçtan ve mücadeleden keyif alacağımı tahmin ediyorum. Netice Fenerbahçe lehine olsun ama Beşiktaş’ın oyunu beni ilerleyen haftalarda İnönü’ye çeksin. Temennim budur.
Şu dakikadan itibaren taraftar olarak bizim yapacağımız totemleri eksiksiz hazırlayıp maç günü Kadıköy yollarına düşmek. Futbolcular ise bizim totemlerin gerçekliğini ispatlamak için gerekli mücadeleyi verecektir...
www.dimassimotalento.blogspot.com'a bu güzel yazısı için teşekkür ederiz...
Etiketler:Deplasman Tribünü,Fenerbahçe
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
13 Yorum:
hak eden kazansın.
Hak eden biz olalım.
fener kazanmasın!
bilica kazmasın!
ne de olsa fenerli abi adam.iyi yazmış.kırmamış sallamamış.iddia ediyorum bir gs yazsa idi mismoviçten barostan rijkaarddan ve farktan bahsederdi.
4-1 kazanrız.
balonlardan bahsedilmemis, ben deplasman tribunu postu icin taraftarin ne gibi aktivitelerde bulunacaklarini duymak isterim tipki daha onceki deplasman tribunu postlarinda oldugu gibi, mesela Gutiye ne gibi suprizerinin oldugunu bilmek isterim, Yine cok "zekice" "ozenle" balon organizasyonlari olacakmi, yada Bilicaya Besiktasa yaptigi terbiyesizlikten dolayi tepki gostereceklermi..
bu sanki biraz fenerbahceli mazlum taraftarlara teselli yazisi gibi olmus, bugun mazlum gorunen bu taraftar kadikoyde bize ve futbolcularimiza yapmayacaklarini birakmayacak, olasi bir fener galibiyetinden sonra tum basin Fenerbahceyi sampiyon ilan edecek, Schusterin ipini cekmeye calisacak,tribundeki bazi geri kafalilar eminimki Gutiyi yapmadigi birsey icin yargilayacak..falan, sonucta fenerbahce tribunu diye birsey olmadigi icin ancak bu kadar bir yazi yazilirdi, yazan arkadasi o yuzden fazla yargilamamak lazim..
arkadaş güzel yazmış, efendice yazmış eline sağlık, lakin sanki fener taraftarlarına seslenir gibi yazmış biraz, bu yazıyı kaç fenerli okur orası muaamma..
neyse, benim de tek temennim "kapıcı rıza terbiyesizliği" , "bilica kepazeliği" , "balon rezaleti" gibi pislikler yapmamaları..
adam olsunlar, adam gibi takımlarını desteklesinler.. ha bize küfür mü edecekler, edebilirler bence, neticede biz de fenere küfrettik cska maçında, olur böyle şeyler.. ama yukarda yazdığım edepsizlikler "olur böyle şeyler" deyip geçiştireceğimi şeyler değil..
hele guti'ye sakın aklımızdan geçen pisliği yapmasınlar, yoksa hoş şeyler olmayacaktır.. eğer yapabiliyolarsa bizim "gabarde gallina ortega" gibi zekice planlar yapsınlar, biz de helal olsun diyelim.. (tabi aynısı kopyalamak şeklinde değil :))
kusura bakmayın ama
övünün;
http://3.bp.blogspot.com/_J76Yj3Bhu5Y/S9C_EaWvDWI/AAAAAAAABoA/GDhzB31hTMQ/s1600/508980_detay.jpg
Alınmasınlar ama Fenerbahçe tribünüyle ilgili anlatılabilecek tek şey "zekice" pislikler ve çekirdek olduğu için Fenerbahçe taraftarını(?) teselli etmeye çalışan bir yazı olmuş.
Onun dışında, eminim ki Guti'ye yapılacak iğrençlikler olacak. Hele ki Facebook'ta çok iyi bir şeymiş gibi Guti'nin rujlu hali, yanında da Fenerbahçe'nin siyahi oyuncuları yer alıyor. Bu arkadaşlar yıllardır Beşiktaş'ın siyahilerinden çektiklerinden dolayı olsa gerek, iki aydır ağızlarından "kobra", "zenci kobrası" vb. iğrençlikler düşmüyor. Ek olarak, Guti'yi de eşcinsel sanan insanlara da iki tane çocuğu olduğunu hatırlatayım. "Yæe eşcinsel değilse bile erkekle öpüşmüş yæe" diyenleri kendileriyle baş başa bırakıyorum.
Ve tabi ki, İbrahim Toraman meselesi. 16 Mayıs içlerinde öyle bir ukte kalmış ki, Bursaspor şampiyon oldu diye sevinenleri "El skyle gerdeğe girenler" olarak niteleyen über Fenerbahçe taraftarı(?); Trabzonspor maçını kazansalar diğer maçın sonucuna bakılmaksızın şampiyon olacakları yerde, İbrahim Toraman'a bel bağlamış, onun yaptığı hatalardan ötürü aynen Bursasporlular'ın yaptığı gibi, "Yæ bu maçı satmış, daha kurtulamaz bu yæ" diye ağlamaya başlamışlardı. Hala da ağlıyorlar, durduramıyoruz.
Ve de, eğer ki yenilirsek, aynen yukarıda bir arkadaşın dediği gibi Fenerbahçe şampiyon ilan edilecek, Guti yaşlı, Quaresma adam olsaydı Inter'de oynardı olacak. Schuster ile ilgili tonlarca şey yazılacak, TV'deki ve gazetelerdeki paralı askerler bir hafta boyunca hiç olmadığı kadar Beşiktaş konuşacaklar, vs vs...
Sonuçta, Beşiktaş yenilirse taraftarı yine her zamanki gibi devam edecekken, Fenerbahçe yenilirse taraftarı(?) koltukları söküp sahaya atacak, takıma küfredecek, "kendi çocukları" Aykut'un kellesini isteyecekler, tesisleri basıp Alex'in arabasını tekmeleyecek, Niang'a veya başka birine, "Ar yu pileyır? Ar yu bik pileyır ha?" diye çemkirecekler.
Taraftar ile seyirci arasındaki farkı geçen sezon Sivasspor karşılaşmasından önceki karşılamayla, Fenerbahçe-Trabzonspor maçı sonrası olaylara bakarak anlayabiliriz. Ha biz de şampiyonluk kaçırdık, hem de aleni şaibe ile, ama yine de şampiyonmuş gibi hissettirdik takımı.
Bu kadar.
kendi adıma a.y diktası bu maçla son bulacaksa bjk bizi beş altı farkla yense bile sorun teşkil etmeyecek hatta sevineceğim bir sonuç olacaktır. olduda bjk'yi yendik zerre sevinecek değilim mevcut yönetim başımızda iken.
@daima fenerbahçe
senin gibi düşünen, özellikle de bir "dikta" olduğunu kabullenebilen fenerlileri görmek şaşırtıcı ve güzel :)
benim gibi düşünen çok Fenerbahçe'li var ama sesimizi çıkaramıyoruz çıkardığımız kadarıda birşeyleri düzeltmeye yaramıyor.
bu seneler böyle geçecek anlaşılan.
sezonun geneline gelecek olursak schuster kadroyu doğru kullanırsa bu sezon Bjk şampiyon olur.
İyi bir yazı olmuş.
Yalnız Şu angut.com un pardon antu.com un giriş görselini görünce bu yazının güzelliğini göremiyorum. "Bir kez daha büyük olamayacaklarını anlasınlar" türünden bir şeyler gevelemişler.
"Kendini tek takım olarak görüp diğerlerini küçümsemekse büyüklük, büyüklük 19 mayısta ana sayfandan tek büyük biziz demekse, insanların baba mesleklerini aşağılamak ve zekice(!) siyah-beyaz balonlar hazırlatmaksa büyüklük.Sevinmek için sevmekse büyüklük ve herkesin bir gün kendi takımını tutacağını iddia etmekse büyüklük, evet febe biz büyük filan değiliz"