.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

27 Aralık 2009 Pazar

Tecrube = Tanjevic

Maç öncesi korktuğum birkaç konu vardı, bunlardan biri Fenerbahçe'nin alan savunmasına karşı ne kadar çok zorlandığı bilinmesine rağmen alan savunmasına geçilmemesi idi, maç boyunca da ne yazık ki Serhat bir numara oynarken bile hiç denemedik. Bir diğer konu ise; Koç tecrubesi. Burak Bıyıktay ilk defa sıfırdan kendi kurduğu bir takım ile sezona başlıyordu.Bu maçta maçın en kritik anlarında Tanjevic'in hamlelerine karşı cevap veremedi. Özellikle son periyot da yaptığı hamleler ne yazık ki yenilgiyi getirdi. Besiktas maça Newley'in yokluğunda klasik ilk beşi Chatman-Engin-Muratcan-Baxter-Cevher ile çıktı. Maça iki takımda pota altından oynayarak basladı. Iki takımın da amacı kısıtlı olan uzun rotasyonlarını faul problemlerine sokup ilerliyen dakikalar da oyunu içeriye yığacaklardı. Bunu Besiktas ilk ceyrek de bir nebze olsun başardı. Ilk 3 dakika da Chatman'ı Mrsic ile savunan Fenerbahce, Chatman'ın oyuna direk ısınması ile beklendiği gibi Omer Onan ile savunmaya başladı. Maç da Chatman'ı 2 numarada başlaması da Chatman'ın oyun genelinde direncini düşmemesini sağlayacaktı. Ilk beş dakika geçildiğinde ise Oguz Savas ve Mrsic 2.faulunu alarak kenara geldi Fenerbahce cephesinde Kinsey'in harika hucum performansı ile bir anda skorda öne fırladı.Aynı şekilde Muratcan Guler'de Besiktas adına ust uste buldugu basketleri ile Besiktas'ın skorda öne geçmesini sağladı. Ilk çeyrek bittiğinde oyun temposu ve skor Besiktas'ın istediği gibi devam ediyordu. 2. çeyrek te ise kalite farkı ortaya cıktı. Gordan Giricek ve Emir Preldzic hamlesi farkın bir anda farkın artmasına sebep oldu. Ozellikle Emir Preldzic'in Fletcher karşısında hucumda önemli katkılar yapması Besiktas'ın pota altı savunmasının bir nebze olsun direncinin dusmesine neden oldu ki o sırada Giricek'in de üst üste basketleri ile skor 38-30 a geldi. Bu fark devrenin sonuna kadar karşılıklı basketlerde devam etti. Ilk yarı sonunda da Fenerbahce'nin 54-45 lik üstünlüğü vardı. 2.yarı da ise tamamen Tanjevic Show vardı. Takımına resmen hamleleri ile galibiyeti getirdi. Ilk hamle 2.yarının başında geldi. Hücumları Semih Erden üzerinden oynattı bunun başlıca iki nedeni vardı birincisi Rasim veya Preldzic'in Cevher'i dışarı çekerek Baxter'a karşı olan boy avantajı idi. Ve ikincisi ise ilk defa uygulattığı bir hücum sistemi idi 5 dışarda hücum. Semih'i de dışarı çekerek Kinsey gibi veya ara ara Giricek gibi oyuncuların içeriye dalışları bu hücum sistemi oyunun belli bölümlerinde çok iyi katkı verdi. Fenerbahce ilk beş dakika da hücum da Semih endeksli hücumlar da başarılı oldu ve skorda Beşiktaş'ın yaklaşmasına izin vermedi.Ta ki Semih Erden 3.faulunu alana kadar.Semih Erden 3.faulunu alıp oyundan çıkmak zorunda kalınca guardsız oynayan Fenerbahce'ye karşı Beşiktaş 68-67 öne geçmeyi başarıyordu. Ancak 2 milyon euroluk Giricek bireysel kalitesi ile skor da tekrardan takımını öne geçirdi. 3. periyodun sonlarına doğru özellikle Baxter ve Chatman'ın inanılmaz gayretleri ile son bir dakika da oyun psikolojik açıdan da dengelendi. Son bir dakika da Baxter'a çalınan teknik faul takımın düzenini bir nebze olsun bozsa da son periyoda bir sayı farkla 74-73 önde giren taraf Beşiktaş'dı. Son çeyrek de Tanjevic'in belki de maçı koparan hamlesi geldi. Belli ki Tanjevic bu maçı kafasında bayağı oynamıştı. 4. periyodun başında Fenerbahce 4 şutor ile sahada idi. Ve bunun da karşılığını kısa sürede aldı skorda 87-79 öne fırladı. Ancak Tanjevic bu hamleleri yaparken Burak Hoca da herkesi şaşırtan hamleler yaptı. Farkın açılması süresince maçın en kritik dakikalarında önce Engin'i ardından da Chatman'ı kenara aldı. Eğer dinlendirmek için aldıysa bunu maçın en kritik dakikalarında yapması kısa ve net bir biçimde yenilgiyi getirdi. Takım tam düzeni oturmuş öne geçmişken takımın en kritik pozisyonunda oynayan ve oyunu çok iyi yönlendiren oyuncuların çıkması takımın ritmini bozdu. Tam o sırada Beşiktaş'ın molası geldi ve mola sonrası Muratcan Güler'in bir blok ve bir top kapması ile oyunda tekrardan dengeyi yakaladık ki Fenerbahce'nin molası geldi. Bu mola sırasında herkes bu savunma direnci ile maçı uzatmaya götürebileceğine hatta galibiyete bir nebze olsun inanmıştı ki ; mola sonrası ilginç biçimde Muratcan Güler'in oyundan çıktığını gördük. Tanjevic'in hamlelerine karşı Burak Bıyıktay'dan önce Engin sonra Chatman şimdi de Muratcan Guler değişikleri hayretler içerisinde bıraktı ki zaten Muratcan değişikliği ile hemen mola sonrası savunduğu kişi Kinsey'in önce bir hucum ribaundı ve gelen üçlük sonra da attığı basket ile son 3 dakika da skor tekrardan 94-83 e geldi. Maçın sonuna doğru da karşılıklı basketlerle 100-92 lik skorla kazanabileceğimiz maçı kaybetmiş olduk. Ve ikinci hedef maçımızdan da yenilgi ile ayrıldık.

13 Yorum:

Gökhan dedi ki...

semih e göre baya kısa ama yine de baxter ın savunmada daha gayretli olması gerekirdi,bir de newley olmayınca güvenebileceğimiz bir üçlükçü kalmadı takımda,son dakikada 2 kez içerden kolay basket bulabilecekken gereksiz üçlükler salladık ve girmeyeceği belliydi bence o şutların.

yeni alınan likholitov un savunmada baya katkı sağlaması lazım yoksa böyle 90lı 100lü maçlar sezon sonuna kadar devam edecek heralde ve maksiumum yarı finalde eleneceğiz.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

her sene aynı şey aslında. bir istatistik çıkarsak en son fenerbahçe'yi abdi ipekçi'de ne zaman yenmişiz diye. ben son 10 senede hatırlamıyorum. hele 7-8 yıldır böyle bir galibiyet yok da, öncesinden emin değilim.

---

kulübün yapılanması, hedefleri belli. bu hedeflerin üzerinde bir yük verilecek pozisyon yok. onlar zaten yarı finalde elenmeyi planlıyorlar. bunu kameralara dillendirmeye gerek yok. biz mevcut yapıdan bunu anlıyoruz.

bu, bu yıl böyle olsa bekle gör dersin. her sene aynı şey.

---

bu branşı unutmamız gerektiğini göstermez elbette mevcut durum. ama beklentileri ona göre ayarlamak gerekir.

---

şu beşiktaş takımını son yıllardır fenerbahçe ve efes'e oyuncu yetiştiren bir konumda.

---

besbelli bu seneki ürün de engin atsür. seneye efes'e gider. biz de gider biz de beşiktaş maçlarında ıslıklarız...

ercan dedi ki...

Deplasmanda en son 2003-2004 sezonunda benimde salonda bulunduğum maçta Ümraniye Haldun Alagaş'ta yenmiştik.

Ayuso 2. yarıda tek başına almıştı maçı.

asist time dedi ki...

Son dönemlerde Besikta da basketbol branşı çok başıboş bırakıldı. Özellikle maddi açıdan yaşanılan istikrarsızlık takımın ritmini de çok etkiliyor. Aslında recete belli basketbol şubesinin özerk bir yapıya kavuşması gerekir. Eğer genel kuruldan sonra yönetim değişmezse Basketbol şubesinin özerkleştirilmesi ciddi anlamda düşünülmelidir.

Yoksa aynı anlayış ile devam edilirse; komple şubeyi kapatılması daha yararlı olur klup için çunku değişen pek birşey olmaz.

BJK4EVER dedi ki...

Bir de soyle dusunmek lazim; eger kadrolari degistirsek ne olurdu?
Macta ilk 5 disinda Tanjevic'in kulubesinde kullanabilecegi Semih Erden, Serhat Cetin, Preldzic ve Giricek var. Bizde ise Adem Oren, Haluk Yildirim ve Fletcher. Arada maalesef cok ciddi bir kalite farki var. Tanjevic'i birde bizim kadroyla gormek lazim, bakalim nasil hamle yapardi.
Ayrica bir arkadasimiz yukarida guzel yazmis, resmen Pinar Karsiyaka'dan farkimiz kalmadi. Besiktas buyuklugu geregi her zaman yarismaci bir takim olmustur, bunun disinda bir kimlik kabul edemez. Kerem, Kaya, Shumpert, Peja, Sinan, Wright, El Amin, daha sayayim mi?
Madem ki iyi oyuncu alacak ve bunlari takimda tutacak para yok kapatin basketbol subesini gitsin. Resmen Efes ve bir zamanlar Telekom'un pilot takimi gibiyiz.
Ya adam gibi sponsor bulun veya Efes/TT ile birlesin ya da kapatin bu subeyi. Acikcasi elaleme basketbolcu yetistirmek veya olmus basketbolculari canlandirip onlara gondermek agrima gidiyor acikcasi.
Aslinda Aziz Yildirim'a cok kiziyoruz, ama adam kulubunu kucultmuyor, yuceltiyor. Biz ac kopek gibi su pislik Ulker'in 2 kurusuna tenezzul ederken adam gitti koca Ulkerspor'u aldi ve yillar sonra Efes'i kalite ve performans acisindan alt eden bir takim yaratti. Eger sen Besiktas isen sen de bunu yapacksin, sen en buyuk olacaksin. Eger bunu yapamiyorsan orada yoneticiyim diye durmayacaksin, serefinle istifa edeceksin!

beşiktaş mevcut kadrosuyla şampiyonluk adayı değildir. ilk önce bunu bi anlamamız lazım. bu takım iyi savunma yapmayan ama hızlı hücum edip çok sayı atıp keyif veren bir takımdır. nbade de golden statein maçlarını izleyin bolca sayı attıklarını görürsünüz ama büyük ihtimalle playoff bile göremeyecek takım.


şu yönetim anlayışıyla şampiyon olamayacağımıza göre ben diyorum ki şu takımın eğlendiren basketbolundan zevk almaya bakalım. burak bıyıktaya çok da kızmanın anlamı yok. eminim ki maçlar dışında başka sıkıntılarla da mücadele ediyor.

pseudotimes dedi ki...

Basketbolda hep bu tantanalar. Takım lige seyircisiz başlıyor büyük maçlar dışında salonda 50-100 kişiye oynuyor, galibiyet serisi yakalıyor, sonra bir büyük maç geliyor herkesin aklına yaa bizim bir basketbol takımımız vardı sözü geliyor. Hedef maç falan değildi bu olamaz da zaten. Deplasman maçıydı zor maçtı kaybettik ligdeki rakibimize. Benim gözümde Beşiktaş'ın her maçı hedef maçtır bu ligde. Bu takım bu ligde ilk ikiye en kötü ilk üçe girer.Evet bu maçı kazansaydık belki bir mesaj vermiş olacaktık. Lakin genelde kendi yaptığımız hatalar maçın sonunda başımıza iş açtı. Herşeyden önce maç yazısı ile ilgili tanjevic tecrübesini konuşturdu denmesi bence kısır bir yorum. Tanjevic'in bu maçta yaptıklarını, düşündüklerini ben bu ligde takım çalıştıran hocaların çoğunun yapabileceğini düşünüyorum. Fenerbahçe'nin elinde bize göre çok daha derin bir kadro ve kaliteli bir kadro var. Düşündüklerini zaten bizim karşımızda uygulatabileceği seviyede bir kadro yapısına sahip. Bu şans bir türk hocaya verilse o kişide pek ala en az bunu kadar başarılı olurdu. Dün galip gelen Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki top kaybı sayısı 10! Bu konuda hiç bir yaptırımı olmadı maç içinde. Fakat tanjevic yapınca tecrübe oluyor işte...
Maça dönersek 2. periyottaki kötü oyunumuza rağmen 3. çeyrekte güzel bir geri dönüş yaptık ama arka arkaya yenen üçlükler -hemde en kritik anda- oyundan bizi düşürdü. Mrsic'ide ilah yaptık sevgili basınımıza gülüyorum! Hızlı oynayalım derken elimiz ayağımız birbirine dolaştı. Savunmada çok çalışmamız gerek. Daha mücadeleci olabilirsek zaten bu ligde Efes ve Fener dışında hiç kimse bizim ulaştığımız hücum seviyesine çıkamaz. Yeni pivot transferi ve newley'nin dönüşü savunmada bizi üst seviyeye çıkaracaktır. Sonuçta sadece bir maç kaybettik deplasmanda ahlar vahlar etmeye gerek yok hatta cevherin o üçlüğü girse maç nasıl gelişirdi bilemiyoruz.
Ligin geneline gelirsek, dar ve kısıtlı bir kadroyla iyi işler çıkardık şu ana kadar. İzlerken zevk veren bir takım var. Şampiyonluk zor cidden çok çok zor. Pek tabikide imkansız değil ama diğer 2 takıma göre şansımız çok az. Chatman full time oynuyor, rakip son çeyrekte onu kesmeye başlıyor. Engin neyseki döndü çok yararı oluyor. 2 ve 3 numaraları haluk muratcan ömer newley ile idare ediyoruz. Bu lig için iyi bir rotasyon sayılır. Pota altında yeni transferimiz ile daha etkili olacağız ordada. Özellikle savunma dozajımız yukarı çıkacaktır. Bbu takım final oynarsa çok başarılı olmuş olur, yarı finalde bitirmek dahil bizim iyi bir sezon geçirdiğimizi gösterir bize sezon sonunda. Butakım ile ilgili çok büyük hayaller peşinde koşmaya gerek yok, salona gelip tv başına geçip oynadıkları oyunun zevkini çıkartalım. Unutmayalım ki bu ligde Fenerbahçe ve Efes bizden 5 kat büyük bütçelerle yönetiliyorlar. Son sözümde hakemlere. Keseratar sağolsun Rasim'in ilk yarı sonunda yaptıklarını görmedi ya da görmezlikten geldi. Ama kişi cevher olunca hiç düşünmeden düdğünü ağzına götürdü. Keseratar dedim ne yapsa yeridir dedim geçtim. Bir de mümkünse artık Spormax bu maçları yayınlamasın. Ne kadar kötü bir yönetmenle çalışıyorlar. Maçı doğru dürüst vermek bu kadar zor olmasa gerek.

BJK4EVER dedi ki...

@Ceren,

Iste olay tam burada kopuyor. Besiktas'in Kepez veya Aliaga maci asla hedef mac olamaz. Ligdeki 4 takimin (GS CC haric) asagi yukari alacagi galibiyet sayisi esit. Aradaki farklari ve playoff musabakalarindaki avantaji belirleyecek kilit maclar aramizdaki maclar. Maalesef normal lig maclarinin hicbir onemi yok, hersey play-offlardaki avantaja ve performansa bakiyor. E.Ataman doneminde ligi lider bitirmistik acik farkla, ama Telekoma karsi 0-1 yenik baslayinca elenmistik ve lig boyunca aldigimiz galibiyetlerin hicbir onemi olmamisti. Simdi bizim icin hedef maci Petkim maci mi yoksa FUlker maci mi?

Seyirci konusunda katiliyorum sana, ama diger taraftan da bakmak lazim. Bu takimin ne olacagini ve ne olmayacagini hepimiz biliyoruz. Ilk 4'e girer, playofflarda buyuk ihtimalle ceyrek finali gecip yari finaldeki rakibine elenir, durum bu. Boyle bir takim niye desteklensin ki? Takim heyecan verecek, belirli bir kapasiteye sahip olacak ki seyirci gelecek. E.Ataman ve M.Didin zamaninda takim seyirciyi tribune cekiyordu ve buyuk destek vardi, cunku vizyon ve hedef vardi. Simdi maalesef hicbir hedef yok.

pseudotimes dedi ki...

@ BJK4EVER

Yorumuna katılıyorum. Ben hedef maç sözüne katılmıyorum sadece. Fenerbahçe maçının önemli kılan daha önce aldığımız galibiyetlerdir. Eğer biz bu kadar maç kazanamasaydık bu maç hedef maç olmayacamıydı? Ligdeki her maça galibiyet hedefiyle çıkacaksın( bu da nasıl bir lafsa sanki yenilmek için çıkan takımlar var) her maçı sanki son maçın gibi oynacaksın, sonuna kadar mücadele edeceksin. Ligin sonunda o dediğimiz play-off maçları için kaçıncı sırada olacağın çok önemli. Sıralama içinde toplam galibiyet sayın önemli. Beşiktaş'ın hala ikincilik şansı vardır, içerde gelirsin Fenerbahçe'yi yenersin play-off ta eşitliği sağlarsın,ligi ikincide bitirirsen saha avantajını koyarsın cebine.
Tamam ben sizin hedef maç diyerek ne demek istediğinizi anlıyorum. Lakin bu mantıktan hareket edersek bence yine çok bir şey kaybedilmemiştir. Bunun akatları var daha. içerde maç vermememiz lazım. Mesela haftaya o zaman galatasaray maçı hedef maçtır çünkü içerderdeyizdir o maçta. Benim gözümde saha avantajı, playoffta skor avantajından bir adım öndedir bu yüzden sıralama çok önemlidir. Oynadığımız maçların çoğunu kazanmalıyız. Avrupa macerası bitmiştir bizim için. Fener zalgirisi yenerse büyük ihtimalle top 16 görecektir. Hem avrupa hem lig ,bu yoğunlukta fener elbet maç kaybedecektir. Bizim bu fırsatı değerlendirip ikinci sırayı kovalamamız gerek. Bu sebeblede içerde mümkünse maç kaybetmeyelim.
Benim hedef maça inanmıyorum deme sebebim budur. Bu maçlar mesaj maçlarıdır. Onlar bizi yenmiştir, gerekli mesajı vermişlerdir bize lig için. Bizim bu mesajı alıp üzerine kafa yormamız ve kendimizi geliştirmemiz gerek.
Biliyorum Ergin Ataman zamanında play-offtan bu sebeble elendik. Play-offun bu sistemini savunmuyorum, hatta bende eleştiriyorum fakat o zamanki takımın telekoma karşı 2-0 geriden başlasa dahi elenmemesi gerekti. Tamam bizdeki play off sistemi yanlış ama bu sistemi bahane ederek
Ataman dönemindeki yanlışlıkları göz arda ettik.

Ve son olarak; evet ergin hoca zamanında takımın bir vizyonu ve kalitesi vardı. ama didin dönemi için aynı düşüncede değilim. Kerem Tunçeri dışında çok çok kaliteli oyuncularımız yoktu ama iyi bir hocamız vardı. Orta sınıf denebilecek bir takımdan didin üst seviye bir takım yarattı ama vizyon kazanmadık. aynen şu anki takım gibi. Taraftar konusuna gelincede biliyorum galibiyet için biz bu takımı desteklemiyoruz edebiyatı yapmak istemiyorum ama sırf takım galibiyet alıyor, bu sezon iyiyiz diye takımına sahip çıkmak zaten acı bir durumdur.Bu son cümlen çok ütopik oldu farkındayım :)

twenty_one dedi ki...

Ceren'in yazdıklarına %100 katılıyorum. Biz bu takıma hiç destek vermeyelim, sonra da ondan şampiyon olmasını bekleyelim. Hem de bu imkansızlıklarla, bu rezil yönetimle. Bu hafta ki g.saray maçında, taraftarı salonu doldurmuştu. Bu takım bizden daha kalitesiz ve büyük ihtimalle küme düşecek bir takım.
Ayrıca basketbol şubesinin özerk bir yapıya sahip olması gerektiğini düşünüyorum.

BJK4EVER dedi ki...

@Ceren

Tabii ki haklisin, ancak soyle bir gercek var ki, BJKnin sirf ismi bile BBL'de belirli seyleri yapar. Onemli olan bize yakisani yapabilmektir. Bize yakisan bana gore sampiyonluk ve yarismaci takim olmak. Bizde su an o kimlik var mi? Bana gore 3 yildir yok. Istedigimiz kadar FB hedef mactir, Akatlar da var diyelim. Tamam, Akatlar'da kazandik ve ligi 2. sirada bitirdik. Play-off'ta yari finalde FUlker'i gecebiliriz diyebilir misin sen? Bence diyemezsin. Diyelim play-offlari gectik. 6 kaliteli yabancisi olan ve play-offlar gelince geleneksel bir super transfer yapan Efes ile basa bas oynayabiliriz diyebiliyor musun? Veya onlar gibi ekstra bir oyuncu aliriz play-offlar icin diyebiliyor musun? Besiktas'in Banvit'i yenmesi birsey ifade etmez benim icin. Eger ki her sene ayni sekilde yari finale kadar gelip orada takilacaksak bu takim vizyonsuzdur demektir, yarismaci takim degildir demektir. Soylediklerim GS CC icin de gecerli aslinda. TT'yi transferlerinden ve butcesinden dolayi disarida tutuyorum.

Gaibiyet icin elbet takimi desteklemiyoruz, ama bizim de BJK'li olarak ezilen degil ezen, Efes'e oyuncu yetistirmeyen, ama kendi oyuncu alan bir takim gorme hakkimiz var degil mi? Basketbola gerekli yatirim yapilirsa bu taraftar Akatlari da inletir, bu camia sampiyon da olur. Is yonetime ve icraata bakiyor, gerekirse yurtdisinda sponsor bulursun gene birseyler basarirsin.

pseudotimes dedi ki...

@ BJK4EVER

Efenim soru-cevap köşeleri gibi olmuş bu post. Bende möhüm bir insanmışım edasında cevap vereyim bari =)


Sual 1: Bize yakisan bana gore sampiyonluk ve yarismaci takim olmak.Bizde su an o kimlik var mi?

- Tabikide Beşiktaş her branşta en üste oynamalıdır. Herkesin dileği budur ama bir de takımların ederleri vardır. Basketbol liginde düşük bütçelerle mucizeler yaratıp şampiyon olan bir takım görülmedi. Ergin Ataman zamanı hariç şampiyonluğa oynayabikecek kadromuz olmadı maalesef. Yönetim büyük düşmüyorken ,rüyalara dalmak bir mayıs akşamı play-off un son maçında yüzüme bir tokat gibi "budur işte gerçek olan arkadaş" diye çarpar. Yönetim şampiyonluk için kadro kurmuyor, teknik heyet yetersiz bu gerçekler varken şampiyonluk maalesef hayaldir. Yarışmacı ruh konu Beşiktaşım ise şampiyonluk yoludur. Lakin yarışmacı ruh bu takımda bu sene var şampiyonluk hedef olmasa bile(bakın sayın bıyıktayın şampiyonluk konusu için açıklamaları)ama bu ruh şampiyonluk için yeterli deil.


Sual 2: Play-off'ta yari finalde FUlker'i gecebiliriz diyebilir misin sen?

-Tabiki diyemem ama ülkerde öyle elini kolunu sallayarak geçemez. Play off konuşmak için erken o zamanlar ne göstercek pivot transferi takıma ne getircek newley dönünce samanlık seyran olcak mı...şimdi play offlar başlasa diye soruyorsan fener %51 derim( saol denizli!)

Sual içinde sual:Diyelim play-offlari gectik. 6 kaliteli yabancisi olan ve play-offlar gelince geleneksel bir super transfer yapan Efes ile basa bas oynayabiliriz diyebiliyor musun?Veya onlar gibi ekstra bir oyuncu aliriz play-offlar icin diyebiliyor musun?

-Efes şu an çok iyi durumda değil. Şuanki Efesten korkmam sadece tecrübe ve kadro derinliği var ama oyunları bizden vasat.O son anda yapılan transferler günü kurtarmaktır. Son anda oyuncu alan takım sistemsizlik ateşinde yanmaya mahkumdur çünkü o oyuncu sene sonu hep ilk yolcudur. Açıkçası son anda transfer istemem tam bir kumar o iş!

Son sual: Gaibiyet icin elbet takimi desteklemiyoruz, ama bizim de BJK'li olarak ezilen degil ezen, Efes'e oyuncu yetistirmeyen, ama kendi oyuncu alan bir takim gorme hakkimiz var degil mi?

- Şu hak hukuktan çıksak bi :D elbet hakkımız var. Efesin oyunculara ödediği parayı, ödeme garantisini, avrupada her sene başarıyı taahüt et olur. Biz oyunculara para veremiyoruz daha ki onlara göre daha düşük bütçelerimiz var. Kurumsallık hak getire(bak yine hak!) Bu soru yönetimi bağlar zaten bunlara cevap bulamadığımız için yönetimden şikayetçiyiz. Kaç aldım hocam? =)

BJK4EVER dedi ki...

Iste Ceren sonuc olarak hersey kaliteli transferlere, iyi bir hocaya, derin bir kadroya bakiyor ve bunlar anca maddi bir gucle olabilir ve burada yonetim devreye girmeli. BJK'de bu guc yok mu? E.Ataman doneminde kurulan kadroyu hepimiz biliyoruz, neden kurulmasin? Tabii kurunca oyuncularin parasini da odeyeceksin ve bu kadro 1 sene sonra dagilmayacak. Hukuksal olarak maddi kaynak aktarimi tam olarak nasil bilmiyorum (galiba futbol AS ile amator subeler gider ve gelirleriyle ayrilmis durumda), ama mesela sirf Tabata'ya odenen para ile muthis bir basketbol kadrosu kurulabilir. Olmadi Demiroren kendi sponsor olur ve bu sekilde gelir saglanir. Bu da olmadi TT veya Efes ile birlesmeye kalkarsin, olmazsa disaridan sponsor bulursun. Onemli olan bunlari denemektir en azindan. GS bile gitti Telekom ile gorustu, gerci olmadi ama en azindan buyuk takim uviyetine kavusmak istiyorlar. Gerci onlarda Nalga gecilecek duruma geldiler ya neyse.:)

Yorum Gönder

Ara