18 Aralık 2009 Cuma
Gündoğdu
Güzel blogumuz Ekşi Beşiktaş’ı nasıl daha güzel yapabiliriz diye düşünürken, şunları yazalım, bunlarda olsun diye fikirler çıkarken, yahu benim bildiğim Beşiktaş tribünsüz olmaz dedim. Ben de tribünde dair bir şeyler yazayım, tezahüratları, pankartları, günahları ve sevaplarıyla, bildiğim, gördüğüm, hissettiğim kadarını burada paylaşayım istedim. İsim olarak da düşündüm taşındım, İnönü'de en çok sevdiğim tezahürat hangisi dedim, Gündoğdu diye cevap verdim, baktım kendi kendime konuşmaya başlamışım, yol yakınken durup Gündoğdu'da karar kıldım. Bu hafta genel bir giriş yapayım, İnönü’de oynanan maçlardan sonra maç içi tribün olaylarının neler olduğu, hangi tezahüratın nasıl göze çarptığı, deplasman maçları haftasında da tribüne ait, Beşiktaş taraftarına, kapalı tribününe ait belli bir konu hakkında yazabildiklerimi elimden geldiği kadar yazayım diyorum. Bahane değil belki ama iş güç dolayısıyla deplasman yapamıyorum, O yüzden o kadar idare edeceksiniz artık.
Şimdi önce stadyumdan başlayalım. İnönü Stadını bilenler için söylüyorum (bkz: Trt Radyo) deniz tarafındaki kale arkası eski açık tribündür. Stadı bilmeyenler de burayı tek katlı, üzeri açık, ve bir kısmında deplasman taraftarının bulunduğu yer olarak tanıyabilirler. Rivayet odur ki, kapalı tribünden emekli olanlar burada hayatlarının sonuna kadar mutlu mesut yaşarlarmış. Ve içlendikleri zaman da arkalarına dönüp, o güzelim manzaraya karşı bir sigara yakar, “Ulan stadyumlara sigara yasağının gelmesi çok kötü oldu be" derlermiş. Stadyumun en ucuz biletleri bu tribüne aittir, ve müdavimleri tezahüratlara, coşkunun pik yaptığı anlarda katılırlar.
Eski açık tribünün tam karşısında, yani diğer kalenin arkasında yeni açık tribünü bulunur. Stadyuma en son eklenen tribün olduğu için adı yeni açık. Bu tribünün üzeri 2004 yılının başında kapatıldı. Tabi kapatıldı biraz iddialı olur. Kapanmaktan çok üzerine rahat birşeyler aldı diyebiliriz. 3 katlı bu tribünün en alt katı adının hakkını verircesine açık, e zaten tribünün sağ ve solları da çatıdan faydalanamıyor. Aman canım zaten adı üstünde açık tribün. Ne o öyle çatı falan.
Yeni açığın numaralıya yakın tarafının ikinci katında amigoluğunu Mustafa’nın yaptığı bir grup var. Arada ellerinde çekirdek sakin sakin oturan insanları ayağa kaldırıp moda sokuyorlar, Çarşı ile paslaşıyorlar, maçın hemen hemen tümünü tezahürat ile geçiriyorlar. Bir de korner atılırken rakip takım futbolcuları ile hoşbeş eden bir köşe var. Çok samimi çocuklar. Ne zaman bir Fenerli gitse hal hatır soruyorlar ordan. Ama bu grup dışında yeni açık izleyicisi de sakin bir kalabalık. Bir gün yolunuz düşerse, bu tribünün 3. katının en ön sırasında, tam kale arkasını hizalayıp bir maç seyredin derim. Ve eğer devre arasında tuvalete gitmeye niyetlenirseniz, tuvalet merdivenlerinde "herif yığını" nedir ne değildir tecrübe edeceksiniz.
Televizyondan maç izlediğiniz zaman göremediğiniz tribün numaralı tribün. Çünkü çatı kameraları bu tribünün üzerinde. Zaten görülecek aman aman bir şey de yok. Basın tribünü, şeref tribünü, Vip tribün ve numaralı tribün koltukları bulunuyor. Düşünün normal numaralı tribün koltuklarında oturanlara fakir gözüyle bakılıyor burada o derece. Viskiler, purolar içilip geyşaların üzerinden suşi yenilen bir yer olarak tahmin ediyorum açıkçası. Net bir bilgim yok. Gidenler de bir şey söylemiyor. İyiydi miyiydi diye geçiştiriyorlar. Kesin var bi olayı. Bununla beraber, o sosyetik duruşlarının yanında, yönetimle ilgili protestolarda numaralı tribün perde arkasında her seferinde kapalının önüne geçmeyi başarıyor. Ha ihalesi kapalıya kalıyor orası ayrı.
Ve efendim gelelim meşhur kapalımıza. Kapalı tribün Çarşı adıyla nam salmış taraftar grubunun ikametgah adresidir. Kapalı alt ve kapalı üst olarak iki ayrı kattan oluşur. Yeni açıktan farklı olarak burada katlar arasında istediğiniz gibi gezemezsiniz, zira biletleri ve fiyatları farklıdır. Üst kat alt kattan daha pahalıdır. Kapalı üst tribünün sağında ve solundaki locaların ortasında, iki direk arasında “kutu” diye tabir edilen bölüm tribünün kalbidir. Maç içerisinde büyük oranda tezahüratlara başlanılan, değiştirilen ve diğer tribünlere yön verilen yer burasıdır. Kutunun en ön sırasında amigonun –ki ceza alana kadar Alen’di- çıktığı set bulunur. Buranın en arka sırasına da “kafanın tavana değdiği yer” denir. Görürseniz nedenini anlarsınız.
Kapalı alt tribünde bu sezon itibariyle biz Ekşi Beşiktaş yazarlarından Tribal Enfexion, Raul Gonzales, Jessie, Yuki the Zorba ve benim maç seyrettiğimiz tribün. Orta kısmında üst tarafın devamı olarak sürekli tezahürat eden cevval bir grup var. Sağa ve sola kaydıkça bu tezahürat yoğunluğu azalıyor. Tabi azalıyor dediysekte namını yedi düvele duyurmuş bir tribünden bahsediyoruz. Ha bu arada adı kapalı alt olan bu tribünün yarısı 2004 yılının yazında yapılan genişletme çalışmasının da etkisiyle yağmur esnasında hiç de kapalı olmuyor aklınızda bulunsun. Ama şunu da belirteyim; "üstüm açık kalmasın" diye yukarı sıralara kaçarsanız, üstüne bir de İbrahim Üzülmez kapalı altın en alt sırasından siz daha onu izlemeden futbolu bırakırsa, kaybeden siz olursunuz. Onun o en basit hamleyi yapamayıp, hayatta yapamaz dediğiniz şeyleri yapışına iki karış öteden şahit olmak bambaşka bir duygu. Hastasıyım deli İbo’nun.
Neyse, tribünden bahsetmek için ilk yazıyı o her görüşümde hala bakakaldığım, otobüsle, dolmuşla, taksiyle bile geçerken gözlerimi ayıramadığım, güzelim, canım, cananım İnönü Stadyumu’na ayırdım. Ben İnönü’nün her maç doyasıya keyfini çıkartıyorum. Bunları da becerebildiğim kadar buradan sizlerle paylaşacağım. Bu yazının sonuna da şunu yakıştırdım “Beşiktaş’ım hayat sensin, dünyam sensin, her şey sensin…”
Etiketler:Gündoğdu,İnönü Stadı,Simplextablosu,tribün
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTEMEMİŞTİ - Aralık 2019'da Fitbol Dergi için yazılmıştı. AMATÖR LİGLERİN BÜYÜK GOLCÜSÜ OLAN DANİEL FARKE GOLLERİYLE HAYAT VERDİĞİ TAKIMA ZOR ZAMANINDA GİTMEK ZORUN...2 yıl önce
-
Josef de Souza Beşiktaş Orta Sahasına Ne Katar? - Evet, benim için çok çok ayrı bir yer olan bu platforma, vlogger olarak geri döndüm. Bu kez, garanti bir dönüş. Bavulumu alıp, Haydarpaşa Garı'na koymuş v...4 yıl önce
-
İyi ki Doğdun Büyük Başkan! (Metin Tekin Efsane Başkan Süleyman Seba'yı Anlatıyor) - Sarı Fırtına Metin Tekin, efsane başkanın doğum gününde onu anıları ile yad ediyor. Seneler evvel dediği gibi "Efsane, yıllar aşıp yüzyıl öteye geçebilme...4 yıl önce
-
Atleti - Atletico Madrid. Bir takım kurmuş... Bu takım sahada sanki bir vatan toprağını ya da bir ülküyü müdafaa eder gibi, bir kaleyi müdafaa ediyor. Sahaya çıkma...4 yıl önce
-
Golcü Şampiyon Yapıyor mu? - Gomis'in sezona muazzam başlaması üzerine Twitter'da bir tartışma gördüm. Tartışmanın temeli Gomis'in bu performansının Galatasaray'ı şampiyon yapıp yapmay...7 yıl önce
-
sinanyyilmaz.blogspot.com - Sinan Yılmaz'ın yeni ve profesyonel yazıları* sinanyyilmaz.blogspot.com* adlı blog adresinde olacak.9 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadeles...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...9 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189510 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
-
6 Yorum:
“Beşiktaş’ım hayat sensin, dünyam sensin, her şey sensin…”
tezahüratını özledim.
2002 ağustosundan bu yana defalarca gittiğim mekana hala her gidişimde turnike önünde heyecanlanıyorum bir sorun çıkacak diye ve sonrasında merdivenleri çıkarken kalbim fırlıyor yerinden...
yeni açıktaki antipati olusumuna da değinilse iyi olurdu.iyi niyetli bi olusum fakat tribünün yapısından kaynaklanan organize eksikliği mevcut.farklı şehirden maç izlemeye gelen insanlar bilet ucuzluğundan,eski açıktan iyi olusundan burayı tercih ediyor ve de bu problem ortaya cıkıyor.kapalı ile paslaşmaların dışında ciddi bir organize eksikliği başgöstermiş bir durumda,en azından ben böyle gözlemliyorum..
**mustafa da fena değil,iyi niyetli,takımını gerçekten seven bi taraftar..
ileriki dönemlerde tribün içerisinde bulunan farklı konularda yazılar bulacaksınız. bu genel bir giriş oldu şimdilik. bizi izlemeye devam edin demeye çalışıyorum yani =)
ben kücükken 100. yıl şampiyonluğunda ecevitler vardı, numaralıya yakın tarafta otururlardı, onlar sanki daha organize, daha düzgün bağırıyorlardı. biz 10 kisi bu sene kapalıya ayağımızı attık. gecen sene hazırlıktayken yeni acıga gidiyorduk, biletin ucuz olması ve izin sorunu olmaması yüzünden herkes geliyordu, her mac 15 kisi oluyorduk ve cok az maca gidebilmis besiktaslı arkadasları götürebiliyorduk. ben 8 yasından beri devamlı maclara giderim, kapalıda sürekli maca gitmek en büyük hayallerimden biriydi. zar zor izin aldım bu sene kombine icin.
neyse kapalı altın en asagısında orta merdivenin deniz tarafında karagümrüklülerin yanından izliyorduk sene basından beri. fener tribününden bir farkı yok. tezahurat bile yokken bagırın ulan diyenler, bagırmayanın annesine sallayanlar, demirören yeter diye bagıranlara 10-15 kisi saldıranlardan bıktık ama. hatta neden arkamızdaki 3-4 sıra hep boş kalıyor diye merak ederdim meğer bu yüzdenmiş. bugün büyük ihtimalle kapalı altın ortasının en üstüne çıkacagız. en güzel yer orası gibi geliyor. ıslanmadan ohh mis. sizlerle de mac seyretmeyi cok isterim:)
Erol
ankarada yaşayan ve 3 senedir kombine sahibi olan biri olarak(daha önceki senelerde de derbilere gelen) söylemeliyim ki, büyük-küçük maç ayırımı yapmadan müsait olabildiğim her maça geliyorum... o otobüs veya tren, ve hatta çok sıkışık bi zaman varsa uçak yolculukları geçmek bilmiyo, kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyo.. yol boyunca içimden marşlar söyleyerek, takımın güzel oyununu hayal ederek vakit geçiriyorum...
kapalı altta ortalarında 5. veya 6. sıra civarında kuzenimle bi oluşumumuz var kendi çapımızda :))
ekşibeşiktaş organizasyonu olursa tanışmak ve beraber maç izlemekten çok mutlu olacağımı belirtmeliyim...