27 Şubat 2010 Cumartesi
Maç Özeti
Etiketler:Maç Özeti,Matteo Ferrari,semioticus,Shelbyl
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
20 Yorum:
"dolara , marka yuksek faiz"
Ferrari...
Tello'nun mac kazandiran performansini es gecmemek lazim tabii; fakat bence sakatlanma riskiyle oynayan bir adamin sirf varligiyla takim defansi toparlaniyorsa onun hakkini teslim etmek gerekir.
Zamaninda da "Ferrari dustu kel gorundu" demistik, iki haftadir keli ortuyoruz, gerisi de bir sekilde geliyor.
ferrari oynayinca takim karakter degistiriyor, muhtemelen sene sonunda "besiktas in topcusu degil" diye gondeririz, bizden sonra Milan da 5 yil oynar 3 sampiyonluk 2 avrupa kupasi kaldirir.
bir ara makakula'yla bir pozisyona girdi yüzünü tutuyordu. aman diye feryat ettim farketmeden. baktım yanımdaki bütün beşiktaş'lılar şok olmuş şekilde ferrari'ye bakıyordu. çok şükür tahmin ettiğimiz yere darbe almadı. zago'dan sonra geçen sürenin ardından savunmaya gelmiş ki bana göre şu an türkiyenin en iyi savunmacısı.
pozisyon alışları ve hamleleri mükemmel. ama en güzeli de taraftara karşı olan tepkisi belkide. maç sonunda tribüne gidip zafer işareti yapması pek bir güzeldi.
ama ferrari'nin gözümde büyüdüğü an 0-0'lık antep maçıydı. maç bitmiş yine puan kaybetmiştik. ferrari'de ceza sahasına çökmüş kalkmıyordu. arkadaşları hadi yürü filan diyordu. ferrari hala bir taraftara bakıyor bir sahaya bakıyordu. kapalıdan acayip tezahürat yükselmişti o an.
yüreğiyle oynayan bu adamı beşiktaş'a kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkürler.
aksine bugün ben pek beğenmedim ferrari'yi. yani diğer maçlara nazaran oldukça vasattı. hatta son 25 dakika çok kötüydü.
maçtan önce herkes gibi kadroyu yersem de, maç sonu ortaya çıkan şeyi beğendim.
özellikle tello ve toraman mükemmel oynadılar. tello'yu epeydir bu kadar iyi göremiyorduk. toraman da aslında pek de yabancı olmadığı yerde çok iyi maç çıkarttı. zaten nerede oynarsa oynasın, belli bir standartın altına düşmeyen bir oyuncu.
bld, denizli, kasımpaşa üçgeninden 9 puanla çıkar; holosko ve nihat'ı biraz devreye sokabilirsek, önümüz açık.
Bu adamı Inter'de izlerken biraz sevimsiz bulurdum. Belki Inter'den dolayıdır ama Matteo gerçekten çok sıcakkanlı, bir Ernst bir o çok seviyorum. Ha bir de Bobo var.Fink'i de seviyorum aslında. Holosko ve Sivok da iyi çocuklar.Ulan başımıza ne geliyosa bu duygusallıktan gelmiyo mu:=)
Vallahi dalga geçmiyorum, kişisel özellik olarak olumlu enerji saçan yabancı futbolculara sahibiz bence. Alex'deki sevimli ufoların tersine sahip olduğu iticilik,Giovanni'deki sevimsiz şımarık bir baby face, Dos Santos'daki adamsendeci duruş, Jo'daki enerji vermeyen,tamamen yabancı bir hal..
Ha Matteo'ya dönelim. Kendi futbolunun haricinde sadece varlığıyla bile artı birşeyler kattığına inanıyorum. Kadro olarak, Beşiktaş'ın 3 büyüklerden biri olduğunu hissettiren 1-2 oyuncudan biri.
@lakerda,
farklı bir konuya değinmişsin. bende ferrari hakkında yorum yazarken şunu seviyorum dur bunu da seviyorum aha şu da var diye düşünmeden edemedim :).
100. yıldan sonra beşiktaş taraftarının en çok benimsediği kadro heralde şu iki sene içerisindeki kadro oldu. özellikle de yabancılarda. bir holoskoyu, ernsti, finki, delgadoyu, telloyu, boboyu, sivoku, ferrariyi sevmeyen var mıdır?(futboldan çok karakter ve sıcaklık anlamında söylüyorum bunu) adamlar geçen sene tırnaklarını yiyerek kulubeden maç seyrettiler. bu sene gelen fink ve ferrari ise kısa zamanda zaten gönüllerde yer etti. beşiktaş'ın şu transferlerde yaptığı nokta aşı belki futbol yönünden olmasa da(kimilerine göre tabi) karakter, sempatiklik, yürek bakımından tam 12'den oldu. ki takımların yarısından çoğunu yabancıların oluşturduğu dizilişe sahipsek bunlarında önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. yani adamlara dur kadro doldu az bir tribünde otur tezahürat yap desek tamam deyip çıkacaklar sanki. yani demek istediğim tribünle diyalogu çok iyi yabancılara sahibiz. burnu havada adamlar değiller. diyoruz ya başımıza ne geliyorsa duygusallıktan geliyor, aynen öyle bir bakıma :)
düşüncelerimin en basit örneği şu üç videodur belkide;
http://www.youtube.com/watch?v=hsydYS1Q9eo
http://www.youtube.com/watch?v=yBIUipTstn
http://www.youtube.com/watch?v=eJQbMsegAcE
lakerda & damla
100% katılıyorum. şu andaki yabancı futbolcuların istisnasız hepsi çok düzgün adamlar, hepsi de belli ki takımı ve camiayı seviyorlar. takımdaki latin, alman ve çek/slovak kümelerin dengeli dağılmış olması da bir avantaj.
daha da ötesi bu sene giden cisse'yi de çok sever ötesi saygı duyardım. zapo'da tam bir takım oyuncusuydu. delgado her ne kadar istediğimizi verememiş olsa da çok yakıştırıyorum onu takıma. hatta tabata bile tüm eleştirilere ve baskılara rağmen kendini zerre bozmadı, efendiliğini korudu.
hatta sırf yabancılar değil yerli futbolculardan da futbol stili veya yaptığı hatalar dışında kişiliğine gıcık olduğum tek bir adam yok takımda.
denizli'ye kötü taktikleri vs için ben de kızıp sinirleniyorum ama geldiği günden beri bu takımın iç düzenini çekip çevirişi muhteşem. o geldiğinden beri ne takım içinde huzursuzluk haberi okuyoruz, ne (genelde bunun sonucu olan) saha içi hırçınlıkları ve taşkınlıkları var ne de takımı umursamayan futbolcu. son a. madrid maçında caner'in yaptığı gibi olayları biz bir süredir görmüyoruz takımda.
evet formsuz olabiliyorlar, kötü de oynuyorlar ama taraftara hakaret eder gibi sorumsuzca davranamıyorlar artık. takımda devasa rotasyonlar olmasına rağmen kimse de çıkıp abuk subuk konuşmuyor, konuşamıyor. bütün bunlar denizli'nin kendi karakterinden takıma aşıladığı değerler. futbolcuların ona ne kadar saygı duyduğunu her görüntüde anlayabiliyoruz. bütün bunları demirören'in yönettiği (doğrusu yönetemediği) bir camiada becermiş olması işi daha da değerli kılıyor.
geçmiş zamandaki hırçın futbolcular ve onların başımıza açtığı problemler ile bu hali kıyaslarsak ben her halükarda bunu tercih ederim. şampiyon olmasalar bile.
@yusuf
Ferrari'yi zaten on plana cikarmamin sebebi, bu bireysel olarak sivrilmedigi, hatta kimine gore vasat bulunacagi mac. Hani adamin orada olmasi hakikaten cok sey degistiriyor, ve bunu istatistikle, datayla falan aciklayamazsin. Cekip cevirmek diyelim biz ona.
@marpione
kesinlikle katılıyorum yazdıklarına. 100. yılda mesela iyi oyuncular vardı ama sorunlu oyuncular vardı. o zaman bile giunti'nin kafasına deodorant atan ahmet dursun gibi vakalar, saçma sapan kırmızı kartlar vardı. zaten arada geçen 5-6 senelik dönemde takıma kimin girip çıktığı belli olmadı. juanfranlarmı dersin, youlalarmı, adem dursunlarmııı...
mustafa hocaya taktik olarak katılırız, katılmayız ama gerçekten bir lider. takımı kriz ortamında dağılmadan tutabilecek başka bir hoca yok. olmadığı için zaten son senelerde hep son düzlükte, son derbilerde şampiyonluk kaybettik. bir darbede jenga misali yıkıldı hep bu takım. mustafa hocanın da en sevdiğim yanı birlik beraberliği iyi sağlaması. bu da yılların tecrübesinin sonucu olduğunu düşünüyorum.
kısacası futbolları bir kenara karakter olarak iyi seçilmiş yabancılar iyi seçilmiş türkler var bu takımda. bu açıdan gerçekten mutluluk verici.
@shelbyl,
sırf gs maçında rüştüye konuş derkenki yüz ifadesi, otoritesi, arkadaşlarına sakin olun işaretleri, bir anda taraftarın yüreği ağzına gelmişken yaptığı soğuk kanlı müdahale çok şey değiştiriyor. ferrarili ve ferrarisiz beşiktaş da aldığı sonuçlarla bu değişikliği açıklıyor zaten.
Ferrarinin Almanyadaki Wolfsburg performansı gözümün önünden gitmiyor.bu adamın her güzel hareketinde,her yakın çekiminde Demirkol aklıma geliyor.ne kadar kinlendiysem,her defasında soruyorum Demirkola;Zan nerde?
@shelbyl
dediğin çok doğru. hani, hakikaten varlığı yetiyor adamın. ah bir de şöyle 24-25 olaydı :)
blogun ön liberosu oldu, seni bulmuşken bir de soru sorayım shelbyl;
milli takımın kadrosunu sence kim oluşturmuştur? hiddink'in hiç haberi var mıdır? ya da ersun hoca müdahil olmuş mudur? ersun yanal'ın en ufak bir dahli olsaydı, ibrahim toraman kesinlikle kadroda olurdu diye düşünüyorum. zira her yerde ibrahim toraman'ı beğendiğini söyleyen bir teknik adam.
sen neler söyleyeceksin bu konu hakkında, sence de sırf, oğuz terim'mi oluşturdu bu kadroyu?
ferrari'nin en iyi günü değildi evet.ama bu damın varlığı bile başlı başına bir güven veriyor takıma. dünkü maçta en önemli katkısı savunmayı önde kurup kayseri'yi ceza sahasına sokturmamasıydı takımın ve bu Ferrari'nin varlığıyla yapılabilen bir uygulama.
Tello'ya iki çift lafım var:ulen madem bu kadar iyi oynayabiliyorsun niye sezon başından beri kanser ediyon milleti.derdin ne arkadaşım.
ibrahim toraman'ın milli takımı beşiktaş, şu a.ına kodumun mevzusunu daha konuşmayalım bence.
yok yere bizim de, toraman'ın da morali bozuluyor.
takım önemli bir galibiyet almış, önümüzde nispeten kolay maçlar dizisi var. bu hafta oynamadan alınan üç puan, onun sağlayacağı iki haftalıkk mini bir kamp var. holosko geliyor, tello kıpırdadı, daha nihat var. bugün rakiplerden en az biri puan kaybedebilir.
si.tir edelim bu konuları, takıma dönelim. herkes her şeyi görüyor zaten.
@yusuf
Kisaca goruslerim soyle: Bu kadroyu Hiddink'in olusturmasi zor, zira kendisi ne kadar izledi ki Turk futbolunu? Anlasma 1-2 ay once yapilmis olsa bile kendini o kadar mudahil gorecegini sanmiyorum. Oguz'un da tek basina cat diye kadro degistirmesi mumkun degil; bu tamamen aliskanliklar uzerine kurulmus bir kadro. Forvetler ayni, orta saha ayni, defans ayni; sadece ayip olmasin diye Besiktas'tan Necip, Bursa'dan Ozan cagrilmis.
Soyle bir nedensellik de iler surulebilir, Toraman stoper oynadigindan cok sag bek oynadi bu sene, o yuzden esas mevkiisinde tercih edilmemis olabilir.
Ama dedigim gibi, bence bu kadro "gecis donemi" kadrosudur en fazla.
@tanju
lütfen bu küfürlü dili kullanmama ekşibeşiktaş üzerinde. küfrün birisine yönelik olması şart değil, tek harfin sansürlenmiş veya değiştirilmiş olması da bir şeyi değiştirmiyor. bu konuda bize yardımcı olursan(ız) seviniriz.
kişiye, kuruma yönelik bir hakaret içermediği sürece kimin, nasıl bir üslup kullandığı bizi ilgilendirmez. ister küfürlü yazar isterse istanbul türkçesiyle yazar.
Hazır milli takım konusu açılmışken sormak istedim. Hiddink'in Fildişi işi ne oldu? Drogba'yı 'kıramadığı' için Dünya Kupası'nda Fildişi'nin başına geçecek dendi; fakat federasyon sağolsun hiç bir açıklama yapmadı bu konuda.
Bunun yanında Rusya'dan erken ayrılması için gerekli olan tazminat Fildişi'nden alacağı ücretle karşılanacak dendi. (gerçi Türkiye'nin başına geçmediği sürece Rusya'dan erken ayrılsa ne olur onu da çözebilmiş değilim) Farkettiğiniz üzere bu konuda kendi kendimle çelişir haldeyim.
Uzun lafın kısası bu konuda bilgisi olan var mı?
hoşgelmiş sefa getirmiş forza ferrari