22 Eylül 2009 Salı
En Büyük Sen Değil Misin?
Raul Gonzalez'in neredeyse 1 ay önce yaptığı müthiş bir tesbit vardı. İçinde bulunulan durumu ondan daha güzel açıklayan bir başka yorum okumadım ben. Çifte kupalı şampiyonluğun ardından yapılacak tezahürat kalmadığından dem vururdu. Beşiktaşımızın tezahüratları genelde "Ölüyorum, Son Nefes, Ölüm, Yaşam, Musalla Taşı" ekseninde oluyor. Doğal olarak çifte kupalı sezonun ertesinde "Musalla Taşı" ve benzeri tezahüratlar biraz "E Şampiyon olundu, şimdi ne olacak?" durumunda havada kalıyordu.
Geçtiğimiz Kayseri maçında ikinci müthiş tesbit de yine Raul Gonzalez'den geldi; " Camia Özüne Döndü". Başlama düdüğü bile çalmadan Dolmabahçe'de yükselen o koro yine aşina olduğumuz ve neredeyse Beşiktaş'la bütünleştirdiğimiz "Aldırma Kartal Aldırma" noktasına dönmüştü.
Beşiktaş taraftarı gerçekten acıdan, yenilgiden mi besleniyor bilemiyorum. Neticede "Alayına İsyan" demeniz için o isyan için bir sebebiniz olmalı. Çifte kupalı sezondan sonra neye isyan edeceksiniz? Su yolunu bulduğu gibi camia da özüne dönüyor eninde sonunda...
Camia özüne döne dursun, ben bir sonraki maçı iple çekiyorum. Yenmişiz, yenilmişiz artık o kadar umurumda değil ki, teknik-taktik konuşacak bir olay bile kalmadı.
Benim Beşiktaşlılığım aslında biraz bu tezahürat/şarkıyla başlar. Galatasaray Ankara'dan 8-0'la dönerken, onların şampiyonluk kutlamasını bastırırcasına söylenen şarkı budur zira. Dakika 60, Galatasaray şampiyon olmuş, sahada anlamsız bir futbol maçı... O öyle bir şeydi ki, sonraki hiç bir şampiyonluğumuz bile beni o tribün senfonisi kadar etkileyemedi.
Gerçekten dedikleri kadar var; bazen değil, paso keder bile olsa Beşiktaş'lı olmak yetmez mi?
Gol dediğin nedir ki esasında? Golü sevenler bu şehrin başka takımlarını tutmamışlar mıdır tarih boyunca? Varsın olsun bizim takım gol atamasın.
Keşke yarın maç olsa da gitsek... Yine yenileceksek bile..!
Başın Öne Eğilmesin,
Aldırma Kartal Aldırma
En Büyük Sen Değil Misin
Aldırma Kartal Aldırma
Kartal Aldırma...
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(Atom)
Ara
-
DERBİ POZİSYON ANALİZLERİ - 1- 0:24 saniye! Gatasaray'ın ilk etkili atağı. Burada en büyük hata *Jailson'un partneri Serdar Aziz'e gereksiz yakınlığı oldu.* Seri burada muhteşem bi...4 yıl önce
-
Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa - Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün. 1- Yıldırım Demirören dönemi 2- Fikret Orman dönemi. Ben Yıldırım Demirören dönemini te...5 yıl önce
-
Bir Sağ Bek, Üç Mevki: Aaron Wan-Bissaka - Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de fena bir görüntü verm...6 yıl önce
-
Duhuliye - Duhuliye'den 5 ay önce haberim oldu. O da bu fotoğraf sayesinde. Bunca zamandır nasıl hiç duymamışım derken, etrafımdaki çoğu Beşiktaşlının da bilmediğ...7 yıl önce
-
Euroleague bwin Mart 2015 MVP Nemanja Bjelica Röportajı - Fenerbahçe Ülker dokuz maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda ve 2008-2009 sezonundan bu yana ilk kez Euroleague 'playoff'larına katılma hakkını ...9 yıl önce
-
Önce krampon, sonra performans - Her çocuk gibi sokaklarda başlayan futbol maceramız, bazı çocukların yaptığı gibi benim de toprak sahada devam etmişti. Sonrası okul, iş, hayat mücadele...9 yıl önce
-
NBA: Bir Ayın Ardından... (Part 1) - Her ne kadar başlığımızda bir aylık zaman dilimini ele aldıysak gerek tembellik, gerek iş güç yüzünden yazının paylaşılması, gerekli güncellemeler yapıldık...10 yıl önce
-
Manchester United - Burnley maçı - Manchester'ın ligin yeni takımı Burnley deplasmanında galibiyet alması bekleniyordu ama yine olmadı. Geride kalan 3 haftada takım henüz galibiyet görem...10 yıl önce
-
Bu Sefer Bahanem Var - Yine ihmal ettim blogu ama bu sefer sağlam bahanem var. Son 9 senedeki ikinci kıtalar arası taşınma olayına kalkıştım. Bilenler bilir, son 9 senedir Avus...10 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı - http://www.aliece.com/2013/11/babylon-dergi-ali-ece-roportaji/#more-189511 yıl önce
-
Arsenal Kendine İnanıyor - Arsene Wenger'in sözleriyle, *"İyi bir rakibe karşı alınmış tatmin edici galibiyet." *Arsenal hafta sonu Liverpool'u oyun dışı bırakarak, bölüm bölüm saha...11 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-
10 Yorum:
Benim Beşiktaşlılığımın da damar noktalarından biridir o ikinci 45 dakika. Zaten çocuk akıllıyız. En ufak sevinçte havalara uçarken, en ufak üzüntüde dünyamız yıkılıyor. Yeni açıkda Ankara'dan gelen haberlerle çökmüşüz. Derken o tezahürat yükseliyor tribünlerden:
"Başın öne eğilmesin
Aldırma kartal aldırma"
Her duyduğunu kapan çocuk edasıyla yerimden kalkıyorum ve söylemeye başlıyorum. O an anlamını kavrayamasam bile söylememle birlikte öne eğik başımı kaldırıyor zaten o mısralar. Anlamını kavradıktan sonra ise Beşiktaş sevgimin tınısı olarak belleğime kazınıyor.
İkinci Porto maçı için yazmıştım Şampiyonlar Ligi'ndeki. Şu minvalde bir şeydi:
Beşiktaşlı takımını ne kadar sevse de çoğu zaman başaramayacağını içten içe bilir. Yine de biz acı çekmeyi seven bir taraftar güruhu olduğumuz için içimizi umutla dolduruyoruz. Her seferinde "Bu sefer bizi sevindir Beşiktaş" desek de takımımız bizi üzüyor, ama biz yine de seviyoruz takımımızı..
Tezahürat ilk uyarlandığında, "dışarda 40 bin taraftar bir gün ağlar bir gün coşar" şeklinde söylenirdi... Sonra o malum 93 yazı itibariyle dışarıda kalan mahşeri kalabalık üzerine "dışarda 100 bin taraftar"a evrilmiştir... Düşünürken tüylerim diken diken oldu bak...
Bir bu bir de yağmurlu bir gün bestesi... İkisi de ne zaman tribünde söylense içimen bir şey kopuyor, gerçekten çok etkileyici...
Jessie'nin Beşiktaş'ı sevdiğini gösterdiği ender yazılarından biri. Elbette ki bütün eleştirilerini sevdiği için yapıyordur, o ayrı konu ama, safi sevgi sözcüklerinden oluşan bir yazısını görmemiştik şimdiye kadar :) onu demeye çalışıyorum.
Manchester United maçı başlamadan önce de bu tezahürat söylenmişti, ama bana bir anlamsız gelmişti, direkt acıların çocuğu muhabbetine geri döndük, ligde ne kadar kötü günler de yaşasak, sıfırdan bir başlangıç yapıyorduk o maçta, mağlup psikolojisine gerek yoktu.
bobo, holosko, tello için yazı yazacağım da onun altyapı çalışmasını yapıyorum :)
böyle iyiydi? boşver babam tello'yu, holosko'yu. beni yaz, çiçekleri yaz, sonbaharı yaz jessie. kaldır kadehi boş kalmasın...
jessie abi seni severim ama yeter artık itiraf et. küçükken o 8-0'lık maçın olduğu güne kadar galatasaraylıydın.
yani bu bize karşı olan rahatsızlığının başka açıklaması yok. yediremiyosun kendine, yazıya döküyosun. belki de bu yüzden arda'yı sevemiyorsun :)
o değil de son derbicikte tescillendi. kimse sanırım bunu belirtmedi ama: kadıköy'deki galatasaray = sami yen'deki beşiktaş.
3-0'lık maç olmadı. serdar neler kaçırdı. ee hakem de sağolsun abisi :)
bu laflar kavgada söylenmez! yetiş gari jessie!
aldırma kartal aldırma bidaha ki maça tabata yanında kimi yuhlasınlar? pehh