.

.

.
Ekşi Beşiktaş. Blogger tarafından desteklenmektedir.

.

.

15 Kasım 2009 Pazar

Hayvanca

Dün saat 21 gibi Taksim'de dolanırken kafamda bir soru vardı; Bileti şimdi mi alayım, salondan mı alayım. Arkadaşım gelirse nasıl olur, gelmezse nasıl olur. Maça gitmeyip evden izlesem nasıl olur, gitsem nasıl olur... 2012 isimli dandik filme girmeden oluyor bunlar. Biletix de karşı kitapçının içinde olunca çeldirici oldu. 2 kız arkadaşımla birlikte biletleri alıp maça gitmeye karar verdim. Diğer yandan 2 arkadaşımı da iknaya çalışıyorum " Gelin bakın, yorulmayız, rahat olur" diyorum... Neyse, sabah kalktım. Arayan babam; "oğlum Efes maçına geliyor musun? Yaa baba ben gidiyorum da, senin gibi adamın ne işi var maçta dedim. Demeye çalıştım. Bilet yoktur, kalabalık olur, ne gerek var falan diye işi yokuşa sürmeye çalıştıysam da adam kararlı gibiydi. Saat 14:15'te salondaydım. Allah allah... Kapı tıklım tıklım. Islıklar, protestolar... Yanımda da iki kız arkadaşım olunca "hayvan" moduna geçmem zor oldu. Baktık kapı önündeki kalabalık makum boyutlara gelmeyecek, daldık kalabalığın arasına; Hayvan Mode On. İtenler, çekenler, yaslananlar, etrafında kim var kim yok diye bakmadan salak saçma konuşanlar... Dedim, oğlum ne işin var senin arkadaşlarını getiriyorsun buraya. Git oğlum, al arkadaşını boğaza git balık falan ye dedim. Salağız ya işte. Maça giriş saatimizi biliyor musunuz? 15:02. Muhteşemsiniz siz, Türkiye'de spor organizasyonundan sorumlu herkesedir bu sözüm. Siz aynen bu kafayla devam edin, yönetim de "basketbola ilgi gösterilmiyor" desin. Bu kafayla bu kadar işte. Önce siz insanları "hayvan"laştıracaksınız, sonra da hayvanlaştırdığınız kitleyi temizlemeye çalışacaksınız. Efes benchinin arkasında bir yer bulduk oturdum. Annemler mi? Onlara ulaşmak ne mümkün, harp ediyoruz sanki. Onlar başka cephede kaldılar. Efesliler 3-4 sıra önümüzde. 15-20 kişiler. 5-6'sının forması var. Belli ki br yerden beraber gelmişler, getirilmişler. Efes / Darüşşafaka bağlantısını düşününce çocukların kim olduğunu anlamak mümkün. Maçın 35. dakikasında bir tane ruh hastası Efesli çocuk 4-5 sıra alttaki koltuğuna ilerlemek için milletin oturmakta olduğu koltukları kullanıp milletin üstünden atlamaya çalışınca ortam hemen gerildi. Çocuk "Pardon" diyip olayı kapatacağına yumruğunu gösterince tribün birden hararetlendi. 15 yaşındaki çocuk 55 yaşındaki adama karşı... Belli bir süre karşılıklı atıştılar. Sonra 55-60 yaşındaki kişi "sen bu salondan çıkabilecek misin bakalım" dediğine şahit oldum o arada. Diğer Efesliler de o çocuğu aralarına alıp "yeter uzatma" dediler. Çocuk arkadaki Beşiktaşlılara dönüp "bakın ben laf etmiyorum, adam laf ediyor, benim suçum yok" gibilerinden ifadelerde bulundu ki haksız da sayılmazdı. Tabi ben baştaki üstten atlama hareketini anormalliğine bağladım, o ayrı. Daha sonra Beşiktaş'lı 60 yaşındaki zat kayboldu ve "Büyük Beşiktaş Taraftarı" geldi olay mahalline. Karşısındakinin "çocuk" olduğunu anlamayan 60 yaşındaki abimiz ve çocuğun bu gerginliği yüzünden önlerine gelen Efes'lilere saldırdılar. Her saniye yeni kitleler olay yerine gelip Efeslilere saldırıyordu. Çocuğu alıp götürdü polis zaten, amca da kaçtı gitti. Dayak yiyen sporsever oldu her zamanki gibi. Tribün belki Efes'in ama onlar 20 kişi, kalanlar Beşiktaşlı. Etraftaki Beşiktaşlılar bu kavgacı çocukları durdurmaya çalışsalar da pek etkili olamadılar. Tribün Efes tribünü ya, Beşiktaş'lıya da saldırıyor büyük taraftar. Beşiktaş forumlarında Efes'lilerin tahrikinden bahsedecekler yalan! Haber1903'te aynı şeyi yazacaklar "Link" yalan! 15-18 yaşları arasında, yarısı kızlardan oluşan bir kitle kimseyle böyle bir olaya girmez, giremez. Neyse, benim kız arkadaşlar arka tarafa kaçtılar tabi. Kalan 3 dakikayı da böyle bir zevkle izledik yani. Girişi, çıkışı... Her şeyi muhteşem bir aktivitede bulunmuş olduk. Arkadaşlarım her hafta gelelim dediler. Beşiktaş kulübüne bana bu olanakları sundukları için teşekkür ediyorum. Gerçekten anlamıyorum bu taraftar neden gitmiyor basketbol maçlarına. Yönetim haklı hakikaten. Neyse efendim. Hepinize tavsiye ederim gidin görün... O hengame içinde salonda görüşemediğim annem ve babam olmak üzere içeride bir türlü buluşamadığımız Threepoint ve Caner Eler'e selamlarımı sunarım... Not: Böyle şeyler yazarak insanları salonlardan kaçırıyorsunuz diyenler için; Üzgünüm!

11 Yorum:

sozcelyk dedi ki...

salonun dolu olacağını az çok tahmin ediyodum 5 haftalık namağlup takım hayvani performans , chatman vs vs bi sürü sebepten ötürü ancak bu kadar dolacağını düşünmedim..

bahsettiğğin gibi taraftarlık çizgisinden hayvanlık eşiğine doğru yavaş yavaş ilerliyoruz sanırım , denizlispor , kasımpaşa , wolfsburg efes derken..

sebebi de belli bu gerginliğin zaten de umarım ocağa kadar kendimizi zaptederiz zira gidişat çok fena...

Gökhan dedi ki...

biz de üniversiteden arkadaşlarlarla gittik,içeri girerken ki yoğunluk yüzünden pişman olduk hepimiz.

yuki the zorba dedi ki...

Maç başlamadan on dakika önce açabildim televizyonu... Salonu biraz boş görünce, kız arkadaşımla "Keşke gitseymişiz, ben izdiham olur diye gitmeyelim demiştim" diye konuştum... Hatta şimdi çıksak, ilk çeyrek sonuna yetişiriz, çıksak mı acaba dedik...

Sonra sonra dolunca içim rahatladı. Aynı zamanda kapılarda bir problem yaşandığını da anladım.

gökhancım, maç esnasında taraftar manzaraları gösterirken seni gördüm, armanın peşinden koşuyosun maşallah:)

Gökhan dedi ki...

zaten maçtan önce arkadaşlarla konuşurken de bu armanın peşindeyiz muhabbeti geçti aramızda :)

barfilozofu dedi ki...

Talimat verildiği belli, maç öncesi ilk girişteki kapıda aşırı derecede bir yoğunluk vardı. Bir baktım ikinci kapıda kimse yok. Sonra ben ile birkaç kişi gelince ikici giriş dolmaya başladı. Sonra telsiziyle bir kişi yanında da polis vardı. Adam telsizden bağırıyor açsanıza lan kapıyı diye. Üst üste abartmıyorum 10 kere yüksek tonda bağırmıştır. Orada kesinlikle anladım, her bir haltı. Maça girişimiz 14:56 o da kapının hemen önünde bulunmamızdan kaynaklanıyor. Saat 15:15 gibi bütün dışarıdaki millet salona yeni girmişti...

"namağlup takım, rakip efes, yönetimle ilişkiler belli kesin bi boklar olur" deyip gitmediğim maçtı. akabinde abdi ipekçinin güvenliğinden sorumlu değerli bi abimiz gs-fb maçına davet etmişti "ona mı gitsem" diye düşündüm ama gecenin bir vakti tv'yi açıp kendisini olayları yatıştırmaya çalışırken televizyonda görünce "iyi ki gitmemişim" dedim. ulan şu saçmalıklar yüzünden "şezlong" değil ama "kanepe" taraftarı olucaz...

Pamukk dedi ki...

basket maçlarına gelmiyosunuz derler e gittik noldu höh. neyse ki ben çakal arkadaşlarım sayesinde o çileyi çekmedim de :p şimdi o işkenceyi çekmiş insanlar bidaha gelirmi maça.zihniyetsiz ülkem benim

geloraptor dedi ki...

Ben de maça geç girenlerdenim. Geç kaldığımdan değil tabi malum sebeplerden. İlk başta yer bulamadığımızdan Efes tribünün de izledim ilk çeyreğin yetişebildiğim kısmını ama bir kavganın çıkacığını tahmin ederek ve de açının da kötülüğünden basın tribününde gözüme kestirdiğim bir yere attım kendimi. Maçtan sonra beraber gittiğim arkadaşım anlattı ben maça konsntre olduğumdan duymamışım. Efes tribünündeki bir efesli kız biz serbest atış atarken malum konsantrasyon bozmak amaçlı çığlık atmış. Arkadan bu kavgayı çıkaran elemanlardan biri buna "ne çığırıyorsun o...?" diye bağırınca yanında babası olması muhtemel kişi bir şeyler söylemiş vs. Efesliler'e burada kızılacak bir yan yok bence de.

Not: Caner Eler, Kaan Kural ve İsmail Şenol ile beraber basın tribününde en alt sıradalardı.

agopist dedi ki...

Forma giyip gelenler bizler yani Efesliler'dik. Herhangi bir yerden getirilmedik. Bir yerden geldik. o da evlerimizden. O maçta atlaya atlaya gelen kişi Efesli değil Beşiktaşlıydı. Efesliler'in hiç biri tanımıyordu. Yani beşiktaşlılar'la Beşiktaşlılar kavga etti diye başka Beşiktaşlılar Efesliler'e saldırdı. Durum budur.

Gürcan Ulusoy dedi ki...

neden aranıza aldınız, yeter yeter dediğiniz çocuğa sanki sizdenmiş gibi?

çocuk beşiktaşlıymış onu öğrendik te, neden sizleydi onu anlamadık.

hiç alakanız yoktu ise, neden çocuğu çekip aranıza aldınız onu anlamadım

Yorum Gönder

Ara