Izledikce yazasim geliyor:

Batuhan sorusuna cevabi cok ictendi: "Batuhan'la konusmayan var mi agabey?" Bu kadar insan senin iyiligini istiyorsa sen de bir adim at kabilinden de bir kac laf etti.

Servet'in sesi cok guzelmis bir de.

Hepsini yazdik neredeyse zaten:

Serdar Ozkan ve Nihat cok duygusal. Batuhan bu kafa yapisiyle mumkun degil takimda oynayamaz. Hakem olarak Selcuk Dereli'yi cok begeniyor(???) El-kol kullandigini, forma cektigini kabul ediyor, aliskanlik oldugunu soyluyor, o kadar da oluyor ya deyip utangac bir gulumseme atiyor. Yorumcu olabilir, ama su an hocalik istiyor. Belki ticaret de olabilir. Orta yapamamak en buyuk eksikligi, ama son zamanlarda muthis ortalar da kesiyor.

Batuhan niye yok diyenler için sağlam kaynaktan sağlam bilgiler işte, adamda paşa keyfi var.bekle de zahmet edip antreman yapsın.

bu adama yaklaşık 10 senedir tribünden kızdık ettik o ayrı. ama samiyendeki 1-0'lık maçla gönlümüzde bir kıpırdamaya yer etti. o günden beri daha bir toz pembe bakmaya başladım uzinhoya.

herşey bir yana orta yapamıyor, şunu bunu yapamıyor demeden evvel, beşiktaş'a 10 senesini vermiş, her daim canla başla çalışmış, her zaman abilik yapmış bir kartaldır ibrahim.

futbolu bıraktığında ibo vardı ya ile başlayan cümlelerinde çoğu zaman misafiri olacaktır beşiktaş taraftarı arasında.

kısıtlı kapasitesi olmasına rağmen bazen sahada çok süpersonik işler yapan, overmarsın sağından atıp solundan geçen, ayağa teslim orta yapan, kimi zaman attığı golle tarih yazan bir kartal.

yapmacık olmaktan uzak bir beşiktaş abisi en kısasından.

Shelbyl güzel paylaşım sağol:)

Gerçekten sıkılmadan izledim, klasik futbolcu beyanatlarından farklıydı, ligtv hepsini koymamış malesef yarıda kalmış.

Zaten İbo'daki kişisel gelişim dikkatimi çekiyordu.

Tip olarak da harbiden bu saç ve stil yakışmış, bizim paolo maldini'miz olmuş.:)

Hakikaten Batuhan konusunu aydınlatmış, ikna oldum.

Şalgam cevabında güldüm baya:)

İbrahim Toraman ile arasının pek iyi olmadığını çıkardım.

Delgado ile tercüman vasıtasıyla mı konuşmuş merak ettim.

Rıdvan Şimşek hakkında soru sorulmasını isterdim. Muhtemelen klasik bir cevap verirdi. Fakat Rıdvan'ın sorumluluğunu bilen, çalışkan bir yapıya sahip olduğunu duymuştum Karşıyaka'da oynadığı zamanlar. Kendisinden çok umutluyum o yüzden merak ediyorum.

Başka bir postta hakkında uzunca yazmıştım. Tekrar değinmeden edemicem.

Türkiye'de aktif futbol yaşamını sürdüren futbolcular içinde profesyonel oyuncu kim sorusunun cevabıdır.

36 yaşında bir adamın fizik gücünün ve motivasyonunun bu kadar iyi olması pek olağan bir şey değil hele bizim ülkede.

Keita dedi tekrar düşündüm. Keita gibi Amerikan futbolcusu fiziğindeki bir adamla başabaş mücadele etmesini tekrar göz önüne almalıyız. Zaten dirseği yemesi de Keita mı isteksizdi yoksa İbo mu durdurdu sorusuna bir cevap bence.

Şu adamın hakkını vermek gerekiyor. İleride Damla'nın dediği gibi bizim takımda bir Deli İbo vardı diyeceğiz.

@lakerda
kesinlikle katılıyorum. son maçtaki mücadelesi takdire şayandı. türkiyenin en hızlı ve yırtıcı adamlarından biri 1983 doğumlu keita karşısında 1973 doğumlu üzülmez savaştı, ona adım bile attırmadı. evet belki ofans organizasyonlarında adrese teslim ortalar yapamıyor her zaman ama defans kısmında adam geçit vermiyor kimseye.

Taç çizgisine paralel atılan 40-50 metrelik paslarda yaşadığı sıkıntıları ve içe kateden oyuncular karşısındakini çaresizliğini hatırlayınca ''İsmail maç içinde bazen dalıyor'' eleştirisine güldüm açıkcası :) Bu eleştiriyi getiren İbrahim, 35 yaşına kadar sözünü ettiğim pozisyonlarda her daim topa odaklanmasından ötürü sağından solundan arkasından hatta içinden kaçan adamlar karşısında ''geciken bek'' pozisyonuna düşüyor ve çoğu zaman tehlikeli kanat bindirmelerine sebebiyet veriyordu, neyseki son dönemde bunları eskisi kadar sık yapmıyor ve adam takibini de az çok geliştirmiş durumda.

Eskisi kadar katlanılmaz bir performans sergilemediği için bu sezon daha pozitif yaklaşıyorum, ama gönlüm ve futbolsever yönüm ille de İsmail diyor.

Her şey iyi güzel de kendi ağzıyla söyledi Yusufla Rüştüyle artık bırakma vaktimiz geldi gibilerinden konuşuyoruz diye. Bunun farkında birisi olarak umarım İsmail'e desteği lafta değildir.

Ayrıca terlik mevzusunun da maalesef bariz belli oluyor yerinde saydığı...

ibrahim toraman ters adamdır. eğer röportajlarını dinleyecek olursanız farkedersiniz. en son lig tv evine gitmişti tunç elibol'la bir röportajı vardı. mesela diyor ki oyuncular geliyor takıma daha ilk günden benle yakın olmaya çalışıyorlar ben inanmam böyle şeylere, olmaz öyle iki günde filan diyen biri. yani güvensizlik midir asosyallik midir soğuk bir adam yani toraman.

keza üzülmezde inatçı bir adam. kendisine bir adım atılmayınca karşı adamı inadından asla atmayanından.

o yüzden toraman ve üzülmez arasındaki soğukluğun devam ettiği belli. güzel olan ise bunun hiç bir zaman sahaya yansımaması.

Takıma yada performanslarına olumsuz yönde yansımadığı sürece mesele yok zaten. Bu terlik meselesi işin bize yansıyan kısmı. Sonuçta -sadece Beşiktaş için demiyorum- hiç bir takımda her futbolcu can ciğer kuzu sarması değildir muhtemelen.

"bugun manchester de 35-36 yasindaki michael owen oyuna girdiginde 70.000 kisi ayakta alkisliyor" :)))

Giggsle owenı karıstırdı yaf:D

Ben en çok bu adamın samimiyetine hastayım,seviyoruz seni Delinho :)

damla;

toraman'ı az-çok tanıyan biri olarak, söylediklerinin bütününün asılsız olduğunu söyleyebilirim.

toraman'ı nasıl tanırsın desen, ilk olarak, takımdaki gençlere gösterdiği ilgi ve yeni transferlere duyduğu yakınlık derim.

evet, ikisi de sadece maçlarda konuşuyorlar. zaten kavgadan önce de sıkı bir ilişkilerinin olduğu söylenemezdi -ki zaten farklı hayatların adamları ikisi de-.

ibrahim üzülmez, daha çok papazlarla, kalem arkadaşlarıyla takılır. kaptan olduğunu herkese hisettirir, fazla eğilmez.

toraman ise vaktinin tamamının gençlerle geçirir. bugün necip, rıdvan, ismail köybaşı'nın belki de takımda en sevdikleri isim, toramandır. geçmişte de serdar kurtuluş, burak yılmaz'la haddinden fazla ilgilenmiştir ki bu ikisiyle de sık sık görüşür. hatta serdar kurtuluş'u öz kardeşi gibi sever.

seneye de muhtemelen necip'le oda arkadaşı olacaktır. aslında bu, bu sene de olabilirdi; lakin necip sürer bir şekilde a takımlara idmanlara çıkmadığı için ötelendi.

özetle, ben, iki ismi de severim ama toraman, kesinlikle ketum bir adam değildir. sürekli insanlara yardım etmeyi sever ki o röportajda buna dair büyük bir örnek vardır, şayet izlemişsen görmüş, duymuşsundur.

sadece kameralar karşısından o kadar rahat olamaz, biraz sıkılır. ve takımdaki 8-9 beşiktaşlı futbolcudan biridir.

@tanju
ben gözlemlediğimi ve onun röportajından çıkardıklarımı söylemiştim. tabi tanımadığım için dediğin gibi düşüncelerim yanlış da olabilir.

bu takımda olmayı hak eden ve asla gitmemesi gereken yüreğiyle oynayan adamlardan biri toraman. inşallah uzun seneler beşiktaş formasını terletmeye devam eder. bir sezon boyunca ayağında kemik sakatlağıyla, arkası kesik kramponla mücadele edip, gık demeyen adam gönlümüzdedir her daim. beşiktaşlılığından ise gram şüphem yoktur.

e tabiki röportajı izledim ona göre yorum yaptım zaten. anlattığı hikayeden bahsediyorsun sanırım. zaten bende toramanın adamlığına veya yardımseverliğine birşey demiyorum. sadece bana toraman yıllardır soğuk ve mesafeli görünen bir adamdır. atıyorum bir holosko, bir delgado candanlığı yoktur mesela. en azından görünürde. sonuçta tanımadığım için ancak gözlemlediğim kadarını söyleyebilirim.

açıkçası efendi bir insan olması ve beşiktaşın neferlerinden biri olması sebebiyle karakterinin benim için önemi yok orası ayrı tabi.

batuhan ve serdar la ilgili yorumlar tam bizim dusundugumuz gibi. Ozetle ya futbolu birakin ya adam gibi calisip top oynayina getirdi lafi.

the curious case of ibrahim üzülmez :)

tanju toraman konusunda haklı,burak yılmaz bi röportajında serdar ve kendisiyle cok ilgilendiğini gençlere cok sıcak yaklaştığını söylemişti

@matiasemilio

daha bunun paf'ı, primi filan da var ama bunları pek dillendirmeye gerek yok.

şunu söyleyip, kapatayım;

çoğu a takım futbolcusu a2 takımından 3 isim sayamazken, toraman'da hepsinin telefonu vardır.

ayağından ötürü terlik giymesi gereken bir adamı, defa kez milli olmuş, sayısız maça kaptan çıkmış bir adamı tüm takım önünde paylamak değildir kaptanlık.

toraman'ın yaptığıdır.

deli ibo işte.:)