.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

30 Temmuz 2010 Cuma

Makus Tarih ve Giuseppe Bergomi

Beşiktaş' ı ne ara ve neden sevmeye başladım hatırlamıyorum. Hatta şu an bile neden sevdiğimi bilmiyorum. Gerçi sevme işini kim mantık dahilinde açıklayabiliyorsa onun sevgisinden de şüphe ederim. Her neyse, bu garip sevgi öyle bir şey ki bir süre sonra ona dair şeyleri de sevebiliyor insan saçma bir şekilde. Mesela normalde yüzlerini görmeye dayanamadığım Sinan Engin ya da Yıldırım Demirören' i bile bir süre sonra aklıma Beşiktaş' ı getirdiği için sevmeye başladım. Bu gidişle yakında Fenerbahçe ve Galatasaray' ı da sevmeye başlayabilirim sanırım. Karakartal' ın Avrupa' daki makus talihi de yukarıdaki hastalıklı durumdan nasibini almış gibi duruyor nazarımda. Hatırladığım en eski Avrupa Kupası maçlarımız Atletico Madrid, Dinamo Zagreb ve Inter maçlarımız. Feyyaz' ın Zagreb' e gol attıktan sonra kapalı önündeki göbek dansıvari sevinci, San Siro' da bulduğumuz ama sonra yenecek golleri düşünüp de sevinemediğimiz gol, o maçta Ulvi' ye formasını veren Bergomi, Bergomi' nin formasını, yeğeni olan arkadaşıma veren Ulvi, atari salonunda street fighter oynarken formayı unutup kaybeden arkadaşım aklımda kalan ilk hatıralar gibi. Uzun yıllar Avrupa mücadelelerimizi "çok güçlü takımlarla oynanıp öyle veya böyle elenmemizle sonuçlanan garip iki maç" olarak kabul etmiştim. "Engin! düştü kalktı (arka planda gooool efekti)...", "Litmanen, Litmanen, Litmanen... Eyvah eyvah Litmanen" ler mi istersin Malmö' lere, Auxerre' lere 2-0 dan verilen turlar mı... Gittiğim bazı konserler ve bir kaç özel anı dışında hayatımın en güzel zamanları arasında sayabileceğim Barcelona, Chelsea gibi maçları belki de bu kadar unutulmaz kılan duyguyu da bu çocukluk sendromuna borçluyduk. Çünkü bu galibiyetler inanılmazdı, olacak iş değildi... Sert ve bozuk zeminde sert ve garip "Doğu Bloğu" takımlardan verkaçlar eşliğinde yenen gol sonrası seyircinin 2 sn sonra gelen gol sesiydi bizim klasiğimiz. Maçın son anında dünyanın en komik ironilerinden biri gibi köşede gözüken Peruzzi görüntüsünü bir Beşiktaş' lıya açıklama gereği bile duymazsınız, çünkü herkes her şeyin farkındadır. Olması gereken budur. Bundan bi kaç yıl önce basketbol takımımız gruplarda 10 da 10 yaparak ULEB Kupası' nda sekizli final oynama hakkını kazandığında ve bizim oraya gittiğimizde, 10 gün önce 20 sayı farkla yendiğimiz Galatasaray' a karşı bütün maç 10-12 sayı geri gittikten sonra son dakikada maçta ilk kez öne geçmemiz ve GS son hücumu kullanmadan sonra bir abimin bana dönüp "biz bu maç için buraya kadar geldiysek ve harbi Beşiktaşlıysak bu son basket girer maç da biter" demesi ve o ana kadar 7 de 0 la oynayan Cüneyt Erden' in üçlüğü şlak diye sokması bana ne kadar sıradan geliyorsa eminim sizin için de öyledir. İçinizi kararttığımın farkındayım, hatta "hiç mi güzel zamanlar olmadı" sanki diyenler de vardır tabii ki ama kabul etmek lazım ki bu makus kader de bizim bir özelliğimiz. Kaleci topa sert vurup, defans adamının sırtına çarpıp gol yiyorsan durup düşüneceksin bir kere. Kendimizle barışık olmamız gerektiği gibi Beşiktaş' la da barışık olmamız lazım. Schustermiş, Plzen maçıymış, defans kötüymüş kafaları çok da takmamak lazım.

17 Yorum:

Adsız dedi ki...

iyi güldüm okurken,çok güzel yazı olmuş =) talihsizlik de artık beşiktaş'ta kemikleşen bir olgu olmaya başladı,herkes de bunun farkında.kızıyoruz,sövüyoruz,deliriyoruz ama alıştık da artık duruma,belki de bu yüzden çok seviyoruz.

bacon1903 dedi ki...

Ya kardes hakikaten harika bir yazi!!!Eskiden cildirirdim inanki bugun skor 4-5 olsa kaderimize boyun egmis mahkum gibi hissediyorum!!!Haftaya elensek cok uzulurum ama bir taraftanda aman canim hapoelede elenmistik boylede derim yani!!!Aman allah korusun eleyelim su plezeni gecelim play-offuda kalalim gruplara!!!!Ondan sonrasi allah kerim!!!

kalashnikov bu blogun sana ihtiyaci var

tathar dedi ki...

beşiktaşlılık irazda bu, bi denizli maçıydı bunların ingiltereden gelen daha sonra trabzonda da oynayan golcüleri vardı spiker maçın başında ondan bahsediyor karımda sordu kimmiş o fala diye bende ona döndüm merak ete şimdi bize gol atar yakınan görüüz dedim... sonucu yazmaya gerek var mı? beşiktaşlılık biraz da bu biraz da şom ağızlılık...

thug love dedi ki...

kalashnikov post girdiyse blogu kapatabiliriz artık :)

şaka bir yana eline sağlık süper yazı gerçekten.

okka dedi ki...

10 sene olacak nerdeyse.o ben varya o peruzzi nin.

Pamukk dedi ki...

negatüf enerji veriyoruz takıma sürekli olumsuz düşüncelerimizle.

kalashnikov dedi ki...

brother ali, istinye' den thug love, asvaltta içen dostlar ve bacon 1903 : eyvallah.

pamukk : negatüf enerji veren takım mı yoksa biz miyiz tartışılabilir.

simplextablosu dedi ki...

star ekranının sağ altında açılan ufacık ekrandan gördüğümüz gol hepimizin acı hatırasıdır. yani orda gol olur eyvallah, Beşiktaş elenir sorun değil, ama işte makus talih, o an da binlerce insanın o ana şahit olmasıdır. sonra bu çocuklar neden böyle? oluruz tabi.

Unknown dedi ki...

beşiktaşın oldugu her yerde bir acaba,bir eyvah hep vardır ve varolacaktır.ruff

Pamukk dedi ki...

"Secret" diyorum o zaman

matiasemilio dedi ki...

beşinci torbadan tottenham çeken bi takımız işte fazla söze ne hacet..
**bazen sevinç; paso keder.. :)

Pamukk dedi ki...

çünkü 7den 70e hepimiz kesin tottenhamı çekeriz dedik, geçen sene clde kesin wolfsburgu çekeriz dedik.

CDiS dedi ki...

birinci torbadan tottenham, 4. torbadan Wolfsburg falan çekmesi dramatiktir elbette. Peruzzi'nin yediği gol tabi ki bünyelerde büyük yaralar açsa da, en büyük travma Valerenga karşısında olmuştur. Taraftar 5 diye bağırırken, maçın 3-3 'e gelmesi, Carew'in belki de hayatının maçını oynaması. 4-0 'dan, 4-2 'ye gelip kabus gibi 10 dakika yaşatan Slavia Prag maçı, o senenin en iyi futbollarından birini oynayıp son dakikada Quaresma'nın golüyle yenildiğimiz Porto maçı.. Oooo o kadar çok ki, ansiklopedi çıkar ansiklopedi.. gizli bir mazoşizm beşiktaşlılık..

erosabi dedi ki...

peruzzi dedin ciğerimi yaktın. artık televizyon izlerken sağ altta küçük kutu çıkarsa bi titreme, bi anksiyete başlıyor bende o maçtan beri.

bacon1903 dedi ki...

Lucescuyu bile manyak etmistik.Bu takimda hic sans yok deyip duruyodu!!!!Adam balli gsde kiralik topcularla sansla rahat rahat tur atliyodu(gs-sturm graz)bizde hic sans yokki!!!Schuster plezen maciyla iyi basladi hic degilse pozitif acidan bakmaya zorlarsak kendimizi!!!Plezen macinda basimizda del bosque olsa 5-1 kaybederdik orasi kesin!!!!!

kveldsmork dedi ki...

beşiktaş dolayısıyla girdiğim anksieteye çok iyi geldi bu yazı.
gelenekselleşmiş bedeviliğimize şık bir projeksiyon olmuş.eline sağlık.insanın sinirlerini yatıştırıyor.
yazıyı okurken mazhardan sarı laleleri dinleyin.nirvanaya ulaşın

Yorum Gönder

Ara